beyler çügülemenizi anlamıyorum. zaten en yüksek şuku sayım ilk entry'de neden çügülüyosunuz neyse hikayeye döneyim
yumruğum sıkılı karanlığa bakarak iç geçiriyorum. ama o gibtirip git lafından sonra anladım ki ecemde benden nefret etmeye başlamıştı. telefonu koydum bir köşeye. yüzüğü aldım masadan.
taş atarmışçasına bir pozisyona soktum yüzüğü.
tam atacakken aklıma takıldı. ya ben irademi koruyamazsam. ya yenidem ecemle birlikte olursam diye kendimi parçalıyordum
en sonunda o gibtirip git lafı geldi aklıma.
yüzüğü bütün gücümle fırlattım. attıktan sonra
-elveda ecem. seni çok özleyeceğim
dedim gibtir olup uyumaya gittim.
sabah saat 12 gibi uyandım. gerçi pek sabahta denemez ama. telefonumu balkondaki masada unutmustum gidip onu aldım. denizden mesaj gelmişti
D: müsait oldugunda beni ara bu olayları adam akıllı konuş benimle
elimi yüzümü yıkadım. kahvaltı hazırladım kendime annemler evde değildi.
çayımı koydum demlenmesini beklerken denizi aradım.
D: alo
B: alo kanka günaydın
D: gibtir et günaydını. olayları en başından anlatsana. esma ecemlere gitmiş gittikten sonra beni aradı da ecemin arkadan böyle bağırarak sesi geliyodu.
B: off deniz bunu nie yapıyosunuz. bırakın artık şu kızı unutayım her gün biriniz ararsa bu konu hakkında ben ne halt edicem nasıl unutucam bu kızı
D: sakin ol bi amk. ne oldu sadece onu istiyorum senden anlat bi
B: kısaca özet geçicem. ayrılmak istedim. sıkıldım artık sonra dün gece ecem gibtir ol git dedi bende su anda ecemden deli gibi nefret ediyorum anladın mı
D: olm yapmayın bir sürü şey yaşadınız ufak tartışmalar için ayrılamanın ne lüzumu va...
B: ya deniz bi bırak kanka ya. geçmişi tekrar yaşayamam ben önüme bakmam lazım. ve ecemi artık hayatımda tutamam. anlamalısın.
D: tamam. o zaman görüşürüz. soracak bişeyim kalmadı
B: görüşürüz
telefonu kapattım. bu sefer cidden zor olsa bile eceme güçlü gözükmeliydim. o gibtir git lafını kullanırken yanlış düşündüğünü kanıtlamam gerekirdi.
berke aradı sonra.
B: alo
Br: alo kanka
B: sende ecem diyeceksen cidden kusucam berke yeter amk
Br: la bi susda dinle dıbına kodumun salağı
B: söyle ama artık ecem hakkında aldığım son telefon olsun
Br: ulan kız sana aşık. demin konustum hala ağlıyor. göz yaşı gram olsun dinmemiş .ne yapıyosun ya sen bırak artık bu ayakları amk
B: istemiyorum olm anlamıyomusun istemiyorum lan sevemiyorum artık ecemi ecemsiz bi hayat sürmek istiyorum. neden anlamıyosun.
Br: ileride çok pişman olucaksın. ben şulenin yanına gidiyorum
B: ne şulesi sevgili ayakları falanmı var?
Br: yok. konusuyoruz işte hemen atlamak istemiyoruz. onun fikri.
B: tamam hadi bol şans sana
Br: sağol ama sen büyük hata yapıyosun. unutma. en basitinden hastanede kendi durumunu unutup senin gözündeki morluğu soran kızdan bahsediyoruz düşün.
ağlayacak gibi oldum. gözümden tek tek yaşlar gelmeye başladı. cevap veremedim. anılar aklıma geldikçe o kadar çok üzülüyordum ki. olmuyordu ama.
Br: ordamısın kanka
B: ben aricam sonra seni (sesim titriyor) hadi görüşürüz
dedim telefonu kapattım.
kusucaktım artık. üzüntüden o kadar sinirlerim bozulmuştu ki.
çayın altını söndürdüm. su kaynamıştı ama çaya eklememiştim suyu. içmekten vazgeçtim.
televizyonu açtım hiç beklemediğim bir anda telefonum çaldı hızlıca elim telefona gitti
açelya arıyordu.
B: alo
Aç: alo b nasılsın
B: şey açelya biraz kafam bozukta seni sonra arasam olur mu?
Aç: hadi ya. konuşmak istersen aşşağıda oturuyor olucam. biraz sohbet etmek için aramıştım bende seni.
B: sağol. kendimi iyi hissedersem gelirim
Aç: mutlaka gel. konuşmak iyi gelir insana.
B: sağol. gelmeye çalışırım hoşçakal
Aç: görüşürüz.
dedim telefonu kapattım. aslında bişeyleri konusmak lazımdı. yarım saat sonra aşşağıya indim.
açelya oturmuş bankta müzik falan dinliyor ortalığa bakıyor.
yanına gittim sakince oturdum açelya irkmişti kulaklık vardı farketmemişti beni.
Aç: neden sessiz geldin ya korktum
B: kusura bakma. kulaklık vardı sende.
Aç: doğru haklısın aslında. ee kafan neden bozuk anlat
B: sen neden konuşmak için çağırdın bence önce sen anlat
açelya ufaktan tebessüm etti.
Aç: peki başlayayım. ben buraya gelmeden önce gelidğim şehirde bi çocukla bir ilişkim vardı. çok seviyoduk birbirimizi. ayrılmamak için türlü sözler veriyoduk. görünmez bir bağ vardı aramızda. sonra bişeyler oldu cocuk gideceğimizi öğrendi ve benden ayrılmaya karar verdi. saygı duydum başta ama bugün aldığım bir haber oradaki en yakın arkadaşım ile artık bir ilişkisi varmış. canımı sıktı buda.
B: üzüldüm.
Aç: üzülmessin. biliyorum bu dilleri sen merak etme. boşver ee senin durumun ne
cinselliği katmadan ecemle yaşadıklarımız anlattım açelya durdu durdu
Aç: sen bu kızı cidden neden terk ettin bir daha anlatsana.?
B: ayrılık döngüsü olmuştu. artık birlikte olamazdık. ben sürekli mutluluk olan bir şeyin içine sürüklenmek istiyorum.
Aç: sen mutluluğu ne sanıyosun ki? kim bulmuş mutluluğu. şu dünyada en zengin adamın bile bir mutsuzluğu varken ve ya düzenlerinden ettiğimiz insanlar varken senin bu mutsuzluğun neden. bence sen zaten ayrılmayı kafaya koymuşssun. başka sebebler varmış. aklında aslında ama sen bunları günyüzüne çıkarmamıssın. ben böyle yorumlarım
duraksadım
B: açelya bişey sorabilir miyim
Aç: tabii
B: yanlış anlamanı istemem ama.
Aç: sorduğun soruya bağlı
B: seni tanımama izin verir misin.?
Aç: neden?
B: bunu daha sonra söylemek isterim. ama herhangi kötülükte değil sadece. çok farklı konusuyorsun. seni cidden tanımak istiyorum
Aç: tabii seve seve tanışırız (tebessüm etmişti)
biraz daha oturduk konustuk telefonum çaldı açelyaya pardon dedim ceren aramıştı açtım telefonu
B: alo
Ce: alo b ecem size doğru geliyor
irkildim ve duraksadım
B: ne diyosun ya sen
Ce: az önce aradım sana gideceğini söyledi kapattı çok sinirliydi
allahım neden yapıyosun sen bunu bana diye içimden söylenmeye başladım
Ce: alo ordamısın b
B: tamam kapat ben ecemle konusurum gelidiğinde
dedim ve bankta oturararak ecemi beklemeye başladım
korkuyordum artık söyleyeceği her sözden bu sefer hazırlanmaya başlamıştım.