/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1.
    +24 -2
    dışarı çıkıp dünyayı gibin beyler.
    31, ferre, sigara, ot, hap sizi olduğunuzdan daha iyi bi hale getirmeyecek. tek bir gün, ferreya ayırdığınız iki saati oturup şu hayatta elde etmek istediklerinizi yazmaya harcayın. kendinizdeki iyi ve kötü yönleri yazın. kendinize bile itiraf etmediklerinizi yazın. emin olun bir şeyler değişecek içinizde. ileride bu başlık altında erteleme hastalığının ne olduğunu, nasıl yenilebileceğini, irade gücünün nasıl arttırılabileceğini orijinal kaynaklarından yaptığım çevirilerle açıklayacağım.

    unutmayın beyler, eğer inançlıysanız tanrı, inançsızsanız da evrim sizi içinize kapanıp kendinizi gibmeniz için bu hale getirmedi. dünyada var olan en üstün tür insandır. kendinizi harcamayın. bol şans

    edit: rezerve alan arkadaşlar bu entry'i de şukularsa daha fazla panpamıza ulaşırız, bilgi paylaştıkça güzel.
    ···
  2. 2.
    0
    @2 neyi kastettin?
    ···
    1. 1.
      0
      erteleme kelimelerini yazdım
      ···
      1. 1.
        0
        tamam işte sonra yaparım - ne acelesi var - yaparız - ederiz bu döngünün içinde
        ···
      2. 2.
        0
        haklısın bro yanlış anlamışım nasıl olduysa
        ···
  3. 3.
    +1
    buraya yazdıklarım waitbutwhy.com'dan birebir çevirilerdir, benim de ufak dokunuşlarım olacak ama bunlar genelde yazarın geyik yaptığı önemsiz kısımlar, olayın özünün anlatıldığı yerleri birebir çevirmeye çalışacağım.
    ···
  4. 4.
    +3
    başlıyoruz

    PART I : insanlar Neden Bir Şeyleri Erteler?

    erteleme hastalığı

    onlarca yıllık mücadelenin ardından kim düşünürdü ki, çözüm sözlükte olsun.
    ertelemekten 'kaçın': şık ve basit bir öneri.
    hazır kaçınmaktan basetmişken, obezleri obeziteden, depresif insanları hissizlikten kaçınmaları konusunda uyaralım.
    bilinmesi gereken şu ki, ertelemekten kaçınmak ancak kendini bir şeyleri ertelediğine inandıran ama aslında erteleme hastalığına sahip olmayan insanlarda (bunlara çakma erteleyiciler diyelim) işe yarar.
    ···
    1. 1.
      0
      Okurum bi ara
      ···
  5. 5.
    +4
    gerçekte ne sözlüğün ne de çakma erteleyicilerin anlamadığı şey, bu hastalığa sahip olan insanlar için ertelemenin bir seçenek olmadığıdır. bu insanlar ertelemeyi nasıl engelleyeceklerini bilemezler.

    üniversitede, ani gelen sınırsız özgürlük benim için tam bir faciaydı. hiçbir şey yapmadım, asla, hiçbir sebeple hiçbir şey.
    tek istisna, ara sıra bazı kağıtları doldurmaktan ibaretti. kağıtları teslim tarihinin önceki akşamında doldururdum, ta ki kağıtları geceleri de doldurabileceğimi farkedene kadar. tabii bu da kağıtları teslim gününün sabahı erken saatlerde doldurabileceğimi anlayana kadar sürdü.
    bir süre sonra bu huyum öyle bir noktaya geldi ki, 90 sayfalık bitirme tezimi teslim etmem gerektiğinde, deadline (teslim tarihi)'ın 72 saat öncesinden daha erken başlamam mümkün değidi. bu, benim için kampüs doktorunun odasına son bulan bir tecrübe oldu. ellerimin uyuşmasının ve istemsiz hareket etmesinin sebebinin kan şekerimin düşüklüğü olduğunu öğrenmiştim (bitirme tezimi teslim ettim - hayır, iyi değildi)
    ···
  6. 6.
    +3
    hatta bu yazıyı yazmak bile, olması gerekenden çok daha uzun sürdü. çünkü dört beş saatimi hayvan resimlerine bakarak, hayvanların fiziksel gücünü kendiminkiyle kıyaslayarak, sonra birbirileriyle kıyaslayarak harcadım. problemli biriyim.
    erteleme hastalığı olan kişilerin neden işlerini bu kadar çok ertelediğini anlamak için, önce erteleme hastalığı olmayan kişilerin beyinlerine şöyle bir bakalım:






    oldukça normal, değil mi? şimdi bir de erteleme hastalığı olan birinin beynine bakalım:





    ···
  7. 7.
    +4
    gözünüze çarpan bir farklılık oldu mu?
    görünüşe göre erteleme hastalığı olan elemanın beynindeki akıllı çocuk, sefa pekekenti maymunla birlikte yaşıyor.
    bu güzel olabilirdi, eğer akıllı eleman bir maymuna nasıl sahip çıkabileceğini bilseydi. Fakat bu akıllı çocuk hayvanlara sahip çıkmak konusunda deneyimsizdi ve şimdi maymun onun işine engel olduğu için tamamıyla çaresiz durumda.


























    ···
  8. 8.
    +5
    gerçek şu ki, sefa pekekenti maymun aslında kontrolü ele geçirmesi gereken son varlıktır. yalnızca şimdiyi düşünür, geçmişten ders çıkarmayı umursamaz ve geleceği dert etmez. yalnızca kendisini ve bulunduğu anda aldığı keyfi maksimuma çıkarmayı düşünür.
    akıllı çocuğun kendisini anladığı gibi, bu safa pekekenti uğraşıp da akıllı çocuğu anlamaz. "durup dinlenmek varken niye çalışalım ki? oyun oynamak varken internette neden işlerimizi yapmaya uğraşalım ki? pratik yapma kısmı keyifli değilse bir enstrümanı çalmayı niye öğrenelim ki? diye düşünür. bu maymun bizi deli sanıyor beyler.
    ···
  9. 9.
    +3
    maymun kendi kafasında her şeyi çözmüş, acıkınca yemek yiyorsan, yorulunca uyuyorsan, kendini yoracak hiçbir şey yapmıyorsan çok kral maymunsun.
    erteleme sorunu olan kişinin sorunu, maymunun kendi kafasında kurduğu alemde yaşamasıdır. yani kafanızdaki safa pekekenti maymunda size gerçek dünyada rehberlik edecek züt yok beyler. bu arada, sizdeki mantıklı karar verme mekanizması da -adı üstünde- mantıklı kararlar vermek üzerine gelişmiştir beyler, zihnin kontrolünü yeniden ele geçirebilecek donanımı yoktur. tek yapabileceği sürekli olarak kötü hissetmek, başarısızlıklar yaşayıp sıkıntı çekmektir.
    ···
  10. 10.
    +3
    bu çok berbat bir durum beyler. ve maymunun da başa geçmesiyle, kişi kendisini "kara lunapark"* denen yerde çokça zaman harcarken bulur.

    • : muhtemelen bir çocuğunuz şu an bu yazyı okurken aynı zamanda da kara lunaparktasınız.
    ···
  11. 11.
    +2
    kara lunapark, erteleme hastalığı olan herkesin iyi bildiği bir yerdir. boş vakitlerde yapılması gereken şeylerin, iş vakitlerindeyken yapıldığı bu yerde yaşadığınız eğlence aslında o kadar da "eğlence" değildir. çünkü yaşadığınız bu balon eğlence "hak edilmemiş" eğlencedir ve içi suçluluk, anksiyete(endişe, kaygı) kendinden nefret etme ve yılgınlık gibi duygularla doludur.
    bazen akıllı çocuk dediğimiz mantıklı karar verme mekanizması ayağını direyip iş zamanlarını boş eğlencelerle harcamak istemese de safa pekekenti maymun kendinden o kadar emindir ki, sonunda kendinizi tuhaf tuhaf işler yaptığınız bir arafta bulursunuz. sonuçta iki taraf da kaybeder.**

    • *: kara lunapark çizimlerini yapmadan önce tam iki saatimi kara lunaparkta geçirdim. çünkü kılavuz levhasını çizmek zor geliyordu ve zor olacağını, saatler süreceğini biliyordum -nitekim sürdü de-.
    ···
  12. 12.
    +3
    bugünlük bu kadar beyler. takip eden var mı bilmiyorum ama başladığım işi yarım bırakmak yok tabii ki. yarın bahsettiğim levhadan devam edicez.
    ···
  13. 13.
    +2
    herkes sığınaklara beyler, bugünkü seansa birazdan başlıyoruz
    ···
  14. 14.
    0







    ve mantıklı kararlar veren akıllı çocuk kederlenip vurur arabeski son sese kadar, "bulduk kendimizi yine hazanda"






    ···
  15. 15.
    +1
    başındaki bu belayla, erteleme hastalığı olan kişi nasıl olacak da tek bir işi daha olsa tamamlayacak? işte bu noktada, devreye giren ve sefa pekekenti maymunu korkudan ödünü takuna karıştıran bir yartık var beyler, "panik canavarı"






    ···
  16. 16.
    +2
    panik canavarı çoğu zaman uyku halindedir beyler, ama ne zaman ki bir deadline (teslim tarihi) yaklaşır yahut ne zaman ki ufukta bir insan içinde utanma durumu, karier faciası ya da başka türlü taktan bir sonuç görünür; işte o zaman panik canavarı birden uyanıp harekete geçer.




















    ···
  17. 17.
    +3
    safa pekekenti maymun, ki normalde çelik irade gibidir pekekent, panik canavarından zütüm zütüm tırsar. yoksa bomboş geçen iki hafta boyunca tek satır bile yazmamış aynı kişinin teslimden önceki gün tüm gece ayakta kalıp, ölümüne yorgunlukla mücadele edip tek gecede sekiz sayfalık yazıyı bitirebilmesini başka nasıl açıklayabilirsiniz?
    ya da olağanüstü tembel bir elemanın göbek yapmaya başlayıp kızları elde edemeyince idman progrdıbına başlayıp hunharca disiplinli hale gelmesini başka nasıl izah edebilirsiniz?
    ···
  18. 18.
    +3
    biz oldukça büyük bir topluluğuz beyler.
    ···
  19. 19.
    +3
    e görünen köy kılavuz istemez, böyle yaşamaya imkan yok. erteleme hastaları her ne kadar işlerini son gün son gece de olsa halledip toplumda kendine bir şekilde yer bulsa da, bir şeylerin değişmesi gerektiği aşikâr. neden değişmeniz gerektiğiyle ilgili temel sebepler de şunlar:
    ···
  20. 20.
    +3
    1) hoş değil beyler. işlerini erteleyen insanların birçok işi halledip ardından da hak ettikleri o dinlenme anında yaşayacakları zevkin yerine kıymetli vakitlerinin büyük kısmı kara lunaparkta harcanıyor. ayrıca, paniklemek kimse için eğlenceli bir durum değildir.
    2) erteleme hastalığı olan kişi asla potansiyelini doğru kullanamaz, bir diğer deyişle kendini ucuza satar. potansiyelinin tamdıbını kullanıp yakaladığı başarıyla mutlu olabilecekken bunun yerine kapasitesinin altında bir iş çıkarıp üstüne bir de vicdan azabı yaşar.
    ···