/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +14 -2
    seri atiyorum beyler okuyosanız şukulayın ki anlayayım ona göre atayım rahatım şuan atabilirim
    ···
  2. 27.
    +27 -2
    birkaç dakika sonra, “getireyim mi gene?” diye sordu meryem hanım. Serhat, “yok, ellerine sağlık, yeter bu kadar. bırak şimdi yemeği de gel şöyle!” dedi. bu konuşmanın ardından uzun bir sessizlik yaşandı, sadece çekyatın gıcırtılarını duyabiliyordum.

    gibişmenin ardından şimdi de sevişiyorlardı anlaşılan. az önceki yüksek perdeden sesler çıkartarak yaptıkları gibişmeye inat şimdi olabildiğinde az ses çıkarıyorlardı. meryem hanımdan, “Uffff, ayyyy, ığmmm!” sesleri geliyordu belli belirsiz. Serhat’ın onun vücudunu, memelerini öpüp emdiğini, yaladığını düşünüyordum bu seslerin sebebi olarak.

    birkaç dakika sonrasındaysa serhat’ın, “Oğhh, çok güzel, devam et, oğhhh!” diye diye inleme sesleri geldi kulağıma. meryem hanımdansa ses çıkmıyordu. kalp atışlarım aynı şiddette devam ediyordu. acaba meryem hanım sakso mu çekiyordu serhat’a?

    kısa süre sonra, “tamam, gel şöyle!” dedi serhat. ilk postanın ardından ikinci kez gibecekti meryem hanımı. benim de yannanım yeniden sertleşmeye başlarken, meryem hanımın, “bu çekyat belimi acıtıyor, içerde oğlanın yatağında yapalım, küçük ama hiç değilse rahat!” demesini işittim.
    ···
  3. 28.
    +25 -2
    “nerden buldunuz bunu, çok eskimiş?” dedi serhat. “Bizim oğlanın arkadaşınınmış, kim bilir kaç senelik!” dedi meryem hanım. “bana bak, nasıl biri bu arkadaşı?” diye sordu serhat benim için. “bakarsan böyle saf, temiz görünüyor, ama abazanın biri. herif geçen geldiğimde bavulu karıştırıp külotlarımdan birini almış. Hem de senin o aldığın mavi külotumu. yatağının altında buldum, huur çocuğu attırmış bir de döllerini üstüne. allahtan bizim herife fark ettirmedim, yoksa sıçardı ağzına!” dedi meryem hanım.

    serhat, “cemil nerden bulmuş bu binii? bizim o taraflı biri olsaydı keşke. bana bak, o herifin yanında giyimine, hareketlerine falan dikkat et!” deyince, meryem hanım, “Deli misin, ben oğlumun yanında bile başımı açmıyorum. elin serserisinin yanında mı yapacağım, sen merak etme!” dedi. bunun üzerine Serhat, “bilmiyorum yani, ona göre. sonra herif kalkıp hâllenir sana falan, gelir giberim anasını onun!” dedi sert bir sesle.

    serhat’ın değil de meryem hanımın benim hakkımda bu şekilde konuşmasına bozuldum. benim için huur çocuğu demesine ayrı sinir oldum. bana huur çocuğu diyor, ama kendisi kocasını boynuzluyordu, hem de akrabalarından biriyle. Ben sana yapacağımı bilirim dedim içimden
    ···
    1. 1.
      +1
      Serhqt kimdi lan
      ···
    2. 2.
      +8
      moruk huur çocuğu olduğun doğru ama alınma.
      ···
  4. 29.
    +25 -2
    ama o anda sessiz kalıp yeni gibişmelerini dinleyecektim. Bu arada o külotu meryem hanıma serhat’ın aldığını öğrenmiştim. demek serhat meryem hanımı sadece gibmiyor, aynı zamanda ona çamaşır bile alıyordu.

    az sonra salondan yan odaya geçtiler. kulağımı duvara verdim. sesler şimdi duvarın içinden gelse de salondaki konuşmalar gibi duyabiliyordum. ancak sesler bana yetmez olmuştu, gözlerimle de olaya şahit olmak istiyordum. kapının topuzunu çevirdim yavaşça, usulca açtım ve koridora çıktım. cemil’in odası her ne kadar benimki ile yan yana olsa da, kapıları yakın değildi. Kapıların arasında en az 2 metre mesafe vardı.

    parmak uçlarıma basarak sessizce ilerledim. odanın kapısını aralık bırakmışlardı. içerden, “Oğğhhh!” diye bir inilti geldi o ara, meryem hanımdı inleyen. hemen ardından da hızlı ve sert gibiş sesleri başladı. Şiddetli 'Şlap, şlap, şlap!' sesleri geliyordu yine.
    ···
  5. 30.
    +27 -2
    kalbim deli gibi atıyordu, nefes alışverişimi mümkün mertebe en azda tutmaya çalışıyordum. gibiş sesleri kalp atışlarımın sesine karışıyordu. başımı hafifçe uzatıp kapının aralığından içeri baktım. gördüğüm manzara acayipti.

    serhat uzun boylu, iri yarı bir adamdı, meryem hanım’ı ayakta domaltmış gibiyordu. meryem Hanım ellerini oğlunun yatağına dayamış vaziyetteydi. serhat’ın vücudu uzun ve sık kıllarla kaplıydı, insandan çok bir ayıya benziyordu. kel kafası iri vücudunun üzerinde küçücük görünüyordu. güçlü elleriyle meryem hanım’ın belinden tutmuştu.

    meryem hanımınsa dolgun vücudu güneş yüzü görmemiş süt gibi bembeyazdı. iri memeleri serhat’ın yannan darbeleri ile sallanıp duruyor, zütünün yanakları ve karnının, sırtının etleri löpürdüyordu. Uzun siyah saçları yüzünü kapattığından yüzünü göremiyordum. saçları rüzgârda savrulur gibi dalgalanıyordu.
    ···
    1. 1.
      +14 -2
      Yarragim kuloda kafa atmaya basladk cabuk lan
      ···
  6. 31.
    +20 -1
    meryem hanımın, “Oğhhh, ağhhh, ığhhh, gib, gib oğhhh!” seslerine serhat’ın homurtuları ve arada sırada söylediği, “böyle iyi mi, kocan böyle gibiyor mu seni, iyi mi böyle benim huurum, ha, sen nesin, söyle bana, nesin sen, neyimsin benim?” sözleri karışıyordu.

    Serhat’ın bu sorularına, “huurunum!” diye yanıt veriyordu meryem hanım. evet, doğrusu da buydu, Meryem hanım gerçekten de bir huurdu. kocasını oğlunun odasında boynuzluyordu.

    serhat bir insan değil de güçlü bir boğa gibiydi. yannan darbeleri ile meryem hanım öne doğru atılıyor, serhat onu belinden güçlü ve kaba elleriyle kavramış tutuyordu. bıraksa meryem hanım yatağın üzerine uçacaktı.

    serhat böğürtüler çıkartmaya başlamıştı yine. zütünün kaba ve kıllı etleri taş gibi katılaşmış, meryem hanım’ı gücünün en uç noktasına varıncaya kadar sert şekilde gibiyordu. çıkardığı homurtular ve sesler beni bile korkuturken meryem hanım bundan büyük zevk alıyor, “gib, gib, oğhh, gib!” deyip duruyordu.
    ···
    1. 1.
      +16
      Serhat a vericekmiş gibi betimleme yapma huuuuur çocuğu
      ···
  7. 32.
    +21 -2
    bu şekilde sert gibilmekten büyük keyif alıyordu. O gece kocasının sessiz sedasız gibmesine karşın, şimdi Serhat’ın gürültülü gibmesi arasında dağlar kadar fark vardı. çok güçlü ses patlamaları yaşanıyordu odada.

    serhat kendini kaybetmişti artık. “Ağhhh, ağhhh, ağhhh!” sesleri çıkara çıkara adeta intikam alırcasına gibiyordu meryem hanımı. yannanıyla meryem hanımı delmeye çalışıyordu sanki. dıbından soktuğu yannanıyla vücudunu delip ağzından çıkartmaya uğraşıyordu. meryem hanımsa bu durumdan rahatsız değildi.

    meryem hanım’ın gıbını ve Serhat’ın yannanını göremesem de gördüklerim bana yetiyordu. serhat’ın inleye inleye, homurdana homurdana boşalması uzun sürmedi. boşalırken de aynı güçle pompalamaya devam etti Meryem hanımın dıbına.
    ···
    1. 1.
      +23 -1
      Serhat'ın yarragini görsen ne olacak amk oglani
      ···
  8. 33.
    +24 -3
    pompalamaları gittikçe azalırken iniltileri ve homurtuları uzun ve tiz seslere dönüşmüştü. bu arada meryem hanım da aynı şekilde zevk iniltileri geliyordu.

    bense yine parmak uçlarıma basarak gerisin geri odama girip kapıyı kapattım. içerden konuşmalar geliyordu, ama kalp atışlarımın sesi bu konuşmaları duymama engel oluyordu. yan odanın kapısı açıldı az sonra, hemen eğilip anahtar deliğine baktım.

    kapının önünden geçen Serhat idi. yannanı kazık gibi havaya dikilmişti yine. az önceki gibi kırmızı bir kondom takılıydı yannanında. bir saat içinde iki defa gibmişti meryem hanımı. onun peşinden meryem hanım da geçti tuvalete. bembeyaz kalçaları terden ıslanmış, ışığın altında parıldıyordu.

    “sen yıkan, ben sonra yıkanırım!” dediğini duydum. az sonra tüplü şofbenin çalıştığını ve serhat’ın yıkandığını anladım. “ne zaman gelirsin?” diye sordu meryem hanım. “bilmiyorum, bakarım!” dedi serhat yanıt olarak. “tamam, ama arayı çok uzatma. bu fırsat başka geçmez elimize!” dedi meryem hanım. kocası iş, ekmek peşinde koşarken, kendisi yannan peşinde koşuyordu, hem de oğlunun evinde.
    ···
  9. 34.
    +23 -3
    15-20 dakika kadar sonra Serhat gitti. onun ardından meryem hanım tuvalete girip yıkanmaya başladı. kapıyı kapatmıştı. yannanımın sertliği geçmişti. hemen montumu aldım ve olabildiğince sessiz halde çıktım odadan. cemil’in odasına baktım. yatağın üzerinde Meryem hanımın ellerini dayadığı yerler çukur yapmıştı. salonda ise çekyat halen açıktı. meryem hanımın çıkardığı giysileri ve çamaşırları yerdeydi. çekyatın örtüsü incin bir haldeydi.

    yavaşça kapıyı açıp dışarı çıktım. inanılmaz bir olaya şahit olmuştum. sokaklarda, caddelerde dolaştım uzun uzun. etrafımdaki onca kalabalığa, insan seline karşılık benim aklım meryem hanımdaydı. Onu düşünmeden edemiyordum, bu mümkün değildi. düşündükçe de yannanım sertleşiyordu yürüdüğüm halde.

    akşama doğru eve döndüm. meryem hanım ve cemil salonda oturmuş televizyon izleyip baklava yiyorlardı.
    meryem hanım beni görünce yine gözlerini kaçırırken bugün neler yaptığını gayet iyi bildiğimden habersizdi.
    ···
  10. 35.
    +20 -1
    çekyatın yanında yerde gördüğüm giysileri vardı üzerinde. desenli uzun eteği ile bol ve uzun kollu çiçekli gömleğini giymiş başını omuzlarını da örten bir türbanla bağlamıştı.

    cemil, “Abi gelsene, baklava ye!” dedi. ardından da kalkıp mutfağa geçti ve az sonra elinde bir tabak baklava ile döndü. o kısa aralıkta Meryem Hanım elindeki tabağa dikmişti gözlerini. Bana bakmıyordu hiç. “bugün annemin amcasının oğlu gelmiş ziyarete, o getirmiş!” dedi cemil tabağı uzatırken.

    demek Serhat meryem hanımın amcasının oğluydu. akraba olduklarını anlamıştım, ama bu kadar yakın olduklarını tahmin etmemiştim. serhat Meryem hanımı çatır çatır gibmiş, bense izlemiş, dinlemiştim.

    şimdiyse getirdiği baklavayı yiyordum...
    ···
    1. 1.
      +17 -1
      emmoğlusu gibiyormuş demekki amk
      ···
    2. 2.
      +9
      Şerefine emmioğlu
      ···
  11. 36.
    +24 -1
    pazar günü öğleye doğru uyandığımda cemil evde yoktu. meryem hanım ise çekyatta oturmuş televizyon izliyordu. beni görünce bozulur gibi oldu. bir şey demeden odama dönecekken, “kahvaltı yapacaksan mutfakta börek var!” dedi kuru ve sert bir sesle.

    Bir Pazar kahvaltısında ev yapımı börek yemeyeli çok olmuştu. “teşekkür ederim!” dedim. “bir şey değil, istediğin kadar alabilirsin!” dedi ve ardından başka bir şey demeden cemil’in odasına girip kapısını kapattı. geçen gün bana huur çocuğu demişti ama şimdi yaptığı börekten yiyebileceğimi söylüyordu.

    mutfakta küçük fırının içinde iki tepsi börek vardı. çay da demlenmişti. börekten birkaç büyük parça koparıp sıcak çay eşliğinde afiyetle yedim. odama geçerken meryem hanım’ın telefonda konuştuğunu duydum. Kulağımı kapıya verip içeriyi dinledim.
    ···
    1. 1.
      +7
      Kafaya koymuştum, onu gibecektim
      ···
  12. 37.
    +26
    “olmaz diyorum sana olmaz, arkadaşı burada... laftan anlamıyor musun sen? ne diyeyim adama, dışarı çık mı diyeyim? ... nerede orası? iyi de ben buraları bilmiyorum, nasıl gelirim oraya? ... taksi nerden bulayım?” diyordu. konuştuğunun serhat olduğuna emindim.

    odama geçip kapımı kapattım. birkaç dakika sonra kapıma vurdu, heyecanla açtım. meryem hanım karşımda süklüm püklüm bir haldeydi. “buyurun, bir şey mi lazım?” dedim. “şey, benim beşiktaş’a gitmem lazım, ama nasıl giderim bilmiyorum. buralarda taksi var mı?” dedi. “aşağı caddeden geçenlere binebilirsiniz!” dediğimde, “ben orayı bile bilmiyorum, nerden bulayım?” dedi. “şey, o zaman ben bindireyim sizi!” deyince, “zahmet olmazsa, çok makbule geçer!” dedi ve ardından, “ben hazırlanayım!” diyerek odaya girip kapıyı kapattı. kadının aşığı ile buluşmasına yardım edeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi, ama yaptığım tam da buydu.
    ···
    1. 1.
      +5
      gavatlık yolunda hızla ilerliyosun pampa.2 gun sonra karıyı pazarlarken bulma kenıdını
      ···
      1. 1.
        0
        yok be panpa aksam 7 gibi yazicam dersi kacirdim zaten amk
        ···
  13. 38.
    +24 -1
    birkaç dakika sonra meryem hanım odadan çıktı. çıkarken de kapıyı kilitlemeyi unutmadı. ikinci bir külot mevzusu yaşanmasını istemiyordu. uzun ve siyah bir pardesü vardı üzerinde. beline oturan pardesünün altında iri memeleri belirginleşmişti iyice. Başında kırmızı desenli büyük bir türban vardı. göz kenarlarına hafiften bir makyaj bile yapmıştı. her ne kadar aşığı ve gibicisi de olsa kendini Serhat’a beğendirmek istiyordu. siyah topuklu ayakkabısını da giyince dışarı çıktık.

    önümden pardesünün eteklerini tutarak merdivenleri çıkıyordu. Bu sırada çorapsız ve bembeyaz baldırları da açığa çıkıyordu. sağlam bir zütü vardı ve önümde bıngıl bıngıl sallanıyordu. meryem hanım aşığı ile gibişmeye gidiyordu, ama benim de yannanımı kaldırıyordu...
    ···
  14. 39.
    +42 -9
    * beyler uzun part giricem bi 20 dakika yokum misafir geldi görüneyim)" >*~
    ~~ gelince de +10 şukuyu görmek istiyorum :D o kadar şuku lafı açmadım yorumlarınız iyi bi de şukulasanız kırmayın beni :D
    ~~ gelince heyecan baslıyor
    ~~
    aşağı caddeye indik, geçen taksilerden birini durdurdum. “abla Beşiktaş’a gidecek, en yakın yoldan zütürürsün!” dedim taksiciye. “sen merak etme kardeş, ben hallederim!” dedi taksici. arka koltuğa oturan meryem hanım bana, “allah razı olsun, çok sağ ol!” dedi gülümseyerek. ilk defa gülümsemiş, teşekkür etmişti. meryem Hanım serhat’la buluşmaya daha doğrusu gibişmeye giderken, ben de eve döndüm. Döner dönmez de tuvalete girdim ve meryem hanım’ı düşünerek 31 çektim.

    1 saat kadar sonra cemil aradı. “anneme ulaşamıyorum, telefonu kapalı. versene konuşayım!” deyince, “annen yok, dışarı çıktı!” dedim. “nereye gitti ki?” diye sordu şaşırmış gibi. “bilmiyorum, bir şey demedi bana!” dedim. “iyi, tamam!” diyerek kapattı. annesinin o sıralarda Serhat’la çatır çatır gibiştiğinden habersizdi. meryem hanımın beşiktaş’a gittiğini söylememekle iyi mi ettim kötü mü bilmiyordum, ama söyleyip işin içine karışmak da istemiyordum.

    2 saat sonra kapının zili çaldı. gelen meryem hanım’dı. telaşla içeri girerken ilk sözü, “cemil geldi mi?” oldu. “yok, gelmedi ama aradı. Size ulaşamamış... ” dedim. “benim de telefonun şarjı bitmiş, eski telefon, hemen kapanıyor!” dedi elindeki telefonu gösterip. daha sonra hiçbir şey demeden cemil’in odasına girip kapıyı kapattı.

    az sonra içerde cemil’le konuştuğunu duydum. “döne aradı, onun yanına gittim oğlum. çay içip konuştuk. bu telefonun şarjı çabuk bitiyor, kaç defa dedim babana bana yeni bir telefon alsın diye, ama almadı... ” diyordu. cemil saf bir çocuktu, annesi onu kandırmasını iyi biliyordu...
    ···
  15. 40.
    +15
    geldim beyler ezan bitsin giricem yeni entry
    ···
  16. 41.
    +26 -1
    birkaç gün sonra akşamüzeri eve geldiğimde bir sürpriz bekliyordu beni. Serhat çekyatta oturmuş, önündeki tabaktan meyve yiyordu. Geçen gün yüzünü görememiştim. En fazla 40 yaşında gösteriyordu. kel, saçsız kafasına inat siyah ve gür sakalları vardı. iri yarı, güçlü kuvvetli bir adamdı. insanı korkutan bir görünüşe sahipti.

    Cemil de yanındaydı ilginç şekilde. Cemil, “abi gel, bak bu Serhat abi, annemin amcasının oğlu, geçen gün baklava getiren dedim ya, o!” dedi. “memnun oldum!” dedim ve elimi uzattım. Serhat ayağa kalkıp elimi sıktı sıkıca ve “ben de!” dedi kaba ve isteksiz bir sesle.

    meryem hanım beni görünce yüzünü ekşitti. gibicisi oğluyla yan yana oturmuş meyve yiyordu ve ben bir anda damdan düşer gibi aralarına girmiştim. “afiyet olsun!” diyerek odama geçtim. az sonra kapıma vuruldu. meryem Hanım elinde bir tabak meyveyle kapımın önündeydi. tabağı uzatıp, “afiyet olsun!” dedi hiç yüzüme bakmadan. tabağı alırken parmaklarım parmaklarına değdi. o bunun farkına bile varmazken ben heyecandan ölecek gibi oldum.

    tepeleme meyve ile dolu tabağı silip süpürürken kapıma vuruldu yine. açtım, bu kez Cemil karşımdaydı. “abi, Serhat abi bizi yemeğe zütürüyor, sen de gel gidelim!” dedi. “yok oğlum, siz gidin ailecek. benim ne işim var aranızda?” dedim. “Olmaz abi, gelmezsen çok kırarsın beni, güzel bir yemek yeriz, eğleniriz, vakit geçiririz!” dedi keyifli keyifli. “iyi, tamam!” dedim, cemil’i kırmak istemiyordum. ne de olsa kiranın yarısını o veriyordu, hem bedavadan yemek yiyecektim.
    ···
    1. 1.
      +19 -1
      Boş hikayeleri geç meryemi gibiyon mu onu söyle
      ···
  17. 42.
    +11 -2
    ikinci sıraya çıkalım beyler ilk entry e şuku verin de uzun giricem şimdi hepsini okumanız 20 dakika falan sürer sonra 1 saat yokum
    ···
  18. 43.
    +35 -2
    ~~ beyler uzun giriyorum 19:15 - 19:20 gibi gelirim belki daha da erken gelebilirim
    ~~ beyler ikinci sıraya yerleşebilirsek bu gece trende girme sözünü veriyorum
    ~~ daha ciks başlamadı heyecan falan tam oturmadı gelince hafiften heyecanlı olucak
    meryem hanım hazırlanmıştı. geçen günkü pardesüsü vardı üzerinde. ancak bu kez makyaj yapmamıştı. çenesinin altından sıkıca bağladığı büyük başörtüsüyle yaşından büyük gösteriyordu. arabaya binerken serhat cemil’e, “cemil sen arkaya annenin yanına otur, arkadaş da yanıma geçsin!” dedi. meryem hanımın külotuna akıttığımı Serhat da biliyordu ve o yüzden kendince beni meryem hanımdan uzaklaştırmaya çalışıyordu.

    cemil ve annesi arka koltuğa geçerken ben Serhat’ın yanına oturdum. Serhat yol boyu Cemil’le konuşurken benimle hiç konuşmadı. Aynı şekilde meryem hanımdan da hiç ses çıkmıyordu. gelmemden ikisi de rahatsız olmuştu, ama arada Cemil olduğundan bir şey diyemiyorlardı.

    lüks sayılabilecek bir kebapçıya gittik. serhat sert tabiatlı olmasına karşın bonkördü. cemil ve ben hapur hupur midemizi doldurduk. meryem Hanım ise oldukça sessizdi. ürkek ve çekingen bir şekilde yiyordu yemeğini.

    eve döndüğümüzde meryem hanım odaya geçip kapıyı kapatırken, ben cemil’e serhat’la ilgili sorular sordum. Serhat’ın lokantacılık yaptığını, durumunun fena sayılmadığını, evli ve 2 kızının olduğunu söyledi. anne ve babasının sivas’ta yaşadığını, ayda yada iki ayda bir Sivas’a onları görmeye gittiğini söyledi. “Sivas’a geldiğinde bize de uğrar!” dedi. tabii bu uğramalarda Serhat’ın annesini gibtiğinden habersizdi cemil.

    biz konuşurken meryem hanım odadan çıkıp yanımıza geldi ve “saat kaç?” diye sordu. cemil de ben de kol saati kullanmıyorduk. cemil telefonuna bakıp saati söylerken, annesi, “oğlum, şu duvara bir saat asın da dakka başı saati sormayayım. sen de rahat et, ben de!” dedi. meryem hanımın bu sözleri kafamın içinde şimşekler çaktırdı bir anda. “tamam, ben hallederim!” dedim cemil’e.

    ertesi gün okuldan sonra önceden adresini aldığım bir mağazaya gittim. kredi kartımın limitini doldurma pahasına epey para ödeyerek güzel bir duvar saati aldım. getirip duvara astığımda, meryem Hanım, “allah razı olsun, hah şöyle, saat kaç diye durmadan telefona mı bakmak lazım!” dedi. saati beğenmişti, ancak saatin içinde bir casus kamera olduğundan habersizdi.

    Sonraki gün eve girdiğimde, meryem hanımın, “cemil sen misin?” diyen sorusu ile karşılaştım. Kendisi görünmüyordu, Cemil’in odasındaydı. “hayır, benim, nosxe!” dediğimde bir şey demedi, ancak oda kapısının kapanma sesi geldi.

    Saatin arkasındaki hafıza kartını aldım. Gün içinde meryem hanımın ne yaptığını çok merak ediyordum. Acaba Serhat gelmiş ve gibişmişler miydi? odamın kapısını kilitleyip kartı bilgisayara taktım.

    Saati satan adam görüntü ve ses kalitesinin çok iyi olduğunu, harekete duyarlı olduğundan sadece bir hareket anında kayıt yaptığını söylemişti. kalbim deli gibi çarpıyordu. kartın içindeki video dosyasına tıklayıp açtım...

    Saat 09:30’da Meryem Hanım elinde telefonuyla çekyatta oturuyordu. Kulaklığı takıp sesi açtım hemen. Konuştuğu serhat’tı. “ne zaman gelirsin? Yok, Cemil de yok, öbür oğlan da! tamam, acele et!” diyerek kapatırken, saati almakla çok iyi yaptığımı anladım. meryem Hanım evde kimsenin olmaması nedeniyle başını örtmemişti. Uzun ve siyah saçlarını arkadan bir lastikle bağlamıştı. uzun ve bol siyah bir etekle, kırmızı uzun kollu bir gömlek giymişti.

    Saat 10:00’u biraz geçerken kapının zili çaldı. Saniyeler sonra Serhat salonda, duvar saatinin yani kameranın karşısındaydı. yannanım sertleşmeye başlarken şu anda yan odada bulunan meryem hanımın yediği naneleri öğrenecek olmanın heyecanı her yanımı sarmıştı.

    meryem Hanım bir anda serhat’a sarıldı sıkıca, Serhat da aynı şekilde karşılık verdi. ardından Serhat çekyata otururken meryem hanımı da kucağına oturttu. serhat meryem hanımın dudaklarını, yanaklarını deli gibi öpüyor, arada bazen kendini kaybetmiş gibi, “Çok özledim seni, çok özledim!” deyip duruyordu. Oysa daha birkaç gün önce meryem hanımı taksiye bindirip göndermiştim, o gün de çatır çutur gibişmişlerdi, ama bu onlar için çok gerilerde kalmıştı demek ki.

    serhat’ın, “Çok özledim!” sözlerine Meryem Hanım da aynı şekilde karşılık veriyordu. Serhat onun yüzünü, dudaklarını, yanaklarını öperken, o Serhat’ın sırtını, omuzlarını okşuyordu. Derken Serhat sağ elini Meryem hanımın eteğinin altından soktu. O anda yannanım patlayacak hale gelmişti bile. meryem hanımın çorapsız, bembeyaz ve dolgun kalçasını avuçlayıp okşarken, benim gözüm o muhteşem kalçadaydı.

    Serhat meryem hanımın kalçasını okşarken, meryem Hanım da gömleğinin düğmelerini açmaya başlamıştı. azgın, yerinde duramayan bir kadındı. az sonra Meryem hanımın beyaz, dolgun memeleri açığa çıktı. Sutyen takmamıştı, gömleğin düğmeleri açılır açılmaz memeleri arzı endam etmişlerdi. Serhat’ın sağ eli meryem hanımın kalçasında, ağzı memelerindeydi. kadının memelerini deli gibi emiyor, ısırıyor, öpüyordu.

    meryem hanımsa halinden çok memnundu. serhat’ın kel kafasını okşayıp öpüyordu bu sırada. serhat elini eteğin altına daha çok sokmaya başladı. derken Meryem hanımın beyaz külotunun Serhat’ın elinin altında olduğunu gördüm. Külotun lastiklerini çekiyordu. kendinden geçmiş halde Meryem hanımın memelerini emmeye devam ediyordu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +29
      Çorapsiz bembeyaz ve dolgun kalçası ne amk züte çorap mi geciriyorlar sizin orda
      ···
    2. 2.
      0
      reezzzzzz
      ···
    3. 3.
      0
      senin anlattığın saat gizli kameralı saatlere ulaşmak senin gibi her ergene düşmez.
      kaldı ki o kamera bir de ses kayd ediyor peh
      ···
    4. diğerleri 1
  19. 44.
    +9 -3
    ~~ sonunda geldim dostlar neyse devam uzun uzun yazıcam bugün ilk 6 aylık kısmı bitirelim

    ~~devam ediyoruz: onlar karşımda sevişirken bense pantolonumu çıkardım, bir elimi yarağıma atmış diğeri ile mouse tutuyordum. Kalbim beynimde atıyordu sanki. sevişmeleri çok uzun sürmedi. serhat’ın, “kalk, soyun hadi!” demesi ile meryem hanımın, “tamam!” diyerek ayağa kalkması ve saniyeler içinde çırılçıplak kalması bir oldu.

    un gibi beyaz, güneş yüzü görmemiş vücudu kaymak gibiydi. Kaydı dondurdum, zoom yaptım. Yaklaşık 1,65 boyunda, belki 70-75 kilo gelen bir kadındı. meryem hanımın ekrandaki vücuduna dokundum parmaklarımla, ona gerçekten dokunamıyor, kendimi bu şekilde avutmaya çalışıyordum. bir süre bu şekilde dokundum, sonra kaldığım yerden oynatmaya devam ettim.

    bu arada serhat da soyunmuştu, çırılçıplaktı. kıllı, iri yarı, kaslı vücuduyla salonun ortasında koca bir heykel gibi duruyordu. meryem hanım onun omuzlarına anca geliyordu. yannanı koca bir sopa gibi önünde havaya dikilmiş sallanıyordu. serhat çekyata oturdu ve bacaklarını iki yana açtı az sonra, meryem hanımsa önünde yere diz çöktü. derken Serhat’ın yannanını ağzına aldı. meryem hanımın sırtını ve zütünü görebiliyordum bu anlarda, ancak çıkardığı sesler beynimin içinde yankılanıyordu.

    “Oğmmm, ığmmm, ağmmm... ” diye diye aç bir köpek gibi saldırmıştı yannanına. serhat onun saçlarını okşuyor, ara ara başını geriye atıyordu. “Yala, yala, ohhh, çok güzel, yala benim huurumm, yala... ” deyip duruyordu bazen de. yannanımı sıvazlıyordum, müthiş bir manzara vardı karşımda.

    meryem hanımın saksosu devam ediyordu. başını emme basma tulumba gibi kaldırıp indiriyordu. koca zütü ise sallanıp duruyordu. serhat’ın yerinde olmak için neler vermezdim. meryem hanımın bu işi iyi bildiği belliydi. Serhat’ın zaman zaman kasıklarını, taşaklarını da öpüyordu yannanını ağzına almaktan başka. Serhat’ın, “Yavaş, dişleme!” dediği de oluyordu. meryem hanım kendini kaybedip yannanı salatalık zannetmiş ısırıyordu anlaşılan.
    ···
    1. 1.
      +1
      fakeler yüzünden bu partı kaçırmışım mk
      ···
    2. 2.
      +2
      Panpa ilk sayfalarda "böyle mutaassip" bir hanımı nasıl gibersin diye kızmistim. Kari "brazzers sivas sube" çıktı Özür dilerim. .
      ···
  20. 45.
    +6 -1
    trolleyen arkadaşlar bazı yerlerde benden daha yazmışlar :D fakat doğrusu için sahibi yaparak okuyun arkadaşlar mizah için yapıyorlar tabiiki de
    ···