+32
-2
ağlamayı bırakmıştım. kafamı kaldırdım. dik tuttum. acıyordu canım fakat elimden bişey gelmiyordu. kararlıydım. asla birliktelik olmayacaktı artık ecemle. çünki artık bu bir döngüydü. tekrar barışacaktık tekrar ayrılacaktık. sürekli aynı şeyler olacaktı. bıkmıştım. yorulmuştum. aslında şu aşk dediğimiz şey insanın bazen en son çekeceği acı türünden. ama gel gör ki o en sondaki illet birden en başa geçebiliyor.
berkeye mesaj atmıştım: yapacak bişey yok. bende ağlıyorum bende üzülüyorum. ama artık biz olamayız. yapacak bişeyimiz yok. ecemi hep sevicem. fakat asla birlikte olamayız.
Br: ya bi gibtir git amk gene neyin triplerindesin
B: ciddiyim artık. ecemi çok özleyeceğim. onun gibi bi insanı asla tanıyacağımı zannetmiyorum fakat bunu yaşamam lazım. ben ecemin istediği b oldum. beni ben yapan bir çok şeyden arındırıldım. onun sevdiği şeyler zamanla yok olmuştu. kendimi tanıyamıyorum. yapacak bişeyim yok.
Br: yazık ediyosunuz kendinize.
B: yaşamaktan başka çaremiz yok.
mesaj atılmamıştı sonra. ecemle asla birlikte olamazdım artık. çünki bu işin bir sonu yoktu. ecemden nefret edip ondan uzaklaşmak istedim. bunun için bir çok fikir danıştım kendime. 2 saat sonra beni esma ceren aradılar. önce ceren aradı
B: alo
Ce: alo kanka
B: efendim ceren.
Ce: kanka yapma. ecem hatasını anlamış işte daha fazla uzatmayın hadi kanka ayrılık lafını unutun devam edin
B: ceren. siz işleri zorlaştırıyorsunuz. ecemi sevdiğimi ben defalarca söyledim. ama artık eskisi gibi olamayız. neden üstüme geliyosunuz. neden anlamıyorum ben ecemi sevmemek istiyorum hatta işin ucunda nefret etmek varsa evet onuda istiyorum artık ecemi istemiyorum. anlamanız lazım. yeter artık
Ce: kanka yapma böyle. kendinize yazık ediyorsu...
B: kimsenin kendine yazık ettiği yok ecem. yaşanmışlıklar geçmişte kaldı. ecemi unutmak istiyorum. hayatımı tekrar kendim şekillendirmek istiyorum. buna hakkım var
Ce: o zaman kıza neden o kadar söz verdin?
B: o zaman o bana neden o kadar söz verdi? ama uymadı? bunların cevaplarınıda versenize
Ce: kanka bak. ecem çok seviyor seni. aşık ben böyle manyakça seven bir kız daha görmedim.son kez deneseniz.
B: ceren. ecemsiz bir hayat yaşamak istiyorum. onu daha çok seversem daha farklı bir b olucam.
anlamanızı istiyorum. kapatıyorum ben şimdi. eceme ulaşırsan hani. söylersin. aramasın. eğer ararsa. istemediği şeyler söyleyeceğim. (sesim titriyor.)
Ce: tamam kanka hoşçakal
B: görüşürüz
aslında bakarsanız yaptığım şerefsizlikler içinde ecem ile ayrılmam iyi olmuştu. ne zaman tartışsak başka biriyle birlikte olma çabalarındaydım. eceme ihanet etmiştim bi nevi. benim çekmem gereken bir acıydı bu. ecem 2 3 gün sonra gurur yapıp bırakırdı. ama benim için sürekli kanayan bir yara olarak kalıcaktı.
odama kapanmıştım. annemler yemeğe çağırdıklarında gitmiyordum. hiçbişey yiyemiyordum. halsiz kalmıştım
odada otururken öyle kapı çaldı. kilidini kaldırıdm. babam gelmişti.
babam beni kapıdan uzaklaştırdı. kapıyı kapatıp kilitledi. benim oturmamı söyledi.
saatlerce nutuk yedim. klagib laflar ama en çok içime oturan söz şuydu
-aslında her insan kendi yaptığını yaşıyor. derler ya ne ekersen onu biçersin. insanlar hep farklısını istiyor. her insanda olan bişey bu. bişeyler yaşamak istersin. herşeyi ona göre hazırlarsın. ağacın kök salmasını sağlarsın. ağaç büyür. sonra zamanla o ağacın yemyeşil yaprakları sarıya döner. sonra dökülür. işte hayat'ta böyledir. en sonunda ise sana bir seçenek düşer.
ya ağacı tekrar yaşatmak istersin
ya da ağacı kesip tekrar yeni bir ağaç dikmek istersin.
ağacı yeniden yaşatmaya çalışırsan cok zorlanırsın. tekrar ona bakım yapıp tekrar yeşermesi için çok çalışırsın
ama eğer kesmeye yönelirsen. ağacın dalları. odunları sana ondan kalan son parçalardır. onları istediğin herşeyde kullanırsın.
işte hayatta tecrübe ister. bunu hiçbir zaman unutma.
dedi cıktı odadan cok etkilenmiştim. ecemle yaşadıklarım aslında bir tecrübeydi. herkes ile yaşadıklarım bir tecrübeydi. yapabilecek bişeyim yoktu.
annemler uyudu. kendimi balkonda çok rahat hissediyorudm.
gecenin ilerleyen saatlerinde telefonum çaldı ecem aramıştı. açsammı açmasammı diye yeltendim.
telefona yeltenirken. elimdeki yüzüğü gördüm. içimden belkide dünyanın anısı geçmiştir. telefonu açmadan önce yüzüğü parmağımdan çıkarttım. masanın üstüne koydum. telefonu açtım
E: (ağlamıştı) alo
B: neden aradın ecem. (gözlerim dolmaya başlamıştı)
E: (ağlamaklı) ne zaman bitiriceksin bu illeti. yetmezmi çektirdiğin
gözlerimi kapatıp göz yaşı akmaması için kendimi sıktım.
B: ecem. elimde değil neden anlamıyorsun. biz artık olamayız.
E: (ağlayarak) bir hatam yüzünden mi
B: bir hata değil ecem bu ayrılık döngüsüne artık girmek istemiyorum. sadece hepsi bu
ecem şiddetli hıçkırmaya başlamıştı
B: ecem
E: (ağlamaklı) madem istediğin bu. madem beni sevmiyorsun. şu hayatta hiçbir zaman sevmemiştin. sözlerini tutmayacaktın. sana söyleyebileceğim tek şey gibtirip gitmen hoşçakal
telefon yüzüme kapanmıştı yumruğumu deli gibi sıkmıştım. dayanabileceğim türden bir acı değildi ecemi çok özlemiştim ama birdaha asla biz olamazdık.
karanlığa baka baka düşünmeye başladım. o karanlık beni yansıtıyordu.
Tümünü Göster