/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +25 -1
    Yakalansaydın yannan yiyicektin baklava ile iyi kurtamışşın gene *
    ···
    1. 1.
      +5
      hahahah güldüm bin, ileriki zamanlarda serhatla da tanışacağım
      ···
    2. 2.
      +1
      ahuahuahuahuah güldüm oc döl yerinede şerbet yuttun dua et
      ···
  2. 27.
    +25 -1
    beyler şukulayın da yazayım partlar hazır şuan bi şukuyu çok görmeyin be :D
    ···
    1. 1.
      +1
      bekletmeseydin seri seri şukuluyoduk sen yaz şuku gelir yine
      ···
  3. 28.
    +24
    Sende bas onları double penetration yapın
    ···
    1. 1.
      +1 -2
      güldüm bin :D ilerleyen zamanlarda neden olmasın hahahah
      ···
  4. 29.
    +24 -1
    birkaç dakika sonra meryem hanım odadan çıktı. çıkarken de kapıyı kilitlemeyi unutmadı. ikinci bir külot mevzusu yaşanmasını istemiyordu. uzun ve siyah bir pardesü vardı üzerinde. beline oturan pardesünün altında iri memeleri belirginleşmişti iyice. Başında kırmızı desenli büyük bir türban vardı. göz kenarlarına hafiften bir makyaj bile yapmıştı. her ne kadar aşığı ve gibicisi de olsa kendini Serhat’a beğendirmek istiyordu. siyah topuklu ayakkabısını da giyince dışarı çıktık.

    önümden pardesünün eteklerini tutarak merdivenleri çıkıyordu. Bu sırada çorapsız ve bembeyaz baldırları da açığa çıkıyordu. sağlam bir zütü vardı ve önümde bıngıl bıngıl sallanıyordu. meryem hanım aşığı ile gibişmeye gidiyordu, ama benim de yannanımı kaldırıyordu...
    ···
  5. 30.
    +24 -1
    pazar günü öğleye doğru uyandığımda cemil evde yoktu. meryem hanım ise çekyatta oturmuş televizyon izliyordu. beni görünce bozulur gibi oldu. bir şey demeden odama dönecekken, “kahvaltı yapacaksan mutfakta börek var!” dedi kuru ve sert bir sesle.

    Bir Pazar kahvaltısında ev yapımı börek yemeyeli çok olmuştu. “teşekkür ederim!” dedim. “bir şey değil, istediğin kadar alabilirsin!” dedi ve ardından başka bir şey demeden cemil’in odasına girip kapısını kapattı. geçen gün bana huur çocuğu demişti ama şimdi yaptığı börekten yiyebileceğimi söylüyordu.

    mutfakta küçük fırının içinde iki tepsi börek vardı. çay da demlenmişti. börekten birkaç büyük parça koparıp sıcak çay eşliğinde afiyetle yedim. odama geçerken meryem hanım’ın telefonda konuştuğunu duydum. Kulağımı kapıya verip içeriyi dinledim.
    ···
    1. 1.
      +7
      Kafaya koymuştum, onu gibecektim
      ···
  6. 31.
    +25 -2
    ama o anda sessiz kalıp yeni gibişmelerini dinleyecektim. Bu arada o külotu meryem hanıma serhat’ın aldığını öğrenmiştim. demek serhat meryem hanımı sadece gibmiyor, aynı zamanda ona çamaşır bile alıyordu.

    az sonra salondan yan odaya geçtiler. kulağımı duvara verdim. sesler şimdi duvarın içinden gelse de salondaki konuşmalar gibi duyabiliyordum. ancak sesler bana yetmez olmuştu, gözlerimle de olaya şahit olmak istiyordum. kapının topuzunu çevirdim yavaşça, usulca açtım ve koridora çıktım. cemil’in odası her ne kadar benimki ile yan yana olsa da, kapıları yakın değildi. Kapıların arasında en az 2 metre mesafe vardı.

    parmak uçlarıma basarak sessizce ilerledim. odanın kapısını aralık bırakmışlardı. içerden, “Oğğhhh!” diye bir inilti geldi o ara, meryem hanımdı inleyen. hemen ardından da hızlı ve sert gibiş sesleri başladı. Şiddetli 'Şlap, şlap, şlap!' sesleri geliyordu yine.
    ···
  7. 32.
    +25 -2
    “nerden buldunuz bunu, çok eskimiş?” dedi serhat. “Bizim oğlanın arkadaşınınmış, kim bilir kaç senelik!” dedi meryem hanım. “bana bak, nasıl biri bu arkadaşı?” diye sordu serhat benim için. “bakarsan böyle saf, temiz görünüyor, ama abazanın biri. herif geçen geldiğimde bavulu karıştırıp külotlarımdan birini almış. Hem de senin o aldığın mavi külotumu. yatağının altında buldum, huur çocuğu attırmış bir de döllerini üstüne. allahtan bizim herife fark ettirmedim, yoksa sıçardı ağzına!” dedi meryem hanım.

    serhat, “cemil nerden bulmuş bu binii? bizim o taraflı biri olsaydı keşke. bana bak, o herifin yanında giyimine, hareketlerine falan dikkat et!” deyince, meryem hanım, “Deli misin, ben oğlumun yanında bile başımı açmıyorum. elin serserisinin yanında mı yapacağım, sen merak etme!” dedi. bunun üzerine Serhat, “bilmiyorum yani, ona göre. sonra herif kalkıp hâllenir sana falan, gelir giberim anasını onun!” dedi sert bir sesle.

    serhat’ın değil de meryem hanımın benim hakkımda bu şekilde konuşmasına bozuldum. benim için huur çocuğu demesine ayrı sinir oldum. bana huur çocuğu diyor, ama kendisi kocasını boynuzluyordu, hem de akrabalarından biriyle. Ben sana yapacağımı bilirim dedim içimden
    ···
    1. 1.
      +1
      Serhqt kimdi lan
      ···
    2. 2.
      +8
      moruk huur çocuğu olduğun doğru ama alınma.
      ···
  8. 33.
    +31 -8
    gecenin bu saatinde gibişiyorlardı çıkan ses yataktan geliyordu. kalbimin atışları hızlanmaya başladı birden. oğullarının tek kişilik yatağının üzerinde gibişiyordu anne ve babası.

    yannanımın sertleşmeye başladığını hissettim. daha önce yaşamadığım bir deneyimdi bu. Yaylı yatağın gıcırdama seslerine zaman zaman yatak ayağının zeminde çıkardığı sesler ekleniyordu. hamit bey ve meryem hanımdan çıt çıkmıyor, bu işi sessiz sedasız yapıyorlardı. ancak yatak onlar gibi sessiz kalamıyordu üzerinde yaşananlara.

    bir elimi yannanıma atıp okşamaya başladım. kalbimin atışlarını boyun damarlarımda hissediyordum. içerden gelebilecek en ufak sesi bile duymak için nefesimi olabildiğince tutmaya çalışıyordum. sesler zaman zaman artıyor, azalıyordu. Bense yannanımı okşayıp yutkunuyordum sürekli. ayakta 31 çekecek hale gelmiştim.

    derken yaylı yatağın sesleri daha hızlı ve seri şekilde gelmeye başladı. aynı zamanda 'tak, tuk!' sesleri de eşlik ediyordu bu seslere. hamit bey gittikçe hızlanmaya başlamıştı anlaşılan. Sesler 10-15 saniye kadar bu şekilde devam ettikten sonra yavaş yavaş azalmaya başladı. hamit ney boşalmıştı demek ki.

    bir süre daha kaldım o halde ve içeriyi dinledim, ancak sesler kesilmişti. yannanım patlayacak hale gelmişti. çırılçıplak bir halde yatağa uzandım, yan tarafımda çatır çatır bir gibişmeye kulak misafiri olmuştum. yannanımı okşarken aklım meryem hanımdaydı. kapalı, tutucu bir kadın da olsa sonuçta bir kadındı ve kendini erkeğine teslim etmişti bu gece. hem de oğlunun yatağında. yannanımı okşaya okşaya sonunda döllerim akmaya başladı. gecenin karanlığında ev arkadaşımın annesini düşünerek boşalmıştım. yere attığım külotumla döllerimi sildim. boşalmanın verdiği rahatlıkla uyudum. Sabah erkenden çıkıp okula gittiğimden hamit bey ve meryem hanımı göremedim. akşama doğru eve geldiğimdeyse evde kimse yoktu.

    hamit bey ve meryem hanımın bavulları cemil’in odasındaydı. aklıma bir binlik geldi o anda. bavulu açtım. içini karıştırırken aradığım şeyleri buldum kolayca. meryem hanımın iç çamaşırlarıydı bunlar. farklı renklerde kimisi pamuklu kimisi parlak saten, dantelli külotlar ve sutyenler vardı. Külotları alıp kokladım, bazılarında kırmızımsı lekeler vardı, adet izleriydi bunlar. sutyenlerinse iç kısımlarında meme uçları iz yapmıştı, dilimle yaladım o kısımlarını.
    - - - beyler şukular artarsa bundan sonraki partta uzun uzun yazmaya baslayacağım
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervasyon.
      ···
    2. 2.
      0
      aq daha hiç bir takunu görmediğin kadını düşünüp sadece yatak gıcırtısıya nası boşalıyon
      ···
  9. 34.
    +25 -3
    serhat da aynı benim gibi kuru fasulyeyi çok sevmişti, “ellerine sağlık, çok güzel olmuş. benim karı böyle yapamıyor!” deyince, meryem hanım, “senin karı neyi doğru düzgün yapıyor ki allah aşkına!” dedi. bu konuşmalar gösteriyordu ki tahminim doğru çıkmıştı. bunlar birbirlerini tanıyordu, muhtemelen de akrabaydılar.

    az sonra kapımın önünden biri geçti hızlıca. meryem hanımdı bu. tuvalete girmiş, çişini yapıyordu. kapıyı kapatmadığı için işemesinin sesini duyabiliyordum. küçük ve mağara gibi bir evdi burası ve ben devamlı şikâyet ederdim bundan. o gün ilk defa evin bu halinden memnuniyet duymuştum. meryem hanım aşığıyla deliler gibi gibişmiş, ben de evin bu özelliği sayesinde olanı biteni dinlemiş ve dinlemeye devam ediyordum.

    sifon sesinin ardından hemen eğilip anahtar deliğinden baktım. Meryem hanımın bembeyaz, gün yüzü görmemiş kalçalarını görebildim sadece. dolgun, etli kalçaları vardı. yutkundum, bu güzelliğin tadına Serhat bakıyordu şu anda ve ben elim yannanımdada öylece kapının arkasında duruyordum.
    ···
    1. 1.
      -1
      bi reservex
      ···
  10. 35.
    +22
    lamba göz kırpıp duruyo beyler ampül patlayacak galiba

    ~~

    devam ediyoruz: Her ne kadar uykum olmasa da uyumam gerektiğini bildiğim için zorlayarak uyumaya çalıştım. Kapıma tıklandığını duydum ve uyandım Kapının diğer tarafındaki Meryem Hanım'dı "günaydın nosxe kahvaltı hazır gel beraber kahvaltı yapalım dedi" "Hazırlanayım geliyorum günaydın" diyebildim. Olayların bu şekilde ilerlemesi beni şaşırtıyordu.

    :Kahvaltıya oturmak için odamdan çıktığımda evde Cemil'in olmadığını ve tekrardan Meryem Hanım'ın başının açık olduğu dikkatimi çekti. Ona baktığımı anlamış olacak ki "Ne yadırgıyorsun sanki görmediğin şey?" dedi işte o an içimden bu karıyı gibmek geldi ama sakin ol nosxe, serhat'ın nerede olduğu belli değil dedim kendimce. ö Özür dilerim diyebildim sadece yutkunarak.
    ···
    1. 1.
      +1
      Hızlı gir panpa en heyecanlı yerler burası
      ···
    2. 2.
      +1
      En guzel yeri gibise geç
      ···
  11. 36.
    +23 -1
    şukuladığınızda devam ediyorum elimden geldiğince yazıyorum
    *)" >*~
    devam ediyoruz:
    Bir süre sonra Serhat doğruldu ve ayağa kalktı. Elini yine pantolonuna ve cüzdanına attı. Az sonra, “Hasgibtir!” dedi cüzdanın içine bakarak. Başka kondom yoktu anlaşılan. Meryem Hanım, “Yok mu?” diye sorunca, “Yok!” dedi Serhat. “Ne yapacağız?” dedi Meryem Hanım. Serhat, “Ne olacak, daha önce kondom mu vardı, böyle yapacağız!” deyince, Meryem Hanım, “Olmaz, daha önce de böyle yaptın, sonra gördük sonucunu!” dedi. Ne olmuştu ki?

    “Korkma, boşalmam içine!” dedi Serhat, ama Meryem Hanım ikna olmuyordu. Serhat, “Ne yapalım şimdi sana, içine boşalmam diyorum, anlamıyor musun? Çok istemiyorsan zütten ver o zaman!” dedi sert bir sesle. Bunu duyunca heyecanım daha da arttı. Yoksa Serhat Meryem Hanımı zütünden mi gibecekti? Meryem Hanım zütünden de mi veriyordu Serhat’a?

    Ancak Meryem Hanımın, “Sen git karını zütünden gib!” demesi ile hevesim kursağımda kaldı. Bu sözlere Serhat’ın cevabı, “Verse de gibsek!” oldu. Meryem Hanım doğruldu çekyatın üzerinde ve “Bak, bir daha şu lastik olmadan gelme buraya. Allah göstermesin geçen sefer gebe kaldım, gördün başımıza gelenleri, kalkıp benim başımı yakma gene. Dikkat et, boşalmadan önce çıkart hemen!” dedi. Demek Serhat’tan hamile kalmış ve büyük ihtimalle de çocuğu aldırmıştı. Duyduklarıma inanamıyordum.
    ···
  12. 37.
    +23 -1
    ~~ arkadaslar 20 dakika yokum uzun giricem
    -- gelince +5 şuku olsun 8 tane daha bu uzunlukta part atıcam bugünlük final olucak

    ~~ devam ediyoruz: iki eliyle kavradığı yannanı deli gibi sıvazlıyor, ağzının, boğazının en derin, uç noktalarına almaya çalışıyordu. Bu anlarda başı ileri geri, sağa sola hareket ediyordu. Serhat’ın iri yannanının yanağında yaptığı şişliği rahatlıkla görebiliyordum. Serhat ise çok mutluydu, “Yala, yala benim huurm, yala!” deyip duruyordu Meryem Hanımın saçlarını çekiştirirken.

    Ve saniyeler sonra Serhat kurbanlık bir dana gibi böğürürken Meryem Hanımın ağzına boşalmaya başladı. Meryem Hanımın başını iki yanından sıkıca tutmuş yannanını ağzının içine sokup çıkartıyor, onu adeta ağzından gibiyordu. Meryem Hanım kendini geriye atmaya, kurtulmaya çalışsa da yapdıbıyordu. Öğürüyor, boğulur gibi sesler çıkartıyordu.

    Evet, Serhat onu yannanıyla boğuyordu gerçekten de. Meryem Hanım çaresiz, zavallı bir haldeydi. iki elini havaya kaldırmış, Serhat’a durmasını, yapmdıbasını işaret ediyordu, dıba Serhat onu dinleyecek, duracak halde değildi. Onu ağzından gibmeye devdıb ediyordu. Ağır çekime aldım videoyu ve zoom yaptım Meryem Hanımın yüzüne doğru.

    Gözlerinden akan yaşları gördüm. Yanaklarından süzülen gözyaşları büyük bir keyifle, zevkle başlayan gibişmenin ağldıba ile final yaptığını gösteriyordu. Yüzündeki çaresizlik ve acı daha bir belli oluyordu bu görüntülerde. Yeniden normal şekilde izlemeye başlarken Serhat yannanını çıkardı Meryem Hanımın ağzından.

    O anda güçlü öğürtüler çıkartmaya başladı Meryem Hanım ve hemen ayağa kalkıp içeri doğru koştu. Tuvalete girmiş, kusuyordu. Serhat ise Meryem Hanımın çıkardığı kırmızı gömleği ile yannanını sildi. Halının üzerine bir miktar dölü akmıştı, onu da eğilip silerken Meryem Hanımın içerden ettiği küfürler geliyordu kulağıma.

    “huur çocuğu, Allah belanı versin, gibtir git buradan, defol. Sen git ananın dıbını gib, huurnun doğurduğu, şerefsiz bin!” diyordu. Serhat ise Meryem Hanımın ettiği küfürleri duyuyor, dıba sadece gülümsüyor, başka bir şey demiyordu. Üzerini giyindiğinde Meryem Hanım halen tuvaletteydi. Az sonra görüntüye Meryem Hanım da girdi. Elinde beyaz bir el havlusu vardı, ağzını siliyordu. “huur çocuğu, gibtir git buradan, çık dışarı, defol. Sen beni karın mı zannettin lan, gibtir git, şerefsiz bin!” dedi öfkeyle. Serhat ise bu sözlere pis pis sırıtarak karşılık veriyor, tek kelime etmiyordu.

    Serhat görüntüden çıkarken sesi geldi. “Bu poşetin içinde telefon var!” dedi, ardından da kapının sertçe kapanma sesi geldi kulağıma. Meryem Hanım çekyata oturup sağına soluna bakarken Serhat’a küfretmeye devdıb ediyordu. Güzel başlayan iş sonunda taka sarmıştı.

    Sonraki görüntülerde Meryem Hanım çırılçıplak bir halde salona geldi. Yıkanmış, kurulanmıştı. Elinde kırmızı bir külotla sutyen vardı. Külot ve sutyeni giydikten sonra üzerindeki siyah eteğini giydi, Serhat’ın döllerini sildiği kırmızı gömleğini görünce gene ağır küfürler savurdu Serhat’a. Az sonra görüntüye girdiğinde çiçekli bol gömleği vardı üzerinde. Salonu topladı, çekyatı düzeltti. Serhat’la gibişirken çalan telefonunu aldı eline, az sonra biriyle konuşuyordu. Konuştuğu kocası Hdıbit beydi.

    “iyiyim, sen nasılsın? içerde bizim oğlanın odasını topluyordum duymadım. Nasıl gidiyor işlerin? Ne zdıban dönersin? iyi, tdıbdıb, hadi Allah’a emanet ol, görüşürüz!” diyerek kısa bir konuşma yaptı kocasıyla. Zavallı addıbcağız gerçekten de karısının oğlunun odasını topladığına inanmıştı. Oysa gerçekleri bilse ne yapardı kim bilir?

    Görüntüden kayboldu, yeniden geldiğinde Serhat’ın dediği poşet elindeydi. Ardından görüntüden çıktı, Cemil’in oda kapısının kapanma sesi geldi peşi sıra. Saat 12:00 olmuştu.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    +22
    ~~ beyler burda olduğunuzu belli edin ona göre hızımı arttırıcam
    ~~
    devam ediyoruz: Gelen cemil'idi. odamın kapısı giriş holün tam karşısında ve odamın kapısı da açık olduğundan direkt olarak gözgöze geldik konuşmadan gözüyle selam verdi.

    Olanlardan Cemil'in de haberi olacağını düşünerek utana sıkıla seldıbını aldım. Sahi Cemil'in nasıl haberi olacaktı ki?
    annesinin amcaoğluyla gibiştiğini mi öğrenip bana kızacaktı. Cemil pek söz etmeden direkt üstündekileri çıkartmak için odasına geçti. Kalbimin artması dikkatli düşünmemi engelliyordu başımı ellerimin arasına aldım ve zor da olsa düşünmeye başladım..
    ···
  14. 39.
    +25 -3
    beyler kiracı işleri var biraz onlara ev gösterip gelicem 3 gibi yazmaya devam edicem o yüzden uzun part bu buyrun - -

    “gel hele şöyle, çok özledim seni!” dedi gelen adam. meryem hanımın buna cevabı, “dur be, yavaş ol, ayılaşma!” oldu. “boynuzlu gavat kocan ne zaman gelecek?” diye sordu bu kez adam. meryem Hanım, “ne bileyim, en az bir ay yok, adana’ya gitti!” deyince, “O yoksa biz varız gülüm!” dedi kahkaha atarak, peşinden de, “iyi oldu bu işi alması, çok sıkıldım be devamlı sivas’a gidip gelmekten, rahat ederiz. cemil’in burayı tutması da iyi oldu ha, yoksa bir de ev ayarlamakla uğraşırdık. gerçi ev dökülüyor ama idare eder gene de!” deyince, meryem hanım, “sen buraya eve bakmaya mı geldin, yoksa bana mı?” dedi.

    meryem hanım kocasını aldatıyordu. inanamıyordum. tesettürlü, dini bütün bir kadındı, ama kocasını başka biriyle aldatıyor, boynuzluyordu. ve üstelik bunu uzun zamandır yaptığı anlaşılıyordu. adam sivas’a gidip geldiğini söylemişti çünkü. istanbul’dan sivas’a gidiyor, meryem hanım’ı gibip geri dönüyordu. ve şimdi meryem hanım onun ayağına istanbul’a gelmişti. içimden bir ses bu adamın Cemil’i ve Hamit Bey’i tanıdığını söylüyordu, belki de akrabalardı.

    salondan geliyordu sesleri ve ben de odamda durmuş onları dinlemeye devam ediyordum. bir süre sessizlik oldu, ardından, “dur be yavaş ol!” diyen meryem hanım’ın sesi böldü sessizliği. “çok özledim seni, geçen geldiğinde yapamadık zaten!” dedi adam. meryem hanım, “nasıl yapacaksın, herif yanımdaydı, manyak mısın!” dedi tepkili bir sesle. adamın buna cevabı ise, “ben de onu diyorum ya zaten, gavat boş bırakmadı seni!” oldu.

    konuşmalarını dinlerken bir taraftan da kalp atışlarım artmaya ve yannanım sertleşmeye başladı. her ihtimale karşın cep telefonumu sessize aldım, bir anda çalıp işi tak edebilirdi. bu kısa sessizliklerin ve konuşmaların ardından bir gibişmenin yaşanacağını biliyordum ve bunu bilmek beni müthiş heyecanlandırıyordu.

    az sonra meryem hanımın, “oğlanın yatağı var ama küçük, tek kişilik. bu çekyatı açalım!” demesini duydum. adam, “olur, bu daha geniş. yahu bu Cemil çok akıllı çocukmuş. baksana evin penceresi bile yok. tam bize göre olmuş burası vallahi. bana bak, binada kimse yok değil mi, bizi gören eden olmasın sonra, senin oğlanın kulağına bir şey gitmesin?” dediğinde, meryem hanım, “yok be korkma. binada kimse kimseyi tanımıyor. ne cemil’i tanıyorlar, ne de cemil onları tanıyor. bu üst katta da zaten kimse oturmuyormuş. senin hangi daireye geldiğini kim nerden bilecek?” dedi.

    meryem hanım işi garantiye almıştı. daha doğrusu aldığını sanıyordu, ama beni unutmuştu. evin içinde, odamda olduğumu bilmeden aşığıyla gibişecekti. kalbim göğsümü delecek gibi atıyordu artık. o gece kocasıyla gibişirken dinlemiştim, şimdiyse aşığıyla gibişirken dinleyecektim meryem hanımı.

    derken eski çekyatın gacır gucur sesler çıkartarak açılma sesi geldi. evet, başlıyorlardı. çıldıracak gibiydim. adam cemil’e teşekkür ediyordu bu evi tuttuğu için. bu sayede rahat rahat onun annesini gibebilecekti. doğrusu bir teşekkür de ben borçluydum cemil’e. Onun sayesinde böylesi olaylara şahit oluyordum.

    adamın, “soyunsana, ne bekliyorsun?” dediğini duydum. bir süre sessizlik oldu, sadece çekyatın gıcırtıları geliyordu kulağıma. O sessizlikte soyunduklarını anladım. az sonra, “traş mı oldun?” dedi adam. meryem Hanım, “evet, güzel olmuş mu?” dedi karşılık olarak. “güzel ne kelime, bir içim su olmuşsun!” dedi adam neşeli bir sesle.

    Kısa bir süre sonra, “yavaş ol be, biraz kibar ol, bu ne böyle?” dedi Meryem Hanım. adamsa, “ulan özledim diyorum be özledim, gel şöyle!” dedi sert bir tonda. konuşmalarını rahatça duyabilsem de bir şey göremiyor olmak canımı sıkıyordu.

    az sonra, “Ağğğhh, yavaşşş!” diyen küçük bir çığlık geldi meryem hanımdan. adam oldukça sertti anlaşılan.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +33
      Bu kadına Meryem hanim demeyi kessene bildiğin oruspu Meryem bu kadın
      ···
    2. 2.
      +21
      O gün adamla kadın seni evde yakalasaydı şimdi Müge Anlı'da ailen seni arıyordu
      ···
    3. 3.
      0
      bi ayraç atalım
      ···
    4. 4.
      +2
      teenwolf ahahhahahhaahahahhhahajah amk ya ahahahahahahaahahhaahhaha
      ···
    5. diğerleri 2
  15. 40.
    +24 -3
    pompalamaları gittikçe azalırken iniltileri ve homurtuları uzun ve tiz seslere dönüşmüştü. bu arada meryem hanım da aynı şekilde zevk iniltileri geliyordu.

    bense yine parmak uçlarıma basarak gerisin geri odama girip kapıyı kapattım. içerden konuşmalar geliyordu, ama kalp atışlarımın sesi bu konuşmaları duymama engel oluyordu. yan odanın kapısı açıldı az sonra, hemen eğilip anahtar deliğine baktım.

    kapının önünden geçen Serhat idi. yannanı kazık gibi havaya dikilmişti yine. az önceki gibi kırmızı bir kondom takılıydı yannanında. bir saat içinde iki defa gibmişti meryem hanımı. onun peşinden meryem hanım da geçti tuvalete. bembeyaz kalçaları terden ıslanmış, ışığın altında parıldıyordu.

    “sen yıkan, ben sonra yıkanırım!” dediğini duydum. az sonra tüplü şofbenin çalıştığını ve serhat’ın yıkandığını anladım. “ne zaman gelirsin?” diye sordu meryem hanım. “bilmiyorum, bakarım!” dedi serhat yanıt olarak. “tamam, ama arayı çok uzatma. bu fırsat başka geçmez elimize!” dedi meryem hanım. kocası iş, ekmek peşinde koşarken, kendisi yannan peşinde koşuyordu, hem de oğlunun evinde.
    ···
  16. 41.
    +23 -3
    15-20 dakika kadar sonra Serhat gitti. onun ardından meryem hanım tuvalete girip yıkanmaya başladı. kapıyı kapatmıştı. yannanımın sertliği geçmişti. hemen montumu aldım ve olabildiğince sessiz halde çıktım odadan. cemil’in odasına baktım. yatağın üzerinde Meryem hanımın ellerini dayadığı yerler çukur yapmıştı. salonda ise çekyat halen açıktı. meryem hanımın çıkardığı giysileri ve çamaşırları yerdeydi. çekyatın örtüsü incin bir haldeydi.

    yavaşça kapıyı açıp dışarı çıktım. inanılmaz bir olaya şahit olmuştum. sokaklarda, caddelerde dolaştım uzun uzun. etrafımdaki onca kalabalığa, insan seline karşılık benim aklım meryem hanımdaydı. Onu düşünmeden edemiyordum, bu mümkün değildi. düşündükçe de yannanım sertleşiyordu yürüdüğüm halde.

    akşama doğru eve döndüm. meryem hanım ve cemil salonda oturmuş televizyon izleyip baklava yiyorlardı.
    meryem hanım beni görünce yine gözlerini kaçırırken bugün neler yaptığını gayet iyi bildiğimden habersizdi.
    ···
  17. 42.
    +21 -2
    bu şekilde sert gibilmekten büyük keyif alıyordu. O gece kocasının sessiz sedasız gibmesine karşın, şimdi Serhat’ın gürültülü gibmesi arasında dağlar kadar fark vardı. çok güçlü ses patlamaları yaşanıyordu odada.

    serhat kendini kaybetmişti artık. “Ağhhh, ağhhh, ağhhh!” sesleri çıkara çıkara adeta intikam alırcasına gibiyordu meryem hanımı. yannanıyla meryem hanımı delmeye çalışıyordu sanki. dıbından soktuğu yannanıyla vücudunu delip ağzından çıkartmaya uğraşıyordu. meryem hanımsa bu durumdan rahatsız değildi.

    meryem hanım’ın gıbını ve Serhat’ın yannanını göremesem de gördüklerim bana yetiyordu. serhat’ın inleye inleye, homurdana homurdana boşalması uzun sürmedi. boşalırken de aynı güçle pompalamaya devam etti Meryem hanımın dıbına.
    ···
    1. 1.
      +23 -1
      Serhat'ın yarragini görsen ne olacak amk oglani
      ···
  18. 43.
    +20 -1
    meryem hanımın, “Oğhhh, ağhhh, ığhhh, gib, gib oğhhh!” seslerine serhat’ın homurtuları ve arada sırada söylediği, “böyle iyi mi, kocan böyle gibiyor mu seni, iyi mi böyle benim huurum, ha, sen nesin, söyle bana, nesin sen, neyimsin benim?” sözleri karışıyordu.

    Serhat’ın bu sorularına, “huurunum!” diye yanıt veriyordu meryem hanım. evet, doğrusu da buydu, Meryem hanım gerçekten de bir huurdu. kocasını oğlunun odasında boynuzluyordu.

    serhat bir insan değil de güçlü bir boğa gibiydi. yannan darbeleri ile meryem hanım öne doğru atılıyor, serhat onu belinden güçlü ve kaba elleriyle kavramış tutuyordu. bıraksa meryem hanım yatağın üzerine uçacaktı.

    serhat böğürtüler çıkartmaya başlamıştı yine. zütünün kaba ve kıllı etleri taş gibi katılaşmış, meryem hanım’ı gücünün en uç noktasına varıncaya kadar sert şekilde gibiyordu. çıkardığı homurtular ve sesler beni bile korkuturken meryem hanım bundan büyük zevk alıyor, “gib, gib, oğhh, gib!” deyip duruyordu.
    ···
    1. 1.
      +16
      Serhat a vericekmiş gibi betimleme yapma huuuuur çocuğu
      ···
  19. 44.
    +19
    saat 12:00 olmak üzereydi. ayakta boşalacaktım nerdeyse. içerdeki konuşmalar kesilmiş, yerini derin bir sessizliğe bırakmıştı. Birkaç dakika sonra adamın, “tuvalet nerde?” dediğini duydum. “şu arkada, solda!” dedi Meryem hanım. adam tuvalete gitmek için benim kapımın önünden geçecekti. Kapımın önünden geçerken anahtar deliğinden baktım.

    görebildiğim adamın halen sertliğini koruyan oldukça iri yannanı oldu sadece. yannanına kırmızı bir kondom takmıştı. kondomun içi dölleri ile dolmuş, üzeri ise meryem hanımın dıbının sıvıları ile kaplanmış, koridorun ışığı altında parlıyordu. bu koca yannanıyla hayvan gibi gibmişti meryem hanımı.

    adam çişini yaptıktan sonra salona geri döndü. meryem hanımın, “serhat, aç mısın, yemek hazırlayayım mı?” diye sorduğu soruya, adam, “iyi olur, çok yordun beni!” dedi yanıt olarak. demek adı serhat idi. meryem hanım adama adıyla anca kendisini gibtikten sonra seslenmişti ve ben de adını yeni öğrenmiştim.

    meryem hanımın mutfağa geçip yemek ısıttığını duyuyordum. dün geldiğinde mutfağa girip bir tencere kuru fasulye pişirmiş, ben de iki tabak yemiştim. şimdi o yemekten aşığına da veriyordu, yani serhat’a.
    ···
    1. 1.
      +3
      Herifteki rahatlığa bak amk yemek yiyor
      ···
  20. 45.
    +20 -1
    çekyatın yanında yerde gördüğüm giysileri vardı üzerinde. desenli uzun eteği ile bol ve uzun kollu çiçekli gömleğini giymiş başını omuzlarını da örten bir türbanla bağlamıştı.

    cemil, “Abi gelsene, baklava ye!” dedi. ardından da kalkıp mutfağa geçti ve az sonra elinde bir tabak baklava ile döndü. o kısa aralıkta Meryem Hanım elindeki tabağa dikmişti gözlerini. Bana bakmıyordu hiç. “bugün annemin amcasının oğlu gelmiş ziyarete, o getirmiş!” dedi cemil tabağı uzatırken.

    demek Serhat meryem hanımın amcasının oğluydu. akraba olduklarını anlamıştım, ama bu kadar yakın olduklarını tahmin etmemiştim. serhat Meryem hanımı çatır çatır gibmiş, bense izlemiş, dinlemiştim.

    şimdiyse getirdiği baklavayı yiyordum...
    ···
    1. 1.
      +17 -1
      emmoğlusu gibiyormuş demekki amk
      ···
    2. 2.
      +9
      Şerefine emmioğlu
      ···