-
1.
+45 -5üst edit: amk hikayeyi aldığım blog gibmiş atmış hikayeyi başka bir yerden buldum devdıbını atıyorum şimdi dıbına çakimler geliyor alın rezlerinizi
tamamen alıntıdır
alıntı yaptığım yerin linkini veriyorum buraya, primci diyenler gibtiripgidip siteden okuyabilirler
http://incihikayeleri.blo...anlatmasam-mi-part-1.html
başlıyorum alıp yapıştırmaya
part
part 1
fakir bir ailenin ilk çocuğuyum.iki erkek kardeşiz.ben ilkokuldan sonra anadolu lisesini kazandım.ilk sene hazırlık sınıfında okudum yani sadece ingilizce ağırlıklı eğitim veriyorlardı.
12 yaşında çalışmaya başladım hem ingilizcem gelişsin hemde okul a harçlık çıksın diye
okul kitapları ingilizce ve çok pahalıydı.7 sene boyunca okulda babam bir kere cebime harçlık koyamadı
benim gibi fakir ama o okulu sınavla kazanmış çocuklara takılırdım okulda.
yazları çalışmaya devam ettim. küçük olduğum ve ingilizce bildiğim için yazları çok fazla para kazanıyordum.
bütün turistler cebime para sıkıştırırdı.
ilerleyen senelerde yazları bar da çalışmaya başladım.
15 yaşımda turist amıyla tanıştım.
şimdiye kadar gibtiğim turistin haddi hesabı yok.
yaşım 29
anadolu lisesinde 7 sene hiç bir kızla çıkmadım.
çıkabilirdim ama onları bir cafeye zütürüp çay içirecek bile param olmazdı. çünkü yazın kazandıklarımı aileme veriyordum.
onlarda hem benden aldıklarını hemden yemeden içmeden keserek biriktirdikleriyle kooparatife veriyorlardı ev sahibi olmak için
üniversite sınavına girdim. çok iyi puan aldım.ama yanlış tercihden dolayı giremedim.
sonra hem çalışmaya hemde dersaneye devam ettim. sonra bir arkadaş hediyelik dükkanı açacağını tezgahtara ihtiyacı olduğunu söyledi.
ama benim işim ve maaşım zaten iyi olduğu için burun kıvırdım.ama o bana süper bi teklif yaptı. herşey ondan bütün malların alımı. dükkan kirası. elektrik v.s. ve kar ın yüzde ellisini önerdi bana
kabul ettim.
hemen işe başladık. mallar alındı. kontrat yapıldı. turizm bölgesi olduğu için süper para dönüyordu.
birinci ayını kutlamak için dükkanın genelde türklerin takıldığı. belirli bir saate kadar restoran sonra disco olan bir yere gittik 4 arkadaş. herşey o gece başladı beyler -
2.
+7ulan bari bir şuku atın
yalnızlıktan geberecem amk -
3.
+5141Tümünü Göster
---bana tek yalanın şimdiki bu gülümsemen olsun çok seviyorum seni hadi geç kalma dedi
yanağımdan bir çift dudak ısısı ile otobüse bindim
otobüs şoförünün gibinde değildi amk neden ağladığım parasını verdim yerime geçtim
bana aldıgı kazagın dirsegi ile camdaki buguyu silince gördüğüm ebru
hala gülümsüyordu
en azından gülümsemeyi deniyordu
ondan ayrılırken bir yalan daha attım gülüşümle
otobüsdeki yaşlı teyzeler yanıma yanıma yanaştı
kalksana amk yaşlıyım ben oturayım dercesine
gibe gibe kalktım
ayrılık acısını otobüsde ayakta bir yerlere tutunarak ve şoför amcanın arkaya ilerleyelim komutlarına uymaya çalışarak çektim
arkaya ilerlerken
geride bıraktığım sadece şoför maali değil aynı zamanda ebrumdu otobüs ilerlerlediğinden
ayrıca ekşına dogru da yürüyordum aynı zamanda
otobüsde bir liselinin manitasına manitayı giblemezcesine mesaj yazması bile imrenilecek bir durum haline geldi benim için
muhtemelen benim yaşadıklarımı yaşamadığı için o telefonda yazdığı kelimelere benim göstereceğim kadar önem göstermiyordu
otobüs kışla muhitine yaklaşınca
dıbına çakim arkadaşım inecek var demek geldi içimden ama
şoförü nezaretlik kendimi hastanelik etmek istemediğim için sadece düğmeye bastım
yine tırmanılması gereken kışla
yine nizami olup olmadığımı kontrolünün yapıldığı nizamiye kapısı
bir an önce üstümü değiştirip içtimaya hazır olma çabası
yemek sırası yat içtiması
askerlerin bugün bi manita ayarladım
istesem kesin verir palavraları
sabah kalk boş pazar günü top tekmele
çarşı iznine çıkmamışlarla askerlik düşer mi lan geyiğinden sonra
ebruyu aradım
-nasılsın dedim
-iyiyim yalancı sen nasılsın dedi
-yalancıkdan güldüğümü nasıl anladın dedim
---bırakta tanıyayım seni o kadar dedi
-seni ne kadar sevdiğimi bilecek kadar tanı yeter dedim
-o zaman çoktan en iyi dostum olmuşsun da sen beni tanıyor musun yeterince dedi
-tatile gelmedin herhalde bugün sevdiğinden gelmişsindir dimi dedim
-yok yeterince tanıyamamışsın henüz hala bana sormandan belli dedi
-benim sana soracağım tek soru olur ama cevaplamanı istemiyorum ebru dedim
-soru ne neden cevap istemiyorsun dedi
-hep sevebilecek misin beni? soru bu dedim
-evet tabi ki dedi
-cevaplama ebru sadece yaşat dedim
-bildiklerimi söylerim tahmin ettiklerim için belki, umarım, inşallah gibi şeyler derim dedi
-sen beni sevebilecek misin hep dedi
-o benim sorum kendine başka soru bul dedim
-geleceğimize belkileri umup inşallahlarla dualarda mısın yoksa evet diyecek kadar inanıyor musun kalbine dedi
vay amk üzerime gelen kişi cdıbını kırdığım bakkal amca mı lan
kaçsam kesin yine yakalar beni aynı mahalledeyiz amk gibe gibe cevap verecez ebruya
-dostunum ben unuttun mu?hani şu çok iyi tanıdığın dostun. sürekli bildiğin soruları sormak sıkıcı gelmiyor mu sayın hocam dedim
-yanlış cevap verirse sıfır verme heyecanı da zevkli oluyor ama sayın öğrencim dedi
bakkal amca kafaya koymuş ya züt ya cam diyor amk. tamam babama yaptırtıcam camları dicem ki affedecek beni amk kaçarı yok
-inanıyorum dedim
-neye inanıyorsun dedi
-kalbime dedim
-ne diyor peki dedi
-tek kelime mırıldanıyor ama hiç sıkıcı gelmiyor şarkı dedim
-alla alla neymiş o dedi
-ebrum dedim
---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
-muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
-olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
-aşk dedim
güldü
-müzik kime ait peki dedi
-kalbim ritimleri belirliyor dedim
-deli yaa dedi
-delirten kim acaba dedim
-tamam yine suçlu benim o zaman dedi
-ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
-suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
-az kaldı merak etme dedim
-ankaraya gelsene kelebek dedi
-ne zaman dedim
-izin kullan gel dedi
amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
-tamam bakarız diyebildim
ama tepkisi sert oldu
-bakma gel işte dedi
-tamam ebru geleceğim dedim
-hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
-ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
-iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
-gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
-tamam aşkım dedi
-beni hala seviyor musun dedim.
-düşünmem lazım dedi öyle makarasına
-niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
-seviyormuşum o zaman dedi
-bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim
• * tel kapandı
hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
kasıntı uzman çavuşlardan birisi
-kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
yat kalk
ve ekşın
geriye dönüş yaptı bana karşı
-gel dıbına çakim arkadaşım dedi
sabah içtimasından önce
ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
-dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
-emredin komutanım dedim
-sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
ben içtimaya koştum
o da geldi
içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
-dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
benimle alakasını düşünürken devam etti
-dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
-ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
keşke demeseydim -
4.
+547Tümünü Göster
zamanın hızlı geçmesi için eksta bir iki dua daha öğrenmem gerekiyordu
çünkü artık akşam olup onunla buluşmayı beklemeyecektim sadece
ayrılık ne zordu lan
sevdiğini gönülde tutup gurbete yollamaktı benimki
kalk gidelim diye kendimi kaldırdım
ayağa kalktığımda hala aklıma gidecek yer gelmedi
yok aga yok dayanılmıyordu amk
ayağa kalktım
bir tekele girip 5 tane bira aldım
ilki beni saçma sapan yürüyen ne düşündüğünü bilemeyen birine çevirmeye yetti
evet gittim
yatağa yattım
dünya hem sağdan sola hem yukarıdan aşşağıya dönüyordu
ben yatakta uykunun kıblesini aradım durdum saatlerce
akşam üzeri kaltığımda saat 4 olmuştu
yataktan çıkıp hayata dönmek benim için çok zordu
o koma halimle günlerce yatmak istedim
• *ama işe de gitmek gerekiyordu
duş aldım kendime gelmek için
sonra kendimi toplamaya çalışarak hayata adapte olmaya çalıştım
ama telefona bakmaktan da korkuyordum
adaptasyon sürecimi mahvedecek
bana yüzde 5 alkollü göz yaşlarını tekrar akıtacak bir mesaj almak başlıca korkumdu
ama ne yaparsanız yapın yarağa hep merakla koşarsınız
baktım telefona
bir tane mesaj
ebrudan
-şimdiden bu kadar özlenir mi bir insan yazıyordu
-denizin içinde boğulmakta olan bir balıkken bana insan olduğumu hatırlattın. bende seni özledim güzel
insan dedim
özlenmez mi amk. bende özledim işte.
gib gib yazmaya devam et böyle mesajlar
baktım olacak gibi değil beyler
zaten yediğim yannan zütümden taşmış aşık olmakla
böyle devam ederse gönüldeki şampiyonluk hep averajla ikici sırada kalacaktı
taktik bulmak lazımdı da
var mı amk ayrılığa bir çare
kim bulmuş ki biz bulalım **tek yapılacak şey ben seni özledim
sen beni özledin
birbirimizi özlüyoruz
peki 4 sene boyunca beraber değilken
o ankarada ben alanyadayken
birbirimize yazdığımız her mesajın sonuna seni çok özledim eklemek kime fayda getirirdi??
sadece biraz daha üzülmek
parmakların bir kaç tane fazla tuşa basması
bir saatten sonra seni çok özledim cümlesi rutinleşecek
kimi zaman yazmak zorunda hissedeceğimizden
kimi zamanda en içten şekilde yazacaktık ama
hangisi olduğu da bir zaman sonra tartışmalı ofsayt pozisyonu misali aşk maçınında mazi kalıp gidecekti
bir de telefon şirketinin veliahtlarına süper bir gelecek hazırlamaktan başka bir şey olmayacaktı
bu olayı ebru ile de konuşmak gerekiyordu
her baktığımda beni titreten birisi ile günler geçtikçe monotonlaşacak bir ilişki istemiyordum çünkü
aşk bana ne kadar şimdilik acı veriyor olsada
bir ayrılığın ikimizin arasına böyle girmesine engel olmam lazımdı
-annenler ayrılıp yalnız kaldığında ve kendini biraz toparladığında bana mesaj at arayacağım seni
konuşmamız lazım
dedim
-yani hiç sesini duyamayacak mıyım dedi
-gerçekten duymak istiyorsan erken toparlarsın kendini dedim
konuşma randevusunu almıştım **mutlaka ne konuşacağımı merak edeceği için anneleri gider gitmez
yalandan toparladım diye bana mesaj atacaktı
kadın milleti alayı aynı amk. benim de önümde nerden baksan bir gün vardı çünkü anneleri orda kalacaktı
bir gece
elime defter kitap alıp konuşma taslağı çıkarmaya çalıştım boş zamanlarımda
o kadar dertli birşey yazıp bunalım üstüne bunalım eklememeliydim
aslında o telefon konuşmasına kadar geçen süre bana birşey öğretmişti
yazarken özlem acısı azalıyordu içimdeki başka şeyleri düşündüğüm için
ebruya yazacaklarımı hazırladım
ebru yine bir kaç tane özlem içerikli ve aşkını belirten mesaj attı
sonra bir mesaj daha
-kalbim sendeyken kendimi toparlamış saymasam da yine de ağlamıyorum en azından dedi
-hep ağladın mı annenler ordayken de dedim
-annem benden çok ağladı. bana hak verdiğini söyledi. dedi
-tamam hazır olunca haber ver o zaman dedim
-galiba hazırım dedi
aradım
-senden bir söz daha istiyorum dedim.
-bende seni özledim kelebek bey. dedi imalı imalı
uzun bir süre sonra gülmek geldi içimden
-hiç de komik değil.ben burda ölüyorum sen gülerek söz istiyorsun benden dedi
-toparlanınca tekrar arayayım ben seni istersen dedim
kızmış olsa gerek telefonu kapattı
hemen arkasından o aradı bu defa
—alo dedim
-pardon dedi
-önemli değil alışmaya başlamak şimdiden dedim
-neye alışmaya dedi
-aramızdaki mesafe mutlaka gerginleştirecek bizi sinirimizi birbirimizden alacağız mutlaka.
seni sevdiğim kadar kimseyi sevmedim. aslında ben kimseyi sevmemişim sana kadar
haliyle sensizliğide ilk defa yaşayacağım seni çok sevmeme rağmen
en az senin kadar tecrübesizim senleyken yalnızlığa.
ama böyle devam etmesi halinde sadece birbirimizi üzeceğimizi sende biliyorsun.
bunlar sadece başlangıç
daha ben senden sen benden şüpheleneceksin başkası var mı diye
hep merak edeceksin. beni aldatıyor mu diye
hep kendimize soracağız acaba sevgisi azalıyor mu diye.
şimdiki duygularla açık konuşmak gerekirse ne başkası olur ne de sana sevgim azalır
ama gelecek ne gösterir bilinmez ama geleceğe ikimizin birbirimize takınacağı tavırlar yön vereceği de bir
gerçek
iki haftamı hiç işim olmayan biri yüzünden mahvettin.
kendine göre gerekçelerinde vardı
haklı da olabilirsin kendince
ama seni bu kadar seviyor olmam
en azından sen bana tekme atarken popomda hissettme hakkı veriyor sanırım
daha da açık konuşmak gerekirse
tarkanı tekrar dinle.
benim için gerçekten bir hayalsin bir macera
seni seviyorum demek bile kalbimde parçalanmalar yapıyor
sana bakmaya ve koklamaya doyamayacağım uzun bir süre
ilk gün seninle tanıştığımızda ki sarhoşluk var hala üzerimde
lütfen ayıltmaya çalışma beni sarhoşun da olsam izin ver hep seveyim dedim **tam olarak nedir amacın
dedi
-ben sana atla gelmedim. prensin olmayı haketmiyor da olabilirim. aklının bugüne kadar hayal ettiği birisi
olmadığım için
şu an benim için delice attığına inandığım kalbini benim için atmaktan vazgeçirmesinden
korkuyorum.ama vereceğin her karara da saygı duyuyorum
beni sevmek zorunda değilsin.ama dürüst olmak zorundasın. beni peşinde kopacağını bile bile bir halata
bağlayıp süründürme lütfen
inanmıyorsan biraz dur ben kendim çözeyim halatı dedim
-sen beni sevmiyor musun kelebek dedi
-çok seviyorum dedim. düşünmeden
-benim seni sevdiğime inanıyor musun dedi
-inanıyorum dedim
-o zaman şimdilik bunları unut.şu üzüntü halimize bir çözüm düşün dedi
-koşarak gelsem kaç dakika ankara acaba dedim
-belli oldu hızlı düşününce iyi kararlar veremiyorsun dedi. gülümseyerek
-hayır dedim çok doğru bence
-koşarak gelmek mi çok mantıklı dedi
-hayır seni güldürmek dedim
-tamam ama sapık fıkralarından beni uzak tut hatta babama bile anlatma dedi yine gülerek
-tamam dedim.
-ayrıykenki zamanlarımızı kalbimizi kandırarak geçirelim yani diyorsun dedi
-çok mu acele etmişim düşünürken dedim
-zaman gösterecek dedi
-öpüyorum dedim
-kimi dedi
-seni dedim
-kapatma hemen dedi
-sıkıldım ama dedim
-bu kadar kötü espriler yapacaksan başka çözümler bul lütfen dedi
-bir de düşünerek arayayım çözümü o zaman dedim
-düşünmeye dalmadan önce bir öp o zaman dedi
-öptüm dedim
-hadi iyi geceler dedi
-aaa kapatıyor musun dedim
-evet sıkıldım dedi
telefonu kapattı
arkasından bir mesaj attı
-gördün mü ne kadar kötü espriymiş dedi. gülerek
-iyi geceler dedim
sanada dedi
sonra içimdeki üzüntü hafifledi
gülüyordum bile onu düşünerek uyumaya çalışırken
bir iki mesaj daha attı ve onsuz geçen gece sayısını ikiye çıkaran uykuya daldım **günler günleri takip
etti.
ilk başlarda çok zorlansakta haftalar geçmeye başlayınca alışmaya başladık
ben onu eğlendirmek için uzaktan uzağa ne kadar takla atılabilirse attım
ona mektuplar içinde şiirler yazıp gönderdim
her seferinde hiç beğenmediğini söyledi -
5.
+5okuyan var mı? devam edeyim mi?
eğer okuyan varsa bu gece biter bu -
-
1.
+1Var yarram var devam et
-
1.
-
6.
+421Tümünü Göster
• *bana korktuğunu söylüyorsun sürekli de tekrarlıyorsun.
hep beni bırakır gider mi pgiblojisi ile beni rencide ediyorsun.
korkuyorum diyorsun. benden ayrılmıyorsun.
bırak olmaz bu iş de bırakıp gideyim o zaman dedim.
-gidebilir misin dedi
-gidemem yok giderim.ama sende mi nelerimi bırakırım bilemem dedim
-gitme dedi
-o zaman tut elimi bırakma beni.
-sen risk alınacak birisisin dedi ve sarıldı
• *evet beyler galiba bu iş olmuştu. bende ona sıkıca sarıldım.
daha sonra elimi tuttu.vay amk elimden utandım lan beyler.bu kadar yumuşak el mi olur amk.
ben sadece o eli tutmadım o gün ,ayrıca o gün gibi tuttuğum günün başlangıcıydı.
daha önce arkadaş olduğumuzun üzerine sadece ele ele tutuşmayı ve sarılmayı ekleyebilmiştik
ne o bana canım cicim diyor ne de ben ona diyordum.mal mıydık evet maldık.
ne gibimsonik bi ilişkiydi amk. öpüşme yok seni seviyorum u sümle içinde kullanan yok
ötesini zaten hiç aklıma bile getirmiyordum.
1. 36109463 /msj ?
• *belirli bir süre sadece arkadaş kalsaydık daha iyi olacağını düşünmüştüm hep.
ben ki her türlü binliği gözümü kırpmadan yaparım laf konusunda ama.
direk seni seviyorum demesi bu kadar mı zordu amk.
bariz bi şekilde ikimizden birisi dese diğeri de bendeeeeeeeeeeeee diye yapıştıracaktı
ama ne zaman nerde ve kim söyleyecek.
bi kaç zaman böyle devam etti. lafda sevgiliydik.
derken doğum günü geldi,
ikimizi ilgilendiren çoğu şeyin değiştiği
• *doğum günüydü ertesi gün
günün schedulesini sordum
-akşam yemeği civarı evde aile ve yakınlarla kutlayacaz muhtemelen çünkü annem yarın akşama bir yere
söz verme dedi yemek için. muhtemelen sürpriz yapacaklar. öğlenden sonra kız arkadaşlarla olacam
akşam yemeğine kadar. başka da bir planım yok dedi
evet herhangi bir davet gelmemişti bana. kızların yanına mı gidecektim. yoksa ailesiyle mi yemek
yiyecektim.
herhalde çağırmaması normal onlara amk.ama insan da umutlanıyor.
bi kenarda bırakılmaz acıtıyor.
-yemekten sonra ne yapacaksın gece boyu evde mi kalacaksın dedim
-bilmiyorum henüz dedi
bende hemen ne yapabilirim diye düşünmeye başlayarak tamam dedim.
• *o zaman anladım ki.dünyadaki en zor şey bir insana hediye almakmış.
hele bir de benim durumumda olursanız.
kuyumcu hayrettim amcaya gittim.
abi dedim durum böyle böyle. takunu yiyeyim yardım et.
-sen şöyle bir bak. bişey beğenmezsen ben yardımcı olayım dedi
gezdim biraz hepsi güzel amk. hepsini alasım geliyor ama, hangisini alacağıma karar veremiyorum.
o göstermeye başladı bi kaç tane kalpli yüzük
kalp kolye ucu
ama vermeye zütüm yemez boşuna para vermiş oluruz diye almadım onları.
anlat durumu iyice dedi.
abi dedim daha tam sevgili değiliz, bunlar ağır kaçar dedim
• *güldü
-anladım lan derdini dedi.
-bende yaşadım zamanında dedi
-e yardım et o zaman dedim
-seviyor mu seni kız dedi
-galiba evet dedim.
-git aşkını anlat o zaman sabaha kadar dinler seni.o hediye ona yeter dedi
-öyle hediye mi olur sen bana şurdan bi de yüzük ver ne olur ne olmaz yanıma alayım dedim.
-sen bilirsin dedi
yüzük aldım bi tane orta çapta. taş filan yok beyler garip bi çizim olan sade görünümlü bi yüzük işte
ertesi gün oldu
işe gittim. öğlenden sonra mesajlar gelmeye başladı
-arkadaşarın yanına gidiyorum
-sürpriz hazırlamışlar pasta falan
-keşke sende burda olsan
-onlara seni daha cesurca anlatmaya başladım
diye zamanı geldikçe her mesajı gönderdi
bende umarım eğleniyorsundur diye sadece ikinci mesajına cevap yazdım
-babam beni almaya geliyor. yanına uğrardım ama hediyeler falan var dedi
-sen eğlenmene bak dedim
biz ne zaman görüşecektik amk. paso onu düşünüyordum.ben daha ona doğum günün kutlu olsun bile
dememiştim
ama mesajla denir mi amk.o sevgilim di benim en nihayetinde. öküz değilse bana da zaman ayıracaktı
elbet
yemekte de mesajlar gelmeye devam etti, -
7.
+4part 5Tümünü Göster
merhaba dercesine kafa selamı verdim. bana baktı dişleri gözükmeden gülümseden yaptı elimi uzattım
amk hani ruslar demişya çirkin karı yoktur az votka vardır diye.tam tersi ben kafamın güzelliğinden kızın o
kadar güzel olduğunu farketmemişim.
yine aynı mod kıpkırmızı oldum.ne içersin demeye çalıştım ama Allahtan o anladı kahve olabilir dedi.
garsonda damladı zaten masaya iki kahve söyledim.
bu durumlarda insanın aklına bi sürü şey geliyor
benim ilk aklıma gelen olm bu kız seni çok aşar amk afet bu.çok tatlı seni dıbına bile takmaz bu.diye
düşünüyordum.
hani bi karı görürsünüz bu karı bana bi kere versin ömür boyu am a tövbe ederim dersiniz yaa o cinsten
derken normal bi geyik başladı. otobüsde yanınıza biri oturur gayri ihtiyari konuşursunuz ya o sorar sen
cevaplarsın sonra aynısı sen sorarsın falan.o nun gibi devam etti muhabbet.bu vesileyle biraz tanımış
oldum kızı.
ismi ebru
yerli
kolej mezunu
sınava hazırlanıyor
sonra yine muhabbet döndü dolaştı o geceye geldi.
kızın samimi bir konuşması vardı. bilindik kızlar gibi kendini olduğundan fazla gösterme çabası yoktu.40
dakika içinde normal arkadaşıyla konuşurmuş gibi samimileşti muhabbet onda sıkılganlık yoktu.bu sayede
bende rahatladım biraz
gerginlik gitti. üstüne ilgi geldi.bi kere gibsem düşüncesi gitti en azından arkadaş olmalıyım düşüncesi
geldi
zaten bu kız benimle çıkmaz hayatta yürümez bizim ilişki düşüncesi vardı
kendi kendime ben en iyisi bu kıza hiç yavşamayayım dedim.bu mod beni de rahatlattı tabi. kızı tavlama
gibi derdim azaldığı için bende artık düzgün cümleler kurup yüzüm her bişey soruşumda kıpkırmızı
olmaktan kurtulmuştu
espri bile yapmaya başlamıştım lan kıza bas baya gülüyordu bu da benim çok hoşuma gidiyordu
2 saat kadar oturduk. hesabı istedik ödemek için hamle yaptı
sen öğrenci sayılırsın çalışmıyorsun da ben öderim dedim.
4 kahveden nolcak bunu ben ödeyeyim bir daha ki yemeği sen ödersin dedi.
yemeğe çıkma teklif ettiğini duyunca yine kıpkırmızı oldum. kendi kendime olm yoksa hoşlandı mı kız lan
benden diye kendi kendime havalara girdim.
tamam onu da ben öderim ama bu kahve bana senin hatırın lazım yıllar boyunca dedim bunu da ben
ödeyeyim derken attım parayı zaten hesabın üstüne.
dışarı çıktık ben burdan gideyim dedi.
bende malmışım beraber yürüyelim demedim amk.
tokalaştık tam sarılır gibi olduk
alkollü değilsin yine öpmezsin dimi dedi
dıbına sokayım öyle espri mi yapılır yerin dibine geçtim.
yine bana bakarak gülümsüyordu.amk kına yak kıpkırmızı oldum zaten.
hani küçük çocukları dalga geçerek utandırırsınız ya onun gibi dalga geçiyordu kız benle resmen.
ama bu yaptıkları bu kadar açık sözlü olması çok hoşuma gidiyordu
neyse vedalaştık -
8.
+4Vayy dıbına çakım arkadasım bu nasıl hikaye
-
9.
+3112Tümünü Göster
• *dert babası oldum amk bu gurbetin
onun haketmediği teselli lekesini geçirdim ama
onu teselli etmekten kendi teselli sularım kirlendi
evden çıkmadan önce ne olur ne olmaz
elif manyağı arar diye telefonu erkenden kapatıp
ebruların evine gittim
uzun uzun tutmasınlar sıkılırım diye
içeri girer girmez
kuzenlere 9 da söz verdim orda olmam lazım dedim
içeri girer girmez baskın geldi oda
ekgiblik vardı
sandalyenin birisi boştu
hata mı yapmıştık yoksa o eve giderek
zaten akıldan çıkmayan ebruyu
korku filmlerindeki amk salak oyuncularının
gitmemesi gereken yerlere bir de ışıkları açmayı akıl edemeden gitmeleri gibiydi
üzüntü ve derin bir offf çekme ihtiyacı kaçınılmaz oldu
tem umduğum annesi veya babasının keşke ebru da burda olsaydı dememeleriydi
onlar dile getirmediler ama
gönlüm sürekli onu mırıldandı durdu
yemeği yeyip
onların da bir kaç sorusuna katlandıktan sonra
saat 9 a yaklaştı
ben artık gideyim müsadenizle dedim
ebrunun babası tutturdu ben bırakayım diye
gerek yok şurası hemen diye ısrar etsemde baktım
kıllanır gibi oldular ne tak yiyecem acaba diye
sakince tekrar anlattım
beyaz yalanla ikna edip ayrıldım
annesi söz aldı tekrar geleceksin gitmeden diye
karambolde vermiş bulunduk sözü
dışarı çıktım
biraz yürüyüp telefonu açtım
ebruyu aradım
bir sürü fırça kaydı vay telefonun neden kapalı
bişey oldu sandım
onu da ikna ettim yemekte annen baban rahatsız olmasın diye kapattım
herkes arıyor hoş geldin gel bi ugra diye
hem babanı arasaydın söylerdi zaten orda oldugumu dedim
tatmin oldu
ebru tamam da
elifin başıma neler açtığının farkında mısınız
hem annesi gile hemde ebruya yalan söylemek zorunda kaldım
ama ikisini de atlatmanın verdiği rahatlama ile canım alkol çekti
ama nerde içecem eliften tırsıyom
korktuğum başıma geldi telefon açtı
nerdesin diye
aynen verdiğim cevabı yazıyorum
-sana numaramı veren beynimi gibeyim
-ya ne var bunda oturup konuşalım istedik. ebrun var korkma yemem seni dedi
nasıl etti bende bilmiyorum
sonunda
-tamam bir şey içelim sonra rahatsız etmeyeceksin beni söz mü dedim
-söz dedi
-nerdesin dedim
-evdeyim dedi
-nereye geleyim dedim
-eve gel dedi
dışarda bir yerde içsek gören olsa taku yiyecez
eve gitsem olmaz
-başka bir yer söyle dedim
-tamam şuraya gel dedi
dediği yer alanyanın semti diyelim
alanyadan uzak olması görülebilitemizi azalttığı için bindim taksiye
gittim
durduğum yerde beni bekliyordu
bir eteğin boyunun o kadar kısa olması gerekmiyor
o kadar kısa olacaksa arasını dikip kilot olarak kullanmak daha mantıklı bence
askerde sap görmekten zaten her dişi hatunu ilk fermuar arkasından görmeye başlıyorum
neyse artık verdik sözü
içilecek bişeyler
nerde içiyoruz dedim
-şurası bizim ev dedi
yalan yok beyler eve davet etmesi hareketlenme yaşattı bacak aramda
neden mi çıktım evine
valla bilmiyorum yemin ederim bilmiyorum -
10.
+327Tümünü Göster
muhabbet döndü dolaştı. üni sınavına geldi
nereyi istersin gibi bir soru geldi babasından
şimdi taka sarmıştı muhabbet. ebru da tedirgin oldu bu sorudan ama o da gerçekten istiyordu benim bir
üni de okumamı
henüz karar vermedim. sınav sonucuna göre değerlendireğim dedim.
vakit bulabiliyor musun sınava hazırlanmaya dedi
ebru rahat bıraktığı zamanlar evet dedim
o zaman hiç çalışamadın dedi babası
gülüşmeler falan derken ortam yumuşadı
yemeğe geçelim dediler
hem yemek hem muhabbet devam etti. kızın annesi de ne yemekler yapmış amk. harbi fakir biniymişim o
gün onayladım
yemek bitti salona geçtik
durum öncesini aktarıyorum. ebru benim maddi durumun kısıtlı olduğunu üni de para ihtiyacımın
olacağını bu yüzden açık öğretim okuyacağımı anlatmış
bayanlar da mutfakta kahveyle uğraşırken kızın babası
-sana birşey soracağım anlatacağım ama yanlış anlama lütfen dedi
-buyrun dedim
-biz dedi çok şanslıydık anamız babamız zenginmiş onlardan bize kaldı dedi.ben elimden geldiği kadar
diğer insanlara hep yardım etmeye çalıştım maddi konuda dedi
hemen sözünü kestim
yanlış anlamaya başladım. devam senaryosunu biliyorum. sağolun iyi niyetiniz için.ama hayır teşekkürler
dedim
sizde anladınız dimi lan binler anlatmaya gerek yok amk.
-bitirseydim dedi
-sözünüsü kestim kusura bakmayın dedim devam ettim
—maddi yönden doymuş olduğunuz belli. dedim sağa sola bakarak.
ama manevi yönden de çok doymuş birisine benziyorsunuz. bana çok iyi davranmanızdan bu sonucu
çıkardım. ayrıca misafirperverliğiniz için de teşşekkür ederim. size zaten ebru için bir söz verdim ama illaki
birşey paylaşmak istiyorsanız bu sevginizi böyle devam ettirin yeter bana dedim.
-bunu bence bir daha düşün. sana borç vereceğim sonra kazanıp bana geri vereceksin dedi
-lütfen dedim. sağolun.bu kadarı fazla olur.siz benden ebrunun alacağı kararları etkilememi istediniz.ama
sizden borç alırsam benim ebruyla ilgili alacağım kararlar değişebilir dedim.
adam öküz değildi anladı. para baskısı altında aşk olursa zoraki sevmeye devam ederim demek istediğimi
ama samimiyetinize inanarak teşekkür ederim dedim
unuttuk o zaman bu konuşmayı dedi
unuttuk dedim.
içeri bağırdı nerde kaldı kahveler diye.bir nevi artık konuşma bitti getirin kahveleri sinyali gibi gelmişti
bana bu
suratım düştü. beyler incindim içten içe. tamam eyvallah beyamca kötü niyetle teklif etmedi ama …
belli etmemeye çalışarak sahte gülümsemelerle devam ettim.
-anneni de getir birgün oturalım dedi annesi
yaa amk. anneme bu söylenir mi.annem gitmez ki zaten.
ne diyecem sevgilimin annesi seni çağırıyor mu diyecem. bacaklarımı keser önce okulunu oku diye.
tamam ebru benim annemle bende onun ailesiyle tanışmıstım yeter amk bu kadar samimiyet şimdilik
-inşallah dedim.
bu arada kzın biladeri binosu tam bi ps hastası yemek bitti direk odasına gitti. içerden sesler geliyor.
futbol oynuyor bin. bizi giblemiyor bile
üç beş muhabbet daha yapıp izin istedim.
yine gel dileklerini belirttiler.
annesine babasına teşekkür ettim. ebru bende geleyim aşşağı kadar dedi
sen bilirsin dedim
aşşağı indik apartmanın giriş katında ki koridorda durduk…
• *babası ile konuştuklarımızda ebrunun da parmağı olduğunu düşündüğüm için ebruya rahatsızlığımı
belirtmek istedim ve
koridorda elini tutarak yürümesi englledim
ne oldu dercesine bana baktı
-sen burdan dön istersen yukarıda gecenin kritiğini yapmak için seni bekliyorlardır dedim
• *hiç birşey olmamış gibi yaramaz kız bakış ve gülümsemesi ile
-önce ikimizin bir kritiğini yaparız diye düşünmüştüm halbuki dedi
derken de sarıldı
-ebru her gece ilişkimizin kritiğini yaparken mutluca iyi geceler dileyebileceğimize emin misin dedim
-onu bilemem ama her gece hala senin kız arkadaşın olma mutluluğunu istiyorum kelebeğim dedi
• *içimdeki sebebsiz korkulara bir yenisi daha eklenmişti.bu kız beni çok seviyordu ama ya bu hevesi
birgüm biterse onun bana olan ilgisi beni ona iyice bağlıyordu.bu sözleriyle kırgınlığım biraz geçti
romantizmin dıbına koymak bu olsa gerek
-yeter mi bu kadar kritik gideyim mi dedim.
-bir yere gidemezsin dedi ellerimi tutarak ve dudağını büzerek
—korkma bir yere gidemem ki sadece kalbinin hücreleri arasında yer değiştiririm dedim
nasıl böyle sözler söyleye bildiğimi yıllardır gönlümdeki beklenen sevgiliye hasret olarak yorumluyorum.
yoksa daha önce duyduğum vaya kullandığım cümleler değildi.
-yürüyelim mi biraz dedi
-yok üşürsün böyle dedim
-sen sarılıyorsun ya işte dedi.—sadece kalbini ısıtmayla olmaz bu iş dedim
-esas sensizken üşüyorum ben deli dedi
beyler o böyle konuştukça nasıl sevineceğimi bile bilemiyordum. gülmeyi karıştırır oldum amk.
yüzümdeki mimikleri tekrar gözden geçirmem gerekti. dudaklarım suratımda garip yerlere gidiyordu
vay amk. aşk ne güzeldi lan
—yok burası iyi gelen geçen komuşulara yakalanmazsan sorun yok dedim
-ne yaparken yakalanmazsak dedi gözlerime o nasıl bir bakışsa bakarak
sen kaşındın diye düşünerek
-böyle dedim ve yaklaştım dudaklarına
eh geciken otobüslerini gibeyim onun da canına minnetmiş
• *ve dudaklarımız birleşti. kendimden geçtim beyler. sanki bir senedir açım da annem kuru fasulye
pişirmiş.o derece
daha önce turist kızlarla benzer öpüşmeler olmuş ama hepsi yatakta son bulmuştu
5 dakika civarı öpüştük.ama bu farklıydı. nasıl diye sormayın farklı işte amk.
yanlış anlayanın zütünü sabri reyiz gibsin ama gibim bile kalkmadı. nefessiz öpüşüyor olmamıza rağmen
derin bir oh çekerek ayrıldım dudaklarından ve
-ben gideyim artık yoksa kötü şeyler olacak dedim bince gülerek
-deli diyerek güldü. orta şiddette karna da yumruk salladı
-deli senin delin güzelim diyerek **kendime çektim ve bir kez daha öptüm dudaklarından karşılık
beklemeyerek.
iyi geceler bile demeden göz kırparak döndüm kapıya yöneldim
onda bir hareket yoktu. kapıya geldim. hala bekliyordu aynı yerde
ben beklerken kapıya geldi
ben ona bakarken
-öpmeye mi geldim sandım misafir uğurluyorum hadi dedi. elini sırtıma uğurlarcasına koyarak
vay amk. gülme krizine giriyordum karnımın içinde güldüm.
-sen bilirsin dedim. imalı imalı bakarak
• * apartmanın dış kapısında kaldım bu arada.o bana göz kırptı bu sefer
bende ona bir öpücük gönderip gittim
sınava 20 gün civarında birşey kalmıştı.
bundan sonra atacağım adımlarda daha dikkatli olmam lazımdı.
beni ve ebruyu riske atacak herşeyden kaçınmalıydım.
onu üzecek ve aklını sürekli bende bırakacak imzalardan kaçınmalıydım
sınav gününe kadar olan her buluşmamızda onu sınava motive etmeye çalıştım
sanki ben girmeyecem amk. sınavına
aklıma takılan ufak soruları bile sormadım kafası karışmasın diye
mesela ceyhun ona hala mesaj atıyormuydu -
11.
+3155Tümünü Göster
• *kafamda bi kaç saniye içinde trilyon plan proje sinir heyecan nefret aşk kalp sızısı geçtiği için
galiba tam olarak ne tak yiyeceğimi bilemediğimden dolayı
ters taraftan pencereyi açıp atlayarak kaçtım
aslında kaçması gereken kişi oydu
teke tek olsak hiç bir yere gitmezdim durur gelmesini bekler
laf üstüne laf sokar gibtir ederdim sonrada ama
ortada üzülecek olan annem ve kuzenlerim vardı
onlara bana dediklerini anlatsam benden önce gibtir ederlerdi zaten ama bu iş ebruyla benim aramdaydı
akşam 6 civarında gelmişti dolmuş
ben kaçıp köy kahvesine gittiğimde yaşlı köy moruklarıyla
okey oynamaya başladım kalkan birisinin yerine
amcalar tam gülme krizi sebebi amk
benim kafam ebruda onların ki turist karılarında
köy yeri genelde herkes birbirine uzaktan da olsa akraba olur çoğu kişi birbirini tanır
sürekli geldikleri için birbirleri ile makaranın en kralını yaparlar çünkü herkes herkesin zayıf noktasını biliyor
onlar kendi aleminde konuşurlarken ben tüm ihtimalleri gözden geçiriyordum
bunları yaparken bir çayımdan bir yudum alıp onu içmeyi unutup diğerini söylediğim de oluyordu
küllükte yanan sigaram varken bir tane daha yaktığımda oluyordu
taş çekmişken tekrar çekmeler
oyunla da alakam yoktu yani
sordukları sorunun bana olup olmadığını anlamak için
bana mı dedin emmi dediğim de oluyordu
arasıra da garip garip sorular geliyordu
sorulan soru genelde
onların bir turist amı ile tanışma hayalini benim gerçekleştirmemi istemeleriydi
yaşları başların gibinde değil adamların
makarasındalar tabi işin
karı kız konusu kapandıktan sonra
ben ebruya odaklandım
öncelikle ne amaçla gelmiş olabileceği ihtimalleri üzerinde durdum
• *diyeceği şey
-vay kelebeğim yanlış anladın
vay ben öyle demek istemedim de tarzında bir sürü özür saçmasından sonra affetmemi bekleyecekti
eve dönsem mi dönmesem mi arasında kaldım
dönsem annem ve kızların yanında onunla nasıl ne şekilde ve onun nesi olarak konuşacaktım
direk gibtir etsem kız nereye gidecekti.
ama yaptıklarının hesabını sormak için yemin etmiştim
bir şekilde bunun hesabını sormam lazımdı
gidip tekme tokat dövsem tarzım değil
suratına tükürsem tükürük bezlerimi yorduğuma bile değmeyecek
bi kaç laf sokup yerin dibine dibine gömsem kendimi sinirlendirdiğime değmeyecek
tüm bunları düşünürken hala bir karara varamadım
sonra amcanın birisi oyun oynarken yanlış oynadığım(fazla taşla bittiğim için)
-kendine gel koçum dedi
çözüm buydu işte
hem oyun için hem ebruya karşı kendim olmam yeterliydi
gece 12 ye kadar oynadık
en son kahveci gibtir etti gidin karılarınızla oynayın biraz diye
koskoca köyde misafir olan benmişim gibi nereye gideceğimi bile bilmiyordum
bizim evin yakınına geldim
bir sigara yaktım oturduğum yerde
o bitince bir tane daha yaktım
eve çıktım
annem çoktan yatmış
ebru kızlarla evin çardağında konuşuyor
kız kuzenler hemen tepkiyi verdiler
sen nerdesin
misafirin gelmiş neden gelmiyorsun
hiç kahveye gitmezdin neden gittin bu gece
• *gibi tepkilerini gösterdiler
soluk bir suratım vardı
muhtemelen kuzenlerim ebruyu görünce aaa ebru mu gelmiş diye koşup sarılmamı bekliyorlardı
bunu yapmayacak ben
ve yapmayacağımı bilen ise ebruydu
-hoşgeldin dedi ebru
-hoşbulduk dedim ona bakmadan
-ben lavaboya gideyim diye izin aldım kızlardan
wc ye gittim
20 dk da çakmağı bir kez kullanarak 5 tane sigara içtim
hani yatarlar mı diye bekledim
yatan yok
odaya geçtim
yattım yatağıma
çardaktan konuşma sesleri geliyor ama tam olarak duyamıyorum ne konuştuklarını
ben yattıktan on dakika sonra
kuzenimin birisi geldi odama
-aa yatmış diye tepki gösterdi
bi kaç defa kelebek diye seslendi
ben ses çıkarmayınca gitti
ben uyuyamadıkça onlar konuştu
ses kesilince bende uyumuşum sabah kalktığımda
yüzümü yıkamaya gitmeye korktuğum için biraz daha yatakta kaldım
amk ne gibim işse gib gibi saklanbaç oynuyordum.
annemin hadi kelebek efe kalk artık demesi ile mecburen kalktım
günlerdir bana gösterilmeyen özen ebruya gösterilmişti kahvaltıda
çıkıp gitmek geçti aklımdan kahvaltı yapmadan ama annemin kafası karışır diye oturdum
günaydın diyenlere günaydınla cevap verdim ebru dahil
kahvaltı bitti
kızlar bulaşığa geçti ebru hariç
annemde bahçeye indi çardakta kaldık
ebru ile
ben kahvaltı sonrası sigaram ile çayı içmeye devam ediyordum
ayağa kalktı yanıma geldi oturdu
elime şöyle bir göz gezdirdi. kabuk bağlamış yarayı ima ederek
---acıyor mu dedi
sağ elimi kalbime zütürdüm
-evet dedim ona bakmadan
-öyle demek istemedim ki.valla yanlış anladın. üzgünüm derken ağlamaklıya döndü sesi
ben gayet sakin bir şekilde
-yarın git dedim
-beni affedinceye kadar gitmem dedi
-affedilecek bir şey yok sen haklısın. dedim
-sana dürüst olacam ebru dedim. sakin olmaya çalışıyorum ama elim titriyor. sinirli değilim sadece heyecandan
baktı merakla dinledi beni. gözlerinin dolu olduğunu görmüyordum ama hissediyordum
-dur burda konuşmayalım başka bir yere gidelim dedi
mantıklıydı. ağzına daha rahat sıçabilirdim
çünkü ebruyu ağlarken görse annem benim ağzıma sıçardı
ayağa kalktım yürüdüm o da peşimden geldi
15 dakika kadar yürüdükten sonra bir yere oturdum o da yanıma oturdu
bir süre sessizlikten sonra
-kelebek dedi
-dur senin diyeceklerin belli ben konuşayım dedim
-benimde söyleceklerim var ama dedi
-ben konuşayım o zaman diyecek birşeyin kalmayacak dedim
-benim sana herzaman söyleyecek bir cümlem var(seni seviyorum) zaten kelebek dedi
-o cümle artık benim için anlamsız neyse boşver dedim.
-sonra beni de dinlemeyeceksen hiç konuşmayalım seni görmeye devam ederim en azından sessiz sessiz dedi
cebimde iki şimdinin parası ile 17 lira filan vardı beyler
elimi cebime attım hepsini çıkardım dizlerinin yanına koydum
-çok param olsa uzun uzun anlatırdım sana ama bu kadar var. onun için kısaca anlatmam gerekecek iyi dinle dedim
ağlamaya başladı yüzünü öbür tarafa dönerek
ben konuşmaya devam ettim. -
12.
+348Tümünü Göster
karşımda olsan sesini duysam daha anlamlı şiir olur benim için dedi hep
bazen o beni teselli etti bazen ben onu
tam çıkmaza girip ikimiz birden özlem moduna geçince
bazen ağlaştık
isyan ettik
ama sevgimizi hiç kaybetmedik
hiç bir zaman laf olsun diye seni seviyorum demedim
hiç bir zaman içimden gelmeden seni özlüyorum da demedim
çoğu zaman dayanamıyorum binip geliyorum desede
hep ikna ettim gelmemesi konusunda
okulunun her zaman benden daha önemli olduğunu söyledim
ilk başlarda çok sıkıldı bu okul konusunda söylediklerimden
bizi ayıran şey okul değil mi zaten dedi her seferinde
bu arada alanyadaki turist sayısında kış mevsimi nedeni ile azalma olduğu için
işler de doğru orantılı bir şekilde azaldı
babası ebrunun yokluğunda iki kere geldi dükkana
bir tanesinde yine tavla oynadık
diğerinde de çay içip konuştuk sadece
ebrunun her konusu açıldığında
üzerine toprak attım muhabbetin
her iki gelişinde de eve davet etti beni
ama evlerine gitsem herşey ebruyu hatırlatacağı için kendimi daha fazla üzmek istemedim
bunu da açık bir dille babasına anlattım
hak verdi
zaten dükkanda her tarafa bakışımda onu görüyor sebebsiz yere durup dururken
darlanıp üzülüyordum
zordu onsuzluk **bende kendimi sağdaki soldaki esnaflarla geyiğe vurarak zaman geçirmeye
çalışıyordum
gelen turistlerle makara yapıyordum
ebru geleceği tarihi söyledi
ramazan bayramı
günler yaklaştıkça heyecanım daha da arttı
beraberce kalan günler saat dakika ve saniye olarak hesaplanıp matemetiğimiz güçlendirildi
az kaldı diyerek birbirimizi tesselli ettik.
bir gün sabah hiç atmadığı bir saatte mesaj attı
bende yenip kalkmış dükkana gidiyordum
-günaydın aşkım yazıyordu
-günaydın uyuyamadın mı yoksa dedim
-ben senin gibi bu saatlere kadar uyuyorum mu sandın dedi
saat 10 civarıydı
-gece rahat bırakmıyorsun ki uyuyayım da erken kalkayım dedim
-göndermeyeyim istersen bir daha??ne yapıyorsun bu arada dedi
-sana mesaj parası yetiştirmek için çalışmaya gidiyorum dedim
-hayırlı işler dedi
ben dükkana geldim
kepenkleri açtım
dışarı çıkarılması gereken malları çıkardım
sonra dükkanın önü toz yapmasın diye dışarıya su fışkırtırken yoldan geçen tek tük turiste de
onlara su fışkırtıyormuş gibi yapıp makara yaptım
sabah sabah kendi kendimi eğlendirmekti benim ki
dükkandan içeri girdim ama
sonra dükkana vuran güneşi engelleyen bir gölge gördüm
dönüp baktım kim diye
karşımda gördüğüm kişinin bende uyandırdığı duygu
şaşkınlık değildi
ne gülebildim ne ağlayabildim
suratımdaki mallık ifadesini kim olduğunu söyleyeyim siz tahmin edin
ebru
o an ayaklarım ilk adımı atabilse o güne kadar kırılmış kısa kulvar sprintçilerden bile daha hızlı koşarak o
rekorun dıbına kordum ama
atamadım
dondum kaldım
bir gün sonra gelecekti amk.
sonra beynim ellerime hükmedebildi sadece aslında kendimi tokat manyağı yapıp rüya mı gerçek mi onu
test etmek istiyordum ama
saçlarımı düzeltebildim sadece
evet amk. ebruydu işte. sonra konuştu bile
-hasta edeceksin turistleri niye su fışkırtıyorsun onlara dedi
gülümsedim şuursuzca
bana yaklaştı kıpırdayamadım bile
sarıldı
vay amk. öyle duygunun
belimi saran ellerine kurban olduğum yanımdaydı
sonra yanağımda bir öpücük almaya çalışırken
-dur orucumu bozacaksın dedim
-iftarı bekleyeyim o zaman dedi
-sensizlik orucumu erken açtın hayırdır dedim
-hoca bazen erken okuyor işte dedi
-o hoca en büyük din adamıdır gönlümün dedim
-bizim eve ezan sesi duyulmadı henüz dedi
-haberleri yok mu geldiğinden dedim
-yok söylemedim senin gibi yarın geleceğimi sanıyorlardı dedi
-ne zaman eve gideceksin dedim
-akşam iftara beraber gideriz ama ben niyetli değilim haberin olsun dedi
-aç mısın dedim
-biraz dedi —ne yersin canım dedim
-menüde ne var dedi
-simitçiden simit. tostçudan tost. pastaneden de ne istersen dedim
-çeyrek tost yeter dedi
diafondan yarım tost istedim.
-çeyrek yeter bana dedi
-küfür eder şimdi adam çeyrek tost mu olur ilkokullu gibi dedim
-ne içersin dedim
-kahve söyle de uykum açılsın dedi
-bir dakika sen ne zaman geldin dedim
-saat 8 de alanyaya indim dedi
-peki ben gelinceye kadar ne yaptın dedim
-seni bekledim dedi
-annenlere gidip sonra gelseydin bari yada haber verseydin erken kalksaydım dedim
-en çok kimi özlediysem ilk onu görmek istedim dedi
-otobüsde uyuyabildin mi dedim
-sence dedi??
-ben seni görmeye geliyor olsam bırak uyumayı her otobüs durduğunda küfür ederdim şoföre dedim
-bende etmedim sayılmaz. dedi
vay amk. uyumadıysa uyuması lazımdı bu kızın zira akşam onlara yemeğe gidecektik
ama bu uykusuzlukla ebru iftara bile çıkmadan uyurdu
önemli olan iftar yemeği değilde onu öpebilecek olmamdı
onu uyutmam lazımdı ama nasıl
dükkanda yatacak yer yok.
kız yanıma gelmiş sana bir apart tutayım yat biraz desem muhtemelen benden ayrılmak istemeyeceği için
kabul etmeyecek
tabure de uyunmaz
eve git desem o zaten planı kurmuş akşam ailesine ben geldim diye sürpriz yapmayı düşünüyor
vay amk. saksı durdu
nasıl yapsam ne etsem diye düşünürken
tost u geldi
biraz daha düşünme fırsatı buldum
tostunu yedi
bir yandan da bana bakıp bakıp sevgi ile gülüyordu
dışarı çıktım dışardaki malları içeri almaya başladım
o bana ne yapıyor acaba diye bakarken
dükkanın kepengini de yarıya kadar indirip
-hadi gidiyoruz dedim
-nereye dedi -
13.
+3131Tümünü Göster
• * o gece uyunabilir mi uyunamaz
saat 3 e kadar yani diskoların müziğin sesini kısma vaktine kadar beklenir mi evet
3 05 de aşşağı inip ebru aranır mı aranır
duyduğunuz sesin size sarhoşumsu gelmesine kızılır mı kızılır
peki bu ona belli edilir mi hayır
neden çünkü yarın beklenir
-nereye gidiyorsun şimdi dedim
-eve gidicem dedi
-tamam 15 dakika sonra ev numarasından ararım o zaman dedim
-tamam dedi
20 dakika verdim beyler
20 dakika sonra aradım cevap yok
21. dakika aradım yine yok
25 e kadar denedim
ebrunun annesi açtı telefonu
utandım konuşamadım kapattım
ebru eve gelmişse annesi de hala uyanıktır rahatsız olmasın diye 10 dakika bekledikten sonra
ebrunun cep telefonunu aradım
3.aramamda açtı
-merhaba aşkım nasılsın dedim
-iyiyim dedi
-nerdesin dedim
-oturuyoruz dışarda kuzenimle dedi
-aa ne güzel hangi kuzenin ver bi selam vereyim dedim
-al dedi
basbaya kız kuzeninin birisiydi şüphelenecek bir durum yok
• *biraz nasılsın iyimisin gibi gereksiz tefarruatlar konuştuktan sonra ebruyu istedim telefona
-çok içmeseydin keşke başın ağrıyacak yarın deyip başı ağrımaması için tavsiyelerde bulundum
-kalbim ağrıyor kelebek gel artık dedi
-tamam geliyorum merak etme yarın konuşuruz dedim
sarhoş sarhoş daha fazla dertlenmesin diye
sonra o evine çıkıncaya kadar konuştuk
kontör bitti yenisini takıp tekrar aradım ve bir süre sonra uyuyakaldı
sabah gözler balon gibi kalktım
içtimadan sonra ekşın tabur komutanına uygunsuz yakalanan bir askeri çağırttı odasına
ben dışarda beklerken bağırma sesi geldi
sonra beni içeri çağırdı
ekşın koltuğuna oturmuş
asker karşısında esas duruşta
-emredin komutanım dedim
-dıbına çakim kelebek bıktım bu askerlerden bana farklı bi fantazi anlat bunu senin hayal dünyana göre gibecem dedi
gel de anlat amk
• *askere bi baktım bizim tayfadan kurtarmam lazım elinden ama nasıl
-ne anlatim komutanım dedim
-dıbına çakim domaltim mi bacak omzamı yapim seç işte birini dedi
-komutanım hiç sizin tipiniz bir asker değil bu dedim
-vay dıbına çakim güzel fikir ben bunun kafasına poşet geçirip de gibeyim dedi
adam illaki dövecek beyler kaçarı yok
-komutanım ben öyle demek istemedim dedim
bana baktı
-grup sevmiyorum dıbına çakim sen çıkabilirsin dedi
baktım beni de dövecek amk
bi emriniz var mı komutanım dedim
-biraz daha kalırsan ikinci poşeti aramaya da başlıyacam dedi
hemen yardım odadan birkaç şaplak sesinden sonra asker olay mahalinden uzaklaştı
bende fazla yakın durmadım hıncını alamadıysa olan bana olmasın diye
öğle yemeğini yedikten sonra içtimaya kadar olan vakitte telefona gidip ebruyu aradım
bir kaç uzun çaldırmadan sonra cevap verebildi
-tünaydın dedim sesi uykulu olduğu için
-kusura bakma dün gece için dedi
dur bakalım kendi yaptıklarının farkında mı diye
-ne yaptın ki dün gece dedim
-biraz fazla içmişim dedi
-sarhoş mu olmak istemişsindir olmuşsundur ben kimim ki bunun için benden kusrunu göz ardı etmemi istiyorsun dedim
-sarhoş olmak istemedim kelebek yanımda olmanı istedim hep istediğim gibi ama yoktun dedi
-yanında olabilecek birine mi baktın gece o saate kadar dedim
• * -benim bakmama gerek yok bana bakanlardan sadece birini seçmem yeterliydi ama
ben zeten seçeceğimi çoktan seçtim.gel gelelim o hala bundan şüphe duyuyor dedi
-eğlendin mi dedim
-eğlenmedim dedi
-neden dedim
-erkeklerin her yanında erkek olmayan bayan kişiyi bir av olarak görmesinden nefret ettiğim için dedi
-neden o kadar av konumunda bekledin o zaman dedim
-bana kurşun sıkıldı serseri bir avcı tarafından kalbimi kıpırdatamıyorum yerinden
şimdi uzaklarda sesini duyabiliyorum sadece ama gelecek inş dedi
-kimmiş bu avcı dedim
-akıttığım kan damlalarının değerini bilmesini umduğum birisi dedi
-ben tanıyor muyum bu avcıyı dedim
-sadece ateş ettiğini bilip beni vurup vuramadığından şüphe mi ediyorsun yoksa dedi
-sıktığım kurşunun nereye gittiğini biliyorum dedim
-nedir yine neyin peşindesin bir daha çıkma bu kadar içme sana güvenmiyorum mu demek istiyorsun dedi
-istediğin kadar çık istediğin kadar iç ama sarhoşken yediğin kurşunun farkına
ertesi gün varırsın sonra birde bakmışsın başka avcılarınsın bunu unutma dedim
-benim için bir tek sen varsın kelebek dedi
-eve çıkıp benim seni evden arayacağımı unutacak kadar sarhoş olma bir daha dedim
-kuzenin ısrar etti açık havada otur biraz kendine gel diye dedi
-başkalarının tavsiyesine ihtiyac duyacak kadar içme o zaman bir daha dedim
-tamam dedi
---senin askerde olan bir sevgilin oldugunu sürekli seni düşündüğünü geceleri başına bişey geldimi diye
merakından uyuyamadığını farkedemeyecek kadar sarhoş olma bir daha dedim
-tamam içmiyorum bir daha dedi
-hayır ebru en başta söyledim istediğin kadar iç hayat senin mide senin para senin ama
ben işime gelen yere kadar senin olurum dedim
-bu sözlerinin hepsini bir yere yazıyorum eger bir gün bensizlikten sıkılıp
üzüntüden dertten içerde çok sarhoş olursan aynı lafları ertesi gün sende duyacaksın haberin olsun dedi
-duyacaklarımın bunlarla kalmayacağımın farkında olacak kadar ayık yaşıyorum merak etme dedim
-o kadar ayık yaşıyorsanız başkalarının evlerine gidip içkiler içmemeyi ne içip kafanızı iyice bulandırarak gittiniz acaba kelebek bey dedi
evet konu yine döndü dolaştı yaptığım bir aptallıktan dolayı zütümde patladı
-bu konuyu kapatmadık mı dedim
-istersen serbest olsun gidip gelelim başkalarının evine canımız sıkılınca açar kapatırız konuyu bu kadar basitse dedi
yani bu ne demek oluyor gibi tuttuk ömür boyu o eve gitmenin vebalini çekecez
-ebru istiyorsan istediğin yere gidebilirsin. seni durdurmam gitme diye yalvarmam.sen affettin gittim diye ama ben affettmem.
bana affetmiş gözüküpte tekrar tekrar aynı konuyu konuşacaksak onu da şimdiden haberdar et ki bileyim dedim
-bak kelebek bir daha öyle birşey yaparsan arkandan allahından bul diye beddua etmekle kalacağımı sanıyorsan yanılıyorsun.
cezanı direk kendim gücümün yettiğince veririm haberin olsun dedi
-tamam gitmem bir daha. seni kaybetme korkusunu yeterince yaşadım dedim
-tamam sinirlerim bozuldu yine başka bişey konuşalım dedi
evet ilerde muhtemel aynı aptallığı yapma ihtimali olan benden farksız sığırlar şekilde gördüğünüz gibi
dün geceden dolayı benim ona kızmam gerekirken konu dönüp dolaşıp yine beni mallığıma geldi.
akıllı olun olm gibleri yok diye gibemezler sanmayın lafla da olsa giberler böyle
sarhoş edip başkalarının evinde gibti amk
-yemekler nasıl dedi
-çok iyi dedim
---yemek yapmayı öğrendim gelince ben pişircem sana dedi
-bu konuyu tekrar konuşalım daha gencim dedim
-yaaa ben senin için yemek öğreniyorum senin dediğin lafa bak dedi
-tamam romantikleşiyorum hemen ölümüm senin elinden olsun aşkım benim dedim
-amma da romantiksin dedi
-ne pişireceksin omlet mi makarna mı dedim
-geç bakalım dalganı gelince görürsün dedi
-iyi inşallah dedim
-kelebek dedi
-efendim dedim
-kaç gün kaldı aşkım dedi
-ben sayıyorsundur sandım dedi
-askerliğin bitmesine 270 gün var ama ben alanyaya gelmene ne kadar var onu soruyorum dedi
-bilmiyorum ne zaman istersin dedim
-şimdi dedi
-şimdiler biraz daha sensiz geçecek en kısa zamanda geleceğim ama merak etme dedim
biraz ofladı bi kaç karşılıklı seni seviyorumlardan ibaret olmayan aşk betimlemelerinden sonra öğlen içtiması sebebi ile kapattım telefonu
o saatten sonra ekşının en mutlu oldugu anı gözetlemeye başladım
adam iki dakika rahat durmuyorki amk sürekli ekşın peşinde
kimi nasıl yakalayabilirim onun peşinde amk
akşam üstü odasına geldi
beni çağırdı
-dıbına çakim kelebek taktik değiştirmem lazım dedi
-emredin hangi konuda komutanım dedim
-askerler muhtemel baskın planlarımı saatlerimi ve tekniklerimi çözmüş. kimseyi yakalayamıyorum dıbına çakim dedi -
14.
+3128Tümünü Göster
• *hafta sonu kendime nöbetçi çavuş kolluğu paraflattım
nöbetçi çavuşluk zor iştir
çoğu çavuş sıkar askerleri
kendine laf gelmesin diye
içtimalarda gereksiz yere sağa dön sola dön dirsek temas aralığı
bilmem kaç adım açıl
şınav vaziyeti al
gibi bir sürü emir verirler ki askerin zütü başı oynamasın
benim kolluğumda millet alışık olmadığı için
zaten emir vermeme gerek kalmadan düzgünce geçtiler sıraya
bilmiyorlardı çünkü nasıl davranacağımı
bir de korktukları şey vardı
sinirlerimin bozulması durumunda ekşına yapacağım şikayet
hafta sonu olduğu için onlar adına nöbetçi komutandan izin alıp futbol oynattım
normalde karşı çıkar komutanlar askerin bacagına bişey olurda uğraşırım diye
ama beni seven bir komutana denk geldi ve aldım izni
hafta sonları en düşük tertiplere koğuş yemekhane ve er gazinosu yıkatma günüydü
onlarla beraber bende yıkadım benim yardım ettiğimi gören bir kaç tertip de makarasına yardım etti
bazıları ise hiç yaklaşmadı bile
kısacası çavuş olarak onlara hiç bir zorluk çıkartmadım
onları yormayacak basit yollarla günlerini tamamlamasını sağladım
bu bir asker için çok önemliydi
çünkü bir günü geride kaldığında en azından küfür edecek bir nöbetçi çavuşları olmamıştı o kadar küfür edecek sebebleri varken
gece yat iştimasından sonra komutana yoklamayı verdikten sonra
-beyler ekşının ailevi sorunları varmış.bu hafta sıkıntılı bir hafta geçirecek bence vukuattan uzak durun yoksa hıncını sizden alır haberiniz olsun dedim
böylece ekşının kudretinden yararlanmış olacaktım
ben hergün ortalarda ve vukuat işlemeye müsait yerlerde geziyor bizim bölükteki askerlerin vukuat işleme ihtimali olan yerlere gidiyordum
beni görünce yapamazlardı çünkü
ekşına şikayet edeceğimden korkarlardı ve haftalardır çarşıya çıkmadığımı da biliyorlardı
hergün ebru ile konuşmaya devam ettim
ekşın zütünden baskınlar düzenledi aklı sıra vukuat bulmak için
iç bahçeye indi çogu zaman başka bölükten askerlerin bazı yavşak hareketlerini gördü ama
aklı bizim bölükteki vukuatta olduğu için karışmadı diğerlerine
herşey normal giderken
• *bizim bölükteki bir asker hastalandı öyle ahım şahım bi hastalık değil zütü başı ağrıyormuş
o gece de 1 3 nöbeti varmış
yerine asker lazım
nöbetçi çavuş kendi tertiplerinden kimseye diyemiyor
zaten süt devrelerine hiç diyemiyor
alt devreler yeni geldiği için kule nöbeti tutamıyorlar
diğer askerlerde niye ben amk niye ben diye isyan ediyor
muhtemel bir kriz kapıda
kim başkasının 1 3 nöbetini tutmak ister amk onlar da haklı
gittim nöbetçi astsubaya komutanım ben tutabilir miyim dedim
olmaz sen çavuşsun dedi
biraz zorladım başka asker mi yok dedi
komutanım ben gönüllüyüm dedim
gönüllü nöbet mi olur şimdi hiç tutturmam sana gider kendini vurursan başım büyük belaya girer dedi
adam kıllandı tabi
sonra gittim bizim nöbet manyağı bir asker vardı onu kaldırdım
bu nöbete gidersen sana 5 gün çarşı yazdırmayacağım dedim
söz mü lan dedi
söz amk dedim
tamam dedi gitti nöbete
ertesi gün nöbete gitmek istemeyen herkesi yazıcıya söyledim en taktan nöbetleri ona yazdırdım ve söz verdiğim gibi o askere de hiç nöbet yazdırmadım 5 gün
hafta sonuna kadar ekşının odasını normalde iki güne bir paspaslamama rağmen hergün paspasladım
genelde kapısında durdum çağırınca hemen gireyim diye
resmen karısı oldum amk
onunla koşulara gittim ebem gibildi 9 km koşmaktan
her sabah ki içtimada vukuat yoktur komutanım diye ekşına tekmil verildiğinde ekşın hep bana baktı gülümseyerek
sonunda cuma günü oldu
çarşı defterlerini zütürdüm
herkesinkini imzaladı benimkini bir kenara ayırdı
kendi elleriyle çift çarşıyı yazdı ikisini de imzaladı
çarşı defterinin en sonuna kendi cep telefonu numarasını yazdı
-dıbına çakim arkadaşım bu cumartesi ben nöbetçiyim
cumartesi günü geç gelebilirsin ama döverim haberin olsun dedi.
-emredersiniz dedim gittim
---burdaki vukuatlarla uğraşmak benim bu devletten maaş aldığım için görevim.ama sen sivilde yaptığın vukuatlarınla seni sevenlerini uğraştırma dedi
mesaj açık ve netti
ebruyu üzme
-emredersiniz komutanım dedim
subay nöbet listesine baktım onun ismi yazmıyordu bir tane üstteğmende gözüküyordu nöbet.
ne oluyor amk diye gittim o subayın yanına ve komutanım cumartesi nöbetçi siz misiniz dedim
-yok ---yüzbaşı değiştirmek istedi dedi
---yüzbaşı dediği adam ekşın amk
ekşına bak bana kıyak yapmış
cumartesi sabahı oldu çarşıya çıktım
telefon sonrası otobüs ordan ebru ve ailesinin yanına gittim
kollarımın tek ve en uzun sarmalamak istediği kişi ebru olduğu için
onu en sona bıraktım
güldüler beni görünce sevindiler yani
sıcak bir karşılama yaptılar
ebrunun annesinin suratında acıyarak bakış vardı bana karşı
artık asker olduğum için mi üzülüyordu
yoksa kızının bensizken üzülmelerini görüp ona mı üzülüyordu bilemem
ebru ile bana göre kısa ama izleyenler için uzun oldugunu sandığım bir sarılmadan sonra
onun dayanamayıp beni yanağımdan öpmesi ile
onu tekrar bir an önce öpmem gerektiğini farkettim
onlarda istanbul konusunda pek tecrubeli olmadıkları için
ne yapacağımızı bilmiyorduk ama sanki el birliği ile beni mutlu etmek için uğraşıyorlardı
nereye gidelim?
karnın aç mı?
askerde canının çektiği bişey oluyor mu?
bi eksiğin var mı?
annene babana bişey göndermek ister misin?
bunlar bana yöneltilen sorulardan sadece bir kaçı idi
karşıya geçelim dedim
çünkü anadolu tarafında pek fazla gezilecek bir yer yoktu
• *karşıda eminönü sultanahmet derken ebruyu tek öpebildiğim yer eminönündeki bir alt yaya geçidinin
kalabalığından yararlanarak hissettiğim bir kaç saniyelik öpüşme oldu
zaman öyle hızlı geçti ki saat 4 olmuştu ve ben hala karşıdaydım
ordan kışlaya gitmek en az bir buçuk saat
ekşını aradım
telefonda tekmil verdim.y.s.kelebek antalya diye
-sesimi başka duyan var mı dedi
-yok komutanım dedim
-söyle dıbına çakim arkadaşım ne istiyorsun dedi
-ne kadar geç kalabilirim komutanım dedim
-dıbına çakim senin yüzünden en sevdiğim müziği yarıda kesmek zorunda kaldım.ne kadar dayak yemek istersen o kadar geç gel dedi
-sınır var mı komutanım dedim
-12 yi geçmesin dedi
-emredersiniz dedim
durumu ebrulara anlattım
onlarda yol yorgunuydu
kaldıkları otele gittik
beni otele almak istemediler kayıtlı olmadığım için
tamam gidelim dışarda bir yerde otururuz dediysemde
babası inat etti bende otelciyim falan diye en sonunda nasıl yaptı bilmiyorum kabul ettirdi
hep beraber odaya çıktık
iki oda tutulmuştu biri anne baba diğerleri de cocuklar olan için
askerlikten konuşulduktan sonra anne ve babası gitti
biz üçümüz kaldık
kardeşine bizi biraz yalnız bırakırmısın dedi ebru
o yatak odasına geçti yattı
biz salonda kaldık
salonda kaldıktan sonra tek vermem gereken detay
ebruyu gülme krizine sokan askeri yeşil donum oldu
bir türlü geçmedi krizi
yasak amk ne yapayım -
15.
+3186Tümünü Göster
• * o geceyi de beraber evde geçirdik
gelecek ve ciddi hiç bir konuda konuşmadık
kızı sordu sadece
arkadaşım dedim.
biraz bozuldu.ama belli etmemeye çalıştı
gece 11 gibi telefon geldi ebruya
arayan benim panpaydı
-kelebek telefon sana dedi
aldım telefonu
-müsait bir yere çık küfür edecem duyulmasın dedi
mutfaga geçtim
-kusura bakmayın dedim
-kelebek beni gibtir et ben küfür eder rahatlarım ama senin bu kıza yaptığın ayıp dedi
-olm telefon orda kalmış haber veremedim kusura bakmayın dedim
-lan bin adam geri döner. pardon gitmem lazım der. hadi diyemedin. başka bir telefondan arar durumu anlatır.
bunu da geç işin bitince mekana gelir kusura bakmayın der. hadi bunu bile geç ertesi gün bir arar sorar ben iyiyim merak etmeyin diye dedi
-haklısın arayacaktım ama telefon kızdadır diye aramadım dedim
-saat altıya kadar mekanda bekledi kız. mecburen bende yanında kaldım kız arkadaşımla.ben kaç kere dedim hadi gidelim diye ama o
mekan kapanıncaya kadar bekledi kapandıktan sonra bile bekledi kelebek bana haber verir bilir merak edeceğimi dedi
sen gibinin keyfine geziyorsun.tam bir zütsün olm herkesin yılbaşının anasını gibtin şimdi gibtir git.
ayrıca telefonda kızda kendin al hesabını kendin ver amk
gibimde bile değil. değerimizi görmüş olduk dedi telefonu suratıma kapattı
ben üzgün üzgün oturken mutfakta
3 4 dakika sonra yine telefon çaldı
• * -kelebek dedi
-efendim dedim
-sen bunun gibi kızı gib bulursun bir daha hala iyimiymiş diye soruyor. bunu da vicdanını gibmek için söyledim. züt dedi
yine suratıma kapandı telefon
içeri geçtim
-bir sorun mu var dedi ebru
-yok merak etmişler bişey yok dedim
hakaten vicdanımı gibeyim hiç birşey yokmuş gibi o geceyi de ebruyla geçirdim
sabah kahvaltı derken
-bugün ne yapacağız dedim
-ben bugün gidiyorum kelebek dedi
-bi kaç gün daha kalamaz mısın dedim
-gitmem gerek dedi
kalan vakti beraber geçirdikten sonra
veda sırasında
-ben sana mesaj atarım telefonunu alınca haber ver dedi
sakin bir veda sonrası arabaya binip havaalanına gitti
telefonu bir şekilde geri almam lazımdı
panpayı buldum
sıçtı sıvadı yine bana
olm çok seviyorum idare et falan dedimse de hiç bir küfürü ekgib koymadı
yalvardım sen alıver telefonu diye ama kabul etmedi
o kızın gönlünü almazsan benimle de görüşme çünkü sana ben kefil olmuştum ilk onu seninle tanıştırırken
kız arkadaşıma da rezil ettin beni dedi
-tamam alırım ondan ama kız arkadaşını bir arada çaktırmadan öğren nerdeymiş dedim
bi kaç telefon sonrası şu saatte şurda buluşacaklar mış ben benim kıza söyledim o gitmeyecek sen git hallet işini dedi
kızın olduğu yere gittim
oturup bekliyordu
-merhaba dedim
ayağa kalktı
• * -hoş geldin kelebek. kusura bakma burda olacağını bilemediğim için telefonu getiremedim. dedi
-önemli değil dedim
-bu arada mutlu yıllar dedi
-sağol sanada dedim.ama ben utancımdan delik arıyorum amk balıklama atlayacam bir yerde yerin dibine gider levhası görsem
-eğlendin mi dedi
-özür dilerim senden dedi
-önemli değil kız arkadaşın sonuçta. yıllarca bekledin gelince gitmemek olmazdı. dedi
-sizi beklettim dedim
-neyse oldu artık telefonu ne zaman almak istersen gidebiliriz dedi
-şimdi gidelim dedim
-arkadaşım gelcek dedi
-yok gelmeyecek o dedim
-hmm anladım galiba tamam hadi gidelim dedi
evin altına kadar gittim telefonu getirdi
-sağol dedim
-rica ederim dedi
-bi isteğin var mı dedim
-yok sağol dedi
gitmeye yeltendim
-kelebek dedi
-efendim dedim
-mutlu musun dedi
-evet sanırım dedim
-peki tekrar mutlu yıllar dedi. içeri girdi
içeri girdikten sonra bana attığı ilk mesaj
-yolunu beklerken mutluydum ama başka yollara gittiğini görmek benim de artık yavaş yavaş ayağa kalkıp başka yollara yürüme zamanımın geldiğini gösterdi.
yolun açık olsun kelebeğim. içimde kalmasın diye söylüyorum affet ne olur ''seni çok seviyorum' -
16.
+3187Tümünü Göster
• *üzülmedim değil kız sevmiş beni
ama zeki bir kız olduğunu bildiğim için ve benim başkasını seviyor olmama saygı duyacağını bildiğim için aldırış etmedim
çünkü benim amacım bir an önce ebruya mesaj gönderip ondan gelecek mesajlarlarla aşkı yeniden hissetmeye başlamaktı
-yolculuk nasıl geçti deyip gönderdim mesajı
-iyi dedi bir saat kadar sonra sadece iyi dedi
-çok özledim seni dedim
yarım saat kadar beklettikten sonra
-tamam dedi
-mesgulsün galiba müsait olunca haber verirsin dedim
cevap gelmedi
bekledikçe bekledim.
uyuya kalmıştır. çalışıyordur.bir işi vardır diye kendimi teselli ettim
gece 12 oldu
-iyi misin yazdım
cevap gelmedi
30 dakika kadar yine bekledim.
aradım ebruyu uzun uzun çaldıktan sonra
uykulu bir sesle
-ne var kelebek dedi..
daha dün iyiydik. gidince sözler verdi amk. bana sarıldığında bu defa bırakma beni dediğim de tamam dedi
ne alaka şimdi bu giblemez tripler amk
-pardon rahatsız ettim. uykudan kaldırdım galiba tatlı rüyalar dedim
-sağol dedi kapattı telefonu
artık değişmiştir dediğim ebru yine aynı ebruya dönüştü
vurdumduymaz. sevdimdurmaz. ayartutmaz
artık benim de bişeyler yapma zamanım geldi beyler(!!)
bıkmadım usammadım sabah kalktım ilk iş olarak
mesaj yazdım
• * -günaydım aşkım
-günaydın diye karşılık verdi
-nasılsın dedim.
-dün uyuya kalmışım kusura bakma dedi
-önemli değil çalışıyorsun yoruluyorsun normal uyuya kalman dedim
-sağol dedi
-çok özledim seni dedim
-ne çabuk dedi
-daha doğrusu doyamadım sana iki buçuk seneden sonra dedim
-bende dedi
-bilet alayım mı geleyim mi yanına dedim
-hayır dedi(!)
-sen ne zaman gelirsin dedim
-en kısa zamanda gelicem dedi
-tamam dedim
günde nasıl olduğuna dair. havadan sudan dahil ortalama 50 mesaj attım
hiç ne yapıyorsun?
diye sormadım. şüpheleniyor sanmasın diye
beni seviyor musun diye hiç sormadım kalbine baskı yapmayayım o istediği, hissettiği zaman söylesin diye
kelebek ben şuraya gidiyorum dediği zamanlar iyi eğlenceler dedim ve hiç sormadım kiminle gideceksin diye
hep onun anlattıklarıyla yetindim
yazacak mesaj kalmayınca hep kendi tarzımda sevgi mesajları yazdım
işte eve evden işe gittim.
geceleri onu aradım
sigarayı bıraktım
ota taka para harcamadım
• * kendi aramızda anlamı hep onu düşündüğümü belirten gülümseme smiley'sini binlerce kez ona gönderdim
elif beni bulup arkadaşlık teklifi yaptı reddettim faceden
sürpriz şekilde gelirde beni arkadaşlarla görür özellikle o beni seven kızla diye onlarla buluşmayı bıraktım
yanıma gelince telefonumu inceler bu kız kim diye sorar ve verdiğim doğru cevaplara şüpheyle yaklaşır diye tüm gereksiz numaraları silip
ayşe fatma diye yazan kayıtları
halam ayşe
kuzenim fatma
diye değiştirdim
o yokken onun evine gitmedim amacı benim evimde kalmak diye düşünmesin diye
babası ve annesi ile hiç konuşmadın neden konuştun diye kızmasın diye
facebookta hiç online olmadım kiminle konuşuyorsun diyemesin diye
msni konuşmak istersen msn e girebilirim diye sorduktan sonra açtım
bazen çevrimdışıyken onu online gördüğüm zamanlarda birden girip onu ürkütmemek için online olmadım bişey de yazmadım
aramadan önce her seferinde müsaitsen arayabilir miyim diye mesaj attım
kabul etmeden de hiç aramadım
mevsiminde yetişen meyvelerden sevdiklerini kargo ile ona gönderdim içine güller koyarak
hiç aşırı sarhoş olacak kadar içmedim telefon açar yanlış bişey söylerim
veya mesajı yazarken bir kaç harf hatası yaparım da nerdesin sen kelebek içtin mi diye sormasın diye
iş yerinde beni çileden çıkaran işinizin de amk dedirtme seviyesine getiren tüm olumsuzluklara eyvallah çektim
yine işsiz kaldın kelebek demesin diye
sagda solda artislik yapan binlere tek kelime diklenmedim haklısın kusura bakma dedim. kavga ederim nezarete atarlar ebruya mesaj yazamam diye
sonra ben geliyorum kelebek dedi
saçımı başımı yapıp her seferinde yeni kıyafetler aldım. resmen alışverişlerimi onun gelme arifesine göre ayarladım
o gelince ne yapmak istersin diye hep ona sordum hiç kendi fikrimi söylemedim
her gelişinde onun evinde beraber kaldık
hiç üşenmeden ona kahvaltılar hazırladım
onun parasına hiç ihtiyaç duymadan evin ekgiblerini yiyecek içecek vs aldım
beraber yedik beraber içtik -
17.
+312Tümünü Göster
arasıra pencereden bakıyordu.
bi saat kadar oturdum.
tamam inandım. gidebilirsin dedi.
tamam seni hallettiğime göre kızların yanına gidebilirim artık dedim
offffff diye 159 karekteri kullandığı bir mesajla cevap verdi
kendi kendime muallak misin amk.ne tak yiyon amcık desem de artık göndermiştim beyler
yine sessizlik oldu. gitsem şüpheye düşecek.
boş boş oturmak sıkıcı geliyor amk. tamam arasıra pencereden bakıyor ama. 5 dakikada on dakika da
bir.5 dakika da 300 saniye var amk.300 e kadar saymak demek. illa bişey yazasım geliyor. bin şeytan
dürtüyor
işi nasıl binliğe dökmüştüm artık.o da seviyordu bana yapmayı o yüzden sıkıntı olmaz diye devam ettim
beni kıskanmana bayılıyorum dedim
bu defa offff u 159 karekterle doldurmuş ek mesajla da 159 karekter fffff yazmış sadece
diskolar kaçta kapanıyor.ben hep sarhoş bitirdiğimden gecenin hiç hatırlamıyorum dedim
3 e kadar orda beklemeyeceksin herhalde dedi
gel beraber bekleyelim dedim
cevap vermedi
sen bilirsin dedim
tam bir turizme darbesin ne güzel kızlarla eğlenecektim onlarıda eğlendirecektim. dedim
alıkoyan mı var dedi
evet dedim.
nedir kimdir dedi
başka iki kız daha var onları da sen yokken ayarladım. burda buluşacaktık tesadüf senin evin oraymış
dedim
amacın ne dedi. nedir yani bu oturmalar falan dedi
bak bakayım eve marketten bişey ekgib mi dedim
gelemem misafir var dedi
affettiğini söyle diyecem ama zaten affedilecek bişey yok. yanlış anladın bugün ki olayı dedim.
cevaplamadı
hastaneye de gittim kardeşini gördüm bu arada dedim
nasıl yani dedi
yok yok merak etme durumu iyi dedim
beni görmeye mi geldin dedi
evet dedim
evi nasıl buldun dedi
kızlarla buluşacaktık hatırlasana dedim
ciddi olur musun lütfen dedi buldum işte bi şekilde dedim
ya gelmek isterdim ama evde misafir var dedi.
lütfen git artık dedi.
çöpde mi yok evde dedim
annem yok evde misafirlerle ilgilenmem lazım. çayıdır meyvesidir. ekgib olan herşeyi babam almış zaten
başka zaman dedi
tamam ben gidiyorum o zaman dedim.
tamam iyi geceler.eve sağdan gidecen unutma dedi.sol yol diskolar caddesi beyler.
offff uzatma şimdi diskonun yolunu bana dedim
sende şu espriyi uzatma artık dedi. züt oldum iyi geceler deyip
kumara gittim beyler
kumar oynayanlar bilirler gece sonuna doğru. kumar oranları daha da artar. yani 5 lik onluk oyun gece
sonu 50 100 çıkar.
kapanacak artık mekan. yanık bilmeyenler bilmez ama. kısaca okeyin iki tane jokerle oynananı.ama yere
yaptığın perleri açmalı. elinde kalan sayıları da sana yazarlar 100 olunca yanarsın. oyundan çıkarsın. eğer
tekrar girmek istersen sayısı en yüksek olanın sayısıyla girersin.ama aynı oyunda her girişte girmen
gereken para miktarı katlanır. herkes yanıp bir kişi kalınca yerdeki tüm parayı alırsın.
oyun katlandı da katlandı. biri yanıyor tekrar giriyor. öteki yanıyor o giriyor masada iki ayda kazanacağım
para birikti.ama ben ilk giriş parasıyla duruyorum. sayılar. yanma sınırında yani tam hatırlamıyorum ama
98 97 96 civarı. mesela sayısı 98 olan açtıktan sonra elinde 2 sayı kalması lazım yada kafadan bitmesi
lazım. iyice gerildi masa. neyse kagıtlar dagıtıldı.eli dizdim. elden tekim.ama nasıl tek iki joker var 10
kagıtla oynanıyor.bir 3 lü bir 4 lü perim var birde maça sekizli var boşta. onun yanına kağıt arıyom. karo
sinek kupa 8 veya maca 6 7 9 10 lazım. yada diger perlerin yanına bir kagıt. çekiyorum yok. atıyor yok.
çekiyorum yok atıyor yok.bi de çift desteyle oynanıyor amk.bu kadar şansızlık olamaz.yok amk gelmiyor.
işin garibi elime ikili çeksem kagıtları yere açıp elimde ikiliyi bırakıp bir el daha şansım olacak o da
gelmiyor.amk. sonunda geldi.ama bittim.
topladım paraları. başladı geyik amk.vay şansını gibeyim.vay amk ben böle işin. çift joker sana nasıl
geliyor. hile mi yapıyon.ne diyecen adamlara amk.yok ne hilesi falan filan derken. küfürler başladı.bi
tanesi dedi. dışarda görüşecez. tamam oynadığım adamları tanıyorum da kumar olunca işin içinde para
olunca olay değişiyor. adamlar çıktı. mekan kapanacak. bende gibe gibe çıkacam.
dışarı çıktım.4 5 kişi var ama hepsi dövmek için değil beni seven ayırmaya çalışan da var aralarında. hile
yaptın dedi diretti adam.aga yok ne hilesi. istiyorsan vereyim paranı dedim
para için yapılır mı dedim
sokarım sanada parana da dedi. yumruğu sağ kaşımın üstü hissetti. yıldızları gördüm. digerleri ayırayım
falan derken.bir iki tane de traş tekme falan geldi. sonra ayırdılar.onu aldılar gittiler.
kaşın üstü şişti ama açılmadı.bu demek oluyordu ki içerdeki zedelenme yarın gözün üstüne morluk olarak
belirecek.amk ben yine karşılık vermedim. orda oturdum kaldım. yanımda bi arkadaş daha kaldı. oturdum
sigarayı yaktım. içiyorum. arkadaş tekel bayisinin birinden kutu kola aldı geldi onu bastık üstüne.
sonuç yine dayak yedik. sebebi amk. kumarı. göz moraracak. herkese açıklama yapılacak. nasıl
morardığına bir yalan uydurulacak.
gittim eve. ebru yatmadan önce aradı. aramazdı amk. hiç aramamıştı ki beni telefonla. sadece çaldırmıştı
bi kaç kez. mutlaka bişey olmuştu ama ne??
• *heyecan bastı beyler.ne oldu lan neden aradı amk. yoksa kavgayı mı duydu diyte tedirgin bir şekilde
açtım telefonu
çatallı bi ses tonuyla efendim dedim.
-merhaba nasılsın dedi??
tak gibiyim amk. neden aradın?? gerginliğiyle -iyiyim dedim
-telefonu bi kaç saniyeliğine kulağından uzaklaştırır mısın dedi??
mal oldum ne diyor lan bu derken telefonu da uzaklaştırdım kulağımdan. sonra yine dayadım kulağıma
-tamam teşekkürler dedi. kapattı amk. zart diye.bi bekle amk. bizde iyi geceler falan diyelim yok.
nerde. böyle yapmasının bi sebebi olmalıydı.ama zaten kafam ağrıyor. kafa çalışmadı amk. derken jeton
düştü benim
müzik sesi var mı diye yaptı bunu beyler bence. yani diskoda mıyım onu deniyor. tamam kıskan iyi güzel
hoşda şimdiden böyleysen ilerde ne tak yiyecem ben amk. ilerde hayatımda söz sahibi olmaya başlayınca
ne olacak
kız beni besbelli kıskanıyor beyler. bir mesaj geldi
-sesini duymak güzeldi yorgunluğumu aldı diye. hasgibtir ordan kimi yiyon amk. zütün tutuşmuş işte
discodamıyım diye.
-çok şanslıyım dedim
-sebeb? dedi
-sen aradığında discoda elektrikler kegibti sessizce konuşabildik dedim.
utandı mı nedir. bilemem ama konunun üzerine gitmedi. belki de ben sadece kuruntu yapıyordum ama
neden kulağımdan telefonu uzaklaştırmamı istesin ki?? -
18.
+317Tümünü Göster
• *konuşmaya devam etti.
öyle oldu işte, alıştım sana ama daha fazlası için hazır olduğumu bilmiyorum lütfen yanlış anlama,
bilemiyorum.
bir soluğa ihtiyacım var.
sindirelim iyice seyrek olmasın bazı şeyler. deyip yanlış anlama lütfen diye tekrarladı.
eh amk.bi tak anlamadım ki yanlış anlayayım.ne diyon şimdi. tamam senden hoşlanıyom ama beni öpüp
gibmeye çalışma mı diyon. yoksa bi anlık gaza geldim sonra senle çıkmanın yanlış olduğunu düşünüp
başlamadan ayrılmaya mı karar verdin.
ama belli ki sevgili olmak istemiyordu en azından şimdilik. yanlış mı anlıyordum??
—gideyim mi dedim?
-ooo yanlış anlamışsın bile ben sadece korkuyorum biraz sakin düşünmeye ihtiyacım var dedi.
-ebru zaman mı istiyorsun dedim
-bir nevi dedi.
-beni nerede indireceksin ,yada nerde bekleyeyim dedim
-nasıl yani dedi.
-sen sakin sakin düşünürken ben nerede durayım adres ver dünyanda bana dedim
-gönlüme farklı aklıma farklı cevaplar var y.k.s.(yannan giben kelebek)dedi
sandalyeyi geriye itip. ayağa kalktım.
-gönlün aklını kandırabilirse sen benim adresimi biliyorsun dedim.
döndüm alt kata indim.
• *anasını gibim utanmasam hüngür hüngür ağlayacaktım. gözlerim zaten dolmuştu bile. merdivenlerden
inerken iki elimin tersiyle makyajımı tazeledim.alt katta hesabı ödeyip dışarı çıktım
o binin beni dışarıda bir yerlerde bekliyor olma ihtimali çok yüksekti.ama gibimde bile değildi amk. kralı
gelsin direk nakavt edecek sinir vardı üstümde.
mutlaka boş boş yürüyüp ne tak yiyeceğinizi bilemediğiniz.
nereye gideceğinizi ayaklarınızın belirleyeceği zamanlar olmuştur sizde de.olmadıysa da bu duyguyu da
anlamayıverin amk. çünkü bana öyle oldu
• *telefona bakıyorum. ulan bişey yazarmı vicdansız diye.yok
sağa sola bakıyorum.şu bin nerde gelsin adam akıllı komaya soksun beni gidip serumla yaşayayım biraz
diye yok
nereye gitsem diyorum. gönlüme su serpecek serin bir kuytu yok amk alanyasınd
geri gidip manyak mısın olm git konuş kızla ben sensiz yapamam de yalvar amk dayanamazsın diyorum bu
acıya ayaklarımın inadından vaz geçeceği yok.
yok oğlu yok amk.
eve gittim uyudum beyler.
akşam 8 gibi kalktım. zütüm kaşınıyor muşcasına en azından o bini aradan çıkarayım dedim
bilardo salonuna gittim. orda cengaver.
o bana demeden konuşabilir miyiz dedim. şimdi düşünüyorum da kibar konuşmuşum bine
dışarı çıkmayalım ne olur ne olmaz önce bi konuşalım direk dalmasın diye bizi iki çay abi dedim.
masaya oturdum
karşıma geçti.o da oturdu.
anlat bakalım babayiğit dedi.
-bak dedim arkadaşım ben alanyalıyım. yani tek tanıdığım sen ile ebru değil burda dedim
benimde bir çevrem benimde tanıdıklarım. benimde daha önce adam dövmüş tanıdıklarım var dedim.bu
bilardo salonunda sen ne kadar adam tanıyorsan bende en az o kadar tanıyorum dedim.
geçen gün geldin. adam akıllı dövdün beni sesimi çıkarmadım.
beni dinliyor ama hiç gibine takmazmış gibi dinliyor beyler.
-sevmişsin eyvallah dedim. kimseye gidip de bu bana böyle böyle yaptı demedim. seni bir yerde tek
başına başkalarıyla sıkıştırmaya çalışmadım dedim.ki teke tek karşılaşsak dayak yesem bile en azından o
günden kalan hıncımın bir kısmını çıkaracak kadar zarar veririm sana. dedim.
-buraya geldim ne elimde bıçak ne de yanımda adam var.
-kızla görüşme dedin mi??dedin
-ben görüştüm mü??her gün
-ha şimdi seni dinliyorum dedim.
…
• * biraz baktı bana. düşünüyor gibiydi.
derken masanın karşısından o tokatı nasıl çıkardı suratıma hala anlayamadım.
ben ne oluyor amk. diye olayın şokundayken hemen kahveci geldi masaya
-bi durum mu var lan?ne tak yiyonuz olm dedi
-yok abi şakalaşıyoruz bişey yok dedim
-abi sen bize iki çay daha ver dedi bin.
hay çayını gibeyim senin o tokat neyin nesiydi amın oğlu madem
kahveci gitti.
-sende beni dinle dedi. bin
—bak olm. senin gibi çok bin gibtim ben zamanında.
-bak dedi suratındaki bi kaç tane izi gösterek.
-hepsini bana karşılık verdikleri için oldu.
-dıbına soktumun korkağı geçen seni tokatlarken neden dayılanmıyordun da şimdi bana artislik yapıyon.
dedi
-karşılık vermediğin içi daha çok sinirlendim sana züt.ne biçim delikanlısın lan sen dedi. züt madem kızı
seviyon oraya buraya zütürüyon onun için kavga edemeyeceksen gibtir git mundar etme bari kızı dedi.
doğrı söylüyordu lan.
-yok onu tanıyormuş yok bunu tanıyormuş gibimde mi olm kimsin sen yarram dedi.
-biz bilmiyoz mu amk.o kızın bana bakmayacağını. zaten kızla denk olsak gider basardım teklifi peşinden
deli gibi koşardım. bırakmazdım dedi
-ama sen kimsin amk.ne ayaksın çıkıyonuz mu kızla seviyonuz mu olm birbirinizi dedi
-senin duygunu gibeyim kız seni seviyor mu sen onu söyle bana dedi.
• *ne diyeyim lan şimdi seviyor mu kız beni.bu soruya cevap var mı verebileceğim.
-evet dedim. kısık sesle.
bi tane daha patlattı tokat.
kan beynime sıçradı.
amk. huur çocuğuna bak vuruyor yaa.
masanın ortasına doğru eğilerek yanaştım.
-sana burda karşılık vermeyecem elimden alırlar hıncımı alamam. dışarı gel zütün yiyorsa seni manşet
yapayım alanyaya dedim
kalktım dışarı çıktım. elim ayağım titriyor korkudan değil ama sinirden.bi sigarayı zar zor yaktım. çakmak
elime yakışmadı amk. sanki sol elle yazı yazmak gibi.
sigara bitti gelen yok
az daha bekledim yine gelen yok
girdim içeri tekrar.
orrospu evladı tahmin edin ne yapıyor??
• *bin oğlu bin oturmuş eşli batak oynuyor.
sanki dalga geçiyor amk. batak oynuyor yaa.
geçtim karşısına ellerimi kaldırarak ne oldu der gibi yaptım.
yanındaki sineklerin oturduğu sandalyenin birini çekerek gel otur işaret yaptı.
-ne güzel posta koyuyon lan bin dedi.
ama derken pis pis sırıtıyor muallak.bu arada ihaleyi de o almış.
-hasta mısın aga sen dedim.
-sokacam senin açacağın kağıtlara diye eşine kızıyor.ben gibinde değilim amk.
-dur amk battık zaten diyor bana da.
gülsen gülünmez sövsen sövülmez. topluma zarar amın oğlu tam boğazlamalık bin
—batağına ben sokacam şimdi.şu olayı çözelim ben gidecem dedim.
-ben onun suratına bakıyorum.o elim iyi diye eşine kaş göz işareti yapıyor.gir ihaleye diye.
bana döndü. hani severek vurma varya çocuklara yavaşca acıtmadan üst üste iki üç kere ondan yaptı
bana.
anasını gibeyim dalacam ama zor tutuyorum kendimi. mekan içindeyiz diye
-git ne yannanımı yersen ye.gibimde bile değilsin amk. dedi
-gel çıkalım şu işi halledelim. dedim.
yanındaki lavuklar da bana ters ters bakıyor bu arada.ama tanıyorum ikisini.
-olm gibtir git. dürtecem zütüne başına bıçağı suratına bakılmaz hale getirecem seni sonra kızı da başkası
alacak gibtir git ne tak yersen ye diyom hala kaşınıyon.bi oyun oynatmadın amk. dedi
mesajımı aldım. içimde bi rahatlama oldu.onu halletmiş gibiydik. artık aramızda olmayacaktı ebruyla ama
ebruyla aramız??
bi ara olduğu kesin di ama uzak mı yakın mı bilene aşk olsun
mekandan ayrıldım.o bini hala görürüm hatta bana müşteri getirirdi arasıra ve hanutunu da alırdı. bazen
hala binliğine şaka yollu tokat atar. yanarım yanarım bi tokat da ben vurup hıncımı alamadım ona yanarım
amk.
bi kulağım la bi gözüm hep telefondaydı. acaba bi mesaj gelir mi?bir arar mı?? çaldırmasına bile razıydım
tam iki hafta hiç bişey gelmedi.ses soluk yok.o iki haftayı bana sorun amk.
tam umudu kesmeye başlamışken…
• *evet iki hafta onsuz geçmişti. işten yemekten yatmaktan hatta gülmekten bile zevk alamadığım bir iki
hafta olmuştu.
umudum gün geçtikçe eriyor.ama içimden sürekli hadi çık gel artık diyordum
ama bende kalkıp gitmiştim masadan.bi nevi onu orda öyle bırakıp gitmiştim.
belki bana daha diyecekleri vardı.
günlerce bunları düşündüm hep.
sonra o gün geldi.
iskele caddesinde meşhur bir cafeterya vardı
balıkçılar kahvesi diye.
sabah 11 gibi tost yemeye gittik 3 arkadaş.
totsları söyledik çayla beraber zütürüyorduk ki
• *onun geldiğini gördüm.o da bir arkadaşı ile gelmişti. dünyam durdu. sadece baktım kaldım ona.ne
kadar özlemişim lan bilemezsiniz amk.
beni görsemiydi görmesemiydi bilemedim.ne yapacağımı şaşırdım. utandım, duygulandım,
sevindim, üzüldüm duygularım orgy yaptı birbiriyle
bakmamaya çalıştım ama gözlerim beynimin kontrolünden çıktı. hiç durmadan bakasım geliyordu.
öyle gib gibi hiç durmadan oraya bakınca farketti beni.
anam anam anam göz göze geldik ya gönlümün feri kesildi.
kalbim o an durmadı ya ben artık kalp krizinden ölmem beyler.
o kesti bakmayı önüne dönerek
bende bıraktım ama yan gözle hep oraya bakıyorum şaşı oldum olacam az kaldı. bakmıyor görünüp düpe
düz bakıyorum amk -
19.
+314Tümünü Göster
öğlen civarı 6 7 kişilik kumar tayfası dükkana geldi. dün geceki olayda başrolde oynayanların hepsi
kapıdaydı. bana yumruk atan dahil hepsi gelmişti. bana yumruk atan kişi benden 8 10 yaş civarı büyük.o
zamanlar peugout dolmuş kullanan harun abiydi. edit. adamın adı harun binler inci deki harun abi değil.
içimde korku bile yoktu. kız zaten sıçtı ağzıma bir iki yumruk daha yesem ne olur di ki amk.
yine yaşça benden büyük esnaf olan hasan abi girdi ben kapıya doğru yönelirken. hasan abiyi çok sever
sayarım.
-harun abin seninle konuşmaya gelmiş. dün geceki olay için.ben kefilim. pişman adam dedi
eyvallah abi dedim. hepsine beraber buyrun içerin hareketi yaptım elimle. harun abi geldi. hasan abi de
yanımızda duruyor
- kusura bakma. borç durumları vardı. çocuk da hastaydı. moralim bozuktu. gerginleştim. çok üzüldüm
olaydan sonra dedi
şeytan be huur çocuğu madem çocuğun hasta o saatte ne işin var kumar masasında. demek geldi
içimden ama demedim tabi
-önemli değil dedim. isteksizce.
hasan abi -hadi sarılın barışın geyiği yaptı.amk iyi valla at yumruğu morart gözü üstüne bi de sarıl kucaklaş
amk.ama yapacak bişey
sarıldık.
-sana borçluyum dedim. harun abi.
-ne borcu abi ne demek. dedim. paranı vereyim istersen dedim.
-yok sende kalsın. benlik bişey olursa hemen haber ver dedi. uğurladık gittiler.
sonra dükkanda yine yalnız kaldım bi kaç müşteri. onlarla ilgilenirken.bir yandan da plan yapıyorum.
ebruya gidip tamam kumarı bıraktım seni seçtim demek olmaz. yani lafla bitecek bir olay değil bu
başka bir binlik bulmalıyım. paralar da cebimde. hatırı sayılır bir para.
ne yapsam ne etsem diye düşünürken. akşama doğru ilham geldi binolar.
akşam üstü paraları masanın üstüne bırakıp düşünürken planı yapmıştım.bu paralar bir şekilde
harcanmalı ebruya paranın harcandığı hiç kumar parası kalmadığı belli edilmeli. para mümkünse hayırlı
bir işe yatırılarak ekstra sepmpati kazanılmalıydı ama nasıl??
o gece kumar oynadığım kişilerle görüşmek üzere bilardo salonuna gittim. sadece bir tanesi ordaydı.ama
bana hepsi lazımdı.onu yarın diğerleriyle beraber buluşup buluşamayacağımız sordum. gündüzden
ayarlarız yarın dedi
ertesi gün oldu bu arada gözüm kulağım hep telefonda aklımdan çıksa gönlümü teselli edemediğim
ebrum bi mesaj atsa diye
ama yok.ben de ona atamıyorum.
neyse ertesi gün kumar tayfasın yanına gittim. harun abi de orda.ona bakarak kısaca durumu anlattım.
-abi geçen gün kazandığım paraları size geri vermek istedim.ama almadınız. bende bu paraları
harcayamam. hatırlarsan bana işin düşerse gel demiştin düştü abi dedim
-devam et hele dedi
-abi ben kumarı bırakmaya karar verdim.bu parayı da harcamayacağıma göre bunları bir hayır işine
kullanmak istiyorum dedim.
-peki bizle alakası ne dedi.
-şimdi ben gidip tek başıma bir yere yardım yaparsam haram kumar parasıyla etmiş olacam.ama hep
beraber gidersek kim ne kadar kaybettiyse o kadar yardım yapmış olacak. hakkınızı içten helal
edeceksiniz. böylece haram olmayacak dedim.
hepsinin aklına yattı.
-okey mi abi hepinize uyar mı dedim.
-ne yapacaz peki dediler.
-bir yerden haber bekliyorum ben size yarın haber veririm dedim.
telefonu olmayanların telefonunu aldım. ayrıldık
o gün yine mesaj yoktu beyler. soğuyor mu acaba benden lan topyeekün mü bıraktı beni korkusuyla gece
zar zor uyuyabilsemde sabah kalkar kalkmaz dedemi aradım köydeki
hoş beş ellerinden öperim. muhabbetinden sonra. okulun numarasını istedim.
-dur defterde yazıyordu dedi.5 dakika sonra ancak bulduktan sonra aldım telefonu
-direk çevirdim. bakan yok.
köyde iki öğretmen var beyler. biri ilkokul üçe kadar diğeri 4 5 sınıfları okutuyor. tekrar tekrar aradım
sonunda tenefüs olsa gerek öğretmen cevap verdi. durumu anlattım
elimizde bir miktar para olduğunu bunu da okula yardım olarak değerlendirmek istediğimizi söyledim.
ihtiyaçlarını sordum
-gelip kendiniz görseniz daha iyi olur dedi.ama hangi esnafı iş güç arası komple toplayıp köye zütürecen
amk.
-hocam boyası iyi mi okulun dedim.
defter kitap daha fazla ihtiyaç dedi.
öğrenci sayısını aldım. tamam hocam ben sana haber veririm deyip kapattım telefonu.
54 öğrenci.
kumarbazları arayıp durumu anlattım. öğrenci başı bir çanta içine defter kitap para yettiğine kalem silgi
falan dolduracaz. benim çalıştığım dükkanın ününe getirecez. ordan senin dolmuşla akşam işini bitirince
köye bırakacaz hocalar dağıtsın uyar mı dedim.
-neden senin dükkanın orda akşam direk atalım dolmuşa zütürelim dedi
-olmaz dedim.
olmaz tabi amk.ona göre plan yaptık. dükkanın önüne gelmezse o çantalar plan yatar.
-neden dedi. salladım yalanı.
-abi belki çantaları gören diğer efnaf da yardım etmek ister.
-haa deyip okeyi aldık.,
ama benim amacım ebruya dükkanın önünde o çantaları göstermekti
çantaların ve içindekilerin siparişini verip pazarlığı yaptık.bir miktar arttı.ona da 54 tane 9 kat kames top
aldık.amk sanki hepsi erkek öğrencilerin amk.o kadar da aynştayn değiliz kafa basmadı amk işte. -
20.
+3162Tümünü Göster
• *ben olayı babasına veya ailesine bağlamak ve tepkisini görmek için
-yarın babanın otelinde işe başlıyorum dedim
-babamın otelinde mi dedi. biraz şaşırarak
-evet dedim
-hayırlı olsun dedi
bundan da pek bir tak çıkmadı
-lütfen anlat ebru neden böyle oldu dedim
-bişey yok ki dedi
-tüm bunlardan sonra bişey yok diyorsan demek ki daha bişey görmedin sen dur bakalım neler yapacam sana mı demek istiyorsun dedim
-ne alakası var dedi
-kaç gündür nasıl peşinde koştuğumu anlatacak değilim ebru yorma beni anlat ne olduğunu uzatma dedim
-bişey olmadı kelebek dedi.
-öp ulan o zaman beni dedim
baktı sadece suratıma
-ellerimi tut o zaman dedim
bi kaç saniye geçti
o da yok amk
kafayı yedim yiyecem
-bir cevap için 10.a kadar sayacağım. eger cevap vermezsen başka şeyler sayarak da gideceğim haberin olsun 10*dedim
ben aşşağı doğru saydıkça ne yapacağını bilemez hale geldi
7 dediğimde bana sarıldı
nefes alışlarından bir şey söylemeye yeltendiği fakat söyleyemediğin anlaşılıyordu
ben aşşağı dogru saydıkça daha sıkı sarılmaya başladı
yavaş yavaş 3 e kadar saydım
ellerini yavaşça gevşetti
artık bana sarılmıyor ama dibimde duruyordu
• * -2 dediğimde yarım adım geri çekildi
-1 dediğimde yanağıma eğilip bir öpücük kondurdu
-ebru sıfır dedim bir adım daha geri çekildiğinde yanağından peş peşe süzülen bi kaç damla yaş vardı
gel de işin içinden çık amk
madem ağlıyor bana sarıldı
yanağımdan öptü ki kesin bi taklar dönüyordu
resmen ebru ayrılık otobüsüne binerken beni uğurluyordu
-en azından sebebini anlat da öyle gideyim. yıllarca içimde dert olmasın.bir sevgili neden kaybedilir bileyim. dedim
o beni dinleyip cevap hazırlamak yerine gözleri başka alemlerde göz yaşlarını silmekle meşguldü
tuttum ellerinden
-ebrum ne olursun anlat dedim
yine sarıldı
-ölecek miyim amk bana kanserli gibi davranma anlat şunu dedim. sinirlice
-neden böyle olduğunu bilmiyorum dedi
-devam et dedim
-bilmiyorum dedi
-5 yılın hatrına anlat. giderim bilmek hakkıydı diye vicdan azabı çekersin.
vicdanını rahatlatmak istediğinde bile beni bulamayacağın birisi olurum.ne olursun anlat dedim
-anlatacak bişey yok dedi
-peki dedim. elimi uzattım.
telefonumu çıkardım
içinden sim kartı aldım
ikiye büktüm. yere attım.
zaten ebrunun bana hediye ettiği telefonu eline bırakıp
-sen henüz kendi kendine sevdiğim insan
nerde,ne yapıyor,ne düşünüyor,iyi mi,keyfi yerinde mi,niçin gitti, neden gelmiyor, niye haber vermiyor, beni hala seviyor mu,beni gerçekten sevdi mi gibi
milyonlarca soruyu hiç sormamışsın..ben iki tanesinin cevabını vereyim. seni çok seviyorum. gerçekten çok sevdim.. diğer cevaplar umrunda olursa bulursun..
• *dedim elveda ve kendine iyi bak bile demeden
yanından ayrıldım
hani koşar mı arkamdan dur kelebeğim der mi diye başlarda yavaş yavaş adımlarla gittim ama sonra baktım ki sinirden koşmaya başlamışım
kalbim benim de bilmediğim sorulara cevap arıyor
ben cevap veremedikçe
yan etkileri nefesime
ordan göz yaşlarıma etki ediyor
herşeye değer dediğim ebru için
aklım boşunaymış desede kalbim bir teselli arıyor
siz iki gün bekleyemediniz yüzlerce küfür ettiniz arkamdan neden böyle yapmış anlat diye ama ben 6 sene geçmesine rağmen neden öyle davrandığını hala bilmiyorum
ordan ayrılırken kalbimi burktum
sıcak olduğu için hissedemediğim kalp ağrım
eve gelip yalnızken
sarılıp kalbimi ısıtacak birisinin kalmadığını fark edince daha da ağrımaya başladı
bizim ev
ebrunun defalarca geldiği nerdeyse her köşesine oturduğu
mutfak ebruyla gelen misafirlere bişeyler hazırlamaya çalışırken gülüştüğümüz yer
kanepe ilk benim olduğu kanepe
merdiven ebrunun yürüdüğü
evin girişi ebrunun beni beklediği yer
yürürken planlar kurduğumuz bizim cadde ve alanyanın çoğu caddesi
her köşesinde yürüdüğümüz
kalesi denizi iskelesi alanya
yayla çiçekler kopardığım balıklar yakaladığım sarılıp boynunu öptüğüm
aşkın en temiz oksijenli noktası
nereye gidecektim lan ben
uyusam rüyalarıma girer diye korkuyorum
uyanık kalsam kalp ağrım sesli konuşuyor
bir yandan gibtir et olm
her işte bir hayır vardır. demek ki ebru değilmiş kaderimde yazan diyorum
bir yandan kendimi tutamıyorum gidip döve döve anlattırayım ne olduğunu diye
• *iki ucu taklu değnek değil benim durum
ben tak çukuruna düşmüşüm uzatılacak bir değnek arıyorum
koridorda oturdum yere
üstümde ne varsa çıkardım
yine de geçmedi içimdeki sıcaklık
halıyı elimle toplayıp
suratım dahil tüm vücudumu fayansa dayadım onun sserinliği de yetmedi
banyoya gittim
banyo kapısını sonuna kadar kilitledim
balkona çıkıp atlamaya karar verirsem bana bir kez daha düşünme şansı olsun diye
suyun en soğunu açtım altına girdim
zaten zor nefes alırken iyice kesildi soğuk suyla nefesim
nereye gidecektim ne tak yiyecektim amk
her adreste ayrılık yazacaktı
her gittiğim yerin nüfusu sadece 1 olacaktı benden ibaret
nereye gidersem gideyim başka nüfusa kayıtlı olacaktı ebru
ben banyoda oturup bunları düşünürken
dış kapının açıldığını duydum
lan ebru mu geldi yoksa diye heyecanlansam da onda anahtar yok ki amk kesin biladerdir diye ismini seslendim
-abi sen misin dedi.
-evet dedim.
-ha iyi amk korkuttun beni dedi
ses kesildi içeri gitti
30 dakika geçip benim çıkmadığımı görünce yine geldi
-çıkmayacan mı dedi
-paran var mı dedim
-karı mı attın olm eve bu salonun hali ne gideyim mi dedi(benim kıyafetler yerde kaldığı için)
-ne karısı olm dedim
-ebru yenge öldürür zaten ne yapacaksın parayı preservatif lazımsa var bende dedi. makara yapıyor binin biladeri.
• *he amk preservatif lazım ebru kalbimi gibiyor
-var mı dedim
-ne kadar lazım dedi
-büyük alacak kadar dedim
-var ama lazım para dedi
-tamam yarın ben sana veririm dedim. nerden vereceksem amk
-iki bira alayım işine bak kontur alacam yarın dedi
-sen bi büyük al gel dedim
-yarın vermezsen diye tehdit edip bakkala gitti
ben çıktım banyodan
lavaboda elimi yüzümü yıkadım
içip bayılacam plan bu
yoksa uyunmayacak amk
üstüme şort tişört geçirip biladeri beklerken
soguk su bardak hazırladım
geldi bi baktı
sadece kendime bardak almışım
-sen bu parayı vermezsin amk bana bende içebildiğim kadar içeyim bari dedi
-sen git yat olm dedim
-o zaman vermem dedi
baktım kardeşimin kalbini de kıracam
hem bana saçma sapan sorular sorar biraz kafam dağılır diye
-al gel amk bi bardak dedim
karpuz da kesmiş geldi
bardakları doldurdum
şişeyi elimden bırakmadan
benim kini fondip yapıp yine doldurdum
başlık yok! burası bom boş!