/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 76.
    +2
    98

    anlaşmayı yaptık
    akşam üstü ebru aradı
    -bende geleyim mi size dedi
    -iyi hadi otelde bekliyorum dedim
    -sen geç eve ben gelirim dedi
    ben eve gittim
    annemle hoş beş konuşurken. yayladan getirdiği üzümden yedim
    sonra ebru da geldi
    konuşmaya başladılar
    annem yayladan bahsetti ebru olan bitenden bahsetti kendi aralarında bir süre konuştular ben
    banyo yapıp üstümü değiştirken
    ben yanlarına geldiğimde mutfaktalardı
    aralarında ki konuşma
    annemin yayladan getirdiği üzüm yapraklarını sordu ebru
    annemde onlarla yaprak sarması yapacağını söyledi
    ebru çok sevdiğini söyledi. annesinin de çok sevdiğini söyledi
    tamam annenleri de al uygun bir zamanda gelin yapayım dedi
    bi dakika anne ne yaptın resmen davet ettin ailesini
    ebru zaten dünden razı
    -tamam yarın geliriz dedi
    -hadi gidelim geç kaldım dedim
    evden çıktık
    ebru annesini aradı
    -kelebeğin annesi bizi yarın yemeğe davet ediyor anne dedi
    bir süre konuştuktan sonra
    telefonu kapattı
    -bana haber verirsin kaçta gelelim diye dedi
    -tamam dedim
    ben otele geçtim
    o eve gitti
    gece iş çıkışı işim biraz uzadığı için ebruyla sadece telefonda görüştük
    ona yarın öğlen onunla denize gitmek için öğlen antre kullancağımı söyledim
    anlaştık
    ben eve gittim
    annemle yarın akşamki yemek konusunda konuştuk
    halamları gündüzden eve davet edip
    evi çeki düzene sokacaklarını bana da ekgib olan bir kaç şeyi yarın almamı söyledi
    ben sabah erkenden işe gidip
    iş çıkışı annemin bana verdiği listedekileri aldım
    sonra eve gidip denize gidebilmek için gerekli nevaleyi düzüp
    ebruyla buluştuk
    denize girdik
    eğlendik derken
    unuttuğumuz bir şey vardı
    akşam çalışacaktım
    ben yemeğe nasıl gelecektim
    babası da birşey dememişti
    sonra otelde gece biraz daha geç gelip barı kapatıncaya kadar bekleyen barmeni arayıp
    onunla şiftleri değiştirdim
    yemek çıkışı otele dönüp barı ben kapatacaktım
    ben eve geçtim ebru da kendi evine
    evde son hazırlıklar yapılıyordu
    annem ve halam
    fesleğenli imam bayıldı
    yaprak sarma
    börülce salatası ve cacık hazırlamışlar
    ben onlara
    masayı kurmaya yardım ettim
    duşu alıp üzerimi değiştirdikten sonra
    babamda geldi
    halama kalmasını söyledik ama kalmadı
    ebruya telefon açtım geliyor musunuz diye
    -yoldayız dedi
    heyecanlanmaya başlamıştım
    çıkabilecek sorunlar beni endişelendiriyordu
    ellerinde tatlı ile geldiler
    ebrunun kardeşi de gelmişti
    benim bilader de evdeydi
    kısa bir tekrar tanışma faslında sonra
    salona geçtik
    -sofra hazır direk oturun isterseniz dedi babam
    -evet soğumasın dedi annem de
    bu durumda oturmak zorunda kaldılar
    yemeğin başındaki tek konuşmalar
    çok güzel olmuş afiyet olsun geyiği idi
    daha sonra geyik
    işler nasıl yayla nasıl diye genel konuşmalardan sonra grublaşmalar oldu
    ebrunun annesi annemden yemek tarifi alırken
    babamla ebrunun babası politikaya atıldılar
    kardeşlerimiz de
    ben şu okulda okudum sen bunu tanıyor musun
    o benim de arkadaşım derken onlar da geyik kurdular kendi aralarında
    ben ortada ters giden bir durum var mı diye
    onları kontrol etmekten kimse ile konuşmadım
    baktık herkes yemeğini bitirmiş
    ben masayı yavaş yavaş toplamaya başladım
    bana yardım etmeye yeltenenlere siz devam edin ben hallederim dedim
    ebru yeltenmekle kalmadı o da yardım etti bana
    masayı kaldırdıktan sonra
    yavaş yavaş lavaboya el yıkamaya geçtiler ve sonra
    oturma grubuna yayıldı hepsi
    biladerle ebrunun kardeşi
    birbirlerine pes iki de rakip olabilmek için yan odaya geçtiler
    şöyle bir baktım hepsine
    vay amk korkacak hiç birşey yokmuş gibi geldi
    hepsi konuşuyor kendi aralarında
    kültür farkını gibine takan bile yok
    ebru sanki ev hanımıymış gibi
    -çay mı içersiniz kahve mi dedi
    çayda karar kıldılar
    ama ne hikmetse çayı da ben demledim
    sonra biz de içeri geçip
    oturunca muhabbete biz de dahil olup
    sorulan sorulara cevap olduk
    ben sıkıldığım zamanlarda
    çayın durumunu kontrol etmek için mutfaga kaçtım
    çaydan sonra
    annem tatlıları da ikram etti
    benim iyi geçtiğini düşündüğüm
    buluşma tekrar görüşmek üzere sözler alındıktan sonra
    vedaya geçti
    onları biraz bekletip bende üstümü değiştirdim iş için
    gitmeseydin demelerine diğer barmene söz verdiğimi söyleyip
    onlarla gittim
    beni işe bıraktılar
    geç saate kadar çalıştığım için o gece de görüşmedik ebru ile
    daha sonraki günlerde annem ebrunun annesini kısır yemeye
    davet etti
    karşılıklı görüşmeleri oldu
    ebrunun babası
    sürekli babama selam gönderdi
    biz ebru ile işten arta kalan zamanlarımda görüştük
    otele geldi
    geceleri buluştuk
    denize gittik
    ebruyu okulu için ankaraya gönderme vaktine kadar olağan dışı birşey olmadı
    son gecesinde işe gitmedim
    bu durumdan kimse rahatsız olmadı
    anlayışla karşıladı iş arkadaşlarım
    klagibleşmiş veda hazırlıklarında olduğu gibi söylenecek fazla sözün olmadığı
    bir kaç saat yaşadık
    sonra bir arkadaşımın evine gittik
    orda geceyi beraber geçirdik
    sadece birbirimizi üzen
    muhtemel yaşayacağımız ayrılık acılarından konuşup sarılarak yatarak
    gece sonu sabaha doğru onu eve bırakmak için onların evine gittik
    -burda bekler misin dedi
    yukarı çıktı
    5 dakika sonra
    elinde bir poşetle geldi
    -gönderdiğin 30.000 mesaj için teşekkür ederim dedi.
    ve poşeti bana verdi
    tekrar öptü
    -yarın gelir misin beni uğurlamaya dedi
    başımla geleceğimi ima ettim
    tekrar öptü
    o yukarı çıktı ben eve geçtim

    • *eve gelince poşet elimdeki ağırlığını kaybedip
    beynimde ağırlık yapmaya başladı
    zaten 30bin mesajın için teşekkür ederim dediği zaman
    aşkımız için bir uğraş vermiş
    olduğu belliydi
    peki ben ne yapmıştım hiç birşey
    açtım poşeti
    gözüme ilk çarpan bir kaç defter oldu
    ama onlardan önce bir kutu çıkardım
    ebrunun bana hediye ettiği cep telefonu kutusuydu
    kutuyu açtım model olarak cep telefonunda son nokta dedikleri cinsten
    hani ben paraya kıyıp da o telefonu almazdım
    bi tek mesaj bölümü çalışsın birde yes tuşu o kadar küçük olmasın yeter amk
    telefonda ne gerek var o kadar atraksiyona
    telefonu aldık kabul ettik
    poşette kalanları çıkardım
    4 tane defter
    her birinde ebrunun el yazısı
    ilk mesajımdan son mesajıma kadar yazmış
    her sayfanın altına
    sayfada kaç mesaj yazılmış onu yazmış
    diger sayfalarda toplayarak gitmiş
    her mesajın başına - işareti koymuş
    çok begendiklerine yıldız işareti yapmış
    benim onu üzdüğüm mesajlarda ünlem işareti koymuş
    bütün defterleri numaralandırmış
    bazı yerlerde kısa notlar almış
    bazı bölümlerde kendi yazdıklarını da yazmış.
    bazı bölümlerde hikayelendirmiş
    ama cogunlukla sadece benim yazdıklarımı yazmış
    hepsinin basına gün tarihi atmış
    son defterde bitmemiş bir defter
    son sayfasına bir not yazmış
    • benim için milyonlarca kez bastığın telefon tuşları için ellerine
    beni bu denli mutlu ettiğin için yüreğine sağlık aşkım
    seni seviyorum

    • * verilen emeğe saygı duydum
    kendime baktım olm sen ne tak yedin bu kız için diye
    bi tak yemedim lan cevabını verdim
    ama bişeyler yapmak lazımdı
    bir gecede ona birşey yapıp 4 senedir yapıyor imajı veremezdim
    utandım binolar
    onun yaşadığı aşkın saflığına inandım
    ha ben sevmiyor muydum seviyordum
    ama odun sevgili derler ya
    memnun oldum benim amk.
    muhtemelen o da benim hakkımda birşey yaptı mı acaba diye düşünüyordur
    ama sadece düşünmekte kalacak çünkü yarın elim boş gideceğim ona
    bi de telefon almış
    benim ona aynı ayarda bir hediye alabilmem için
    mahelledeki binleri toplayıp telefoncu soymam lazım
    yada maaşın dolmasını beklemem lazım
    bestesi kadere sözleri alın yazısına ait olan bir türkü
    kulaklarımda çınladı yine
    garibanlığın gözü kör olsun amk.
    ertesi gün oldu
    her zamanki gibi gece cıkacaktı yola
    ankaranın yolları
    8 saat 550 km
    denizsiz tatsız tuzsuz
    bir insanı alacak benden yine
    diğer kalabalığın içine sokacak
    kimse kalbindeki acıları
    cektiği acıyı bilmeyecek
    yalnızlıklarında yaşayacak sadece huznu
    kim kimdir nereye gider ne iş yapar
    sürekli koşuşturan insanlar arasında kaybolacak
    güne bir teşekkür mesajı ile başladım
    uyanınca o da rica ederim dedi
    -30001 inci mesajımı nereye yazacaksın dedim
    -kırtasiye de sadece o defterleri satmıyorlardı dedi
    -ne yapacaksın bugün dedim
    -kahvaltı yapacam birazdan sende gel lütfen dedi
    -sonra ne yapacaksın dedim
    -bilmek istiyorsan gel dedi
    -baban gitti mi işe dedim
    -kalkmadı o daha dedi
    -kalkınca haber ver gelirim o zaman dedim
    Tümünü Göster
    ···
  2. 77.
    +2
    143

    ---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
    -muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
    -olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
    -aşk dedim
    güldü
    -müzik kime ait peki dedi
    -kalbim ritimleri belirliyor dedim
    -deli yaa dedi
    -delirten kim acaba dedim
    -tamam yine suçlu benim o zaman dedi
    -ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
    -suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
    -az kaldı merak etme dedim
    -ankaraya gelsene kelebek dedi
    -ne zaman dedim
    -izin kullan gel dedi
    amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
    ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
    gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
    -tamam bakarız diyebildim
    ama tepkisi sert oldu
    -bakma gel işte dedi
    -tamam ebru geleceğim dedim
    -hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
    -ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
    -iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
    -gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
    -tamam aşkım dedi
    -beni hala seviyor musun dedim.
    -düşünmem lazım dedi öyle makarasına
    -niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
    -seviyormuşum o zaman dedi
    -bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim

    • * tel kapandı
    hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
    kasıntı uzman çavuşlardan birisi
    -kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
    yat kalk
    ve ekşın
    geriye dönüş yaptı bana karşı
    -gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    sabah içtimasından önce
    ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
    -dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
    -emredin komutanım dedim
    -sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
    ben içtimaya koştum
    o da geldi
    içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
    -dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
    benimle alakasını düşünürken devam etti
    -dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
    kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
    zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
    ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
    kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
    dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
    -ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
    keşke demeseydim

    ---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
    -emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
    askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
    bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
    öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
    ama ekşına eli boş gidilmezdi
    bi tanesini not aldım
    izni bitmiş ama çok özlemiş
    bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
    bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
    diye ekşına notları verdim
    -görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
    getirdim
    -görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
    -memnunum komutanım dedi bin
    -tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
    -gel dıbına çakim dedi bana
    yanına yaklaştığımda
    -yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
    -siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
    onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
    -iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
    -kalmadı komutanım dedi asker
    -izin istiyor musun dedi
    -hayır komutanım az kaldı zaten dedi
    -tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
    -diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
    -elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi

    • * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
    -çağır dıbına çakim dedi
    -anlat dıbına çakim dedi askere
    asker durumunu anlattı
    annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
    ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
    onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
    -tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
    salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
    hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
    diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
    son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
    -başka var mı dıbına çakim dedi
    -şimdilik yok komutanım dedim
    -vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
    diline düştüğüm adamın farkındasınız
    -görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
    -emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
    zaman geçti
    ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
    ebruyla görüşmelerimizde
    gelmiyor musun
    ne zaman geleceksin
    gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
    güvensizlik konuşmalarından sonra
    mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
    mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
    ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
    bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
    yine ertelendi 45 gün sonraya
    ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
    ekşında verdi fazla zorlamadı
    10 gün daha izin aldım
    direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
    normal bir telefonla onu aradım

    • * -nerdesin dedim
    -yurttayım dedi
    -ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
    -hayırdır dedi
    -bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
    -bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
    yerimi söyledim
    -sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
    bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
    ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
    para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
    o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
    gelince kızdı bana
    -neden haber vermiyorsun diye
    -kusura bakma dedim
    -kaç gün izin kullanacaksın dedi
    -10 gün dedim
    -tamam yeter dedi
    -kaç gün burda kalayım dedim
    -10 gün tabikide dedi
    ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
    -10 gün nasıl kalacam burda dedim
    -pansiyonda kalırız beraber dedi
    -alanya dedim
    -bensiz gidemezsin kelebek dedi
    -beraber gidelim o zaman dedim
    -okul var dedi
    sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
    neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
    iznin bin olacağı şimdiden belliydi
    inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
    kalacak olsam para yok
    -alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
    -bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
    resmen beni çevresine tanıtmak
    kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
    öyle ahım şahım da değilim ki amk
    bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
    ebru bilmiyor ki
    her çiçek arının damağına göre güzel

    • *hani olurya amk manitanız aşkııııım bi film çıkmış mutlaka gidelim der
    siz hangi filmdir diye sorarsınız en sevmediğiniz tarzda taktan bi film çıkar
    ama gibe gibe de gidersiniz baygın baygın 1 buçuk saat filmi izlersiniz
    nasıldı diye sorunca çok iyiymiş diye eleştirmen olursunuz iki dakika
    ebrunun beğendiği film on gün sürecekti
    Tümünü Göster
    ···
  3. 78.
    +2
    144

    ben niye mi katlanacaktım bu filme??
    ileriyi görme diyelim
    geceleri ne tak yiyeceğimi bilemez halde askerlik yapmak istemiyordum
    -karnın aç mı dedi
    önce şu kalacagımız yere bi gidelim valizi filan bırakayım dedim
    -hmm nerde vardı dur bi saniye dedi
    telefon açtı bir arkadaşına
    telefonla konuşmayı yarıda kesip
    -kız arkadaşımın evinde boş oda var orda kalalım mı dedi
    -sen bilirsin dedim
    düşünmeden ama aslında otele verilecek parayı düşünerek
    -tamam hadi gidiyoruz dedi telefon konuşmasından sonra
    eve gittik
    aynı ev daha önce gittiğim
    kızlar beni daha önceden tanıdığı için
    hoş denilebilecek bir karşılama
    ben odaya geçtim
    ebruda geldi
    -biraz yorgunum uzanayım dedim
    -tamam dedi
    3 4 saat uyumuşum akşam olmuş
    seslere uyandım
    sanki çarşı marş bestelemiş onu deniyorlar ama henüz hep bir ağızdan söyleyemiyorlar
    dışarı çıkmaya bile korktum amk kalabalıktan

    • *çünkü muhtemelen içeri girince insanların hepsi birden bana bakacak
    ve buyrun bu da kelebek diyecek birisi
    elimi yüzümü yıkamam lazım odadan çıkamıyorum korkudan sanki umumi wc de açık renkli donuma sıçtımda topluma çıkmaya korkuyorum
    hafifçe araladım kapıyı
    baktım kimse yok piyasada
    bekledim ebru gelir diye
    hani telefonda yok ki ebru gel kalktım artık diyeyim
    yarım saat kadar daha bekledikten sonra ebru geldi
    -uyandın mı derken öpmesi de bir oldu
    -bunlar kim dedim
    -arkadaşlar dedi
    -ilk gün sadece ikimiz oluruz sanıyordum dedim
    rahatsızlığımı belirtmek için
    -kusura bakma hadi gel dedi
    -ebru böyle tanışma mı olur dedim
    -ya gel bişey olmaz dedi
    üstümü değiştirdim ondan aldığım cesaretle beraber dışarı çıkıp zaten kısa olan saçlara aklımca ayar vermeye çalıştım
    içeri girmeye hazırım ama hangi kimlikle gireceğimi bilmiyorum
    sessiz sakin olsam
    mal amk bu derler
    çok konuşsam ne diyo lan bu derler
    ne tak yiyeceğimi bilmeden içeri girdim
    haliyle bir sırıtma belirdi suratımda nezaketen
    hepsine bi göz gezdirdim
    bildiğin insan amk kahvede maç izleyen cemaatin tv sinin önüne geçmiş gibi hissettim kendimi
    merhaba dedi hepsi gel otur diye de yer gösterdiler
    ama benim nedense ebruyu annem ellerini de en güvenli yermiş gibi hissetmek geldi içimden
    velhasıl oturduk
    ···
  4. 79.
    +2
    159

    • *top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
    gitsem kesin gol
    ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
    yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
    ebru bu duraksamadan faydalanıp
    biraz oturur musun deyince
    yoğun baskı sonucu topu taç a attım
    yanına oturdum
    ondan gelecek tepkileri bekliyorum
    sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
    tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
    oturduk öyle
    bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
    nefes alma şekli bile bişey söylemek anldıbına gelebileceği bir durumdaydık
    -sıfır puanda mıyım hala dedi
    aklı fikri oyunda amk hala
    -5 puan falan dedim
    -elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
    elime kozları verdi
    meydan geniş amk
    o kadar da intikam yemini ettik
    en azından biraz süründüreyim mantığı ile
    -tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
    -ben ebru dedi
    -ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
    -evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
    burda beni acayip gibti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
    onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
    ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk

    ---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
    -çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
    -tamam diyebildim
    -bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
    -5 puan daha vereyim dedim
    -on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
    -tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
    -güzel miyim dedi
    -eh işte dedim
    -o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
    burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
    -1 puan dedim
    -o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
    -baskı kurmak yok ama dedim
    -yaylaya geldim senin için dedi
    -iki puan da bu etti 13 dedim
    -çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
    -isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
    -gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
    -artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
    -başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
    -vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
    -off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
    bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
    -yapmasana dedim
    -içme sigara dedi
    -neden dedim.
    -öpüşürken kötü kokuyor dedi
    gülme krizine girdim

    ---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
    ellerini kaldırdı havaya
    pis pis sırıtarak ona baktım
    sigarayı yaktım bir nefes çektim
    -iyi geceler kelebek bey dedi
    yanımdan kalktı
    -gıcık diyerek
    ellerinden tuttum
    biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
    elini bırakmadım yanımda otururken
    başını omzuma koydu
    -omzum ağrıyor ebru dedim
    -pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
    -öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
    dizlerime eliyle vurdu yavaştan
    -sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
    -o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
    -dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
    -ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
    -tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
    -çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
    -senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
    -heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
    -bak yine ben suçlu oldum dedim
    -seviyorsan olacaksın dedi
    -bak kaşınma ama dedim
    -nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
    -kendime has taktiklerim var dedim
    -ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
    yine gayri ciddileşti muhabbet

    • * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
    -intikam dedi
    az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
    -ödeştik mi dedim elimi indirdim.
    -evet dedi
    tekrar kaldırdım elimi
    hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
    -hani ödeşmiştik dedim
    -geriden gelip öne geçemez miyim dedi
    yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
    işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
    yavaşca ağzıma koydum
    çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
    üfler mi diye bekledim
    üflemedi amk
    yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
    -yatalım mı dedi
    -beraber yatmam dedim
    -ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
    -iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
    -yatmayalım da demedim kelebek dedi
    güldüm.
    -çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
    sarıldı gözlerime bakmamak için
    -ter kokuyorum sarılma dedim
    -bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
    -hayır sarılma dedim
    -inat ediyorum dedi
    -yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim

    • * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
    biraz düşündüm
    -nazıma katlanacaksın bir süre dedim
    -tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
    -bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
    -amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
    ayağa kalktım
    ellerinden tutup ayağa kaldırdım
    -gel benimle dedim
    sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
    durdum onu kendime çevirdim
    kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
    ellerimi uzattım ikisini birden
    iki elini de ellerimin üzerine koydu
    bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
    -biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
    elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
    kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
    ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
    ilk hamleyi o yaptı
    öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
    -çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
    elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
    -biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
    -seni büyütemedim ki daha dedi
    ellerimi kaldırdım

    ---kaç gol gerideydim ben dedim
    işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
    benim dudaklarıma yaklaştı
    aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
    yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
    muallaklikten geri kalmayan ben
    biraz geri çekilip
    -sarımsak mı yedin sen dedim
    ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
    yine o tat
    on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
    sarıldık
    -sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
    hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
    sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
    ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
    yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
    -sadece sarılacak mıyız dedim
    -yetmez mi dedi
    -yeter dedim
    -gerçekten mi dedi
    -one night stand a karşıyım ben dedim
    -pis pis konuşma git yatağına dedi
    uyuyor numarsı yaptım sessizce
    sonra yine başını koydu
    ellerimi sık sık sıkıp
    yüzümü okşadı
    Tümünü Göster
    ···
  5. 80.
    +2
    158

    ---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
    -çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
    -tamam diyebildim
    -bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
    -5 puan daha vereyim dedim
    -on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
    -tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
    -güzel miyim dedi
    -eh işte dedim
    -o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
    burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
    -1 puan dedim
    -o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
    -baskı kurmak yok ama dedim
    -yaylaya geldim senin için dedi
    -iki puan da bu etti 13 dedim
    -çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
    -isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
    -gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
    -artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
    -başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
    -vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
    -off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
    bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
    -yapmasana dedim
    -içme sigara dedi
    -neden dedim.
    -öpüşürken kötü kokuyor dedi
    gülme krizine girdim

    ---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
    ellerini kaldırdı havaya
    pis pis sırıtarak ona baktım
    sigarayı yaktım bir nefes çektim
    -iyi geceler kelebek bey dedi
    yanımdan kalktı
    -gıcık diyerek
    ellerinden tuttum
    biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
    elini bırakmadım yanımda otururken
    başını omzuma koydu
    -omzum ağrıyor ebru dedim
    -pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
    -öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
    dizlerime eliyle vurdu yavaştan
    -sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
    -o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
    -dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
    -ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
    -tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
    -çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
    -senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
    -heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
    -bak yine ben suçlu oldum dedim
    -seviyorsan olacaksın dedi
    -bak kaşınma ama dedim
    -nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
    -kendime has taktiklerim var dedim
    -ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
    yine gayri ciddileşti muhabbet

    • * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
    -intikam dedi
    az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
    -ödeştik mi dedim elimi indirdim.
    -evet dedi
    tekrar kaldırdım elimi
    hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
    -hani ödeşmiştik dedim
    -geriden gelip öne geçemez miyim dedi
    yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
    işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
    yavaşca ağzıma koydum
    çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
    üfler mi diye bekledim
    üflemedi amk
    yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
    -yatalım mı dedi
    -beraber yatmam dedim
    -ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
    -iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
    -yatmayalım da demedim kelebek dedi
    güldüm.
    -çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
    sarıldı gözlerime bakmamak için
    -ter kokuyorum sarılma dedim
    -bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
    -hayır sarılma dedim
    -inat ediyorum dedi
    -yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim

    • * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
    biraz düşündüm
    -nazıma katlanacaksın bir süre dedim
    -tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
    -bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
    -amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
    ayağa kalktım
    ellerinden tutup ayağa kaldırdım
    -gel benimle dedim
    sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
    durdum onu kendime çevirdim
    kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
    ellerimi uzattım ikisini birden
    iki elini de ellerimin üzerine koydu
    bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
    -biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
    elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
    kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
    ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
    ilk hamleyi o yaptı
    öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
    -çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
    elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
    -biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
    -seni büyütemedim ki daha dedi
    ellerimi kaldırdım

    ---kaç gol gerideydim ben dedim
    işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
    benim dudaklarıma yaklaştı
    aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
    yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
    muallaklikten geri kalmayan ben
    biraz geri çekilip
    -sarımsak mı yedin sen dedim
    ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
    yine o tat
    on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
    sarıldık
    -sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
    hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
    sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
    ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
    yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
    -sadece sarılacak mıyız dedim
    -yetmez mi dedi
    -yeter dedim
    -gerçekten mi dedi
    -one night stand a karşıyım ben dedim
    -pis pis konuşma git yatağına dedi
    uyuyor numarsı yaptım sessizce
    sonra yine başını koydu
    ellerimi sık sık sıkıp
    yüzümü okşadı

    • *arasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
    bazen ellerimi dudaklarına zütürüp öptü
    nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
    bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
    üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
    sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
    kahvaltıyı yaptık
    kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
    bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
    uyandığımda neler olmuş neler amk
    (burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
    evin önünde bir araba
    araba çok tanıdık
    ebrunun babasının
    aşşağıda konuşma halinde olanlar
    ebru annesi ve babası
    karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
    beleş tribünde ise ben
    konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
    basbaya tartışıyorlar gibi
    olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
    baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
    -hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
    konuşmalarının tam ortasına dalarak
    -hoşbulduk dediler
    pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
    -bize biraz müsade eder misin dedi ebru
    kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
    -size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
    sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
    biz onları öylece izlerken
    hepsi arabaya bindi
    araba hareket etti
    Tümünü Göster
    ···
  6. 81.
    +2
    157

    • *işin açığını söylemek gerekirse
    gerisini gibtir et amk
    sarılalım barışalım yine sevgili olalım demek istiyordum
    tek ihtiyacım olan ebrudan mantıklı bir cevap alabilmekti neden onları söylediği için
    konuşmaya devam etti
    ağlamanın hem arefesinde hem ertesinde bir surat şekli vardı
    bana bakmıyordu ki bende ona bakmıyordum zaten
    -sana babamın cebindeki para hep sorun oldu kelebek
    bilmiyorum kaç kişi senin hakkında kelebeğe bak
    bir tane zengin kızı buldu köşeyi döndü diye düşünüyordur
    sen öyle olmasan bile sürekli düşünecekler zaten
    sen de sürekli gurur yapacaksın
    inatla parasını değil onu sevdim diyeceksin ama inandıracağın kişi sayısı seni hiç bir zaman tatmin etmeyecek
    sana yüzlerce hediye almak istedim bugüne kadar
    belkide binlerce
    benim gönlümde babamın tüm parasını harcayarak alacağım hiç bir hediye
    seni mutlu edemez. hepsinden değerlisin benim için
    bana içten içe kızarsın
    kıza bak benim bunun gibi pahalı hediyeler alamayacağımı bildiği halde bana neler alıyor diye gücenirsin diye almadım
    sırf bu yüzden senin gözünde huur birisi olarak anılma riskini alarak seninle beraber oldum ilk defa.
    en değerli kişiye sakladığım hediyemi sadece sana verdim
    telefonu teşekkür için aldım
    zamanla alışman içinde bilerek askerlik öncesini seçtim çünkü direk versem onu da almayacağını biliyordum
    hep böyle gitsin istemiyorum kelebek

    • *bunlar hep içimde kalsın istemiyorum
    sürekli bunları düşünmek istemiyorum
    ne yaparsam yapayım maddiyatımdan dolayı yapıyormuş gibi hissetmek istemiyorum
    ben 5 senedir bilmiyor muydum sorduğum sorunun cevabını
    benim bildiklerimi senin de bilmeni istediğim için sordum
    ben zaten kabullendim öyle sevdim seni
    evlendiğimizde başkaları sana sorarsa ne tepki vereceksin
    sağa sola yumruk atıp terk mi edeceksin beni babamın parası yüzünden
    seni tanıdım sandım ondan sordum
    5 senede alışmıştır artık diye sordum
    benim bildiğim kelebek
    yıllardır peşimden koşan kelebek
    sabahlara kadar kapımda bekleyip
    annesini babasını askerdeyken bana değişmiş kelebek
    öyle bir anda hem de para için bırakıp gitmez diye düşündüm
    benim kelebeğim ellerini havaya kaldırır
    bırakalım artık şu oyunu hadi öp beni der sandım
    demedin
    gittin
    geri de gelmedin
    ben dediklerimden pişman olduğum için yanına gelmedim
    seni sevdiğim için geldim
    ailemle kavga ederek geldim
    onlar mezuniyete gitmemi düşünürken ben seni düşündüğüm için senin yanına geldim
    kimin kimi ne kadar sevdiği tartışmasında değilim
    sana göre sen beni bana göre ben seni çok seviyorum
    senin beni hala sevdiğini bilmesem yanına gelmezdim

    dün git derken içten söylediğine inansam giderdim bir daha da gelmezdim zaten
    alanyaya geldik
    plaja gittik
    ne güzel oturduk
    sonra öpüştük
    hadi eve gidelim dedin
    eve gittik yattık beraber olduk
    bu kadar basitleşti herşey
    elmi tutarken dizlerin titremedi hiç
    beni arayıp şarkılar dinletmez oldun
    bir sürü heyecanı sandığa kaldırdık
    ben istedim ki farkına var bazı şeylerin
    hata tek sende değil bende yanlışlar yapıyorum
    bende basitliğe uydum
    her buluşma teklifine evet demesem buluşmalarımızın değerleneceğini
    her yatma teklifine olur demesem sevişmelerimizin heyecanının artacağını
    ama düşün
    unuttuğundan veya umursamadığından
    bana çiçek almayı unutsan
    bende sana nerde benim çiçeğim desem içinden geldiği için değil mecburi hissettiğin için getirecektin
    o yüzden başlamak istedim en baştan
    5 senedir 100 puanı çoktan aştın zaten
    bugünden sonra seni bırakıp başka birisiyle evlenemem ki
    puanların sebebi gün sonunda neyi doğru yapıp neyi yanlış yaptığını muhakeme edebilmen içindi
    bunları sana söylerken hep kendimi düşünüyormuş gibi görünebilirim

    hep benim mutluluğum üzerine oynamak istediğim bir oyunmuş gibi gelebilir sana
    haklısın bu yüzden senden özür diliyorum
    ama o gün sorduğum sorular için pişman değilim
    kusura bakma ama artık sadece sevgili olmak istedim
    iki sevgili diye ansınlar bizi
    bir zengin bir fakirle tamlamasınlar bizi
    dün git dedin gitmedim
    şimdi git dersen yine gitmem
    çünkü bu kadar konuşmamı dinlediğine göre hala beni seviyorsun.
    bende seni seviyorum kelebeğim dedi.
    bir kaç damla sildi gözünden
    derin nefes aldı içinde biraz tuttu
    ben ne desem diye düşünüyordum
    içimden vay amk diyordum tabi
    bişeyler diyecek gibi oldum
    ama o tüm nefesini verdi
    rahatlama nefesi gibiydi bu
    belkide gibtir git demediğime sevinmişlik nefesiydi
    ayağa kalktı
    kızların yanına indi
    bir süre ne yaptınız yakaladınız mı balık şeklinde sorular sordu
    konuştu onlarla
    kızların yakaladığı balıklara baktı
    kovanın içinde ölmüş olanlara
    ayy yazıık diye üzüldü
    sonra kızlara hadi gidelim diye baskı yaptı
    yanımdan geçerken

    -görüşürüz dedi
    ben sesimi yine çıkaramadım
    bende onun yattığı gibi yattım kaldım
    ama ağlamadan
    tek sıkıntım ne yapacağımı bilememekti
    ama en çok yapmak istediğim şey ona sarılmaktı
    kuzenler balıkları yakalayıp dışarı bıraktı
    ebru beni yakalayıp orda bıraktı
    balıklardan farkım nefes almak için çırpınışlarımı içimde yaşıyor olmamdı
    balıklardan daha şanslıydım
    çünkü bir kaç fiziksel çırpınışla
    ebrumun kol koyların dalabilirdim
    dediklerini gözden geçirdim
    evet amk fazla gurur yaptık küçük emrah değil küçük kelebek olduk dönem dönem
    yine dediği gibi kızı salladığım zamanlarda oldu
    tamam sevgimi sürekli gösterdim onun için sürekli bişeyler yaptım
    onu mutlu etmek için türlü taklalar attım ama
    o ufak ayrınları gözden kaçırmamamı istemiş
    bi de işi sürekli aynı yatakta yatmaya çevirmişim
    sevgilisi olup yıllarca beraber yatamayanlar var evleninceye kadar onları düşün
    elimi tutarken dizlerin orgazm olsun demek istemiş
    ne bilim amk bir sürü tak yemişisiz işte ki bunları istemiş
    hata benim herşeyi doğru yapıyor olduğuna inanmamdan kaynaklanıyor
    geniş bakınca haklı olduğu konular var
    diye düşündüm

    kendimi biraz alıştırsam da hala sinirliydim bana o para muhabbetini yaptığı için
    kalktım biraz daha balık tutmak için
    sonra balıklar onları giblemeyip ebruyu düşündüğümü anladılar herhalde ki kancaya taktığım yeme tenezzül etmez oldular
    bende toplanıp eve doğru gittim
    kızlar yine toplanmış diğer köy kızları ile beraber
    o kadar karının arasına kara murat girse yalan olur mantığı ile yanaşmadım yanlarına
    bir kez ebruya baktım
    o bu bakışımı kaçırdı
    döndüm gidiyordum
    kuzen kelebek yemek yemeyecek misin diye sorunca
    tüm gözler bana çevrildi
    utanıp başımla hayır diyebildim sadece
    ebru bana bakıyordu bu kez
    gülümsesem gülümseyecek
    suratımı assam suratı asılacak halde bana baktı
    olay mahalini hemen terk edip
    köy meydanındaki binlerle 9 aylık oynamaya başladım
    onlar avaralıktan 9 aylığı 90 aylık yapmışlar ama olsun sıkılmadan oynadık derken akşam oldu
    eve gitme vakti geldi

    beni kapıda ebru karşıladı
    bi kaç tane olan merdiven basamağına oturmuş
    beni bekliyordu
    dondum kaldım onu görünce
    baktım ok uzun sürecek o bekleyiş içeri geçmek için
    yürümeye başladım
    onun oturduğu yerden kalan boşluktan geçerken elimi tuttu
    bir ayağım alt basamakta
    diğeri üst basamakta
    bir elim ebrunun ellerinde titrek
    diğer elim kendine yer aramakta
    aklım kalbim ruhum özüm gözüm
    elimi tutanda da
    ben nerdeydim
    aşkın en ortasında

    • *top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
    gitsem kesin gol
    ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
    yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
    ebru bu duraksamadan faydalanıp
    biraz oturur musun deyince
    yoğun baskı sonucu topu taç a attım
    yanına oturdum
    ondan gelecek tepkileri bekliyorum
    sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
    tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
    oturduk öyle
    bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
    nefes alma şekli bile bişey söylemek anldıbına gelebileceği bir durumdaydık
    -sıfır puanda mıyım hala dedi
    aklı fikri oyunda amk hala
    -5 puan falan dedim
    -elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
    elime kozları verdi
    meydan geniş amk
    o kadar da intikam yemini ettik
    en azından biraz süründüreyim mantığı ile
    -tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
    -ben ebru dedi
    -ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
    -evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
    burda beni acayip gibti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
    onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
    ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk
    Tümünü Göster
    ···
  7. 82.
    +2
    156

     ---gelmişsin hoşgeldin.ama git ebru
       ben kimselere söyleyemedim ayrıldığımızı. dedim.arıldığımızı lafını söylerken yüreğime bişeyler battı.
       sen git ben uygun bir dille anlatırım başka bir sebebten ayrıldığımızı.
       buraya geldiğinde seni gibtir etmememin sebebi annemle beraber oturup ağlamak istemememden dolayıydı.
       beni üzdün. kalbimi kırdın.
       ama ben sevdiklerimi senin kadar kolay üzemem
       çok büyük yemin ettim senden o söylediklerinin intikdıbını almak için
       buraya gelerek intikam almamı da kolaylaştırdın.
       senin gibi birisi olsaydım.
       biraz yalvartıp özür dilettikten sonra
       yıllardır senin yaptığın gibi seviyor gibi gözükür
       ve sen bana iyice aşık olduktan sonra beni deli gibi sevdiğini gördüğüm anda
       senin bana yaptığını bende sana yaparak intikamımı alırdım.
       beni züt gibi ortada bıraktığın gibi bende seni bırakırdım.
       kim bilir belki bilerek başka bir kızla yakalanır
       belkide senden yüz puan alınca
       nikah masasında
       evlenmek istiyor musun diye sorduğunda
       hayır kocaman sıfır diye tüm sülalene ve tanıdıklarına rezil ederdim.
       ama ben o geçen 5 yılın kusura bakma küfür etcem
       dıbına koyim ki
       çok sevmişim seni
       deli gibi sevmişim
       yıllarca köpeğin olmuşum gönlünün kapısında
       bilmediğim duyguları sen yaşattın
       kalbimin kan pompalayan bir organdan ibaret olmadığını ispatladın
       gidecek tek yerim
       düşünecek tek şeyim oldun
       çok mutlu ettin beni
       ben sevgiye  muhtaçken sen çıktın karşıma
       hiç balonu olmamış bir çocuk gibiydim seninle tanıştığımda
       elime bir balon tutuşturdun
       yıllarca heyecanla taşıdım o balonu
       aşkın çocuğuydum
       nerden bilebilirdim ki balonların bir gün hemde birden bire patlayacağını
       ama yine de sağol
       sen olmasan belki de hiç balonum olmayacaktı
       5 yıl boyunca balon mutluluğu yaşattığın için
       kıyamadım sana
       git bi daha da gelme
       varsın bu aşk benim evim arabam olmadığı için bitmiş olsun
       biraz üzülürüm
       sonra geçer mi bilmem ama
       sahip olduklarıma razı birisi ile de evlenerim
       bu arada çok konuştum verdiğim para yeterli gelmeyebilir bu kadar konuşmaya ama borcum olsun çalışır öderim
       yarın sabah git ebru. dedim
       ayağa kalktım
       arkamdan
       beni dinlemeyecek misin
       dur
       gibi söylemlerine hiç aldırmadan yürüdüm gittim.

       **duygular yalan mı lan yoksa
        hani nefret ediyordum amk ondan
        hani ağzına iyice sıçıp gibtir git lan diyecektim
        ne oldu amk bana
        sadece git diyebildim özetle
        nasıl bir insana nefretle git derken
        kalbim kal nolursun diye yalvarıyordu ki
        aşka nefret nefrete aşk karışınca mı bomtak oluyor insanın kalbinin tadı
        dur lan kelebek gitmesin amk dedim kendime ayaklarımı frenlemeye çalışarak
        ama inadım giblemedi bile kalbimi
        yürüdüm
        arkama bakmadan bir gölge hissetmek istedim gelsin arkamdan diye ama gelmedi
        durdum geri baktım
        yüz üstü otururken
        belini büküp ellerini yüzü ile yer arasına koymuş
        sırtındaki nefes alışlarından ağladığı belli oluyordu
        beni tutan şeyin ne olduğunu bilmiyordum ona koşup ağlama dayanamam demek için
        onu orda öyle bırakıp gidemezdim ama yanına gidip ağlama da diyemezdim
        hem onsuz eve dönmek
        bana ebru ile ilgili yöneltilecek bir sürü soru anldıbına geliyordu
        oturdum bekledim onun ağlamasının geçmesini
        uzunca bir süre öyle uzandı kaldı
        bir süre sonra ağlamıyormuş gibi gözüküyordu ama
        ağlamanın etkisi aldığı derin nefeslerden belli oluyordu
        2 saat kadar oturdu
        yüzünü arkasına bile dönmeden
        arasıra göz yaşlarını silerek
        arasıra uzanıp arasıra oturmaya devam ederek
        sonra kalktı
        o kalkınca bende kalktım biraz daha ilerledim ve onu beklemeye başladım
        bana 5 mt mesafeye yaklaşıncaya kadar bekleim sonra yürümeye devam ettim
        -dinlemeyecek misin dedi
        -hayır dedim
        -peki sen bilirsin dedi
        onu evin önünde kuzenler karşıladı
        onlarla bıraktım onu
        gülümsemeye çalışıyordu ama artık bi takluk olduğunu kuzenler de anlamıştı
        ben yukarı çıktım girdim yatağa
        hep peki sen bilirsin demesini düşündüm
        fazla mı inat etmiştim acaba diye pişmanlık bile duydum
        akşam üzeri kalktım yataktan yemeğin hazırlanma vaktine doğru da kaçtım evden kahveye
        şansımdan masalar doluydu oyun oynayamadım
        kelebekliği bırakıp sinek oldum masaya
        amk vakit bir türlü geçmedi
        eve gitmeme sebebim ne tak yiyeceğimi bilmediğimden idi
        gitsem kiminle ne konuşacaktım ki tek konuşmak istediğim kişi ile yabancılığın arifesindeydik
        gece saat 1 gibi eve gittim
        herkes yatmış ışıklar sönük
        oysa ben öyle istememiştim
        en azından ebru uyanıktırda bir kere görürüm diye düşünmüştüm
        eve gelince farkettim ki
        hasgibtir lan pekekent bu saate kadar kahvelerde gez ondan sonra kız seni beklesin diye de dua et
        amcıklık bende olduğu için sesimi çıkarmadım
        bunları düşünürken kimseyi uyandırmayayım diye de sessiz sessiz hareket ediyordum ki
        -kelebek diyen ebru sesinden dolayı
        az kalsın donuma işiyordum.
        aklım çıktı amk öyle böyle korkmadım
        erkeklik takuna korkmamış numarası bile yapamadım şoktan dolayı
        derin bir nefes aldıktan sonra
        -evet yatmadın mı sen dedim
        -görmeden yatmak istemedim. şimdi yatabilirim.iyi geceler dedi
        sana da iyi geceler desemiydim ki.
        demedim
        önümü göremiyormuş numarası yapıp ışıkları yaksamda bir kez daha yüzünü görsemiydim ki.
        açamadım
        mal gibi gittim yatağıma yattım
        uyu uyuyabilirsen
        saat altıda köy dolmuşu köyden gidiyor
        yok abi nefret bana göre değil amk basbaya gitmesin istiyordum
        bana dediklerinin hepsini unutmuşcasına seviyordum onu
        sanki annemden dayak yemiştim ama yine de anneme  sarılmak istiyordum
        uyumama çabalarım beni daha çok yordu
        sabah kalktığımda ilk işim saate bakmak oldu ama saat çoktan 8 olmuş
        sabah kalkar kalkmaz ağlanırmış kendimde gördüm
        başka da bi tak yapmadım zaten yatakta kaldım
        evde sesin kesildiği bir anda oltaları alıp çay kenarına indim balık avlamak için
        sallıyordum ama boşuna amk balık yakalanıyordu çekmiyordum bile
        aslında öylesine inmiştim boş boş oturmak için
        balığı da bırakıp çayır bir yerde uzandım ana karnındaki çocuklar gibi dizlerimi iyice kendime çekerek
        yayla bensizdi
        ben onsuz
        nasıl ağlayacağımı bile bilemedim
        uzanırken sesler duydum
        kafamı hafif kaldırıp baktığımda gelen iki kuzenimdi ama onları boşverip yanlarında yürüyen ebruya takıldı gözlerim
        gitmemişti lan
        kuzenler akşama balık yiyemeyiz böyle yatarsan diye dalga geçip beni teğet geçtiler
        balık avlamaya onlar indi
        ama ebru yanıma oturdu
        -otobüsü kaçırmışım dedi
        -yarın ben kaldırırım seni dedim
        -yarında kaçırırım dedi
        inatla ertesi gün demeye gerek yoktu anlaşılan sonsuza kadar kalacak gibiydi
        -niye gitmedin ebru dedim
        -annene sordum kalabilir miyim diye kal yavrum dedi. dedi
        -tamam yarın ben giderim dedim
        -bende gelirim o zaman dedi
        -niye geliyorsun dedim.
        -sen niye benim gittiğim yere sürekli geldin dedi
        -hata yapmışım dedim
        -biraz hata da ben yapayım o zaman dedi
        -sen hata limitini aştın ama dedim
        sessiz kaldı
        bende konuşmadım
        kızlar bu arada yakaladıkları balığı bize gösteriyordu
        onların gülümseyen bakışına karşılık bile veremedik ikimizde
        -hani hergün denize gidiyordum ya hep sen gelirsin de görürüm seni diye gittim. dedi
        sesimi çıkarmadım ama yüreğime bişeyler battı
        -evin altında beklediğinde çok yorulma diye ışıkları kapatıp uyuyor numarası yaptım. gidip dinlenmeni istiyordum ama her gidişinde de sana kızıyordum
        bana çiçek vermeye çalıştığında sana dönüp öyle sarılmak istedim ki bir yerlerini kırarım diye korktum
        biraz konuşabilir miyiz dediğinde sus sadece seni seviyorum de yeter aşkım diyecek oldum hep ama diyemedim
        beni ne kadar sevdiğini hiç sorgulamadım
        beni sevdiğini biliyordum ki zaten deli dedi
        tüm bunları söylerken cümleleri tek tek kurdu.
        her cümlesinde neden amk neden böyle yaptın bu oyun ne gibime madem demek istedim ama kendini nasıl olsa söyler diye kesmedim sözünü
    Tümünü Göster
    ···
  8. 83.
    +2
    154

    • *evine kadar yürüdüm onun arkasından
    o eve çıktı
    bende kendi evime gittim biraz uzandım
    bi kaç saat daha uyuduktan sonra
    saat on gibi yine evlerinin önüne gittim odasının ışığı yanıyordu
    bu evde olduğuna işaretti
    -konuşmak isterseniz aşşağıda bekliyorum diye mesaj attım
    -inmeyeceğim diye cevapladı
    11.50 civarında
    -+10 oldu. diye bir mesaj daha gönderdi
    ondan alınan bu artı notlar gerizekalının birisinin bana aferin demesi kadar anlamsızlaşmaya başladı
    inadım inat bekledim
    saat 2 civarında odasının ışığı söndü
    yarım saat daha bekledim
    baktım bi gibim çıkmayacak yine
    eve gittim saat 9 gibi kalkıp 9.30 da şort havlu hazırlanıp evlerinin önüne yine gittim
    evde olup olmadığını bile bilmiyordum
    -evde misiniz diye mesaj attım
    balkona çıktı bana baktı geri girdi
    yine deniz
    yine konuşma tekliflerime olumsuz
    3 gün böyle devam etti
    o nereye ben oraya peşinden gittim
    bıkmadım usanmadım
    geceleri 23.50 civarında mesaj attı hep
    puan 10dan 25 e kadar çıktı
    onun odasının ışığı kapandıktan sonra bende eve döndüm
    denizde sevdiği meyvelerden tabak yaptırıp gönderdim
    hep çiçek verdim

    • *3 gün sonra sabah ailesi ile beraber arabaya bindiler ve gittiler
    üzerlerindeki kıyafetlere bakılacak olursa günü birlik bir eğlenceye gidiyorlardı
    bu dimçayı aqua park şelale veya başka bir yerde olabilirdi
    onları takip etmedim çünkü ailesi de vardı
    -iyi eğlenceler yazdım mesajla
    -cevap da gelmedi zaten
    akşam üstü yarım saatte bir dolandım evlerinin önünden geldiler mi acaba diye
    saat 7 gibi geldiler yukarı çıktılar daha da aşşağı inen olmadı 23.50 de yine mesaj geldi
    5 puan kaybetmişim artık ne tak yediysem 20 ye düştü
    ama pencereden kafa uzatıp orda olup olmadığıma bakmalar çoğaldı
    1 saatte bir bakıyordu
    gece 1 gibi yattı ben yine eve gittim
    ertesi gün yine geldim
    bekledim
    denize gitmedi otele gitti
    orda iki saat kadar durup eve döndü
    eve dönüş yolunda
    -biraz konuşabilir miyiz dedim
    -işim var sonra konuşuruz dedi
    dur giberim işini de seni de derdim o derece sinirlenmiştim artık ama
    merak işte amk ne işi var diye ses çıkarmadım
    takibe devam ettim
    evine çıktı
    bir saat kadar kaldı üzerini değiştirdi ve çıktı evden
    bir saat diye buraya yazıyorum çok basit geliyor size belki ama
    o bir saat beklemek ne kadar zor bekleyeniniz varsa bilirsiniz amk
    iskele tarafına yürüdü
    bir kız arkadaşı ile öpüşüp sarıldı
    balıkçılar çay evine gittiler
    bende orda bir yerde oturup çay sigara içtim paso

    • *iki saat kadar oturdular
    sonra kalktılar
    şehir merkezine doğru yürüdüler
    ayrıldılar kızla ebru tek yürümeye devam etti
    benim onu takip ettiğimin de farkındaydı
    önce ev tarafına yürüyordu ama sonra yolunu değiştirip yine iskele tarafına döndü
    bizim ikimizin yerine doğru yürüdü
    arkasından yaklaşıp
    -biraz konuşabilir miyiz dedim yine
    -hayır dedi
    buna çok sinirlendim ama sesimi çıkarmadım
    -neden konuşmak istemiyorsun günlerdir peşinde koşuyorum dedim
    -buyur konuşalım kimsiniz dedi
    -ben kelebek dedim
    -ne istiyorsun dedi
    -seninle tanışmak istiyorum dedim
    -ne iş yapıyorsun dedi
    -çalışmıyorum şu an dedim
    -okuyor musun dedi
    -hayır dedim
    -araban var mı dedi
    -hayır dedim
    -evin var mı dedi
    -hayır dedim
    -neyine güvenip benimle tanışmak istiyorsun peki dedi
    -pardon sizi birine benzetmişim dikkatli bakınca anladım kusura bakmayın dedim
    yüzümü dönmem ile bir yerlere elim kırılıncaya kadar vurma isteğime engel olamadım
    elim kırılmadı ama çok ciddi zedelendi

    ---kelebek diye koştu arkamdan elimi tutmaya çalıştı bişey var mı diye
    elini çektim dokundurmadım elime
    eve gittim
    mesaj yazıyor sürekli
    elin nasıl oldu
    öyle demek istemedim
    geleyim mi
    bişeyin var mı
    biraz konuşalım
    kelebek yanlış anladın
    ben 23 50 ye kadar sesimi çıkarmadım
    23 50 de mesaj gönderdim
    -eksi 100 ebru diye
    sinirden ne tak yiyeceğimi bilemedim
    bunun intikdıbını almak için yemin ettim
    o mesajlara devam etti
    ben telefonu kapattım
    sabah da yaylaya gittim
    yaylada telefon çekmez beyler bizim o zamanlar tabi
    annenmle oturdum
    balığa gittim
    tutttuğum balıkları geri saldım
    ağladım
    sızladım
    yattım
    kalktım
    kimseyle konuşmadım
    annem haricinde
    6 gün sonra akşam yaylaya gelen köy dolmuşunda bir misafirim vardı

     **köy dolmuşunun akşam gelme vaktinde çoğu işi gücü olmayanlar toplanır
       kim gelmiş ne getirmiş diye
       biraz geç gelirse herkes meraklanır acaba bişey mi oldu diye
       dolmuş durdu
       benim de pek umrumda değildi
       ben kendi derdimle meşkuldüm çünkü
       dünya gibime bir şekilde yatıyordum
       kız kuzenler ebruyu daha önce gördükleri
       çok sevdikleri için
       ben onlara ebrudan ayrıldık diyemedim
       çünkü beni çok seviyorlardı ve benim üzülmemi istemezlerdi
       annem de her zaman benim mutluluğumu isterdi
       ona da anlatmamıştım geçen olayları
       zaten kimseye gidipte şu bana bunu bunu dedi diye anlatmanın kendi zararıma olacağını biliyordum o dönemde
       çünkü onlarda ebruya kızıp vay amk demek öyle diye sürekli
       kalbimdeki acının altına odun atacaklardı
       kendimde yansın sadece kendimi yaksın istedim o yüzden kimseye anlatmamıştım
       arabadan inen kişi ebruymuş
       misafir gelmiş
       olaya geniş açılarla bakmak gerekirse
       çok düşünüp taşınarak gelmiş olması gerekliydi
       benim onu gibtir etme ihtimalimi bildiği için
       cumartesi günü akşam gelmiş
       normal bir günde gelse en fazla sabaha kadar kalabilir sabah 6 da giden aynı köy dolmuşu ile geri dönmek zorunda kalırdı
       ama ertesi gün pazardı ve köy dolmuşları çalışmıyordu
       bu demek oluyordu ki en erken pazartesi sabah gidebilirdi geriye
       ben gelen kişinin ebru olduğunu kuzenlerimle konuşurken onun sesini duyunca anladım
       gibimde bile olmayan dünya zütüme girdi birden onun sesini duyunca
       benzetmişimdir sesini diye giblememeye çalıştım ama ne mümkün bas baya onun sesi amk
    Tümünü Göster
    ···
  9. 84.
    +2
    153

    ---bugün ne yapacaksınız diye tekrar attım
    -o sizi ilgilendirmez dedi
    -aslında beni ilgilendiren sizsiniz dedim
    -ama ben sizinle ilgilenmiyorum dedi
    -ilginizi çekebilmek için ipucu verir misiniz dedim
    -rahatsız ediyorsunuz dedi
    -rahat ettirmek için ne yapabilirim dedim
    -mesela bidaha mesaj yazma dedi
    -bidaha bölümünü silip tekrar gönderir misiniz mesajı dedim
    -neden dedi
    -ilerde sevgilim olunca neden mesaj yazmıyorsun diye kızarsın da ondan dedim
    -ısrar -5 puan kendine ukalaca güven -5 puan dün gece koruma amaçlı eve kadar bırakma +3 puan kibar konuşma +3 puan. dedi
    -ebru sıfırda bari kalsaydım eksi 4 e düşürdün dedim
    -ciddiyeti bozma -10 puan dedi
    güne eksi 14 le başladık
    ben böyle aşkın amk arkadaş sinir oluyorum ama
    malım ya bi yandan da gülüyorum amk
    -özür dilerim hanfendi yazdım
    saçları onun sevdiği gibi yaptım. jölesiz ama karışık
    sakalları böyle güzel dediği şekle soktum
    sevdiği t shirtlerden birini giydim
    bunları yaparken farkettim ki aslında onun için özenmeyi ihmal etmişim bazen
    evlerinin önüne gittim
    bekledim belki çıkar diye
    kimse yok
    mesaj yazsam nerdesin diye eksi veriyor amk
    gibe gibe bekledim
    kimse yok
    otelde çalışan bir arkadaşı aradım ebru geldi mi diye
    otele uğrayıp denize geçti galiba dediler
    kleopatra plajında ayağıma değmeyen kum kalmadı onu ararken ama bulamadım
    ter bezlerim güneşle panpa olmuşlar cıvık cıvıklar amk sulandırdalar iyice muhabbeti
    tekrar aradım olm denizde yok bu kız diye

    otele yemeğe geldi dedi
    dıbına çakim kelebek istikamet otel marş marş derdi ekşın olsaydı
    öyle yaptım girişini görebileceğim yerde bekledim
    o otelden çıktı
    beni gördü ama gözlerini kaçırarak
    peşinden denize bende yürüdüm
    şezlonga uzandı
    güneşleniyor hanfendi
    o zütünü başını bronzlaştırıyor
    biraz bekledim aslında ne tak yiyeceğimi bilmediğim için
    o denize girmek için hareketlenince bende hareketlendim
    vay amk beraber sevgili olarak yüzdüğümüz denizde ne tak olduğumuzu bilmediğim bir halde yüzüyorduk
    yurtdışı türk erkeklerden oluşan bir grup ebruya asılır gibi oldu
    bende onun peşinde dolandığım için aslında bende ona asılıyor gibi gözüküyordum
    onlar uzaktan laf atmaya devam ederken ben yaklaştım yanına ebrunun
    -merhaba beni hatırladınız mı dedim
    -hayır dedi
    -biraz konuşabilir miyiz dedim
    -hayır dedi
    offf çektim
    bu arada kıyıya çıktı tekrar uzandı
    gittim en sevdiği dondurmadan aldım iki tane birini uzattım
    -bunu size aldım dedim
    -teşekkür ederim istemiyorum dedi
    -fikriniz değişir belki diye buraya bırakıyorum dedim
    yanına bırakıp biraz uzakta ona bakmaya devam ettim
    dondurmayı alıp turist çocuğunun birine verdi
    vay ben bu karı kız tavlama sanatının zorluklarının ta amk

    • *tamam hadi oyun oynamak istemişsin
    belirli bir yaşta belirli bir zekadasın
    yıllarca okudun kafan da çalışıyor
    bu oyunu oynama isteğinin mutlaka bir sebebi olmalıydı
    durup dururken kim sevdiğine beni yediden tavla der ki
    benim için önemli olan da neden böyle yapmak istediğiydi
    inat ettim amk ben bu işi çözecem diye
    hiç konuşmadan ona sadece orda mı diye bakmak kaydı ile
    ona hiç asılmadan sulanmadan yattım plajda
    o denize girdiği zaman suya girdim ve onu takip ettim gözümle
    son kez girdikten sonra eşyalarını toplayıp eve doğru yürüdü
    arkasından bende gittim
    yol kenarından bir çiçek koparıp uzattım almadı
    -bir saniye konuşabilir miyiz dedim
    -ne var dedi
    -saati soracaktım dedim
    telefonunun saatine bakıp saati söyledi
    -teşekkür ettim
    evlerinin önüne geldik
    yine selamsız sabahsız eve girdi
    bende eve gittim
    duş alıp üstümü değiştirdim
    gitmekle gitmemek arasında çok kaldım beyler
    bir yanım gibtir et ne tak yerse yesin kendi oyununda diyordu ama
    benim aklımda daha farklı düşünceler vardı
    1.si aslında bana göre önemli olanı
    bir gün bu aşk biterse kelebek yeterli değeri vermedi
    peşimden yeterince koşmadı
    benim bir isteğimi yerine getirmedi dedirtmemek için istediğini yapmaya karar verdim
    -sizinle mutlaka görüşmem lazım diye mesaj attım evden çıkmadan önce
    giblenmedim tabi
    evlerinin altına geldim

    • * -evinizin önünde bekliyorum diye bir mesaj daha yazdım ve onun beni görebileceği bir yerde oturmaya başladım
    bi kere çıktı pencereye onu görür gibi oldum kayboldu yine içeri
    saat başı mesaj attım inecek misiniz hala sizi bekliyorum diye
    akşamı saat 7 den gece 11.50 ye kadar bekledim ne gelen oldu ne de mesaj atan
    saat 11.50 de mesaj geldi
    -aşşağı inmeyeceğim dedi
    -nasıl olsa sabah inersin.. diye mesaj yazıp gönderdim beklemeye devam ettim
    -+2 yazdı
    o beni eksi 4 ten artı ikiye çıkarmıştı ama benim gözümde sürekli eksiliyordu
    -98 kalmış. acelem yok dedim
    mesaj gelmedi geri
    bi o yana volta attım bi bu yana
    ebrunun evin önü hapis oldu bana
    gece 3 kadar bekledim tüm inadımla
    kendi kendime dedim ne olur amk en fazla sabaha kadar beklerim
    en azından görür onu ne kadar sevdiğimi de aşkı bitirirse benim vicdanım rahatta kalır onun ki hazırol
    öyle de oldu sabah güneş doğuncaya kadar bekledim
    2 kere polis durdu ne arıyon burda diye
    kimliğimi gösterdim alanyalı olduğumu görünce bişey demediler ama burda durma dediler
    birisini bekliyorum şehir dışından gelecek burda sözleştik diye kandırdım onları
    tüm inadımla bekledim.
    uyudum uyuyacam sürekli aynı yerde bekleyince ve yapacak birşey olmayınca
    geçmiyor amk zamanı bir türlü
    babası işe gitti kendimi yine farkettirmedim
    saat 10 gibi evden çıktı
    yine plaj modundaydı
    onun peşinden plaja kadar gittim o plajda yerini aldı
    sahte marka ürünler satan butiğin birisine gittim
    bir adi şort bir de ucuz t shirt aldım
    butikçinin verdiği poşete ayakkabı çorap kot ne varsa doldurdum
    ameleler gibi yalın ayak plaja indim
    bir şezlong bir şemsiye kiraladım ebrunun yakınlarında
    hiç konuşmadım onunla
    beni görmesini sağladım
    şemsiyeyi ayarladım
    havlusuz uzandım
    çok geçmeden uyumuşum zaten

    • *öğlenden sonra 3 gibi kalktım
    kalkmama sebeb olan şey birisinin şemsiyenin ayarları ile oynuyor olduğunu farketmemdi
    güneşte kalan kısımlarıma gölge etmeye çalışıyordu şemsiye ile
    ayaklarından tanıdım ebru olduğunu
    ama açmadım gözlerimi çok fazla
    böyle bir şey işte amk
    nefret etmeye başlarsın yaptıklarından dolayı
    bir miligram merhamet görürsün tüm nefretini unutursun
    o yerine geçtikten sonra
    bir süre daha uyuyor numarası yaptım ama
    açlık başıma vurduğu için kalktım
    bir yandan açlık bir yandan susuzluk
    bir yandan aşksızlık
    kalktım yerimden
    ona hiç bakmadan suya daldım
    ıslak ıslak geri geldim
    havlu bile yoktu amk kurulanacak
    biraz uzandım
    sonra büfenin birisine gidip
    bişey söyledim yemek için
    onu hızlıca yeyip geri geldim tekrar yattım
    yüzüm ona dönüktü
    gözlerimi hiç ondan ayırmadım
    yarım saat kadar baktım ona ama o bana sadece bir kere baktı o da göz ucuyla
    sonra denize girdi
    çıktı
    uzandı
    kitap okudu
    tekrar girdi denize ve akşam 5 gibi eve doğru yürüdü
    arkasından elimde poşet ayaklarım çıplak yürüdüm
    yine bir çiçek kopardım
    peşinden koşup
    uzattım
    çiçeği aldı ama sağol bile demedi
    -biraz konuşabilir miyiz dedim
    ses etmedi
    Tümünü Göster
    ···
  10. 85.
    +2
    150

    • *ebru kendine gelince evden beni aradı
    nasılsın yorgunluğun geçti mi muhabbetinden sonra
    aynı gece buluşmaya karar verdik
    saat 12 yi geçtiği ve konuşabilmek için en mantıklı yer sahil olduğu için sahilde buluştuk
    ilk birbirimiz tekrar görme anında
    gülümser bir öpüşme ve sarılma kombosunu yaptıktan sonra
    -sana telefonunu getirdim dedi(bana hediye aldığı ve askere gitmem sebebi ile onda kalan telefon)
    aldığımız bir kaç meyve ve içecekle sahilde oturduk
    bende fazldan bir heyecan vardı çünkü benim kafam evlilik tekflifindeydi
    zaten sıkıntılı dönem geçmiş artık sevdiğimle sürekli beraber olabilme heyecanı da vardı
    bunlara ilave olarak onun elini tutabilme
    başını omzuma koyduğunda ona sarılabilme mutluluğu
    sevdiğin kişinin seni de seviyor olduğunu bilme zevki vardı
    sahilde otururken sessiz kaldık bir süre
    aslında konuşulması gereken çok şey vardı
    ama sorun nasıl lafa girileceğiydi
    kimse lafa giremedi sustuk kaldık
    ben ebruyu iki bacagım arasına almış
    yere oturur haldeyken başını göğsüme yaslamış
    bende onu kollarımla sarmış haldeydim
    yüzümüz sahile dönük
    ellerimiz birbirini ısıtır haldeydi
    dudaklarımı arasıra onun saçlarından kurtarıp denk gelen yere öpücükler konduruyordum
    arasıra özlemin baskısı ile karnını ağrıtacak kadar sarılıyordum ona
    ellerimin ellerini tutmaktan terlemesine hiç aldırış etmiyordum

    • *yanımda duran meyveden arasıra ebrunun ağzına tıkıyordum ama
    çoğunu da ben yiyordum
    saçlarını ellerimle okşadım
    kulağının arkasından dökülen saçlarını bıkmadan usanmadan tekrar kulağının arkasına taktım
    -ebru dedim
    harfsiz bir şekilde evet anlamında midesinden konuştu
    -ebru dedim
    bana döndü sadece baktı
    ben ona yaklaşıp öpünce
    tüm vücudu ile bana döndü
    o da beni benim istediğim şekilde öptü
    -gidelim mi dedim
    -nereye dedi
    -bizim eve dedim
    ses çıkarmadan ayağa kalktı
    taksiye binip bizim eve gittik
    sessizce benim odaya girdik
    sabaha karşı 5 gibi onu evine bıraktım
    herşey çok sadeydi
    beklenen heyecan yok gibiydi
    yada gizli tutuluyordu heyecanlar
    -bana mesaj at kalkınca dedi
    anlaştık
    ben eve dönüp yattım
    kafam karışık gibiydi
    gibisi ne amk resmen karışıktı işte
    herşey basitleşmiş gibiydi ona göre
    sadece yapmamız gerekenleri mecburi bir şekilde yapıyor gibiydik
    zoraki sevgililer gibi olmuştuk amk

    • *ama ona olan sevgimden ve aşkımdan hiç şüphem yoktu
    ben onu o kadar çok seviyordum ki aslında benim ne düşündüğüm değil onun ne düşündüğü benim için daha önemliydi
    eğer o da benim gibi heyecanın gittiğini düşünürse işler taka sarabilir araya bir sogukluk girebilirdi
    işin garip tarafı o kadar ayrı geçen yıldan sonra çekilen askerlik okul aradaki km den sonra
    buluşmanın daha ikinci gününde herşey normalmiş gibi davranabilmekti
    ben ise evlilik hayali kuruyordum
    ama bu şekilde onun gözünde sıradan bir sevgili gibi hissettim kendimi
    iyice emin olabilmek için bir kaç buluşmanın daha gerçekleşmesine karar verdim
    mesajı attım
    -aşkım nerdesin çok özledim buluşalım. gibi klagib liseli moduyla
    -evdeyim nereye geleyim dedi
    bir kafede karar kıldık
    kafe öncesi evinden aldım
    kafeye giderken elinden tutmak istedim
    -sıcak kelebek dedi
    -peki dedim
    sonra dayanamadı yanlış anladım sandı herhalde kendisi tuttu elimi
    -sıcak ebru dedim. gülümseyerek
    -pislik dedi.ama bırakmadı elimi
    cafeye oturduk
    aldığımız kararlar bir süre ben çalışmayacağım
    onunla zaman geçireceğim
    planları yaptık
    aspendosa gideriz olimposa gideriz.
    dimçayına pikniğe gideriz
    şelalelere gideriz
    raftinge gideriz
    bir süre plan
    ben hepsine tamam eyvallah gideriz dedim de
    para lazımdı gençler

    • *cafedeki buluşma sonrası ebru o gece için annesine söz verdiğini ve bu gece buluşamayacağımızı söyledi
    anlayışla karşıladım
    o gece buluşmadık mesajlaşmalarda da
    ne yapıyon ne ediyon geyiğini yaptık
    gece telefonla aramamda ertesi gün arkadaşlarına söz verdiğini istersem benim de gelebileceğimi fakat sadece kızların olacağını söyledi
    ona da eyvallah dedim
    ben bu süre zarfında akrabalardan
    param olmadığı gerekçesi ile geri vermek üzere borç paralar istedim
    kardeşimden amcamlarımdan eski iş arkadaşımın birinden babamdan borçlar alıp
    ebru ile geçirilecek güzel zamanlarda harcamak üzere cebime koydum
    bir şekilde evlenme teklifi etmem konusunda net kararı veremiyordum
    çünkü kendime baktığımda cebinde hiç parası olmayan
    henüz bir işi bile olmayan
    otele dönüp çalışsam 12 lerden önce karım olacak kişiyle beraber olamayacak olan birisiydim
    böyle bir durumdayken
    ebrunun karşısına çıkıp benimle evlenir misin desem
    biraz hayalci
    gerçekleri tam olarak göremeyen
    duygu esiri bir teklif olarak görülebilirdi ebru için
    bu durum ertelememe sebeb oluyordu ki
    aslına bakarsanız ona teklif ederken alabileceğim bir tek taş parası bile yoktu cebimde
    ebru arkadaşları ile buluşması sonrası
    benimle buluşmak istedi
    yanına gittim
    sarhoş değildi içmemişti pek
    ikimizin yerine gittik iskeledeki
    ikişer birayla

    • *ben doruktaydım beyler
    tanışma hoşlanma ilk el tutma sarılma öpüşme sevme derken hayatımı onunla birleştirmeye hazır hale gelmiştim
    bi şekilde ona belli etmem gerekiyordu bu durumu
    -eee ebru ne olacak böyle halimiz dedim
    -ne varmış halimizde dedi
    -mutlu musun dedim
    -evet çok mutluyum dedi
    o sormadan ben söyledim
    -bende çok mutluyum dedim
    -eskisi kadar mutlu musun dedi
    -eskiden bahsederken tarih versen dedim
    -ilk tanışmamızdaki heyecanın var mı hala dedi
    parmaklarımı açarak bir elimi öne doğru uzattım ve biraz titriyor numarası yaparak
    -alkolden değilse hala heyecanlıyım bak dedim gülümseyerek
    o sustu
    derin bir iç çekti
    o da elini uzattı ama alanya kalesi yıkılsa bile sarsıntıdan etkilenmeyecek kadar dümdüz duruyordu eli
    mesaj açık ve netti
    ben artık heyecanlanmıyorum
    içime düşen korkudan dolayı fazlasını duymak istemedim
    bu konulara girip heyecanım bitti kelebek demesinden korktuğum için kendimce espri yaptım
    -şundan bir kaç fırt daha çek belki titrer ellerin dedim
    -beni ne kadar seviyorsun kelebek dedi
    bu soruyu sorma amacı benim kafamda
    kelebek ben aslında ayrılmak istiyorum ama senin beni çok sevmenden dolayı ayrılırsak üzüleceğini bildiğim için sana katlanıyorum gibi geldi
    -ölümden daha çok ,seninle olmak ve sensizlik arasındaki tüm karşılaşmaların sensizlik lehine sonuçlanmasından korkacak çok seviyorum dedim
    sarıldı bana
    kelebeğiim dedi
    deliiiiim dedi
    aşkııım dedi

    • *bense yere düşmüş bir çocuk gibiydim bir kişi bana bakıp ah yavrum ne oldu dese ağlayacak kadar çaresiz ve hazırdım ağlamaya
    tek duam yere düştüğümü kimse görmesin kendi kendime ayağa kalkıp hiç birşey yokmuş gibi devam edeyim di
    -olur mu sence dedi
    -ne olur mu dedim
    -biz ikimiz dedi
    -bi saniye soruyorum hemen dedim
    olur diyor kalbim..ama şüpheci mantığımın cevabını vermek istemiyorum diye ekledim
    -kalbin neye olur diyor kelebek dedi
    ağzımı yüzümü gibeyim ki
    -senden gelecek herşeye olur diyor ebrum dedim
    -herşeye mi dedi
    -evet herşeye dedim
    -ya ayrılalım dersem dedi
    derin bir sessizlik aldı beni
    suratımda fatih terimin saçma sapan surat mimiklerinden oluştu
    ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim
    onun suratına bakamadım
    çünkü yüzünde eğer varsa ayrılalım gerçekten kelebek ciddiyetini görmek istemiyordum
    aşk penaltıyı işaret etti
    kaleci ben golcü ayrılık
    kalbim sessiz
    beynim hangi köşeye yatayım derdinde
    gözlerim kapalı şu gelirken
    uzanan bir el ve gönlümün tek taraftarı ebrunun tamam şakaydı demesiyle
    topun auta gittiğini anlayabildim

    ---bana bir daha böyle şaka yapma dememle ona sarılmam arasına sadece saniyeler girdi
    bi kaç sıyrıkla atlattığım kazadan
    birinin tamam geçti bişeyin yok demesini beklercesine sessiz kaldım
    -benimle evlilik hayalleri kurduğunu hatırlıyor musun dedi
    -evet ebru dedim
    -şimdi bana dürüstçe cevap ver. sence hayalde mi kalır sadece dedi
    -cevabı sende bu sorunun dedim
    -istiyor musun dedi
    -evet dedim
    vay amk resmen o bana teklif etti.
    biraz düşünmem lazım diye makara mı yapsamıydım diye düşündüm kendi kendime
    -bir şartla kelebek dedi
    -yapabileceğim bişey mi dedim
    -daha önce yaptığın bişey dedi
    -o zaman sorun olmaz emret dedim..
    Tümünü Göster
    ···
  11. 86.
    +2
    149

    • *gece içtimasını aldıktan sonra normalde uzanıp biraz dinlenmesi için odasına zütürdüğümüz yatağı istemedi
    bizim yattığımız koğuşta boşta olan bir yatağın çarşaflarını değiştirtip
    oraya yatacağını söyledi
    haliyle kimse o koğuşta yatmak istemedi
    üstünü değiştirip eşofmanlarla koğuşa geldi
    çoğu kişi uyuyor numarası yapıyordu
    taki patlattığı espiriye kadar
    -dıbınıza çakim arkadaşlar eğer osuran olursa bütün koğuşu ayağa kaldırır
    aynı osuruk kokusunu buluncaya kadar herkesi osurtuncaya kadar giberim ona göre.
    osurmak isterseniz dışarı çıkın dıbına çakim arkadaşım dedi
    miller krizlere girdi gülmekten böylece koğuşun çoğunun uyumuyor olduğu da bellli oldu
    -dıbına çakim kelebek nerdesin dedi ekşın
    -emredin komutanım dedim
    -öğlen yemeğinde ne yedi bu askerler dedi
    kuru fasulye değildi ama
    -kuru fasülye komutanım dedim
    -vay dıbına çakim depocu burda mı bana bir gaz maskesi getirsin dedi
    gırgır devam ederken bir kişinin ayağının koktuğunu hissetti
    tüm koğuşu kaldırıp ayak yıkamaya gönderdi
    millet ayak yıkamadan dönünceye kadar o da hafiften kendinden geçip uykuya başlamıştı
    ben içeri girenleri sessiz olmaları konusunda uyarırken
    duyduğu bir kaç ses sonrasında
    -dıbına çakim gözlerim kapalı ama gibim kalkık haberiniz olsun yatın dıbına çakim dedi
    tık ses çıkmadan kimseden sabah oldu
    ben sabah kalkınca koğuş kalk diyerek ekşını da uyandırırım aynı ses ile diye düşünüyordum ama
    adam komutan amk benden önce kalkmış hazırlanmış bile
    ekşınla olan son günümde
    gün içerisinde bana teşekkür etti herşey için
    bende ona teşekkür ettim
    akşam içtimasına kadar bekledi lojman servisini kaçırma pahasına
    sırf askerlere şu hikayeyi anlatabilmek için

    ---iyi dinleyin arkadaşlar dedi. dıbına çakimsiz
    zamanın birisinde bir kadınla bir erkek birbirini çok sevmiş dıbına çakim
    gel zaman git zaman evlenmişler
    adamın annesi de onlarla yaşamak zorunda kalmış
    zamanla gelin kaynana kavgası bunların arasında da başlamış
    aralarındaki anlaşamamazlık nefrete dönüşmeye başlamış
    kadın kocasını çok seviyormuş
    onsuz yaşayamayacağını biliyormuş bu yüzden kocasına gidip
    bir çare istemiş
    adam bir yanda can veren anası bir yanda canını vereceği olunca ne yapacağını bilememiş
    doğal olarak bir çözümde bulamamış
    bulacağı çözümde bir tanesinin kalbini kırmak gerekiyormuş çünkü
    kadın çözüm bulup sadece kocası ile mutlu bir hayat yaşamak istediği için çözümü bulmaya kararlıymış
    ne yapsam ne etsem derken bakmış çözüm yok
    kayın validesini öldürmeye karar vermiş
    bu yüzden iksirler hazırlayan bir ermiş in yanına gitmiş
    durumu anlatmış ne yapabilirim diye de sormuş
    ermiş kişi.. sana bir zehir vereceğim
    bunu kayın validenin yemeğinin içine hergün damlatacaksın
    3 ay sonra ölür
    yalnız bu süre zarfında kayınvalidene iyi davran ki kimse senden şüphelenmesin demiş
    kadın zehiri alıp
    yemeğin içine atmaya başlamış
    yedirebilmek içinde
    kayın validenin sevdiği yemeklerden yapmaya başlamış
    eve gelen misafirler ve komşular şüphelenmesin diye de bir dediğini iki etmemiş kayın validenin
    bu durum kayın validenin hoşuna gitmeye başlamış
    gördüğü ilgi ve alakayı karşılıksız bırakmamış
    o da gelinine iyi davranmaya başlamış
    o ona iyi o ona iyi olunca nerdeyse panpa olmaya başlamışlar
    ama bu olaylar iki ay sonra olmaya başlamış
    kadın her gün zehiri attığı için pişman olmuş ve ermiş kişinin yanına koşmuş
    bana lütfen bir panzehir ver ben artık onu öldürmek istemiyorum çok iyi birisiymiş aslında demiş
    ermiş kişi
    aynı şişeden bir tane daha uzatmış
    al bunu kullanmaya devam et
    bu zehir değil yaşlıların bünyesini güçlendirici birşeydi zaten demiş..(anlattığı iki hikayede anonimdir)

    • *dıbına çakim anladınız mı arkadaşlar dedi
    çoğu kişi gibi bende anladığımı belirttim
    -kısacası beni nasıl giberseniz bende sizi öyle giberim..her gece o koğuşta ben yatıyormuşum gibi davranacaksınız anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
    -emredersiniz dedik hep bir ağızdan
    -zaten kelebek askerliği bitirdiyse hepiniz bitirirsiniz dıbına çakim diye de bana yine takıldı
    yokluğunda teskere alacakların hepsi ile tek tek vedalaştı
    benimle vedalaşırken gözlerim doldu
    o güldü ama
    gülmek istemediği belliydi
    bir senemi peşinde koşarak harcadığım bir insandan ayrılacaktım
    üç günlük basit bir huurdan bile ayrılırken için burkuluyorken insanın
    adam gibi adamdan ayrılmak futbolu jübile ile bırakmak kadar acı vericiydi
    ben arkasından odasına kadar takip ettim
    odasından çantasını alıp
    peşinden tabur sınırına kadar onunla yürüdüm
    -ben taşırım dıbına çakim desede vermedim el çantasını
    -tamam dıbına çakim gelme başka sana başarılar dilerim sivil hayatında dedi..
    elini çantaya uzattı ben çantayı vermek için bir hamle bile yapmadım
    galiba bir kez daha sarılmak istiyordum gözlerim harbiden dolmuştu
    bir kez daha dıbına çakim dese diye bekledim
    -allah gerçek sevdiğine veda etmek zorunda bırakmasın kelebek dedi. dıbına çakim yoktu arkadaşım yoktu. asker arkadaşımmış gibi
    benim için duasını etti ve gitti
    ben sağol bile diyemedim
    geri kalan günler yatış şeklinde geçerken
    sağduyulu askerler yanlış yapmaya çalışan askerleri uyardı
    sevinç ve heyecan doruk noktaya çıkmıştı
    birazdan tüm sezonun mücadelesi bitecek ama kupa yerine bir kağıt vereceklerdi elimize
    15 ay bitmek üzereydi
    osuruktan asker arkadaşı olduğunu sananlara sahte telefon numarası
    ve sahte adresler verdim
    alanyaya gelecem mutlaka seni görecem
    tatil için gelsem bana yardımcı olurmusun diye soranlara
    olmam arkadaşım kusura bakma dedim
    ne gerek var amk fazla fazla yalana
    askerlikte alışamadım sana neden sivilde de bir şans vereyim ki
    ankara izmir konya yurdum köşelerine işim düşerse mutlaka ara diyenleri de samimi bulmadığım ve sadece lafta kalacağını bildiğim için gibime takmadım
    ekşına giderken bir mektup yazdım
    içinde bol bol teşekkür olan
    ve başarılar dileklerimin bulunduğu

    • *diğer komutanlarımla da vedalaştıktan sonra
    sabah içtimasında bölükteki arkadaşlarla vedalaştıktan sonra
    nizamiyeden dışarı adım attığımda ilk dediğim şey
    vay amk bitti lan askerlik oldu
    sabiha gökçen ordan antalya ordan alanyaya geçtim
    aslında direk ankaraya gitmek isterdim
    ama ebru ile o konuda konuşmuştuk
    yogun sınavları sebebi ile ben onun sınavları bitirmesini bekleyecektim
    alanyaya gelip
    bir kaç el öpme
    geçmiş olsuna a gelenlerden sonra tek yaptığım şey
    mal mal etrafta dolaşıp sivile adepte olmaya çalışmak oldu
    askerlik bitmişti ama benim adam edip edemediği tamamen muammaydı
    ebrunun son sınav günü ebrunun babası ile ankaraya gittik
    yol boyunca benim askerlikten konuştuk babası ile
    aynı zamanda bana ne zaman işe başlayacağımı sordu
    bende biraz dinlenmek istediğimi söyledim
    anlayışla karşıladı ve her zaman beklerim diye de belirtti
    yurdun önüne parkettiğimizde gördüm ebruyu uzun zaman sonra ilk defa
    karşımda okulu bitirmiş bir sevgili
    karşısında askerliği bitirmiş bir sevgili vardı
    ayrı kalmak zorunda olmayan iki sevgili vardı artık
    önce babası ile sarılmasına müsade ettim
    sonra bana doğru yürümesini bekledim
    -merhaba mimar hanım dedim
    -merhaba teskerelim dedi
    okul yoktu askerlik yoktu
    artık bizi ne ayırabilirdi ki
    babası sebebi ile ahım şahım bir sarılmadık
    ebru yurttaki eşyalarının çoğunu arkadaşlarına bıraktı
    diğerlerini arabaya aldık
    ankarada bir yemek sonrası alanyaya doğru yola çıktık
    ebru sınav için geç yatıp erken kalkmasından dolayı
    arabada uyuya kaldı
    bende bu sırada artık evlenme teklifi etmeliyim diye düşündüğüm için planlar yapıyordum
    planlarıma arasıra ebrunun babasının sorduğu sorular sebebi ile ara versemde alanyaya kadar devam ettim
    ama hiç bir plan hoşuma gitmedi şöyle düzgün bir evlenme teklifi yapmam lazımdı
    ama doğru zamanda yapmak daha da önemliydi
    ebru arasıra uyansada alanyaya kadar randuman alamadık ondan yorgun olduğu için
    onlar beni eve bıraktıktan sonra
    ebrunun beni aramasını bekledim
    bu sırada hala düşünüyordum nasıl bir evlenme teklifi yapabilirim diye
    Tümünü Göster
    ···
  12. 87.
    +2
    138

    • *babasını aradım ebrunun
    normal nasılsın muhabbetinden sonra
    laf aralarında tekrar tekrar sordum herşey yolunda mı diye
    evet amk hiç bi tak gözükmüyordu
    adamın olaylardan bile haberi yok gibiydi
    aynı gün akşam ebruyu tekrar aradım
    nasılsın sorularımda yine soguk cevaplar verdi olayın detayını hiç anlatmadı
    -ee sen nasılsın diye bana döndürdü muhabbeti
    -hiç iyi değilim dedim
    -neden dedi
    -nedeni anlatması gereken sensin ebru dedim
    -ben iyiyim beni merak etme dedi
    -başka kim var merak edilecek bende ki dedim
    -ne bilim anneni et babanı et dedi
    -seni merak etmemi istemiyor musun dedim
    -üzülmeni istemiyorum dedi
    -üzme o zaman sende mutlu ol dedim
    -ol demeyle olsa keşke dedi
    -lafı uzatma ebru demek istediklerini söyle bekliyorum dedim
    -konuşuyoruz işte daha ne diyim dedi
    -şimdi iyi değilsen sonra tekrar arayayım dedim
    -aramana gerek yok dedi
    -aramayayım mı hiç dedim
    bişey demedi
    peki sen bilirsin desem o telefon kapandıktan sonra gibe gibe yine arayacağım için demedim
    -ben geleyim mi izne dedim
    -kışın kullanırsın dedi
    -tamam yanına gelirim ama dedim
    -tamam dedi

    • * o tamam bile mutluluk vericiydi korkularıma
    -hasta mısın ebru dedim
    -yok iyiyim merak etme dedi
    bu tarz konuşmalar 1 hafta sürdü
    ben hala neler oldugunu çözememiştim
    bir hafta sonra terhise gidecek olan üst devrenin birisinden cep telefonunu aldım
    artık işi mesajlaşmaya dökmem lazımdı geceleri çünkü bi sorun vardı amk
    ama normal konuşuyordu sadece
    seni seviyorumlara tek cevabı bende idi
    o bana demiyordu seni seviyorum diye
    her kurdugu cümlenin sonuna aşkım koymuyordu
    gündüzden içmeye karar verdik
    taburun kamelyasında gece içtimasından sonra içecektik
    benim kafam içmeye gerek kalmadan sarhoştu zaten
    çözememiştim ebrudaki sorunu bir türlü
    bir asker daha vardı bizimle gelmek istiyordu içmeye ama
    bizimle gelenlerden birisi gibtir etmiş bunu çok konuşuyor diye
    harbidende tam bi yavşaktı çenesini gibtiğim
    içtima sonrası
    kamelyaya indik
    gündüzden ayarlanmış içkileri plastik bardaklara doldurduk
    ben üzülüyordum öyle kös kös
    ilk bardagı direk içtim
    ikinciye yudum yavaşça
    üçüncüyü içerken kafamdaki yıldızlar
    içeri giren ilk kişinin yıldız sayısını takıldı
    her taraf yıldızdı omzunda
    tabur nöbetçi subayı beyler
    tabur nöbetçi astsubayı
    uzman çavuşu
    nöbetçi astsubaya emir verdi komutan
    ne içiyorlar bak dedi
    alkollü komutanım dedi

    • *bir kişi 4 kişiyi nasıl pert eder o gece anladım
    bizim karşılık verememizin de etkisi vardı tabiki
    uzman çavuşla revire gittik alkol kontrolü için
    sadece ağızdan koklayarak alkollü oldugumuz kanaatına geldi
    tabura dönüp sabaha kadar tek ayakta bekledik
    sabah nöbet devri esnasında ordaydık
    vukuat vardı
    ekşın beni gördü
    bişey demedi odasına gitti direk
    herşey bir anda yayıldı tabura
    sabah içtimasına çıktık
    tabur komutanı
    o alkolik pekekentler buraya gelsin dedi
    tüm tabur önünde işfa etti bizi
    saydı sövdü iki tanesi de kendi habercisiydi yakalananların
    ben ekşının suratına bile bakamadım
    hiç birşey demedi bana
    konuşmadı bile amk
    ne odasına çağırdı sayıp sövdü
    ne de dövdü
    hiçbirşey demedi
    bizim savunmaların alınmasına bölük astsubayı yardım etti
    sonradan öğrendik ki bizim çağırmadığımız asker uyuz olmuş
    muhabereye gidip kışla komutanı numarasını istemiş
    zaten burdan anladık gammazlandığımızı
    kışla nöbetçi amirliğini arayıp
    taburun kamelyasında içki içildiğini söylemiş
    ordan bizim tabur aranıp gidin bakın emri verilmiş
    hemen cep telefonunu çöpe atarak imha ettim
    bi de ondan yakalanmayayım diye
    ebruyu arayıp durumu anlattım
    -aferim iyi yapmışsın diye kızıp kapattı telefonu görüşürüz dedi
    ben hergün aramaya devam ettim tek konuşulan konu ne oldu idi
    savunmaları vermek uzun sürdü
    bölük astsubayı bize çok yardımcı oldu
    örnek vakalar araştırıp alınan cezalardan bahsetti
    nasıl savunma yazmamız gerektiğini söyledi
    dosyalarımızı bir ayda hazırladı
    yani ne kadar geç olursa o kadar iyi diye
    bu sırada taburda adımız alkoliğe çıktı
    haliyle başka hiç bir vukuata karışmadığımız gibi
    gider yapıp dalga geçen askerlere bile fazla diklenmedik
    o bine de hiç dokunmadık bizi gammizledi diye sırası vardı çünkü
    kendi aramızda planı yaptık 4 ümüz
    ne diyeceğimiz nasıl soktugumuz
    ne kadar içtiğimiz konusunda
    ebru da bu arada ankaraya okul için çoktan dönmüştü
    onu davet edemiyordum çünkü çarşı sadece beşiktaş tribünlerindeydi artık bizim için
    ekşın bana makara yapmıyor
    dıbına çakim kelimesini bile dinlemiyor
    kulağım hep onun odasında bana seslenir mi diye beklerken
    bizim dediği şarkımız çalınca onu atlatıyordu
    çayını almaya kendisi gidiyor
    bazen ben dururken yazıcıya birini çağırmasını istiyordu
    ebru ile de aramız gittikçe soguyor
    telefonlarımın bazılarına cevap vermiyordu
    izin alıp yanına gitmem gerekiyordu ebrunun ama ekşından izin almaya zütüm yemiyordu
    bitiyordu lan resmen ilişkimiz
    gitmem lazımdı amk
    suç üstüne suç işleyip bi de firar mı etseydim amk
    cep telefonu kullanmadığım için geceleri de mesajlaşamıyorduk
    hala sebebini bilmediğim bir sogukluk vardı
    telefonda her soruşumda bişey yok diyordu
    konu kapanıyordu
    hiç izne gelicek misin diye sormuyordu
    hiç özledim demiyordu
    bende aramayı azaltmaya başladım
    hani özler mi merak eder mi bir sonraki aramamda biraz daha sıcak davranır mı diye yok amk
    sonra yine mecburen aramaya devam ettim
    az da olsa hissettiğim sevgisini duymak için
    bomtak bir hayat olmaya başladı
    geçen günler iyice geçmez oldu
    aklım mahkemede ne olcak ebruyla ne olcaklardaydı
    ilk mahkeme 45 gün sonra olduı
    ifadelerimizi aldı
    bir tane asker ailevi sorunları nedeni ile pgibolojik ilaç kullandığını söyledi
    bir tanesi hiç içmediğini iddaa etti
    ilaç içtiğini söyleyenin doktor raporunu
    içmediğini söyleyen içinde revirde kontrol eden doktoru mahkemeye davet ederek 45 gün sonraya salladı mahkemeyi
    ilk mahkeme sonu ekşından izin istemek için kapısını çaldım
    -bir maruzatım vardı komutanım dedim
    -söyle dedi bana bakmadan
    -uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim
    -izin yok bu hafta çarşıya çık dedi
    -komutanım dedim lafımı keserek
    -çıkabilirsin dedi
    resmen gibtir etti beni
    ebruyu tekrar aradım
    istanbula gelebilir misin hafta sonu dedim
    -başka arkadaşlara söz verdim haftaya geleyim dedi
    hangi arkadaş amk ne sözü sinirlendim zaten doluydum amk hem izne çıkamıyorum hem askerlik tak gibi
    sevgili sevgili olmaktan çıkmış amk günleri geçmiyor
    -bu hafta gelirsen gel gelmeyeceksen bir daha da gel demem dedim
    -tamam gelmem bende dedi
    -tamam gelme kendine iyi bak dedim kapattım telefonu
    gittim bir kenara oturdum iyice ağladım
    içimdeki sinir biraz azaldı
    hafta sonu geldi
    ekşının nöbetçi oldugu gün çarşıya çıkacaktım
    çarşı defterim imzalanmış herşey hazırdı
    herkes çıktı ben astsubaya rahatsız oldugumu söyleyip çıkmadım
    öğlen yemeği esnasında ekşın beni gördü
    -neden çıkmadın dedi
    -rahatsızım komutanım dedim
    -odama gel yemeğini yeyince dedi
    -emredersiniz dedim
    yemeği yedik
    odasına çıktım
    -niye çıkmadın dedi
    -biraz rahatsızım dedim
    -izin mi istiyorsun dedi
    -hayır komutanım artık istemiyorum dedim
    -tamam evraklarını hazırlat pazartesi git dedi
    -gidecek bir yer kalmadı komutanım dedim duygulanmış bir şekilde
    -niye dedi
    -biz ayrıldık komutanım dememle ağlamam aynı zamana denk geliyordu
    -otur kelebek dedi
    karşısına oturdum
    cep telefonunu çıkardı masaya koydu bana dogru biraz uzattı
    kalktı gitti odadan
    kapıyı kapattı çıktı ben ayakta kaldım ona saygıdan o kalkarken kalktıgım için
    git demediği için
    o gelmeden gidemeyeceğim için oturdum kaldım orda bir saat
    geri geldi
    telefonuna hiç dokunmadığımı gördü
    -çıkabilirsin izinlisin git yat dedi
    koğuşa çıktım öküz gibi uyumuşum
    sabah içtimasından sonra ebruyu tekrar aradım
    sadece nasılsın iyi misin diye sordum
    hiç bişey yokmuş gibi iyiyim sen nasılsın dedi
    -bende iyiyim dedim
    mahkemeden haber var mı diye sordu
    yok dedim
    -bu hafta geliyorum istanbula dedi
    -iyi kiminle dedim
    -yalnız dedi
    -hayırdır ne yapacaksın dedim
    -sevgiliminle görüşeceğim dedi
    -iyi geçer inş dedim
    -hayırlısı inş izin alabilir dedi
    -çalışıyor mu dedim
    -yok asker dedi
    bi dakika lan benden mi bahsediyordu amk
    -ismi ne dedim
    -kelebek dedi
    efendim demişim amk heyecandan
    Tümünü Göster
    ···
  13. 88.
    +2
    147

    zaten öküz gibi böğürerek veriyordum komutları
    daha yüksek sesle vererek devam ettim basit komutlara
    -dıbına çakim ekşın kat şu olaya yat sürün bi taklar ye gibim bile kalkmadı daha dedi
    askerler karnını tutuyor amk sessiz gülecez diye
    tamam amk dedim madem ekşın eğlenmek istiyor askerlerde eğlenceye hazır o zaman başlasın gırgır diye
    ard arda seri komutlar vermeye başladım
    yat deyip nizami bir şekilde yattım
    sürün deyip nizami süründüm
    şınav vaziyeti alıp şınav çektim
    bunları yaparken ekşın devam etti makaraya
    -biraz hareketlenme var dıbına çakim hadi az kaldı orgazma dedi
    askerin birisi gülmeyi abartınca
    -dıbına çakim arkadaşım sen tiyatroyu yatarak izle dedi
    bu sırada diğer komutanlarda ekşının benimle makara yaptığını bildiği bir tane üstteğmen de iç bahçeye indi
    yanına yaklaşıp durumu sordu gülerek
    -üsteğmenim fazla yaklaşma boşalmak üzereyim dedi
    millet kırılıyor amk gülmekten
    kendi kendime verdiğim komut
    -istirahat et oldu
    hiç birşey olmamış gibi olduğum yere oturdum resmen dinleniyorum
    ekşın bana bakıyor garip garip
    amk sanki por no izliyordu da elektrikler kesildi o derece eli gibinde kaldı adamın
    onun fantazilerine kurban gitmemek için kendimi parmaklamaya devam ettim onun tabiriyle
    resmen kendi kendimi perişan ettim yat kalk sürünlerle
    imdadıma öğle yemeği yetişti

    amk bu part kadar komedi içeren bir yazı ben görmedim gibeyim kopyalama yerine okuyup seçmeye başladım sinirlerim bozuldu
    ···
  14. 89.
    +2
    145

    • *kısa bir sessizlikten esnasında
    olay mahalini inceledim
    ne oluyor amk burda dercesine
    herşey home party stilinde hazırlanmış
    içkiler mezeler çerez falan
    kim kimin manitası bilene aşk olsun zaten
    çoğu turistlerden gördüğüm tarzda entel dedikleri cinsten
    belli ama amk adamlar okumuş
    çenesi gevşeğin birisi
    eeee diye başlayan sıkıcı sorulardan bir tane sordu
    daha da ardı arkası kesilmedi
    sıkıldım tabi haliyle
    her cevabımı yavşak bir gülümseme ile süslemek zorunda hissediyordum kendimi çünkü
    konu burda mı kalacaksınıza geldi
    evet cevabına
    binin birinin aklı sıra yaptığı
    -ben yıllardır yalvarıyorum bir gece müsade etmediniz burda kalmama aşk olsun esprisi ile muhabbet başka yerlere kaydı
    komik değildi bana göre ama işe yaradı amk benim üzerimdeki yogunluk azaldı
    kendi aralarında şakalaşırken ben ebruya aç oldugumu söyledim
    beni takip et diyerek mutfaga zütürdü
    mutfakta sarıldı
    -ne yemek istersin aşkım dedi
    -sen yedin mi dedim
    -evet dedi
    -tamam bende aç değilim o zaman dedim. bensiz yediğine kızdığım için
    yine de koydu önümebi kaç tabak yanıma oturdu
    aklına yeni gelen soruları sordu
    -nasılsın? askerlik nasıl? mahkemeden haber var mı? annele görüştün mü?
    biliyor mu burda oldugunu gibi

    • *diğerlerine normal cevap verip
    -annem burda oldugumu bilse kızar bana neden gelmiyorum diye dedim
    -tamam ben içeri geçiyorum dedi
    içeri geçme sebebi belli amk dedikodu dinleyecek millet benim hakkımda ne düşünüyormuş onu öğrenecek
    bende içeri geçtim
    -oo barmenmişsin hocam ne içelim ne tavsiye edersin dedi
    -bugüne kadar nelerden hoşlandın dedim
    gittiği barlarda içtiği yada sağdan soldan duyduğu kokteylerin ismini söyledi
    bana cevap hakkı düşmeden herkes barmenmiş gibi yok o da güzel bu da güzel diye fikirlerini söyledi
    benimde canıma minnet zaten
    -basit yapabileceğimiz bir kokteyl var mı dedi
    -tatlı mı ekşi mi dedim
    bş kaç kişi tatlı diğerleri ekşimsi bişeyler istedi
    ikisine de birer kokteyl tarifi verdim basit yapabileceği
    kendi aralarında ki konuşmaları bana göre çok uyuzdu
    biri salakça fikrini söylüyor sonra topu başkasına atıp sen ne düşünüyorsun diyordu
    zaten konuşma tarzları ekşiciler gibi amk uyuz uyuz. çok bilmiş tarzında
    gidin desen kimi nere kovuyon gibe gibe katlandım
    bana sorduklarına cevap verdim
    fazladan soru sormadım hiç
    bana laf sokmaya çalışan olmadığı için bende onlara bişey sokmak zorunda kalmadım
    sadece barmensin bira içiyorsun şaşırtıcı dedi birisi
    -evet haklısın erkek olup erkekle konuşmak kadar garip değil mi dedim
    muhtemelen anlamadı hiçbirisi belki sonra sonra anlamışlardır ne demek istediğimi
    ben binlerden şişe çevirmece tarzında bir oyun beklerdim ama
    iyi ki oynamadılar sadece içip içip konuştular
    bazıları erken ayrıldı
    kalanları da ev sahibi kızlar kovaladı belirli bir saatten sonra yarın görüşürüz diye
    biz konuşmaya devam ettik ebru yanımda bana yaslanmışken
    kızlar da müsade isteyip gittiler odalarına
    ebru başbaşa kalmayı bana teşekkür ederek
    hem geldiğim için hemde arkadaşlarına iyi davrandığım için
    sorun değil yatalım mı dedim
    -hastayım kelebek dedi
    -tamam işte yatalım hadi dedim
    yatağa geçtik bi kaç öpüşme sarılma derken
    sabah kalkıp kızlarla beraber kahvaltı yaptıktan sonra

    ---nereye gitmek istersin dedi
    -sen bilirsin dedim. imalıca
    -hadi çıkalım karar veririz dedi
    -okulun yok mu bugün dedim
    -bugün yok dedi
    olaylar ne yapsak ne yapsak derken
    bir yere oturup konuşma
    bir yerde yemek yeme
    yapacak hiç bişey bulamayıp sinemaya gitme
    sonra bişey içip eve geldiğimizde
    sanki param olsa hepsini ben ödeyecekmisim hissi veren cebimdeki paranın ciddi miktarda azalışı
    hani ebru hadi kelebek işine bak dese
    ankarada beş parasız asker başıma kalacaktım
    sonra tek yol hale gidip kamyoncunun birisiyle züt karşılığı alanya istikametine gitmek olurdu herhalde
    izin kritiği yaptığımda farkettim ki
    aslında acınacak haldeyim
    herkese göre göreceli olan aşkın peşinde koşarken
    kendimi bıraktığım yerlerin farkında değilim
    resmen her konuda bir kızın eline bakıyor haldeyim
    hiçbir şeyde naz yapma lüksüm kalmamış
    ne param var aldığı şeylere ben bunu yemem şunu isterim diyebiliyorum
    ne de züt var ebru ben bu hayatı kabul edemem ben gidiyorum diyebiliyorum
    ne tak yersem yiyeyim ebru her zaman iki bir önde
    aşk artı para onda oldugu için
    yakında bu skora eğitim de eklenecek
    3 1 den sonra maçı berabere getirebilmek için
    aşka attığım bacak arası golün 3 gol değerinde olması gerekecek mahalle maçlarında oldugu gibi

    • *kahvaltı için ekmek alımına beni görevlendirdiler
    co-görevli ise ebru oldu
    buz gibi havada yeni yağmış kar'ı ayakla tekmeleyip biraz havaya biraz da ebrunun bacaklarına doğru gelmiş olmasının
    ebru da yarattığı etki kar'ı gayleştirip üzerime fırlatması şeklinde oldu
    bir kısmını elimle sıyırıp yoluma devam ederken
    ikinci hamleyi de yapmasına yine ses çıkarmadım
    ebru kartopu oynunu oynamak için çok hevesli gibiydi
    ama ben bu oyun için incinin jane'i gibi çok sıkıcı bir karektere büründüm
    hiç karşılık vermeyerek
    amacım sıkıcı olmak değil onun hastalanmasından korkmaktı
    ekmeği alıp geri dönerken atmaya devam etti
    ben ses çıkarmadıkça olayı abarttı
    karı avuçlayıp boynumda aşşağı bırakmaya kadar gitti olay
    biraz silkelenip yıkılmadan yoluma devam etmeye çalışırken
    ebru benim önümü kesti karşımda durarak
    yere eğilip yol kenarında birikmiş kardan bir avuç alarak
    elime bıraktı
    sonra yine eğilip
    bir avuç daha aldı
    doğum günü pastasını suratıma yapıştırır gibi yapıştırdı
    sonra bana bakarken benim de ona aynısını yapacağımı düşündüğü için
    gözlerini kapadı
    suratına avuçlarımdakini değil dudaklarımdakini yapıştırdım
    -gıcıksın dedi

    • *önden önden yürümeye devam etti
    kahvaltı hemen hemen hazırdı
    bi kaç mutfaktan masaya nakliye işine bende yardımcı olduktan sonra
    ebru okula gitmesi gerekirken gitmemeye karar verdi
    benim için sorun olmadığını söylesemde gitmedi
    kahvaltı sonrası yine yalnız kaldık evde
    yatağa geçip uzanarak konuştuk
    -kızgın mısın bana dedi
    -beni hastalandırmaya teşebbüs ettiğin için mi dedim
    -benimle kalmanı istediğim için dedi
    -ben mutluyum seninle olmaktan dedim
    -tamam istersen gideriz alanyaya beraber dedi
    -sen bilirsin dedim
    -bu hafta sonu gideriz o zaman cuma gününden dedi
    -tamam dedim
    bu tavrı beni biraz yumuşattı bütün kırgınlığımı aldı
    bende aşkın gazına gelip sarılmalarımdaki samimiyeti arttırdım
    resmen fingirdek birisi oldum amk ona karşı
    yeterli fingirdeşmeyi gerçekleştirdikten sonra
    -hadi dışarı çıkalım dedi
    -kar sadece yerde kalacak ama dedim
    -söz veremem hem seninle oynaması da zevkli değil dedi
    -başka bişey buluruz zevk alacağın hadi dedim
    dışarı çıktık. cebimin bakiyesi 10 türkiş lira(tahmini) beyler
    ona da deli gibi sigara alasım var zaten
    anlayacağınız onu da yok sayın
    ne desem ki kıza hadi bi yere gidelim desem neyle diyecem
    lafla gidilebilecek yerleri düşündüm
    sadece yürü ve kartopu oyna en ucuzu bu
    sıfır maliyet amk

    • *diyeceksiniz ki lan mal neden babanı arayıpda istemiyorsun
    nerden arayacan amk telefonda çıkacak ankarada oldugum
    ekşın reyize sarıldım
    ebruya telefon açmam gerektiğini söyledim komutanıma
    aradım ekşını cepte kalan kontur kartlarından
    -y.s.kelebek antalya deyince
    -alkollümüsün dıbına çakim dedi
    -hayır komutanım hava soguk ondan öyle geliyordur sesim dedim
    -kanyak iç dıbına çakim o zaman dedi
    -emredersiniz dedim. sessiz gülerek
    -söyle dıbına çakim tam baskın yapmak üzereydim dedi
    durumu anlattım ankarada oldugumu söyledim para lazım komutanım dedim
    -dıbına çakim ben sana nasıl vereyim şimdi parayı dedi
    -bunu düşünemeden aradım komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim 30 dk sonra beni tekrar ara dedi
    emredersiniz dememe gerek kalmadan kapattı telefonu
    30 dk nasıl dolar diye düşünürken ebrunun kartopu heyecanı geçmemiş gibiydi
    o da eğlensin diye üzerine fırlatıyormuş gibi yapıp ıskalar geçen atışlar yaptım
    ama o direk bana atıyordu acaba acır mı halime diye
    bana attıklarına karşı taksör reflekslerimi kullanmadım hiç
    hasgibtir ne taksörü ne refleksi amk içimiz dışımız şamar yemek zaten
    ebru benden sinirini iyice çıkardıktan sonra
    parmaklarım artık çok üşümekten ısı basınç yapıyordu
    zaman da dolunca ekşını tekrar aradım
    bana bir adres kışla adresi verdi
    orda bir komutan ismi söyledi
    o sana verecek git ondan al dıbına çakim dedi
    -emredersiniz deyip kapattım
    bowlinge gittik ebruyla
    ben bowling oynamaktan çok sıcak bir yerde olmama sevindim
    ankaralı panpalarıma allah sabır versin kışları
    zütünüz donmuyor mu amk?
    yine hesablar ebrudan
    Tümünü Göster
    ···
  15. 90.
    +2
    97

        **ben bişey demeden
        -özür dilerim dedi.
        -özür dilemeni gerektirecek birşey yok haklısın,en mutlu olman gereken anında
        bile işi dalgaya vurup kendimi eğlendirirken seni üzüyorum asıl ben özür dilerim dedim
        -bunun farkında olman bile seni seviyor olmama bir sebebtir dedi
        -fazla abarttığım anlar oluyor.sen bana aynı şakayı yapsan senin kadar alttan alamayabilirim. kendimi biliyorsam almam,
        anlayışın ve bana katlanabildiğin için teşekkür ederim
        halbuki bir gün bu şakaların bir tanesi kızıp arkana bakmadan çıkıp gitsem yaşayamam bile
        kumardan kalma bir huy bu galiba adrenalin gibi
        beni bırakıp gitme ihtimalini bilerek seni çok kızdırıyorum. böyle bir riski alıyor olmak
        aslında çok korkutucu, sanma ki ebru tamamdır benimdir bensiz yaşayamaz
        ben ne yaparsam yapayım bana katlanır,ben gitsem bile arkamdan gelir düşüncesi var
        inan yok,
         aklıma ya bir gün biterse diye geliyor ve çok daralıyorum.
        çok korkuyorum seni kaybetmekten
        hiç bir zaman biterse bitsin yaşarım ben onsuz da diyemiyorum
        yaşayamaz mıyım? yaşarım elbet ama sende  nefes alıyorsun afrikada ki fakir bir çocukta
        seni üzmeme izin verme ebru yoksa sonunda ben çok üzüleceğim.
        haylaz bir çocuğunum senin ama kulaklarımdan çek arasıra
        insan çocukken anasız aşıkkende yarsız yaşayamaz.
        tekrar özür dilerim dedim
        -benim oğlum yeterince biliyor ne yapacağını zaten.
       sadece uygulama hataları yapıyor bazen onu da zamanla öğrenecektir dedi.
       birbirimizsiz yaşayamayacağımız halde birbirimizi kaybetmeye meyilli hareketler yapmayalım kelebeğim.
       daha önce provalarını yaptık ayrılığın seni bilemem ama ben dayanamıyorum sensizliğe dedi
       -evet haklısın ebrum zamanı anımsatan nereye baksak ufuktaki ayrılığı görmeye başladık yine dedim(ankaraya okul için dönecek olması)
       bu sırada yemeği de yedik
       üstüne kahve de içtik
       -kalkalım mı dedi
       hesabı ödedim
       küçük bir yürüyüş yaptık
       -herkes için yazılmış birisi vardır ebru dedim
       onaylarcasına başını salladı
       -bazen doğru kişiyi bulmak için geçmen gereken bir kaç kişinin hayatına girmesi gerekir dedim
       ben seni buldum. bana yazılmış doğru kişim için geçmek zorunda olduğum birisi değilsindir umarım dedim
       -kaderi bozmak hattimize değil sen sadece umutlu ol ben öyle yapıyorum çünkü dedi
       -bugünümüze kadar olan kısma bakıyorum da şükretmek gerekiyor halimize dedim
       -tüm dualarımın ilk kelimesinin kelebeğim dedi
       -benim tek duam var o da tek kelimeden ibaret. ebru. dedim
       iskeledeki bir banka oturduk ama bizim yerimize değil
       başını omzuma yasladı
       bende tek kolumla onu sardım
       bir süre oturduk
       sonra bir türkü kafeye gittik
       bir köşeye oturduk
       çalan müziğe kaptırdık kendimizi
       aheste aheste içtik
       gelen gülcüden bir gül aldım ebruya
       hem gülcüyü kızdırmak hemde ebruyu güldürmek için
       kıran kırana pazarlık ettim gülcü ile
       cingene olduğu için ve bende onunla onun lisanını konuştuğum için
       ama ebru sıkılmış olacak ki
       bir tanesi çekti
       -ver kaç para istiyorsa dedi
       hevesim kursağımda kaldı
       fazlası ile verdim gitti gülcü
       ebru sıkılmış olacak ki
       -hadi gidelim dedi
       hesabı ödedim
       gülü masada unuttu
       bende neden almıyorsun demedim
       bir kaç yüz metre yürüdükten sonra
       -o yüzüğün akıbeti de sana aldığım gül gibi olmasın dedim
       -offf pardon unuttum hadi dönelim lütfen dedi
       -boşver hadi gidelim dedim
       ısrar etti geri dönmek için bende inat ettim gitmemek için
       -burda bekle o zaman dedi
       -tamam boşver ebru dedim
       -bekle lütfen dedi
       geriye dönüp yürümeye başladı
       bende mecburen arkasından gittim
       gülü biraz geçte olsa türkü barın barında buldu
       masayı kaldırınca bara koymuşlar
       gülün fazla olan sap kısmını koparıp
       tokası ile saçının arasına soktu
       -ne kırıyorsun gülü o kadar para verdik dedim.
       -paranı vereyim de sus dedi
       ağır konuştu yine ama binliği ben başlattığım için ses çıkarmadım
       sonra o da ağır konuştuğunu farkedip
       koluma girdi
       -kızdın mı dedi
       -yok tamamen haklısın,ben kaşındım dedim
       -ben sana para ile alınamayacaklar şeyler verdim. sende bana paramla alınamayacak bir aşk yaşatıyorsun.
       bırak para sadece babamın bana verdiği harçlık sana verdiği maaş olarak kalsın hayatımızda dedi
       haklı amk. allahın fakir bininin tekisin amk. paradan bahsettiğin kişiye bak.
       beni euroyla kaldırıp dolarla gibti beyler

    • * -yarın ne yapacağız dedi
    -ben çalışıyorum annem yayladan gelecek akşam üstü de eve gitmem lazım dedim
    -beraber gideriz dedi
    -tamam bakarız dedim
    onu evine bırakıp bende eve gittim.
    ertesi gün işe geldim
    sabah gelen barmene
    -şiftleri değişelim mi ben sabah geleyim sen öğlen gel benim biraz işim var öğlen arası dedim
    Tümünü Göster
    ···
  16. 91.
    +2
    45

    biralar bitti
    gidelim bile diyemeden ayağa kalktı
    yüzünü gideceğimiz istikameye döndü
    elini arkasında bekletip
    elini tutmamı bekledi
    bende kalktım
    elini tutarak
    yanında yürür buldum kendimi
    bir ara gözlerimi ona çevireyim dedim
    ama cesareti bulamadım ağlamaya hazır gözlerimde
    yürüdük sessiz bir şekilde evinin önüne kadar
    ikimiz birden durduk
    90 derece ona döndüm
    ağlamaklı gözlerini yine benden kaçırdı
    sahte bir gülüşle
    bana uzun uzun baktı
    -iyi geceler dedi
    -iyi geceler dedim
    bir süre yine gidemeden orda kaldık
    birbirimize bakarak
    o ağlamaya yakın
    gözlerini elimle kapattım
    dudaklarına iyice yaklaşıp
    şşşşhh dedim.
    bir öpücük kondurdum dudaklarına
    geç kaldı dudaklarımı yakalamak için
    dönüp gittim eve **yatağa yattım gözüm tavanda aklım ebruda uyku reyizi bekledim
    habersiz geldiğini sabah kalkınca öğrendim
    ertesi gün ebru alışverişe gideceklerini
    bir kaç eksiğini tamamlayacaklarını söyledi
    -gönlümdeki yalnızlığı tamamladığın için teşekkür ederim dedim
    -dur romantik çocuk ne alacağımı unutturuyorsun bana dedi
    -bir liste yapsaydın kalbinde ilk ben olan dedim
    -o liste hazır zaten sen yap o listeyi dedi
    -hiç unutmadığım şeyi niye listleyeyim ki dedim
    -anneme alışverişe gidelim diye bu kadar baskı kurmamış olsaydım utanmadan sana koşa koşa gelirdim
    şimdi dedi
    -bence koşma mesafesindeyken koşmalısın dedim
    üzgün surat la cevap verdi
    yanlış birşey söylediğimi farkedip
    özür diledim
    -bende seni seviyorum dedi gülerek
    -akşam misafirler gelecek bana bir nevi veda yemeği için haberin olsun dedi
    -tamam mesajla alt yazı geçersin geceyi dedim
    bende işe devam ettim
    akşam ondan gelen mesajları okudum
    ayrılık iyice yaklaşıyordu
    gece misafirler gittikten sonra mesaj attı
    -ne zaman bitiyor işin diye
    tekrar buluşmak istediği belliydi ama ben o üzüntüye tekrar dayanamayacağımı düşündüğüm için
    -biraz sürer dedim
    -bekleyeyim mi dedi
    -yorgunsan yat istersen dedim
    -sana ayıp olur mu dedi
    -sevdiğine inandığım sürece yaptığın hiçbirşey ayıp değil bana dedim
    -tamam ama seni öpme mesafesindeyken öpmem lazım dedi
    -tamam iş bitince gelirim evin altına dedim
    -gülücükle bekliyorum dedi
    -üzüntüyle gönderme ama beni bu gece bari dedim
    -you never know dedi
    -ı just know that ı love you soo much dedim.
    -galiba aynı şeyi bende biliyorum dedi
    -gece görüşürüz dedim **dükkanda gece olmasını beklerken
    her yerde tarkanın yeni çıkardığı album çalıyordu
    bir tanesini kulağıma çok yakın kalbime acı vererek dinledim
    ama yetmedi
    gittim cd sini aldım
    aynı şarkıyı tekrar tekrar dinledim
    bir saatten sonra sözlerini daha iyi dinleyince şarkımı bulduğumu düşündüm
    gece iş bitti
    ebruya mesaj attım
    -aşşağıdayım tosbiş dedim
    hemen arkasından bir mesaj daha çekip
    -makyaja gerek yok nasıl olsa akacak dedim
    hemen indi
    gülerek karşıladım
    çünkü o da gülmeye çalışıyordu
    -ne zaman gideceksiniz dedim
    -yarın erken gidecekmişiz. annemle babam da orda bir otelde bir gece kalacaklar. ertesi gün dönecekler.
    dedi
    -saat kaçta dedim
    -5 6 gibi dedi
    -o zaman fazla tutmayayım uykusuz kalma dedim
    -sorun değil araba uyurum dedi
    -sana bende birşey aldım dedim tarkanın cdsini uzattım
    -dinledin mi daha önce dedim
    -ezbere biliyorum hepsini dedi
    -ben sadece birini ezberledim dedim
    hangisi o dedi
    sözlerini okudum
    Özledim seni, düştüm yollara
    Açtım gönlümü rüzgarına
    Bir hayaldi sanki, bir macera
    Yıkıldım. Kelimeler paramparça
    Yandım… yandım…
    Yandım yandım ahhhh ki ne yandım
    Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
    Baka baka doyamadım, hem kokladım da
    Sarhoşluğu geçmedi hala
    içimde sevdan…
    Hala hoş bir havan var
    Ne güzel adın
    Bir çizik attın gönlüme, kanattın
    Yandım… yandım…
    Yandım yandım ahhhh ki ne yandım
    Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
    Baka baka doyamadım, hem kokladım da
    Sarhoşluğu geçmedi hala
    içimde sevdan…
    buraya kadar ezberledim gerisini bilerek unuttum. lütfen bana hatırlatma dedim
    gerisini de sizin için yazayım o zaten biliyordu
    Seni görebildiğim yer rüyalar artık
    Deli diyorlar bana
    Ah bu ayrılık…
    Tümünü Göster
    ···
  17. 92.
    +2
    42

    bizimki ankaranın sert rüzgarını suratımda hissettirdi yazın sıcağında
    -elif mi yazsaydım, ebru işte dedi
    annesi ve babasının elif olayından haberi olmadığı için onlar espri olarak karşıladılar bunu ve güldüler
    -sen ne yazarsan yaz benim gözlerimin okuyacağı tek isim var dedim
    hiç istemeyerek teşekkür ettim kibarlık görünsün masada birazcık diye
    onlarda birşey içti sonra kalktık
    arabaya giderken ebru ile ben yan yana olmasada yine arkadan yürüdük
    sonra bana biraz yaklaşıp
    -annemin fikriydi beyefendi dedi
    -çok normal sen fikrini elife sabitlemişsin dedim
    • *arabaya geldik. herkes bindi
    alanyaya doğru tekrar yola çıktık
    yine aynı senaryo devam etti belirli bir süre.
    sonra bir molada ebruyu tuttum yalnız kaldığımız bir zaman
    -eğer böyle devam edersen bir daha adını bile anmam. yeter ama dedim
    -konuşmuyorum ben seninle git elife anlat derdini dedi
    -öyle mi dedim
    -öyle ded
    -sen bilirsin boşuna koşmuşum peşinden burlara kadar dedim
    -hem suçlu hem güçlüsün dedi
    -suçumu söyle lan dedim
    -sen daha iyi bilirsin beyefendi dedi
    annesi ile babası da bize doğru gelmeye başladır
    ebruya yaklaştım
    -sen şimdiden olmayan birşey için bana böyle yapıyorsan uzatmaya gerek yok. ebru dedim
    -alanyaya kadar daha dayan bana sonra bir daha göremeyeceksin zaten dedim
    geçtim arabaya oturdum
    annesi ile babası da gelince ebru da bindi yanıma
    yine aynı tavırlar
    ruhunu gibeyim emi
    ya böyle bir naz olamaz aşık usandıranı gibtir edin aşk katili yapar adamı
    bir süre yol aldıktan sonra telefonu aldı eline
    bir süre sonra benim telefondan mesaj bildirim tonu geldi
    bana mesaj attığı belliydi okumadım bile amk.
    babasından bir kalem istedi
    bi de petrollerde dağıtılan peçetelerden birine uzandı
    kağıda birşeyler karalayıp
    bana uzattı
    -mesaj geldi okusana yazmış
    elimi uzattım kalemi almak için
    -elifciğim göndermiştir yazdım aynı peçeteye —artık hiç inanmıyorum yazıp bana geri verdi
    -birazcık inanırken benimle konuşsaydın tam inandırırdım dedim
    sonra birşey daha yazdı almadım yazdığını kalemi uzattı yine almadım
    onun yaptığının aynısı ben ona yapıp cama suratımı çevirdim yol boyu
    arasıra babasının sorduğu sorulara cevap verdim
    babası seni eve mi bırakayım dedi evet dedim
    cebimi yokladım anahtar yok
    kaybetmişim amk bi yerde
    şimdi adamlara anahtarı kaybetmişim desem evlerinde yatmak istediğimi sanacaklar diye birşey
    söylemedim
    Tümünü Göster
    ···
  18. 93.
    +2
    41

    ama ben yine oralı olmadım sonra kulağıma yaklaşıp -sana hiçbir şekilde borçlu olmak istemem dedi
    ben ona çorba ısmarlamıştım ya dinlenme tesisinde onu kastediyor
    ben giblemez bir şekilde ona bile bakmadan devam ettim
    yine gezmeye kızılay sonra ataya fatiha okuma şansı bulduğum anıtkabir e gittik.
    bi de yapay şelale vardı galiba orları gezdik. baya bir dolaştık yani
    bunlar bu arada birkaç işlem daha hallettiler okul hakkında
    biraz daha gezip fotoğraf çektirdikten sonra
    ne yapalım konuşmaları başladı
    ebru gidelim baba dedi
    annesi biraz daha gezelim isterseniz.bir kaç bişey de alırız dedi.
    babası bana döndü
    -ne yapalım kelebek dedi
    -bayanlar herşeyi daha iyi bilir dinleyen olmaz beni dedim
    ebru pis pis bana bakıyor gidiydi
    ama gibimde değildi oh olsun amk.
    -bırakalım gidelim bunları burda istersen dedi babası gülerek
    -bir yere bırakalım alış veriş yapsınlar biraz mutlu olsunlar dedim. yine imalı bir şekilde
    -iyi fikir dedi annesi
    avm sayılır mı sayılmaz mı bilmiyorum bir yer bulduk. onları bekleyeceğimiz kafeyi gösterdik. onlar gitti
    biz babası ile oturduk çay içiyoruz
    adam kumarbaz biliyorsunuz hadi tavla oynayalım dedi. diğer oynayanları görünce
    çok fena muallaka düştüm
    oynasam ebru gelecek kumarı bırakmadın mı sen diye hem bana hem babasına kızacak
    bilmem desem. nasıl esnafsın sen diyecek
    zaten ebruya da kızgındım koy gitsin zütüne diyerek oynayalım dedim
    başladık
    herifin çok yavaş oynuyor sayıyor eliyle ayar etti beni.
    eh amk.bu kadar biliyon neden oynuyon.
    yarram kumardan nasıl ütmüş o oteli diye düşünüyorum
    ama numara yaptığı 3 elden sonra belli oldu beni kızdırıp moralimi bozmak için yapıyormuş
    itiraf etti.
    yalan yok beyler kaydı herif bana
    -bunlar gelmeyecek bir daha oynayalım dedi
    -şansım yok dedim
    -aşkta kazanırsın dedi. sanki birşeylerin farkına varmış gibi
    -kazara kazanırım sonra aşkı da tam kaybederim dedim
    tamam sen bilirsin dedi bıraktık.bir müddet daha bekledikten sonra
    geldiler
    ebrunun elinde 3 poşet. annesininkini saymadım bile
    ebru poşetlerin hepsini yere bıraktı. annesi masanın üzerine iki poşey koydu
    birini kocasına verdi bu senin diye
    diğerini de bana uzattı -bunu sana ebru aldı diye.
    • *yine beyin felci geçirdim
    amk. kız bana o kadar trip atıp üstüne hediye mi alıyordu
    bi kere bile gülmeyen kız?*
    sokarım o kadar aşk eziyetine
    anası babası orda olmasa suratına fırlatırdım bakmadan hediyeye
    babası hediyesini hediyesini açtı tüm gözler ona yöneldi tabi
    adamın tuttuğu takımın forması ve arkasında karısının ismi
    -ilk defa işime yarayacak bir hediye aldın diye takıldı karısına
    sonra herkes bana baktı
    saçma sapan birşey çıkmasın diye dua ederek açtım
    tuttuğum takımın forması ve arkasında ebru yazısı
    hediye üzerindeki bakışlar benim vereceğim tepkiye çevrildi
    ulan sanki bir yumuşama oldu kızda bana karşı hissine kapıldım
    biraz sevindim ama tepki de koymam lazımdı
    -hmm ebru dedim formanın arkasına bakarak
    demez olaydım amk.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 94.
    +2
    40

    durdum biraz yine gözlerim doldu
    şurda bekleyip bir otobüse binip geri döneyim dedim
    ama anasına babasına ayıp olmasın diye yapmadım **ebrunun bu yaptıkları hiç çekici gelmiyordu
    gönlümdeki prensese yakışır hareketler değildi bunlar
    açtım arka kapıyı. annesi gilde olaydan şüphelenmesin diye
    babasına dönerek
    -abi ankara gidiyorum beni de atarmısınız dedim
    -bin deli çocuk dedi annesi
    onlara göre keyifli bana göre surat mimikleri ile iç duyguların zıt karekterleri canlandırdığı bir ortamda
    bindim arabaya
    suratına bile bakmadan bende kafamı kendi tarafıma çevirip devam ettim
    bir önceki gün, gün boyu çalışmanın ve o ana kadar uykusuz olmanın ve yolculuğun verdiği yorgunlukla
    uyuya kalmışım
    kalktığım da saat 11 olmuş. arabada yalnızım
    ayıptır söylemesi kalkınca biraz da salyam akmış
    ne ayıbı amk. inci burası
    onu silerken bir baktım kimse yok.bir yere park etmişler beni orda bırakmışlar
    boynumun anası gibilmiş
    adam kaldırır en azından nereye gittiğinizi söyler amk.
    bekle baba bekle gelen giden yok
    ebruya mesaj atsam olmaz
    biliyorsunuz durumları
    yarım saat kadar sonra geldiler
    babası.
    -seni kaldıracaktık ama ebru kıyamadı uykuna o yüzden bıraktık seni dedi
    ben ebrunun suratına bile bakmıyordum
    onlar yolculuğa çıkıncaya kadar uyumuş
    beni arabada bırakıp üniversiteye gitmişler işlemleri halletmişler
    öğlenden sonra yine gideceklermiş
    yanlış hatırlamıyorsam ata kule diye bir yer vardı. cumhurbaşkanlığı civarı bir yerde oraya gittik
    sonra öğlen yemeği için bir restorana gittik.
    ben annesi ve babasıyla hiç bir şey yokmuş gibi konuşurken ebrunun suratına dahi bakmadığımı
    yenileyeyim
    yemeği yedikten sonra
    hesabı istedi babası
    hesab gelince bende elimi cebime attım babası elini olmaz işareti yaparak durdurdu beni
    tam cebinden parayı çıkarırken
    ebru hesapı eline aldı
    -ben ödeyeceğim bana dedi
    çantasından parayı çıkardı
    parayı ödedi
    annesi babası sağol derken ben birşey demedim
    sonra ebrunun bana bakıyor olduğunu hissettim
    ···
  20. 95.
    +2
    39

    o an hissettiklerimi anlatamıyorum
    beyin ölümüm değil ama kalb ölümüm gerçekleşti
    o ne oluyor deyinceye kadar
    babasına bakarak ortayı yaptım gökhan gönül mü dersiniz quarezma mı dersiniz yoksa sabri reyiz mi
    dersiniz
    hakemin gol kararı vereceği geçerli bir açıklama yapsın diye
    -sana sürpriz yaptık kızım dedim
    bu arada da sürmeye başladı
    arabaya ne olur dur dedirtmesin diye başında dolaşan şeytanlardan medet aradım ebrunun
    neyseki başka mesaidelerdi ve
    -iyi yapmışsınız dedi
    bana da merhaba deyip önüne döndü
    ama hiç de hoş bir merhaba gibi görünmüyordu
    neyse buna da şükür diyerek oturdum oturduğum yerde
    pişman pişman
    amk.bi tak yapsam da pişman olsam neyse
    annesi bir kaç soru sordu
    çok efendi bir çocuk üslubu ile hepsine cevap verdim
    babası bi kaç kez aaaa?? öyle mi?? gibi kısa kelimelerle konuşmaya katılsada
    bizimki hiç bir tepki vermeden yüzünü diğer cama döndürerek yolculuğa devam ediyordu
    ben ise hiç acele etmedim.yol yakınken durdurur beni falan yolda indirirler diye bekledim
    konyaya kadar bekledim
    ama bir baktım bizimkisi zaten uyumuş
    kafası da bir müddet sonra benden tarafa döndü
    yüzüne öyle derin derin bakarken ağlamadıysam en abazanız gibsin
    ağlama değil de duygu boşalması diyelim
    lan ne kadar güzeldi amk. annesi de kendini uykuya kaptırmışken ön koltuğa biraz yaklaşıp babasına
    düşük sesle
    —uykunuz gelince haber verin size fıkra anlatayım uykunuz kaçsın dedim
    sanki dünyanın en komik fıkrasını anlatmışım gibi gülme krizine girdi adam
    -tamam gerek kalmadı allah iyiliğini versin açtın yeterince dedi
    -allahtan fıkra anlatmadım dedim
    gülmeye devam etti
    durup durup gülüyordu.bir ara kafası mı güzel diye şüphelensemde
    ben de o gülüyor diye gülmeye başladım
    biraz daha ilerledikten sonra
    zütümü biraz daha ebrudan tarafa sürüdüm hani üstüme uyuyakalmaya devam etsin diye.
    benim gözümde gram uyku yok
    içim heyecanlı, telaşlı,ne yapacağını bilmez bir şekilde
    beşiktaşlı deli ibonun sol kanattan sopu sürerken ne yapacağını bilememek gibi farklı bir duygu
    -babası anlat bakalım diyerek düşüncelerden arıttı beni
    -ne anlatayım dedim şaşkınlıkla
    -fıkra anlatacaktın ya dedi
    -ben fıkra bilmem ki dedim
    yine gülmeye başladı herif.amk hiç espri görmemiş gibiydi hayatında
    devam ettim o gülerken
    -oo durum bu boyuta geldiyse duralım bari dedim
    -yok yok uykum yokta can sıkıntısı işte zaman geçsin dedi
    bi milyon fıkra bilirim aklıma bir tane gelmedi o zaman. **sonra bir tane geldi anlatmaya başladım ama
    fıkra biraz bel altı olduğunu anlatmaya başladıktan sonra farkettim
    ulan devam etsem mi etmesem mi diye düşünürken
    hep sizin gibi
    eee
    eee sonra ne oldu demeye başladı
    unutmuş numarası yapsam rezil olacaz adama giberim ne olursa olsun diye devam ettim
    fıkra bittti
    herif krize girdi amk. arabayı sağa çekti indi arabadan
    açtı fermuarı hem gülüyor hem işiyor ben içerden duyuyorum sesi
    yuh amk. zengin adama öyle işemek de yakışmıyordu.
    araba durunca annesi de uyandı. neden gülüyor bu dedim
    fıkrayı annesi de anlattırmasın diye
    -bilmem dedim
    bu arada babasıda gülerek arabaya bindi. ebru kapı sesine galiba uyandı
    bana dönerek uyku sersemliği ile olsa gerek
    -ne oldu kelebek dedi.
    -birşey yok aşkım dedim kolumu omzuna atarak ve yarım sarılarak düşük bir sesle
    hemen orjinaline döndü amk. suratı asıldı. dudaklar büzüldü.
    tavır yapılarak elim omzundan alında dizimin üstüne bırakıldı ve kafa tekrar camdan tarafa çevrildi
    bende surat düştü. içten içe offlama başladı
    gibeyim böyle işi diye ruhumda isyan çıkarıldı.
    şeytan yanıma usulca yaklaştı bas şuna tokadı
    dinle lan diye lafa gir gerisini tek solukta tekrar anlat üzerine de seviyorum lan ı ekle yapış dudaklarına
    dedi ama
    şeytanın bu teklifini
    1.kadına el kalkmaz ilkesi
    2.arabada yalnız olmamamız
    sebeblerinden dolayı reddettim.
    ben yine sus pus otururken babası
    -allah aşkına bir tane daha anlat dedi
    amk. fıkra anlatacak hal mi kaldı. kızın kalb hücrelerime tek tek yumruk atıyor haberin yok
    bu arada fıkrayı da hala biliyorum. isterseniz anlatırım
    -aklıma gelirse anlatırım dedi
    annesi dayanamadı ne fıkrası o dedi
    vay amk babası anlatmaya başladı fıkrayı hem de karısına hemde ebru da duyuyor.
    eyvah ki ne eyvah rezil oldum. kıpkırmızı geçtim
    yüzüme çıkan kan gibimin damarlarında gezse gibim 2 santim kalınlaşırdı
    babası şerefsizi sansürsüz anlattı.ben öyle mi anlatmıştım amk. adam gibme yerine şey ediyoru kullanır
    ebrunun fıkraya verdiği tepki gelecekteki bana tavrının sinyali gibiydi… **adamın birisi yolunu kaybetmiş.
    bir köy yoluna girmiş arabasıyla
    köy meydanından geçerken bir bakmış ki herkes feryad figan ağlıyor
    adam merak etmiş durmuş
    yakalamış köylünün birisini
    abi ne oldu hayırdır? herkes yasta demiş
    köylü-bu civarın en güzel kızı öldü onun için ağlıyoruz demiş
    adam çok meraklanmış mutlaka bu kızı görmem lazım demiş kendi kendi kendine
    hayırdır neden öldü diye sormuş adam
    köylü-valla bizde bilmiyoruz demiş
    adam-ben doktorum müsade edin bir bakayım belki anlarım neden öldüğünü demiş
    tamam demişler
    doktor kızın olduğu odaya girmiş
    bir bakmış kız harbiden 10 numara
    adam kıza şöyle bir bakıp yüzünü okşarken
    hala hayatta olduğunu farketmiş
    ama çoktan gibi kalkmış adamın
    kendi kendine planı yapıp. ulan nasıl olsa herkes bu kızı öldü biliyor ben bunu burda bir güzel gibeyim
    sonrada boğazını sıkar tekrar öldürürüm diye düşünmüş
    adam giberken kız da ayılmış
    tam onu tekrar boğmaya çalışırken köylüler sesi duyup içeri girmiş
    bir bakmışlar kız canlanmış
    ooo sen ölüyü dirilttin bize de anlat nasıl yaptın diye
    adam -meslek sırrı söyleyemem desede silahı dayamışlar kafasına gibe gibe söyleyeceksin bize ölüyü
    diriltmeyi
    bu sırada kız da beni giberken canlandım demiş
    köylüler kızın canlanmasına sevindikleri için ve tıpın yeni yöntemi olduğunu düşündükleri için adama ses
    çıkarmamışlar
    adam gitmiş aradan 1 ay geçmiş
    canı o kızı tekrar isteyince aynı köye yine gitmiş
    bir bakmış yine herkes ağlıyor
    yine köylünün birisini tutmuş sormuş
    yine ne oldu hayırdır diye
    köylüde cevap vermiş
    -bizim köyün bir imamı vardı.bir hafta önce öldü.bir haftadır gibiyoruz daha canlanmadı…
    • *babası fıkrayı anlatıp gülerken anneside gülmeye başladı.ben ise rezil rezil otururken.
    ebru bana dönüp sadece
    -terbiyesiz dedi
    vay amk. daha da bir utandım. hata bende amk.o fıkra anlatılır mı??
    yada nerden bileyim herifin fıkrayı anlatacağını ben erkek erkek konuşuyoruz sanmıştım
    içten içe tilt oldum adama
    ama onun gibinde değil di amk hala gülüyordu
    ebrunun surat yine aynı yolculuk devam ederken
    sabaha doğru bir dinlenme tesisinde durduk
    birer çorba içtik
    ebru yolda yürürken yemek yerken ve bana bakarken
    birbirinden nefret eden iki kardeşten birinin diğerine davrandığı gibi davranıyordu
    gelmekle hata yaptım. boşuna koştum peşinden hissine kapıldım
    bende salıverdim kendimi hiç bir yaklaşımda bulunmadım
    çorbaları içtikten sonra çay söylediler
    -ben bir lavaboya gideyim diyerek kalktım. hesabı ödedim
    ebrunun babası koşarak geldi.
    tepkili bir şekilde.
    -ben öderdim sen misafirsin dedi
    -bi dahakini siz ödersiniz dedim
    lavaboya gittim
    geri geldim. masaya annesi teşekkür etti yemek için babası teşekkür etti tekrar
    ebru başka alemlerde bakmıyor bile bana
    neyse kalktık yine arabaya önden gitti ben sallana sallana arkadan geldim babasıyla
    ebru arabaya bindi. babası ön tarafa dolaşırken
    ebru kapıyı ben girmeye yakın pat diye kapattı
    küfür etsen daha iyi amk.
    Tümünü Göster
    ···