-
51.
+2Valla helal olsun kardeş sana adamsın.
-
-
1.
0eyvallah pampa sende adamsın
bu bitsin aklımda eskilerden bir tane daha var onuda yeniden su üzerine çıkarcam
o da çok güzel bir hikaye -
2.
0okumaya devam mı? kaçıncı parttasın
birde partların uzunlukları çok mu iyi mmi kısaltayım mı? biraz
-
1.
-
52.
+2185Tümünü Göster
• * ama geldi
içeri girdi
bir masaya oturup bana baş selamı verdi
o mekanda yıl başında masa bulmuş olması çok ilginçti ki muhtemelen reserve yaptırmış olması gerekiyordu
oturup o da içmeye başladı
bende içerken yanımda oturan kızdan uzak durmaya çalışıyordum ama
herkesi çiftlesen kız bana kalıyordu amk
arasıra da bana bişey demek için müzikten dolayı kulağıma eğilmesi ebrunun gözünü benden ayırmadan içmeye devam etmesine sebeb oldu
kız daha fazla bişey demesin diye biraz tersledim. ebru da görsün de sevgilim olmadığını anlasın diye
yanımda oturan bana aşık olan kız bana mesaj attı.
beni dürterek telefonumu gösterdi. mesaj gönderdim anlamında
onun mesajını direk es geçtim. çünkü ebrudan gelen bir mesajın sesini duymamışım
aynen şöyle
-sana tüm yaptıklarımdan sonra beni beklemeni beklemek sadece bir umuttu bende.. dedi
savunma mekanizması hemen harekete geçti bende ki
-arkadaşım o benim dedim
-güzel bir arkadaşın var dedi.
ben mesajlaşmaya başlayıp yanımdaki kızda bunu farkedince ebruyu da farketti
yüzü düştü
wc ye kalktı
-sadece arkadaşım ebru dedim
-bişey demedim kelebek.iyi yıllar sana ben rahatsız etmeyeyim dedi
kalktı masadan ben mesajı okurken
fırsat bu fırsat çıktım peşinden
tuttum kolundan
-yine mi gidiyorsun dedim
-evet dedi.
-alıştım artık biliyor musun dedim
-bende gitmeye alıştım ama galiba bu son gidişim dedi
-ben gitmelerine değil. çocukluğuna alıştım ebru dedim
-ne çocukluğu dedi
-sen aklı ermeyen bir çocuk gibi oldun hep. birbirimizi çok sevdik ama zarar vereceğini düşünemeden bilemeden
sana aldığım oyuncakla hep kafama vurdun. çok canımı yaktın ama sana olan sevgi kabullenişimden
ne yaparsam yap sevdiğim olarak kalacağından
kızamadım hiç. elinden o oyuncağı alıp senin kafana vurmaya bile deneyemedim..
belki zamanında vursam sende bilirdin o acıyı ama kıyamadım sana
hep neden böyle yapıyor bu çocuk zamanla düzelir elbet dedim bekledim ama
ne senin çocukluğun geçti.ne de çocukluğuna aldırmayacak sevgim..
bunları konuşurken kız da kapı çıkışına gelmiş bize bakıyordu
-ben çok beklettim.sen de bekletme hadi git dedi
-geri döneceğin umudunu ver. senden sonra buharı kaçmasın diye kapağını açmadığım kalbime girer orda sen kapıyı çalıncaya kadar yine beklerim söz dedim
-ben artık bekletmek istemiyorum dedi
-başkası mı var dedim
-senden sonra kimse olmadı kelebek dedi
-o zaman sorun ne neden gelmiyorsun bana dedim
-bak kelebek dedi...
• *eliyle kapıdan bize bakan kızı gösterdi
ben hemen atladım
-valla sevgilim değil bir gram hissim bile yok ona karşı yemin ederim ebru istersen çağırayım kendin sor dedim
-hayır kelebek o kız hep sen oldun. senin yaşadıklarının aynısı o yaşıyor. kendi çektiğin acıları ona da çektirme. dedi
-be zalim insan madem biliyorsun çektiğim acıyı neden anlatmıyorsun bana sebeblerini
iki buçuk sene geçti bir yalan düşünemedin mi beni teselli edecek. dedim
-olmadı ne yapalım kader böyleymiş dedi
-şimde kaderden bir girerim çıkışı olmayan hapise kadar giderim elimde kalırsın adamı dinden imandan çıkarma
madem oldu bişeyler anlat böyle böyle oldu.
kusura bakma de seni dövecek değilim ama susarsan yemin ediyorum elimde kalacaksın dedim
-ne diyim ki dedi.
-offff ebru bana sabır dile dedim
-sebebi olsada sana anlatsam dedi
-ne yani durup dururken yayladan döndün. ulan şu telefonumu kapatayım nasıl olsa kimsenin umrunda olmaz dedi
.bir seveyim bir sevmeyeyim en iyisi böyle dedin. beni seven de ne tak yerse yesin dedin.bu mu olay şimdi dedim
-tamam hadi git arkadaşlarını bekletme dedi
-sen git ebru gibtir git. harbiden gibtir git.bir daha gelme. dedim
gitmekle gitmemek arasında kaldı
bende birden pişman oldum. içimden tekme tokat döverek gibtir çekmek geliyordu ama
yine de geçerli bir sebebi vardır diye düşündüğüm için ayrıca hala beni sevdiğini bildiğim için
-kusura bakma özür dilerim dedim
üzgün üzgün gülümsedi
-özür dilemesi gereken benim kelebek dedi
-yok senin bir suçun dedim
-tüm suç bende kelebek dedi
• * -seni bu kadar sevmesem böyle olmazdı sen rahat ol suçun yok senin dedim
-bende seni çok sevdiğim için böyle oldu dedi
-galiba sussak daha iyi olacak sürekli yeni nedenler ekliyorsun bana dedim
-tamam ben gideyim dedi
-nereye gidiyorsun dedim
-bilmiyorum ki var mı tavsiyen dedi
kapıya baktım kız içeri girmiş. ebru yine gidecek
bir daha ne zaman göreceğimi bile bilmiyorum
-yürüyelim mi biraz dedim
-olmaz arkadaşların bekliyor ayıp olur dedi
-onları her zaman görürüm biraz yürüyelim dedim
-peki dedi
saat 12 ye geliyordu beyler
yılbaşı yaklaşmış tüm arkadaşlar beni beklerken ben hepsini satmıştım hemde hayatımın en büyük satışını yapan kişi ile
yürüdük havai fişekler ateşlenmeye başladı
biraz onlara baktık
-mutlu yıllar kelebek dedi
-dileğin gönülden mi dedim
-evet dedi
-peki benim mutluluğum için elinde bişey gelse yapar mıydın dedim
-elimden gelirse seve seve dedi
-bana bundan sonra ne yapmam gerektiğini anlatır mısın dedim
-bu konuda en büyük yardıma ihtiyacı olan benim kelebek dedi
-bira içemiyorum biliyor musun dedim
-neden dedi
-birayı içtikten sonra mayasını dudaklarında hissedecek bir sevgilim olmadığı için dedim
-kız varya işte dedi
• * -gelen her mesajda çalan her telefonda zindandayken gelen birisini duyunca beni serbest bırakacaklar sevinci yaşıyorum ama her mesaj her telefon
bir kuru ekmek oluyor senden gelmeyince dedim
-deme böyle ne olursun dedi
-ellerim hiç gökyüzünü görmedi sen gittikten sonra dedim
üzgün pişman baktı bana
-ceyhundan ayrılırken o kadar acı çektin unutamadım dedin ya bana sonra unutturduğum için teşekkür ettin hani.bu iyiliğime karşılık olarak
aldatsaydın beni sende çağırsaydın gel kelebek bak başkasıylayım deseydin ya bana.en azından umudum olurdu tüm bunları unutturacak bir kız bulurdum
en azından kalbim unutmaya motive olmuş şekilde yaşardı ayrılık acısını dedim
-kelebek lütfen dedi
-tüm nedenleri düşünmeye verdiğim zamanımı bir bilime verseydim. kariyer sahibiydim şimdi. ayrılık bilimini bir adım ileri zütüremedim. dedim
-hadi bira içelim dedi
-hayır dedim
-neden dedi
-öpüşecek bir sevgili buluncaya kadar içmeyeceğim dedim
-tamam başka birşey içeriz gel dedi
disconun birisine girdik bara yaklaştık
ne içersiniz sorusuna ebrunun yanıtı iki bira oldu
ben şaşkın şaşkın bakarken
-hadii deyip tokuşturduk biraları
ilk yudumu aldıktan sonra ben ona bakarken o da bana baktı
kırmızı ışık yanıyordu araba 1 de ayağım frendeydi
o kadar acelem vardı ki onu öpmek için
sarının yanması dudaklarına geçmeme yeterli değişim olacaktı
o da bana baktı henüz sarı bile yanmadan ben kırmızıda geçtim beyler
öpüşme sonrası onun evine gittik el ele
hemde acele olsun diye taksiyle
salonda ikimizin resmi vardı asılı
yattık öğlenden sonra kalktığımda yanı başımda kalkmış benim uyanmamı bekliyordu
-gitme ebru artık dedim
• * -gitmem lazım kelebek dedi
-beni de zütür o zaman dedim
-geri gelicem merak etme dedi
-söz mü dedim
parmağındaki yüzükleri öptü.
-söz dedi
sarıldık yedik içtik derken akşam oldu
evi uzun süredir kullanmadığı için pek bişey yoktu evinde
-dışarı çıkalım mı dedim yemeğe
-hayır askerdeyken sana sözüm vardı ben pişircem dedi
-bu evde beraber kalırken pişirdin ya dedim
-iyi yapmayayım o zaman dedi
-seni tekrar bulmuşken zehirlenip gitmek istemiyorum dedim
-sen böyle konuşmaya devam edersen zehirlenmene gerek kalmayacak ama dedi
-tamam sustum dedim
-susmak zor geldiği anlarda haber ver ben sustururum dedi
-nasıl susturacaksın dedim
-öperek dedi.
ellerimi havaya kaldırıp anlamsızca bir sürü kelime söyledim.
yaklaştı öptü
-hadi şunları getir dedi
dışarı çıktım
farkettim ki telefon yanımda değil. yılbaşı gecesi masada kalmış yoksa çoktan ararlardı zaten beni
vay amk hesab verilmesi gereken bir arkadaş grubu ve değerli bir kız beni bekliyor
telefon da muhtemelen kızda kaldı
çok büyük ihtimalle mesajları da okudu
kız hakkında sadece arkadaşım yazdığımı da gördü
kendi mutluluğuma mı yanayım??
kızın üzülmesine mi??
bunları gibtir edin amk. esas yanmam gereken konu
ebru ile devam edecek mi?
aldım geldim ekgib malzemeleri
ebru yaptı yemeği -
53.
+2188Tümünü Göster
• * ben on kere seni seviyorum dediysem
o iki üç kez bende seni dedi
bir iki kez de ben söylemeden seni seviyorum kelebek dedi
ben böyle davrandıkça bana olan sevgisi arttı
ama bazen anlamsız bir şekilde giblemiyordu
herşey çok düzgün giderken sessizleşiyor resmen mallaşıyordu
sonra o kendisi yavaş yavaş ben burdayım
şuraya şu arkadaşlarla gidecem demeye başladı
kendiliğinden seni özledim kelebek demeye başladı
ama tüm bunları demesi bir kaç ayı buldu
doğum günümde gelebilecek misin dedim
gelemem dedi(!)
vereceği hediye de gözüm varsa gibsinler amk hiç bir şey de göndermedi
o gelmeyecek diye bende arkadaşların davetlerini
ne yapacağız kelebek demelerine ebru ile başbaşa kutlayacağız kusura bakmayın deyip salladım
doğum günümde bir tak yapmadım
oteldeki arkadaşlar pasta aldılar onu yedik sadece kutlama da olmadı dışarı çıkmadık yani
yaz başladı 2009 yazı
benim işler yoğunlaştı
ama yine de patrona türlü yalanlar söyleyerek her gelişinde onunla beraber oldum
hafta sonları geldiği zamanlar
diskoya gidelim dedi yorgunluk uykusuzluk gibime takmadım tamam dedim
sabahın ilk ışıkları ile denize girelim kelebek dedi
uykularımı bölüp ertesi gün işe gidecek olmama rağmen kabul ettim.
bu gece plajda sabahlayalım dedi ona da kabul çektim
o başka şehirdeyken ben onunla mesajlaşırken uyuya kaldığım bir gün ben uyanıncaya kadar aradı.
yanında kim var senin nerdesin diye bir sürü fırça attı
evde olduğumu ispatlamak için annemi yatağından kaldırıp
ebru'ya bir selam ver anne dedim.
• * ben geleyim dedim gelme ben gelirim dedi herseferinde
o gelme dediği için gitmedim.
gizli gidip ne yapıyor ne ediyor diye meraktan gebersemde gitmedim belki beni görür de sen beni mi takip ediyorsun
ben sana gelme demedim mi diye kızar diye
hayatımı ona göre düzenledim
paramı ona göre harcadım
sevdiği herşeyi alıp ya pişirdim ya hediye ettim yada verdim
o alanyada iken kimseyi kaile almadım annem babam dahil kimseyi
o başka şehirde iken
msn e gel dediği zaman gelemem demedim internet kafeye koştum
2009 sezon sonu ekim ayına kadar 7 defa geldi
hiç kavga etmedik hiç tartışmadık çünkü ben tüm yaptıklarına
günümüz sevgili koşulları için kavga konusu olabilecek herşeye eyvallah çekip sesimi çıkarmadım
ekim ayında alanyaya gelmiş
3 gün geçmiş alanyaya geleli ama benim haberim yok
bir arkadaşın ebruyu gördüm sanki demesi ile ilk ezanın okunmasını bekledim alanyada
aradığımda bana duyulan ezan sesi telefonda da duyuluyordu
hiç çaktırmadım
belli ki beni uzaktan takip etmeye gelmiş
4.gün bana nerdesin dedi
-evdeyim canım dedim
-tamam bugün bir yere gidecek misin dedi
-hayır aşkım dedim
-gidip gezsene hava güzelmiş dedi
bana sürpriz yapmak istediğini anladığım için
-tamam canım birazdan çıkarım dedim
1 saat kadar sonra yine
• * -ne yapıyorsun aşkım dedi
-iskelede oturuyorum bizim yerimizde dedim
-hmm kıskandım şimdi dedi
bana yapacağı sürprizi bildiğim için
o sürprizden daha da zevk alsın diye
-keşke sende yanımda olsaydın. sensiz üzücü oluyor burası dedim
-ne olurdu yanında olsaydım dedi
-buralar serin sarılırdım sana dedim
-o zaman gelmem sadece üşüdüğün için mi orda olmamı istiyorsun dedi
-tabi burda olmadığın için buralar derken elimi kalbime koyduğumu göremedin dedim
-başka ne yapardın orda olsaydım dedi
-ellerimi havaya kaldırırdım dedim
-bu bile gelmem için yeterli sebep aslında dedi
-uzaktan gönder bir tane ellerim havada şimdi dedim
-dur kapalı yerdeyim az bekle göndericem dedi
-tamam dedim ve bana doğru geliyor olduğunu anladım
bi kaç dakika sonra
-he kaldır ellerini gönderiyorum dedi
-kaldırdım canım dedim mesajı gönderir göndermez ellerimi havaya kaldırdım
iyice bana yaklaştığını farkettim
ısrarla ellerimi havada tuttum
boynuma sarılmış bir sevgili sonra bankın etrafından dolaşarak karşıma geçerek
-sürprizz diye bağıran aynı anda yaptığı sürprizden dolayı çok mutlu gözüken bir dünya güzeli
-aaaa aşkım diye şaşırmış numarası yapan şaşkın suratını ona sarılıp onun göremeyeceği şekle soktuktan sonra normale çeviren
neyin peşindesin sen amk kelebeği mal mısın olm sen bu kızın hala peşinden koşuyorsun diye tonlarca küfüre maruz kalan bir kelebek
o sürprizin tadını çıkarmaya devam etti
sarıldı öptü bende karşılık verdim ona
-beni seviyor musun kelebek dedi
-aşkı bildiğin kadarı ile tarif et ebru dedim
-birden sorunca ne diyeceğimi bilemedim. seviyorum diyemez misin sadece dedi
-aşk milyon kere seni seviyorum demene rağmen hala onu çok sevdiğini ispatlamaya çalışmaktır ebru dedim
-çok mu seviyorsun dedi
-bir milyon bir dedim
gülümsedi
• * -denize atlar mısın benim için dedi
mevsim kış başlangıcı ekim ayıydı
telefon elimdeydi
üzerimde uzun kollu bir gömlek ile kot pantolon vardı
telefonu banka bırakarak
ayağa kalktım
-atlarım dedim
inanmadı atlamaz diye düşündü ama
ben denize doğru yaklaştıkça dur tamam şaka yaptım desede
ben çoktan denize atladım arkamdan yaklaştı
-delisin sen hasta olacaksın çabuk çık dedi
emir olarak algılayıp çıktım sırılsıklam
-şaka yapmıştım deli dedi
-ben sana aşkım konusunda hiç şaka yapmadım ebru bir milyon iki dedim.
-tamam özür dilerim ne yaptın yaa off hadi gidelim eve dedi
taksiye almadıkları için yürüyerek eve gittik onun
herkes bana bakıyordu ee ne olmuş baksın amk larım en fazla
mala bak denize düşmüş demişlerdir
ebrunun eve gittik
ben duşa girdim
kıyafet yoktu başka
ebru kıyafetleri çamaşır makinasına attı ayakkabıları da balkona
giyecek bişey olmadığı için havluyla kaldım
sonra da yattım
kalktığımda ebru yoktu
bir saat kadar bekledim hani markete gitmiştir diye ama gelmedi
-uyandım canım diye mesaj attım
-geliyorum birazdan dedi
kıyafetler tekrar giyilecek halde değildi kurumamıştı ve ütüsüzdü ve koltuğun üzerindeydi
ayakkabılarda henüz kurumamıştı zaten
ebru geldi
• * tüm ıslananların yerine fazlası ile kıyafet almış muhtemelen de beden ölçülerime baktığı için hepsi cuk oturdu
buraya kadar herşey iyi güzel sevgili edası ile ilgilendi benimle
ama hastalandım
4 gün hastanede serum yedim daha sonra da evde ilaç tedavisine devam ettim
ama bilin bakalım ebru ben hastane de iken kaç kez ziyaretime geldi
sıfır
ebru ile barıştıktan sonra gibime takmadığım panpam bile her öğlen ve akşam ziyaretlerinde gelerek beni utandırdı
beni seven ama aşkına karşılık vermediğim kız bile iki kere geldi
hiç tanımadığım babamın ve annemin arkadaşları
benim biladerim ve beni tanıyan arkadaşları
mahalleden uzun yıllardır görmediğim komşular bile ziyaretime geldi ama
ben uğruna denize atladığım
yıllarımı verdiğim
sevdiğim kadın gelmedi(!)
üzüldüm ama sinirlenmedim
belki annemi görmek istememiştir utancından diye düşündüm
belki de insanlar neden denize atlattın kelebeği diye hesap sorarlar düşünmüştür o yüzden gelmiyordur deyip kabullendim
sanki hasta olan oymuş gibi ben ona sordum mesajla
-nasılsın canım iyi misin diye
-ben iyiyim sen nasıl oldun dedi
ve ben ona mesaj atmadan hiç mesaj atmadı -
54.
+2184Tümünü Göster
-kelebek eğer sen ondan ayrılmış olsaydın. beni farkederdin dedi
-seni görüyorum zaten de sen onun benden ayrıldığını nerden anladın dedim
-hiç bir kız sevgilisini bu kadar yalnız bırakamaz.en azından gelir ne yapıyor ne ediyor diye bakar.her kızda aladatılma korkusu vardır çünkü dedi
-benim aldatmayacağımı bilir o dedim
-bilmiyorsa gelsin beni görsün anlar zaten aldatmayacağını dedi
-neyse yemeğimizi yiyelim dedim
yedik içtik
ebru arasıra mesaj gönderdi
iki hafta geçti gelemiyorum dedi
iki defa ebruya atacağım diye kıza gönderim mesajı
geldi gitti
biz kızla devam ettik sadece arkadaş olmaya
ebru bir türlü gelemedi.
yılbaşına kadar
-şurdayım gel dedi
yanına gittim
o beni ilkokul arkadaşını görmüş gibi karşıladı
ben onu deli gibi atan kalbimle
-nasılsın dedim
-iş güç işte. çok yoruluyorum sen ne yapıyorsun dedi
-bende bildiğin gibi işte dedim
-bilmediğim çok şey olmuştur o kadar yıl geçti dedi
-bildiğin herşey aynı değişen bişey olmadı dedim. sevgilim yok manası ve seni hala seviyorumu kastederek ama anlayana amk
-yılbaşında ne yapacaksın dedi
ben çoktan arkadaşlarla ve kızla plan yapmıştım bile
salak gibi gideceğimiz mekanın ismini söyleyerek oraya gitcez dedim
-arkadaşlar mı dedi
-evet sen ne yapacaksın dedim
-henüz bilmiyorum bakarım bi dedi
yine sevgili muhabbetine girmeden
ottan taktan konuşup
gitmesi gerektiğini söyledi ve gitti
ben hastalanıp dışarı çıkmamayı planlıyordum yılbaşında
ama kız beni aradı
-kelebek beni evden alır mısın gitmeden önce dedi
-ben gelmesem mi acaba dedim
-neden dedi.
-bilmiyorum ki dedim. sesim de hasta değildi amk. baştan hasta ses tonuyla konuşsam kıvırabilirdim ama geç kaldım
-tamam kelebek. benim yüzümden gitmeyeceksin ben evde otururum sen git arkadaşlarınla lütfen deyince
gibe gibe yanlış anlamayı düzeltmek için geleceğimi ve onu da evden alacağımı söyledim
kızı aldım mekana gittik
reserve masaya oturduk
o gece misafirim olacağına yüzde yüz emindim.
çünkü ebrunun eline kız arkadaşım olup olmadığını görebileceği bir koz vermiştim
herşey tamamken
ben içmenin takunu ilk dakikalardan çıkarmaya başladım
kardeşimle sevgilisi de geldiler
masa büyüdü
her içeri girenin ebru olup olmadığına bakmaktan kimseyle doğru düzgün konuşmadım bile
kızda anladı
-birini mi bekliyorsun dedi
-hayır dedim -
55.
+259Tümünü Göster
• *bacaklarına oturarak diktim topu penaltıya
yüzünü iki elimin arasına aldım göz göze geldik kaleciyle
dikkat dağıtıcı bir kaç hareket yapsada ben onun hangi köşeye yatacağını biliyordum
çok plase bir vuruşla üst doksandan başlayarak bütün ağı kapladı dudaklarım
vay amk. dedim kendi kendime
bu dudakları bırakılır da bu kadar inat edilir mi??
bütün askıda bekleyen öpüşme dosyalarını o gece kapattık
o da gitmek istemedi bende
-iki bira daha alalım mı dedi
-mayayı değil dudaklarını özlemişim dedim
iyiki de demişim yine devam ettik öpüşmeye
bir nefes alma esnasında ebru yine üzüntü moduna girdi
gitme konusunu açtı tekrar
bu ayrılık konuları da hep zamansız defans arkasına atılan toplar gibi
hep beni ofsayta düşürüyordu amk.
yine girdi bile o zamansız üzüntü içine bırak sonra ağlaşalım şimdi öpüşüyorduk ne güzel hey amk yaa
çalıların arkasındaki tavşana neden tüfek atıyorsun bırak çıksın meydana o zaman sık
-sonra konuşşak ebru dedim
-hiç ayrılmayıp hiç konuşmayalım istiyorum dedi bana sarılarak
-ayrılmayacaz söz dedim
-söz verme lütfen başka gerçek bildiklerimden de korkutursun beni senin hakkındaki dedi
-tek sözüm olsun o zaman sana seni hep seveceğim dedim **bir müddet üzüntü modunda sarılarak
oturduktan sonra
havanın aksiyon azaldığı için bizi daha fazla üşütmeye başlaması ve sabahın ben geliyorum demeye
başlaması sebebleri ile
gidelim artık kararı çıktı gönül meclisimizden
kah gittik kah sarılarak durduk
bazen öpüşme durdurdu
bazen sebebsizlik
gizli gizli gözyaşları döküldü ebru tarafından
her damla benim de yüreğimde üzüntü ile göl oluşturdu
içimdeki ona olan yangından sonra
gitmesinin şimdiden ki sarsıntısı ile
krater gölümde vardı artık
evlerinin önüne geldik
gözleri yine doluydu
-ben hep seni üzecek miyim böyle dedim
göz yaşlarını silerek
gülümsemeye çalıştı
derin bir iç çekti ağlamasının artçısı olan
-mutlu yıllar aşkım dedim sarılarak
-herşey için beni bu kadar bekletme lütfen dedi.
sabaha kadar neden bekledin niye saat 12 de mesaj attığımda cevap vermedin dercesine
-ne kadar betletirsem bekleteyim hep senin durağından geçeceğim bunun için sana söz verdim dedim
-aynı otobüse binelim artık kelebeğim dedi
-aynı otobüse binersek başkaları için hep durmak zorunda kalıyoruz.(ceyhun ve elif)
biz en iyisi hususi’mizle gidelim ebrum dedim
seni seviyorum
iyi geceler
yarın uyanma vatkinin ayarlanması ila randevu
ve geceyi son sarılmanın arasına öpücük koyarak tamamladık
ertesi gün oldu o kadar uykusuzluğun üstüne
erkenden kalktım hani belki ebru da kalkmıştır da erken buluşuruz diye
biraz bekledim kalkınca mesaj atar diyesonra dayanamadım.
-şelale ettiğim kirpiklerinin açıldı mı?? dedim gönderdim mesajı
beklediğim mesaj gelmedi
beklemek icap etti kalkmasını
halbuki ben onunla geçecek son gün için santra vuruşuna hazırdım
derken cevap geldi
-tekrar sevildiğini bilerek uyanmak ne güzel dedi
-sadede gelelim buluşacaktık dedim
-hemen çıkıyorum evden dedi
-üstünü başını giy yüzünü falan da yıka yarın sabah da sevilmek istiyorsan dedim
-unutturma sana kızacağım buluşunca dedi
bir kafede ben önce gelmiş bulunarak bekledim
içeri girince vay vay vay diyesim gelmedi desem o güzelliğe ayıp olurdu
-merhaba hoşgeldin dedim
sinsice geyik başladı(her konuşmanın sonunda gülümseme var çaktırmadan)
-hatırlat bakayım dedi
-dur kızmadan biraz bakayım şu güzelliğe dedim
-güzelliğim için mi seviyorsun dedi
-otursaydın dedim
-cevap ver kelebek dedi
-valla güzelliğin için değil hem sen çok güzel değilsin ki dedim
-niye seviyorsun o zaman dedi
-babanın paracıkları için tabi ki dedim
bu espriyi çok rahat yaptım. çünkü eğer para için seviyor olsam
babasının teklif ettiği okul parasını alırdım.
her gittiğimiz yerde parayı ben ödemezdim
bi de demezler mi kadın erkek eşit beni hasta ediyorlar amk.
neresi eşit amk. kadınları el üstünde tutuyoruz
siz hiç kadın su tesisatçısı, itfaiye eri, elektrikçi, kasap vs. işçisi kadın gördünüz mü türkiyede
ama avrupada ben gördüm
oturun çalışmayın diyoruz o ayrı
arasıra kadına dayak atan sığırlar da var ama onlar zaten delikanlılıkla aynı seviyede değilller ki
kadınlarla olsunlar amk. denyoları
-fiyatını söyle babama çek kestirip hayatımdan çıkaracağım seni dedi
—çeki alınca bara içmeye gidip sarhoş olup yine seni bekleyebilir miyim dedim
-amacın para değil mi iki katı fiyat söyle kendini ucuza satma o zaman dedi
-zengin olursam seni babandan alabilirmiyim dedim.
-beni benden alan kelebeğe bak sen ne kadar uyanıkmış. beni eşantiyon niyetine kullanırsın sen
güzelliğimi beğenmiyorsan dedi
-ya tamam biraz güzelsin de tipim değilsin dedim
biraz alınmaya başladı kızdığını farkedebiliyordum
-tipinden başlatma bana, kendine aşık etmeden önce neden söylemedin dedi
-bana aşık mı oldun sen dedim
-evet dedi. utanarak
-aşk ne ki senin için dedim
beni benden alan tasfiri yaptı
-sana katlanmaktır bence aşk dedi
tabi içten içe alındım pekde haksız sayılmazdı
tam aşk eziyeti bir adam sayılırdım ona çektirdiklerimden sonra
-katlanma o zaman dedim
derin bir off çekerek
-aşk sana katlanırken sabrın alasını çekmektir dedi
-sabretme o zaman dedim makaraya vurarak
-iyi ben gideyim o zaman bensiz daha mutlu olacağa benziyorsun dedi
-biraz daha katlan bana biraz daha sabret aşka yalancı çıkma dedim
-gitmesem mi acaba bir gün daha ankaraya dedi
-zaten blöfü yaptın sen bana dönmezsen gitmem diye dedim
-gitsemde burda kalacaktım hep dedi
-burası romantizm için fazla kalabalık
garsona sorsam mı acaba öpüşmenin cezası kaç para diye.
parası neyse veririm babandan alacağım çekle dedim
-bu şartlar altında seni uzunca bir süre öpmek istemiyorum kelebek dedi
-neden dedim
-güzel değilmişim. para içinmiş sevgin.
sinirimi bozuyorsun
neden? diye sorunca utanmazı da ekledim senin karekterine dedi
-gerizekalı öküz ve salak’ın arkasından attığın iki tokatla kıyaslayınca kendimle gurur bile duyasım geldi
dedim
-ama hakettin dedi. -
56.
+2193Tümünü Göster
• * -test sonuçlarını bugün aldım. yarın görüşelim dedi
-söyle sonucu benim
-şimdi olmaz yarın konuşalım sana sormam gereken çok önemli bir soru var dedi
-anlat şunu sinir etme dedim
-yarın yazdı sadece mesajda
hastaneyi aradım
aids olmadığımı söylediler.
bu durumda ebru benden geçen sene ayrıldıktan sonra birisi ile yatmıştı
ebru ile daha fazla konuşmaya gerek yoktu
ama verdiği randevuya gidip bir güzel içimi dökmek için fırsat doğmuştu
ertesi gün kalktım
duş yapıp üzerimi giyindikten sonra geliyor musun mesajına
-yarım saat sonra ordayım cevabını verdim
çağrıldığım yer kışın kapalı olduğunu bildiğim bir restauranttı.
ben onu restaurantın önünde görmeyi planlarken
resstaurantın açık olduğunu görüp sevgililer günü için açtıklarını gördüm
ama içerde muazzam bir kalabalık vardı ve ebru etrafta gözükmüyordu
ben restaurantın içi ile ilgilenmiyor çevreden gelen geçenlere bakıyordum
ebru ne zaman gelecek diye
bir araç yaklaştı
önümde durdu
bu kim lan derken
ebru indi
üzerinde gelinliği vardı
tam benim ondan istediğim gibi
tam bana anlattığı gibi bir gelinlikti
hayallerimizde konuştuğumuz gibi çok fazla makyaj yoktu
başımdan aşşağı kaynar sular döküldü
ebru beni çok fena gibicek diye düşündüm
yanıma geldi
bana baktı
-senin intikamın da böyle oluyormuş demek. mutluluklar dilerim dedim
• * -ne intikamı dedi
-kiminle evleniyorsun dedim
-çok sevdiğim birisi ile dedi
-iyi hayırlı olsun.ama o biliyor mu ssenin hasta olduğunu dedim
-evet biliyor ama yanlış biliyor dedi
-nasıl yani dedim
-o testler ve resimler evlilik için prosödürdü kelebek.ben bu gelinliği tek bir kez giyerim onu da senin için giydim. düğünümüz de cumartesi günü olacak.
ilk bana sorcaklar ben evet dedikten sonra seçim senin olacak.ben içeri geçiyorum. hayır diyeceksen bile gel ben sana tüm hayatımı adamaya hazır olduğumu
tüm sevdiklerim kanun ve aşk önünde söyle dedi
tüm insanların tepkileri önünde rezil olmayı göze alarak bunu yapmış olması yok artık beni bu kadar seviyor olamaz dedirtti
ne yapacağım ulan ben şimdi derken
annemi aradım
-evlendin mi dedi
-sen nerden biliyorsun dedim
-yanıma gelip onu gelin olarak görmek isteyip istemediğini sordu dedi
-sen ne dedin dedim
-benim gelinim sensin zaten ama kelebek ne der onu bilemem dedim dedi
-ne diyeyim dedim
-bana soracak kadar kararsızsan hala seviyorsundur. benim senden tek isteğim var mutlu olman dedi
-sağol anne çok yardımcı oldun dedim imalı bir şekilde
-başka birisi ile evlenebilecek misin? kelelebek dedi
-bilmiyorum sen ne istiyorsun dedim
-ben annemin mutluluğunu yaşamak istiyorum dedi(torun sevgisi)
telefonu kapattım
içeri doğru yürüdüm
herkes bana bakıyordu
belki de tarihin en kötü giyimli damat adayı bendim.
damat mahaline oturdum
ebrunun gözleri gülüyordu
-teşekkür ederim dedi ebru
memur hemen konuşmaya başlayıp teferruat konuşmasından sonra ebruya sordu
tereddütsüz evet cevabının ardından
aynı sorular bana yöneltildi
benim nefes almalarımda gözler bende iken
ebru elimi tutup lütfen diye fısıldadı
-soruyu anlayamadı tekrarlar mısınız dedim memura
-kim anlayamadı dedi memur
-ebru hanım, lütfen tekrarlar mısınız dedim
memur ne olduğunu anlamaya çalışıren beni anlayan ebru gözlerime bakarak
-lütfen bana tekrar sorun dedi ebru
soru tekrarlandı
-sevgililer gününde hayatımda verebileceğim en büyük hediyem olan kalan ömrümü hastalıkta sağlıkta iyi günde kötü günde en sevdiğim kişii geçirmek
istiyorum evet evet evet dedi
soru bana yöneltildi tekrar
muhtemelen kalbimin bir refleksi olarak
---evet dedim
alkış kıyamet
imzalar
memurun ayağa kalkıp bizi karı koca ilan etmesi
herkes varken birbirimize dönerek sadece ikimizin kalmasından sonra
yüzündeki gülümsemenin bende yarattığı etki
yağmur çamur sel sonrası hayatıma doğan güneşin gökkuşağı rahatlatıcılığıydı
hata mı yapmıştım affederek hadi onu bırak evlenerek
neyse gibtir et amk
gencebay babanın söylediğini herkes severek onaylıyorsa vardır bir bildikleri dedim
hatasıyla sevmeye devam ettim ebru
ellerini kaldıran kişi artık benim eşimdi
öpülmeyi bekleyen kadın artık müstakbel çocuklarımın annesi
aşkın ibaresi
kalan yıllarımın tesellisi
pişmanlıklarımın neyse'siydi
öptüm kalbime koydum aşkı
birkaç tebrikten sonra
-hadi gidelim dedim
-nereye dedi
-evlenmeden olmaz diyemeyeceğin şeyler yapmaya dedim
-deli dedi gülerek
-hiç akıllanmadım nasıl kandırdın beni yine dedim
-boşver gidelim hadi dedi
-nereye dedim
önce güldü
-nikah şekeri düğün yeri. sana damatlık, davetiye,oturacağımız evin serilmesi, balayı organizasyonu diye devam ederken
-geç kalıyoruz kadınlar evlenince çok dırdır yapar derlerdi de inanmazdım hadi gidelim dedim
düğün hazırlıkları aşamasında ekşını da davet ettim
-dıbına çakim arkadaşım adına çok sevindim. gelmek isterdim ama senin gibi askerliği bitirdikten sonra evlenmeyi bekleyen gençlerin
başında olmam lazım. gelinler bana emanet etti onları. mutluluklar dilerim diyerek teklifimi reddetti.
biz denildiği gibi erdik muradımıza
sizlerin kalan ömür hikayenizin sizin ve sevdiklerinizin dilediği gibi yazılmaya devam etmesini diler
hepinizin sevgililer gününü kutlarım.
kendini yalnız sananlar esas sevgilinin hayatta size değer aile bireyleri ile dostlarınız olduğunu
ve her yalnızlığın gelecek mutluluklar için bir evre olduğunu unutmayın..
saygılarımla.. -
57.
+2182Tümünü Göster
• * -neden dedi
-bana neden deme dedim. gülerek ve devam ettim
-nasıl düşündüğünüzü anlayabilmek için dedim
o bişeyler saçmalarken bizimkiler geldi
dudaklar kıpkırmızı amk belli ki şiddetli öpüşmeler yaşanmış
eve bıraktık kızları sonra da beni bıraktı panpa
ertesi gün işteyken dükkana geldi
-olm kız senin numaranı istedi verdim dedi
-lan olm neden veriyon dedim
-teşekkür etcem dün gece için dedi ama ayak yapıyor amk hoşlanmış senden herhalde dedi
-olm başımı belaya sokacan benim dedim
-gibtir etmesini bilmiyon mu amk. işine gelmeyen yerde gibtir edersin dedi
kız bana bi kaç kere mesaj attı
o gece için muhabbet için teşekkür etti
daha sonra yine benim panpanın kız arkadaşına yine buluşacak mıyız diye sorarken benden etkilendiği gibi bişey söylemiş
kız bunu panpaya söylemiş
panpada bana söyledi
kız mesaj atmaya devam etti ben geçiştirme cevaplar verdim
sonra tuzağa düşüp sadece panpa ile olacağımızı sandığım bir yere onların da geldiğini gördüm
yine yalnız bırakıldık
konuyu kökten bitirmeye karar verdim
-erkek arkadaşın var mı dedim biraz konuştuktan sonra
-hayır senin dedi
-evet panpa var dedim
-pardon kız arkadaşın dedi gülümseyerek
-evet var dedim
-hmm sevindim ne zamandır berabersiniz dedi
-nerdeyse 6 yıl olacak dedim
-çok sevindim dedi
-sağol dedim
-nerde şimdi okuyor mu dedi
-onun hakkında soru sorma dedim
-peki nasıl istersen dedi
-sende kendine bir erkek arkadaşı bulunca konuşuruz onların hakkında dedim
-erkek arkadaş istemiyorum ki ben dedi(yalanlarını gibsinler)
kızla konuşmaya devam ettik
bana ebru hakkında tek kelime bişey söylemedi
sormadı da
• * ebruyu görme korkumu yenip çarşıya çıkmaya başladım
3 oldu 5 oldu dayanamayıp
yavaş yavaş onun olabileceği yerlerde gezmeye başladım
durduramadım kendimi
çalıştığı yerin önünde
evinin önünde dolanmaya başladım
ama ebru yok amk
kız gitmiş beyler
aylardır alanyada yokmuş
başka şehire gitmiş çalışmaya
telefonu da yine değiştirmiş başka numaradan aradım kapalı
başka bir dikkat çekici konu ise ebrunun ailesinin
biz ayrılalı beri bir kere beni arayıp sormaması
kime gitsem kime sorsam diye düşünüp dururken
oteli aradım elemana sordum işten çıkmış
annesi babasına sorulmaz hemen ebruya anlatırlar durumu
belki de rahatsız olurlar kızımız tam unutmuşken tekrar hayatına girmesin diye tedirgin olurlar diye onlara da sormadım
2008 facebook takuna kadar hiç haber almadım pek de araştırmamıştım
bu sırada şimdiki çalıştığım otele girdim.
kızla acayip arkadaş olduk
mutlaka bu kelebeğin madem kız arkadaşı var neden hiç gelmiyor diye sormuştur kendi kendine
ve anlamıştır beraber olmadığımızı ama yine de sormadı bana
hiç de kız olarak yavşamadı
facebook da ismini yaıp aradığımda karşıma gülümseyen yüzüyle profil resmi çıktı
4 tane profil resmi gözüküyordu sadece
birinde yakın çekim yüzü gülümsemesi ile
diğerinde bir masada otururken elinde bir bardak içki ama parmağında iki yüzük benden kalan(söz yüzükleri)
diğerinde bizim iskeledeki yerimizin hemen arkasında çekilmiş deniz manzarası
sonuncusunda da benim resmim
diğer resimlere saçma sapan bir sürü yorum..
çok güzelsin falan filan
benim resmin altında tek yorum ona ait
sadece (:(
kaç sene geçmiş
parmağında hala benim yüzük
ve benim resim
oysa ne güzel adapte oluyordum hayata
ne güzel unutuyordum onu
• *tekrar tekrar resimlere baktım
bu kadar anlamlı 4 resmin olması
benim kafamı karıştırdı
madem o resimler var bu beni hala sevdiğine işaret
neden bu kadar acı çektirdin ki bana
yine neden sorusu yine kahramanı ebru
mutlaka yine bir amacı vardı
biliyordu ki o resimleri başkası görsün diye değil ben göreyim diye göndermişti
nedenini bilmiyorum ama kendimde bir suçluluk duygusu hissettim
olm kelebek bu kız seni unutmamış ama sen gibine takmadın iki buçuk senedir ne aradın ne sordun diye kendi kendime söylendim
kim haklı kim bilir.
ama ebrunun bu yaptığı bir taktik de olabilir diye temkinli yaklaşmaya karar verdim
neden sadece o 4 ve direk benimle alakalı resmi koysun ki sadece
belki bana bir gün dönüp o kadar suçlu olmasına rağmen
kelebek sen beni unuttun ama ben seni unutmadım bak resimlere de diyebilirdi.
mantık devreye girdi
bu defa ebrunun tuzağına düşmemeye karar verdiğim için
sazan gibi atlamadım konuya
arkadaşlık teklifi falan yapmadım
kendi profilime ebru ile ilgili resim eklemedim
googledan bir yalnızlık resmi bulup bende ekleyebilir ve ona mesaj verebilirdim yalnızım diye
ama ben yeterince peşinden koştum
gibtir edilen de bendim
boş yere o kadar acı çeken de
doğru düzgün ayrılamadık bile
dur olm kelebek madem hala seni seviyor mutlaka seninle iletişime geçecektir
nasıl olsa telefonunu kapatan yine o oldu
habersiz başka şehre taşınan da
ister istemez kafamda kaldı o resimler
ne yalan söyliyim çoğu zaman internet kafeye gidip baktım o resimler duruyor mu diye
hep durdu orda
kızla tanıştıktan ve ona kız arkadaşım olduğunu söyledikten sonra
hep saygı duydu bana
daha önce de dediğim gibi hiç yavşamadı
ama ne mesajı ekgib etti ne de beni bir yere davet etmeyi
çalıştığı yerde maaş alınca beni mutlaka ilk hafta sonunda yemeğe zütürürdü
bana çok değer verdi
güldü güldürdü
sıfır menfaatle yaklaştı bana
bende onun hiç kalbini kırmadım
her davet ettiğinde gitmeye çalıştım
arkadaşlarla bir yere gideceğimizde
olm kelebek ben kız arkadaşımla gelecem sende kızı getir derlerdi
dışardan bakınca sevgili gibiydik ama aslında hiç alakası bile yoktu
çünkü bende kıza karşı sadece saygı vardı
bana olan aşktan konuşmama sabrı bir gece bütün arkadaşlarla bir canlı müzik barına gidince bozuldu
tüm arkadaşlar sevgilileri ile gelmişti
tek sevgilisi olmayan ben ve kızdı
ben sevgili olanlara imrenerek bakarken
ebru ile olan günlerimizi hatırlıyor
baktığım kişiler gibi aşkımlı canımlı günleri düşünüyor
onların birbirlerinin ellerini tuttuğunu görünce kendi ellerimin soğukluğunu kendi ellerimi sıkarak gidermeye çalışıyordum
çalan dans parçası ile sevgililer bir bir kalktı
masada kızla ben kaldım
kıza da üzülüyordum bir yandan
benim yüzümden midir bilmem ama kimse ile çıkmadı benimle tanıştıktan sonra
2 buçuk seneden bahsediyoruz
en yakın arkadaşın kim deseler o kızı derdim
birbirimize bu konuda hep şaka yapardık
-bi sevgili bulamadın seni dansa kaldıracak dedim
-sen buldun sanki dedi
-var benim sevgilim dedim
-yalanlarını yesinler dedi
gülümsedim
-terbiyesizlik yapma bi dansa kaldırır insan dedi
-öküzüm işte kusura bakma dedim
-güzel teklif edemezsen kalkmam dansa ona göre dedi
-hadi dans edelim dedim
-off hakaten öküzsün ama kabul ediyorum dedi
kalktık dans ediyoruz beraber
diğer çiftler bize bakıyor
benle göz göze gelen erkekler göz kırpıyor
millet beni baş göz etme derdinde ama benim başımdaki tüm organlar ebruda
gözümde acaba ebru içeri girerde beni bu halde görür
birleşme ihtimali varsa bile tüm ihtimallerin içine ederim tedirginliğinde
normal bir şekilde yandan el tutarak dans etmemiz
kızın boynuma sarılması ile seyir değiştirdi
bende mecburen beline attım elimi
ben gözlerimi kaçırmaya çalışırken o bana bakıyordu
o bişeyler demeden çıvık bir espriyle soğutayım ortamı diye -
58.
+2189Tümünü Göster
ta ki
-ben geri dönüyorum kelebek deyinceye kadar
çalıştığı şehre döndü benim eve taburcu olacağım gün
üzülmedim ebrudur sevgilidir ne yapsa hoşgörülmelidir
aksi takdirde çekilmiş acılar tekrarlanacaktır diye sustum
onu mutlu etmek içinde iyileştim bişey kalmadı dedim
hastalık sonrası yine panpa ile takılmaya başladım
arasıra beni seven kızı da görüyordum ama hiç konuşmadık
sevgilisi var mı diye kimseye de sormadım
• * kelebek pişman olmuş kıza dönmek istiyor düşünmesinler diye
ayrıca kız duyarda yine umutlanır diye
ebru bir kez daha geldi yılbaşından önce
iki gün kaldı sadece hafta sonu
yılbaşında gelemeyeceğini söyledi (!)
-peki arkadaşlarınla zaman geçirmek de senin hakkın diyerek hiç kızmadığımı belli ettim
-sen ne yapacaksın dedi
-bilmiyorum dedim
-arkadaşlarınla buluşursun işte neyi bilmiyorsun dedi(!)aklı sıra bana laf sokuyor
ben ona cevapların en kralını verip gibertir pişman ederdim onu dediğine ama sabrettim
-karar verdim ailemle geçirecem tombala oynarız herhalde dedim
-tabi kesin öyle yaparsın diye yine imada bulundu
sessiz kaldım
çünkü tek gerçek cevap zamanda idi
bu sıralar beni çok eskiden beri tanıdığım
cüzdanlarının çalınması ile parasız kaldıkları zaman
onlara cebimden borç verip kendi fotograf makinamı verdiğim
tatil dönüşünde onlara verdiğim paranın çok fazlası ile sadece emaneten aldıkları fotograf makinamın
çok daha iyisini hediye olarak gönderen
her gelişlerindeelleri boş gelmeyen
isveçli bir ailenin bir ferdi beni facebookda buldu
onlarla da uzun şekilde yazışmaya ve başladık
yılbaşı geldi ben dediğim gibi annem babam amca ve halalarımın aileleri ile toplandığımız bir evde geçirdim yılbaşını
saat 12 ye gelmeden defalarca aradım saat 12 olurken en azından telefonda mutlu yıllar diyebilmek için
ama o cevapsız çağrıları saat 1 de farketti(!)
müzikten duymamıştır diye yine teselli ettim kendimi
aramak yerin mesaj attı mutlu yıllar diye
-sana da mutlu yıllar aşkım dedim
-ben yatıyorum dedi(!)
• * -erken yatıyorsun tatlı rüyalar dedim
ne bana sen ne yapıyorsun dedi
ne de eğlenip eğlenmediğimi sordu
yıl oldu 2010
ilk bi kaç gün sonra face e ebrunun etiketlenmiş resimleri düştü
arkadaşları ile çekilmiş resimleri üzerinde yazan tarih
bana yatıyorum dediği saatten 2 saat ilerdeydi
makinenin saat ayarı bozuktur diye teselli ettim kendimi
resimlerdeki bu adamlar kim diye hiç sormadım
halbuki basbaya kıskanılacak samimiyet vardı resimlerde
eğlenmiş olm kelebek gibtir et amk dedim sadece sabret de dedim kendime
hiçbirşey yokmuş gibi o resimlerden bahis bile açmadım
ebru resimlerdeki etiketlerini kaldırdı
kendini beğenmemiştir resimde ondan kaldırmıştır
diye teselli ettim kendimi yine
ebru yine bana yakınlaşmaya başladı
artık ne tak yiyeceğini kestirmek iyice zorlaşmaya başladı
bi seviyor bi sevmiyor ama ne yaparsa yapsın beni gibiyordu
yaz başında isveçli aile geldi
onları gidilebilecek en güzel yerlere zütürdüm
ulan bunlar turist parasını yiyeyim mantığını kaldırıp bana verdikleri hediyeler ve diğerleri için
kazanabildiğim hesap ödeme kavgalarında ben ödedim gittiğimiz yerlerde
onların resmen rehberi oldum
giderken de yine bana bıraktıkları zarfta bir miktar para vardı
ben bu para ile yine kendime bişey yapmayıp ebruya kolye aldım
çok beğendi
doğum günümü bu kez baş başa geçirdik
sadece ebru ve ben
çok güzel geçen gecede ebru evlenmeyi ister halde göründü bana
-çocuğumuz olursa ismini ne koyacaktık hatırlıyor musun dedi
-evet kız olursa .. erkek olursa .. dedim
gülümsedi
• * -üçünçü olursa ne koyarız dedim
-o günler bir gelse hayırlısı ile de düşünmeye başlasak dedi
evlilik teklifimi bekliyor olduğu belliydi ama etmedim
çünkü kafam karışıktı
neden mi
neden?*
yaz geldi aynı performansla çalışmaya devam ettim iş yerinde
yazın tekrar geldi isveçliler ve beni ısrarla ülkelerine davet ettiler
beni seven kızın başkası ile çıktığını duydum kızın adına sevindim
ama çıktığı çocuğu görünce de üzüldüm
hani öyle pek çirkin değildi ama
insan değer verdiği kişilere daha iyilerini layık görüyor hep
beni bekar sanan kızlarla ağır şekilde dalga geçip
benden nefret etmelerini sağladım
büyümüş ama hala liseli sanmışlardır amk
bilmiyorlar ki neyin peşinde olduğumu
isveçlilerle yazışmaya devam ettim.
panpama da ihtiyacım olduğu için aramı çok iyi tuttum sırf onun gönlü olsun diye istediği yere gittim
ebruya mimarlık için alanyada çalışması teklifini çok uygun bir dille söyledim
ama evleninceye kadar gelmem alanyaya dedi
neden diye sormadım bile tamam dedim
her gelişinde köle oldum ona resmen
başım ağrıyor dedi gereksiz telaş yapıp evde olduğunu bilmeme rağmen üşenmeden eczaneye gidip ağrı kesici aldım
rakı içelim mi bugün dedi
• * rakının yanında hepsini bir arada göremeyeceğiniz tüm mezeleri aldım
istanbula gittim iki kez ebruya haber vermedim
yılbaşı öncesine kadar ebru yine evlilikle ilgili bir kaç dokundurma yaptı
ama sacma sapan suratıma telefon kapatmalar
facebookda abuk sabuk erkeklerin ona yaptığı yorumlara sözlüsü yokmuş gibi davranması
benim durumum ilişkisi var olarak dursada onu sevgilim olarak etiketleyememem
onun da ısrarla ilişkisi yok olarak gözükmesi
devam etti
yılbaşı öncesi tüm hazırlıkları tamamladım evlilik teklifi için
panpama burdan çok teşekkür ediyorum yardımları için...
ebru bu sene de gelmiyeceğim dedi
-hayır bu sene geleceksin özel bir gece olacak bizim için dedim
galiba evlenme teklifi edeceğimi anladığı için başlarda olmaz dedi
ama ilk kez ısrar edince kabul etti
geldi
yılbaşı gecesi onu alanyanın en lüks restoranına zütürdüm
yedik içtik çalan parça ile dans ettik
fazla sarhoş olmasın diye ben yavaş içtim o da bana eşlik etti
mekanda otururken
hesabı istedim
-erken değil mi daha dedi
-başka bir yere gideceğiz dedim
-nereye dedi
-sürpriz dedim
tuttum ellerinden
iskeledeki yerimize zütürdüm
biraz oturduk -
59.
+2166Tümünü Göster
• * -nasıl çok seviyor dedim
-onlar anlatılmaz kelebek ana kız çok konuştuk senin hakkında bi kere anlattı sonra yakın bulduğu ve benim bildiğim için sürekli anlatmaya devam etti.
ama ben sizin ayrıldığınıza inanmıyorum. mutlaka barışır ebru seninle. dedi
-neden dedim
-bilmiyorum ama onsuz yapamam derken çok içtendi.
ebrunun odasına bakabilir miyim dedi
-hoş olmaz kelebek dedi
-lütfen dedim
-tamam dedi.
biraz baktım. eskisi gibi herşey bana ait.her bir kenarda bana ait resimler. benim ona hediye ettiklerim eskisi gibi duruyor
10 gündür istanbuldaysa 20 günden fazla bu odada bu şekilde kalmaya devam ettiyse beni bitirmemiş kafasında demek ki
ama bu inat neden
bu yaptıklarının sebebi ne bilene züt capssimi verirdim amk o an.
bir an önce onu bulup konuşmam lazımdı ama istanbula gitmem maddiyat yüzünden sıfır ihtimal
sülalede ve arkadaş çevresinde bayram olsa kimsenin yanına gidemeyecem borçlarım yüzünden
masasının üstünde bana aldığı telefonda duruyordu.
yine ikimizin gülümserken çekilmiş fotoğrafı ki bu onun en sevdiği resmimiz di
beni silmiş olsa bu odanın bu halde olma ihtimali çok zayıftı
20 günden fazla bir zamanda bu halde nedensiz bir ayrılıkla bu odada bu şekilde yaşayabilmek için resmen pgibopat olmak lazımdı
madem sevmiyorsun
bırakmak ayrılmak istiyorsun
beni beyninde bitirmişsin
veya başkası var
bu oda neden hala böyle?
neden her yerde beni sevdiğinin izleri dururken senin gerçek aşk adımlarını kalbimde hissettirmiyorsun
madem seviyorsun neden konuşup herşeyi çözmemize yardımcı olmuyorsun.
madem seviyorsun ki bu bana değer verdiğin anldıbına gelir
üzüntümün senin de üzüntün olması
sıkıntımın senin de sıkıntın olması gerekir
neden sıkıntılarıma bi tek cevapla yardımcı olmuyorsun
• * tutsana ellerimden
gel kelebek seninle konuşmamız lazım desene
bak şimdi canım benim böyle böyle oldu
kusura bakma ama beraber olamayız artık desene
yada bu tuttuğum ellerden beni şu şu şu yaptığın hatalardan dolayı birazcık pişman ettin.bir daha yapma desene
ne tak yediğimi bilememekten taklar içinde bırakmasana amk beni
ahh ebrum ahh
nasıl bir avcısın sen
eti yenmez
sütü içilmez
ağırlığım uçuşuma engel
ısırdığım yer dişime zarar
bir kelebeğim ben
bi kaç günlük ömür biçilmiş
uçsam mı bi yere mi konsam diye ne yapacağımı bile bilmezken
sen neden nedenleri düşünmekle geçirtiyorsun ömrümün geri kalanını
ya kaldır elini vur başıma yapışayım kendi hayatıma
yada al beni avucuna
parmaklarının ucuna kadar yürüyeyim uçayım tekrar kalbine
..kötü oldum o odanın halini öyle görünce
iyice çıkmaza girdim amk.
kalbimin bir kagıt parçasına sıkıştırılmış adresinde ebru yazıyordu
ama adres sorsam tarif edecek kimsem yok
nerdesin amk bağdat
zaman reyize sığındım mecburen.
• * odadan çıkıp müsade istedim gitmek için
-olmaz bir yemek ye öyle git dedi
-hayır kelebek otur dedi
-aç değilim az önce yedim dedim
halbuki ölüyom amk açlıktan
-otur şuraya ben hazırlayayım sen yemezsen yeme dedi
tabakları hazırlayıp koyarken
-zahmet oldu aç değildim dedim
-yalan söyleme yemek yemeyi bile unutmuşa benziyorsun biraz kendine gel. dedi
ben yemek yerken nezaketten midir bilmem
beni yalnız bıraktı
yemeğimi yedim
müsade istedim tekrar.
teşekkür ettim herşey için
görüşmek üzere ayrıldım evden
umut 1-ebru annesini arayacak konuşacaklar sebebini öğrenecek ben de aydınlacağım
umut 2-ebru benim hala onun peşinde olduğumu annesinden duyacak ve alanyaya en kısa zamanda gelip benimle görüşecek
umut 3-sahip olduğum bilgi ile ebrunun eski numarasını kullanmaya başlaması benim onunla tekrar görüşmemi onu aramamı istiyor olmasına yorumlayabilmem
umut 4-ebrunun odasının hala beni sevdiğini işaret etmesi ve annesine beni hala sevdiğini ima etmesiaş
bunların yanında bir sürü umutsuzlukta var
ama ben umutlarıma yöneldim
şimdi yapmam gereken tek şey eğer bu umutlardan biri gerçekleşecek olursa
ebrunun karşısına beş parasız çıkmaktansa en azından şimdilik bir işi olan birisi olarak çıkmaktı
hadi görüşelim dedi kız. kahve ısmarlıyacak para yok amk
eşin dostum cebinin bereketine dualarla yaşıyorum
• * hemen bi kaç yere haber verdim iş lazım diye
haber vermekde kolay değil amk telefon yok
sim kart yok
sonra en kısa zamanda bulmam gerektiği için
kendim bizzat başvurulara başladım
abi eleman lazım mı
abi eleman lazım mı gezdim bi kaç yeri
sezon ortaları olduğu için herkes kadrosunu kurmuş
zor oluyor tabi bulmak
bir restorana gittim hollandalılara hitap eden
-abi eleman lazım mı dedim
-yok sağol bilader dedi
-flemenkçe ve ingilizce biliyorum iyi derecede dedim
hollandaca konuşmaya başladı benimle
hiç hollandada bulundun mu diye sordu(türkçe karşılığı çevirisidir
hayır hiç biz zaman bulunmadım dedi.
biraz daha konuştuk nerelisin ne işler yaptın
askerden geldim. cezam vardı onu yattım hapiste şimdi çalışmam lazım dedim
hapiste niye yattın dedi
anlattım durumu dürüstçe
tamam yarın gel başla dedi
biladeri bulup iş bulduğumu anlattım
biraz para alıp en taktanında sadece yes no ve mesaj yazma özelliği olan gibimsonik bir telefonla
sim kart aldım
açılmasını bekledim bi kaç saat sonra -
60.
+2163Tümünü Göster
-abi su şişesi bu elindeki rakı şişesi dedi.su şişesini göstererek
-karıştırmışım işte dedim
sabaha kadar bana salak salak şeyler anlattı.
yok bi kıza aşık olmuş
o kızı mutlaka ayarlamalıymış
bi tane daha kız varmış
onu da seviyormuş aslında
ama türklerden hayır yokmuş
yakaladığı turistle işini görüp
roberto carlos misali gençliğini avrupalı kızlarla ihtiyarlayınca da türk kızlarına vermeyi düşünüyormuş
ben bi saatten sonra onu dinleyemez olmuşum
sarhoşluktan
sızıp kaldığımı sabah kalkınca öğrendim
biladere hapise gittiğimi söyledim
hala sarhoşken adliyeye gidip
teslim oldum
beni alın içeri diye
biraz beklettiler
sonra başka bir suçlu ile
elime kelepçe takıp sivil arabasına zütürdüler
aslında tek olsam kelepçe takmazlarmışda diğeri arabadan atlar da kaçar diye takmışlar
mahmutlar cezaevine gittim
işlemleri tamamlayıp resmi çektiler elime bir tabela verip
17 gün 16 gece kalacağım ceza evine girmiş oldum
sonra bir koluma yatak bir koluma sandalye
aynı anda içeri zütürdüğüm kıyafetleri
l tipi ceza evinde sürüye sürüye zütürdüm
durduğumuz yerde burası dediler
beni o an geri salsalar çıkışı bulamayacak kadar karışık bir yerdeydim
tecrite yani koğuşu belli olmayan karma suçluların olduğu yere girdim
herkeste bir sakal
herkeste bu kim amk
ne tak yemişte gelmiş bakışı
benim ise gibimde değil ebrudan başkası
• *oturdum köy kahvesine girer gibi
suratım asık
hoş geldin dediler kafa salladım sadece
önce benimle gelene sordular geçmiş olsun bilader diye
o anlattı içinde bulunduğu taktan durumu
sonra bana sordular nedir durum diye
duruşuma ve suratımadaki ifadeye bakılırsa sülalemi doğramış içeri girmiş gibiydim ama
gizem yaratıp pısırık görünmemek için
-içki içmekten dedim
tabi herkes merakda amk içki içmekden insan nasıl içeri girer diye
-kavga mı ettiniz bilader dedi birisi
-hayır dedim
adamlar bi kaç gündür orda ve muhtemelen de daha önce nezarette beklediği için hepsi sakallı
tipler sokakda görsen normal gelir ama içerde olunca pgiboloji farklı oluyor tabi
-ee nasıl oldu dediler. baktım bir sürü soru soracaklar
-askerde içki içerken yakalandım dedim
hepsi güldü biraz makara yaptılar.bi alkolik ekgibti grup tamamlandı diye
sonra bize konuşmak düşmedi pek.
ileri yaşta olanlar ve daha önce içerde yatmış olanlar
ne nasıldır. içerdeki düzen nedir. yemek olayı yatma olayı duş alma gibi durumları anlattılar
biraz sakinleşti ortalık
herkes kendi derdine düştü
• *kimi avukatım gelsin çıkarsın beni artık
kimi işlediği suça muhtemelen kaç sene yer onların hesabını yapıyor
bende odaya gidip yatağı ayarlayıp girdim yatağa
biraz uzandım akşam üstü yemek ardından sayım
sonra yine yattım
bir müddet uyuyamadım ebruyu düşünmekten
baktım tek başınalığımın zütü yemiyor onsuzluğa
salonda oturan ne idiği belirsiz adamların yanına indim tekrar
adam bi kaç gün önce birini doğramış
yanımda oturuyor amk
öteki içmiş otu taku hala kafası dumanlı halimi hatrımı soruyor
o gerginlik beni biraz ebrudan uzaklaştırdı
ebruyu düşünmek yerine zütü kollamanın peşine düştüm
yalnız takılmak pek mantıklı gelmedi bana
bi kaç pgibopatla üç beş geyik yapayımda yanımda bulunsun lazım olursa dedim
biraz makara gırgırdan sonra yat saati geldi ışıklar söndürüldü
2 katlı olan koğuşta üsk kata çıktım 3 kişilik odanın birisinde tek başıma kaldım
işin açığını söylemek gerekirse yüz üstü yatmaya zütüm yemedi
sırt üstü yatıp zütü sağlama aldım
o gece anladım yanlış yaptığımı ne tak yiyecektim amk.
içki de içemeyecektim
birisiyle dertleşmek istesem akıl danışacağım adamlar aklını mantıklı kullanamadığı için içerde olanlar zaten
yalnız kalsam hepten tak bir durum
gözlerimi kapatsamda aklımda
açsamda aklımda
tek soru var
??neden??
• *o amk nedeninin ihtimallerini sabaha kadar düşündüm ama
sabah kalktığımda ne kalbime ne de aklıma tatmin edici bir rapor sunamadım
ertesi gün gerçek koğuşlara dağıtım günü olması sebebi ile
tecritte bulunan iki kişi ile daha aynı koğuşa gönderildik
yine elimizde plastik sandalye yatağın döşşeği eşyalar
koğuşa girdik 3 ümüz
sanki aynı hayata tecavüzden girmiştik içeri
birden panpa olduk amk
birbirimiz koruyalım ayakları yaptık
içeri girdik ki şansa bak
koğuş ağası seçilecek
koğuş ikiye bölünmüş
seçim var amk bizde 3 oylu bir grubuz
vay hoşgeldiniz çay içermisiniz nasılsınız hemen ilgi alaka iki tarafdanda
çayı içtik
kendimizi anlattık
sonra gözüm gazeteye takıldı amk
alanyanın yerel gazetelerinin birinde
ön bilgi haberinde ki başlık
5 senelik firari alanya canavarı yakalandı diyor
resme bakıyorum
amk acayip tanıdık geliyor
ulan bu kim acaba dilimin ucunda diye düşünürken gazeteyi alıp yönlendirilen sayfayı açtım
ben gazeteye bakarken kanımı serinleten sesi duydum
-olm bu adam bana ne kadar benziyor
benimle gelen panpa dediğim adamdan alanya canavarı diye bahsediyorlar
adamın mekana saldırmışlar
o da kendini korumak için bi kaç tanesini haşat etmiş
mahkeme sürmüş de sürmüş
avukata emanet etmişler olayı takip etsin diye
o da pek giblememiş
birden yakalama emri ve paraya çevrilemeyen 18 ay hapis cezası
gazete takunu çıkarmış anlayacagınız -
61.
+2142Tümünü Göster
---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
-emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
ama ekşına eli boş gidilmezdi
bi tanesini not aldım
izni bitmiş ama çok özlemiş
bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
diye ekşına notları verdim
-görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
getirdim
-görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
-memnunum komutanım dedi bin
-tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
-gel dıbına çakim dedi bana
yanına yaklaştığımda
-yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
-siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
-tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
-iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
-kalmadı komutanım dedi asker
-izin istiyor musun dedi
-hayır komutanım az kaldı zaten dedi
-tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
-diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
-elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi
• * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
-çağır dıbına çakim dedi
-anlat dıbına çakim dedi askere
asker durumunu anlattı
annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
-tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
-başka var mı dıbına çakim dedi
-şimdilik yok komutanım dedim
-vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
diline düştüğüm adamın farkındasınız
-görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
-emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
zaman geçti
ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
ebruyla görüşmelerimizde
gelmiyor musun
ne zaman geleceksin
gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
güvensizlik konuşmalarından sonra
mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
yine ertelendi 45 gün sonraya
ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
ekşında verdi fazla zorlamadı
10 gün daha izin aldım
direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
normal bir telefonla onu aradım
• * -nerdesin dedim
-yurttayım dedi
-ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
-hayırdır dedi
-bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
-bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
yerimi söyledim
-sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
gelince kızdı bana
-neden haber vermiyorsun diye
-kusura bakma dedim
-kaç gün izin kullanacaksın dedi
-10 gün dedim
-tamam yeter dedi
-kaç gün burda kalayım dedim
-10 gün tabikide dedi
ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
-10 gün nasıl kalacam burda dedim
-pansiyonda kalırız beraber dedi
-alanya dedim
-bensiz gidemezsin kelebek dedi
-beraber gidelim o zaman dedim
-okul var dedi
sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
iznin bin olacağı şimdiden belliydi
inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
kalacak olsam para yok
-alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
-bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
resmen beni çevresine tanıtmak
kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
öyle ahım şahım da değilim ki amk
bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
ebru bilmiyor ki
her çiçek arının damağına göre güzel -
62.
+2137Tümünü Göster
bulabildiklerimi çağırdım nöbette veya görevde olanlar kaldı
ekşın bu amk gibecek de millet nasıl domalacağını bilmiyor
askerler o halde yani
---kendinizi nasıl affettirebilirsiniz dıbına çakim dedi
hiç birisinde ses yok suratlarından tek okunan korku ve pişmanlıkları belki biraz da kendilerine kızgınlıkları
-beni tatmin etmek zordur dıbına çakim yakaladım hepinizi sonuçlarına katlanacaksınız dedi
bi kaç tanesi emredersiniz dedi
ekşın hepsinden duymadığı için
-anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
hepsi emredersiniz dedi bu defa
-kelebek bana yazıcıyı çağır dedi
gittim çağırdım
elindeki yakalanmış asker listesini yazıcıya verdi
-bu arkadaşlarıma dönüşümlü olarak nöbetleri geçir. çarşı defterlerini getir çekmecemde dursun. koğuşları yıkasınlar. bahçeyi bunlar sulasın. tüm işlerde bunları
taş ocagı mahkumları gibi kullanın ikinci bir emrime kadar dedi
yazıcı emri aldıktan sonra
askerleri de gönderdi
-dıbına çakim kandırdın beni kelebek fantazilerimi senin yüzünden uygulayamıyorum dedi
hayırlısı olsun komutanım deyip arazi oldum yanından
yapılacak geniş kapsamlı denetimler yaklaşıyordu
sorulabilecek tüm sorular ve yapılacak spor ve atışlar konusunda ekşın tarafından uyarılıp denetime hazılanıyorduk
her komutan gibi o da bölüğünün başarılı olmasını istiyordu
kendi teknikleri ile eğitimi çok zevkli bir hale getiriyordu.
adamın zaten kelime dağarcıgı çok komik. askere hitap tarzı çok iyi kendisi de son derece bilgili askeri konularda
• *ebruyla olan bir kaç konuşmamızda kendisine mektup da yazmamı istedi
aslında bir sevgiliye mektup yazmak çok zordur.
duygularınızı direk kalbinizden alıp beyaz bir kagıda kopyala yapıştır yapmak kolay değildir,
bu kadar kolay olsa ne siyah renk kalır dünyada yazmak için kalemle ne de bir yeşillik ormanlarda
sürekli konuştugun halini hatrını sordugun herşeyini bildiğin birisine de
nasılsın iyimisin beni soracak olursan süperim amk da denmezdi.
özlemi kelime oyunlarıyla farklı dillere döküp dudağının bükülmesine sebeb olmayı istemeyecek kadar çok seviyordum onu
uzaktaki bir sevgilinin tek ihtiyacı olan mesafelere ragmen sevildigini
en az onun kadar kalbinde aklında ruhunda oldugunu ispatlamaktı
içinde hiç nasılsın iyi misin ben iyiyim içermeyen onlarca mektup yazdım ona
sadece birini örnek olarak vereyim hatırladıgım kadarıyla
---nerde yürüdüğünü bilmezken birden bir kelebek çıkar karşına
alışık değilsindir fazla görmeye
hayranlıkla onu ürkütmeden izlemeye çalışırsın
yavaşça yaklaşarak daha yakından görmek istersin
o kadar küçük ve masum bir böcekten bile
birden hareketlenmesinden dolayı korkarsın kendini geri çekersin
ama yine de onu bırakamazsın kanat çırpasını izler nereye konacagını takip edersin
bir yere konacak gibi olursa bir iki adımla ona yaklaşırsın tekrar
eğer konarsa hiç yorulur muyum diye düşünmeden onlarca adımı tekrar atarsın
yine uçar yine hevesin kaçar ama yine de gözün kelebekte kalır
aşkta böyledir işte
normal hayatının dışına çıkarır seni
birden çıkar hep karşına
ne kadar güzel dersin
utanarak yaklaşırsın heyecanınla
seni görmesine izin verdiği kadar yaklaşırsın
hiç gitmesin istersin
gitmemesi için çekingen bakarsın hep kendinden ödün verirsin
ama gider kısa bir süreliğine de olsa bazen
her adımı izlersin eğer sevdiysen tekrar yakınlaşmak için
tekrar umut verse koşarsın sebebini bilmeden
geçen yıllarına hiç acımazsın peşinde koşmaktan
bir gün biter yada bitmez ama kalbin hep aşk kelebeğinde kalır...
• *bu tarzda sade mektuplar yazdım ebruya
telefonlarda hep mutlulugunu dile getirdi mektupları okuması ertelerinde
bu da bana haz verdiği için daha da önem vererek yazdım
ekşın bölüğü rockynin taksa hazırlanması gibi hazırlıyordu
dağ bayır koşup italyan çukurlarından çıkma mücadelesi verirken
gezlerde gözlerde arpacıklardaydık hep
ekşın askerlere daha özenle davranıyordu
denetim öncesi haftada
ekşın benden cezalı askerleri çağırmamı istedi
telefondan yakalananları çağırdım
-dıbına çakim başka çarşı cezalısı arkadaşım var mı yazıcıya sor dedi
gittim bi kaç tane daha değişik sebebten çarşıları kesilmiş askerleri de buldum geldim
• * hepsine hitaben
-dıbınıza çakim arkadaşım hepinize çarşı izni veriyorum bu haftalık. göstereceğiniz performasın gözüm açık değil fermuarım açık izleyecem dedi
açık açık tehdit etti
askerleri gönderdi
-vay dıbına çakim tükürdüğümü yalatıyorlar bana dedi
sessiz kaldım
hafta sonu çarşıya bende çıktım tüm askerler gibi çarşıya çıkmadıgımız gün ektradan eğitim yaptık zaten ekşınla olan anlaşma da böyleydi
denetim günü geldi
çok güzel performans gösterdik
atışa seçilen herkes ben dahil görev ifa şartlarını yerine getirdi
bölük 1500 metre koşu denetlemesinde herkes çizgiyi zamanında önce geçti
diğer mekik şınav barfiksde de yeterli başarıyı gösterdik
kısacası bölük açısından iyi bir denetleme geçti
bu ekşını çok mutlu etti
bölüğü toplayıp
-hepinize teşekkür ederim dıbına çakim dedi
cezalı askerleri ayağa kaldırıp hepsini affettigini söyledikten sonra
-dıbına çakim aynı suçtan double double yaparsanız bazı deliklerinizi pota kadar genişletirim dedi
denetleme esnasında atışı ve sporu kötü olanlar ya revire ya da nöbete gönderilmişti ki bi sakaklık çıkmasın
onların haricindeki tüm askerlere çift çarşı verdi
sabah içtimasında tabur komutanı bölük komutanlarını ve asker personeli tebrik edince zütümüz iyice kalktı
ebru da son ünideki son senesi için ankaraya gitmeye hazırlanıyordu
tekrar izine çıkmam konuşulmaya başlanmıştı ama ilerki bir zamanda kullanmaya iki oyla karar verdik
bunun yerine ebru yine bir hafta sonu istanbula gelme kararı aldı
ekşına gidip durumu anlattım
-komutanım benimde çift çarşım var mı dedim
-var dıbına çakim dedi biraz zorladıktan ve dalga geçtikten sonra
-ben uygun görürseniz öbür hafta çıkmak istiyorum çift çarşıya komutanım dedim
-tamam dıbına çakim zaten nöbet tutacak asker lazım olur diger askerler çarşıdayken dedi
-emredersiniz dedim
• *hafta içine girdik nöbetlerden sonra
hergün arıyordum
salı günki aramamda
-nasılsın dedim
-iyiyim dedi ama değildi amk
-bişey mi oldu dedim
-ben hafta sonu gelemiyorum dedi
-sorun değil haftaya gelirsin dedim
-haftaya da gelemem dedi
tansiyonum düştü beyler.bir daha ki haftayı sormaya zütüm yemedi
-bir sorun mu var dedim
-sorun yok başka bir işim çıktı dedi
-ne işi dedim
-boşver dedi
beni hiç bu kadar boşvermezdi
-ebru konuşmak istediğin bişey var mı dedim
-hayır moralim bozuk biraz dedi
-gelemeyeceğin için mi dedim
-hayır dedi
vay amk gelemeyeceğine üzülmüyor bile
-anlatmak ister misin dedim
-ailevi boşver şimdi sonra konuşuruz dedi
-ben yanlış bişey mi yaptım dedim
-hayır seninle alakası yok dedi
konu kilitlendi öylece kaldı amk -
63.
+2136Tümünü Göster
---ben gideyim o zaman komutanım dedim
-dıbına çakim ikimizin sırrı olacak üstünü değiştir gel dedi
-emredersiniz dedim
gittim üstümü değiştirdim. geri geldim odasına girip tekmil verdim
eliyle bi dakika işareti yapıp bana bakmadan beni bekletti
meraktan çatlayacaktım amk ne yapacak acaba diye
kagıda bişeyler yazıp çizip duruyordu
bana baktı
-astsubaya akşam içtimasına katılmayacağını söyle gel dedi.
-emredersiniz dedim.tam çıkıyordum. depocuyu da çağır bana dedi
gittim astsubaya ekşının yanında olacagımı söyledim depocuyu da çağırdım
ekşın depocuya
-dıbına çakim anahtarı ver baskın yapacam depoya dedi
asker anahtarı verdi
bana dönüp
-gel dıbına çakim dedi
depoya gittik
herşey yerli yerinde ortalıkta bir sorun gözükmüyor.ama ekşının hevesi kursagında kalmışa benzemiyordu
kendisine bir tane askerlerin giydiği eşofman altından aldı
depodan çıktık
tekrar odasına döndük. sonra yazıcıyı çağırdı
bölüğün koğuşlarda yatma planını istedi.
herkesin yattıgı yatak belliydi.
hala neyin peşinde oldugunu bilmiyordum
bana gidebilirsin dedi
o da evine gitti
• *ben aşşagı indim akşam yemeği derken
komutanlık saati(yani askerlere bir saatlik verilen ders)
o gün çok erken bitirildi nöbetçi astsubay tarafından herkes bu durumdan çok memnundu ve
o günki rütbelilerde genelde askeri sıkmayan komutanlardı
bu rahatlıkla herkes koguslara dagıldı
derken yazıcı beni çağırdı gel yazıhaneye gidiyoruz diye
gittik bir baktım ekşın orda
tamamen asker gibi giyinmiş
eşofman bir de yeşil askeri tshirt tarzı atlet
-otur dıbına çakim dedi.
cebinden bir telefon çıkardı ama kendi telefonu degildi
belliki askerin birisinden yakalamıştı
olay açığa çıktı beyler
ekşın askerin birisinde cep telefonu yakalıyor
rehberi bir açıyor ne kadar asker ismi varsa kaydetmiş denyo
ekşın hepsine mesaj çekiyor
mesajda telefonla beraber bana gel dıbına çakim yakaladım seni ... yüzbaşı
diyor.
iletim raporu gelen her mesajda heyecanlanıp git bana bu askeri getir dıbına çakim diyor
gidip telefonla beraber askeri getiriyorum
her yakaladığı askerin elinden telefonu alıp yeni asker numarası var mı onu araştırıyor
bu sayı git gide artıyor tabi
17 tane telefon yakaladı
yüzündeki keyfi görseniz kendisiyle resmen gurur duyuyor amk
askerlerin hepsini odaya soktu
isimlerini tek tek aldı
sonra hepsini gönderdi
• * ben merakıma yenilip ne yapacaksınız komutanım dedim
-düşünüyorum dıbına çakim arkadaşım dedi
ekşın görevini tamamlamanın verdiği mutlulukla bölükten ayrılırken o halde tüm koğuşları gezdi
baktı başka yanlış bişey yapan var mı diye
gerekli ekşını yaşadıktan sonra evine gitti
o gider gitmez bana karşı bir cephe oluştu
vay neden haber vermemişim
yok neden söylemiyormuşum
amk sanki ben biliyordum
allahın sıgırları hem yasak olmasına rağmen telefon kullanıyorsunuz
hemde askerlerin isim soy isimlerini telefonunuza kaydiyorsunuz
onlarla konuşmak için mi kullanıyorsunuz amk telefonu almayın vermeyin numaranızı
gel gelelim kabak bana patladı
bütün yakalanan muallakler bana afra tafra yaptı
suçum olmadıgını haberim olmadıgını söylesem de inandıramadım
iyice üstüme geldiler
beni de sinirlendirdikleri için ekşının onları nasıl gibeceği konusunda bende kötü planlar yapmaya başladım
gece bu olaylar yaşanırken
ebruyu aramayı da unuttum tabi
ilk aklıma geldiği anda koştum telefona biraz sitemkardı geç aradığım için
-nerdeydin merak ettim bişey mi oldu diye.
konu sapsın diye ekşının planını anlattım
-ne yapacak şimdi onlara dedi
-boşver onu hasret bize ne yapacak onu konuşalım dedim
-aşk bize yapacağını yaptı hasret ne ki dedi
vay amk özledim diye ağlayan kızın dediğine bak
-dayanacaksın yani dedim
-başka yol göster sensiz olmayacak onu yapayım dedi
-iyi gördüm seni kendini üzmüyorsun sevindim buna dedim
-sende üzülme geçecek dedi
---geçiyor işte biraz senle biraz sensiz.hem hep yanında olursam bıkarsın zaten benden dedim
-hep yanımda olda bıkıp bıkmayacağımı gör dedi
-o risk alınacak bir risk değil ebrum olmaz sensiz dedim
-artık önümüzde 8 9 ay kaldı benim okul senin askerlik bitiyor o zaman ayrılmayacaz hiç dedi
-inşallah dedim
-bizim çocugumuzun gözleri ne renk olur kelebek dedi
van minüt amk çocuk??
lan yoksa ebru hamile mi kaldı.yok canım daha neler
sormaya bile korktum
ama hangi ara hamile kalacak ki amk
kurdalamak lazımdı bu konuyu
-hangi çocuk ebru dedim
-gelecekte olacak cocugumuz kelebek dedi
derin bir nefes aldım. kromozonlar henüz birleşmemiş
-koyu yeşil olur herhalde dedim
-saçları nasıl olur dedi
-ilk kel dogar sonra bi renk tutar begenmezsek boyatırız sorun etme şimdi bunları dedim
-hayalini kuruyordum da kusura bakma dedi
biraz üzülmüştü sesi
-ismini ne koyarız dedim. hayalini canlandırmak için
-erkek olursa sen koyarsın kız olursa ben dedi
klagib ebeveyn çocuk ismi paylaşımı işte
aslında bu konuşma artık büyüdüğümüzün
ilişkimizin güçlülüğünün
üzerimizdeki aşk acemiliğinin bitmeye başladıgının habercisiydi
artık daha ciddiydik
gelecek hakkında planlar yaparken pervasız olamayacak çağa gelmiştik
cünkü zaman daralıyordu
oynanan oyun değildi.
yapacaklarımızdan nasibini alacak iki gönül vardı
tek ihtiyacımız olan zamandı
ama herşeyi zamana bırakmak da bazı şeylerin üzerinin tozlanmasına sebeb verebilirdi
• *ebru da bunu yapıyordu
sürekli geleceğimizin tozlarını alıp konuyu canlı tutup
geleceğimizin parlak olmasını istiyordu hep
bense bu konulara girmekten kaçınırken
aslında unuttuğum
yada farkına varmadığım bir his yaşatıyordum ebruya
acaba
evet acabaları düşünmesine sebeb oluyordum
acaba kelebek bana evlenmek çocuk sahibi olmak kadar baglı degil mi diye düşünmesini sağlıyor olabilirdim
kendimi geç mi denir erken mi denir bilinmez onun yerine koyup bunları düşününce ona hak verdim
çünkü benimde ilerde tek evlenip çocuk sahibi olmak istediğim kişi oydu
o halde neden onun dileklerindeki kayan yıldızı durdurmaya çalışayım ki
tutayım ellerinden kaldırayım başımı gökyüzüne beraber bekleyelim kayacak yıldızı
en fazla boynum ağrır amk.
değmez mi kalbin ebrusuna
fazlasıyla
telefon kapandı gece noktalandı
ertesi gün ekşın bölüğe geldi
gel dıbına çakim dedi
muhtemelen bana dün gece askerlere ne ceza vereceğini anlatıp fikrimi alacaktı
-dıbına çakim kelebek sabaha kadar uyuyamadım dedi
-hastamıydınız komutanım haber verseydiniz dedim
-dıbına çakim ne ceza vereceğimi düşündüm dedi
-buldunuz mu dedim
-bi tane var ama bilmiyorum dıbına çakim sen ne düşünüyorsun dedi
-komutanım siz bu askerlere ceza verirseniz en fazla 20 gün sonra unutulur sonra yine aynı şeyler olur en iyisi vermeyin karar vermemiş gibi gözükün
günlük ufak cezalar verin nöbet gibi temizlik gibi daha da zorlaşsın böylece bu konu sürekli sıcak kalacağı için diğer askerler daha çok korkar dedim
-dıbına çakim fena fikir değil ama benim daha müthiş bi fikrim vardı boşuna mı düşünmüşüm dedi
-neydi komutanım dedim
-bu 17 askerin hepsini çağıracam. hepsinin mahkeme dosyasını hatırlatacam
bir ay süre verecem. başka birisini cep telefonuyla yakalayan ve yakalatanının dosyasını silecem nasıl fikir dıbına çakim dedi
-komutanım bölük içi savaş çıkar rezil oluruz diger bölüklere dedim yapmasın böyle bişey diye
nerden buldu amk bu fikri millet birbirine düşer amk
-çağır dıbına çakim şu askerleri dedi
-emredersiniz dedim -
64.
+2104
104
vay amk askere dokunmak 6 aydan başlar
sonra hemen sarıldı özür dilerim dedi ama tokadı yedik bi kere
baktım ağlamaklı oldu
gülümseyerek
-şakaydı ya gel buraya dedim
yine öptüm
ama onun öpüşme zevkinin ırzına çoktan geçmiştim
-hadi gidelim merak ederler dedi
dönüş yolunda bir sigara yaktım
3 4 fırt çektim ebru elimden alıp attı
bizimkiler tavlayı bırakmış bizi bekliyorlar
birer çay daha içip kalktık
amaç pederleri uyutup buluşmaktı
otele gittik
ebruyla sarılırken uyuya kalmama anlaşması yaptık
odaya geçtik
peder tutturdu duş alacam diye
hay amk zaman geçmiyor
vay köyde şöle oldu biliyon mu
vay şu öldü duydun mu
yok şu kocaya kaçmış
şu iş şöle
alanyaya şunu yaptılar
anlattıkça anlatıyor adam
-tamam hadi baba yatalım uykum geldi dedim ama numara degil harbiden geldi
sabahın köründe kalktık amk kolay mı?
bekle allah bekle
yattığı yerden konuşuyor adam
öbür tarafta ebruların durumu nasıl onu da bilmiyorum
ben uyumuş numarası yapıp konuşmalarına cevap vermemeye başladım
biraz sonra bir horultu kopunca anladım ki gitme vakti geldi
hafiften kalkıp telefonu aldım pederin
ebruya mesaj attım
-durum nedir diye
cevabı beklerken ağaç oldum
-yattı. diye mesaj gelince
-tamam odanın kapısının önünde bekliyorum seni dedim
onların kapı önüne geldim
o da beni bekliyordu
bi dakika ama
nereye gidecektik ki?
hiç bir yere gitmedik beyler
koridorda
sessizce
biri kapıyı açar mı korkusu ile
dudaklardan çirpen seslerden sonra daha sessizce öpüşmeye çalışarak
duyulan en küçük seste biraz aralanıp berkemal hissettiğimizde tekrar devam ederek
beklediğimize degen bir zaman dilimi yaşadık -
65.
+2130Tümünü Göster
• * -seni çok seviyorum dedi
-ister inan ister inanma bende dedim
-biliyorum dedi
konuşma böyle devam etti
iki tarafda alınmış ve nazlı olarak
sonra da formaliteden yumuşamış izlenimi verdik konuşmaya
ve kapattık telefonu
onu tekrar kısa zamanda aramam lazımdı ve o seferki konuşmada
son görüşmemizden bahsetmeden herşey normalmiş gibi davranmam lazımdı ki
hem benim bu konuya fazla takıldığımı düşünüp üzülmesin hemde eski tadına varalım aşkın
tek dostum ekşın desem yalan olmaz binler
bazen herifin yanına elimi kolumu sallayarak girip
bende onun gibi konuşup dıbına çakim ekşın çok dertliyim ne olacak bu halimiz diye dertleşesim geliyordu
kapısına gittim
içeri girip geldiğimi ve bir emri olup olmadığını sordum
parmağıyla yok dedi çıktım yazıhane de otururken
bir süre sonra -
-kelebek gel dıbına çakim diye bağırdı
-emredin komutanım dedim
-dıbına çakim bizim şarkımız çalıyor neden gelmiyon dedi
bu ekşın olmasa askerlik herhalde bitmezdi
• *içeri girdim çalan müzik klagib müzik amk.
iyi tamam bizim şarkımız da kimin söylediğini gibtir et hangi enstrumanlar kullanıyorlar onu bile seçemiyorum
o kendini kaptırmış müzikle gerilip müzikle gevşiyor
ben sevmediğim bi müziği seviyormuş numarası yapıyorum
bir ara kafamı müzik ritmi eşliğinde salladım
-dıbına çakim asker gibi dur karşımda dedi
ki en sevdiği şey de esas duruş zaten
esas duruşta müziğimizi dinledikten sonra
bana bakıp gülüyordu
belli ki amacı benimle dalga geçip askerlik stresinden uzaklaşmak
-begendin mi dedi
-gerçekten mükemmel hepsini takdir ettim dedim
-dıbına çakim sanattan da anlıyon en çok neyi sevdin dedi
-özellikle o sazın tellerine dokunuşu çok hoşuma gitti komutanım dedim
makara mı yapıyom ciddi miyim diye bana gözleri kısarak baktı
makara yaptığımı anlasa gibecek
-ne sazı dıbına çakim dedi bütün enstrumanları tek tek saydı bana
-önemli olan sazmış gibi dinleyebilmektir komutanım. dedim
-kelebek açık çarşın kaldıysa hepsini kapatıyorum dıbına çakim dedi
-üzüntülerin ismini öğrenirseniz mutlu olamazsınız.her derdi mutluluk ve yinede şükürler tadında yaşarsanız daha çok zevk alırsınız komutanım dedim
-dıbına çakim kelebek gibtir git dedi
-emredersiniz bir emriniz var mı komutanım dedim
-var ama sana verip ziyan etmek istemiyorum dıbına çakim dedi
-emredersiniz dedim
• *biraz daha odasının önünde ve civarında bekledikten ona bildirmem gerekenleri imzalatmam gerekenleri imzalatıp onu gönderdikten sonra
tekrar telefona kostum
daha önceki kalp kırıntılarımızı üç kere alnıma zütürüp
kimsenin ulaşamayağı bir yere bıraktıktan sonra
ebruyu aradım
-nasılsın aşkım diye giriş yaptım
aynı şekilde o da bana karşılık verdi
biraz aşkımlı canımlı konuştuktan sonra o da özlemini içine gömmüş isyan ediyor şekilde belirtmedi
-ne zaman gelmemi istiyorsun karar verdin mi dedim
-şu an bilmiyorum sen nasıl istersen öyle yapalım dedi
ebruya bir mayıs gününün önemini anlattım
bana hak verdi ama görmeden yapamayacagını da söyledi
-biraz zaman geçsin özlem biraz biriksin gelirim söz dedim
-tamam ama fazla uzun olmasın ara dedi
-senin için herşeyi yaparım bilirsin sen ne zaman dayanamaz hala gelirsen söyle o zaman geleyim.ama bunu bana sitem olarak değilde gelmeni istiyorum olarak söyle
gereksiz üzmeyelim birbirimizi dedim
-tamam deyip onay verdikten sonra ne yapıyor ne ediyor
daha doğrusu ne yapamıyor nelerden bensiz zevk almıyor onları anlattı
bende ona yapmayı özlediğim şeyleri anlatınca baktık iş yine dayanılmaz bir şekilde özleme dogru geçiyor yine konuyu değiştirip
biraz daha konuştuktan sonra kapattım
gece dersi vardı beyler
her askerin korkulu rüyası
amk karanlıkta sessizce ders anlatır komutanlar
iki hafta da bir genelde salı veya çarşamba günlerine denk gelir
gece saat 11 e kadar sürdüğü olur
yüzünü gözünü boyamak zorunda kalırsın askeri makyajla
• *ekşın beni çağırdı
-ders notlarını getir dıbına çakim arkadaşım bi gözden geçireyim dedi
eğitim dosyasından o gecenin notlarını çıkardım
ona vermek istedim ama almadı
-sende kalsın dıbına çakim biraz oku sorduğum zaman dogru cevap ver çift çarşı verdiğimi görsün diğer askerler dedi
-ben zaten biliyorum komunanım okumaya gerek yok dedim
-dıbına çakim söyle o zaman şu nedir dedi
-şu şu şudur komutanım dedim
-peki bu nedir dedi
onu da anlattım
bi kaç soru sordu hepsini cevapladım
-vay dıbına çakim çift çarşı veresim geldi ama kapatmıştık dimi senin çarşıları dedi
-siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
akşam yemeği sonrası eğitim alanına kadar değişik askeri ilerleme şekillleri ile gittik
bizim bölüğün uzman çavuşları astsubayları ve subayları da geldi
ekşın bana bölüğe katıl emri verdi bende diğer askerlerin arasına oturdum
astsubay dersin bir kısmını anlattı
ekşın da diğer rütbeliler gibi onu dinledi arada takviyeler yaptı dinlemiyormuş gibi görünenleri gibici bakışları ile
dinlemeye davet etti
sonra sorular sorma kısmı geldi
ekşın rastgele kaldırdı sordu askerlere
sordugu soruları bilemeyenlere
-dıbına çakim dua et gece dersindeyiz ve yüksek ses çıkarmak yasak bende hard sevdiğim için seni gibmeyi erteliyorum gündüz olunca bağırta bağırta gibcem
-vay dıbına çakim senin dersi uyuyarak dinlediğini nasıl farketmemişim gibi askerleri tehdit ederek
sorduğu soruları bilenlere çift çarşı vererek devam etti gece
bana sorduğu soruyu bilince
-dıbına çakim sana veresim gelmiyor.hep mundar edeceksin çarşıyı diye korkuyorum bi tane daha sorayım dedi
sordu onu da bildim
bi tane daha sordu onu da bildim
• * amasyada sürekli yazarak eğitim görmenin ekşının haberi olmadan o geceki konuları tekrar gözden geçirmenin de faydası vardı
sonra işi yine makaraya döktü ekşın
-bölüğe soralım dıbına çakim haketmişmisin diye dedi
bi asker kaldırdı
-vereyim mi çift çarşı kelebeğe hak etti mi dedi
-siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedi asker
-evet mi hayır mı dıbına çakim dedi
-evet haketti komutanım dedi
-tamam o zaman seninkini kesip ona veriyorum dedi
bi askere daha sordu haketti mi diye
gariban kendi çarşısı gidecek diye korktu
-hayır komunanım dedi
-seninkini de kesiyorum dıbına çakim dedi
hiç kimse sıradaki kaldırılan asker olmak istemedi ne deseler çarşıları gidiyor amk
velhasıl komutanları da soktu makaraya
-haketti mi başçavuşum dedi bizim astsubaya
-haketti komutanım dedi
-sizin çarşınızı da kesiyorum o zaman dedi gülerek
kendi aralarında makara yapmaya devam ettiler
ama benim çarşı alıp almadığımı birtek ekşın biliyordu ortada kaldı amk
ekşın mola verdi ama sigara içmek yasak amk
sadece bizim taburda değil tüm kışlada gece dersi olduğu için nöbetçi yüksek rütbeli subaylar denetlemeye gelebiliyor
sigara da ucundaki kordan dolayı gece araziye uymak adına yasak
mola gece boyunca devam etti
zaten anlatılacak konu belli olur usta birliğinde
komutanlarda o saate kadar orda olmaktan zevk almaz
eve gidip dinlenmek varken
gece dersi bitti
bölüğe geldik
• * ayakta duracak halim yok
telefona bi baktım sıra gelmiyecek gibi
direk gidip yattım
üst devre olmaya başladığımız için bizim devrelerden yavaş yavaş cep telefonları çıkmaya başladı
herkes gizli gizli kullanıyordu sağda solda
benim de aklıma geldi kullanmak ama kullananların aldıkları 30 günlük askeri cezaevi hapsinin yanı sıra askerliklerinin de
aynı gün sayısı kadar uzadıgını bildiğim için pek yanaşmadım bir süreliğine
konturluden devam ettim
ebru ile normal konuşmalarımız devam ederken
ona çıkıp arasıra eğlenmesini söyledim
o da canım istemiyor sensiz eğlenemem falan dese de çıktı
bir sonraki gün gece nasıl geçti diye sorduğumda
çok eğlendim demesi biraz garip geldi
-ne yaptın dedim
-bi bara gittik arkadaşlarla dans ettim içtik sonra çorbacıya gittik ve eve döndüm dedi
soru bir arkadaşlar kim
soru iki kiminle dans ettin
soru üç içtiğine göre sarhoş oldun mu
soru dört çok eğlenmene sebeb olan kim
bunlar aklımdan geçenlerdi ama hiç birisini sormadım
git eğlen dedikten sonra o eğlenince bunları sormak yanlış anlaşılmaya açık sorular olur ve
kendi kendimle çelişirdim o yüzden sormadım
sadece iki gün sonra bensiz eğlenemeyeceğini söyleyen kişinin tekrar dışarı çıkacağını duymak pek hoşuma gitmedi
ama yapacak bişey yoktu
onun sevgilisi olmam onu esir alacağım ve benimle beraber askerlik yapacağı anldıbına gelmezdi
-iyi eğlenceler dedim
konu kapandı -
66.
+2127Tümünü Göster
**konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı
ben de net bir şey söylemedim.
telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken
ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek
aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü
-gel dıbına çakim nerdesin dedi
-emredin komutanım dedim
-bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi
gittim ikisinide buldum geldim
bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun
askerler içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim
hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı
olay şu
bu iki salak aynı tertip. hemde benim tertip
birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar. sürekli beraber takılıyorlar.
birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar
bir tanesinin annesi dul
huur çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor.
resmen düpedüz yatma teklif ediyor.sen dulsun kaşınıyordur falan diye.
annesi sapıktır diye kaile almıyor
ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor
dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor
ve bu durumu oğluna anlatıyor. çocuk deliriyor
ama huur çocugu nöbette oldugu için
o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp
hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor
asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor
bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten
telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor
astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için
rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor
astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor
ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu
birbirlerini gece öldürmesinler diye
ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü
arkalarından da evrakları gönderildi
artık ne tak yediler bilmiyorum
**herkesin yazılmış bir hikayesi vardır
herkesin kitabının adı da aynıdır kader
ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir
siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız
bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim
bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme
hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu
tek bir kişi üzerine kurulan hayaller
ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır
yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki
gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır
büyük annemi kaybettiğim o günlerde
ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim
kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve
hepsinde de yanıldı
oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim
ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi
acı bir tecrübe ile verdi hayat
ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı
bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen
bir kişiye değişilmişti
kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim
yaşlanmış bedenine mi üzülsün
geri gelmeyecek yıllarına mı
vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı?
nur içinde yat..
yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum
verilen cevap çok manidar beyler
1 mayıs 2005
yani doğum günüm
aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı
bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak
ama hiç izin kullanmazsam
kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak
kullanmazsam ebrusuz ne yapacam
kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına
ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya
ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken
diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni gibiyordu
bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor
bazen bana soruyor
bana garip cezalar verip eğleniyordu
yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi
-al dıbına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan gibme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi
-emredersiniz dedim elime aldım telefonu
-vay dıbına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı
günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı
3 üncü hafta yalvarmak ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde
-karaköyde nöbet tutacam oraya gidersen dıbına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi
• *izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi.
kiminle geleceğini sordum
annem babam ve kardeşim dedi
o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk
cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında
ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü
her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki
benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu
-dıbına çakim senin defterin nerde dedi
-uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim
gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve
-dıbına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi
-hayır komutanım var sağolun dedim
işi gücü bıraktı
-ne oldu dıbına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi
-haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim
-olmaz dıbına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi
-ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim
-herhangi bir vukuatta yardımcı oyuncu rolü bile oynarsan sonucunu biliyorsun dıbına çakim dikkat et dedi
-emredersiniz komutanım dedim
-tamam bu hafta da çık çarşıya dedi
-ben aslında hafta çift çıkabilir miyim diye lafı ağzımda dolaştırdım
-vay dıbına çakim kucağımda bir ağırlık hissetim(kucağıma düştün kelebek)
-siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
-sen çavuşsun dıbına çakim bölükte hiç vukuat olmazsa çıkartırım çift çarşıya dedi
-emredersiniz dedim
odadan çıktım -
67.
+2105Tümünü Göster
• *odalara geçme zamanı geldiğinde herkes memnundu geceden
son bir buse ile ayrılıp odalara döndük
bir kaç zaman süren yaşanmışlık sevinci ile uykuya daldım
gecenin bir tanesini geride bıraktık
ben askeriyeye alışmışlıktan öyle fazla uzun uyuyamadım erkenden kalktım
amk. ortada koğuş kalk diye bağıran birisi de yoktu ama kalktım işte
kalkıp üstümü giyinirken benim çıkardığım sese peder de uyandı
duş almam gerekiyordu beyler gece ses çıkarmayayım diye almamıştım
ben hemen duşa girdim
duştan çıkıncaya kadar ahali planları yapmış
kahvaltıya gidiyoruz
askeriyede botluk nöbeti gibi bekledim ebrunun hazırlanmasını
sonra hep beraber kahvaltı yapılabilitesi olan bir yere gittik
tamamen asker style menemen söyledim ben özledim amk
ebruyla birbirimize bakarken dün geceki haylazlığımızı hatırlıyor gibiydik utangaç gülümsemelerimizden
kahvaltı faslı bittikten sonra çaya doyuncaya kadar çay içtim
yine bilindik ne yapsak muhabbetti başladı
bu sırada kahvaltı yapılan yerden de ayrılmıştık
30 dakikada her yerini gezebileceğiniz amasyanın o işlek caddesinde ebrunun babası gözüne bir hamam kestirdi
hamama mı gitsek konusunu açtı
ebrunun gitme şansı yoktu
ne işi var erkeklerin arasında
babam fena olmaz deyince siz gidin biz ebruyla dolaşaduralım biraz dedim
sonra yine burda buluşuruz dedim
benim pederin durumdan haberi yoktu ama
ebrunun babasının bizi yalnız bırakma anlayışı içerisinde olduğu belliydi
hadi madi diye ısrar ederek babamın da gönlünü aldı onlar hamamda kaldı
1 saat sonra görüşürüz diye ayrıldık onlardan
onlar hamama girer girmez ebruya bir saatimiz var dedim
-bi yere gidip oturalım mı dedi
-otel odasına gidip oturalım dedim
-böyle direk söylemesen dedi
vay amk ebru auta çekecek şutumuz mu var amk. topu topu 1 saat işte
-otele gidelim mi ebru dedim
-ne yapacağız dedi çok yavşak bir ses tonu ile
-gidince kararlaştırırız dedim
tuttum elinden başladık yürümeye otele doğru
genelde önde yürüyen bendim onu asılarak çünkü acelesi olan ben gibiydim
otele geldik
anahtarı aldık
odaya çıktık
hakan şükürün dünya kupasında rekor saniyede erken attığı gol gibi gerçekleşti herşey ama
daha maç bitmemişti 60 dakikalık müsabaka devam etti
sonra çarşıya geri döndük bende bir yüz gram civarında bir azalma ile
ben artık rahatlamış bir şekilde hamamın önüne gittim babamlar da rahatlamış bir şekilde hamamdan çıktı
hamam çıkışı biraz gezdikten sonra öğlen yemeği yedik
amasya kalesine gezmeye çıktık
araba ile çevre köylere de gezmeye gittik
annemle yine konuştum.
patronun telefondan iş arkadaşları ile görüştüm
akşam oldu
askerlikten bir gün daha azalmıştı ama ebru ile veda ma da bir gün daha yaklaşmıştık
son gecemiz olacaktı
ertesi gün beni en geç 17 de teslim etmeleri gerekiyordu
akşam yemeği için yemekler yendikten sonra yine oturup konuşulabilecek bir yer bulduk
o gece bira içme peşinde degildim
sigara ihtiyaçlarımı wc ye kaçarak giderdim
tek isyanım kalmıştı ebruyla başbaşa geçirilemeyen zaman
durumdan haberdar olan ebrunun babası tekrar tavla müsabakasına davet etti babamı
o da kabul etti panpa olma yolunda iyi yollar katettiler bu ziyarette
biz bu defa gitmedik
ayrılmadık yanlarından
ebru babasını ben babamı desteklerken
atılan zara pür dikkat bakılma esnasında ben ebruya gizli yanak öpücükleri konduruyordum
muhtemelen hissediyorlardı ama ne yapayım amk özlemişim
babam yenilince sıra bana geldi
adam benimde tozumu aldı
ebrunun dalga geçmek için eline yine bir koz geçmişti
sonra yine yorulmuş ihtiyar heyeti ile otele geçtik
herkes kendi odasına
dünki plan geçerliydi ama
bu defaki adres koridor değil nehir kenarında bir yer oldu
havanın serinliğini birbirimize sarılarak bir bankta oturarak ısıtmaya çalıştık
konuşulası çok şey vardı ama genelde ikimizde susmayı yeğledik
çünkü konuşmalar muhtemel gözyaşlarını da beraberinde getirecekti
geç saat olunca otele döndük
dışarda bankta kaybettiğimiz zamanın acısının hepsini kapı önünde çıkardık
bir türlü veda edemedik
alı koyamadık kendimizi sarılmaktan ve öpüşmekten
nihayet ayrılmamızla benim yatmam arasında 3 dakika oynamıştır en fazla
sabah kalktığımda güneşten nefret ettim amk
son gündü
ebruyla geçirilebilecek sadece bir kaç da biraz fazla bir zaman
kahvaltı için buluştuğumuzda
bana son tembihler edilmeye başlandı askerlik tecrube sahipleri babam ve babası tarafından
ona dikkat et buna dikkat et diye
babamın lavaboya kalktığı bir anda
ebrunun babası bir zarf çıkarıp bana verdi
içinde yine para olduğu belliydi
almam kesin kararım dedim
yarın maaşın bu hakettiğin para nasıl almazsın dedi
adam dogru söylüyordu aslında 23 günlük çalışma maaşını almamıştım ama istemedim almayı
zorla verdi ama
ben bırakırım sen ne yaparsan yaparsın çünkü alınterinle kazandığın para dedi
mecburen aldım
sonra çarşıya gittik
beni askeri diz seviye çorapları yeşil atlet gibi malzemeleri almaya zorladılar
askeri kantinde var desem de inandıramadım illa beni rezil ettiler ebrunun yanında
nerde kaldı amk o sivil boxerlar
orayı gez onu yap bunu yap derken vakit geldi beyler
ayrılık
veda
arefesindeydik
ebru sağlam gözüküyordu
beni kışlaya bırakmaya giderken
ama kışla görününce göz yaşları da erimeye başladı
elleri şimdilik yetiştirebiliyordu kurulamayı yanağını ama
ben babamlarla vedalaştıktan sonra sırayı ona getirip
-askerini unutma aşkım deyince benim ellerime de ihtiyacı oldu akan yaşlar için
ben görevimi yapıp sildim ama
içli içli ağlamasına tek çözüm kalan şafak sayısının bir kaç saniyeye düşmesi gerekliydi
etraf zaten oğullarından abilerinden kardeşlerinden ayrılabilmeye çalışan ailelerle doluydu
biz de onlardan sadece birisiydik
herkes gibi bizde ayrıldık
içeri girip üst aramam tamamlayıncaya kadar beklediler
içeri geçince
ebrunun gözyaşlarını göremeyecek mesafedeydim belki ama hıçkırarak ağladığı nefes alışından belliydi
onlara son bir el salayıp asker seldıbını çaktım
kendi gözlerimde dolmasına sebeb oldu bu selamım ama olsun
onlara verdiğim selam öylesineydi ama sağda solda komutanları görmeye başlayınca mecburiyet haline geldi yine
yine askerdik amk
açtık zütü koştuk yine komutan amcaların kıllı kucaklarına
yat dese yatıyon sürün dese sürünüyon öl dese ölüyon
bölüğe geldim herkes isyan
daha doyamamışlar ailelerine
ama birde ailesi gelmeyenler var yada gelemeyenler
millet bunun polemiğini yaparken akşam iştiması
herkes dönmüşmü sayımı
bir kaç geç gelen bini ayakta bekleme ızdırabı
onlar gelince mazaretlerini dinleme faslı
ordan dışarda yediğimiz yemeklere hiç benzemeyen yemek
yemek sonrası askerler toplantısı
toplantı konusu olarak benim şu gelmiş
şu böyleymiş muhabbetlerinde askerlerin yeni duydukları haberleri diğerleriyle paylaşma gereksinimi
bir köşede sessizce kalmış sigaralarında çekecek fırt kalmadığını farkedemeyecek kadar dertli askercikler
bu gün de geçsin diye erkenden yatağa koşmuş şafak mağdurları
ve tüm bu olup bitenleri izleyen izlerken ebrusu gözlerinin önünde olan ben
bir gün daha geçti
ertesi gün aynı yol
aynı adımlar
artık bildiğimiz eğitimlerin tekrarı
bunların üzerine biraz daha yenileri
eskiye göre tek değişik olan şey firarın artık hapis cezası olarak sana geri dönmesi verilen yeminden sonra öyle oluyormuş
geçen günlerde fırsat buldukça telefon konuşmaları
hangi askerin nasıl bir şahsiyet olduğunu yavaş yavaş anlamaya başlama
verilmiş bir kaç kilo daha
ve atışlar
genel söylenti
atışı iyi olanların doğuya düşeceği konusuydu ama
atışı kötü olanlarında çavuş olamama ihtimali vardı
ben ne olursa olsun dedim
salladım 3 mermiyi de
3 ü de aynı delikten geçmedi ama görev tamam dediler. üçgen yeterli küçüklükteymiş
sonra seçmeler için bir sürü komutan geldi
topladılar bütün kışlayı
yok berberim diyen bir adım öne yok terzi aşcı metal işler falan
barmenleri de çağırdılar
ben barmen grubunun yanına gittim
gelen komutan 15 kişi civarındaki askerlere genel sorular yöneltti
şu likör neyden yapılır falan filan
herkes parmak kaldırıp cevapladı
sonra garsonlarla ilgilenen komutan yanımıza geldi zaten yan yanaydık -
68.
+2102Tümünü Göster
sabah mıntıkları öğlen mıntıkaları
buz gibi zeminde izmarit toplamak
ellerin buz tuta tuta
o izmariti atana ana avrat küfür etmek
bir de hiç sigara içmeyenlere acımak
arasıra kışla fırınından satılmak için bölüğe gelen lahmacuncudan lahmacun almak
çayın plastik bardakta da tat verdiğini bilmek
ince belli bardağa hasret kalmak
sivil hayatta yüzüne bile bakmayacağın adamların sana verdiği emirleri harfiyen yerine getirmek
aldığı rütbe ve benden bir kaç ay önce askere gelmiş olmanın verdiği züt kalkmasını sineye çekmek
o yaşta evlenip de askere gelen karısını çocugunu veya doğacak olan cocugunu memlekette bıranların dertlerini dinlemek
komutanlık saatlerinde uykunun zütünden akması
gün eğitimi bitince saat 8 de ayakta kalacak halinin kalmaması
botların içinde şişmiş ve beyazlaşmış ayakların
sadece yeni aldığın gömleğin iğnelerini çıkarırken kullandığın iğneyi apış arası patlayan ve dizleri parçalanan kamuflajını dikmek için kullanacağın
çavuş olmak istiyorsan atışlarda görev ifa şartlarını yerine getirmek
silahla koşmayı öğrenmek hemde belirli bir zaman diliminde
kuzey yıldızını gibtir et karıncanın hangi yöne yuva yaptığını bilmek
silahı bir dakikadan daha az sürede sökmek gözünü kapatınca bir dakika daha avans almak
manga nasıl hareket eder nasıl emirler veririr uygulayarak öğrenmek
bedeninin binbir eziyetle eğitim adı altında gibilmesine izin verip bunun merhamet duygusunu azaltmak için yapılan bir eğitim olduğunu düşünmek
hep bir ağızdan çok gür bir sesle gündoğdu marşını söylerken tüylerinin diken diken olması
verin lan beni o teröristlerin arasına hepsinin amk gazına gelmek
bırak konuşmayı sıçmayı bilmeyen adamlarla asker arkadaşı olmak zorunda olmak
milletin ilgi toplamak için attığı yalanları dinlemek
karı kız konusu açılınca ağzı açık amsalaklarla muhattab olmak
sevdiğini kalbine gömebilmek
aşkını içinde yaşamayı öğrenmek
sürekli onu düşünmek
ne yapıyor oldugundan istediğin zaman haber alamamak
beni düşünüyor mudur benim onu düşündüğüm kadar sorusuna düşünüyordur elbet deyip kendini teselli etmek
batan güneşlere sevinmek
akılda bir soru ile acaba beni bekler mi diye
gün boyu akılda kalan tek görevin telefona koşup yardan haber almak
terhis olan dedeleri görünce vay amk harbiden bitirdi gidiyor lan adam demek
saçma sapan askerlik düşecekmiş geyiklerine inanmak hayal kurmak
ben ne yapıyorum dercesine dagların tepesine tırmanıp
elde kazma kürekle x v z çukurları kazmak
hiç hasta olmadığın halde revire gitmek için zütüm başım ağrıyor demek
gittiğin revirde neyin var amk denildiği zaman verdiğin cevaba göre kontrol edilmeksizin ilaç sahibi olmak
sadece aklıma gelen ilk izlenimlerim geçen bir kaç hafta içinde
ebruyu görme ona kavuşma hayallerimi yaklaşan yemin töreni sonrası yatılı izin alabilme ihtimalim canlandırdı
babamı arayıp yalvardım gel diye
al beni kurtar şurdan diye
ilk başlarda olmaz desede sonra ikna ettim
ebruya da fırsat bulunca telefon açtım gelebilir misin diye
gelirim dedi -
69.
+2101Tümünü Göster
telefon konuşmasını bitirip iyice dertlendim
baktım dışarda sigara içenler var
bende çıktım
ben nerden bileyim amk. onların üst devre oldugunu
kule nöbetinden geldiklerini
yanlarına gittim
ateş istedim
hemen makaraya sardılar
vay toruna bak ateş istiyor dedesinden diye
dedenin amk bin ver işte dertliyiz
pardon dedim döndüm gidiyordum
-nerelisin dedi bi tanesi
-antalya dedim
-neresinden dedi
-alanya dedim
-bilirim alanyaya tatile geldim dedi
verdi ateşi vay amk ne kadar sevindim
hava soğukken sigara içmesi de bir ayrı zevkli oluyor
soguğun agzından çıkardığı dumana bir de sigara dumanı ekleniyor dolu dolu içiyon sigarayı
bi kaç soru sordu şurayı bilir misin burayı bilir misin diye
bilirim tabi amk. züt kadar yer alanya
• *ben bilirim filan derken. başka bir dede
benimle konuşana
-gibtir et şu bin torunu gibtir git lan sen de yat amk. dedi
-iyi geceler dedim gittim yattım
bir saat uyumadım bile
bagırıyorlar amk. koğuş kalk diye
en iri sesli bi angut seçmişler bağırsın diye
ilk gün heyecanı olduğu için yataktan fırlayarak kalktım
askerliğin bana göre en taktan yanı
her sabah traş olmak
sabahın köründe buz gibi suda buz gibi havada
traş ol üstünü giy
kahvaltı yap silah al
iştimaya geç hepsi zamanla yarış gibi
gerekli sayım yapıldıktan sonra
amasyanın karla karışık topragında 500 civarındaki askerin ayak sesleri eğitim alanına doğru çınlamaya başladı
daha sonra sıkıntıdan saydım kaç adım olduğunu 3500 adım
günde 4 kere katediyoruz
yemeden içmeden 14bin adım eder
ilk günler herkes birbirine saygılı
sevecen yaklaşıyor
nerelisin geyikleri
birbirini tanıyor olabilme ihtimalleri en çok konuşulan konular arasında
işin ciddiyetini
askerliğin gerçekten annelerin ve sevenlerinin meraklanacagı kadar zor oldugunu
ilk gün ki kışla hopörlerinden yapılan
şehit asker için bandonun çaldığı bir marşla öğrendim
insanın içini acıtıyordu o borazandan çıkan melodiler
derin hayallere sokarken
acaba benim için de çalacaklar mı bir gün diye ister istemez korkuyordu insan
umarsızca boş boş geçirdiğin günler için kendine isyan ediyordu insan
anneye yapılan saygısızlıklardan dolayı duyulan pişmanlık
kırdığın kalblerin hesabını dönünce ilk iş olarak özür dilemek olarak söz veriyordun kendi kendine
ince çizgideydin
bi kaç ay sonra
risk bölgesinde olup hain bir saldırıda veya cesurca vatan ugruna ölecektin
belki vatan için çok degerli olup şehit sayılacaktın ama
peki ya seni seven gönüller şehitliğimi isteyecek miydi
ilk gün fazla sıkmadılar
mangalara ayrıldıktan sonra
manga komutanı ile tanışma
kendini tanıtma
yürüyüş dönmeler
aksam üzeri bölüğe döndüğümüzde
herkes birbirine kaynaşmaya başlamış konuşuyor kantinde çay sırası bekliyor ama
benim beklediğim yer yine telefon kulubesinin önüydü
birinci hedefte bu defa ebru değil annem vardı
onunla konuştuktan çok iyi olduğum ve herşeyin çok güzel gittiği yalanını attıktan sonra
ebruyu aradım
ama cevap vermedi
sırada bekleyenler de mız mız etmeye başlayınca çaresiz bıraktım aramayı
dışarı çıktım
yalnız bir köşeye oturdum
bir sigara yaktım
üzerine askeri kıyafetin hiç yakışmadığı
uzaktan bakınca dert manyağı olduğu belli
sigarayı içine çekişinden ve cigerlerinden dışarı bırakmayı unutmasından aklında birinin olduğu apacık ortada olan birisi
yanıma oturdu
merhaba topraam dedi ama
o aksanla benim toprak olma ihtimalim sıfırdı
merhaba dedim
sigarası bitmemişti ki
sigara paketini çıkardı
içer misin dedi
yok var benim sağol dedim
yanlış anlamayın binler ama kısa marlborodan başka içmem
vay amk içmem demeseydim keşke
keşke boğazım gibilseydi o sigarayı içseydim de
ne kadar derdi varsa dinlemeseydim
vay amk. herif garibanlıktan bir başladı aşkına işine gücüne anasına babasına ne varsa anlattı
zaten dertliyim amın cocugu bi de sen anlatma diyemedim lan
acıdım bile bine
sevgilisi bırakmış
zaten sevdiğinden de emin değil
bana sordu ee sen anlat diye
baktım bi de ben anlatsam özlemimi askeriyeden firar edip amasyada kafa çekecez
ben çok zengin biniyim dedim
alanyalıyım
her hafta bir karı gecede iki tane değiştirdiğim zamanlar bile oluyor dedim
amacım itici olmak benden uzaklassın da sürekli dertlerini anlatmasın onu mu dinleyeyim amk
vay be hacı bende gelsem alanyaya beni de gezdirir misin dedi
vay amk demin ki dertli manyak gitti
amsalak bi asker çıktı karşıma
gel dedim ayarlarız karı kızdan bol ne var amk dedim
valla mı dedi
baktım gelecek amk. benim gitmem lazım çorapları yıkayacam dedim
dur bende yıkayayım dedi
hay amk yapıştı lavuk bana
ilk asker arkadaşıyım sonuçta
gittik karı gibi çorapları yıkadık
dişleri fırçaladık
yat iştiması için koğuşlara geçtik
millet koğuşlarda birbirlerinin yataklarına konuşlanmış
yavaş yavaş grublanmalar başlamış
dogulular karedenizliler ankara ve cevresinden olanlar
artis binler
garibanlar
hepsi grublanmış
benim ki de bana sardı
hacı yorgunum yatacam dedim
eyvallah dedi
sayımlar yapıldıktan sonra yine yattık
gece birde yine kaldırdılar
amk kogusta elli kişi var bu sıra bana her gece nasıl geliyor onu da anlamadım
ama kime hesab soracan
hızlı hızlı giyindim
benden önceki nöbetçiye
bi lavaboya gidip geliyoum dedim
direk telefona koştum ebruyu aradım
biraz daha canlı bir ses tonuyla konuşup herşeyin güzel gittiği ambiyansını yaşatmak istedim telefonda
bu saatte niye ayaktasın dedi
seni aramak için kalktım dedim
iyi konuşalım o zaman dedi
dedi ama yalanın ortaya çıkmasına ramak var amk nöbetçi birazdan bagıracak nerde kaldın diye
günler nasıl geçiyor yoruluyor muyuz.zor mu
komutanlar iyi mi?arkadaslar nasıl? kötü davranıyorlar mı?
sevgili şefkati içeren tüm sorularına
herşeyin güzel gittiği yönündeki söylemlerimi bildirdim
biraz olsun sevinmiş gözüküyordu
en azından rahatlama vardı
bu duruma bende sevindim
henüz askere geleli çok az olmasına rağmen şimdiden başlamıştım az kaldı diye onu teselli etmeye
sonra aniden kapatmam gerek komutan çağırıyorum dedim
hızlı bir seni seviyorum muhabbetinden sonra yavaşca avizeyi kapattım
ulan bir telefon olsada sabaha kadar mesajlaşsaydım
askeriyede telefon kullanılamaz diye oy verenlerin telefonları çekmesin inşallah
mal gibi kandırıldığımı hissederek gerekli mercilere küfür ederek nöbeti tuttum ama
her işte bir hayır vardı lan ebruyla konuştum
onun gülümseyen sesini duydum amk. daha ne olsun
• *ikinci gün kalkışımda da aynı gürültüyle kaldırıldığımı görünce
askerlikte adam akıllı kaldırılmanın olmadığını farkettim
oysa ebru beni öyle mi kaldırıyordu beni
üstünü başını giyinirken ufak tefek mırıldanmalarda başladı artık millette
küfür seslerinde yükselmeler başladı
üstümü giyinip dışarı çıktım botları giymek için elimde boya ile
ama botlar yok amk.
benim kinin yerine koydukları bot benim ayak numaramdan 3 numara büyük
herkes botunu giyince bekledim acaba artar mı bi tane ayak dengim bot diye
ama nerde amk.
çaresiz giydim
kim bilir kim giymişti daha önce
ayagında hastalık var mıydı
adım atarken bot ayaklarımdan önce yere değiyordu
ben bir kaç saniye sonra yere bastığımı farkediyordum
vay amk o kadar da demişlerdi bana botunun içine ismini yaz diye
ben nerden bileyim o kadar midesiz insanlar olabileceğini amk.
zamanla neler kaybolmadı ki
adam diş fırcasını çalacak kadar büyütmüş işi amk
o dişlerinin amk. bırak sarı kalsın da çalma daha fazla adam olursun
bu adamlarla aynı yerde askerlik yapmak zorundasın
askerlerin zütü yavaş yavaş kalkmaya başladı
herkes kendi kimliğine bürünmeye başladı
bunu farkeden komutanlar dizginleri eline almaya başlayınca
sürünmeler
istikamet yemeler
şınav cezaları gibi tek emirle toplu sexler yapmaya başladılar
askerler tarafından suçlular tespit edilip
salaklığından ve beceriksizliğinden yapamayanlar hoş karşılandı
binliğine bilerek yapmayanlarda
ağırlıklı kesim tarafından anasına avradına selam edildi
daha 4 üncü gün kamuflajın dizleri parçalandı
zaten buz gibi havada sürünmek ne demek askere gitmeyenler henüz bilemez
kamuflaj kardan ıslanırsa bide
o günden hiç bahsetmeyin
her yerde sıra beyler
çay içeceksin kuyruk
verilen molalarda kantine koş kuyruk
silah alma ve bırakma işleminde kuyruk
banyoya girme kuyruk
yemek alımında kuyruk
telefonda kuyruk
amk milletin arkasında beklemekten muallakye çıkacak adımız -
70.
+2100Tümünü Göster
hiç üzülmüyordum
ama ebruyu orda öylece bırakmak
aşkın vicdansızlığından başka birşey değildi
otobüse binip hareket edince
kendi kendime kaldım
artık ne bir işim ne de sevdiklerime yakın olma şansım vardı
ebrunun verdiği zarfı açtım
bir adet muska
kocaman kagıdın içine sarılmış benim bir maaşım
ve o kagıtta yazan tek bir satır
-sanma ki karşılıksız verdim.bu bir borçtur. seni seviyorum askerim
zaten benim param vardı
olmasa bile sevgiliden para almak hoşlanmadığım birşeydi
hem de öğrenci olan bir sevgiliden
hem de benim bundan hiç hoşlanmayacağımı bilen bir sevgiliden
otobüsteyken mesaj yazma şansım yoktu
amasyaya gitmeyi bekledim
otogarda inip
kendi kendime taku yedin olm kelebek bu sogukta askerlik mi yapılır amk dedim
askerlik boyunca binlerce kez kullanacağım kulube kartlarından bir tanesini alıp
ebruyu aradım
-zarfı geri gönderiyorum ebru dedim
-nasıl geçti yolculuk dedi
-iyi geçti burası karlı. zarfı geri gönderiyorum dedim
-burası daha da bir sogudu sen gidince dedi
-ebru zarfı gönderiyorum dedim
-bende seni çok özledim.ne zaman teslim olacaksın dedi
-hiç hoş değil yaptığın var benim param dedim
-hadi biterse beni arayamazsan. sesini duyamazsam. hadi çalarlarsa sende ki parayı. dursun bir kenarda işte bana borçlanmaktan neden bu kadar korkuyorsun dedi
ben telefonla konuşurken inzibatlar da enseme çöktü zaten
kulubenin başında beklemeye başladılar
baktım ebru ile bu konuyu konuşmak bir tartışmaya yol açacak
hiç lafdan anlar gibi değil
-tamam benim gitmem lazım dedim
-kendine iyi bak lütfen beni aramayı unutma seni seviyorum dedi.
ben sadece
-bende seni seviyorum diyebildim
kapattım telefonu
inzibatlara aç olduğumu söyledim
askeriyede verirler yemek dedi
bi kaç don atlet alayım dedim
onu da verirler dedi
baktım adamlar kararlı beni zütürmeye
çarşıya çıkamayacağım bi kaç ay müsade edin gezeyim traj köpüğü bıcağı falan alayım dedim
kaçacak olsam buraya gelmem dedim
nafile beyler aldı adamlar beni
arabaya zütürüp diger askerler adayları ile
beraber zütürdüler
kışlaya
anababa günü
kilodun içine kadar aradılar
yiyecek içecek hiç birşey almadılar
daha sonra
evrak bölümüne gittik
kayıtlar alındı
sıraya geçtik
bütün askeri elbiseleri yüklendim
zaten sadece onların verdiğini taşıma ölümdü
bi de üstümde hiç hazır olmadığım
o kıyafetleri giydim
botları taşımak zaten başlı başına zulüm
sağdan soldan emir yağıyor
yürü bekle ilerle konuşma
takip et sırayı bozma
vay amk asker oldukya lan
84 gün geçireceğim bölüğe geldik
parmak izi kayıt falan derken
uykusuzluk yogunluk ayrılık acısı iyice bitkinleştirdi beni
çevremde bir sürü dertli ve ne tak yiyeceğini bilmeyen 20 li yaşlarda askerler vardı
eli belinde gezen kıyafetlerinde ne anlama geldiğini henüz bilmediğim rütbeler vardı
onları görünce biraz doğruluyordum ne olur ne olmaz diye
500 kişiye 6 tane telefon yeter mi amk. millet hayat hikayesini anlatıyor sanki bi konuşmaya başlayan bırakmıyor
ebruyu arama işi yalan oldu
aksam iştiması için toplandık çünkü
vay şöyledir vay böyledir anlattı durdu amk. komutan
yemeğe gectik
karnımı doyurdum
telefona koştum ama yine dolu
bekle bekle yok
ben biraz geç gidenlerden olduğum için
sonradan gelenlere gece gece silah teslim ettiler
neymiş yarın sabah komutan kontrol edecekmiş
silahla bi kaç hareket gösterdiler
ama bi kaç hareketi öğrenmek
bazı sığırların kafalarının hala memleketlerinde olduğu için
iki saat sürdü
tam olay bitti telefon açarım dedim
millet deparla koştu telefona
kararlıydım bekleyecektim sıranın gelmesini
tam sıra azalmışken
bu defa yat iştiması başladı
koğuşa girdik dışarı da çıkarmadılar
yatağa yattım
yorganın altına girdim
ağlıyordum ama
sinirimden
kız o kadar merak etti bir arayamadık diye
gece saat 3 oldu
birisi kaldırdı beni
ne oldu dedim
nöbetin var dedi
ananın amı amk.ne nöbeti
botluk nöbetiymiş koğuşun dışında bekle dediler
bi yere gitme dediler
eşofman terlikle çıktım
kamuflaj bot giy dediler
ne kadar durcam dedim
bi başla bakalım dediler
geçtik nöbete
saniyeler bile ölüm amk.
1 saat sonra beni kaldıran yine geldi başkasını kaldırdı
tamam sen yat dedi banada
bi sigara içebilir miyim dışarda dedim
yasak dedi
telefon açabilir miyim dedim
yasak dedi
anneme babama haber veremedim dedim
acıdı bana aç dedi
gecenin 4 15 inde ebruyu aradım
defalarca çaldırdıktan sonra uyandırdım
bütün isyanlarımı dile getirmek istiyordum ama
üzülmesin diye herşey çok iyi
sıra gelmedi o yüzden arayamadım dedim
o uykulu uykulu seni seviyorum dikkat et beni unutma gibi seyleri tekrarladı durdu