-
1.
+21 -1Yeni bir evin size ne zararı olabilir?
Karanlıkta yürürken arkanda bir şey olduğunu hissedebiliyor musun?
Annem çıkmamız gerektiğini söylediğinde yeni hazırlanmıştım. iki büyük bavulumu aldım ve aşağı indim. Arabamıza binmeden önce son kez evimize baktım...
Yeni eve 3 saat yolculuktan sonra vardık. Taşınmamızın sebebi babam geometri öğretmeni ve tayini çıkmıştı. OFFF!
Arabadan indim. Küçük şirin evimizden sonra bu ahşah şatomsu ev biraz garip gelmişti ama daha büyük bir evin kime zararı olurdu ki...
Edit: Beyler yeni bir hikayeyle karşınızdayım. Fazla bekletmedim sizi. Rezlerinizi alın, başlıyorum.
Edit2: Şuku verin biraz beyler, trende girsin. Amacım çok kişinin okuyabilmesi.
Edit3: Hikaye bitti arkadaşlar. Okuduğunuz için teşekkürler.
-
2.
+2Ooo rezz sardi
-
3.
+2DevAM kanka
-
4.
+2Severim
-
5.
+6Annem:
-Gizem! Niye bavullarını almıyorsun?
-Dalmışım anne ne yapayım?
-Tamam, hadi.
Bu arada babamın ikinci eşi yani üvey annem bu yüzden aramız pek iyi sayılmaz.
Eve girdiğimde bir ürperme hissettim. Tuhaf... Babamda hissetmiş olacak ki:
-Kızım kaloriferi açar mısın?
-Açıyorum baba.
Kaloriferi açmaya gittiğimde balkonun penceresi buğuluydu ama garip olan o değildi. Balkonun penceresinde bir kuş resmi vardı. Çok tuhaf yeni yapılmıştı. Geldiğimden beri ilk defa buradan tırsmıştım. Hızlıca kaloriferi açıp annemle babamın yatak odasına daldım.
Tahmin ettiğim gibi bavulları düzenliyorlardı.
-Baba yardım edeyim mi?
O yine atıldı:
-Yok istemez.
Babam:
-Et kızım.
Evet yine benim dediğim oldu. Bavullara yardım ettikten sonra o gün klagibti. Akşam düşündüm. Eğer burada garip şeyler olacaksa bir şey yapmalıyım. Ve evet; günlük tutmaya karar verdim. Böylece bir şeyler olursa bunları not edecektim.
GÜN 1
Bugün camda bizden birinin yapmadığı bir kuş resmi vardı. Sanırım kuzgundu bu. Ölümü haber veriyordu bildiğim kadarıyla. Umarım sadece bu kadarla kalır.
Tam o sıradaaa... -
6.
+7Babamın aniden içeri dalmasıyla yerimden sıçradım. Babam fark etmiş olacak ki güldü hahaha çok komik. içeri dalan sendin. Babam:Tümünü Göster
-Bugün Ege ile buluşmayacak mıydın?
-Ayy onu tamamen unutmuşum. Neyse hemen hazırlanayım.
-Tamam.
Bu arada Ege benim erkek arkadaşım. Babamın kapıyı kapatmasıyla fırlamam bir oldu ne giysem ne giysem. En sonunda deri bir etek ve krem bir gömlek giymekte karar kıldım. Ege'yle kafede buluştum, hal hatır sorduktan sonra bir kahve aldık. Ona konuyu açmaya niyetliydim...
-Ege?
-Efendim?
-Bizim yeni eve girdiğimde garip bir his oldu içimde sanki yalnız değilmişim gibi.
-Çünkü annen ve babanda var, diyip güldü.
-Kendince espri yaptı geri, dememle bunu sesli söylediğimi anlamam bir oldu. Yüzü değişti çocuğun.
Onun gönlünü aldıktan sonra ön masamızda oturan adamı görünce şok geçirdim. Suratının yarısı kan içindeydi. Daha önce nasıl farketmemiştim? Sonra gözüm karardı. Son hatırladığım buydu... Uyandığımda hastanedeydim. Ege başımdaydı.
-Sen bayılınca hastaneye getirdik.
-Getirdik?
-Ön masamızda oturan adamın arabasıyla geldik.
-Hmm...
O adam normal olacak ki birtek ben o saçma olayı fark ettim. Deliriyor muyum acaba diye düşünürken hemşire içeri daldı. Hemşire:
-Tansiyonun çok yükselince bayılmışsın. Eğer kulak çınlamaları duyarsan bu yüzdendir, diyip gülümsedi ve ekledi: Serumun bitmiş. Çıkarınca taburcu işlemlerini yapabiliriz. işlemleri yaptıktan sonra kurtuluyordum şu iğrenç hastane kokusundan. Dönüşte Ege beni eve bile bırakmadı. Otobüsle eve döndüm. Eve vardığımda babam:
-Neden bu kadar solgunsun?
-Bilmiyorum iyiyim halbuki, diyerek geçiştirdim.
Lavaboya gidip aynaya baktığımda savaştan çıkmış gibi görünüyordum. Gün boyu odama kapandım ve akşam aklımda onlarca soru olsada günlüğümü yazmaya karar verdim.
GÜN 2
Bugün kanlı bir adam yüzü görüp bayıldım. Ama gördüğümün hayal olduğunu anladım.
Bu ev bana ne yapıyor?
Tam uykuya dalacakken kulağım çınlamaya başladı. Tansiyonum fırlamıştır diye düşündüm. Ama çok arttı. Kulaklarımı tıkadım. Bir süre sonra hafifledi. Gidip bir su içmeye karar verdim. Su içtikten sonra elimdeki bardağı yere düşürdüm. Çünkü annem mutfağa girmişti. Ve gözleri... Onlar bembeyazdı. Ağzından şu kelimeler döküldü:
-Tansiyonunda sorun yok. Bu bir kabus!
Demesiyle fırlamam bir oldu. Haklıydı. Kabustu. Ama... kulaklarım, kanıyordu. Kabus olmadığından eminim. Ter içinde kalmıştım... -
7.
+7Okuyan var mı? Ses verin beyler, kendime anlatmak istemiyorum.
-
8.
+2Ben okuyorum reis devam
-
9.
+8 -1Lavaboya gidip kanı temizledim. Sonra aklıma annemi kontrol etmek geldi. Aralık kapıdan odaya baktığımda her şey normaldi. Hayatımda ilk defa bu kadar korkmuştum ki gece boyu uyuyamamıştım. Sabah aynada şişmiş gözlerimi gördükten sonra saçımı düzenledim ve sabah koşusuna çıkacakken babamın sesiyle irkildim:
-Yoksa kaçıyor musun?
-Nereden çıktı?
-Unuttun mu? Dün pazardı ve bugün yeni okulunda ilk günün, deyince sevinmedim değil. Çünkü yeni okulumda Ege ile aynı sınıfta olucam.
Babama başımla onay verdikten sonra yukarı çıkıp yeni ve lila ağırlıklı formamı giydim. Ayağıma sporlarımı giyip okula gittim. Yeni öğrenci olduğum için sınıfa girdiğimde herkes bana bakıyordu. Dersler sıkıcı geçti. Bir arkadaş edindim Simay diye. Eve gittiğimde kimse yoktu. Oturup TV izlemeye başladım. Bir süre sonra ekranda bir görüntü belirdi. Evet evet bu bendim. Ama nasıl? Uyurken biri beni çekmişti. Tam bunları düşünürken; Odama bir kız girdi, gözleri bembeyazdı. Elinde kanlı bir bıçak vardı. Bana saplamak için kaldırırken birden durdu. O anki pgibolojimi hayal edemezsiniz. Ekrana doğru baktıktan sonra korkunç bir şekilde gülümsedi.
O an izlemeyi kestim. Normalde olsa odama çıkardım ama bu sefer o yaratık odamdaysa çıkmamalıydım. Korku içinde bahçeye fırladım. Biraz sakinleştim. Daha sonra bahçedeki banka oturup günlüğümü yazmaya başladım.
GÜN 3
Bugün odamda bıçaklı bir kızın girdiğini gözlerimle gördüm. Galiba pgibolojim bozuldu...
Bunları yazdıktan sonra akşama kadar bankta oturdum. Bir süre sonra uyuyakalmıştım. Gece yüzüme bir şey damlamasıyla uyandım. KANDI. Her taraf... -
10.
+2Rezzzzz
-
11.
+7Yalnız yatağımda uyanmıştım. Ege tam üzerimde asılı duruyordu. Ve boynundan alnıma kan damlıyordu... Ben ne yapacaktım? Kendimi yataktan attım ve tabi ki yeri boyladım. Ağlayarak ayağa kalktım. Ege benim yüzümden ölmüştü. Sanırım şok geçiriyordum. Ben yattıktan sonra geldiğini tahmin ettiğim için babama gitmeye karar verdim. Yatak odasının kapısını açtım. Babam arkası duvara dönük duruyordu.
-Baba?
- Kabus mu gördün kızım? diyerek bana döndü. Ama bu gözler beyazdı ve sesi çok kalın çıkmıştı. Kaçmak için arkamı döndüğüm sırada kapı yüzüme kapandı. O an orada kaldığımı anladım...
Hemen babama en uzak noktaya koşup çömeldim. Ellerimi kulaklarıma siper ettim ve bağırmaya başladım.
-Bu bir kabus! Bu bir kabus!
Diğer yandan babamın bana yaklaştığını hissettim. Adım sesleri geldi, önümde durdu. Elini bana vuracakmış gibi kaldırdı. Birden bütün sesler kesildi. Gözümü açtığımda aynı yerde aynı şekildeydim. Ama her şey normaldi. Annem ve babam yatıyordu. Sakinleşince yatağıma geçip uzandım. Günlüğümü not etmeye başladım.
GÜN 3
Ege ile ilgili çok kötü hayaller gördüm. Onu kaybetmeyi göze alamam. Bu yüzden yarın ondan ayrılacağım. -
12.
+8Okuyan yoksa bırakıcam beyler. Hadi ya atın şukuları hikaye çok iyi gidiyor bence.
-
13.
+7Sabah uyandığımda Ege bize gelmişti. Odanın diğer köşesinde oturuyordu. Elinde benim günlüğüm vardı.
-Ege napıyosun?
-Aslında ne yaşadığını öğrenmek istemiştim. Ama benden ayrılmak istediğini öğrendim...
Lanet olsun! diyerek oturduğu yerden fırladı. Bende kalkıp peşinden koştum ama yetişemedim. Ege... Onu kaybetmiştim. Göz göre göre... Acaba doğru mu yapmıştım? O sırada annem içeri girdi. Kötü olduğumu fark etmişti.
-iyi misin canım benim?
-Canım benim mi? ilk kez bunu söylemişti. Kıyamet falan kopuyor herhalde, diyip güldüm.
Sarıldık. ilk defa bu kadını sevdiğimi hissettim. Tek kelimeyle tuhaf. Üvey annemi gönderdikten sonra internette yarım saat kadar bizim evi araştırdım. En sonunda bir sitede bizim evin adresini görünce hemen tıkladım. Bir gazete haberi vardı. Bizim evde eskiden bir adam cinnet geçirmiş ve karısıyla kızını öldürdükten sonra kayıplara karışmış. O zamandan beri birçok araştırmacı evde garip şeyler görmüş. Demek ki bizde o iki hayalet tarafından rahatsız ediliyormuşuz. Karar verdim. Gazete haberini aileme göstereceğim. Yaşadıklarımın bir kısmını anlatacağım. Buradan taşınacağız. Ege ile barışacağım. Tabii bunların hepsi hayal ama inşallah yakında gerçek olur.
GÜN 4
Bugün Ege'den ayrıldım ama pişman oldum. Acaba kimseye zarar gelmeden her şey bitecek mi? Sona erecek mi?
Derken mutfaktan annemin çığlığı geldi. Koşarak annemin yanına indim. Yerde titreyerek bir şeyler sayıklıyordu. Yanına gittim. Bana baktı ve iki kelime söyledi.
-Onları gördüm! -
14.
+6Sonunda trende girmişiz. Devam edin beyler rezlerinizi alın hikaye devam ediyor.
-
15.
+2Rezerve
-
16.
+6 -1Böyle demesinin üzerine kekeledim.
-Ne... ne gördün?
-Mutfağın kapısında bir kadın ve bir kız.
-iyi misin?
-Korkuyorum...
-Gel anne salona geçelim.
Üvey annemle salona geldik. O oturdu. Allah'ım inanamıyorum; o da görmüştü. Sonunda kurtulacaktık bu kabus evinden. Koltukta duran battaniyeyi aldım ve annemin üzerine örttüm.
-Kızım sen neden korkmadın?
-Anne diyerek söze başladım ve yaşadığım her şeyi anlattım. iyi anlatmış olmalıyım ki bittiğinde gözleri fal taşı gibi açıktı. Ve şöyle dedi:
-Kızım sen bunları yaşadın ve bize anlatmadın. Neden?
-Çünkü bana asla inanmazdınız. Ama şimdi...
-inanıyorum.
Anneme odamda bir işim olduğunu ve hemen geleceğimi söyledim. Odaya çıkınca odanın tam ortasına geldim ve sesli bir şekilde konuşmaya başladım.
-Siz! Sakın bir daha benden başkalarına karışmayın! Yoksa her ne istiyorsanız yapmam!
Birden kulağım aşırı derecede çınlamaya başladı. Kulaklarımı kapattım ve çömeldim. Çınlama devam ederken sesler duymaya başladım.
-Sen bize karşı gelecek güçte değilsin. Ege idi değil mi? Bu yaptığının cezasını o çekecek!
-HAYIR! diye bağırmamla ses kesildi. Koşarak odadan çıktım. Ege'ye zarar gelmesine göz yumamazdım. Tam evden çıkacakken annem belirdi.
-Nereye?
-Ege'nin yardıma ihtiyacı var. Hemen gitmeliyim.
-Haber ver.
-Tamam
Evden çıktım. Koşarak Ege'ye gittim. Evin kapısı aralıktı. -
17.
+2Okucam rez amk
-
18.
+6Arkadaşlar kendinizi belli edin artık. Kendimi tek hissetmeye başladım. Biraz üste taşıyında hikayeye devam edicem.
-
19.
+2Buna da rez amk
-
20.
+7Odaları aramaya başladım. Salon ve mutfağa baktım, yoktu. Tuvaletin kapısını açtığım an Ege'nin aynaya yumruk atmasıyla sıçradım. Şoka girmiştim. Ayna paramparçaydı. Ege bana baktığında gözleri beyazdı. Elini birden boynuma doğru tuttu ve beni 1-2 metre havaya fırlattı. Yere düştüm ve sersemledim. Ben yerde ona bakarken bütün cam parçaları kendiliğinden havaya kalktı. Bana fırlatacağını düşünürken hepsi ona saplandı... O an yıkıldım. Ben hala yerde titreyerek ona bakarken dizlerinin üstünde yere düştü. O an gözlerinin normale döndüğünü fark ettim. Ağzından kanlar akarken yavaşça yere yattı. O an öyle bir çığlık attım ki kendi kulaklarım bile ağrıdı. Olduğum yerden fırlayarak onun yanında çömeldim. Ağlıyordum.
3 saat sonra...
Polis merkezinden çıktım. Sorguya çekilmiştim. Ama biliyorlardı ki Ege'yi öldüren ben değildim. Taksiye bindim. Ege ölmüştü ve ben bunu kabullenemiyordum. Eve vardım. Taksiden indim. Buradan taşınmayacaktım! Burası benim evimdi, beni dışarı atamazlardı. Kapıyı çaldım, annem açtı. Halimi görünce;
-Ne oldu kızım!?
Cevap vermeden içeri girdim. Oturunca her şeyi anlattım. Hemen lafa girdi;
-Gidiyoruz.
-Hayır.
-Neden?
-Çünkü olayı çözeceğim ve kimseye zarar gelmeden bu ev bize kalacak.
GÜN 5
Ege. O öldü. Ama başka kimseye zarar gelmemeli. Babamı ve üvey annemi kaybedemem. Her şeyi düzelteceğim.