-
176.
+1126Tümünü Göster
• *evet benim de ihtiyacım vardı yürümeye
hadi takmazsa giderse ne tak yicen amk kelebeği
gibe gibe peşinde koşacan yine amk artisi
yüzükleri ben aldım elime
kadıköyde yürümeye başladık kalabalık insanlar ayırdı yürümemizi ama tekrar tekrar yine kavuştuk
çok istedim elinden tutmayı
yarimi öyle bir yere ittim ki tutmasam ellerinde düşecekti
o kadar yürüdük ki sonunda insan sayısında azalmanın oldugu bir yere geldik
ben durdum o biraz yürümeye devam etti
sonra benim gelmediğimi fark edip o da durdu
geri dönmedi
ben yaklaştım
bir elini tutup yüzükleri içine bıraktım
sonra deniz tarafına dönüp o tarafa yürüdüm
ben denize bakarken ensemde saclarını hissettim
kafasını biraz eğerek koyduğu için boyu ancak o kadar yetiyordu
sonra korkakça ellerini yavaşça böbrek hizamdan göbeğime ordan da kalbime doğru yaklaştırdı
aşşağı hiç bakmak istemiyordum
ama güneş yüzüğün tektaşına vururken
kalbimde gözlerime mutluluk gözyaşları komutunu verdi
hiç sabırsızlanmadım dönüp ona doya doya sarılmak için
o gözyaşları içimdeki sıkıntıyı giderdi ohh bee dedirtti
beni yavaşça kendine döndürdü
bakamadım ona
alnı yanağıma değinceye kadar kendime çektim onu
-çok sevdim seni ne yapayım kelebeğim dedi
başparmaklarımı kulak altında diğer parmaklarımı da boynundan ensesine uzanır halde gözlerime bakmasını sağladım
nemliydi gözleri ama gülüyordu
-hiç bir zaman di'li geçmiş zamanda kalmasın sevgin dedim
sonra ellerini havaya kaldırdı
utangaç gülümsemesi ile
-koltuk altın yırtılmış dedim
dalga geçtiğimi anlayınca
-peki sen bilirsin dedi başını yana çevirerek
ellerimle kendime çevirip
bir kez öpmek inanın hiç zor olmadı
• *unutmaya başladığım dudakları hatırlayıp biraz doyum elde edince
-zaten bugünde öpüşemesem gay olmaya karar vermiştim. dedim
-zor olmazdı senin için o kadar askerin arasında dedi
al dıbına çakim kelebek aldın mı cevabı
öp işte çemçük zütün kaşınıyor illaki
öpüşmeyi ön planda tutmadık
bi kaç hasret ve özlem öpüşmesinden ziyade daha çok sıkıca sarılmalar oldu
ikimizde yine ayrılığın olacagını biliyorduk
ama bu defa en azından kalblerimiz bir olacaktı
yemek yemeye gittik bir yere
sık sık yüzüğü öptü parmağındaki
onunla sadece karşıya kadar gidebildim vapurla çünkü havalimanına gitmesi gerekiyordu
ve benimde geri dönmem gerekiyordu kışlaya
vapurda yan yana sarılarak geçirdiğimiz yolculuk diğer dönüş vapuru hareket edinceye kadar yüz yüze oldu küçük öpücüklerle
kalkan vapurum denizden karadan ayrılırken
bize gelen geçenler ne oldu lan bunlara neden ağlıyorlar diyecek kadar dikkat çekiciydi
aşk bitti sıra ekşın reyize geldi
bir an önce gitmem lazımdı geç kalmam halinde kim bilir kaç çarşımı daha kapatacaktı
vapurla kadıköy ordan küçükyalı derken
düştük ekşın reyizin kucagına
üstümü değiştiremedim biraz geç kaldığım için
benden başka geç gelenlerde vardı
ekşın akşam iştimasına geldi
yoklamaları kontrol etti
üstünü değiştirmeyenler burda kalsın digerleri yemekhane geçsin dedi
ben ve yaklaşık 20 kadar kişiye
sadece 10 dakika verdi kamuflaş ve botları giymek için
koştuk geri gelebilen geldi
gelemeyenleri tespit etti
biraz bekledikten sonra gelenler ve gelemeyenler diye ikiye ayırdı
herkesi yere yatırdı
-dıbına çakim arkadaşlarım sizin galiba gözleriniz bozulmuş çünkü kolunuzdaki saati görüp zamanında gelemiyorsunuz
mıntıka yapılacak ama gözünüz bozuk oldugu için ayakta yapamazsınız sürünerek yerdeki pislikleri yakından görerek iyice temizleyin dedi
herkes ruh haline göre tepki verdi içinden ama ben gülümseyerek yaptım
-dıbına çakim arkadaşın sen iyice sürün kirli kirli asker gibme fantazimi senin üzerinde deneyeceğim dedi. bana
• *
**gerekli cezalar çekildikten sonra ekşın tarafından yemekhaneye zütürüldük
yemekhaneci asker yemeği bol bol dagıttığı için bize kalmamış
bunu farkeden eşkın panik atakla yemekçi askerlere verdi veriştirdi
ama sonra hatanın kendisinde olduğunun farkına varıp onların üzerinde ki ellerini çekti
süründürdüğü herkesi yine komutası altına alıp askeri fastfood a zütürdü
ve herkese tost ısmarladı
hamburger yemek isteyenlere sağlığa zararlı dıbına çakim tost yeyin dedi
yemek istemeyenlere tehdit yoluyla yedirdi aç kalmanıza izin veremem diye
o gün onun nöbeti olduğu için bende o nereye ben oraya arkasında dolandım durdum
yat iştimasını aldıktan sonra subay ast subay gazinosunda tv izleyerek dinlenmeye aldı kendini
bende mecburen tahaf ettim sürekli bir ihtiyacı var mı diye
derken beklediğim soruyu sordu
-anlat dıbına çakim arkadaşım ne yaptın dedi
-süründüm komutanım dedim imalı bir şekilde
-gel dıbına çakim arkadaşım beyninde temassızlık var senin anlaşılan dedi
yanına yaklaştım alnıma patlattı iç tokatı
-komutanım sabahın ilk ışıklarında umutsuz bir güne uyandım beni bekleyenime kavuşamayacağım için. lakin ilerleyen zaman içerisinde gerekli
merciilerden gerekli izinleri aldıktan sonra kendimi nizamiye dışında otobüse koşarken buldum. aslında sadece otobüse koşmuyor sevdiğime de koşuyordum
hoş ne olacağını beni neyin beklediğini bilmiyorum.bir türlü gelmeyen doğru otobüse tekerinden başlayıp şoförüne kadar uygunsuz saygılarımı belirttim.
vesselam otobüs geldiği zaman içine binmeye bile cesaretim yoktu korkuyordum komutanım
-dıbına çakim senin beynine reset atmak lazım nasıl konuşuyon öyle doğru düzgün gittik oldu olmadı desene dedi
-kitap okumayı sevdiğiniz için böyle konuşuyorum komutanım dedim
-bu bir emirdir anlat dıbına çakim dedi
-beklenen yere vardığımda vücudumda ana üssü kalbim olan değişik belirtiler meydana gelmeye başladı
ama benim en çok ihtiyacım olan organım ayaklarımdı.hem onun yanına kadar yürüyebilmek hemde karşılaşacağım olumsuz bir durum karşısında
ayakta durabilmek için.bir adım attım onu gördükten sonra
günlerce beklediğim bu görüşmede haketmiş olayım yahut olmayayım tek ihtiyacım bir sıcak gülümseme idi
lakin gülmedi komutanım
birbirlerine mecburen selam veren asker komutan selamlaşması oldu sadece
bu bir kötüye işaretti
oturup konuşulma esnasında masanın üzerine çıkarılıp konulan iki adet yüzük işaretleri iyice belirgenleştirince
askeriyedeki mantık dışı cezaların aslında yaşanılan hayat için bir ipucu olduğunun farkına vardım
ağaç a neden selam verilir? mantık 0
bir ömür rayında ilerlerken neden birine aşk selamı verilir yıllarca hemde esas duruşun en alasında
---içtim mi dıbına çakim sen dogru dürüst anlat şunu dedi ekşın
-o yüzüklerin masada olmasının sebebi benim tekrar takmamı istemesiymiş komutanım dedim
-taktın mı dedi
-kendisi taktı komutanım dedim
-tamam gerisini anlatma belliki bundan sonra askere illegal işler yapmışsınız dıbına çakim dedi-gitti mi dedi
-gitti komutanım dedim
-tamam dıbına çakim o bir daha gelinceye kadar çarşı iznini kapatıyorum senin dedi
-ama diyebildim sadece
-dıbına çakim sen gider başka bir kızın daha evine girersin. yeter dedi
-emredersiniz komutanım dedim
-sen bu askerlere de böyle mi anlatıyorsun abazan hikayelerini dedi
kem küm ettim
-dıbına çakim askerlerin suçu yok ki dedi
-başka bir emriniz var mı dedim.hem kaçmak hemde muhtemelen sinirlenme ve beni cezalandırmasından kaçmak için
-nasıl olsa bu gece yatamazsın sen gece devriyesine benimle gelirsin dedi
-emredersiniz dedim
aşşağı indim ebruyu aradım
onun da alanyaya dönmüş olması lazımdı
insan hayatın eksilerini bir kere düşünmeye başlayınca önce bir dal sigara sonra düşünme devam ederse çakmağa gerek kalmadan
yakılan diğer sigara hayatında eksi sayısı çoksa markete gitme
koy gitsin bu hayatın zütüne diyebilecek kadar vahimse durum taşıyabildiğin ve cebin el verdiği kadar aldığın alkol
ve sonrasıdır yalnızlık
askeriye gibi bir yerde içme imkanların kısıtlıysa bir dost selamı en alkollü içkidir
benim tek dostum ebruydu
bir gülümsemesi aşkım demesi özledim demesi yılların beni süründürmüşlüğünü dizlerimi çürütmüşlüğünü unutturmak için yeterliydi
öyle de oldu
mutluydum çünkü artık duyduğum kelimeler arasında aşkım ı da seçebiliyordum
işin doğrusunu söylemek gerekirse özlemle birlikte sadece onlara konsantre oluyordum
bana aşkım diyordu aşkım -
177.
+2127Tümünü Göster
**konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı
ben de net bir şey söylemedim.
telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken
ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek
aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü
-gel dıbına çakim nerdesin dedi
-emredin komutanım dedim
-bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi
gittim ikisinide buldum geldim
bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun
askerler içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim
hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı
olay şu
bu iki salak aynı tertip. hemde benim tertip
birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar. sürekli beraber takılıyorlar.
birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar
bir tanesinin annesi dul
huur çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor.
resmen düpedüz yatma teklif ediyor.sen dulsun kaşınıyordur falan diye.
annesi sapıktır diye kaile almıyor
ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor
dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor
ve bu durumu oğluna anlatıyor. çocuk deliriyor
ama huur çocugu nöbette oldugu için
o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp
hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor
asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor
bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten
telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor
astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için
rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor
astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor
ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu
birbirlerini gece öldürmesinler diye
ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü
arkalarından da evrakları gönderildi
artık ne tak yediler bilmiyorum
**herkesin yazılmış bir hikayesi vardır
herkesin kitabının adı da aynıdır kader
ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir
siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız
bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim
bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme
hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu
tek bir kişi üzerine kurulan hayaller
ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır
yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki
gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır
büyük annemi kaybettiğim o günlerde
ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim
kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve
hepsinde de yanıldı
oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim
ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi
acı bir tecrübe ile verdi hayat
ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı
bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen
bir kişiye değişilmişti
kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim
yaşlanmış bedenine mi üzülsün
geri gelmeyecek yıllarına mı
vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı?
nur içinde yat..
yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum
verilen cevap çok manidar beyler
1 mayıs 2005
yani doğum günüm
aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı
bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak
ama hiç izin kullanmazsam
kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak
kullanmazsam ebrusuz ne yapacam
kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına
ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya
ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken
diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni gibiyordu
bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor
bazen bana soruyor
bana garip cezalar verip eğleniyordu
yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi
-al dıbına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan gibme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi
-emredersiniz dedim elime aldım telefonu
-vay dıbına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı
günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı
3 üncü hafta yalvarmak ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde
-karaköyde nöbet tutacam oraya gidersen dıbına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi
• *izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi.
kiminle geleceğini sordum
annem babam ve kardeşim dedi
o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk
cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında
ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü
her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki
benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu
-dıbına çakim senin defterin nerde dedi
-uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim
gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve
-dıbına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi
-hayır komutanım var sağolun dedim
işi gücü bıraktı
-ne oldu dıbına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi
-haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim
-olmaz dıbına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi
-ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim
-herhangi bir vukuatta yardımcı oyuncu rolü bile oynarsan sonucunu biliyorsun dıbına çakim dikkat et dedi
-emredersiniz komutanım dedim
-tamam bu hafta da çık çarşıya dedi
-ben aslında hafta çift çıkabilir miyim diye lafı ağzımda dolaştırdım
-vay dıbına çakim kucağımda bir ağırlık hissetim(kucağıma düştün kelebek)
-siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
-sen çavuşsun dıbına çakim bölükte hiç vukuat olmazsa çıkartırım çift çarşıya dedi
-emredersiniz dedim
odadan çıktım -
178.
+3128Tümünü Göster
• *hafta sonu kendime nöbetçi çavuş kolluğu paraflattım
nöbetçi çavuşluk zor iştir
çoğu çavuş sıkar askerleri
kendine laf gelmesin diye
içtimalarda gereksiz yere sağa dön sola dön dirsek temas aralığı
bilmem kaç adım açıl
şınav vaziyeti al
gibi bir sürü emir verirler ki askerin zütü başı oynamasın
benim kolluğumda millet alışık olmadığı için
zaten emir vermeme gerek kalmadan düzgünce geçtiler sıraya
bilmiyorlardı çünkü nasıl davranacağımı
bir de korktukları şey vardı
sinirlerimin bozulması durumunda ekşına yapacağım şikayet
hafta sonu olduğu için onlar adına nöbetçi komutandan izin alıp futbol oynattım
normalde karşı çıkar komutanlar askerin bacagına bişey olurda uğraşırım diye
ama beni seven bir komutana denk geldi ve aldım izni
hafta sonları en düşük tertiplere koğuş yemekhane ve er gazinosu yıkatma günüydü
onlarla beraber bende yıkadım benim yardım ettiğimi gören bir kaç tertip de makarasına yardım etti
bazıları ise hiç yaklaşmadı bile
kısacası çavuş olarak onlara hiç bir zorluk çıkartmadım
onları yormayacak basit yollarla günlerini tamamlamasını sağladım
bu bir asker için çok önemliydi
çünkü bir günü geride kaldığında en azından küfür edecek bir nöbetçi çavuşları olmamıştı o kadar küfür edecek sebebleri varken
gece yat iştimasından sonra komutana yoklamayı verdikten sonra
-beyler ekşının ailevi sorunları varmış.bu hafta sıkıntılı bir hafta geçirecek bence vukuattan uzak durun yoksa hıncını sizden alır haberiniz olsun dedim
böylece ekşının kudretinden yararlanmış olacaktım
ben hergün ortalarda ve vukuat işlemeye müsait yerlerde geziyor bizim bölükteki askerlerin vukuat işleme ihtimali olan yerlere gidiyordum
beni görünce yapamazlardı çünkü
ekşına şikayet edeceğimden korkarlardı ve haftalardır çarşıya çıkmadığımı da biliyorlardı
hergün ebru ile konuşmaya devam ettim
ekşın zütünden baskınlar düzenledi aklı sıra vukuat bulmak için
iç bahçeye indi çogu zaman başka bölükten askerlerin bazı yavşak hareketlerini gördü ama
aklı bizim bölükteki vukuatta olduğu için karışmadı diğerlerine
herşey normal giderken
• *bizim bölükteki bir asker hastalandı öyle ahım şahım bi hastalık değil zütü başı ağrıyormuş
o gece de 1 3 nöbeti varmış
yerine asker lazım
nöbetçi çavuş kendi tertiplerinden kimseye diyemiyor
zaten süt devrelerine hiç diyemiyor
alt devreler yeni geldiği için kule nöbeti tutamıyorlar
diğer askerlerde niye ben amk niye ben diye isyan ediyor
muhtemel bir kriz kapıda
kim başkasının 1 3 nöbetini tutmak ister amk onlar da haklı
gittim nöbetçi astsubaya komutanım ben tutabilir miyim dedim
olmaz sen çavuşsun dedi
biraz zorladım başka asker mi yok dedi
komutanım ben gönüllüyüm dedim
gönüllü nöbet mi olur şimdi hiç tutturmam sana gider kendini vurursan başım büyük belaya girer dedi
adam kıllandı tabi
sonra gittim bizim nöbet manyağı bir asker vardı onu kaldırdım
bu nöbete gidersen sana 5 gün çarşı yazdırmayacağım dedim
söz mü lan dedi
söz amk dedim
tamam dedi gitti nöbete
ertesi gün nöbete gitmek istemeyen herkesi yazıcıya söyledim en taktan nöbetleri ona yazdırdım ve söz verdiğim gibi o askere de hiç nöbet yazdırmadım 5 gün
hafta sonuna kadar ekşının odasını normalde iki güne bir paspaslamama rağmen hergün paspasladım
genelde kapısında durdum çağırınca hemen gireyim diye
resmen karısı oldum amk
onunla koşulara gittim ebem gibildi 9 km koşmaktan
her sabah ki içtimada vukuat yoktur komutanım diye ekşına tekmil verildiğinde ekşın hep bana baktı gülümseyerek
sonunda cuma günü oldu
çarşı defterlerini zütürdüm
herkesinkini imzaladı benimkini bir kenara ayırdı
kendi elleriyle çift çarşıyı yazdı ikisini de imzaladı
çarşı defterinin en sonuna kendi cep telefonu numarasını yazdı
-dıbına çakim arkadaşım bu cumartesi ben nöbetçiyim
cumartesi günü geç gelebilirsin ama döverim haberin olsun dedi.
-emredersiniz dedim gittim
---burdaki vukuatlarla uğraşmak benim bu devletten maaş aldığım için görevim.ama sen sivilde yaptığın vukuatlarınla seni sevenlerini uğraştırma dedi
mesaj açık ve netti
ebruyu üzme
-emredersiniz komutanım dedim
subay nöbet listesine baktım onun ismi yazmıyordu bir tane üstteğmende gözüküyordu nöbet.
ne oluyor amk diye gittim o subayın yanına ve komutanım cumartesi nöbetçi siz misiniz dedim
-yok ---yüzbaşı değiştirmek istedi dedi
---yüzbaşı dediği adam ekşın amk
ekşına bak bana kıyak yapmış
cumartesi sabahı oldu çarşıya çıktım
telefon sonrası otobüs ordan ebru ve ailesinin yanına gittim
kollarımın tek ve en uzun sarmalamak istediği kişi ebru olduğu için
onu en sona bıraktım
güldüler beni görünce sevindiler yani
sıcak bir karşılama yaptılar
ebrunun annesinin suratında acıyarak bakış vardı bana karşı
artık asker olduğum için mi üzülüyordu
yoksa kızının bensizken üzülmelerini görüp ona mı üzülüyordu bilemem
ebru ile bana göre kısa ama izleyenler için uzun oldugunu sandığım bir sarılmadan sonra
onun dayanamayıp beni yanağımdan öpmesi ile
onu tekrar bir an önce öpmem gerektiğini farkettim
onlarda istanbul konusunda pek tecrubeli olmadıkları için
ne yapacağımızı bilmiyorduk ama sanki el birliği ile beni mutlu etmek için uğraşıyorlardı
nereye gidelim?
karnın aç mı?
askerde canının çektiği bişey oluyor mu?
bi eksiğin var mı?
annene babana bişey göndermek ister misin?
bunlar bana yöneltilen sorulardan sadece bir kaçı idi
karşıya geçelim dedim
çünkü anadolu tarafında pek fazla gezilecek bir yer yoktu
• *karşıda eminönü sultanahmet derken ebruyu tek öpebildiğim yer eminönündeki bir alt yaya geçidinin
kalabalığından yararlanarak hissettiğim bir kaç saniyelik öpüşme oldu
zaman öyle hızlı geçti ki saat 4 olmuştu ve ben hala karşıdaydım
ordan kışlaya gitmek en az bir buçuk saat
ekşını aradım
telefonda tekmil verdim.y.s.kelebek antalya diye
-sesimi başka duyan var mı dedi
-yok komutanım dedim
-söyle dıbına çakim arkadaşım ne istiyorsun dedi
-ne kadar geç kalabilirim komutanım dedim
-dıbına çakim senin yüzünden en sevdiğim müziği yarıda kesmek zorunda kaldım.ne kadar dayak yemek istersen o kadar geç gel dedi
-sınır var mı komutanım dedim
-12 yi geçmesin dedi
-emredersiniz dedim
durumu ebrulara anlattım
onlarda yol yorgunuydu
kaldıkları otele gittik
beni otele almak istemediler kayıtlı olmadığım için
tamam gidelim dışarda bir yerde otururuz dediysemde
babası inat etti bende otelciyim falan diye en sonunda nasıl yaptı bilmiyorum kabul ettirdi
hep beraber odaya çıktık
iki oda tutulmuştu biri anne baba diğerleri de cocuklar olan için
askerlikten konuşulduktan sonra anne ve babası gitti
biz üçümüz kaldık
kardeşine bizi biraz yalnız bırakırmısın dedi ebru
o yatak odasına geçti yattı
biz salonda kaldık
salonda kaldıktan sonra tek vermem gereken detay
ebruyu gülme krizine sokan askeri yeşil donum oldu
bir türlü geçmedi krizi
yasak amk ne yapayım -
179.
+1129Tümünü Göster
• *saat ona kadar özlenmişleri giderdikten sonra
bir kaç damla yaşıyla bıraktım ebruyu
11.40 civarında nizamiyeye geldim
gerekli sorgudan sonra tabur arandı
ekşın haberim var dedi ve bölüğe gittim
odasına girip tekmil verdim
saat 12 ye 7 vardı
bacaklarını masanın üzerine atmış
klagib müzik dinliyor
geldiğimden hiç haberi yokmuş gibi davrandı
ta ki 12 yi bir geçene kadar
bana baktı
-dıbına çakim geldin demek ben sana 12 yi geçirme demedim mi dedi. çok yumuşak bir ses tonuyla
daha önce geldim desem o da biliyor geldiğimi ama adam garip adam amk kaçarı yok gibicek beni
suçumu kabul etmişcesine durdum karşısında
-dur dıbına çakim klagib müzik eşliğinde gibersem tempomu yavaşlatır oynak bişey çalayım dedi
bekledim ne tak yiyecek acaba diyerek
bi tane hareketli parça açtı
masasından kalktı
ben muhtemel vurma ihtimali olan yerlerimi sıkmaya başladım esas duruştayken
-vukuat var mı dedim
-yok kumutanım dedim
-tamam git yat dedi
-emredersiniz dedim
tam kapıdan çıkıyordum
-bu kadar basit olmasın dıbına çakim dedi
komutan konuşunca esas duruşa geçmek askeri farzdır
geriye dön komutu verdi
sırtım ona dönük kaldı
içimden gerçekten gibecek mi lan diye bile geçti
ben beklerken tekrar geriye dön komutu verdi
-yok dıbına çakim bugün gibimin kalkmayacağı tuttu. gidebilirsin dedi
-emredersiniz dedim gittim yattım
sabah içtimasında görev devri yaptıktan sonra o evine gitti ben yine çarşıya çıktım
o gün geç kalma lüksüm yoktu
• * ebrularla buluştum
beraber kahvaltı yaptık kadıköyde
daha sonra onlarla saat 3 30 da buluşmak üzere ayrıldık ebru ve ben
saat 3 e kadar ebru ile yüzüğü tekrar taktığı yerde oturduk
öğlen yemeği hiç aklımıza bile gelmedi
izin kullanmam konusunda ısrar etti
bakarız diyebildim sadece
genelde onun başı omzumda bazen dizimde
bazen elleri ellerimde
bazen ellerim saçlarında
kulağının kıvrımlarına
kaşlarının çizilişine
dişleri gülümsemesine yakışan
kirpiklerinin güzelliği gözlerini kaçırınca anlaşılan
gözlerime bakınca dünyaları unutturan
sözlerine bakınca aşkı tattıran
hasreti hayata isyan
varlığı yaşama hayran bırakan
ebrumla saat 3 olunca birazdan gerçek anlamda yapacağımız vedanın ön provasını öpüşmelerle takviye yaparak yaptık
• *diğer aile fertleri ile buluştuktan sonra
ayak üstü biraz konuşup iyi dileklerimizi karşılıklı sunduktan sonra bir miktar parayı cebime sıkıştırdılar
almak istemesemde yapacak birşey yoktu
ebru ağlıyordu ama gözyaşı kuru kuru akıyordu
onu fazla üzmemek için hemen gittim
kışlaya döndüm
o gece uyuyamadığımı az çok hepiniz zaten tahmin ediyorsunuzdur
esas ekşın ertesi gün yaşandı
pazartesi sporu için ekşın tüm bölüğü 9 km lik koşuya çağırdı
gelip tamamlayabilenlere herzamanki gibi çift çarşı vereceği vaadinde bulundu
nöbeti olanlar hariç herkesi spora zütürdü
bir kaç km koşup milletin pestili çıkmaya başlayınca
bölüğe yerinde say komutu verdi
-evet dıbına çakim arkadaşlar şimdi çarşı izninden geç gelenlere ön uyarıyı uygulamalı olarak göstereceğim dedi
evet beyler ekşının gibi kalkmıştı bu defa
-dıbına çakim şimdi bana bir asker lazım gösterebilmek için,hmm kim var çarşıdan geç dönmüşlerden seçelim benim aklıma kelebek geldi uzman çavuşum ne dersiniz dedi
-kelebek gel dıbına çakim arkadaşım dedi
beyler mevsim yaz. hava bunaltıcı
üstümde askeri şort var yani dizlerim çıplak
üzerinde bulunduğumuz arazi yer yer taşla kaplı toprak arazi.
yere adım atınca kalkan tozu hesab edin
-yat dıbına çakim dedi
bi kaç km koşmuşum zütüm dahil her yerim terli
yatar yatmaz çamur adam a döndüm
-sürün dıbına çakim dedi
herşeye rağmen bana yaptığı o kıyak izinden dolayı hiç küfretmedim
suratımı bile ekşitmedim
her verdiği komuttan sonra emredersiniz dedim
başım hep karşıya bakar haldeydi ve hiç isyan eder gözükmedim
askeri parmak hesabı mesafe tahminime göre 700 metre yerde kaldım bu süre zarfında onlar fazladan bir tur attı çevrede
ayağa kalktığımda üzerime yapışmış tozdan dizlerimin kanadığını sadece hissedebiliyordum
bir süre sonra bölükle koşmaya devam ettiğimde de dizlerimde ılık ılık akan kanları hissettim ama eğilip hiç bakmadım
ekşın koşamayanları uzman çavuşla kestirmeden gönderdi ama ben ve bi kaç kişi ekşını takip etmeye devam ettik
onun ne amaçla yaptığını biliyordum
diğer askerlerin bana verdiği izinden haberi olmasını istemiyordu haklıydıda
olan bi kaç gün boyunca bükmekte bile zorlandığım dizlerim ve dirseklerime oldu ama
ebru ile geçirilen o gece için herşeye değerdi.
• *bölüğe döndüğümüzde bazı askerler tarafından dalga konusu oldum
-sürüngen haberci diye
bazıları benim adıma ekşına küfretti
ama ben küfür etmelerini bile istemedim
duşu alıp kamuflajı giydikten sonra
tekrar görev yerime döndüm
ekşının beni gördüğü zaman ekstradan topallamayı bırakın topallamadım bile
çünkü birincisi o tip askeri sevmezdi
ikincisi beni ezen insanlara ezilmiş gözükerek onlara daha fazla zevk vermem
hiçbirşey yokmuş gibi karısı olmaya devam ettim
ikimiz de erkeğiz ama rütbelerinden dolayı gibici olan o
içeri çağırdı beni
-emredin komutanım dedim
-iki çay getir dedi
odada ondan başka kimse yoktu acaba niye iki çay söyledi yanlış mı anladım diye emir tekrarı yaptım yine
-emredersiniz komutanım iki çay getirip geleceğim dedim
baktım bişey demiyor doğru anlamışım iki çay olduğunu
gittim iki çay getirdim masasına bıraktım
-başka bir emriniz var mı dedim
-var dıbına çakim bekle orda dedi
-emredersiniz dedim
-çayı içiyormuş gibi yap ama içme dedi-
emredersiniz dedim ne çay içmeden nasıl içiyormuş gibi yapılır ağzımı mı höpürdeteyim komutanın karşısında
-ziyaat olsun komutanım dedim
-ne çabuk içtin dıbına çakim dedi
-biraz soğumuş komutanım dedim
-vay dıbına çakim benimkide soğumuştur git bana yenisi getir dedi
ekşınla makara yaparsan böyle olur
-emredersiniz dedim gittim bir çay daha getirdim
-aç dizlerini dedi
---emredin komutanım dedim anlamamış gibi
-dizlerini aç ağda yapmışmısın ona bakıcam dıbına çakim dedi
-yok komutanım yapmadım dedim
-aç dıbına çakim gözlerim de inansın dedi
açtım dizi bi baktı manzarayı görünce üzüldü biraz ama belli eder mi sizce
-vay dıbına çakim bekle burda dedi yazıcının birine seslendi
yazıcı geldi
-git dıbına çakim bana revirciyi getir bu arkadaşım düşmüş galiba dedi
-gerek yok komutanım dedim
-feci düşmüşsün dıbına çakim dedi
-askerim komutanım emirle düşer emirle kalkarım sorun değil dedim
-vay dıbına çakim gidebilirsin dedi
-başka bir emriniz var mı dedim
-yok dedi
ebruyu aramaya gittim yine
nasılsın geyiği esnasında çok kötü oldugunu beni çok özlediğini
bu duruma dayanamadığını hep yanımda olmak istediğini
hiç bişeyden zevk almadığını gece gündüz benü düşündüğünü
telefonu ne zaman çalarda benimle konuşur onu beklediğini
tekrar istanbula gelmek istediğini
geriye kalan günlerde buna nasıl dayanacagını
ağlayarak ve isyan ederek söyledi
her ne kadar geçecek diye teselli etmeye çalışsam da ne ağlamasını durdurabildim
ne de isyanını
baktım olacak gibi değil çözümü kaçmakta buldum 30 dakikalık teselliden sonra
gittim iç bahçede plastik bardakta çay ile sigara içtikten sonra dayanamadım ve tekrar aradım
-bişey mi oldu diye açtı telefonu
-hayır sesini özledim dedim
-daha yeni konuştukya deli dedi
-sen daha yeni görüşmemize rağmen beni özlüyorsun ama dedim
---kelebek şu izne gel artık ben dayanamıyorum dedi
-ebru daha yeni görüştük biraz zaman geçsin o zaman kullanayım izni dedim
vay efendim ben özlememişim vay ben onu artık sevmiyor muymuşum
hadi bunları gibtir et en sinir bozucu lafı da
-tabi sen istediğini aldın kendini tatmin ettin(ciks)oldu
-sen ne istiyorsun peki dedim
-hep yanında olmak istiyorum dedi
-ben istemiyorum öyle mi dedim?
-öyle demek istemedim dedi
-seninle her yattıktan sonra kaçtım mı senden dedim
-tamam özür dilerim öyle demek istemedim dedi
-ben burda keyfimden askerlik yapıyorum senden uzak kalabilmek için askerlik yapıyorum öyle mi dedim
-kelebek lütfen dedi
-tek sen seviyorsun ben bilmiyorum özlemek ne demek aşk ne demek sevdiğinsizlik ne demek.ben burda nelerle uğraşıyorum
senin bana destek olacağın yerde hala sevgimin şüphesinde paranoyalarda yaşıyorsun
-hayır inanıyorum sevdiğine dedi
-o zaman firar sebebim olma ben senin okulunu bekledim ve hala bekliyorum bende kalmaya devam edemeyeceksende haberim olsun dedim
tamam kızma dedi ama kızmamak elde mi amk
beni gibtin simdi gibinde değilim diyor resmen
olay sadece gibişten ibaret olsaydı
turizmdeyken gibimi sokmadığım ülke kalmazdı
baktım daha da çok sinirleneceğim ve sinirlenirken onu da üzeceğim
-tamam geliyorum izne ne zaman istediğini söyle komutanla konuşayım dedim.
-bilmiyorum ki dedi
-tamam düşün bana haber ver o zaman dedim
-tamam kapatıyor musun dedi
-hayır dedim
-kapatacakmış gibi konuştunda dedi
-hayır konuşalım dedim -
180.
+2130Tümünü Göster
• * -seni çok seviyorum dedi
-ister inan ister inanma bende dedim
-biliyorum dedi
konuşma böyle devam etti
iki tarafda alınmış ve nazlı olarak
sonra da formaliteden yumuşamış izlenimi verdik konuşmaya
ve kapattık telefonu
onu tekrar kısa zamanda aramam lazımdı ve o seferki konuşmada
son görüşmemizden bahsetmeden herşey normalmiş gibi davranmam lazımdı ki
hem benim bu konuya fazla takıldığımı düşünüp üzülmesin hemde eski tadına varalım aşkın
tek dostum ekşın desem yalan olmaz binler
bazen herifin yanına elimi kolumu sallayarak girip
bende onun gibi konuşup dıbına çakim ekşın çok dertliyim ne olacak bu halimiz diye dertleşesim geliyordu
kapısına gittim
içeri girip geldiğimi ve bir emri olup olmadığını sordum
parmağıyla yok dedi çıktım yazıhane de otururken
bir süre sonra -
-kelebek gel dıbına çakim diye bağırdı
-emredin komutanım dedim
-dıbına çakim bizim şarkımız çalıyor neden gelmiyon dedi
bu ekşın olmasa askerlik herhalde bitmezdi
• *içeri girdim çalan müzik klagib müzik amk.
iyi tamam bizim şarkımız da kimin söylediğini gibtir et hangi enstrumanlar kullanıyorlar onu bile seçemiyorum
o kendini kaptırmış müzikle gerilip müzikle gevşiyor
ben sevmediğim bi müziği seviyormuş numarası yapıyorum
bir ara kafamı müzik ritmi eşliğinde salladım
-dıbına çakim asker gibi dur karşımda dedi
ki en sevdiği şey de esas duruş zaten
esas duruşta müziğimizi dinledikten sonra
bana bakıp gülüyordu
belli ki amacı benimle dalga geçip askerlik stresinden uzaklaşmak
-begendin mi dedi
-gerçekten mükemmel hepsini takdir ettim dedim
-dıbına çakim sanattan da anlıyon en çok neyi sevdin dedi
-özellikle o sazın tellerine dokunuşu çok hoşuma gitti komutanım dedim
makara mı yapıyom ciddi miyim diye bana gözleri kısarak baktı
makara yaptığımı anlasa gibecek
-ne sazı dıbına çakim dedi bütün enstrumanları tek tek saydı bana
-önemli olan sazmış gibi dinleyebilmektir komutanım. dedim
-kelebek açık çarşın kaldıysa hepsini kapatıyorum dıbına çakim dedi
-üzüntülerin ismini öğrenirseniz mutlu olamazsınız.her derdi mutluluk ve yinede şükürler tadında yaşarsanız daha çok zevk alırsınız komutanım dedim
-dıbına çakim kelebek gibtir git dedi
-emredersiniz bir emriniz var mı komutanım dedim
-var ama sana verip ziyan etmek istemiyorum dıbına çakim dedi
-emredersiniz dedim
• *biraz daha odasının önünde ve civarında bekledikten ona bildirmem gerekenleri imzalatmam gerekenleri imzalatıp onu gönderdikten sonra
tekrar telefona kostum
daha önceki kalp kırıntılarımızı üç kere alnıma zütürüp
kimsenin ulaşamayağı bir yere bıraktıktan sonra
ebruyu aradım
-nasılsın aşkım diye giriş yaptım
aynı şekilde o da bana karşılık verdi
biraz aşkımlı canımlı konuştuktan sonra o da özlemini içine gömmüş isyan ediyor şekilde belirtmedi
-ne zaman gelmemi istiyorsun karar verdin mi dedim
-şu an bilmiyorum sen nasıl istersen öyle yapalım dedi
ebruya bir mayıs gününün önemini anlattım
bana hak verdi ama görmeden yapamayacagını da söyledi
-biraz zaman geçsin özlem biraz biriksin gelirim söz dedim
-tamam ama fazla uzun olmasın ara dedi
-senin için herşeyi yaparım bilirsin sen ne zaman dayanamaz hala gelirsen söyle o zaman geleyim.ama bunu bana sitem olarak değilde gelmeni istiyorum olarak söyle
gereksiz üzmeyelim birbirimizi dedim
-tamam deyip onay verdikten sonra ne yapıyor ne ediyor
daha doğrusu ne yapamıyor nelerden bensiz zevk almıyor onları anlattı
bende ona yapmayı özlediğim şeyleri anlatınca baktık iş yine dayanılmaz bir şekilde özleme dogru geçiyor yine konuyu değiştirip
biraz daha konuştuktan sonra kapattım
gece dersi vardı beyler
her askerin korkulu rüyası
amk karanlıkta sessizce ders anlatır komutanlar
iki hafta da bir genelde salı veya çarşamba günlerine denk gelir
gece saat 11 e kadar sürdüğü olur
yüzünü gözünü boyamak zorunda kalırsın askeri makyajla
• *ekşın beni çağırdı
-ders notlarını getir dıbına çakim arkadaşım bi gözden geçireyim dedi
eğitim dosyasından o gecenin notlarını çıkardım
ona vermek istedim ama almadı
-sende kalsın dıbına çakim biraz oku sorduğum zaman dogru cevap ver çift çarşı verdiğimi görsün diğer askerler dedi
-ben zaten biliyorum komunanım okumaya gerek yok dedim
-dıbına çakim söyle o zaman şu nedir dedi
-şu şu şudur komutanım dedim
-peki bu nedir dedi
onu da anlattım
bi kaç soru sordu hepsini cevapladım
-vay dıbına çakim çift çarşı veresim geldi ama kapatmıştık dimi senin çarşıları dedi
-siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
akşam yemeği sonrası eğitim alanına kadar değişik askeri ilerleme şekillleri ile gittik
bizim bölüğün uzman çavuşları astsubayları ve subayları da geldi
ekşın bana bölüğe katıl emri verdi bende diğer askerlerin arasına oturdum
astsubay dersin bir kısmını anlattı
ekşın da diğer rütbeliler gibi onu dinledi arada takviyeler yaptı dinlemiyormuş gibi görünenleri gibici bakışları ile
dinlemeye davet etti
sonra sorular sorma kısmı geldi
ekşın rastgele kaldırdı sordu askerlere
sordugu soruları bilemeyenlere
-dıbına çakim dua et gece dersindeyiz ve yüksek ses çıkarmak yasak bende hard sevdiğim için seni gibmeyi erteliyorum gündüz olunca bağırta bağırta gibcem
-vay dıbına çakim senin dersi uyuyarak dinlediğini nasıl farketmemişim gibi askerleri tehdit ederek
sorduğu soruları bilenlere çift çarşı vererek devam etti gece
bana sorduğu soruyu bilince
-dıbına çakim sana veresim gelmiyor.hep mundar edeceksin çarşıyı diye korkuyorum bi tane daha sorayım dedi
sordu onu da bildim
bi tane daha sordu onu da bildim
• * amasyada sürekli yazarak eğitim görmenin ekşının haberi olmadan o geceki konuları tekrar gözden geçirmenin de faydası vardı
sonra işi yine makaraya döktü ekşın
-bölüğe soralım dıbına çakim haketmişmisin diye dedi
bi asker kaldırdı
-vereyim mi çift çarşı kelebeğe hak etti mi dedi
-siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedi asker
-evet mi hayır mı dıbına çakim dedi
-evet haketti komutanım dedi
-tamam o zaman seninkini kesip ona veriyorum dedi
bi askere daha sordu haketti mi diye
gariban kendi çarşısı gidecek diye korktu
-hayır komunanım dedi
-seninkini de kesiyorum dıbına çakim dedi
hiç kimse sıradaki kaldırılan asker olmak istemedi ne deseler çarşıları gidiyor amk
velhasıl komutanları da soktu makaraya
-haketti mi başçavuşum dedi bizim astsubaya
-haketti komutanım dedi
-sizin çarşınızı da kesiyorum o zaman dedi gülerek
kendi aralarında makara yapmaya devam ettiler
ama benim çarşı alıp almadığımı birtek ekşın biliyordu ortada kaldı amk
ekşın mola verdi ama sigara içmek yasak amk
sadece bizim taburda değil tüm kışlada gece dersi olduğu için nöbetçi yüksek rütbeli subaylar denetlemeye gelebiliyor
sigara da ucundaki kordan dolayı gece araziye uymak adına yasak
mola gece boyunca devam etti
zaten anlatılacak konu belli olur usta birliğinde
komutanlarda o saate kadar orda olmaktan zevk almaz
eve gidip dinlenmek varken
gece dersi bitti
bölüğe geldik
• * ayakta duracak halim yok
telefona bi baktım sıra gelmiyecek gibi
direk gidip yattım
üst devre olmaya başladığımız için bizim devrelerden yavaş yavaş cep telefonları çıkmaya başladı
herkes gizli gizli kullanıyordu sağda solda
benim de aklıma geldi kullanmak ama kullananların aldıkları 30 günlük askeri cezaevi hapsinin yanı sıra askerliklerinin de
aynı gün sayısı kadar uzadıgını bildiğim için pek yanaşmadım bir süreliğine
konturluden devam ettim
ebru ile normal konuşmalarımız devam ederken
ona çıkıp arasıra eğlenmesini söyledim
o da canım istemiyor sensiz eğlenemem falan dese de çıktı
bir sonraki gün gece nasıl geçti diye sorduğumda
çok eğlendim demesi biraz garip geldi
-ne yaptın dedim
-bi bara gittik arkadaşlarla dans ettim içtik sonra çorbacıya gittik ve eve döndüm dedi
soru bir arkadaşlar kim
soru iki kiminle dans ettin
soru üç içtiğine göre sarhoş oldun mu
soru dört çok eğlenmene sebeb olan kim
bunlar aklımdan geçenlerdi ama hiç birisini sormadım
git eğlen dedikten sonra o eğlenince bunları sormak yanlış anlaşılmaya açık sorular olur ve
kendi kendimle çelişirdim o yüzden sormadım
sadece iki gün sonra bensiz eğlenemeyeceğini söyleyen kişinin tekrar dışarı çıkacağını duymak pek hoşuma gitmedi
ama yapacak bişey yoktu
onun sevgilisi olmam onu esir alacağım ve benimle beraber askerlik yapacağı anldıbına gelmezdi
-iyi eğlenceler dedim
konu kapandı -
181.
+3131Tümünü Göster
• * o gece uyunabilir mi uyunamaz
saat 3 e kadar yani diskoların müziğin sesini kısma vaktine kadar beklenir mi evet
3 05 de aşşağı inip ebru aranır mı aranır
duyduğunuz sesin size sarhoşumsu gelmesine kızılır mı kızılır
peki bu ona belli edilir mi hayır
neden çünkü yarın beklenir
-nereye gidiyorsun şimdi dedim
-eve gidicem dedi
-tamam 15 dakika sonra ev numarasından ararım o zaman dedim
-tamam dedi
20 dakika verdim beyler
20 dakika sonra aradım cevap yok
21. dakika aradım yine yok
25 e kadar denedim
ebrunun annesi açtı telefonu
utandım konuşamadım kapattım
ebru eve gelmişse annesi de hala uyanıktır rahatsız olmasın diye 10 dakika bekledikten sonra
ebrunun cep telefonunu aradım
3.aramamda açtı
-merhaba aşkım nasılsın dedim
-iyiyim dedi
-nerdesin dedim
-oturuyoruz dışarda kuzenimle dedi
-aa ne güzel hangi kuzenin ver bi selam vereyim dedim
-al dedi
basbaya kız kuzeninin birisiydi şüphelenecek bir durum yok
• *biraz nasılsın iyimisin gibi gereksiz tefarruatlar konuştuktan sonra ebruyu istedim telefona
-çok içmeseydin keşke başın ağrıyacak yarın deyip başı ağrımaması için tavsiyelerde bulundum
-kalbim ağrıyor kelebek gel artık dedi
-tamam geliyorum merak etme yarın konuşuruz dedim
sarhoş sarhoş daha fazla dertlenmesin diye
sonra o evine çıkıncaya kadar konuştuk
kontör bitti yenisini takıp tekrar aradım ve bir süre sonra uyuyakaldı
sabah gözler balon gibi kalktım
içtimadan sonra ekşın tabur komutanına uygunsuz yakalanan bir askeri çağırttı odasına
ben dışarda beklerken bağırma sesi geldi
sonra beni içeri çağırdı
ekşın koltuğuna oturmuş
asker karşısında esas duruşta
-emredin komutanım dedim
-dıbına çakim kelebek bıktım bu askerlerden bana farklı bi fantazi anlat bunu senin hayal dünyana göre gibecem dedi
gel de anlat amk
• *askere bi baktım bizim tayfadan kurtarmam lazım elinden ama nasıl
-ne anlatim komutanım dedim
-dıbına çakim domaltim mi bacak omzamı yapim seç işte birini dedi
-komutanım hiç sizin tipiniz bir asker değil bu dedim
-vay dıbına çakim güzel fikir ben bunun kafasına poşet geçirip de gibeyim dedi
adam illaki dövecek beyler kaçarı yok
-komutanım ben öyle demek istemedim dedim
bana baktı
-grup sevmiyorum dıbına çakim sen çıkabilirsin dedi
baktım beni de dövecek amk
bi emriniz var mı komutanım dedim
-biraz daha kalırsan ikinci poşeti aramaya da başlıyacam dedi
hemen yardım odadan birkaç şaplak sesinden sonra asker olay mahalinden uzaklaştı
bende fazla yakın durmadım hıncını alamadıysa olan bana olmasın diye
öğle yemeğini yedikten sonra içtimaya kadar olan vakitte telefona gidip ebruyu aradım
bir kaç uzun çaldırmadan sonra cevap verebildi
-tünaydın dedim sesi uykulu olduğu için
-kusura bakma dün gece için dedi
dur bakalım kendi yaptıklarının farkında mı diye
-ne yaptın ki dün gece dedim
-biraz fazla içmişim dedi
-sarhoş mu olmak istemişsindir olmuşsundur ben kimim ki bunun için benden kusrunu göz ardı etmemi istiyorsun dedim
-sarhoş olmak istemedim kelebek yanımda olmanı istedim hep istediğim gibi ama yoktun dedi
-yanında olabilecek birine mi baktın gece o saate kadar dedim
• * -benim bakmama gerek yok bana bakanlardan sadece birini seçmem yeterliydi ama
ben zeten seçeceğimi çoktan seçtim.gel gelelim o hala bundan şüphe duyuyor dedi
-eğlendin mi dedim
-eğlenmedim dedi
-neden dedim
-erkeklerin her yanında erkek olmayan bayan kişiyi bir av olarak görmesinden nefret ettiğim için dedi
-neden o kadar av konumunda bekledin o zaman dedim
-bana kurşun sıkıldı serseri bir avcı tarafından kalbimi kıpırdatamıyorum yerinden
şimdi uzaklarda sesini duyabiliyorum sadece ama gelecek inş dedi
-kimmiş bu avcı dedim
-akıttığım kan damlalarının değerini bilmesini umduğum birisi dedi
-ben tanıyor muyum bu avcıyı dedim
-sadece ateş ettiğini bilip beni vurup vuramadığından şüphe mi ediyorsun yoksa dedi
-sıktığım kurşunun nereye gittiğini biliyorum dedim
-nedir yine neyin peşindesin bir daha çıkma bu kadar içme sana güvenmiyorum mu demek istiyorsun dedi
-istediğin kadar çık istediğin kadar iç ama sarhoşken yediğin kurşunun farkına
ertesi gün varırsın sonra birde bakmışsın başka avcılarınsın bunu unutma dedim
-benim için bir tek sen varsın kelebek dedi
-eve çıkıp benim seni evden arayacağımı unutacak kadar sarhoş olma bir daha dedim
-kuzenin ısrar etti açık havada otur biraz kendine gel diye dedi
-başkalarının tavsiyesine ihtiyac duyacak kadar içme o zaman bir daha dedim
-tamam dedi
---senin askerde olan bir sevgilin oldugunu sürekli seni düşündüğünü geceleri başına bişey geldimi diye
merakından uyuyamadığını farkedemeyecek kadar sarhoş olma bir daha dedim
-tamam içmiyorum bir daha dedi
-hayır ebru en başta söyledim istediğin kadar iç hayat senin mide senin para senin ama
ben işime gelen yere kadar senin olurum dedim
-bu sözlerinin hepsini bir yere yazıyorum eger bir gün bensizlikten sıkılıp
üzüntüden dertten içerde çok sarhoş olursan aynı lafları ertesi gün sende duyacaksın haberin olsun dedi
-duyacaklarımın bunlarla kalmayacağımın farkında olacak kadar ayık yaşıyorum merak etme dedim
-o kadar ayık yaşıyorsanız başkalarının evlerine gidip içkiler içmemeyi ne içip kafanızı iyice bulandırarak gittiniz acaba kelebek bey dedi
evet konu yine döndü dolaştı yaptığım bir aptallıktan dolayı zütümde patladı
-bu konuyu kapatmadık mı dedim
-istersen serbest olsun gidip gelelim başkalarının evine canımız sıkılınca açar kapatırız konuyu bu kadar basitse dedi
yani bu ne demek oluyor gibi tuttuk ömür boyu o eve gitmenin vebalini çekecez
-ebru istiyorsan istediğin yere gidebilirsin. seni durdurmam gitme diye yalvarmam.sen affettin gittim diye ama ben affettmem.
bana affetmiş gözüküpte tekrar tekrar aynı konuyu konuşacaksak onu da şimdiden haberdar et ki bileyim dedim
-bak kelebek bir daha öyle birşey yaparsan arkandan allahından bul diye beddua etmekle kalacağımı sanıyorsan yanılıyorsun.
cezanı direk kendim gücümün yettiğince veririm haberin olsun dedi
-tamam gitmem bir daha. seni kaybetme korkusunu yeterince yaşadım dedim
-tamam sinirlerim bozuldu yine başka bişey konuşalım dedi
evet ilerde muhtemel aynı aptallığı yapma ihtimali olan benden farksız sığırlar şekilde gördüğünüz gibi
dün geceden dolayı benim ona kızmam gerekirken konu dönüp dolaşıp yine beni mallığıma geldi.
akıllı olun olm gibleri yok diye gibemezler sanmayın lafla da olsa giberler böyle
sarhoş edip başkalarının evinde gibti amk
-yemekler nasıl dedi
-çok iyi dedim
---yemek yapmayı öğrendim gelince ben pişircem sana dedi
-bu konuyu tekrar konuşalım daha gencim dedim
-yaaa ben senin için yemek öğreniyorum senin dediğin lafa bak dedi
-tamam romantikleşiyorum hemen ölümüm senin elinden olsun aşkım benim dedim
-amma da romantiksin dedi
-ne pişireceksin omlet mi makarna mı dedim
-geç bakalım dalganı gelince görürsün dedi
-iyi inşallah dedim
-kelebek dedi
-efendim dedim
-kaç gün kaldı aşkım dedi
-ben sayıyorsundur sandım dedi
-askerliğin bitmesine 270 gün var ama ben alanyaya gelmene ne kadar var onu soruyorum dedi
-bilmiyorum ne zaman istersin dedim
-şimdi dedi
-şimdiler biraz daha sensiz geçecek en kısa zamanda geleceğim ama merak etme dedim
biraz ofladı bi kaç karşılıklı seni seviyorumlardan ibaret olmayan aşk betimlemelerinden sonra öğlen içtiması sebebi ile kapattım telefonu
o saatten sonra ekşının en mutlu oldugu anı gözetlemeye başladım
adam iki dakika rahat durmuyorki amk sürekli ekşın peşinde
kimi nasıl yakalayabilirim onun peşinde amk
akşam üstü odasına geldi
beni çağırdı
-dıbına çakim kelebek taktik değiştirmem lazım dedi
-emredin hangi konuda komutanım dedim
-askerler muhtemel baskın planlarımı saatlerimi ve tekniklerimi çözmüş. kimseyi yakalayamıyorum dıbına çakim dedi -
182.
+3132
--belki yakalanacak bir durum kalmamıştır komutanım dedim
-dıbına çakim asker vukuatı sever bu lafımı unutma dedi
-emredersiniz komunanım dedim
-gel dıbına çakim seni hiç aramıyorum üstünde bişey çıkarda sebebsiz dövmemiş olurum en azından dedi
-dövecek ne yaptım ki şimdi komutanım dedim
yanına yatakta bekleyen soyunmuş karılar gibi çağırdı parmağıyla
gittiğimde beni bekleyen am değil bir tokattı
-emredin komunım dedim neden vurduğunu söylesin diye
-dıbına çakim dayağı peşin atayım üstünde bişey çıkmama durumunda hevesim kursağımda kalmamış olur dedi
bu arada bana vurmaları şiddetli cinsten değil beyler
cepleri aradı bişey yok
her bulamadığında vay dıbına çakim diyor
botlarını çıkar dedi
çıkardım bişey yok
çorapları da çıkarttı ondan da bişey çıkmadı
-vay dıbına çakim boşuna ayak kokuna katlandık. dedi
kokmuyor lan amk inanmayın makara yapıyor
-sana bi hediyem var dıbına çakim dedi
çekmeceden telefonu pis pis sırıtarak çıkardı ve bana uzattı
yine aynı taktikle dövecek
-komutanım bu taktiği denemiştiniz dedim
-vay dıbına çakim yeni taktikler bulmam lazım. tamam beni yalnız bırak dedi
-bi emriniz var mı komutanım dedim
-yok dıbına çakim dedi
-benim bir maruzatım var komutanım dedim
-söyle dedi
-uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim
-bakarız sonra dedi -
183.
+3133Tümünü Göster
• *vay amk net bişey demedi bende tırstım tekrar sormaya
bölük astsubayına gittim durumu anlattım komutanım net bişey demedi dedim
izin almadan izin kagıdı hazırlayıp imzasına sunarsak hiç vermez uygun zamanlarda tekrar sor dedi
ekşın nereye ben oraya peşinde koşarken
sabah koşularında benimle dalga geçmelerinin hemen ardına komutanım izin dedim
bakarız dedi
gündüzleri odasına istemeden içecek zütürdüm komutanım izin dedim
bakarız dedi
bi türlü bakmadı ebruyu oyalayamaz hale geldim
bi gün yine benim izin peşindeyken
çağırmamı istediği askeri bulamadığım için bana kızdı
biraz da bağırdı çağırdı
eh amk bu hayatın ne olcaksa olsun diye
-ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
-yok sana izin dedi
-gitmem lazım komutanım kendim için değil dedim
-ne oldu dıbına çakim arkadaşım bi sağlık sorunu mu var dedi
-özledim komutanım dedim
-ne zaman gitmek istiyorsun dedi
-en kısa zamanda dedim
-tamam hazırlat evraklarını dedi
-emredersiniz dedim
ebruya haber vermedim
yazıcılar evrakları hazırladı
imza işleri halledildi
ekşın tabur komutanına da imzalattıktan sonra
param var mı diye iyice sorup paramı gösterip tatmin olduktan sonra
bana bilet almam için hafta içi çarşı izni verdi
10 günlüğüne alanyaya gidecektim
bileti aldım
ebruya yine bişey demedim
ve izin günü geldi
bindim alanyaya akşam üzeri indim
• *valizi bırakmak için eve gitmeden önce bir tane simkart aldım
sim kart açılıncaya kadar eve gittim
annem yaylada oldugu için onun elini öpemedim
kardeşimle ve babamla görüşüp
babamdan bir miktar para aldıktan sonra
dışarı çıktım
telefon açılıp kullanılabilir hale geldi
ilk aradığım kişiyi zaten biliyorsunuz
ama cevap vermedi
tekrar aradım yine vermedi
-ben kelebek acil aç dedim
5 dakika sonra sessiz bir yere gidip yine aradım
bu defa açtı
-kelebek dedi benmiyim acaba şüpheleriyle
çok kısık bir sesle
-ebru dedim
-nerdesin bu kimin telefonu dedi
-nerde olcam askerdeyim.bir arkadaştan aldım seni aramak için sonra silecem numaranı dedim
-tamam da konturluden neden aramıyorsun dedi
aranır mı amk direk göreceksin 0 242 yi sürpriz kalmayacak
-çok sıra vardı ama ben sesini özledim dedim
-bende çok özledim kelebeğim dedi
-nerdesin dedim
-evdeyim dedi
-shh kapatmam lazım komutan geliyor galiba görüşürüz ararım birazdan dedim
telefonu kapattım
evdeymiş öğrendik
• *evin önüne gidip arasam yoldan geçen araba seslerini duyup kıllanacak
o yüzden aramadım
otele gittim ebrunun babasının yanına
bi iş gerekçesi ile bir yere gitmiş
telefon açtım geldiğimi ve ebrunun haberi olmadığını
ona sürpriz yapmak istediğim söyledim
-yarım saat bekle ben eve gidicem bu akşam ebru yemek yapacaktı sen de gelirsin dedi
yarım saat kadar personelle takıldım
sonra geldi arabadan inmeden beni çağırttı
arabayla eve doğru giderken kırmızı bir gül aldım
ebrunun annesini aradı ve durumdan bahsetti
ebrunun annesi ebruyu markete göndereceğini bu sırada bizim eve görünmeden girebileceğimizi söyledi
arabayı kenar bir yere park ettik
annesi balkondan bize gerekli izni verdikten sonra eve girdik
ebruyu ilk görüşüm sırtı dönük olarak oldu
biz eve girdik
bu sırada annesi bir servis daha açtı masaya
bana onun odasına girip beklememi söylediler kapı çalınca
içeri girdim ki her taraf ben amk
duvarda resimlerim
masada ona yazdıklarım
bilgisayarının ekranında ikimizin resmi
ona hediye ettiklerim yastıgının başucunda
ebrunun içeri girdiğini duydum
• *pis pis sırıtıyordum birazdan yapacağım sürpriz için
ebru babasına hoşgeldin nasıl geçti günün diye konuşurken
sana yemek yaptım diye kendiyle böbürlendi
biraz bekledim
telefonun tüm seslerini kapattım
ebruya mesaj yazdım
-şu an ikimizin yıldızına bakıyorum sende balkona çıkıp bakar mısın beraber izlemiş olalım yine dedim
içerden mesaj sesi duyuldu
-geliyorum bi saniye diye içerdekilere seslendiğini duyunca
yemek yenen salona sessizce girip yerimi aldığımda
gerçekten de dışarda balkondaydı
-balkondayım şimdi yıldızımızı arıyorum dedi
-içeri bak görürsün belki diye gönderdim mesajı
baktım aklına gelmiyor evin içine bakmak benim orda olma ihtimalim
gülü aldım balkon kapısına yaklaştım
kapıya elimi dokundurup kapı gıcırtısına bana bakmasıyla
gözlerini bir süre açık tutup şaşkın bakışlarını gülümseyen bakışa çevirmesini
sadece gülümseyerek izledim
hiç birşey diyemedi
-hoşgeldin de mi demiyeceksin dedim gülü uzatarak
-gıcıksın işte demiycem dedi
-tamam gideyim o zaman dedim onun dediği gibi gülümseyerek
birden boynuma depara kalktı
öyle bi sıktı ki gül heç oldu
tam ayrılacakken sarılmaktan henüz aç mideme bir tane yumruk salladı
-bu ne şimdi dedim acılı gülümseme ile
amk dayak yemek kaderim midir nedir herkes dövüyor
-sebebini sonra anlatırım yalnız kalınca dedi
-tamam dedim
• * masaya oturmaya davet edildik
ebrunun yaptıgı tek yemek ve annesinin yaptıgı yardımcı yemeklerle dolu olan masaya oturduk
herkes tabağını doldurmaya başlarken
-yemeyecek misin dedi ebru
-bana pizza mı söylesek korkuyorum yemekten dedim
annesi ve babası gülerken
ebru pis pis bakarak
-bunu da hatırlat bana sonra dedi
sonra ebrunun yaptıgı yemeği tabaga koyarken henüz tadına bile bakmamışken
-ebrucum süper olmuş valla eline sağlık çok begendim tarifini verir misin bunun dedim
-kelebeek tamam yeme istemiyorum dedi
-çok açım mecburen yiyecem dedim
bir çatal aldım
değişik bir tat kitap tarifi bir yemek oldugu belli
ama malzemeden çalmadıkları için çok güzel olmuş
ebruya yemeği konusunda yaptığım şakalardan dolayı
2 buçuk tabak yedim ki alınmasın gerçekten begendiğimi görsün diye
yemek sonrası ebrunun babası bir de kahve içelim elinden dedi
o kahve yaparken ben de masayı kaldırdım annesinden rica ederek
her mutfaga gidişimde ebrunun boynundan bir kere öptüğüm için
o kahve yapmayı uzattı
bende yük taşıyabilme hamallığımı azaltıp azar azar zütürdüm tüm kaldırılması gerekenleri
kahvelere geçtik onları içerken
ebrunun kardeşi de geldi
beni görünce sarıldı o bile özlemiş amk
dışarda bir yerde burger yemiş bino karnı da aç değil
o yüzden biz konuşmaya devam edip
sürprizin kritiğini yaparken
gülüşmeler yaşandı herkes o an ki durumdan memnun gözüküyordu
ebru odasına izin isteyerek gitti
geri geldiğinde daha çarşıya çıkılır bir kıyafet giymişti
-biz biraz yürüyebilir miyiz baba dedi
• *gerekli izni alıp görüşürüzlerle onlardan ayrılıp
asansöre bindik
stop düğmesine basınca ebru beni öpmesini hızlandırmak için elimi kaldırdım
fakat boşta olan karnıma bir tane daha vurdu ekşının şiddetinden uzak
-vurup duracak mısın böyle dedim beklemediğim yumruğu yeyince
-evet hakediyorsun dedi
-ne oldu dedim
-deli neden ilk bana haber vermedin seni doya doya öpseydim sarılsaydım ya ilk gördüğümde dedi
-bu yumrukların sebebi bu mu şimdi dedim
-ikincisi yemeğimle dalga geçtiğin içindi dedi
-yedim eline sağlıkta biraz daha hızlı vursan hepsini çıkaracaktım dedim
-pislik dedi
ellerimi tekrar kaldırdım hafif karnımı büküp olası bir yumuruğa karşı önlem almak için
bu defa şiddetli yumruk değil öpüşme yaşandı
asansörde baskın yeme ihtimaline karşı
apartmanı terk edip ikimizin yeri olan iskeledeki yere gittik
sağda solda gördüğüm dostlarla kısa merhabalaşmalarla
sırtımı bankın oturulacak kısmına
başımı ebrunun omzuyla kalbi arasına yasladım
kalp atışlarını hissedecek şekilde
o elleriyle beni nasıl sarsa derdindeyken
arasıra eğilip alnımı öptü
ellerimi elleriyle yavaşça çitiledi
kelebeğim ler ebrularımla karşılıklı düet yaptı
kısık sesle söylenen seni seviyorumlar dalga seslerini ancak bastırdı
gelen geçene aldırmadan iki aşık rolü ustaca oynandıktan sonra
kaç gün kalacağım
ne yapacağımız konuları ele alındı
ebru benimle uyumak istediğini söylemesi ile bunun yolları arandı -
-
1.
0helal sana be trap mix cigerim
-
-
1.
0önemli değil sol ciğerim
bugünde büyük ihtimal biter bu
müsait olursam bitirecem atmayı
-
1.
-
1.
-
184.
+1134Tümünü Göster
• *bizim eve gitmek için izin almak gerekliydi.
ilk geceden bizim eve gitmek bir şekilde ailesine yapacagımız şeyler için izin almak olacagından bu fikir hoş olmazdı
uyumaktan bahsediyoruz yani tüm geceyi sabah dahil beraber geçirmek
ailesi de biliyor benim geldiğimi
ebru ben kuzenlerimde kalacam dese kimse inanmaz
kalktık yerimizden du bakalım ne olcak diye
evlerinin önüne geldik
ışıklar hala yanıyordu
-hadi eve çıkalım bir bakalım durum ne diye dedim
eve çıktık karnım acıktı amk. askeriyede alışmışım akşam yemeğinden sonra gece de tost yemeye
ebrunun annesi ile babası filme bakıyor kardeşi de odasında kim bilir ne tak yiyor
-ne yaptınız çocuklar dedi annesi
-ebru gezdik biraz siz ne yaptınız dedi
-filme bakıyoruz dedi annesi
eveeet filme bakmak
ebruya dönüp kaş göz işareti yaptım anladı durumu
-nasıl film güzel mi dedim
-iyi şimdilik az kaldı bitmesine dediler
-tamam bitsin bizde bakarız o zaman dedi ebru
karnım hala aç ebruya durumu anlattım
gel dedi mutfaga zütürdü
ekmek arasına koyabileceğim malzemeleri çıkardı bende begendiğimden seçip arasına koydum
ebru annesi ile babasına da bişey içermisiniz diye sordu
onlara meyve suyunu doldurdu
• * karnımı doyurduktan sonra biraz oturduk bu sırada onların filmde bitti
biraz yüzsüzlük yapmam gerekecekti çünkü ayaga kalktılar film bitti diye
bu durumda misafirin gibtirip gitmesi gerekir ev sahipleri uyuyacagı için
ebru araya girdi bizde izleyelim diye
onlar tamam biz yatıyoruz deyip odalarına geçince
biz ebrunun odasına geçtik dvd yi de alarak ebrunun tv ye bagladık
onun yatagına yattık
filmin sadece başını hatırlıyorum
sonrası ikimizinde pek umrunda olmadı kendi kendine oynadı film
saat 5e kadar sürdü
sonra o uyuya kaldı ellerini üzerimden yavaşça kaldırıp gidecegimde yine uyandı
-gitme bu saatten sonra dedi
-bu saate kadar burda oldugumu bilmesinler ayıp olur dedim
bırakmadı biraz daha beklemem gerekti onu tekrar uyutabilmek için
bu defa o beni sarmadan elleriyle ben sardım ki kaçabileyim uyandırmadan
uyku benim de gözlerimden akıyordu o kadar yol yorgunlugu vardı çünkü
ha uyudu ha uyuyacak derken
sabah bizi kaldıran ebrunun annesi oldu
salondan seslenmesi ile
saate baktım 11 e geliyordu
bu demek oluyor ki babası işe gitmiş
ama muhtemelen bizim beraber yattıgımızı görmüş
annesi de aynı sebebten dolayı bizi odadan kaldırmak yerine salondan kaldırmış
rezillik çok büyük çünkü
filme bakarken uyuya kalmış olma imajında çok uzak bir haldeyim
kot pantolan kendini içeri girenlere işfa edecek bir yerde
nasıl kalkacam da kadının suratına bakıcam amk
ebru kalktı
onun hiç umrunda değil amk.
• *sanki her gece beraber yatıyormuşuz gibi kalktı
ne yapacagını bilmez beni öptü
salona geçti sesli sesli annesini öptü
ben odadan kafamı çıkaramıyorum
kahvaltı hazırmış diye odaya tekrar girince çıkmak zorunda kaldım
uzun zaman sonra boynum bükük kahvaltı yaptım utancımdan dolayı
hay amk nasıl uyuya kaldım
kahvaltıyı yaparken ne yapacaksınız sorusu geldi
denize gideriz herhalde dedi ebru
sonra kapandı konu
kahvaltı sonrası ben kaçmak için izin aldım ebrudan
ama tek şartla
üstünü değiştir denize gitcez
annesi mutfaktayken ona teşekkür ettiğimi belirten seslenme ile evlerinden ayrıldım
eve gidip dolapları karıştırdıktan sonra
şort havlu ne lazımsa aldım
gittik denize
deniz muhabbeti aynı
uzan bişeyler iç
arasıra denize atla
denizde sarıl
tuzlu tuzlu öpüş
biraz da alnımla burnum kızardı
o kadar kreme ragmen
ilk defa görüyor güneşi çıplak beden o da nasibini aldı birazcık
akşam üzeri ebruyu evine bıraktım bende eve geçtim onlara çıkmadan
biraz uzandıktan sonra otele davet ettiler
orda yemek yedikten sonra
onları bizim yaylaya zütürmeye davet ettim
• * bi taşla iki kuş vuracaktım
ne ikisi amk. kuş sayısına bakın şimdi
ebru yanımda olacak 1
ben araba sürmeyi bilmediğim için babasını şoför olarak kullanacam 2
envayi çeşit yol masraflarından kurtulacam 3
annemi görecem 4
onlarında görmek istediği bir yere doganın bana göre en güzeline zütürecektim 5
bu kadar kuş milli parklarda kalmadı amk
tamam dediler
-ne zaman gidelim dediler
aklımdaki plan dün gece ailesine uygunsuz bir şekilde yakalandığımız için
hem olayın üzerinden zaman geçsin hemde ebru bu gece de benimle uyumak istemesin diye
-sabah erkenden çıkalım yola dedim
-iyi sende bizde kal o zaman dedi ebru
deme ebru öle amk
deme yine kızarttın beni
tek ben degil kimse ne diyeceğini bilemedi
-salonda yatsın baba bi de onu uyandıralım diye vakit kaybetmeyiz beraber kahvaltı yaparız gideriz dedi
bu fikir onları yumuşattı biraz
tamam bakarız dediler ekşın reyiz gibi
-gerek yok ben sabah taksiyle gelirim diye kolpa yaptım ne gerek var diyeceklerini bildiğim için
gece iskeleye yürüyüşe gittik
süt mısır yedik beraberce
sonra eve döndük
herkes temkinliydi
erkenden yatalım dediler
bana yatacagım yer gösterilirken
akıllı olun mesajı gönderildi sanki inceden
• *ben akıllıca yattımda
ebrunun yanıma gelirken aklı nerdeydi bilmiyorum
yattı yanıma
mecburen uyumadım onu yatagına göndermek de 3 saatimi aldı
sabah kalktıgımızda ikimizde ayrı yataklardaydık
uyuya kalmadığıma sevindiğim anlardan birisi oldu
hazırlıklar yapıldı
caps makineleri alındı
bindik arabaya
yaylaya dönüş yolunda yaz meyvelerinden oluşan bir kaç poşet
marketten alınmış yolda görülen çocuklara verilecek zamanın lüks çikolotaları
benim tarafımdan listeye eklenmiş
yağ şeker salça vesayire
derken 1 bucuk saat süren yolculuktan sonra bizim yaylaya geldik
tel çekmediği için annemin de haberi yoktu
beni görmesi ile bana koşup sarılması ahaliyi biraz duygulandırdı
ama dayımın esas duruş komutunu çok güçlü sesiyle söylemesi duyguyu gülümsemeye çevirdi
ebrular karşılandı tanışmamış olanlar tanıştı
sabahtan kalan ocagın altına kuzenler tarafından odun eklenip
onlara gözleme yapıldı
çardakta oturuldu
benim hakkımda bolca konuşuldu
ebrulara köy gezdirilirken
ikram edilen elma armut yeni yeni çıkan yayla üzümü kiraz ikram edildi
tarladan toplanan mısır közde pişirip ikram edildi
sonra onlara hediye edilmek üzere
domates patlıcan biber sogan gibi sebzelerle beraber meyvelerinde oldugu bir kasanın agzı iple iyice sarıldı
akşam üstü olan iki adet horoza oldu
• * çaylar da içildikten sonra gidelim dedi
annem bi gün daha kal diye bana yalvarınca
ebru da bir günde ben kalayım diye ailesine yalvardı
sonuçlar pozitif
onları gönderdik
ebru ben annem ve kız kuzenlerim çardakta kaldık
kuzenler ebruyu esir aldı sorularıyla
annem de beni
derken annem ben yatıyorum dedi
laf eden olur siz de fazla kalmayın yatın dedi
kuzenler çardağa yıldızlar altına
iki ayrı yatak hazırladılar
onlar gitti
biz yıldızları izledik -
185.
+3135Tümünü Göster
biz yıldızları izledik
yaylada fazla ışık olmadığı ve yüksekte oldugumuz için hepsini çok net görüyorduk
matemetikle arası iyi olan mimar adayı ebru bile o kadar yıldızın varlıgından habersizdi
hafif serin esen rüzgar
300 metre aşşagıdan akan derenin derinden gelen kurbağa sesleri
eşliğinde sadece sarılarak yattık
sabah ki kahvaltıya ebru hayran kalmıştı ben ise sadece özlemiştim
tamam da biz nasıl geri dönecektik amk
köy dolmuşu desen sabah erkenden gidiyorlar ki çoktan gittiler
giden birini beklesen kim bilir ne zaman gider arabada boş yer olur mu?
gitmesek olmaz telefon yok ebrunun annesi meraktan ölür
kahvaltıyı yapıp
ebruyu 600 metre aşşağıda akan göksu nehrine zütürdüm
çocukken hep yaptıgım ama büyüyünce yazları çalışmaktan fırsat bulamadığım
balık avlamayı yaptım
bi kaç tane tuttum da
ama ebru hepsini yazık diye geri suya bıraktı
• *bu sırada onunla konuşurken bir tane balık yakalandıgını farkedip kargıyı ebruya verdim
-şunu bir tutda sigara yakayım diye
o eline alır almaz panik yapıp kaldırdı balık etrafımızda dolaşırken
ebrunun aslında bana sarılmak olan amacı
benim belime kadar ıslanmama sebeb olan
suya düşmeme sebebiyet verdi
balık bi yerde ben bi yerde ebru hanımda
çok pardonlu kıs kıs gülmelerde
sessizce hafiften gülümseyerek dışarı çıktım
balık avladıgımız kayanın üzerine çıktım
-bişey olmaz hadi gidelim dedim
böylece o ayaga kalkınca onu suya atmak için daha az yorulmuş oldum
zaten herhangi bir tehlikeye çarşı suya dayanıksız tüm eşyalar ebrunun çantadaydı onlara bişey olmadı
ebruyu suya attıktan
onun agzından çıkabilecek tüm küfürleri duyup
pislik gerizekalı salak aptal manyak olduktan sonra bende atladım suya
benim ıslatılacak yanım kalmamıştı balıklama atladığım için ama ebrunun yüzü sanki biraz kuruydu
görev tamamlandıktan sonra sudan kaçmaya çalışan ebruyu iyice kızdırdım tekrar tekrar yakalayarak
ben gidiyorum dedi başladı yürümeye nah gidersin amk
biraz yürüdükten sonra sinirinden oturdu kaldı
gönül alma görevi böyle başladı
numaradan düştüm ıslakken komik olayım diye
yerdeki kırmızımsı toz üzerime yapıştı
çaktırmadan yüzüme de sürdüm elimi
yanına gittim gülmemesi elde degildi ama gülmüyordu triplerde yine
-affetmedin mi dedim
---hayır dedi
-boşuna çamura yattık desene dedim
-çok gıcıksın dedi
-hadi gidelim seni bi yere zütürcem dedim
-kurumadım daha dedi
-gel sen dedimm tuttum ellerinden
yürürken üstümden biraz çamur alıp yüzüne sürdüm
tokadı da haketmiş oldum böylece
sonra ben yine suya daldım
çamurun yarısı çıktı
gerisini çıkarmaya uğraşırken
o da girdi suya
tamam işte olay bu barıştık yine
nehir sefasından sonra geri yürüdük
bayır bir yerde oturduk iyice kurumak için
ona papatya tarzı çiçekler topladım ama
bir türlü taç yapamadım amk.
mundar oldu o kadar çiçek
biraz da uzandık diz baş yine
iyice kuruduktan sonra
bir kaç dudak teması akabinde armut çaldık
ama dedemin bahcesinden haram olmaz amk
eve geldik ki annem kıyamet kopardı bu ne hal diye
ebruya bir şalvar verdi kuzenin birisi
tam köylü kızı oldu
o da şikayetçi olmadı bu durumdan
akşam köy ekmeği yapmak için toplanmış bayanları izledi
arkasından çökelekli ve papatesli gözlemeden yedik
ama hala bir geri gitme planı yoktu
bu durumda sabah köy dolmuşu ile gidecektik
• *ebrunun yıkanmış kıyafetleri asıldı
kız kuzenlerler iyice muhabetti kurdu
ben bile ikinci sırada kalmaya başladım
oturup konuştuktan sonra yatma vakti geldi
yine ikimize farklı yatak ama birisi yine boş kaldı
sabah horozun bile nde açma germe hareketleri yaparken kalktık
dolmuşa bindik
nostaljik bir yolculukla
bu kim lan
kimlerdensiniz sorularına yanıt vererek alanyaya geldik
telefonun ilk çektiği yerde aileye haber verdik
sonra onu evlerine bıraktım
ama bende kaldım ailesinin ısrarı üzerine
ne yaptıgımız nasıl geçtigi konusunda ikimizde çok memnun gözükünce ortada bir sorun kalmadı
kahvaltı sonrası ebrunun annesi ile çarşıya çıktık
ilk gittiğimiz yer bir tuhafiye oldu
ebru burda kuzenlere dikiş nakış işlenmeye hazır tülbent mil iplik yani çeyiz yapılmaya gereksinim malzemeler aldı bolca
öğlenden sonra aynı köy dolmuşuna verdi kuzenlere göndermek üzere
bir gün tekrar gidelim diye yineledi
ebruyu evine bıraktı eve geçmek için
ondan ayrılır ayrılamaz aslında mutluluğumun tek sebebinin o oldugunu farkettim
yürüdüğüm yol bindiğim otobüs indiğim durak girdiğim evimiz onsuz olunca bi anlamsızdı amk
onsuz hayat bimde satılan le diye başlayan şeyler kadar adiydi. resmen le hayattı amk
o gece evlerinin önüne gidip telefonda konuştuk
birbirimizi görerek ta ki benim şarj bitinceye kadar
• * sonra eve dönüp yattım
onsuz
ertesi sabah ekşını aradım
haber ver demişti gidince kaç gün geçti amk
-dıbına çakim arkadaşım şehit oldum sandım nasılsın dedi
-saolun komutanım dedim
-ne var dıbına çaki çabuk söyle ekşın peşindeyim dedi
-iyi olduğumu söylemek için aradım dedim
-tamam dıbına çakim vaktinde gel. zaten kaç gündür asker dövmüyorum dedi gülerek
-bi emriniz var mı komutanım dedim
-sıkıldın mı lan kapatmak ister gibi konuşuyon dıbına çakim dedi
-telefondan döversiniz diye korkuyorum komutanım dedim
önce güldü sonra
-iyi tatiller arkadaşım dedi
gerekli sagolu dedikten sonra
bi kaç amca dayı ziyareti yapıp harçlık kabarttım
cep dolumunun zütümü kaldırmasını fırsat bilerek ebruyu bir restorana davet ettim akşama
cevap bilindikti
neden olmasın
yemeği yerken ebru ile ne zaman görüşebilecegimiz planları yapıp
o andan itibaren üzülmeye başladık ayrılacaz diye
bizi yerimizde bira içip kendimizi teselli etmek pakladı
• *yine sarılıp yatmak istiyorduk ama şartlar zor amk her gece nasıl olsun
yatma bölümünü çıkarıp sarılmalara bolca öpücük kondurarak kafanın çakır haliyle
ebruyu eve bıraktım
ebrunun evi önünde vedalaşmak 40 dakika sürdü
ertesi gün deniz
bir sonra ki gün içi bizim eve gitme orda kimsenin olmamasından yararlanma
bir gün otelde yemek
ailecek artı ben akşam gezmeleri derken
son güne geldik
ebru bende geleyim dedi ama babası sonra beraber gideriz diye kandırdı
bilet alındı
ve istanbula giderken
birbirinden ayrılmadıgı için damla denemeyecek kadar çok göz yaşı bırakıldı
yoklugunda avutulacak kollar anı yaşama hissini kabarttı
emredersinizleri bol olacak dudaklar yarin dudaklarıyla nemlendirildi
aglandı sızlandı
verilen sözlerin işaretleri(yüzük) karşılıklı olarak öpüldü
ve 45 dakika ucağın düşme ihtimalinden değilde günlerin geçmeyecek olmasından korkularak istanbula inildi
gel dıbına çakim diyecek komutanım nerde lan benim
odasına girdim geldim tekmili vermek için
yazıp çiziyor plan yapıyor
-ben geldim komutanım dedim
-çok zekiyim dıbına çakim yarın ekşın var dedi.
-emredin komutanım dedim anlamadım çünkü
-sır dıbına çakim dahice bir plan geliştirdim dedi -
186.
+2136Tümünü Göster
---ben gideyim o zaman komutanım dedim
-dıbına çakim ikimizin sırrı olacak üstünü değiştir gel dedi
-emredersiniz dedim
gittim üstümü değiştirdim. geri geldim odasına girip tekmil verdim
eliyle bi dakika işareti yapıp bana bakmadan beni bekletti
meraktan çatlayacaktım amk ne yapacak acaba diye
kagıda bişeyler yazıp çizip duruyordu
bana baktı
-astsubaya akşam içtimasına katılmayacağını söyle gel dedi.
-emredersiniz dedim.tam çıkıyordum. depocuyu da çağır bana dedi
gittim astsubaya ekşının yanında olacagımı söyledim depocuyu da çağırdım
ekşın depocuya
-dıbına çakim anahtarı ver baskın yapacam depoya dedi
asker anahtarı verdi
bana dönüp
-gel dıbına çakim dedi
depoya gittik
herşey yerli yerinde ortalıkta bir sorun gözükmüyor.ama ekşının hevesi kursagında kalmışa benzemiyordu
kendisine bir tane askerlerin giydiği eşofman altından aldı
depodan çıktık
tekrar odasına döndük. sonra yazıcıyı çağırdı
bölüğün koğuşlarda yatma planını istedi.
herkesin yattıgı yatak belliydi.
hala neyin peşinde oldugunu bilmiyordum
bana gidebilirsin dedi
o da evine gitti
• *ben aşşagı indim akşam yemeği derken
komutanlık saati(yani askerlere bir saatlik verilen ders)
o gün çok erken bitirildi nöbetçi astsubay tarafından herkes bu durumdan çok memnundu ve
o günki rütbelilerde genelde askeri sıkmayan komutanlardı
bu rahatlıkla herkes koguslara dagıldı
derken yazıcı beni çağırdı gel yazıhaneye gidiyoruz diye
gittik bir baktım ekşın orda
tamamen asker gibi giyinmiş
eşofman bir de yeşil askeri tshirt tarzı atlet
-otur dıbına çakim dedi.
cebinden bir telefon çıkardı ama kendi telefonu degildi
belliki askerin birisinden yakalamıştı
olay açığa çıktı beyler
ekşın askerin birisinde cep telefonu yakalıyor
rehberi bir açıyor ne kadar asker ismi varsa kaydetmiş denyo
ekşın hepsine mesaj çekiyor
mesajda telefonla beraber bana gel dıbına çakim yakaladım seni ... yüzbaşı
diyor.
iletim raporu gelen her mesajda heyecanlanıp git bana bu askeri getir dıbına çakim diyor
gidip telefonla beraber askeri getiriyorum
her yakaladığı askerin elinden telefonu alıp yeni asker numarası var mı onu araştırıyor
bu sayı git gide artıyor tabi
17 tane telefon yakaladı
yüzündeki keyfi görseniz kendisiyle resmen gurur duyuyor amk
askerlerin hepsini odaya soktu
isimlerini tek tek aldı
sonra hepsini gönderdi
• * ben merakıma yenilip ne yapacaksınız komutanım dedim
-düşünüyorum dıbına çakim arkadaşım dedi
ekşın görevini tamamlamanın verdiği mutlulukla bölükten ayrılırken o halde tüm koğuşları gezdi
baktı başka yanlış bişey yapan var mı diye
gerekli ekşını yaşadıktan sonra evine gitti
o gider gitmez bana karşı bir cephe oluştu
vay neden haber vermemişim
yok neden söylemiyormuşum
amk sanki ben biliyordum
allahın sıgırları hem yasak olmasına rağmen telefon kullanıyorsunuz
hemde askerlerin isim soy isimlerini telefonunuza kaydiyorsunuz
onlarla konuşmak için mi kullanıyorsunuz amk telefonu almayın vermeyin numaranızı
gel gelelim kabak bana patladı
bütün yakalanan muallakler bana afra tafra yaptı
suçum olmadıgını haberim olmadıgını söylesem de inandıramadım
iyice üstüme geldiler
beni de sinirlendirdikleri için ekşının onları nasıl gibeceği konusunda bende kötü planlar yapmaya başladım
gece bu olaylar yaşanırken
ebruyu aramayı da unuttum tabi
ilk aklıma geldiği anda koştum telefona biraz sitemkardı geç aradığım için
-nerdeydin merak ettim bişey mi oldu diye.
konu sapsın diye ekşının planını anlattım
-ne yapacak şimdi onlara dedi
-boşver onu hasret bize ne yapacak onu konuşalım dedim
-aşk bize yapacağını yaptı hasret ne ki dedi
vay amk özledim diye ağlayan kızın dediğine bak
-dayanacaksın yani dedim
-başka yol göster sensiz olmayacak onu yapayım dedi
-iyi gördüm seni kendini üzmüyorsun sevindim buna dedim
-sende üzülme geçecek dedi
---geçiyor işte biraz senle biraz sensiz.hem hep yanında olursam bıkarsın zaten benden dedim
-hep yanımda olda bıkıp bıkmayacağımı gör dedi
-o risk alınacak bir risk değil ebrum olmaz sensiz dedim
-artık önümüzde 8 9 ay kaldı benim okul senin askerlik bitiyor o zaman ayrılmayacaz hiç dedi
-inşallah dedim
-bizim çocugumuzun gözleri ne renk olur kelebek dedi
van minüt amk çocuk??
lan yoksa ebru hamile mi kaldı.yok canım daha neler
sormaya bile korktum
ama hangi ara hamile kalacak ki amk
kurdalamak lazımdı bu konuyu
-hangi çocuk ebru dedim
-gelecekte olacak cocugumuz kelebek dedi
derin bir nefes aldım. kromozonlar henüz birleşmemiş
-koyu yeşil olur herhalde dedim
-saçları nasıl olur dedi
-ilk kel dogar sonra bi renk tutar begenmezsek boyatırız sorun etme şimdi bunları dedim
-hayalini kuruyordum da kusura bakma dedi
biraz üzülmüştü sesi
-ismini ne koyarız dedim. hayalini canlandırmak için
-erkek olursa sen koyarsın kız olursa ben dedi
klagib ebeveyn çocuk ismi paylaşımı işte
aslında bu konuşma artık büyüdüğümüzün
ilişkimizin güçlülüğünün
üzerimizdeki aşk acemiliğinin bitmeye başladıgının habercisiydi
artık daha ciddiydik
gelecek hakkında planlar yaparken pervasız olamayacak çağa gelmiştik
cünkü zaman daralıyordu
oynanan oyun değildi.
yapacaklarımızdan nasibini alacak iki gönül vardı
tek ihtiyacımız olan zamandı
ama herşeyi zamana bırakmak da bazı şeylerin üzerinin tozlanmasına sebeb verebilirdi
• *ebru da bunu yapıyordu
sürekli geleceğimizin tozlarını alıp konuyu canlı tutup
geleceğimizin parlak olmasını istiyordu hep
bense bu konulara girmekten kaçınırken
aslında unuttuğum
yada farkına varmadığım bir his yaşatıyordum ebruya
acaba
evet acabaları düşünmesine sebeb oluyordum
acaba kelebek bana evlenmek çocuk sahibi olmak kadar baglı degil mi diye düşünmesini sağlıyor olabilirdim
kendimi geç mi denir erken mi denir bilinmez onun yerine koyup bunları düşününce ona hak verdim
çünkü benimde ilerde tek evlenip çocuk sahibi olmak istediğim kişi oydu
o halde neden onun dileklerindeki kayan yıldızı durdurmaya çalışayım ki
tutayım ellerinden kaldırayım başımı gökyüzüne beraber bekleyelim kayacak yıldızı
en fazla boynum ağrır amk.
değmez mi kalbin ebrusuna
fazlasıyla
telefon kapandı gece noktalandı
ertesi gün ekşın bölüğe geldi
gel dıbına çakim dedi
muhtemelen bana dün gece askerlere ne ceza vereceğini anlatıp fikrimi alacaktı
-dıbına çakim kelebek sabaha kadar uyuyamadım dedi
-hastamıydınız komutanım haber verseydiniz dedim
-dıbına çakim ne ceza vereceğimi düşündüm dedi
-buldunuz mu dedim
-bi tane var ama bilmiyorum dıbına çakim sen ne düşünüyorsun dedi
-komutanım siz bu askerlere ceza verirseniz en fazla 20 gün sonra unutulur sonra yine aynı şeyler olur en iyisi vermeyin karar vermemiş gibi gözükün
günlük ufak cezalar verin nöbet gibi temizlik gibi daha da zorlaşsın böylece bu konu sürekli sıcak kalacağı için diğer askerler daha çok korkar dedim
-dıbına çakim fena fikir değil ama benim daha müthiş bi fikrim vardı boşuna mı düşünmüşüm dedi
-neydi komutanım dedim
-bu 17 askerin hepsini çağıracam. hepsinin mahkeme dosyasını hatırlatacam
bir ay süre verecem. başka birisini cep telefonuyla yakalayan ve yakalatanının dosyasını silecem nasıl fikir dıbına çakim dedi
-komutanım bölük içi savaş çıkar rezil oluruz diger bölüklere dedim yapmasın böyle bişey diye
nerden buldu amk bu fikri millet birbirine düşer amk
-çağır dıbına çakim şu askerleri dedi
-emredersiniz dedim -
187.
+2137Tümünü Göster
bulabildiklerimi çağırdım nöbette veya görevde olanlar kaldı
ekşın bu amk gibecek de millet nasıl domalacağını bilmiyor
askerler o halde yani
---kendinizi nasıl affettirebilirsiniz dıbına çakim dedi
hiç birisinde ses yok suratlarından tek okunan korku ve pişmanlıkları belki biraz da kendilerine kızgınlıkları
-beni tatmin etmek zordur dıbına çakim yakaladım hepinizi sonuçlarına katlanacaksınız dedi
bi kaç tanesi emredersiniz dedi
ekşın hepsinden duymadığı için
-anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
hepsi emredersiniz dedi bu defa
-kelebek bana yazıcıyı çağır dedi
gittim çağırdım
elindeki yakalanmış asker listesini yazıcıya verdi
-bu arkadaşlarıma dönüşümlü olarak nöbetleri geçir. çarşı defterlerini getir çekmecemde dursun. koğuşları yıkasınlar. bahçeyi bunlar sulasın. tüm işlerde bunları
taş ocagı mahkumları gibi kullanın ikinci bir emrime kadar dedi
yazıcı emri aldıktan sonra
askerleri de gönderdi
-dıbına çakim kandırdın beni kelebek fantazilerimi senin yüzünden uygulayamıyorum dedi
hayırlısı olsun komutanım deyip arazi oldum yanından
yapılacak geniş kapsamlı denetimler yaklaşıyordu
sorulabilecek tüm sorular ve yapılacak spor ve atışlar konusunda ekşın tarafından uyarılıp denetime hazılanıyorduk
her komutan gibi o da bölüğünün başarılı olmasını istiyordu
kendi teknikleri ile eğitimi çok zevkli bir hale getiriyordu.
adamın zaten kelime dağarcıgı çok komik. askere hitap tarzı çok iyi kendisi de son derece bilgili askeri konularda
• *ebruyla olan bir kaç konuşmamızda kendisine mektup da yazmamı istedi
aslında bir sevgiliye mektup yazmak çok zordur.
duygularınızı direk kalbinizden alıp beyaz bir kagıda kopyala yapıştır yapmak kolay değildir,
bu kadar kolay olsa ne siyah renk kalır dünyada yazmak için kalemle ne de bir yeşillik ormanlarda
sürekli konuştugun halini hatrını sordugun herşeyini bildiğin birisine de
nasılsın iyimisin beni soracak olursan süperim amk da denmezdi.
özlemi kelime oyunlarıyla farklı dillere döküp dudağının bükülmesine sebeb olmayı istemeyecek kadar çok seviyordum onu
uzaktaki bir sevgilinin tek ihtiyacı olan mesafelere ragmen sevildigini
en az onun kadar kalbinde aklında ruhunda oldugunu ispatlamaktı
içinde hiç nasılsın iyi misin ben iyiyim içermeyen onlarca mektup yazdım ona
sadece birini örnek olarak vereyim hatırladıgım kadarıyla
---nerde yürüdüğünü bilmezken birden bir kelebek çıkar karşına
alışık değilsindir fazla görmeye
hayranlıkla onu ürkütmeden izlemeye çalışırsın
yavaşça yaklaşarak daha yakından görmek istersin
o kadar küçük ve masum bir böcekten bile
birden hareketlenmesinden dolayı korkarsın kendini geri çekersin
ama yine de onu bırakamazsın kanat çırpasını izler nereye konacagını takip edersin
bir yere konacak gibi olursa bir iki adımla ona yaklaşırsın tekrar
eğer konarsa hiç yorulur muyum diye düşünmeden onlarca adımı tekrar atarsın
yine uçar yine hevesin kaçar ama yine de gözün kelebekte kalır
aşkta böyledir işte
normal hayatının dışına çıkarır seni
birden çıkar hep karşına
ne kadar güzel dersin
utanarak yaklaşırsın heyecanınla
seni görmesine izin verdiği kadar yaklaşırsın
hiç gitmesin istersin
gitmemesi için çekingen bakarsın hep kendinden ödün verirsin
ama gider kısa bir süreliğine de olsa bazen
her adımı izlersin eğer sevdiysen tekrar yakınlaşmak için
tekrar umut verse koşarsın sebebini bilmeden
geçen yıllarına hiç acımazsın peşinde koşmaktan
bir gün biter yada bitmez ama kalbin hep aşk kelebeğinde kalır...
• *bu tarzda sade mektuplar yazdım ebruya
telefonlarda hep mutlulugunu dile getirdi mektupları okuması ertelerinde
bu da bana haz verdiği için daha da önem vererek yazdım
ekşın bölüğü rockynin taksa hazırlanması gibi hazırlıyordu
dağ bayır koşup italyan çukurlarından çıkma mücadelesi verirken
gezlerde gözlerde arpacıklardaydık hep
ekşın askerlere daha özenle davranıyordu
denetim öncesi haftada
ekşın benden cezalı askerleri çağırmamı istedi
telefondan yakalananları çağırdım
-dıbına çakim başka çarşı cezalısı arkadaşım var mı yazıcıya sor dedi
gittim bi kaç tane daha değişik sebebten çarşıları kesilmiş askerleri de buldum geldim
• * hepsine hitaben
-dıbınıza çakim arkadaşım hepinize çarşı izni veriyorum bu haftalık. göstereceğiniz performasın gözüm açık değil fermuarım açık izleyecem dedi
açık açık tehdit etti
askerleri gönderdi
-vay dıbına çakim tükürdüğümü yalatıyorlar bana dedi
sessiz kaldım
hafta sonu çarşıya bende çıktım tüm askerler gibi çarşıya çıkmadıgımız gün ektradan eğitim yaptık zaten ekşınla olan anlaşma da böyleydi
denetim günü geldi
çok güzel performans gösterdik
atışa seçilen herkes ben dahil görev ifa şartlarını yerine getirdi
bölük 1500 metre koşu denetlemesinde herkes çizgiyi zamanında önce geçti
diğer mekik şınav barfiksde de yeterli başarıyı gösterdik
kısacası bölük açısından iyi bir denetleme geçti
bu ekşını çok mutlu etti
bölüğü toplayıp
-hepinize teşekkür ederim dıbına çakim dedi
cezalı askerleri ayağa kaldırıp hepsini affettigini söyledikten sonra
-dıbına çakim aynı suçtan double double yaparsanız bazı deliklerinizi pota kadar genişletirim dedi
denetleme esnasında atışı ve sporu kötü olanlar ya revire ya da nöbete gönderilmişti ki bi sakaklık çıkmasın
onların haricindeki tüm askerlere çift çarşı verdi
sabah içtimasında tabur komutanı bölük komutanlarını ve asker personeli tebrik edince zütümüz iyice kalktı
ebru da son ünideki son senesi için ankaraya gitmeye hazırlanıyordu
tekrar izine çıkmam konuşulmaya başlanmıştı ama ilerki bir zamanda kullanmaya iki oyla karar verdik
bunun yerine ebru yine bir hafta sonu istanbula gelme kararı aldı
ekşına gidip durumu anlattım
-komutanım benimde çift çarşım var mı dedim
-var dıbına çakim dedi biraz zorladıktan ve dalga geçtikten sonra
-ben uygun görürseniz öbür hafta çıkmak istiyorum çift çarşıya komutanım dedim
-tamam dıbına çakim zaten nöbet tutacak asker lazım olur diger askerler çarşıdayken dedi
-emredersiniz dedim
• *hafta içine girdik nöbetlerden sonra
hergün arıyordum
salı günki aramamda
-nasılsın dedim
-iyiyim dedi ama değildi amk
-bişey mi oldu dedim
-ben hafta sonu gelemiyorum dedi
-sorun değil haftaya gelirsin dedim
-haftaya da gelemem dedi
tansiyonum düştü beyler.bir daha ki haftayı sormaya zütüm yemedi
-bir sorun mu var dedim
-sorun yok başka bir işim çıktı dedi
-ne işi dedim
-boşver dedi
beni hiç bu kadar boşvermezdi
-ebru konuşmak istediğin bişey var mı dedim
-hayır moralim bozuk biraz dedi
-gelemeyeceğin için mi dedim
-hayır dedi
vay amk gelemeyeceğine üzülmüyor bile
-anlatmak ister misin dedim
-ailevi boşver şimdi sonra konuşuruz dedi
-ben yanlış bişey mi yaptım dedim
-hayır seninle alakası yok dedi
konu kilitlendi öylece kaldı amk -
188.
+2138Tümünü Göster
• *babasını aradım ebrunun
normal nasılsın muhabbetinden sonra
laf aralarında tekrar tekrar sordum herşey yolunda mı diye
evet amk hiç bi tak gözükmüyordu
adamın olaylardan bile haberi yok gibiydi
aynı gün akşam ebruyu tekrar aradım
nasılsın sorularımda yine soguk cevaplar verdi olayın detayını hiç anlatmadı
-ee sen nasılsın diye bana döndürdü muhabbeti
-hiç iyi değilim dedim
-neden dedi
-nedeni anlatması gereken sensin ebru dedim
-ben iyiyim beni merak etme dedi
-başka kim var merak edilecek bende ki dedim
-ne bilim anneni et babanı et dedi
-seni merak etmemi istemiyor musun dedim
-üzülmeni istemiyorum dedi
-üzme o zaman sende mutlu ol dedim
-ol demeyle olsa keşke dedi
-lafı uzatma ebru demek istediklerini söyle bekliyorum dedim
-konuşuyoruz işte daha ne diyim dedi
-şimdi iyi değilsen sonra tekrar arayayım dedim
-aramana gerek yok dedi
-aramayayım mı hiç dedim
bişey demedi
peki sen bilirsin desem o telefon kapandıktan sonra gibe gibe yine arayacağım için demedim
-ben geleyim mi izne dedim
-kışın kullanırsın dedi
-tamam yanına gelirim ama dedim
-tamam dedi
• * o tamam bile mutluluk vericiydi korkularıma
-hasta mısın ebru dedim
-yok iyiyim merak etme dedi
bu tarz konuşmalar 1 hafta sürdü
ben hala neler oldugunu çözememiştim
bir hafta sonra terhise gidecek olan üst devrenin birisinden cep telefonunu aldım
artık işi mesajlaşmaya dökmem lazımdı geceleri çünkü bi sorun vardı amk
ama normal konuşuyordu sadece
seni seviyorumlara tek cevabı bende idi
o bana demiyordu seni seviyorum diye
her kurdugu cümlenin sonuna aşkım koymuyordu
gündüzden içmeye karar verdik
taburun kamelyasında gece içtimasından sonra içecektik
benim kafam içmeye gerek kalmadan sarhoştu zaten
çözememiştim ebrudaki sorunu bir türlü
bir asker daha vardı bizimle gelmek istiyordu içmeye ama
bizimle gelenlerden birisi gibtir etmiş bunu çok konuşuyor diye
harbidende tam bi yavşaktı çenesini gibtiğim
içtima sonrası
kamelyaya indik
gündüzden ayarlanmış içkileri plastik bardaklara doldurduk
ben üzülüyordum öyle kös kös
ilk bardagı direk içtim
ikinciye yudum yavaşça
üçüncüyü içerken kafamdaki yıldızlar
içeri giren ilk kişinin yıldız sayısını takıldı
her taraf yıldızdı omzunda
tabur nöbetçi subayı beyler
tabur nöbetçi astsubayı
uzman çavuşu
nöbetçi astsubaya emir verdi komutan
ne içiyorlar bak dedi
alkollü komutanım dedi
• *bir kişi 4 kişiyi nasıl pert eder o gece anladım
bizim karşılık verememizin de etkisi vardı tabiki
uzman çavuşla revire gittik alkol kontrolü için
sadece ağızdan koklayarak alkollü oldugumuz kanaatına geldi
tabura dönüp sabaha kadar tek ayakta bekledik
sabah nöbet devri esnasında ordaydık
vukuat vardı
ekşın beni gördü
bişey demedi odasına gitti direk
herşey bir anda yayıldı tabura
sabah içtimasına çıktık
tabur komutanı
o alkolik pekekentler buraya gelsin dedi
tüm tabur önünde işfa etti bizi
saydı sövdü iki tanesi de kendi habercisiydi yakalananların
ben ekşının suratına bile bakamadım
hiç birşey demedi bana
konuşmadı bile amk
ne odasına çağırdı sayıp sövdü
ne de dövdü
hiçbirşey demedi
bizim savunmaların alınmasına bölük astsubayı yardım etti
sonradan öğrendik ki bizim çağırmadığımız asker uyuz olmuş
muhabereye gidip kışla komutanı numarasını istemiş
zaten burdan anladık gammazlandığımızı
kışla nöbetçi amirliğini arayıp
taburun kamelyasında içki içildiğini söylemiş
ordan bizim tabur aranıp gidin bakın emri verilmiş
hemen cep telefonunu çöpe atarak imha ettim
bi de ondan yakalanmayayım diye
ebruyu arayıp durumu anlattım
-aferim iyi yapmışsın diye kızıp kapattı telefonu görüşürüz dedi
ben hergün aramaya devam ettim tek konuşulan konu ne oldu idi
savunmaları vermek uzun sürdü
bölük astsubayı bize çok yardımcı oldu
örnek vakalar araştırıp alınan cezalardan bahsetti
nasıl savunma yazmamız gerektiğini söyledi
dosyalarımızı bir ayda hazırladı
yani ne kadar geç olursa o kadar iyi diye
bu sırada taburda adımız alkoliğe çıktı
haliyle başka hiç bir vukuata karışmadığımız gibi
gider yapıp dalga geçen askerlere bile fazla diklenmedik
o bine de hiç dokunmadık bizi gammizledi diye sırası vardı çünkü
kendi aramızda planı yaptık 4 ümüz
ne diyeceğimiz nasıl soktugumuz
ne kadar içtiğimiz konusunda
ebru da bu arada ankaraya okul için çoktan dönmüştü
onu davet edemiyordum çünkü çarşı sadece beşiktaş tribünlerindeydi artık bizim için
ekşın bana makara yapmıyor
dıbına çakim kelimesini bile dinlemiyor
kulağım hep onun odasında bana seslenir mi diye beklerken
bizim dediği şarkımız çalınca onu atlatıyordu
çayını almaya kendisi gidiyor
bazen ben dururken yazıcıya birini çağırmasını istiyordu
ebru ile de aramız gittikçe soguyor
telefonlarımın bazılarına cevap vermiyordu
izin alıp yanına gitmem gerekiyordu ebrunun ama ekşından izin almaya zütüm yemiyordu
bitiyordu lan resmen ilişkimiz
gitmem lazımdı amk
suç üstüne suç işleyip bi de firar mı etseydim amk
cep telefonu kullanmadığım için geceleri de mesajlaşamıyorduk
hala sebebini bilmediğim bir sogukluk vardı
telefonda her soruşumda bişey yok diyordu
konu kapanıyordu
hiç izne gelicek misin diye sormuyordu
hiç özledim demiyordu
bende aramayı azaltmaya başladım
hani özler mi merak eder mi bir sonraki aramamda biraz daha sıcak davranır mı diye yok amk
sonra yine mecburen aramaya devam ettim
az da olsa hissettiğim sevgisini duymak için
bomtak bir hayat olmaya başladı
geçen günler iyice geçmez oldu
aklım mahkemede ne olcak ebruyla ne olcaklardaydı
ilk mahkeme 45 gün sonra olduı
ifadelerimizi aldı
bir tane asker ailevi sorunları nedeni ile pgibolojik ilaç kullandığını söyledi
bir tanesi hiç içmediğini iddaa etti
ilaç içtiğini söyleyenin doktor raporunu
içmediğini söyleyen içinde revirde kontrol eden doktoru mahkemeye davet ederek 45 gün sonraya salladı mahkemeyi
ilk mahkeme sonu ekşından izin istemek için kapısını çaldım
-bir maruzatım vardı komutanım dedim
-söyle dedi bana bakmadan
-uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim
-izin yok bu hafta çarşıya çık dedi
-komutanım dedim lafımı keserek
-çıkabilirsin dedi
resmen gibtir etti beni
ebruyu tekrar aradım
istanbula gelebilir misin hafta sonu dedim
-başka arkadaşlara söz verdim haftaya geleyim dedi
hangi arkadaş amk ne sözü sinirlendim zaten doluydum amk hem izne çıkamıyorum hem askerlik tak gibi
sevgili sevgili olmaktan çıkmış amk günleri geçmiyor
-bu hafta gelirsen gel gelmeyeceksen bir daha da gel demem dedim
-tamam gelmem bende dedi
-tamam gelme kendine iyi bak dedim kapattım telefonu
gittim bir kenara oturdum iyice ağladım
içimdeki sinir biraz azaldı
hafta sonu geldi
ekşının nöbetçi oldugu gün çarşıya çıkacaktım
çarşı defterim imzalanmış herşey hazırdı
herkes çıktı ben astsubaya rahatsız oldugumu söyleyip çıkmadım
öğlen yemeği esnasında ekşın beni gördü
-neden çıkmadın dedi
-rahatsızım komutanım dedim
-odama gel yemeğini yeyince dedi
-emredersiniz dedim
yemeği yedik
odasına çıktım
-niye çıkmadın dedi
-biraz rahatsızım dedim
-izin mi istiyorsun dedi
-hayır komutanım artık istemiyorum dedim
-tamam evraklarını hazırlat pazartesi git dedi
-gidecek bir yer kalmadı komutanım dedim duygulanmış bir şekilde
-niye dedi
-biz ayrıldık komutanım dememle ağlamam aynı zamana denk geliyordu
-otur kelebek dedi
karşısına oturdum
cep telefonunu çıkardı masaya koydu bana dogru biraz uzattı
kalktı gitti odadan
kapıyı kapattı çıktı ben ayakta kaldım ona saygıdan o kalkarken kalktıgım için
git demediği için
o gelmeden gidemeyeceğim için oturdum kaldım orda bir saat
geri geldi
telefonuna hiç dokunmadığımı gördü
-çıkabilirsin izinlisin git yat dedi
koğuşa çıktım öküz gibi uyumuşum
sabah içtimasından sonra ebruyu tekrar aradım
sadece nasılsın iyi misin diye sordum
hiç bişey yokmuş gibi iyiyim sen nasılsın dedi
-bende iyiyim dedim
mahkemeden haber var mı diye sordu
yok dedim
-bu hafta geliyorum istanbula dedi
-iyi kiminle dedim
-yalnız dedi
-hayırdır ne yapacaksın dedim
-sevgiliminle görüşeceğim dedi
-iyi geçer inş dedim
-hayırlısı inş izin alabilir dedi
-çalışıyor mu dedim
-yok asker dedi
bi dakika lan benden mi bahsediyordu amk
-ismi ne dedim
-kelebek dedi
efendim demişim amk heyecandan -
189.
+1139Tümünü Göster
• *iyi misin dedi
-beni bırak şimdi sen iyi misin dedim
-evet ççok iyiyim seni göreceğim için mutluyum dedi
bi dakika orda bi dur şimdi amk koca koca haftalardır neydi peki bana yaptıkları
hakkıdır
konuşmak istemez
duyguları biter
beni sevmek zorunda değil ya amk
peki öyle olduysa şimdi bu geri dönüşün sebebi neydi
telefonla konuşulacak bir konu oldugunu düşünmediğim için
-hangi gün geleceksin dedim
-cumartesi dedi
-ben çıkamayabilirim ama henüz net bişey söyleyemem dedim
-farketmez cuma gece arar söylersin çıkamayacak olursan haftaya gelirim dedi
-tamam ebru kapatmam lazım kusura bakma dedim
-tamam aşkım dedi
aşkım??
-hadi görüşürüz dedim
-kelebeek dedi
-efendim dedim
-kelebeğim dedi
-efendim ebru dedim
-seni çok seviyorum dedi
-bende dedim imalı bir şekilde kapattım telefonu
telefonu kapattım ama telefonda kaldım amk
ne düşüneceğimi bilemiyordum çünkü
ne olmuştu amk.
ihtimaller belirdi
• *1 başkasını bulmuş bir an ona dalmış ve yogunlaşmış ama sonra beni sevdiğini farkedip bana dönmüş olabilirdi
hamile olma ihtimali yoktu eğer bir kaza sonucu olmuş olsa bile okulu sebebi ile cocugu aldırır bu konuda da benden gizli iş çevirmezdi
yine birisinden benim hakkımda yalan yanlış bişey duymuş sonra gerçekleri öğrenmiş ve bana dönüş yapmış da olabilirdi
ayrılığı daha fazla kaldıramayıp unutmaya çalışmış ama başarısız oldugu için tekrar aşkımlara dönmüş olma ihtimali de vardı
yada belkide gerçekten bir şey yoktu ve ben onu çok sevdiğim için aynı duyguları onda göremediğimden dolayı paranoya yapmış da olabilirdim
ama seni seviyorum denmez miydi amk sevgiliye
ailesi ile tartışmış bunun moral bozukluğu da bana yansımış da olabilirdi
amk ihtimalden çok ne var ama hangisi o önemli
ekşına gittim hala bana soguktu
çok büyük hayal kırıklığına uğratmıştım adamı
onun için nerdeyse en değerli asker iken yaptığım hatadan sonra onun beni eskisi gib sevmesi ve kollamasını bekleyemezdim
hatamla oturmam gerekliydi
herşeye rağmen beni hala seviyor oldugunu telefonunu masasında bırakıp eğer istersem ebruyu arayabileceğim mesajını verdiği zaman anlamıştım
geçen günlerde sessiz sakin kimseyle konuşmayan
askerlerin ve diğer komutanların naber lan alkolik söylemlerine aldırmadan geçirmiştim
çogu zaman elimde plastik parmakda çay ve iki parmağım arasında da bir sigara tutar şekilde herkesden uzak oturuyor olurdum
geçen hafta çarşı iznine çıkmadığımı ekşın biliyordu
çıkmadığıma üzülmüştü hatta ben o yüzden ekşının izin vermeme ihtimalini düşünmüyordum bile
ama yine de sordum çıkabilir miyim diye
-ihtiyaçların mı var dedi
-o gelcek komutanım dedim
-ayrılmamışmıydınız dedi
bir an sessiz kaldım ne diyeceğimi bilemediğim için
o konuşmaya devam etti
-askeriliğin geri kalanını bitiremezsin olası acıyla gitme dedi
-gitmezsem hep içimde kalır komutanım belirsizlikler var onları çözmem lazım bunları düşünmek daha zor oluyor dedim
-tamam çık o zaman dedi
-saol dedim odadan çıktım
• *bir gün sonra ebruyu aradım gelebileceğimi söyledim
-çok sevindim dedi
-bende dedim
-çok özledim seni kelebek dedi
-bende dedim
-ee nasılsın dedi
-sana haber vermek için aradım görüşürüz gitmem lazım dedim
-tamam seni seviyorum dedi
-bende dedim yine kapattım telefonu
cumartesi günü erkenden kalktık herzamanki gibi
kadıköyde ebru ile buluştuk
sanki hiçbirşey yokmuş gibi sarıldı bana kocaman
çenemin altıyla boynum civarından bir yere nemli bir sesli öpücük kondurdu
-gel oturalım şuraya dedi cafenin birini göstererek
-hayır biraz daha sessiz bir yere gidelim dedim
-öpmeyi mi özledin dedi
-öpeceğim dudaklardan çıkanları iyi dinlemem lazım o yüzden sessiz bir yere gitmek istiyorum dedim
-tamam dedi
yürüdük yürürken o bana sordu
nasıl gidiyor zor mu yoruluyor musun gibi sorular hepsine sallama iyi kolay bişey yok gibisinden cevap verdim
yere geldik
oturalım dedim
-ee anlat dedim
-soguk ankara dedi
-soguktan konu açılmışken kendinden de bahset dedim
-ben üşümüyorum dedi
-beni üşüttün dedim
-nasıl yani dedi
-ebru şu olayı çözelim neden bana öyle davrandın dedim
-nasıl davrandım dedi
-eskisi gibi değildin dedim
-şimdi iyiyim kelebek dedi
-bana sebebini söyle dedim
-sebeb yok ki dedi
-peki ebru dedim
biraz sessiz kaldık elini kaldırdı
-öpmek istemiyorum dedim
-neden dedi
-sebeb yok ki dedim
---konuşmak istemiyorum kelebek dedi
-tamam dedim
-izne ne zaman çıkacaksın dedi
-konuşmak istemiyorum ebru dedim
, elimi tuttu bana sarıldı
-sende böyle yapma ne olursun dedi
-benim yaptığımın türevlerini sana kim yapıyor onu söyle o zaman dedim
-herkes dedi
-ne yapıyor dedim
-konuşmak istemiyorum dedi
-tamam sen konuşup bana yanlış giden şeyi söyleyinceye kadar bekliyorum
-senin üzülmeni istemiyorum ben üstesinden geldim zaten dedi
-anlatmazsan daha çok üzüleceğim vakit daralıyor yalvartma beni anlat şunu ebru dedim
sessiz kaldı
-hamile misin dedim
-hayır dedi
-sana yanlış bişey mi dedim yanlış bişey mi yaptım dedim
-hayır dedi
-ailenle ilgili bir hastalık saglık durumu mu var kavga mı ettiniz dedim
-hayır iyiler allaha şükür dedi
-sen mi hastasın bişeyin mi var. çok mu özledin dayanamıyormusun ayrılığa dedim
-hayır kelebek hayır dedi
-delirtme o zaman adamı anlat şunu dedim
-hiç bişey yok dedi
-bak ebru sinirleniyorum kalbini kırmamak adına giderim lütfen anlat dedim
ve sebebini anladığım ilk cümleyi kurdu
-herkes salak salak konuşuyor dedi
-kim dedim
-herkes dedi
-ne diyorlar dedim
olayı onun ağzından ben anlatıyorum
• *okuldaki arkadaşları kız olsun erkek olsun bunu biryerlere davet ediyorlar. ebru gitmek istemiyor
bu durumu arkadaşları bana baglıyor benim çıkartmadığımı düşünüyorlar
bilmeden konuşarak beni ebrudan sogutmaya çalışıyorlar
benim hakkımda yeni tanıştığı kişiler soru soruyor
mesela nerde okuyor diye
ebru okumuyor diyor.ne iş yapıyor diyorlar asker diyor
benim okumayan asker ve basit birisi oldugumu anladıkları zaman suratlarında oluşan ifade ebrunun hiç hoşuna gitmiyor
çünkü herkes ebruya salakmış gibi bakıyor onun dediğine göre
çevresindeki kız arkadaşları sürekli onu yeni erkeklerle tanıştırma peşinde oluyor
yeni tanışacakları erkekler kendilerini ebruya beğendirmek için türlü yalamalıklar yapıyor
ebru da hem kız arkadaşlarına hem de onlara
erkek arkadaşı olan birisine başka birini bulmak için uğraşlarının iğrenç oldugunu düşünüyor
tepki vermek de istemiyor kalblerini kırmamak için
bu yüzden kimseyle konuşmuyor ve kendini yalnız hissediyor
en yalnız oldugu anlarda ben yanında olamadığım için daha çok üzülüyor
ailesi ile olan konuşmalarında bazen hiç benim hakkımda soru sormamaları ebrunun gücüne gidiyor
o istiyor ki ailesi benimle olmasını desteklesin ve kendisini teselli etsin
bunları düşünmekten okulda derslere konsantre olamıyor
tüm bu sebeblerden dolayı asosyalleştigini düşünüyor
ve en kötüsü bu hayattan nefret ediyor.ve onun deyimiyle şu lanet günler bi geçse diyor
ben seni seviyorum dediğim zaman sadece bende demesini
aslında deli gibi haykırarak bende seni çok seviyorum demek istediğini fakat ağlamaktan korktuğu için söyleyemediğini söylüyor
sürekli ne zaman ararım diye beklemede oldugunu
içki içme olayından dolayı bana komutanların muhtemel kötü davranmalarını
alacagım cezanın az olması için dualarını
geleceğimizi
müstakbel çocuklarımızı
olur mu olmaz mı düşünceleri eşliğinde oldugunu anlattı
geçen hafta gelmeme sebebini de
parasının tümüne yakınını benim hesabıma havale ettiği olarak açıklıyor ki
ben ona bir konuşmamda paran var mı diye sordugunda babam gönderecek sağol demiştim
bunların çoğunu gözyaşlarını engellemeye çalışarak anlattı
cogunda gözlerime bakamadı
çaresizliği okunuyordu yüzünden
son noktayı çok özür dilerimle koydu öyle davrandığı günler için -
190.
+1140Tümünü Göster
---olanlara üzülüyorsun dimi ebru dedim
-evet kelebek dedi
-üzülme dedim
-nasıl üzülmem sen yoksun başkaları var oldugunu sanıyor ama onlar hiç yok zaten dedi
-üzülünce geçecek mi ki ebru gülümsemeyi öğrenmen lazım herşeye rağmen dedim
-gülemiyorum güldürmüyor hiç birşey sensiz dedi
-bana bak dedim
gülümsüyordum
-sen delisin ama dedi ağlamaklı gülümseyerek
-annemin durumunu biliyorsun dedim(özürlü olmasını kastederek doğuştan felçli bir kolunu kullanamıyor.bir ayagı da diğerine göre kısa)
-evet biliyorum dedi
-12 yaşındaydım bana gülümsemeyi öğrettiğinde dedim
nasıl dercesine gözlerini kıstı ve bana baktı
-anadolu lisesine gideceğim ilk gündü
beni karşısına alıp
• *seninle okula gelmek isterdim ilk gününde ama baban zütürsün
hani annenin bu halde oldugunu görüp ilerde muhtemel arkadaşların olacak kişiler görmesin
istemiyor olacagın için anlarım seni
param da yok sana verebileceğim
herkes istediğini alırken sen alamayacaksın
aslında bunları seninle konuşmamamı gerektirecek kadar küçüksün
büyüyünce anlayacaksın üzülmenin boşa oldugunu
ama olacaklara aldırma
kaldır kafanı bana bak dedi
kafamı kaldırıp ona baktığımda
ne yapıyordu biliyor musunuz?
gülümsüyordu
hadi sende gülümse şimdi
iyi dersler oğlum dedi
üstüm giyinikti
kapıya kadar uğurlamaya geldi beni
ayakkabılarımı giyip
onunkileri de önüne koydum
ellerimi kaldırdım
hadi anne okula zütür beni dercesine
gülümseyerek geldi
boyumun o zamanlar ona göre küçük olmasının avantajını
gözlyaşlarımı gizlemekte kullandım
çaktırmadan sildiğimi düşündüğüm anlarda kafamı ona çevirip gülümsedim
en gidebileceği herkesin annemi görebileceği yere kadar bırakmadım ellerini
o bana gülümsedi ben ona gülümsedim
kimseyi umursamadım
bir kere öptü beni
ben öpmeyle yetinmeyip sarıldım
-sağol anne dedim
annem kendi üzüntülerini o haldeyken yenmişse
bende onun oğluyum bende yendim
sende benim kız arkadaşımsan sende yenmelisin
şimdi gülümse bakayım dedim
gülümseyemedi ağladığı için bana sarıldı
• *kendini toparlayabilmesi için yaklaşık yarım saat sessiz kaldım
sadece ona sarıldım
onun da yapmak istediği tek şey o gibiydi zaten
hafiften başlayan yağmura aldırmadık ikimizde
-hadi hastalanacaksın gidelim dedi
-ben hastalanınca sen paslanacak mısın sende hastalanırsın durduğumuz hata hadi gidelim dedim
ayağa kalkmaya yeltendi
ben kalkmadım
-hadi dedi
-henüz değil dedim
-neden dedi
-hala gülümsemedin dedim
-zamanı gelince gülerim dedi
-tamam ben o zamanı burda bekleyeyim o zaman dedim
tamam oldu mu dedi sahte bir gülümseme ile
-ne oldu mu dedim
-güldüm ya işte dedi
-gülmüş olsan kalbimde hissederdim bunu demekki olmamış dedim
-hadi sana yemek ısmarlayayım dedi
-aç değilim henüz dedim
-oturalım o zaman ,anılarımız arasına istanbulda yağmurda oturup ıslanarak hasta olmayı da ekleriz dedi
-çok açım ebru hadi gidelim dedim
-hayır beyefendi kendin kaşındın oturcaz dedi
-tamam oturalım ama damlalar sadece gökten yağacak bundan sonra söz mü dedim
-gidinceye kadar söz ama sensizken yine akıtırım bende birikenleri dedi
-tamam dedim
bir süre bekledikten sonra epey ıslanmıştı yağmur gören yerlerimiz
-şimdi anı mı oluyor bu dedim
---evet şikayetçi misin dedi
-hayır da fazla monoton değil mi sence dedim
-neyi varmış dedi
-istanbulda yağmur yağarken öpüşerek hasta olmayı bekledik olarak hatırlasak bu anıyı dedim
-tamam bi kere dedi
-pazarlık mı yapıcaz şimdi dedim
-deli dedi en son
kısıtlamasız öpüştükten sonra artık bir anımız vardı
kalktık
ebru inat etti bana kazak almak için
kendisi de almazsa giymeyeceğimi söyleyip onu da almaya zorladım
ıslak olanlar onda kaldı
yemek yiyebileceğimiz bir yere gittik
ebru yemek yerken biraz daha bahsetti diğer insanların benim hakkındaki görüşlerinden
destekleyenlerin de oldugunu fakat onlara bile inanmadıgını dile getirdi
hiç pişman olmadıgını
çok kolay olsa bu kadar sevemeyeceğini söyledi
-seviyoruz dimi birbirimizi dedim
-kendin cevap ver dedi
-ben seviyorum senin de sevdiğini biliyorum o zaman neden üzgünüz ki şimdi. bilmiyor muyduk bunların olabileceğini bak sağına soluna
birbirine kıkırdayan aşkla gülen sevgililer var. onlardan bir eksiğimiz yok üstüne bir kaç yıl fazlamız bile var. dedim
-onların sevdikleri hep yanında ama kelebek dedi
-onlar da bir gün bir süreliğine ayrılmak zorunda kalacaklar ebru. bunu onlar da biliyor ama yaptıkları şeye dikkat et
beraber olmanın tadını çıkarıyorlar. dedim
buruk bir gülümseme ile bana baktıktan sonra elleri ellerimdeydi
ellerime dokunma süresi çoğaldıkça aşkla bakar gözleri de aydınlandı
-hadi çocuk olalım elimizdeki dondurmayı eritmeden yiyelim. keyfine varalım dondurmanın yoksa zaman eriyip gidecek ve dondurmamızdan hiç zevk alamayacağız dedim
-benim ki çilekli olsun dedi gülümseyerek
-benimki de ballı olsun bal dudaklım dedim. ellerimi kaldırarak
-burda olmaz deli dedi
-olur?? nerdeydi bu çıkaramadım istanbul semti mi dedim
-tamam dur gideriz dedi
• * yemeği yedik.e-5 küçükyalı istikametine gidecek otobüslerin yakınlarında bir yerde oturduk
yağmur yağsam mı yağmasam mı kendi de bilmiyordu.
yağmurda sarılıyor olmamızdan herhalde ebru yine evliliğe getirdi olayı
-çocuklarımızla da gelelim buraya ilerde kelebek dedi
-yağmur yağmadığı zaman geliriz dedim
-söz mü dedi
-söz ebrum. okulun nasıl gidiyor dedim
-iyi ama zor çok çalışmak gerekiyor dedi
-sözümü erteliyorum. okulu bu sene bitirirsen seneye kışın istanbula geliriz ama çocuğumuz olmaz dedim. sırıtarak
-yaparız ne olcak ki dedi
-bişey olmaz da erken olur dedim
-ne kadar kaldı gitmene dedi
-bir saat dedim
saat 3 buçuğa geliyordu
-sen nasıl döneceksin dedim
-biletimi aldım merak etme dedi
-hadi gel benimle dedim
onu atm ye zütürdüm
atm ye gidince benim için yatırdığı paraları geri çekip ona vereceğimi anladı
-kelebek var param bak dedi. gösterdi hem parasını hemde kartını.
-olsun çok param olursa çok harcarım sende kalsın biriktirirsin ikimiz için dedim
-almam dedi inat etti
-almazsan ne öperim ne de sarılırım sen giderken.ve istanbula da gelmem seneye dedim
-yaaa off dedi.
-tam hepsini çekecekken o zaman yarısını alırım sadece dedi
-o zaman dudaktan değil yanaktan bir öpücük sarılma değil sadece tokalaşma olur. istanbul yerine de daha yakın bir yere gideriz dedim
-tamam bende 2 hafta sonra yine gelecektim 4 hafta sonra gelirim o zaman dedi dedi
-resmen beni öpmemek için para teklif ettin şimdi bana farkında mısın? yoksa ağzım soğan mı kokuyor dedim.
-dur bakayım dedi yaklaşıp bir kere öptü dudağımın üzerinden
-dudak yoktu dedim
-daha parayı almadım ki dedi gülerek
paranın yarısını çektim
ona uzattım
almadan bir kez daha yaklaşıp öptü
sonra çantasına koydu parayı biraz yürüdük
• *ama kendi kendime sövüyorum ya gerçekten öptürmezse diye
sarılmadan ayrılınır mı lan kızdan
kendi başımı yakıcam amk blöflerim yüzünden
zaman daraldı
gitmem farz oldu askeri hukuka göre
sarılmadan tek elimi kaldırdım
ama ebru diğer elimi de kaldırıp beni öptü
bende karşılık verdim
sarılmak refleks halinde gelişti
-ebru dedim
-efendim dedi
-ebru dedim
-efendim dedi
-ebru dedim
-efendim kelebek dedi
-gülümse dedim
-seni mutlu edebiliyor muyum dedi
-çok fazla dedim
-kelebek dedi
-efendim dedim
-kelebek dedi
-efendim ebru dedim
sadece gülümsedi
bu defa ben gülemedim amk
hatta gözlerim doldu
-yeşil gözlerindeki ıslaklığı kurutta doya doya bakayım hadi gülümse şimdi dedi
yine gülemedim amk
-bana ders veren deliye bak kendin gül önce dedi
gözlerimin sileceğini çalıştırdım
damlalar yanaktayken gülümsedim -
191.
+5141Tümünü Göster
---bana tek yalanın şimdiki bu gülümsemen olsun çok seviyorum seni hadi geç kalma dedi
yanağımdan bir çift dudak ısısı ile otobüse bindim
otobüs şoförünün gibinde değildi amk neden ağladığım parasını verdim yerime geçtim
bana aldıgı kazagın dirsegi ile camdaki buguyu silince gördüğüm ebru
hala gülümsüyordu
en azından gülümsemeyi deniyordu
ondan ayrılırken bir yalan daha attım gülüşümle
otobüsdeki yaşlı teyzeler yanıma yanıma yanaştı
kalksana amk yaşlıyım ben oturayım dercesine
gibe gibe kalktım
ayrılık acısını otobüsde ayakta bir yerlere tutunarak ve şoför amcanın arkaya ilerleyelim komutlarına uymaya çalışarak çektim
arkaya ilerlerken
geride bıraktığım sadece şoför maali değil aynı zamanda ebrumdu otobüs ilerlerlediğinden
ayrıca ekşına dogru da yürüyordum aynı zamanda
otobüsde bir liselinin manitasına manitayı giblemezcesine mesaj yazması bile imrenilecek bir durum haline geldi benim için
muhtemelen benim yaşadıklarımı yaşamadığı için o telefonda yazdığı kelimelere benim göstereceğim kadar önem göstermiyordu
otobüs kışla muhitine yaklaşınca
dıbına çakim arkadaşım inecek var demek geldi içimden ama
şoförü nezaretlik kendimi hastanelik etmek istemediğim için sadece düğmeye bastım
yine tırmanılması gereken kışla
yine nizami olup olmadığımı kontrolünün yapıldığı nizamiye kapısı
bir an önce üstümü değiştirip içtimaya hazır olma çabası
yemek sırası yat içtiması
askerlerin bugün bi manita ayarladım
istesem kesin verir palavraları
sabah kalk boş pazar günü top tekmele
çarşı iznine çıkmamışlarla askerlik düşer mi lan geyiğinden sonra
ebruyu aradım
-nasılsın dedim
-iyiyim yalancı sen nasılsın dedi
-yalancıkdan güldüğümü nasıl anladın dedim
---bırakta tanıyayım seni o kadar dedi
-seni ne kadar sevdiğimi bilecek kadar tanı yeter dedim
-o zaman çoktan en iyi dostum olmuşsun da sen beni tanıyor musun yeterince dedi
-tatile gelmedin herhalde bugün sevdiğinden gelmişsindir dimi dedim
-yok yeterince tanıyamamışsın henüz hala bana sormandan belli dedi
-benim sana soracağım tek soru olur ama cevaplamanı istemiyorum ebru dedim
-soru ne neden cevap istemiyorsun dedi
-hep sevebilecek misin beni? soru bu dedim
-evet tabi ki dedi
-cevaplama ebru sadece yaşat dedim
-bildiklerimi söylerim tahmin ettiklerim için belki, umarım, inşallah gibi şeyler derim dedi
-sen beni sevebilecek misin hep dedi
-o benim sorum kendine başka soru bul dedim
-geleceğimize belkileri umup inşallahlarla dualarda mısın yoksa evet diyecek kadar inanıyor musun kalbine dedi
vay amk üzerime gelen kişi cdıbını kırdığım bakkal amca mı lan
kaçsam kesin yine yakalar beni aynı mahalledeyiz amk gibe gibe cevap verecez ebruya
-dostunum ben unuttun mu?hani şu çok iyi tanıdığın dostun. sürekli bildiğin soruları sormak sıkıcı gelmiyor mu sayın hocam dedim
-yanlış cevap verirse sıfır verme heyecanı da zevkli oluyor ama sayın öğrencim dedi
bakkal amca kafaya koymuş ya züt ya cam diyor amk. tamam babama yaptırtıcam camları dicem ki affedecek beni amk kaçarı yok
-inanıyorum dedim
-neye inanıyorsun dedi
-kalbime dedim
-ne diyor peki dedi
-tek kelime mırıldanıyor ama hiç sıkıcı gelmiyor şarkı dedim
-alla alla neymiş o dedi
-ebrum dedim
---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
-muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
-olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
-aşk dedim
güldü
-müzik kime ait peki dedi
-kalbim ritimleri belirliyor dedim
-deli yaa dedi
-delirten kim acaba dedim
-tamam yine suçlu benim o zaman dedi
-ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
-suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
-az kaldı merak etme dedim
-ankaraya gelsene kelebek dedi
-ne zaman dedim
-izin kullan gel dedi
amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
-tamam bakarız diyebildim
ama tepkisi sert oldu
-bakma gel işte dedi
-tamam ebru geleceğim dedim
-hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
-ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
-iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
-gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
-tamam aşkım dedi
-beni hala seviyor musun dedim.
-düşünmem lazım dedi öyle makarasına
-niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
-seviyormuşum o zaman dedi
-bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim
• * tel kapandı
hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
kasıntı uzman çavuşlardan birisi
-kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
yat kalk
ve ekşın
geriye dönüş yaptı bana karşı
-gel dıbına çakim arkadaşım dedi
sabah içtimasından önce
ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
-dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
-emredin komutanım dedim
-sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
ben içtimaya koştum
o da geldi
içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
-dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
benimle alakasını düşünürken devam etti
-dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
-ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
keşke demeseydim -
192.
+2142Tümünü Göster
---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
-emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
ama ekşına eli boş gidilmezdi
bi tanesini not aldım
izni bitmiş ama çok özlemiş
bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
diye ekşına notları verdim
-görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
getirdim
-görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
-memnunum komutanım dedi bin
-tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
-gel dıbına çakim dedi bana
yanına yaklaştığımda
-yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
-siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
-tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
-iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
-kalmadı komutanım dedi asker
-izin istiyor musun dedi
-hayır komutanım az kaldı zaten dedi
-tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
-diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
-elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi
• * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
-çağır dıbına çakim dedi
-anlat dıbına çakim dedi askere
asker durumunu anlattı
annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
-tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
-başka var mı dıbına çakim dedi
-şimdilik yok komutanım dedim
-vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
diline düştüğüm adamın farkındasınız
-görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
-emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
zaman geçti
ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
ebruyla görüşmelerimizde
gelmiyor musun
ne zaman geleceksin
gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
güvensizlik konuşmalarından sonra
mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
yine ertelendi 45 gün sonraya
ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
ekşında verdi fazla zorlamadı
10 gün daha izin aldım
direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
normal bir telefonla onu aradım
• * -nerdesin dedim
-yurttayım dedi
-ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
-hayırdır dedi
-bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
-bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
yerimi söyledim
-sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
gelince kızdı bana
-neden haber vermiyorsun diye
-kusura bakma dedim
-kaç gün izin kullanacaksın dedi
-10 gün dedim
-tamam yeter dedi
-kaç gün burda kalayım dedim
-10 gün tabikide dedi
ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
-10 gün nasıl kalacam burda dedim
-pansiyonda kalırız beraber dedi
-alanya dedim
-bensiz gidemezsin kelebek dedi
-beraber gidelim o zaman dedim
-okul var dedi
sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
iznin bin olacağı şimdiden belliydi
inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
kalacak olsam para yok
-alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
-bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
resmen beni çevresine tanıtmak
kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
öyle ahım şahım da değilim ki amk
bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
ebru bilmiyor ki
her çiçek arının damağına göre güzel -
193.
+2143Tümünü Göster
---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
-muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
-olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
-aşk dedim
güldü
-müzik kime ait peki dedi
-kalbim ritimleri belirliyor dedim
-deli yaa dedi
-delirten kim acaba dedim
-tamam yine suçlu benim o zaman dedi
-ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
-suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
-az kaldı merak etme dedim
-ankaraya gelsene kelebek dedi
-ne zaman dedim
-izin kullan gel dedi
amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
-tamam bakarız diyebildim
ama tepkisi sert oldu
-bakma gel işte dedi
-tamam ebru geleceğim dedim
-hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
-ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
-iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
-gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
-tamam aşkım dedi
-beni hala seviyor musun dedim.
-düşünmem lazım dedi öyle makarasına
-niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
-seviyormuşum o zaman dedi
-bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim
• * tel kapandı
hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
kasıntı uzman çavuşlardan birisi
-kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
yat kalk
ve ekşın
geriye dönüş yaptı bana karşı
-gel dıbına çakim arkadaşım dedi
sabah içtimasından önce
ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
-dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
-emredin komutanım dedim
-sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
ben içtimaya koştum
o da geldi
içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
-dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
benimle alakasını düşünürken devam etti
-dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
-ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
keşke demeseydim
---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
-emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
ama ekşına eli boş gidilmezdi
bi tanesini not aldım
izni bitmiş ama çok özlemiş
bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
diye ekşına notları verdim
-görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
getirdim
-görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
-memnunum komutanım dedi bin
-tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
-gel dıbına çakim dedi bana
yanına yaklaştığımda
-yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
-siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
-tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
-iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
-kalmadı komutanım dedi asker
-izin istiyor musun dedi
-hayır komutanım az kaldı zaten dedi
-tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
-diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
-elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi
• * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
-çağır dıbına çakim dedi
-anlat dıbına çakim dedi askere
asker durumunu anlattı
annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
-tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
-başka var mı dıbına çakim dedi
-şimdilik yok komutanım dedim
-vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
diline düştüğüm adamın farkındasınız
-görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
-emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
zaman geçti
ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
ebruyla görüşmelerimizde
gelmiyor musun
ne zaman geleceksin
gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
güvensizlik konuşmalarından sonra
mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
yine ertelendi 45 gün sonraya
ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
ekşında verdi fazla zorlamadı
10 gün daha izin aldım
direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
normal bir telefonla onu aradım
• * -nerdesin dedim
-yurttayım dedi
-ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
-hayırdır dedi
-bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
-bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
yerimi söyledim
-sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
gelince kızdı bana
-neden haber vermiyorsun diye
-kusura bakma dedim
-kaç gün izin kullanacaksın dedi
-10 gün dedim
-tamam yeter dedi
-kaç gün burda kalayım dedim
-10 gün tabikide dedi
ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
-10 gün nasıl kalacam burda dedim
-pansiyonda kalırız beraber dedi
-alanya dedim
-bensiz gidemezsin kelebek dedi
-beraber gidelim o zaman dedim
-okul var dedi
sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
iznin bin olacağı şimdiden belliydi
inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
kalacak olsam para yok
-alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
-bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
resmen beni çevresine tanıtmak
kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
öyle ahım şahım da değilim ki amk
bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
ebru bilmiyor ki
her çiçek arının damağına göre güzel
• *hani olurya amk manitanız aşkııııım bi film çıkmış mutlaka gidelim der
siz hangi filmdir diye sorarsınız en sevmediğiniz tarzda taktan bi film çıkar
ama gibe gibe de gidersiniz baygın baygın 1 buçuk saat filmi izlersiniz
nasıldı diye sorunca çok iyiymiş diye eleştirmen olursunuz iki dakika
ebrunun beğendiği film on gün sürecekti -
194.
+2144
ben niye mi katlanacaktım bu filme??
ileriyi görme diyelim
geceleri ne tak yiyeceğimi bilemez halde askerlik yapmak istemiyordum
-karnın aç mı dedi
önce şu kalacagımız yere bi gidelim valizi filan bırakayım dedim
-hmm nerde vardı dur bi saniye dedi
telefon açtı bir arkadaşına
telefonla konuşmayı yarıda kesip
-kız arkadaşımın evinde boş oda var orda kalalım mı dedi
-sen bilirsin dedim
düşünmeden ama aslında otele verilecek parayı düşünerek
-tamam hadi gidiyoruz dedi telefon konuşmasından sonra
eve gittik
aynı ev daha önce gittiğim
kızlar beni daha önceden tanıdığı için
hoş denilebilecek bir karşılama
ben odaya geçtim
ebruda geldi
-biraz yorgunum uzanayım dedim
-tamam dedi
3 4 saat uyumuşum akşam olmuş
seslere uyandım
sanki çarşı marş bestelemiş onu deniyorlar ama henüz hep bir ağızdan söyleyemiyorlar
dışarı çıkmaya bile korktum amk kalabalıktan
• *çünkü muhtemelen içeri girince insanların hepsi birden bana bakacak
ve buyrun bu da kelebek diyecek birisi
elimi yüzümü yıkamam lazım odadan çıkamıyorum korkudan sanki umumi wc de açık renkli donuma sıçtımda topluma çıkmaya korkuyorum
hafifçe araladım kapıyı
baktım kimse yok piyasada
bekledim ebru gelir diye
hani telefonda yok ki ebru gel kalktım artık diyeyim
yarım saat kadar daha bekledikten sonra ebru geldi
-uyandın mı derken öpmesi de bir oldu
-bunlar kim dedim
-arkadaşlar dedi
-ilk gün sadece ikimiz oluruz sanıyordum dedim
rahatsızlığımı belirtmek için
-kusura bakma hadi gel dedi
-ebru böyle tanışma mı olur dedim
-ya gel bişey olmaz dedi
üstümü değiştirdim ondan aldığım cesaretle beraber dışarı çıkıp zaten kısa olan saçlara aklımca ayar vermeye çalıştım
içeri girmeye hazırım ama hangi kimlikle gireceğimi bilmiyorum
sessiz sakin olsam
mal amk bu derler
çok konuşsam ne diyo lan bu derler
ne tak yiyeceğimi bilmeden içeri girdim
haliyle bir sırıtma belirdi suratımda nezaketen
hepsine bi göz gezdirdim
bildiğin insan amk kahvede maç izleyen cemaatin tv sinin önüne geçmiş gibi hissettim kendimi
merhaba dedi hepsi gel otur diye de yer gösterdiler
ama benim nedense ebruyu annem ellerini de en güvenli yermiş gibi hissetmek geldi içimden
velhasıl oturduk -
195.
+2145Tümünü Göster
• *kısa bir sessizlikten esnasında
olay mahalini inceledim
ne oluyor amk burda dercesine
herşey home party stilinde hazırlanmış
içkiler mezeler çerez falan
kim kimin manitası bilene aşk olsun zaten
çoğu turistlerden gördüğüm tarzda entel dedikleri cinsten
belli ama amk adamlar okumuş
çenesi gevşeğin birisi
eeee diye başlayan sıkıcı sorulardan bir tane sordu
daha da ardı arkası kesilmedi
sıkıldım tabi haliyle
her cevabımı yavşak bir gülümseme ile süslemek zorunda hissediyordum kendimi çünkü
konu burda mı kalacaksınıza geldi
evet cevabına
binin birinin aklı sıra yaptığı
-ben yıllardır yalvarıyorum bir gece müsade etmediniz burda kalmama aşk olsun esprisi ile muhabbet başka yerlere kaydı
komik değildi bana göre ama işe yaradı amk benim üzerimdeki yogunluk azaldı
kendi aralarında şakalaşırken ben ebruya aç oldugumu söyledim
beni takip et diyerek mutfaga zütürdü
mutfakta sarıldı
-ne yemek istersin aşkım dedi
-sen yedin mi dedim
-evet dedi
-tamam bende aç değilim o zaman dedim. bensiz yediğine kızdığım için
yine de koydu önümebi kaç tabak yanıma oturdu
aklına yeni gelen soruları sordu
-nasılsın? askerlik nasıl? mahkemeden haber var mı? annele görüştün mü?
biliyor mu burda oldugunu gibi
• *diğerlerine normal cevap verip
-annem burda oldugumu bilse kızar bana neden gelmiyorum diye dedim
-tamam ben içeri geçiyorum dedi
içeri geçme sebebi belli amk dedikodu dinleyecek millet benim hakkımda ne düşünüyormuş onu öğrenecek
bende içeri geçtim
-oo barmenmişsin hocam ne içelim ne tavsiye edersin dedi
-bugüne kadar nelerden hoşlandın dedim
gittiği barlarda içtiği yada sağdan soldan duyduğu kokteylerin ismini söyledi
bana cevap hakkı düşmeden herkes barmenmiş gibi yok o da güzel bu da güzel diye fikirlerini söyledi
benimde canıma minnet zaten
-basit yapabileceğimiz bir kokteyl var mı dedi
-tatlı mı ekşi mi dedim
bş kaç kişi tatlı diğerleri ekşimsi bişeyler istedi
ikisine de birer kokteyl tarifi verdim basit yapabileceği
kendi aralarında ki konuşmaları bana göre çok uyuzdu
biri salakça fikrini söylüyor sonra topu başkasına atıp sen ne düşünüyorsun diyordu
zaten konuşma tarzları ekşiciler gibi amk uyuz uyuz. çok bilmiş tarzında
gidin desen kimi nere kovuyon gibe gibe katlandım
bana sorduklarına cevap verdim
fazladan soru sormadım hiç
bana laf sokmaya çalışan olmadığı için bende onlara bişey sokmak zorunda kalmadım
sadece barmensin bira içiyorsun şaşırtıcı dedi birisi
-evet haklısın erkek olup erkekle konuşmak kadar garip değil mi dedim
muhtemelen anlamadı hiçbirisi belki sonra sonra anlamışlardır ne demek istediğimi
ben binlerden şişe çevirmece tarzında bir oyun beklerdim ama
iyi ki oynamadılar sadece içip içip konuştular
bazıları erken ayrıldı
kalanları da ev sahibi kızlar kovaladı belirli bir saatten sonra yarın görüşürüz diye
biz konuşmaya devam ettik ebru yanımda bana yaslanmışken
kızlar da müsade isteyip gittiler odalarına
ebru başbaşa kalmayı bana teşekkür ederek
hem geldiğim için hemde arkadaşlarına iyi davrandığım için
sorun değil yatalım mı dedim
-hastayım kelebek dedi
-tamam işte yatalım hadi dedim
yatağa geçtik bi kaç öpüşme sarılma derken
sabah kalkıp kızlarla beraber kahvaltı yaptıktan sonra
---nereye gitmek istersin dedi
-sen bilirsin dedim. imalıca
-hadi çıkalım karar veririz dedi
-okulun yok mu bugün dedim
-bugün yok dedi
olaylar ne yapsak ne yapsak derken
bir yere oturup konuşma
bir yerde yemek yeme
yapacak hiç bişey bulamayıp sinemaya gitme
sonra bişey içip eve geldiğimizde
sanki param olsa hepsini ben ödeyecekmisim hissi veren cebimdeki paranın ciddi miktarda azalışı
hani ebru hadi kelebek işine bak dese
ankarada beş parasız asker başıma kalacaktım
sonra tek yol hale gidip kamyoncunun birisiyle züt karşılığı alanya istikametine gitmek olurdu herhalde
izin kritiği yaptığımda farkettim ki
aslında acınacak haldeyim
herkese göre göreceli olan aşkın peşinde koşarken
kendimi bıraktığım yerlerin farkında değilim
resmen her konuda bir kızın eline bakıyor haldeyim
hiçbir şeyde naz yapma lüksüm kalmamış
ne param var aldığı şeylere ben bunu yemem şunu isterim diyebiliyorum
ne de züt var ebru ben bu hayatı kabul edemem ben gidiyorum diyebiliyorum
ne tak yersem yiyeyim ebru her zaman iki bir önde
aşk artı para onda oldugu için
yakında bu skora eğitim de eklenecek
3 1 den sonra maçı berabere getirebilmek için
aşka attığım bacak arası golün 3 gol değerinde olması gerekecek mahalle maçlarında oldugu gibi
• *kahvaltı için ekmek alımına beni görevlendirdiler
co-görevli ise ebru oldu
buz gibi havada yeni yağmış kar'ı ayakla tekmeleyip biraz havaya biraz da ebrunun bacaklarına doğru gelmiş olmasının
ebru da yarattığı etki kar'ı gayleştirip üzerime fırlatması şeklinde oldu
bir kısmını elimle sıyırıp yoluma devam ederken
ikinci hamleyi de yapmasına yine ses çıkarmadım
ebru kartopu oynunu oynamak için çok hevesli gibiydi
ama ben bu oyun için incinin jane'i gibi çok sıkıcı bir karektere büründüm
hiç karşılık vermeyerek
amacım sıkıcı olmak değil onun hastalanmasından korkmaktı
ekmeği alıp geri dönerken atmaya devam etti
ben ses çıkarmadıkça olayı abarttı
karı avuçlayıp boynumda aşşağı bırakmaya kadar gitti olay
biraz silkelenip yıkılmadan yoluma devam etmeye çalışırken
ebru benim önümü kesti karşımda durarak
yere eğilip yol kenarında birikmiş kardan bir avuç alarak
elime bıraktı
sonra yine eğilip
bir avuç daha aldı
doğum günü pastasını suratıma yapıştırır gibi yapıştırdı
sonra bana bakarken benim de ona aynısını yapacağımı düşündüğü için
gözlerini kapadı
suratına avuçlarımdakini değil dudaklarımdakini yapıştırdım
-gıcıksın dedi
• *önden önden yürümeye devam etti
kahvaltı hemen hemen hazırdı
bi kaç mutfaktan masaya nakliye işine bende yardımcı olduktan sonra
ebru okula gitmesi gerekirken gitmemeye karar verdi
benim için sorun olmadığını söylesemde gitmedi
kahvaltı sonrası yine yalnız kaldık evde
yatağa geçip uzanarak konuştuk
-kızgın mısın bana dedi
-beni hastalandırmaya teşebbüs ettiğin için mi dedim
-benimle kalmanı istediğim için dedi
-ben mutluyum seninle olmaktan dedim
-tamam istersen gideriz alanyaya beraber dedi
-sen bilirsin dedim
-bu hafta sonu gideriz o zaman cuma gününden dedi
-tamam dedim
bu tavrı beni biraz yumuşattı bütün kırgınlığımı aldı
bende aşkın gazına gelip sarılmalarımdaki samimiyeti arttırdım
resmen fingirdek birisi oldum amk ona karşı
yeterli fingirdeşmeyi gerçekleştirdikten sonra
-hadi dışarı çıkalım dedi
-kar sadece yerde kalacak ama dedim
-söz veremem hem seninle oynaması da zevkli değil dedi
-başka bişey buluruz zevk alacağın hadi dedim
dışarı çıktık. cebimin bakiyesi 10 türkiş lira(tahmini) beyler
ona da deli gibi sigara alasım var zaten
anlayacağınız onu da yok sayın
ne desem ki kıza hadi bi yere gidelim desem neyle diyecem
lafla gidilebilecek yerleri düşündüm
sadece yürü ve kartopu oyna en ucuzu bu
sıfır maliyet amk
• *diyeceksiniz ki lan mal neden babanı arayıpda istemiyorsun
nerden arayacan amk telefonda çıkacak ankarada oldugum
ekşın reyize sarıldım
ebruya telefon açmam gerektiğini söyledim komutanıma
aradım ekşını cepte kalan kontur kartlarından
-y.s.kelebek antalya deyince
-alkollümüsün dıbına çakim dedi
-hayır komutanım hava soguk ondan öyle geliyordur sesim dedim
-kanyak iç dıbına çakim o zaman dedi
-emredersiniz dedim. sessiz gülerek
-söyle dıbına çakim tam baskın yapmak üzereydim dedi
durumu anlattım ankarada oldugumu söyledim para lazım komutanım dedim
-dıbına çakim ben sana nasıl vereyim şimdi parayı dedi
-bunu düşünemeden aradım komutanım dedim
-tamam dıbına çakim 30 dk sonra beni tekrar ara dedi
emredersiniz dememe gerek kalmadan kapattı telefonu
30 dk nasıl dolar diye düşünürken ebrunun kartopu heyecanı geçmemiş gibiydi
o da eğlensin diye üzerine fırlatıyormuş gibi yapıp ıskalar geçen atışlar yaptım
ama o direk bana atıyordu acaba acır mı halime diye
bana attıklarına karşı taksör reflekslerimi kullanmadım hiç
hasgibtir ne taksörü ne refleksi amk içimiz dışımız şamar yemek zaten
ebru benden sinirini iyice çıkardıktan sonra
parmaklarım artık çok üşümekten ısı basınç yapıyordu
zaman da dolunca ekşını tekrar aradım
bana bir adres kışla adresi verdi
orda bir komutan ismi söyledi
o sana verecek git ondan al dıbına çakim dedi
-emredersiniz deyip kapattım
bowlinge gittik ebruyla
ben bowling oynamaktan çok sıcak bir yerde olmama sevindim
ankaralı panpalarıma allah sabır versin kışları
zütünüz donmuyor mu amk?
yine hesablar ebrudan