-
26.
0@23 eyvallah, okuyan okur gerisi giblemez.
-
27.
0ikinci bölüme birazdan geçeceğim.
-
28.
+1ikinci bölüm: sırlar
bir kararsızlık hatta dehşet anından sonra, bay gryce kendini toparlardı. loş ışık, muazzam sessizlik, romantik bir dönemi andıran şaşırtıcı dekor, yakın zamana kadar evin efendisi olan bu adamın hareketsiz bedeni göğsünde hançeri tetikleyen dünyevi bir tutkuyla şiddetli bir tezat oluşturan kutsal sembol... hepsi, bu yaşlı dedektifin bile yorgun ruhunu harekete geçirmeye ve emniyet güçleriyle işbirliği içinde çalıştığı uzun yıllar boyunca pek çok ciddi problemle karşılaşmış ama böylesine hiç rastlamamış zihnini bulandırmaya yeterdi. -
29.
+1ama bu şaşkınlık sadece bir an sürdü. arkasındaki adamın kendi şaşkınlığı ve dehşetini dillendirmesine fırsat kalmadan, bay gryce o şaşkınlığı atlatmış ve yaşlı adamın yanındaki yerini almıştı.
-
30.
+1bay gryce'ın bu adamın nefes almayı uzun zaman önce bıraktığına dair en ufak bir kuşkusu yoktu; ama yine de ilk yaptığı şey, elini adamın nabzına koyup bakmak için tüm profesyonel soğukkanlılığını toplamak zorunda kaldığı sitem dolu gözlerini incelemek ve bu gerçeği teyit etmek oldu.
-
31.
+1bedenin hâlâ sıcak olduğunu fark etti, ama hiç kuşkusuz ölmüştü ve gryce buna ikna olduktan sonra , hançeri adamın göğsünden çekip çıkarmamak için kendine hakim olmak zorunda kaldı, ama gözlerini kaçırmadan önce hançeri dikkatlice incelemeyi ihmal etmedi. bu sıradan bir silah değildi. bir şark dükkanından alınma enteresan bir bıçaktı. bu bile başlı başına intiharı işaret ediyordu ama bıçağın bedene giriş yönü ve yaranın pozisyonu bir intihar sonucu rastlanacak bir görüntü vermemişti.
-
32.
+1diğer ipuçları sınırlıydı. oda, ani ve vahşi bir saldırının neticesinde doğal olarak kan gölüne dönmüş olsa da, bu derli toplu dairede hiçbir mücadele belirtisi yoktu. yere saçılmış bir kaç gül yaprağının dışında, odada bir sessizlik ve huzur hâkimdi. odanın ortasında evin efendisinin bulunduğu noktanın hemen yakınlarında duran masa dahi yaşanan trajediden etkilenmişti. en azından ilk bakışta; çünkü her ne kadar masanın güneşi yüzeyi aksesuar ve takılarla dolu olsa da adeta sahiplerini yere deviren şok onun eşyalarına ulaşmamış gibi her biri yerli yerinde görünüyordu.
-
33.
+1masanın üzerinde çeşitli nesneler vardı. yalnızca karmaşık zevkleri ve hünerleri olan bir adam, pipolar, kalemler portreler, ağırlıklar, ölçü aletleri, roma antik lambaları, venedik cam işleri, porselenler, nişanlar, metal el işleri saksı çiçek ve -ve bu en tuhaf olanıydı bir dizi elektrik düğmesi toplar ve böyle küçük bir alana yerleştirirdi. tepeye asılı süslü demir kafesin içinde odayı kırmızıya bürüyen ışık, hafif ve yeşilimsi bir parlaklığa döndüğünde bay gryce, bir diğer elektrik düğmesi uzandı, düğmeye bastı ve odanın hâlihazırdaki kasvetli atmosferine kendi dehşetini de ekleyen hastalıklı ışığın beyaz bir parıltıya döndüğünü görünce derin bir oh çekti.
-
34.
0" bu yaş ve konumda bir adam için çocukca numaralar." diye mırıldandı bay gryce; ama ayaklarının dibinde sırtüstü uzanmış yüze bir kez daha baktığında, bu çehrenin sahibinin keskin yüz hatları kadar güçlü ve maksatlı bir dürtüye sahip olup olmadığına dair kuşkuya düştü. işin aslı bu herhangi bir koşulda güçlü bir etki bırakacak bir yüzdü. mevcut durumda ve yüzündeki bu ifadeyle dedektif onunla görevi arasına girmesine izin verdiği her an düşünce akımını bozan bir cazibe yayıyordu.
-
35.
0böyle bir ağzı ve böyle bir çenesi olan bir adama aptallık mal etmek, kişinin insan doğasının yetersiz muhakeme yeteneğine sahip olmasından kaynaklanabilirdi. dolayısıyla tepedeki lamba elektrik bağlantısı ve değişen tonlamalarıyla şu anda yalnızca kitaplarda ve çevresini saran tüm cihazlarda gözlemlenebilecek bilimsel araştırma delilleri için kullanılabilecek bir anlam taşıyordu.
-
36.
+1up up up
-
37.
+1beyaz ışığı kendi haline bırakan bay gryce, karakteristik bir çabayla dikkatini daha önce söylediğim gibi halılar ve antikalarla süslü duvarlara çevirdi. orada, ona bu suçun sırrını çözmede yardımcı olacak hiçbirşey yoktu, tabii, evet, birşey vardı. daha önce, şimdi ölü adamın göğsünde duran hacın asılı olduğu, yerinden sökülmüş, bükük bir çivi. hacın kordonu hâlâ etrafındaydı ve kırmızı ipleri, kurbanın yaralı göğsünden uzanan diğer iple buluşmuştu. Bu hacı oraya kim koymuştu ? kurbanın kendisi koymuş olamazdı. böyle bir yarayla bu hareketi yapmak imkânsız olurdu. ayrıca çivi ve duvardaki boş delik, bu yuvarlak dairenin içinde adamın yattığı yerden oldukça uzağa bırakılmıştı.
-
38.
0öyleyse bir başkasının eli, bu kutsal sembolü duvardan çekip çıkarmış ve onu ölmekte olan adamın son nefesinin erişebileceği yere koymuştu. bu dini bir umut ya da çılgın bir pişmanlık göstergesi olmalıydı, ancak bu bay gryce'ın üzerinde fazla zaman harcayamayacağı bir düşünceydi, öyle ki kendini bu suç mahallinde tek başına bulduğu bu dakikalar altın anlardı.
-
39.
0masanın arkasında, duvarın ortasına doğru bir resim asılıydı. bu odadaki tek büyük resimdi. son derece ilginç ve dokunaklı bir güzelliği olan genç bir kızın portresiydi bu. elbisesine ve saç modeline bakılırsa, belli ki sivil savaşın sonlarında resmedilmişti. bu resimde de, yerde hareketsiz bir şekilde yatan adam da gözlenen o entelektüel cazibe göze çarpıyordu ve her ne kadar kız açık, adam koyu tenli olsa da , aralarında bir tür ilişki olduğunu gösteren bir benzerlikleri vardı. bu resmin altında, sivil savaş sonrası cesareti için ödüllendirilen bir adamın sahip olabileceği bir kılıç, bir çift apolet ve bir madalya asılıydı.
-
40.
0" ufak tefek eşyalar bu işi çözmemize yardımcı olabilir." dedi dedektif.
bay gryce ilerlemeyi sürdürdü ve aniden karanlık bir perdenin önünde durdu. öyle koyu tonlarda ve bitişik duvarlardaki perdelerle öyle benzer desenlerdeydi ki bu ana dek dedektif fark etmemişti. ancak bu bir pencere perdesi değildi, çünkü bu eşsiz evde görülen pencereler, neredeyse tavanın altından başlar, duvar boyunca uzanırdı. dolayısıyla bu perde yine bir başka odanın kapısını gizliyor olmalıydı. ve bay gryce kuşkusunda haklı olduğunu gördü. perdeyi kenara çekti ve içinde bir yatak, bir gardırop ve küçük bir masa bulunan dar bir odaya girdi. yatak bekar bir erkeğin tercih edeceği tek kişilik bir karyolaydı ve gardırop lüks zevkleri ve titiz alışkanlıkları olan bir adamı işaret ediyordu. -
41.
0bu kadının kimliği onu polisi harekete geçiren muhbire bağlayan küçük ama kolaylıkla görünen delille birlikte gryce'ın gözlerinde netlik kazandı. sözünü ettiğim delil, tuhafiyecilerin pul adını verdiği küçük siyah bir cisimdi ve bu odayı çalışma odasından ayıran kapının eşiğinde duruyordu. ve pulun parıltısına çekilen bay gryce pulu incelemek için yere eğildiğinde gözü hemen ilerideki bir başka parıltıya ve sonra bir kaç adım ötedeki bir diğerine takıldı. sonuncu pul, az önce yanında durduğu büyük masanın hemen yanındaydı.
-
42.
0bu parlak ışıltılı pulların oluşturduğu ince çizği, gryce'ı tuhaf bir biçimde etkilemiş gibiydi. dikkatli bir gözlemci olduğundan bu pulların ipliklere dizilişleri gereği, içlerinden biri koptuğu taktirde diğerlerinin de sırayla döküldüklerine, hatta kadının üzerinden dökülen bu pullara bakarak neredeyse kadının izini sürebileceğine emindi. belki o anda gryce'ı mutlu eden önüne sunulan bu ipucunun narin doğası ya da kibirlilikleri yüzünden dünyadan bihaber ölümlülere tuzak kuran kaderin tuhaf çekişmesiydi. her ne ise, gözlerini pulların onu sürüklediği masaya çevirirken yüzündeki tebessüm anlamlıydı. ama bu mobilyayı daha yakından incelemeden önce, pulların düşmesine olanak veren ipliğin nerede söküldüğünü anlamaya çalıştı.
-
43.
0kapı eşiğinde bir engele ya da bir mobilyaya mı takılmıştı ? hiçbirşey göremedi. koltukların üzerinde yastıklar vardı ve... ama bir dakika! haç! haçın alt yüzeyinde altın bir işleme vardı. belki de kadın hacı duvardan çekerken bu tel işleme elbisesine takılmış ve gryce'a bu ayrıcalıklı ipucunu veren ipliğin sökülmesine neden olmuştu.
-
44.
0telaşla hacın asılı olduğu duvara gitti ve yerlere bakmaya başladı ama varsayımını onaylayan hiçbir ize rastlamadı. sonra cansız bedenin üzerinde yattığı halıya baktı. orada ayı postunun uzun kıllarının arasında bir pul daha buldu ve parıltılı kıyafetleri olan kadının ondan önce burada bulunduğuna emin oldu.
-
45.
0bu noktada ulaştığı neticelerden memnun bir şekilde tekrar masaya döndü ve bu kez dikkatli ve ayrıntılı bir şekilde incelemeye başladı. parmağını hokkanın yanındaki belirli bir noktaya doğru yavaşca indirirken yüzünde beliren tebessüm ve hokkayı yerinden kaldırıp sonrasında tam olarak aynı noktaya bırakmak için gösterdiği özen bu incelemenin sonuçsuz kalmadığının göstergesiydi. hokkanın altında bir şey bulmayı mı ummuştu ? kim bilir ? bir dedektifin yüzüne bakarak gizemleri çözmek mümkün değildi.
bu masanın üzerinde düşüncelere dalmıştı ki, arkasında duyduğu bir ayak sesi hızla arkasına dönmesine neden oldu. Styles, polis memuru, şimdi tüm evi araştırmış, geri dönmüş ve karşısında söyleyecek bir şeyleri olan biri gibi duruyordu.
" ne oldu ? " diye sordu bay gryce, polis memuruna bakıp.
memur yanıt olarak giriş kapısından görürnen basamakları işaret etti.