/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 376.
    +1 -1
    devam mı? pampalar
    ···
  2. 377.
    0
    151

    kelebek özel2

    @all şu dükkanda ortaklık işini bir kez daha anlatayım beyni almayanlar var hala.
    ayda bir milyar ciro cekildiğini düşünün
    bu paradan dükkanın tüm giderleri artı mal alımı için verilen para düştükten sonra
    kalan parayı ikiye bölüyoruz ortaklık bu
    adama patron dememin sebebi herşeyin onun üzerine kayıtlı olması
    ben sadece satış yapıyorum o işine gelince dükkana geliyor çogu günler gelmiyor bile.
    bana gibtir git dese gitmek zorundayım. gözünüzde yüzde elli fazla büyümesin
    genel cirodan yüzde 20 hisse ile çalışmayla hemen hemen aynı şey
    @494 saatçi kekosu sen kendi hayatında uzun yoldan gelen bir manitan olursa eğer öpersin.
    niyet ettiğin şeyden kendi zevkin için caymak allahlık oruçluk bir durum değildir.
    söz verdiğin tüm insanlara acıyorum amk döneği
    ···
  3. 378.
    0
    74

    -tekrar sevgilin olarak uyanmak çok güzel yazıyordu
    bende tekrar salıvermeye karar verdim kendimi aşkın kollarına
    iki günlük dünya amk.
    seviyorum işte
    kız da beni seviyor en azından seviyormuş gibi görünüyor
    içimde kalan şüpheleri bir kenara koymaya karar verip
    yalnızlık odamdan çıkıp aşkın havasına bıraktım kendi bedenimi
    çok ıslatırsa bir dahaki aşklara önyargı verirdi en azından
    kim aşk donunun altında kaç cm beklediğini bilebilir ki
    kaderde varsa zaten girecek olan cm.ler girer her türlü
    -günaydın ebrum dedim
    -kahvaltı yapalım mı beraber dedi
    -sen mi hazırlayacaksın dedim
    -annemler evde ama gel istersen dedi
    -boşver sizin evi dükkana gel ben hazırlayım sana dedim
    -sen mi hazırlayacaksın dedi
    dükkanda ne hazırlanır amk. menemen mi yapacam sanki
    -evet ben hazırlayacağım dedim
    o geliyorum deyince ne hazırlayacam lan şimdi derdine düştüm
    hergün simit poğaça bir yere kadar amk.
    hem yemeyi özlediğimden
    hemde ebrunun tepkisini merak ettiğimden
    gittim karpuz beyaz peynir aldım.
    o gelinceye kadar herşeyi hazırlamıştım
    hiç yadırgamadı
    bu ne diye sormadı bile.
    zaten öyle zengin triplerinde olan bir kız da değildi
    olsa benim gibi birisiyle ne işi olurdu ki??
    çayları da söyledim
    kahvaltı yaparken dahiyane bir fikri olduğunu söyledi
    -nedir dedim
    -tatile gidelim dedi
    -millet alanyaya geliyor tatil için biz başka yere mi gidelim.
    hayatında hiç tatile gitmemiş ben
    -biraz uzaklaşmış oluruz dedi
    -annen baban dedim??
    -henüz konuşmadım onlarla dedi
    -izin vereceklerini sanmıyorum dedim
    -en azından bir deneyeyim dedi
    -ebru çalışıyorum nasıl gideyim tatile dedim
    -sezon sonuna doğru gideriz o zaman,bir kaç gün izin alırsın ne olacak dedi
    aslında gitmek istiyordum hemde çok.
    bir kaç gün sadece ebruyla olmak
    o ankaraya gitmeden önce çok iyi gelebilirdi
    ama babasının izin vereceğini sanmıyordum
    tatile gitmek de öyle kolay değil para lazım
    ebruya herşeyi ödetmek olmazdı
    ben ödesem kış uykusunda yağı tükenmiş ayılar gibi aç aç gezecektim kışın
    -tamam bakarız dedim **günler geçerken ebru her konuşmasında
    nereye gideriz ne yaparız gibi sürekli tatil
    fantazisinden bahsediyordu
    gerçekten çok gitmeyi istediği her halinden belliydi
    ben bir süre onun hayellerine ortak olsamda
    bir süre sonra sıkıcı gelmeye başlamıştı
    bu durumdan kurtulmak için makaraya sardım onun muhabbetini
    ama benim böyle davranmam
    tatile gitmek istemediğim olarak algılandı onun tarafından
    buna da bir çözüm olarak tekrar hayallerine ortak oldum
    bu sırada ceyhunda alanya magazininde yerini almıştı
    artık cesurca yeni sevgilisi ile dolaşıyordu piyasada
    ben bu durumdan hiç bahsetmedim ebruya
    onun bu konuda ne düşündüğü ve
    olayı bana nasıl anlatacağı çok merak ettiğim bir şeydi
    onun gözüyle ceyhunun başka bir kızla çıkması??
    bir buluşmamızda ebru
    -sana bir iyi bir kötü haberim var dedi
    -birini seçerek başla bakalım dedim
    -ceyhunun yeni bir kız arkadaşı varmış dedi
    -iyi haber nedir dedim.laf karmaşasına sokarak ebruyu
    -iyi haber buydu canım dedi
    samimi bir mutluluk vardı yüzünde
    unutmuşmuydu bunca zaman sonra ceyhunu
    daha doğrusu ben unutturabilmiş miydim??
    -diğer habere geçelim dedim
    -babamla kavga ettik dedi
    -sebebini biliyorum galiba dedim
    -evet izin vermedi dedi
    -ben olsam bende vermezdim kızma adama dedim
    -zaten sende istemiyorsun gitmeyi diye tavır yapıp gitti **bir kaç mesajla ikna ettim.
    ama kafasına koymuştu bir kere tatili
    -o zaman habersiz gideriz dedi
    habersiz nereye gidiyorsun amk.
    ya başımıza birşey gelirse nasıl açıklayacağız
    kendi riskimi alırım ama ebrununkini alamazdım
    -sezon sonu gelsin bir çaresine bakarız ebru diye ateşin üstüne kül bastım biraz
    ebru babasına rest çekmiş gözüküyordu
    ama buluşmalarımızda eve daha erken gitme telaşı içinde olması
    gücün hala babada olduğunun da göstergesiydi
    işin daha kötü yanı
    eskiden arasıra dükkana uğrayıp çay içen babası
    dükkana da gelmez oldu
    çok büyük bir ihtimalle
    benim ebruyu tatile zorladığımı düşünüyordu
    sonuçta o da bir erkekti
    ve bir kadınla erkeğin tatile baş başa gidince aynı odada kalacaklarını
    ve bunun da babası tarafından en azından bilmek istemediği sonuçlar doğuracağını babası da biliyordu
    geçen süre zarfı içinde elif beni hiç giblemiyordu
    harbiden hiç giblemiyordu
    bunun altında yatan nedeni öğrenmek geç oldu ama sonunda buldum
    artık yörüngesinde başka bir erkek vardı
    elif gibi bir kızın öyle bir erkeği tavlaması hiç de zor birşey değildi
    zira lavuk bana göre elif klasmanında top koşturacak birisi değildi
    ancak dostluk maçı yapabilirdi ikisi
    kıskandığımdan mı söylüyorum hayır
    benden sonra alt lige düşmesi üzücü
    bende bu arada iki dersten kalarak ikici sınıfa geçtim
    ebru bunu bir başarı olarak bile gördü
    hiç ders çalışmadığım için o varken
    ebru bu arada uzattıkça uzatmış tatil olayını
    her konuşmasında bu durumdan bahsetmiş ailesine
    vay beni göndermiyorsunuz vay ben şu yaşıma geldim
    Tümünü Göster
    ···
  4. 379.
    0
    160

    • *arasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
    bazen ellerimi dudaklarına zütürüp öptü
    nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
    bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
    üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
    sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
    kahvaltıyı yaptık
    kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
    bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
    uyandığımda neler olmuş neler amk
    (burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
    evin önünde bir araba
    araba çok tanıdık
    ebrunun babasının
    aşşağıda konuşma halinde olanlar
    ebru annesi ve babası
    karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
    beleş tribünde ise ben
    konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
    basbaya tartışıyorlar gibi
    olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
    baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
    -hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
    konuşmalarının tam ortasına dalarak
    -hoşbulduk dediler
    pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
    -bize biraz müsade eder misin dedi ebru
    kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
    -size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
    sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
    biz onları öylece izlerken
    hepsi arabaya bindi
    araba hareket etti

    • *arkalarından baktık kaldık
    hani giderken görüşürüz eyvallah demedikleri için az ilerde bir yerde park ederler
    sonra dönüp gelirler diye bekledim ama
    araba gitti de gitti amk
    ebru arkasına dönüp el bile sallamadı
    ben geri gelecekler umudu ile oturdum onları bekledim
    -gelirler mi dedi annem
    -mutlaka gelirler dedim
    annem gelirler lafını duyunca horozun birini yakalattı kestiler tüylerini yolmaya bile başladılar
    kuzenlere sordum nasıl geldiler
    ben uyurken ne oldu diye
    • arabayla gelmişler evin önüne park etmişler
    ebrunun babası ve annesi arabadan inmiş
    bizimkilere selam vermiş
    annem yanlarına gitmiş biraz konuşmuşlar nasılsınız hoşgeldiniz diye
    sonra ebru da yanlarına gitmiş
    annemin yanında selam dahil hiç birşey konuşmamışlar
    annem buyurun demiş eve davet etmiş
    -siz buyrun biz geliyoruz demiş. ebrunun annesi
    annem de geliyorlar diye çıkmış çardağa biraz da önden evi toparlayayım diye
    bi bakmış ki gelen giden yok
    10 dakika civarında konuşmuşlar
    sonrasını biliyorsunuz zaten
    benim duyduğum ebrunun size ne demesi idi.
    bunu da resmen bağırarak söylediği için duydum
    ama konuşmada tansiyon hayli yüksekti
    akşama kadar oturdum

    • *ne dönen oldu ne de geri gelen
    akşam gelen köy dolmuşu
    önce umudum oldu
    sonra hayal kırıklığım
    sofraya horoz kondu
    millet afiyetle yedi
    ben hani bir gelen olur diye umutla bekledim ama
    kimse gelmedi
    ertesi sabah alanyaya dönmedim hani gelir diye
    akşam ki köy dolmuşuna kadar bekledim gelen olmadı
    dolmuşcuya sabah beni almadan gitmemesini tembihledim
    annem sabah erkenden beni kaldırdı
    maddiyat kötü
    ceplerimi bile borçluyum amk
    annem bişey sıkıştırdı cebime al lazım olur diye
    bindim dolmuşa
    telefonun çekmeye başladığı yerlerde
    mesajlar dökülmeye başladı ebrudan
    ama dünden sonra gönderilmiş mesaj sayısı sıfır amk
    biladeri buldum
    üç beş muhabbet
    o da cebindeki paranın bir kısmını bana verdi
    mesajlar geldiği için ebru alanyaya geldiğimi anlamıştır iletim raporlarından
    bu yüzden bana mesaj atar veya arar diye bekledim
    öğlene a kadar belki uyuyordur diye bekledim ama yine yok
    evleri civarına gittim
    ebrunun babasının arabası yok
    evde kim olup olmadığı da belli değil
    sonra yazdım mesajı

    -ebru.tek kelime yazdım gönderdim
    iletim raporu geldi telefonuma ama ses soluk çıkmadı geriye
    30 dakika kadar bekledikten sonra aradım
    ama aradığımız aboneye o anda ulaşılamadı
    her on dakika da bir aradım
    yüzlerce dakika denedim ama hi ulaşılamadı
    akşam üstü evlerinin önüne gittim ışıklar yanıyor
    biraz sevindim en azından alanyada ebru diye
    ama niye benim mesajı aldıktan sonra telefonu kapalıydı ki
    neden bana güle güle demeden gittiler
    neden ebru alanyaya döndükten sonra bana mesaj atmadı
    neden aramadı
    kafamda bir milyon soru olduğu için tam olarak ne yapacağıma da karar veremiyordum
    bana göre en yüksek ihtimal
    ebru habersiz yaylaya gelmiş
    ailesi merak etmiş
    haber vermeden gittiği için kızmışlar ve alıp zütürmüşler
    böyleyse neden aramalarıma cevap vermedi ve telefonu kapalı
    hadi desek şarjı bitti
    telefonumu ezbere biliyor bi yerden arar. haber verir
    bekle allah bekle
    gece saat 1 e kadar yine kapısında bekledim
    açlığa dayanamayıp
    püskevit aldım bir de meyve suyu
    bir tane ağzıma attım tam meyve suyunu çekecem
    bir taksi durdu
    içinden ebru indi

    • * taksinin kapısı ile apartmanın kapısı arası mesafe ile benim ile taksi arasındaki mesafe aynıydı
    ayağa kalktım
    -ebru dedim. dönüp bakmadı
    sesimi yükselterek tekrar
    -ebru dedim. aynı anda yürümeye başladım ona doğru
    yine durmadı
    dış kapıyı açarken 5 metre civarındaki bir mesafeden
    -ebru dedim yine duymadı
    duymaması imkansızdı
    içeri girdi. arkasından kapıya vurarak ses çıkarmaya çalıştım
    asansöre binmeden direk merdivenlerden çıktı gitti
    elimdeki püskevit ve meyve suyu olduğu gibi kaldı.ne bir yudum daha çekebildim
    ne de bir tane daha atabildim ağzıma
    ben yine onun odasını görebileceğim bir yere gittim
    kendi kendime sorduğum sorular şöyleydi
    -olm kelebek bi tak mu yedin amk
    -lan babası kıza benimle konuşmayı mı yasakladı yoksa
    -amk yoksa bu içeri giren ebru değil miydi.(bunu sorarken ebrunun odasının ışığı yandığı için)cevabı almış oldum
    kendimi rahatlatmak için iyi ihtimallerden de bahsettim kendime
    -olm morali bozuktur duymamıştır beni. aklında başka bişey vardır.
    şarjı bitmiştir şimdi odasında şarja sokar mesajımı görüp beni arar diye düşündüm ama
    bi tak olmadı sadece osuruk oldu umutlarım
    odanın ışığı yandıktan 5 dk sonra söndü
    gözlerimi perdeye öyle bir yoğunlaştırdım ki acaba bir hareket olurda bana bakar mı diye
    ama rüzgar bile kıpırdatmadı amk ben şaşı olmanın eşiğinden dönmekle kaldım
    kendimi olm biraz daha bekle
    kız seni seviyor
    sevmese yaylalara gelmez. mutlaka bir sorun vardır diye avuttum
    Tümünü Göster
    ···
  5. 380.
    0
    63

    sokaktan geçen liseli kevaşelere bile laf atmama engel derecedeydi
    zütlerini başlarını o yaşta öyle kıvırıyor olmaları beni gaza getiriyor olsada
    ben kontağı ebruda kapatmıştım
    o ne zaman yazsa elimden geldiği kadar
    cevapladım
    her saniyemin raporunu verdim nerdeyse
    o da çok hoşnuttu bu durumdan
    gereksiz gereksiz yok şunu yaptık
    yok bu böyle oldu
    yok şu hoca böyle şu derste şunu öğrendik
    ne varsa anlatıyordu bana
    mimar olacaktım nerdeyse amk.
    bunun da makarasını yaptım elbet
    -sahte diploma ayarla beni de mimar yapacaksın sen bu gidişle diye **bende açık öğretim test
    kitablarından alıp sınavın nisanda olmasına
    rağmen çalışmaya başladım
    kıza oku derken kendiminin kalması
    kendimle çelişir di
    ebru iki defa ceyhunun mesaj
    attığını söyledi
    sinirlenmiş olmama rağmen
    hem ebruyu kırmamak hem de muhtemel bir tartışmayla daha çok sinirleneceğimi bilerek
    ne yazdı bile sormadım
    ama ebru ikisinde de söyledi ne yazdığını
    birincisinde alışabildin mi arkadaşım
    ikincisinde arkadaş olduğumuzu sanıyordum hiç cevap bile vermiyorsun
    • *bir süre beraber çıkmış olan iki kişiydiler benim için
    biri çok sevdiğim ebru
    diğeri de ebruya olan sevgimden dolayı nefret ettiğim ceyhun
    ikisinden de uzaktaydım
    birini sevgiyle birini nefretle anıyordum hep
    ebrunun onu unutamadağı için rötarlı başlayan aşkımız
    şimdi arkadaş oluyor olmaları sebebi ile bende korku uyandırıyordu
    ama ne yapılabilirdi ki amk.
    şimdi ben bir nedenden dolayı ebrudan ayrılsam
    o başka biriyle çıksa ebru
    bende onu unutamayacaktım
    bende tekrar onunla olabilirmiyim umudu ile
    nefret ettiğim ceyhun karekterine bürünebilirdim
    günler geçiyor
    kış mevsiminin ilerleyen ayları olması sebebi ile
    yazın biriktirdiğim paralar suyunu yavaş yavaş çekiyordu
    kolay değil di ebruya mesaj yetiştirmek
    mesaj sayısında azaltmaya gitsem
    benden soğuyor mu acaba tehlikesi ile
    ebruyu gereksiz düşüncelere daldırabilirdim
    bu yüzden hiç azaltmadım
    159 karekterin genelde hepsini kullandım mesajlarda
    parasızlık bacak kaslarına fayda sağladı yürümekten
    içtiğim biraları burnumdan getiren göbek erimeleri yaşadım
    bir kaç lüksümden vazgeçtim
    dünyadaki tek vazgeçemeyeceğim kişi için
    alanya bomboştu benim için
    yoldan geçen insanlara bakarken
    bunların da ebru ları var mı acaba diye düşünüyordum**ben bende değildim
    içimdeki sıkıntıları geçici gülüşlerle atlatmaya çalışırken bile
    gülmeleri kesme sebebim
    ebrudan ayrı oluşumun verdiği üzüntünün aklıma gelmesiydi
    alanyada ki hiç bir şey
    telefona düşen mesaj sesi kadar heyecan verici değildi benim için
    o mesajlaşma ve telefon konuşmaları da
    beni hücremde yatarken anamın hapishane ziyareti gibiydi
    konuşuyorduk ama sarılamıyorduk öpemiyordum
    en başlarda ebruyu teselli eden ben iken
    kendimin daha çok teselliye ihtiyacı olduğunu farkettim
    zamanla gülüşlerim kesildi
    suratımdaki ifadeler ot yiyen inekler gibiydi
    yiyor içiyor ama samansı yaşıyordum hayatı
    ebru bir mesajla veya aramayla önüme ot koyuncaya kadar
    ebru her seferinde benim yanımda olmak istediğini söylediğinde
    soktuğumun okulu yüzünden onu geri çeviriyordum
    ama gözlerim her sabah dükkanı açmadan önce acaba
    bir sürpriz var mı diye iyice sağa sola bakıyordu
    ama acabalar bile nafileydi artık
    benim ankaraya gitme şansım kelebeğin 3 gün kanat çırpabilmesi olasılığı kadardı
    göz yaşları ile çalışsaydı otobüsler 3 4 depo fullerdim hayrına
    ama bazı aşklara tecavüz etmiş maddiyat benim de bacaklarımı açmam konusunda baskı kuruyordu
    dükkana uğrayan müşterilere binbir yalakalıkla bişeyler satacam diye uğraşırken
    rehber hanım yine geldi yalnız olarak
    hiçbirşey yokmuş gibi ben dışarda otururken yanımdaki tabureye oturdu
    —işler nasıl dedi
    -ne dediğini anlamıyorum dedim
    -ingilizce bildiğini biliyorum dedi
    -bilmediğimi söylemedim seni anlamıyorum dedim
    -bana öyle davranmasan sana müşteri getirirdim dedi
    -davrandım getirme dedim
    telefonu çıkardım ebruya mesaj attım nasılsın falan fistan diye
    mesaja cevap verirken
    -birşey ikram etmeyecek misin mesela elma çayı dedi
    -turk misafirperverliği yok bende dedim
    -parasını ben vereyim dedi
    -şurdan 50 metre ilerle sonra sağa dön caddeyi takip et karşına cafe çıkar orda harca paranı dedim
    -tam bir züt deliğisin dedi
    sinirlendim kaltağa
    ama sakinliğimi korudum
    -seni hiç kuş yuvasına zütürdüler mi dedim?? tecavüzcü çoşkun bakışları ile(kuş yuvası bir döneme damga
    vurmuş alanyalı bir kaç kişinin hollandalı turistleri oraya zütürüp tecavüz ettikten sonra da uçurumdan
    attıkları yerdir)
    -senin gücün yetmez ona dedi
    -kuş yuvasına zütürmeye gerek kalmadan aynısını yaparım sana dedim
    mal mal baktı
    -git kendine bir tane gibici bul benimle uğraşma dedim
    bir bayana böyle davranmak doğru değildi belki
    hem de turist bir bayana
    hemde çekici olan bir bayana
    ebru olmasaydı hayatımda gibimin verdiği emirlere uyar gereğini de yapardım kıza
    hayat bir torba biber gibidir
    içinde acıları da çıkar
    bazen ilk ısırışta değil de biberin sapına yaklaşınca anlarsınız acı olduğunu
    bundan sonra her bibere korkuyla yaklaşırsınız
    Tümünü Göster
    ···
  6. 381.
    0
    75

    bakmış babası olacak gibi değil
    hep beraber gitmek kaydıyla kabul etmiş
    ebru muhtemelen ayakkabılarını hiç yıpratmadan geldi dükkana uçarak
    direk boynuma sarıldı
    -gidiyoruz bir yer seç dedi
    • *bir kaç mesajla ikna ettim.
    ama kafasına koymuştu bir kere tatili
    -o zaman habersiz gideriz dedi
    habersiz nereye gidiyorsun amk.
    ya başımıza birşey gelirse nasıl açıklayacağız
    kendi riskimi alırım ama ebrununkini alamazdım
    -sezon sonu gelsin bir çaresine bakarız ebru diye ateşin üstüne kül bastım biraz
    ebru babasına rest çekmiş gözüküyordu
    ama buluşmalarımızda eve daha erken gitme telaşı içinde olması
    gücün hala babada olduğunun da göstergesiydi
    işin daha kötü yanı
    eskiden arasıra dükkana uğrayıp çay içen babası
    dükkana da gelmez oldu
    çok büyük bir ihtimalle
    benim ebruyu tatile zorladığımı düşünüyordu
    sonuçta o da bir erk
    ekti
    ve bir kadınla erkeğin tatile baş başa gidince aynı odada kalacaklarını
    ve bunun da babası tarafından en azından bilmek istemediği sonuçlar doğuracağını babası da biliyordu
    geçen süre zarfı içinde elif beni hiç giblemiyordu
    harbiden hiç giblemiyordu
    bunun altında yatan nedeni öğrenmek geç oldu ama sonunda buldum
    artık yörüngesinde başka bir erkek vardı
    elif gibi bir kızın öyle bir erkeği tavlaması hiç de zor birşey değildi
    zira lavuk bana göre elif klasmanında top koşturacak birisi değildi
    ancak dostluk maçı yapabilirdi ikisi
    kıskandığımdan mı söylüyorum hayır
    benden sonra alt lige düşmesi üzücü
    bende bu arada iki dersten kalarak ikici sınıfa geçtim
    ebru bunu bir başarı olarak bile gördü
    hiç ders çalışmadığım için o varken
    ebru bu arada uzattıkça uzatmış tatil olayını
    her konuşmasında bu durumdan bahsetmiş ailesine
    vay beni göndermiyorsunuz vay ben şu yaşıma geldim
    bakmış babası olacak gibi değil
    hep beraber gitmek kaydıyla kabul etmiş
    ebru muhtemelen ayakkabılarını hiç yıpratmadan geldi dükkana uçarak
    direk boynuma sarıldı
    -gidiyoruz bir yer seç dedi
    • *tabi ben annesi babası ve kardeşinin de geleceğini bilmiyordum
    -ıssız bir ada sen ve ben aşkımızın 3 seçeneği olsun dedim
    -mifafirler de olacak dedi
    -kimler dedim
    -ailemde bizimle geliyor ancak böyle izin alabildim dedi
    bu durumda gitmek mantıksızdı alanyada kalsak daha çok başbaşa olabilirdik
    ama ebru bu duruma sevidiği için onun da şevkini kırmamak adına birşey söylemedim
    ama nasıl olacaktı
    nereye gidecektik
    kim kiminle hangi odada kalacaktı
    tüm bu sorulara cevabların akşam yemeğinde konuşulacağını ebrunun
    -akşam seni yemeğe çağırıyorlar demesiyle öğrendim
    çok soğuk geçeceğini tahmin ettiğim akşam yemeği
    annesinin çok sıcak karşılaması ile içimi ılıtsada
    babasının hiç yerinden kalkmadan tv izlemeye devam etmesi
    eksilere indirdi yine beni
    hoşgeldin bile demedi
    ebrunun yüzünden bana kızmıştı çok büyük olasılıkla
    zamanım da kısıtlı olduğu ve dükkana dönmek zorunda olduğum için
    biraz geç gitmiştim bilerek
    yemek hazır bekliyoruz mesajına kadar
    bu durumda içeri girdiğim için yemek de hazırdı
    direk masaya davet etti annesi oturdum
    tabaklar doldurulmuş olmasına rağmen babası yine de gelmemişti
    annesinin tekrar daveti ile masaya geldi daha önce hiç görmediğim soğuk suratıyla
    -hoşgeldin dedi ebrunun babası
    hoşbulamadık ama
    -hoşbulduk dedim
    Tümünü Göster
    ···
  7. 382.
    0
    76

    aç olmadığı konuşmasından belli oldu
    -tatilinize bizde katılacağız müsade edersen dedi.ima çok fazlaydı. kızarmam kaçınılmaz oldu. suçsuz yere
    asılmakdı bu amk.
    birisinin çıkıp hayır o suçlu değil demesini bekliyordum
    -evet çok güzel olacak diye yumuşattı ortamı birazcık annesi
    -tatil için nereye gitmeyi düşünüyorsun dedi
    düşünüyorsunuz demediği için tek kaldım yine sorudaki suçlu
    -bilmiyorum diyebildim sadece
    -tatile karar verdiğine göre nereye gideceğine de karar vermişsindir diye düşünmüştüm dedi
    giberim seni de tatilini de kızınıda deme aşamasına gelmiştim ki
    telefon çaldı.
    baktım patron arıyor.
    telefonu açtım o birşey demeden geliyorum hemen dedim
    -müsadenizle gitmem lazım. size iyi tatiller dedim. masadan kalkarken
    ebrunun beni korumuyor olması
    bunun üstüne babasının bana yüklendiğinin farkına varamaması beni yeterince sinirlendirmişti
    her zaman ki kapıya kadar beni takip etti
    suratımdan anladı yanlış birşeyler olduğunu
    -konuşsaydık öyle gitseydin dedi
    -baban yeterince konuştu. bende yeterince susmak zorunda kaldım.iyi tatiller size dedim
    -ne demek iyi tatiller sen gelmiyor musun dedim
    -sen babanı dinlemiyordun galiba.
    benim fikrimmiş gibi bi bana sövmediği kaldı.
    istemiyor işte adam gelmemi dedim
    -ne demek istemiyor yaa dedi gitti içeri
    bende çıkacak olası bir aile kavgasından kaçmak için durmadan dükkana gittim
    radyo haberlerinden maçın skorunu öğrenmeyi beklemek gibi ebrudan mesaj bekledim ne oldu diye

    • ben skoru beklerken telefondan canlı yayın dibime kadar geldi
    ebru dükkanı kapatma saatlerinde geldi
    merhaba nasılsın iyimisin sorularına temkinli cevaplar verdim
    moralimin babasının bana olan tavrından dolayı bozuk olduğunu ima etmeye çalıştım
    -bende gitmiyorum dedi
    -daha iyi gitmeyelim zaten yanlış anlaşıldığımız yeter dedim
    -evet haklısın dedi
    ebrunun bu tavrı babasına olan sinirimi biraz yatıştırmıştı
    bir kaç muhabbetten sonra ebru yine lafı tatile getirerek
    -gelecek sene gideriz dedi
    -tamam söz gideriz dedim
    -nereye gitmek isterdin ciddi cevap ver ama dedi
    -hiç düşünmedim aslında dedim
    -bi kaç seçenek sunayım mı dedi
    -sun bakalım dedim
    -bodrum, marmaris, kuşadası,
    o sayarken.ben en çok antalya kaşı görmek istiyorum dedim
    -duymuştum ama hiç gitmedim dedi
    sonra birden konuyu değiştirdi,
    başka başka konuşmaya başladık
    işler nasıl.
    annen ne yapıyor
    kardeşine bişey yaptılar mı yine
    hiç alakasız konu değiştirmesinin sebebini iki gün sonra anladım
    ebru cevabını almıştı
    babasına olayın iç yüzünü iyice anlatıp
    benim nereye gitmek istediğimi öğrenip
    işin gerisini babasına bırakmıştı
    ebruya o gün ısrarla dükkana gelmesini istememe rağmen gelmeyişi beni üzerken
    babası çıktı geldi
    adam bana sayıp sövecek neden kızımı ayartıyorsun tatil için diye düşünürken
    -ebru herşeyi anlattı yanlış anlaşılma olmuş kusura bakma dedi
    evet amk.yaa yanlış anladın amk. şöyle kendine gel
    nerde bizim eski müstakbel kayın peder
    -izin alabilecek misin?? dedi
    -ne için dedim
    -tatil için dedi
    -ne tatili dedim
    -bizimle gelmiyor musun dedi
    -nereye dedim
    -kaş a dedi
    o an çaktım ebrunun durumunu.ve dükkana gelmeme sebebini
    -yerleri ayırttım dedi
    ama ayrıntıya girmedi.
    kim kiminle kalacak ne zaman gideceğiz muammaydı
    yazlardır çalışıyorum.bi tatil görmemişim bu tatil abazalığına bir şans doğmuştu
    -benim fikrim değildi gerçekten dedim
    -bilmiyordum sonra öğrendim dedi
    vay amk. herife sarılıp öpesim geldi
    -bi konuşayım patronla dedim
    -ebrudan öğrenirsin ayrıntıları tekrar ona haber verirsin dedi
    -tamam teşekkürler dedim
    -buraya kadar gelmişken bir tavla atalım iki çay söyle dedi
    çayları söyleyip 5 0 da tavlayı kaybederek uğurladım bey amcayı.

    • *hemen patronun yakasına yapıştım
    bana izin ver böyle böyle böyle dedim
    -kim duracak dükkanda dedi
    iki üç gün dur amk.
    idare edersin abi dedim
    -olm ben ingilizce bilmiyorum ki çok fazla nasıl idare edeyim, sonra gidersin dedi
    -ben ona da çözüm buldum sen kafanı yorma dedim
    -ne çözümü dedi
    -bütün malların üzerine fiyat etiketi yapıştıracağım o fiyatı göster daha da konuşma alan alır zaten dedim
    yine yokuşa sürdü işi olmaz diye
    forvetteki ısrar taktiğimi değiştirip
    kontrollü futbola dönerek
    -iyi sen nasıl istersen öyle olsun. gitmeyivereyim dedim
    zaten daha da 3 hafta vardı tatil gününe
    daha sonra ebru ile mesajlaşma trafiğini
    buluşmalarımızla park ederek
    geç kaldığı için babası tarafından park cezaları
    derken tatil zamanı da yaklaşıyordu
    patron kontrollu futbolu benimsemiş olacak ki
    hiç bir şekilde acıyıp tamam ulan git ne olacak amk. demedi
    durum maçın sıfır sıfır biteceğini gösteriyordu
    ama beraberlik benim için tatil kupasına yetmiyordu mutlaka gol bulmam lazımdı
    son günlerde presi arttırdıkça arttırdım
    baktım patron savunmada hata yapmıyor
    çirkefe vurdum işi
    attım kendimi ceza sahası içinde
    -ben işi bırakmaya karar verdim abi dedim
    -niye lan dedi
    konuşmayınca anladı. tatil mevzusunda takıldığımı
    işten çıksam nereye gidecektim
    önümüz kış kim iş verir amk. alanyada
    -sen bilirsin dedi
    hasgibtir bırak gol atmayı üstüne bir de kırmızı kart gördük
    -yarın gel hesabı görelim.o zaman dedi
    -kolay gelsin sana dedim gittim.
    • *iki gün kalmıştı tatile
    muhabbete gölge düşmesin diye ebruya işten çıkma olayını anlatmadım
    nasıl olsa öğrenecekti ama en azından tatilden sonra
    -tamam izin aldım dedim. akşamki buluşmamızda
    çok sevindi.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 383.
    0
    77

    -ama kurallarım var dedim
    -nedir dedi
    -tatildeyken ailen bizim yanımızdayken fazla samimi olmak yok.
    hem ben rahatsız oluyorum hemde onların fazla samimiyetten dolayı rahatsız olacağını düşünüyorum
    dedim
    -seninle yalnız kalınca samimileşirim o zaman dedi
    -şu samimiyeti bir fiili örnekle bakayım dedim
    iki kolunu omzuma attı dünyada hiç birşey umrunda değilmiş gibi
    kendini tamamen bana bırakarak öptü
    -nasıl dedi
    -bir kaç örnek daha alayım dedim
    -örnek alırsın ama şifreyi zamanı gelince çözebilirsin ancak dedi
    mesajımı tekrar aldım. aynı örneği kullanmaya devam ederek öpüşmeye devam ettik
    ertesi gün dükkana gidip patronla hesabı kesecektim
    bir gittim ki.vay amk yerime eleman bulmuş bile.
    böyle olmasını istemezdim gibi patron eski eleman geyikleri yaptı
    hesabı kestik
    aldığım paraların bir kısmını yanıma alıp bir kısmını da çok zor geçeceği
    şimdiden belli olan kış için bankaya attım
    zütüme başıma şort mort alıp
    tatil hazırlıklarını tamamladım
    gün geldi
    bindik arabaya 6 saat süren yolculuk sonucu antalya kaş a vardık
    ebru dediklerimi yapıyor sadece gizli sırnaşmalar yapıyordu
    daha heyecanlı olduğu bir gerçekti ama yakalanma korkusu
    sizin oynadığınız risk budur şuku avlarından daha riskliydi
    antalya kaş a gitmeyenler için söylüyorum mükkemmel bir yer
    aile bireyleri tarafından da onay gördü
    bu mükemmeliyet
    gideceğimiz oteli bir kaç kişiye sorarak bulduk
    otel recepsiyonuna geldiğimizde
    mükemmel bir matemetik sorusuyla karşı karşıya kaldım
    kaç oda tutuldu??kim kiminle nasıl kalacak??
    • *en mantıklı cevabı babası bulmuştu zaten rezervasyon yaparken
    ben ebrunun erkek kardeşi ile
    diğerleri de başka bir odada
    sevinmedim desem yalan olur
    gerçi ebrunun kardeşi
    tam bir artist zengin biniydi o sıralar
    kimseyi beğenmez. elinden telefon düşmez. adibas nayk takıntılı
    tam bir zengin bini ama beni de ne sevdiğini belli eden nede nefretle bakan bir kayınçocuk işte
    bu şekilde bir yerleşim planının altında yatan sebeb
    olsa olsa ebrunun kardeşini
    ikimizin birlikte yatma ihtimaline gardiyanlık terfisi olabilirdi
    otele yerleştikten sonra
    hep beraber çarşıya gittik
    aç karınlararımızı doyurmaya gittiğimiz bir restoranda
    limana nazır balık yedikten sonra
    ebrunun babası
    garsonla muhabbete başladı
    nereye gidilir ne yapılır
    garsonda bildiklerini anlatırken
    bilmek istediği başka bir şey sordu
    ben sanane amk. demek isterdim ama sordu işte
    -gençler nişanlı mı evli mi dedi??
    yaz yağmuru yağdırdı masaya
    ben ıslammışlıkla buhar oldum sinirden
    ebru aradaki mesafeyi biraz daha açtı ikimizle olan
    babası ne diyeceğini düşünürken
    annesi de onun ağzına bakarken
    bino cevabı verdi
    -sevgililer abi bişey yok daha
    -hayırlısı dedi garson. yaşlı arabulucu teyzeler gibi.
    babası hesabı istedi. ödedikten sonra kalktık.
    bir daha oraya gitmeyeğimiz kesin gibiydi. çenesini biblediğim yüzünden
    zaten tek çarşısı olan 30 dakikada heryerini dolaşabileceğiniz
    çarşısını da gezdikten sonra otele döndük
    havuz başında bir kaç şey daha içtikten sonra
    odalara çıktık
    hep beraber ebruların kaldığı odaya gidip balkon muhabbetine başladık
    beraber birşeyler yapıyor olmak
    bizi daha da yakınlaştırıyor gibiydi ailesiyle
    dikkat etmeye çalıştıkları şeylerden yavaş yavaş vazgeçmeye başlıyorlar
    konuşurken daha samimi konuşuyor
    ve beni de kabullenmişe benziyorlardı
    ben anne ve babası ile olan ikili ilişkiler üzerinde çalışmalar yaparken
    ebru da bize katılıp sıkça benden bahsediyordu onlara
    ailesinin sorduğu sorulara dürüst ama düşünme payı bırakan cevaplar verince
    muhabbet daha da uzuyor sordukça sorasıları geliyordu
    ben onların sorgusundan kurtulmak için onlara uzun cevaplar vermesi gereken sorular sorarak
    kendime de hem düşünme hemde üzerimdeki ilgiyi azaltmaya çalışıyordum
    kısacası daha çok sevdiler beni
    yatma vakti yaklaştı
    herkesin odasına gitmesi gerekirken
    bana ben biraz daha kalayım burda sonra gelirim dedi
    annesi geç kalma diyerek babasını da alıp gitti.
    odada ben ebru ve kardeşi kaldık
    özel olduğu gerekçesiyle izin istedi kardeşinden ebru
    odada yalnız kaldık **ama etrafda fazlasıyla baskı hissettirecek
    her an içeri girebilitesi olan diğer aile bireyleri vardı
    zaten öyle bir ortamda işin takunu çıkarmak da yanlış olurdu
    ebru her ne kadar çişi erken edip
    direk öpmeye çalışsa bende bundan oldukçanın abartılısı bir şekilde haz alsamda
    birinin onu durdurması gerekiyordu
    sarıldıkça sarılıyor öptükçe öpüyor
    sınır tanımaz haldeydi
    pek de kolay olmayan bu işi ani bir el freniyle
    -bu gece olmaz ebru dedim
    sanki karı olan benim amk.
    -neden dedi
    -adet dönemindeyim dedim
    onun gülme krizinden faydalanarak
    kendimi ondan araladım ki ani açılacak bir kapıya karşı tedbirli olayım
    romantizmin anasını gibmiş olan ben
    ondan sonraki öpüşme çalışmalarında aynı şehvetin bir daha tekrarlanmamasına sebeb oldum o gece
    sonra ailenin güvenini kazanmak adına
    ve bu gece erken gidersen yarın ki meraklarının bugüne oranla daha az olacağına ikna ederek uğurladım
    ebrunun kardeşi ile gereksiz bir geyiğe girdik
    esir aldı lavuk beni
    sordukça sordu
    anlattıkça anlattım
    konu aşk meselesiydi
    ona fikirlerimi sundum
    konuşmanın sonlarına doğru
    bana göre içinde çok derin manalar taşıyan
    -abla mı nasıl kendine aşık ettiğini anladım dedi
    -hadi yaa kaç para verdiğini de söyledi mi dedim. gülerek
    sanki beni parayla satın almış gibi
    -evet evet daha iyi anlıyorum dedi
    -iyi geceler sana dedim
    yattık
    ertesi gün sanki işe gidiyormuşum gibi erkenden kaldırıldım
    amk. öyle tatilin
    benim bildiğim tatil sünger gibi içersin deli gibi alışveriş yaparsın sığır gibi de yatarsın
    en azından ben öyle gördüm çoğu turistten
    vay efendim neymiş
    hep beraber kahvaltı yapılacakmış
    ebru tarafından kaldırılmak işin iyi tarafı olunca
    baktım etrafta kimse yok
    ortam naz yapmaya müsait
    okula gitmesi gereken ama gece süper mario oynamaktan uyuyamamış ilkokullu gibi
    kaldırdıkça tamam deyip tekrar yattım
    • *ebru fırlamalık peşinde olduğumu farkedince
    tamam bende yanına yatarım artık babam kaldırır bizi dedi
    yanıma yatması başka birşeyimi kaldırmak için yeterliydi ama
    babası tarafından o halde yakalanma ihtimali herşeyimi söndürebilirdi
    tehdite kalkarak cevap verdim
    ortamın hala ikimizden ibaret olmasından faydalanarak bir öpücükle lavaboya geçtim
    daha sonra beni hazır kıta aşşağıda bekleyen familyanın yanına indim
    -evet ne yapıyoruz dedim
    amerikan filmlerini hala yaşayan ebrunun kardeşi
    -plan tamam dostum bizi takip et dedi
    komikti lan bin
    çarşıya yürüyerek gittikten sonra bir yerde kahvaltı yaptık
    saat 10 a kadar oturduktan sonra
    en yüksek trajlı yapılması gereken tatil aktivitesi olarak boat tura çıktık
    kaş’ın koyları yarım adaları etrafında turlarken
    mola verilen yerlerde yüzüp yemek yedik
    epey hoş geçtiğini sandığım tekne turundan sonra otele tekrar gelip herkes dinlemeye çekildi odasında
    ya ebru yorulmamıştı
    yada benimle olma isteği ağır basmıştı ki
    bizim odadaydı
    halden anlamaz bino bizi yalnız bırakmasada ebru o yokmuş gibi davranıyordu zaten
    ben kendimi koltuğa ebruda bana bıraktı
    bin gardiyan görevini yeterince yerine getiriyordu
    akşama kadar yarı mayışmışlıkla ebrunun sorduğu bir kaç soruya cevap verdim
    ne kadar mutlu olduğunu onun ağzından dinledim
    akşam yemeği için bayanlar süslenirken
    biz kaprimsi şortlarımız ve üzerimize bulduğumuz ve en temiz olduğunu düşündüğümüz t shirtleri
    giydikten sonra
    otel barına inip birer içki devirdik erkekler olarak
    onları bekleme merasimi kadın erkek eşitsizliğini bir kez daha göz önüne serdi.
    koyunlar gibi onlarca dakika barda suladık kendimizi içkilerle
    tekrar bir restorana gidip
    yemek yeme faslını bitirdikten sonra
    meydandaki dondurmacıdan dondurma yiyerek otele döndük
    ebrunun tekrar bizim odada birazcık daha kalma isteği reddedilmedi
    aynı mevzuların ötesine gidemeyerek gardiyandan dolayı
    ertesi güna başladık
    ismini hala hatırladığım
    akça germe plajına gittik.
    serilip güneşlenme denize girip vücudu tuzlu suya bandırma
    suyun altında nefesleri tutma ,
    şakrabanlıkdan ileri gelen boğulma numaralı derken
    yanmış burnum birbirinden faklı tenlere sahip belim ile belaltımla beraber
    öğle yemeği için akça germeye gelmeden önceki bir kamping alanına gittik **peder efendi çok marifetli
    olduğunu söyleyip etleri kendi pişirmek istediğini söyledi
    salata ve yan sanayi mezelerini camping personeline yaptırdı
    etleri attı sonra telefon geldi
    o sıcakta bütün pişirme olayı benim başıma patladı
    allahtan bir zeytin ağacı gölgesindeydik
    ben kömürü yelledim
    ebru beni yelledi
    zütüm sıcaktan yellenirken
    artık ne konuştuysa amk. etler pişinceye kadar kapatmadı telefonu
    işin başa düştüğü et pişirme olayı etlerin afiyetle mideye düşmesinden sonra
    yüzmeye güneşlenmeye devam edildi
    Tümünü Göster
    ···
  9. 384.
    0
    78

    yine odaya çekilme olayından sonra
    ebruyla birlikte uzanıp kalktığımızda bizi bir sürpriz bekliyordu
    bino anne ve baba ortada yoktu
    biraz odada onları bekleyip
    aşşağı indik hani ordalardır diye
    baktık oturmuşlar hep beraber içiyorlar
    bizde oturduk
    -biz yemeğimizi yedik.siz de gidin bir yere istersniz beraber dedi. babası
    aslında pek yediklerini sanmıyordum ama bizi yalnız bırakmaya çalışma jestleri hoşuna gitmişti ebrunun
    -hemen gidelim çok acıktım dedi ebru
    onların yanından ayrılıp
    ebrunun nereye gidelim sorusuyla karşılaşınca
    -boşver yemeği odaya gidelim kapıyı kilitleyeyim yatalım dedim
    -ben zaten pek aç değilim galiba dedi. ciddiye alarak ama aslında espriye takviye yaparak
    bir yer bulduk
    romantik ortamı (kendimi çok fazlasıyla aşarak ve hiç espri yapmayıp üzerine iltifatlar yaparak) bozmadım
    yemek üstü içkileri de içtikten sonra
    liman boyu yürüyüşümüzü yapıp zütümünüzün beğendiği bir bank a oturup sevgili olmanın tadını çıkardık
    başımıza birşey gelmiş süsü vermemek ve onları telaşlandırmayacak bir saatte geri döndüğümüzde
    herkesin yatmış olduğunu gördük
    ebru ilk önce kendi odasına gidip
    daha sonra benim yanıma geldi
    bir süre beraber yattık
    dokunmadan öpüşmeden konuşmadan
    bu aslında tatilin bitme sinyallerinin ve yakında ayrılacak oluşumuzun tiyatrosuydu
    birbirimizi o kadar yakından severken hiç dokunamamak öpüşememek sarılamamak.
    • *
    bir süre öyle kaldıktan sonra
    -sana birşey sorabilirmiyim dedim
    yüzünü bana dönerek sadece gülümsedi sor aşkım dercesine
    -şimdi ben sana dokunmuyorum ya hani.
    sen beni gay filan sanmıyorsun dimi dedim
    sarıldı bana bir kaç tane öptü
    vücudunun ağırlığını üzerime bırakıp birşey hissedince verdi cevabı
    -öyle sanmama izin vermiyor dedi. kastettiği şeyde belliydi
    yine aynı utançla yüzümü boynuna sarılıp gizledim
    geceyi de tamamladıktan sonra
    son gün kahvaltı
    küçük çakıl plajı
    derken tatil bitti dönüş yolculuğunu da tamamlayıp tekrar alanyaya geldik
    teşekkürleşme ve güzel bir tatil olduğuna kanaat getirmeden sonra
    eve gittim
    sabah kalktım ama gidecek yer yok amk.
    artık işsiz güçsüz birisiyim
    ebrudan
    - bugün işe gittin mi dükkana geliyorum mesajını alınca
    gerçekleri açıklama zamanı ona da geldi
    buluşma yeri belirleyip
    üç beş konuştuktan sonra
    durumu anlattım
    -benim için işten mi çıktın dedi
    -sen benim için babanla kavga ettin dedim
    -ama şimdi ne yapacaksın dedi
    -bir iş bulurum sen merak etme.hem sen ankaraya gidinceye kadar beraber oluruz dedim
    buruk sevinçler yaşadı o sene dünya kupasında finalini haketmemize rağmen 3.olmaya sevinmek gibi
    • *çarşıda iş peşinde koştum gündüzleri ama sezon sonu olması nedeni ile bulamadım
    ebru bir iki defa babamın yanında çalış desede karşı çıkınca sormayı bıraktı
    babasına işte çıktığımı iş buluncaya kadar söylememesi konusunda da söz aldım
    ebru ankaraya dönünceye kadar iş bulmadım aslında bulamadım
    para miktarının gün geçtikçe azalıyor olduğunu görmek
    depresyona sokuyor gibi olsada
    bir aylık bir iş buldum.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 385.
    0
    79

    okulu için üniversiteye giden birisinin yerine all exclusive bir otelde garsonluk
    garsonluk tecrübem çok fazla yoktu aslında barmendim ama iş iştir diye kabul ettim
    ektra bir şey bilip shato brian servisi yapmana gerek yok çünkü aşçı başı ne pişirse millet onu yiyordu
    tezgahtarlıktan kalma ve daha önce barmenken alakart bir otelde çalışmamdan dolayı
    müşterilerle konuşma isteğime ciddi bir şekilde karşı çıkılarak uyarı yapıldı
    neymiş müşteri ile konuşursam benden yüz bulup daha fazla içermiş herşey beleş olduğu için
    mal gibi dolaşıp ne isterlerse onu getir boşlarını topla kenarda dur yapılacak iş buydu
    amk. öyle işin bana çok tersti ama çaresiz bir ay katlandım
    ama çalışma saatlerinde bırak ebruya mesaj atmayı
    telefonu nereye koyduğumu bile unutuyordum
    iş çıkışı birikmiş mesajları cevaplayıp tekrar mesajlaşmaya devam ediyorduk
    zaten iş yerinde çalışanların hepsi mal dı bana göre.
    gibimtonik bir çalışma stili
    birbirinden nefret edercesine çalışan mesai arkadaşları
    lüksün taku çıkmış salonda duyulan ses sadece mısınız müsünüz
    kibarlıktan kırılacak amk millet
    biri kola istiyor sokayım kolana diyesim geliyor o derece sinir verici
    bir de gündüzleri toplantı yapıyorlar ki hiç sorma
    benim çalışma sürem bittikten sonra
    yine boşta kaldım
    ebru artık dayanamadığını söylemeye başladı bensizliğe
    elimden gelebilecek en iyi şey ankaraya gitmekti
    kalacak yerimde yoktu
    ebru da yurtta kalıyordu
    -yarın sabah ankarada olacağım mesajıma tepkisi
    -gelmek zorunda değilsin kelebek di
    ama ben yine de gittim
    -tahmin ettiğimden daha dertli bir karşılama oldu
    gözyaşı vardı ebruda
    gün boyu da üzgündü
    sebebini sormaya korkacak kadar çok seviyordum
    ayrılmak istiyor musun diye sorsam evet der
    ve zaten nereye gideceği ne yapacağı belli olmayan ben i hepten şaşkına çevirir diye hep alttan aldım
    düzelecek az kaldı dayan sabret ne varsa teselli ndıbına yapılacak yaptım
    henüz iki ay onsuzken bu derece bunalımda olması
    geleceğe numaralı gözlerle bakmama sebeb oldu. artık iyice uzağı göremez olmuştum **o soğuk ankara
    kışında kardelen sevinci bile yaşatamadım ebruya.
    geleceğe çok karamsar bakmaya başlayan ebru zütümden yediğim soğuğu kalbimden getiriyordu
    vedamızı ısıtan tek şey bir kaç damla ılık gözyaşı oldu
    otobüs yolunda kadere isyan hakkına sahib olmama rağmen
    hayırlısı olsun dedim hep
    alanyaya tekrar döndüm
    bir süre sonra mesaj sayısında azalma
    aramalarında tamamen bitme
    sevgi sözcüklerinde ise gevşemeler başladı
    ana tema hep ayrılığa dayanamamaktı
    babası da işten çıktığımı farketmiş beni telefonla arayıp görüşmek istediğini söylemişti
    bir kaç gün köye gitmem lazım dönünce görüşelim diye kendime zaman yarattım
    köye gittiğimi sandığı süre zarfında iş aramaya devam ettim ama nafile
    sadece yeni yapılan binalarda amelelik işi var
    babasının ısrarlı aramalarına geliyorum diye cevap verdim
    konu belliydi
    gel otelde çalış
    çalışmama isteğimi gerekçelerle anlattım
    ama işe alındın yarın başla birazcık hatrım varsa dedi.
    ne iş yapacağım diye soramadım bile
    -otel içinde patronunum dışarda yine aynıyız. dene eğer istersen çalışırsın istemezsen çıkabilirsin.ama
    yarın başla. dedi ve kalktı gitti
    masada yalnız kaldım
    diğer personelin bakışları üzerimdeydi
    en baştaki çalışmama isteğim sebebide buydu
    ebruya haber vermedim.
    ertesi gün işe gittim
    -çok sevindim geldiğine dedi. müdür beyi çağırdı
    -yeni elemanımız yardımcı olursunuz dedi
    -hangi bölümde çalışacak dedi
    bir cevabı olmadığı belliydi
    -onu siz halledersiniz dedi
    odadan çıktık ne maaş belli nede ne iş yapacağım
    müdür kendini tanıttı oteli gezdirdi biraz çalışma sistemlerinden bahsetti
    sonra bana daha önce yaptığım işler sordu barmenlik yaptığımı duyunca gerisini konuşmaya gerek
    kalmadan
    -bara geçelim o zaman maaşın işliyor dedi.iyi bir adama benziyordu
    bara yaklaştık
    diğer bar personeli ile tanıştırdı
    zaten beni daha önceden sima olarak tanıyorlardı ve kim olduğumu da biliyordu
    sıcak bir tanışma geçmesine rağmen torpilli bir binsin dercesine baktıkları da belliydi
    • *ilk gün bana birşey yaptırmadılar
    onları izledim
    barda 3 eleman daha çalışyordu
    otel alakart oteli
    yani ne satarsan parasını al sistemi
    ebru otele girdiğimi babasından öğrenince akşam beni aradı
    -hayırlı olsun yeni işin dedi.
    -baban çok ısrar etti dedim
    -babam benden daha mı kıymetli bende ısrar etmiştim dedi
    ben cevap ararken
    -hiç hoşuma gitmedi bu yaptığın dedi telefonu kapattı
    söylecek sözlerin varken surata telefon kapatılması kadar sinir bozucu birşey daha yoktur herhalde
    offff ki ne of
    işten çıksan bir dert devam etsen başka bir dert
    bu yaptığı hareketin bedelini ona ağır ödettim
    -anladığım kadarıyla senin konuşman bittikten sonra benim söyleyeceklerimin önemi yok yazıp
    sonraki hiçbir mesajına cevap vermedim
    aramalarında meşkul oldum hep
    bu süre zarfında
    otel personeline kendimi sevdirmek üzerimdeki damat kıyafetini çıkarıp sizdenim demek adına
    işe hep erken gelip hep geç gittim
    yıkanması gereken bardağı bardakçı elemana değil kendim yıkadım
    barın çöpünün dökülmesine dolaplarının doldurulmasına işim olmamasına rağmen yardım ettim
    bana göre barda yanlış yaptıkları hareketleri
    bildiğim püf noktalarını artislik ve bilmişlik yapıyor diye anlaşılmasın diye dile getirmedim
    zaten elim shaker sallamaya içki hazırlamaya yatkın olduğu için
    çok yavaş bundan iş çıkmaz bu nasıl barmen diye laf söylettirmedim
    müdür veya ebrunun babası etraftayken
    onları görünce çalışıyormuş görüntüsüne girmedim
    hiç birisine saygısızlık yapmadım
    bana bildiğim şeyleri anlatırlarken biliyorum zaten demedim
    çalışma saatlerinde ebrunun babasının yanına hiç gitmedim. yalaka ve ispiyoncu olma ihtimalini ortadan
    kaldırmak için
    ama yavaş yavaş bin ruhumu onlara müşterilerle konuşurken onları güldürmemden
    uzun uzun muhabbet yapıp aldığım tipler ve sattığım içkilerden belli ettim
    bildiğim 30 kadar bar triğini müşterilere sorarak ilgi odağı oldum
    akşamları yemek sonrası çalan müzikte dans etmeye başladım
    bir süre sonra beni kabullendiler
    şırıngayı verdikten sonra iyice kendime dönüştüm
    bu sırada tekrar ramazan bayramı yaklaştı
    ebru alanyaya döndü
    otele geldi
    ben çalışırken bara geldi
    biraz surat yaparak oturdu
    hiç oralı olmadım
    Tümünü Göster
    ···
  11. 386.
    0
    80

    -bir su alabilir miyim dedi bana bakarakişim varmış gibi görünüp
    -bir su verir misin dedim diğer barmene
    kasiyer kızla konuştular hoşgeldik hoş bulduk
    onlar otururken benim antre saatim geldi
    bardan çıkıp giderken
    -bekle konuşalım dedi
    -sen konuşup ben cevap veremeden dinleyeceksem mektup yaz. görüşürüz dedim. gittim
    • *gitmemim sebebi kıza artislik yapmak değildi
    olası bir ayrılalım isteğine dayanamazdım
    gitmek değil kaçmaktı aslında benimki
    biraz dinlenip duş alıp saçımı başımı yaptıktan sonra
    otele geri döndüm
    ebru yoktu ama havuz kenarında bir masa hazırlanmıştı
    hiç birşey yokmuş gibi işin başına geçip
    gelen içecek siparişlerini çıkardım
    ebrunun annesi ve babası birde kardeşi geldiler masadaki yerlerine oturdular
    ama ebru gelmemişti
    bu durumlarda neler hissedilebilieceğini tahmin edebilirsiniz
    kendi kendinize telaşlanır
    nereye gitti lan bu şimdi??
    ne yapıyor amk. diye düşünür
    neden gelmedi diye kendinize sorar
    sonrada galiba bana kızdı diye cevap verirsiniz
    galibası yok basbaya bana kızmıştı
    ama masanın 4 kişilik oluşu vazo içindeki su misali umudumu bir süre canlı tuttu
    beynime baykuşlar sıçsın
    amk.bu kadar seviyon kızı neden üzüyorsun
    telefonu çıkardım
    yazdım mesajı
    -sen acıkmadın mı??
    cevap gelmedi çünkü kendisi geldi bir kaç dakika sonra
    mesajı da masada okudu
    bana bakmadı bile mesajı okurken ve cevap yazarken
    -iştahımı kapatıyorsun
    yazdığı cevaptı
    ben işime baktım
    kafamı oraya çevirmemeye gayret göstererek
    yemekler yendi
    önde ebrunun annesi yanında babası arkalarında da gelsem mi gelmesim mi sorularıyla boğuşan ebru
    merhaba hayırlı olsun geyiğinden sonra
    -seni çok çalıştırıyorlar mı oğlum dedi annesi
    bu sırada ebru da oturdu bara
    -hiç sorma sabahtan akşama kadar paspas çekip bardak yıkıyorum. burda iş bitiyor mutfağa gidip
    bulaşıkları yıkıyorum
    odalara çıkıp çarşafları değiştiriyorum. çimleride cımbızla biçtiriyorlar kurtar beni lütfen dedim. annesine
    —yazık kıyamam ben sana dedi gülerek
    ama gülmeyen tek ebru vardı
    -birşey içermisiniz dedim önce annesine bakarak
    -mayhoş bişey yap da içeyim dedi
    babasına baktım
    aynısından dedi
    ebruya döndüm
    bana bakmıyordu bile
    -siz birşey içermisiniz hanımefendi dedim
    cevap vermedi
    bende annesi ve babasına iki tane mojito yapmaya başladım
    ben yaparken ebru diğer barmene içecek siparişi verdi
    içekleri servis ettikten sonra bir kaç tane daha soru sordu annesi
    onları cevaplarken aklım hep ebrudaydı
    telefonu cebime alıp lavaboya gittim
    -hala konuşmak istiyor musun yazıp gönderdim
    cevap yazmadı
    geri döndüm telefonda kıpraşım olmadı
    sonra hastalanıyorum galiba diye izin alıp gitti eve
    annesi ve babasıyla bir süre daha konuştuktan sonra onlar da gitti
    ertesi gün işe gittiğimde ebru gelmedi. oysa ben gelir diye bekliyordum
    o gün çalıştım ertesi gün yine gelmedi
    sonra babası hasta olduğunu söyledi ben sormadan
    -akşam üstü ziyarete gidebilir miyim dedim
    izini aldım
    bir çiçek yaptırıp kapısına dayandım
    annesi ile kapıda görüştükten sonra odasına gittim
    beni gülümsememle ve elimde çiçekle içeri girdiğimi görünce
    gözleri parladı ama suratı da asıktı
    kapıyı kapattım
    bir iki adımla yanına yaklaşacaktım ki
    -gelme sana da bulaşır bütün huylarım dedi
    durmadım yanına yaklaştım
    çiçeği yanına bıraktım
    eğildim yanağını öpmeye çalışırken kafasını diğer tarafa döndürdü
    yine de öptüm
    eliyle sildi
    • * yüzü öbür tarafa dönükken
    -hoş geldin alanyaya. bayramın mübarek olsun. özür dilerim. geçmiş olsun. dedim
    yüzü hala öbür tarafa dönüktü
    ellerini tutmaya çalıştım kaçırdı
    sonra yine yakaldım
    başını kendime çevirdim gözlerinde yaş vardı
    zorla sarıldım bir elimi başının altından geçirerek
    bir kez daha öptüm
    dudağından
    sonra başımı döndürüp numaradan öksürdüm
    -hasta oluyorum boş yatak var mı bu revirde dedim
    zorla sarılma yerini özlem giderici sarılmaya bıraktı
    muhtemelen hasta olacaktım ama kimin umrunda amk
    -bir kez daha öpeyim yanından doktor bile kaldıramaz artık dedim
    -gerçekten hastalanacaksın uzak dur dedi
    -babandan bana izin alırsın bi kaç gün yatarız beraber dedim yine öptüm
    -tamam bitti hasta ziyareti kısa olur git artık dedi
    -tamam dedim
    kapıdan dışarı çıktım
    masada duran bayram şekerinden iki üç tane alıp tekrar odaya girdim
    -yine ne oldu dedi
    -bayram ziyaretine geldim dedim
    yanına yaklaşıp şekeri uzattım
    - bayramın mübarek olsun dedim
    -tamam seninde görüşürüz hadi dedi
    -bir kere sarılıp öpüşseydik dedim
    -hastayım görmüyor musun dedi.
    -olsun dedim yine sarılıp öptüm
    -tamam git artık deli dedi
    tekrar gireceğimi bildiğim için uzatmadan yine çıktım
    annesi ile zaman geçsin diye bir kaç muhabbet yapıp tekrar odaya girdim
    gülerek karşıladı bu defa solgun yüzü ile
    -yine ne var dedi
    -oooo sevgilim gelmiş ankaralardan dedim
    -ben senin sevgilin değilim dedi
    -hadi yaa arkadaş mıyız dedim
    -arkadaş bile değiliz dedi
    -yanlış yere mi geldim yoksa ben dedim.
    -yanlış zamanda yanlış şeyler yapıyorsun dedi
    -iyi tamam gidiyorum o zaman dedim
    -hep de yanlış zamanda gidiyorsun dedi
    yanına yaklaştım uzandım onu biraz kenara iterek
    -gitme zamanımı hep sen belirliyorsun aslında ama farkında değilsin.bu defa farkında olarak yine sen
    karar ver git deyinceye kadar yanındayım dedim**yanına hiç gitmeyecekmiş gibi iyice yerleştim
    işe gitme zamanım geldi kalkmadım
    ebrunun annesi kapıyı çaldı
    hemen doğruldum
    oturur vaziyete geçtim
    içeri girdi
    telefon elinde konuşmaya devam etti
    -burda. ebrunun yanında tamam merak etme dedi
    babasıyla konuştuğu belliydi
    geç kaldık amk işe
    -ben gideyim artık dedim
    annesi
    -ben izin veriyorum sana istediğin kadar otur dedi
    -yok ben gideyim ayıp olur dedim
    -ebruyu böyle bırakırsan ayıp olur dedi
    -hastayım ona da bulaşacak anne gitsin dedi ebru
    annesi siz bilirsiniz diyerek çıktı odadan
    kulağına eğilip
    -seni bir kere daha öpmeme izin verip iyice ”sen”hastalığını bulaştırır mısın bana dedim
    -sen zaten şifamı kapmışsın. dedi
    yanağından öptüm
    -şimdi iyice çaresiz hastalığına düştüm. beni öldürme lütfen seni seviyorum dedim
    eli elimdeyken yataktan kalktım
    -görüşürüz dedim
    gittim
    -bende seni seviyorum diye mesaj attı
    işe gittim.
    geç kaldığım için özür dileyerek bara geçtim
    Tümünü Göster
    ···
  12. 387.
    0
    64

    elifden yanan dilime bir de rehberin biberini sürmek istemedim
    ebrum bildiğim en tatlı biberdi benim için
    en azından acı kısmına gelmemiştim henüz biberimin
    çok durursan elini bırakır giderler, çok koşarsan nereye gidiyor bu deli diye peşinden gelirler
    ben deli olmuşum rehber de peşimden gelen **turizm de çalışan erkekler bilir
    bir erkek için bayan rehber bulunmaz nimettir.
    istediğin zaman el altındadırlar
    bu kızda güzel bir rehber olduğu için alanyada her gittiği mekanda
    yalakalık yapılmış
    mutlaka peçeteden güller yapılmış
    barlarda kokteyler ısmarlanmış
    yani anlayacağınız zütü kaldırılmıştı
    benim onu giblemez tavrım ilgi çekici gelmiş olacak ki
    4 gün sonra iki aile ile geldi
    normalde ender rastlanır bir olaydır
    hiç bir rehber tur günleri hariç bir hediyeliğe gelmez
    kuyumcu olur derici olur yüksek cürodan yüksek hanutlar alacakları için gelirler ama hediyelik çok
    nadirdir
    ben dükkanın önünde oturuyordum
    rehber söze girdi
    -bunlar nargile satın almak istiyor.bir tane yakıp denettirir misin dedi
    alanyada o kadar hediyelik var amk. beni mi buldun
    ama maddiyattan dolayı yakamam da diyemedim
    ne kadar para o kadar mesaj ebruma
    -ingilizce biliyorlar mı dedim
    ki hepsi bilir ilkokul çağında başlıyorlar öğrenmeye
    -biliyorlar dedi rehber
    -o zaman ben hallederim sen otur dedim.
    bozuldu ama çaktırmadı
    turistlere de
    -nargileyi yakarım ama almazsanız tütünün parasını alırım dedim
    kabul ettiler
    üç aşşağı beş yukarı gırgır şamata derken iki tane nargile sattım
    nargile salonlarında içtiğiniz kaliteli olanlardan
    istediğim fiyatı vermedikleri için
    şaka ile karışık ısmarladığım 7 tane elma çayının parasını da istedim
    vermediler
    o zaman poşet vermem dedim
    ellerinde nargilelerle gülerek gittiler
    rehber de sonra görüşürüz diyerek gitti **görüşmek istemezdim ama gelecekti mecburen
    nargile parasının yüzde onunu bir zarfa koyup kasaya koydum o gelince veririm diye
    biz ebruyla çılgınça mesajlaşıp konuşmalara devam ediyorduk
    zaman içinde arkadaş çevresi edindi
    o arkadaş edindikçe ben ona daha iyi davranmaya
    şaka yaparken dozunu onu kırmayacak şekilde ayarlamaya başladım
    bu okulda sadece kızlar okumuyordu
    erkeklerde okuyordu
    ebru da güzel bir kızdı
    muhtemelen onu uzaktan uzağa kesecek ondan etkilenecek erkekler olacaktı
    ebrunun onlardan etkilenmesini engellemek için
    gittiğin yerde erkek var mı diye sürekli baskı yapmak
    sürekli kiminlesin
    kimlerle arkadaşsın demek beni itici yapacaktı
    tek taktik ebruya onun sahibi değilde
    sevgilisi olduğumu değişik yollarla hatırlatmaktı
    bu yüzden kendimden ödün verdim
    ben sormayıp sürekli baskı yapmayınca o zaten kendiliğinden herşeyi anlattı
    benim ona verdiğim güven ise
    her gece evde olduğumu bilmesi
    her dışarı çıkılası hafta sonlarında o beni aramazsa ben onu arayarak evde olduğumu bir şekilde
    inandırdım
    çoğu zaman sende çık eğlen desede
    ben onu merak içinde bırakmamak adına hiç çıkmadım
    aklında hiç acaba sorusu kalsın istemiyordum
    ondan daha çok ben onu kaybetmekten korkuyordum
    önce rehberden başlayayım
    parayı almak için geldiğini sandığımda parayı almadı
    bazen sana uğrarım yorgunluk kahvesi içerim sen ısmarlarsın dedi
    alması konusunda ısrar etmeme rağmen almadı
    iki defa geldi
    kahve içmek için
    ilk seferinde benim hakkımda birkaç soru sorunca
    kız arkadaşım olduğunu söyledim
    onu çok sevdiğimi okuduğunu anlattım
    ikincisinde ki önemli olan bölüm
    hiç dışarı çıkmaz mısın dedi sallamak adına ben müslümanım içki içmem öyle ortamları da sevmem dedim
    hem dinci hem sevgilisi olan hem aksi hemde kendinden 3 yaş küçük olan birinde daha ne arayabilirdiki
    • *bir müddet ortalarda gözükmedi zaten ama sadece bir müddet
    ebrunun annesi ve babası iki defa onu ziyarete gittiler
    ilkinde beni de davet etmiş olmalarına rağmen maddi yönden utanca düşmemek için gitmedim
    lan salak gitseydin özlemedin mi ebru nu diyebilirsiniz ama
    gitmedim işte salak konusunda haklı olabilirsiniz
    ikincisinde sağdan soldan ufak maddi destekle bende gittim, ebruya
    bizi beklediği buluşma noktasında gelinler gibi süslenmiş
    heyecandan ne yapacağını bilemez bir haldeydi
    arabın arka koltuğundan onu gördüğümde
    işte bu kız kalbime bunları yaşatan dedim kendi kendime
    ilk karşılaşmada utanç ve heyecandan nasıl
    ona koşacağımı bilemediğim için
    zaman kaybıyla indim arabadan
    karşımda duruyordu
    annesi babası için okuyan gurur kaynağı
    sağında solundan geçenler için sıradan bir vatandaş
    benim için kalbin ritim temposu
    ne sağında gelip geçenler durdurabildi onu
    ne de annesinin şevkatle sarılma isteği
    onun için an itibarı ile bir tek adres vardı gidilecek
    kollarım
    sıkı bir sarılmanın arkasından yerimi annesine bıraktım
    gözü bendeyken onlarla da sarıldı
    bana bakarken suratındaki ne kadar özlemişim seni ifadesine
    sıcak bir gülümseme ile cevap verdim
    annesi alınmış olacak ki
    -bazı kişiler bizden daha değerli olmuş sizin için ebru hanım dedi gülerek
    -bacaklarım adresi şaşırdı anne özür dilerim dedi
    bense konuşacak birşey bulamıyordum salak salak gülüyordum işte
    • *nereye gidelim çıkmazına tekrar girdik
    ortaya fikirler atıldı
    ben yorum yapmadım çünkü ebruyla öpüşemeyebilme ihtimalimiz beni düşündürüyordu
    bana uyar dedim her yoruma
    tuz gölüne gidip kafamızı tuza sokalım deseler kabul edecek derecede kulağım onlarda değildi
    gözlerim çapkın gülüşlerle ebrunun üzerindeydi
    zaten başka yerlere baktığım da yeterdi
    gözlerim onsuzluğu görmekten isyan etmeye başlamıştı
    isyan başlamadan bitince gözlerim ebruya yavşadı
    Tümünü Göster
    ···
  13. 388.
    0
    Rezzzzz 90
    ···
  14. 389.
    0
    65

    arabayı alıp bir otoparka bıraktık
    sonra yolda yürürken hep beraber
    kalabalık olan kaldırımda
    dördümüzün arasına yurdum insaları girince ufak tefek kopmalar oldu
    bir kaç adım ebruyla geride kalıp sonra yetişiyorduk devam eden muhabbete katılmak için
    dayanamadım
    yürür halde iken ebrunun kolunu tuttum yavaşlamasını sağladım
    öpmekle öpmeye çalışmak arasındayken
    babasının bize bakıyor olduğunu farkettim
    rezil olmak dedikleri bu olsa gerek amk.
    bizi görmezden gelmiş gibi davransada rezil olunmuştu artık
    ben o rezillliği yaşarken
    ebru beni öptü kimseye aldırmadan
    bir kaç yürüyüp vücudun yükünü ayakların üzerinden alıp zütün üzerine taşıyacak bir mekan bulduk
    yine ben içgüveyi gibi onların konuşmalarına kulak verdim sadece
    ebru yanımda olmasına rağmen
    onu çok özlemiş olmama rağmen
    konuşacak hiç birşeyimiz yok gibiydi
    gün boyu mesajlaşırsan öyle olur tabi amk.
    yalnız da değildik ki hiç durmadan aşkımı tarif etsem ona
    ellerimiz terleyinceye kadar el ele geçirdik akşama kadar terden de kimse şikayetçi değildi zaten
    kulağına fısıldamalarla özelimizi bulabildik ancak
    sonra ayrılık vakti geldi
    kurban bayramında sınavlar nedeni ile gelemeyecekti ebru
    bunun da üzüntüsünü teselli etmek bana düştü **ayrılık vakti gelince ebru annesine sarılarak ağlıyordu
    fakat esas ağlama sebebinin herkes farkındaydı
    babası ile de formaliteden vedalaşırken
    ben 3. sıradaki yerimi koruyordum
    ebru ilk ikiyi utanmasa pas geçecekti
    bayramlaşma sarılması gibi annesi ve babasını geçerek
    bana geldi
    gözyaşlarına hakim olmaya çalışsamda
    sadece tutuksuz yargılayabildim
    aktılar hesabını sonraya bıraktım
    mutlaka sorulması gereken bir hesab vardı gözyaşlarımdan
    çünkü sevdiğimin daha çok üzülmesine sebeb oldu
    uzatmamak en iyisiydi
    derin bir nefesle içime çektim gözyaşlarını
    -sensiz yaşayamıyorum dedi ebru
    -biraz daha dayan senin ölümüne azmeddirici olmak istemem dedim
    -seni bu kadar sevmesem ölüm korkusunu hiç hissetmeyecektim galiba dedi
    -ben seni bu kadar sevmesem sensizken ölümü yaşamayacaktım dedim
    yine sarıldı. yanağıma bir öpücükle
    zor da olsa ayrıldık
    alanyaya geldik
    yine aynı mod
    anlamsız düşünceler
    manasız insanlarla devam edecek bir hayat
    acı vereceğine emin olduğum onsuz geçecek hayli zaman
    zaman geçti gitti
    sezon açılmaya başladı
    ebrunun sınavdan sınava koşarken bile beni hiç aksatmadı
    sezonun açılma sinyali dükkan başına düşen turist sayısının artması ile yandı
    nihayet cüzdanımın içinde kimliğim yalnızlığını para ile paylaşmaya başladı **rehber belki ebrudan
    ayrılmışımdır
    diye bir kaç defa daha geldi. ebruyla mesajlaşarak sessiz yanıtlar verdim
    belki dini terk ederek içmeye başlamışımdır diye
    -hayatını değiştirdin mi yoksa hala ev iş mi diye sordu
    -sadece camiyi değiştirdim gerisi hala aynı dedim
    ben sınav için antalyaya gidip gerekli şıkları işaretledim
    sonra elif geldi
    yine aynı dükkan
    ama bir senenin ona verdiği olgunluk
    sadece vücut hatlarına değil kendisine de yansımış gibiydi
    beni hiç takmadı
    ben geldim bile demedi
    artık eskisi gibi dükkanın önüne çıkıp sürekli bana bakmıyordu
    bana hiç bakmıyordu nerdeyse
    başka biriyle kafayı yemiş olsa gerek diye hiç sallamadım
    zaten ebru da sınavlarda son bildiklerini yazmış gelmek üzereydi
    annesi gil ona o annesi gile sürpriz yapma peşindeyken
    babası ona otobüsde yer ayırttığını söylemiş
    babasının planı o saatte otogarda olmak arabayla onu getirmek
    ebru da onlara sürpriz yapmak isteyince bir gün önceki otobüse binmiş
    ki onlar yola çıkma hazırlığı yaparken sürpriz ben geldim diyebilsin
    bana bunları alanyaya gelip benle hasret giderip
    babası gil ankara yoluna çıktıktan sonra söyledi
    -neden boşuna gönderdin dedim
    - seninle bir gün yalnız olabilmek için dedi
    -bak işte beraberiz dedim
    -ama gün yetmiyor geceyi de katmak istiyorum dedi
    adamları boşuna ankaraya gönderecek onlar yoldayken de biz beraber olacaktık
    plan hoşuma gitmesede özlemiştim amk. ebruyu zaten ankaradayken de yeterince hasret giderememiştik
    dükkanı erken kapattık
    onların eve gidemezdik çünkü ebrunun kardeşini zütürüp zütürmediklerini bilmiyorduk
    bizim eve gidemezdik benim ahali ordaydı **bir apart otelede gidemezdik
    insanların ebruya huur gözüyle bakmaları hoşuma hiç gitmezdi
    bir arkadaşın turist kız arkadaşının ailesinin evi vardı alanyada
    o orkadaşı aradım
    durumu izah ettim
    okey verdi
    ebrunun valizleri dükkanda bırakıp
    anahtarı almaya gittik
    ordanda ebruyla o eve gittik
    içimizdeki ahd edilen öpücüklerin acısını iyice çıkardık
    babası ankaraya sürpriz yapmak için vardığında ebruyu aradı
    otobüse binmiyor musun diye
    ebru durumu izah etti
    gerekli konuşmalar ve kendi aralarındaki sürprizin sürprizi muhabbetinden sonra
    biz kaldığımız yerden devam ettik
    sonra yatak odasına geçtik
    beraber yattık bir kaç defa cinsel ilişki arefesine geldik ama
    ama hiç bayramı göremedik
    şeker torbası hep boş kaldı benim bayram çocuğunun
    ilk defa bir geceyi tamamen beraber geçirdik
    gol yoktu ama gönüller kazandı
    sabah olunca başka bir telaş kapladı bizi
    ebru gece evine gitmemişti
    erkek kardeşi evdeyse gece eve gelmediğini babasına söyleyecekti
    Tümünü Göster
    ···
  15. 390.
    0
    @494 demiş dıbına koyayım

    yoruldum binler

    kafamı biraz dağıtayım devam edecem
    ···
  16. 391.
    0
    rezzolli
    ···
  17. 392.
    0
    Rezervasyon
    ···
  18. 393.
    0
    tamamdır pampalar atıyorum hemen
    ···
  19. 394.
    0
    Rezz 81
    ···
  20. 395.
    0
    69

    -senin hiç liseden veya başka kız arkadaşın yok mu dedi
    -var dedim
    -onları görsen sarılıp dans etmez misin dedi
    -ellerini tutup disko disko gezgirmem dedim
    -ellerim sadece senin ellerinde nemlenir dedi
    -ebru bana hikaye anlatma. benim için yaptığın çok yanlış.bir değil iki oldu
    ben birinciden sonra seni uyardım. demek ki anlatamamışım. yada sen kendi bildiğini yapmaya devam
    ediyorsun
    -hiçbir kötü niyetle elini tutmadım. arkadaşça tuttu hatta ben onun elini tuttum diğerleri eğlenirken o
    başka bir yere gitmeyi teklif etti
    diğerleri gitmek istemedi.gel ben seni gezdireyim dedim. dedi
    -tamam işte elini tutacak gezdirecek birini bulmuşsun benden ne istiyorsun hala dedim
    -o seni sevdiğimi biliyor.hem zaten onun da kız arkadaşı var ama ailesi izin vermediği için gelemedi. dedi
    -tamam yalanların bittiyse gideyim artık dedim
    delirmek için fırsat kolluyormuş
    o nasıl bir bağırma amk. apartmanı ayağa kaldırdı
    ağzını kapatmaya çalışsam da durduramadım. üstüne ağlaması da eklendi
    -sana hiç yalan söylemedim gerizekalı dedi
    —olayları ekgib anlatmak veya anlatmamakta yalandır bana göre dedim
    -herşey sana göre yaşıyoruz zaten dedi
    -tamam sende şikayetçiymişsin ayrılalım işte ne güzel dedim
    -senin başka bahanelerin var kelebek dedi
    -başka hiçbir bahanem yok ben sana gerekçerimi anlattım dedim
    -esas yalancı sensin. istediklerini ekgib anlatan da sensin dedi
    -başka ne istedim lan senden
    kaç kere söylemem gerekiyor
    ben varsam sadece ben yoksa git kime sarılırsan ne yaparsan yap ama bensiz yap dedim
    yine yüksek sesle bağırmaya başladı
    -sensiz birşey yapmıyorum. yapamıyorum. sensiz yaşamam diyorum.
    seni seviyorum diyorum. neden anlamıyorsun. herşeyimi sana verdim
    sana vermediğim tek bir şeyim kaldı onu da mı istiyorsun dedi
    cevap vermeye başlamadan kafayı yemiş bir şekilde
    üstündeki tşörtü çıkardı
    -dur ne yapıyorsun dedim ama pek dinlediğini sanmıyorum
    eşofmanı da çıkardı
    sonra sütyeni ağlayarak çıkarmaya çalışırken utanarak elleriyle vücudunu kapamaya çalıştı
    yine ağlayarak
    -al ne istiyorsan al.
    seni sevdiğime hiç bir şüphen kalmasın.
    istediğini de aldıktan sonra gibtir git hayatımdan beni rahat bırak. dedi
    ben bile utandım o halinden
    yada kendi halimden diyeyim artık
    olayları bu boyuta getirmişmiydim gerçekten
    eğer isteseydim hiç itiraz edecek halde değildi ağlamaktan
    ve de yaşadıklarının yorgunluğundan
    -anahtarı ver bırak gideyim sahip oldukların sende kalsın dedim
    -hala gitme peşindesin. seni artık tutacak gücüm kalmadı dedi
    yerdeki eşofmanından anahtarı almak için eğildim
    hiç ona bakmadım utanmasın diye anahtarı aldım kapıya doğru yöneldim
    açmaya çalışırken
    arkamdan gelip sarıldı
    onun hayatından gidip gitmemekte beni tereddütte bırakan cümlesini kurdu ağlayarak
    • *
    -sana verdiğim sözü başkasına vermek istemiyorum lütfen dedi
    verdiği sözü hatılamayanlar için tekrar edeyim.
    ilk seninle olacak kelebeğim.(ciks)
    -ebru üstünü giyin konuşalım dedim
    kafamı hiç geri çevirmedim
    kapıya baktım hep
    o bir müddet sonra giyindi
    omzuma elini koydu
    yanaklarında duraksamış bir kaç damla göz yaşı vardı hala
    bende zevk almıyordum onu öyle görmekten
    beter olsun bana yaptıklarından sonra diye hiç düşünmedim
    tamam yaptıkları beni sevdiğine işaretti ama benim kabullenebileceğim şeyler değildi yaptıkları
    -bak ebru şimdi seninle sevgili olmaya devam etsek
    sen ankaraya gideceksin
    o çocukda orda olacak
    ben yanında olmayacağıma göre sürekli şüphe ile yaşayacağım
    hergün her saniye kendime soracağım
    acaba ne yapıyorlar acaba bugün beraberler mi??
    bir müddet bunlara içten içe dayanabilsemde sonra
    seni de rahatsız edip sürekli onun hakkında sorular sormaya başlayacağım
    gerçekten hiçbirşey yoksa bile sürekli paranoya ile yaşayacağım
    hadi onu geçtik
    zaten sürekli ceyhunla hala mesajlaşıyor mu
    ceyhun hiç ankaraya geliyor mu
    hiç görüşüyorlar mı
    hala onu seviyor mu
    onu tamamen unutabildi mi diye kendi kendimi yiyorum
    seni çok üzerim bu saatten sonra
    kendini sürekli bana ispatlamaya çalışmak zorunda kalırsın **sakın seni sevmediğimi düşünme
    sevmiyor olsam şu an burda olmazdım
    seni başkalarıyla arkadaş olmanı
    kıskanacak kadar seviyorum
    aşkın saçmalıkları bu yaptığım
    seni adam gibi sevdiğimi sanarken
    bak seni ne hale soktum
    kendine ait hiçbirşey kalmayıncaya kadar
    bana vermeye hazır hale gelmişsin
    ama benim istediğim bu değil
    eğer onun peşinde olsaydım şu an seninle değil
    diskoda onun peşinde koşuyor olurdum
    birbirimizden farklı olduğumuzu anladım
    sana da ispatlayabilirim istersen dedim
    -nasıl dedi
    telefonumu çıkardım
    isim listesini kabaca gösterdikten sonra mesajları açtım
    gelen mesajlar sadece ebrudandı
    -sana kendininkini getirmeni bile istemiyorum
    muhtemelen arkadaş olarak gördüğün insanlardan sana mesajlar gelmiştir
    sen onları arkadaş olarak görüyorsun ama sadece zayıf düşmeni bekleyen virüsler bence
    bak kendini ceyhuna ne kadar sevdirmişsin
    seni bırakmasına rağmen
    benimle olunca yine peşine düştü
    benimde peşime düştü
    benimle kavga edecek kadar hemde dedim
    Tümünü Göster
    ···