1. 1.
    -1
    başlıyoruz beyler

    O haftasonu annem, bir
    akrabamızın düğünü için köye
    gideceğimizi söylediğinde, canım
    sıkılmıştı. Gel sen şimdi izmir'de
    üniversitede okuyan mini etekli
    kızları bırak ve köye düğüne git.
    Oldu mu şimdi bu? Babam da
    ısrar edince mecbur kaldım
    onlarla köye gitmeye. Köyde
    sıkılıyordum. Uzun yıllar önce
    (Anadolunun bir köyünden)
    izmir'e taşınmış olsak ta, bizim
    köydeki evimiz halen dayalı
    döşeli durur. Tatillerde köye
    gidilir, bir iki hafta kalınır, eş
    dost akraba ziyareti yapılır ve
    tekrar izmir'e dönülür. Hele yaz
    tatilini köyde geçirmek benim
    için işkenceydi.
    ···
  2. 2.
    -1
    Zeynep bu sefer elimi sertçe
    tutup memesinden uzaklaştırdı
    ve kulağıma, "Böyle birşey
    yapmaya utanmıyormusun sen?
    Ben senin halanın kızıyım!
    Üstelik nişanlı olduğumu da
    biliyorsun!" diye fısıldadı. O an
    anladım ki, Zeynep, benim
    Fidan'ı da aynı anda okşadığımı
    bilmiyordu. Zeynebin bu soğuk
    tavrına karşın ben de elimi
    çektim ve yalnızca Fidan'la
    ilgilenmeye karar verdim, eldeki
    tek kuş, daldaki iki kuştan daha
    iyidir diye düşünerek. Az sonra
    da Fidan'a, "Gelsene sen benle
    bir dakika!" dedim ve ayağa
    kalktım. Fidan gözlerime (Niye?)
    diye sorarcasına bakıp ayağa
    kalkınca, birşey demeden elinden
    tutup odama zütürdüm. Zeynep
    oturduğu yerde sap gibi
    kalakalmıştı öylece.
    ···
  3. 3.
    -1
    Bu arada Fidan'ın tişörtünün
    üstünden göğsünü okşayan elimi
    tişörtünün altından içeriye
    soktum. Şimdi elim çıplak
    teninde geziniyordu. Göbek
    çevresini, bazen de sütyeninin
    etrafını okşuyordum. Yarağım da
    sertleşmiş, pantolonumun önünü
    kabartmıştı. Halalarımın kızları
    arasında olmam beni iyice
    azdırmıştı. Gerçi Zeynep pas
    vermemişti, hatta olumsuz tepki
    vermişti de denebilirdi. Ama o
    anda nedense, ikisine karşı da
    içimde tarif edemediğim bir arzu
    vardı. Hep iki kızla ciks yapmak
    süslemiştir fantazilerimi. Bu
    yüzden birdaha denemeye karar
    verdim. Bu sefer sol elimi
    Zeynebin omzuna değil de, direkt
    kolunun altından sokup, o kafam
    gibi memesini avuçladım. Yine
    nazikçe elimi tutup memesinden
    çekti. Zeynebin, bu ikinci
    girişimimi de savuşturması
    canımı sıkmıştı. Ama
    yüzsüzlüğüm tuttu, birkaç saniye
    sonra aynı hareketi
    tekrarladım...
    ···
  4. 4.
    -1
    Zeynep yavaşça elimi tutup
    indirdi omzundan. Bu hareketi
    yaparken Fidan'a çaktırmak
    istemiyordu, sanıyordu ki ben
    sadece kendisinin omzuna attım
    elimi. Oysa o anda diğer elim
    çoktan Fidan'ın omzundan
    koltuk altına inmiş ve ordan da
    tişörtünün üstünden göğsünü
    okşamakla meşguldü bile. Fidan
    da, "Ayy bu şarkı çok güzel...
    Bundan önceki klibinde saçlarını
    kızıla boyamıştı... " gibisinden
    Zeynebin dikkatini TV'ye çekmek
    için öylesine konuşup
    duruyordu. Ama Zeynep adeta
    heykel gibi oturuyor ve elindeki
    birasını bile içmiyordu. Belli ki,
    deminki hareketimden rahatsız
    olmuştu.
    ···
  5. 5.
    -1
    up up up
    ···
  6. 6.
    -1
    TV'de bir müzik kanalı buldum.
    Biraların kapaklarını açıp
    verdim ellerine. Birer de sigara
    yaktık. "Azıcık yer açın da,
    köyün en güzel iki kızının
    arasına oturayım!" dedim. Bu
    isteğim Zeynebin pek hoşuna
    gitmemişti galiba. Ama Fidan
    gülümseyerek hemen kenara
    kayıp bana yer açtı. ikisinin
    arasına oturdum. Elimizde
    biralar, sigaralar, TV'de müzik
    klipleri izliyoruz. Fidan'ın neşesi
    yerinde, fakat Zeynep huzursuz
    biraz.
    Sigaralarımız bitince, biramı da
    iki dikişte bitirip, şişeyi sehpaya
    koydum ve geriye yaslandım, bir
    kolumu Zeynebin omzuna,
    diğerini de Fidan'ın omzuna
    koydum, ikisini de kendime
    doğru çektim. Fidan hemen
    kolumun altına sokulurken,
    ···
  7. 7.
    -1
    Fidan'ın açık saçlarının aksine,
    Zeynep başını parlak pullarla
    nakışlı bir tülbentle bağlamıştı.
    Kolunda da 8-10 tane burma
    bilezik vardı. Geçen sene final
    sınavım olduğu için, Zeynebin
    nişanına gitmemiştim. Zaten
    sınavım olmasa da gitmek
    istemezdim. Annemlerden
    duyduğum kadarıyla,
    Kuşadası'ndan bir otelciyle
    nişanlanmıştı.)
    Birer sigara verdim bunlara.
    Sigaralarını yaktım. Onlar da
    benim gibi ailelerinden gizli
    içiyorlardı sigarayı. Ama tiryaki
    değillerdi, sigaraları acemice
    tutuşlarından belliydi. Fidan bir
    iki fırt çektikten sonra, "Ohh,
    sigara iyi geldi valla, sabahtan
    beri ilk sigaramız! Ahh, şimdi
    yanında bir de buz gibi bir bira
    olacaktı ki... " dedi. Ben hemen
    atıldım, "Hadi ozaman bizim eve
    gidelim, ben bakkaldan bira
    alırım!" dedim. Fidan hemen,
    "Ayy süper olur, hadi gidelim!"
    ···
  8. 8.
    -1
    up up up
    ···
  9. 9.
    -1
    neyse devam

    Onlar da seneler önce köyden
    (ismini hatırlamadığım) bir
    şehire taşınmışlardı. Fidan
    şimdi, ismine yakışır bir kız
    olmuştu, fidan gibiydi. Sigaramı
    içerken, (Halamın kızı falan,
    ama ne gibilir!) diye düşündüm.
    ilik gibi olmuştu. Ben bunları
    düşünürken, Fidan, yanında iri
    yarı, 20'li yaşlarda bir genç kızla
    birlikte yanımda bitiverdi.
    Selamlaşıp tokalaşırken,
    yanındaki kızın kim olduğunu
    çıkarmaya çalışıyordum ki,
    Fidan, "Biz de Zeynep ablayla
    birer sigara içelim dedik, sigaran
    var dimi?" diyerek farkında
    olmadan hatırlatmıştı. (Zeynep
    de Şehriban halamın kızıydı.
    Zeynebi de bilmem kaç yıldır
    görmemiştim. iri yarı bir genç
    kız olmuştu. Memeleri resmen
    kafam kadar olmuş, beyaz
    gömleğinin düğmelerini
    patlatcak gibi duruyordu.
    ···
  10. 10.
    -1
    up up up
    ···
  11. 11.
    -1
    Dedemin beli kuvvetliymiş. Tam
    11 tane halam ve 2 tane de
    amcam var. Bunlar yaşayanlar,
    3 tanesi de doğumdan hemen
    sonra ölmüş. Ayrıca, ismini bile
    bilmediğim, hatırlamadığım
    okadar çok akrabamız var ki
    köyde, kimin düğünü olduğunu
    bile sorma gereği hissetmedim.
    Köye vardık. Evimize yerleştik,
    eşyaları örten beyaz örtüleri
    topladık. Elektriği sigortadan,
    suyu vanadan açtık. Komşularla,
    akrabalarla hoş beş falan.
    Akşama düğün evine gidildi.
    ···
  12. 12.
    -1
    up up up
    ···
  13. 13.
    +1
    Panpa gibmedigin bi muhtar kaldi
    ···
  14. 14.
    -1
    Düğünevi çok kalabalık, mahşer
    günü gibi. Sanki tüm köy orda.
    Davul zurna çalıyor, yemekler
    yeniyor, içkiler içiliyor,
    tabancalar tüfekler atılıyor.
    Kadınlar erkekler haremlik
    selamlık gibi. Etrafta çekirge
    sürüsü gibi çoluk çocuk
    koşuşturuyor, bağırıp
    çağırıyorlar. Ben sevmem
    kalabalığı. Daral gelir bana.
    Benim aklım fikrim, flört
    edilecek kız var mı? Daha
    doğrusu gibilecek kız var mı?
    Etrafa şöyle bir bakıyorum,
    yetişkin kızların çoğu nişanlı,
    yada evli. Başlarını
    örtmelerinden ve kollarındaki
    bileziklerden belli oluyor bu.
    ···
  15. 15.
    -1
    Ayrıca etrafta dolanan birkaç
    palazlanmış kız var, 16-17 yaş
    gurubunda. O kızlardan
    birtanesi beni kesiyor sürekli,
    fırsat buldukça gülümsüyor
    bana. Sürekli mutfağa girip
    çıkıyor elinde tepsiyle, boş
    bardakları falan topluyor
    masamızdan. Benimle kesişmek
    için yapıyor bunları. Alıcı gözle
    bakıyorum kıza, güzel bir kız.
    izmir'de olsaydı, kesin giberdim
    bunu diye geçiriyorum içimden.
    Ama köy yerinde imkansız gibi
    geliyor bu iş bana. Üstelik daha
    kızın kim olduğunu bile
    bilmiyorum.
    Sigara içmek için kalkıyorum,
    bahçe duvarının dışına
    çıkıyorum. Etrafta koşuşturan
    çocuklardan birini çağırıp,
    uzaktan o kızı gösteriyorum,
    kzın kim olduğunu soruyorum.
    Kim olduğunu öğrenince de
    şaşırıyorum. Kesiştiğim kız,
    Kadriye halamın kızı Fidan imiş.
    Fidan. En son taa bilmem kaç
    sene önce çocukken görmüştüm,
    Sümüklü Fidan derdi herkes ona.
    ···
  16. 16.
    0
    Heycandan ölüyom laaaan
    ···
  17. 17.
    0
    En yukardaki düğmeyi de ben
    dişlerimle koparınca, o sütyene
    sığmayan koca göğüsleri daha
    bir ortaya çıktı. Göğüslerinin
    sütyenden taşan kısımlarını öpüp
    yalıyordum. Zeynep de bundan
    zevk alıyordu ki, debelenmesi
    biraz azalmıştı. Ama yine de,
    "Yapma, kalk üstümden!" diye
    bağırıyordu. Ellerini tuttuğum
    için ellerimle başka birşey
    yapamıyordum, Fidan'a
    söyledim, Zeynebin sütyenini
    aşağı sıyırmasını. Sıyırınca
    göğüsleri serbest kaldı.
    Göğüsuçları sertleşmişti, evet,
    istemiyormuş gibi davransa da,
    bu Zeynebin de hoşuna
    gidiyordu. Göğüsuçlarını yalayıp
    emmeye başladığımda Zeynebin
    ses tonu değişti, "Yapma!" derken
    artık sertlik kalmamıştı.
    Bağırmıyordu, sadece normal
    konuşur gibi, "Yapma!" diyordu.
    Fidan resim çekmeye devam
    ediyordu. Yarağım da
    pantolonumun içinde kasıklarımı
    ağrıtacak kadar şişmişti.
    ···
  18. 18.
    0
    up up up
    ···
  19. 19.
    0
    oha devam çabuk
    ···
  20. 20.
    0
    Tepem attı birden, "Nereye
    gidiyorsun dıbına koduğumun
    huursu!" diye bağırıp, Zeynebi
    kolundan tuttuğum gibi yatağa
    fırlattım. Bu sefer şok olma
    sırası Zeynep de idi, bunu
    yapacağımı beklemiyordu.
    Kalkmasına fırsat vermeden
    sırtüstü yatırıp üstüne çıktım,
    ellerini tuttum ve bacaklarının
    üstüne, kasıklarına yakın
    oturdum. Fidan'a da, "Kes
    ağlamayı da, git salondan
    telefonumu getir, çabuk!" diye
    bağırdım. Fidan robot gibi salona
    koştu. Zeynep ise telaşla, "Bırak
    beni! Ne yapacaksın? Kalk
    üstümden!" diyerek altımda
    debeleniyordu. "Ne mi yapacam?
    gibecem tabii ki! dıbına koyacam
    senin huur! ilk önce seni
    gibmem lazımdı! Sen de köyün
    diğer amcıkları gibi yarak için
    geberiyorsun!" dedim ve eğildim,
    boyunu, boğazını, öpüp
    yalamaya başladım. Zeynebin
    debelenmeleri nafile idi.
    ···