/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +45 -5
    üst edit: amk hikayeyi aldığım blog gibmiş atmış hikayeyi başka bir yerden buldum devdıbını atıyorum şimdi dıbına çakimler geliyor alın rezlerinizi

    tamamen alıntıdır

    alıntı yaptığım yerin linkini veriyorum buraya, primci diyenler gibtiripgidip siteden okuyabilirler

    http://incihikayeleri.blo...anlatmasam-mi-part-1.html

    başlıyorum alıp yapıştırmaya

    part
    part 1

    fakir bir ailenin ilk çocuğuyum.iki erkek kardeşiz.ben ilkokuldan sonra anadolu lisesini kazandım.ilk sene hazırlık sınıfında okudum yani sadece ingilizce ağırlıklı eğitim veriyorlardı.
      12 yaşında çalışmaya başladım hem ingilizcem gelişsin hemde okul a harçlık çıksın diye
    okul kitapları ingilizce ve çok pahalıydı.7 sene boyunca okulda babam bir kere cebime harçlık koyamadı
    benim gibi fakir ama o okulu sınavla kazanmış çocuklara takılırdım okulda.
      yazları çalışmaya devam ettim. küçük olduğum ve ingilizce bildiğim için yazları çok fazla para kazanıyordum.
    bütün turistler cebime para sıkıştırırdı.
    ilerleyen senelerde yazları bar da çalışmaya başladım.
    15 yaşımda turist amıyla tanıştım.
    şimdiye kadar gibtiğim turistin haddi hesabı yok.
    yaşım 29
      anadolu lisesinde 7 sene hiç bir kızla çıkmadım.
    çıkabilirdim ama onları bir cafeye zütürüp çay içirecek bile param olmazdı. çünkü yazın kazandıklarımı aileme veriyordum.
    onlarda hem benden aldıklarını hemden yemeden içmeden keserek biriktirdikleriyle kooparatife veriyorlardı ev sahibi olmak için
      üniversite sınavına girdim. çok iyi puan aldım.ama yanlış tercihden dolayı giremedim.
    sonra hem çalışmaya hemde dersaneye devam ettim. sonra bir arkadaş hediyelik dükkanı açacağını tezgahtara ihtiyacı olduğunu söyledi.
    ama benim işim ve maaşım zaten iyi olduğu için burun kıvırdım.ama o bana süper bi teklif yaptı. herşey ondan bütün malların alımı. dükkan kirası. elektrik v.s. ve kar ın yüzde ellisini önerdi bana
      kabul ettim.
    hemen işe başladık. mallar alındı. kontrat yapıldı. turizm bölgesi olduğu için süper para dönüyordu.
    birinci ayını kutlamak için dükkanın genelde türklerin takıldığı. belirli bir saate kadar restoran sonra disco olan bir yere gittik 4 arkadaş. herşey o gece başladı beyler
    ···
  2. 2.
    +7
    ulan bari bir şuku atın

    yalnızlıktan geberecem amk
    ···
  3. 3.
    +5
    141

    ---bana tek yalanın şimdiki bu gülümsemen olsun çok seviyorum seni hadi geç kalma dedi
    yanağımdan bir çift dudak ısısı ile otobüse bindim
    otobüs şoförünün gibinde değildi amk neden ağladığım parasını verdim yerime geçtim
    bana aldıgı kazagın dirsegi ile camdaki buguyu silince gördüğüm ebru
    hala gülümsüyordu
    en azından gülümsemeyi deniyordu
    ondan ayrılırken bir yalan daha attım gülüşümle
    otobüsdeki yaşlı teyzeler yanıma yanıma yanaştı
    kalksana amk yaşlıyım ben oturayım dercesine
    gibe gibe kalktım
    ayrılık acısını otobüsde ayakta bir yerlere tutunarak ve şoför amcanın arkaya ilerleyelim komutlarına uymaya çalışarak çektim
    arkaya ilerlerken
    geride bıraktığım sadece şoför maali değil aynı zamanda ebrumdu otobüs ilerlerlediğinden
    ayrıca ekşına dogru da yürüyordum aynı zamanda
    otobüsde bir liselinin manitasına manitayı giblemezcesine mesaj yazması bile imrenilecek bir durum haline geldi benim için
    muhtemelen benim yaşadıklarımı yaşamadığı için o telefonda yazdığı kelimelere benim göstereceğim kadar önem göstermiyordu
    otobüs kışla muhitine yaklaşınca
    dıbına çakim arkadaşım inecek var demek geldi içimden ama
    şoförü nezaretlik kendimi hastanelik etmek istemediğim için sadece düğmeye bastım
    yine tırmanılması gereken kışla
    yine nizami olup olmadığımı kontrolünün yapıldığı nizamiye kapısı
    bir an önce üstümü değiştirip içtimaya hazır olma çabası
    yemek sırası yat içtiması
    askerlerin bugün bi manita ayarladım
    istesem kesin verir palavraları
    sabah kalk boş pazar günü top tekmele
    çarşı iznine çıkmamışlarla askerlik düşer mi lan geyiğinden sonra
    ebruyu aradım
    -nasılsın dedim
    -iyiyim yalancı sen nasılsın dedi
    -yalancıkdan güldüğümü nasıl anladın dedim

    ---bırakta tanıyayım seni o kadar dedi
    -seni ne kadar sevdiğimi bilecek kadar tanı yeter dedim
    -o zaman çoktan en iyi dostum olmuşsun da sen beni tanıyor musun yeterince dedi
    -tatile gelmedin herhalde bugün sevdiğinden gelmişsindir dimi dedim
    -yok yeterince tanıyamamışsın henüz hala bana sormandan belli dedi
    -benim sana soracağım tek soru olur ama cevaplamanı istemiyorum ebru dedim
    -soru ne neden cevap istemiyorsun dedi
    -hep sevebilecek misin beni? soru bu dedim
    -evet tabi ki dedi
    -cevaplama ebru sadece yaşat dedim
    -bildiklerimi söylerim tahmin ettiklerim için belki, umarım, inşallah gibi şeyler derim dedi
    -sen beni sevebilecek misin hep dedi
    -o benim sorum kendine başka soru bul dedim
    -geleceğimize belkileri umup inşallahlarla dualarda mısın yoksa evet diyecek kadar inanıyor musun kalbine dedi
    vay amk üzerime gelen kişi cdıbını kırdığım bakkal amca mı lan
    kaçsam kesin yine yakalar beni aynı mahalledeyiz amk gibe gibe cevap verecez ebruya
    -dostunum ben unuttun mu?hani şu çok iyi tanıdığın dostun. sürekli bildiğin soruları sormak sıkıcı gelmiyor mu sayın hocam dedim
    -yanlış cevap verirse sıfır verme heyecanı da zevkli oluyor ama sayın öğrencim dedi
    bakkal amca kafaya koymuş ya züt ya cam diyor amk. tamam babama yaptırtıcam camları dicem ki affedecek beni amk kaçarı yok
    -inanıyorum dedim
    -neye inanıyorsun dedi
    -kalbime dedim
    -ne diyor peki dedi
    -tek kelime mırıldanıyor ama hiç sıkıcı gelmiyor şarkı dedim
    -alla alla neymiş o dedi
    -ebrum dedim

    ---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
    -muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
    -olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
    -aşk dedim
    güldü
    -müzik kime ait peki dedi
    -kalbim ritimleri belirliyor dedim
    -deli yaa dedi
    -delirten kim acaba dedim
    -tamam yine suçlu benim o zaman dedi
    -ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
    -suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
    -az kaldı merak etme dedim
    -ankaraya gelsene kelebek dedi
    -ne zaman dedim
    -izin kullan gel dedi
    amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
    ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
    gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
    -tamam bakarız diyebildim
    ama tepkisi sert oldu
    -bakma gel işte dedi
    -tamam ebru geleceğim dedim
    -hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
    -ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
    -iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
    -gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
    -tamam aşkım dedi
    -beni hala seviyor musun dedim.
    -düşünmem lazım dedi öyle makarasına
    -niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
    -seviyormuşum o zaman dedi
    -bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim

    • * tel kapandı
    hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
    kasıntı uzman çavuşlardan birisi
    -kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
    yat kalk
    ve ekşın
    geriye dönüş yaptı bana karşı
    -gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    sabah içtimasından önce
    ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
    -dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
    -emredin komutanım dedim
    -sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
    ben içtimaya koştum
    o da geldi
    içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
    -dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
    benimle alakasını düşünürken devam etti
    -dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
    kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
    zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
    ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
    kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
    dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
    -ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
    keşke demeseydim
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    +5
    47

    zamanın hızlı geçmesi için eksta bir iki dua daha öğrenmem gerekiyordu
    çünkü artık akşam olup onunla buluşmayı beklemeyecektim sadece
    ayrılık ne zordu lan
    sevdiğini gönülde tutup gurbete yollamaktı benimki
    kalk gidelim diye kendimi kaldırdım
    ayağa kalktığımda hala aklıma gidecek yer gelmedi
    yok aga yok dayanılmıyordu amk
    ayağa kalktım
    bir tekele girip 5 tane bira aldım
    ilki beni saçma sapan yürüyen ne düşündüğünü bilemeyen birine çevirmeye yetti
    evet gittim
    yatağa yattım
    dünya hem sağdan sola hem yukarıdan aşşağıya dönüyordu
    ben yatakta uykunun kıblesini aradım durdum saatlerce
    akşam üzeri kaltığımda saat 4 olmuştu
    yataktan çıkıp hayata dönmek benim için çok zordu
    o koma halimle günlerce yatmak istedim
    • *ama işe de gitmek gerekiyordu
    duş aldım kendime gelmek için
    sonra kendimi toplamaya çalışarak hayata adapte olmaya çalıştım
    ama telefona bakmaktan da korkuyordum
    adaptasyon sürecimi mahvedecek
    bana yüzde 5 alkollü göz yaşlarını tekrar akıtacak bir mesaj almak başlıca korkumdu
    ama ne yaparsanız yapın yarağa hep merakla koşarsınız
    baktım telefona
    bir tane mesaj
    ebrudan
    -şimdiden bu kadar özlenir mi bir insan yazıyordu
    -denizin içinde boğulmakta olan bir balıkken bana insan olduğumu hatırlattın. bende seni özledim güzel
    insan dedim
    özlenmez mi amk. bende özledim işte.
    gib gib yazmaya devam et böyle mesajlar
    baktım olacak gibi değil beyler
    zaten yediğim yannan zütümden taşmış aşık olmakla
    böyle devam ederse gönüldeki şampiyonluk hep averajla ikici sırada kalacaktı
    taktik bulmak lazımdı da
    var mı amk ayrılığa bir çare
    kim bulmuş ki biz bulalım **tek yapılacak şey ben seni özledim
    sen beni özledin
    birbirimizi özlüyoruz
    peki 4 sene boyunca beraber değilken
    o ankarada ben alanyadayken
    birbirimize yazdığımız her mesajın sonuna seni çok özledim eklemek kime fayda getirirdi??
    sadece biraz daha üzülmek
    parmakların bir kaç tane fazla tuşa basması
    bir saatten sonra seni çok özledim cümlesi rutinleşecek
    kimi zaman yazmak zorunda hissedeceğimizden
    kimi zamanda en içten şekilde yazacaktık ama
    hangisi olduğu da bir zaman sonra tartışmalı ofsayt pozisyonu misali aşk maçınında mazi kalıp gidecekti
    bir de telefon şirketinin veliahtlarına süper bir gelecek hazırlamaktan başka bir şey olmayacaktı
    bu olayı ebru ile de konuşmak gerekiyordu
    her baktığımda beni titreten birisi ile günler geçtikçe monotonlaşacak bir ilişki istemiyordum çünkü
    aşk bana ne kadar şimdilik acı veriyor olsada
    bir ayrılığın ikimizin arasına böyle girmesine engel olmam lazımdı
    -annenler ayrılıp yalnız kaldığında ve kendini biraz toparladığında bana mesaj at arayacağım seni
    konuşmamız lazım
    dedim
    -yani hiç sesini duyamayacak mıyım dedi
    -gerçekten duymak istiyorsan erken toparlarsın kendini dedim
    konuşma randevusunu almıştım **mutlaka ne konuşacağımı merak edeceği için anneleri gider gitmez
    yalandan toparladım diye bana mesaj atacaktı
    kadın milleti alayı aynı amk. benim de önümde nerden baksan bir gün vardı çünkü anneleri orda kalacaktı
    bir gece
    elime defter kitap alıp konuşma taslağı çıkarmaya çalıştım boş zamanlarımda
    o kadar dertli birşey yazıp bunalım üstüne bunalım eklememeliydim
    aslında o telefon konuşmasına kadar geçen süre bana birşey öğretmişti
    yazarken özlem acısı azalıyordu içimdeki başka şeyleri düşündüğüm için
    ebruya yazacaklarımı hazırladım
    ebru yine bir kaç tane özlem içerikli ve aşkını belirten mesaj attı
    sonra bir mesaj daha
    -kalbim sendeyken kendimi toparlamış saymasam da yine de ağlamıyorum en azından dedi
    -hep ağladın mı annenler ordayken de dedim
    -annem benden çok ağladı. bana hak verdiğini söyledi. dedi
    -tamam hazır olunca haber ver o zaman dedim
    -galiba hazırım dedi
    aradım
    -senden bir söz daha istiyorum dedim.
    -bende seni özledim kelebek bey. dedi imalı imalı
    uzun bir süre sonra gülmek geldi içimden
    -hiç de komik değil.ben burda ölüyorum sen gülerek söz istiyorsun benden dedi
    -toparlanınca tekrar arayayım ben seni istersen dedim
    kızmış olsa gerek telefonu kapattı
    hemen arkasından o aradı bu defa
    —alo dedim
    -pardon dedi
    -önemli değil alışmaya başlamak şimdiden dedim
    -neye alışmaya dedi
    -aramızdaki mesafe mutlaka gerginleştirecek bizi sinirimizi birbirimizden alacağız mutlaka.
    seni sevdiğim kadar kimseyi sevmedim. aslında ben kimseyi sevmemişim sana kadar
    haliyle sensizliğide ilk defa yaşayacağım seni çok sevmeme rağmen
    en az senin kadar tecrübesizim senleyken yalnızlığa.
    ama böyle devam etmesi halinde sadece birbirimizi üzeceğimizi sende biliyorsun.
    bunlar sadece başlangıç
    daha ben senden sen benden şüpheleneceksin başkası var mı diye
    hep merak edeceksin. beni aldatıyor mu diye
    hep kendimize soracağız acaba sevgisi azalıyor mu diye.
    şimdiki duygularla açık konuşmak gerekirse ne başkası olur ne de sana sevgim azalır
    ama gelecek ne gösterir bilinmez ama geleceğe ikimizin birbirimize takınacağı tavırlar yön vereceği de bir
    gerçek
    iki haftamı hiç işim olmayan biri yüzünden mahvettin.
    kendine göre gerekçelerinde vardı
    haklı da olabilirsin kendince
    ama seni bu kadar seviyor olmam
    en azından sen bana tekme atarken popomda hissettme hakkı veriyor sanırım
    daha da açık konuşmak gerekirse
    tarkanı tekrar dinle.
    benim için gerçekten bir hayalsin bir macera
    seni seviyorum demek bile kalbimde parçalanmalar yapıyor
    sana bakmaya ve koklamaya doyamayacağım uzun bir süre
    ilk gün seninle tanıştığımızda ki sarhoşluk var hala üzerimde
    lütfen ayıltmaya çalışma beni sarhoşun da olsam izin ver hep seveyim dedim **tam olarak nedir amacın
    dedi
    -ben sana atla gelmedim. prensin olmayı haketmiyor da olabilirim. aklının bugüne kadar hayal ettiği birisi
    olmadığım için
    şu an benim için delice attığına inandığım kalbini benim için atmaktan vazgeçirmesinden
    korkuyorum.ama vereceğin her karara da saygı duyuyorum
    beni sevmek zorunda değilsin.ama dürüst olmak zorundasın. beni peşinde kopacağını bile bile bir halata
    bağlayıp süründürme lütfen
    inanmıyorsan biraz dur ben kendim çözeyim halatı dedim
    -sen beni sevmiyor musun kelebek dedi
    -çok seviyorum dedim. düşünmeden
    -benim seni sevdiğime inanıyor musun dedi
    -inanıyorum dedim
    -o zaman şimdilik bunları unut.şu üzüntü halimize bir çözüm düşün dedi
    -koşarak gelsem kaç dakika ankara acaba dedim
    -belli oldu hızlı düşününce iyi kararlar veremiyorsun dedi. gülümseyerek
    -hayır dedim çok doğru bence
    -koşarak gelmek mi çok mantıklı dedi
    -hayır seni güldürmek dedim
    -tamam ama sapık fıkralarından beni uzak tut hatta babama bile anlatma dedi yine gülerek
    -tamam dedim.
    -ayrıykenki zamanlarımızı kalbimizi kandırarak geçirelim yani diyorsun dedi
    -çok mu acele etmişim düşünürken dedim
    -zaman gösterecek dedi
    -öpüyorum dedim
    -kimi dedi
    -seni dedim
    -kapatma hemen dedi
    -sıkıldım ama dedim
    -bu kadar kötü espriler yapacaksan başka çözümler bul lütfen dedi
    -bir de düşünerek arayayım çözümü o zaman dedim
    -düşünmeye dalmadan önce bir öp o zaman dedi
    -öptüm dedim
    -hadi iyi geceler dedi
    -aaa kapatıyor musun dedim
    -evet sıkıldım dedi
    telefonu kapattı
    arkasından bir mesaj attı
    -gördün mü ne kadar kötü espriymiş dedi. gülerek
    -iyi geceler dedim
    sanada dedi
    sonra içimdeki üzüntü hafifledi
    gülüyordum bile onu düşünerek uyumaya çalışırken
    bir iki mesaj daha attı ve onsuz geçen gece sayısını ikiye çıkaran uykuya daldım **günler günleri takip
    etti.
    ilk başlarda çok zorlansakta haftalar geçmeye başlayınca alışmaya başladık
    ben onu eğlendirmek için uzaktan uzağa ne kadar takla atılabilirse attım
    ona mektuplar içinde şiirler yazıp gönderdim
    her seferinde hiç beğenmediğini söyledi
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +5
    okuyan var mı? devam edeyim mi?

    eğer okuyan varsa bu gece biter bu
    ···
    1. 1.
      +1
      Var yarram var devam et
      ···
  6. 6.
    +4
    21

    • *bana korktuğunu söylüyorsun sürekli de tekrarlıyorsun.
    hep beni bırakır gider mi pgiblojisi ile beni rencide ediyorsun.
    korkuyorum diyorsun. benden ayrılmıyorsun.
    bırak olmaz bu iş de bırakıp gideyim o zaman dedim.
    -gidebilir misin dedi
    -gidemem yok giderim.ama sende mi nelerimi bırakırım bilemem dedim
    -gitme dedi
    -o zaman tut elimi bırakma beni.
    -sen risk alınacak birisisin dedi ve sarıldı
    • *evet beyler galiba bu iş olmuştu. bende ona sıkıca sarıldım.
    daha sonra elimi tuttu.vay amk elimden utandım lan beyler.bu kadar yumuşak el mi olur amk.
    ben sadece o eli tutmadım o gün ,ayrıca o gün gibi tuttuğum günün başlangıcıydı.
    daha önce arkadaş olduğumuzun üzerine sadece ele ele tutuşmayı ve sarılmayı ekleyebilmiştik
    ne o bana canım cicim diyor ne de ben ona diyordum.mal mıydık evet maldık.
    ne gibimsonik bi ilişkiydi amk. öpüşme yok seni seviyorum u sümle içinde kullanan yok
    ötesini zaten hiç aklıma bile getirmiyordum.
    1. 36109463 /msj ?
    • *belirli bir süre sadece arkadaş kalsaydık daha iyi olacağını düşünmüştüm hep.
    ben ki her türlü binliği gözümü kırpmadan yaparım laf konusunda ama.
    direk seni seviyorum demesi bu kadar mı zordu amk.
    bariz bi şekilde ikimizden birisi dese diğeri de bendeeeeeeeeeeeee diye yapıştıracaktı
    ama ne zaman nerde ve kim söyleyecek.
    bi kaç zaman böyle devam etti. lafda sevgiliydik.
    derken doğum günü geldi,
    ikimizi ilgilendiren çoğu şeyin değiştiği

    • *doğum günüydü ertesi gün
    günün schedulesini sordum
    -akşam yemeği civarı evde aile ve yakınlarla kutlayacaz muhtemelen çünkü annem yarın akşama bir yere
    söz verme dedi yemek için. muhtemelen sürpriz yapacaklar. öğlenden sonra kız arkadaşlarla olacam
    akşam yemeğine kadar. başka da bir planım yok dedi
    evet herhangi bir davet gelmemişti bana. kızların yanına mı gidecektim. yoksa ailesiyle mi yemek
    yiyecektim.
    herhalde çağırmaması normal onlara amk.ama insan da umutlanıyor.
    bi kenarda bırakılmaz acıtıyor.
    -yemekten sonra ne yapacaksın gece boyu evde mi kalacaksın dedim
    -bilmiyorum henüz dedi
    bende hemen ne yapabilirim diye düşünmeye başlayarak tamam dedim.

    • *o zaman anladım ki.dünyadaki en zor şey bir insana hediye almakmış.
    hele bir de benim durumumda olursanız.
    kuyumcu hayrettim amcaya gittim.
    abi dedim durum böyle böyle. takunu yiyeyim yardım et.
    -sen şöyle bir bak. bişey beğenmezsen ben yardımcı olayım dedi
    gezdim biraz hepsi güzel amk. hepsini alasım geliyor ama, hangisini alacağıma karar veremiyorum.
    o göstermeye başladı bi kaç tane kalpli yüzük
    kalp kolye ucu
    ama vermeye zütüm yemez boşuna para vermiş oluruz diye almadım onları.
    anlat durumu iyice dedi.
    abi dedim daha tam sevgili değiliz, bunlar ağır kaçar dedim

    • *güldü
    -anladım lan derdini dedi.
    -bende yaşadım zamanında dedi
    -e yardım et o zaman dedim
    -seviyor mu seni kız dedi
    -galiba evet dedim.
    -git aşkını anlat o zaman sabaha kadar dinler seni.o hediye ona yeter dedi
    -öyle hediye mi olur sen bana şurdan bi de yüzük ver ne olur ne olmaz yanıma alayım dedim.
    -sen bilirsin dedi
    yüzük aldım bi tane orta çapta. taş filan yok beyler garip bi çizim olan sade görünümlü bi yüzük işte
    ertesi gün oldu
    işe gittim. öğlenden sonra mesajlar gelmeye başladı
    -arkadaşarın yanına gidiyorum
    -sürpriz hazırlamışlar pasta falan
    -keşke sende burda olsan
    -onlara seni daha cesurca anlatmaya başladım
    diye zamanı geldikçe her mesajı gönderdi
    bende umarım eğleniyorsundur diye sadece ikinci mesajına cevap yazdım
    -babam beni almaya geliyor. yanına uğrardım ama hediyeler falan var dedi
    -sen eğlenmene bak dedim
    biz ne zaman görüşecektik amk. paso onu düşünüyordum.ben daha ona doğum günün kutlu olsun bile
    dememiştim
    ama mesajla denir mi amk.o sevgilim di benim en nihayetinde. öküz değilse bana da zaman ayıracaktı
    elbet
    yemekte de mesajlar gelmeye devam etti,
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    +4
    part 5

    merhaba dercesine kafa selamı verdim. bana baktı dişleri gözükmeden gülümseden yaptı elimi uzattım
    amk hani ruslar demişya çirkin karı yoktur az votka vardır diye.tam tersi ben kafamın güzelliğinden kızın o
    kadar güzel olduğunu farketmemişim.
    yine aynı mod kıpkırmızı oldum.ne içersin demeye çalıştım ama Allahtan o anladı kahve olabilir dedi.
    garsonda damladı zaten masaya iki kahve söyledim.
    bu durumlarda insanın aklına bi sürü şey geliyor
    benim ilk aklıma gelen olm bu kız seni çok aşar amk afet bu.çok tatlı seni dıbına bile takmaz bu.diye
    düşünüyordum.
    hani bi karı görürsünüz bu karı bana bi kere versin ömür boyu am a tövbe ederim dersiniz yaa o cinsten

    derken normal bi geyik başladı. otobüsde yanınıza biri oturur gayri ihtiyari konuşursunuz ya o sorar sen
    cevaplarsın sonra aynısı sen sorarsın falan.o nun gibi devam etti muhabbet.bu vesileyle biraz tanımış
    oldum kızı.
    ismi ebru
    yerli
    kolej mezunu
    sınava hazırlanıyor
    sonra yine muhabbet döndü dolaştı o geceye geldi.
    kızın samimi bir konuşması vardı. bilindik kızlar gibi kendini olduğundan fazla gösterme çabası yoktu.40
    dakika içinde normal arkadaşıyla konuşurmuş gibi samimileşti muhabbet onda sıkılganlık yoktu.bu sayede
    bende rahatladım biraz
    gerginlik gitti. üstüne ilgi geldi.bi kere gibsem düşüncesi gitti en azından arkadaş olmalıyım düşüncesi
    geldi
    zaten bu kız benimle çıkmaz hayatta yürümez bizim ilişki düşüncesi vardı
    kendi kendime ben en iyisi bu kıza hiç yavşamayayım dedim.bu mod beni de rahatlattı tabi. kızı tavlama
    gibi derdim azaldığı için bende artık düzgün cümleler kurup yüzüm her bişey soruşumda kıpkırmızı
    olmaktan kurtulmuştu
    espri bile yapmaya başlamıştım lan kıza bas baya gülüyordu bu da benim çok hoşuma gidiyordu
    2 saat kadar oturduk. hesabı istedik ödemek için hamle yaptı
    sen öğrenci sayılırsın çalışmıyorsun da ben öderim dedim.
    4 kahveden nolcak bunu ben ödeyeyim bir daha ki yemeği sen ödersin dedi.
    yemeğe çıkma teklif ettiğini duyunca yine kıpkırmızı oldum. kendi kendime olm yoksa hoşlandı mı kız lan
    benden diye kendi kendime havalara girdim.
    tamam onu da ben öderim ama bu kahve bana senin hatırın lazım yıllar boyunca dedim bunu da ben
    ödeyeyim derken attım parayı zaten hesabın üstüne.
    dışarı çıktık ben burdan gideyim dedi.
    bende malmışım beraber yürüyelim demedim amk.
    tokalaştık tam sarılır gibi olduk
    alkollü değilsin yine öpmezsin dimi dedi
    dıbına sokayım öyle espri mi yapılır yerin dibine geçtim.
    yine bana bakarak gülümsüyordu.amk kına yak kıpkırmızı oldum zaten.
    hani küçük çocukları dalga geçerek utandırırsınız ya onun gibi dalga geçiyordu kız benle resmen.
    ama bu yaptıkları bu kadar açık sözlü olması çok hoşuma gidiyordu
    neyse vedalaştık
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    +4
    Vayy dıbına çakım arkadasım bu nasıl hikaye
    ···
  9. 9.
    +3
    112

    • *dert babası oldum amk bu gurbetin
    onun haketmediği teselli lekesini geçirdim ama
    onu teselli etmekten kendi teselli sularım kirlendi
    evden çıkmadan önce ne olur ne olmaz
    elif manyağı arar diye telefonu erkenden kapatıp
    ebruların evine gittim
    uzun uzun tutmasınlar sıkılırım diye
    içeri girer girmez
    kuzenlere 9 da söz verdim orda olmam lazım dedim
    içeri girer girmez baskın geldi oda
    ekgiblik vardı
    sandalyenin birisi boştu
    hata mı yapmıştık yoksa o eve giderek
    zaten akıldan çıkmayan ebruyu
    korku filmlerindeki amk salak oyuncularının
    gitmemesi gereken yerlere bir de ışıkları açmayı akıl edemeden gitmeleri gibiydi
    üzüntü ve derin bir offf çekme ihtiyacı kaçınılmaz oldu
    tem umduğum annesi veya babasının keşke ebru da burda olsaydı dememeleriydi
    onlar dile getirmediler ama
    gönlüm sürekli onu mırıldandı durdu
    yemeği yeyip
    onların da bir kaç sorusuna katlandıktan sonra
    saat 9 a yaklaştı
    ben artık gideyim müsadenizle dedim
    ebrunun babası tutturdu ben bırakayım diye
    gerek yok şurası hemen diye ısrar etsemde baktım
    kıllanır gibi oldular ne tak yiyecem acaba diye
    sakince tekrar anlattım
    beyaz yalanla ikna edip ayrıldım
    annesi söz aldı tekrar geleceksin gitmeden diye
    karambolde vermiş bulunduk sözü
    dışarı çıktım
    biraz yürüyüp telefonu açtım
    ebruyu aradım
    bir sürü fırça kaydı vay telefonun neden kapalı
    bişey oldu sandım
    onu da ikna ettim yemekte annen baban rahatsız olmasın diye kapattım
    herkes arıyor hoş geldin gel bi ugra diye
    hem babanı arasaydın söylerdi zaten orda oldugumu dedim
    tatmin oldu
    ebru tamam da
    elifin başıma neler açtığının farkında mısınız
    hem annesi gile hemde ebruya yalan söylemek zorunda kaldım
    ama ikisini de atlatmanın verdiği rahatlama ile canım alkol çekti
    ama nerde içecem eliften tırsıyom
    korktuğum başıma geldi telefon açtı
    nerdesin diye
    aynen verdiğim cevabı yazıyorum
    -sana numaramı veren beynimi gibeyim
    -ya ne var bunda oturup konuşalım istedik. ebrun var korkma yemem seni dedi
    nasıl etti bende bilmiyorum
    sonunda
    -tamam bir şey içelim sonra rahatsız etmeyeceksin beni söz mü dedim
    -söz dedi
    -nerdesin dedim
    -evdeyim dedi
    -nereye geleyim dedim
    -eve gel dedi
    dışarda bir yerde içsek gören olsa taku yiyecez
    eve gitsem olmaz
    -başka bir yer söyle dedim
    -tamam şuraya gel dedi
    dediği yer alanyanın semti diyelim
    alanyadan uzak olması görülebilitemizi azalttığı için bindim taksiye
    gittim
    durduğum yerde beni bekliyordu
    bir eteğin boyunun o kadar kısa olması gerekmiyor
    o kadar kısa olacaksa arasını dikip kilot olarak kullanmak daha mantıklı bence
    askerde sap görmekten zaten her dişi hatunu ilk fermuar arkasından görmeye başlıyorum
    neyse artık verdik sözü
    içilecek bişeyler
    nerde içiyoruz dedim
    -şurası bizim ev dedi
    yalan yok beyler eve davet etmesi hareketlenme yaşattı bacak aramda
    neden mi çıktım evine
    valla bilmiyorum yemin ederim bilmiyorum
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    +3
    27

    muhabbet döndü dolaştı. üni sınavına geldi
    nereyi istersin gibi bir soru geldi babasından
    şimdi taka sarmıştı muhabbet. ebru da tedirgin oldu bu sorudan ama o da gerçekten istiyordu benim bir
    üni de okumamı
    henüz karar vermedim. sınav sonucuna göre değerlendireğim dedim.
    vakit bulabiliyor musun sınava hazırlanmaya dedi
    ebru rahat bıraktığı zamanlar evet dedim
    o zaman hiç çalışamadın dedi babası
    gülüşmeler falan derken ortam yumuşadı
    yemeğe geçelim dediler
    hem yemek hem muhabbet devam etti. kızın annesi de ne yemekler yapmış amk. harbi fakir biniymişim o
    gün onayladım
    yemek bitti salona geçtik
    durum öncesini aktarıyorum. ebru benim maddi durumun kısıtlı olduğunu üni de para ihtiyacımın
    olacağını bu yüzden açık öğretim okuyacağımı anlatmış
    bayanlar da mutfakta kahveyle uğraşırken kızın babası
    -sana birşey soracağım anlatacağım ama yanlış anlama lütfen dedi
    -buyrun dedim
    -biz dedi çok şanslıydık anamız babamız zenginmiş onlardan bize kaldı dedi.ben elimden geldiği kadar
    diğer insanlara hep yardım etmeye çalıştım maddi konuda dedi
    hemen sözünü kestim
    yanlış anlamaya başladım. devam senaryosunu biliyorum. sağolun iyi niyetiniz için.ama hayır teşekkürler
    dedim
    sizde anladınız dimi lan binler anlatmaya gerek yok amk.
    -bitirseydim dedi
    -sözünüsü kestim kusura bakmayın dedim devam ettim
    —maddi yönden doymuş olduğunuz belli. dedim sağa sola bakarak.
    ama manevi yönden de çok doymuş birisine benziyorsunuz. bana çok iyi davranmanızdan bu sonucu
    çıkardım. ayrıca misafirperverliğiniz için de teşşekkür ederim. size zaten ebru için bir söz verdim ama illaki
    birşey paylaşmak istiyorsanız bu sevginizi böyle devam ettirin yeter bana dedim.
    -bunu bence bir daha düşün. sana borç vereceğim sonra kazanıp bana geri vereceksin dedi
    -lütfen dedim. sağolun.bu kadarı fazla olur.siz benden ebrunun alacağı kararları etkilememi istediniz.ama
    sizden borç alırsam benim ebruyla ilgili alacağım kararlar değişebilir dedim.
    adam öküz değildi anladı. para baskısı altında aşk olursa zoraki sevmeye devam ederim demek istediğimi
    ama samimiyetinize inanarak teşekkür ederim dedim
    unuttuk o zaman bu konuşmayı dedi
    unuttuk dedim.
    içeri bağırdı nerde kaldı kahveler diye.bir nevi artık konuşma bitti getirin kahveleri sinyali gibi gelmişti
    bana bu
    suratım düştü. beyler incindim içten içe. tamam eyvallah beyamca kötü niyetle teklif etmedi ama …
    belli etmemeye çalışarak sahte gülümsemelerle devam ettim.
    -anneni de getir birgün oturalım dedi annesi
    yaa amk. anneme bu söylenir mi.annem gitmez ki zaten.
    ne diyecem sevgilimin annesi seni çağırıyor mu diyecem. bacaklarımı keser önce okulunu oku diye.
    tamam ebru benim annemle bende onun ailesiyle tanışmıstım yeter amk bu kadar samimiyet şimdilik
    -inşallah dedim.
    bu arada kzın biladeri binosu tam bi ps hastası yemek bitti direk odasına gitti. içerden sesler geliyor.
    futbol oynuyor bin. bizi giblemiyor bile
    üç beş muhabbet daha yapıp izin istedim.
    yine gel dileklerini belirttiler.
    annesine babasına teşekkür ettim. ebru bende geleyim aşşağı kadar dedi
    sen bilirsin dedim
    aşşağı indik apartmanın giriş katında ki koridorda durduk…
    • *babası ile konuştuklarımızda ebrunun da parmağı olduğunu düşündüğüm için ebruya rahatsızlığımı
    belirtmek istedim ve
    koridorda elini tutarak yürümesi englledim
    ne oldu dercesine bana baktı
    -sen burdan dön istersen yukarıda gecenin kritiğini yapmak için seni bekliyorlardır dedim

    • *hiç birşey olmamış gibi yaramaz kız bakış ve gülümsemesi ile
    -önce ikimizin bir kritiğini yaparız diye düşünmüştüm halbuki dedi
    derken de sarıldı
    -ebru her gece ilişkimizin kritiğini yaparken mutluca iyi geceler dileyebileceğimize emin misin dedim
    -onu bilemem ama her gece hala senin kız arkadaşın olma mutluluğunu istiyorum kelebeğim dedi
    • *içimdeki sebebsiz korkulara bir yenisi daha eklenmişti.bu kız beni çok seviyordu ama ya bu hevesi
    birgüm biterse onun bana olan ilgisi beni ona iyice bağlıyordu.bu sözleriyle kırgınlığım biraz geçti
    romantizmin dıbına koymak bu olsa gerek
    -yeter mi bu kadar kritik gideyim mi dedim.
    -bir yere gidemezsin dedi ellerimi tutarak ve dudağını büzerek
    —korkma bir yere gidemem ki sadece kalbinin hücreleri arasında yer değiştiririm dedim
    nasıl böyle sözler söyleye bildiğimi yıllardır gönlümdeki beklenen sevgiliye hasret olarak yorumluyorum.
    yoksa daha önce duyduğum vaya kullandığım cümleler değildi.
    -yürüyelim mi biraz dedi
    -yok üşürsün böyle dedim
    -sen sarılıyorsun ya işte dedi.—sadece kalbini ısıtmayla olmaz bu iş dedim
    -esas sensizken üşüyorum ben deli dedi
    beyler o böyle konuştukça nasıl sevineceğimi bile bilemiyordum. gülmeyi karıştırır oldum amk.
    yüzümdeki mimikleri tekrar gözden geçirmem gerekti. dudaklarım suratımda garip yerlere gidiyordu
    vay amk. aşk ne güzeldi lan
    —yok burası iyi gelen geçen komuşulara yakalanmazsan sorun yok dedim
    -ne yaparken yakalanmazsak dedi gözlerime o nasıl bir bakışsa bakarak
    sen kaşındın diye düşünerek
    -böyle dedim ve yaklaştım dudaklarına
    eh geciken otobüslerini gibeyim onun da canına minnetmiş
    • *ve dudaklarımız birleşti. kendimden geçtim beyler. sanki bir senedir açım da annem kuru fasulye
    pişirmiş.o derece
    daha önce turist kızlarla benzer öpüşmeler olmuş ama hepsi yatakta son bulmuştu
    5 dakika civarı öpüştük.ama bu farklıydı. nasıl diye sormayın farklı işte amk.
    yanlış anlayanın zütünü sabri reyiz gibsin ama gibim bile kalkmadı. nefessiz öpüşüyor olmamıza rağmen
    derin bir oh çekerek ayrıldım dudaklarından ve
    -ben gideyim artık yoksa kötü şeyler olacak dedim bince gülerek
    -deli diyerek güldü. orta şiddette karna da yumruk salladı
    -deli senin delin güzelim diyerek **kendime çektim ve bir kez daha öptüm dudaklarından karşılık
    beklemeyerek.
    iyi geceler bile demeden göz kırparak döndüm kapıya yöneldim
    onda bir hareket yoktu. kapıya geldim. hala bekliyordu aynı yerde
    ben beklerken kapıya geldi
    ben ona bakarken
    -öpmeye mi geldim sandım misafir uğurluyorum hadi dedi. elini sırtıma uğurlarcasına koyarak
    vay amk. gülme krizine giriyordum karnımın içinde güldüm.
    -sen bilirsin dedim. imalı imalı bakarak
    • * apartmanın dış kapısında kaldım bu arada.o bana göz kırptı bu sefer
    bende ona bir öpücük gönderip gittim
    sınava 20 gün civarında birşey kalmıştı.
    bundan sonra atacağım adımlarda daha dikkatli olmam lazımdı.
    beni ve ebruyu riske atacak herşeyden kaçınmalıydım.
    onu üzecek ve aklını sürekli bende bırakacak imzalardan kaçınmalıydım
    sınav gününe kadar olan her buluşmamızda onu sınava motive etmeye çalıştım
    sanki ben girmeyecem amk. sınavına
    aklıma takılan ufak soruları bile sormadım kafası karışmasın diye
    mesela ceyhun ona hala mesaj atıyormuydu
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    +3
    155

    • *kafamda bi kaç saniye içinde trilyon plan proje sinir heyecan nefret aşk kalp sızısı geçtiği için
       galiba tam olarak ne tak yiyeceğimi bilemediğimden dolayı
       ters taraftan pencereyi açıp atlayarak kaçtım
       aslında kaçması gereken kişi oydu
       teke tek olsak hiç bir yere gitmezdim durur gelmesini bekler
       laf üstüne laf sokar gibtir ederdim sonrada ama
       ortada üzülecek olan annem ve kuzenlerim vardı
       onlara bana dediklerini anlatsam benden önce gibtir ederlerdi zaten ama bu iş ebruyla benim aramdaydı
       akşam 6 civarında gelmişti dolmuş
       ben kaçıp köy kahvesine gittiğimde yaşlı köy moruklarıyla
       okey oynamaya başladım kalkan birisinin yerine
       amcalar tam gülme krizi sebebi amk
       benim kafam ebruda onların ki turist karılarında
       köy yeri genelde herkes birbirine uzaktan da olsa  akraba olur çoğu kişi birbirini tanır
       sürekli geldikleri için birbirleri ile makaranın en kralını yaparlar çünkü herkes herkesin zayıf noktasını biliyor
       onlar kendi aleminde konuşurlarken ben tüm ihtimalleri gözden geçiriyordum
       bunları yaparken bir çayımdan bir yudum alıp onu içmeyi unutup diğerini söylediğim de oluyordu
       küllükte yanan sigaram varken bir tane daha yaktığımda oluyordu
       taş çekmişken tekrar çekmeler
       oyunla da alakam yoktu yani
       sordukları sorunun bana olup olmadığını anlamak için
       bana mı dedin emmi dediğim de oluyordu
       arasıra da garip garip sorular geliyordu
       sorulan soru genelde
       onların bir turist amı ile tanışma hayalini benim gerçekleştirmemi istemeleriydi
       yaşları başların gibinde değil adamların
       makarasındalar tabi işin
       karı kız konusu kapandıktan sonra  
       ben ebruya odaklandım
       öncelikle ne amaçla gelmiş olabileceği ihtimalleri üzerinde durdum

    • *diyeceği şey
       -vay kelebeğim yanlış anladın
       vay ben öyle demek istemedim de tarzında bir sürü özür saçmasından sonra affetmemi bekleyecekti
       eve dönsem mi dönmesem mi arasında kaldım
       dönsem annem ve kızların yanında onunla nasıl ne şekilde ve onun nesi olarak konuşacaktım
       direk gibtir etsem kız nereye gidecekti.
       ama yaptıklarının hesabını sormak için yemin etmiştim
       bir şekilde bunun hesabını sormam lazımdı
       gidip tekme tokat dövsem tarzım değil
       suratına tükürsem tükürük bezlerimi yorduğuma bile değmeyecek
       bi kaç laf sokup yerin dibine dibine gömsem kendimi sinirlendirdiğime değmeyecek
       tüm bunları düşünürken hala bir karara varamadım
       sonra amcanın birisi oyun oynarken yanlış oynadığım(fazla taşla bittiğim için)
       -kendine gel koçum dedi
       çözüm buydu işte
       hem oyun için hem ebruya karşı kendim olmam yeterliydi
       gece 12 ye kadar oynadık
       en son kahveci gibtir etti gidin karılarınızla oynayın biraz diye
       koskoca köyde misafir olan benmişim gibi nereye gideceğimi bile bilmiyordum
       bizim evin yakınına geldim
       bir sigara yaktım oturduğum yerde
       o bitince bir tane daha yaktım
       eve çıktım
       annem çoktan yatmış
       ebru kızlarla evin çardağında konuşuyor
       kız kuzenler hemen tepkiyi verdiler
       sen nerdesin
       misafirin gelmiş neden gelmiyorsun
       hiç kahveye gitmezdin neden gittin bu gece

    • *gibi tepkilerini gösterdiler
       soluk bir suratım vardı
       muhtemelen kuzenlerim ebruyu görünce aaa ebru mu gelmiş diye koşup sarılmamı bekliyorlardı
       bunu yapmayacak ben
       ve yapmayacağımı bilen ise ebruydu
       -hoşgeldin dedi ebru
       -hoşbulduk dedim ona bakmadan
       -ben lavaboya gideyim diye izin aldım kızlardan
       wc ye gittim
       20 dk da çakmağı bir kez kullanarak 5 tane sigara içtim
       hani yatarlar mı diye bekledim
       yatan yok
       odaya geçtim
       yattım yatağıma
       çardaktan konuşma sesleri geliyor ama tam olarak duyamıyorum ne konuştuklarını
       ben yattıktan on dakika sonra
       kuzenimin birisi geldi odama
       -aa yatmış diye tepki gösterdi
       bi kaç defa kelebek diye seslendi
       ben ses çıkarmayınca gitti
       ben uyuyamadıkça onlar konuştu
       ses kesilince bende uyumuşum sabah kalktığımda
       yüzümü yıkamaya gitmeye korktuğum için biraz daha yatakta kaldım
       amk ne gibim işse gib gibi saklanbaç oynuyordum.
       annemin hadi kelebek efe kalk artık demesi ile mecburen kalktım
       günlerdir bana gösterilmeyen özen ebruya gösterilmişti kahvaltıda
       çıkıp gitmek geçti aklımdan kahvaltı yapmadan ama annemin kafası karışır diye oturdum
       günaydın diyenlere günaydınla cevap verdim ebru dahil
       kahvaltı bitti
       kızlar bulaşığa geçti ebru hariç
       annemde bahçeye indi çardakta kaldık
       ebru ile
       ben kahvaltı sonrası sigaram ile çayı içmeye devam ediyordum
       ayağa kalktı yanıma geldi oturdu
       elime şöyle bir göz gezdirdi. kabuk bağlamış yarayı ima ederek

    ---acıyor mu dedi
       sağ elimi kalbime zütürdüm
       -evet dedim ona bakmadan
       -öyle demek istemedim ki.valla yanlış anladın. üzgünüm derken ağlamaklıya döndü sesi
       ben gayet sakin bir şekilde
       -yarın git dedim
       -beni affedinceye kadar gitmem dedi
       -affedilecek bir şey yok sen haklısın. dedim
       -sana dürüst olacam ebru dedim. sakin olmaya çalışıyorum ama elim titriyor. sinirli değilim sadece heyecandan
       baktı merakla dinledi beni. gözlerinin dolu olduğunu görmüyordum ama hissediyordum
       -dur burda konuşmayalım başka bir yere gidelim dedi
       mantıklıydı. ağzına daha rahat sıçabilirdim
       çünkü ebruyu ağlarken görse annem benim ağzıma sıçardı
       ayağa kalktım yürüdüm o da peşimden geldi
       15 dakika kadar yürüdükten sonra bir yere oturdum o da yanıma oturdu
       bir süre sessizlikten sonra
       -kelebek dedi
       -dur senin diyeceklerin belli ben konuşayım dedim
       -benimde söyleceklerim var ama dedi
       -ben konuşayım o zaman diyecek birşeyin kalmayacak dedim
       -benim sana herzaman söyleyecek bir cümlem var(seni seviyorum) zaten kelebek dedi
       -o cümle artık benim için anlamsız neyse boşver dedim.
       -sonra beni de dinlemeyeceksen hiç konuşmayalım seni görmeye devam ederim en azından sessiz sessiz dedi
       cebimde iki şimdinin parası ile 17 lira filan vardı beyler
       elimi cebime attım hepsini çıkardım dizlerinin yanına koydum
       -çok param olsa uzun uzun anlatırdım sana ama bu kadar var. onun için kısaca anlatmam gerekecek iyi dinle dedim
       ağlamaya başladı yüzünü öbür tarafa dönerek
       ben konuşmaya devam ettim.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    +3
    48

    karşımda olsan sesini duysam daha anlamlı şiir olur benim için dedi hep
    bazen o beni teselli etti bazen ben onu
    tam çıkmaza girip ikimiz birden özlem moduna geçince
    bazen ağlaştık
    isyan ettik
    ama sevgimizi hiç kaybetmedik
    hiç bir zaman laf olsun diye seni seviyorum demedim
    hiç bir zaman içimden gelmeden seni özlüyorum da demedim
    çoğu zaman dayanamıyorum binip geliyorum desede
    hep ikna ettim gelmemesi konusunda
    okulunun her zaman benden daha önemli olduğunu söyledim
    ilk başlarda çok sıkıldı bu okul konusunda söylediklerimden
    bizi ayıran şey okul değil mi zaten dedi her seferinde
    bu arada alanyadaki turist sayısında kış mevsimi nedeni ile azalma olduğu için
    işler de doğru orantılı bir şekilde azaldı
    babası ebrunun yokluğunda iki kere geldi dükkana
    bir tanesinde yine tavla oynadık
    diğerinde de çay içip konuştuk sadece
    ebrunun her konusu açıldığında
    üzerine toprak attım muhabbetin
    her iki gelişinde de eve davet etti beni
    ama evlerine gitsem herşey ebruyu hatırlatacağı için kendimi daha fazla üzmek istemedim
    bunu da açık bir dille babasına anlattım
    hak verdi
    zaten dükkanda her tarafa bakışımda onu görüyor sebebsiz yere durup dururken
    darlanıp üzülüyordum
    zordu onsuzluk **bende kendimi sağdaki soldaki esnaflarla geyiğe vurarak zaman geçirmeye
    çalışıyordum
    gelen turistlerle makara yapıyordum
    ebru geleceği tarihi söyledi
    ramazan bayramı
    günler yaklaştıkça heyecanım daha da arttı
    beraberce kalan günler saat dakika ve saniye olarak hesaplanıp matemetiğimiz güçlendirildi
    az kaldı diyerek birbirimizi tesselli ettik.
    bir gün sabah hiç atmadığı bir saatte mesaj attı
    bende yenip kalkmış dükkana gidiyordum
    -günaydın aşkım yazıyordu
    -günaydın uyuyamadın mı yoksa dedim
    -ben senin gibi bu saatlere kadar uyuyorum mu sandın dedi
    saat 10 civarıydı
    -gece rahat bırakmıyorsun ki uyuyayım da erken kalkayım dedim
    -göndermeyeyim istersen bir daha??ne yapıyorsun bu arada dedi
    -sana mesaj parası yetiştirmek için çalışmaya gidiyorum dedim
    -hayırlı işler dedi
    ben dükkana geldim
    kepenkleri açtım
    dışarı çıkarılması gereken malları çıkardım
    sonra dükkanın önü toz yapmasın diye dışarıya su fışkırtırken yoldan geçen tek tük turiste de
    onlara su fışkırtıyormuş gibi yapıp makara yaptım
    sabah sabah kendi kendimi eğlendirmekti benim ki
    dükkandan içeri girdim ama
    sonra dükkana vuran güneşi engelleyen bir gölge gördüm
    dönüp baktım kim diye
    karşımda gördüğüm kişinin bende uyandırdığı duygu
    şaşkınlık değildi
    ne gülebildim ne ağlayabildim
    suratımdaki mallık ifadesini kim olduğunu söyleyeyim siz tahmin edin
    ebru
    o an ayaklarım ilk adımı atabilse o güne kadar kırılmış kısa kulvar sprintçilerden bile daha hızlı koşarak o
    rekorun dıbına kordum ama
    atamadım
    dondum kaldım
    bir gün sonra gelecekti amk.
    sonra beynim ellerime hükmedebildi sadece aslında kendimi tokat manyağı yapıp rüya mı gerçek mi onu
    test etmek istiyordum ama
    saçlarımı düzeltebildim sadece
    evet amk. ebruydu işte. sonra konuştu bile
    -hasta edeceksin turistleri niye su fışkırtıyorsun onlara dedi
    gülümsedim şuursuzca
    bana yaklaştı kıpırdayamadım bile
    sarıldı
    vay amk. öyle duygunun
    belimi saran ellerine kurban olduğum yanımdaydı
    sonra yanağımda bir öpücük almaya çalışırken
    -dur orucumu bozacaksın dedim
    -iftarı bekleyeyim o zaman dedi
    -sensizlik orucumu erken açtın hayırdır dedim
    -hoca bazen erken okuyor işte dedi
    -o hoca en büyük din adamıdır gönlümün dedim
    -bizim eve ezan sesi duyulmadı henüz dedi
    -haberleri yok mu geldiğinden dedim
    -yok söylemedim senin gibi yarın geleceğimi sanıyorlardı dedi
    -ne zaman eve gideceksin dedim
    -akşam iftara beraber gideriz ama ben niyetli değilim haberin olsun dedi
    -aç mısın dedim
    -biraz dedi —ne yersin canım dedim
    -menüde ne var dedi
    -simitçiden simit. tostçudan tost. pastaneden de ne istersen dedim
    -çeyrek tost yeter dedi
    diafondan yarım tost istedim.
    -çeyrek yeter bana dedi
    -küfür eder şimdi adam çeyrek tost mu olur ilkokullu gibi dedim
    -ne içersin dedim
    -kahve söyle de uykum açılsın dedi
    -bir dakika sen ne zaman geldin dedim
    -saat 8 de alanyaya indim dedi
    -peki ben gelinceye kadar ne yaptın dedim
    -seni bekledim dedi
    -annenlere gidip sonra gelseydin bari yada haber verseydin erken kalksaydım dedim
    -en çok kimi özlediysem ilk onu görmek istedim dedi
    -otobüsde uyuyabildin mi dedim
    -sence dedi??
    -ben seni görmeye geliyor olsam bırak uyumayı her otobüs durduğunda küfür ederdim şoföre dedim
    -bende etmedim sayılmaz. dedi
    vay amk. uyumadıysa uyuması lazımdı bu kızın zira akşam onlara yemeğe gidecektik
    ama bu uykusuzlukla ebru iftara bile çıkmadan uyurdu
    önemli olan iftar yemeği değilde onu öpebilecek olmamdı
    onu uyutmam lazımdı ama nasıl
    dükkanda yatacak yer yok.
    kız yanıma gelmiş sana bir apart tutayım yat biraz desem muhtemelen benden ayrılmak istemeyeceği için
    kabul etmeyecek
    tabure de uyunmaz
    eve git desem o zaten planı kurmuş akşam ailesine ben geldim diye sürpriz yapmayı düşünüyor
    vay amk. saksı durdu
    nasıl yapsam ne etsem diye düşünürken
    tost u geldi
    biraz daha düşünme fırsatı buldum
    tostunu yedi
    bir yandan da bana bakıp bakıp sevgi ile gülüyordu
    dışarı çıktım dışardaki malları içeri almaya başladım
    o bana ne yapıyor acaba diye bakarken
    dükkanın kepengini de yarıya kadar indirip
    -hadi gidiyoruz dedim
    -nereye dedi
    Tümünü Göster
    ···
  13. 13.
    +3
    131

    • * o gece uyunabilir mi uyunamaz
    saat 3 e kadar yani diskoların müziğin sesini kısma vaktine kadar beklenir mi evet
    3 05 de aşşağı inip ebru aranır mı aranır
    duyduğunuz sesin size sarhoşumsu gelmesine kızılır mı kızılır
    peki bu ona belli edilir mi hayır
    neden çünkü yarın beklenir
    -nereye gidiyorsun şimdi dedim
    -eve gidicem dedi
    -tamam 15 dakika sonra ev numarasından ararım o zaman dedim
    -tamam dedi
    20 dakika verdim beyler
    20 dakika sonra aradım cevap yok
    21. dakika aradım yine yok
    25 e kadar denedim
    ebrunun annesi açtı telefonu
    utandım konuşamadım kapattım
    ebru eve gelmişse annesi de hala uyanıktır rahatsız olmasın diye 10 dakika bekledikten sonra
    ebrunun cep telefonunu aradım
    3.aramamda açtı
    -merhaba aşkım nasılsın dedim
    -iyiyim dedi
    -nerdesin dedim
    -oturuyoruz dışarda kuzenimle dedi
    -aa ne güzel hangi kuzenin ver bi selam vereyim dedim
    -al dedi
    basbaya kız kuzeninin birisiydi şüphelenecek bir durum yok

    • *biraz nasılsın iyimisin gibi gereksiz tefarruatlar konuştuktan sonra ebruyu istedim telefona
    -çok içmeseydin keşke başın ağrıyacak yarın deyip başı ağrımaması için tavsiyelerde bulundum
    -kalbim ağrıyor kelebek gel artık dedi
    -tamam geliyorum merak etme yarın konuşuruz dedim
    sarhoş sarhoş daha fazla dertlenmesin diye
    sonra o evine çıkıncaya kadar konuştuk
    kontör bitti yenisini takıp tekrar aradım ve bir süre sonra uyuyakaldı
    sabah gözler balon gibi kalktım
    içtimadan sonra ekşın tabur komutanına uygunsuz yakalanan bir askeri çağırttı odasına
    ben dışarda beklerken bağırma sesi geldi
    sonra beni içeri çağırdı
    ekşın koltuğuna oturmuş
    asker karşısında esas duruşta
    -emredin komutanım dedim
    -dıbına çakim kelebek bıktım bu askerlerden bana farklı bi fantazi anlat bunu senin hayal dünyana göre gibecem dedi
    gel de anlat amk

    • *askere bi baktım bizim tayfadan kurtarmam lazım elinden ama nasıl
    -ne anlatim komutanım dedim
    -dıbına çakim domaltim mi bacak omzamı yapim seç işte birini dedi
    -komutanım hiç sizin tipiniz bir asker değil bu dedim
    -vay dıbına çakim güzel fikir ben bunun kafasına poşet geçirip de gibeyim dedi
    adam illaki dövecek beyler kaçarı yok
    -komutanım ben öyle demek istemedim dedim
    bana baktı
    -grup sevmiyorum dıbına çakim sen çıkabilirsin dedi
    baktım beni de dövecek amk
    bi emriniz var mı komutanım dedim
    -biraz daha kalırsan ikinci poşeti aramaya da başlıyacam dedi
    hemen yardım odadan birkaç şaplak sesinden sonra asker olay mahalinden uzaklaştı
    bende fazla yakın durmadım hıncını alamadıysa olan bana olmasın diye
    öğle yemeğini yedikten sonra içtimaya kadar olan vakitte telefona gidip ebruyu aradım
    bir kaç uzun çaldırmadan sonra cevap verebildi
    -tünaydın dedim sesi uykulu olduğu için
    -kusura bakma dün gece için dedi
    dur bakalım kendi yaptıklarının farkında mı diye
    -ne yaptın ki dün gece dedim
    -biraz fazla içmişim dedi
    -sarhoş mu olmak istemişsindir olmuşsundur ben kimim ki bunun için benden kusrunu göz ardı etmemi istiyorsun dedim
    -sarhoş olmak istemedim kelebek yanımda olmanı istedim hep istediğim gibi ama yoktun dedi
    -yanında olabilecek birine mi baktın gece o saate kadar dedim

    • * -benim bakmama gerek yok bana bakanlardan sadece birini seçmem yeterliydi ama
    ben zeten seçeceğimi çoktan seçtim.gel gelelim o hala bundan şüphe duyuyor dedi
    -eğlendin mi dedim
    -eğlenmedim dedi
    -neden dedim
    -erkeklerin her yanında erkek olmayan bayan kişiyi bir av olarak görmesinden nefret ettiğim için dedi
    -neden o kadar av konumunda bekledin o zaman dedim
    -bana kurşun sıkıldı serseri bir avcı tarafından kalbimi kıpırdatamıyorum yerinden
    şimdi uzaklarda sesini duyabiliyorum sadece ama gelecek inş dedi
    -kimmiş bu avcı dedim
    -akıttığım kan damlalarının değerini bilmesini umduğum birisi dedi
    -ben tanıyor muyum bu avcıyı dedim
    -sadece ateş ettiğini bilip beni vurup vuramadığından şüphe mi ediyorsun yoksa dedi
    -sıktığım kurşunun nereye gittiğini biliyorum dedim
    -nedir yine neyin peşindesin bir daha çıkma bu kadar içme sana güvenmiyorum mu demek istiyorsun dedi
    -istediğin kadar çık istediğin kadar iç ama sarhoşken yediğin kurşunun farkına
    ertesi gün varırsın sonra birde bakmışsın başka avcılarınsın bunu unutma dedim
    -benim için bir tek sen varsın kelebek dedi
    -eve çıkıp benim seni evden arayacağımı unutacak kadar sarhoş olma bir daha dedim
    -kuzenin ısrar etti açık havada otur biraz kendine gel diye dedi
    -başkalarının tavsiyesine ihtiyac duyacak kadar içme o zaman bir daha dedim
    -tamam dedi

    ---senin askerde olan bir sevgilin oldugunu sürekli seni düşündüğünü geceleri başına bişey geldimi diye
    merakından uyuyamadığını farkedemeyecek kadar sarhoş olma bir daha dedim
    -tamam içmiyorum bir daha dedi
    -hayır ebru en başta söyledim istediğin kadar iç hayat senin mide senin para senin ama
    ben işime gelen yere kadar senin olurum dedim
    -bu sözlerinin hepsini bir yere yazıyorum eger bir gün bensizlikten sıkılıp
    üzüntüden dertten içerde çok sarhoş olursan aynı lafları ertesi gün sende duyacaksın haberin olsun dedi
    -duyacaklarımın bunlarla kalmayacağımın farkında olacak kadar ayık yaşıyorum merak etme dedim
    -o kadar ayık yaşıyorsanız başkalarının evlerine gidip içkiler içmemeyi ne içip kafanızı iyice bulandırarak gittiniz acaba kelebek bey dedi
    evet konu yine döndü dolaştı yaptığım bir aptallıktan dolayı zütümde patladı
    -bu konuyu kapatmadık mı dedim
    -istersen serbest olsun gidip gelelim başkalarının evine canımız sıkılınca açar kapatırız konuyu bu kadar basitse dedi
    yani bu ne demek oluyor gibi tuttuk ömür boyu o eve gitmenin vebalini çekecez
    -ebru istiyorsan istediğin yere gidebilirsin. seni durdurmam gitme diye yalvarmam.sen affettin gittim diye ama ben affettmem.
    bana affetmiş gözüküpte tekrar tekrar aynı konuyu konuşacaksak onu da şimdiden haberdar et ki bileyim dedim
    -bak kelebek bir daha öyle birşey yaparsan arkandan allahından bul diye beddua etmekle kalacağımı sanıyorsan yanılıyorsun.
    cezanı direk kendim gücümün yettiğince veririm haberin olsun dedi
    -tamam gitmem bir daha. seni kaybetme korkusunu yeterince yaşadım dedim
    -tamam sinirlerim bozuldu yine başka bişey konuşalım dedi
    evet ilerde muhtemel aynı aptallığı yapma ihtimali olan benden farksız sığırlar şekilde gördüğünüz gibi
    dün geceden dolayı benim ona kızmam gerekirken konu dönüp dolaşıp yine beni mallığıma geldi.
    akıllı olun olm gibleri yok diye gibemezler sanmayın lafla da olsa giberler böyle
    sarhoş edip başkalarının evinde gibti amk
    -yemekler nasıl dedi
    -çok iyi dedim

    ---yemek yapmayı öğrendim gelince ben pişircem sana dedi
    -bu konuyu tekrar konuşalım daha gencim dedim
    -yaaa ben senin için yemek öğreniyorum senin dediğin lafa bak dedi
    -tamam romantikleşiyorum hemen ölümüm senin elinden olsun aşkım benim dedim
    -amma da romantiksin dedi
    -ne pişireceksin omlet mi makarna mı dedim
    -geç bakalım dalganı gelince görürsün dedi
    -iyi inşallah dedim
    -kelebek dedi
    -efendim dedim
    -kaç gün kaldı aşkım dedi
    -ben sayıyorsundur sandım dedi
    -askerliğin bitmesine 270 gün var ama ben alanyaya gelmene ne kadar var onu soruyorum dedi
    -bilmiyorum ne zaman istersin dedim
    -şimdi dedi
    -şimdiler biraz daha sensiz geçecek en kısa zamanda geleceğim ama merak etme dedim
    biraz ofladı bi kaç karşılıklı seni seviyorumlardan ibaret olmayan aşk betimlemelerinden sonra öğlen içtiması sebebi ile kapattım telefonu
    o saatten sonra ekşının en mutlu oldugu anı gözetlemeye başladım
    adam iki dakika rahat durmuyorki amk sürekli ekşın peşinde
    kimi nasıl yakalayabilirim onun peşinde amk
    akşam üstü odasına geldi
    beni çağırdı
    -dıbına çakim kelebek taktik değiştirmem lazım dedi
    -emredin hangi konuda komutanım dedim
    -askerler muhtemel baskın planlarımı saatlerimi ve tekniklerimi çözmüş. kimseyi yakalayamıyorum dıbına çakim dedi
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    +3
    128

    • *hafta sonu kendime nöbetçi çavuş kolluğu paraflattım
    nöbetçi çavuşluk zor iştir
    çoğu çavuş sıkar askerleri
    kendine laf gelmesin diye
    içtimalarda gereksiz yere sağa dön sola dön dirsek temas aralığı
    bilmem kaç adım açıl
    şınav vaziyeti al
    gibi bir sürü emir verirler ki askerin zütü başı oynamasın
    benim kolluğumda millet alışık olmadığı için
    zaten emir vermeme gerek kalmadan düzgünce geçtiler sıraya
    bilmiyorlardı çünkü nasıl davranacağımı
    bir de korktukları şey vardı
    sinirlerimin bozulması durumunda ekşına yapacağım şikayet
    hafta sonu olduğu için onlar adına nöbetçi komutandan izin alıp futbol oynattım
    normalde karşı çıkar komutanlar askerin bacagına bişey olurda uğraşırım diye
    ama beni seven bir komutana denk geldi ve aldım izni
    hafta sonları en düşük tertiplere koğuş yemekhane ve er gazinosu yıkatma günüydü
    onlarla beraber bende yıkadım benim yardım ettiğimi gören bir kaç tertip de makarasına yardım etti
    bazıları ise hiç yaklaşmadı bile
    kısacası çavuş olarak onlara hiç bir zorluk çıkartmadım
    onları yormayacak basit yollarla günlerini tamamlamasını sağladım
    bu bir asker için çok önemliydi
    çünkü bir günü geride kaldığında en azından küfür edecek bir nöbetçi çavuşları olmamıştı o kadar küfür edecek sebebleri varken
    gece yat iştimasından sonra komutana yoklamayı verdikten sonra
    -beyler ekşının ailevi sorunları varmış.bu hafta sıkıntılı bir hafta geçirecek bence vukuattan uzak durun yoksa hıncını sizden alır haberiniz olsun dedim
    böylece ekşının kudretinden yararlanmış olacaktım
    ben hergün ortalarda ve vukuat işlemeye müsait yerlerde geziyor bizim bölükteki askerlerin vukuat işleme ihtimali olan yerlere gidiyordum
    beni görünce yapamazlardı çünkü
    ekşına şikayet edeceğimden korkarlardı ve haftalardır çarşıya çıkmadığımı da biliyorlardı
    hergün ebru ile konuşmaya devam ettim
    ekşın zütünden baskınlar düzenledi aklı sıra vukuat bulmak için
    iç bahçeye indi çogu zaman başka bölükten askerlerin bazı yavşak hareketlerini gördü ama
    aklı bizim bölükteki vukuatta olduğu için karışmadı diğerlerine
    herşey normal giderken

    • *bizim bölükteki bir asker hastalandı öyle ahım şahım bi hastalık değil zütü başı ağrıyormuş
    o gece de 1 3 nöbeti varmış
    yerine asker lazım
    nöbetçi çavuş kendi tertiplerinden kimseye diyemiyor
    zaten süt devrelerine hiç diyemiyor
    alt devreler yeni geldiği için kule nöbeti tutamıyorlar
    diğer askerlerde niye ben amk niye ben diye isyan ediyor
    muhtemel bir kriz kapıda
    kim başkasının 1 3 nöbetini tutmak ister amk onlar da haklı
    gittim nöbetçi astsubaya komutanım ben tutabilir miyim dedim
    olmaz sen çavuşsun dedi
    biraz zorladım başka asker mi yok dedi
    komutanım ben gönüllüyüm dedim
    gönüllü nöbet mi olur şimdi hiç tutturmam sana gider kendini vurursan başım büyük belaya girer dedi
    adam kıllandı tabi
    sonra gittim bizim nöbet manyağı bir asker vardı onu kaldırdım
    bu nöbete gidersen sana 5 gün çarşı yazdırmayacağım dedim
    söz mü lan dedi
    söz amk dedim
    tamam dedi gitti nöbete
    ertesi gün nöbete gitmek istemeyen herkesi yazıcıya söyledim en taktan nöbetleri ona yazdırdım ve söz verdiğim gibi o askere de hiç nöbet yazdırmadım 5 gün
    hafta sonuna kadar ekşının odasını normalde iki güne bir paspaslamama rağmen hergün paspasladım
    genelde kapısında durdum çağırınca hemen gireyim diye
    resmen karısı oldum amk
    onunla koşulara gittim ebem gibildi 9 km koşmaktan
    her sabah ki içtimada vukuat yoktur komutanım diye ekşına tekmil verildiğinde ekşın hep bana baktı gülümseyerek
    sonunda cuma günü oldu
    çarşı defterlerini zütürdüm
    herkesinkini imzaladı benimkini bir kenara ayırdı
    kendi elleriyle çift çarşıyı yazdı ikisini de imzaladı
    çarşı defterinin en sonuna kendi cep telefonu numarasını yazdı
    -dıbına çakim arkadaşım bu cumartesi ben nöbetçiyim
    cumartesi günü geç gelebilirsin ama döverim haberin olsun dedi.
    -emredersiniz dedim gittim

    ---burdaki vukuatlarla uğraşmak benim bu devletten maaş aldığım için görevim.ama sen sivilde yaptığın vukuatlarınla seni sevenlerini uğraştırma dedi
    mesaj açık ve netti
    ebruyu üzme
    -emredersiniz komutanım dedim
    subay nöbet listesine baktım onun ismi yazmıyordu bir tane üstteğmende gözüküyordu nöbet.
    ne oluyor amk diye gittim o subayın yanına ve komutanım cumartesi nöbetçi siz misiniz dedim
    -yok ---yüzbaşı değiştirmek istedi dedi
    ---yüzbaşı dediği adam ekşın amk
    ekşına bak bana kıyak yapmış
    cumartesi sabahı oldu çarşıya çıktım
    telefon sonrası otobüs ordan ebru ve ailesinin yanına gittim
    kollarımın tek ve en uzun sarmalamak istediği kişi ebru olduğu için
    onu en sona bıraktım
    güldüler beni görünce sevindiler yani
    sıcak bir karşılama yaptılar
    ebrunun annesinin suratında acıyarak bakış vardı bana karşı
    artık asker olduğum için mi üzülüyordu
    yoksa kızının bensizken üzülmelerini görüp ona mı üzülüyordu bilemem
    ebru ile bana göre kısa ama izleyenler için uzun oldugunu sandığım bir sarılmadan sonra
    onun dayanamayıp beni yanağımdan öpmesi ile
    onu tekrar bir an önce öpmem gerektiğini farkettim
    onlarda istanbul konusunda pek tecrubeli olmadıkları için
    ne yapacağımızı bilmiyorduk ama sanki el birliği ile beni mutlu etmek için uğraşıyorlardı
    nereye gidelim?
    karnın aç mı?
    askerde canının çektiği bişey oluyor mu?
    bi eksiğin var mı?
    annene babana bişey göndermek ister misin?
    bunlar bana yöneltilen sorulardan sadece bir kaçı idi
    karşıya geçelim dedim
    çünkü anadolu tarafında pek fazla gezilecek bir yer yoktu

    • *karşıda eminönü sultanahmet derken ebruyu tek öpebildiğim yer eminönündeki bir alt yaya geçidinin
    kalabalığından yararlanarak hissettiğim bir kaç saniyelik öpüşme oldu
    zaman öyle hızlı geçti ki saat 4 olmuştu ve ben hala karşıdaydım
    ordan kışlaya gitmek en az bir buçuk saat
    ekşını aradım
    telefonda tekmil verdim.y.s.kelebek antalya diye
    -sesimi başka duyan var mı dedi
    -yok komutanım dedim
    -söyle dıbına çakim arkadaşım ne istiyorsun dedi
    -ne kadar geç kalabilirim komutanım dedim
    -dıbına çakim senin yüzünden en sevdiğim müziği yarıda kesmek zorunda kaldım.ne kadar dayak yemek istersen o kadar geç gel dedi
    -sınır var mı komutanım dedim
    -12 yi geçmesin dedi
    -emredersiniz dedim
    durumu ebrulara anlattım
    onlarda yol yorgunuydu
    kaldıkları otele gittik
    beni otele almak istemediler kayıtlı olmadığım için
    tamam gidelim dışarda bir yerde otururuz dediysemde
    babası inat etti bende otelciyim falan diye en sonunda nasıl yaptı bilmiyorum kabul ettirdi
    hep beraber odaya çıktık
    iki oda tutulmuştu biri anne baba diğerleri de cocuklar olan için
    askerlikten konuşulduktan sonra anne ve babası gitti
    biz üçümüz kaldık
    kardeşine bizi biraz yalnız bırakırmısın dedi ebru
    o yatak odasına geçti yattı
    biz salonda kaldık
    salonda kaldıktan sonra tek vermem gereken detay
    ebruyu gülme krizine sokan askeri yeşil donum oldu
    bir türlü geçmedi krizi
    yasak amk ne yapayım
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    +3
    186

    • * o geceyi de beraber evde geçirdik
    gelecek ve ciddi hiç bir konuda konuşmadık
    kızı sordu sadece
    arkadaşım dedim.
    biraz bozuldu.ama belli etmemeye çalıştı
    gece 11 gibi telefon geldi ebruya
    arayan benim panpaydı
    -kelebek telefon sana dedi
    aldım telefonu
    -müsait bir yere çık küfür edecem duyulmasın dedi
    mutfaga geçtim
    -kusura bakmayın dedim
    -kelebek beni gibtir et ben küfür eder rahatlarım ama senin bu kıza yaptığın ayıp dedi
    -olm telefon orda kalmış haber veremedim kusura bakmayın dedim
    -lan bin adam geri döner. pardon gitmem lazım der. hadi diyemedin. başka bir telefondan arar durumu anlatır.
    bunu da geç işin bitince mekana gelir kusura bakmayın der. hadi bunu bile geç ertesi gün bir arar sorar ben iyiyim merak etmeyin diye dedi
    -haklısın arayacaktım ama telefon kızdadır diye aramadım dedim
    -saat altıya kadar mekanda bekledi kız. mecburen bende yanında kaldım kız arkadaşımla.ben kaç kere dedim hadi gidelim diye ama o
    mekan kapanıncaya kadar bekledi kapandıktan sonra bile bekledi kelebek bana haber verir bilir merak edeceğimi dedi
    sen gibinin keyfine geziyorsun.tam bir zütsün olm herkesin yılbaşının anasını gibtin şimdi gibtir git.
    ayrıca telefonda kızda kendin al hesabını kendin ver amk
    gibimde bile değil. değerimizi görmüş olduk dedi telefonu suratıma kapattı
    ben üzgün üzgün oturken mutfakta
    3 4 dakika sonra yine telefon çaldı

    • * -kelebek dedi
    -efendim dedim
    -sen bunun gibi kızı gib bulursun bir daha hala iyimiymiş diye soruyor. bunu da vicdanını gibmek için söyledim. züt dedi
    yine suratıma kapandı telefon
    içeri geçtim
    -bir sorun mu var dedi ebru
    -yok merak etmişler bişey yok dedim
    hakaten vicdanımı gibeyim hiç birşey yokmuş gibi o geceyi de ebruyla geçirdim
    sabah kahvaltı derken
    -bugün ne yapacağız dedim
    -ben bugün gidiyorum kelebek dedi
    -bi kaç gün daha kalamaz mısın dedim
    -gitmem gerek dedi
    kalan vakti beraber geçirdikten sonra
    veda sırasında
    -ben sana mesaj atarım telefonunu alınca haber ver dedi
    sakin bir veda sonrası arabaya binip havaalanına gitti
    telefonu bir şekilde geri almam lazımdı
    panpayı buldum
    sıçtı sıvadı yine bana
    olm çok seviyorum idare et falan dedimse de hiç bir küfürü ekgib koymadı
    yalvardım sen alıver telefonu diye ama kabul etmedi
    o kızın gönlünü almazsan benimle de görüşme çünkü sana ben kefil olmuştum ilk onu seninle tanıştırırken
    kız arkadaşıma da rezil ettin beni dedi
    -tamam alırım ondan ama kız arkadaşını bir arada çaktırmadan öğren nerdeymiş dedim
    bi kaç telefon sonrası şu saatte şurda buluşacaklar mış ben benim kıza söyledim o gitmeyecek sen git hallet işini dedi
    kızın olduğu yere gittim
    oturup bekliyordu
    -merhaba dedim
    ayağa kalktı

    • * -hoş geldin kelebek. kusura bakma burda olacağını bilemediğim için telefonu getiremedim. dedi
    -önemli değil dedim
    -bu arada mutlu yıllar dedi
    -sağol sanada dedim.ama ben utancımdan delik arıyorum amk balıklama atlayacam bir yerde yerin dibine gider levhası görsem
    -eğlendin mi dedi
    -özür dilerim senden dedi
    -önemli değil kız arkadaşın sonuçta. yıllarca bekledin gelince gitmemek olmazdı. dedi
    -sizi beklettim dedim
    -neyse oldu artık telefonu ne zaman almak istersen gidebiliriz dedi
    -şimdi gidelim dedim
    -arkadaşım gelcek dedi
    -yok gelmeyecek o dedim
    -hmm anladım galiba tamam hadi gidelim dedi
    evin altına kadar gittim telefonu getirdi
    -sağol dedim
    -rica ederim dedi
    -bi isteğin var mı dedim
    -yok sağol dedi
    gitmeye yeltendim
    -kelebek dedi
    -efendim dedim
    -mutlu musun dedi
    -evet sanırım dedim
    -peki tekrar mutlu yıllar dedi. içeri girdi
    içeri girdikten sonra bana attığı ilk mesaj
    -yolunu beklerken mutluydum ama başka yollara gittiğini görmek benim de artık yavaş yavaş ayağa kalkıp başka yollara yürüme zamanımın geldiğini gösterdi.
    yolun açık olsun kelebeğim. içimde kalmasın diye söylüyorum affet ne olur ''seni çok seviyorum'
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    +3
    187

    • *üzülmedim değil kız sevmiş beni
    ama zeki bir kız olduğunu bildiğim için ve benim başkasını seviyor olmama saygı duyacağını bildiğim için aldırış etmedim
    çünkü benim amacım bir an önce ebruya mesaj gönderip ondan gelecek mesajlarlarla aşkı yeniden hissetmeye başlamaktı
    -yolculuk nasıl geçti deyip gönderdim mesajı
    -iyi dedi bir saat kadar sonra sadece iyi dedi
    -çok özledim seni dedim
    yarım saat kadar beklettikten sonra
    -tamam dedi
    -mesgulsün galiba müsait olunca haber verirsin dedim
    cevap gelmedi
    bekledikçe bekledim.
    uyuya kalmıştır. çalışıyordur.bir işi vardır diye kendimi teselli ettim
    gece 12 oldu
    -iyi misin yazdım
    cevap gelmedi
    30 dakika kadar yine bekledim.
    aradım ebruyu uzun uzun çaldıktan sonra
    uykulu bir sesle
    -ne var kelebek dedi..
    daha dün iyiydik. gidince sözler verdi amk. bana sarıldığında bu defa bırakma beni dediğim de tamam dedi
    ne alaka şimdi bu giblemez tripler amk
    -pardon rahatsız ettim. uykudan kaldırdım galiba tatlı rüyalar dedim
    -sağol dedi kapattı telefonu
    artık değişmiştir dediğim ebru yine aynı ebruya dönüştü
    vurdumduymaz. sevdimdurmaz. ayartutmaz
    artık benim de bişeyler yapma zamanım geldi beyler(!!)
    bıkmadım usammadım sabah kalktım ilk iş olarak
    mesaj yazdım

    • * -günaydım aşkım
    -günaydın diye karşılık verdi
    -nasılsın dedim.
    -dün uyuya kalmışım kusura bakma dedi
    -önemli değil çalışıyorsun yoruluyorsun normal uyuya kalman dedim
    -sağol dedi
    -çok özledim seni dedim
    -ne çabuk dedi
    -daha doğrusu doyamadım sana iki buçuk seneden sonra dedim
    -bende dedi
    -bilet alayım mı geleyim mi yanına dedim
    -hayır dedi(!)
    -sen ne zaman gelirsin dedim
    -en kısa zamanda gelicem dedi
    -tamam dedim
    günde nasıl olduğuna dair. havadan sudan dahil ortalama 50 mesaj attım
    hiç ne yapıyorsun?
    diye sormadım. şüpheleniyor sanmasın diye
    beni seviyor musun diye hiç sormadım kalbine baskı yapmayayım o istediği, hissettiği zaman söylesin diye
    kelebek ben şuraya gidiyorum dediği zamanlar iyi eğlenceler dedim ve hiç sormadım kiminle gideceksin diye
    hep onun anlattıklarıyla yetindim
    yazacak mesaj kalmayınca hep kendi tarzımda sevgi mesajları yazdım
    işte eve evden işe gittim.
    geceleri onu aradım
    sigarayı bıraktım
    ota taka para harcamadım

    • * kendi aramızda anlamı hep onu düşündüğümü belirten gülümseme smiley'sini binlerce kez ona gönderdim
    elif beni bulup arkadaşlık teklifi yaptı reddettim faceden
    sürpriz şekilde gelirde beni arkadaşlarla görür özellikle o beni seven kızla diye onlarla buluşmayı bıraktım
    yanıma gelince telefonumu inceler bu kız kim diye sorar ve verdiğim doğru cevaplara şüpheyle yaklaşır diye tüm gereksiz numaraları silip
    ayşe fatma diye yazan kayıtları
    halam ayşe
    kuzenim fatma
    diye değiştirdim
    o yokken onun evine gitmedim amacı benim evimde kalmak diye düşünmesin diye
    babası ve annesi ile hiç konuşmadın neden konuştun diye kızmasın diye
    facebookta hiç online olmadım kiminle konuşuyorsun diyemesin diye
    msni konuşmak istersen msn e girebilirim diye sorduktan sonra açtım
    bazen çevrimdışıyken onu online gördüğüm zamanlarda birden girip onu ürkütmemek için online olmadım bişey de yazmadım
    aramadan önce her seferinde müsaitsen arayabilir miyim diye mesaj attım
    kabul etmeden de hiç aramadım
    mevsiminde yetişen meyvelerden sevdiklerini kargo ile ona gönderdim içine güller koyarak
    hiç aşırı sarhoş olacak kadar içmedim telefon açar yanlış bişey söylerim
    veya mesajı yazarken bir kaç harf hatası yaparım da nerdesin sen kelebek içtin mi diye sormasın diye
    iş yerinde beni çileden çıkaran işinizin de amk dedirtme seviyesine getiren tüm olumsuzluklara eyvallah çektim
    yine işsiz kaldın kelebek demesin diye
    sagda solda artislik yapan binlere tek kelime diklenmedim haklısın kusura bakma dedim. kavga ederim nezarete atarlar ebruya mesaj yazamam diye
    sonra ben geliyorum kelebek dedi
    saçımı başımı yapıp her seferinde yeni kıyafetler aldım. resmen alışverişlerimi onun gelme arifesine göre ayarladım
    o gelince ne yapmak istersin diye hep ona sordum hiç kendi fikrimi söylemedim
    her gelişinde onun evinde beraber kaldık
    hiç üşenmeden ona kahvaltılar hazırladım
    onun parasına hiç ihtiyaç duymadan evin ekgiblerini yiyecek içecek vs aldım
    beraber yedik beraber içtik
    Tümünü Göster
    ···
  17. 17.
    +3
    12

    arasıra pencereden bakıyordu.
    bi saat kadar oturdum.
    tamam inandım. gidebilirsin dedi.
    tamam seni hallettiğime göre kızların yanına gidebilirim artık dedim
    offffff diye 159 karekteri kullandığı bir mesajla cevap verdi

    kendi kendime muallak misin amk.ne tak yiyon amcık desem de artık göndermiştim beyler
    yine sessizlik oldu. gitsem şüpheye düşecek.
    boş boş oturmak sıkıcı geliyor amk. tamam arasıra pencereden bakıyor ama. 5 dakikada on dakika da
    bir.5 dakika da 300 saniye var amk.300 e kadar saymak demek. illa bişey yazasım geliyor. bin şeytan
    dürtüyor
    işi nasıl binliğe dökmüştüm artık.o da seviyordu bana yapmayı o yüzden sıkıntı olmaz diye devam ettim
    beni kıskanmana bayılıyorum dedim
    bu defa offff u 159 karekterle doldurmuş ek mesajla da 159 karekter fffff yazmış sadece
    diskolar kaçta kapanıyor.ben hep sarhoş bitirdiğimden gecenin hiç hatırlamıyorum dedim
    3 e kadar orda beklemeyeceksin herhalde dedi
    gel beraber bekleyelim dedim
    cevap vermedi
    sen bilirsin dedim
    tam bir turizme darbesin ne güzel kızlarla eğlenecektim onlarıda eğlendirecektim. dedim
    alıkoyan mı var dedi
    evet dedim.
    nedir kimdir dedi
    başka iki kız daha var onları da sen yokken ayarladım. burda buluşacaktık tesadüf senin evin oraymış
    dedim
    amacın ne dedi. nedir yani bu oturmalar falan dedi
    bak bakayım eve marketten bişey ekgib mi dedim
    gelemem misafir var dedi
    affettiğini söyle diyecem ama zaten affedilecek bişey yok. yanlış anladın bugün ki olayı dedim.
    cevaplamadı
    hastaneye de gittim kardeşini gördüm bu arada dedim
    nasıl yani dedi
    yok yok merak etme durumu iyi dedim
    beni görmeye mi geldin dedi
    evet dedim
    evi nasıl buldun dedi
    kızlarla buluşacaktık hatırlasana dedim
    ciddi olur musun lütfen dedi buldum işte bi şekilde dedim
    ya gelmek isterdim ama evde misafir var dedi.
    lütfen git artık dedi.
    çöpde mi yok evde dedim
    annem yok evde misafirlerle ilgilenmem lazım. çayıdır meyvesidir. ekgib olan herşeyi babam almış zaten
    başka zaman dedi
    tamam ben gidiyorum o zaman dedim.
    tamam iyi geceler.eve sağdan gidecen unutma dedi.sol yol diskolar caddesi beyler.
    offff uzatma şimdi diskonun yolunu bana dedim
    sende şu espriyi uzatma artık dedi. züt oldum iyi geceler deyip
    kumara gittim beyler
    kumar oynayanlar bilirler gece sonuna doğru. kumar oranları daha da artar. yani 5 lik onluk oyun gece
    sonu 50 100 çıkar.
    kapanacak artık mekan. yanık bilmeyenler bilmez ama. kısaca okeyin iki tane jokerle oynananı.ama yere
    yaptığın perleri açmalı. elinde kalan sayıları da sana yazarlar 100 olunca yanarsın. oyundan çıkarsın. eğer
    tekrar girmek istersen sayısı en yüksek olanın sayısıyla girersin.ama aynı oyunda her girişte girmen
    gereken para miktarı katlanır. herkes yanıp bir kişi kalınca yerdeki tüm parayı alırsın.
    oyun katlandı da katlandı. biri yanıyor tekrar giriyor. öteki yanıyor o giriyor masada iki ayda kazanacağım
    para birikti.ama ben ilk giriş parasıyla duruyorum. sayılar. yanma sınırında yani tam hatırlamıyorum ama
    98 97 96 civarı. mesela sayısı 98 olan açtıktan sonra elinde 2 sayı kalması lazım yada kafadan bitmesi
    lazım. iyice gerildi masa. neyse kagıtlar dagıtıldı.eli dizdim. elden tekim.ama nasıl tek iki joker var 10
    kagıtla oynanıyor.bir 3 lü bir 4 lü perim var birde maça sekizli var boşta. onun yanına kağıt arıyom. karo
    sinek kupa 8 veya maca 6 7 9 10 lazım. yada diger perlerin yanına bir kagıt. çekiyorum yok. atıyor yok.
    çekiyorum yok atıyor yok.bi de çift desteyle oynanıyor amk.bu kadar şansızlık olamaz.yok amk gelmiyor.
    işin garibi elime ikili çeksem kagıtları yere açıp elimde ikiliyi bırakıp bir el daha şansım olacak o da
    gelmiyor.amk. sonunda geldi.ama bittim.
    topladım paraları. başladı geyik amk.vay şansını gibeyim.vay amk ben böle işin. çift joker sana nasıl
    geliyor. hile mi yapıyon.ne diyecen adamlara amk.yok ne hilesi falan filan derken. küfürler başladı.bi
    tanesi dedi. dışarda görüşecez. tamam oynadığım adamları tanıyorum da kumar olunca işin içinde para
    olunca olay değişiyor. adamlar çıktı. mekan kapanacak. bende gibe gibe çıkacam.
    dışarı çıktım.4 5 kişi var ama hepsi dövmek için değil beni seven ayırmaya çalışan da var aralarında. hile
    yaptın dedi diretti adam.aga yok ne hilesi. istiyorsan vereyim paranı dedim
    para için yapılır mı dedim
    sokarım sanada parana da dedi. yumruğu sağ kaşımın üstü hissetti. yıldızları gördüm. digerleri ayırayım
    falan derken.bir iki tane de traş tekme falan geldi. sonra ayırdılar.onu aldılar gittiler.
    kaşın üstü şişti ama açılmadı.bu demek oluyordu ki içerdeki zedelenme yarın gözün üstüne morluk olarak
    belirecek.amk ben yine karşılık vermedim. orda oturdum kaldım. yanımda bi arkadaş daha kaldı. oturdum
    sigarayı yaktım. içiyorum. arkadaş tekel bayisinin birinden kutu kola aldı geldi onu bastık üstüne.
    sonuç yine dayak yedik. sebebi amk. kumarı. göz moraracak. herkese açıklama yapılacak. nasıl
    morardığına bir yalan uydurulacak.
    gittim eve. ebru yatmadan önce aradı. aramazdı amk. hiç aramamıştı ki beni telefonla. sadece çaldırmıştı
    bi kaç kez. mutlaka bişey olmuştu ama ne??
    • *heyecan bastı beyler.ne oldu lan neden aradı amk. yoksa kavgayı mı duydu diyte tedirgin bir şekilde
    açtım telefonu
    çatallı bi ses tonuyla efendim dedim.
    -merhaba nasılsın dedi??
    tak gibiyim amk. neden aradın?? gerginliğiyle -iyiyim dedim
    -telefonu bi kaç saniyeliğine kulağından uzaklaştırır mısın dedi??
    mal oldum ne diyor lan bu derken telefonu da uzaklaştırdım kulağımdan. sonra yine dayadım kulağıma
    -tamam teşekkürler dedi. kapattı amk. zart diye.bi bekle amk. bizde iyi geceler falan diyelim yok.
    nerde. böyle yapmasının bi sebebi olmalıydı.ama zaten kafam ağrıyor. kafa çalışmadı amk. derken jeton
    düştü benim
    müzik sesi var mı diye yaptı bunu beyler bence. yani diskoda mıyım onu deniyor. tamam kıskan iyi güzel
    hoşda şimdiden böyleysen ilerde ne tak yiyecem ben amk. ilerde hayatımda söz sahibi olmaya başlayınca
    ne olacak
    kız beni besbelli kıskanıyor beyler. bir mesaj geldi
    -sesini duymak güzeldi yorgunluğumu aldı diye. hasgibtir ordan kimi yiyon amk. zütün tutuşmuş işte
    discodamıyım diye.
    -çok şanslıyım dedim
    -sebeb? dedi
    -sen aradığında discoda elektrikler kegibti sessizce konuşabildik dedim.
    utandı mı nedir. bilemem ama konunun üzerine gitmedi. belki de ben sadece kuruntu yapıyordum ama
    neden kulağımdan telefonu uzaklaştırmamı istesin ki??
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    +3
    17

    • *konuşmaya devam etti.
    öyle oldu işte, alıştım sana ama daha fazlası için hazır olduğumu bilmiyorum lütfen yanlış anlama,
    bilemiyorum.
    bir soluğa ihtiyacım var.
    sindirelim iyice seyrek olmasın bazı şeyler. deyip yanlış anlama lütfen diye tekrarladı.
    eh amk.bi tak anlamadım ki yanlış anlayayım.ne diyon şimdi. tamam senden hoşlanıyom ama beni öpüp
    gibmeye çalışma mı diyon. yoksa bi anlık gaza geldim sonra senle çıkmanın yanlış olduğunu düşünüp
    başlamadan ayrılmaya mı karar verdin.
    ama belli ki sevgili olmak istemiyordu en azından şimdilik. yanlış mı anlıyordum??

    —gideyim mi dedim?
    -ooo yanlış anlamışsın bile ben sadece korkuyorum biraz sakin düşünmeye ihtiyacım var dedi.
    -ebru zaman mı istiyorsun dedim
    -bir nevi dedi.
    -beni nerede indireceksin ,yada nerde bekleyeyim dedim
    -nasıl yani dedi.
    -sen sakin sakin düşünürken ben nerede durayım adres ver dünyanda bana dedim
    -gönlüme farklı aklıma farklı cevaplar var y.k.s.(yannan giben kelebek)dedi
    sandalyeyi geriye itip. ayağa kalktım.
    -gönlün aklını kandırabilirse sen benim adresimi biliyorsun dedim.
    döndüm alt kata indim.
    • *anasını gibim utanmasam hüngür hüngür ağlayacaktım. gözlerim zaten dolmuştu bile. merdivenlerden
    inerken iki elimin tersiyle makyajımı tazeledim.alt katta hesabı ödeyip dışarı çıktım
    o binin beni dışarıda bir yerlerde bekliyor olma ihtimali çok yüksekti.ama gibimde bile değildi amk. kralı
    gelsin direk nakavt edecek sinir vardı üstümde.
    mutlaka boş boş yürüyüp ne tak yiyeceğinizi bilemediğiniz.
    nereye gideceğinizi ayaklarınızın belirleyeceği zamanlar olmuştur sizde de.olmadıysa da bu duyguyu da
    anlamayıverin amk. çünkü bana öyle oldu
    • *telefona bakıyorum. ulan bişey yazarmı vicdansız diye.yok
    sağa sola bakıyorum.şu bin nerde gelsin adam akıllı komaya soksun beni gidip serumla yaşayayım biraz
    diye yok
    nereye gitsem diyorum. gönlüme su serpecek serin bir kuytu yok amk alanyasınd
    geri gidip manyak mısın olm git konuş kızla ben sensiz yapamam de yalvar amk dayanamazsın diyorum bu
    acıya ayaklarımın inadından vaz geçeceği yok.
    yok oğlu yok amk.
    eve gittim uyudum beyler.
    akşam 8 gibi kalktım. zütüm kaşınıyor muşcasına en azından o bini aradan çıkarayım dedim
    bilardo salonuna gittim. orda cengaver.
    o bana demeden konuşabilir miyiz dedim. şimdi düşünüyorum da kibar konuşmuşum bine
    dışarı çıkmayalım ne olur ne olmaz önce bi konuşalım direk dalmasın diye bizi iki çay abi dedim.
    masaya oturdum
    karşıma geçti.o da oturdu.
    anlat bakalım babayiğit dedi.
    -bak dedim arkadaşım ben alanyalıyım. yani tek tanıdığım sen ile ebru değil burda dedim
    benimde bir çevrem benimde tanıdıklarım. benimde daha önce adam dövmüş tanıdıklarım var dedim.bu
    bilardo salonunda sen ne kadar adam tanıyorsan bende en az o kadar tanıyorum dedim.
    geçen gün geldin. adam akıllı dövdün beni sesimi çıkarmadım.
    beni dinliyor ama hiç gibine takmazmış gibi dinliyor beyler.
    -sevmişsin eyvallah dedim. kimseye gidip de bu bana böyle böyle yaptı demedim. seni bir yerde tek
    başına başkalarıyla sıkıştırmaya çalışmadım dedim.ki teke tek karşılaşsak dayak yesem bile en azından o
    günden kalan hıncımın bir kısmını çıkaracak kadar zarar veririm sana. dedim.
    -buraya geldim ne elimde bıçak ne de yanımda adam var.
    -kızla görüşme dedin mi??dedin
    -ben görüştüm mü??her gün
    -ha şimdi seni dinliyorum dedim.


    • * biraz baktı bana. düşünüyor gibiydi.
    derken masanın karşısından o tokatı nasıl çıkardı suratıma hala anlayamadım.
    ben ne oluyor amk. diye olayın şokundayken hemen kahveci geldi masaya
    -bi durum mu var lan?ne tak yiyonuz olm dedi
    -yok abi şakalaşıyoruz bişey yok dedim
    -abi sen bize iki çay daha ver dedi bin.
    hay çayını gibeyim senin o tokat neyin nesiydi amın oğlu madem
    kahveci gitti.
    -sende beni dinle dedi. bin
    —bak olm. senin gibi çok bin gibtim ben zamanında.
    -bak dedi suratındaki bi kaç tane izi gösterek.
    -hepsini bana karşılık verdikleri için oldu.
    -dıbına soktumun korkağı geçen seni tokatlarken neden dayılanmıyordun da şimdi bana artislik yapıyon.
    dedi
    -karşılık vermediğin içi daha çok sinirlendim sana züt.ne biçim delikanlısın lan sen dedi. züt madem kızı
    seviyon oraya buraya zütürüyon onun için kavga edemeyeceksen gibtir git mundar etme bari kızı dedi.
    doğrı söylüyordu lan.
    -yok onu tanıyormuş yok bunu tanıyormuş gibimde mi olm kimsin sen yarram dedi.
    -biz bilmiyoz mu amk.o kızın bana bakmayacağını. zaten kızla denk olsak gider basardım teklifi peşinden
    deli gibi koşardım. bırakmazdım dedi
    -ama sen kimsin amk.ne ayaksın çıkıyonuz mu kızla seviyonuz mu olm birbirinizi dedi
    -senin duygunu gibeyim kız seni seviyor mu sen onu söyle bana dedi.
    • *ne diyeyim lan şimdi seviyor mu kız beni.bu soruya cevap var mı verebileceğim.
    -evet dedim. kısık sesle.
    bi tane daha patlattı tokat.
    kan beynime sıçradı.
    amk. huur çocuğuna bak vuruyor yaa.
    masanın ortasına doğru eğilerek yanaştım.
    -sana burda karşılık vermeyecem elimden alırlar hıncımı alamam. dışarı gel zütün yiyorsa seni manşet
    yapayım alanyaya dedim
    kalktım dışarı çıktım. elim ayağım titriyor korkudan değil ama sinirden.bi sigarayı zar zor yaktım. çakmak
    elime yakışmadı amk. sanki sol elle yazı yazmak gibi.
    sigara bitti gelen yok
    az daha bekledim yine gelen yok
    girdim içeri tekrar.
    orrospu evladı tahmin edin ne yapıyor??

    • *bin oğlu bin oturmuş eşli batak oynuyor.
    sanki dalga geçiyor amk. batak oynuyor yaa.
    geçtim karşısına ellerimi kaldırarak ne oldu der gibi yaptım.
    yanındaki sineklerin oturduğu sandalyenin birini çekerek gel otur işaret yaptı.
    -ne güzel posta koyuyon lan bin dedi.
    ama derken pis pis sırıtıyor muallak.bu arada ihaleyi de o almış.
    -hasta mısın aga sen dedim.
    -sokacam senin açacağın kağıtlara diye eşine kızıyor.ben gibinde değilim amk.
    -dur amk battık zaten diyor bana da.
    gülsen gülünmez sövsen sövülmez. topluma zarar amın oğlu tam boğazlamalık bin

    —batağına ben sokacam şimdi.şu olayı çözelim ben gidecem dedim.
    -ben onun suratına bakıyorum.o elim iyi diye eşine kaş göz işareti yapıyor.gir ihaleye diye.
    bana döndü. hani severek vurma varya çocuklara yavaşca acıtmadan üst üste iki üç kere ondan yaptı
    bana.
    anasını gibeyim dalacam ama zor tutuyorum kendimi. mekan içindeyiz diye
    -git ne yannanımı yersen ye.gibimde bile değilsin amk. dedi
    -gel çıkalım şu işi halledelim. dedim.
    yanındaki lavuklar da bana ters ters bakıyor bu arada.ama tanıyorum ikisini.
    -olm gibtir git. dürtecem zütüne başına bıçağı suratına bakılmaz hale getirecem seni sonra kızı da başkası
    alacak gibtir git ne tak yersen ye diyom hala kaşınıyon.bi oyun oynatmadın amk. dedi
    mesajımı aldım. içimde bi rahatlama oldu.onu halletmiş gibiydik. artık aramızda olmayacaktı ebruyla ama
    ebruyla aramız??
    bi ara olduğu kesin di ama uzak mı yakın mı bilene aşk olsun
    mekandan ayrıldım.o bini hala görürüm hatta bana müşteri getirirdi arasıra ve hanutunu da alırdı. bazen
    hala binliğine şaka yollu tokat atar. yanarım yanarım bi tokat da ben vurup hıncımı alamadım ona yanarım
    amk.
    bi kulağım la bi gözüm hep telefondaydı. acaba bi mesaj gelir mi?bir arar mı?? çaldırmasına bile razıydım
    tam iki hafta hiç bişey gelmedi.ses soluk yok.o iki haftayı bana sorun amk.
    tam umudu kesmeye başlamışken…

    • *evet iki hafta onsuz geçmişti. işten yemekten yatmaktan hatta gülmekten bile zevk alamadığım bir iki
    hafta olmuştu.
    umudum gün geçtikçe eriyor.ama içimden sürekli hadi çık gel artık diyordum
    ama bende kalkıp gitmiştim masadan.bi nevi onu orda öyle bırakıp gitmiştim.
    belki bana daha diyecekleri vardı.
    günlerce bunları düşündüm hep.
    sonra o gün geldi.
    iskele caddesinde meşhur bir cafeterya vardı
    balıkçılar kahvesi diye.
    sabah 11 gibi tost yemeye gittik 3 arkadaş.
    totsları söyledik çayla beraber zütürüyorduk ki
    • *onun geldiğini gördüm.o da bir arkadaşı ile gelmişti. dünyam durdu. sadece baktım kaldım ona.ne
    kadar özlemişim lan bilemezsiniz amk.
    beni görsemiydi görmesemiydi bilemedim.ne yapacağımı şaşırdım. utandım, duygulandım,
    sevindim, üzüldüm duygularım orgy yaptı birbiriyle
    bakmamaya çalıştım ama gözlerim beynimin kontrolünden çıktı. hiç durmadan bakasım geliyordu.
    öyle gib gibi hiç durmadan oraya bakınca farketti beni.
    anam anam anam göz göze geldik ya gönlümün feri kesildi.
    kalbim o an durmadı ya ben artık kalp krizinden ölmem beyler.
    o kesti bakmayı önüne dönerek
    bende bıraktım ama yan gözle hep oraya bakıyorum şaşı oldum olacam az kaldı. bakmıyor görünüp düpe
    düz bakıyorum amk
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    +3
    14

    öğlen civarı 6 7 kişilik kumar tayfası dükkana geldi. dün geceki olayda başrolde oynayanların hepsi
    kapıdaydı. bana yumruk atan dahil hepsi gelmişti. bana yumruk atan kişi benden 8 10 yaş civarı büyük.o
    zamanlar peugout dolmuş kullanan harun abiydi. edit. adamın adı harun binler inci deki harun abi değil.
    içimde korku bile yoktu. kız zaten sıçtı ağzıma bir iki yumruk daha yesem ne olur di ki amk.
    yine yaşça benden büyük esnaf olan hasan abi girdi ben kapıya doğru yönelirken. hasan abiyi çok sever
    sayarım.
    -harun abin seninle konuşmaya gelmiş. dün geceki olay için.ben kefilim. pişman adam dedi

    eyvallah abi dedim. hepsine beraber buyrun içerin hareketi yaptım elimle. harun abi geldi. hasan abi de
    yanımızda duruyor
    - kusura bakma. borç durumları vardı. çocuk da hastaydı. moralim bozuktu. gerginleştim. çok üzüldüm
    olaydan sonra dedi
    şeytan be huur çocuğu madem çocuğun hasta o saatte ne işin var kumar masasında. demek geldi
    içimden ama demedim tabi
    -önemli değil dedim. isteksizce.
    hasan abi -hadi sarılın barışın geyiği yaptı.amk iyi valla at yumruğu morart gözü üstüne bi de sarıl kucaklaş
    amk.ama yapacak bişey
    sarıldık.
    -sana borçluyum dedim. harun abi.
    -ne borcu abi ne demek. dedim. paranı vereyim istersen dedim.
    -yok sende kalsın. benlik bişey olursa hemen haber ver dedi. uğurladık gittiler.
    sonra dükkanda yine yalnız kaldım bi kaç müşteri. onlarla ilgilenirken.bir yandan da plan yapıyorum.
    ebruya gidip tamam kumarı bıraktım seni seçtim demek olmaz. yani lafla bitecek bir olay değil bu
    başka bir binlik bulmalıyım. paralar da cebimde. hatırı sayılır bir para.
    ne yapsam ne etsem diye düşünürken. akşama doğru ilham geldi binolar.
    akşam üstü paraları masanın üstüne bırakıp düşünürken planı yapmıştım.bu paralar bir şekilde
    harcanmalı ebruya paranın harcandığı hiç kumar parası kalmadığı belli edilmeli. para mümkünse hayırlı
    bir işe yatırılarak ekstra sepmpati kazanılmalıydı ama nasıl??
    o gece kumar oynadığım kişilerle görüşmek üzere bilardo salonuna gittim. sadece bir tanesi ordaydı.ama
    bana hepsi lazımdı.onu yarın diğerleriyle beraber buluşup buluşamayacağımız sordum. gündüzden
    ayarlarız yarın dedi
    ertesi gün oldu bu arada gözüm kulağım hep telefonda aklımdan çıksa gönlümü teselli edemediğim
    ebrum bi mesaj atsa diye
    ama yok.ben de ona atamıyorum.
    neyse ertesi gün kumar tayfasın yanına gittim. harun abi de orda.ona bakarak kısaca durumu anlattım.
    -abi geçen gün kazandığım paraları size geri vermek istedim.ama almadınız. bende bu paraları
    harcayamam. hatırlarsan bana işin düşerse gel demiştin düştü abi dedim
    -devam et hele dedi
    -abi ben kumarı bırakmaya karar verdim.bu parayı da harcamayacağıma göre bunları bir hayır işine
    kullanmak istiyorum dedim.
    -peki bizle alakası ne dedi.
    -şimdi ben gidip tek başıma bir yere yardım yaparsam haram kumar parasıyla etmiş olacam.ama hep
    beraber gidersek kim ne kadar kaybettiyse o kadar yardım yapmış olacak. hakkınızı içten helal
    edeceksiniz. böylece haram olmayacak dedim.
    hepsinin aklına yattı.
    -okey mi abi hepinize uyar mı dedim.
    -ne yapacaz peki dediler.
    -bir yerden haber bekliyorum ben size yarın haber veririm dedim.
    telefonu olmayanların telefonunu aldım. ayrıldık
    o gün yine mesaj yoktu beyler. soğuyor mu acaba benden lan topyeekün mü bıraktı beni korkusuyla gece
    zar zor uyuyabilsemde sabah kalkar kalkmaz dedemi aradım köydeki
    hoş beş ellerinden öperim. muhabbetinden sonra. okulun numarasını istedim.
    -dur defterde yazıyordu dedi.5 dakika sonra ancak bulduktan sonra aldım telefonu
    -direk çevirdim. bakan yok.
    köyde iki öğretmen var beyler. biri ilkokul üçe kadar diğeri 4 5 sınıfları okutuyor. tekrar tekrar aradım
    sonunda tenefüs olsa gerek öğretmen cevap verdi. durumu anlattım
    elimizde bir miktar para olduğunu bunu da okula yardım olarak değerlendirmek istediğimizi söyledim.
    ihtiyaçlarını sordum
    -gelip kendiniz görseniz daha iyi olur dedi.ama hangi esnafı iş güç arası komple toplayıp köye zütürecen
    amk.
    -hocam boyası iyi mi okulun dedim.
    defter kitap daha fazla ihtiyaç dedi.
    öğrenci sayısını aldım. tamam hocam ben sana haber veririm deyip kapattım telefonu.
    54 öğrenci.
    kumarbazları arayıp durumu anlattım. öğrenci başı bir çanta içine defter kitap para yettiğine kalem silgi
    falan dolduracaz. benim çalıştığım dükkanın ününe getirecez. ordan senin dolmuşla akşam işini bitirince
    köye bırakacaz hocalar dağıtsın uyar mı dedim.
    -neden senin dükkanın orda akşam direk atalım dolmuşa zütürelim dedi
    -olmaz dedim.
    olmaz tabi amk.ona göre plan yaptık. dükkanın önüne gelmezse o çantalar plan yatar.
    -neden dedi. salladım yalanı.
    -abi belki çantaları gören diğer efnaf da yardım etmek ister.
    -haa deyip okeyi aldık.,
    ama benim amacım ebruya dükkanın önünde o çantaları göstermekti
    çantaların ve içindekilerin siparişini verip pazarlığı yaptık.bir miktar arttı.ona da 54 tane 9 kat kames top
    aldık.amk sanki hepsi erkek öğrencilerin amk.o kadar da aynştayn değiliz kafa basmadı amk işte.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +3
    162

    • *ben olayı babasına veya ailesine bağlamak ve tepkisini görmek için
    -yarın babanın otelinde işe başlıyorum dedim
    -babamın otelinde mi dedi. biraz şaşırarak
    -evet dedim
    -hayırlı olsun dedi
    bundan da pek bir tak çıkmadı
    -lütfen anlat ebru neden böyle oldu dedim
    -bişey yok ki dedi
    -tüm bunlardan sonra bişey yok diyorsan demek ki daha bişey görmedin sen dur bakalım neler yapacam sana mı demek istiyorsun dedim
    -ne alakası var dedi
    -kaç gündür nasıl peşinde koştuğumu anlatacak değilim ebru yorma beni anlat ne olduğunu uzatma dedim
    -bişey olmadı kelebek dedi.
    -öp ulan o zaman beni dedim
    baktı sadece suratıma
    -ellerimi tut o zaman dedim
    bi kaç saniye geçti
    o da yok amk
    kafayı yedim yiyecem
    -bir cevap için 10.a kadar sayacağım. eger cevap vermezsen başka şeyler sayarak da gideceğim haberin olsun 10*dedim
    ben aşşağı doğru saydıkça ne yapacağını bilemez hale geldi
    7 dediğimde bana sarıldı
    nefes alışlarından bir şey söylemeye yeltendiği fakat söyleyemediğin anlaşılıyordu
    ben aşşağı dogru saydıkça daha sıkı sarılmaya başladı
    yavaş yavaş 3 e kadar saydım
    ellerini yavaşça gevşetti
    artık bana sarılmıyor ama dibimde duruyordu

    • * -2 dediğimde yarım adım geri çekildi
    -1 dediğimde yanağıma eğilip bir öpücük kondurdu
    -ebru sıfır dedim bir adım daha geri çekildiğinde yanağından peş peşe süzülen bi kaç damla yaş vardı
    gel de işin içinden çık amk
    madem ağlıyor bana sarıldı
    yanağımdan öptü ki kesin bi taklar dönüyordu
    resmen ebru ayrılık otobüsüne binerken beni uğurluyordu
    -en azından sebebini anlat da öyle gideyim. yıllarca içimde dert olmasın.bir sevgili neden kaybedilir bileyim. dedim
    o beni dinleyip cevap hazırlamak yerine gözleri başka alemlerde göz yaşlarını silmekle meşguldü
    tuttum ellerinden
    -ebrum ne olursun anlat dedim
    yine sarıldı
    -ölecek miyim amk bana kanserli gibi davranma anlat şunu dedim. sinirlice
    -neden böyle olduğunu bilmiyorum dedi
    -devam et dedim
    -bilmiyorum dedi
    -5 yılın hatrına anlat. giderim bilmek hakkıydı diye vicdan azabı çekersin.
    vicdanını rahatlatmak istediğinde bile beni bulamayacağın birisi olurum.ne olursun anlat dedim
    -anlatacak bişey yok dedi
    -peki dedim. elimi uzattım.
    telefonumu çıkardım
    içinden sim kartı aldım
    ikiye büktüm. yere attım.
    zaten ebrunun bana hediye ettiği telefonu eline bırakıp
    -sen henüz kendi kendine sevdiğim insan
    nerde,ne yapıyor,ne düşünüyor,iyi mi,keyfi yerinde mi,niçin gitti, neden gelmiyor, niye haber vermiyor, beni hala seviyor mu,beni gerçekten sevdi mi gibi
    milyonlarca soruyu hiç sormamışsın..ben iki tanesinin cevabını vereyim. seni çok seviyorum. gerçekten çok sevdim.. diğer cevaplar umrunda olursa bulursun..

    • *dedim elveda ve kendine iyi bak bile demeden
    yanından ayrıldım
    hani koşar mı arkamdan dur kelebeğim der mi diye başlarda yavaş yavaş adımlarla gittim ama sonra baktım ki sinirden koşmaya başlamışım
    kalbim benim de bilmediğim sorulara cevap arıyor
    ben cevap veremedikçe
    yan etkileri nefesime
    ordan göz yaşlarıma etki ediyor
    herşeye değer dediğim ebru için
    aklım boşunaymış desede kalbim bir teselli arıyor
    siz iki gün bekleyemediniz yüzlerce küfür ettiniz arkamdan neden böyle yapmış anlat diye ama ben 6 sene geçmesine rağmen neden öyle davrandığını hala bilmiyorum
    ordan ayrılırken kalbimi burktum
    sıcak olduğu için hissedemediğim kalp ağrım
    eve gelip yalnızken
    sarılıp kalbimi ısıtacak birisinin kalmadığını fark edince daha da ağrımaya başladı
    bizim ev
    ebrunun defalarca geldiği nerdeyse her köşesine oturduğu
    mutfak ebruyla gelen misafirlere bişeyler hazırlamaya çalışırken gülüştüğümüz yer
    kanepe ilk benim olduğu kanepe
    merdiven ebrunun yürüdüğü
    evin girişi ebrunun beni beklediği yer
    yürürken planlar kurduğumuz bizim cadde ve alanyanın çoğu caddesi
    her köşesinde yürüdüğümüz
    kalesi denizi iskelesi alanya
    yayla çiçekler kopardığım balıklar yakaladığım sarılıp boynunu öptüğüm
    aşkın en temiz oksijenli noktası
    nereye gidecektim lan ben
    uyusam rüyalarıma girer diye korkuyorum
    uyanık kalsam kalp ağrım sesli konuşuyor
    bir yandan gibtir et olm
    her işte bir hayır vardır. demek ki ebru değilmiş kaderimde yazan diyorum
    bir yandan kendimi tutamıyorum gidip döve döve anlattırayım ne olduğunu diye

    • *iki ucu taklu değnek değil benim durum
    ben tak çukuruna düşmüşüm uzatılacak bir değnek arıyorum
    koridorda oturdum yere
    üstümde ne varsa çıkardım
    yine de geçmedi içimdeki sıcaklık
    halıyı elimle toplayıp
    suratım dahil tüm vücudumu fayansa dayadım onun sserinliği de yetmedi
    banyoya gittim
    banyo kapısını sonuna kadar kilitledim
    balkona çıkıp atlamaya karar verirsem bana bir kez daha düşünme şansı olsun diye
    suyun en soğunu açtım altına girdim
    zaten zor nefes alırken iyice kesildi soğuk suyla nefesim
    nereye gidecektim ne tak yiyecektim amk
    her adreste ayrılık yazacaktı
    her gittiğim yerin nüfusu sadece 1 olacaktı benden ibaret
    nereye gidersem gideyim başka nüfusa kayıtlı olacaktı ebru
    ben banyoda oturup bunları düşünürken
    dış kapının açıldığını duydum
    lan ebru mu geldi yoksa diye heyecanlansam da onda anahtar yok ki amk kesin biladerdir diye ismini seslendim
    -abi sen misin dedi.
    -evet dedim.
    -ha iyi amk korkuttun beni dedi
    ses kesildi içeri gitti
    30 dakika geçip benim çıkmadığımı görünce yine geldi
    -çıkmayacan mı dedi
    -paran var mı dedim
    -karı mı attın olm eve bu salonun hali ne gideyim mi dedi(benim kıyafetler yerde kaldığı için)
    -ne karısı olm dedim
    -ebru yenge öldürür zaten ne yapacaksın parayı preservatif lazımsa var bende dedi. makara yapıyor binin biladeri.

    • *he amk preservatif lazım ebru kalbimi gibiyor
    -var mı dedim
    -ne kadar lazım dedi
    -büyük alacak kadar dedim
    -var ama lazım para dedi
    -tamam yarın ben sana veririm dedim. nerden vereceksem amk
    -iki bira alayım işine bak kontur alacam yarın dedi
    -sen bi büyük al gel dedim
    -yarın vermezsen diye tehdit edip bakkala gitti
    ben çıktım banyodan
    lavaboda elimi yüzümü yıkadım
    içip bayılacam plan bu
    yoksa uyunmayacak amk
    üstüme şort tişört geçirip biladeri beklerken
    soguk su bardak hazırladım
    geldi bi baktı
    sadece kendime bardak almışım
    -sen bu parayı vermezsin amk bana bende içebildiğim kadar içeyim bari dedi
    -sen git yat olm dedim
    -o zaman vermem dedi
    baktım kardeşimin kalbini de kıracam
    hem bana saçma sapan sorular sorar biraz kafam dağılır diye
    -al gel amk bi bardak dedim
    karpuz da kesmiş geldi
    bardakları doldurdum
    şişeyi elimden bırakmadan
    benim kini fondip yapıp yine doldurdum
    Tümünü Göster
    ···