-
1.
+20 -1Hayatımda yaşadığım en akılda kalıcı anılarım 2001 yılında daha ben 8 yaşlarında bir çocukken başladı. Dedemler dağ eteğinde dış dünyaya kapalı bir Karadeniz ilçesinde otururlardı. ilçede yerleşim seyrekti ve hemen hemen hiç tarla yoktu. Herkes ağaçların, meyve bahçelerinin içinde otururdu. Annem ve dayım çocukluklarını orada geçirmiş olduklarından her yaz bir ay orada toplanırdık. Kendileri gibi doğayla iç içe büyümüş çocuklar olmamız isterlerdi, bizim de tam macera aradığımız dönemler olduğundan dedemlerin evinde kalmak çok hoşumuza giderdi. işte bu yaz da yeşil selvilerin, kavakların çevrelediği yollardan kıvrıla kıvrıla arabada gidiyorduk. Ablamla biz arka koltuktaydık, ablam benden iki yaş büyüktü ve çok iyi anlaşırdık. Sokağa çıkıp oynayan çocuklardan olmadığım için ablamla çok oynardık, o zamanlar resimli hayvan kitapları vardı. Kitaplardan öğrendiğimiz kadarıyla etrafta gördüğümüz kuşların türlerini tahmin etmeye uğraşıyorduk. Biraz açık alanlara gelince ağaç tepelerinde leylekler görmeye başladık. Her leyleği ilk görenin puan kazandığı bir oyun oynamaya başlamıştık ki annem arkaya döndü, "Bu sefer Defne ablanızı da çağırdık siz hatırlamazsınız çok küçükken görmüştünüz." Biz ablamla birbirimize baktık ve somurttuk. Eğlencemizi bozacak yabancı birisinin evde olmasını istemiyorduk. Annem devam etti: "Defne ablanız dedenlerin Marmaristeki yazlığında yan komşumuzdu. O da seneye liseye başlayacak, bu yaz sınava girmişti. Dinlensin sınav stersini atsın diye çağırdık." Bir sonraki leylek yuvasında üç tane yavru leylek görmemizle annemin dediklerini unutmamız bir olmuştu
-
2.
+12Dayımların dönmesini beklerken iki bir şey atıştırdık. Dedemin eski sarkaçlı saatini inceledik. Bir buçuk metre civarı boyu, çok güzel bir kadranı vardı. Her gelişimizde uzun uzun bakardık. Daha sonra Alp abinin sesiyle dikkatimiz dışarıya çevrildi. Dayımın da bizim gibi iki çocuğu vardı. Alp abi benden 5, ablamdan 3 yaş büyüktü. Hep onun gibi olmaya çalışırdım. Çok çevik sporcu bir insandı. Bir basketbol takımının altyapısında oynuyordu. Ağaçlara tırmanmayı çok severdi sürekli macera peşindeydi ben de onun peşinde ne yaparsa yapardım. Kardeşi Melisa daha çok küçüktü, 3 yaşlarındaydı, o sıralar bot gibi peşimizde takılıyordu. Dayımın kucağında geliyordu. Sanki çok büyük adamlarmışız gibi hemen Melisa'nın yanına gidip sevmeye başladık. Çok sevimli duruyordu. Sonra Alp abiyle erkek adam gibi tokalaştık. Yanlarında Defne abla da vardı Onunla da kısaca tanıştırıldıktan sonra biz üç çocuk Melisayı evde bırakıp dışarıda gezmeye çıktık. Kendimizi iyice yorduktan sonra hava kararırken eve döndük. Zaten tanıdık yerler olduğu için bizim geç gelmemiz kimsenin umurunda değildi
-
3.
+11Dedemlerin evine ulaştığımızda anneanem kapının önündeki dut ağacının önünde oturmuş hayallere dalmıştı. Arabadan inip yanına koşana kadar bizi fark etmedi. Dayımların arabası daha ileride görünüyordu. Ama buralarda değillerdi. içeride tesbih çeken dedemin elini de öptükten sonra hep beraber böğürtlen toplamaya gittiklerini söylediler. Biz de ablamla hemen koşup kalacağımız odaya yerleştik. Temiz hava enerji vermişti. Sonra evin tüm odalarını yeni şeyler bulma umuduyla tek tek gezdik. Dedemlerin evi iki katlıydı. ilk katta mutfak, dedemlerin yattığı oda(yaşlı oldukları için artık merdiven inip çıkmak zor oluyormuş) tuvalet, banyo ve bir tane oturma odası vardı. ikinci katta da üç tane yatak odası ve bir tane de küçük tek kişilik koltukların olduğu bir oda vardı. Biz, bütün çocuklar her zaman olduğu gibi köşedeki odada kalacaktık. Diğer iki yatak odasını da annem/babam ve dayımlar almıştı
-
4.
+7Terminalde karşılaştığımızda Defne abla çok güzel görünüyordu. Artık tamamen bir kadın olmuştu, gençlik dönemlerini atlatmış görünüyordu daha bir ağır başlı daha bir alımlı hareket ediyordu. Bir yıl önce işe başlamıştı tabi iş hayatı onu elbet değiştirecekti. Onu görünce mutlu olmuştum, güzel zaman geçireceğimize inanıyordum. Gelip bana sarıldığında parfümünün kokusu bir anda üstüme hücum etti. Bu nasıl bir şeydi böyle? En güçlü afrodizyakları bile böyle hayal etmezdim saniyeler içinde terlemeye başladım, bacaklarım karıncalanıyordu. Bozuntuya vermemeye çalıştım ama çok etkilenmiştim. Koltuklarımız otobüsün ortasındaydı. Ona cam kenarına otursun diye yer verdim, ben de yanına oturdum. ilk başta güzel güzel sohbet ederek gidiyorduk iş, güç, hayat vs mevzuları. Sonra yolda mola verilince ben tuvalete gidip geldim bir baktım Defne abla uyumaya başlamış
-
5.
+6Adam baktı baktı eve, kafasını sağa sola yatırdı sonra biz dönüp bu eve bir paratoner lazım yıldırım düşer buraya dedi. Biz tuhaf tuhaf birbirimize baktık. Dedemler daha uyuyor onlar kalkarsa belki alırlar dedim. Fötr şapkasını çıkarıp kafasınının arkasını kaşımaya başladı. Sonra gitti minibüsün kasasından bir tane uzun metal çubuk çıkardı. Bir sarma da bakır tel çıkarıp birini bana diğerini Alp abiye verdi. "Hadi bunları size bedavaya veriyorum. Çünkü bu eve yıldırım düşecek. Bu akşam bile düşebilir. Bugün mutlaka kurun" dedi. Sonra tekrar yolcu koltuğuna bindi ve araba hızlanıp gözden kayboldu. Biz elimizde metal çubuk ve telle yine birbirimize bakakaldık. Hemen gidip evin yanındaki dut ağacına tırmandık. Ağaç uzundu ve dalları çatıya kadar uzanıyordu. Oradan çatıya çıkmak zor değildi. Gidip metal çubuğu bacanın yanına yerleştirdik. Teli de yandan aşağı doğru sarkıttık sonra aşağı inip kalanını toprağın içine gömdük. Bu konu daha sonra ne kendi aramızda açıldı ne de ailelerimiz bize soru sordular. Sanıyorum ki dedem dayımların taktığını, dayımlar da dedemin taktığını düşünmüşlerdir. Ama bir kaç gün sonra paratoneri düzgünce sabitlenmiş ve teli yer yer duvara tutturulmuş bulduk. O yaz 1 ay boyunca orada kalmamıza rağmen bir kez bile yağmur yağmadı
-
6.
+6Akşam yatacakken Alp abi hadi bir şeyler yapalım hemen yatmayalım dedi. Ne yapacağımıza karar vermek için bizim odada toplandık. Gece gizlice gidip ateş böceği toplamayı konuşurken Defne abla kapıyı çaldı. Kafasını uzatıp isterseniz film izleyelim ben disk playerımı getirdim dedi. Gidip nasıl bir şey olduğuna baktık. Dvd oynatıcı gibi bir şeydi ama CD oynatıyordu o zamanlar Dvd yoktu. Yarım saat uğraşla oturma odasındaki televizyona bağladıktan sonra getirdiği filmlerden seçtik bir tane gerilim filmi izlemeye başladık. Melisa arada ağlamaya başlayınca yengemi çağırdık aldı yatırdı onu. Bu vesile ile daha ilk günden Defne ablaya kanımız ısınmıştı. Günler geçti. Alp abi, ablam ve ben bizim odada, Defne abla başka bir odada yatıyordu. Melisa dayımların yanında kalıyordu. Geldikten iki hafta sonra bir sabah Alp abi ile ben erkenden uyandık. Yakınlardaki bakkaldan torpil vs almaya karar verdik. Gitmesi gelmesi 20 dakika sürdü. Evin önünde oturup fitil hazırlamaya başlamıştık ki uzaktan bir hoparlör sesi geldi. Eski ford marka kasalı bir minibüs yavaş yavaş yoldan ilerliyordu. Hoparlöründen hırdavatçı gibi bir şeyler bağırıyorlardı şimdi tam hatırlamıyorum. Bizim önümüzden geçerken minibüs yavaşladı ve durdu. Yolcu koltuğundan pala bıyıklı, Hulusi Kentmen tipli bir adam ağır ağır indi bize doğru geldi. "Seldıbınaleyküm gençler, bu evde mi kalıyorsunuz?" Adamın görünüşü ikimizi de etkilemişti. Alp abi duruşunu dikleştirip evet dedi
-
7.
+5Parmaklarımı yavaşça bacağına dokunduruyordum. Bir noktada iyice üstüne kaydırmaya başladım ki hafif bir hareketle bacağını kendine doğru çekti. istemsiz mi yaptı yoksa uyanık mıydı bilmiyordum. Tekrar aynı şeyi yapmayı denedim yine çok yavaş bir biçimde. Tekrar bacağını hafifçe kendine çekti. Demek ki uyumuyordu. Belki istekli olur diye son bir kez denemeye karar verdim. Bu sefer ötekilerden de yavaş bir şekilde elimi kaydırmaya başladım. iki parmağım tamamen bacağının üstüne gelmişti ki tekrar aynı şeyi yaptı. Yüzüne baktım ancak hala uyuyormuş gibi yapıyordu. En sonunda istemediğini düşündüm ve ve fazla zorlamamaya karar verdim. Elimi kendime çekip başka şeyler düşünmeye başladım. Yaklaşık yarım saat sonra Defne abla sert bir biçimde dirseğiyle koluma vurdu. Hemen dönüp baktım ama hala gözlerini kapalı tutuyordu. Öyle bir hareketi uyuyorken yapması imkansızdı. Bu hareketi acaba o da yapmak mı istiyor diye aklıma şüphe düşürdü. Hırkamın ucu hala onun bacağının üstündeydi. Tekrar elimi bacağına yaklaştırdım ve oldukça yavaş bir şekilde bacağının üstüne kaydırmaya başladım
-
8.
+5Ben de uyumaya karar verdim madem öyle. Kafamı ona doğru çevirdim parfümünü koklamak için. O da kafasını cama doğru dayamış, gözleri kapalıydı. Zaten üstünde hafif göğüs dekolteli ince bir tişört vardı, kolye vs de takmadığı için boynu ve gerdanı çok lezzetli görünüyordu. Saçlarını da tepede toplamıştı topuz gibi değil de daha incin. Seyretmeye doyamıyordum vücudunu. Şeytan iyice beni dürtmeye başlamıştı. Bir yandan kalp atışlarım hızlanıyordu bir yandan da bir şey yapacak cesareti toplamaya çalışıyordum. En sonunda elimi kendi bacağımla onunki arasına koydum. Elimin dışı hafiften onun bacağına dokunuyordu. Böyle hareket etmemin tuhaf görüneceğini anladım. Yanıda getirdiğim hırkayı benim elimi, bacaklarımı ve onun sol bacağını kapatacak şekilde üzerime örttüm
-
9.
+4Bir, iki ve üç parmağımı tamamen bacağının üstüne koymuştum. Bu sefer gerçekten de kendini geri çekmiyordu. Yüzüne doğru bakamıyordum artık utancımdan. Ben de ileri ya da sola doğru bakmaya başlamıştım. Göz ucuyla şöyle bir süzdüğümde gözlerini açtığını gördüm. Artık uyuyor numarası yapmıyordu. O esnada bir sonraki molanın 30 dakika sonra verileceği anonsu yapıldı. Bu kadar az sürem kaldığından hızlanmaya karar verdim. Yaklaşık bir dakikalık süre içerisinde elimi tamamen bacağının üzerine kaydırdım. Artık elimin bütün ağırlığı bacağının üzerindeydi ve bacağının üst kısmını iyice avuçlamıştım. Üzerinde ince bir pantolon vardı ve elimi tamamen hissettiğini tahmin ediyordum
-
-
1.
0Rezervasyonusuhumuşullahbismillahirahmanirrahhimallahbismillah
-
1.
-
10.
+5 -1Daha sonra her yıl istisnasız dedemlerin evinde toplanıp en az 2 3 hafta geçirdik. Defne abla da bizimle geliyordu her seferinde o da alışmıştı artık dedemin beşinci torunu olmuştu. Aramızdan su sızmıyordu. Özellikle benimle çok vakit geçiriyordu. Yıllar yılı geçti herkes büyüdü ben lise 3e geldim ablam diş hekimliği kazanıp şehir dışına yerleşti. Alp abi askere gitti ilk defa bir yaz dedemlerde toplanamadık. Bu yaz sadece ben, Defne abla ve Melisa olacaktık. Annemler de ablamın yanına gideceğinden Defne ablayla ikimiz otobüs bileti aldık ve 11 saatlik yolculuğa başladık. Artık Defne ablanın fiziksel özelliklerinden bahsetmenin vakti geldi sanıyorum. 1,75 boylarında kumral, çok güzel bir kadındı. Artık o da üniversiteyi bitirmiş iş güç sahibi olmuştu. Büyürken benim için ikinci bir abla gibi olduğundan çocukken bana hep şaka yollu kiminle evleneceksin diye sorduklarında Defne abla derdim, herkes gülerdi. Ama bu çocukça bir hayranlıktan kaynaklanıyordu. ileride anladım ki aslında onu hep beğeniyormuşum
-
-
1.
+3insan dedesinin beşinci torununu giber mi amk içest bini
-
1.
-
11.
+2Parmaklarımın ucu tam organının olduğu yere değiyordu ve oranın ıslak olduğunu anlayabiliyordum. Ama zaten sıcak da olduğu için fazla bir şey hissedemiyordum. Mola yerine varınca hiç bir şey konuşmadık 15dk bu beni biraz korkuttu zaten cesaret edebileceğim son noktaya geldiğim için daha devam etmemeye karar verdim. Bizim ilçeye ulaşana kadar çok az konuşarak gittik. Eve gelince paratonerin hala takılı olduğunu gördüm. Adamın Alp abi ile bana söyledikleri aklıma geldi. Adam bedava vermişti ama hiç de bir işe yaramamıştı. Neden bedava vermişti acaba?
Dedemlere ulaştığımız andan itibaren tekrar eskisi gibi konuşup şakalar yapmaya başladı. Bana çok enteresan gelmişti eskisi gibi davranacağını düşünmemiştim. Bana göre ya zevk almıştı ve devdıbını istemeliydi ya da hoşuna gitmemişti ve benden uzaklaşmalıydı ama ikisini de yapmıyordu. Bende durum farklıydı ama onu gördükçe azıyordum otobüste olanlar aklıma geliyordu. Bir akşam yemek yerken parfümü beni kudurtmuştu tam sağımda oturuyordu. Masanın altından yine elimi bacağına attım bu sefer yavaş da değildim hızlıca yapmıştım. Yemeği de sol elle yiyordum mecburen. Bir ara aldığım mantıyı kaşıkta tutamayıp düşürmüştüm sol elle yemeye alışık olmadığımdan. Herkes tip tip baktı ama Defne abla gülmeye başladı. O geceden sonra başka bir yakınlaşma olmadı aramızda zaten yalnız kalmaya da fırsat bulamıyorduk Melisa sürekli yanımızda oluyordu. Zaten 3 kişi olduğumuz için dışlanmış hisseder diye bir şey yapmaya çalışmadım. Bu arada Melisa şirin bir kızcağız aklınıza kötü fikirler gelmesin -
12.
+2akşam yemeğinden sonra yatmaya gitmiştik. gece yaklaşınca odanın kapısının açıldığını fark ettim yavaşça yanıma geldiğinden Defne abla olduğunu anlamıştım sevinerek bana yaklaşmasını bekledim ama yaklaştıkça onun Dedem olduğunu anladım ve anladığımda çok geçti. Dedem haşmetlisini ağzıma dayamıştı. Ve nedense buda benim hoşuma gitti. Güzelce blowjobumu yaptıktan sonra kıçımı sıyırıp önünde domalmıştım. Yavaşça girdiğini hissettiğim dedemin yannanını kıçımda hissediyordum. Sonra içeri Defne abla geldi ve pantolunu çıkarttı. Tam dıbını öpmeye hazırlanıyordum ki taşşakları ağzıma geldi. Dedemin boşaldığını anladıktan sonra yannanına bir öpücük kondurdum ve defne ablanın yannanını ağzıma aldım. Onunda işi bittikten sonra ikiside odasına geri döndü ve bende hemen toparlandım.
-
13.
+1O yaz bittikten sonra ben de üniversiteyi kazanıp uzaklara gittim. Ailemle çok nadir görüşüyordum, aramız kötü olduğundan değil ama yeni bir ortama girmiştim arkadaşlarımla sevgilimle takılıyordum burada. Üni 2. sınıftayken ablam aradı:
- ne yapıyorsun don geliyor musun, bilet aldın mı?
- neye geliyor muyum?
- düğüne gelmiyor musun?
- kimin düğünü abla ben sevmem düğün falan biliyorsun
- Alple Damla abla evleniyor senin haberin yok mu?
hasgibtir dedim içimden ama yapacak bir şey de yok. Zaten benim Damla ablaya sahip olma gibi bir şansım yoktu arada çok yaş farkı vardı ama Alp abiyle evlenmeleri biraz sinirimi bozmuştu kim bilir gibişiyorlardı da. Bir de düğünlerine gidip iyi gibişmeler dileyecek değildim. Ablama o ara önemli sınavlarım var gelemem dedim -
14.
+1bu günlük bu kadar yarın hepinizle görüşmek dileğiyle
rez alın -
15.
+1gibtim öldü
-
-
1.
+1Kardeş boş anıma geldi kahkahayı bastım amq
-
1.
-
16.
+1Artık dedem çok yaşlı olduğu için dayımlarla kalıyordu. Annanem de vefat etmişti. Kısacası ormandaki ev boş duruyordu. Yaz geldiğinde Alp abiyle Damla ablanın oraya gideceklerini öğrendim. Ablamla biz de daha sonra gidecektik. Alp abi beni aradı, bi iki gün erken gidiyormuş etrafı toparlayıp tadilat yapacakmış. Çatı kiremitleri değişecekmiş, öndeki çitler boyanacakmış falan filan. Çok konuşmadım zira artık hazzetmiyordum onlardan.
Bir kaç gün sonra telefonum çaldı, baktım Damla abla arıyor. Çok tuhaf geldi çünkü bunca yıl telefondan hiç konuşmamıştık. Mesaj dahi göndermezdi. Acaba ne diyecek iye merakla açtım ama gürültüler geldi kulağıma sonra bir ağlama sesi. Ne oldu diye mal mal soru sormaya çalışırken Damla abla konuştu:
- don...
alp abin ühü ühü ühü(ağlama sesi işte mk)
Heyecandan ilk aklına ben gelmişim beni aramış. Hemen bizimkilere telefon ettim, ablamın arabasına atlayıp 4 5 saatte dedemlerin evine gittik. Yolda tabi ne olduğunu çoktan öğrenmiştik. Alp abi tadilat yaparken evin tepesine koyduğumuz paratoneri çıkarmıştı. O gece evde uyurken de eve yıldırım düşmüş -
-
1.
0Çabuk yaz bro
-
1.
-
17.
+1salla babam salla ohhh inandık bizd e
-
18.
+1Prezervatif
-
19.
+1Ananı esrarengiz şekilde gibtim
-
20.
0Bayır dkmuzu hibi oldu hrr
başlık yok! burası bom boş!