-
201.
+3146Tümünü Göster
• * akşam eve geldiğimizde önceden aldığımız malzemelerle kızlara yemek pişirecektim
yapması çok basit olan tavuk köri malzemelerini aldık
ebru aldı daha dogrusu
ben onları hazırlarken ebrunun hastalanıyor oldugunu farkettik
yemekleri yeyip kızlarla hoş beş muhabbet ettikten sonra
ebru hafiften hasta haliyle kafeye gideceğimizi söyledi
bir kafeye gittik
yine üni gençliği orda
muhabbet aynı
okul böyle hoca şöyle
bana ebrunun abarttıgı kadar kimse ilgi göstermedi
herkes normal konuşuyordu amk
esmer yakışıklı bir arkadaş
ebruya yaklaşıp
-bu mu kelebek dedi
ben kim lan bu amcık diye bakarken
-evet dedi ebru
-merhaba memnun oldum çok duydum adını dedi kendisini de tanıtarak
-bende memnun oldum dedim hiç olmadığım halde
hani dedim artık gördü kim oldugumu merakını giderdi
gider rahat bırakır bizi diye düşündüm ama
ebruyla muhabbete daldılar
durumu aynen özetliyorum
• *bi ortama gidilmeye karar verilir eğlence amaçlı
beraber bişeyler yapmak adına
sonra sözde senle eğlenmeye ve vakit geçirmeye gelmiş kişi
elinden telefonu düşürmez
mesaj da mesaj mesaj da mesaj
arasıra da sana eğleniyor musun diye sorar
içten içe uyuz olursun
yada aynı şekilde eğlenmeye çıkmışdır
gib gibi eski bir tanıdıgını görür havadan sudan veya her ne taktansa gerekeksiz gereksiz konuşur dururlar
bu durumda onların konuşmasını ve mesajlaşmasını beklerken
zaman sana wc sırasında içerdeki lavugun bir an önce sıçmasını beklemek kadar zor gelir
bırak amk yeter işte konuştun
sonra görüşürüz de yolla
yok amk 40 dakika kadar geyik sardırdılar
işin taktan tarafı lavugun da kız arkadaşı var
o da wc kapısında bir an önce sıçılmasını bekliyor
kapıya vurmam gerekti beyler
nasıl lafa girsem kalbini kırmadan benimle ilgilense biraz da diye düşünürken
• *imdadıma lavugun manitası yetişti
çok tatlı bir ses tonu ile bana
-nasıl geçiyor askerlik dedi
bende iyi geçiyor sizin okul nasıl derken
ebru lavugu bıraktı bize döndü ne konuşuyoruz acaba diye
ortam bir anda gerildi bana bakışlarından
vay amk adeletsizlik bu olsa gerek
bir dilim ekmek çalan ben trilyonları hesabına geçiren ebru karşısında yine suçlu oldum
-hadi gidelim kendimi iyi hissetmiyorum dedi. bana yaklaşıp alçak sesle
-bende son bir 40 dkdır iyi hissetmiyordum gidelim dedim
hiç konuşmadan eve geldik
sırtını döndü
-ben hastayım diyerek yattı
sinirlendim hatanın bende bulunmasına
balkona çıktım buz gibi havaya uzun uzun düşündüm
normalde ekşının verdiği adrese gidip parayı almayacaktım
çünkü bu şekilde olmasını istemiyordum
ne bilim başka şekilde alırım diye düşünüyordum bankadan hesabıma gönderilmesi gibi mesela
ama ertesi gün ekşının verdiği adrese gidip parayı aldıktan sonra alanyaya dönmeye karar verdim
geri dönüp yatağa yattığımda uyuyor olan ebruya uzunca baktıktan sonra ateşini kontrol etmek aklıma geldi
biraz vardı ama abartılacak birşey yoktu
sabah kalktık ben tek başıma yine ekmek almaya geldim
ebruda yine ankara soğuğu var bana karşı
ben okula gidiyorum diyerek gitti
• *bende parayı almaya giderim diye düşünüyordum ama bakkal amcadan aldığım istihbarata göre
benim cebimdeki para oraya gitmeye yetmez mecburen eve geri gelip uzandım
sigaramda 3 tane kalmış yarım yarım içtim ebruyu beklerken
durumun bu hale gelmiş olmasına kızgınlığımdan dolayı
ebrudan para isteyip alanyaya dönmeye karar verdim
ebruyu bekledim
nasıl isteyeceğime tam olarak karar verdim
ona olan kızgınlık ve kırgınlığımı da belirteceğim diye kendi kendime düşündüm
herşey hazırdı
sevgiliye kızılacak
ufaktan hesap sorulacak
gurur bir süreliğine gibe takılmayacak
para istenip alanyaya dönülecek
ama gelin görünki
her plan tutmuyor..
eve geldiğinde ayakta duramayacak kadar hasta bir sevgili var
sinir ve hesab sorma olayını önce bir dahaki resmi bayramda asılmak üzere saklanması gerek türk
bayrağı gibi rafına koydum
durumun ciddi oldugunu görünce de
sünnet elbisem gibi bir daha kullanılmamak üzere sandığa tıktım
merhamet hasta oldugu için üzüntü
hastalıgının yüzüne verdiği mahsumluğa olan hayranlık
eczaneye gidip ilaç alamayacak kadar fazla olan lidyalılar sövme
annemin istediği doktor olamadığım için pişmanlık
kısacası ben daha hastaydım
• *ilacımsa üzerine toprak atılması gereken kötü günler
diğer kızlarında gelmesi onların bu konuda daha bilgili olması
bi kaç ilaç alabilecek kadar paraya sahip olmaları ile
iyi bir arkadaş görevini yerine getirirken
benim tek yaptıgım ellerinden tutup yanındaymışım hissi vermek oldu
aynı anda boğazının da ağrıyor olması sebebi ile
markete gidip son bir kaç demir para ile hazır çorba aldım
evde ona hazır hale getirdim
bu davranışım
onun gözünde seri şuku sebebiydi
içti
çok kötü olmuş diye dalgasını geçti
o yattı ben yattım o uyandı ben uyandım
onun bogazı ağrıdı benim içim sancıdı
onun ateşi yükseldi
benim ona sevgim
gitmedim kaldım ankarada
3 gün boyunca her bana baktığında özür diledi
iznimi mahvettiğini düşündüğü için
istersen git alanyaya dedi istemiyor oldugunu bildiğim ve gitmeyeceğimi bildiği halde
cafede olanlarda dolayı da özür diledi
o konuştugu delikanlının kendisi ile çıkmak istedigini
bu ilginin yanındaki kız arkadaşını ebru için terkedebilecek kadar çok oldugunu
belirli bir zaman sonra ebrunun da beni sevdiğine inandığını
ama beni mutlaka görmek istediğini söylediğini samimi bir şekilde itiraf etti
• * o gün konuştukları ana konununda
ben oldugumu ve mutlu olmamızı dilediğini söyledi
kızmadım
ama o delikanlının kız arkadaşına acıdım
ebrunun iyileşme süresince benim yaptığım yemekler
benim de hasta olma riskini göze alarak kısa öpüşmeler
onun için sıktığım portakal suyunu komple üzerine dökmem
sakar oldugum konusunda ciddi makaralar yapılması
benden hasta bakıcı olmayacagı konusunda kızlardan gelen kikirdemeli dalga geçmeler
ama herşey için teşekkür eden
seni çok seviyorum şapşalım diyen bir ebru
iznin son günlerinde gittiğimiz kafelerde ebrunun taze portakal suyu var mı diye sorup
yok onu yalnızken içerim gibi esprileri
babamın sürpriz şekilde bankaya yatırdığı para
o parayla eczaneye gidip biberon alarak bundan sonra
sana getireceğim içecekleri buna doldurayım en azından dökülmez hatırası
kızlara teşekkür
ebruya bol ağlamaklı ve bol sarılmalı bir vedanın
ardından tren ve istanbul
son olarak da görmekten bıkmaya başladığım
her adımla yaklaşırken nefret ettiğim kışla
• *kışlaya geri dönmek hafta sonu izninden sonraki pazartesi sendromu
tekrar yeşil kıyafeti giymek nefret edilen gri lise pantolonu
iznin bitmiş oldugunu bilip bir daha izne gidemeyecek olmak okulda devamsızlığın 19lara dayanması
oooo hoş geldin kelebekler eşliğinde asker arkadaşları tarafından karşılandıktan sonra
ne oldu ne bitti ben sormadan anlattılar zaten
adamlar sıkılıyor ağızları da mahalle karılarıyla kafa kafaya gidiyor haliyle
beni direk ilgilendirdiği için ekşından bahsettiler
adam ben yokken kuzu gibiymiş herkes acayip tırsıyor fırtına öncesi sessizlik diye
ertesi günki içtimaya ekşın geç kaldığı için odasında bekleyemedim
direk içtima alanında karşılaştık sırada iken
emir komuta bölük komutanlarına verildikten sonra
spora gidecekler görevi olanlar ayrıldıktan sonra ekşın da koşuya katıldı
benimle hiç konuşmadı
kırıldım amk
-hoş geldim dıbına çakim demesini beklerdim
kondisyonsuz bir şekilde zütümden nefes alarak koşuyu tamamladıktan sonra
her uzun koşudan sonra oldugu gibi askeri futbol sahasında ekşın bacaklarımız kasılmasın hafif tempo yürütüyordu bizi
-göbeklisiniz dıbına çakim mekik çekelim askerde yatmış demesinler dedi
dinlenmeli 60 ar mekikten sırasında bile benimle konuşmadı ki
bana karşı tavırlı oldugu belliydi
spor sonrası duştan sonra belli oldu herşey
duşu alıp gerekli yazı işlerini takip ettikten sonra
---kelebek gel dıbına çakim dedi
-emredin komutanım dedim koşarak yanına
-dıbına çakim ben emretmiyorum artık çünkü gibine takmıyorsun beni dedi -
202.
+2147
zaten öküz gibi böğürerek veriyordum komutları
daha yüksek sesle vererek devam ettim basit komutlara
-dıbına çakim ekşın kat şu olaya yat sürün bi taklar ye gibim bile kalkmadı daha dedi
askerler karnını tutuyor amk sessiz gülecez diye
tamam amk dedim madem ekşın eğlenmek istiyor askerlerde eğlenceye hazır o zaman başlasın gırgır diye
ard arda seri komutlar vermeye başladım
yat deyip nizami bir şekilde yattım
sürün deyip nizami süründüm
şınav vaziyeti alıp şınav çektim
bunları yaparken ekşın devam etti makaraya
-biraz hareketlenme var dıbına çakim hadi az kaldı orgazma dedi
askerin birisi gülmeyi abartınca
-dıbına çakim arkadaşım sen tiyatroyu yatarak izle dedi
bu sırada diğer komutanlarda ekşının benimle makara yaptığını bildiği bir tane üstteğmen de iç bahçeye indi
yanına yaklaşıp durumu sordu gülerek
-üsteğmenim fazla yaklaşma boşalmak üzereyim dedi
millet kırılıyor amk gülmekten
kendi kendime verdiğim komut
-istirahat et oldu
hiç birşey olmamış gibi olduğum yere oturdum resmen dinleniyorum
ekşın bana bakıyor garip garip
amk sanki por no izliyordu da elektrikler kesildi o derece eli gibinde kaldı adamın
onun fantazilerine kurban gitmemek için kendimi parmaklamaya devam ettim onun tabiriyle
resmen kendi kendimi perişan ettim yat kalk sürünlerle
imdadıma öğle yemeği yetişti
amk bu part kadar komedi içeren bir yazı ben görmedim gibeyim kopyalama yerine okuyup seçmeye başladım sinirlerim bozuldu -
203.
+3148Tümünü Göster
• *ekşın hiç bir askerin aç kalmasına dayanamazdı ve hayatta açlık cezası vermezdi bundan bende faydalandım
ama yemek sonrası içtimadan sonra beni balkondan görebileceği bir yerde konuşlandırdı ve akşam içtimasına kadar aynısını yapmaya devam ettim
arasıra pencereden bakıp makarasını yaptı
-dıbına çakim arkadaşım kusura bakma müziğin sesini kısma buttonu bozulmuş seni duyamıyorum biraz daha yüksek sesle komutlar ver
-sadece komut verip komutları yerine getirmediğini farkedersem bunun cezasını da düşündüm dıbına çakim
-dıbına çakim arkadaşım özlemişim seninle sevişmeyi tarzında makaralarını yaptı
akşam olmak üzereyken artık sesim kısıldı hiç çıkmaz oldu resmen
her askerin yanında mutlaka kalem ve kagıt olur
bende madem gibiliyorum zevk alayım amk mantigı ile
kalem ve kagıdı çıkarıp komutu yazıyorum sonra komutu yerine getiriyorum
komutu yerine getirdikten sonra tekrar yazıyorum tekrar yerine getiriyorum
sessizliği farkeden ekşının pencerede oldugunu göz ucu ile farkedince aynısı yapmaya devam ettim
onun tepkisini beklemek için
taa aşşagı yanıma kadar geldi
-dıbına çakim arkadaşım dedi ama gülüyor elimden kagıdı aldı baktı harbiden komutları yazmışım
-emredin komutanım diyemedim ses çıkmadı
kalemle tekrar bir kagıda emredin komutanım yazıp verdim
-gel dıbına çakim dedi
odasına gitti bende arkasından
sıcak bir çay getirtti bana odasında onu içirtti
-aniden başlayan baş ağrın olarak varsayıyorum bunu kelebek daha doruklarına ulaşamadık ciksin dedi
tam kalemi aldım bişey yazcaktım
-tamam dıbına çakim emredersin diyeceksin gerek yok dedi
ben başımı yana kayırdım hayır o değildi aslında iması ile hafiften gülüseyerek
beni koğuşa gönderdi
• *nöbetçi çavuşada akşam ve gece içtimalarından muaf tutulmamı söyledi
bende öküz gibi biraz uzandıktan sonra
ebruyu aradım nasıl ne yapıyor diye
-özledim dedim
-ne çabuk dedi
-kapatıp sende özleyince arayayım istersen dedim
-benim özlemediğimi nerden biliyorsun dedi
-yanlış tahmin denemesi ve yanılma diyelim dedim
-yok yanılmamışsın özlemedim ki dedi gülerek
-bende başkasını özlemiştim zaten dedim
-yalan söyleme kelebek dedi
-tamam emredersin dedim
-komutan mıyım bana emredersin diyorsun dedi
-emir alınca emredersin demeye alışmışım pardon dedim
-beni sev o zaman dedi
-emredersin dedim
-beni hiç bırakma dedi
-emredersin dedim
-benden başkasını sevme dedi
-emredersin dedim
-bu emirleri yerine getirmezsen peki dedi
-sen komutları düzgün verdiysen getiririm dedim
-başkasını seversen kalbimin şehidi ederim seni haberin olsun dedi
-aşk sağolsun dedim
-aşk maşk sağolmasın kelebek beni bırakma dedi
-tamam emredersin dedim
-senin bana bir emrin var mı dedi
-yerine getirecek misin dedim
-elimden geldiğince dedi
-elinden geleceğini bildiğim bir emir zaten dedim
-emret o zaman dedi
-hiç bir zaman yalan söyleme dedim
-tamam kolaymış emredersiniz çavuşum dedi
-ne yapıyorsun nasılsın dedim
-portakal suyu içiyorum dedi gülerek
üç beş dalgasını daha geçti
seviyorumlar sensiz yapamamlar ve kapattık telefonu
• *ekşın ertesi gün
bu hikayenin başlığına ilham veren makarasını yaptı benimle
odasına çağırdı
-dıbına çakim arkadaşım affetsem mi deyip bana baktı
-tamam dıbına çakim affettim gidebilirsin dedi
tam kapıdan çıkarken baş selamı vereceğim sırada
-dıbına çakim affetmesem mi deyip
-yat dıbına çakim sinirim geçmemiş dedi
sonra yine affetsem mi deyip gidebilirsin
affetmesem mi deyip sürünme şınav yatma gibi cezaları yaptırdı
en az 30 kere yaptı bunu
en sonunda
-dıbına çakim gibime en güzel sen görünüyorsun şu an kışlada ilgiyi üzerinden çekmen lazım. dedi
-evet komutanım başka bir olay da olmamış zaten ben yokken dedim
-sana sadık kaldım dıbına çakim kimseyle uğraşmadım seni aldatmamak için dedi
ne denir şimdi amk sağol mu desem bilemedim
bu konuşmadan sonra gidebilirsin dedi
tam yine gidecektim
pis pis gülerek
-affetmesem miiii dedi ben yine bir komut beklerken
-tamam dıbına çakim gidebilirsin dedi
gidebilirsin de nereye gidicen görev yerim kapısının önü adamın
ben aşşagı kaçıp kantinden çay aldım
ekşın ekşın peşinde koşmaya devam etti
sürpriz baskınlarıyla
• *benimle içki içmekten yakalanan birisi izne çıktı
izini hastane raporu göndererek uzattı
diğer mahkemeye kadar mahkemeye gelmedi
askerin birisi
savunmasını baskı altında yaptıgını söyledi
hakim onun tekrar savunmasını istedi derken karar yine 45 gün züte geldi
bölüğe dönüp durumu anlattığımızda
bölük astsubayı siz cezayı sivilde yatarsınız yetişmez evraklarınız dedi
savunmamı baskı altında yaptım diye bizim bölükten olmadığı için bizde sorun yaşanmadı
askerlikte günler azaldı
artık en üst tertip olduk
ebru ile kalan günleri saymaya başladık
plakalara doğru yaklaşırken
hayal dünyamızı da genişletip
ne yaparız ne ederiz nasıl yaparız diye planlar kurmaya başladık
ebru son sınavlarına ve hazırlaması gereken ota taka tüm zamanını ayırıyordu
nerdeyse hiç dışarı bile çıkmıyordu okulu uzatmamak için
benim elimde bir koz vardı
bana verdiği yalan söylememe kozu
istediğim soruyu sorup dogru cevabını alabilirdim diger erkekler hakkında
ama herhangi taktan bir durum için zaten geçmeyen askerliğin son dönemleri için
ektra bir üzüntü ve gereksiz tartışmalar yaşamak istemediğimden dolayı hiç sormadım
hoş kimin yalan söyleyip söylemediğini tam olarak bilmek de uçabilmek kadar büyük yetenek insanlık adına
zaten şüpheci milletiz amk
gözlerine bakıp seni seviyorum diyene bile hasgibtir gerçekten mi lan diye sorasımız geliyor
sanki sorsan da gerçekten dese tüm yalan ihtimalleri ortadan kalkacak
• *ebruyla çok sık telefon görüşmeleri yaptık son günlerde askerliğin
hep alanyada buluşunca yapacağımız şeylerden
onun okulundan
askerliğin son günlerinden
anaların babaların sıhhatlerinden
ikimizden
aşktan konuştuk
son günlerde en üst tertip olmanın yavşaklığı vardı üzerimizde
yeni gelen askerlere acıyarak bakmaya başladık bizim de ilk geldiğimiz günleri hatırlayarak
sürekli birbirimizle laf makaraları yaptık
mahkeme bizim için kararı verdi
25 gün hapis cezası çavuş olduğum için arttırılarak 26 gün oldu benimki
ama askeriyede yatamayacaktık böylece askerlik uzamayacaktı
sivilde çekecektik cezamızı
ekşın benim gideceğimi ve en üst tertip olduğumu anladığı için
bana karşı daha arkadaş gibi davranmaya başlaması ile birlikte
baba tavsiyelerini de ekgib etmedi
kendine has tarzı ile bana tavsiyeler verdi
hatırladığım kadarıyla anlattığı bir hikaye vardı
-dıbına çakim arkadaşım çok eski zamanlarda fakir bir genç dolaşırken
bir kese dolusu altın bulmuş
günlerce sahibini aramış
içini açıp bakmamış bile ne var diye
uzun uğraşlar sonucu sahibini bulmuş
kesesi sağ salim alan adam çok teşekkür ederek içinde 1000 altın bulunan keseden
10 tanesini gence vermiş
yıllar geçmiş çocuk bir kıza aşık olmuş
kızın babası olmadığı için
kızı amacasından istemişler
kızın da gönlü olduğu için kabul edilmiş herşey
çocuk kızı çeyizleri ile birlikte kendi köyüne deve ile zütürürken
devenin sendelemesi sonucu kızın çeyizleri etrafa saçılmış
çeyizlerin içinde olan bir kese altın da yere saçılmış
çocuk bu ne dedim altınlar için
bu bana babamın hediyesi yıllarca bunu benim için biriktirmiş
bir gün kaybetmiş ve bulan gence 10 tanesini vermiş 990 tane altın var onda demiş
dıbına çakim arkadaşım sende hakettiğimi mutlaka zamanla bulacaksın dedi
ben hikayeyi düşünürken
---dıbına çakim kelebek çok küfür ettin mi bana dedi
-hayır komutanım dedim
-salakmışsın dıbına çakim sen aynısını bana yapsan ben küfrederdim dedi. gülerek
-ben size sizin bana yaptığınız iyilikleri yapsaydım bana nasıl teşekkür ederdiniz komutanım dedim
-teşekkür edilecek bişey yapmadım dıbına çakim dedi
-o zaman komutanlık görevinizi yaptığınız için teşekkür ederim dedim
-bişey değil dıbına çakim dedi
-teskereni ben vermek isterdim dıbına çakim ama izne çıkıcam burda olmayacağım dedi
-ne zaman çıkacaksınız komutanım dedim
-aslında pazartesi ama cumadan sonra yokum iki gün ekstra izin olacak takvimi kandırdım dıbına çakim dedi
yani bir günüm vardı
daha sonra istesemde sivil olarak bile o kışlaya giremezdim artık
bizim devrelerde bayram sevinci oluştu
ekşın izne gideceği için
aslında tüm taburda oluştu
herkes onu severdi ama ne yapacağı belli olmadığı için aynı zamanda korkarlardı da
bense hiç sevinemedim
bir asker arkadaşında bulamadıklarımı buldum onda
en azından samimiydi
kimsenin arkasından konuşmuyor
ne düşünüyorsa onu direk söyleyebiliyordu
-dıbına çakim kelebek gitmeden önce bir sürpriz yapmak istiyorum. bunlar ben yokken çoşar şimdi dıbına çakim gelince bunların derdiyle uğraşmaktan
tatilde dinlendiğimi unuturum dedi
-siz nasıl emredersiniz komutanım dedim ama final ekşının ne olduğunu bilmiyordum
bence çok zeki bir komutandı
tatil dönüşü birikmiş sorunlarla uğraşacağını bildiği için
bu duruma önlem almak adına kendine perşembe gecesi nöbet yazdırttı
askerlere gözdağı verecekti
akşam yemeğinde içtimalarda
sadece askerleri gözetledi
kimseye karışmadı
gezindi durdu
bende peşinden gittim hep -
204.
+2149Tümünü Göster
• *gece içtimasını aldıktan sonra normalde uzanıp biraz dinlenmesi için odasına zütürdüğümüz yatağı istemedi
bizim yattığımız koğuşta boşta olan bir yatağın çarşaflarını değiştirtip
oraya yatacağını söyledi
haliyle kimse o koğuşta yatmak istemedi
üstünü değiştirip eşofmanlarla koğuşa geldi
çoğu kişi uyuyor numarası yapıyordu
taki patlattığı espiriye kadar
-dıbınıza çakim arkadaşlar eğer osuran olursa bütün koğuşu ayağa kaldırır
aynı osuruk kokusunu buluncaya kadar herkesi osurtuncaya kadar giberim ona göre.
osurmak isterseniz dışarı çıkın dıbına çakim arkadaşım dedi
miller krizlere girdi gülmekten böylece koğuşun çoğunun uyumuyor olduğu da bellli oldu
-dıbına çakim kelebek nerdesin dedi ekşın
-emredin komutanım dedim
-öğlen yemeğinde ne yedi bu askerler dedi
kuru fasulye değildi ama
-kuru fasülye komutanım dedim
-vay dıbına çakim depocu burda mı bana bir gaz maskesi getirsin dedi
gırgır devam ederken bir kişinin ayağının koktuğunu hissetti
tüm koğuşu kaldırıp ayak yıkamaya gönderdi
millet ayak yıkamadan dönünceye kadar o da hafiften kendinden geçip uykuya başlamıştı
ben içeri girenleri sessiz olmaları konusunda uyarırken
duyduğu bir kaç ses sonrasında
-dıbına çakim gözlerim kapalı ama gibim kalkık haberiniz olsun yatın dıbına çakim dedi
tık ses çıkmadan kimseden sabah oldu
ben sabah kalkınca koğuş kalk diyerek ekşını da uyandırırım aynı ses ile diye düşünüyordum ama
adam komutan amk benden önce kalkmış hazırlanmış bile
ekşınla olan son günümde
gün içerisinde bana teşekkür etti herşey için
bende ona teşekkür ettim
akşam içtimasına kadar bekledi lojman servisini kaçırma pahasına
sırf askerlere şu hikayeyi anlatabilmek için
---iyi dinleyin arkadaşlar dedi. dıbına çakimsiz
zamanın birisinde bir kadınla bir erkek birbirini çok sevmiş dıbına çakim
gel zaman git zaman evlenmişler
adamın annesi de onlarla yaşamak zorunda kalmış
zamanla gelin kaynana kavgası bunların arasında da başlamış
aralarındaki anlaşamamazlık nefrete dönüşmeye başlamış
kadın kocasını çok seviyormuş
onsuz yaşayamayacağını biliyormuş bu yüzden kocasına gidip
bir çare istemiş
adam bir yanda can veren anası bir yanda canını vereceği olunca ne yapacağını bilememiş
doğal olarak bir çözümde bulamamış
bulacağı çözümde bir tanesinin kalbini kırmak gerekiyormuş çünkü
kadın çözüm bulup sadece kocası ile mutlu bir hayat yaşamak istediği için çözümü bulmaya kararlıymış
ne yapsam ne etsem derken bakmış çözüm yok
kayın validesini öldürmeye karar vermiş
bu yüzden iksirler hazırlayan bir ermiş in yanına gitmiş
durumu anlatmış ne yapabilirim diye de sormuş
ermiş kişi.. sana bir zehir vereceğim
bunu kayın validenin yemeğinin içine hergün damlatacaksın
3 ay sonra ölür
yalnız bu süre zarfında kayınvalidene iyi davran ki kimse senden şüphelenmesin demiş
kadın zehiri alıp
yemeğin içine atmaya başlamış
yedirebilmek içinde
kayın validenin sevdiği yemeklerden yapmaya başlamış
eve gelen misafirler ve komşular şüphelenmesin diye de bir dediğini iki etmemiş kayın validenin
bu durum kayın validenin hoşuna gitmeye başlamış
gördüğü ilgi ve alakayı karşılıksız bırakmamış
o da gelinine iyi davranmaya başlamış
o ona iyi o ona iyi olunca nerdeyse panpa olmaya başlamışlar
ama bu olaylar iki ay sonra olmaya başlamış
kadın her gün zehiri attığı için pişman olmuş ve ermiş kişinin yanına koşmuş
bana lütfen bir panzehir ver ben artık onu öldürmek istemiyorum çok iyi birisiymiş aslında demiş
ermiş kişi
aynı şişeden bir tane daha uzatmış
al bunu kullanmaya devam et
bu zehir değil yaşlıların bünyesini güçlendirici birşeydi zaten demiş..(anlattığı iki hikayede anonimdir)
• *dıbına çakim anladınız mı arkadaşlar dedi
çoğu kişi gibi bende anladığımı belirttim
-kısacası beni nasıl giberseniz bende sizi öyle giberim..her gece o koğuşta ben yatıyormuşum gibi davranacaksınız anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
-emredersiniz dedik hep bir ağızdan
-zaten kelebek askerliği bitirdiyse hepiniz bitirirsiniz dıbına çakim diye de bana yine takıldı
yokluğunda teskere alacakların hepsi ile tek tek vedalaştı
benimle vedalaşırken gözlerim doldu
o güldü ama
gülmek istemediği belliydi
bir senemi peşinde koşarak harcadığım bir insandan ayrılacaktım
üç günlük basit bir huurdan bile ayrılırken için burkuluyorken insanın
adam gibi adamdan ayrılmak futbolu jübile ile bırakmak kadar acı vericiydi
ben arkasından odasına kadar takip ettim
odasından çantasını alıp
peşinden tabur sınırına kadar onunla yürüdüm
-ben taşırım dıbına çakim desede vermedim el çantasını
-tamam dıbına çakim gelme başka sana başarılar dilerim sivil hayatında dedi..
elini çantaya uzattı ben çantayı vermek için bir hamle bile yapmadım
galiba bir kez daha sarılmak istiyordum gözlerim harbiden dolmuştu
bir kez daha dıbına çakim dese diye bekledim
-allah gerçek sevdiğine veda etmek zorunda bırakmasın kelebek dedi. dıbına çakim yoktu arkadaşım yoktu. asker arkadaşımmış gibi
benim için duasını etti ve gitti
ben sağol bile diyemedim
geri kalan günler yatış şeklinde geçerken
sağduyulu askerler yanlış yapmaya çalışan askerleri uyardı
sevinç ve heyecan doruk noktaya çıkmıştı
birazdan tüm sezonun mücadelesi bitecek ama kupa yerine bir kağıt vereceklerdi elimize
15 ay bitmek üzereydi
osuruktan asker arkadaşı olduğunu sananlara sahte telefon numarası
ve sahte adresler verdim
alanyaya gelecem mutlaka seni görecem
tatil için gelsem bana yardımcı olurmusun diye soranlara
olmam arkadaşım kusura bakma dedim
ne gerek var amk fazla fazla yalana
askerlikte alışamadım sana neden sivilde de bir şans vereyim ki
ankara izmir konya yurdum köşelerine işim düşerse mutlaka ara diyenleri de samimi bulmadığım ve sadece lafta kalacağını bildiğim için gibime takmadım
ekşına giderken bir mektup yazdım
içinde bol bol teşekkür olan
ve başarılar dileklerimin bulunduğu
• *diğer komutanlarımla da vedalaştıktan sonra
sabah içtimasında bölükteki arkadaşlarla vedalaştıktan sonra
nizamiyeden dışarı adım attığımda ilk dediğim şey
vay amk bitti lan askerlik oldu
sabiha gökçen ordan antalya ordan alanyaya geçtim
aslında direk ankaraya gitmek isterdim
ama ebru ile o konuda konuşmuştuk
yogun sınavları sebebi ile ben onun sınavları bitirmesini bekleyecektim
alanyaya gelip
bir kaç el öpme
geçmiş olsuna a gelenlerden sonra tek yaptığım şey
mal mal etrafta dolaşıp sivile adepte olmaya çalışmak oldu
askerlik bitmişti ama benim adam edip edemediği tamamen muammaydı
ebrunun son sınav günü ebrunun babası ile ankaraya gittik
yol boyunca benim askerlikten konuştuk babası ile
aynı zamanda bana ne zaman işe başlayacağımı sordu
bende biraz dinlenmek istediğimi söyledim
anlayışla karşıladı ve her zaman beklerim diye de belirtti
yurdun önüne parkettiğimizde gördüm ebruyu uzun zaman sonra ilk defa
karşımda okulu bitirmiş bir sevgili
karşısında askerliği bitirmiş bir sevgili vardı
ayrı kalmak zorunda olmayan iki sevgili vardı artık
önce babası ile sarılmasına müsade ettim
sonra bana doğru yürümesini bekledim
-merhaba mimar hanım dedim
-merhaba teskerelim dedi
okul yoktu askerlik yoktu
artık bizi ne ayırabilirdi ki
babası sebebi ile ahım şahım bir sarılmadık
ebru yurttaki eşyalarının çoğunu arkadaşlarına bıraktı
diğerlerini arabaya aldık
ankarada bir yemek sonrası alanyaya doğru yola çıktık
ebru sınav için geç yatıp erken kalkmasından dolayı
arabada uyuya kaldı
bende bu sırada artık evlenme teklifi etmeliyim diye düşündüğüm için planlar yapıyordum
planlarıma arasıra ebrunun babasının sorduğu sorular sebebi ile ara versemde alanyaya kadar devam ettim
ama hiç bir plan hoşuma gitmedi şöyle düzgün bir evlenme teklifi yapmam lazımdı
ama doğru zamanda yapmak daha da önemliydi
ebru arasıra uyansada alanyaya kadar randuman alamadık ondan yorgun olduğu için
onlar beni eve bıraktıktan sonra
ebrunun beni aramasını bekledim
bu sırada hala düşünüyordum nasıl bir evlenme teklifi yapabilirim diye -
205.
+2150Tümünü Göster
• *ebru kendine gelince evden beni aradı
nasılsın yorgunluğun geçti mi muhabbetinden sonra
aynı gece buluşmaya karar verdik
saat 12 yi geçtiği ve konuşabilmek için en mantıklı yer sahil olduğu için sahilde buluştuk
ilk birbirimiz tekrar görme anında
gülümser bir öpüşme ve sarılma kombosunu yaptıktan sonra
-sana telefonunu getirdim dedi(bana hediye aldığı ve askere gitmem sebebi ile onda kalan telefon)
aldığımız bir kaç meyve ve içecekle sahilde oturduk
bende fazldan bir heyecan vardı çünkü benim kafam evlilik tekflifindeydi
zaten sıkıntılı dönem geçmiş artık sevdiğimle sürekli beraber olabilme heyecanı da vardı
bunlara ilave olarak onun elini tutabilme
başını omzuma koyduğunda ona sarılabilme mutluluğu
sevdiğin kişinin seni de seviyor olduğunu bilme zevki vardı
sahilde otururken sessiz kaldık bir süre
aslında konuşulması gereken çok şey vardı
ama sorun nasıl lafa girileceğiydi
kimse lafa giremedi sustuk kaldık
ben ebruyu iki bacagım arasına almış
yere oturur haldeyken başını göğsüme yaslamış
bende onu kollarımla sarmış haldeydim
yüzümüz sahile dönük
ellerimiz birbirini ısıtır haldeydi
dudaklarımı arasıra onun saçlarından kurtarıp denk gelen yere öpücükler konduruyordum
arasıra özlemin baskısı ile karnını ağrıtacak kadar sarılıyordum ona
ellerimin ellerini tutmaktan terlemesine hiç aldırış etmiyordum
• *yanımda duran meyveden arasıra ebrunun ağzına tıkıyordum ama
çoğunu da ben yiyordum
saçlarını ellerimle okşadım
kulağının arkasından dökülen saçlarını bıkmadan usanmadan tekrar kulağının arkasına taktım
-ebru dedim
harfsiz bir şekilde evet anlamında midesinden konuştu
-ebru dedim
bana döndü sadece baktı
ben ona yaklaşıp öpünce
tüm vücudu ile bana döndü
o da beni benim istediğim şekilde öptü
-gidelim mi dedim
-nereye dedi
-bizim eve dedim
ses çıkarmadan ayağa kalktı
taksiye binip bizim eve gittik
sessizce benim odaya girdik
sabaha karşı 5 gibi onu evine bıraktım
herşey çok sadeydi
beklenen heyecan yok gibiydi
yada gizli tutuluyordu heyecanlar
-bana mesaj at kalkınca dedi
anlaştık
ben eve dönüp yattım
kafam karışık gibiydi
gibisi ne amk resmen karışıktı işte
herşey basitleşmiş gibiydi ona göre
sadece yapmamız gerekenleri mecburi bir şekilde yapıyor gibiydik
zoraki sevgililer gibi olmuştuk amk
• *ama ona olan sevgimden ve aşkımdan hiç şüphem yoktu
ben onu o kadar çok seviyordum ki aslında benim ne düşündüğüm değil onun ne düşündüğü benim için daha önemliydi
eğer o da benim gibi heyecanın gittiğini düşünürse işler taka sarabilir araya bir sogukluk girebilirdi
işin garip tarafı o kadar ayrı geçen yıldan sonra çekilen askerlik okul aradaki km den sonra
buluşmanın daha ikinci gününde herşey normalmiş gibi davranabilmekti
ben ise evlilik hayali kuruyordum
ama bu şekilde onun gözünde sıradan bir sevgili gibi hissettim kendimi
iyice emin olabilmek için bir kaç buluşmanın daha gerçekleşmesine karar verdim
mesajı attım
-aşkım nerdesin çok özledim buluşalım. gibi klagib liseli moduyla
-evdeyim nereye geleyim dedi
bir kafede karar kıldık
kafe öncesi evinden aldım
kafeye giderken elinden tutmak istedim
-sıcak kelebek dedi
-peki dedim
sonra dayanamadı yanlış anladım sandı herhalde kendisi tuttu elimi
-sıcak ebru dedim. gülümseyerek
-pislik dedi.ama bırakmadı elimi
cafeye oturduk
aldığımız kararlar bir süre ben çalışmayacağım
onunla zaman geçireceğim
planları yaptık
aspendosa gideriz olimposa gideriz.
dimçayına pikniğe gideriz
şelalelere gideriz
raftinge gideriz
bir süre plan
ben hepsine tamam eyvallah gideriz dedim de
para lazımdı gençler
• *cafedeki buluşma sonrası ebru o gece için annesine söz verdiğini ve bu gece buluşamayacağımızı söyledi
anlayışla karşıladım
o gece buluşmadık mesajlaşmalarda da
ne yapıyon ne ediyon geyiğini yaptık
gece telefonla aramamda ertesi gün arkadaşlarına söz verdiğini istersem benim de gelebileceğimi fakat sadece kızların olacağını söyledi
ona da eyvallah dedim
ben bu süre zarfında akrabalardan
param olmadığı gerekçesi ile geri vermek üzere borç paralar istedim
kardeşimden amcamlarımdan eski iş arkadaşımın birinden babamdan borçlar alıp
ebru ile geçirilecek güzel zamanlarda harcamak üzere cebime koydum
bir şekilde evlenme teklifi etmem konusunda net kararı veremiyordum
çünkü kendime baktığımda cebinde hiç parası olmayan
henüz bir işi bile olmayan
otele dönüp çalışsam 12 lerden önce karım olacak kişiyle beraber olamayacak olan birisiydim
böyle bir durumdayken
ebrunun karşısına çıkıp benimle evlenir misin desem
biraz hayalci
gerçekleri tam olarak göremeyen
duygu esiri bir teklif olarak görülebilirdi ebru için
bu durum ertelememe sebeb oluyordu ki
aslına bakarsanız ona teklif ederken alabileceğim bir tek taş parası bile yoktu cebimde
ebru arkadaşları ile buluşması sonrası
benimle buluşmak istedi
yanına gittim
sarhoş değildi içmemişti pek
ikimizin yerine gittik iskeledeki
ikişer birayla
• *ben doruktaydım beyler
tanışma hoşlanma ilk el tutma sarılma öpüşme sevme derken hayatımı onunla birleştirmeye hazır hale gelmiştim
bi şekilde ona belli etmem gerekiyordu bu durumu
-eee ebru ne olacak böyle halimiz dedim
-ne varmış halimizde dedi
-mutlu musun dedim
-evet çok mutluyum dedi
o sormadan ben söyledim
-bende çok mutluyum dedim
-eskisi kadar mutlu musun dedi
-eskiden bahsederken tarih versen dedim
-ilk tanışmamızdaki heyecanın var mı hala dedi
parmaklarımı açarak bir elimi öne doğru uzattım ve biraz titriyor numarası yaparak
-alkolden değilse hala heyecanlıyım bak dedim gülümseyerek
o sustu
derin bir iç çekti
o da elini uzattı ama alanya kalesi yıkılsa bile sarsıntıdan etkilenmeyecek kadar dümdüz duruyordu eli
mesaj açık ve netti
ben artık heyecanlanmıyorum
içime düşen korkudan dolayı fazlasını duymak istemedim
bu konulara girip heyecanım bitti kelebek demesinden korktuğum için kendimce espri yaptım
-şundan bir kaç fırt daha çek belki titrer ellerin dedim
-beni ne kadar seviyorsun kelebek dedi
bu soruyu sorma amacı benim kafamda
kelebek ben aslında ayrılmak istiyorum ama senin beni çok sevmenden dolayı ayrılırsak üzüleceğini bildiğim için sana katlanıyorum gibi geldi
-ölümden daha çok ,seninle olmak ve sensizlik arasındaki tüm karşılaşmaların sensizlik lehine sonuçlanmasından korkacak çok seviyorum dedim
sarıldı bana
kelebeğiim dedi
deliiiiim dedi
aşkııım dedi
• *bense yere düşmüş bir çocuk gibiydim bir kişi bana bakıp ah yavrum ne oldu dese ağlayacak kadar çaresiz ve hazırdım ağlamaya
tek duam yere düştüğümü kimse görmesin kendi kendime ayağa kalkıp hiç birşey yokmuş gibi devam edeyim di
-olur mu sence dedi
-ne olur mu dedim
-biz ikimiz dedi
-bi saniye soruyorum hemen dedim
olur diyor kalbim..ama şüpheci mantığımın cevabını vermek istemiyorum diye ekledim
-kalbin neye olur diyor kelebek dedi
ağzımı yüzümü gibeyim ki
-senden gelecek herşeye olur diyor ebrum dedim
-herşeye mi dedi
-evet herşeye dedim
-ya ayrılalım dersem dedi
derin bir sessizlik aldı beni
suratımda fatih terimin saçma sapan surat mimiklerinden oluştu
ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim
onun suratına bakamadım
çünkü yüzünde eğer varsa ayrılalım gerçekten kelebek ciddiyetini görmek istemiyordum
aşk penaltıyı işaret etti
kaleci ben golcü ayrılık
kalbim sessiz
beynim hangi köşeye yatayım derdinde
gözlerim kapalı şu gelirken
uzanan bir el ve gönlümün tek taraftarı ebrunun tamam şakaydı demesiyle
topun auta gittiğini anlayabildim
---bana bir daha böyle şaka yapma dememle ona sarılmam arasına sadece saniyeler girdi
bi kaç sıyrıkla atlattığım kazadan
birinin tamam geçti bişeyin yok demesini beklercesine sessiz kaldım
-benimle evlilik hayalleri kurduğunu hatırlıyor musun dedi
-evet ebru dedim
-şimdi bana dürüstçe cevap ver. sence hayalde mi kalır sadece dedi
-cevabı sende bu sorunun dedim
-istiyor musun dedi
-evet dedim
vay amk resmen o bana teklif etti.
biraz düşünmem lazım diye makara mı yapsamıydım diye düşündüm kendi kendime
-bir şartla kelebek dedi
-yapabileceğim bişey mi dedim
-daha önce yaptığın bişey dedi
-o zaman sorun olmaz emret dedim.. -
206.
0151
kelebek özel2
@all şu dükkanda ortaklık işini bir kez daha anlatayım beyni almayanlar var hala.
ayda bir milyar ciro cekildiğini düşünün
bu paradan dükkanın tüm giderleri artı mal alımı için verilen para düştükten sonra
kalan parayı ikiye bölüyoruz ortaklık bu
adama patron dememin sebebi herşeyin onun üzerine kayıtlı olması
ben sadece satış yapıyorum o işine gelince dükkana geliyor çogu günler gelmiyor bile.
bana gibtir git dese gitmek zorundayım. gözünüzde yüzde elli fazla büyümesin
genel cirodan yüzde 20 hisse ile çalışmayla hemen hemen aynı şey
@494 saatçi kekosu sen kendi hayatında uzun yoldan gelen bir manitan olursa eğer öpersin.
niyet ettiğin şeyden kendi zevkin için caymak allahlık oruçluk bir durum değildir.
söz verdiğin tüm insanlara acıyorum amk döneği -
207.
0@494 demiş dıbına koyayım
yoruldum binler
kafamı biraz dağıtayım devam edecem -
208.
0tamamdır pampalar atıyorum hemen
-
209.
+1152Tümünü Göster
• *bana kimse hayatımda bu kadar taktan bir teklif yapmamıştı.
-en baştan başlayalım kelebek dedi
aptal bir şekilde baktım.ne diyon amk gibisinden
-en baştan hiç tanımadığım birisi olarak başlayıp.. arkadaşım sevgilim ve sonrada kocam olmanı istiyorum dedi
bu nasıl bir evlenme teklidir amk
yüzüğü parmağıma zütümden sokuyor
ben birinci tepki olarak direkt
-olmaz dedim
-bir düşün bence dedi
-neyin peşindesin anlamadım ki dedim
-bende bilmiyorum neyin peşinde olduğumu ama istediğim bu dedi
-ne istiyorsun dedim
-ya anlamıyor musun dedi
-hayır hiç birşey anlamadım dedim
-senin anlayacağın şekilde anlatayım en baştan tanışacağız numaramı alacaksın dedi
lafını keserek
-var bende numaran zaten dedim
-dur dinle önce dedi
-yani peşinde koşayım sana asılayım numaranı alayım tekrar zamanla benden hoşlanmanı sağlayayım elini tutayım sarılayım öpeyim kendime tekrar aşık edeyim
ve sonrada evlenelim mi diyorsun dedim
-evet kısmen dedi
-ben bunları yaparken sen ne yapacaksın peki dedim
bişey diyemedi
-kabul etmiyorum dedim
-neden dedi
---yıllardır bekliyorum seninle beraber olabilmeyi tam beraber olduk derken sen oyun peşindesin.ne gerek var tutuyorum zaten elini seni seviyorum zaten
birden durdum konuşmayı bıraktım biraz düşündükten sonra
-anladım tamam sen beni sevmiyorsun artık. bunu bana bu şekilde söylemene gerek yoktu. istemiyorsan açıkça söyleyebilirdin dedim
-hayır seni çok seviyorum dedi
-tamam işte seviyormuşsun başa dönmeye ne gerek var dedim
-lütfen dedi
-hayır dersem ne ile tehdit edeceksin beni dedim
-bilmiyorum dedi
-sen bildiklerini anlat ben orda sorayım o zaman dedim
sustu konuşmadı
bu ne amk şimdi..ben yıllarca aşkın altına su çekmişim suyunu kaynatmışım çayını demlemişim. iyice demlensin diye
yıllarca beklemişim.tam hazır olduğunu anlayıp bardağa doldurmuşum içine şekeri atıp karıştırmışım
aşkın çayını içmeye hazırım
birde bakmışım çay soğumuş git beni tekrar kaynat diyor
suyumu ısıt yine diyor
ah ayar yerini bir türlü bulamadığım kalbim
ah nasıl bir anda nasıl unutulur nasıl sevmeyi terk edilir bilemediğim aşk
ızdıraplarının amk.
ulan birazcık sadece birazcık matemetiğim zayıf olsaydı
çekeceğim acıların hesabını yapmakta zorlanmasaydım
gibtir git senin de amk oyunun da amk. derdim
ama hem seviyorum hem korkuyorum
biliyorum amk onsuz bi tak yiyemeyeceğimi
zaten ebrunun bunu teklif etmesi bile beni tedirgin etmişti bi taklar ters gidiyordu ama ne amk
biraz daha direndim yapmayalım etmeyelim böyle mutlu değil misin
istediğin başka bişey varsa onu yapayım emrin olsun dedim ama sanki sağırlar konuşuyorum
oldukça kararlı bunu yapmaya
---peki ne amaçla bunu yapmak istiyorsun dedim
-bilmiyorum dedi
klagib karı cevapları
bilmiyorum
farketmez
sen bilirsin
amk bilmediğiniz ne var ki sizin işiniz gücünüz entirika(nasıl yazılıyor lan bu amk kelimesi)
farketmez dediğiniz şeylerde hep yaptığımız hataları farkedersiniz
sen bilirsinlerde kendi bildiğinizi yaptırıncaya kadar tavır surat naz
-eğlenmek amacıyla mı yapacaz bunu dedim
-hayır dedi
-ne kadar sürer bir haftayı geçer mi dedim
-nerden bileyim en baştan başlıcaz işte dedi
-öpemeyecek miyim seni dedim
-aklın fikrin öpmekte zaten dedi
-anladım aklımın sende olduğunu göremiyorsun ve ispatlamamı istiyorsun dedim
-ispatlaman gereken çok şey var aslında dedi
bu lafta bana dokunacak başka şeyler(elif)de çıkabileceği için üstüne gitmedim konunun
-ne zaman başlayacağız peki dedim elini tuttum aynı zamanda
elini elimden çekti hemen şimdi dedi
kendi tarafıma çekilip ebruyu denizin dalgaları ile aldattım düşünürken neyim var neyim yok dalgalara verdim
içimde bir umut vardı
inadından vazgeçer dayanamaz sarılmamaya diye
lan makara mı yapıyor olm benle diye kendime sordum
cevap bile yok amk beynimde
-tamam konuşalım nasıl olmasını istiyorsun söyle onu yapalım ebru dedim
-beni hiç tanımıyormuş gibi benimle tanışacaksın. sonra nereye gideceğini beraber göreceğiz dedi
-ebru ayrılmak mı istiyorsun benden dedim
-lafı buraya getirip durma. bunu yapma amacım senden ayrılmak değil dedi
-amacını söyle o zaman dedim
-zamanla öğrenirsin dedi
• * bana garip vahiyler geliyordu da ben aşkın peygamberi değildim anlamıyordum denilenleri
benim halim kader kısmet vicdanlarındaydı
-başladık mı şimdi. merhaba ben kelebek nasılsınız güzel bayan sizden çok hoşlandım hadi çıkalım dedim
-bu kadar ciddiyetsiz mi olacaksın dedi ters ters bakarak. böylece işin şaka olmadığının farkına varmış oldum
ciddiyet arayana bak amk oyun oynuyor benimle ciddi ol diyor
ben neden başıma bunların geldiğini biliyorum amk
o kadar turist kızı koynuna girmek için kandırırsan başına bu gelir
kısacası nasıl gibersen öyle gibilirsin
ben nerden bileyim amk kız nasıl tavlanır
incinin eksi 5. nesil üyesi değilim ki başlık açayım
beyler kızı tavlamam lazım acillll yardım diye
-telefon numaran var mı bende dedim
-yok dedi
-adını biliyor muyum dedim
-hayır dedi
-o kadar da sıfırdan başlamasak dedim
-sıfırdan başlayalım yüz olursa evleniriz dedi
aşkımın öğretmenine bak sen eyvallah amk ona da eyvallah
aklıma gelen tüm teknikleri denedim
ilk önce bir mesaj yazdım yanımda oturan gerçekte sevgilim oyun içinde hiç tanımadığım kişiye
-merhaba ben kelebek geçenlerde sizi gördüm bir arkadaş vasıtası ile numaranızı aldım. umarım yanlış anlamazsınız sizinle tanışmak istiyorum dedim
mesaj sesini duyunca
-beni her beğenenle tanışmamı beklemiyorsunuz herhalde kusura bakmayın rahatsız etmeyin lütfen dedi
yerimden kalktım
bi kaç adım geriye gidip tekrar geri döndüm
-merhaba ben size az önce mesaj atmıştım tesadüfen burdan geçiyordum sizi gördüm dedim elimi uzatarak
-ben kelebek dedim
elim havada kaldı bakmadı bile bana
---tamam ben oynamıyorum ebru sıkıldım dedim
-bu kadar çabuk mu bıkacaksın. evlenince de sıkılıp gidecek misin hemen dedi. suratında ki ciddiyet başkan halka seslenişinde görülen cinsten
kalktı ayağa gidiyor amk
resmen adım atarak ilerliyor
-nereye gidiyorsun ebru dedim
-eve dedi sadece
-tamam dedim yanına yaklaştım yanında yürümeye başladım
-sen niye peşimden geliyorsun dedi
-eve kadar yalnız yürümene müsade etmem dedim
-sanane ki dedi
10 adım kadar gerisinden yürümeye devam ettim
içimden akıl mantık dışı küfürler ediyorum kendime
evine kadar yürüdüm arkasından geri dönüp bir kere bakmadı bile
kapıdan içeri girerken hani döner en azından iyi geceler der diye bekledim onu da demedi
yolun karşısına geçip oturdum cama çıkar da orda mıyım bakar diye ama çıkmadı
düşünmekten yine beynimde orgazmlar oluştu
ne kadar oturdum bilmiyorum ama bi taka faydası olmadı oturmanın
şurdan kalkayım gideyim.bu kadar nazı ben kaldıramam zaten sevse böyle yapmazdı diye kendimi kandırıp eve gittim yattım
amk sabah bi kalktım
yalnızım..
telefonum da sadece saat tarih batarya durumu ilgili şebeke var
mesaj yok amk
cevapsız da yok
anlaşılan o ki sevdiğim bana vereceği tüm mesajları vermiş
kendime sorduğum tüm soruların cevabı da onda kalmış
yatakta biraz sancılı kıvrandım
yastığı kafamın neresine koyacağımı bilemedim
aslında bilemediğim şey ne tak yiyeceğim di
-benimle bir kahve içmek ister misiniz diye mesaj attım ebruya
-hayır diye cevap geldi -
210.
+2153Tümünü Göster
---bugün ne yapacaksınız diye tekrar attım
-o sizi ilgilendirmez dedi
-aslında beni ilgilendiren sizsiniz dedim
-ama ben sizinle ilgilenmiyorum dedi
-ilginizi çekebilmek için ipucu verir misiniz dedim
-rahatsız ediyorsunuz dedi
-rahat ettirmek için ne yapabilirim dedim
-mesela bidaha mesaj yazma dedi
-bidaha bölümünü silip tekrar gönderir misiniz mesajı dedim
-neden dedi
-ilerde sevgilim olunca neden mesaj yazmıyorsun diye kızarsın da ondan dedim
-ısrar -5 puan kendine ukalaca güven -5 puan dün gece koruma amaçlı eve kadar bırakma +3 puan kibar konuşma +3 puan. dedi
-ebru sıfırda bari kalsaydım eksi 4 e düşürdün dedim
-ciddiyeti bozma -10 puan dedi
güne eksi 14 le başladık
ben böyle aşkın amk arkadaş sinir oluyorum ama
malım ya bi yandan da gülüyorum amk
-özür dilerim hanfendi yazdım
saçları onun sevdiği gibi yaptım. jölesiz ama karışık
sakalları böyle güzel dediği şekle soktum
sevdiği t shirtlerden birini giydim
bunları yaparken farkettim ki aslında onun için özenmeyi ihmal etmişim bazen
evlerinin önüne gittim
bekledim belki çıkar diye
kimse yok
mesaj yazsam nerdesin diye eksi veriyor amk
gibe gibe bekledim
kimse yok
otelde çalışan bir arkadaşı aradım ebru geldi mi diye
otele uğrayıp denize geçti galiba dediler
kleopatra plajında ayağıma değmeyen kum kalmadı onu ararken ama bulamadım
ter bezlerim güneşle panpa olmuşlar cıvık cıvıklar amk sulandırdalar iyice muhabbeti
tekrar aradım olm denizde yok bu kız diye
otele yemeğe geldi dedi
dıbına çakim kelebek istikamet otel marş marş derdi ekşın olsaydı
öyle yaptım girişini görebileceğim yerde bekledim
o otelden çıktı
beni gördü ama gözlerini kaçırarak
peşinden denize bende yürüdüm
şezlonga uzandı
güneşleniyor hanfendi
o zütünü başını bronzlaştırıyor
biraz bekledim aslında ne tak yiyeceğimi bilmediğim için
o denize girmek için hareketlenince bende hareketlendim
vay amk beraber sevgili olarak yüzdüğümüz denizde ne tak olduğumuzu bilmediğim bir halde yüzüyorduk
yurtdışı türk erkeklerden oluşan bir grup ebruya asılır gibi oldu
bende onun peşinde dolandığım için aslında bende ona asılıyor gibi gözüküyordum
onlar uzaktan laf atmaya devam ederken ben yaklaştım yanına ebrunun
-merhaba beni hatırladınız mı dedim
-hayır dedi
-biraz konuşabilir miyiz dedim
-hayır dedi
offf çektim
bu arada kıyıya çıktı tekrar uzandı
gittim en sevdiği dondurmadan aldım iki tane birini uzattım
-bunu size aldım dedim
-teşekkür ederim istemiyorum dedi
-fikriniz değişir belki diye buraya bırakıyorum dedim
yanına bırakıp biraz uzakta ona bakmaya devam ettim
dondurmayı alıp turist çocuğunun birine verdi
vay ben bu karı kız tavlama sanatının zorluklarının ta amk
• *tamam hadi oyun oynamak istemişsin
belirli bir yaşta belirli bir zekadasın
yıllarca okudun kafan da çalışıyor
bu oyunu oynama isteğinin mutlaka bir sebebi olmalıydı
durup dururken kim sevdiğine beni yediden tavla der ki
benim için önemli olan da neden böyle yapmak istediğiydi
inat ettim amk ben bu işi çözecem diye
hiç konuşmadan ona sadece orda mı diye bakmak kaydı ile
ona hiç asılmadan sulanmadan yattım plajda
o denize girdiği zaman suya girdim ve onu takip ettim gözümle
son kez girdikten sonra eşyalarını toplayıp eve doğru yürüdü
arkasından bende gittim
yol kenarından bir çiçek koparıp uzattım almadı
-bir saniye konuşabilir miyiz dedim
-ne var dedi
-saati soracaktım dedim
telefonunun saatine bakıp saati söyledi
-teşekkür ettim
evlerinin önüne geldik
yine selamsız sabahsız eve girdi
bende eve gittim
duş alıp üstümü değiştirdim
gitmekle gitmemek arasında çok kaldım beyler
bir yanım gibtir et ne tak yerse yesin kendi oyununda diyordu ama
benim aklımda daha farklı düşünceler vardı
1.si aslında bana göre önemli olanı
bir gün bu aşk biterse kelebek yeterli değeri vermedi
peşimden yeterince koşmadı
benim bir isteğimi yerine getirmedi dedirtmemek için istediğini yapmaya karar verdim
-sizinle mutlaka görüşmem lazım diye mesaj attım evden çıkmadan önce
giblenmedim tabi
evlerinin altına geldim
• * -evinizin önünde bekliyorum diye bir mesaj daha yazdım ve onun beni görebileceği bir yerde oturmaya başladım
bi kere çıktı pencereye onu görür gibi oldum kayboldu yine içeri
saat başı mesaj attım inecek misiniz hala sizi bekliyorum diye
akşamı saat 7 den gece 11.50 ye kadar bekledim ne gelen oldu ne de mesaj atan
saat 11.50 de mesaj geldi
-aşşağı inmeyeceğim dedi
-nasıl olsa sabah inersin.. diye mesaj yazıp gönderdim beklemeye devam ettim
-+2 yazdı
o beni eksi 4 ten artı ikiye çıkarmıştı ama benim gözümde sürekli eksiliyordu
-98 kalmış. acelem yok dedim
mesaj gelmedi geri
bi o yana volta attım bi bu yana
ebrunun evin önü hapis oldu bana
gece 3 kadar bekledim tüm inadımla
kendi kendime dedim ne olur amk en fazla sabaha kadar beklerim
en azından görür onu ne kadar sevdiğimi de aşkı bitirirse benim vicdanım rahatta kalır onun ki hazırol
öyle de oldu sabah güneş doğuncaya kadar bekledim
2 kere polis durdu ne arıyon burda diye
kimliğimi gösterdim alanyalı olduğumu görünce bişey demediler ama burda durma dediler
birisini bekliyorum şehir dışından gelecek burda sözleştik diye kandırdım onları
tüm inadımla bekledim.
uyudum uyuyacam sürekli aynı yerde bekleyince ve yapacak birşey olmayınca
geçmiyor amk zamanı bir türlü
babası işe gitti kendimi yine farkettirmedim
saat 10 gibi evden çıktı
yine plaj modundaydı
onun peşinden plaja kadar gittim o plajda yerini aldı
sahte marka ürünler satan butiğin birisine gittim
bir adi şort bir de ucuz t shirt aldım
butikçinin verdiği poşete ayakkabı çorap kot ne varsa doldurdum
ameleler gibi yalın ayak plaja indim
bir şezlong bir şemsiye kiraladım ebrunun yakınlarında
hiç konuşmadım onunla
beni görmesini sağladım
şemsiyeyi ayarladım
havlusuz uzandım
çok geçmeden uyumuşum zaten
• *öğlenden sonra 3 gibi kalktım
kalkmama sebeb olan şey birisinin şemsiyenin ayarları ile oynuyor olduğunu farketmemdi
güneşte kalan kısımlarıma gölge etmeye çalışıyordu şemsiye ile
ayaklarından tanıdım ebru olduğunu
ama açmadım gözlerimi çok fazla
böyle bir şey işte amk
nefret etmeye başlarsın yaptıklarından dolayı
bir miligram merhamet görürsün tüm nefretini unutursun
o yerine geçtikten sonra
bir süre daha uyuyor numarası yaptım ama
açlık başıma vurduğu için kalktım
bir yandan açlık bir yandan susuzluk
bir yandan aşksızlık
kalktım yerimden
ona hiç bakmadan suya daldım
ıslak ıslak geri geldim
havlu bile yoktu amk kurulanacak
biraz uzandım
sonra büfenin birisine gidip
bişey söyledim yemek için
onu hızlıca yeyip geri geldim tekrar yattım
yüzüm ona dönüktü
gözlerimi hiç ondan ayırmadım
yarım saat kadar baktım ona ama o bana sadece bir kere baktı o da göz ucuyla
sonra denize girdi
çıktı
uzandı
kitap okudu
tekrar girdi denize ve akşam 5 gibi eve doğru yürüdü
arkasından elimde poşet ayaklarım çıplak yürüdüm
yine bir çiçek kopardım
peşinden koşup
uzattım
çiçeği aldı ama sağol bile demedi
-biraz konuşabilir miyiz dedim
ses etmedi -
211.
+2154Tümünü Göster
• *evine kadar yürüdüm onun arkasından
o eve çıktı
bende kendi evime gittim biraz uzandım
bi kaç saat daha uyuduktan sonra
saat on gibi yine evlerinin önüne gittim odasının ışığı yanıyordu
bu evde olduğuna işaretti
-konuşmak isterseniz aşşağıda bekliyorum diye mesaj attım
-inmeyeceğim diye cevapladı
11.50 civarında
-+10 oldu. diye bir mesaj daha gönderdi
ondan alınan bu artı notlar gerizekalının birisinin bana aferin demesi kadar anlamsızlaşmaya başladı
inadım inat bekledim
saat 2 civarında odasının ışığı söndü
yarım saat daha bekledim
baktım bi gibim çıkmayacak yine
eve gittim saat 9 gibi kalkıp 9.30 da şort havlu hazırlanıp evlerinin önüne yine gittim
evde olup olmadığını bile bilmiyordum
-evde misiniz diye mesaj attım
balkona çıktı bana baktı geri girdi
yine deniz
yine konuşma tekliflerime olumsuz
3 gün böyle devam etti
o nereye ben oraya peşinden gittim
bıkmadım usanmadım
geceleri 23.50 civarında mesaj attı hep
puan 10dan 25 e kadar çıktı
onun odasının ışığı kapandıktan sonra bende eve döndüm
denizde sevdiği meyvelerden tabak yaptırıp gönderdim
hep çiçek verdim
• *3 gün sonra sabah ailesi ile beraber arabaya bindiler ve gittiler
üzerlerindeki kıyafetlere bakılacak olursa günü birlik bir eğlenceye gidiyorlardı
bu dimçayı aqua park şelale veya başka bir yerde olabilirdi
onları takip etmedim çünkü ailesi de vardı
-iyi eğlenceler yazdım mesajla
-cevap da gelmedi zaten
akşam üstü yarım saatte bir dolandım evlerinin önünden geldiler mi acaba diye
saat 7 gibi geldiler yukarı çıktılar daha da aşşağı inen olmadı 23.50 de yine mesaj geldi
5 puan kaybetmişim artık ne tak yediysem 20 ye düştü
ama pencereden kafa uzatıp orda olup olmadığıma bakmalar çoğaldı
1 saatte bir bakıyordu
gece 1 gibi yattı ben yine eve gittim
ertesi gün yine geldim
bekledim
denize gitmedi otele gitti
orda iki saat kadar durup eve döndü
eve dönüş yolunda
-biraz konuşabilir miyiz dedim
-işim var sonra konuşuruz dedi
dur giberim işini de seni de derdim o derece sinirlenmiştim artık ama
merak işte amk ne işi var diye ses çıkarmadım
takibe devam ettim
evine çıktı
bir saat kadar kaldı üzerini değiştirdi ve çıktı evden
bir saat diye buraya yazıyorum çok basit geliyor size belki ama
o bir saat beklemek ne kadar zor bekleyeniniz varsa bilirsiniz amk
iskele tarafına yürüdü
bir kız arkadaşı ile öpüşüp sarıldı
balıkçılar çay evine gittiler
bende orda bir yerde oturup çay sigara içtim paso
• *iki saat kadar oturdular
sonra kalktılar
şehir merkezine doğru yürüdüler
ayrıldılar kızla ebru tek yürümeye devam etti
benim onu takip ettiğimin de farkındaydı
önce ev tarafına yürüyordu ama sonra yolunu değiştirip yine iskele tarafına döndü
bizim ikimizin yerine doğru yürüdü
arkasından yaklaşıp
-biraz konuşabilir miyiz dedim yine
-hayır dedi
buna çok sinirlendim ama sesimi çıkarmadım
-neden konuşmak istemiyorsun günlerdir peşinde koşuyorum dedim
-buyur konuşalım kimsiniz dedi
-ben kelebek dedim
-ne istiyorsun dedi
-seninle tanışmak istiyorum dedim
-ne iş yapıyorsun dedi
-çalışmıyorum şu an dedim
-okuyor musun dedi
-hayır dedim
-araban var mı dedi
-hayır dedim
-evin var mı dedi
-hayır dedim
-neyine güvenip benimle tanışmak istiyorsun peki dedi
-pardon sizi birine benzetmişim dikkatli bakınca anladım kusura bakmayın dedim
yüzümü dönmem ile bir yerlere elim kırılıncaya kadar vurma isteğime engel olamadım
elim kırılmadı ama çok ciddi zedelendi
---kelebek diye koştu arkamdan elimi tutmaya çalıştı bişey var mı diye
elini çektim dokundurmadım elime
eve gittim
mesaj yazıyor sürekli
elin nasıl oldu
öyle demek istemedim
geleyim mi
bişeyin var mı
biraz konuşalım
kelebek yanlış anladın
ben 23 50 ye kadar sesimi çıkarmadım
23 50 de mesaj gönderdim
-eksi 100 ebru diye
sinirden ne tak yiyeceğimi bilemedim
bunun intikdıbını almak için yemin ettim
o mesajlara devam etti
ben telefonu kapattım
sabah da yaylaya gittim
yaylada telefon çekmez beyler bizim o zamanlar tabi
annenmle oturdum
balığa gittim
tutttuğum balıkları geri saldım
ağladım
sızladım
yattım
kalktım
kimseyle konuşmadım
annem haricinde
6 gün sonra akşam yaylaya gelen köy dolmuşunda bir misafirim vardı
**köy dolmuşunun akşam gelme vaktinde çoğu işi gücü olmayanlar toplanır
kim gelmiş ne getirmiş diye
biraz geç gelirse herkes meraklanır acaba bişey mi oldu diye
dolmuş durdu
benim de pek umrumda değildi
ben kendi derdimle meşkuldüm çünkü
dünya gibime bir şekilde yatıyordum
kız kuzenler ebruyu daha önce gördükleri
çok sevdikleri için
ben onlara ebrudan ayrıldık diyemedim
çünkü beni çok seviyorlardı ve benim üzülmemi istemezlerdi
annem de her zaman benim mutluluğumu isterdi
ona da anlatmamıştım geçen olayları
zaten kimseye gidipte şu bana bunu bunu dedi diye anlatmanın kendi zararıma olacağını biliyordum o dönemde
çünkü onlarda ebruya kızıp vay amk demek öyle diye sürekli
kalbimdeki acının altına odun atacaklardı
kendimde yansın sadece kendimi yaksın istedim o yüzden kimseye anlatmamıştım
arabadan inen kişi ebruymuş
misafir gelmiş
olaya geniş açılarla bakmak gerekirse
çok düşünüp taşınarak gelmiş olması gerekliydi
benim onu gibtir etme ihtimalimi bildiği için
cumartesi günü akşam gelmiş
normal bir günde gelse en fazla sabaha kadar kalabilir sabah 6 da giden aynı köy dolmuşu ile geri dönmek zorunda kalırdı
ama ertesi gün pazardı ve köy dolmuşları çalışmıyordu
bu demek oluyordu ki en erken pazartesi sabah gidebilirdi geriye
ben gelen kişinin ebru olduğunu kuzenlerimle konuşurken onun sesini duyunca anladım
gibimde bile olmayan dünya zütüme girdi birden onun sesini duyunca
benzetmişimdir sesini diye giblememeye çalıştım ama ne mümkün bas baya onun sesi amk -
212.
+3155Tümünü Göster
• *kafamda bi kaç saniye içinde trilyon plan proje sinir heyecan nefret aşk kalp sızısı geçtiği için
galiba tam olarak ne tak yiyeceğimi bilemediğimden dolayı
ters taraftan pencereyi açıp atlayarak kaçtım
aslında kaçması gereken kişi oydu
teke tek olsak hiç bir yere gitmezdim durur gelmesini bekler
laf üstüne laf sokar gibtir ederdim sonrada ama
ortada üzülecek olan annem ve kuzenlerim vardı
onlara bana dediklerini anlatsam benden önce gibtir ederlerdi zaten ama bu iş ebruyla benim aramdaydı
akşam 6 civarında gelmişti dolmuş
ben kaçıp köy kahvesine gittiğimde yaşlı köy moruklarıyla
okey oynamaya başladım kalkan birisinin yerine
amcalar tam gülme krizi sebebi amk
benim kafam ebruda onların ki turist karılarında
köy yeri genelde herkes birbirine uzaktan da olsa akraba olur çoğu kişi birbirini tanır
sürekli geldikleri için birbirleri ile makaranın en kralını yaparlar çünkü herkes herkesin zayıf noktasını biliyor
onlar kendi aleminde konuşurlarken ben tüm ihtimalleri gözden geçiriyordum
bunları yaparken bir çayımdan bir yudum alıp onu içmeyi unutup diğerini söylediğim de oluyordu
küllükte yanan sigaram varken bir tane daha yaktığımda oluyordu
taş çekmişken tekrar çekmeler
oyunla da alakam yoktu yani
sordukları sorunun bana olup olmadığını anlamak için
bana mı dedin emmi dediğim de oluyordu
arasıra da garip garip sorular geliyordu
sorulan soru genelde
onların bir turist amı ile tanışma hayalini benim gerçekleştirmemi istemeleriydi
yaşları başların gibinde değil adamların
makarasındalar tabi işin
karı kız konusu kapandıktan sonra
ben ebruya odaklandım
öncelikle ne amaçla gelmiş olabileceği ihtimalleri üzerinde durdum
• *diyeceği şey
-vay kelebeğim yanlış anladın
vay ben öyle demek istemedim de tarzında bir sürü özür saçmasından sonra affetmemi bekleyecekti
eve dönsem mi dönmesem mi arasında kaldım
dönsem annem ve kızların yanında onunla nasıl ne şekilde ve onun nesi olarak konuşacaktım
direk gibtir etsem kız nereye gidecekti.
ama yaptıklarının hesabını sormak için yemin etmiştim
bir şekilde bunun hesabını sormam lazımdı
gidip tekme tokat dövsem tarzım değil
suratına tükürsem tükürük bezlerimi yorduğuma bile değmeyecek
bi kaç laf sokup yerin dibine dibine gömsem kendimi sinirlendirdiğime değmeyecek
tüm bunları düşünürken hala bir karara varamadım
sonra amcanın birisi oyun oynarken yanlış oynadığım(fazla taşla bittiğim için)
-kendine gel koçum dedi
çözüm buydu işte
hem oyun için hem ebruya karşı kendim olmam yeterliydi
gece 12 ye kadar oynadık
en son kahveci gibtir etti gidin karılarınızla oynayın biraz diye
koskoca köyde misafir olan benmişim gibi nereye gideceğimi bile bilmiyordum
bizim evin yakınına geldim
bir sigara yaktım oturduğum yerde
o bitince bir tane daha yaktım
eve çıktım
annem çoktan yatmış
ebru kızlarla evin çardağında konuşuyor
kız kuzenler hemen tepkiyi verdiler
sen nerdesin
misafirin gelmiş neden gelmiyorsun
hiç kahveye gitmezdin neden gittin bu gece
• *gibi tepkilerini gösterdiler
soluk bir suratım vardı
muhtemelen kuzenlerim ebruyu görünce aaa ebru mu gelmiş diye koşup sarılmamı bekliyorlardı
bunu yapmayacak ben
ve yapmayacağımı bilen ise ebruydu
-hoşgeldin dedi ebru
-hoşbulduk dedim ona bakmadan
-ben lavaboya gideyim diye izin aldım kızlardan
wc ye gittim
20 dk da çakmağı bir kez kullanarak 5 tane sigara içtim
hani yatarlar mı diye bekledim
yatan yok
odaya geçtim
yattım yatağıma
çardaktan konuşma sesleri geliyor ama tam olarak duyamıyorum ne konuştuklarını
ben yattıktan on dakika sonra
kuzenimin birisi geldi odama
-aa yatmış diye tepki gösterdi
bi kaç defa kelebek diye seslendi
ben ses çıkarmayınca gitti
ben uyuyamadıkça onlar konuştu
ses kesilince bende uyumuşum sabah kalktığımda
yüzümü yıkamaya gitmeye korktuğum için biraz daha yatakta kaldım
amk ne gibim işse gib gibi saklanbaç oynuyordum.
annemin hadi kelebek efe kalk artık demesi ile mecburen kalktım
günlerdir bana gösterilmeyen özen ebruya gösterilmişti kahvaltıda
çıkıp gitmek geçti aklımdan kahvaltı yapmadan ama annemin kafası karışır diye oturdum
günaydın diyenlere günaydınla cevap verdim ebru dahil
kahvaltı bitti
kızlar bulaşığa geçti ebru hariç
annemde bahçeye indi çardakta kaldık
ebru ile
ben kahvaltı sonrası sigaram ile çayı içmeye devam ediyordum
ayağa kalktı yanıma geldi oturdu
elime şöyle bir göz gezdirdi. kabuk bağlamış yarayı ima ederek
---acıyor mu dedi
sağ elimi kalbime zütürdüm
-evet dedim ona bakmadan
-öyle demek istemedim ki.valla yanlış anladın. üzgünüm derken ağlamaklıya döndü sesi
ben gayet sakin bir şekilde
-yarın git dedim
-beni affedinceye kadar gitmem dedi
-affedilecek bir şey yok sen haklısın. dedim
-sana dürüst olacam ebru dedim. sakin olmaya çalışıyorum ama elim titriyor. sinirli değilim sadece heyecandan
baktı merakla dinledi beni. gözlerinin dolu olduğunu görmüyordum ama hissediyordum
-dur burda konuşmayalım başka bir yere gidelim dedi
mantıklıydı. ağzına daha rahat sıçabilirdim
çünkü ebruyu ağlarken görse annem benim ağzıma sıçardı
ayağa kalktım yürüdüm o da peşimden geldi
15 dakika kadar yürüdükten sonra bir yere oturdum o da yanıma oturdu
bir süre sessizlikten sonra
-kelebek dedi
-dur senin diyeceklerin belli ben konuşayım dedim
-benimde söyleceklerim var ama dedi
-ben konuşayım o zaman diyecek birşeyin kalmayacak dedim
-benim sana herzaman söyleyecek bir cümlem var(seni seviyorum) zaten kelebek dedi
-o cümle artık benim için anlamsız neyse boşver dedim.
-sonra beni de dinlemeyeceksen hiç konuşmayalım seni görmeye devam ederim en azından sessiz sessiz dedi
cebimde iki şimdinin parası ile 17 lira filan vardı beyler
elimi cebime attım hepsini çıkardım dizlerinin yanına koydum
-çok param olsa uzun uzun anlatırdım sana ama bu kadar var. onun için kısaca anlatmam gerekecek iyi dinle dedim
ağlamaya başladı yüzünü öbür tarafa dönerek
ben konuşmaya devam ettim. -
213.
+2156Tümünü Göster
---gelmişsin hoşgeldin.ama git ebru
ben kimselere söyleyemedim ayrıldığımızı. dedim.arıldığımızı lafını söylerken yüreğime bişeyler battı.
sen git ben uygun bir dille anlatırım başka bir sebebten ayrıldığımızı.
buraya geldiğinde seni gibtir etmememin sebebi annemle beraber oturup ağlamak istemememden dolayıydı.
beni üzdün. kalbimi kırdın.
ama ben sevdiklerimi senin kadar kolay üzemem
çok büyük yemin ettim senden o söylediklerinin intikdıbını almak için
buraya gelerek intikam almamı da kolaylaştırdın.
senin gibi birisi olsaydım.
biraz yalvartıp özür dilettikten sonra
yıllardır senin yaptığın gibi seviyor gibi gözükür
ve sen bana iyice aşık olduktan sonra beni deli gibi sevdiğini gördüğüm anda
senin bana yaptığını bende sana yaparak intikamımı alırdım.
beni züt gibi ortada bıraktığın gibi bende seni bırakırdım.
kim bilir belki bilerek başka bir kızla yakalanır
belkide senden yüz puan alınca
nikah masasında
evlenmek istiyor musun diye sorduğunda
hayır kocaman sıfır diye tüm sülalene ve tanıdıklarına rezil ederdim.
ama ben o geçen 5 yılın kusura bakma küfür etcem
dıbına koyim ki
çok sevmişim seni
deli gibi sevmişim
yıllarca köpeğin olmuşum gönlünün kapısında
bilmediğim duyguları sen yaşattın
kalbimin kan pompalayan bir organdan ibaret olmadığını ispatladın
gidecek tek yerim
düşünecek tek şeyim oldun
çok mutlu ettin beni
ben sevgiye muhtaçken sen çıktın karşıma
hiç balonu olmamış bir çocuk gibiydim seninle tanıştığımda
elime bir balon tutuşturdun
yıllarca heyecanla taşıdım o balonu
aşkın çocuğuydum
nerden bilebilirdim ki balonların bir gün hemde birden bire patlayacağını
ama yine de sağol
sen olmasan belki de hiç balonum olmayacaktı
5 yıl boyunca balon mutluluğu yaşattığın için
kıyamadım sana
git bi daha da gelme
varsın bu aşk benim evim arabam olmadığı için bitmiş olsun
biraz üzülürüm
sonra geçer mi bilmem ama
sahip olduklarıma razı birisi ile de evlenerim
bu arada çok konuştum verdiğim para yeterli gelmeyebilir bu kadar konuşmaya ama borcum olsun çalışır öderim
yarın sabah git ebru. dedim
ayağa kalktım
arkamdan
beni dinlemeyecek misin
dur
gibi söylemlerine hiç aldırmadan yürüdüm gittim.
**duygular yalan mı lan yoksa
hani nefret ediyordum amk ondan
hani ağzına iyice sıçıp gibtir git lan diyecektim
ne oldu amk bana
sadece git diyebildim özetle
nasıl bir insana nefretle git derken
kalbim kal nolursun diye yalvarıyordu ki
aşka nefret nefrete aşk karışınca mı bomtak oluyor insanın kalbinin tadı
dur lan kelebek gitmesin amk dedim kendime ayaklarımı frenlemeye çalışarak
ama inadım giblemedi bile kalbimi
yürüdüm
arkama bakmadan bir gölge hissetmek istedim gelsin arkamdan diye ama gelmedi
durdum geri baktım
yüz üstü otururken
belini büküp ellerini yüzü ile yer arasına koymuş
sırtındaki nefes alışlarından ağladığı belli oluyordu
beni tutan şeyin ne olduğunu bilmiyordum ona koşup ağlama dayanamam demek için
onu orda öyle bırakıp gidemezdim ama yanına gidip ağlama da diyemezdim
hem onsuz eve dönmek
bana ebru ile ilgili yöneltilecek bir sürü soru anldıbına geliyordu
oturdum bekledim onun ağlamasının geçmesini
uzunca bir süre öyle uzandı kaldı
bir süre sonra ağlamıyormuş gibi gözüküyordu ama
ağlamanın etkisi aldığı derin nefeslerden belli oluyordu
2 saat kadar oturdu
yüzünü arkasına bile dönmeden
arasıra göz yaşlarını silerek
arasıra uzanıp arasıra oturmaya devam ederek
sonra kalktı
o kalkınca bende kalktım biraz daha ilerledim ve onu beklemeye başladım
bana 5 mt mesafeye yaklaşıncaya kadar bekleim sonra yürümeye devam ettim
-dinlemeyecek misin dedi
-hayır dedim
-peki sen bilirsin dedi
onu evin önünde kuzenler karşıladı
onlarla bıraktım onu
gülümsemeye çalışıyordu ama artık bi takluk olduğunu kuzenler de anlamıştı
ben yukarı çıktım girdim yatağa
hep peki sen bilirsin demesini düşündüm
fazla mı inat etmiştim acaba diye pişmanlık bile duydum
akşam üzeri kalktım yataktan yemeğin hazırlanma vaktine doğru da kaçtım evden kahveye
şansımdan masalar doluydu oyun oynayamadım
kelebekliği bırakıp sinek oldum masaya
amk vakit bir türlü geçmedi
eve gitmeme sebebim ne tak yiyeceğimi bilmediğimden idi
gitsem kiminle ne konuşacaktım ki tek konuşmak istediğim kişi ile yabancılığın arifesindeydik
gece saat 1 gibi eve gittim
herkes yatmış ışıklar sönük
oysa ben öyle istememiştim
en azından ebru uyanıktırda bir kere görürüm diye düşünmüştüm
eve gelince farkettim ki
hasgibtir lan pekekent bu saate kadar kahvelerde gez ondan sonra kız seni beklesin diye de dua et
amcıklık bende olduğu için sesimi çıkarmadım
bunları düşünürken kimseyi uyandırmayayım diye de sessiz sessiz hareket ediyordum ki
-kelebek diyen ebru sesinden dolayı
az kalsın donuma işiyordum.
aklım çıktı amk öyle böyle korkmadım
erkeklik takuna korkmamış numarası bile yapamadım şoktan dolayı
derin bir nefes aldıktan sonra
-evet yatmadın mı sen dedim
-görmeden yatmak istemedim. şimdi yatabilirim.iyi geceler dedi
sana da iyi geceler desemiydim ki.
demedim
önümü göremiyormuş numarası yapıp ışıkları yaksamda bir kez daha yüzünü görsemiydim ki.
açamadım
mal gibi gittim yatağıma yattım
uyu uyuyabilirsen
saat altıda köy dolmuşu köyden gidiyor
yok abi nefret bana göre değil amk basbaya gitmesin istiyordum
bana dediklerinin hepsini unutmuşcasına seviyordum onu
sanki annemden dayak yemiştim ama yine de anneme sarılmak istiyordum
uyumama çabalarım beni daha çok yordu
sabah kalktığımda ilk işim saate bakmak oldu ama saat çoktan 8 olmuş
sabah kalkar kalkmaz ağlanırmış kendimde gördüm
başka da bi tak yapmadım zaten yatakta kaldım
evde sesin kesildiği bir anda oltaları alıp çay kenarına indim balık avlamak için
sallıyordum ama boşuna amk balık yakalanıyordu çekmiyordum bile
aslında öylesine inmiştim boş boş oturmak için
balığı da bırakıp çayır bir yerde uzandım ana karnındaki çocuklar gibi dizlerimi iyice kendime çekerek
yayla bensizdi
ben onsuz
nasıl ağlayacağımı bile bilemedim
uzanırken sesler duydum
kafamı hafif kaldırıp baktığımda gelen iki kuzenimdi ama onları boşverip yanlarında yürüyen ebruya takıldı gözlerim
gitmemişti lan
kuzenler akşama balık yiyemeyiz böyle yatarsan diye dalga geçip beni teğet geçtiler
balık avlamaya onlar indi
ama ebru yanıma oturdu
-otobüsü kaçırmışım dedi
-yarın ben kaldırırım seni dedim
-yarında kaçırırım dedi
inatla ertesi gün demeye gerek yoktu anlaşılan sonsuza kadar kalacak gibiydi
-niye gitmedin ebru dedim
-annene sordum kalabilir miyim diye kal yavrum dedi. dedi
-tamam yarın ben giderim dedim
-bende gelirim o zaman dedi
-niye geliyorsun dedim.
-sen niye benim gittiğim yere sürekli geldin dedi
-hata yapmışım dedim
-biraz hata da ben yapayım o zaman dedi
-sen hata limitini aştın ama dedim
sessiz kaldı
bende konuşmadım
kızlar bu arada yakaladıkları balığı bize gösteriyordu
onların gülümseyen bakışına karşılık bile veremedik ikimizde
-hani hergün denize gidiyordum ya hep sen gelirsin de görürüm seni diye gittim. dedi
sesimi çıkarmadım ama yüreğime bişeyler battı
-evin altında beklediğinde çok yorulma diye ışıkları kapatıp uyuyor numarası yaptım. gidip dinlenmeni istiyordum ama her gidişinde de sana kızıyordum
bana çiçek vermeye çalıştığında sana dönüp öyle sarılmak istedim ki bir yerlerini kırarım diye korktum
biraz konuşabilir miyiz dediğinde sus sadece seni seviyorum de yeter aşkım diyecek oldum hep ama diyemedim
beni ne kadar sevdiğini hiç sorgulamadım
beni sevdiğini biliyordum ki zaten deli dedi
tüm bunları söylerken cümleleri tek tek kurdu.
her cümlesinde neden amk neden böyle yaptın bu oyun ne gibime madem demek istedim ama kendini nasıl olsa söyler diye kesmedim sözünü -
214.
+2157Tümünü Göster
• *işin açığını söylemek gerekirse
gerisini gibtir et amk
sarılalım barışalım yine sevgili olalım demek istiyordum
tek ihtiyacım olan ebrudan mantıklı bir cevap alabilmekti neden onları söylediği için
konuşmaya devam etti
ağlamanın hem arefesinde hem ertesinde bir surat şekli vardı
bana bakmıyordu ki bende ona bakmıyordum zaten
-sana babamın cebindeki para hep sorun oldu kelebek
bilmiyorum kaç kişi senin hakkında kelebeğe bak
bir tane zengin kızı buldu köşeyi döndü diye düşünüyordur
sen öyle olmasan bile sürekli düşünecekler zaten
sen de sürekli gurur yapacaksın
inatla parasını değil onu sevdim diyeceksin ama inandıracağın kişi sayısı seni hiç bir zaman tatmin etmeyecek
sana yüzlerce hediye almak istedim bugüne kadar
belkide binlerce
benim gönlümde babamın tüm parasını harcayarak alacağım hiç bir hediye
seni mutlu edemez. hepsinden değerlisin benim için
bana içten içe kızarsın
kıza bak benim bunun gibi pahalı hediyeler alamayacağımı bildiği halde bana neler alıyor diye gücenirsin diye almadım
sırf bu yüzden senin gözünde huur birisi olarak anılma riskini alarak seninle beraber oldum ilk defa.
en değerli kişiye sakladığım hediyemi sadece sana verdim
telefonu teşekkür için aldım
zamanla alışman içinde bilerek askerlik öncesini seçtim çünkü direk versem onu da almayacağını biliyordum
hep böyle gitsin istemiyorum kelebek
• *bunlar hep içimde kalsın istemiyorum
sürekli bunları düşünmek istemiyorum
ne yaparsam yapayım maddiyatımdan dolayı yapıyormuş gibi hissetmek istemiyorum
ben 5 senedir bilmiyor muydum sorduğum sorunun cevabını
benim bildiklerimi senin de bilmeni istediğim için sordum
ben zaten kabullendim öyle sevdim seni
evlendiğimizde başkaları sana sorarsa ne tepki vereceksin
sağa sola yumruk atıp terk mi edeceksin beni babamın parası yüzünden
seni tanıdım sandım ondan sordum
5 senede alışmıştır artık diye sordum
benim bildiğim kelebek
yıllardır peşimden koşan kelebek
sabahlara kadar kapımda bekleyip
annesini babasını askerdeyken bana değişmiş kelebek
öyle bir anda hem de para için bırakıp gitmez diye düşündüm
benim kelebeğim ellerini havaya kaldırır
bırakalım artık şu oyunu hadi öp beni der sandım
demedin
gittin
geri de gelmedin
ben dediklerimden pişman olduğum için yanına gelmedim
seni sevdiğim için geldim
ailemle kavga ederek geldim
onlar mezuniyete gitmemi düşünürken ben seni düşündüğüm için senin yanına geldim
kimin kimi ne kadar sevdiği tartışmasında değilim
sana göre sen beni bana göre ben seni çok seviyorum
senin beni hala sevdiğini bilmesem yanına gelmezdim
dün git derken içten söylediğine inansam giderdim bir daha da gelmezdim zaten
alanyaya geldik
plaja gittik
ne güzel oturduk
sonra öpüştük
hadi eve gidelim dedin
eve gittik yattık beraber olduk
bu kadar basitleşti herşey
elmi tutarken dizlerin titremedi hiç
beni arayıp şarkılar dinletmez oldun
bir sürü heyecanı sandığa kaldırdık
ben istedim ki farkına var bazı şeylerin
hata tek sende değil bende yanlışlar yapıyorum
bende basitliğe uydum
her buluşma teklifine evet demesem buluşmalarımızın değerleneceğini
her yatma teklifine olur demesem sevişmelerimizin heyecanının artacağını
ama düşün
unuttuğundan veya umursamadığından
bana çiçek almayı unutsan
bende sana nerde benim çiçeğim desem içinden geldiği için değil mecburi hissettiğin için getirecektin
o yüzden başlamak istedim en baştan
5 senedir 100 puanı çoktan aştın zaten
bugünden sonra seni bırakıp başka birisiyle evlenemem ki
puanların sebebi gün sonunda neyi doğru yapıp neyi yanlış yaptığını muhakeme edebilmen içindi
bunları sana söylerken hep kendimi düşünüyormuş gibi görünebilirim
hep benim mutluluğum üzerine oynamak istediğim bir oyunmuş gibi gelebilir sana
haklısın bu yüzden senden özür diliyorum
ama o gün sorduğum sorular için pişman değilim
kusura bakma ama artık sadece sevgili olmak istedim
iki sevgili diye ansınlar bizi
bir zengin bir fakirle tamlamasınlar bizi
dün git dedin gitmedim
şimdi git dersen yine gitmem
çünkü bu kadar konuşmamı dinlediğine göre hala beni seviyorsun.
bende seni seviyorum kelebeğim dedi.
bir kaç damla sildi gözünden
derin nefes aldı içinde biraz tuttu
ben ne desem diye düşünüyordum
içimden vay amk diyordum tabi
bişeyler diyecek gibi oldum
ama o tüm nefesini verdi
rahatlama nefesi gibiydi bu
belkide gibtir git demediğime sevinmişlik nefesiydi
ayağa kalktı
kızların yanına indi
bir süre ne yaptınız yakaladınız mı balık şeklinde sorular sordu
konuştu onlarla
kızların yakaladığı balıklara baktı
kovanın içinde ölmüş olanlara
ayy yazıık diye üzüldü
sonra kızlara hadi gidelim diye baskı yaptı
yanımdan geçerken
-görüşürüz dedi
ben sesimi yine çıkaramadım
bende onun yattığı gibi yattım kaldım
ama ağlamadan
tek sıkıntım ne yapacağımı bilememekti
ama en çok yapmak istediğim şey ona sarılmaktı
kuzenler balıkları yakalayıp dışarı bıraktı
ebru beni yakalayıp orda bıraktı
balıklardan farkım nefes almak için çırpınışlarımı içimde yaşıyor olmamdı
balıklardan daha şanslıydım
çünkü bir kaç fiziksel çırpınışla
ebrumun kol koyların dalabilirdim
dediklerini gözden geçirdim
evet amk fazla gurur yaptık küçük emrah değil küçük kelebek olduk dönem dönem
yine dediği gibi kızı salladığım zamanlarda oldu
tamam sevgimi sürekli gösterdim onun için sürekli bişeyler yaptım
onu mutlu etmek için türlü taklalar attım ama
o ufak ayrınları gözden kaçırmamamı istemiş
bi de işi sürekli aynı yatakta yatmaya çevirmişim
sevgilisi olup yıllarca beraber yatamayanlar var evleninceye kadar onları düşün
elimi tutarken dizlerin orgazm olsun demek istemiş
ne bilim amk bir sürü tak yemişisiz işte ki bunları istemiş
hata benim herşeyi doğru yapıyor olduğuna inanmamdan kaynaklanıyor
geniş bakınca haklı olduğu konular var
diye düşündüm
kendimi biraz alıştırsam da hala sinirliydim bana o para muhabbetini yaptığı için
kalktım biraz daha balık tutmak için
sonra balıklar onları giblemeyip ebruyu düşündüğümü anladılar herhalde ki kancaya taktığım yeme tenezzül etmez oldular
bende toplanıp eve doğru gittim
kızlar yine toplanmış diğer köy kızları ile beraber
o kadar karının arasına kara murat girse yalan olur mantığı ile yanaşmadım yanlarına
bir kez ebruya baktım
o bu bakışımı kaçırdı
döndüm gidiyordum
kuzen kelebek yemek yemeyecek misin diye sorunca
tüm gözler bana çevrildi
utanıp başımla hayır diyebildim sadece
ebru bana bakıyordu bu kez
gülümsesem gülümseyecek
suratımı assam suratı asılacak halde bana baktı
olay mahalini hemen terk edip
köy meydanındaki binlerle 9 aylık oynamaya başladım
onlar avaralıktan 9 aylığı 90 aylık yapmışlar ama olsun sıkılmadan oynadık derken akşam oldu
eve gitme vakti geldi
beni kapıda ebru karşıladı
bi kaç tane olan merdiven basamağına oturmuş
beni bekliyordu
dondum kaldım onu görünce
baktım ok uzun sürecek o bekleyiş içeri geçmek için
yürümeye başladım
onun oturduğu yerden kalan boşluktan geçerken elimi tuttu
bir ayağım alt basamakta
diğeri üst basamakta
bir elim ebrunun ellerinde titrek
diğer elim kendine yer aramakta
aklım kalbim ruhum özüm gözüm
elimi tutanda da
ben nerdeydim
aşkın en ortasında
• *top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
gitsem kesin gol
ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
ebru bu duraksamadan faydalanıp
biraz oturur musun deyince
yoğun baskı sonucu topu taç a attım
yanına oturdum
ondan gelecek tepkileri bekliyorum
sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
oturduk öyle
bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
nefes alma şekli bile bişey söylemek anldıbına gelebileceği bir durumdaydık
-sıfır puanda mıyım hala dedi
aklı fikri oyunda amk hala
-5 puan falan dedim
-elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
elime kozları verdi
meydan geniş amk
o kadar da intikam yemini ettik
en azından biraz süründüreyim mantığı ile
-tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
-ben ebru dedi
-ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
-evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
burda beni acayip gibti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk -
215.
+2158Tümünü Göster
---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
-çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
-tamam diyebildim
-bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
-5 puan daha vereyim dedim
-on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
-tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
-güzel miyim dedi
-eh işte dedim
-o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
-1 puan dedim
-o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
-baskı kurmak yok ama dedim
-yaylaya geldim senin için dedi
-iki puan da bu etti 13 dedim
-çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
-isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
-gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
-artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
-başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
-vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
-off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
-yapmasana dedim
-içme sigara dedi
-neden dedim.
-öpüşürken kötü kokuyor dedi
gülme krizine girdim
---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
ellerini kaldırdı havaya
pis pis sırıtarak ona baktım
sigarayı yaktım bir nefes çektim
-iyi geceler kelebek bey dedi
yanımdan kalktı
-gıcık diyerek
ellerinden tuttum
biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
elini bırakmadım yanımda otururken
başını omzuma koydu
-omzum ağrıyor ebru dedim
-pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
-öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
dizlerime eliyle vurdu yavaştan
-sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
-o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
-dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
-ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
-tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
-çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
-senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
-heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
-bak yine ben suçlu oldum dedim
-seviyorsan olacaksın dedi
-bak kaşınma ama dedim
-nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
-kendime has taktiklerim var dedim
-ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
yine gayri ciddileşti muhabbet
• * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
-intikam dedi
az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
-ödeştik mi dedim elimi indirdim.
-evet dedi
tekrar kaldırdım elimi
hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
-hani ödeşmiştik dedim
-geriden gelip öne geçemez miyim dedi
yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
yavaşca ağzıma koydum
çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
üfler mi diye bekledim
üflemedi amk
yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
-yatalım mı dedi
-beraber yatmam dedim
-ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
-iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
-yatmayalım da demedim kelebek dedi
güldüm.
-çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
sarıldı gözlerime bakmamak için
-ter kokuyorum sarılma dedim
-bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
-hayır sarılma dedim
-inat ediyorum dedi
-yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim
• * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
biraz düşündüm
-nazıma katlanacaksın bir süre dedim
-tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
-bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
-amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
ayağa kalktım
ellerinden tutup ayağa kaldırdım
-gel benimle dedim
sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
durdum onu kendime çevirdim
kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
ellerimi uzattım ikisini birden
iki elini de ellerimin üzerine koydu
bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
-biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
ilk hamleyi o yaptı
öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
-çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
-biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
-seni büyütemedim ki daha dedi
ellerimi kaldırdım
---kaç gol gerideydim ben dedim
işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
benim dudaklarıma yaklaştı
aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
muallaklikten geri kalmayan ben
biraz geri çekilip
-sarımsak mı yedin sen dedim
ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
yine o tat
on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
sarıldık
-sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
-sadece sarılacak mıyız dedim
-yetmez mi dedi
-yeter dedim
-gerçekten mi dedi
-one night stand a karşıyım ben dedim
-pis pis konuşma git yatağına dedi
uyuyor numarsı yaptım sessizce
sonra yine başını koydu
ellerimi sık sık sıkıp
yüzümü okşadı
• *arasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
bazen ellerimi dudaklarına zütürüp öptü
nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
kahvaltıyı yaptık
kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
uyandığımda neler olmuş neler amk
(burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
evin önünde bir araba
araba çok tanıdık
ebrunun babasının
aşşağıda konuşma halinde olanlar
ebru annesi ve babası
karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
beleş tribünde ise ben
konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
basbaya tartışıyorlar gibi
olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
-hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
konuşmalarının tam ortasına dalarak
-hoşbulduk dediler
pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
-bize biraz müsade eder misin dedi ebru
kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
-size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
biz onları öylece izlerken
hepsi arabaya bindi
araba hareket etti -
216.
+2159Tümünü Göster
• *top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
gitsem kesin gol
ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
ebru bu duraksamadan faydalanıp
biraz oturur musun deyince
yoğun baskı sonucu topu taç a attım
yanına oturdum
ondan gelecek tepkileri bekliyorum
sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
oturduk öyle
bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
nefes alma şekli bile bişey söylemek anldıbına gelebileceği bir durumdaydık
-sıfır puanda mıyım hala dedi
aklı fikri oyunda amk hala
-5 puan falan dedim
-elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
elime kozları verdi
meydan geniş amk
o kadar da intikam yemini ettik
en azından biraz süründüreyim mantığı ile
-tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
-ben ebru dedi
-ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
-evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
burda beni acayip gibti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk
---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
-çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
-tamam diyebildim
-bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
-5 puan daha vereyim dedim
-on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
-tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
-güzel miyim dedi
-eh işte dedim
-o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
-1 puan dedim
-o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
-baskı kurmak yok ama dedim
-yaylaya geldim senin için dedi
-iki puan da bu etti 13 dedim
-çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
-isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
-gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
-artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
-başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
-vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
-off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
-yapmasana dedim
-içme sigara dedi
-neden dedim.
-öpüşürken kötü kokuyor dedi
gülme krizine girdim
---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
ellerini kaldırdı havaya
pis pis sırıtarak ona baktım
sigarayı yaktım bir nefes çektim
-iyi geceler kelebek bey dedi
yanımdan kalktı
-gıcık diyerek
ellerinden tuttum
biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
elini bırakmadım yanımda otururken
başını omzuma koydu
-omzum ağrıyor ebru dedim
-pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
-öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
dizlerime eliyle vurdu yavaştan
-sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
-o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
-dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
-ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
-tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
-çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
-senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
-heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
-bak yine ben suçlu oldum dedim
-seviyorsan olacaksın dedi
-bak kaşınma ama dedim
-nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
-kendime has taktiklerim var dedim
-ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
yine gayri ciddileşti muhabbet
• * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
-intikam dedi
az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
-ödeştik mi dedim elimi indirdim.
-evet dedi
tekrar kaldırdım elimi
hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
-hani ödeşmiştik dedim
-geriden gelip öne geçemez miyim dedi
yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
yavaşca ağzıma koydum
çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
üfler mi diye bekledim
üflemedi amk
yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
-yatalım mı dedi
-beraber yatmam dedim
-ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
-iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
-yatmayalım da demedim kelebek dedi
güldüm.
-çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
sarıldı gözlerime bakmamak için
-ter kokuyorum sarılma dedim
-bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
-hayır sarılma dedim
-inat ediyorum dedi
-yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim
• * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
biraz düşündüm
-nazıma katlanacaksın bir süre dedim
-tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
-bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
-amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
ayağa kalktım
ellerinden tutup ayağa kaldırdım
-gel benimle dedim
sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
durdum onu kendime çevirdim
kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
ellerimi uzattım ikisini birden
iki elini de ellerimin üzerine koydu
bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
-biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
ilk hamleyi o yaptı
öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
-çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
-biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
-seni büyütemedim ki daha dedi
ellerimi kaldırdım
---kaç gol gerideydim ben dedim
işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
benim dudaklarıma yaklaştı
aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
muallaklikten geri kalmayan ben
biraz geri çekilip
-sarımsak mı yedin sen dedim
ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
yine o tat
on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
sarıldık
-sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
-sadece sarılacak mıyız dedim
-yetmez mi dedi
-yeter dedim
-gerçekten mi dedi
-one night stand a karşıyım ben dedim
-pis pis konuşma git yatağına dedi
uyuyor numarsı yaptım sessizce
sonra yine başını koydu
ellerimi sık sık sıkıp
yüzümü okşadı -
217.
0160Tümünü Göster
• *arasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
bazen ellerimi dudaklarına zütürüp öptü
nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
kahvaltıyı yaptık
kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
uyandığımda neler olmuş neler amk
(burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
evin önünde bir araba
araba çok tanıdık
ebrunun babasının
aşşağıda konuşma halinde olanlar
ebru annesi ve babası
karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
beleş tribünde ise ben
konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
basbaya tartışıyorlar gibi
olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
-hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
konuşmalarının tam ortasına dalarak
-hoşbulduk dediler
pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
-bize biraz müsade eder misin dedi ebru
kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
-size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
biz onları öylece izlerken
hepsi arabaya bindi
araba hareket etti
• *arkalarından baktık kaldık
hani giderken görüşürüz eyvallah demedikleri için az ilerde bir yerde park ederler
sonra dönüp gelirler diye bekledim ama
araba gitti de gitti amk
ebru arkasına dönüp el bile sallamadı
ben geri gelecekler umudu ile oturdum onları bekledim
-gelirler mi dedi annem
-mutlaka gelirler dedim
annem gelirler lafını duyunca horozun birini yakalattı kestiler tüylerini yolmaya bile başladılar
kuzenlere sordum nasıl geldiler
ben uyurken ne oldu diye
• arabayla gelmişler evin önüne park etmişler
ebrunun babası ve annesi arabadan inmiş
bizimkilere selam vermiş
annem yanlarına gitmiş biraz konuşmuşlar nasılsınız hoşgeldiniz diye
sonra ebru da yanlarına gitmiş
annemin yanında selam dahil hiç birşey konuşmamışlar
annem buyurun demiş eve davet etmiş
-siz buyrun biz geliyoruz demiş. ebrunun annesi
annem de geliyorlar diye çıkmış çardağa biraz da önden evi toparlayayım diye
bi bakmış ki gelen giden yok
10 dakika civarında konuşmuşlar
sonrasını biliyorsunuz zaten
benim duyduğum ebrunun size ne demesi idi.
bunu da resmen bağırarak söylediği için duydum
ama konuşmada tansiyon hayli yüksekti
akşama kadar oturdum
• *ne dönen oldu ne de geri gelen
akşam gelen köy dolmuşu
önce umudum oldu
sonra hayal kırıklığım
sofraya horoz kondu
millet afiyetle yedi
ben hani bir gelen olur diye umutla bekledim ama
kimse gelmedi
ertesi sabah alanyaya dönmedim hani gelir diye
akşam ki köy dolmuşuna kadar bekledim gelen olmadı
dolmuşcuya sabah beni almadan gitmemesini tembihledim
annem sabah erkenden beni kaldırdı
maddiyat kötü
ceplerimi bile borçluyum amk
annem bişey sıkıştırdı cebime al lazım olur diye
bindim dolmuşa
telefonun çekmeye başladığı yerlerde
mesajlar dökülmeye başladı ebrudan
ama dünden sonra gönderilmiş mesaj sayısı sıfır amk
biladeri buldum
üç beş muhabbet
o da cebindeki paranın bir kısmını bana verdi
mesajlar geldiği için ebru alanyaya geldiğimi anlamıştır iletim raporlarından
bu yüzden bana mesaj atar veya arar diye bekledim
öğlene a kadar belki uyuyordur diye bekledim ama yine yok
evleri civarına gittim
ebrunun babasının arabası yok
evde kim olup olmadığı da belli değil
sonra yazdım mesajı
-ebru.tek kelime yazdım gönderdim
iletim raporu geldi telefonuma ama ses soluk çıkmadı geriye
30 dakika kadar bekledikten sonra aradım
ama aradığımız aboneye o anda ulaşılamadı
her on dakika da bir aradım
yüzlerce dakika denedim ama hi ulaşılamadı
akşam üstü evlerinin önüne gittim ışıklar yanıyor
biraz sevindim en azından alanyada ebru diye
ama niye benim mesajı aldıktan sonra telefonu kapalıydı ki
neden bana güle güle demeden gittiler
neden ebru alanyaya döndükten sonra bana mesaj atmadı
neden aramadı
kafamda bir milyon soru olduğu için tam olarak ne yapacağıma da karar veremiyordum
bana göre en yüksek ihtimal
ebru habersiz yaylaya gelmiş
ailesi merak etmiş
haber vermeden gittiği için kızmışlar ve alıp zütürmüşler
böyleyse neden aramalarıma cevap vermedi ve telefonu kapalı
hadi desek şarjı bitti
telefonumu ezbere biliyor bi yerden arar. haber verir
bekle allah bekle
gece saat 1 e kadar yine kapısında bekledim
açlığa dayanamayıp
püskevit aldım bir de meyve suyu
bir tane ağzıma attım tam meyve suyunu çekecem
bir taksi durdu
içinden ebru indi
• * taksinin kapısı ile apartmanın kapısı arası mesafe ile benim ile taksi arasındaki mesafe aynıydı
ayağa kalktım
-ebru dedim. dönüp bakmadı
sesimi yükselterek tekrar
-ebru dedim. aynı anda yürümeye başladım ona doğru
yine durmadı
dış kapıyı açarken 5 metre civarındaki bir mesafeden
-ebru dedim yine duymadı
duymaması imkansızdı
içeri girdi. arkasından kapıya vurarak ses çıkarmaya çalıştım
asansöre binmeden direk merdivenlerden çıktı gitti
elimdeki püskevit ve meyve suyu olduğu gibi kaldı.ne bir yudum daha çekebildim
ne de bir tane daha atabildim ağzıma
ben yine onun odasını görebileceğim bir yere gittim
kendi kendime sorduğum sorular şöyleydi
-olm kelebek bi tak mu yedin amk
-lan babası kıza benimle konuşmayı mı yasakladı yoksa
-amk yoksa bu içeri giren ebru değil miydi.(bunu sorarken ebrunun odasının ışığı yandığı için)cevabı almış oldum
kendimi rahatlatmak için iyi ihtimallerden de bahsettim kendime
-olm morali bozuktur duymamıştır beni. aklında başka bişey vardır.
şarjı bitmiştir şimdi odasında şarja sokar mesajımı görüp beni arar diye düşündüm ama
bi tak olmadı sadece osuruk oldu umutlarım
odanın ışığı yandıktan 5 dk sonra söndü
gözlerimi perdeye öyle bir yoğunlaştırdım ki acaba bir hareket olurda bana bakar mı diye
ama rüzgar bile kıpırdatmadı amk ben şaşı olmanın eşiğinden dönmekle kaldım
kendimi olm biraz daha bekle
kız seni seviyor
sevmese yaylalara gelmez. mutlaka bir sorun vardır diye avuttum -
218.
+1161Tümünü Göster
• * 3 dakika daha bekle 5 dakika daha derken saat 3 oldu
sabaha kadar beklerdim ama sabah dolmuşa binmek için erken kalkmış olmamdan dolayı
eve gittim uyudum
kalktığımda saat 11 i buluyordu
direk(t)(türk dil kurumundan uyardılar böyle yazılıyormuş amk)olarak evlerine gittim
biraz bekledim ekşın çıkmadı
denize gittim ebru orlarda mı diye yok babam denizde
amk bir erkeğin hayatla gerçek anlamda yüzleşmesi için bitirilmesi gereken askerlik bitmiş
ben yüzleşmem gereken hayatı anlamaya çalışıyorum hala
ne oluyor amk. biri bana bir açıklama yapsın amk yerinde
kim neden alıp zütürüyor sevdiğimi benden
gözüm denizlerde pencerelerde
yollarda alanyada
telefonum tek numarayı tuşluyor
karar verdim ilk bulduğum yerde tutacam konuşacam
evin önüne gidiyorum giren yok çıkan yok
denize gidiyorum kimse yok sağa sola gidiyorum ebru yok amk
telefon kapalı
3 gün kafayı yedim yiyecem nerdeyse
hep de kendimi olm sen bir yere bakarken o başka yere geçmiştir şanssızlığından diye teselli ediyorum
dedim giberim böyle işi harap oldum amk
gittim evlerinin önüne bastım zile
ses yok
aynı gece 4 e kadar bekledim
eve giren yok
acaba mezuniyet için ankaraya mı gittiler diye düşündüm
ama artık dayanılmaz hale geldi aklımdaki sorular
ertesi gün kalkıp otele gittim
vay kelebek hoş geldin hoş gittin resepsiyondakilerle konuştuktan sonra
ebrunun babasını sordum
dün burdaydı. bugün gelmedi dediler
• *ebru yu sordum. hiç görmedik dediler
denize yine gittim baktım sağa sola yok amk
öğlenden sonra yine otele gittim
ebrunun babası otele gelmiş
kapısını çaldım
-müsait misiniz dedim.
muhabbet aynen şöyle
-kelebek hoşgeldin. geçen gün için kusura bakma.
-önemli değil dedim
muhbabbet orda kaldı.
-ne yapıyorsun nerde çalışıyorsun şimdi dedi
bu sorudan. benim artık otelde çalışmamı istemediğini anladım.
-çalışmıyorum henüz dedim.
aslında nabız ölçmek için sordum. hani burda çalışırsın derse aramızda bir sorun olmadığını anlamak için
-gez tabi biraz daha askerden yeni geldin sayılır dedi
ben gibtir git dediğini bu lafıyla anladım.
-tamam bana müsade dedim
çok isteksiz bir şekilde
-nereye gidiyorsun dedi
-gezmeye. kolay gelsin size dedim. odasından çıkıp kimseye selam vermeden otelden ayrıldım
dedim en iyisinin amk seviyor olsa arar durumu açıklardı
yaylaya döneyim dedim
orda ne tak yiyecem
• *hem ebruyla da daha konuşmadın en azından ondan bişeyler duyayım diye inatla bekledim.
ebruyu ne gördüm ne de nerde olduğunu duydum
kapısında sabahlamaktan(sabahlama derken geceleri sık sık evin önünden geçip odasının ışığı yanıyor mu diye bakmak)
telefonda aynı numarayı çevirip sayısız kez aradığınız numaraya şu anda... duymaktan
denize gidip gelmekten ebemi ihmal ettiğim için bolca gibildi ebem
amk öyle boş beleş işler değil bunlar
evin önünde beklemek karnını acıktırıyor para
denize gitmek canın su çekiyor otobüs para
eve gidiyon bişeyler alıyon para
hayat napolyon olmuş amk alanyasında para para amk yine para
askerde aldığım cezanın kağıtları geldi
temyize vermek için yeterli sürem vardı
gidip yatıp kurtulmak ile temyize verip kışın yatmak arasında çok kaldım
bunu bekletirken
otelden bir arkadaş arayıp
ebrunun geldiğini
akşam da mekanın birisine eğlenmeye gideceğini söyledi arkadaşları ile telefonda görüşürken duymuş
şimdi duralım
telefonla görüşüyorsa telefonu açık olması lazım
aradım yine ulaşılamıyor
cevap veriyorum yeni telefon nosu almış
mekanın birisinde eğlenmeye gidecekmiş
demek ki keyifler yerinde amk
bi de ben gideyim şu mekana diye hazırlandım
gittim peder beyden tekrar para alıp
yerimi aldım mekanda erkenden
bir yandan da içmeye başladım
en önlerde bir yerde ayrılmış masa var 8 10 kişilik
22.00 civarı içeri girdiler
• * kızlı erkekli grup
ebru beni farketmedi önce
keyfi hayet yerinde
konuşuyor gülüyor istek gönderiyor
içiyor amk
o güldükçe ben sinirlendim.
hani diyorum yanındaki erkeklerden birinin eline tutsun
dans etsin de tekme tokat dalayım
vurabildiğim kadar vurayım sonra beni mekandakiler komalık etsin öleyim gideyim amk
lavaboya kalktı yanında bir kız arkadaşı ile
bende lavabo yolunda olduğum için beni de gördü tek başıma otururken
bişey demeden yanımdan geçti
ses çıkarmadım
lavabodan geldi yerine oturdu
eskisi gibi gülemedi
konuşamadı
onu canlandırmaya çalışan arkadaşları da başarılı olamadı
yanında oturanlardan bi kaç tanesi benim onun erkek arkadaşı olduğumu bildiği için durumu anladı
biraz böyle oturduktan sonra hesabın masaya gittiğini gördüm
bu benim hareketlenip masaya gitmeme sebep oldu
-bi saniye gelir misin dışarı dedim. kulağına eğilerek
masadaki lavuklar tip tip bakmaya başladı
ama ebru kalkınca önden yürüyüp mekan dışına çıktım ki mekandakiler de şüphelenmesin
ebru dışarı geldi
müziğin sesinin azaldığı birbirimizi rahatça duyabileceğimiz bir yerde durduk
-nasılsın dedim.
ses yok
-ebru bişey mi oldu. dedim
ses yok bana bile bakmıyor amk
bende ki sinir iyiden iyiye artıyor
-bişey demeyecek misin dedim
yine konuşmuyor amk.
-ebru dedim defalarca
bu sırada diğerleri de mekandan çıktı erkekler yine dövecek miş gibi bana bakıyor
sanki kızlar da onları zorla tutuyormuşa benziyor ki.
bence dövülecek birisi varsa o da ebru amk
erkeklerden bir tanesi yaklaşıp sorun mu var dedi
• *lavukda artislik yapacak bir tip yoktu.
zütünü başını sallayarak bir durum mu var bilader sen kimsin deseydi
gibmek ile dövmek arasında kalır belki ikisini birden yapardım ama lavuğun anarşiye
karşı olduğu her halinden belliydi
ben sesimi çıkarmadım hani ebru bişey yok der de gönderir elemanı diye ama tık yok
çocuk soruyu sordu bekliyor amk
elimi cebime attım bir sigara tırnakladım paketin içinden
sigarayı ağzıma koyup
-ateşi var mı dostum dedim
çocuk bana bakarak ateşi çıkardı
çakmağı aldım sigarayı yaktım bir nefes alıp üfledikten sonra
çakmağı geri uzatıp
-şimdi sorun kalmadı sağol yardımların için dedim.
ebruya baktı bir süre
-merak etme sorun yok erkek arkadaşım dedi ebru
erkek arkadaşım??
bunu duyduğuma pek sevindiğim söylenemez çünkü kafam daha da karıştı
-ebru dedim
yine bana bakmadan kafası başka gözü başka yerlerdeydi
-ebru dedim yine
insan bi efendim der.
gibtir git der
konuşmak istemiyorum der
seni seviyorum der ama der bişeyler amk
---arkadaşına merak etme bişey yok diyorsun ama erkek arkadaşının merakdan öldüğünün farkında değilsin dedim
ses çıkarmadı
baktım ki delirme aşamasındayım
ve uğruna delirdiğim kişi beni giblemiyor
ortam da kalabalık caddeden sürekli insanlar geçiyor
sövsem kendini kadın koruması sanan bi kaç tane dangalak çıkıp ben olayın aslını öğrenmeden adresim değişecek
sakin olup
-ebru olay nedir. neden böyle yapıyorsun. dedim
-bişey yok dedi
-öp o zaman beni dedim ellerimi havaya kaldırdım.
-şimdi olmaz dedi
-burdaki bir kişi sebebi ile mi öpmüyorsun dedim.o lavuklardan herhangi birini kastederek
-hayır dedi
bileklerinden tutarak
-gel benimle dedim ebruya
hiç itiraz etmeden geldi
iyiden iyiye sesin azaldığı pek kalabalık olmayan
bir yere zütürdüm
-öp şimdi beni dedim
öpmedi. başı aşşağıda ayağıyla yeri karıştırıyordu
sustu
-demek ki nerde olursak olalım öpülmeyecek birisi olmuşum senin için dedim
yine sustu
-gideyim mi ebru dedim
sesini çıkarmadı
-şu olayı anlat.ne dersen kabulümdür.git dersen gidecem söz dedim
-bişey yok dedi. mırıldanarak -
219.
+3162Tümünü Göster
• *ben olayı babasına veya ailesine bağlamak ve tepkisini görmek için
-yarın babanın otelinde işe başlıyorum dedim
-babamın otelinde mi dedi. biraz şaşırarak
-evet dedim
-hayırlı olsun dedi
bundan da pek bir tak çıkmadı
-lütfen anlat ebru neden böyle oldu dedim
-bişey yok ki dedi
-tüm bunlardan sonra bişey yok diyorsan demek ki daha bişey görmedin sen dur bakalım neler yapacam sana mı demek istiyorsun dedim
-ne alakası var dedi
-kaç gündür nasıl peşinde koştuğumu anlatacak değilim ebru yorma beni anlat ne olduğunu uzatma dedim
-bişey olmadı kelebek dedi.
-öp ulan o zaman beni dedim
baktı sadece suratıma
-ellerimi tut o zaman dedim
bi kaç saniye geçti
o da yok amk
kafayı yedim yiyecem
-bir cevap için 10.a kadar sayacağım. eger cevap vermezsen başka şeyler sayarak da gideceğim haberin olsun 10*dedim
ben aşşağı doğru saydıkça ne yapacağını bilemez hale geldi
7 dediğimde bana sarıldı
nefes alışlarından bir şey söylemeye yeltendiği fakat söyleyemediğin anlaşılıyordu
ben aşşağı dogru saydıkça daha sıkı sarılmaya başladı
yavaş yavaş 3 e kadar saydım
ellerini yavaşça gevşetti
artık bana sarılmıyor ama dibimde duruyordu
• * -2 dediğimde yarım adım geri çekildi
-1 dediğimde yanağıma eğilip bir öpücük kondurdu
-ebru sıfır dedim bir adım daha geri çekildiğinde yanağından peş peşe süzülen bi kaç damla yaş vardı
gel de işin içinden çık amk
madem ağlıyor bana sarıldı
yanağımdan öptü ki kesin bi taklar dönüyordu
resmen ebru ayrılık otobüsüne binerken beni uğurluyordu
-en azından sebebini anlat da öyle gideyim. yıllarca içimde dert olmasın.bir sevgili neden kaybedilir bileyim. dedim
o beni dinleyip cevap hazırlamak yerine gözleri başka alemlerde göz yaşlarını silmekle meşguldü
tuttum ellerinden
-ebrum ne olursun anlat dedim
yine sarıldı
-ölecek miyim amk bana kanserli gibi davranma anlat şunu dedim. sinirlice
-neden böyle olduğunu bilmiyorum dedi
-devam et dedim
-bilmiyorum dedi
-5 yılın hatrına anlat. giderim bilmek hakkıydı diye vicdan azabı çekersin.
vicdanını rahatlatmak istediğinde bile beni bulamayacağın birisi olurum.ne olursun anlat dedim
-anlatacak bişey yok dedi
-peki dedim. elimi uzattım.
telefonumu çıkardım
içinden sim kartı aldım
ikiye büktüm. yere attım.
zaten ebrunun bana hediye ettiği telefonu eline bırakıp
-sen henüz kendi kendine sevdiğim insan
nerde,ne yapıyor,ne düşünüyor,iyi mi,keyfi yerinde mi,niçin gitti, neden gelmiyor, niye haber vermiyor, beni hala seviyor mu,beni gerçekten sevdi mi gibi
milyonlarca soruyu hiç sormamışsın..ben iki tanesinin cevabını vereyim. seni çok seviyorum. gerçekten çok sevdim.. diğer cevaplar umrunda olursa bulursun..
• *dedim elveda ve kendine iyi bak bile demeden
yanından ayrıldım
hani koşar mı arkamdan dur kelebeğim der mi diye başlarda yavaş yavaş adımlarla gittim ama sonra baktım ki sinirden koşmaya başlamışım
kalbim benim de bilmediğim sorulara cevap arıyor
ben cevap veremedikçe
yan etkileri nefesime
ordan göz yaşlarıma etki ediyor
herşeye değer dediğim ebru için
aklım boşunaymış desede kalbim bir teselli arıyor
siz iki gün bekleyemediniz yüzlerce küfür ettiniz arkamdan neden böyle yapmış anlat diye ama ben 6 sene geçmesine rağmen neden öyle davrandığını hala bilmiyorum
ordan ayrılırken kalbimi burktum
sıcak olduğu için hissedemediğim kalp ağrım
eve gelip yalnızken
sarılıp kalbimi ısıtacak birisinin kalmadığını fark edince daha da ağrımaya başladı
bizim ev
ebrunun defalarca geldiği nerdeyse her köşesine oturduğu
mutfak ebruyla gelen misafirlere bişeyler hazırlamaya çalışırken gülüştüğümüz yer
kanepe ilk benim olduğu kanepe
merdiven ebrunun yürüdüğü
evin girişi ebrunun beni beklediği yer
yürürken planlar kurduğumuz bizim cadde ve alanyanın çoğu caddesi
her köşesinde yürüdüğümüz
kalesi denizi iskelesi alanya
yayla çiçekler kopardığım balıklar yakaladığım sarılıp boynunu öptüğüm
aşkın en temiz oksijenli noktası
nereye gidecektim lan ben
uyusam rüyalarıma girer diye korkuyorum
uyanık kalsam kalp ağrım sesli konuşuyor
bir yandan gibtir et olm
her işte bir hayır vardır. demek ki ebru değilmiş kaderimde yazan diyorum
bir yandan kendimi tutamıyorum gidip döve döve anlattırayım ne olduğunu diye
• *iki ucu taklu değnek değil benim durum
ben tak çukuruna düşmüşüm uzatılacak bir değnek arıyorum
koridorda oturdum yere
üstümde ne varsa çıkardım
yine de geçmedi içimdeki sıcaklık
halıyı elimle toplayıp
suratım dahil tüm vücudumu fayansa dayadım onun sserinliği de yetmedi
banyoya gittim
banyo kapısını sonuna kadar kilitledim
balkona çıkıp atlamaya karar verirsem bana bir kez daha düşünme şansı olsun diye
suyun en soğunu açtım altına girdim
zaten zor nefes alırken iyice kesildi soğuk suyla nefesim
nereye gidecektim ne tak yiyecektim amk
her adreste ayrılık yazacaktı
her gittiğim yerin nüfusu sadece 1 olacaktı benden ibaret
nereye gidersem gideyim başka nüfusa kayıtlı olacaktı ebru
ben banyoda oturup bunları düşünürken
dış kapının açıldığını duydum
lan ebru mu geldi yoksa diye heyecanlansam da onda anahtar yok ki amk kesin biladerdir diye ismini seslendim
-abi sen misin dedi.
-evet dedim.
-ha iyi amk korkuttun beni dedi
ses kesildi içeri gitti
30 dakika geçip benim çıkmadığımı görünce yine geldi
-çıkmayacan mı dedi
-paran var mı dedim
-karı mı attın olm eve bu salonun hali ne gideyim mi dedi(benim kıyafetler yerde kaldığı için)
-ne karısı olm dedim
-ebru yenge öldürür zaten ne yapacaksın parayı preservatif lazımsa var bende dedi. makara yapıyor binin biladeri.
• *he amk preservatif lazım ebru kalbimi gibiyor
-var mı dedim
-ne kadar lazım dedi
-büyük alacak kadar dedim
-var ama lazım para dedi
-tamam yarın ben sana veririm dedim. nerden vereceksem amk
-iki bira alayım işine bak kontur alacam yarın dedi
-sen bi büyük al gel dedim
-yarın vermezsen diye tehdit edip bakkala gitti
ben çıktım banyodan
lavaboda elimi yüzümü yıkadım
içip bayılacam plan bu
yoksa uyunmayacak amk
üstüme şort tişört geçirip biladeri beklerken
soguk su bardak hazırladım
geldi bi baktı
sadece kendime bardak almışım
-sen bu parayı vermezsin amk bana bende içebildiğim kadar içeyim bari dedi
-sen git yat olm dedim
-o zaman vermem dedi
baktım kardeşimin kalbini de kıracam
hem bana saçma sapan sorular sorar biraz kafam dağılır diye
-al gel amk bi bardak dedim
karpuz da kesmiş geldi
bardakları doldurdum
şişeyi elimden bırakmadan
benim kini fondip yapıp yine doldurdum -
220.
+2163Tümünü Göster
-abi su şişesi bu elindeki rakı şişesi dedi.su şişesini göstererek
-karıştırmışım işte dedim
sabaha kadar bana salak salak şeyler anlattı.
yok bi kıza aşık olmuş
o kızı mutlaka ayarlamalıymış
bi tane daha kız varmış
onu da seviyormuş aslında
ama türklerden hayır yokmuş
yakaladığı turistle işini görüp
roberto carlos misali gençliğini avrupalı kızlarla ihtiyarlayınca da türk kızlarına vermeyi düşünüyormuş
ben bi saatten sonra onu dinleyemez olmuşum
sarhoşluktan
sızıp kaldığımı sabah kalkınca öğrendim
biladere hapise gittiğimi söyledim
hala sarhoşken adliyeye gidip
teslim oldum
beni alın içeri diye
biraz beklettiler
sonra başka bir suçlu ile
elime kelepçe takıp sivil arabasına zütürdüler
aslında tek olsam kelepçe takmazlarmışda diğeri arabadan atlar da kaçar diye takmışlar
mahmutlar cezaevine gittim
işlemleri tamamlayıp resmi çektiler elime bir tabela verip
17 gün 16 gece kalacağım ceza evine girmiş oldum
sonra bir koluma yatak bir koluma sandalye
aynı anda içeri zütürdüğüm kıyafetleri
l tipi ceza evinde sürüye sürüye zütürdüm
durduğumuz yerde burası dediler
beni o an geri salsalar çıkışı bulamayacak kadar karışık bir yerdeydim
tecrite yani koğuşu belli olmayan karma suçluların olduğu yere girdim
herkeste bir sakal
herkeste bu kim amk
ne tak yemişte gelmiş bakışı
benim ise gibimde değil ebrudan başkası
• *oturdum köy kahvesine girer gibi
suratım asık
hoş geldin dediler kafa salladım sadece
önce benimle gelene sordular geçmiş olsun bilader diye
o anlattı içinde bulunduğu taktan durumu
sonra bana sordular nedir durum diye
duruşuma ve suratımadaki ifadeye bakılırsa sülalemi doğramış içeri girmiş gibiydim ama
gizem yaratıp pısırık görünmemek için
-içki içmekten dedim
tabi herkes merakda amk içki içmekden insan nasıl içeri girer diye
-kavga mı ettiniz bilader dedi birisi
-hayır dedim
adamlar bi kaç gündür orda ve muhtemelen de daha önce nezarette beklediği için hepsi sakallı
tipler sokakda görsen normal gelir ama içerde olunca pgiboloji farklı oluyor tabi
-ee nasıl oldu dediler. baktım bir sürü soru soracaklar
-askerde içki içerken yakalandım dedim
hepsi güldü biraz makara yaptılar.bi alkolik ekgibti grup tamamlandı diye
sonra bize konuşmak düşmedi pek.
ileri yaşta olanlar ve daha önce içerde yatmış olanlar
ne nasıldır. içerdeki düzen nedir. yemek olayı yatma olayı duş alma gibi durumları anlattılar
biraz sakinleşti ortalık
herkes kendi derdine düştü
• *kimi avukatım gelsin çıkarsın beni artık
kimi işlediği suça muhtemelen kaç sene yer onların hesabını yapıyor
bende odaya gidip yatağı ayarlayıp girdim yatağa
biraz uzandım akşam üstü yemek ardından sayım
sonra yine yattım
bir müddet uyuyamadım ebruyu düşünmekten
baktım tek başınalığımın zütü yemiyor onsuzluğa
salonda oturan ne idiği belirsiz adamların yanına indim tekrar
adam bi kaç gün önce birini doğramış
yanımda oturuyor amk
öteki içmiş otu taku hala kafası dumanlı halimi hatrımı soruyor
o gerginlik beni biraz ebrudan uzaklaştırdı
ebruyu düşünmek yerine zütü kollamanın peşine düştüm
yalnız takılmak pek mantıklı gelmedi bana
bi kaç pgibopatla üç beş geyik yapayımda yanımda bulunsun lazım olursa dedim
biraz makara gırgırdan sonra yat saati geldi ışıklar söndürüldü
2 katlı olan koğuşta üsk kata çıktım 3 kişilik odanın birisinde tek başıma kaldım
işin açığını söylemek gerekirse yüz üstü yatmaya zütüm yemedi
sırt üstü yatıp zütü sağlama aldım
o gece anladım yanlış yaptığımı ne tak yiyecektim amk.
içki de içemeyecektim
birisiyle dertleşmek istesem akıl danışacağım adamlar aklını mantıklı kullanamadığı için içerde olanlar zaten
yalnız kalsam hepten tak bir durum
gözlerimi kapatsamda aklımda
açsamda aklımda
tek soru var
??neden??
• *o amk nedeninin ihtimallerini sabaha kadar düşündüm ama
sabah kalktığımda ne kalbime ne de aklıma tatmin edici bir rapor sunamadım
ertesi gün gerçek koğuşlara dağıtım günü olması sebebi ile
tecritte bulunan iki kişi ile daha aynı koğuşa gönderildik
yine elimizde plastik sandalye yatağın döşşeği eşyalar
koğuşa girdik 3 ümüz
sanki aynı hayata tecavüzden girmiştik içeri
birden panpa olduk amk
birbirimiz koruyalım ayakları yaptık
içeri girdik ki şansa bak
koğuş ağası seçilecek
koğuş ikiye bölünmüş
seçim var amk bizde 3 oylu bir grubuz
vay hoşgeldiniz çay içermisiniz nasılsınız hemen ilgi alaka iki tarafdanda
çayı içtik
kendimizi anlattık
sonra gözüm gazeteye takıldı amk
alanyanın yerel gazetelerinin birinde
ön bilgi haberinde ki başlık
5 senelik firari alanya canavarı yakalandı diyor
resme bakıyorum
amk acayip tanıdık geliyor
ulan bu kim acaba dilimin ucunda diye düşünürken gazeteyi alıp yönlendirilen sayfayı açtım
ben gazeteye bakarken kanımı serinleten sesi duydum
-olm bu adam bana ne kadar benziyor
benimle gelen panpa dediğim adamdan alanya canavarı diye bahsediyorlar
adamın mekana saldırmışlar
o da kendini korumak için bi kaç tanesini haşat etmiş
mahkeme sürmüş de sürmüş
avukata emanet etmişler olayı takip etsin diye
o da pek giblememiş
birden yakalama emri ve paraya çevrilemeyen 18 ay hapis cezası
gazete takunu çıkarmış anlayacagınız
başlık yok! burası bom boş!