-
76.
+298Tümünü Göster
anlaşmayı yaptık
akşam üstü ebru aradı
-bende geleyim mi size dedi
-iyi hadi otelde bekliyorum dedim
-sen geç eve ben gelirim dedi
ben eve gittim
annemle hoş beş konuşurken. yayladan getirdiği üzümden yedim
sonra ebru da geldi
konuşmaya başladılar
annem yayladan bahsetti ebru olan bitenden bahsetti kendi aralarında bir süre konuştular ben
banyo yapıp üstümü değiştirken
ben yanlarına geldiğimde mutfaktalardı
aralarında ki konuşma
annemin yayladan getirdiği üzüm yapraklarını sordu ebru
annemde onlarla yaprak sarması yapacağını söyledi
ebru çok sevdiğini söyledi. annesinin de çok sevdiğini söyledi
tamam annenleri de al uygun bir zamanda gelin yapayım dedi
bi dakika anne ne yaptın resmen davet ettin ailesini
ebru zaten dünden razı
-tamam yarın geliriz dedi
-hadi gidelim geç kaldım dedim
evden çıktık
ebru annesini aradı
-kelebeğin annesi bizi yarın yemeğe davet ediyor anne dedi
bir süre konuştuktan sonra
telefonu kapattı
-bana haber verirsin kaçta gelelim diye dedi
-tamam dedim
ben otele geçtim
o eve gitti
gece iş çıkışı işim biraz uzadığı için ebruyla sadece telefonda görüştük
ona yarın öğlen onunla denize gitmek için öğlen antre kullancağımı söyledim
anlaştık
ben eve gittim
annemle yarın akşamki yemek konusunda konuştuk
halamları gündüzden eve davet edip
evi çeki düzene sokacaklarını bana da ekgib olan bir kaç şeyi yarın almamı söyledi
ben sabah erkenden işe gidip
iş çıkışı annemin bana verdiği listedekileri aldım
sonra eve gidip denize gidebilmek için gerekli nevaleyi düzüp
ebruyla buluştuk
denize girdik
eğlendik derken
unuttuğumuz bir şey vardı
akşam çalışacaktım
ben yemeğe nasıl gelecektim
babası da birşey dememişti
sonra otelde gece biraz daha geç gelip barı kapatıncaya kadar bekleyen barmeni arayıp
onunla şiftleri değiştirdim
yemek çıkışı otele dönüp barı ben kapatacaktım
ben eve geçtim ebru da kendi evine
evde son hazırlıklar yapılıyordu
annem ve halam
fesleğenli imam bayıldı
yaprak sarma
börülce salatası ve cacık hazırlamışlar
ben onlara
masayı kurmaya yardım ettim
duşu alıp üzerimi değiştirdikten sonra
babamda geldi
halama kalmasını söyledik ama kalmadı
ebruya telefon açtım geliyor musunuz diye
-yoldayız dedi
heyecanlanmaya başlamıştım
çıkabilecek sorunlar beni endişelendiriyordu
ellerinde tatlı ile geldiler
ebrunun kardeşi de gelmişti
benim bilader de evdeydi
kısa bir tekrar tanışma faslında sonra
salona geçtik
-sofra hazır direk oturun isterseniz dedi babam
-evet soğumasın dedi annem de
bu durumda oturmak zorunda kaldılar
yemeğin başındaki tek konuşmalar
çok güzel olmuş afiyet olsun geyiği idi
daha sonra geyik
işler nasıl yayla nasıl diye genel konuşmalardan sonra grublaşmalar oldu
ebrunun annesi annemden yemek tarifi alırken
babamla ebrunun babası politikaya atıldılar
kardeşlerimiz de
ben şu okulda okudum sen bunu tanıyor musun
o benim de arkadaşım derken onlar da geyik kurdular kendi aralarında
ben ortada ters giden bir durum var mı diye
onları kontrol etmekten kimse ile konuşmadım
baktık herkes yemeğini bitirmiş
ben masayı yavaş yavaş toplamaya başladım
bana yardım etmeye yeltenenlere siz devam edin ben hallederim dedim
ebru yeltenmekle kalmadı o da yardım etti bana
masayı kaldırdıktan sonra
yavaş yavaş lavaboya el yıkamaya geçtiler ve sonra
oturma grubuna yayıldı hepsi
biladerle ebrunun kardeşi
birbirlerine pes iki de rakip olabilmek için yan odaya geçtiler
şöyle bir baktım hepsine
vay amk korkacak hiç birşey yokmuş gibi geldi
hepsi konuşuyor kendi aralarında
kültür farkını gibine takan bile yok
ebru sanki ev hanımıymış gibi
-çay mı içersiniz kahve mi dedi
çayda karar kıldılar
ama ne hikmetse çayı da ben demledim
sonra biz de içeri geçip
oturunca muhabbete biz de dahil olup
sorulan sorulara cevap olduk
ben sıkıldığım zamanlarda
çayın durumunu kontrol etmek için mutfaga kaçtım
çaydan sonra
annem tatlıları da ikram etti
benim iyi geçtiğini düşündüğüm
buluşma tekrar görüşmek üzere sözler alındıktan sonra
vedaya geçti
onları biraz bekletip bende üstümü değiştirdim iş için
gitmeseydin demelerine diğer barmene söz verdiğimi söyleyip
onlarla gittim
beni işe bıraktılar
geç saate kadar çalıştığım için o gece de görüşmedik ebru ile
daha sonraki günlerde annem ebrunun annesini kısır yemeye
davet etti
karşılıklı görüşmeleri oldu
ebrunun babası
sürekli babama selam gönderdi
biz ebru ile işten arta kalan zamanlarımda görüştük
otele geldi
geceleri buluştuk
denize gittik
ebruyu okulu için ankaraya gönderme vaktine kadar olağan dışı birşey olmadı
son gecesinde işe gitmedim
bu durumdan kimse rahatsız olmadı
anlayışla karşıladı iş arkadaşlarım
klagibleşmiş veda hazırlıklarında olduğu gibi söylenecek fazla sözün olmadığı
bir kaç saat yaşadık
sonra bir arkadaşımın evine gittik
orda geceyi beraber geçirdik
sadece birbirimizi üzen
muhtemel yaşayacağımız ayrılık acılarından konuşup sarılarak yatarak
gece sonu sabaha doğru onu eve bırakmak için onların evine gittik
-burda bekler misin dedi
yukarı çıktı
5 dakika sonra
elinde bir poşetle geldi
-gönderdiğin 30.000 mesaj için teşekkür ederim dedi.
ve poşeti bana verdi
tekrar öptü
-yarın gelir misin beni uğurlamaya dedi
başımla geleceğimi ima ettim
tekrar öptü
o yukarı çıktı ben eve geçtim
• *eve gelince poşet elimdeki ağırlığını kaybedip
beynimde ağırlık yapmaya başladı
zaten 30bin mesajın için teşekkür ederim dediği zaman
aşkımız için bir uğraş vermiş
olduğu belliydi
peki ben ne yapmıştım hiç birşey
açtım poşeti
gözüme ilk çarpan bir kaç defter oldu
ama onlardan önce bir kutu çıkardım
ebrunun bana hediye ettiği cep telefonu kutusuydu
kutuyu açtım model olarak cep telefonunda son nokta dedikleri cinsten
hani ben paraya kıyıp da o telefonu almazdım
bi tek mesaj bölümü çalışsın birde yes tuşu o kadar küçük olmasın yeter amk
telefonda ne gerek var o kadar atraksiyona
telefonu aldık kabul ettik
poşette kalanları çıkardım
4 tane defter
her birinde ebrunun el yazısı
ilk mesajımdan son mesajıma kadar yazmış
her sayfanın altına
sayfada kaç mesaj yazılmış onu yazmış
diger sayfalarda toplayarak gitmiş
her mesajın başına - işareti koymuş
çok begendiklerine yıldız işareti yapmış
benim onu üzdüğüm mesajlarda ünlem işareti koymuş
bütün defterleri numaralandırmış
bazı yerlerde kısa notlar almış
bazı bölümlerde kendi yazdıklarını da yazmış.
bazı bölümlerde hikayelendirmiş
ama cogunlukla sadece benim yazdıklarımı yazmış
hepsinin basına gün tarihi atmış
son defterde bitmemiş bir defter
son sayfasına bir not yazmış
• benim için milyonlarca kez bastığın telefon tuşları için ellerine
beni bu denli mutlu ettiğin için yüreğine sağlık aşkım
seni seviyorum
• * verilen emeğe saygı duydum
kendime baktım olm sen ne tak yedin bu kız için diye
bi tak yemedim lan cevabını verdim
ama bişeyler yapmak lazımdı
bir gecede ona birşey yapıp 4 senedir yapıyor imajı veremezdim
utandım binolar
onun yaşadığı aşkın saflığına inandım
ha ben sevmiyor muydum seviyordum
ama odun sevgili derler ya
memnun oldum benim amk.
muhtemelen o da benim hakkımda birşey yaptı mı acaba diye düşünüyordur
ama sadece düşünmekte kalacak çünkü yarın elim boş gideceğim ona
bi de telefon almış
benim ona aynı ayarda bir hediye alabilmem için
mahelledeki binleri toplayıp telefoncu soymam lazım
yada maaşın dolmasını beklemem lazım
bestesi kadere sözleri alın yazısına ait olan bir türkü
kulaklarımda çınladı yine
garibanlığın gözü kör olsun amk.
ertesi gün oldu
her zamanki gibi gece cıkacaktı yola
ankaranın yolları
8 saat 550 km
denizsiz tatsız tuzsuz
bir insanı alacak benden yine
diğer kalabalığın içine sokacak
kimse kalbindeki acıları
cektiği acıyı bilmeyecek
yalnızlıklarında yaşayacak sadece huznu
kim kimdir nereye gider ne iş yapar
sürekli koşuşturan insanlar arasında kaybolacak
güne bir teşekkür mesajı ile başladım
uyanınca o da rica ederim dedi
-30001 inci mesajımı nereye yazacaksın dedim
-kırtasiye de sadece o defterleri satmıyorlardı dedi
-ne yapacaksın bugün dedim
-kahvaltı yapacam birazdan sende gel lütfen dedi
-sonra ne yapacaksın dedim
-bilmek istiyorsan gel dedi
-baban gitti mi işe dedim
-kalkmadı o daha dedi
-kalkınca haber ver gelirim o zaman dedim -
77.
+2143Tümünü Göster
---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
-muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
-olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
-aşk dedim
güldü
-müzik kime ait peki dedi
-kalbim ritimleri belirliyor dedim
-deli yaa dedi
-delirten kim acaba dedim
-tamam yine suçlu benim o zaman dedi
-ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
-suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
-az kaldı merak etme dedim
-ankaraya gelsene kelebek dedi
-ne zaman dedim
-izin kullan gel dedi
amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
-tamam bakarız diyebildim
ama tepkisi sert oldu
-bakma gel işte dedi
-tamam ebru geleceğim dedim
-hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
-ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
-iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
-gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
-tamam aşkım dedi
-beni hala seviyor musun dedim.
-düşünmem lazım dedi öyle makarasına
-niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
-seviyormuşum o zaman dedi
-bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim
• * tel kapandı
hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
kasıntı uzman çavuşlardan birisi
-kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
yat kalk
ve ekşın
geriye dönüş yaptı bana karşı
-gel dıbına çakim arkadaşım dedi
sabah içtimasından önce
ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
-dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
-emredin komutanım dedim
-sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
ben içtimaya koştum
o da geldi
içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
-dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
benimle alakasını düşünürken devam etti
-dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
-ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
keşke demeseydim
---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
-emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
ama ekşına eli boş gidilmezdi
bi tanesini not aldım
izni bitmiş ama çok özlemiş
bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
diye ekşına notları verdim
-görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
getirdim
-görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
-memnunum komutanım dedi bin
-tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
-gel dıbına çakim dedi bana
yanına yaklaştığımda
-yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
-siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
-tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
-iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
-kalmadı komutanım dedi asker
-izin istiyor musun dedi
-hayır komutanım az kaldı zaten dedi
-tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
-diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
-elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi
• * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
-çağır dıbına çakim dedi
-anlat dıbına çakim dedi askere
asker durumunu anlattı
annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
-tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
-başka var mı dıbına çakim dedi
-şimdilik yok komutanım dedim
-vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
diline düştüğüm adamın farkındasınız
-görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
-emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
zaman geçti
ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
ebruyla görüşmelerimizde
gelmiyor musun
ne zaman geleceksin
gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
güvensizlik konuşmalarından sonra
mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
yine ertelendi 45 gün sonraya
ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
ekşında verdi fazla zorlamadı
10 gün daha izin aldım
direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
normal bir telefonla onu aradım
• * -nerdesin dedim
-yurttayım dedi
-ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
-hayırdır dedi
-bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
-bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
yerimi söyledim
-sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
gelince kızdı bana
-neden haber vermiyorsun diye
-kusura bakma dedim
-kaç gün izin kullanacaksın dedi
-10 gün dedim
-tamam yeter dedi
-kaç gün burda kalayım dedim
-10 gün tabikide dedi
ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
-10 gün nasıl kalacam burda dedim
-pansiyonda kalırız beraber dedi
-alanya dedim
-bensiz gidemezsin kelebek dedi
-beraber gidelim o zaman dedim
-okul var dedi
sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
iznin bin olacağı şimdiden belliydi
inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
kalacak olsam para yok
-alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
-bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
resmen beni çevresine tanıtmak
kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
öyle ahım şahım da değilim ki amk
bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
ebru bilmiyor ki
her çiçek arının damağına göre güzel
• *hani olurya amk manitanız aşkııııım bi film çıkmış mutlaka gidelim der
siz hangi filmdir diye sorarsınız en sevmediğiniz tarzda taktan bi film çıkar
ama gibe gibe de gidersiniz baygın baygın 1 buçuk saat filmi izlersiniz
nasıldı diye sorunca çok iyiymiş diye eleştirmen olursunuz iki dakika
ebrunun beğendiği film on gün sürecekti -
78.
+2144
ben niye mi katlanacaktım bu filme??
ileriyi görme diyelim
geceleri ne tak yiyeceğimi bilemez halde askerlik yapmak istemiyordum
-karnın aç mı dedi
önce şu kalacagımız yere bi gidelim valizi filan bırakayım dedim
-hmm nerde vardı dur bi saniye dedi
telefon açtı bir arkadaşına
telefonla konuşmayı yarıda kesip
-kız arkadaşımın evinde boş oda var orda kalalım mı dedi
-sen bilirsin dedim
düşünmeden ama aslında otele verilecek parayı düşünerek
-tamam hadi gidiyoruz dedi telefon konuşmasından sonra
eve gittik
aynı ev daha önce gittiğim
kızlar beni daha önceden tanıdığı için
hoş denilebilecek bir karşılama
ben odaya geçtim
ebruda geldi
-biraz yorgunum uzanayım dedim
-tamam dedi
3 4 saat uyumuşum akşam olmuş
seslere uyandım
sanki çarşı marş bestelemiş onu deniyorlar ama henüz hep bir ağızdan söyleyemiyorlar
dışarı çıkmaya bile korktum amk kalabalıktan
• *çünkü muhtemelen içeri girince insanların hepsi birden bana bakacak
ve buyrun bu da kelebek diyecek birisi
elimi yüzümü yıkamam lazım odadan çıkamıyorum korkudan sanki umumi wc de açık renkli donuma sıçtımda topluma çıkmaya korkuyorum
hafifçe araladım kapıyı
baktım kimse yok piyasada
bekledim ebru gelir diye
hani telefonda yok ki ebru gel kalktım artık diyeyim
yarım saat kadar daha bekledikten sonra ebru geldi
-uyandın mı derken öpmesi de bir oldu
-bunlar kim dedim
-arkadaşlar dedi
-ilk gün sadece ikimiz oluruz sanıyordum dedim
rahatsızlığımı belirtmek için
-kusura bakma hadi gel dedi
-ebru böyle tanışma mı olur dedim
-ya gel bişey olmaz dedi
üstümü değiştirdim ondan aldığım cesaretle beraber dışarı çıkıp zaten kısa olan saçlara aklımca ayar vermeye çalıştım
içeri girmeye hazırım ama hangi kimlikle gireceğimi bilmiyorum
sessiz sakin olsam
mal amk bu derler
çok konuşsam ne diyo lan bu derler
ne tak yiyeceğimi bilmeden içeri girdim
haliyle bir sırıtma belirdi suratımda nezaketen
hepsine bi göz gezdirdim
bildiğin insan amk kahvede maç izleyen cemaatin tv sinin önüne geçmiş gibi hissettim kendimi
merhaba dedi hepsi gel otur diye de yer gösterdiler
ama benim nedense ebruyu annem ellerini de en güvenli yermiş gibi hissetmek geldi içimden
velhasıl oturduk -
79.
+2159Tümünü Göster
• *top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
gitsem kesin gol
ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
ebru bu duraksamadan faydalanıp
biraz oturur musun deyince
yoğun baskı sonucu topu taç a attım
yanına oturdum
ondan gelecek tepkileri bekliyorum
sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
oturduk öyle
bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
nefes alma şekli bile bişey söylemek anldıbına gelebileceği bir durumdaydık
-sıfır puanda mıyım hala dedi
aklı fikri oyunda amk hala
-5 puan falan dedim
-elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
elime kozları verdi
meydan geniş amk
o kadar da intikam yemini ettik
en azından biraz süründüreyim mantığı ile
-tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
-ben ebru dedi
-ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
-evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
burda beni acayip gibti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk
---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
-çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
-tamam diyebildim
-bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
-5 puan daha vereyim dedim
-on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
-tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
-güzel miyim dedi
-eh işte dedim
-o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
-1 puan dedim
-o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
-baskı kurmak yok ama dedim
-yaylaya geldim senin için dedi
-iki puan da bu etti 13 dedim
-çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
-isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
-gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
-artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
-başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
-vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
-off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
-yapmasana dedim
-içme sigara dedi
-neden dedim.
-öpüşürken kötü kokuyor dedi
gülme krizine girdim
---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
ellerini kaldırdı havaya
pis pis sırıtarak ona baktım
sigarayı yaktım bir nefes çektim
-iyi geceler kelebek bey dedi
yanımdan kalktı
-gıcık diyerek
ellerinden tuttum
biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
elini bırakmadım yanımda otururken
başını omzuma koydu
-omzum ağrıyor ebru dedim
-pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
-öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
dizlerime eliyle vurdu yavaştan
-sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
-o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
-dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
-ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
-tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
-çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
-senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
-heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
-bak yine ben suçlu oldum dedim
-seviyorsan olacaksın dedi
-bak kaşınma ama dedim
-nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
-kendime has taktiklerim var dedim
-ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
yine gayri ciddileşti muhabbet
• * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
-intikam dedi
az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
-ödeştik mi dedim elimi indirdim.
-evet dedi
tekrar kaldırdım elimi
hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
-hani ödeşmiştik dedim
-geriden gelip öne geçemez miyim dedi
yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
yavaşca ağzıma koydum
çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
üfler mi diye bekledim
üflemedi amk
yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
-yatalım mı dedi
-beraber yatmam dedim
-ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
-iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
-yatmayalım da demedim kelebek dedi
güldüm.
-çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
sarıldı gözlerime bakmamak için
-ter kokuyorum sarılma dedim
-bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
-hayır sarılma dedim
-inat ediyorum dedi
-yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim
• * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
biraz düşündüm
-nazıma katlanacaksın bir süre dedim
-tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
-bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
-amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
ayağa kalktım
ellerinden tutup ayağa kaldırdım
-gel benimle dedim
sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
durdum onu kendime çevirdim
kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
ellerimi uzattım ikisini birden
iki elini de ellerimin üzerine koydu
bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
-biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
ilk hamleyi o yaptı
öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
-çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
-biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
-seni büyütemedim ki daha dedi
ellerimi kaldırdım
---kaç gol gerideydim ben dedim
işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
benim dudaklarıma yaklaştı
aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
muallaklikten geri kalmayan ben
biraz geri çekilip
-sarımsak mı yedin sen dedim
ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
yine o tat
on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
sarıldık
-sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
-sadece sarılacak mıyız dedim
-yetmez mi dedi
-yeter dedim
-gerçekten mi dedi
-one night stand a karşıyım ben dedim
-pis pis konuşma git yatağına dedi
uyuyor numarsı yaptım sessizce
sonra yine başını koydu
ellerimi sık sık sıkıp
yüzümü okşadı -
80.
+2158Tümünü Göster
---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
-çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
-tamam diyebildim
-bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
-5 puan daha vereyim dedim
-on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
-tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
-güzel miyim dedi
-eh işte dedim
-o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
-1 puan dedim
-o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
-baskı kurmak yok ama dedim
-yaylaya geldim senin için dedi
-iki puan da bu etti 13 dedim
-çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
-isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
-gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
-artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
-başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
-vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
-off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
-yapmasana dedim
-içme sigara dedi
-neden dedim.
-öpüşürken kötü kokuyor dedi
gülme krizine girdim
---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
ellerini kaldırdı havaya
pis pis sırıtarak ona baktım
sigarayı yaktım bir nefes çektim
-iyi geceler kelebek bey dedi
yanımdan kalktı
-gıcık diyerek
ellerinden tuttum
biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
elini bırakmadım yanımda otururken
başını omzuma koydu
-omzum ağrıyor ebru dedim
-pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
-öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
dizlerime eliyle vurdu yavaştan
-sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
-o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
-dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
-ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
-tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
-çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
-senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
-heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
-bak yine ben suçlu oldum dedim
-seviyorsan olacaksın dedi
-bak kaşınma ama dedim
-nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
-kendime has taktiklerim var dedim
-ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
yine gayri ciddileşti muhabbet
• * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
-intikam dedi
az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
-ödeştik mi dedim elimi indirdim.
-evet dedi
tekrar kaldırdım elimi
hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
-hani ödeşmiştik dedim
-geriden gelip öne geçemez miyim dedi
yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
yavaşca ağzıma koydum
çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
üfler mi diye bekledim
üflemedi amk
yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
-yatalım mı dedi
-beraber yatmam dedim
-ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
-iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
-yatmayalım da demedim kelebek dedi
güldüm.
-çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
sarıldı gözlerime bakmamak için
-ter kokuyorum sarılma dedim
-bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
-hayır sarılma dedim
-inat ediyorum dedi
-yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim
• * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
biraz düşündüm
-nazıma katlanacaksın bir süre dedim
-tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
-bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
-amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
ayağa kalktım
ellerinden tutup ayağa kaldırdım
-gel benimle dedim
sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
durdum onu kendime çevirdim
kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
ellerimi uzattım ikisini birden
iki elini de ellerimin üzerine koydu
bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
-biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
ilk hamleyi o yaptı
öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
-çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
-biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
-seni büyütemedim ki daha dedi
ellerimi kaldırdım
---kaç gol gerideydim ben dedim
işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
benim dudaklarıma yaklaştı
aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
muallaklikten geri kalmayan ben
biraz geri çekilip
-sarımsak mı yedin sen dedim
ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
yine o tat
on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
sarıldık
-sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
-sadece sarılacak mıyız dedim
-yetmez mi dedi
-yeter dedim
-gerçekten mi dedi
-one night stand a karşıyım ben dedim
-pis pis konuşma git yatağına dedi
uyuyor numarsı yaptım sessizce
sonra yine başını koydu
ellerimi sık sık sıkıp
yüzümü okşadı
• *arasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
bazen ellerimi dudaklarına zütürüp öptü
nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
kahvaltıyı yaptık
kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
uyandığımda neler olmuş neler amk
(burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
evin önünde bir araba
araba çok tanıdık
ebrunun babasının
aşşağıda konuşma halinde olanlar
ebru annesi ve babası
karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
beleş tribünde ise ben
konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
basbaya tartışıyorlar gibi
olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
-hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
konuşmalarının tam ortasına dalarak
-hoşbulduk dediler
pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
-bize biraz müsade eder misin dedi ebru
kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
-size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
biz onları öylece izlerken
hepsi arabaya bindi
araba hareket etti -
81.
+2157Tümünü Göster
• *işin açığını söylemek gerekirse
gerisini gibtir et amk
sarılalım barışalım yine sevgili olalım demek istiyordum
tek ihtiyacım olan ebrudan mantıklı bir cevap alabilmekti neden onları söylediği için
konuşmaya devam etti
ağlamanın hem arefesinde hem ertesinde bir surat şekli vardı
bana bakmıyordu ki bende ona bakmıyordum zaten
-sana babamın cebindeki para hep sorun oldu kelebek
bilmiyorum kaç kişi senin hakkında kelebeğe bak
bir tane zengin kızı buldu köşeyi döndü diye düşünüyordur
sen öyle olmasan bile sürekli düşünecekler zaten
sen de sürekli gurur yapacaksın
inatla parasını değil onu sevdim diyeceksin ama inandıracağın kişi sayısı seni hiç bir zaman tatmin etmeyecek
sana yüzlerce hediye almak istedim bugüne kadar
belkide binlerce
benim gönlümde babamın tüm parasını harcayarak alacağım hiç bir hediye
seni mutlu edemez. hepsinden değerlisin benim için
bana içten içe kızarsın
kıza bak benim bunun gibi pahalı hediyeler alamayacağımı bildiği halde bana neler alıyor diye gücenirsin diye almadım
sırf bu yüzden senin gözünde huur birisi olarak anılma riskini alarak seninle beraber oldum ilk defa.
en değerli kişiye sakladığım hediyemi sadece sana verdim
telefonu teşekkür için aldım
zamanla alışman içinde bilerek askerlik öncesini seçtim çünkü direk versem onu da almayacağını biliyordum
hep böyle gitsin istemiyorum kelebek
• *bunlar hep içimde kalsın istemiyorum
sürekli bunları düşünmek istemiyorum
ne yaparsam yapayım maddiyatımdan dolayı yapıyormuş gibi hissetmek istemiyorum
ben 5 senedir bilmiyor muydum sorduğum sorunun cevabını
benim bildiklerimi senin de bilmeni istediğim için sordum
ben zaten kabullendim öyle sevdim seni
evlendiğimizde başkaları sana sorarsa ne tepki vereceksin
sağa sola yumruk atıp terk mi edeceksin beni babamın parası yüzünden
seni tanıdım sandım ondan sordum
5 senede alışmıştır artık diye sordum
benim bildiğim kelebek
yıllardır peşimden koşan kelebek
sabahlara kadar kapımda bekleyip
annesini babasını askerdeyken bana değişmiş kelebek
öyle bir anda hem de para için bırakıp gitmez diye düşündüm
benim kelebeğim ellerini havaya kaldırır
bırakalım artık şu oyunu hadi öp beni der sandım
demedin
gittin
geri de gelmedin
ben dediklerimden pişman olduğum için yanına gelmedim
seni sevdiğim için geldim
ailemle kavga ederek geldim
onlar mezuniyete gitmemi düşünürken ben seni düşündüğüm için senin yanına geldim
kimin kimi ne kadar sevdiği tartışmasında değilim
sana göre sen beni bana göre ben seni çok seviyorum
senin beni hala sevdiğini bilmesem yanına gelmezdim
dün git derken içten söylediğine inansam giderdim bir daha da gelmezdim zaten
alanyaya geldik
plaja gittik
ne güzel oturduk
sonra öpüştük
hadi eve gidelim dedin
eve gittik yattık beraber olduk
bu kadar basitleşti herşey
elmi tutarken dizlerin titremedi hiç
beni arayıp şarkılar dinletmez oldun
bir sürü heyecanı sandığa kaldırdık
ben istedim ki farkına var bazı şeylerin
hata tek sende değil bende yanlışlar yapıyorum
bende basitliğe uydum
her buluşma teklifine evet demesem buluşmalarımızın değerleneceğini
her yatma teklifine olur demesem sevişmelerimizin heyecanının artacağını
ama düşün
unuttuğundan veya umursamadığından
bana çiçek almayı unutsan
bende sana nerde benim çiçeğim desem içinden geldiği için değil mecburi hissettiğin için getirecektin
o yüzden başlamak istedim en baştan
5 senedir 100 puanı çoktan aştın zaten
bugünden sonra seni bırakıp başka birisiyle evlenemem ki
puanların sebebi gün sonunda neyi doğru yapıp neyi yanlış yaptığını muhakeme edebilmen içindi
bunları sana söylerken hep kendimi düşünüyormuş gibi görünebilirim
hep benim mutluluğum üzerine oynamak istediğim bir oyunmuş gibi gelebilir sana
haklısın bu yüzden senden özür diliyorum
ama o gün sorduğum sorular için pişman değilim
kusura bakma ama artık sadece sevgili olmak istedim
iki sevgili diye ansınlar bizi
bir zengin bir fakirle tamlamasınlar bizi
dün git dedin gitmedim
şimdi git dersen yine gitmem
çünkü bu kadar konuşmamı dinlediğine göre hala beni seviyorsun.
bende seni seviyorum kelebeğim dedi.
bir kaç damla sildi gözünden
derin nefes aldı içinde biraz tuttu
ben ne desem diye düşünüyordum
içimden vay amk diyordum tabi
bişeyler diyecek gibi oldum
ama o tüm nefesini verdi
rahatlama nefesi gibiydi bu
belkide gibtir git demediğime sevinmişlik nefesiydi
ayağa kalktı
kızların yanına indi
bir süre ne yaptınız yakaladınız mı balık şeklinde sorular sordu
konuştu onlarla
kızların yakaladığı balıklara baktı
kovanın içinde ölmüş olanlara
ayy yazıık diye üzüldü
sonra kızlara hadi gidelim diye baskı yaptı
yanımdan geçerken
-görüşürüz dedi
ben sesimi yine çıkaramadım
bende onun yattığı gibi yattım kaldım
ama ağlamadan
tek sıkıntım ne yapacağımı bilememekti
ama en çok yapmak istediğim şey ona sarılmaktı
kuzenler balıkları yakalayıp dışarı bıraktı
ebru beni yakalayıp orda bıraktı
balıklardan farkım nefes almak için çırpınışlarımı içimde yaşıyor olmamdı
balıklardan daha şanslıydım
çünkü bir kaç fiziksel çırpınışla
ebrumun kol koyların dalabilirdim
dediklerini gözden geçirdim
evet amk fazla gurur yaptık küçük emrah değil küçük kelebek olduk dönem dönem
yine dediği gibi kızı salladığım zamanlarda oldu
tamam sevgimi sürekli gösterdim onun için sürekli bişeyler yaptım
onu mutlu etmek için türlü taklalar attım ama
o ufak ayrınları gözden kaçırmamamı istemiş
bi de işi sürekli aynı yatakta yatmaya çevirmişim
sevgilisi olup yıllarca beraber yatamayanlar var evleninceye kadar onları düşün
elimi tutarken dizlerin orgazm olsun demek istemiş
ne bilim amk bir sürü tak yemişisiz işte ki bunları istemiş
hata benim herşeyi doğru yapıyor olduğuna inanmamdan kaynaklanıyor
geniş bakınca haklı olduğu konular var
diye düşündüm
kendimi biraz alıştırsam da hala sinirliydim bana o para muhabbetini yaptığı için
kalktım biraz daha balık tutmak için
sonra balıklar onları giblemeyip ebruyu düşündüğümü anladılar herhalde ki kancaya taktığım yeme tenezzül etmez oldular
bende toplanıp eve doğru gittim
kızlar yine toplanmış diğer köy kızları ile beraber
o kadar karının arasına kara murat girse yalan olur mantığı ile yanaşmadım yanlarına
bir kez ebruya baktım
o bu bakışımı kaçırdı
döndüm gidiyordum
kuzen kelebek yemek yemeyecek misin diye sorunca
tüm gözler bana çevrildi
utanıp başımla hayır diyebildim sadece
ebru bana bakıyordu bu kez
gülümsesem gülümseyecek
suratımı assam suratı asılacak halde bana baktı
olay mahalini hemen terk edip
köy meydanındaki binlerle 9 aylık oynamaya başladım
onlar avaralıktan 9 aylığı 90 aylık yapmışlar ama olsun sıkılmadan oynadık derken akşam oldu
eve gitme vakti geldi
beni kapıda ebru karşıladı
bi kaç tane olan merdiven basamağına oturmuş
beni bekliyordu
dondum kaldım onu görünce
baktım ok uzun sürecek o bekleyiş içeri geçmek için
yürümeye başladım
onun oturduğu yerden kalan boşluktan geçerken elimi tuttu
bir ayağım alt basamakta
diğeri üst basamakta
bir elim ebrunun ellerinde titrek
diğer elim kendine yer aramakta
aklım kalbim ruhum özüm gözüm
elimi tutanda da
ben nerdeydim
aşkın en ortasında
• *top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
gitsem kesin gol
ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
ebru bu duraksamadan faydalanıp
biraz oturur musun deyince
yoğun baskı sonucu topu taç a attım
yanına oturdum
ondan gelecek tepkileri bekliyorum
sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
oturduk öyle
bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
nefes alma şekli bile bişey söylemek anldıbına gelebileceği bir durumdaydık
-sıfır puanda mıyım hala dedi
aklı fikri oyunda amk hala
-5 puan falan dedim
-elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
elime kozları verdi
meydan geniş amk
o kadar da intikam yemini ettik
en azından biraz süründüreyim mantığı ile
-tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
-ben ebru dedi
-ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
-evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
burda beni acayip gibti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk -
82.
+2156Tümünü Göster
---gelmişsin hoşgeldin.ama git ebru
ben kimselere söyleyemedim ayrıldığımızı. dedim.arıldığımızı lafını söylerken yüreğime bişeyler battı.
sen git ben uygun bir dille anlatırım başka bir sebebten ayrıldığımızı.
buraya geldiğinde seni gibtir etmememin sebebi annemle beraber oturup ağlamak istemememden dolayıydı.
beni üzdün. kalbimi kırdın.
ama ben sevdiklerimi senin kadar kolay üzemem
çok büyük yemin ettim senden o söylediklerinin intikdıbını almak için
buraya gelerek intikam almamı da kolaylaştırdın.
senin gibi birisi olsaydım.
biraz yalvartıp özür dilettikten sonra
yıllardır senin yaptığın gibi seviyor gibi gözükür
ve sen bana iyice aşık olduktan sonra beni deli gibi sevdiğini gördüğüm anda
senin bana yaptığını bende sana yaparak intikamımı alırdım.
beni züt gibi ortada bıraktığın gibi bende seni bırakırdım.
kim bilir belki bilerek başka bir kızla yakalanır
belkide senden yüz puan alınca
nikah masasında
evlenmek istiyor musun diye sorduğunda
hayır kocaman sıfır diye tüm sülalene ve tanıdıklarına rezil ederdim.
ama ben o geçen 5 yılın kusura bakma küfür etcem
dıbına koyim ki
çok sevmişim seni
deli gibi sevmişim
yıllarca köpeğin olmuşum gönlünün kapısında
bilmediğim duyguları sen yaşattın
kalbimin kan pompalayan bir organdan ibaret olmadığını ispatladın
gidecek tek yerim
düşünecek tek şeyim oldun
çok mutlu ettin beni
ben sevgiye muhtaçken sen çıktın karşıma
hiç balonu olmamış bir çocuk gibiydim seninle tanıştığımda
elime bir balon tutuşturdun
yıllarca heyecanla taşıdım o balonu
aşkın çocuğuydum
nerden bilebilirdim ki balonların bir gün hemde birden bire patlayacağını
ama yine de sağol
sen olmasan belki de hiç balonum olmayacaktı
5 yıl boyunca balon mutluluğu yaşattığın için
kıyamadım sana
git bi daha da gelme
varsın bu aşk benim evim arabam olmadığı için bitmiş olsun
biraz üzülürüm
sonra geçer mi bilmem ama
sahip olduklarıma razı birisi ile de evlenerim
bu arada çok konuştum verdiğim para yeterli gelmeyebilir bu kadar konuşmaya ama borcum olsun çalışır öderim
yarın sabah git ebru. dedim
ayağa kalktım
arkamdan
beni dinlemeyecek misin
dur
gibi söylemlerine hiç aldırmadan yürüdüm gittim.
**duygular yalan mı lan yoksa
hani nefret ediyordum amk ondan
hani ağzına iyice sıçıp gibtir git lan diyecektim
ne oldu amk bana
sadece git diyebildim özetle
nasıl bir insana nefretle git derken
kalbim kal nolursun diye yalvarıyordu ki
aşka nefret nefrete aşk karışınca mı bomtak oluyor insanın kalbinin tadı
dur lan kelebek gitmesin amk dedim kendime ayaklarımı frenlemeye çalışarak
ama inadım giblemedi bile kalbimi
yürüdüm
arkama bakmadan bir gölge hissetmek istedim gelsin arkamdan diye ama gelmedi
durdum geri baktım
yüz üstü otururken
belini büküp ellerini yüzü ile yer arasına koymuş
sırtındaki nefes alışlarından ağladığı belli oluyordu
beni tutan şeyin ne olduğunu bilmiyordum ona koşup ağlama dayanamam demek için
onu orda öyle bırakıp gidemezdim ama yanına gidip ağlama da diyemezdim
hem onsuz eve dönmek
bana ebru ile ilgili yöneltilecek bir sürü soru anldıbına geliyordu
oturdum bekledim onun ağlamasının geçmesini
uzunca bir süre öyle uzandı kaldı
bir süre sonra ağlamıyormuş gibi gözüküyordu ama
ağlamanın etkisi aldığı derin nefeslerden belli oluyordu
2 saat kadar oturdu
yüzünü arkasına bile dönmeden
arasıra göz yaşlarını silerek
arasıra uzanıp arasıra oturmaya devam ederek
sonra kalktı
o kalkınca bende kalktım biraz daha ilerledim ve onu beklemeye başladım
bana 5 mt mesafeye yaklaşıncaya kadar bekleim sonra yürümeye devam ettim
-dinlemeyecek misin dedi
-hayır dedim
-peki sen bilirsin dedi
onu evin önünde kuzenler karşıladı
onlarla bıraktım onu
gülümsemeye çalışıyordu ama artık bi takluk olduğunu kuzenler de anlamıştı
ben yukarı çıktım girdim yatağa
hep peki sen bilirsin demesini düşündüm
fazla mı inat etmiştim acaba diye pişmanlık bile duydum
akşam üzeri kalktım yataktan yemeğin hazırlanma vaktine doğru da kaçtım evden kahveye
şansımdan masalar doluydu oyun oynayamadım
kelebekliği bırakıp sinek oldum masaya
amk vakit bir türlü geçmedi
eve gitmeme sebebim ne tak yiyeceğimi bilmediğimden idi
gitsem kiminle ne konuşacaktım ki tek konuşmak istediğim kişi ile yabancılığın arifesindeydik
gece saat 1 gibi eve gittim
herkes yatmış ışıklar sönük
oysa ben öyle istememiştim
en azından ebru uyanıktırda bir kere görürüm diye düşünmüştüm
eve gelince farkettim ki
hasgibtir lan pekekent bu saate kadar kahvelerde gez ondan sonra kız seni beklesin diye de dua et
amcıklık bende olduğu için sesimi çıkarmadım
bunları düşünürken kimseyi uyandırmayayım diye de sessiz sessiz hareket ediyordum ki
-kelebek diyen ebru sesinden dolayı
az kalsın donuma işiyordum.
aklım çıktı amk öyle böyle korkmadım
erkeklik takuna korkmamış numarası bile yapamadım şoktan dolayı
derin bir nefes aldıktan sonra
-evet yatmadın mı sen dedim
-görmeden yatmak istemedim. şimdi yatabilirim.iyi geceler dedi
sana da iyi geceler desemiydim ki.
demedim
önümü göremiyormuş numarası yapıp ışıkları yaksamda bir kez daha yüzünü görsemiydim ki.
açamadım
mal gibi gittim yatağıma yattım
uyu uyuyabilirsen
saat altıda köy dolmuşu köyden gidiyor
yok abi nefret bana göre değil amk basbaya gitmesin istiyordum
bana dediklerinin hepsini unutmuşcasına seviyordum onu
sanki annemden dayak yemiştim ama yine de anneme sarılmak istiyordum
uyumama çabalarım beni daha çok yordu
sabah kalktığımda ilk işim saate bakmak oldu ama saat çoktan 8 olmuş
sabah kalkar kalkmaz ağlanırmış kendimde gördüm
başka da bi tak yapmadım zaten yatakta kaldım
evde sesin kesildiği bir anda oltaları alıp çay kenarına indim balık avlamak için
sallıyordum ama boşuna amk balık yakalanıyordu çekmiyordum bile
aslında öylesine inmiştim boş boş oturmak için
balığı da bırakıp çayır bir yerde uzandım ana karnındaki çocuklar gibi dizlerimi iyice kendime çekerek
yayla bensizdi
ben onsuz
nasıl ağlayacağımı bile bilemedim
uzanırken sesler duydum
kafamı hafif kaldırıp baktığımda gelen iki kuzenimdi ama onları boşverip yanlarında yürüyen ebruya takıldı gözlerim
gitmemişti lan
kuzenler akşama balık yiyemeyiz böyle yatarsan diye dalga geçip beni teğet geçtiler
balık avlamaya onlar indi
ama ebru yanıma oturdu
-otobüsü kaçırmışım dedi
-yarın ben kaldırırım seni dedim
-yarında kaçırırım dedi
inatla ertesi gün demeye gerek yoktu anlaşılan sonsuza kadar kalacak gibiydi
-niye gitmedin ebru dedim
-annene sordum kalabilir miyim diye kal yavrum dedi. dedi
-tamam yarın ben giderim dedim
-bende gelirim o zaman dedi
-niye geliyorsun dedim.
-sen niye benim gittiğim yere sürekli geldin dedi
-hata yapmışım dedim
-biraz hata da ben yapayım o zaman dedi
-sen hata limitini aştın ama dedim
sessiz kaldı
bende konuşmadım
kızlar bu arada yakaladıkları balığı bize gösteriyordu
onların gülümseyen bakışına karşılık bile veremedik ikimizde
-hani hergün denize gidiyordum ya hep sen gelirsin de görürüm seni diye gittim. dedi
sesimi çıkarmadım ama yüreğime bişeyler battı
-evin altında beklediğinde çok yorulma diye ışıkları kapatıp uyuyor numarası yaptım. gidip dinlenmeni istiyordum ama her gidişinde de sana kızıyordum
bana çiçek vermeye çalıştığında sana dönüp öyle sarılmak istedim ki bir yerlerini kırarım diye korktum
biraz konuşabilir miyiz dediğinde sus sadece seni seviyorum de yeter aşkım diyecek oldum hep ama diyemedim
beni ne kadar sevdiğini hiç sorgulamadım
beni sevdiğini biliyordum ki zaten deli dedi
tüm bunları söylerken cümleleri tek tek kurdu.
her cümlesinde neden amk neden böyle yaptın bu oyun ne gibime madem demek istedim ama kendini nasıl olsa söyler diye kesmedim sözünü -
83.
+2154Tümünü Göster
• *evine kadar yürüdüm onun arkasından
o eve çıktı
bende kendi evime gittim biraz uzandım
bi kaç saat daha uyuduktan sonra
saat on gibi yine evlerinin önüne gittim odasının ışığı yanıyordu
bu evde olduğuna işaretti
-konuşmak isterseniz aşşağıda bekliyorum diye mesaj attım
-inmeyeceğim diye cevapladı
11.50 civarında
-+10 oldu. diye bir mesaj daha gönderdi
ondan alınan bu artı notlar gerizekalının birisinin bana aferin demesi kadar anlamsızlaşmaya başladı
inadım inat bekledim
saat 2 civarında odasının ışığı söndü
yarım saat daha bekledim
baktım bi gibim çıkmayacak yine
eve gittim saat 9 gibi kalkıp 9.30 da şort havlu hazırlanıp evlerinin önüne yine gittim
evde olup olmadığını bile bilmiyordum
-evde misiniz diye mesaj attım
balkona çıktı bana baktı geri girdi
yine deniz
yine konuşma tekliflerime olumsuz
3 gün böyle devam etti
o nereye ben oraya peşinden gittim
bıkmadım usanmadım
geceleri 23.50 civarında mesaj attı hep
puan 10dan 25 e kadar çıktı
onun odasının ışığı kapandıktan sonra bende eve döndüm
denizde sevdiği meyvelerden tabak yaptırıp gönderdim
hep çiçek verdim
• *3 gün sonra sabah ailesi ile beraber arabaya bindiler ve gittiler
üzerlerindeki kıyafetlere bakılacak olursa günü birlik bir eğlenceye gidiyorlardı
bu dimçayı aqua park şelale veya başka bir yerde olabilirdi
onları takip etmedim çünkü ailesi de vardı
-iyi eğlenceler yazdım mesajla
-cevap da gelmedi zaten
akşam üstü yarım saatte bir dolandım evlerinin önünden geldiler mi acaba diye
saat 7 gibi geldiler yukarı çıktılar daha da aşşağı inen olmadı 23.50 de yine mesaj geldi
5 puan kaybetmişim artık ne tak yediysem 20 ye düştü
ama pencereden kafa uzatıp orda olup olmadığıma bakmalar çoğaldı
1 saatte bir bakıyordu
gece 1 gibi yattı ben yine eve gittim
ertesi gün yine geldim
bekledim
denize gitmedi otele gitti
orda iki saat kadar durup eve döndü
eve dönüş yolunda
-biraz konuşabilir miyiz dedim
-işim var sonra konuşuruz dedi
dur giberim işini de seni de derdim o derece sinirlenmiştim artık ama
merak işte amk ne işi var diye ses çıkarmadım
takibe devam ettim
evine çıktı
bir saat kadar kaldı üzerini değiştirdi ve çıktı evden
bir saat diye buraya yazıyorum çok basit geliyor size belki ama
o bir saat beklemek ne kadar zor bekleyeniniz varsa bilirsiniz amk
iskele tarafına yürüdü
bir kız arkadaşı ile öpüşüp sarıldı
balıkçılar çay evine gittiler
bende orda bir yerde oturup çay sigara içtim paso
• *iki saat kadar oturdular
sonra kalktılar
şehir merkezine doğru yürüdüler
ayrıldılar kızla ebru tek yürümeye devam etti
benim onu takip ettiğimin de farkındaydı
önce ev tarafına yürüyordu ama sonra yolunu değiştirip yine iskele tarafına döndü
bizim ikimizin yerine doğru yürüdü
arkasından yaklaşıp
-biraz konuşabilir miyiz dedim yine
-hayır dedi
buna çok sinirlendim ama sesimi çıkarmadım
-neden konuşmak istemiyorsun günlerdir peşinde koşuyorum dedim
-buyur konuşalım kimsiniz dedi
-ben kelebek dedim
-ne istiyorsun dedi
-seninle tanışmak istiyorum dedim
-ne iş yapıyorsun dedi
-çalışmıyorum şu an dedim
-okuyor musun dedi
-hayır dedim
-araban var mı dedi
-hayır dedim
-evin var mı dedi
-hayır dedim
-neyine güvenip benimle tanışmak istiyorsun peki dedi
-pardon sizi birine benzetmişim dikkatli bakınca anladım kusura bakmayın dedim
yüzümü dönmem ile bir yerlere elim kırılıncaya kadar vurma isteğime engel olamadım
elim kırılmadı ama çok ciddi zedelendi
---kelebek diye koştu arkamdan elimi tutmaya çalıştı bişey var mı diye
elini çektim dokundurmadım elime
eve gittim
mesaj yazıyor sürekli
elin nasıl oldu
öyle demek istemedim
geleyim mi
bişeyin var mı
biraz konuşalım
kelebek yanlış anladın
ben 23 50 ye kadar sesimi çıkarmadım
23 50 de mesaj gönderdim
-eksi 100 ebru diye
sinirden ne tak yiyeceğimi bilemedim
bunun intikdıbını almak için yemin ettim
o mesajlara devam etti
ben telefonu kapattım
sabah da yaylaya gittim
yaylada telefon çekmez beyler bizim o zamanlar tabi
annenmle oturdum
balığa gittim
tutttuğum balıkları geri saldım
ağladım
sızladım
yattım
kalktım
kimseyle konuşmadım
annem haricinde
6 gün sonra akşam yaylaya gelen köy dolmuşunda bir misafirim vardı
**köy dolmuşunun akşam gelme vaktinde çoğu işi gücü olmayanlar toplanır
kim gelmiş ne getirmiş diye
biraz geç gelirse herkes meraklanır acaba bişey mi oldu diye
dolmuş durdu
benim de pek umrumda değildi
ben kendi derdimle meşkuldüm çünkü
dünya gibime bir şekilde yatıyordum
kız kuzenler ebruyu daha önce gördükleri
çok sevdikleri için
ben onlara ebrudan ayrıldık diyemedim
çünkü beni çok seviyorlardı ve benim üzülmemi istemezlerdi
annem de her zaman benim mutluluğumu isterdi
ona da anlatmamıştım geçen olayları
zaten kimseye gidipte şu bana bunu bunu dedi diye anlatmanın kendi zararıma olacağını biliyordum o dönemde
çünkü onlarda ebruya kızıp vay amk demek öyle diye sürekli
kalbimdeki acının altına odun atacaklardı
kendimde yansın sadece kendimi yaksın istedim o yüzden kimseye anlatmamıştım
arabadan inen kişi ebruymuş
misafir gelmiş
olaya geniş açılarla bakmak gerekirse
çok düşünüp taşınarak gelmiş olması gerekliydi
benim onu gibtir etme ihtimalimi bildiği için
cumartesi günü akşam gelmiş
normal bir günde gelse en fazla sabaha kadar kalabilir sabah 6 da giden aynı köy dolmuşu ile geri dönmek zorunda kalırdı
ama ertesi gün pazardı ve köy dolmuşları çalışmıyordu
bu demek oluyordu ki en erken pazartesi sabah gidebilirdi geriye
ben gelen kişinin ebru olduğunu kuzenlerimle konuşurken onun sesini duyunca anladım
gibimde bile olmayan dünya zütüme girdi birden onun sesini duyunca
benzetmişimdir sesini diye giblememeye çalıştım ama ne mümkün bas baya onun sesi amk -
84.
+2153Tümünü Göster
---bugün ne yapacaksınız diye tekrar attım
-o sizi ilgilendirmez dedi
-aslında beni ilgilendiren sizsiniz dedim
-ama ben sizinle ilgilenmiyorum dedi
-ilginizi çekebilmek için ipucu verir misiniz dedim
-rahatsız ediyorsunuz dedi
-rahat ettirmek için ne yapabilirim dedim
-mesela bidaha mesaj yazma dedi
-bidaha bölümünü silip tekrar gönderir misiniz mesajı dedim
-neden dedi
-ilerde sevgilim olunca neden mesaj yazmıyorsun diye kızarsın da ondan dedim
-ısrar -5 puan kendine ukalaca güven -5 puan dün gece koruma amaçlı eve kadar bırakma +3 puan kibar konuşma +3 puan. dedi
-ebru sıfırda bari kalsaydım eksi 4 e düşürdün dedim
-ciddiyeti bozma -10 puan dedi
güne eksi 14 le başladık
ben böyle aşkın amk arkadaş sinir oluyorum ama
malım ya bi yandan da gülüyorum amk
-özür dilerim hanfendi yazdım
saçları onun sevdiği gibi yaptım. jölesiz ama karışık
sakalları böyle güzel dediği şekle soktum
sevdiği t shirtlerden birini giydim
bunları yaparken farkettim ki aslında onun için özenmeyi ihmal etmişim bazen
evlerinin önüne gittim
bekledim belki çıkar diye
kimse yok
mesaj yazsam nerdesin diye eksi veriyor amk
gibe gibe bekledim
kimse yok
otelde çalışan bir arkadaşı aradım ebru geldi mi diye
otele uğrayıp denize geçti galiba dediler
kleopatra plajında ayağıma değmeyen kum kalmadı onu ararken ama bulamadım
ter bezlerim güneşle panpa olmuşlar cıvık cıvıklar amk sulandırdalar iyice muhabbeti
tekrar aradım olm denizde yok bu kız diye
otele yemeğe geldi dedi
dıbına çakim kelebek istikamet otel marş marş derdi ekşın olsaydı
öyle yaptım girişini görebileceğim yerde bekledim
o otelden çıktı
beni gördü ama gözlerini kaçırarak
peşinden denize bende yürüdüm
şezlonga uzandı
güneşleniyor hanfendi
o zütünü başını bronzlaştırıyor
biraz bekledim aslında ne tak yiyeceğimi bilmediğim için
o denize girmek için hareketlenince bende hareketlendim
vay amk beraber sevgili olarak yüzdüğümüz denizde ne tak olduğumuzu bilmediğim bir halde yüzüyorduk
yurtdışı türk erkeklerden oluşan bir grup ebruya asılır gibi oldu
bende onun peşinde dolandığım için aslında bende ona asılıyor gibi gözüküyordum
onlar uzaktan laf atmaya devam ederken ben yaklaştım yanına ebrunun
-merhaba beni hatırladınız mı dedim
-hayır dedi
-biraz konuşabilir miyiz dedim
-hayır dedi
offf çektim
bu arada kıyıya çıktı tekrar uzandı
gittim en sevdiği dondurmadan aldım iki tane birini uzattım
-bunu size aldım dedim
-teşekkür ederim istemiyorum dedi
-fikriniz değişir belki diye buraya bırakıyorum dedim
yanına bırakıp biraz uzakta ona bakmaya devam ettim
dondurmayı alıp turist çocuğunun birine verdi
vay ben bu karı kız tavlama sanatının zorluklarının ta amk
• *tamam hadi oyun oynamak istemişsin
belirli bir yaşta belirli bir zekadasın
yıllarca okudun kafan da çalışıyor
bu oyunu oynama isteğinin mutlaka bir sebebi olmalıydı
durup dururken kim sevdiğine beni yediden tavla der ki
benim için önemli olan da neden böyle yapmak istediğiydi
inat ettim amk ben bu işi çözecem diye
hiç konuşmadan ona sadece orda mı diye bakmak kaydı ile
ona hiç asılmadan sulanmadan yattım plajda
o denize girdiği zaman suya girdim ve onu takip ettim gözümle
son kez girdikten sonra eşyalarını toplayıp eve doğru yürüdü
arkasından bende gittim
yol kenarından bir çiçek koparıp uzattım almadı
-bir saniye konuşabilir miyiz dedim
-ne var dedi
-saati soracaktım dedim
telefonunun saatine bakıp saati söyledi
-teşekkür ettim
evlerinin önüne geldik
yine selamsız sabahsız eve girdi
bende eve gittim
duş alıp üstümü değiştirdim
gitmekle gitmemek arasında çok kaldım beyler
bir yanım gibtir et ne tak yerse yesin kendi oyununda diyordu ama
benim aklımda daha farklı düşünceler vardı
1.si aslında bana göre önemli olanı
bir gün bu aşk biterse kelebek yeterli değeri vermedi
peşimden yeterince koşmadı
benim bir isteğimi yerine getirmedi dedirtmemek için istediğini yapmaya karar verdim
-sizinle mutlaka görüşmem lazım diye mesaj attım evden çıkmadan önce
giblenmedim tabi
evlerinin altına geldim
• * -evinizin önünde bekliyorum diye bir mesaj daha yazdım ve onun beni görebileceği bir yerde oturmaya başladım
bi kere çıktı pencereye onu görür gibi oldum kayboldu yine içeri
saat başı mesaj attım inecek misiniz hala sizi bekliyorum diye
akşamı saat 7 den gece 11.50 ye kadar bekledim ne gelen oldu ne de mesaj atan
saat 11.50 de mesaj geldi
-aşşağı inmeyeceğim dedi
-nasıl olsa sabah inersin.. diye mesaj yazıp gönderdim beklemeye devam ettim
-+2 yazdı
o beni eksi 4 ten artı ikiye çıkarmıştı ama benim gözümde sürekli eksiliyordu
-98 kalmış. acelem yok dedim
mesaj gelmedi geri
bi o yana volta attım bi bu yana
ebrunun evin önü hapis oldu bana
gece 3 kadar bekledim tüm inadımla
kendi kendime dedim ne olur amk en fazla sabaha kadar beklerim
en azından görür onu ne kadar sevdiğimi de aşkı bitirirse benim vicdanım rahatta kalır onun ki hazırol
öyle de oldu sabah güneş doğuncaya kadar bekledim
2 kere polis durdu ne arıyon burda diye
kimliğimi gösterdim alanyalı olduğumu görünce bişey demediler ama burda durma dediler
birisini bekliyorum şehir dışından gelecek burda sözleştik diye kandırdım onları
tüm inadımla bekledim.
uyudum uyuyacam sürekli aynı yerde bekleyince ve yapacak birşey olmayınca
geçmiyor amk zamanı bir türlü
babası işe gitti kendimi yine farkettirmedim
saat 10 gibi evden çıktı
yine plaj modundaydı
onun peşinden plaja kadar gittim o plajda yerini aldı
sahte marka ürünler satan butiğin birisine gittim
bir adi şort bir de ucuz t shirt aldım
butikçinin verdiği poşete ayakkabı çorap kot ne varsa doldurdum
ameleler gibi yalın ayak plaja indim
bir şezlong bir şemsiye kiraladım ebrunun yakınlarında
hiç konuşmadım onunla
beni görmesini sağladım
şemsiyeyi ayarladım
havlusuz uzandım
çok geçmeden uyumuşum zaten
• *öğlenden sonra 3 gibi kalktım
kalkmama sebeb olan şey birisinin şemsiyenin ayarları ile oynuyor olduğunu farketmemdi
güneşte kalan kısımlarıma gölge etmeye çalışıyordu şemsiye ile
ayaklarından tanıdım ebru olduğunu
ama açmadım gözlerimi çok fazla
böyle bir şey işte amk
nefret etmeye başlarsın yaptıklarından dolayı
bir miligram merhamet görürsün tüm nefretini unutursun
o yerine geçtikten sonra
bir süre daha uyuyor numarası yaptım ama
açlık başıma vurduğu için kalktım
bir yandan açlık bir yandan susuzluk
bir yandan aşksızlık
kalktım yerimden
ona hiç bakmadan suya daldım
ıslak ıslak geri geldim
havlu bile yoktu amk kurulanacak
biraz uzandım
sonra büfenin birisine gidip
bişey söyledim yemek için
onu hızlıca yeyip geri geldim tekrar yattım
yüzüm ona dönüktü
gözlerimi hiç ondan ayırmadım
yarım saat kadar baktım ona ama o bana sadece bir kere baktı o da göz ucuyla
sonra denize girdi
çıktı
uzandı
kitap okudu
tekrar girdi denize ve akşam 5 gibi eve doğru yürüdü
arkasından elimde poşet ayaklarım çıplak yürüdüm
yine bir çiçek kopardım
peşinden koşup
uzattım
çiçeği aldı ama sağol bile demedi
-biraz konuşabilir miyiz dedim
ses etmedi -
85.
+2150Tümünü Göster
• *ebru kendine gelince evden beni aradı
nasılsın yorgunluğun geçti mi muhabbetinden sonra
aynı gece buluşmaya karar verdik
saat 12 yi geçtiği ve konuşabilmek için en mantıklı yer sahil olduğu için sahilde buluştuk
ilk birbirimiz tekrar görme anında
gülümser bir öpüşme ve sarılma kombosunu yaptıktan sonra
-sana telefonunu getirdim dedi(bana hediye aldığı ve askere gitmem sebebi ile onda kalan telefon)
aldığımız bir kaç meyve ve içecekle sahilde oturduk
bende fazldan bir heyecan vardı çünkü benim kafam evlilik tekflifindeydi
zaten sıkıntılı dönem geçmiş artık sevdiğimle sürekli beraber olabilme heyecanı da vardı
bunlara ilave olarak onun elini tutabilme
başını omzuma koyduğunda ona sarılabilme mutluluğu
sevdiğin kişinin seni de seviyor olduğunu bilme zevki vardı
sahilde otururken sessiz kaldık bir süre
aslında konuşulması gereken çok şey vardı
ama sorun nasıl lafa girileceğiydi
kimse lafa giremedi sustuk kaldık
ben ebruyu iki bacagım arasına almış
yere oturur haldeyken başını göğsüme yaslamış
bende onu kollarımla sarmış haldeydim
yüzümüz sahile dönük
ellerimiz birbirini ısıtır haldeydi
dudaklarımı arasıra onun saçlarından kurtarıp denk gelen yere öpücükler konduruyordum
arasıra özlemin baskısı ile karnını ağrıtacak kadar sarılıyordum ona
ellerimin ellerini tutmaktan terlemesine hiç aldırış etmiyordum
• *yanımda duran meyveden arasıra ebrunun ağzına tıkıyordum ama
çoğunu da ben yiyordum
saçlarını ellerimle okşadım
kulağının arkasından dökülen saçlarını bıkmadan usanmadan tekrar kulağının arkasına taktım
-ebru dedim
harfsiz bir şekilde evet anlamında midesinden konuştu
-ebru dedim
bana döndü sadece baktı
ben ona yaklaşıp öpünce
tüm vücudu ile bana döndü
o da beni benim istediğim şekilde öptü
-gidelim mi dedim
-nereye dedi
-bizim eve dedim
ses çıkarmadan ayağa kalktı
taksiye binip bizim eve gittik
sessizce benim odaya girdik
sabaha karşı 5 gibi onu evine bıraktım
herşey çok sadeydi
beklenen heyecan yok gibiydi
yada gizli tutuluyordu heyecanlar
-bana mesaj at kalkınca dedi
anlaştık
ben eve dönüp yattım
kafam karışık gibiydi
gibisi ne amk resmen karışıktı işte
herşey basitleşmiş gibiydi ona göre
sadece yapmamız gerekenleri mecburi bir şekilde yapıyor gibiydik
zoraki sevgililer gibi olmuştuk amk
• *ama ona olan sevgimden ve aşkımdan hiç şüphem yoktu
ben onu o kadar çok seviyordum ki aslında benim ne düşündüğüm değil onun ne düşündüğü benim için daha önemliydi
eğer o da benim gibi heyecanın gittiğini düşünürse işler taka sarabilir araya bir sogukluk girebilirdi
işin garip tarafı o kadar ayrı geçen yıldan sonra çekilen askerlik okul aradaki km den sonra
buluşmanın daha ikinci gününde herşey normalmiş gibi davranabilmekti
ben ise evlilik hayali kuruyordum
ama bu şekilde onun gözünde sıradan bir sevgili gibi hissettim kendimi
iyice emin olabilmek için bir kaç buluşmanın daha gerçekleşmesine karar verdim
mesajı attım
-aşkım nerdesin çok özledim buluşalım. gibi klagib liseli moduyla
-evdeyim nereye geleyim dedi
bir kafede karar kıldık
kafe öncesi evinden aldım
kafeye giderken elinden tutmak istedim
-sıcak kelebek dedi
-peki dedim
sonra dayanamadı yanlış anladım sandı herhalde kendisi tuttu elimi
-sıcak ebru dedim. gülümseyerek
-pislik dedi.ama bırakmadı elimi
cafeye oturduk
aldığımız kararlar bir süre ben çalışmayacağım
onunla zaman geçireceğim
planları yaptık
aspendosa gideriz olimposa gideriz.
dimçayına pikniğe gideriz
şelalelere gideriz
raftinge gideriz
bir süre plan
ben hepsine tamam eyvallah gideriz dedim de
para lazımdı gençler
• *cafedeki buluşma sonrası ebru o gece için annesine söz verdiğini ve bu gece buluşamayacağımızı söyledi
anlayışla karşıladım
o gece buluşmadık mesajlaşmalarda da
ne yapıyon ne ediyon geyiğini yaptık
gece telefonla aramamda ertesi gün arkadaşlarına söz verdiğini istersem benim de gelebileceğimi fakat sadece kızların olacağını söyledi
ona da eyvallah dedim
ben bu süre zarfında akrabalardan
param olmadığı gerekçesi ile geri vermek üzere borç paralar istedim
kardeşimden amcamlarımdan eski iş arkadaşımın birinden babamdan borçlar alıp
ebru ile geçirilecek güzel zamanlarda harcamak üzere cebime koydum
bir şekilde evlenme teklifi etmem konusunda net kararı veremiyordum
çünkü kendime baktığımda cebinde hiç parası olmayan
henüz bir işi bile olmayan
otele dönüp çalışsam 12 lerden önce karım olacak kişiyle beraber olamayacak olan birisiydim
böyle bir durumdayken
ebrunun karşısına çıkıp benimle evlenir misin desem
biraz hayalci
gerçekleri tam olarak göremeyen
duygu esiri bir teklif olarak görülebilirdi ebru için
bu durum ertelememe sebeb oluyordu ki
aslına bakarsanız ona teklif ederken alabileceğim bir tek taş parası bile yoktu cebimde
ebru arkadaşları ile buluşması sonrası
benimle buluşmak istedi
yanına gittim
sarhoş değildi içmemişti pek
ikimizin yerine gittik iskeledeki
ikişer birayla
• *ben doruktaydım beyler
tanışma hoşlanma ilk el tutma sarılma öpüşme sevme derken hayatımı onunla birleştirmeye hazır hale gelmiştim
bi şekilde ona belli etmem gerekiyordu bu durumu
-eee ebru ne olacak böyle halimiz dedim
-ne varmış halimizde dedi
-mutlu musun dedim
-evet çok mutluyum dedi
o sormadan ben söyledim
-bende çok mutluyum dedim
-eskisi kadar mutlu musun dedi
-eskiden bahsederken tarih versen dedim
-ilk tanışmamızdaki heyecanın var mı hala dedi
parmaklarımı açarak bir elimi öne doğru uzattım ve biraz titriyor numarası yaparak
-alkolden değilse hala heyecanlıyım bak dedim gülümseyerek
o sustu
derin bir iç çekti
o da elini uzattı ama alanya kalesi yıkılsa bile sarsıntıdan etkilenmeyecek kadar dümdüz duruyordu eli
mesaj açık ve netti
ben artık heyecanlanmıyorum
içime düşen korkudan dolayı fazlasını duymak istemedim
bu konulara girip heyecanım bitti kelebek demesinden korktuğum için kendimce espri yaptım
-şundan bir kaç fırt daha çek belki titrer ellerin dedim
-beni ne kadar seviyorsun kelebek dedi
bu soruyu sorma amacı benim kafamda
kelebek ben aslında ayrılmak istiyorum ama senin beni çok sevmenden dolayı ayrılırsak üzüleceğini bildiğim için sana katlanıyorum gibi geldi
-ölümden daha çok ,seninle olmak ve sensizlik arasındaki tüm karşılaşmaların sensizlik lehine sonuçlanmasından korkacak çok seviyorum dedim
sarıldı bana
kelebeğiim dedi
deliiiiim dedi
aşkııım dedi
• *bense yere düşmüş bir çocuk gibiydim bir kişi bana bakıp ah yavrum ne oldu dese ağlayacak kadar çaresiz ve hazırdım ağlamaya
tek duam yere düştüğümü kimse görmesin kendi kendime ayağa kalkıp hiç birşey yokmuş gibi devam edeyim di
-olur mu sence dedi
-ne olur mu dedim
-biz ikimiz dedi
-bi saniye soruyorum hemen dedim
olur diyor kalbim..ama şüpheci mantığımın cevabını vermek istemiyorum diye ekledim
-kalbin neye olur diyor kelebek dedi
ağzımı yüzümü gibeyim ki
-senden gelecek herşeye olur diyor ebrum dedim
-herşeye mi dedi
-evet herşeye dedim
-ya ayrılalım dersem dedi
derin bir sessizlik aldı beni
suratımda fatih terimin saçma sapan surat mimiklerinden oluştu
ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim
onun suratına bakamadım
çünkü yüzünde eğer varsa ayrılalım gerçekten kelebek ciddiyetini görmek istemiyordum
aşk penaltıyı işaret etti
kaleci ben golcü ayrılık
kalbim sessiz
beynim hangi köşeye yatayım derdinde
gözlerim kapalı şu gelirken
uzanan bir el ve gönlümün tek taraftarı ebrunun tamam şakaydı demesiyle
topun auta gittiğini anlayabildim
---bana bir daha böyle şaka yapma dememle ona sarılmam arasına sadece saniyeler girdi
bi kaç sıyrıkla atlattığım kazadan
birinin tamam geçti bişeyin yok demesini beklercesine sessiz kaldım
-benimle evlilik hayalleri kurduğunu hatırlıyor musun dedi
-evet ebru dedim
-şimdi bana dürüstçe cevap ver. sence hayalde mi kalır sadece dedi
-cevabı sende bu sorunun dedim
-istiyor musun dedi
-evet dedim
vay amk resmen o bana teklif etti.
biraz düşünmem lazım diye makara mı yapsamıydım diye düşündüm kendi kendime
-bir şartla kelebek dedi
-yapabileceğim bişey mi dedim
-daha önce yaptığın bişey dedi
-o zaman sorun olmaz emret dedim.. -
86.
+2149Tümünü Göster
• *gece içtimasını aldıktan sonra normalde uzanıp biraz dinlenmesi için odasına zütürdüğümüz yatağı istemedi
bizim yattığımız koğuşta boşta olan bir yatağın çarşaflarını değiştirtip
oraya yatacağını söyledi
haliyle kimse o koğuşta yatmak istemedi
üstünü değiştirip eşofmanlarla koğuşa geldi
çoğu kişi uyuyor numarası yapıyordu
taki patlattığı espiriye kadar
-dıbınıza çakim arkadaşlar eğer osuran olursa bütün koğuşu ayağa kaldırır
aynı osuruk kokusunu buluncaya kadar herkesi osurtuncaya kadar giberim ona göre.
osurmak isterseniz dışarı çıkın dıbına çakim arkadaşım dedi
miller krizlere girdi gülmekten böylece koğuşun çoğunun uyumuyor olduğu da bellli oldu
-dıbına çakim kelebek nerdesin dedi ekşın
-emredin komutanım dedim
-öğlen yemeğinde ne yedi bu askerler dedi
kuru fasulye değildi ama
-kuru fasülye komutanım dedim
-vay dıbına çakim depocu burda mı bana bir gaz maskesi getirsin dedi
gırgır devam ederken bir kişinin ayağının koktuğunu hissetti
tüm koğuşu kaldırıp ayak yıkamaya gönderdi
millet ayak yıkamadan dönünceye kadar o da hafiften kendinden geçip uykuya başlamıştı
ben içeri girenleri sessiz olmaları konusunda uyarırken
duyduğu bir kaç ses sonrasında
-dıbına çakim gözlerim kapalı ama gibim kalkık haberiniz olsun yatın dıbına çakim dedi
tık ses çıkmadan kimseden sabah oldu
ben sabah kalkınca koğuş kalk diyerek ekşını da uyandırırım aynı ses ile diye düşünüyordum ama
adam komutan amk benden önce kalkmış hazırlanmış bile
ekşınla olan son günümde
gün içerisinde bana teşekkür etti herşey için
bende ona teşekkür ettim
akşam içtimasına kadar bekledi lojman servisini kaçırma pahasına
sırf askerlere şu hikayeyi anlatabilmek için
---iyi dinleyin arkadaşlar dedi. dıbına çakimsiz
zamanın birisinde bir kadınla bir erkek birbirini çok sevmiş dıbına çakim
gel zaman git zaman evlenmişler
adamın annesi de onlarla yaşamak zorunda kalmış
zamanla gelin kaynana kavgası bunların arasında da başlamış
aralarındaki anlaşamamazlık nefrete dönüşmeye başlamış
kadın kocasını çok seviyormuş
onsuz yaşayamayacağını biliyormuş bu yüzden kocasına gidip
bir çare istemiş
adam bir yanda can veren anası bir yanda canını vereceği olunca ne yapacağını bilememiş
doğal olarak bir çözümde bulamamış
bulacağı çözümde bir tanesinin kalbini kırmak gerekiyormuş çünkü
kadın çözüm bulup sadece kocası ile mutlu bir hayat yaşamak istediği için çözümü bulmaya kararlıymış
ne yapsam ne etsem derken bakmış çözüm yok
kayın validesini öldürmeye karar vermiş
bu yüzden iksirler hazırlayan bir ermiş in yanına gitmiş
durumu anlatmış ne yapabilirim diye de sormuş
ermiş kişi.. sana bir zehir vereceğim
bunu kayın validenin yemeğinin içine hergün damlatacaksın
3 ay sonra ölür
yalnız bu süre zarfında kayınvalidene iyi davran ki kimse senden şüphelenmesin demiş
kadın zehiri alıp
yemeğin içine atmaya başlamış
yedirebilmek içinde
kayın validenin sevdiği yemeklerden yapmaya başlamış
eve gelen misafirler ve komşular şüphelenmesin diye de bir dediğini iki etmemiş kayın validenin
bu durum kayın validenin hoşuna gitmeye başlamış
gördüğü ilgi ve alakayı karşılıksız bırakmamış
o da gelinine iyi davranmaya başlamış
o ona iyi o ona iyi olunca nerdeyse panpa olmaya başlamışlar
ama bu olaylar iki ay sonra olmaya başlamış
kadın her gün zehiri attığı için pişman olmuş ve ermiş kişinin yanına koşmuş
bana lütfen bir panzehir ver ben artık onu öldürmek istemiyorum çok iyi birisiymiş aslında demiş
ermiş kişi
aynı şişeden bir tane daha uzatmış
al bunu kullanmaya devam et
bu zehir değil yaşlıların bünyesini güçlendirici birşeydi zaten demiş..(anlattığı iki hikayede anonimdir)
• *dıbına çakim anladınız mı arkadaşlar dedi
çoğu kişi gibi bende anladığımı belirttim
-kısacası beni nasıl giberseniz bende sizi öyle giberim..her gece o koğuşta ben yatıyormuşum gibi davranacaksınız anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
-emredersiniz dedik hep bir ağızdan
-zaten kelebek askerliği bitirdiyse hepiniz bitirirsiniz dıbına çakim diye de bana yine takıldı
yokluğunda teskere alacakların hepsi ile tek tek vedalaştı
benimle vedalaşırken gözlerim doldu
o güldü ama
gülmek istemediği belliydi
bir senemi peşinde koşarak harcadığım bir insandan ayrılacaktım
üç günlük basit bir huurdan bile ayrılırken için burkuluyorken insanın
adam gibi adamdan ayrılmak futbolu jübile ile bırakmak kadar acı vericiydi
ben arkasından odasına kadar takip ettim
odasından çantasını alıp
peşinden tabur sınırına kadar onunla yürüdüm
-ben taşırım dıbına çakim desede vermedim el çantasını
-tamam dıbına çakim gelme başka sana başarılar dilerim sivil hayatında dedi..
elini çantaya uzattı ben çantayı vermek için bir hamle bile yapmadım
galiba bir kez daha sarılmak istiyordum gözlerim harbiden dolmuştu
bir kez daha dıbına çakim dese diye bekledim
-allah gerçek sevdiğine veda etmek zorunda bırakmasın kelebek dedi. dıbına çakim yoktu arkadaşım yoktu. asker arkadaşımmış gibi
benim için duasını etti ve gitti
ben sağol bile diyemedim
geri kalan günler yatış şeklinde geçerken
sağduyulu askerler yanlış yapmaya çalışan askerleri uyardı
sevinç ve heyecan doruk noktaya çıkmıştı
birazdan tüm sezonun mücadelesi bitecek ama kupa yerine bir kağıt vereceklerdi elimize
15 ay bitmek üzereydi
osuruktan asker arkadaşı olduğunu sananlara sahte telefon numarası
ve sahte adresler verdim
alanyaya gelecem mutlaka seni görecem
tatil için gelsem bana yardımcı olurmusun diye soranlara
olmam arkadaşım kusura bakma dedim
ne gerek var amk fazla fazla yalana
askerlikte alışamadım sana neden sivilde de bir şans vereyim ki
ankara izmir konya yurdum köşelerine işim düşerse mutlaka ara diyenleri de samimi bulmadığım ve sadece lafta kalacağını bildiğim için gibime takmadım
ekşına giderken bir mektup yazdım
içinde bol bol teşekkür olan
ve başarılar dileklerimin bulunduğu
• *diğer komutanlarımla da vedalaştıktan sonra
sabah içtimasında bölükteki arkadaşlarla vedalaştıktan sonra
nizamiyeden dışarı adım attığımda ilk dediğim şey
vay amk bitti lan askerlik oldu
sabiha gökçen ordan antalya ordan alanyaya geçtim
aslında direk ankaraya gitmek isterdim
ama ebru ile o konuda konuşmuştuk
yogun sınavları sebebi ile ben onun sınavları bitirmesini bekleyecektim
alanyaya gelip
bir kaç el öpme
geçmiş olsuna a gelenlerden sonra tek yaptığım şey
mal mal etrafta dolaşıp sivile adepte olmaya çalışmak oldu
askerlik bitmişti ama benim adam edip edemediği tamamen muammaydı
ebrunun son sınav günü ebrunun babası ile ankaraya gittik
yol boyunca benim askerlikten konuştuk babası ile
aynı zamanda bana ne zaman işe başlayacağımı sordu
bende biraz dinlenmek istediğimi söyledim
anlayışla karşıladı ve her zaman beklerim diye de belirtti
yurdun önüne parkettiğimizde gördüm ebruyu uzun zaman sonra ilk defa
karşımda okulu bitirmiş bir sevgili
karşısında askerliği bitirmiş bir sevgili vardı
ayrı kalmak zorunda olmayan iki sevgili vardı artık
önce babası ile sarılmasına müsade ettim
sonra bana doğru yürümesini bekledim
-merhaba mimar hanım dedim
-merhaba teskerelim dedi
okul yoktu askerlik yoktu
artık bizi ne ayırabilirdi ki
babası sebebi ile ahım şahım bir sarılmadık
ebru yurttaki eşyalarının çoğunu arkadaşlarına bıraktı
diğerlerini arabaya aldık
ankarada bir yemek sonrası alanyaya doğru yola çıktık
ebru sınav için geç yatıp erken kalkmasından dolayı
arabada uyuya kaldı
bende bu sırada artık evlenme teklifi etmeliyim diye düşündüğüm için planlar yapıyordum
planlarıma arasıra ebrunun babasının sorduğu sorular sebebi ile ara versemde alanyaya kadar devam ettim
ama hiç bir plan hoşuma gitmedi şöyle düzgün bir evlenme teklifi yapmam lazımdı
ama doğru zamanda yapmak daha da önemliydi
ebru arasıra uyansada alanyaya kadar randuman alamadık ondan yorgun olduğu için
onlar beni eve bıraktıktan sonra
ebrunun beni aramasını bekledim
bu sırada hala düşünüyordum nasıl bir evlenme teklifi yapabilirim diye -
87.
+2138Tümünü Göster
• *babasını aradım ebrunun
normal nasılsın muhabbetinden sonra
laf aralarında tekrar tekrar sordum herşey yolunda mı diye
evet amk hiç bi tak gözükmüyordu
adamın olaylardan bile haberi yok gibiydi
aynı gün akşam ebruyu tekrar aradım
nasılsın sorularımda yine soguk cevaplar verdi olayın detayını hiç anlatmadı
-ee sen nasılsın diye bana döndürdü muhabbeti
-hiç iyi değilim dedim
-neden dedi
-nedeni anlatması gereken sensin ebru dedim
-ben iyiyim beni merak etme dedi
-başka kim var merak edilecek bende ki dedim
-ne bilim anneni et babanı et dedi
-seni merak etmemi istemiyor musun dedim
-üzülmeni istemiyorum dedi
-üzme o zaman sende mutlu ol dedim
-ol demeyle olsa keşke dedi
-lafı uzatma ebru demek istediklerini söyle bekliyorum dedim
-konuşuyoruz işte daha ne diyim dedi
-şimdi iyi değilsen sonra tekrar arayayım dedim
-aramana gerek yok dedi
-aramayayım mı hiç dedim
bişey demedi
peki sen bilirsin desem o telefon kapandıktan sonra gibe gibe yine arayacağım için demedim
-ben geleyim mi izne dedim
-kışın kullanırsın dedi
-tamam yanına gelirim ama dedim
-tamam dedi
• * o tamam bile mutluluk vericiydi korkularıma
-hasta mısın ebru dedim
-yok iyiyim merak etme dedi
bu tarz konuşmalar 1 hafta sürdü
ben hala neler oldugunu çözememiştim
bir hafta sonra terhise gidecek olan üst devrenin birisinden cep telefonunu aldım
artık işi mesajlaşmaya dökmem lazımdı geceleri çünkü bi sorun vardı amk
ama normal konuşuyordu sadece
seni seviyorumlara tek cevabı bende idi
o bana demiyordu seni seviyorum diye
her kurdugu cümlenin sonuna aşkım koymuyordu
gündüzden içmeye karar verdik
taburun kamelyasında gece içtimasından sonra içecektik
benim kafam içmeye gerek kalmadan sarhoştu zaten
çözememiştim ebrudaki sorunu bir türlü
bir asker daha vardı bizimle gelmek istiyordu içmeye ama
bizimle gelenlerden birisi gibtir etmiş bunu çok konuşuyor diye
harbidende tam bi yavşaktı çenesini gibtiğim
içtima sonrası
kamelyaya indik
gündüzden ayarlanmış içkileri plastik bardaklara doldurduk
ben üzülüyordum öyle kös kös
ilk bardagı direk içtim
ikinciye yudum yavaşça
üçüncüyü içerken kafamdaki yıldızlar
içeri giren ilk kişinin yıldız sayısını takıldı
her taraf yıldızdı omzunda
tabur nöbetçi subayı beyler
tabur nöbetçi astsubayı
uzman çavuşu
nöbetçi astsubaya emir verdi komutan
ne içiyorlar bak dedi
alkollü komutanım dedi
• *bir kişi 4 kişiyi nasıl pert eder o gece anladım
bizim karşılık verememizin de etkisi vardı tabiki
uzman çavuşla revire gittik alkol kontrolü için
sadece ağızdan koklayarak alkollü oldugumuz kanaatına geldi
tabura dönüp sabaha kadar tek ayakta bekledik
sabah nöbet devri esnasında ordaydık
vukuat vardı
ekşın beni gördü
bişey demedi odasına gitti direk
herşey bir anda yayıldı tabura
sabah içtimasına çıktık
tabur komutanı
o alkolik pekekentler buraya gelsin dedi
tüm tabur önünde işfa etti bizi
saydı sövdü iki tanesi de kendi habercisiydi yakalananların
ben ekşının suratına bile bakamadım
hiç birşey demedi bana
konuşmadı bile amk
ne odasına çağırdı sayıp sövdü
ne de dövdü
hiçbirşey demedi
bizim savunmaların alınmasına bölük astsubayı yardım etti
sonradan öğrendik ki bizim çağırmadığımız asker uyuz olmuş
muhabereye gidip kışla komutanı numarasını istemiş
zaten burdan anladık gammazlandığımızı
kışla nöbetçi amirliğini arayıp
taburun kamelyasında içki içildiğini söylemiş
ordan bizim tabur aranıp gidin bakın emri verilmiş
hemen cep telefonunu çöpe atarak imha ettim
bi de ondan yakalanmayayım diye
ebruyu arayıp durumu anlattım
-aferim iyi yapmışsın diye kızıp kapattı telefonu görüşürüz dedi
ben hergün aramaya devam ettim tek konuşulan konu ne oldu idi
savunmaları vermek uzun sürdü
bölük astsubayı bize çok yardımcı oldu
örnek vakalar araştırıp alınan cezalardan bahsetti
nasıl savunma yazmamız gerektiğini söyledi
dosyalarımızı bir ayda hazırladı
yani ne kadar geç olursa o kadar iyi diye
bu sırada taburda adımız alkoliğe çıktı
haliyle başka hiç bir vukuata karışmadığımız gibi
gider yapıp dalga geçen askerlere bile fazla diklenmedik
o bine de hiç dokunmadık bizi gammizledi diye sırası vardı çünkü
kendi aramızda planı yaptık 4 ümüz
ne diyeceğimiz nasıl soktugumuz
ne kadar içtiğimiz konusunda
ebru da bu arada ankaraya okul için çoktan dönmüştü
onu davet edemiyordum çünkü çarşı sadece beşiktaş tribünlerindeydi artık bizim için
ekşın bana makara yapmıyor
dıbına çakim kelimesini bile dinlemiyor
kulağım hep onun odasında bana seslenir mi diye beklerken
bizim dediği şarkımız çalınca onu atlatıyordu
çayını almaya kendisi gidiyor
bazen ben dururken yazıcıya birini çağırmasını istiyordu
ebru ile de aramız gittikçe soguyor
telefonlarımın bazılarına cevap vermiyordu
izin alıp yanına gitmem gerekiyordu ebrunun ama ekşından izin almaya zütüm yemiyordu
bitiyordu lan resmen ilişkimiz
gitmem lazımdı amk
suç üstüne suç işleyip bi de firar mı etseydim amk
cep telefonu kullanmadığım için geceleri de mesajlaşamıyorduk
hala sebebini bilmediğim bir sogukluk vardı
telefonda her soruşumda bişey yok diyordu
konu kapanıyordu
hiç izne gelicek misin diye sormuyordu
hiç özledim demiyordu
bende aramayı azaltmaya başladım
hani özler mi merak eder mi bir sonraki aramamda biraz daha sıcak davranır mı diye yok amk
sonra yine mecburen aramaya devam ettim
az da olsa hissettiğim sevgisini duymak için
bomtak bir hayat olmaya başladı
geçen günler iyice geçmez oldu
aklım mahkemede ne olcak ebruyla ne olcaklardaydı
ilk mahkeme 45 gün sonra olduı
ifadelerimizi aldı
bir tane asker ailevi sorunları nedeni ile pgibolojik ilaç kullandığını söyledi
bir tanesi hiç içmediğini iddaa etti
ilaç içtiğini söyleyenin doktor raporunu
içmediğini söyleyen içinde revirde kontrol eden doktoru mahkemeye davet ederek 45 gün sonraya salladı mahkemeyi
ilk mahkeme sonu ekşından izin istemek için kapısını çaldım
-bir maruzatım vardı komutanım dedim
-söyle dedi bana bakmadan
-uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim
-izin yok bu hafta çarşıya çık dedi
-komutanım dedim lafımı keserek
-çıkabilirsin dedi
resmen gibtir etti beni
ebruyu tekrar aradım
istanbula gelebilir misin hafta sonu dedim
-başka arkadaşlara söz verdim haftaya geleyim dedi
hangi arkadaş amk ne sözü sinirlendim zaten doluydum amk hem izne çıkamıyorum hem askerlik tak gibi
sevgili sevgili olmaktan çıkmış amk günleri geçmiyor
-bu hafta gelirsen gel gelmeyeceksen bir daha da gel demem dedim
-tamam gelmem bende dedi
-tamam gelme kendine iyi bak dedim kapattım telefonu
gittim bir kenara oturdum iyice ağladım
içimdeki sinir biraz azaldı
hafta sonu geldi
ekşının nöbetçi oldugu gün çarşıya çıkacaktım
çarşı defterim imzalanmış herşey hazırdı
herkes çıktı ben astsubaya rahatsız oldugumu söyleyip çıkmadım
öğlen yemeği esnasında ekşın beni gördü
-neden çıkmadın dedi
-rahatsızım komutanım dedim
-odama gel yemeğini yeyince dedi
-emredersiniz dedim
yemeği yedik
odasına çıktım
-niye çıkmadın dedi
-biraz rahatsızım dedim
-izin mi istiyorsun dedi
-hayır komutanım artık istemiyorum dedim
-tamam evraklarını hazırlat pazartesi git dedi
-gidecek bir yer kalmadı komutanım dedim duygulanmış bir şekilde
-niye dedi
-biz ayrıldık komutanım dememle ağlamam aynı zamana denk geliyordu
-otur kelebek dedi
karşısına oturdum
cep telefonunu çıkardı masaya koydu bana dogru biraz uzattı
kalktı gitti odadan
kapıyı kapattı çıktı ben ayakta kaldım ona saygıdan o kalkarken kalktıgım için
git demediği için
o gelmeden gidemeyeceğim için oturdum kaldım orda bir saat
geri geldi
telefonuna hiç dokunmadığımı gördü
-çıkabilirsin izinlisin git yat dedi
koğuşa çıktım öküz gibi uyumuşum
sabah içtimasından sonra ebruyu tekrar aradım
sadece nasılsın iyi misin diye sordum
hiç bişey yokmuş gibi iyiyim sen nasılsın dedi
-bende iyiyim dedim
mahkemeden haber var mı diye sordu
yok dedim
-bu hafta geliyorum istanbula dedi
-iyi kiminle dedim
-yalnız dedi
-hayırdır ne yapacaksın dedim
-sevgiliminle görüşeceğim dedi
-iyi geçer inş dedim
-hayırlısı inş izin alabilir dedi
-çalışıyor mu dedim
-yok asker dedi
bi dakika lan benden mi bahsediyordu amk
-ismi ne dedim
-kelebek dedi
efendim demişim amk heyecandan -
88.
+2147
zaten öküz gibi böğürerek veriyordum komutları
daha yüksek sesle vererek devam ettim basit komutlara
-dıbına çakim ekşın kat şu olaya yat sürün bi taklar ye gibim bile kalkmadı daha dedi
askerler karnını tutuyor amk sessiz gülecez diye
tamam amk dedim madem ekşın eğlenmek istiyor askerlerde eğlenceye hazır o zaman başlasın gırgır diye
ard arda seri komutlar vermeye başladım
yat deyip nizami bir şekilde yattım
sürün deyip nizami süründüm
şınav vaziyeti alıp şınav çektim
bunları yaparken ekşın devam etti makaraya
-biraz hareketlenme var dıbına çakim hadi az kaldı orgazma dedi
askerin birisi gülmeyi abartınca
-dıbına çakim arkadaşım sen tiyatroyu yatarak izle dedi
bu sırada diğer komutanlarda ekşının benimle makara yaptığını bildiği bir tane üstteğmen de iç bahçeye indi
yanına yaklaşıp durumu sordu gülerek
-üsteğmenim fazla yaklaşma boşalmak üzereyim dedi
millet kırılıyor amk gülmekten
kendi kendime verdiğim komut
-istirahat et oldu
hiç birşey olmamış gibi olduğum yere oturdum resmen dinleniyorum
ekşın bana bakıyor garip garip
amk sanki por no izliyordu da elektrikler kesildi o derece eli gibinde kaldı adamın
onun fantazilerine kurban gitmemek için kendimi parmaklamaya devam ettim onun tabiriyle
resmen kendi kendimi perişan ettim yat kalk sürünlerle
imdadıma öğle yemeği yetişti
amk bu part kadar komedi içeren bir yazı ben görmedim gibeyim kopyalama yerine okuyup seçmeye başladım sinirlerim bozuldu -
89.
+2145Tümünü Göster
• *kısa bir sessizlikten esnasında
olay mahalini inceledim
ne oluyor amk burda dercesine
herşey home party stilinde hazırlanmış
içkiler mezeler çerez falan
kim kimin manitası bilene aşk olsun zaten
çoğu turistlerden gördüğüm tarzda entel dedikleri cinsten
belli ama amk adamlar okumuş
çenesi gevşeğin birisi
eeee diye başlayan sıkıcı sorulardan bir tane sordu
daha da ardı arkası kesilmedi
sıkıldım tabi haliyle
her cevabımı yavşak bir gülümseme ile süslemek zorunda hissediyordum kendimi çünkü
konu burda mı kalacaksınıza geldi
evet cevabına
binin birinin aklı sıra yaptığı
-ben yıllardır yalvarıyorum bir gece müsade etmediniz burda kalmama aşk olsun esprisi ile muhabbet başka yerlere kaydı
komik değildi bana göre ama işe yaradı amk benim üzerimdeki yogunluk azaldı
kendi aralarında şakalaşırken ben ebruya aç oldugumu söyledim
beni takip et diyerek mutfaga zütürdü
mutfakta sarıldı
-ne yemek istersin aşkım dedi
-sen yedin mi dedim
-evet dedi
-tamam bende aç değilim o zaman dedim. bensiz yediğine kızdığım için
yine de koydu önümebi kaç tabak yanıma oturdu
aklına yeni gelen soruları sordu
-nasılsın? askerlik nasıl? mahkemeden haber var mı? annele görüştün mü?
biliyor mu burda oldugunu gibi
• *diğerlerine normal cevap verip
-annem burda oldugumu bilse kızar bana neden gelmiyorum diye dedim
-tamam ben içeri geçiyorum dedi
içeri geçme sebebi belli amk dedikodu dinleyecek millet benim hakkımda ne düşünüyormuş onu öğrenecek
bende içeri geçtim
-oo barmenmişsin hocam ne içelim ne tavsiye edersin dedi
-bugüne kadar nelerden hoşlandın dedim
gittiği barlarda içtiği yada sağdan soldan duyduğu kokteylerin ismini söyledi
bana cevap hakkı düşmeden herkes barmenmiş gibi yok o da güzel bu da güzel diye fikirlerini söyledi
benimde canıma minnet zaten
-basit yapabileceğimiz bir kokteyl var mı dedi
-tatlı mı ekşi mi dedim
bş kaç kişi tatlı diğerleri ekşimsi bişeyler istedi
ikisine de birer kokteyl tarifi verdim basit yapabileceği
kendi aralarında ki konuşmaları bana göre çok uyuzdu
biri salakça fikrini söylüyor sonra topu başkasına atıp sen ne düşünüyorsun diyordu
zaten konuşma tarzları ekşiciler gibi amk uyuz uyuz. çok bilmiş tarzında
gidin desen kimi nere kovuyon gibe gibe katlandım
bana sorduklarına cevap verdim
fazladan soru sormadım hiç
bana laf sokmaya çalışan olmadığı için bende onlara bişey sokmak zorunda kalmadım
sadece barmensin bira içiyorsun şaşırtıcı dedi birisi
-evet haklısın erkek olup erkekle konuşmak kadar garip değil mi dedim
muhtemelen anlamadı hiçbirisi belki sonra sonra anlamışlardır ne demek istediğimi
ben binlerden şişe çevirmece tarzında bir oyun beklerdim ama
iyi ki oynamadılar sadece içip içip konuştular
bazıları erken ayrıldı
kalanları da ev sahibi kızlar kovaladı belirli bir saatten sonra yarın görüşürüz diye
biz konuşmaya devam ettik ebru yanımda bana yaslanmışken
kızlar da müsade isteyip gittiler odalarına
ebru başbaşa kalmayı bana teşekkür ederek
hem geldiğim için hemde arkadaşlarına iyi davrandığım için
sorun değil yatalım mı dedim
-hastayım kelebek dedi
-tamam işte yatalım hadi dedim
yatağa geçtik bi kaç öpüşme sarılma derken
sabah kalkıp kızlarla beraber kahvaltı yaptıktan sonra
---nereye gitmek istersin dedi
-sen bilirsin dedim. imalıca
-hadi çıkalım karar veririz dedi
-okulun yok mu bugün dedim
-bugün yok dedi
olaylar ne yapsak ne yapsak derken
bir yere oturup konuşma
bir yerde yemek yeme
yapacak hiç bişey bulamayıp sinemaya gitme
sonra bişey içip eve geldiğimizde
sanki param olsa hepsini ben ödeyecekmisim hissi veren cebimdeki paranın ciddi miktarda azalışı
hani ebru hadi kelebek işine bak dese
ankarada beş parasız asker başıma kalacaktım
sonra tek yol hale gidip kamyoncunun birisiyle züt karşılığı alanya istikametine gitmek olurdu herhalde
izin kritiği yaptığımda farkettim ki
aslında acınacak haldeyim
herkese göre göreceli olan aşkın peşinde koşarken
kendimi bıraktığım yerlerin farkında değilim
resmen her konuda bir kızın eline bakıyor haldeyim
hiçbir şeyde naz yapma lüksüm kalmamış
ne param var aldığı şeylere ben bunu yemem şunu isterim diyebiliyorum
ne de züt var ebru ben bu hayatı kabul edemem ben gidiyorum diyebiliyorum
ne tak yersem yiyeyim ebru her zaman iki bir önde
aşk artı para onda oldugu için
yakında bu skora eğitim de eklenecek
3 1 den sonra maçı berabere getirebilmek için
aşka attığım bacak arası golün 3 gol değerinde olması gerekecek mahalle maçlarında oldugu gibi
• *kahvaltı için ekmek alımına beni görevlendirdiler
co-görevli ise ebru oldu
buz gibi havada yeni yağmış kar'ı ayakla tekmeleyip biraz havaya biraz da ebrunun bacaklarına doğru gelmiş olmasının
ebru da yarattığı etki kar'ı gayleştirip üzerime fırlatması şeklinde oldu
bir kısmını elimle sıyırıp yoluma devam ederken
ikinci hamleyi de yapmasına yine ses çıkarmadım
ebru kartopu oynunu oynamak için çok hevesli gibiydi
ama ben bu oyun için incinin jane'i gibi çok sıkıcı bir karektere büründüm
hiç karşılık vermeyerek
amacım sıkıcı olmak değil onun hastalanmasından korkmaktı
ekmeği alıp geri dönerken atmaya devam etti
ben ses çıkarmadıkça olayı abarttı
karı avuçlayıp boynumda aşşağı bırakmaya kadar gitti olay
biraz silkelenip yıkılmadan yoluma devam etmeye çalışırken
ebru benim önümü kesti karşımda durarak
yere eğilip yol kenarında birikmiş kardan bir avuç alarak
elime bıraktı
sonra yine eğilip
bir avuç daha aldı
doğum günü pastasını suratıma yapıştırır gibi yapıştırdı
sonra bana bakarken benim de ona aynısını yapacağımı düşündüğü için
gözlerini kapadı
suratına avuçlarımdakini değil dudaklarımdakini yapıştırdım
-gıcıksın dedi
• *önden önden yürümeye devam etti
kahvaltı hemen hemen hazırdı
bi kaç mutfaktan masaya nakliye işine bende yardımcı olduktan sonra
ebru okula gitmesi gerekirken gitmemeye karar verdi
benim için sorun olmadığını söylesemde gitmedi
kahvaltı sonrası yine yalnız kaldık evde
yatağa geçip uzanarak konuştuk
-kızgın mısın bana dedi
-beni hastalandırmaya teşebbüs ettiğin için mi dedim
-benimle kalmanı istediğim için dedi
-ben mutluyum seninle olmaktan dedim
-tamam istersen gideriz alanyaya beraber dedi
-sen bilirsin dedim
-bu hafta sonu gideriz o zaman cuma gününden dedi
-tamam dedim
bu tavrı beni biraz yumuşattı bütün kırgınlığımı aldı
bende aşkın gazına gelip sarılmalarımdaki samimiyeti arttırdım
resmen fingirdek birisi oldum amk ona karşı
yeterli fingirdeşmeyi gerçekleştirdikten sonra
-hadi dışarı çıkalım dedi
-kar sadece yerde kalacak ama dedim
-söz veremem hem seninle oynaması da zevkli değil dedi
-başka bişey buluruz zevk alacağın hadi dedim
dışarı çıktık. cebimin bakiyesi 10 türkiş lira(tahmini) beyler
ona da deli gibi sigara alasım var zaten
anlayacağınız onu da yok sayın
ne desem ki kıza hadi bi yere gidelim desem neyle diyecem
lafla gidilebilecek yerleri düşündüm
sadece yürü ve kartopu oyna en ucuzu bu
sıfır maliyet amk
• *diyeceksiniz ki lan mal neden babanı arayıpda istemiyorsun
nerden arayacan amk telefonda çıkacak ankarada oldugum
ekşın reyize sarıldım
ebruya telefon açmam gerektiğini söyledim komutanıma
aradım ekşını cepte kalan kontur kartlarından
-y.s.kelebek antalya deyince
-alkollümüsün dıbına çakim dedi
-hayır komutanım hava soguk ondan öyle geliyordur sesim dedim
-kanyak iç dıbına çakim o zaman dedi
-emredersiniz dedim. sessiz gülerek
-söyle dıbına çakim tam baskın yapmak üzereydim dedi
durumu anlattım ankarada oldugumu söyledim para lazım komutanım dedim
-dıbına çakim ben sana nasıl vereyim şimdi parayı dedi
-bunu düşünemeden aradım komutanım dedim
-tamam dıbına çakim 30 dk sonra beni tekrar ara dedi
emredersiniz dememe gerek kalmadan kapattı telefonu
30 dk nasıl dolar diye düşünürken ebrunun kartopu heyecanı geçmemiş gibiydi
o da eğlensin diye üzerine fırlatıyormuş gibi yapıp ıskalar geçen atışlar yaptım
ama o direk bana atıyordu acaba acır mı halime diye
bana attıklarına karşı taksör reflekslerimi kullanmadım hiç
hasgibtir ne taksörü ne refleksi amk içimiz dışımız şamar yemek zaten
ebru benden sinirini iyice çıkardıktan sonra
parmaklarım artık çok üşümekten ısı basınç yapıyordu
zaman da dolunca ekşını tekrar aradım
bana bir adres kışla adresi verdi
orda bir komutan ismi söyledi
o sana verecek git ondan al dıbına çakim dedi
-emredersiniz deyip kapattım
bowlinge gittik ebruyla
ben bowling oynamaktan çok sıcak bir yerde olmama sevindim
ankaralı panpalarıma allah sabır versin kışları
zütünüz donmuyor mu amk?
yine hesablar ebrudan -
90.
+297Tümünü Göster
**ben bişey demeden
-özür dilerim dedi.
-özür dilemeni gerektirecek birşey yok haklısın,en mutlu olman gereken anında
bile işi dalgaya vurup kendimi eğlendirirken seni üzüyorum asıl ben özür dilerim dedim
-bunun farkında olman bile seni seviyor olmama bir sebebtir dedi
-fazla abarttığım anlar oluyor.sen bana aynı şakayı yapsan senin kadar alttan alamayabilirim. kendimi biliyorsam almam,
anlayışın ve bana katlanabildiğin için teşekkür ederim
halbuki bir gün bu şakaların bir tanesi kızıp arkana bakmadan çıkıp gitsem yaşayamam bile
kumardan kalma bir huy bu galiba adrenalin gibi
beni bırakıp gitme ihtimalini bilerek seni çok kızdırıyorum. böyle bir riski alıyor olmak
aslında çok korkutucu, sanma ki ebru tamamdır benimdir bensiz yaşayamaz
ben ne yaparsam yapayım bana katlanır,ben gitsem bile arkamdan gelir düşüncesi var
inan yok,
aklıma ya bir gün biterse diye geliyor ve çok daralıyorum.
çok korkuyorum seni kaybetmekten
hiç bir zaman biterse bitsin yaşarım ben onsuz da diyemiyorum
yaşayamaz mıyım? yaşarım elbet ama sende nefes alıyorsun afrikada ki fakir bir çocukta
seni üzmeme izin verme ebru yoksa sonunda ben çok üzüleceğim.
haylaz bir çocuğunum senin ama kulaklarımdan çek arasıra
insan çocukken anasız aşıkkende yarsız yaşayamaz.
tekrar özür dilerim dedim
-benim oğlum yeterince biliyor ne yapacağını zaten.
sadece uygulama hataları yapıyor bazen onu da zamanla öğrenecektir dedi.
birbirimizsiz yaşayamayacağımız halde birbirimizi kaybetmeye meyilli hareketler yapmayalım kelebeğim.
daha önce provalarını yaptık ayrılığın seni bilemem ama ben dayanamıyorum sensizliğe dedi
-evet haklısın ebrum zamanı anımsatan nereye baksak ufuktaki ayrılığı görmeye başladık yine dedim(ankaraya okul için dönecek olması)
bu sırada yemeği de yedik
üstüne kahve de içtik
-kalkalım mı dedi
hesabı ödedim
küçük bir yürüyüş yaptık
-herkes için yazılmış birisi vardır ebru dedim
onaylarcasına başını salladı
-bazen doğru kişiyi bulmak için geçmen gereken bir kaç kişinin hayatına girmesi gerekir dedim
ben seni buldum. bana yazılmış doğru kişim için geçmek zorunda olduğum birisi değilsindir umarım dedim
-kaderi bozmak hattimize değil sen sadece umutlu ol ben öyle yapıyorum çünkü dedi
-bugünümüze kadar olan kısma bakıyorum da şükretmek gerekiyor halimize dedim
-tüm dualarımın ilk kelimesinin kelebeğim dedi
-benim tek duam var o da tek kelimeden ibaret. ebru. dedim
iskeledeki bir banka oturduk ama bizim yerimize değil
başını omzuma yasladı
bende tek kolumla onu sardım
bir süre oturduk
sonra bir türkü kafeye gittik
bir köşeye oturduk
çalan müziğe kaptırdık kendimizi
aheste aheste içtik
gelen gülcüden bir gül aldım ebruya
hem gülcüyü kızdırmak hemde ebruyu güldürmek için
kıran kırana pazarlık ettim gülcü ile
cingene olduğu için ve bende onunla onun lisanını konuştuğum için
ama ebru sıkılmış olacak ki
bir tanesi çekti
-ver kaç para istiyorsa dedi
hevesim kursağımda kaldı
fazlası ile verdim gitti gülcü
ebru sıkılmış olacak ki
-hadi gidelim dedi
hesabı ödedim
gülü masada unuttu
bende neden almıyorsun demedim
bir kaç yüz metre yürüdükten sonra
-o yüzüğün akıbeti de sana aldığım gül gibi olmasın dedim
-offf pardon unuttum hadi dönelim lütfen dedi
-boşver hadi gidelim dedim
ısrar etti geri dönmek için bende inat ettim gitmemek için
-burda bekle o zaman dedi
-tamam boşver ebru dedim
-bekle lütfen dedi
geriye dönüp yürümeye başladı
bende mecburen arkasından gittim
gülü biraz geçte olsa türkü barın barında buldu
masayı kaldırınca bara koymuşlar
gülün fazla olan sap kısmını koparıp
tokası ile saçının arasına soktu
-ne kırıyorsun gülü o kadar para verdik dedim.
-paranı vereyim de sus dedi
ağır konuştu yine ama binliği ben başlattığım için ses çıkarmadım
sonra o da ağır konuştuğunu farkedip
koluma girdi
-kızdın mı dedi
-yok tamamen haklısın,ben kaşındım dedim
-ben sana para ile alınamayacaklar şeyler verdim. sende bana paramla alınamayacak bir aşk yaşatıyorsun.
bırak para sadece babamın bana verdiği harçlık sana verdiği maaş olarak kalsın hayatımızda dedi
haklı amk. allahın fakir bininin tekisin amk. paradan bahsettiğin kişiye bak.
beni euroyla kaldırıp dolarla gibti beyler
• * -yarın ne yapacağız dedi
-ben çalışıyorum annem yayladan gelecek akşam üstü de eve gitmem lazım dedim
-beraber gideriz dedi
-tamam bakarız dedim
onu evine bırakıp bende eve gittim.
ertesi gün işe geldim
sabah gelen barmene
-şiftleri değişelim mi ben sabah geleyim sen öğlen gel benim biraz işim var öğlen arası dedim -
91.
+245Tümünü Göster
biralar bitti
gidelim bile diyemeden ayağa kalktı
yüzünü gideceğimiz istikameye döndü
elini arkasında bekletip
elini tutmamı bekledi
bende kalktım
elini tutarak
yanında yürür buldum kendimi
bir ara gözlerimi ona çevireyim dedim
ama cesareti bulamadım ağlamaya hazır gözlerimde
yürüdük sessiz bir şekilde evinin önüne kadar
ikimiz birden durduk
90 derece ona döndüm
ağlamaklı gözlerini yine benden kaçırdı
sahte bir gülüşle
bana uzun uzun baktı
-iyi geceler dedi
-iyi geceler dedim
bir süre yine gidemeden orda kaldık
birbirimize bakarak
o ağlamaya yakın
gözlerini elimle kapattım
dudaklarına iyice yaklaşıp
şşşşhh dedim.
bir öpücük kondurdum dudaklarına
geç kaldı dudaklarımı yakalamak için
dönüp gittim eve **yatağa yattım gözüm tavanda aklım ebruda uyku reyizi bekledim
habersiz geldiğini sabah kalkınca öğrendim
ertesi gün ebru alışverişe gideceklerini
bir kaç eksiğini tamamlayacaklarını söyledi
-gönlümdeki yalnızlığı tamamladığın için teşekkür ederim dedim
-dur romantik çocuk ne alacağımı unutturuyorsun bana dedi
-bir liste yapsaydın kalbinde ilk ben olan dedim
-o liste hazır zaten sen yap o listeyi dedi
-hiç unutmadığım şeyi niye listleyeyim ki dedim
-anneme alışverişe gidelim diye bu kadar baskı kurmamış olsaydım utanmadan sana koşa koşa gelirdim
şimdi dedi
-bence koşma mesafesindeyken koşmalısın dedim
üzgün surat la cevap verdi
yanlış birşey söylediğimi farkedip
özür diledim
-bende seni seviyorum dedi gülerek
-akşam misafirler gelecek bana bir nevi veda yemeği için haberin olsun dedi
-tamam mesajla alt yazı geçersin geceyi dedim
bende işe devam ettim
akşam ondan gelen mesajları okudum
ayrılık iyice yaklaşıyordu
gece misafirler gittikten sonra mesaj attı
-ne zaman bitiyor işin diye
tekrar buluşmak istediği belliydi ama ben o üzüntüye tekrar dayanamayacağımı düşündüğüm için
-biraz sürer dedim
-bekleyeyim mi dedi
-yorgunsan yat istersen dedim
-sana ayıp olur mu dedi
-sevdiğine inandığım sürece yaptığın hiçbirşey ayıp değil bana dedim
-tamam ama seni öpme mesafesindeyken öpmem lazım dedi
-tamam iş bitince gelirim evin altına dedim
-gülücükle bekliyorum dedi
-üzüntüyle gönderme ama beni bu gece bari dedim
-you never know dedi
-ı just know that ı love you soo much dedim.
-galiba aynı şeyi bende biliyorum dedi
-gece görüşürüz dedim **dükkanda gece olmasını beklerken
her yerde tarkanın yeni çıkardığı album çalıyordu
bir tanesini kulağıma çok yakın kalbime acı vererek dinledim
ama yetmedi
gittim cd sini aldım
aynı şarkıyı tekrar tekrar dinledim
bir saatten sonra sözlerini daha iyi dinleyince şarkımı bulduğumu düşündüm
gece iş bitti
ebruya mesaj attım
-aşşağıdayım tosbiş dedim
hemen arkasından bir mesaj daha çekip
-makyaja gerek yok nasıl olsa akacak dedim
hemen indi
gülerek karşıladım
çünkü o da gülmeye çalışıyordu
-ne zaman gideceksiniz dedim
-yarın erken gidecekmişiz. annemle babam da orda bir otelde bir gece kalacaklar. ertesi gün dönecekler.
dedi
-saat kaçta dedim
-5 6 gibi dedi
-o zaman fazla tutmayayım uykusuz kalma dedim
-sorun değil araba uyurum dedi
-sana bende birşey aldım dedim tarkanın cdsini uzattım
-dinledin mi daha önce dedim
-ezbere biliyorum hepsini dedi
-ben sadece birini ezberledim dedim
hangisi o dedi
sözlerini okudum
Özledim seni, düştüm yollara
Açtım gönlümü rüzgarına
Bir hayaldi sanki, bir macera
Yıkıldım. Kelimeler paramparça
Yandım… yandım…
Yandım yandım ahhhh ki ne yandım
Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
Baka baka doyamadım, hem kokladım da
Sarhoşluğu geçmedi hala
içimde sevdan…
Hala hoş bir havan var
Ne güzel adın
Bir çizik attın gönlüme, kanattın
Yandım… yandım…
Yandım yandım ahhhh ki ne yandım
Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
Baka baka doyamadım, hem kokladım da
Sarhoşluğu geçmedi hala
içimde sevdan…
buraya kadar ezberledim gerisini bilerek unuttum. lütfen bana hatırlatma dedim
gerisini de sizin için yazayım o zaten biliyordu
Seni görebildiğim yer rüyalar artık
Deli diyorlar bana
Ah bu ayrılık… -
92.
+242Tümünü Göster
bizimki ankaranın sert rüzgarını suratımda hissettirdi yazın sıcağında
-elif mi yazsaydım, ebru işte dedi
annesi ve babasının elif olayından haberi olmadığı için onlar espri olarak karşıladılar bunu ve güldüler
-sen ne yazarsan yaz benim gözlerimin okuyacağı tek isim var dedim
hiç istemeyerek teşekkür ettim kibarlık görünsün masada birazcık diye
onlarda birşey içti sonra kalktık
arabaya giderken ebru ile ben yan yana olmasada yine arkadan yürüdük
sonra bana biraz yaklaşıp
-annemin fikriydi beyefendi dedi
-çok normal sen fikrini elife sabitlemişsin dedim
• *arabaya geldik. herkes bindi
alanyaya doğru tekrar yola çıktık
yine aynı senaryo devam etti belirli bir süre.
sonra bir molada ebruyu tuttum yalnız kaldığımız bir zaman
-eğer böyle devam edersen bir daha adını bile anmam. yeter ama dedim
-konuşmuyorum ben seninle git elife anlat derdini dedi
-öyle mi dedim
-öyle ded
-sen bilirsin boşuna koşmuşum peşinden burlara kadar dedim
-hem suçlu hem güçlüsün dedi
-suçumu söyle lan dedim
-sen daha iyi bilirsin beyefendi dedi
annesi ile babası da bize doğru gelmeye başladır
ebruya yaklaştım
-sen şimdiden olmayan birşey için bana böyle yapıyorsan uzatmaya gerek yok. ebru dedim
-alanyaya kadar daha dayan bana sonra bir daha göremeyeceksin zaten dedim
geçtim arabaya oturdum
annesi ile babası da gelince ebru da bindi yanıma
yine aynı tavırlar
ruhunu gibeyim emi
ya böyle bir naz olamaz aşık usandıranı gibtir edin aşk katili yapar adamı
bir süre yol aldıktan sonra telefonu aldı eline
bir süre sonra benim telefondan mesaj bildirim tonu geldi
bana mesaj attığı belliydi okumadım bile amk.
babasından bir kalem istedi
bi de petrollerde dağıtılan peçetelerden birine uzandı
kağıda birşeyler karalayıp
bana uzattı
-mesaj geldi okusana yazmış
elimi uzattım kalemi almak için
-elifciğim göndermiştir yazdım aynı peçeteye —artık hiç inanmıyorum yazıp bana geri verdi
-birazcık inanırken benimle konuşsaydın tam inandırırdım dedim
sonra birşey daha yazdı almadım yazdığını kalemi uzattı yine almadım
onun yaptığının aynısı ben ona yapıp cama suratımı çevirdim yol boyu
arasıra babasının sorduğu sorulara cevap verdim
babası seni eve mi bırakayım dedi evet dedim
cebimi yokladım anahtar yok
kaybetmişim amk bi yerde
şimdi adamlara anahtarı kaybetmişim desem evlerinde yatmak istediğimi sanacaklar diye birşey
söylemedim -
93.
+241Tümünü Göster
ama ben yine oralı olmadım sonra kulağıma yaklaşıp -sana hiçbir şekilde borçlu olmak istemem dedi
ben ona çorba ısmarlamıştım ya dinlenme tesisinde onu kastediyor
ben giblemez bir şekilde ona bile bakmadan devam ettim
yine gezmeye kızılay sonra ataya fatiha okuma şansı bulduğum anıtkabir e gittik.
bi de yapay şelale vardı galiba orları gezdik. baya bir dolaştık yani
bunlar bu arada birkaç işlem daha hallettiler okul hakkında
biraz daha gezip fotoğraf çektirdikten sonra
ne yapalım konuşmaları başladı
ebru gidelim baba dedi
annesi biraz daha gezelim isterseniz.bir kaç bişey de alırız dedi.
babası bana döndü
-ne yapalım kelebek dedi
-bayanlar herşeyi daha iyi bilir dinleyen olmaz beni dedim
ebru pis pis bana bakıyor gidiydi
ama gibimde değildi oh olsun amk.
-bırakalım gidelim bunları burda istersen dedi babası gülerek
-bir yere bırakalım alış veriş yapsınlar biraz mutlu olsunlar dedim. yine imalı bir şekilde
-iyi fikir dedi annesi
avm sayılır mı sayılmaz mı bilmiyorum bir yer bulduk. onları bekleyeceğimiz kafeyi gösterdik. onlar gitti
biz babası ile oturduk çay içiyoruz
adam kumarbaz biliyorsunuz hadi tavla oynayalım dedi. diğer oynayanları görünce
çok fena muallaka düştüm
oynasam ebru gelecek kumarı bırakmadın mı sen diye hem bana hem babasına kızacak
bilmem desem. nasıl esnafsın sen diyecek
zaten ebruya da kızgındım koy gitsin zütüne diyerek oynayalım dedim
başladık
herifin çok yavaş oynuyor sayıyor eliyle ayar etti beni.
eh amk.bu kadar biliyon neden oynuyon.
yarram kumardan nasıl ütmüş o oteli diye düşünüyorum
ama numara yaptığı 3 elden sonra belli oldu beni kızdırıp moralimi bozmak için yapıyormuş
itiraf etti.
yalan yok beyler kaydı herif bana
-bunlar gelmeyecek bir daha oynayalım dedi
-şansım yok dedim
-aşkta kazanırsın dedi. sanki birşeylerin farkına varmış gibi
-kazara kazanırım sonra aşkı da tam kaybederim dedim
tamam sen bilirsin dedi bıraktık.bir müddet daha bekledikten sonra
geldiler
ebrunun elinde 3 poşet. annesininkini saymadım bile
ebru poşetlerin hepsini yere bıraktı. annesi masanın üzerine iki poşey koydu
birini kocasına verdi bu senin diye
diğerini de bana uzattı -bunu sana ebru aldı diye.
• *yine beyin felci geçirdim
amk. kız bana o kadar trip atıp üstüne hediye mi alıyordu
bi kere bile gülmeyen kız?*
sokarım o kadar aşk eziyetine
anası babası orda olmasa suratına fırlatırdım bakmadan hediyeye
babası hediyesini hediyesini açtı tüm gözler ona yöneldi tabi
adamın tuttuğu takımın forması ve arkasında karısının ismi
-ilk defa işime yarayacak bir hediye aldın diye takıldı karısına
sonra herkes bana baktı
saçma sapan birşey çıkmasın diye dua ederek açtım
tuttuğum takımın forması ve arkasında ebru yazısı
hediye üzerindeki bakışlar benim vereceğim tepkiye çevrildi
ulan sanki bir yumuşama oldu kızda bana karşı hissine kapıldım
biraz sevindim ama tepki de koymam lazımdı
-hmm ebru dedim formanın arkasına bakarak
demez olaydım amk. -
94.
+240
durdum biraz yine gözlerim doldu
şurda bekleyip bir otobüse binip geri döneyim dedim
ama anasına babasına ayıp olmasın diye yapmadım **ebrunun bu yaptıkları hiç çekici gelmiyordu
gönlümdeki prensese yakışır hareketler değildi bunlar
açtım arka kapıyı. annesi gilde olaydan şüphelenmesin diye
babasına dönerek
-abi ankara gidiyorum beni de atarmısınız dedim
-bin deli çocuk dedi annesi
onlara göre keyifli bana göre surat mimikleri ile iç duyguların zıt karekterleri canlandırdığı bir ortamda
bindim arabaya
suratına bile bakmadan bende kafamı kendi tarafıma çevirip devam ettim
bir önceki gün, gün boyu çalışmanın ve o ana kadar uykusuz olmanın ve yolculuğun verdiği yorgunlukla
uyuya kalmışım
kalktığım da saat 11 olmuş. arabada yalnızım
ayıptır söylemesi kalkınca biraz da salyam akmış
ne ayıbı amk. inci burası
onu silerken bir baktım kimse yok.bir yere park etmişler beni orda bırakmışlar
boynumun anası gibilmiş
adam kaldırır en azından nereye gittiğinizi söyler amk.
bekle baba bekle gelen giden yok
ebruya mesaj atsam olmaz
biliyorsunuz durumları
yarım saat kadar sonra geldiler
babası.
-seni kaldıracaktık ama ebru kıyamadı uykuna o yüzden bıraktık seni dedi
ben ebrunun suratına bile bakmıyordum
onlar yolculuğa çıkıncaya kadar uyumuş
beni arabada bırakıp üniversiteye gitmişler işlemleri halletmişler
öğlenden sonra yine gideceklermiş
yanlış hatırlamıyorsam ata kule diye bir yer vardı. cumhurbaşkanlığı civarı bir yerde oraya gittik
sonra öğlen yemeği için bir restorana gittik.
ben annesi ve babasıyla hiç bir şey yokmuş gibi konuşurken ebrunun suratına dahi bakmadığımı
yenileyeyim
yemeği yedikten sonra
hesabı istedi babası
hesab gelince bende elimi cebime attım babası elini olmaz işareti yaparak durdurdu beni
tam cebinden parayı çıkarırken
ebru hesapı eline aldı
-ben ödeyeceğim bana dedi
çantasından parayı çıkardı
parayı ödedi
annesi babası sağol derken ben birşey demedim
sonra ebrunun bana bakıyor olduğunu hissettim -
95.
+239Tümünü Göster
o an hissettiklerimi anlatamıyorum
beyin ölümüm değil ama kalb ölümüm gerçekleşti
o ne oluyor deyinceye kadar
babasına bakarak ortayı yaptım gökhan gönül mü dersiniz quarezma mı dersiniz yoksa sabri reyiz mi
dersiniz
hakemin gol kararı vereceği geçerli bir açıklama yapsın diye
-sana sürpriz yaptık kızım dedim
bu arada da sürmeye başladı
arabaya ne olur dur dedirtmesin diye başında dolaşan şeytanlardan medet aradım ebrunun
neyseki başka mesaidelerdi ve
-iyi yapmışsınız dedi
bana da merhaba deyip önüne döndü
ama hiç de hoş bir merhaba gibi görünmüyordu
neyse buna da şükür diyerek oturdum oturduğum yerde
pişman pişman
amk.bi tak yapsam da pişman olsam neyse
annesi bir kaç soru sordu
çok efendi bir çocuk üslubu ile hepsine cevap verdim
babası bi kaç kez aaaa?? öyle mi?? gibi kısa kelimelerle konuşmaya katılsada
bizimki hiç bir tepki vermeden yüzünü diğer cama döndürerek yolculuğa devam ediyordu
ben ise hiç acele etmedim.yol yakınken durdurur beni falan yolda indirirler diye bekledim
konyaya kadar bekledim
ama bir baktım bizimkisi zaten uyumuş
kafası da bir müddet sonra benden tarafa döndü
yüzüne öyle derin derin bakarken ağlamadıysam en abazanız gibsin
ağlama değil de duygu boşalması diyelim
lan ne kadar güzeldi amk. annesi de kendini uykuya kaptırmışken ön koltuğa biraz yaklaşıp babasına
düşük sesle
—uykunuz gelince haber verin size fıkra anlatayım uykunuz kaçsın dedim
sanki dünyanın en komik fıkrasını anlatmışım gibi gülme krizine girdi adam
-tamam gerek kalmadı allah iyiliğini versin açtın yeterince dedi
-allahtan fıkra anlatmadım dedim
gülmeye devam etti
durup durup gülüyordu.bir ara kafası mı güzel diye şüphelensemde
ben de o gülüyor diye gülmeye başladım
biraz daha ilerledikten sonra
zütümü biraz daha ebrudan tarafa sürüdüm hani üstüme uyuyakalmaya devam etsin diye.
benim gözümde gram uyku yok
içim heyecanlı, telaşlı,ne yapacağını bilmez bir şekilde
beşiktaşlı deli ibonun sol kanattan sopu sürerken ne yapacağını bilememek gibi farklı bir duygu
-babası anlat bakalım diyerek düşüncelerden arıttı beni
-ne anlatayım dedim şaşkınlıkla
-fıkra anlatacaktın ya dedi
-ben fıkra bilmem ki dedim
yine gülmeye başladı herif.amk hiç espri görmemiş gibiydi hayatında
devam ettim o gülerken
-oo durum bu boyuta geldiyse duralım bari dedim
-yok yok uykum yokta can sıkıntısı işte zaman geçsin dedi
bi milyon fıkra bilirim aklıma bir tane gelmedi o zaman. **sonra bir tane geldi anlatmaya başladım ama
fıkra biraz bel altı olduğunu anlatmaya başladıktan sonra farkettim
ulan devam etsem mi etmesem mi diye düşünürken
hep sizin gibi
eee
eee sonra ne oldu demeye başladı
unutmuş numarası yapsam rezil olacaz adama giberim ne olursa olsun diye devam ettim
fıkra bittti
herif krize girdi amk. arabayı sağa çekti indi arabadan
açtı fermuarı hem gülüyor hem işiyor ben içerden duyuyorum sesi
yuh amk. zengin adama öyle işemek de yakışmıyordu.
araba durunca annesi de uyandı. neden gülüyor bu dedim
fıkrayı annesi de anlattırmasın diye
-bilmem dedim
bu arada babasıda gülerek arabaya bindi. ebru kapı sesine galiba uyandı
bana dönerek uyku sersemliği ile olsa gerek
-ne oldu kelebek dedi.
-birşey yok aşkım dedim kolumu omzuna atarak ve yarım sarılarak düşük bir sesle
hemen orjinaline döndü amk. suratı asıldı. dudaklar büzüldü.
tavır yapılarak elim omzundan alında dizimin üstüne bırakıldı ve kafa tekrar camdan tarafa çevrildi
bende surat düştü. içten içe offlama başladı
gibeyim böyle işi diye ruhumda isyan çıkarıldı.
şeytan yanıma usulca yaklaştı bas şuna tokadı
dinle lan diye lafa gir gerisini tek solukta tekrar anlat üzerine de seviyorum lan ı ekle yapış dudaklarına
dedi ama
şeytanın bu teklifini
1.kadına el kalkmaz ilkesi
2.arabada yalnız olmamamız
sebeblerinden dolayı reddettim.
ben yine sus pus otururken babası
-allah aşkına bir tane daha anlat dedi
amk. fıkra anlatacak hal mi kaldı. kızın kalb hücrelerime tek tek yumruk atıyor haberin yok
bu arada fıkrayı da hala biliyorum. isterseniz anlatırım
-aklıma gelirse anlatırım dedi
annesi dayanamadı ne fıkrası o dedi
vay amk babası anlatmaya başladı fıkrayı hem de karısına hemde ebru da duyuyor.
eyvah ki ne eyvah rezil oldum. kıpkırmızı geçtim
yüzüme çıkan kan gibimin damarlarında gezse gibim 2 santim kalınlaşırdı
babası şerefsizi sansürsüz anlattı.ben öyle mi anlatmıştım amk. adam gibme yerine şey ediyoru kullanır
ebrunun fıkraya verdiği tepki gelecekteki bana tavrının sinyali gibiydi… **adamın birisi yolunu kaybetmiş.
bir köy yoluna girmiş arabasıyla
köy meydanından geçerken bir bakmış ki herkes feryad figan ağlıyor
adam merak etmiş durmuş
yakalamış köylünün birisini
abi ne oldu hayırdır? herkes yasta demiş
köylü-bu civarın en güzel kızı öldü onun için ağlıyoruz demiş
adam çok meraklanmış mutlaka bu kızı görmem lazım demiş kendi kendi kendine
hayırdır neden öldü diye sormuş adam
köylü-valla bizde bilmiyoruz demiş
adam-ben doktorum müsade edin bir bakayım belki anlarım neden öldüğünü demiş
tamam demişler
doktor kızın olduğu odaya girmiş
bir bakmış kız harbiden 10 numara
adam kıza şöyle bir bakıp yüzünü okşarken
hala hayatta olduğunu farketmiş
ama çoktan gibi kalkmış adamın
kendi kendine planı yapıp. ulan nasıl olsa herkes bu kızı öldü biliyor ben bunu burda bir güzel gibeyim
sonrada boğazını sıkar tekrar öldürürüm diye düşünmüş
adam giberken kız da ayılmış
tam onu tekrar boğmaya çalışırken köylüler sesi duyup içeri girmiş
bir bakmışlar kız canlanmış
ooo sen ölüyü dirilttin bize de anlat nasıl yaptın diye
adam -meslek sırrı söyleyemem desede silahı dayamışlar kafasına gibe gibe söyleyeceksin bize ölüyü
diriltmeyi
bu sırada kız da beni giberken canlandım demiş
köylüler kızın canlanmasına sevindikleri için ve tıpın yeni yöntemi olduğunu düşündükleri için adama ses
çıkarmamışlar
adam gitmiş aradan 1 ay geçmiş
canı o kızı tekrar isteyince aynı köye yine gitmiş
bir bakmış yine herkes ağlıyor
yine köylünün birisini tutmuş sormuş
yine ne oldu hayırdır diye
köylüde cevap vermiş
-bizim köyün bir imamı vardı.bir hafta önce öldü.bir haftadır gibiyoruz daha canlanmadı…
• *babası fıkrayı anlatıp gülerken anneside gülmeye başladı.ben ise rezil rezil otururken.
ebru bana dönüp sadece
-terbiyesiz dedi
vay amk. daha da bir utandım. hata bende amk.o fıkra anlatılır mı??
yada nerden bileyim herifin fıkrayı anlatacağını ben erkek erkek konuşuyoruz sanmıştım
içten içe tilt oldum adama
ama onun gibinde değil di amk hala gülüyordu
ebrunun surat yine aynı yolculuk devam ederken
sabaha doğru bir dinlenme tesisinde durduk
birer çorba içtik
ebru yolda yürürken yemek yerken ve bana bakarken
birbirinden nefret eden iki kardeşten birinin diğerine davrandığı gibi davranıyordu
gelmekle hata yaptım. boşuna koştum peşinden hissine kapıldım
bende salıverdim kendimi hiç bir yaklaşımda bulunmadım
çorbaları içtikten sonra çay söylediler
-ben bir lavaboya gideyim diyerek kalktım. hesabı ödedim
ebrunun babası koşarak geldi.
tepkili bir şekilde.
-ben öderdim sen misafirsin dedi
-bi dahakini siz ödersiniz dedim
lavaboya gittim
geri geldim. masaya annesi teşekkür etti yemek için babası teşekkür etti tekrar
ebru başka alemlerde bakmıyor bile bana
neyse kalktık yine arabaya önden gitti ben sallana sallana arkadan geldim babasıyla
ebru arabaya bindi. babası ön tarafa dolaşırken
ebru kapıyı ben girmeye yakın pat diye kapattı
küfür etsen daha iyi amk.