/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 176.
    +1
    126

    • *evet benim de ihtiyacım vardı yürümeye
    hadi takmazsa giderse ne tak yicen amk kelebeği
    gibe gibe peşinde koşacan yine amk artisi
    yüzükleri ben aldım elime
    kadıköyde yürümeye başladık kalabalık insanlar ayırdı yürümemizi ama tekrar tekrar yine kavuştuk
    çok istedim elinden tutmayı
    yarimi öyle bir yere ittim ki tutmasam ellerinde düşecekti
    o kadar yürüdük ki sonunda insan sayısında azalmanın oldugu bir yere geldik
    ben durdum o biraz yürümeye devam etti
    sonra benim gelmediğimi fark edip o da durdu
    geri dönmedi
    ben yaklaştım
    bir elini tutup yüzükleri içine bıraktım
    sonra deniz tarafına dönüp o tarafa yürüdüm
    ben denize bakarken ensemde saclarını hissettim
    kafasını biraz eğerek koyduğu için boyu ancak o kadar yetiyordu
    sonra korkakça ellerini yavaşça böbrek hizamdan göbeğime ordan da kalbime doğru yaklaştırdı
    aşşağı hiç bakmak istemiyordum
    ama güneş yüzüğün tektaşına vururken
    kalbimde gözlerime mutluluk gözyaşları komutunu verdi
    hiç sabırsızlanmadım dönüp ona doya doya sarılmak için
    o gözyaşları içimdeki sıkıntıyı giderdi ohh bee dedirtti
    beni yavaşça kendine döndürdü
    bakamadım ona
    alnı yanağıma değinceye kadar kendime çektim onu
    -çok sevdim seni ne yapayım kelebeğim dedi
    başparmaklarımı kulak altında diğer parmaklarımı da boynundan ensesine uzanır halde gözlerime bakmasını sağladım
    nemliydi gözleri ama gülüyordu
    -hiç bir zaman di'li geçmiş zamanda kalmasın sevgin dedim
    sonra ellerini havaya kaldırdı
    utangaç gülümsemesi ile
    -koltuk altın yırtılmış dedim
    dalga geçtiğimi anlayınca
    -peki sen bilirsin dedi başını yana çevirerek
    ellerimle kendime çevirip
    bir kez öpmek inanın hiç zor olmadı

    • *unutmaya başladığım dudakları hatırlayıp biraz doyum elde edince
    -zaten bugünde öpüşemesem gay olmaya karar vermiştim. dedim
    -zor olmazdı senin için o kadar askerin arasında dedi
    al dıbına çakim kelebek aldın mı cevabı
    öp işte çemçük zütün kaşınıyor illaki
    öpüşmeyi ön planda tutmadık
    bi kaç hasret ve özlem öpüşmesinden ziyade daha çok sıkıca sarılmalar oldu
    ikimizde yine ayrılığın olacagını biliyorduk
    ama bu defa en azından kalblerimiz bir olacaktı
    yemek yemeye gittik bir yere
    sık sık yüzüğü öptü parmağındaki
    onunla sadece karşıya kadar gidebildim vapurla çünkü havalimanına gitmesi gerekiyordu
    ve benimde geri dönmem gerekiyordu kışlaya
    vapurda yan yana sarılarak geçirdiğimiz yolculuk diğer dönüş vapuru hareket edinceye kadar yüz yüze oldu küçük öpücüklerle
    kalkan vapurum denizden karadan ayrılırken
    bize gelen geçenler ne oldu lan bunlara neden ağlıyorlar diyecek kadar dikkat çekiciydi
    aşk bitti sıra ekşın reyize geldi
    bir an önce gitmem lazımdı geç kalmam halinde kim bilir kaç çarşımı daha kapatacaktı
    vapurla kadıköy ordan küçükyalı derken
    düştük ekşın reyizin kucagına
    üstümü değiştiremedim biraz geç kaldığım için
    benden başka geç gelenlerde vardı
    ekşın akşam iştimasına geldi
    yoklamaları kontrol etti
    üstünü değiştirmeyenler burda kalsın digerleri yemekhane geçsin dedi
    ben ve yaklaşık 20 kadar kişiye
    sadece 10 dakika verdi kamuflaş ve botları giymek için
    koştuk geri gelebilen geldi
    gelemeyenleri tespit etti
    biraz bekledikten sonra gelenler ve gelemeyenler diye ikiye ayırdı
    herkesi yere yatırdı
    -dıbına çakim arkadaşlarım sizin galiba gözleriniz bozulmuş çünkü kolunuzdaki saati görüp zamanında gelemiyorsunuz
    mıntıka yapılacak ama gözünüz bozuk oldugu için ayakta yapamazsınız sürünerek yerdeki pislikleri yakından görerek iyice temizleyin dedi
    herkes ruh haline göre tepki verdi içinden ama ben gülümseyerek yaptım
    -dıbına çakim arkadaşın sen iyice sürün kirli kirli asker gibme fantazimi senin üzerinde deneyeceğim dedi. bana
    • *

       **gerekli cezalar çekildikten sonra ekşın tarafından yemekhaneye zütürüldük
        yemekhaneci asker yemeği bol bol dagıttığı için bize kalmamış
        bunu farkeden eşkın panik atakla yemekçi askerlere verdi veriştirdi
        ama sonra hatanın kendisinde olduğunun farkına varıp onların üzerinde ki ellerini çekti
        süründürdüğü herkesi yine komutası altına alıp askeri fastfood a zütürdü
        ve herkese tost ısmarladı
        hamburger yemek isteyenlere sağlığa zararlı dıbına çakim tost yeyin dedi
        yemek istemeyenlere tehdit yoluyla yedirdi aç kalmanıza izin veremem diye
        o gün onun nöbeti olduğu için bende o nereye ben oraya arkasında dolandım durdum
        yat iştimasını aldıktan sonra subay ast subay gazinosunda tv izleyerek dinlenmeye aldı kendini
        bende mecburen tahaf ettim sürekli bir ihtiyacı var mı diye
        derken beklediğim soruyu sordu
        -anlat dıbına çakim arkadaşım ne yaptın dedi
        -süründüm komutanım dedim imalı bir şekilde
        -gel dıbına çakim arkadaşım beyninde temassızlık var senin anlaşılan dedi
        yanına yaklaştım alnıma patlattı iç tokatı
        -komutanım sabahın ilk ışıklarında umutsuz bir güne uyandım beni bekleyenime kavuşamayacağım için. lakin ilerleyen zaman içerisinde gerekli
        merciilerden gerekli izinleri aldıktan sonra kendimi nizamiye dışında otobüse koşarken buldum. aslında sadece otobüse koşmuyor sevdiğime de koşuyordum
        hoş ne olacağını beni neyin beklediğini bilmiyorum.bir türlü gelmeyen doğru otobüse tekerinden başlayıp şoförüne kadar uygunsuz saygılarımı belirttim.
        vesselam otobüs geldiği zaman içine binmeye bile cesaretim yoktu korkuyordum komutanım
        -dıbına çakim senin beynine reset atmak lazım nasıl konuşuyon öyle doğru düzgün gittik oldu olmadı desene dedi
        -kitap okumayı sevdiğiniz için böyle konuşuyorum komutanım dedim
        -bu bir emirdir anlat dıbına çakim dedi
        -beklenen yere vardığımda vücudumda ana üssü kalbim olan değişik belirtiler meydana gelmeye başladı
        ama benim en çok ihtiyacım olan organım ayaklarımdı.hem onun yanına kadar yürüyebilmek hemde karşılaşacağım olumsuz bir durum karşısında
        ayakta durabilmek için.bir adım attım onu gördükten sonra
        günlerce beklediğim bu görüşmede haketmiş olayım yahut olmayayım tek ihtiyacım bir sıcak gülümseme idi
        lakin gülmedi komutanım
        birbirlerine mecburen selam veren asker komutan selamlaşması oldu sadece
        bu bir kötüye işaretti
        oturup konuşulma esnasında masanın üzerine çıkarılıp konulan iki adet yüzük işaretleri iyice belirgenleştirince
        askeriyedeki mantık dışı cezaların aslında yaşanılan hayat için bir ipucu olduğunun farkına vardım
        ağaç a neden selam verilir? mantık 0
        bir ömür rayında ilerlerken neden birine aşk selamı verilir yıllarca hemde esas duruşun en alasında
        ---içtim mi dıbına çakim sen dogru dürüst anlat şunu dedi ekşın
        -o yüzüklerin masada olmasının sebebi benim tekrar takmamı istemesiymiş komutanım dedim
        -taktın mı dedi
        -kendisi taktı komutanım dedim
         -tamam gerisini anlatma belliki bundan sonra askere illegal işler yapmışsınız dıbına çakim dedi-gitti mi dedi
        -gitti komutanım dedim
        -tamam dıbına çakim o bir daha gelinceye kadar çarşı iznini kapatıyorum senin dedi
        -ama diyebildim sadece
        -dıbına çakim sen gider başka bir kızın daha evine girersin. yeter dedi
        -emredersiniz komutanım dedim
        -sen bu askerlere de böyle mi anlatıyorsun abazan hikayelerini dedi
        kem küm ettim
        -dıbına çakim askerlerin suçu yok ki dedi
        -başka bir emriniz var mı dedim.hem kaçmak hemde muhtemelen sinirlenme ve beni cezalandırmasından kaçmak için
        -nasıl olsa bu gece yatamazsın sen gece devriyesine benimle gelirsin dedi
        -emredersiniz dedim
        aşşağı indim ebruyu aradım
        onun da alanyaya dönmüş olması lazımdı
        insan hayatın eksilerini bir kere düşünmeye başlayınca önce bir dal sigara sonra düşünme devam ederse çakmağa gerek kalmadan
        yakılan diğer sigara hayatında eksi sayısı çoksa markete gitme
        koy gitsin bu hayatın zütüne diyebilecek kadar vahimse durum taşıyabildiğin ve cebin el verdiği kadar aldığın alkol
        ve sonrasıdır yalnızlık
        askeriye gibi bir yerde içme imkanların kısıtlıysa bir dost selamı en alkollü içkidir
        benim tek dostum ebruydu
        bir gülümsemesi aşkım demesi özledim demesi yılların beni süründürmüşlüğünü dizlerimi çürütmüşlüğünü unutturmak için yeterliydi
        öyle de oldu
        mutluydum çünkü artık duyduğum kelimeler arasında aşkım ı da seçebiliyordum
        işin doğrusunu söylemek gerekirse özlemle birlikte sadece onlara konsantre oluyordum
        bana aşkım diyordu aşkım
    Tümünü Göster
    ···
  2. 177.
    +2
    127

        **konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı
        ben de net bir şey söylemedim.
        telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken
        ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek
        aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü
        -gel dıbına çakim nerdesin dedi
        -emredin komutanım dedim
        -bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi
        gittim ikisinide buldum geldim
        bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun
        askerler içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim
        hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı
        olay şu
        bu iki salak aynı tertip. hemde benim tertip
        birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar. sürekli beraber takılıyorlar.
        birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar
        bir tanesinin annesi dul
        huur çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor.
        resmen düpedüz yatma teklif ediyor.sen dulsun kaşınıyordur falan diye.
        annesi sapıktır diye kaile almıyor
        ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor
        dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor
        ve bu durumu oğluna anlatıyor. çocuk deliriyor
        ama huur çocugu nöbette oldugu için
        o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp
       hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor
       asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor
       bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten
       telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor
       astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için
       rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor
       astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor
       ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu
       birbirlerini gece öldürmesinler diye
       ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü
       arkalarından da evrakları gönderildi
       artık ne tak yediler bilmiyorum

       **herkesin yazılmış bir hikayesi vardır
        herkesin kitabının adı da aynıdır kader
        ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir
        siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız
        bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim
        bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme
        hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu
        tek bir kişi üzerine kurulan hayaller
        ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır
        yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki
        gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır
        büyük annemi kaybettiğim o günlerde
        ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim
        kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve
        hepsinde de yanıldı
        oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim
        ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi
        acı bir tecrübe ile verdi hayat
        ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı
        bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen
        bir kişiye değişilmişti
        kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim
        yaşlanmış bedenine mi üzülsün
        geri gelmeyecek yıllarına mı
        vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı?
        nur içinde yat..
        yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum
        verilen cevap çok manidar beyler
        1 mayıs 2005
        yani doğum günüm
        aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı
        bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak
        ama hiç izin kullanmazsam
        kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak
        kullanmazsam ebrusuz ne yapacam
        kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına
        ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya
        ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken
        diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni gibiyordu
        bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor
        bazen bana soruyor
        bana garip cezalar verip eğleniyordu
        yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi
        -al dıbına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan gibme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi
        -emredersiniz dedim elime aldım telefonu
        -vay dıbına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı
        günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı
        3 üncü hafta yalvarmak ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde
        -karaköyde nöbet tutacam oraya gidersen dıbına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi

    • *izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi.
    kiminle geleceğini sordum
    annem babam ve kardeşim dedi
    o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk
    cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında
    ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü
    her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki
    benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu
    -dıbına çakim senin defterin nerde dedi
    -uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim
    gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve
    -dıbına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi
    -hayır komutanım var sağolun dedim
    işi gücü bıraktı
    -ne oldu dıbına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi
    -haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim
    -olmaz dıbına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi
    -ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim
    -herhangi bir vukuatta yardımcı oyuncu rolü bile oynarsan sonucunu biliyorsun dıbına çakim dikkat et dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    -tamam bu hafta da çık çarşıya dedi
    -ben aslında hafta çift çıkabilir miyim diye lafı ağzımda dolaştırdım
    -vay dıbına çakim kucağımda bir ağırlık hissetim(kucağıma düştün kelebek)
    -siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
    -sen çavuşsun dıbına çakim bölükte hiç vukuat olmazsa çıkartırım çift çarşıya dedi
    -emredersiniz dedim
    odadan çıktım
    Tümünü Göster
    ···
  3. 178.
    +3
    128

    • *hafta sonu kendime nöbetçi çavuş kolluğu paraflattım
    nöbetçi çavuşluk zor iştir
    çoğu çavuş sıkar askerleri
    kendine laf gelmesin diye
    içtimalarda gereksiz yere sağa dön sola dön dirsek temas aralığı
    bilmem kaç adım açıl
    şınav vaziyeti al
    gibi bir sürü emir verirler ki askerin zütü başı oynamasın
    benim kolluğumda millet alışık olmadığı için
    zaten emir vermeme gerek kalmadan düzgünce geçtiler sıraya
    bilmiyorlardı çünkü nasıl davranacağımı
    bir de korktukları şey vardı
    sinirlerimin bozulması durumunda ekşına yapacağım şikayet
    hafta sonu olduğu için onlar adına nöbetçi komutandan izin alıp futbol oynattım
    normalde karşı çıkar komutanlar askerin bacagına bişey olurda uğraşırım diye
    ama beni seven bir komutana denk geldi ve aldım izni
    hafta sonları en düşük tertiplere koğuş yemekhane ve er gazinosu yıkatma günüydü
    onlarla beraber bende yıkadım benim yardım ettiğimi gören bir kaç tertip de makarasına yardım etti
    bazıları ise hiç yaklaşmadı bile
    kısacası çavuş olarak onlara hiç bir zorluk çıkartmadım
    onları yormayacak basit yollarla günlerini tamamlamasını sağladım
    bu bir asker için çok önemliydi
    çünkü bir günü geride kaldığında en azından küfür edecek bir nöbetçi çavuşları olmamıştı o kadar küfür edecek sebebleri varken
    gece yat iştimasından sonra komutana yoklamayı verdikten sonra
    -beyler ekşının ailevi sorunları varmış.bu hafta sıkıntılı bir hafta geçirecek bence vukuattan uzak durun yoksa hıncını sizden alır haberiniz olsun dedim
    böylece ekşının kudretinden yararlanmış olacaktım
    ben hergün ortalarda ve vukuat işlemeye müsait yerlerde geziyor bizim bölükteki askerlerin vukuat işleme ihtimali olan yerlere gidiyordum
    beni görünce yapamazlardı çünkü
    ekşına şikayet edeceğimden korkarlardı ve haftalardır çarşıya çıkmadığımı da biliyorlardı
    hergün ebru ile konuşmaya devam ettim
    ekşın zütünden baskınlar düzenledi aklı sıra vukuat bulmak için
    iç bahçeye indi çogu zaman başka bölükten askerlerin bazı yavşak hareketlerini gördü ama
    aklı bizim bölükteki vukuatta olduğu için karışmadı diğerlerine
    herşey normal giderken

    • *bizim bölükteki bir asker hastalandı öyle ahım şahım bi hastalık değil zütü başı ağrıyormuş
    o gece de 1 3 nöbeti varmış
    yerine asker lazım
    nöbetçi çavuş kendi tertiplerinden kimseye diyemiyor
    zaten süt devrelerine hiç diyemiyor
    alt devreler yeni geldiği için kule nöbeti tutamıyorlar
    diğer askerlerde niye ben amk niye ben diye isyan ediyor
    muhtemel bir kriz kapıda
    kim başkasının 1 3 nöbetini tutmak ister amk onlar da haklı
    gittim nöbetçi astsubaya komutanım ben tutabilir miyim dedim
    olmaz sen çavuşsun dedi
    biraz zorladım başka asker mi yok dedi
    komutanım ben gönüllüyüm dedim
    gönüllü nöbet mi olur şimdi hiç tutturmam sana gider kendini vurursan başım büyük belaya girer dedi
    adam kıllandı tabi
    sonra gittim bizim nöbet manyağı bir asker vardı onu kaldırdım
    bu nöbete gidersen sana 5 gün çarşı yazdırmayacağım dedim
    söz mü lan dedi
    söz amk dedim
    tamam dedi gitti nöbete
    ertesi gün nöbete gitmek istemeyen herkesi yazıcıya söyledim en taktan nöbetleri ona yazdırdım ve söz verdiğim gibi o askere de hiç nöbet yazdırmadım 5 gün
    hafta sonuna kadar ekşının odasını normalde iki güne bir paspaslamama rağmen hergün paspasladım
    genelde kapısında durdum çağırınca hemen gireyim diye
    resmen karısı oldum amk
    onunla koşulara gittim ebem gibildi 9 km koşmaktan
    her sabah ki içtimada vukuat yoktur komutanım diye ekşına tekmil verildiğinde ekşın hep bana baktı gülümseyerek
    sonunda cuma günü oldu
    çarşı defterlerini zütürdüm
    herkesinkini imzaladı benimkini bir kenara ayırdı
    kendi elleriyle çift çarşıyı yazdı ikisini de imzaladı
    çarşı defterinin en sonuna kendi cep telefonu numarasını yazdı
    -dıbına çakim arkadaşım bu cumartesi ben nöbetçiyim
    cumartesi günü geç gelebilirsin ama döverim haberin olsun dedi.
    -emredersiniz dedim gittim

    ---burdaki vukuatlarla uğraşmak benim bu devletten maaş aldığım için görevim.ama sen sivilde yaptığın vukuatlarınla seni sevenlerini uğraştırma dedi
    mesaj açık ve netti
    ebruyu üzme
    -emredersiniz komutanım dedim
    subay nöbet listesine baktım onun ismi yazmıyordu bir tane üstteğmende gözüküyordu nöbet.
    ne oluyor amk diye gittim o subayın yanına ve komutanım cumartesi nöbetçi siz misiniz dedim
    -yok ---yüzbaşı değiştirmek istedi dedi
    ---yüzbaşı dediği adam ekşın amk
    ekşına bak bana kıyak yapmış
    cumartesi sabahı oldu çarşıya çıktım
    telefon sonrası otobüs ordan ebru ve ailesinin yanına gittim
    kollarımın tek ve en uzun sarmalamak istediği kişi ebru olduğu için
    onu en sona bıraktım
    güldüler beni görünce sevindiler yani
    sıcak bir karşılama yaptılar
    ebrunun annesinin suratında acıyarak bakış vardı bana karşı
    artık asker olduğum için mi üzülüyordu
    yoksa kızının bensizken üzülmelerini görüp ona mı üzülüyordu bilemem
    ebru ile bana göre kısa ama izleyenler için uzun oldugunu sandığım bir sarılmadan sonra
    onun dayanamayıp beni yanağımdan öpmesi ile
    onu tekrar bir an önce öpmem gerektiğini farkettim
    onlarda istanbul konusunda pek tecrubeli olmadıkları için
    ne yapacağımızı bilmiyorduk ama sanki el birliği ile beni mutlu etmek için uğraşıyorlardı
    nereye gidelim?
    karnın aç mı?
    askerde canının çektiği bişey oluyor mu?
    bi eksiğin var mı?
    annene babana bişey göndermek ister misin?
    bunlar bana yöneltilen sorulardan sadece bir kaçı idi
    karşıya geçelim dedim
    çünkü anadolu tarafında pek fazla gezilecek bir yer yoktu

    • *karşıda eminönü sultanahmet derken ebruyu tek öpebildiğim yer eminönündeki bir alt yaya geçidinin
    kalabalığından yararlanarak hissettiğim bir kaç saniyelik öpüşme oldu
    zaman öyle hızlı geçti ki saat 4 olmuştu ve ben hala karşıdaydım
    ordan kışlaya gitmek en az bir buçuk saat
    ekşını aradım
    telefonda tekmil verdim.y.s.kelebek antalya diye
    -sesimi başka duyan var mı dedi
    -yok komutanım dedim
    -söyle dıbına çakim arkadaşım ne istiyorsun dedi
    -ne kadar geç kalabilirim komutanım dedim
    -dıbına çakim senin yüzünden en sevdiğim müziği yarıda kesmek zorunda kaldım.ne kadar dayak yemek istersen o kadar geç gel dedi
    -sınır var mı komutanım dedim
    -12 yi geçmesin dedi
    -emredersiniz dedim
    durumu ebrulara anlattım
    onlarda yol yorgunuydu
    kaldıkları otele gittik
    beni otele almak istemediler kayıtlı olmadığım için
    tamam gidelim dışarda bir yerde otururuz dediysemde
    babası inat etti bende otelciyim falan diye en sonunda nasıl yaptı bilmiyorum kabul ettirdi
    hep beraber odaya çıktık
    iki oda tutulmuştu biri anne baba diğerleri de cocuklar olan için
    askerlikten konuşulduktan sonra anne ve babası gitti
    biz üçümüz kaldık
    kardeşine bizi biraz yalnız bırakırmısın dedi ebru
    o yatak odasına geçti yattı
    biz salonda kaldık
    salonda kaldıktan sonra tek vermem gereken detay
    ebruyu gülme krizine sokan askeri yeşil donum oldu
    bir türlü geçmedi krizi
    yasak amk ne yapayım
    Tümünü Göster
    ···
  4. 179.
    +1
    129

    • *saat ona kadar özlenmişleri giderdikten sonra
    bir kaç damla yaşıyla bıraktım ebruyu
    11.40 civarında nizamiyeye geldim
    gerekli sorgudan sonra tabur arandı
    ekşın haberim var dedi ve bölüğe gittim
    odasına girip tekmil verdim
    saat 12 ye 7 vardı
    bacaklarını masanın üzerine atmış
    klagib müzik dinliyor
    geldiğimden hiç haberi yokmuş gibi davrandı
    ta ki 12 yi bir geçene kadar
    bana baktı
    -dıbına çakim geldin demek ben sana 12 yi geçirme demedim mi dedi. çok yumuşak bir ses tonuyla
    daha önce geldim desem o da biliyor geldiğimi ama adam garip adam amk kaçarı yok gibicek beni
    suçumu kabul etmişcesine durdum karşısında
    -dur dıbına çakim klagib müzik eşliğinde gibersem tempomu yavaşlatır oynak bişey çalayım dedi
    bekledim ne tak yiyecek acaba diyerek
    bi tane hareketli parça açtı
    masasından kalktı
    ben muhtemel vurma ihtimali olan yerlerimi sıkmaya başladım esas duruştayken
    -vukuat var mı dedim
    -yok kumutanım dedim
    -tamam git yat dedi
    -emredersiniz dedim
    tam kapıdan çıkıyordum
    -bu kadar basit olmasın dıbına çakim dedi
    komutan konuşunca esas duruşa geçmek askeri farzdır
    geriye dön komutu verdi
    sırtım ona dönük kaldı
    içimden gerçekten gibecek mi lan diye bile geçti
    ben beklerken tekrar geriye dön komutu verdi
    -yok dıbına çakim bugün gibimin kalkmayacağı tuttu. gidebilirsin dedi
    -emredersiniz dedim gittim yattım
    sabah içtimasında görev devri yaptıktan sonra o evine gitti ben yine çarşıya çıktım
    o gün geç kalma lüksüm yoktu

    • * ebrularla buluştum
    beraber kahvaltı yaptık kadıköyde
    daha sonra onlarla saat 3 30 da buluşmak üzere ayrıldık ebru ve ben
    saat 3 e kadar ebru ile yüzüğü tekrar taktığı yerde oturduk
    öğlen yemeği hiç aklımıza bile gelmedi
    izin kullanmam konusunda ısrar etti
    bakarız diyebildim sadece
    genelde onun başı omzumda bazen dizimde
    bazen elleri ellerimde
    bazen ellerim saçlarında
    kulağının kıvrımlarına
    kaşlarının çizilişine
    dişleri gülümsemesine yakışan
    kirpiklerinin güzelliği gözlerini kaçırınca anlaşılan
    gözlerime bakınca dünyaları unutturan
    sözlerine bakınca aşkı tattıran
    hasreti hayata isyan
    varlığı yaşama hayran bırakan
    ebrumla saat 3 olunca birazdan gerçek anlamda yapacağımız vedanın ön provasını öpüşmelerle takviye yaparak yaptık

    • *diğer aile fertleri ile buluştuktan sonra
    ayak üstü biraz konuşup iyi dileklerimizi karşılıklı sunduktan sonra bir miktar parayı cebime sıkıştırdılar
    almak istemesemde yapacak birşey yoktu
    ebru ağlıyordu ama gözyaşı kuru kuru akıyordu
    onu fazla üzmemek için hemen gittim
    kışlaya döndüm
    o gece uyuyamadığımı az çok hepiniz zaten tahmin ediyorsunuzdur
    esas ekşın ertesi gün yaşandı
    pazartesi sporu için ekşın tüm bölüğü 9 km lik koşuya çağırdı
    gelip tamamlayabilenlere herzamanki gibi çift çarşı vereceği vaadinde bulundu
    nöbeti olanlar hariç herkesi spora zütürdü
    bir kaç km koşup milletin pestili çıkmaya başlayınca
    bölüğe yerinde say komutu verdi
    -evet dıbına çakim arkadaşlar şimdi çarşı izninden geç gelenlere ön uyarıyı uygulamalı olarak göstereceğim dedi
    evet beyler ekşının gibi kalkmıştı bu defa
    -dıbına çakim şimdi bana bir asker lazım gösterebilmek için,hmm kim var çarşıdan geç dönmüşlerden seçelim benim aklıma kelebek geldi uzman çavuşum ne dersiniz dedi
    -kelebek gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    beyler mevsim yaz. hava bunaltıcı
    üstümde askeri şort var yani dizlerim çıplak
    üzerinde bulunduğumuz arazi yer yer taşla kaplı toprak arazi.
    yere adım atınca kalkan tozu hesab edin
    -yat dıbına çakim dedi
    bi kaç km koşmuşum zütüm dahil her yerim terli
    yatar yatmaz çamur adam a döndüm
    -sürün dıbına çakim dedi
    herşeye rağmen bana yaptığı o kıyak izinden dolayı hiç küfretmedim
    suratımı bile ekşitmedim
    her verdiği komuttan sonra emredersiniz dedim
    başım hep karşıya bakar haldeydi ve hiç isyan eder gözükmedim
    askeri parmak hesabı mesafe tahminime göre 700 metre yerde kaldım bu süre zarfında onlar fazladan bir tur attı çevrede
    ayağa kalktığımda üzerime yapışmış tozdan dizlerimin kanadığını sadece hissedebiliyordum
    bir süre sonra bölükle koşmaya devam ettiğimde de dizlerimde ılık ılık akan kanları hissettim ama eğilip hiç bakmadım
    ekşın koşamayanları uzman çavuşla kestirmeden gönderdi ama ben ve bi kaç kişi ekşını takip etmeye devam ettik
    onun ne amaçla yaptığını biliyordum
    diğer askerlerin bana verdiği izinden haberi olmasını istemiyordu haklıydıda
    olan bi kaç gün boyunca bükmekte bile zorlandığım dizlerim ve dirseklerime oldu ama
    ebru ile geçirilen o gece için herşeye değerdi.

    • *bölüğe döndüğümüzde bazı askerler tarafından dalga konusu oldum
    -sürüngen haberci diye
    bazıları benim adıma ekşına küfretti
    ama ben küfür etmelerini bile istemedim
    duşu alıp kamuflajı giydikten sonra
    tekrar görev yerime döndüm
    ekşının beni gördüğü zaman ekstradan topallamayı bırakın topallamadım bile
    çünkü birincisi o tip askeri sevmezdi
    ikincisi beni ezen insanlara ezilmiş gözükerek onlara daha fazla zevk vermem
    hiçbirşey yokmuş gibi karısı olmaya devam ettim
    ikimiz de erkeğiz ama rütbelerinden dolayı gibici olan o
    içeri çağırdı beni
    -emredin komutanım dedim
    -iki çay getir dedi
    odada ondan başka kimse yoktu acaba niye iki çay söyledi yanlış mı anladım diye emir tekrarı yaptım yine
    -emredersiniz komutanım iki çay getirip geleceğim dedim
    baktım bişey demiyor doğru anlamışım iki çay olduğunu
    gittim iki çay getirdim masasına bıraktım
    -başka bir emriniz var mı dedim
    -var dıbına çakim bekle orda dedi
    -emredersiniz dedim
    -çayı içiyormuş gibi yap ama içme dedi-
    emredersiniz dedim ne çay içmeden nasıl içiyormuş gibi yapılır ağzımı mı höpürdeteyim komutanın karşısında
    -ziyaat olsun komutanım dedim
    -ne çabuk içtin dıbına çakim dedi
    -biraz soğumuş komutanım dedim
    -vay dıbına çakim benimkide soğumuştur git bana yenisi getir dedi
    ekşınla makara yaparsan böyle olur
    -emredersiniz dedim gittim bir çay daha getirdim
    -aç dizlerini dedi

    ---emredin komutanım dedim anlamamış gibi
    -dizlerini aç ağda yapmışmısın ona bakıcam dıbına çakim dedi
    -yok komutanım yapmadım dedim
    -aç dıbına çakim gözlerim de inansın dedi
    açtım dizi bi baktı manzarayı görünce üzüldü biraz ama belli eder mi sizce
    -vay dıbına çakim bekle burda dedi yazıcının birine seslendi
    yazıcı geldi
    -git dıbına çakim bana revirciyi getir bu arkadaşım düşmüş galiba dedi
    -gerek yok komutanım dedim
    -feci düşmüşsün dıbına çakim dedi
    -askerim komutanım emirle düşer emirle kalkarım sorun değil dedim
    -vay dıbına çakim gidebilirsin dedi
    -başka bir emriniz var mı dedim
    -yok dedi
    ebruyu aramaya gittim yine
    nasılsın geyiği esnasında çok kötü oldugunu beni çok özlediğini
    bu duruma dayanamadığını hep yanımda olmak istediğini
    hiç bişeyden zevk almadığını gece gündüz benü düşündüğünü
    telefonu ne zaman çalarda benimle konuşur onu beklediğini
    tekrar istanbula gelmek istediğini
    geriye kalan günlerde buna nasıl dayanacagını
    ağlayarak ve isyan ederek söyledi
    her ne kadar geçecek diye teselli etmeye çalışsam da ne ağlamasını durdurabildim
    ne de isyanını
    baktım olacak gibi değil çözümü kaçmakta buldum 30 dakikalık teselliden sonra
    gittim iç bahçede plastik bardakta çay ile sigara içtikten sonra dayanamadım ve tekrar aradım
    -bişey mi oldu diye açtı telefonu
    -hayır sesini özledim dedim
    -daha yeni konuştukya deli dedi
    -sen daha yeni görüşmemize rağmen beni özlüyorsun ama dedim

    ---kelebek şu izne gel artık ben dayanamıyorum dedi
    -ebru daha yeni görüştük biraz zaman geçsin o zaman kullanayım izni dedim
    vay efendim ben özlememişim vay ben onu artık sevmiyor muymuşum
    hadi bunları gibtir et en sinir bozucu lafı da
    -tabi sen istediğini aldın kendini tatmin ettin(ciks)oldu
    -sen ne istiyorsun peki dedim
    -hep yanında olmak istiyorum dedi
    -ben istemiyorum öyle mi dedim?
    -öyle demek istemedim dedi
    -seninle her yattıktan sonra kaçtım mı senden dedim
    -tamam özür dilerim öyle demek istemedim dedi
    -ben burda keyfimden askerlik yapıyorum senden uzak kalabilmek için askerlik yapıyorum öyle mi dedim
    -kelebek lütfen dedi
    -tek sen seviyorsun ben bilmiyorum özlemek ne demek aşk ne demek sevdiğinsizlik ne demek.ben burda nelerle uğraşıyorum
    senin bana destek olacağın yerde hala sevgimin şüphesinde paranoyalarda yaşıyorsun
    -hayır inanıyorum sevdiğine dedi
    -o zaman firar sebebim olma ben senin okulunu bekledim ve hala bekliyorum bende kalmaya devam edemeyeceksende haberim olsun dedim
    tamam kızma dedi ama kızmamak elde mi amk
    beni gibtin simdi gibinde değilim diyor resmen
    olay sadece gibişten ibaret olsaydı
    turizmdeyken gibimi sokmadığım ülke kalmazdı
    baktım daha da çok sinirleneceğim ve sinirlenirken onu da üzeceğim
    -tamam geliyorum izne ne zaman istediğini söyle komutanla konuşayım dedim.
    -bilmiyorum ki dedi
    -tamam düşün bana haber ver o zaman dedim
    -tamam kapatıyor musun dedi
    -hayır dedim
    -kapatacakmış gibi konuştunda dedi
    -hayır konuşalım dedim
    Tümünü Göster
    ···
  5. 180.
    +2
    130

    • * -seni çok seviyorum dedi
    -ister inan ister inanma bende dedim
    -biliyorum dedi
    konuşma böyle devam etti
    iki tarafda alınmış ve nazlı olarak
    sonra da formaliteden yumuşamış izlenimi verdik konuşmaya
    ve kapattık telefonu
    onu tekrar kısa zamanda aramam lazımdı ve o seferki konuşmada
    son görüşmemizden bahsetmeden herşey normalmiş gibi davranmam lazımdı ki
    hem benim bu konuya fazla takıldığımı düşünüp üzülmesin hemde eski tadına varalım aşkın
    tek dostum ekşın desem yalan olmaz binler
    bazen herifin yanına elimi kolumu sallayarak girip
    bende onun gibi konuşup dıbına çakim ekşın çok dertliyim ne olacak bu halimiz diye dertleşesim geliyordu
    kapısına gittim
    içeri girip geldiğimi ve bir emri olup olmadığını sordum
    parmağıyla yok dedi çıktım yazıhane de otururken
    bir süre sonra -
    -kelebek gel dıbına çakim diye bağırdı
    -emredin komutanım dedim
    -dıbına çakim bizim şarkımız çalıyor neden gelmiyon dedi
    bu ekşın olmasa askerlik herhalde bitmezdi

    • *içeri girdim çalan müzik klagib müzik amk.
    iyi tamam bizim şarkımız da kimin söylediğini gibtir et hangi enstrumanlar kullanıyorlar onu bile seçemiyorum
    o kendini kaptırmış müzikle gerilip müzikle gevşiyor
    ben sevmediğim bi müziği seviyormuş numarası yapıyorum
    bir ara kafamı müzik ritmi eşliğinde salladım
    -dıbına çakim asker gibi dur karşımda dedi
    ki en sevdiği şey de esas duruş zaten
    esas duruşta müziğimizi dinledikten sonra
    bana bakıp gülüyordu
    belli ki amacı benimle dalga geçip askerlik stresinden uzaklaşmak
    -begendin mi dedi
    -gerçekten mükemmel hepsini takdir ettim dedim
    -dıbına çakim sanattan da anlıyon en çok neyi sevdin dedi
    -özellikle o sazın tellerine dokunuşu çok hoşuma gitti komutanım dedim
    makara mı yapıyom ciddi miyim diye bana gözleri kısarak baktı
    makara yaptığımı anlasa gibecek
    -ne sazı dıbına çakim dedi bütün enstrumanları tek tek saydı bana
    -önemli olan sazmış gibi dinleyebilmektir komutanım. dedim
    -kelebek açık çarşın kaldıysa hepsini kapatıyorum dıbına çakim dedi
    -üzüntülerin ismini öğrenirseniz mutlu olamazsınız.her derdi mutluluk ve yinede şükürler tadında yaşarsanız daha çok zevk alırsınız komutanım dedim
    -dıbına çakim kelebek gibtir git dedi
    -emredersiniz bir emriniz var mı komutanım dedim
    -var ama sana verip ziyan etmek istemiyorum dıbına çakim dedi
    -emredersiniz dedim

    • *biraz daha odasının önünde ve civarında bekledikten ona bildirmem gerekenleri imzalatmam gerekenleri imzalatıp onu gönderdikten sonra
    tekrar telefona kostum
    daha önceki kalp kırıntılarımızı üç kere alnıma zütürüp
    kimsenin ulaşamayağı bir yere bıraktıktan sonra
    ebruyu aradım
    -nasılsın aşkım diye giriş yaptım
    aynı şekilde o da bana karşılık verdi
    biraz aşkımlı canımlı konuştuktan sonra o da özlemini içine gömmüş isyan ediyor şekilde belirtmedi
    -ne zaman gelmemi istiyorsun karar verdin mi dedim
    -şu an bilmiyorum sen nasıl istersen öyle yapalım dedi
    ebruya bir mayıs gününün önemini anlattım
    bana hak verdi ama görmeden yapamayacagını da söyledi
    -biraz zaman geçsin özlem biraz biriksin gelirim söz dedim
    -tamam ama fazla uzun olmasın ara dedi
    -senin için herşeyi yaparım bilirsin sen ne zaman dayanamaz hala gelirsen söyle o zaman geleyim.ama bunu bana sitem olarak değilde gelmeni istiyorum olarak söyle
    gereksiz üzmeyelim birbirimizi dedim
    -tamam deyip onay verdikten sonra ne yapıyor ne ediyor
    daha doğrusu ne yapamıyor nelerden bensiz zevk almıyor onları anlattı
    bende ona yapmayı özlediğim şeyleri anlatınca baktık iş yine dayanılmaz bir şekilde özleme dogru geçiyor yine konuyu değiştirip
    biraz daha konuştuktan sonra kapattım
    gece dersi vardı beyler
    her askerin korkulu rüyası
    amk karanlıkta sessizce ders anlatır komutanlar
    iki hafta da bir genelde salı veya çarşamba günlerine denk gelir
    gece saat 11 e kadar sürdüğü olur
    yüzünü gözünü boyamak zorunda kalırsın askeri makyajla

    • *ekşın beni çağırdı
    -ders notlarını getir dıbına çakim arkadaşım bi gözden geçireyim dedi
    eğitim dosyasından o gecenin notlarını çıkardım
    ona vermek istedim ama almadı
    -sende kalsın dıbına çakim biraz oku sorduğum zaman dogru cevap ver çift çarşı verdiğimi görsün diğer askerler dedi
    -ben zaten biliyorum komunanım okumaya gerek yok dedim
    -dıbına çakim söyle o zaman şu nedir dedi
    -şu şu şudur komutanım dedim
    -peki bu nedir dedi
    onu da anlattım
    bi kaç soru sordu hepsini cevapladım
    -vay dıbına çakim çift çarşı veresim geldi ama kapatmıştık dimi senin çarşıları dedi
    -siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
    akşam yemeği sonrası eğitim alanına kadar değişik askeri ilerleme şekillleri ile gittik
    bizim bölüğün uzman çavuşları astsubayları ve subayları da geldi
    ekşın bana bölüğe katıl emri verdi bende diğer askerlerin arasına oturdum
    astsubay dersin bir kısmını anlattı
    ekşın da diğer rütbeliler gibi onu dinledi arada takviyeler yaptı dinlemiyormuş gibi görünenleri gibici bakışları ile
    dinlemeye davet etti
    sonra sorular sorma kısmı geldi
    ekşın rastgele kaldırdı sordu askerlere
    sordugu soruları bilemeyenlere
    -dıbına çakim dua et gece dersindeyiz ve yüksek ses çıkarmak yasak bende hard sevdiğim için seni gibmeyi erteliyorum gündüz olunca bağırta bağırta gibcem
    -vay dıbına çakim senin dersi uyuyarak dinlediğini nasıl farketmemişim gibi askerleri tehdit ederek
    sorduğu soruları bilenlere çift çarşı vererek devam etti gece
    bana sorduğu soruyu bilince
    -dıbına çakim sana veresim gelmiyor.hep mundar edeceksin çarşıyı diye korkuyorum bi tane daha sorayım dedi
    sordu onu da bildim
    bi tane daha sordu onu da bildim

    • * amasyada sürekli yazarak eğitim görmenin ekşının haberi olmadan o geceki konuları tekrar gözden geçirmenin de faydası vardı
    sonra işi yine makaraya döktü ekşın
    -bölüğe soralım dıbına çakim haketmişmisin diye dedi
    bi asker kaldırdı
    -vereyim mi çift çarşı kelebeğe hak etti mi dedi
    -siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedi asker
    -evet mi hayır mı dıbına çakim dedi
    -evet haketti komutanım dedi
    -tamam o zaman seninkini kesip ona veriyorum dedi
    bi askere daha sordu haketti mi diye
    gariban kendi çarşısı gidecek diye korktu
    -hayır komunanım dedi
    -seninkini de kesiyorum dıbına çakim dedi
    hiç kimse sıradaki kaldırılan asker olmak istemedi ne deseler çarşıları gidiyor amk
    velhasıl komutanları da soktu makaraya
    -haketti mi başçavuşum dedi bizim astsubaya
    -haketti komutanım dedi
    -sizin çarşınızı da kesiyorum o zaman dedi gülerek
    kendi aralarında makara yapmaya devam ettiler
    ama benim çarşı alıp almadığımı birtek ekşın biliyordu ortada kaldı amk
    ekşın mola verdi ama sigara içmek yasak amk
    sadece bizim taburda değil tüm kışlada gece dersi olduğu için nöbetçi yüksek rütbeli subaylar denetlemeye gelebiliyor
    sigara da ucundaki kordan dolayı gece araziye uymak adına yasak
    mola gece boyunca devam etti
    zaten anlatılacak konu belli olur usta birliğinde
    komutanlarda o saate kadar orda olmaktan zevk almaz
    eve gidip dinlenmek varken
    gece dersi bitti
    bölüğe geldik

    • * ayakta duracak halim yok
    telefona bi baktım sıra gelmiyecek gibi
    direk gidip yattım
    üst devre olmaya başladığımız için bizim devrelerden yavaş yavaş cep telefonları çıkmaya başladı
    herkes gizli gizli kullanıyordu sağda solda
    benim de aklıma geldi kullanmak ama kullananların aldıkları 30 günlük askeri cezaevi hapsinin yanı sıra askerliklerinin de
    aynı gün sayısı kadar uzadıgını bildiğim için pek yanaşmadım bir süreliğine
    konturluden devam ettim
    ebru ile normal konuşmalarımız devam ederken
    ona çıkıp arasıra eğlenmesini söyledim
    o da canım istemiyor sensiz eğlenemem falan dese de çıktı
    bir sonraki gün gece nasıl geçti diye sorduğumda
    çok eğlendim demesi biraz garip geldi
    -ne yaptın dedim
    -bi bara gittik arkadaşlarla dans ettim içtik sonra çorbacıya gittik ve eve döndüm dedi
    soru bir arkadaşlar kim
    soru iki kiminle dans ettin
    soru üç içtiğine göre sarhoş oldun mu
    soru dört çok eğlenmene sebeb olan kim
    bunlar aklımdan geçenlerdi ama hiç birisini sormadım
    git eğlen dedikten sonra o eğlenince bunları sormak yanlış anlaşılmaya açık sorular olur ve
    kendi kendimle çelişirdim o yüzden sormadım
    sadece iki gün sonra bensiz eğlenemeyeceğini söyleyen kişinin tekrar dışarı çıkacağını duymak pek hoşuma gitmedi
    ama yapacak bişey yoktu
    onun sevgilisi olmam onu esir alacağım ve benimle beraber askerlik yapacağı anldıbına gelmezdi
    -iyi eğlenceler dedim
    konu kapandı
    Tümünü Göster
    ···
  6. 181.
    +3
    131

    • * o gece uyunabilir mi uyunamaz
    saat 3 e kadar yani diskoların müziğin sesini kısma vaktine kadar beklenir mi evet
    3 05 de aşşağı inip ebru aranır mı aranır
    duyduğunuz sesin size sarhoşumsu gelmesine kızılır mı kızılır
    peki bu ona belli edilir mi hayır
    neden çünkü yarın beklenir
    -nereye gidiyorsun şimdi dedim
    -eve gidicem dedi
    -tamam 15 dakika sonra ev numarasından ararım o zaman dedim
    -tamam dedi
    20 dakika verdim beyler
    20 dakika sonra aradım cevap yok
    21. dakika aradım yine yok
    25 e kadar denedim
    ebrunun annesi açtı telefonu
    utandım konuşamadım kapattım
    ebru eve gelmişse annesi de hala uyanıktır rahatsız olmasın diye 10 dakika bekledikten sonra
    ebrunun cep telefonunu aradım
    3.aramamda açtı
    -merhaba aşkım nasılsın dedim
    -iyiyim dedi
    -nerdesin dedim
    -oturuyoruz dışarda kuzenimle dedi
    -aa ne güzel hangi kuzenin ver bi selam vereyim dedim
    -al dedi
    basbaya kız kuzeninin birisiydi şüphelenecek bir durum yok

    • *biraz nasılsın iyimisin gibi gereksiz tefarruatlar konuştuktan sonra ebruyu istedim telefona
    -çok içmeseydin keşke başın ağrıyacak yarın deyip başı ağrımaması için tavsiyelerde bulundum
    -kalbim ağrıyor kelebek gel artık dedi
    -tamam geliyorum merak etme yarın konuşuruz dedim
    sarhoş sarhoş daha fazla dertlenmesin diye
    sonra o evine çıkıncaya kadar konuştuk
    kontör bitti yenisini takıp tekrar aradım ve bir süre sonra uyuyakaldı
    sabah gözler balon gibi kalktım
    içtimadan sonra ekşın tabur komutanına uygunsuz yakalanan bir askeri çağırttı odasına
    ben dışarda beklerken bağırma sesi geldi
    sonra beni içeri çağırdı
    ekşın koltuğuna oturmuş
    asker karşısında esas duruşta
    -emredin komutanım dedim
    -dıbına çakim kelebek bıktım bu askerlerden bana farklı bi fantazi anlat bunu senin hayal dünyana göre gibecem dedi
    gel de anlat amk

    • *askere bi baktım bizim tayfadan kurtarmam lazım elinden ama nasıl
    -ne anlatim komutanım dedim
    -dıbına çakim domaltim mi bacak omzamı yapim seç işte birini dedi
    -komutanım hiç sizin tipiniz bir asker değil bu dedim
    -vay dıbına çakim güzel fikir ben bunun kafasına poşet geçirip de gibeyim dedi
    adam illaki dövecek beyler kaçarı yok
    -komutanım ben öyle demek istemedim dedim
    bana baktı
    -grup sevmiyorum dıbına çakim sen çıkabilirsin dedi
    baktım beni de dövecek amk
    bi emriniz var mı komutanım dedim
    -biraz daha kalırsan ikinci poşeti aramaya da başlıyacam dedi
    hemen yardım odadan birkaç şaplak sesinden sonra asker olay mahalinden uzaklaştı
    bende fazla yakın durmadım hıncını alamadıysa olan bana olmasın diye
    öğle yemeğini yedikten sonra içtimaya kadar olan vakitte telefona gidip ebruyu aradım
    bir kaç uzun çaldırmadan sonra cevap verebildi
    -tünaydın dedim sesi uykulu olduğu için
    -kusura bakma dün gece için dedi
    dur bakalım kendi yaptıklarının farkında mı diye
    -ne yaptın ki dün gece dedim
    -biraz fazla içmişim dedi
    -sarhoş mu olmak istemişsindir olmuşsundur ben kimim ki bunun için benden kusrunu göz ardı etmemi istiyorsun dedim
    -sarhoş olmak istemedim kelebek yanımda olmanı istedim hep istediğim gibi ama yoktun dedi
    -yanında olabilecek birine mi baktın gece o saate kadar dedim

    • * -benim bakmama gerek yok bana bakanlardan sadece birini seçmem yeterliydi ama
    ben zeten seçeceğimi çoktan seçtim.gel gelelim o hala bundan şüphe duyuyor dedi
    -eğlendin mi dedim
    -eğlenmedim dedi
    -neden dedim
    -erkeklerin her yanında erkek olmayan bayan kişiyi bir av olarak görmesinden nefret ettiğim için dedi
    -neden o kadar av konumunda bekledin o zaman dedim
    -bana kurşun sıkıldı serseri bir avcı tarafından kalbimi kıpırdatamıyorum yerinden
    şimdi uzaklarda sesini duyabiliyorum sadece ama gelecek inş dedi
    -kimmiş bu avcı dedim
    -akıttığım kan damlalarının değerini bilmesini umduğum birisi dedi
    -ben tanıyor muyum bu avcıyı dedim
    -sadece ateş ettiğini bilip beni vurup vuramadığından şüphe mi ediyorsun yoksa dedi
    -sıktığım kurşunun nereye gittiğini biliyorum dedim
    -nedir yine neyin peşindesin bir daha çıkma bu kadar içme sana güvenmiyorum mu demek istiyorsun dedi
    -istediğin kadar çık istediğin kadar iç ama sarhoşken yediğin kurşunun farkına
    ertesi gün varırsın sonra birde bakmışsın başka avcılarınsın bunu unutma dedim
    -benim için bir tek sen varsın kelebek dedi
    -eve çıkıp benim seni evden arayacağımı unutacak kadar sarhoş olma bir daha dedim
    -kuzenin ısrar etti açık havada otur biraz kendine gel diye dedi
    -başkalarının tavsiyesine ihtiyac duyacak kadar içme o zaman bir daha dedim
    -tamam dedi

    ---senin askerde olan bir sevgilin oldugunu sürekli seni düşündüğünü geceleri başına bişey geldimi diye
    merakından uyuyamadığını farkedemeyecek kadar sarhoş olma bir daha dedim
    -tamam içmiyorum bir daha dedi
    -hayır ebru en başta söyledim istediğin kadar iç hayat senin mide senin para senin ama
    ben işime gelen yere kadar senin olurum dedim
    -bu sözlerinin hepsini bir yere yazıyorum eger bir gün bensizlikten sıkılıp
    üzüntüden dertten içerde çok sarhoş olursan aynı lafları ertesi gün sende duyacaksın haberin olsun dedi
    -duyacaklarımın bunlarla kalmayacağımın farkında olacak kadar ayık yaşıyorum merak etme dedim
    -o kadar ayık yaşıyorsanız başkalarının evlerine gidip içkiler içmemeyi ne içip kafanızı iyice bulandırarak gittiniz acaba kelebek bey dedi
    evet konu yine döndü dolaştı yaptığım bir aptallıktan dolayı zütümde patladı
    -bu konuyu kapatmadık mı dedim
    -istersen serbest olsun gidip gelelim başkalarının evine canımız sıkılınca açar kapatırız konuyu bu kadar basitse dedi
    yani bu ne demek oluyor gibi tuttuk ömür boyu o eve gitmenin vebalini çekecez
    -ebru istiyorsan istediğin yere gidebilirsin. seni durdurmam gitme diye yalvarmam.sen affettin gittim diye ama ben affettmem.
    bana affetmiş gözüküpte tekrar tekrar aynı konuyu konuşacaksak onu da şimdiden haberdar et ki bileyim dedim
    -bak kelebek bir daha öyle birşey yaparsan arkandan allahından bul diye beddua etmekle kalacağımı sanıyorsan yanılıyorsun.
    cezanı direk kendim gücümün yettiğince veririm haberin olsun dedi
    -tamam gitmem bir daha. seni kaybetme korkusunu yeterince yaşadım dedim
    -tamam sinirlerim bozuldu yine başka bişey konuşalım dedi
    evet ilerde muhtemel aynı aptallığı yapma ihtimali olan benden farksız sığırlar şekilde gördüğünüz gibi
    dün geceden dolayı benim ona kızmam gerekirken konu dönüp dolaşıp yine beni mallığıma geldi.
    akıllı olun olm gibleri yok diye gibemezler sanmayın lafla da olsa giberler böyle
    sarhoş edip başkalarının evinde gibti amk
    -yemekler nasıl dedi
    -çok iyi dedim

    ---yemek yapmayı öğrendim gelince ben pişircem sana dedi
    -bu konuyu tekrar konuşalım daha gencim dedim
    -yaaa ben senin için yemek öğreniyorum senin dediğin lafa bak dedi
    -tamam romantikleşiyorum hemen ölümüm senin elinden olsun aşkım benim dedim
    -amma da romantiksin dedi
    -ne pişireceksin omlet mi makarna mı dedim
    -geç bakalım dalganı gelince görürsün dedi
    -iyi inşallah dedim
    -kelebek dedi
    -efendim dedim
    -kaç gün kaldı aşkım dedi
    -ben sayıyorsundur sandım dedi
    -askerliğin bitmesine 270 gün var ama ben alanyaya gelmene ne kadar var onu soruyorum dedi
    -bilmiyorum ne zaman istersin dedim
    -şimdi dedi
    -şimdiler biraz daha sensiz geçecek en kısa zamanda geleceğim ama merak etme dedim
    biraz ofladı bi kaç karşılıklı seni seviyorumlardan ibaret olmayan aşk betimlemelerinden sonra öğlen içtiması sebebi ile kapattım telefonu
    o saatten sonra ekşının en mutlu oldugu anı gözetlemeye başladım
    adam iki dakika rahat durmuyorki amk sürekli ekşın peşinde
    kimi nasıl yakalayabilirim onun peşinde amk
    akşam üstü odasına geldi
    beni çağırdı
    -dıbına çakim kelebek taktik değiştirmem lazım dedi
    -emredin hangi konuda komutanım dedim
    -askerler muhtemel baskın planlarımı saatlerimi ve tekniklerimi çözmüş. kimseyi yakalayamıyorum dıbına çakim dedi
    Tümünü Göster
    ···
  7. 182.
    +3
    132

    --belki yakalanacak bir durum kalmamıştır komutanım dedim
    -dıbına çakim asker vukuatı sever bu lafımı unutma dedi
    -emredersiniz komunanım dedim
    -gel dıbına çakim seni hiç aramıyorum üstünde bişey çıkarda sebebsiz dövmemiş olurum en azından dedi
    -dövecek ne yaptım ki şimdi komutanım dedim
    yanına yatakta bekleyen soyunmuş karılar gibi çağırdı parmağıyla
    gittiğimde beni bekleyen am değil bir tokattı
    -emredin komunım dedim neden vurduğunu söylesin diye
    -dıbına çakim dayağı peşin atayım üstünde bişey çıkmama durumunda hevesim kursağımda kalmamış olur dedi
    bu arada bana vurmaları şiddetli cinsten değil beyler
    cepleri aradı bişey yok
    her bulamadığında vay dıbına çakim diyor
    botlarını çıkar dedi
    çıkardım bişey yok
    çorapları da çıkarttı ondan da bişey çıkmadı
    -vay dıbına çakim boşuna ayak kokuna katlandık. dedi
    kokmuyor lan amk inanmayın makara yapıyor
    -sana bi hediyem var dıbına çakim dedi
    çekmeceden telefonu pis pis sırıtarak çıkardı ve bana uzattı
    yine aynı taktikle dövecek
    -komutanım bu taktiği denemiştiniz dedim
    -vay dıbına çakim yeni taktikler bulmam lazım. tamam beni yalnız bırak dedi
    -bi emriniz var mı komutanım dedim
    -yok dıbına çakim dedi
    -benim bir maruzatım var komutanım dedim
    -söyle dedi
    -uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim
    -bakarız sonra dedi
    ···
  8. 183.
    +3
    133

    • *vay amk net bişey demedi bende tırstım tekrar sormaya
    bölük astsubayına gittim durumu anlattım komutanım net bişey demedi dedim
    izin almadan izin kagıdı hazırlayıp imzasına sunarsak hiç vermez uygun zamanlarda tekrar sor dedi
    ekşın nereye ben oraya peşinde koşarken
    sabah koşularında benimle dalga geçmelerinin hemen ardına komutanım izin dedim
    bakarız dedi
    gündüzleri odasına istemeden içecek zütürdüm komutanım izin dedim
    bakarız dedi
    bi türlü bakmadı ebruyu oyalayamaz hale geldim
    bi gün yine benim izin peşindeyken
    çağırmamı istediği askeri bulamadığım için bana kızdı
    biraz da bağırdı çağırdı
    eh amk bu hayatın ne olcaksa olsun diye
    -ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
    -yok sana izin dedi
    -gitmem lazım komutanım kendim için değil dedim
    -ne oldu dıbına çakim arkadaşım bi sağlık sorunu mu var dedi
    -özledim komutanım dedim
    -ne zaman gitmek istiyorsun dedi
    -en kısa zamanda dedim
    -tamam hazırlat evraklarını dedi
    -emredersiniz dedim
    ebruya haber vermedim
    yazıcılar evrakları hazırladı
    imza işleri halledildi
    ekşın tabur komutanına da imzalattıktan sonra
    param var mı diye iyice sorup paramı gösterip tatmin olduktan sonra
    bana bilet almam için hafta içi çarşı izni verdi
    10 günlüğüne alanyaya gidecektim
    bileti aldım
    ebruya yine bişey demedim
    ve izin günü geldi
    bindim alanyaya akşam üzeri indim
    • *valizi bırakmak için eve gitmeden önce bir tane simkart aldım
    sim kart açılıncaya kadar eve gittim
    annem yaylada oldugu için onun elini öpemedim
    kardeşimle ve babamla görüşüp
    babamdan bir miktar para aldıktan sonra
    dışarı çıktım
    telefon açılıp kullanılabilir hale geldi
    ilk aradığım kişiyi zaten biliyorsunuz
    ama cevap vermedi
    tekrar aradım yine vermedi
    -ben kelebek acil aç dedim
    5 dakika sonra sessiz bir yere gidip yine aradım
    bu defa açtı
    -kelebek dedi benmiyim acaba şüpheleriyle
    çok kısık bir sesle
    -ebru dedim
    -nerdesin bu kimin telefonu dedi
    -nerde olcam askerdeyim.bir arkadaştan aldım seni aramak için sonra silecem numaranı dedim
    -tamam da konturluden neden aramıyorsun dedi
    aranır mı amk direk göreceksin 0 242 yi sürpriz kalmayacak
    -çok sıra vardı ama ben sesini özledim dedim
    -bende çok özledim kelebeğim dedi
    -nerdesin dedim
    -evdeyim dedi
    -shh kapatmam lazım komutan geliyor galiba görüşürüz ararım birazdan dedim
    telefonu kapattım
    evdeymiş öğrendik
    • *evin önüne gidip arasam yoldan geçen araba seslerini duyup kıllanacak
    o yüzden aramadım
    otele gittim ebrunun babasının yanına
    bi iş gerekçesi ile bir yere gitmiş
    telefon açtım geldiğimi ve ebrunun haberi olmadığını
    ona sürpriz yapmak istediğim söyledim
    -yarım saat bekle ben eve gidicem bu akşam ebru yemek yapacaktı sen de gelirsin dedi
    yarım saat kadar personelle takıldım
    sonra geldi arabadan inmeden beni çağırttı
    arabayla eve doğru giderken kırmızı bir gül aldım
    ebrunun annesini aradı ve durumdan bahsetti
    ebrunun annesi ebruyu markete göndereceğini bu sırada bizim eve görünmeden girebileceğimizi söyledi
    arabayı kenar bir yere park ettik
    annesi balkondan bize gerekli izni verdikten sonra eve girdik
    ebruyu ilk görüşüm sırtı dönük olarak oldu
    biz eve girdik
    bu sırada annesi bir servis daha açtı masaya
    bana onun odasına girip beklememi söylediler kapı çalınca
    içeri girdim ki her taraf ben amk
    duvarda resimlerim
    masada ona yazdıklarım
    bilgisayarının ekranında ikimizin resmi
    ona hediye ettiklerim yastıgının başucunda
    ebrunun içeri girdiğini duydum
    • *pis pis sırıtıyordum birazdan yapacağım sürpriz için
    ebru babasına hoşgeldin nasıl geçti günün diye konuşurken
    sana yemek yaptım diye kendiyle böbürlendi
    biraz bekledim
    telefonun tüm seslerini kapattım
    ebruya mesaj yazdım
    -şu an ikimizin yıldızına bakıyorum sende balkona çıkıp bakar mısın beraber izlemiş olalım yine dedim
    içerden mesaj sesi duyuldu
    -geliyorum bi saniye diye içerdekilere seslendiğini duyunca
    yemek yenen salona sessizce girip yerimi aldığımda
    gerçekten de dışarda balkondaydı
    -balkondayım şimdi yıldızımızı arıyorum dedi
    -içeri bak görürsün belki diye gönderdim mesajı
    baktım aklına gelmiyor evin içine bakmak benim orda olma ihtimalim
    gülü aldım balkon kapısına yaklaştım
    kapıya elimi dokundurup kapı gıcırtısına bana bakmasıyla
    gözlerini bir süre açık tutup şaşkın bakışlarını gülümseyen bakışa çevirmesini
    sadece gülümseyerek izledim
    hiç birşey diyemedi
    -hoşgeldin de mi demiyeceksin dedim gülü uzatarak
    -gıcıksın işte demiycem dedi
    -tamam gideyim o zaman dedim onun dediği gibi gülümseyerek
    birden boynuma depara kalktı
    öyle bi sıktı ki gül heç oldu
    tam ayrılacakken sarılmaktan henüz aç mideme bir tane yumruk salladı
    -bu ne şimdi dedim acılı gülümseme ile
    amk dayak yemek kaderim midir nedir herkes dövüyor
    -sebebini sonra anlatırım yalnız kalınca dedi
    -tamam dedim
    • * masaya oturmaya davet edildik
    ebrunun yaptıgı tek yemek ve annesinin yaptıgı yardımcı yemeklerle dolu olan masaya oturduk
    herkes tabağını doldurmaya başlarken
    -yemeyecek misin dedi ebru
    -bana pizza mı söylesek korkuyorum yemekten dedim
    annesi ve babası gülerken
    ebru pis pis bakarak
    -bunu da hatırlat bana sonra dedi
    sonra ebrunun yaptıgı yemeği tabaga koyarken henüz tadına bile bakmamışken
    -ebrucum süper olmuş valla eline sağlık çok begendim tarifini verir misin bunun dedim
    -kelebeek tamam yeme istemiyorum dedi
    -çok açım mecburen yiyecem dedim
    bir çatal aldım
    değişik bir tat kitap tarifi bir yemek oldugu belli
    ama malzemeden çalmadıkları için çok güzel olmuş
    ebruya yemeği konusunda yaptığım şakalardan dolayı
    2 buçuk tabak yedim ki alınmasın gerçekten begendiğimi görsün diye
    yemek sonrası ebrunun babası bir de kahve içelim elinden dedi
    o kahve yaparken ben de masayı kaldırdım annesinden rica ederek
    her mutfaga gidişimde ebrunun boynundan bir kere öptüğüm için
    o kahve yapmayı uzattı
    bende yük taşıyabilme hamallığımı azaltıp azar azar zütürdüm tüm kaldırılması gerekenleri
    kahvelere geçtik onları içerken
    ebrunun kardeşi de geldi
    beni görünce sarıldı o bile özlemiş amk
    dışarda bir yerde burger yemiş bino karnı da aç değil
    o yüzden biz konuşmaya devam edip
    sürprizin kritiğini yaparken
    gülüşmeler yaşandı herkes o an ki durumdan memnun gözüküyordu
    ebru odasına izin isteyerek gitti
    geri geldiğinde daha çarşıya çıkılır bir kıyafet giymişti
    -biz biraz yürüyebilir miyiz baba dedi
    • *gerekli izni alıp görüşürüzlerle onlardan ayrılıp
    asansöre bindik
    stop düğmesine basınca ebru beni öpmesini hızlandırmak için elimi kaldırdım
    fakat boşta olan karnıma bir tane daha vurdu ekşının şiddetinden uzak
    -vurup duracak mısın böyle dedim beklemediğim yumruğu yeyince
    -evet hakediyorsun dedi
    -ne oldu dedim
    -deli neden ilk bana haber vermedin seni doya doya öpseydim sarılsaydım ya ilk gördüğümde dedi
    -bu yumrukların sebebi bu mu şimdi dedim
    -ikincisi yemeğimle dalga geçtiğin içindi dedi
    -yedim eline sağlıkta biraz daha hızlı vursan hepsini çıkaracaktım dedim
    -pislik dedi
    ellerimi tekrar kaldırdım hafif karnımı büküp olası bir yumuruğa karşı önlem almak için
    bu defa şiddetli yumruk değil öpüşme yaşandı
    asansörde baskın yeme ihtimaline karşı
    apartmanı terk edip ikimizin yeri olan iskeledeki yere gittik
    sağda solda gördüğüm dostlarla kısa merhabalaşmalarla
    sırtımı bankın oturulacak kısmına
    başımı ebrunun omzuyla kalbi arasına yasladım
    kalp atışlarını hissedecek şekilde
    o elleriyle beni nasıl sarsa derdindeyken
    arasıra eğilip alnımı öptü
    ellerimi elleriyle yavaşça çitiledi
    kelebeğim ler ebrularımla karşılıklı düet yaptı
    kısık sesle söylenen seni seviyorumlar dalga seslerini ancak bastırdı
    gelen geçene aldırmadan iki aşık rolü ustaca oynandıktan sonra
    kaç gün kalacağım
    ne yapacağımız konuları ele alındı
    ebru benimle uyumak istediğini söylemesi ile bunun yolları arandı
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      helal sana be trap mix cigerim
      ···
      1. 1.
        0
        önemli değil sol ciğerim

        bugünde büyük ihtimal biter bu

        müsait olursam bitirecem atmayı
        ···
  9. 184.
    +1
    134

    • *bizim eve gitmek için izin almak gerekliydi.
    ilk geceden bizim eve gitmek bir şekilde ailesine yapacagımız şeyler için izin almak olacagından bu fikir hoş olmazdı
    uyumaktan bahsediyoruz yani tüm geceyi sabah dahil beraber geçirmek
    ailesi de biliyor benim geldiğimi
    ebru ben kuzenlerimde kalacam dese kimse inanmaz
    kalktık yerimizden du bakalım ne olcak diye
    evlerinin önüne geldik
    ışıklar hala yanıyordu
    -hadi eve çıkalım bir bakalım durum ne diye dedim
    eve çıktık karnım acıktı amk. askeriyede alışmışım akşam yemeğinden sonra gece de tost yemeye
    ebrunun annesi ile babası filme bakıyor kardeşi de odasında kim bilir ne tak yiyor
    -ne yaptınız çocuklar dedi annesi
    -ebru gezdik biraz siz ne yaptınız dedi
    -filme bakıyoruz dedi annesi
    eveeet filme bakmak
    ebruya dönüp kaş göz işareti yaptım anladı durumu
    -nasıl film güzel mi dedim
    -iyi şimdilik az kaldı bitmesine dediler
    -tamam bitsin bizde bakarız o zaman dedi ebru
    karnım hala aç ebruya durumu anlattım
    gel dedi mutfaga zütürdü
    ekmek arasına koyabileceğim malzemeleri çıkardı bende begendiğimden seçip arasına koydum
    ebru annesi ile babasına da bişey içermisiniz diye sordu
    onlara meyve suyunu doldurdu

    • * karnımı doyurduktan sonra biraz oturduk bu sırada onların filmde bitti
    biraz yüzsüzlük yapmam gerekecekti çünkü ayaga kalktılar film bitti diye
    bu durumda misafirin gibtirip gitmesi gerekir ev sahipleri uyuyacagı için
    ebru araya girdi bizde izleyelim diye
    onlar tamam biz yatıyoruz deyip odalarına geçince
    biz ebrunun odasına geçtik dvd yi de alarak ebrunun tv ye bagladık
    onun yatagına yattık
    filmin sadece başını hatırlıyorum
    sonrası ikimizinde pek umrunda olmadı kendi kendine oynadı film
    saat 5e kadar sürdü
    sonra o uyuya kaldı ellerini üzerimden yavaşça kaldırıp gidecegimde yine uyandı
    -gitme bu saatten sonra dedi
    -bu saate kadar burda oldugumu bilmesinler ayıp olur dedim
    bırakmadı biraz daha beklemem gerekti onu tekrar uyutabilmek için
    bu defa o beni sarmadan elleriyle ben sardım ki kaçabileyim uyandırmadan
    uyku benim de gözlerimden akıyordu o kadar yol yorgunlugu vardı çünkü
    ha uyudu ha uyuyacak derken
    sabah bizi kaldıran ebrunun annesi oldu
    salondan seslenmesi ile
    saate baktım 11 e geliyordu
    bu demek oluyor ki babası işe gitmiş
    ama muhtemelen bizim beraber yattıgımızı görmüş
    annesi de aynı sebebten dolayı bizi odadan kaldırmak yerine salondan kaldırmış
    rezillik çok büyük çünkü
    filme bakarken uyuya kalmış olma imajında çok uzak bir haldeyim
    kot pantolan kendini içeri girenlere işfa edecek bir yerde
    nasıl kalkacam da kadının suratına bakıcam amk
    ebru kalktı
    onun hiç umrunda değil amk.

    • *sanki her gece beraber yatıyormuşuz gibi kalktı
    ne yapacagını bilmez beni öptü
    salona geçti sesli sesli annesini öptü
    ben odadan kafamı çıkaramıyorum
    kahvaltı hazırmış diye odaya tekrar girince çıkmak zorunda kaldım
    uzun zaman sonra boynum bükük kahvaltı yaptım utancımdan dolayı
    hay amk nasıl uyuya kaldım
    kahvaltıyı yaparken ne yapacaksınız sorusu geldi
    denize gideriz herhalde dedi ebru
    sonra kapandı konu
    kahvaltı sonrası ben kaçmak için izin aldım ebrudan
    ama tek şartla
    üstünü değiştir denize gitcez
    annesi mutfaktayken ona teşekkür ettiğimi belirten seslenme ile evlerinden ayrıldım
    eve gidip dolapları karıştırdıktan sonra
    şort havlu ne lazımsa aldım
    gittik denize
    deniz muhabbeti aynı
    uzan bişeyler iç
    arasıra denize atla
    denizde sarıl
    tuzlu tuzlu öpüş
    biraz da alnımla burnum kızardı
    o kadar kreme ragmen
    ilk defa görüyor güneşi çıplak beden o da nasibini aldı birazcık
    akşam üzeri ebruyu evine bıraktım bende eve geçtim onlara çıkmadan
    biraz uzandıktan sonra otele davet ettiler
    orda yemek yedikten sonra
    onları bizim yaylaya zütürmeye davet ettim

    • * bi taşla iki kuş vuracaktım
    ne ikisi amk. kuş sayısına bakın şimdi
    ebru yanımda olacak 1
    ben araba sürmeyi bilmediğim için babasını şoför olarak kullanacam 2
    envayi çeşit yol masraflarından kurtulacam 3
    annemi görecem 4
    onlarında görmek istediği bir yere doganın bana göre en güzeline zütürecektim 5
    bu kadar kuş milli parklarda kalmadı amk
    tamam dediler
    -ne zaman gidelim dediler
    aklımdaki plan dün gece ailesine uygunsuz bir şekilde yakalandığımız için
    hem olayın üzerinden zaman geçsin hemde ebru bu gece de benimle uyumak istemesin diye
    -sabah erkenden çıkalım yola dedim
    -iyi sende bizde kal o zaman dedi ebru
    deme ebru öle amk
    deme yine kızarttın beni
    tek ben degil kimse ne diyeceğini bilemedi
    -salonda yatsın baba bi de onu uyandıralım diye vakit kaybetmeyiz beraber kahvaltı yaparız gideriz dedi
    bu fikir onları yumuşattı biraz
    tamam bakarız dediler ekşın reyiz gibi
    -gerek yok ben sabah taksiyle gelirim diye kolpa yaptım ne gerek var diyeceklerini bildiğim için
    gece iskeleye yürüyüşe gittik
    süt mısır yedik beraberce
    sonra eve döndük
    herkes temkinliydi
    erkenden yatalım dediler
    bana yatacagım yer gösterilirken
    akıllı olun mesajı gönderildi sanki inceden

    • *ben akıllıca yattımda
    ebrunun yanıma gelirken aklı nerdeydi bilmiyorum
    yattı yanıma
    mecburen uyumadım onu yatagına göndermek de 3 saatimi aldı
    sabah kalktıgımızda ikimizde ayrı yataklardaydık
    uyuya kalmadığıma sevindiğim anlardan birisi oldu
    hazırlıklar yapıldı
    caps makineleri alındı
    bindik arabaya
    yaylaya dönüş yolunda yaz meyvelerinden oluşan bir kaç poşet
    marketten alınmış yolda görülen çocuklara verilecek zamanın lüks çikolotaları
    benim tarafımdan listeye eklenmiş
    yağ şeker salça vesayire
    derken 1 bucuk saat süren yolculuktan sonra bizim yaylaya geldik
    tel çekmediği için annemin de haberi yoktu
    beni görmesi ile bana koşup sarılması ahaliyi biraz duygulandırdı
    ama dayımın esas duruş komutunu çok güçlü sesiyle söylemesi duyguyu gülümsemeye çevirdi
    ebrular karşılandı tanışmamış olanlar tanıştı
    sabahtan kalan ocagın altına kuzenler tarafından odun eklenip
    onlara gözleme yapıldı
    çardakta oturuldu
    benim hakkımda bolca konuşuldu
    ebrulara köy gezdirilirken
    ikram edilen elma armut yeni yeni çıkan yayla üzümü kiraz ikram edildi
    tarladan toplanan mısır közde pişirip ikram edildi
    sonra onlara hediye edilmek üzere
    domates patlıcan biber sogan gibi sebzelerle beraber meyvelerinde oldugu bir kasanın agzı iple iyice sarıldı
    akşam üstü olan iki adet horoza oldu

    • * çaylar da içildikten sonra gidelim dedi
    annem bi gün daha kal diye bana yalvarınca
    ebru da bir günde ben kalayım diye ailesine yalvardı
    sonuçlar pozitif
    onları gönderdik
    ebru ben annem ve kız kuzenlerim çardakta kaldık
    kuzenler ebruyu esir aldı sorularıyla
    annem de beni
    derken annem ben yatıyorum dedi
    laf eden olur siz de fazla kalmayın yatın dedi
    kuzenler çardağa yıldızlar altına
    iki ayrı yatak hazırladılar
    onlar gitti
    biz yıldızları izledik
    Tümünü Göster
    ···
  10. 185.
    +3
    135

    biz yıldızları izledik
    yaylada fazla ışık olmadığı ve yüksekte oldugumuz için hepsini çok net görüyorduk
    matemetikle arası iyi olan mimar adayı ebru bile o kadar yıldızın varlıgından habersizdi
    hafif serin esen rüzgar
    300 metre aşşagıdan akan derenin derinden gelen kurbağa sesleri
    eşliğinde sadece sarılarak yattık
    sabah ki kahvaltıya ebru hayran kalmıştı ben ise sadece özlemiştim
    tamam da biz nasıl geri dönecektik amk
    köy dolmuşu desen sabah erkenden gidiyorlar ki çoktan gittiler
    giden birini beklesen kim bilir ne zaman gider arabada boş yer olur mu?
    gitmesek olmaz telefon yok ebrunun annesi meraktan ölür
    kahvaltıyı yapıp
    ebruyu 600 metre aşşağıda akan göksu nehrine zütürdüm
    çocukken hep yaptıgım ama büyüyünce yazları çalışmaktan fırsat bulamadığım
    balık avlamayı yaptım
    bi kaç tane tuttum da
    ama ebru hepsini yazık diye geri suya bıraktı

    • *bu sırada onunla konuşurken bir tane balık yakalandıgını farkedip kargıyı ebruya verdim
    -şunu bir tutda sigara yakayım diye
    o eline alır almaz panik yapıp kaldırdı balık etrafımızda dolaşırken
    ebrunun aslında bana sarılmak olan amacı
    benim belime kadar ıslanmama sebeb olan
    suya düşmeme sebebiyet verdi
    balık bi yerde ben bi yerde ebru hanımda
    çok pardonlu kıs kıs gülmelerde
    sessizce hafiften gülümseyerek dışarı çıktım
    balık avladıgımız kayanın üzerine çıktım
    -bişey olmaz hadi gidelim dedim
    böylece o ayaga kalkınca onu suya atmak için daha az yorulmuş oldum
    zaten herhangi bir tehlikeye çarşı suya dayanıksız tüm eşyalar ebrunun çantadaydı onlara bişey olmadı
    ebruyu suya attıktan
    onun agzından çıkabilecek tüm küfürleri duyup
    pislik gerizekalı salak aptal manyak olduktan sonra bende atladım suya
    benim ıslatılacak yanım kalmamıştı balıklama atladığım için ama ebrunun yüzü sanki biraz kuruydu
    görev tamamlandıktan sonra sudan kaçmaya çalışan ebruyu iyice kızdırdım tekrar tekrar yakalayarak
    ben gidiyorum dedi başladı yürümeye nah gidersin amk
    biraz yürüdükten sonra sinirinden oturdu kaldı
    gönül alma görevi böyle başladı
    numaradan düştüm ıslakken komik olayım diye
    yerdeki kırmızımsı toz üzerime yapıştı
    çaktırmadan yüzüme de sürdüm elimi
    yanına gittim gülmemesi elde degildi ama gülmüyordu triplerde yine
    -affetmedin mi dedim

    ---hayır dedi
    -boşuna çamura yattık desene dedim
    -çok gıcıksın dedi
    -hadi gidelim seni bi yere zütürcem dedim
    -kurumadım daha dedi
    -gel sen dedimm tuttum ellerinden
    yürürken üstümden biraz çamur alıp yüzüne sürdüm
    tokadı da haketmiş oldum böylece
    sonra ben yine suya daldım
    çamurun yarısı çıktı
    gerisini çıkarmaya uğraşırken
    o da girdi suya
    tamam işte olay bu barıştık yine
    nehir sefasından sonra geri yürüdük
    bayır bir yerde oturduk iyice kurumak için
    ona papatya tarzı çiçekler topladım ama
    bir türlü taç yapamadım amk.
    mundar oldu o kadar çiçek
    biraz da uzandık diz baş yine
    iyice kuruduktan sonra
    bir kaç dudak teması akabinde armut çaldık
    ama dedemin bahcesinden haram olmaz amk
    eve geldik ki annem kıyamet kopardı bu ne hal diye
    ebruya bir şalvar verdi kuzenin birisi
    tam köylü kızı oldu
    o da şikayetçi olmadı bu durumdan
    akşam köy ekmeği yapmak için toplanmış bayanları izledi
    arkasından çökelekli ve papatesli gözlemeden yedik
    ama hala bir geri gitme planı yoktu
    bu durumda sabah köy dolmuşu ile gidecektik

    • *ebrunun yıkanmış kıyafetleri asıldı
    kız kuzenlerler iyice muhabetti kurdu
    ben bile ikinci sırada kalmaya başladım
    oturup konuştuktan sonra yatma vakti geldi
    yine ikimize farklı yatak ama birisi yine boş kaldı
    sabah horozun bile nde açma germe hareketleri yaparken kalktık
    dolmuşa bindik
    nostaljik bir yolculukla
    bu kim lan
    kimlerdensiniz sorularına yanıt vererek alanyaya geldik
    telefonun ilk çektiği yerde aileye haber verdik
    sonra onu evlerine bıraktım
    ama bende kaldım ailesinin ısrarı üzerine
    ne yaptıgımız nasıl geçtigi konusunda ikimizde çok memnun gözükünce ortada bir sorun kalmadı
    kahvaltı sonrası ebrunun annesi ile çarşıya çıktık
    ilk gittiğimiz yer bir tuhafiye oldu
    ebru burda kuzenlere dikiş nakış işlenmeye hazır tülbent mil iplik yani çeyiz yapılmaya gereksinim malzemeler aldı bolca
    öğlenden sonra aynı köy dolmuşuna verdi kuzenlere göndermek üzere
    bir gün tekrar gidelim diye yineledi
    ebruyu evine bıraktı eve geçmek için
    ondan ayrılır ayrılamaz aslında mutluluğumun tek sebebinin o oldugunu farkettim
    yürüdüğüm yol bindiğim otobüs indiğim durak girdiğim evimiz onsuz olunca bi anlamsızdı amk
    onsuz hayat bimde satılan le diye başlayan şeyler kadar adiydi. resmen le hayattı amk
    o gece evlerinin önüne gidip telefonda konuştuk
    birbirimizi görerek ta ki benim şarj bitinceye kadar

    • * sonra eve dönüp yattım
    onsuz
    ertesi sabah ekşını aradım
    haber ver demişti gidince kaç gün geçti amk
    -dıbına çakim arkadaşım şehit oldum sandım nasılsın dedi
    -saolun komutanım dedim
    -ne var dıbına çaki çabuk söyle ekşın peşindeyim dedi
    -iyi olduğumu söylemek için aradım dedim
    -tamam dıbına çakim vaktinde gel. zaten kaç gündür asker dövmüyorum dedi gülerek
    -bi emriniz var mı komutanım dedim
    -sıkıldın mı lan kapatmak ister gibi konuşuyon dıbına çakim dedi
    -telefondan döversiniz diye korkuyorum komutanım dedim
    önce güldü sonra
    -iyi tatiller arkadaşım dedi
    gerekli sagolu dedikten sonra
    bi kaç amca dayı ziyareti yapıp harçlık kabarttım
    cep dolumunun zütümü kaldırmasını fırsat bilerek ebruyu bir restorana davet ettim akşama
    cevap bilindikti
    neden olmasın
    yemeği yerken ebru ile ne zaman görüşebilecegimiz planları yapıp
    o andan itibaren üzülmeye başladık ayrılacaz diye
    bizi yerimizde bira içip kendimizi teselli etmek pakladı

    • *yine sarılıp yatmak istiyorduk ama şartlar zor amk her gece nasıl olsun
    yatma bölümünü çıkarıp sarılmalara bolca öpücük kondurarak kafanın çakır haliyle
    ebruyu eve bıraktım
    ebrunun evi önünde vedalaşmak 40 dakika sürdü
    ertesi gün deniz
    bir sonra ki gün içi bizim eve gitme orda kimsenin olmamasından yararlanma
    bir gün otelde yemek
    ailecek artı ben akşam gezmeleri derken
    son güne geldik
    ebru bende geleyim dedi ama babası sonra beraber gideriz diye kandırdı
    bilet alındı
    ve istanbula giderken
    birbirinden ayrılmadıgı için damla denemeyecek kadar çok göz yaşı bırakıldı
    yoklugunda avutulacak kollar anı yaşama hissini kabarttı
    emredersinizleri bol olacak dudaklar yarin dudaklarıyla nemlendirildi
    aglandı sızlandı
    verilen sözlerin işaretleri(yüzük) karşılıklı olarak öpüldü
    ve 45 dakika ucağın düşme ihtimalinden değilde günlerin geçmeyecek olmasından korkularak istanbula inildi
    gel dıbına çakim diyecek komutanım nerde lan benim
    odasına girdim geldim tekmili vermek için
    yazıp çiziyor plan yapıyor
    -ben geldim komutanım dedim
    -çok zekiyim dıbına çakim yarın ekşın var dedi.
    -emredin komutanım dedim anlamadım çünkü
    -sır dıbına çakim dahice bir plan geliştirdim dedi
    Tümünü Göster
    ···
  11. 186.
    +2
    136

    ---ben gideyim o zaman komutanım dedim
    -dıbına çakim ikimizin sırrı olacak üstünü değiştir gel dedi
    -emredersiniz dedim
    gittim üstümü değiştirdim. geri geldim odasına girip tekmil verdim
    eliyle bi dakika işareti yapıp bana bakmadan beni bekletti
    meraktan çatlayacaktım amk ne yapacak acaba diye
    kagıda bişeyler yazıp çizip duruyordu
    bana baktı
    -astsubaya akşam içtimasına katılmayacağını söyle gel dedi.
    -emredersiniz dedim.tam çıkıyordum. depocuyu da çağır bana dedi
    gittim astsubaya ekşının yanında olacagımı söyledim depocuyu da çağırdım
    ekşın depocuya
    -dıbına çakim anahtarı ver baskın yapacam depoya dedi
    asker anahtarı verdi
    bana dönüp
    -gel dıbına çakim dedi
    depoya gittik
    herşey yerli yerinde ortalıkta bir sorun gözükmüyor.ama ekşının hevesi kursagında kalmışa benzemiyordu
    kendisine bir tane askerlerin giydiği eşofman altından aldı
    depodan çıktık
    tekrar odasına döndük. sonra yazıcıyı çağırdı
    bölüğün koğuşlarda yatma planını istedi.
    herkesin yattıgı yatak belliydi.
    hala neyin peşinde oldugunu bilmiyordum
    bana gidebilirsin dedi
    o da evine gitti

    • *ben aşşagı indim akşam yemeği derken
    komutanlık saati(yani askerlere bir saatlik verilen ders)
    o gün çok erken bitirildi nöbetçi astsubay tarafından herkes bu durumdan çok memnundu ve
    o günki rütbelilerde genelde askeri sıkmayan komutanlardı
    bu rahatlıkla herkes koguslara dagıldı
    derken yazıcı beni çağırdı gel yazıhaneye gidiyoruz diye
    gittik bir baktım ekşın orda
    tamamen asker gibi giyinmiş
    eşofman bir de yeşil askeri tshirt tarzı atlet
    -otur dıbına çakim dedi.
    cebinden bir telefon çıkardı ama kendi telefonu degildi
    belliki askerin birisinden yakalamıştı
    olay açığa çıktı beyler
    ekşın askerin birisinde cep telefonu yakalıyor
    rehberi bir açıyor ne kadar asker ismi varsa kaydetmiş denyo
    ekşın hepsine mesaj çekiyor
    mesajda telefonla beraber bana gel dıbına çakim yakaladım seni ... yüzbaşı
    diyor.
    iletim raporu gelen her mesajda heyecanlanıp git bana bu askeri getir dıbına çakim diyor
    gidip telefonla beraber askeri getiriyorum
    her yakaladığı askerin elinden telefonu alıp yeni asker numarası var mı onu araştırıyor
    bu sayı git gide artıyor tabi
    17 tane telefon yakaladı
    yüzündeki keyfi görseniz kendisiyle resmen gurur duyuyor amk
    askerlerin hepsini odaya soktu
    isimlerini tek tek aldı
    sonra hepsini gönderdi

    • * ben merakıma yenilip ne yapacaksınız komutanım dedim
    -düşünüyorum dıbına çakim arkadaşım dedi
    ekşın görevini tamamlamanın verdiği mutlulukla bölükten ayrılırken o halde tüm koğuşları gezdi
    baktı başka yanlış bişey yapan var mı diye
    gerekli ekşını yaşadıktan sonra evine gitti
    o gider gitmez bana karşı bir cephe oluştu
    vay neden haber vermemişim
    yok neden söylemiyormuşum
    amk sanki ben biliyordum
    allahın sıgırları hem yasak olmasına rağmen telefon kullanıyorsunuz
    hemde askerlerin isim soy isimlerini telefonunuza kaydiyorsunuz
    onlarla konuşmak için mi kullanıyorsunuz amk telefonu almayın vermeyin numaranızı
    gel gelelim kabak bana patladı
    bütün yakalanan muallakler bana afra tafra yaptı
    suçum olmadıgını haberim olmadıgını söylesem de inandıramadım
    iyice üstüme geldiler
    beni de sinirlendirdikleri için ekşının onları nasıl gibeceği konusunda bende kötü planlar yapmaya başladım
    gece bu olaylar yaşanırken
    ebruyu aramayı da unuttum tabi
    ilk aklıma geldiği anda koştum telefona biraz sitemkardı geç aradığım için
    -nerdeydin merak ettim bişey mi oldu diye.
    konu sapsın diye ekşının planını anlattım
    -ne yapacak şimdi onlara dedi
    -boşver onu hasret bize ne yapacak onu konuşalım dedim
    -aşk bize yapacağını yaptı hasret ne ki dedi
    vay amk özledim diye ağlayan kızın dediğine bak
    -dayanacaksın yani dedim
    -başka yol göster sensiz olmayacak onu yapayım dedi
    -iyi gördüm seni kendini üzmüyorsun sevindim buna dedim
    -sende üzülme geçecek dedi

    ---geçiyor işte biraz senle biraz sensiz.hem hep yanında olursam bıkarsın zaten benden dedim
    -hep yanımda olda bıkıp bıkmayacağımı gör dedi
    -o risk alınacak bir risk değil ebrum olmaz sensiz dedim
    -artık önümüzde 8 9 ay kaldı benim okul senin askerlik bitiyor o zaman ayrılmayacaz hiç dedi
    -inşallah dedim
    -bizim çocugumuzun gözleri ne renk olur kelebek dedi
    van minüt amk çocuk??
    lan yoksa ebru hamile mi kaldı.yok canım daha neler
    sormaya bile korktum
    ama hangi ara hamile kalacak ki amk
    kurdalamak lazımdı bu konuyu
    -hangi çocuk ebru dedim
    -gelecekte olacak cocugumuz kelebek dedi
    derin bir nefes aldım. kromozonlar henüz birleşmemiş
    -koyu yeşil olur herhalde dedim
    -saçları nasıl olur dedi
    -ilk kel dogar sonra bi renk tutar begenmezsek boyatırız sorun etme şimdi bunları dedim
    -hayalini kuruyordum da kusura bakma dedi
    biraz üzülmüştü sesi
    -ismini ne koyarız dedim. hayalini canlandırmak için
    -erkek olursa sen koyarsın kız olursa ben dedi
    klagib ebeveyn çocuk ismi paylaşımı işte
    aslında bu konuşma artık büyüdüğümüzün
    ilişkimizin güçlülüğünün
    üzerimizdeki aşk acemiliğinin bitmeye başladıgının habercisiydi
    artık daha ciddiydik
    gelecek hakkında planlar yaparken pervasız olamayacak çağa gelmiştik
    cünkü zaman daralıyordu
    oynanan oyun değildi.
    yapacaklarımızdan nasibini alacak iki gönül vardı
    tek ihtiyacımız olan zamandı
    ama herşeyi zamana bırakmak da bazı şeylerin üzerinin tozlanmasına sebeb verebilirdi

    • *ebru da bunu yapıyordu
    sürekli geleceğimizin tozlarını alıp konuyu canlı tutup
    geleceğimizin parlak olmasını istiyordu hep
    bense bu konulara girmekten kaçınırken
    aslında unuttuğum
    yada farkına varmadığım bir his yaşatıyordum ebruya
    acaba
    evet acabaları düşünmesine sebeb oluyordum
    acaba kelebek bana evlenmek çocuk sahibi olmak kadar baglı degil mi diye düşünmesini sağlıyor olabilirdim
    kendimi geç mi denir erken mi denir bilinmez onun yerine koyup bunları düşününce ona hak verdim
    çünkü benimde ilerde tek evlenip çocuk sahibi olmak istediğim kişi oydu
    o halde neden onun dileklerindeki kayan yıldızı durdurmaya çalışayım ki
    tutayım ellerinden kaldırayım başımı gökyüzüne beraber bekleyelim kayacak yıldızı
    en fazla boynum ağrır amk.
    değmez mi kalbin ebrusuna
    fazlasıyla
    telefon kapandı gece noktalandı
    ertesi gün ekşın bölüğe geldi
    gel dıbına çakim dedi
    muhtemelen bana dün gece askerlere ne ceza vereceğini anlatıp fikrimi alacaktı
    -dıbına çakim kelebek sabaha kadar uyuyamadım dedi
    -hastamıydınız komutanım haber verseydiniz dedim
    -dıbına çakim ne ceza vereceğimi düşündüm dedi
    -buldunuz mu dedim
    -bi tane var ama bilmiyorum dıbına çakim sen ne düşünüyorsun dedi
    -komutanım siz bu askerlere ceza verirseniz en fazla 20 gün sonra unutulur sonra yine aynı şeyler olur en iyisi vermeyin karar vermemiş gibi gözükün
    günlük ufak cezalar verin nöbet gibi temizlik gibi daha da zorlaşsın böylece bu konu sürekli sıcak kalacağı için diğer askerler daha çok korkar dedim
    -dıbına çakim fena fikir değil ama benim daha müthiş bi fikrim vardı boşuna mı düşünmüşüm dedi
    -neydi komutanım dedim
    -bu 17 askerin hepsini çağıracam. hepsinin mahkeme dosyasını hatırlatacam
    bir ay süre verecem. başka birisini cep telefonuyla yakalayan ve yakalatanının dosyasını silecem nasıl fikir dıbına çakim dedi
    -komutanım bölük içi savaş çıkar rezil oluruz diger bölüklere dedim yapmasın böyle bişey diye
    nerden buldu amk bu fikri millet birbirine düşer amk
    -çağır dıbına çakim şu askerleri dedi
    -emredersiniz dedim
    Tümünü Göster
    ···
  12. 187.
    +2
    137

    bulabildiklerimi çağırdım nöbette veya görevde olanlar kaldı
    ekşın bu amk gibecek de millet nasıl domalacağını bilmiyor
    askerler o halde yani

    ---kendinizi nasıl affettirebilirsiniz dıbına çakim dedi
    hiç birisinde ses yok suratlarından tek okunan korku ve pişmanlıkları belki biraz da kendilerine kızgınlıkları
    -beni tatmin etmek zordur dıbına çakim yakaladım hepinizi sonuçlarına katlanacaksınız dedi
    bi kaç tanesi emredersiniz dedi
    ekşın hepsinden duymadığı için
    -anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
    hepsi emredersiniz dedi bu defa
    -kelebek bana yazıcıyı çağır dedi
    gittim çağırdım
    elindeki yakalanmış asker listesini yazıcıya verdi
    -bu arkadaşlarıma dönüşümlü olarak nöbetleri geçir. çarşı defterlerini getir çekmecemde dursun. koğuşları yıkasınlar. bahçeyi bunlar sulasın. tüm işlerde bunları
    taş ocagı mahkumları gibi kullanın ikinci bir emrime kadar dedi
    yazıcı emri aldıktan sonra
    askerleri de gönderdi
    -dıbına çakim kandırdın beni kelebek fantazilerimi senin yüzünden uygulayamıyorum dedi
    hayırlısı olsun komutanım deyip arazi oldum yanından
    yapılacak geniş kapsamlı denetimler yaklaşıyordu
    sorulabilecek tüm sorular ve yapılacak spor ve atışlar konusunda ekşın tarafından uyarılıp denetime hazılanıyorduk
    her komutan gibi o da bölüğünün başarılı olmasını istiyordu
    kendi teknikleri ile eğitimi çok zevkli bir hale getiriyordu.
    adamın zaten kelime dağarcıgı çok komik. askere hitap tarzı çok iyi kendisi de son derece bilgili askeri konularda

    • *ebruyla olan bir kaç konuşmamızda kendisine mektup da yazmamı istedi
    aslında bir sevgiliye mektup yazmak çok zordur.
    duygularınızı direk kalbinizden alıp beyaz bir kagıda kopyala yapıştır yapmak kolay değildir,
    bu kadar kolay olsa ne siyah renk kalır dünyada yazmak için kalemle ne de bir yeşillik ormanlarda
    sürekli konuştugun halini hatrını sordugun herşeyini bildiğin birisine de
    nasılsın iyimisin beni soracak olursan süperim amk da denmezdi.
    özlemi kelime oyunlarıyla farklı dillere döküp dudağının bükülmesine sebeb olmayı istemeyecek kadar çok seviyordum onu
    uzaktaki bir sevgilinin tek ihtiyacı olan mesafelere ragmen sevildigini
    en az onun kadar kalbinde aklında ruhunda oldugunu ispatlamaktı
    içinde hiç nasılsın iyi misin ben iyiyim içermeyen onlarca mektup yazdım ona
    sadece birini örnek olarak vereyim hatırladıgım kadarıyla

    ---nerde yürüdüğünü bilmezken birden bir kelebek çıkar karşına
    alışık değilsindir fazla görmeye
    hayranlıkla onu ürkütmeden izlemeye çalışırsın
    yavaşça yaklaşarak daha yakından görmek istersin
    o kadar küçük ve masum bir böcekten bile
    birden hareketlenmesinden dolayı korkarsın kendini geri çekersin
    ama yine de onu bırakamazsın kanat çırpasını izler nereye konacagını takip edersin
    bir yere konacak gibi olursa bir iki adımla ona yaklaşırsın tekrar
    eğer konarsa hiç yorulur muyum diye düşünmeden onlarca adımı tekrar atarsın
    yine uçar yine hevesin kaçar ama yine de gözün kelebekte kalır
    aşkta böyledir işte
    normal hayatının dışına çıkarır seni
    birden çıkar hep karşına
    ne kadar güzel dersin
    utanarak yaklaşırsın heyecanınla
    seni görmesine izin verdiği kadar yaklaşırsın
    hiç gitmesin istersin
    gitmemesi için çekingen bakarsın hep kendinden ödün verirsin
    ama gider kısa bir süreliğine de olsa bazen
    her adımı izlersin eğer sevdiysen tekrar yakınlaşmak için
    tekrar umut verse koşarsın sebebini bilmeden
    geçen yıllarına hiç acımazsın peşinde koşmaktan
    bir gün biter yada bitmez ama kalbin hep aşk kelebeğinde kalır...

    • *bu tarzda sade mektuplar yazdım ebruya
    telefonlarda hep mutlulugunu dile getirdi mektupları okuması ertelerinde
    bu da bana haz verdiği için daha da önem vererek yazdım
    ekşın bölüğü rockynin taksa hazırlanması gibi hazırlıyordu
    dağ bayır koşup italyan çukurlarından çıkma mücadelesi verirken
    gezlerde gözlerde arpacıklardaydık hep
    ekşın askerlere daha özenle davranıyordu
    denetim öncesi haftada
    ekşın benden cezalı askerleri çağırmamı istedi
    telefondan yakalananları çağırdım
    -dıbına çakim başka çarşı cezalısı arkadaşım var mı yazıcıya sor dedi
    gittim bi kaç tane daha değişik sebebten çarşıları kesilmiş askerleri de buldum geldim

    • * hepsine hitaben
    -dıbınıza çakim arkadaşım hepinize çarşı izni veriyorum bu haftalık. göstereceğiniz performasın gözüm açık değil fermuarım açık izleyecem dedi
    açık açık tehdit etti
    askerleri gönderdi
    -vay dıbına çakim tükürdüğümü yalatıyorlar bana dedi
    sessiz kaldım
    hafta sonu çarşıya bende çıktım tüm askerler gibi çarşıya çıkmadıgımız gün ektradan eğitim yaptık zaten ekşınla olan anlaşma da böyleydi
    denetim günü geldi
    çok güzel performans gösterdik
    atışa seçilen herkes ben dahil görev ifa şartlarını yerine getirdi
    bölük 1500 metre koşu denetlemesinde herkes çizgiyi zamanında önce geçti
    diğer mekik şınav barfiksde de yeterli başarıyı gösterdik
    kısacası bölük açısından iyi bir denetleme geçti
    bu ekşını çok mutlu etti
    bölüğü toplayıp
    -hepinize teşekkür ederim dıbına çakim dedi
    cezalı askerleri ayağa kaldırıp hepsini affettigini söyledikten sonra
    -dıbına çakim aynı suçtan double double yaparsanız bazı deliklerinizi pota kadar genişletirim dedi
    denetleme esnasında atışı ve sporu kötü olanlar ya revire ya da nöbete gönderilmişti ki bi sakaklık çıkmasın
    onların haricindeki tüm askerlere çift çarşı verdi
    sabah içtimasında tabur komutanı bölük komutanlarını ve asker personeli tebrik edince zütümüz iyice kalktı
    ebru da son ünideki son senesi için ankaraya gitmeye hazırlanıyordu
    tekrar izine çıkmam konuşulmaya başlanmıştı ama ilerki bir zamanda kullanmaya iki oyla karar verdik
    bunun yerine ebru yine bir hafta sonu istanbula gelme kararı aldı
    ekşına gidip durumu anlattım
    -komutanım benimde çift çarşım var mı dedim
    -var dıbına çakim dedi biraz zorladıktan ve dalga geçtikten sonra
    -ben uygun görürseniz öbür hafta çıkmak istiyorum çift çarşıya komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim zaten nöbet tutacak asker lazım olur diger askerler çarşıdayken dedi
    -emredersiniz dedim

    • *hafta içine girdik nöbetlerden sonra
    hergün arıyordum
    salı günki aramamda
    -nasılsın dedim
    -iyiyim dedi ama değildi amk
    -bişey mi oldu dedim
    -ben hafta sonu gelemiyorum dedi
    -sorun değil haftaya gelirsin dedim
    -haftaya da gelemem dedi
    tansiyonum düştü beyler.bir daha ki haftayı sormaya zütüm yemedi
    -bir sorun mu var dedim
    -sorun yok başka bir işim çıktı dedi
    -ne işi dedim
    -boşver dedi
    beni hiç bu kadar boşvermezdi
    -ebru konuşmak istediğin bişey var mı dedim
    -hayır moralim bozuk biraz dedi
    -gelemeyeceğin için mi dedim
    -hayır dedi
    vay amk gelemeyeceğine üzülmüyor bile
    -anlatmak ister misin dedim
    -ailevi boşver şimdi sonra konuşuruz dedi
    -ben yanlış bişey mi yaptım dedim
    -hayır seninle alakası yok dedi
    konu kilitlendi öylece kaldı amk
    Tümünü Göster
    ···
  13. 188.
    +2
    138

    • *babasını aradım ebrunun
    normal nasılsın muhabbetinden sonra
    laf aralarında tekrar tekrar sordum herşey yolunda mı diye
    evet amk hiç bi tak gözükmüyordu
    adamın olaylardan bile haberi yok gibiydi
    aynı gün akşam ebruyu tekrar aradım
    nasılsın sorularımda yine soguk cevaplar verdi olayın detayını hiç anlatmadı
    -ee sen nasılsın diye bana döndürdü muhabbeti
    -hiç iyi değilim dedim
    -neden dedi
    -nedeni anlatması gereken sensin ebru dedim
    -ben iyiyim beni merak etme dedi
    -başka kim var merak edilecek bende ki dedim
    -ne bilim anneni et babanı et dedi
    -seni merak etmemi istemiyor musun dedim
    -üzülmeni istemiyorum dedi
    -üzme o zaman sende mutlu ol dedim
    -ol demeyle olsa keşke dedi
    -lafı uzatma ebru demek istediklerini söyle bekliyorum dedim
    -konuşuyoruz işte daha ne diyim dedi
    -şimdi iyi değilsen sonra tekrar arayayım dedim
    -aramana gerek yok dedi
    -aramayayım mı hiç dedim
    bişey demedi
    peki sen bilirsin desem o telefon kapandıktan sonra gibe gibe yine arayacağım için demedim
    -ben geleyim mi izne dedim
    -kışın kullanırsın dedi
    -tamam yanına gelirim ama dedim
    -tamam dedi

    • * o tamam bile mutluluk vericiydi korkularıma
    -hasta mısın ebru dedim
    -yok iyiyim merak etme dedi
    bu tarz konuşmalar 1 hafta sürdü
    ben hala neler oldugunu çözememiştim
    bir hafta sonra terhise gidecek olan üst devrenin birisinden cep telefonunu aldım
    artık işi mesajlaşmaya dökmem lazımdı geceleri çünkü bi sorun vardı amk
    ama normal konuşuyordu sadece
    seni seviyorumlara tek cevabı bende idi
    o bana demiyordu seni seviyorum diye
    her kurdugu cümlenin sonuna aşkım koymuyordu
    gündüzden içmeye karar verdik
    taburun kamelyasında gece içtimasından sonra içecektik
    benim kafam içmeye gerek kalmadan sarhoştu zaten
    çözememiştim ebrudaki sorunu bir türlü
    bir asker daha vardı bizimle gelmek istiyordu içmeye ama
    bizimle gelenlerden birisi gibtir etmiş bunu çok konuşuyor diye
    harbidende tam bi yavşaktı çenesini gibtiğim
    içtima sonrası
    kamelyaya indik
    gündüzden ayarlanmış içkileri plastik bardaklara doldurduk
    ben üzülüyordum öyle kös kös
    ilk bardagı direk içtim
    ikinciye yudum yavaşça
    üçüncüyü içerken kafamdaki yıldızlar
    içeri giren ilk kişinin yıldız sayısını takıldı
    her taraf yıldızdı omzunda
    tabur nöbetçi subayı beyler
    tabur nöbetçi astsubayı
    uzman çavuşu
    nöbetçi astsubaya emir verdi komutan
    ne içiyorlar bak dedi
    alkollü komutanım dedi

    • *bir kişi 4 kişiyi nasıl pert eder o gece anladım
    bizim karşılık verememizin de etkisi vardı tabiki
    uzman çavuşla revire gittik alkol kontrolü için
    sadece ağızdan koklayarak alkollü oldugumuz kanaatına geldi
    tabura dönüp sabaha kadar tek ayakta bekledik
    sabah nöbet devri esnasında ordaydık
    vukuat vardı
    ekşın beni gördü
    bişey demedi odasına gitti direk
    herşey bir anda yayıldı tabura
    sabah içtimasına çıktık
    tabur komutanı
    o alkolik pekekentler buraya gelsin dedi
    tüm tabur önünde işfa etti bizi
    saydı sövdü iki tanesi de kendi habercisiydi yakalananların
    ben ekşının suratına bile bakamadım
    hiç birşey demedi bana
    konuşmadı bile amk
    ne odasına çağırdı sayıp sövdü
    ne de dövdü
    hiçbirşey demedi
    bizim savunmaların alınmasına bölük astsubayı yardım etti
    sonradan öğrendik ki bizim çağırmadığımız asker uyuz olmuş
    muhabereye gidip kışla komutanı numarasını istemiş
    zaten burdan anladık gammazlandığımızı
    kışla nöbetçi amirliğini arayıp
    taburun kamelyasında içki içildiğini söylemiş
    ordan bizim tabur aranıp gidin bakın emri verilmiş
    hemen cep telefonunu çöpe atarak imha ettim
    bi de ondan yakalanmayayım diye
    ebruyu arayıp durumu anlattım
    -aferim iyi yapmışsın diye kızıp kapattı telefonu görüşürüz dedi
    ben hergün aramaya devam ettim tek konuşulan konu ne oldu idi
    savunmaları vermek uzun sürdü
    bölük astsubayı bize çok yardımcı oldu
    örnek vakalar araştırıp alınan cezalardan bahsetti
    nasıl savunma yazmamız gerektiğini söyledi
    dosyalarımızı bir ayda hazırladı
    yani ne kadar geç olursa o kadar iyi diye
    bu sırada taburda adımız alkoliğe çıktı
    haliyle başka hiç bir vukuata karışmadığımız gibi
    gider yapıp dalga geçen askerlere bile fazla diklenmedik
    o bine de hiç dokunmadık bizi gammizledi diye sırası vardı çünkü
    kendi aramızda planı yaptık 4 ümüz
    ne diyeceğimiz nasıl soktugumuz
    ne kadar içtiğimiz konusunda
    ebru da bu arada ankaraya okul için çoktan dönmüştü
    onu davet edemiyordum çünkü çarşı sadece beşiktaş tribünlerindeydi artık bizim için
    ekşın bana makara yapmıyor
    dıbına çakim kelimesini bile dinlemiyor
    kulağım hep onun odasında bana seslenir mi diye beklerken
    bizim dediği şarkımız çalınca onu atlatıyordu
    çayını almaya kendisi gidiyor
    bazen ben dururken yazıcıya birini çağırmasını istiyordu
    ebru ile de aramız gittikçe soguyor
    telefonlarımın bazılarına cevap vermiyordu
    izin alıp yanına gitmem gerekiyordu ebrunun ama ekşından izin almaya zütüm yemiyordu
    bitiyordu lan resmen ilişkimiz
    gitmem lazımdı amk
    suç üstüne suç işleyip bi de firar mı etseydim amk
    cep telefonu kullanmadığım için geceleri de mesajlaşamıyorduk
    hala sebebini bilmediğim bir sogukluk vardı
    telefonda her soruşumda bişey yok diyordu
    konu kapanıyordu
    hiç izne gelicek misin diye sormuyordu
    hiç özledim demiyordu
    bende aramayı azaltmaya başladım
    hani özler mi merak eder mi bir sonraki aramamda biraz daha sıcak davranır mı diye yok amk
    sonra yine mecburen aramaya devam ettim
    az da olsa hissettiğim sevgisini duymak için
    bomtak bir hayat olmaya başladı
    geçen günler iyice geçmez oldu
    aklım mahkemede ne olcak ebruyla ne olcaklardaydı
    ilk mahkeme 45 gün sonra olduı
    ifadelerimizi aldı
    bir tane asker ailevi sorunları nedeni ile pgibolojik ilaç kullandığını söyledi
    bir tanesi hiç içmediğini iddaa etti
    ilaç içtiğini söyleyenin doktor raporunu
    içmediğini söyleyen içinde revirde kontrol eden doktoru mahkemeye davet ederek 45 gün sonraya salladı mahkemeyi
    ilk mahkeme sonu ekşından izin istemek için kapısını çaldım
    -bir maruzatım vardı komutanım dedim
    -söyle dedi bana bakmadan
    -uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim
    -izin yok bu hafta çarşıya çık dedi
    -komutanım dedim lafımı keserek
    -çıkabilirsin dedi
    resmen gibtir etti beni
    ebruyu tekrar aradım
    istanbula gelebilir misin hafta sonu dedim
    -başka arkadaşlara söz verdim haftaya geleyim dedi
    hangi arkadaş amk ne sözü sinirlendim zaten doluydum amk hem izne çıkamıyorum hem askerlik tak gibi
    sevgili sevgili olmaktan çıkmış amk günleri geçmiyor
    -bu hafta gelirsen gel gelmeyeceksen bir daha da gel demem dedim
    -tamam gelmem bende dedi
    -tamam gelme kendine iyi bak dedim kapattım telefonu
    gittim bir kenara oturdum iyice ağladım
    içimdeki sinir biraz azaldı
    hafta sonu geldi
    ekşının nöbetçi oldugu gün çarşıya çıkacaktım
    çarşı defterim imzalanmış herşey hazırdı
    herkes çıktı ben astsubaya rahatsız oldugumu söyleyip çıkmadım
    öğlen yemeği esnasında ekşın beni gördü
    -neden çıkmadın dedi
    -rahatsızım komutanım dedim
    -odama gel yemeğini yeyince dedi
    -emredersiniz dedim
    yemeği yedik
    odasına çıktım
    -niye çıkmadın dedi
    -biraz rahatsızım dedim
    -izin mi istiyorsun dedi
    -hayır komutanım artık istemiyorum dedim
    -tamam evraklarını hazırlat pazartesi git dedi
    -gidecek bir yer kalmadı komutanım dedim duygulanmış bir şekilde
    -niye dedi
    -biz ayrıldık komutanım dememle ağlamam aynı zamana denk geliyordu
    -otur kelebek dedi
    karşısına oturdum
    cep telefonunu çıkardı masaya koydu bana dogru biraz uzattı
    kalktı gitti odadan
    kapıyı kapattı çıktı ben ayakta kaldım ona saygıdan o kalkarken kalktıgım için
    git demediği için
    o gelmeden gidemeyeceğim için oturdum kaldım orda bir saat
    geri geldi
    telefonuna hiç dokunmadığımı gördü
    -çıkabilirsin izinlisin git yat dedi
    koğuşa çıktım öküz gibi uyumuşum
    sabah içtimasından sonra ebruyu tekrar aradım
    sadece nasılsın iyi misin diye sordum
    hiç bişey yokmuş gibi iyiyim sen nasılsın dedi
    -bende iyiyim dedim
    mahkemeden haber var mı diye sordu
    yok dedim
    -bu hafta geliyorum istanbula dedi
    -iyi kiminle dedim
    -yalnız dedi
    -hayırdır ne yapacaksın dedim
    -sevgiliminle görüşeceğim dedi
    -iyi geçer inş dedim
    -hayırlısı inş izin alabilir dedi
    -çalışıyor mu dedim
    -yok asker dedi
    bi dakika lan benden mi bahsediyordu amk
    -ismi ne dedim
    -kelebek dedi
    efendim demişim amk heyecandan
    Tümünü Göster
    ···
  14. 189.
    +1
    139

    • *iyi misin dedi
    -beni bırak şimdi sen iyi misin dedim
    -evet ççok iyiyim seni göreceğim için mutluyum dedi
    bi dakika orda bi dur şimdi amk koca koca haftalardır neydi peki bana yaptıkları
    hakkıdır
    konuşmak istemez
    duyguları biter
    beni sevmek zorunda değil ya amk
    peki öyle olduysa şimdi bu geri dönüşün sebebi neydi
    telefonla konuşulacak bir konu oldugunu düşünmediğim için
    -hangi gün geleceksin dedim
    -cumartesi dedi
    -ben çıkamayabilirim ama henüz net bişey söyleyemem dedim
    -farketmez cuma gece arar söylersin çıkamayacak olursan haftaya gelirim dedi
    -tamam ebru kapatmam lazım kusura bakma dedim
    -tamam aşkım dedi
    aşkım??
    -hadi görüşürüz dedim
    -kelebeek dedi
    -efendim dedim
    -kelebeğim dedi
    -efendim ebru dedim
    -seni çok seviyorum dedi
    -bende dedim imalı bir şekilde kapattım telefonu
    telefonu kapattım ama telefonda kaldım amk
    ne düşüneceğimi bilemiyordum çünkü
    ne olmuştu amk.
    ihtimaller belirdi

    • *1 başkasını bulmuş bir an ona dalmış ve yogunlaşmış ama sonra beni sevdiğini farkedip bana dönmüş olabilirdi
    hamile olma ihtimali yoktu eğer bir kaza sonucu olmuş olsa bile okulu sebebi ile cocugu aldırır bu konuda da benden gizli iş çevirmezdi
    yine birisinden benim hakkımda yalan yanlış bişey duymuş sonra gerçekleri öğrenmiş ve bana dönüş yapmış da olabilirdi
    ayrılığı daha fazla kaldıramayıp unutmaya çalışmış ama başarısız oldugu için tekrar aşkımlara dönmüş olma ihtimali de vardı
    yada belkide gerçekten bir şey yoktu ve ben onu çok sevdiğim için aynı duyguları onda göremediğimden dolayı paranoya yapmış da olabilirdim
    ama seni seviyorum denmez miydi amk sevgiliye
    ailesi ile tartışmış bunun moral bozukluğu da bana yansımış da olabilirdi
    amk ihtimalden çok ne var ama hangisi o önemli
    ekşına gittim hala bana soguktu
    çok büyük hayal kırıklığına uğratmıştım adamı
    onun için nerdeyse en değerli asker iken yaptığım hatadan sonra onun beni eskisi gib sevmesi ve kollamasını bekleyemezdim
    hatamla oturmam gerekliydi
    herşeye rağmen beni hala seviyor oldugunu telefonunu masasında bırakıp eğer istersem ebruyu arayabileceğim mesajını verdiği zaman anlamıştım
    geçen günlerde sessiz sakin kimseyle konuşmayan
    askerlerin ve diğer komutanların naber lan alkolik söylemlerine aldırmadan geçirmiştim
    çogu zaman elimde plastik parmakda çay ve iki parmağım arasında da bir sigara tutar şekilde herkesden uzak oturuyor olurdum
    geçen hafta çarşı iznine çıkmadığımı ekşın biliyordu
    çıkmadığıma üzülmüştü hatta ben o yüzden ekşının izin vermeme ihtimalini düşünmüyordum bile
    ama yine de sordum çıkabilir miyim diye
    -ihtiyaçların mı var dedi
    -o gelcek komutanım dedim
    -ayrılmamışmıydınız dedi
    bir an sessiz kaldım ne diyeceğimi bilemediğim için
    o konuşmaya devam etti
    -askeriliğin geri kalanını bitiremezsin olası acıyla gitme dedi
    -gitmezsem hep içimde kalır komutanım belirsizlikler var onları çözmem lazım bunları düşünmek daha zor oluyor dedim
    -tamam çık o zaman dedi
    -saol dedim odadan çıktım

    • *bir gün sonra ebruyu aradım gelebileceğimi söyledim
    -çok sevindim dedi
    -bende dedim
    -çok özledim seni kelebek dedi
    -bende dedim
    -ee nasılsın dedi
    -sana haber vermek için aradım görüşürüz gitmem lazım dedim
    -tamam seni seviyorum dedi
    -bende dedim yine kapattım telefonu
    cumartesi günü erkenden kalktık herzamanki gibi
    kadıköyde ebru ile buluştuk
    sanki hiçbirşey yokmuş gibi sarıldı bana kocaman
    çenemin altıyla boynum civarından bir yere nemli bir sesli öpücük kondurdu
    -gel oturalım şuraya dedi cafenin birini göstererek
    -hayır biraz daha sessiz bir yere gidelim dedim
    -öpmeyi mi özledin dedi
    -öpeceğim dudaklardan çıkanları iyi dinlemem lazım o yüzden sessiz bir yere gitmek istiyorum dedim
    -tamam dedi
    yürüdük yürürken o bana sordu
    nasıl gidiyor zor mu yoruluyor musun gibi sorular hepsine sallama iyi kolay bişey yok gibisinden cevap verdim
    yere geldik
    oturalım dedim
    -ee anlat dedim
    -soguk ankara dedi
    -soguktan konu açılmışken kendinden de bahset dedim
    -ben üşümüyorum dedi
    -beni üşüttün dedim
    -nasıl yani dedi
    -ebru şu olayı çözelim neden bana öyle davrandın dedim
    -nasıl davrandım dedi
    -eskisi gibi değildin dedim
    -şimdi iyiyim kelebek dedi
    -bana sebebini söyle dedim
    -sebeb yok ki dedi
    -peki ebru dedim
    biraz sessiz kaldık elini kaldırdı
    -öpmek istemiyorum dedim
    -neden dedi
    -sebeb yok ki dedim

    ---konuşmak istemiyorum kelebek dedi
    -tamam dedim
    -izne ne zaman çıkacaksın dedi
    -konuşmak istemiyorum ebru dedim
    , elimi tuttu bana sarıldı
    -sende böyle yapma ne olursun dedi
    -benim yaptığımın türevlerini sana kim yapıyor onu söyle o zaman dedim
    -herkes dedi
    -ne yapıyor dedim
    -konuşmak istemiyorum dedi
    -tamam sen konuşup bana yanlış giden şeyi söyleyinceye kadar bekliyorum
    -senin üzülmeni istemiyorum ben üstesinden geldim zaten dedi
    -anlatmazsan daha çok üzüleceğim vakit daralıyor yalvartma beni anlat şunu ebru dedim
    sessiz kaldı
    -hamile misin dedim
    -hayır dedi
    -sana yanlış bişey mi dedim yanlış bişey mi yaptım dedim
    -hayır dedi
    -ailenle ilgili bir hastalık saglık durumu mu var kavga mı ettiniz dedim
    -hayır iyiler allaha şükür dedi
    -sen mi hastasın bişeyin mi var. çok mu özledin dayanamıyormusun ayrılığa dedim
    -hayır kelebek hayır dedi
    -delirtme o zaman adamı anlat şunu dedim
    -hiç bişey yok dedi
    -bak ebru sinirleniyorum kalbini kırmamak adına giderim lütfen anlat dedim
    ve sebebini anladığım ilk cümleyi kurdu
    -herkes salak salak konuşuyor dedi
    -kim dedim
    -herkes dedi
    -ne diyorlar dedim
    olayı onun ağzından ben anlatıyorum

    • *okuldaki arkadaşları kız olsun erkek olsun bunu biryerlere davet ediyorlar. ebru gitmek istemiyor
    bu durumu arkadaşları bana baglıyor benim çıkartmadığımı düşünüyorlar
    bilmeden konuşarak beni ebrudan sogutmaya çalışıyorlar
    benim hakkımda yeni tanıştığı kişiler soru soruyor
    mesela nerde okuyor diye
    ebru okumuyor diyor.ne iş yapıyor diyorlar asker diyor
    benim okumayan asker ve basit birisi oldugumu anladıkları zaman suratlarında oluşan ifade ebrunun hiç hoşuna gitmiyor
    çünkü herkes ebruya salakmış gibi bakıyor onun dediğine göre
    çevresindeki kız arkadaşları sürekli onu yeni erkeklerle tanıştırma peşinde oluyor
    yeni tanışacakları erkekler kendilerini ebruya beğendirmek için türlü yalamalıklar yapıyor
    ebru da hem kız arkadaşlarına hem de onlara
    erkek arkadaşı olan birisine başka birini bulmak için uğraşlarının iğrenç oldugunu düşünüyor
    tepki vermek de istemiyor kalblerini kırmamak için
    bu yüzden kimseyle konuşmuyor ve kendini yalnız hissediyor
    en yalnız oldugu anlarda ben yanında olamadığım için daha çok üzülüyor
    ailesi ile olan konuşmalarında bazen hiç benim hakkımda soru sormamaları ebrunun gücüne gidiyor
    o istiyor ki ailesi benimle olmasını desteklesin ve kendisini teselli etsin
    bunları düşünmekten okulda derslere konsantre olamıyor
    tüm bu sebeblerden dolayı asosyalleştigini düşünüyor
    ve en kötüsü bu hayattan nefret ediyor.ve onun deyimiyle şu lanet günler bi geçse diyor
    ben seni seviyorum dediğim zaman sadece bende demesini
    aslında deli gibi haykırarak bende seni çok seviyorum demek istediğini fakat ağlamaktan korktuğu için söyleyemediğini söylüyor
    sürekli ne zaman ararım diye beklemede oldugunu
    içki içme olayından dolayı bana komutanların muhtemel kötü davranmalarını
    alacagım cezanın az olması için dualarını
    geleceğimizi
    müstakbel çocuklarımızı
    olur mu olmaz mı düşünceleri eşliğinde oldugunu anlattı
    geçen hafta gelmeme sebebini de
    parasının tümüne yakınını benim hesabıma havale ettiği olarak açıklıyor ki
    ben ona bir konuşmamda paran var mı diye sordugunda babam gönderecek sağol demiştim
    bunların çoğunu gözyaşlarını engellemeye çalışarak anlattı
    cogunda gözlerime bakamadı
    çaresizliği okunuyordu yüzünden
    son noktayı çok özür dilerimle koydu öyle davrandığı günler için
    Tümünü Göster
    ···
  15. 190.
    +1
    140

    ---olanlara üzülüyorsun dimi ebru dedim
    -evet kelebek dedi
    -üzülme dedim
    -nasıl üzülmem sen yoksun başkaları var oldugunu sanıyor ama onlar hiç yok zaten dedi
    -üzülünce geçecek mi ki ebru gülümsemeyi öğrenmen lazım herşeye rağmen dedim
    -gülemiyorum güldürmüyor hiç birşey sensiz dedi
    -bana bak dedim
    gülümsüyordum
    -sen delisin ama dedi ağlamaklı gülümseyerek
    -annemin durumunu biliyorsun dedim(özürlü olmasını kastederek doğuştan felçli bir kolunu kullanamıyor.bir ayagı da diğerine göre kısa)
    -evet biliyorum dedi
    -12 yaşındaydım bana gülümsemeyi öğrettiğinde dedim
    nasıl dercesine gözlerini kıstı ve bana baktı
    -anadolu lisesine gideceğim ilk gündü
    beni karşısına alıp
    • *seninle okula gelmek isterdim ilk gününde ama baban zütürsün
    hani annenin bu halde oldugunu görüp ilerde muhtemel arkadaşların olacak kişiler görmesin
    istemiyor olacagın için anlarım seni
    param da yok sana verebileceğim
    herkes istediğini alırken sen alamayacaksın
    aslında bunları seninle konuşmamamı gerektirecek kadar küçüksün
    büyüyünce anlayacaksın üzülmenin boşa oldugunu
    ama olacaklara aldırma
    kaldır kafanı bana bak dedi
    kafamı kaldırıp ona baktığımda
    ne yapıyordu biliyor musunuz?
    gülümsüyordu
    hadi sende gülümse şimdi
    iyi dersler oğlum dedi
    üstüm giyinikti
    kapıya kadar uğurlamaya geldi beni
    ayakkabılarımı giyip
    onunkileri de önüne koydum
    ellerimi kaldırdım
    hadi anne okula zütür beni dercesine
    gülümseyerek geldi
    boyumun o zamanlar ona göre küçük olmasının avantajını
    gözlyaşlarımı gizlemekte kullandım
    çaktırmadan sildiğimi düşündüğüm anlarda kafamı ona çevirip gülümsedim
    en gidebileceği herkesin annemi görebileceği yere kadar bırakmadım ellerini
    o bana gülümsedi ben ona gülümsedim
    kimseyi umursamadım
    bir kere öptü beni
    ben öpmeyle yetinmeyip sarıldım
    -sağol anne dedim
    annem kendi üzüntülerini o haldeyken yenmişse
    bende onun oğluyum bende yendim
    sende benim kız arkadaşımsan sende yenmelisin
    şimdi gülümse bakayım dedim
    gülümseyemedi ağladığı için bana sarıldı

    • *kendini toparlayabilmesi için yaklaşık yarım saat sessiz kaldım
    sadece ona sarıldım
    onun da yapmak istediği tek şey o gibiydi zaten
    hafiften başlayan yağmura aldırmadık ikimizde
    -hadi hastalanacaksın gidelim dedi
    -ben hastalanınca sen paslanacak mısın sende hastalanırsın durduğumuz hata hadi gidelim dedim
    ayağa kalkmaya yeltendi
    ben kalkmadım
    -hadi dedi
    -henüz değil dedim
    -neden dedi
    -hala gülümsemedin dedim
    -zamanı gelince gülerim dedi
    -tamam ben o zamanı burda bekleyeyim o zaman dedim
    tamam oldu mu dedi sahte bir gülümseme ile
    -ne oldu mu dedim
    -güldüm ya işte dedi
    -gülmüş olsan kalbimde hissederdim bunu demekki olmamış dedim
    -hadi sana yemek ısmarlayayım dedi
    -aç değilim henüz dedim
    -oturalım o zaman ,anılarımız arasına istanbulda yağmurda oturup ıslanarak hasta olmayı da ekleriz dedi
    -çok açım ebru hadi gidelim dedim
    -hayır beyefendi kendin kaşındın oturcaz dedi
    -tamam oturalım ama damlalar sadece gökten yağacak bundan sonra söz mü dedim
    -gidinceye kadar söz ama sensizken yine akıtırım bende birikenleri dedi
    -tamam dedim
    bir süre bekledikten sonra epey ıslanmıştı yağmur gören yerlerimiz
    -şimdi anı mı oluyor bu dedim

    ---evet şikayetçi misin dedi
    -hayır da fazla monoton değil mi sence dedim
    -neyi varmış dedi
    -istanbulda yağmur yağarken öpüşerek hasta olmayı bekledik olarak hatırlasak bu anıyı dedim
    -tamam bi kere dedi
    -pazarlık mı yapıcaz şimdi dedim
    -deli dedi en son
    kısıtlamasız öpüştükten sonra artık bir anımız vardı
    kalktık
    ebru inat etti bana kazak almak için
    kendisi de almazsa giymeyeceğimi söyleyip onu da almaya zorladım
    ıslak olanlar onda kaldı
    yemek yiyebileceğimiz bir yere gittik
    ebru yemek yerken biraz daha bahsetti diğer insanların benim hakkındaki görüşlerinden
    destekleyenlerin de oldugunu fakat onlara bile inanmadıgını dile getirdi
    hiç pişman olmadıgını
    çok kolay olsa bu kadar sevemeyeceğini söyledi
    -seviyoruz dimi birbirimizi dedim
    -kendin cevap ver dedi
    -ben seviyorum senin de sevdiğini biliyorum o zaman neden üzgünüz ki şimdi. bilmiyor muyduk bunların olabileceğini bak sağına soluna
    birbirine kıkırdayan aşkla gülen sevgililer var. onlardan bir eksiğimiz yok üstüne bir kaç yıl fazlamız bile var. dedim
    -onların sevdikleri hep yanında ama kelebek dedi
    -onlar da bir gün bir süreliğine ayrılmak zorunda kalacaklar ebru. bunu onlar da biliyor ama yaptıkları şeye dikkat et
    beraber olmanın tadını çıkarıyorlar. dedim
    buruk bir gülümseme ile bana baktıktan sonra elleri ellerimdeydi
    ellerime dokunma süresi çoğaldıkça aşkla bakar gözleri de aydınlandı
    -hadi çocuk olalım elimizdeki dondurmayı eritmeden yiyelim. keyfine varalım dondurmanın yoksa zaman eriyip gidecek ve dondurmamızdan hiç zevk alamayacağız dedim
    -benim ki çilekli olsun dedi gülümseyerek
    -benimki de ballı olsun bal dudaklım dedim. ellerimi kaldırarak
    -burda olmaz deli dedi
    -olur?? nerdeydi bu çıkaramadım istanbul semti mi dedim
    -tamam dur gideriz dedi

    • * yemeği yedik.e-5 küçükyalı istikametine gidecek otobüslerin yakınlarında bir yerde oturduk
    yağmur yağsam mı yağmasam mı kendi de bilmiyordu.
    yağmurda sarılıyor olmamızdan herhalde ebru yine evliliğe getirdi olayı
    -çocuklarımızla da gelelim buraya ilerde kelebek dedi
    -yağmur yağmadığı zaman geliriz dedim
    -söz mü dedi
    -söz ebrum. okulun nasıl gidiyor dedim
    -iyi ama zor çok çalışmak gerekiyor dedi
    -sözümü erteliyorum. okulu bu sene bitirirsen seneye kışın istanbula geliriz ama çocuğumuz olmaz dedim. sırıtarak
    -yaparız ne olcak ki dedi
    -bişey olmaz da erken olur dedim
    -ne kadar kaldı gitmene dedi
    -bir saat dedim
    saat 3 buçuğa geliyordu
    -sen nasıl döneceksin dedim
    -biletimi aldım merak etme dedi
    -hadi gel benimle dedim
    onu atm ye zütürdüm
    atm ye gidince benim için yatırdığı paraları geri çekip ona vereceğimi anladı
    -kelebek var param bak dedi. gösterdi hem parasını hemde kartını.
    -olsun çok param olursa çok harcarım sende kalsın biriktirirsin ikimiz için dedim
    -almam dedi inat etti
    -almazsan ne öperim ne de sarılırım sen giderken.ve istanbula da gelmem seneye dedim
    -yaaa off dedi.
    -tam hepsini çekecekken o zaman yarısını alırım sadece dedi
    -o zaman dudaktan değil yanaktan bir öpücük sarılma değil sadece tokalaşma olur. istanbul yerine de daha yakın bir yere gideriz dedim
    -tamam bende 2 hafta sonra yine gelecektim 4 hafta sonra gelirim o zaman dedi dedi
    -resmen beni öpmemek için para teklif ettin şimdi bana farkında mısın? yoksa ağzım soğan mı kokuyor dedim.
    -dur bakayım dedi yaklaşıp bir kere öptü dudağımın üzerinden
    -dudak yoktu dedim
    -daha parayı almadım ki dedi gülerek
    paranın yarısını çektim
    ona uzattım
    almadan bir kez daha yaklaşıp öptü
    sonra çantasına koydu parayı biraz yürüdük

    • *ama kendi kendime sövüyorum ya gerçekten öptürmezse diye
    sarılmadan ayrılınır mı lan kızdan
    kendi başımı yakıcam amk blöflerim yüzünden
    zaman daraldı
    gitmem farz oldu askeri hukuka göre
    sarılmadan tek elimi kaldırdım
    ama ebru diğer elimi de kaldırıp beni öptü
    bende karşılık verdim
    sarılmak refleks halinde gelişti
    -ebru dedim
    -efendim dedi
    -ebru dedim
    -efendim dedi
    -ebru dedim
    -efendim kelebek dedi
    -gülümse dedim
    -seni mutlu edebiliyor muyum dedi
    -çok fazla dedim
    -kelebek dedi
    -efendim dedim
    -kelebek dedi
    -efendim ebru dedim
    sadece gülümsedi
    bu defa ben gülemedim amk
    hatta gözlerim doldu
    -yeşil gözlerindeki ıslaklığı kurutta doya doya bakayım hadi gülümse şimdi dedi
    yine gülemedim amk
    -bana ders veren deliye bak kendin gül önce dedi
    gözlerimin sileceğini çalıştırdım
    damlalar yanaktayken gülümsedim
    Tümünü Göster
    ···
  16. 191.
    +5
    141

    ---bana tek yalanın şimdiki bu gülümsemen olsun çok seviyorum seni hadi geç kalma dedi
    yanağımdan bir çift dudak ısısı ile otobüse bindim
    otobüs şoförünün gibinde değildi amk neden ağladığım parasını verdim yerime geçtim
    bana aldıgı kazagın dirsegi ile camdaki buguyu silince gördüğüm ebru
    hala gülümsüyordu
    en azından gülümsemeyi deniyordu
    ondan ayrılırken bir yalan daha attım gülüşümle
    otobüsdeki yaşlı teyzeler yanıma yanıma yanaştı
    kalksana amk yaşlıyım ben oturayım dercesine
    gibe gibe kalktım
    ayrılık acısını otobüsde ayakta bir yerlere tutunarak ve şoför amcanın arkaya ilerleyelim komutlarına uymaya çalışarak çektim
    arkaya ilerlerken
    geride bıraktığım sadece şoför maali değil aynı zamanda ebrumdu otobüs ilerlerlediğinden
    ayrıca ekşına dogru da yürüyordum aynı zamanda
    otobüsde bir liselinin manitasına manitayı giblemezcesine mesaj yazması bile imrenilecek bir durum haline geldi benim için
    muhtemelen benim yaşadıklarımı yaşamadığı için o telefonda yazdığı kelimelere benim göstereceğim kadar önem göstermiyordu
    otobüs kışla muhitine yaklaşınca
    dıbına çakim arkadaşım inecek var demek geldi içimden ama
    şoförü nezaretlik kendimi hastanelik etmek istemediğim için sadece düğmeye bastım
    yine tırmanılması gereken kışla
    yine nizami olup olmadığımı kontrolünün yapıldığı nizamiye kapısı
    bir an önce üstümü değiştirip içtimaya hazır olma çabası
    yemek sırası yat içtiması
    askerlerin bugün bi manita ayarladım
    istesem kesin verir palavraları
    sabah kalk boş pazar günü top tekmele
    çarşı iznine çıkmamışlarla askerlik düşer mi lan geyiğinden sonra
    ebruyu aradım
    -nasılsın dedim
    -iyiyim yalancı sen nasılsın dedi
    -yalancıkdan güldüğümü nasıl anladın dedim

    ---bırakta tanıyayım seni o kadar dedi
    -seni ne kadar sevdiğimi bilecek kadar tanı yeter dedim
    -o zaman çoktan en iyi dostum olmuşsun da sen beni tanıyor musun yeterince dedi
    -tatile gelmedin herhalde bugün sevdiğinden gelmişsindir dimi dedim
    -yok yeterince tanıyamamışsın henüz hala bana sormandan belli dedi
    -benim sana soracağım tek soru olur ama cevaplamanı istemiyorum ebru dedim
    -soru ne neden cevap istemiyorsun dedi
    -hep sevebilecek misin beni? soru bu dedim
    -evet tabi ki dedi
    -cevaplama ebru sadece yaşat dedim
    -bildiklerimi söylerim tahmin ettiklerim için belki, umarım, inşallah gibi şeyler derim dedi
    -sen beni sevebilecek misin hep dedi
    -o benim sorum kendine başka soru bul dedim
    -geleceğimize belkileri umup inşallahlarla dualarda mısın yoksa evet diyecek kadar inanıyor musun kalbine dedi
    vay amk üzerime gelen kişi cdıbını kırdığım bakkal amca mı lan
    kaçsam kesin yine yakalar beni aynı mahalledeyiz amk gibe gibe cevap verecez ebruya
    -dostunum ben unuttun mu?hani şu çok iyi tanıdığın dostun. sürekli bildiğin soruları sormak sıkıcı gelmiyor mu sayın hocam dedim
    -yanlış cevap verirse sıfır verme heyecanı da zevkli oluyor ama sayın öğrencim dedi
    bakkal amca kafaya koymuş ya züt ya cam diyor amk. tamam babama yaptırtıcam camları dicem ki affedecek beni amk kaçarı yok
    -inanıyorum dedim
    -neye inanıyorsun dedi
    -kalbime dedim
    -ne diyor peki dedi
    -tek kelime mırıldanıyor ama hiç sıkıcı gelmiyor şarkı dedim
    -alla alla neymiş o dedi
    -ebrum dedim

    ---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
    -muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
    -olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
    -aşk dedim
    güldü
    -müzik kime ait peki dedi
    -kalbim ritimleri belirliyor dedim
    -deli yaa dedi
    -delirten kim acaba dedim
    -tamam yine suçlu benim o zaman dedi
    -ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
    -suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
    -az kaldı merak etme dedim
    -ankaraya gelsene kelebek dedi
    -ne zaman dedim
    -izin kullan gel dedi
    amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
    ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
    gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
    -tamam bakarız diyebildim
    ama tepkisi sert oldu
    -bakma gel işte dedi
    -tamam ebru geleceğim dedim
    -hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
    -ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
    -iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
    -gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
    -tamam aşkım dedi
    -beni hala seviyor musun dedim.
    -düşünmem lazım dedi öyle makarasına
    -niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
    -seviyormuşum o zaman dedi
    -bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim

    • * tel kapandı
    hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
    kasıntı uzman çavuşlardan birisi
    -kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
    yat kalk
    ve ekşın
    geriye dönüş yaptı bana karşı
    -gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    sabah içtimasından önce
    ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
    -dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
    -emredin komutanım dedim
    -sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
    ben içtimaya koştum
    o da geldi
    içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
    -dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
    benimle alakasını düşünürken devam etti
    -dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
    kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
    zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
    ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
    kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
    dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
    -ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
    keşke demeseydim
    Tümünü Göster
    ···
  17. 192.
    +2
    142

    ---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
    -emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
    askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
    bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
    öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
    ama ekşına eli boş gidilmezdi
    bi tanesini not aldım
    izni bitmiş ama çok özlemiş
    bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
    bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
    diye ekşına notları verdim
    -görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
    getirdim
    -görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
    -memnunum komutanım dedi bin
    -tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
    -gel dıbına çakim dedi bana
    yanına yaklaştığımda
    -yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
    -siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
    onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
    -iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
    -kalmadı komutanım dedi asker
    -izin istiyor musun dedi
    -hayır komutanım az kaldı zaten dedi
    -tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
    -diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
    -elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi

    • * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
    -çağır dıbına çakim dedi
    -anlat dıbına çakim dedi askere
    asker durumunu anlattı
    annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
    ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
    onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
    -tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
    salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
    hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
    diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
    son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
    -başka var mı dıbına çakim dedi
    -şimdilik yok komutanım dedim
    -vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
    diline düştüğüm adamın farkındasınız
    -görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
    -emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
    zaman geçti
    ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
    ebruyla görüşmelerimizde
    gelmiyor musun
    ne zaman geleceksin
    gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
    güvensizlik konuşmalarından sonra
    mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
    mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
    ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
    bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
    yine ertelendi 45 gün sonraya
    ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
    ekşında verdi fazla zorlamadı
    10 gün daha izin aldım
    direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
    normal bir telefonla onu aradım

    • * -nerdesin dedim
    -yurttayım dedi
    -ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
    -hayırdır dedi
    -bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
    -bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
    yerimi söyledim
    -sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
    bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
    ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
    para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
    o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
    gelince kızdı bana
    -neden haber vermiyorsun diye
    -kusura bakma dedim
    -kaç gün izin kullanacaksın dedi
    -10 gün dedim
    -tamam yeter dedi
    -kaç gün burda kalayım dedim
    -10 gün tabikide dedi
    ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
    -10 gün nasıl kalacam burda dedim
    -pansiyonda kalırız beraber dedi
    -alanya dedim
    -bensiz gidemezsin kelebek dedi
    -beraber gidelim o zaman dedim
    -okul var dedi
    sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
    neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
    iznin bin olacağı şimdiden belliydi
    inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
    kalacak olsam para yok
    -alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
    -bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
    resmen beni çevresine tanıtmak
    kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
    öyle ahım şahım da değilim ki amk
    bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
    ebru bilmiyor ki
    her çiçek arının damağına göre güzel
    Tümünü Göster
    ···
  18. 193.
    +2
    143

    ---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
    -muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
    -olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
    -aşk dedim
    güldü
    -müzik kime ait peki dedi
    -kalbim ritimleri belirliyor dedim
    -deli yaa dedi
    -delirten kim acaba dedim
    -tamam yine suçlu benim o zaman dedi
    -ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
    -suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
    -az kaldı merak etme dedim
    -ankaraya gelsene kelebek dedi
    -ne zaman dedim
    -izin kullan gel dedi
    amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
    ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
    gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
    -tamam bakarız diyebildim
    ama tepkisi sert oldu
    -bakma gel işte dedi
    -tamam ebru geleceğim dedim
    -hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
    -ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
    -iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
    -gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
    -tamam aşkım dedi
    -beni hala seviyor musun dedim.
    -düşünmem lazım dedi öyle makarasına
    -niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
    -seviyormuşum o zaman dedi
    -bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim

    • * tel kapandı
    hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
    kasıntı uzman çavuşlardan birisi
    -kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
    yat kalk
    ve ekşın
    geriye dönüş yaptı bana karşı
    -gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    sabah içtimasından önce
    ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
    -dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
    -emredin komutanım dedim
    -sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
    ben içtimaya koştum
    o da geldi
    içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
    -dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
    benimle alakasını düşünürken devam etti
    -dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
    kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
    zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
    ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
    kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
    dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
    -ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
    keşke demeseydim

    ---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
    -emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
    askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
    bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
    öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
    ama ekşına eli boş gidilmezdi
    bi tanesini not aldım
    izni bitmiş ama çok özlemiş
    bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
    bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
    diye ekşına notları verdim
    -görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
    getirdim
    -görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
    -memnunum komutanım dedi bin
    -tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
    -gel dıbına çakim dedi bana
    yanına yaklaştığımda
    -yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
    -siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
    onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
    -iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
    -kalmadı komutanım dedi asker
    -izin istiyor musun dedi
    -hayır komutanım az kaldı zaten dedi
    -tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
    -diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
    -elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi

    • * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
    -çağır dıbına çakim dedi
    -anlat dıbına çakim dedi askere
    asker durumunu anlattı
    annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
    ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
    onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
    -tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
    salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
    hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
    diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
    son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
    -başka var mı dıbına çakim dedi
    -şimdilik yok komutanım dedim
    -vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
    diline düştüğüm adamın farkındasınız
    -görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
    -emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
    zaman geçti
    ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
    ebruyla görüşmelerimizde
    gelmiyor musun
    ne zaman geleceksin
    gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
    güvensizlik konuşmalarından sonra
    mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
    mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
    ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
    bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
    yine ertelendi 45 gün sonraya
    ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
    ekşında verdi fazla zorlamadı
    10 gün daha izin aldım
    direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
    normal bir telefonla onu aradım

    • * -nerdesin dedim
    -yurttayım dedi
    -ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
    -hayırdır dedi
    -bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
    -bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
    yerimi söyledim
    -sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
    bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
    ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
    para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
    o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
    gelince kızdı bana
    -neden haber vermiyorsun diye
    -kusura bakma dedim
    -kaç gün izin kullanacaksın dedi
    -10 gün dedim
    -tamam yeter dedi
    -kaç gün burda kalayım dedim
    -10 gün tabikide dedi
    ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
    -10 gün nasıl kalacam burda dedim
    -pansiyonda kalırız beraber dedi
    -alanya dedim
    -bensiz gidemezsin kelebek dedi
    -beraber gidelim o zaman dedim
    -okul var dedi
    sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
    neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
    iznin bin olacağı şimdiden belliydi
    inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
    kalacak olsam para yok
    -alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
    -bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
    resmen beni çevresine tanıtmak
    kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
    öyle ahım şahım da değilim ki amk
    bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
    ebru bilmiyor ki
    her çiçek arının damağına göre güzel

    • *hani olurya amk manitanız aşkııııım bi film çıkmış mutlaka gidelim der
    siz hangi filmdir diye sorarsınız en sevmediğiniz tarzda taktan bi film çıkar
    ama gibe gibe de gidersiniz baygın baygın 1 buçuk saat filmi izlersiniz
    nasıldı diye sorunca çok iyiymiş diye eleştirmen olursunuz iki dakika
    ebrunun beğendiği film on gün sürecekti
    Tümünü Göster
    ···
  19. 194.
    +2
    144

    ben niye mi katlanacaktım bu filme??
    ileriyi görme diyelim
    geceleri ne tak yiyeceğimi bilemez halde askerlik yapmak istemiyordum
    -karnın aç mı dedi
    önce şu kalacagımız yere bi gidelim valizi filan bırakayım dedim
    -hmm nerde vardı dur bi saniye dedi
    telefon açtı bir arkadaşına
    telefonla konuşmayı yarıda kesip
    -kız arkadaşımın evinde boş oda var orda kalalım mı dedi
    -sen bilirsin dedim
    düşünmeden ama aslında otele verilecek parayı düşünerek
    -tamam hadi gidiyoruz dedi telefon konuşmasından sonra
    eve gittik
    aynı ev daha önce gittiğim
    kızlar beni daha önceden tanıdığı için
    hoş denilebilecek bir karşılama
    ben odaya geçtim
    ebruda geldi
    -biraz yorgunum uzanayım dedim
    -tamam dedi
    3 4 saat uyumuşum akşam olmuş
    seslere uyandım
    sanki çarşı marş bestelemiş onu deniyorlar ama henüz hep bir ağızdan söyleyemiyorlar
    dışarı çıkmaya bile korktum amk kalabalıktan

    • *çünkü muhtemelen içeri girince insanların hepsi birden bana bakacak
    ve buyrun bu da kelebek diyecek birisi
    elimi yüzümü yıkamam lazım odadan çıkamıyorum korkudan sanki umumi wc de açık renkli donuma sıçtımda topluma çıkmaya korkuyorum
    hafifçe araladım kapıyı
    baktım kimse yok piyasada
    bekledim ebru gelir diye
    hani telefonda yok ki ebru gel kalktım artık diyeyim
    yarım saat kadar daha bekledikten sonra ebru geldi
    -uyandın mı derken öpmesi de bir oldu
    -bunlar kim dedim
    -arkadaşlar dedi
    -ilk gün sadece ikimiz oluruz sanıyordum dedim
    rahatsızlığımı belirtmek için
    -kusura bakma hadi gel dedi
    -ebru böyle tanışma mı olur dedim
    -ya gel bişey olmaz dedi
    üstümü değiştirdim ondan aldığım cesaretle beraber dışarı çıkıp zaten kısa olan saçlara aklımca ayar vermeye çalıştım
    içeri girmeye hazırım ama hangi kimlikle gireceğimi bilmiyorum
    sessiz sakin olsam
    mal amk bu derler
    çok konuşsam ne diyo lan bu derler
    ne tak yiyeceğimi bilmeden içeri girdim
    haliyle bir sırıtma belirdi suratımda nezaketen
    hepsine bi göz gezdirdim
    bildiğin insan amk kahvede maç izleyen cemaatin tv sinin önüne geçmiş gibi hissettim kendimi
    merhaba dedi hepsi gel otur diye de yer gösterdiler
    ama benim nedense ebruyu annem ellerini de en güvenli yermiş gibi hissetmek geldi içimden
    velhasıl oturduk
    ···
  20. 195.
    +2
    145

    • *kısa bir sessizlikten esnasında
    olay mahalini inceledim
    ne oluyor amk burda dercesine
    herşey home party stilinde hazırlanmış
    içkiler mezeler çerez falan
    kim kimin manitası bilene aşk olsun zaten
    çoğu turistlerden gördüğüm tarzda entel dedikleri cinsten
    belli ama amk adamlar okumuş
    çenesi gevşeğin birisi
    eeee diye başlayan sıkıcı sorulardan bir tane sordu
    daha da ardı arkası kesilmedi
    sıkıldım tabi haliyle
    her cevabımı yavşak bir gülümseme ile süslemek zorunda hissediyordum kendimi çünkü
    konu burda mı kalacaksınıza geldi
    evet cevabına
    binin birinin aklı sıra yaptığı
    -ben yıllardır yalvarıyorum bir gece müsade etmediniz burda kalmama aşk olsun esprisi ile muhabbet başka yerlere kaydı
    komik değildi bana göre ama işe yaradı amk benim üzerimdeki yogunluk azaldı
    kendi aralarında şakalaşırken ben ebruya aç oldugumu söyledim
    beni takip et diyerek mutfaga zütürdü
    mutfakta sarıldı
    -ne yemek istersin aşkım dedi
    -sen yedin mi dedim
    -evet dedi
    -tamam bende aç değilim o zaman dedim. bensiz yediğine kızdığım için
    yine de koydu önümebi kaç tabak yanıma oturdu
    aklına yeni gelen soruları sordu
    -nasılsın? askerlik nasıl? mahkemeden haber var mı? annele görüştün mü?
    biliyor mu burda oldugunu gibi

    • *diğerlerine normal cevap verip
    -annem burda oldugumu bilse kızar bana neden gelmiyorum diye dedim
    -tamam ben içeri geçiyorum dedi
    içeri geçme sebebi belli amk dedikodu dinleyecek millet benim hakkımda ne düşünüyormuş onu öğrenecek
    bende içeri geçtim
    -oo barmenmişsin hocam ne içelim ne tavsiye edersin dedi
    -bugüne kadar nelerden hoşlandın dedim
    gittiği barlarda içtiği yada sağdan soldan duyduğu kokteylerin ismini söyledi
    bana cevap hakkı düşmeden herkes barmenmiş gibi yok o da güzel bu da güzel diye fikirlerini söyledi
    benimde canıma minnet zaten
    -basit yapabileceğimiz bir kokteyl var mı dedi
    -tatlı mı ekşi mi dedim
    bş kaç kişi tatlı diğerleri ekşimsi bişeyler istedi
    ikisine de birer kokteyl tarifi verdim basit yapabileceği
    kendi aralarında ki konuşmaları bana göre çok uyuzdu
    biri salakça fikrini söylüyor sonra topu başkasına atıp sen ne düşünüyorsun diyordu
    zaten konuşma tarzları ekşiciler gibi amk uyuz uyuz. çok bilmiş tarzında
    gidin desen kimi nere kovuyon gibe gibe katlandım
    bana sorduklarına cevap verdim
    fazladan soru sormadım hiç
    bana laf sokmaya çalışan olmadığı için bende onlara bişey sokmak zorunda kalmadım
    sadece barmensin bira içiyorsun şaşırtıcı dedi birisi
    -evet haklısın erkek olup erkekle konuşmak kadar garip değil mi dedim
    muhtemelen anlamadı hiçbirisi belki sonra sonra anlamışlardır ne demek istediğimi
    ben binlerden şişe çevirmece tarzında bir oyun beklerdim ama
    iyi ki oynamadılar sadece içip içip konuştular
    bazıları erken ayrıldı
    kalanları da ev sahibi kızlar kovaladı belirli bir saatten sonra yarın görüşürüz diye
    biz konuşmaya devam ettik ebru yanımda bana yaslanmışken
    kızlar da müsade isteyip gittiler odalarına
    ebru başbaşa kalmayı bana teşekkür ederek
    hem geldiğim için hemde arkadaşlarına iyi davrandığım için
    sorun değil yatalım mı dedim
    -hastayım kelebek dedi
    -tamam işte yatalım hadi dedim
    yatağa geçtik bi kaç öpüşme sarılma derken
    sabah kalkıp kızlarla beraber kahvaltı yaptıktan sonra

    ---nereye gitmek istersin dedi
    -sen bilirsin dedim. imalıca
    -hadi çıkalım karar veririz dedi
    -okulun yok mu bugün dedim
    -bugün yok dedi
    olaylar ne yapsak ne yapsak derken
    bir yere oturup konuşma
    bir yerde yemek yeme
    yapacak hiç bişey bulamayıp sinemaya gitme
    sonra bişey içip eve geldiğimizde
    sanki param olsa hepsini ben ödeyecekmisim hissi veren cebimdeki paranın ciddi miktarda azalışı
    hani ebru hadi kelebek işine bak dese
    ankarada beş parasız asker başıma kalacaktım
    sonra tek yol hale gidip kamyoncunun birisiyle züt karşılığı alanya istikametine gitmek olurdu herhalde
    izin kritiği yaptığımda farkettim ki
    aslında acınacak haldeyim
    herkese göre göreceli olan aşkın peşinde koşarken
    kendimi bıraktığım yerlerin farkında değilim
    resmen her konuda bir kızın eline bakıyor haldeyim
    hiçbir şeyde naz yapma lüksüm kalmamış
    ne param var aldığı şeylere ben bunu yemem şunu isterim diyebiliyorum
    ne de züt var ebru ben bu hayatı kabul edemem ben gidiyorum diyebiliyorum
    ne tak yersem yiyeyim ebru her zaman iki bir önde
    aşk artı para onda oldugu için
    yakında bu skora eğitim de eklenecek
    3 1 den sonra maçı berabere getirebilmek için
    aşka attığım bacak arası golün 3 gol değerinde olması gerekecek mahalle maçlarında oldugu gibi

    • *kahvaltı için ekmek alımına beni görevlendirdiler
    co-görevli ise ebru oldu
    buz gibi havada yeni yağmış kar'ı ayakla tekmeleyip biraz havaya biraz da ebrunun bacaklarına doğru gelmiş olmasının
    ebru da yarattığı etki kar'ı gayleştirip üzerime fırlatması şeklinde oldu
    bir kısmını elimle sıyırıp yoluma devam ederken
    ikinci hamleyi de yapmasına yine ses çıkarmadım
    ebru kartopu oynunu oynamak için çok hevesli gibiydi
    ama ben bu oyun için incinin jane'i gibi çok sıkıcı bir karektere büründüm
    hiç karşılık vermeyerek
    amacım sıkıcı olmak değil onun hastalanmasından korkmaktı
    ekmeği alıp geri dönerken atmaya devam etti
    ben ses çıkarmadıkça olayı abarttı
    karı avuçlayıp boynumda aşşağı bırakmaya kadar gitti olay
    biraz silkelenip yıkılmadan yoluma devam etmeye çalışırken
    ebru benim önümü kesti karşımda durarak
    yere eğilip yol kenarında birikmiş kardan bir avuç alarak
    elime bıraktı
    sonra yine eğilip
    bir avuç daha aldı
    doğum günü pastasını suratıma yapıştırır gibi yapıştırdı
    sonra bana bakarken benim de ona aynısını yapacağımı düşündüğü için
    gözlerini kapadı
    suratına avuçlarımdakini değil dudaklarımdakini yapıştırdım
    -gıcıksın dedi

    • *önden önden yürümeye devam etti
    kahvaltı hemen hemen hazırdı
    bi kaç mutfaktan masaya nakliye işine bende yardımcı olduktan sonra
    ebru okula gitmesi gerekirken gitmemeye karar verdi
    benim için sorun olmadığını söylesemde gitmedi
    kahvaltı sonrası yine yalnız kaldık evde
    yatağa geçip uzanarak konuştuk
    -kızgın mısın bana dedi
    -beni hastalandırmaya teşebbüs ettiğin için mi dedim
    -benimle kalmanı istediğim için dedi
    -ben mutluyum seninle olmaktan dedim
    -tamam istersen gideriz alanyaya beraber dedi
    -sen bilirsin dedim
    -bu hafta sonu gideriz o zaman cuma gününden dedi
    -tamam dedim
    bu tavrı beni biraz yumuşattı bütün kırgınlığımı aldı
    bende aşkın gazına gelip sarılmalarımdaki samimiyeti arttırdım
    resmen fingirdek birisi oldum amk ona karşı
    yeterli fingirdeşmeyi gerçekleştirdikten sonra
    -hadi dışarı çıkalım dedi
    -kar sadece yerde kalacak ama dedim
    -söz veremem hem seninle oynaması da zevkli değil dedi
    -başka bişey buluruz zevk alacağın hadi dedim
    dışarı çıktık. cebimin bakiyesi 10 türkiş lira(tahmini) beyler
    ona da deli gibi sigara alasım var zaten
    anlayacağınız onu da yok sayın
    ne desem ki kıza hadi bi yere gidelim desem neyle diyecem
    lafla gidilebilecek yerleri düşündüm
    sadece yürü ve kartopu oyna en ucuzu bu
    sıfır maliyet amk

    • *diyeceksiniz ki lan mal neden babanı arayıpda istemiyorsun
    nerden arayacan amk telefonda çıkacak ankarada oldugum
    ekşın reyize sarıldım
    ebruya telefon açmam gerektiğini söyledim komutanıma
    aradım ekşını cepte kalan kontur kartlarından
    -y.s.kelebek antalya deyince
    -alkollümüsün dıbına çakim dedi
    -hayır komutanım hava soguk ondan öyle geliyordur sesim dedim
    -kanyak iç dıbına çakim o zaman dedi
    -emredersiniz dedim. sessiz gülerek
    -söyle dıbına çakim tam baskın yapmak üzereydim dedi
    durumu anlattım ankarada oldugumu söyledim para lazım komutanım dedim
    -dıbına çakim ben sana nasıl vereyim şimdi parayı dedi
    -bunu düşünemeden aradım komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim 30 dk sonra beni tekrar ara dedi
    emredersiniz dememe gerek kalmadan kapattı telefonu
    30 dk nasıl dolar diye düşünürken ebrunun kartopu heyecanı geçmemiş gibiydi
    o da eğlensin diye üzerine fırlatıyormuş gibi yapıp ıskalar geçen atışlar yaptım
    ama o direk bana atıyordu acaba acır mı halime diye
    bana attıklarına karşı taksör reflekslerimi kullanmadım hiç
    hasgibtir ne taksörü ne refleksi amk içimiz dışımız şamar yemek zaten
    ebru benden sinirini iyice çıkardıktan sonra
    parmaklarım artık çok üşümekten ısı basınç yapıyordu
    zaman da dolunca ekşını tekrar aradım
    bana bir adres kışla adresi verdi
    orda bir komutan ismi söyledi
    o sana verecek git ondan al dıbına çakim dedi
    -emredersiniz deyip kapattım
    bowlinge gittik ebruyla
    ben bowling oynamaktan çok sıcak bir yerde olmama sevindim
    ankaralı panpalarıma allah sabır versin kışları
    zütünüz donmuyor mu amk?
    yine hesablar ebrudan
    Tümünü Göster
    ···