/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +45 -5
    üst edit: amk hikayeyi aldığım blog gibmiş atmış hikayeyi başka bir yerden buldum devdıbını atıyorum şimdi dıbına çakimler geliyor alın rezlerinizi

    tamamen alıntıdır

    alıntı yaptığım yerin linkini veriyorum buraya, primci diyenler gibtiripgidip siteden okuyabilirler

    http://incihikayeleri.blo...anlatmasam-mi-part-1.html

    başlıyorum alıp yapıştırmaya

    part
    part 1

    fakir bir ailenin ilk çocuğuyum.iki erkek kardeşiz.ben ilkokuldan sonra anadolu lisesini kazandım.ilk sene hazırlık sınıfında okudum yani sadece ingilizce ağırlıklı eğitim veriyorlardı.
      12 yaşında çalışmaya başladım hem ingilizcem gelişsin hemde okul a harçlık çıksın diye
    okul kitapları ingilizce ve çok pahalıydı.7 sene boyunca okulda babam bir kere cebime harçlık koyamadı
    benim gibi fakir ama o okulu sınavla kazanmış çocuklara takılırdım okulda.
      yazları çalışmaya devam ettim. küçük olduğum ve ingilizce bildiğim için yazları çok fazla para kazanıyordum.
    bütün turistler cebime para sıkıştırırdı.
    ilerleyen senelerde yazları bar da çalışmaya başladım.
    15 yaşımda turist amıyla tanıştım.
    şimdiye kadar gibtiğim turistin haddi hesabı yok.
    yaşım 29
      anadolu lisesinde 7 sene hiç bir kızla çıkmadım.
    çıkabilirdim ama onları bir cafeye zütürüp çay içirecek bile param olmazdı. çünkü yazın kazandıklarımı aileme veriyordum.
    onlarda hem benden aldıklarını hemden yemeden içmeden keserek biriktirdikleriyle kooparatife veriyorlardı ev sahibi olmak için
      üniversite sınavına girdim. çok iyi puan aldım.ama yanlış tercihden dolayı giremedim.
    sonra hem çalışmaya hemde dersaneye devam ettim. sonra bir arkadaş hediyelik dükkanı açacağını tezgahtara ihtiyacı olduğunu söyledi.
    ama benim işim ve maaşım zaten iyi olduğu için burun kıvırdım.ama o bana süper bi teklif yaptı. herşey ondan bütün malların alımı. dükkan kirası. elektrik v.s. ve kar ın yüzde ellisini önerdi bana
      kabul ettim.
    hemen işe başladık. mallar alındı. kontrat yapıldı. turizm bölgesi olduğu için süper para dönüyordu.
    birinci ayını kutlamak için dükkanın genelde türklerin takıldığı. belirli bir saate kadar restoran sonra disco olan bir yere gittik 4 arkadaş. herşey o gece başladı beyler
    ···
  2. 2.
    +7
    ulan bari bir şuku atın

    yalnızlıktan geberecem amk
    ···
  3. 3.
    +5
    okuyan var mı? devam edeyim mi?

    eğer okuyan varsa bu gece biter bu
    ···
    1. 1.
      +1
      Var yarram var devam et
      ···
  4. 4.
    +5
    47

    zamanın hızlı geçmesi için eksta bir iki dua daha öğrenmem gerekiyordu
    çünkü artık akşam olup onunla buluşmayı beklemeyecektim sadece
    ayrılık ne zordu lan
    sevdiğini gönülde tutup gurbete yollamaktı benimki
    kalk gidelim diye kendimi kaldırdım
    ayağa kalktığımda hala aklıma gidecek yer gelmedi
    yok aga yok dayanılmıyordu amk
    ayağa kalktım
    bir tekele girip 5 tane bira aldım
    ilki beni saçma sapan yürüyen ne düşündüğünü bilemeyen birine çevirmeye yetti
    evet gittim
    yatağa yattım
    dünya hem sağdan sola hem yukarıdan aşşağıya dönüyordu
    ben yatakta uykunun kıblesini aradım durdum saatlerce
    akşam üzeri kaltığımda saat 4 olmuştu
    yataktan çıkıp hayata dönmek benim için çok zordu
    o koma halimle günlerce yatmak istedim
    • *ama işe de gitmek gerekiyordu
    duş aldım kendime gelmek için
    sonra kendimi toplamaya çalışarak hayata adapte olmaya çalıştım
    ama telefona bakmaktan da korkuyordum
    adaptasyon sürecimi mahvedecek
    bana yüzde 5 alkollü göz yaşlarını tekrar akıtacak bir mesaj almak başlıca korkumdu
    ama ne yaparsanız yapın yarağa hep merakla koşarsınız
    baktım telefona
    bir tane mesaj
    ebrudan
    -şimdiden bu kadar özlenir mi bir insan yazıyordu
    -denizin içinde boğulmakta olan bir balıkken bana insan olduğumu hatırlattın. bende seni özledim güzel
    insan dedim
    özlenmez mi amk. bende özledim işte.
    gib gib yazmaya devam et böyle mesajlar
    baktım olacak gibi değil beyler
    zaten yediğim yannan zütümden taşmış aşık olmakla
    böyle devam ederse gönüldeki şampiyonluk hep averajla ikici sırada kalacaktı
    taktik bulmak lazımdı da
    var mı amk ayrılığa bir çare
    kim bulmuş ki biz bulalım **tek yapılacak şey ben seni özledim
    sen beni özledin
    birbirimizi özlüyoruz
    peki 4 sene boyunca beraber değilken
    o ankarada ben alanyadayken
    birbirimize yazdığımız her mesajın sonuna seni çok özledim eklemek kime fayda getirirdi??
    sadece biraz daha üzülmek
    parmakların bir kaç tane fazla tuşa basması
    bir saatten sonra seni çok özledim cümlesi rutinleşecek
    kimi zaman yazmak zorunda hissedeceğimizden
    kimi zamanda en içten şekilde yazacaktık ama
    hangisi olduğu da bir zaman sonra tartışmalı ofsayt pozisyonu misali aşk maçınında mazi kalıp gidecekti
    bir de telefon şirketinin veliahtlarına süper bir gelecek hazırlamaktan başka bir şey olmayacaktı
    bu olayı ebru ile de konuşmak gerekiyordu
    her baktığımda beni titreten birisi ile günler geçtikçe monotonlaşacak bir ilişki istemiyordum çünkü
    aşk bana ne kadar şimdilik acı veriyor olsada
    bir ayrılığın ikimizin arasına böyle girmesine engel olmam lazımdı
    -annenler ayrılıp yalnız kaldığında ve kendini biraz toparladığında bana mesaj at arayacağım seni
    konuşmamız lazım
    dedim
    -yani hiç sesini duyamayacak mıyım dedi
    -gerçekten duymak istiyorsan erken toparlarsın kendini dedim
    konuşma randevusunu almıştım **mutlaka ne konuşacağımı merak edeceği için anneleri gider gitmez
    yalandan toparladım diye bana mesaj atacaktı
    kadın milleti alayı aynı amk. benim de önümde nerden baksan bir gün vardı çünkü anneleri orda kalacaktı
    bir gece
    elime defter kitap alıp konuşma taslağı çıkarmaya çalıştım boş zamanlarımda
    o kadar dertli birşey yazıp bunalım üstüne bunalım eklememeliydim
    aslında o telefon konuşmasına kadar geçen süre bana birşey öğretmişti
    yazarken özlem acısı azalıyordu içimdeki başka şeyleri düşündüğüm için
    ebruya yazacaklarımı hazırladım
    ebru yine bir kaç tane özlem içerikli ve aşkını belirten mesaj attı
    sonra bir mesaj daha
    -kalbim sendeyken kendimi toparlamış saymasam da yine de ağlamıyorum en azından dedi
    -hep ağladın mı annenler ordayken de dedim
    -annem benden çok ağladı. bana hak verdiğini söyledi. dedi
    -tamam hazır olunca haber ver o zaman dedim
    -galiba hazırım dedi
    aradım
    -senden bir söz daha istiyorum dedim.
    -bende seni özledim kelebek bey. dedi imalı imalı
    uzun bir süre sonra gülmek geldi içimden
    -hiç de komik değil.ben burda ölüyorum sen gülerek söz istiyorsun benden dedi
    -toparlanınca tekrar arayayım ben seni istersen dedim
    kızmış olsa gerek telefonu kapattı
    hemen arkasından o aradı bu defa
    —alo dedim
    -pardon dedi
    -önemli değil alışmaya başlamak şimdiden dedim
    -neye alışmaya dedi
    -aramızdaki mesafe mutlaka gerginleştirecek bizi sinirimizi birbirimizden alacağız mutlaka.
    seni sevdiğim kadar kimseyi sevmedim. aslında ben kimseyi sevmemişim sana kadar
    haliyle sensizliğide ilk defa yaşayacağım seni çok sevmeme rağmen
    en az senin kadar tecrübesizim senleyken yalnızlığa.
    ama böyle devam etmesi halinde sadece birbirimizi üzeceğimizi sende biliyorsun.
    bunlar sadece başlangıç
    daha ben senden sen benden şüpheleneceksin başkası var mı diye
    hep merak edeceksin. beni aldatıyor mu diye
    hep kendimize soracağız acaba sevgisi azalıyor mu diye.
    şimdiki duygularla açık konuşmak gerekirse ne başkası olur ne de sana sevgim azalır
    ama gelecek ne gösterir bilinmez ama geleceğe ikimizin birbirimize takınacağı tavırlar yön vereceği de bir
    gerçek
    iki haftamı hiç işim olmayan biri yüzünden mahvettin.
    kendine göre gerekçelerinde vardı
    haklı da olabilirsin kendince
    ama seni bu kadar seviyor olmam
    en azından sen bana tekme atarken popomda hissettme hakkı veriyor sanırım
    daha da açık konuşmak gerekirse
    tarkanı tekrar dinle.
    benim için gerçekten bir hayalsin bir macera
    seni seviyorum demek bile kalbimde parçalanmalar yapıyor
    sana bakmaya ve koklamaya doyamayacağım uzun bir süre
    ilk gün seninle tanıştığımızda ki sarhoşluk var hala üzerimde
    lütfen ayıltmaya çalışma beni sarhoşun da olsam izin ver hep seveyim dedim **tam olarak nedir amacın
    dedi
    -ben sana atla gelmedim. prensin olmayı haketmiyor da olabilirim. aklının bugüne kadar hayal ettiği birisi
    olmadığım için
    şu an benim için delice attığına inandığım kalbini benim için atmaktan vazgeçirmesinden
    korkuyorum.ama vereceğin her karara da saygı duyuyorum
    beni sevmek zorunda değilsin.ama dürüst olmak zorundasın. beni peşinde kopacağını bile bile bir halata
    bağlayıp süründürme lütfen
    inanmıyorsan biraz dur ben kendim çözeyim halatı dedim
    -sen beni sevmiyor musun kelebek dedi
    -çok seviyorum dedim. düşünmeden
    -benim seni sevdiğime inanıyor musun dedi
    -inanıyorum dedim
    -o zaman şimdilik bunları unut.şu üzüntü halimize bir çözüm düşün dedi
    -koşarak gelsem kaç dakika ankara acaba dedim
    -belli oldu hızlı düşününce iyi kararlar veremiyorsun dedi. gülümseyerek
    -hayır dedim çok doğru bence
    -koşarak gelmek mi çok mantıklı dedi
    -hayır seni güldürmek dedim
    -tamam ama sapık fıkralarından beni uzak tut hatta babama bile anlatma dedi yine gülerek
    -tamam dedim.
    -ayrıykenki zamanlarımızı kalbimizi kandırarak geçirelim yani diyorsun dedi
    -çok mu acele etmişim düşünürken dedim
    -zaman gösterecek dedi
    -öpüyorum dedim
    -kimi dedi
    -seni dedim
    -kapatma hemen dedi
    -sıkıldım ama dedim
    -bu kadar kötü espriler yapacaksan başka çözümler bul lütfen dedi
    -bir de düşünerek arayayım çözümü o zaman dedim
    -düşünmeye dalmadan önce bir öp o zaman dedi
    -öptüm dedim
    -hadi iyi geceler dedi
    -aaa kapatıyor musun dedim
    -evet sıkıldım dedi
    telefonu kapattı
    arkasından bir mesaj attı
    -gördün mü ne kadar kötü espriymiş dedi. gülerek
    -iyi geceler dedim
    sanada dedi
    sonra içimdeki üzüntü hafifledi
    gülüyordum bile onu düşünerek uyumaya çalışırken
    bir iki mesaj daha attı ve onsuz geçen gece sayısını ikiye çıkaran uykuya daldım **günler günleri takip
    etti.
    ilk başlarda çok zorlansakta haftalar geçmeye başlayınca alışmaya başladık
    ben onu eğlendirmek için uzaktan uzağa ne kadar takla atılabilirse attım
    ona mektuplar içinde şiirler yazıp gönderdim
    her seferinde hiç beğenmediğini söyledi
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +5
    141

    ---bana tek yalanın şimdiki bu gülümsemen olsun çok seviyorum seni hadi geç kalma dedi
    yanağımdan bir çift dudak ısısı ile otobüse bindim
    otobüs şoförünün gibinde değildi amk neden ağladığım parasını verdim yerime geçtim
    bana aldıgı kazagın dirsegi ile camdaki buguyu silince gördüğüm ebru
    hala gülümsüyordu
    en azından gülümsemeyi deniyordu
    ondan ayrılırken bir yalan daha attım gülüşümle
    otobüsdeki yaşlı teyzeler yanıma yanıma yanaştı
    kalksana amk yaşlıyım ben oturayım dercesine
    gibe gibe kalktım
    ayrılık acısını otobüsde ayakta bir yerlere tutunarak ve şoför amcanın arkaya ilerleyelim komutlarına uymaya çalışarak çektim
    arkaya ilerlerken
    geride bıraktığım sadece şoför maali değil aynı zamanda ebrumdu otobüs ilerlerlediğinden
    ayrıca ekşına dogru da yürüyordum aynı zamanda
    otobüsde bir liselinin manitasına manitayı giblemezcesine mesaj yazması bile imrenilecek bir durum haline geldi benim için
    muhtemelen benim yaşadıklarımı yaşamadığı için o telefonda yazdığı kelimelere benim göstereceğim kadar önem göstermiyordu
    otobüs kışla muhitine yaklaşınca
    dıbına çakim arkadaşım inecek var demek geldi içimden ama
    şoförü nezaretlik kendimi hastanelik etmek istemediğim için sadece düğmeye bastım
    yine tırmanılması gereken kışla
    yine nizami olup olmadığımı kontrolünün yapıldığı nizamiye kapısı
    bir an önce üstümü değiştirip içtimaya hazır olma çabası
    yemek sırası yat içtiması
    askerlerin bugün bi manita ayarladım
    istesem kesin verir palavraları
    sabah kalk boş pazar günü top tekmele
    çarşı iznine çıkmamışlarla askerlik düşer mi lan geyiğinden sonra
    ebruyu aradım
    -nasılsın dedim
    -iyiyim yalancı sen nasılsın dedi
    -yalancıkdan güldüğümü nasıl anladın dedim

    ---bırakta tanıyayım seni o kadar dedi
    -seni ne kadar sevdiğimi bilecek kadar tanı yeter dedim
    -o zaman çoktan en iyi dostum olmuşsun da sen beni tanıyor musun yeterince dedi
    -tatile gelmedin herhalde bugün sevdiğinden gelmişsindir dimi dedim
    -yok yeterince tanıyamamışsın henüz hala bana sormandan belli dedi
    -benim sana soracağım tek soru olur ama cevaplamanı istemiyorum ebru dedim
    -soru ne neden cevap istemiyorsun dedi
    -hep sevebilecek misin beni? soru bu dedim
    -evet tabi ki dedi
    -cevaplama ebru sadece yaşat dedim
    -bildiklerimi söylerim tahmin ettiklerim için belki, umarım, inşallah gibi şeyler derim dedi
    -sen beni sevebilecek misin hep dedi
    -o benim sorum kendine başka soru bul dedim
    -geleceğimize belkileri umup inşallahlarla dualarda mısın yoksa evet diyecek kadar inanıyor musun kalbine dedi
    vay amk üzerime gelen kişi cdıbını kırdığım bakkal amca mı lan
    kaçsam kesin yine yakalar beni aynı mahalledeyiz amk gibe gibe cevap verecez ebruya
    -dostunum ben unuttun mu?hani şu çok iyi tanıdığın dostun. sürekli bildiğin soruları sormak sıkıcı gelmiyor mu sayın hocam dedim
    -yanlış cevap verirse sıfır verme heyecanı da zevkli oluyor ama sayın öğrencim dedi
    bakkal amca kafaya koymuş ya züt ya cam diyor amk. tamam babama yaptırtıcam camları dicem ki affedecek beni amk kaçarı yok
    -inanıyorum dedim
    -neye inanıyorsun dedi
    -kalbime dedim
    -ne diyor peki dedi
    -tek kelime mırıldanıyor ama hiç sıkıcı gelmiyor şarkı dedim
    -alla alla neymiş o dedi
    -ebrum dedim

    ---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
    -muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
    -olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
    -aşk dedim
    güldü
    -müzik kime ait peki dedi
    -kalbim ritimleri belirliyor dedim
    -deli yaa dedi
    -delirten kim acaba dedim
    -tamam yine suçlu benim o zaman dedi
    -ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
    -suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
    -az kaldı merak etme dedim
    -ankaraya gelsene kelebek dedi
    -ne zaman dedim
    -izin kullan gel dedi
    amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
    ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
    gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
    -tamam bakarız diyebildim
    ama tepkisi sert oldu
    -bakma gel işte dedi
    -tamam ebru geleceğim dedim
    -hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
    -ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
    -iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
    -gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
    -tamam aşkım dedi
    -beni hala seviyor musun dedim.
    -düşünmem lazım dedi öyle makarasına
    -niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
    -seviyormuşum o zaman dedi
    -bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim

    • * tel kapandı
    hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
    kasıntı uzman çavuşlardan birisi
    -kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
    yat kalk
    ve ekşın
    geriye dönüş yaptı bana karşı
    -gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    sabah içtimasından önce
    ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
    -dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
    -emredin komutanım dedim
    -sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
    ben içtimaya koştum
    o da geldi
    içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
    -dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
    benimle alakasını düşünürken devam etti
    -dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
    kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
    zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
    ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
    kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
    dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
    -ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
    keşke demeseydim
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +4
    Vayy dıbına çakım arkadasım bu nasıl hikaye
    ···
  7. 7.
    +4
    21

    • *bana korktuğunu söylüyorsun sürekli de tekrarlıyorsun.
    hep beni bırakır gider mi pgiblojisi ile beni rencide ediyorsun.
    korkuyorum diyorsun. benden ayrılmıyorsun.
    bırak olmaz bu iş de bırakıp gideyim o zaman dedim.
    -gidebilir misin dedi
    -gidemem yok giderim.ama sende mi nelerimi bırakırım bilemem dedim
    -gitme dedi
    -o zaman tut elimi bırakma beni.
    -sen risk alınacak birisisin dedi ve sarıldı
    • *evet beyler galiba bu iş olmuştu. bende ona sıkıca sarıldım.
    daha sonra elimi tuttu.vay amk elimden utandım lan beyler.bu kadar yumuşak el mi olur amk.
    ben sadece o eli tutmadım o gün ,ayrıca o gün gibi tuttuğum günün başlangıcıydı.
    daha önce arkadaş olduğumuzun üzerine sadece ele ele tutuşmayı ve sarılmayı ekleyebilmiştik
    ne o bana canım cicim diyor ne de ben ona diyordum.mal mıydık evet maldık.
    ne gibimsonik bi ilişkiydi amk. öpüşme yok seni seviyorum u sümle içinde kullanan yok
    ötesini zaten hiç aklıma bile getirmiyordum.
    1. 36109463 /msj ?
    • *belirli bir süre sadece arkadaş kalsaydık daha iyi olacağını düşünmüştüm hep.
    ben ki her türlü binliği gözümü kırpmadan yaparım laf konusunda ama.
    direk seni seviyorum demesi bu kadar mı zordu amk.
    bariz bi şekilde ikimizden birisi dese diğeri de bendeeeeeeeeeeeee diye yapıştıracaktı
    ama ne zaman nerde ve kim söyleyecek.
    bi kaç zaman böyle devam etti. lafda sevgiliydik.
    derken doğum günü geldi,
    ikimizi ilgilendiren çoğu şeyin değiştiği

    • *doğum günüydü ertesi gün
    günün schedulesini sordum
    -akşam yemeği civarı evde aile ve yakınlarla kutlayacaz muhtemelen çünkü annem yarın akşama bir yere
    söz verme dedi yemek için. muhtemelen sürpriz yapacaklar. öğlenden sonra kız arkadaşlarla olacam
    akşam yemeğine kadar. başka da bir planım yok dedi
    evet herhangi bir davet gelmemişti bana. kızların yanına mı gidecektim. yoksa ailesiyle mi yemek
    yiyecektim.
    herhalde çağırmaması normal onlara amk.ama insan da umutlanıyor.
    bi kenarda bırakılmaz acıtıyor.
    -yemekten sonra ne yapacaksın gece boyu evde mi kalacaksın dedim
    -bilmiyorum henüz dedi
    bende hemen ne yapabilirim diye düşünmeye başlayarak tamam dedim.

    • *o zaman anladım ki.dünyadaki en zor şey bir insana hediye almakmış.
    hele bir de benim durumumda olursanız.
    kuyumcu hayrettim amcaya gittim.
    abi dedim durum böyle böyle. takunu yiyeyim yardım et.
    -sen şöyle bir bak. bişey beğenmezsen ben yardımcı olayım dedi
    gezdim biraz hepsi güzel amk. hepsini alasım geliyor ama, hangisini alacağıma karar veremiyorum.
    o göstermeye başladı bi kaç tane kalpli yüzük
    kalp kolye ucu
    ama vermeye zütüm yemez boşuna para vermiş oluruz diye almadım onları.
    anlat durumu iyice dedi.
    abi dedim daha tam sevgili değiliz, bunlar ağır kaçar dedim

    • *güldü
    -anladım lan derdini dedi.
    -bende yaşadım zamanında dedi
    -e yardım et o zaman dedim
    -seviyor mu seni kız dedi
    -galiba evet dedim.
    -git aşkını anlat o zaman sabaha kadar dinler seni.o hediye ona yeter dedi
    -öyle hediye mi olur sen bana şurdan bi de yüzük ver ne olur ne olmaz yanıma alayım dedim.
    -sen bilirsin dedi
    yüzük aldım bi tane orta çapta. taş filan yok beyler garip bi çizim olan sade görünümlü bi yüzük işte
    ertesi gün oldu
    işe gittim. öğlenden sonra mesajlar gelmeye başladı
    -arkadaşarın yanına gidiyorum
    -sürpriz hazırlamışlar pasta falan
    -keşke sende burda olsan
    -onlara seni daha cesurca anlatmaya başladım
    diye zamanı geldikçe her mesajı gönderdi
    bende umarım eğleniyorsundur diye sadece ikinci mesajına cevap yazdım
    -babam beni almaya geliyor. yanına uğrardım ama hediyeler falan var dedi
    -sen eğlenmene bak dedim
    biz ne zaman görüşecektik amk. paso onu düşünüyordum.ben daha ona doğum günün kutlu olsun bile
    dememiştim
    ama mesajla denir mi amk.o sevgilim di benim en nihayetinde. öküz değilse bana da zaman ayıracaktı
    elbet
    yemekte de mesajlar gelmeye devam etti,
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    +4
    part 5

    merhaba dercesine kafa selamı verdim. bana baktı dişleri gözükmeden gülümseden yaptı elimi uzattım
    amk hani ruslar demişya çirkin karı yoktur az votka vardır diye.tam tersi ben kafamın güzelliğinden kızın o
    kadar güzel olduğunu farketmemişim.
    yine aynı mod kıpkırmızı oldum.ne içersin demeye çalıştım ama Allahtan o anladı kahve olabilir dedi.
    garsonda damladı zaten masaya iki kahve söyledim.
    bu durumlarda insanın aklına bi sürü şey geliyor
    benim ilk aklıma gelen olm bu kız seni çok aşar amk afet bu.çok tatlı seni dıbına bile takmaz bu.diye
    düşünüyordum.
    hani bi karı görürsünüz bu karı bana bi kere versin ömür boyu am a tövbe ederim dersiniz yaa o cinsten

    derken normal bi geyik başladı. otobüsde yanınıza biri oturur gayri ihtiyari konuşursunuz ya o sorar sen
    cevaplarsın sonra aynısı sen sorarsın falan.o nun gibi devam etti muhabbet.bu vesileyle biraz tanımış
    oldum kızı.
    ismi ebru
    yerli
    kolej mezunu
    sınava hazırlanıyor
    sonra yine muhabbet döndü dolaştı o geceye geldi.
    kızın samimi bir konuşması vardı. bilindik kızlar gibi kendini olduğundan fazla gösterme çabası yoktu.40
    dakika içinde normal arkadaşıyla konuşurmuş gibi samimileşti muhabbet onda sıkılganlık yoktu.bu sayede
    bende rahatladım biraz
    gerginlik gitti. üstüne ilgi geldi.bi kere gibsem düşüncesi gitti en azından arkadaş olmalıyım düşüncesi
    geldi
    zaten bu kız benimle çıkmaz hayatta yürümez bizim ilişki düşüncesi vardı
    kendi kendime ben en iyisi bu kıza hiç yavşamayayım dedim.bu mod beni de rahatlattı tabi. kızı tavlama
    gibi derdim azaldığı için bende artık düzgün cümleler kurup yüzüm her bişey soruşumda kıpkırmızı
    olmaktan kurtulmuştu
    espri bile yapmaya başlamıştım lan kıza bas baya gülüyordu bu da benim çok hoşuma gidiyordu
    2 saat kadar oturduk. hesabı istedik ödemek için hamle yaptı
    sen öğrenci sayılırsın çalışmıyorsun da ben öderim dedim.
    4 kahveden nolcak bunu ben ödeyeyim bir daha ki yemeği sen ödersin dedi.
    yemeğe çıkma teklif ettiğini duyunca yine kıpkırmızı oldum. kendi kendime olm yoksa hoşlandı mı kız lan
    benden diye kendi kendime havalara girdim.
    tamam onu da ben öderim ama bu kahve bana senin hatırın lazım yıllar boyunca dedim bunu da ben
    ödeyeyim derken attım parayı zaten hesabın üstüne.
    dışarı çıktık ben burdan gideyim dedi.
    bende malmışım beraber yürüyelim demedim amk.
    tokalaştık tam sarılır gibi olduk
    alkollü değilsin yine öpmezsin dimi dedi
    dıbına sokayım öyle espri mi yapılır yerin dibine geçtim.
    yine bana bakarak gülümsüyordu.amk kına yak kıpkırmızı oldum zaten.
    hani küçük çocukları dalga geçerek utandırırsınız ya onun gibi dalga geçiyordu kız benle resmen.
    ama bu yaptıkları bu kadar açık sözlü olması çok hoşuma gidiyordu
    neyse vedalaştık
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    +3
    17

    • *konuşmaya devam etti.
    öyle oldu işte, alıştım sana ama daha fazlası için hazır olduğumu bilmiyorum lütfen yanlış anlama,
    bilemiyorum.
    bir soluğa ihtiyacım var.
    sindirelim iyice seyrek olmasın bazı şeyler. deyip yanlış anlama lütfen diye tekrarladı.
    eh amk.bi tak anlamadım ki yanlış anlayayım.ne diyon şimdi. tamam senden hoşlanıyom ama beni öpüp
    gibmeye çalışma mı diyon. yoksa bi anlık gaza geldim sonra senle çıkmanın yanlış olduğunu düşünüp
    başlamadan ayrılmaya mı karar verdin.
    ama belli ki sevgili olmak istemiyordu en azından şimdilik. yanlış mı anlıyordum??

    —gideyim mi dedim?
    -ooo yanlış anlamışsın bile ben sadece korkuyorum biraz sakin düşünmeye ihtiyacım var dedi.
    -ebru zaman mı istiyorsun dedim
    -bir nevi dedi.
    -beni nerede indireceksin ,yada nerde bekleyeyim dedim
    -nasıl yani dedi.
    -sen sakin sakin düşünürken ben nerede durayım adres ver dünyanda bana dedim
    -gönlüme farklı aklıma farklı cevaplar var y.k.s.(yannan giben kelebek)dedi
    sandalyeyi geriye itip. ayağa kalktım.
    -gönlün aklını kandırabilirse sen benim adresimi biliyorsun dedim.
    döndüm alt kata indim.
    • *anasını gibim utanmasam hüngür hüngür ağlayacaktım. gözlerim zaten dolmuştu bile. merdivenlerden
    inerken iki elimin tersiyle makyajımı tazeledim.alt katta hesabı ödeyip dışarı çıktım
    o binin beni dışarıda bir yerlerde bekliyor olma ihtimali çok yüksekti.ama gibimde bile değildi amk. kralı
    gelsin direk nakavt edecek sinir vardı üstümde.
    mutlaka boş boş yürüyüp ne tak yiyeceğinizi bilemediğiniz.
    nereye gideceğinizi ayaklarınızın belirleyeceği zamanlar olmuştur sizde de.olmadıysa da bu duyguyu da
    anlamayıverin amk. çünkü bana öyle oldu
    • *telefona bakıyorum. ulan bişey yazarmı vicdansız diye.yok
    sağa sola bakıyorum.şu bin nerde gelsin adam akıllı komaya soksun beni gidip serumla yaşayayım biraz
    diye yok
    nereye gitsem diyorum. gönlüme su serpecek serin bir kuytu yok amk alanyasınd
    geri gidip manyak mısın olm git konuş kızla ben sensiz yapamam de yalvar amk dayanamazsın diyorum bu
    acıya ayaklarımın inadından vaz geçeceği yok.
    yok oğlu yok amk.
    eve gittim uyudum beyler.
    akşam 8 gibi kalktım. zütüm kaşınıyor muşcasına en azından o bini aradan çıkarayım dedim
    bilardo salonuna gittim. orda cengaver.
    o bana demeden konuşabilir miyiz dedim. şimdi düşünüyorum da kibar konuşmuşum bine
    dışarı çıkmayalım ne olur ne olmaz önce bi konuşalım direk dalmasın diye bizi iki çay abi dedim.
    masaya oturdum
    karşıma geçti.o da oturdu.
    anlat bakalım babayiğit dedi.
    -bak dedim arkadaşım ben alanyalıyım. yani tek tanıdığım sen ile ebru değil burda dedim
    benimde bir çevrem benimde tanıdıklarım. benimde daha önce adam dövmüş tanıdıklarım var dedim.bu
    bilardo salonunda sen ne kadar adam tanıyorsan bende en az o kadar tanıyorum dedim.
    geçen gün geldin. adam akıllı dövdün beni sesimi çıkarmadım.
    beni dinliyor ama hiç gibine takmazmış gibi dinliyor beyler.
    -sevmişsin eyvallah dedim. kimseye gidip de bu bana böyle böyle yaptı demedim. seni bir yerde tek
    başına başkalarıyla sıkıştırmaya çalışmadım dedim.ki teke tek karşılaşsak dayak yesem bile en azından o
    günden kalan hıncımın bir kısmını çıkaracak kadar zarar veririm sana. dedim.
    -buraya geldim ne elimde bıçak ne de yanımda adam var.
    -kızla görüşme dedin mi??dedin
    -ben görüştüm mü??her gün
    -ha şimdi seni dinliyorum dedim.


    • * biraz baktı bana. düşünüyor gibiydi.
    derken masanın karşısından o tokatı nasıl çıkardı suratıma hala anlayamadım.
    ben ne oluyor amk. diye olayın şokundayken hemen kahveci geldi masaya
    -bi durum mu var lan?ne tak yiyonuz olm dedi
    -yok abi şakalaşıyoruz bişey yok dedim
    -abi sen bize iki çay daha ver dedi bin.
    hay çayını gibeyim senin o tokat neyin nesiydi amın oğlu madem
    kahveci gitti.
    -sende beni dinle dedi. bin
    —bak olm. senin gibi çok bin gibtim ben zamanında.
    -bak dedi suratındaki bi kaç tane izi gösterek.
    -hepsini bana karşılık verdikleri için oldu.
    -dıbına soktumun korkağı geçen seni tokatlarken neden dayılanmıyordun da şimdi bana artislik yapıyon.
    dedi
    -karşılık vermediğin içi daha çok sinirlendim sana züt.ne biçim delikanlısın lan sen dedi. züt madem kızı
    seviyon oraya buraya zütürüyon onun için kavga edemeyeceksen gibtir git mundar etme bari kızı dedi.
    doğrı söylüyordu lan.
    -yok onu tanıyormuş yok bunu tanıyormuş gibimde mi olm kimsin sen yarram dedi.
    -biz bilmiyoz mu amk.o kızın bana bakmayacağını. zaten kızla denk olsak gider basardım teklifi peşinden
    deli gibi koşardım. bırakmazdım dedi
    -ama sen kimsin amk.ne ayaksın çıkıyonuz mu kızla seviyonuz mu olm birbirinizi dedi
    -senin duygunu gibeyim kız seni seviyor mu sen onu söyle bana dedi.
    • *ne diyeyim lan şimdi seviyor mu kız beni.bu soruya cevap var mı verebileceğim.
    -evet dedim. kısık sesle.
    bi tane daha patlattı tokat.
    kan beynime sıçradı.
    amk. huur çocuğuna bak vuruyor yaa.
    masanın ortasına doğru eğilerek yanaştım.
    -sana burda karşılık vermeyecem elimden alırlar hıncımı alamam. dışarı gel zütün yiyorsa seni manşet
    yapayım alanyaya dedim
    kalktım dışarı çıktım. elim ayağım titriyor korkudan değil ama sinirden.bi sigarayı zar zor yaktım. çakmak
    elime yakışmadı amk. sanki sol elle yazı yazmak gibi.
    sigara bitti gelen yok
    az daha bekledim yine gelen yok
    girdim içeri tekrar.
    orrospu evladı tahmin edin ne yapıyor??

    • *bin oğlu bin oturmuş eşli batak oynuyor.
    sanki dalga geçiyor amk. batak oynuyor yaa.
    geçtim karşısına ellerimi kaldırarak ne oldu der gibi yaptım.
    yanındaki sineklerin oturduğu sandalyenin birini çekerek gel otur işaret yaptı.
    -ne güzel posta koyuyon lan bin dedi.
    ama derken pis pis sırıtıyor muallak.bu arada ihaleyi de o almış.
    -hasta mısın aga sen dedim.
    -sokacam senin açacağın kağıtlara diye eşine kızıyor.ben gibinde değilim amk.
    -dur amk battık zaten diyor bana da.
    gülsen gülünmez sövsen sövülmez. topluma zarar amın oğlu tam boğazlamalık bin

    —batağına ben sokacam şimdi.şu olayı çözelim ben gidecem dedim.
    -ben onun suratına bakıyorum.o elim iyi diye eşine kaş göz işareti yapıyor.gir ihaleye diye.
    bana döndü. hani severek vurma varya çocuklara yavaşca acıtmadan üst üste iki üç kere ondan yaptı
    bana.
    anasını gibeyim dalacam ama zor tutuyorum kendimi. mekan içindeyiz diye
    -git ne yannanımı yersen ye.gibimde bile değilsin amk. dedi
    -gel çıkalım şu işi halledelim. dedim.
    yanındaki lavuklar da bana ters ters bakıyor bu arada.ama tanıyorum ikisini.
    -olm gibtir git. dürtecem zütüne başına bıçağı suratına bakılmaz hale getirecem seni sonra kızı da başkası
    alacak gibtir git ne tak yersen ye diyom hala kaşınıyon.bi oyun oynatmadın amk. dedi
    mesajımı aldım. içimde bi rahatlama oldu.onu halletmiş gibiydik. artık aramızda olmayacaktı ebruyla ama
    ebruyla aramız??
    bi ara olduğu kesin di ama uzak mı yakın mı bilene aşk olsun
    mekandan ayrıldım.o bini hala görürüm hatta bana müşteri getirirdi arasıra ve hanutunu da alırdı. bazen
    hala binliğine şaka yollu tokat atar. yanarım yanarım bi tokat da ben vurup hıncımı alamadım ona yanarım
    amk.
    bi kulağım la bi gözüm hep telefondaydı. acaba bi mesaj gelir mi?bir arar mı?? çaldırmasına bile razıydım
    tam iki hafta hiç bişey gelmedi.ses soluk yok.o iki haftayı bana sorun amk.
    tam umudu kesmeye başlamışken…

    • *evet iki hafta onsuz geçmişti. işten yemekten yatmaktan hatta gülmekten bile zevk alamadığım bir iki
    hafta olmuştu.
    umudum gün geçtikçe eriyor.ama içimden sürekli hadi çık gel artık diyordum
    ama bende kalkıp gitmiştim masadan.bi nevi onu orda öyle bırakıp gitmiştim.
    belki bana daha diyecekleri vardı.
    günlerce bunları düşündüm hep.
    sonra o gün geldi.
    iskele caddesinde meşhur bir cafeterya vardı
    balıkçılar kahvesi diye.
    sabah 11 gibi tost yemeye gittik 3 arkadaş.
    totsları söyledik çayla beraber zütürüyorduk ki
    • *onun geldiğini gördüm.o da bir arkadaşı ile gelmişti. dünyam durdu. sadece baktım kaldım ona.ne
    kadar özlemişim lan bilemezsiniz amk.
    beni görsemiydi görmesemiydi bilemedim.ne yapacağımı şaşırdım. utandım, duygulandım,
    sevindim, üzüldüm duygularım orgy yaptı birbiriyle
    bakmamaya çalıştım ama gözlerim beynimin kontrolünden çıktı. hiç durmadan bakasım geliyordu.
    öyle gib gibi hiç durmadan oraya bakınca farketti beni.
    anam anam anam göz göze geldik ya gönlümün feri kesildi.
    kalbim o an durmadı ya ben artık kalp krizinden ölmem beyler.
    o kesti bakmayı önüne dönerek
    bende bıraktım ama yan gözle hep oraya bakıyorum şaşı oldum olacam az kaldı. bakmıyor görünüp düpe
    düz bakıyorum amk
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    +3
    135

    biz yıldızları izledik
    yaylada fazla ışık olmadığı ve yüksekte oldugumuz için hepsini çok net görüyorduk
    matemetikle arası iyi olan mimar adayı ebru bile o kadar yıldızın varlıgından habersizdi
    hafif serin esen rüzgar
    300 metre aşşagıdan akan derenin derinden gelen kurbağa sesleri
    eşliğinde sadece sarılarak yattık
    sabah ki kahvaltıya ebru hayran kalmıştı ben ise sadece özlemiştim
    tamam da biz nasıl geri dönecektik amk
    köy dolmuşu desen sabah erkenden gidiyorlar ki çoktan gittiler
    giden birini beklesen kim bilir ne zaman gider arabada boş yer olur mu?
    gitmesek olmaz telefon yok ebrunun annesi meraktan ölür
    kahvaltıyı yapıp
    ebruyu 600 metre aşşağıda akan göksu nehrine zütürdüm
    çocukken hep yaptıgım ama büyüyünce yazları çalışmaktan fırsat bulamadığım
    balık avlamayı yaptım
    bi kaç tane tuttum da
    ama ebru hepsini yazık diye geri suya bıraktı

    • *bu sırada onunla konuşurken bir tane balık yakalandıgını farkedip kargıyı ebruya verdim
    -şunu bir tutda sigara yakayım diye
    o eline alır almaz panik yapıp kaldırdı balık etrafımızda dolaşırken
    ebrunun aslında bana sarılmak olan amacı
    benim belime kadar ıslanmama sebeb olan
    suya düşmeme sebebiyet verdi
    balık bi yerde ben bi yerde ebru hanımda
    çok pardonlu kıs kıs gülmelerde
    sessizce hafiften gülümseyerek dışarı çıktım
    balık avladıgımız kayanın üzerine çıktım
    -bişey olmaz hadi gidelim dedim
    böylece o ayaga kalkınca onu suya atmak için daha az yorulmuş oldum
    zaten herhangi bir tehlikeye çarşı suya dayanıksız tüm eşyalar ebrunun çantadaydı onlara bişey olmadı
    ebruyu suya attıktan
    onun agzından çıkabilecek tüm küfürleri duyup
    pislik gerizekalı salak aptal manyak olduktan sonra bende atladım suya
    benim ıslatılacak yanım kalmamıştı balıklama atladığım için ama ebrunun yüzü sanki biraz kuruydu
    görev tamamlandıktan sonra sudan kaçmaya çalışan ebruyu iyice kızdırdım tekrar tekrar yakalayarak
    ben gidiyorum dedi başladı yürümeye nah gidersin amk
    biraz yürüdükten sonra sinirinden oturdu kaldı
    gönül alma görevi böyle başladı
    numaradan düştüm ıslakken komik olayım diye
    yerdeki kırmızımsı toz üzerime yapıştı
    çaktırmadan yüzüme de sürdüm elimi
    yanına gittim gülmemesi elde degildi ama gülmüyordu triplerde yine
    -affetmedin mi dedim

    ---hayır dedi
    -boşuna çamura yattık desene dedim
    -çok gıcıksın dedi
    -hadi gidelim seni bi yere zütürcem dedim
    -kurumadım daha dedi
    -gel sen dedimm tuttum ellerinden
    yürürken üstümden biraz çamur alıp yüzüne sürdüm
    tokadı da haketmiş oldum böylece
    sonra ben yine suya daldım
    çamurun yarısı çıktı
    gerisini çıkarmaya uğraşırken
    o da girdi suya
    tamam işte olay bu barıştık yine
    nehir sefasından sonra geri yürüdük
    bayır bir yerde oturduk iyice kurumak için
    ona papatya tarzı çiçekler topladım ama
    bir türlü taç yapamadım amk.
    mundar oldu o kadar çiçek
    biraz da uzandık diz baş yine
    iyice kuruduktan sonra
    bir kaç dudak teması akabinde armut çaldık
    ama dedemin bahcesinden haram olmaz amk
    eve geldik ki annem kıyamet kopardı bu ne hal diye
    ebruya bir şalvar verdi kuzenin birisi
    tam köylü kızı oldu
    o da şikayetçi olmadı bu durumdan
    akşam köy ekmeği yapmak için toplanmış bayanları izledi
    arkasından çökelekli ve papatesli gözlemeden yedik
    ama hala bir geri gitme planı yoktu
    bu durumda sabah köy dolmuşu ile gidecektik

    • *ebrunun yıkanmış kıyafetleri asıldı
    kız kuzenlerler iyice muhabetti kurdu
    ben bile ikinci sırada kalmaya başladım
    oturup konuştuktan sonra yatma vakti geldi
    yine ikimize farklı yatak ama birisi yine boş kaldı
    sabah horozun bile nde açma germe hareketleri yaparken kalktık
    dolmuşa bindik
    nostaljik bir yolculukla
    bu kim lan
    kimlerdensiniz sorularına yanıt vererek alanyaya geldik
    telefonun ilk çektiği yerde aileye haber verdik
    sonra onu evlerine bıraktım
    ama bende kaldım ailesinin ısrarı üzerine
    ne yaptıgımız nasıl geçtigi konusunda ikimizde çok memnun gözükünce ortada bir sorun kalmadı
    kahvaltı sonrası ebrunun annesi ile çarşıya çıktık
    ilk gittiğimiz yer bir tuhafiye oldu
    ebru burda kuzenlere dikiş nakış işlenmeye hazır tülbent mil iplik yani çeyiz yapılmaya gereksinim malzemeler aldı bolca
    öğlenden sonra aynı köy dolmuşuna verdi kuzenlere göndermek üzere
    bir gün tekrar gidelim diye yineledi
    ebruyu evine bıraktı eve geçmek için
    ondan ayrılır ayrılamaz aslında mutluluğumun tek sebebinin o oldugunu farkettim
    yürüdüğüm yol bindiğim otobüs indiğim durak girdiğim evimiz onsuz olunca bi anlamsızdı amk
    onsuz hayat bimde satılan le diye başlayan şeyler kadar adiydi. resmen le hayattı amk
    o gece evlerinin önüne gidip telefonda konuştuk
    birbirimizi görerek ta ki benim şarj bitinceye kadar

    • * sonra eve dönüp yattım
    onsuz
    ertesi sabah ekşını aradım
    haber ver demişti gidince kaç gün geçti amk
    -dıbına çakim arkadaşım şehit oldum sandım nasılsın dedi
    -saolun komutanım dedim
    -ne var dıbına çaki çabuk söyle ekşın peşindeyim dedi
    -iyi olduğumu söylemek için aradım dedim
    -tamam dıbına çakim vaktinde gel. zaten kaç gündür asker dövmüyorum dedi gülerek
    -bi emriniz var mı komutanım dedim
    -sıkıldın mı lan kapatmak ister gibi konuşuyon dıbına çakim dedi
    -telefondan döversiniz diye korkuyorum komutanım dedim
    önce güldü sonra
    -iyi tatiller arkadaşım dedi
    gerekli sagolu dedikten sonra
    bi kaç amca dayı ziyareti yapıp harçlık kabarttım
    cep dolumunun zütümü kaldırmasını fırsat bilerek ebruyu bir restorana davet ettim akşama
    cevap bilindikti
    neden olmasın
    yemeği yerken ebru ile ne zaman görüşebilecegimiz planları yapıp
    o andan itibaren üzülmeye başladık ayrılacaz diye
    bizi yerimizde bira içip kendimizi teselli etmek pakladı

    • *yine sarılıp yatmak istiyorduk ama şartlar zor amk her gece nasıl olsun
    yatma bölümünü çıkarıp sarılmalara bolca öpücük kondurarak kafanın çakır haliyle
    ebruyu eve bıraktım
    ebrunun evi önünde vedalaşmak 40 dakika sürdü
    ertesi gün deniz
    bir sonra ki gün içi bizim eve gitme orda kimsenin olmamasından yararlanma
    bir gün otelde yemek
    ailecek artı ben akşam gezmeleri derken
    son güne geldik
    ebru bende geleyim dedi ama babası sonra beraber gideriz diye kandırdı
    bilet alındı
    ve istanbula giderken
    birbirinden ayrılmadıgı için damla denemeyecek kadar çok göz yaşı bırakıldı
    yoklugunda avutulacak kollar anı yaşama hissini kabarttı
    emredersinizleri bol olacak dudaklar yarin dudaklarıyla nemlendirildi
    aglandı sızlandı
    verilen sözlerin işaretleri(yüzük) karşılıklı olarak öpüldü
    ve 45 dakika ucağın düşme ihtimalinden değilde günlerin geçmeyecek olmasından korkularak istanbula inildi
    gel dıbına çakim diyecek komutanım nerde lan benim
    odasına girdim geldim tekmili vermek için
    yazıp çiziyor plan yapıyor
    -ben geldim komutanım dedim
    -çok zekiyim dıbına çakim yarın ekşın var dedi.
    -emredin komutanım dedim anlamadım çünkü
    -sır dıbına çakim dahice bir plan geliştirdim dedi
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    +3
    38

    madem seviyordu gelirdi??
    daha önce gelmişti, tekrar gelirmiydi??
    gelmedi binler
    taaaaa ki babası gelene kadar
    babasına geçmeden önce ertesi gün elif kendi dükkanına geldi
    çağırdım gel diye
    -efendim dedi
    -aferim dedim. sonunda ayırdın bizi
    -biz seninle birleşmedik ki ayrılalım dedi
    aklına mantığına sokayım elif
    -ebru ve ben ayrıldık senin yüzünden dedim
    -ben ne yapmışım dedi
    -bo var peşimde dolanıyorsun dedim
    -kim dolaşıyor senin peşinden dedi
    -seni kıskandığı için terk etti dedim
    -o gece bizi mi görmüş dedi
    -ben anlattım dedim
    -hem sen salaksın hem o salak o zaman dedi
    -ne yaptık ki.hem sen anlatıyorsun hem de o kıskanıyor dedi
    -yapalım istersen de boşuna kıskanmış olmasın dedim
    -düşünmem lazım dedi
    hay gibim yaa tam cinayetlik kız amk. biri bunu vursa yemin ediyorum adalet önünde yalancı şahitlik
    yaparım
    -elif git.bir daha lütfen diyorum ama lütfen benden uzak dur dedim
    baktı kaldı bana
    -uzak durma süren şimdi başladı hadi güle güle dedim
    yine bozuldu gitti
    zaman geçti binler ebrudan hiç haber gelmedi
    gözüm yollarda kaldı belki yine gelir dükkanın önünden geçer diye geçmedi
    bir gün babası dükkana geldi
    oturduk 3 5 muhabbet ebrudan ayrıldığımızdan haberi yokmuş gibi
    -ebruyu okul ve yurt işleri için ankaraya zütüreceğiz. düşündüm ki ona sürpriz yapalım seni de zütürelim
    dedi
    lan biz kızla konuşmuyorduk ki amk. yada kız benle konuşmuyordu demek daha doğru olur. resmen terk
    etti beni
    ama bu durumu babasının bilmemesi ilginçti
    hiç mi üzgün gözükmedi evde amk
    hiç mi farketmedi babası dışarı eskisi kadar çıkmadığını
    -ne zaman gideceksiniz dedim
    -yarın gece 1 de yola çıkacağız dedi(alanya/ankara 7 saat arabyla beyler)
    -tamam patronla konuşayım ben size haber veririm dedim
    -tamam bekliyorum dedi gitti
    dedim patron olay böle böle gitmem lazım
    olm iş güc derken gözünü seveyim dedim kaptım izni
    ama bakalım zaten ebru ne tepki verecekti
    babasını arayıp
    -tamam geliyorum ama madem sürpriz yapmak istiyorsunuz, beni evin ordan değilde alanyanın çıkışından
    tam sürpriz olsun dedim
    -süper fikir yarın gece yola çıkmadan 5 dakika önce sana haber veririm. sende gidersin oraya dedi
    anlaştık
    gün geldi. gece oldu
    babası beni aradı **ama ben zaten yarım saat önceden taksiyle ordayım amk.
    intihar mı edecen burda ne işin var diye de makara yapıyor
    bir nevi intihardı aslında kendimi kurban edecektim ebruya ya kollarına düşecektim ya da derde tasaya
    her arabaya dikkatle bakarken kalbim 132 decibellik kolonun bas mandolini gibi gidip geliyordu her
    arabada
    derken sinyal vererek bir araba yaklaştı
    evet geliyordu amk
    durdu. arka kapıyı açtım direk içeri girdim
    önde babası ve annesi arkada da ebru. kardeşi gelmemiş
    o kadar benim hakkımda iyi yazar diye atıp tutuyorsunuz alın amk.o ebrunun bakışının tarifini
    vermiyorum
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    +3
    133

    • *vay amk net bişey demedi bende tırstım tekrar sormaya
    bölük astsubayına gittim durumu anlattım komutanım net bişey demedi dedim
    izin almadan izin kagıdı hazırlayıp imzasına sunarsak hiç vermez uygun zamanlarda tekrar sor dedi
    ekşın nereye ben oraya peşinde koşarken
    sabah koşularında benimle dalga geçmelerinin hemen ardına komutanım izin dedim
    bakarız dedi
    gündüzleri odasına istemeden içecek zütürdüm komutanım izin dedim
    bakarız dedi
    bi türlü bakmadı ebruyu oyalayamaz hale geldim
    bi gün yine benim izin peşindeyken
    çağırmamı istediği askeri bulamadığım için bana kızdı
    biraz da bağırdı çağırdı
    eh amk bu hayatın ne olcaksa olsun diye
    -ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
    -yok sana izin dedi
    -gitmem lazım komutanım kendim için değil dedim
    -ne oldu dıbına çakim arkadaşım bi sağlık sorunu mu var dedi
    -özledim komutanım dedim
    -ne zaman gitmek istiyorsun dedi
    -en kısa zamanda dedim
    -tamam hazırlat evraklarını dedi
    -emredersiniz dedim
    ebruya haber vermedim
    yazıcılar evrakları hazırladı
    imza işleri halledildi
    ekşın tabur komutanına da imzalattıktan sonra
    param var mı diye iyice sorup paramı gösterip tatmin olduktan sonra
    bana bilet almam için hafta içi çarşı izni verdi
    10 günlüğüne alanyaya gidecektim
    bileti aldım
    ebruya yine bişey demedim
    ve izin günü geldi
    bindim alanyaya akşam üzeri indim
    • *valizi bırakmak için eve gitmeden önce bir tane simkart aldım
    sim kart açılıncaya kadar eve gittim
    annem yaylada oldugu için onun elini öpemedim
    kardeşimle ve babamla görüşüp
    babamdan bir miktar para aldıktan sonra
    dışarı çıktım
    telefon açılıp kullanılabilir hale geldi
    ilk aradığım kişiyi zaten biliyorsunuz
    ama cevap vermedi
    tekrar aradım yine vermedi
    -ben kelebek acil aç dedim
    5 dakika sonra sessiz bir yere gidip yine aradım
    bu defa açtı
    -kelebek dedi benmiyim acaba şüpheleriyle
    çok kısık bir sesle
    -ebru dedim
    -nerdesin bu kimin telefonu dedi
    -nerde olcam askerdeyim.bir arkadaştan aldım seni aramak için sonra silecem numaranı dedim
    -tamam da konturluden neden aramıyorsun dedi
    aranır mı amk direk göreceksin 0 242 yi sürpriz kalmayacak
    -çok sıra vardı ama ben sesini özledim dedim
    -bende çok özledim kelebeğim dedi
    -nerdesin dedim
    -evdeyim dedi
    -shh kapatmam lazım komutan geliyor galiba görüşürüz ararım birazdan dedim
    telefonu kapattım
    evdeymiş öğrendik
    • *evin önüne gidip arasam yoldan geçen araba seslerini duyup kıllanacak
    o yüzden aramadım
    otele gittim ebrunun babasının yanına
    bi iş gerekçesi ile bir yere gitmiş
    telefon açtım geldiğimi ve ebrunun haberi olmadığını
    ona sürpriz yapmak istediğim söyledim
    -yarım saat bekle ben eve gidicem bu akşam ebru yemek yapacaktı sen de gelirsin dedi
    yarım saat kadar personelle takıldım
    sonra geldi arabadan inmeden beni çağırttı
    arabayla eve doğru giderken kırmızı bir gül aldım
    ebrunun annesini aradı ve durumdan bahsetti
    ebrunun annesi ebruyu markete göndereceğini bu sırada bizim eve görünmeden girebileceğimizi söyledi
    arabayı kenar bir yere park ettik
    annesi balkondan bize gerekli izni verdikten sonra eve girdik
    ebruyu ilk görüşüm sırtı dönük olarak oldu
    biz eve girdik
    bu sırada annesi bir servis daha açtı masaya
    bana onun odasına girip beklememi söylediler kapı çalınca
    içeri girdim ki her taraf ben amk
    duvarda resimlerim
    masada ona yazdıklarım
    bilgisayarının ekranında ikimizin resmi
    ona hediye ettiklerim yastıgının başucunda
    ebrunun içeri girdiğini duydum
    • *pis pis sırıtıyordum birazdan yapacağım sürpriz için
    ebru babasına hoşgeldin nasıl geçti günün diye konuşurken
    sana yemek yaptım diye kendiyle böbürlendi
    biraz bekledim
    telefonun tüm seslerini kapattım
    ebruya mesaj yazdım
    -şu an ikimizin yıldızına bakıyorum sende balkona çıkıp bakar mısın beraber izlemiş olalım yine dedim
    içerden mesaj sesi duyuldu
    -geliyorum bi saniye diye içerdekilere seslendiğini duyunca
    yemek yenen salona sessizce girip yerimi aldığımda
    gerçekten de dışarda balkondaydı
    -balkondayım şimdi yıldızımızı arıyorum dedi
    -içeri bak görürsün belki diye gönderdim mesajı
    baktım aklına gelmiyor evin içine bakmak benim orda olma ihtimalim
    gülü aldım balkon kapısına yaklaştım
    kapıya elimi dokundurup kapı gıcırtısına bana bakmasıyla
    gözlerini bir süre açık tutup şaşkın bakışlarını gülümseyen bakışa çevirmesini
    sadece gülümseyerek izledim
    hiç birşey diyemedi
    -hoşgeldin de mi demiyeceksin dedim gülü uzatarak
    -gıcıksın işte demiycem dedi
    -tamam gideyim o zaman dedim onun dediği gibi gülümseyerek
    birden boynuma depara kalktı
    öyle bi sıktı ki gül heç oldu
    tam ayrılacakken sarılmaktan henüz aç mideme bir tane yumruk salladı
    -bu ne şimdi dedim acılı gülümseme ile
    amk dayak yemek kaderim midir nedir herkes dövüyor
    -sebebini sonra anlatırım yalnız kalınca dedi
    -tamam dedim
    • * masaya oturmaya davet edildik
    ebrunun yaptıgı tek yemek ve annesinin yaptıgı yardımcı yemeklerle dolu olan masaya oturduk
    herkes tabağını doldurmaya başlarken
    -yemeyecek misin dedi ebru
    -bana pizza mı söylesek korkuyorum yemekten dedim
    annesi ve babası gülerken
    ebru pis pis bakarak
    -bunu da hatırlat bana sonra dedi
    sonra ebrunun yaptıgı yemeği tabaga koyarken henüz tadına bile bakmamışken
    -ebrucum süper olmuş valla eline sağlık çok begendim tarifini verir misin bunun dedim
    -kelebeek tamam yeme istemiyorum dedi
    -çok açım mecburen yiyecem dedim
    bir çatal aldım
    değişik bir tat kitap tarifi bir yemek oldugu belli
    ama malzemeden çalmadıkları için çok güzel olmuş
    ebruya yemeği konusunda yaptığım şakalardan dolayı
    2 buçuk tabak yedim ki alınmasın gerçekten begendiğimi görsün diye
    yemek sonrası ebrunun babası bir de kahve içelim elinden dedi
    o kahve yaparken ben de masayı kaldırdım annesinden rica ederek
    her mutfaga gidişimde ebrunun boynundan bir kere öptüğüm için
    o kahve yapmayı uzattı
    bende yük taşıyabilme hamallığımı azaltıp azar azar zütürdüm tüm kaldırılması gerekenleri
    kahvelere geçtik onları içerken
    ebrunun kardeşi de geldi
    beni görünce sarıldı o bile özlemiş amk
    dışarda bir yerde burger yemiş bino karnı da aç değil
    o yüzden biz konuşmaya devam edip
    sürprizin kritiğini yaparken
    gülüşmeler yaşandı herkes o an ki durumdan memnun gözüküyordu
    ebru odasına izin isteyerek gitti
    geri geldiğinde daha çarşıya çıkılır bir kıyafet giymişti
    -biz biraz yürüyebilir miyiz baba dedi
    • *gerekli izni alıp görüşürüzlerle onlardan ayrılıp
    asansöre bindik
    stop düğmesine basınca ebru beni öpmesini hızlandırmak için elimi kaldırdım
    fakat boşta olan karnıma bir tane daha vurdu ekşının şiddetinden uzak
    -vurup duracak mısın böyle dedim beklemediğim yumruğu yeyince
    -evet hakediyorsun dedi
    -ne oldu dedim
    -deli neden ilk bana haber vermedin seni doya doya öpseydim sarılsaydım ya ilk gördüğümde dedi
    -bu yumrukların sebebi bu mu şimdi dedim
    -ikincisi yemeğimle dalga geçtiğin içindi dedi
    -yedim eline sağlıkta biraz daha hızlı vursan hepsini çıkaracaktım dedim
    -pislik dedi
    ellerimi tekrar kaldırdım hafif karnımı büküp olası bir yumuruğa karşı önlem almak için
    bu defa şiddetli yumruk değil öpüşme yaşandı
    asansörde baskın yeme ihtimaline karşı
    apartmanı terk edip ikimizin yeri olan iskeledeki yere gittik
    sağda solda gördüğüm dostlarla kısa merhabalaşmalarla
    sırtımı bankın oturulacak kısmına
    başımı ebrunun omzuyla kalbi arasına yasladım
    kalp atışlarını hissedecek şekilde
    o elleriyle beni nasıl sarsa derdindeyken
    arasıra eğilip alnımı öptü
    ellerimi elleriyle yavaşça çitiledi
    kelebeğim ler ebrularımla karşılıklı düet yaptı
    kısık sesle söylenen seni seviyorumlar dalga seslerini ancak bastırdı
    gelen geçene aldırmadan iki aşık rolü ustaca oynandıktan sonra
    kaç gün kalacağım
    ne yapacağımız konuları ele alındı
    ebru benimle uyumak istediğini söylemesi ile bunun yolları arandı
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      helal sana be trap mix cigerim
      ···
      1. 1.
        0
        önemli değil sol ciğerim

        bugünde büyük ihtimal biter bu

        müsait olursam bitirecem atmayı
        ···
  13. 13.
    +3
    35

    ebruyu evine bırakırım herhalde düşüncesi ile dükkandan çıktık
    -ebru nereye gidiyoruz dedi
    -seni eve bırakayım dedim
    -evde beni yalnız bırakma sende gel dedi
    -ebru geç oldu.hem artık gelmeyeceğimi söylemiştim sana utanıyorum dedim.
    -gel bir yorgunluk kahvesi içelim söz istediğin saatte gidersin dedi
    şöyle yukarı bir baktım evde ışık yanmıyor.iki ihtimal var ya evde kimse yok ya da yatmışlar
    iki ihtimalde benim istedmediğim bir durum.
    eğer evdelerse ve yatıyorlarsa rahatsız etmek istemiyorum.
    eğer dışardalarsa ve eve gelip bizi görürlerse yanlış anlarlar diye istemiyorum
    zaten eve çıkarsam ebrunun rahat durmayacağı belli.
    haa istemiyor muyum ebruyu öpmek?? çok istiyorum ama bana nedense onların evinde yapmak
    tamamen racon dışı geliyor
    -birşey içmek istiyorsan gel başka bir yerde içelim ama eve çıkmayalım. dedim
    -tamam nereye gidelim dedi
    -bilmem dedim
    -hadi sizin eve gidelim dedi
    -ebru saat geç oldu merak ederler dedim
    -arıyorum dedi
    annesini aradı. biraz geç geleceğini söyledi.bi kaç şey daha konuştular. ismim de geçti bir ara
    sonra bana dönüp tamam dedi hadi gidiyoruz
    annem yaylada babamla. muhtemelen bilader evdeydi
    onu aradım nerdesin diye
    -arkadaşlarlayım abi dedi
    -tamam ben haber vermeden eve gelme dedim
    -olm eve turist kızı atma komşular şikayet eder anneme dedi
    evet o ihtimal de vardı. saat geçti ama gören olabilirdi
    -tamam sen işine bak dedim **bindik taksiye içimde acayip bir heyecan.ama kızı gibme heyecanı veya
    onunla yalnız kalacağımız heyecanı değil
    bi takluk çıkarmı kaygısının heyecanı
    girdik eve tabi kimse yok
    -sen geç ben sana bi çay yapayım dedim
    bir kere öptü tamam dedi
    içeri geçti
    bende suyu ısıtırken
    içeri girdim
    koltuğa oturmuş beni bekliyor
    -gel dedi oturmam gereken yere elini vurarar
    oturdum
    yine sarıldı öptü. bende karşılık verdim
    bir müddet sonra oturarak öpüşme yavaş yavaş koltuğa uzanarak öpmeye döndü o üstte ben altta
    heyecanla beraber cinsellikte ön plana çıkmaya başladı bende
    bunu o da hissetti tabi üzerimde olması vesileli ile.
    ama ben yanlış birşey yapıp tokatı tekrar yeme korkusu barındırıyordum yüzümdeki sinir uçlarında
    ben kendimi tutamaz ve dudaklarından boynuna doğru dudaklarımı kaydırmaya başlayınca
    nefes alma ihtiyacı duyarak
    -şu çay suyuna bir bakayım dedim
    -su yanmaz merak etme dedi
    -ben kendimi yakacam ama dedim altından sıyrılarak kalktım
    biraz da yavaştan alarak gibimdeki damarların içindeki kanın sınırlarını aşmak istemesini engllemeye
    çalıştım
    bir süre sonra çayları hazırladım dalga da eski haline döndü benim
    yanına tekrar gittim.
    çay içerken
    babası aradı
    aha dedim taku yedik diye düşünürken
    • *babasını fırçalayarak
    -tamam bana çocukmuyum ben aradığınız zaman ulaşıyorsunuz işte dedi
    bu kötü bir histi beyler ebrunun benim için babasına bunları demesi o gecenin uzun olacağının
    göstergesiydi
    ayrıca oldum olası ailesine ters konuşanlardan nefret etmişimdir.
    amın çocuğu onların gibi ve amı terksin işte
    -tamam hadi zütüreyim seni dedim
    -yok ben konuştum dedi
    -ebru hiç hoşlanmadığım şeyler yapıyorsun dedim
    -ne oldu dedi
    -neyse boşver dedim
    surat yaptı kalktı
    -istenmediğim yerde durmam dedi
    -istendiğin yere de gitmiyorsun ama dedim
    -sen beni istemiyorsun o zaman dedi
    -konuyu saptırma dedim
    -ya konuştum kelebek tamam sorun yok işte dedi
    -ne yaparsan yap benim yanımda onlarla böyle konuşma bir daha dedim. biraz gerginleşen bir ortamda
    -biz seninle anlaşamayacağız galiba dedi
    evet amk. aşk bu işte.sen o kadar ayılıp bayıldığını söyle öp kokla. sonra bir küçük olay olsun
    biz seninle anlaşamayacağız olur muhabbet
    nerde kaldı aşk? nerde kaldı uğruna ölmek
    -benim bugün olup yarın olmama ihtimalim var ama onlar senin hep ailen olacaklar dedim
    bunu söyledikten aklıma çok kötü bir düşünce geldi
    ”acaba kız,ben ailenle aranı iyi tut derken ailesinin parasında gözüm olduğunu düşünür müydü??”
    inşallah düşünmezdi
    -ben gidiyorum kelebek dedi
    -biraz daha otur ben seni bırakırım dedim
    -yok gidecem dedi
    bilirsiniz amk. kız alınganlıkları 5 yaşındaki yeğeniniz gibi davranırlar
    -ebru otur lütfen böyle gitme dedim
    -ben senin için neler yapıyorum sen bana neler diyorsun dedi
    -benim için başkalarının kalbini kırmanı istemiyorum dedim
    -ama sen bunun için benim kalbimi kırıyorsun dedi
    hatasını da kabul etmiyor amk.
    -tamam özür dilerim. kusura bakma dedim
    -tamam önemli değil ben gidiyorum dedi
    kalktım sarıldım. sonra biraz da zorlayarak öptüm
    zorlama ile tekrar öpmeye çalışırken artık zorlamaya gerek kalmadığını gördüm çünkü o da karşılık
    veriyordu
    evet lan kavga sonrası daha heyecanlı oluyordu öpüşmek
    heyecanıma jr.kelebek te yenik düşerek karşılaşmaya ayakta devam etme kararı aldı
    maç öpüşmeyle devam ederken
    ben ebruyu fazla zorlanmadan koltuğun üstüne nakavt pozisyonuna getirdim
    ama esas nakavt olan cinsel abazanlığımdı.
    artık tahret mahalinde sürtünmelerde olmaya başlamıtı
    bunlara dokunmalarda karşılıklı olarak eklendi
    ama vücudum istemsiz olarak ebruyu çok istediğimi belli etmeye başladı
    bunu da ebru hissetmiş olacak ki
    -daha önce hiç yapmadım şu an hazır değilim ama ilk senle olacak söz dedi **ebrunun böyle demesi
    içimdeki cinsel hormonların kurumasına neden oldu
    evet soru bile sormadan cevabını bilmek istediğim bir soruya net bir cevap almıştım
    kim sorabilir ki o kadar sevdiği birisine bakire misin diye??
    -tamam. yine ileri gittiysem kusura bakma dedim
    -bende gidiyordum az kalsın dedi gülerek
    bir müddet sonra taksi çağırıp eve bıraktım
    ertesi gün işe tekrar gittim.
    elif yine ordaydı
    ben ebruyu düşünürken sabit bir yere bakıyordum mesela o biraz yürüyerek bakış açıma girip orda
    bekliyordu
    onu görünce yüzümü çeviriyordum sonra ister istemez yine ebruyu düşünürken bir yere dalıyordum
    o yine oraya geçiyordu
    sabah gelince günaydın
    yemek yerken az yaklaşıp afiyet olsun
    durup dururken hayırlı işler
    nasılsın gibi diyalog kurma peşinde gibi görünüyordu
    her seferinde tersleyip selamlarını almamama rağmen inatla bir şekilde diyecek birşey buluyordu
    ebru dükkana yine sürekli geliyor
    ama elif ebru dükkandayken her hangi kendini farkettirici bir hareket yapmıyordu
    ebrunun sürekli dükkanda olması patrona da rahatsızlık vermeye başladı
    -olm ne yaptın lan bu kıza hamile mi yoksa peşinden ayrılmıyor dedi
    bi dakika patron kere giberim seni ama akıllı ol amk.
    sevdiğim kızla böyle konuşma
    -ben çağırıyorum dedim
    -haa iyi o zaman dedi
    ama rahatsızlığı da belli oluyordu
    gibimde mi amk. **bir gün erkek arkadaşlar dışarı çıkmayı teklif etti
    ebrudan da izin alarak dışarı bir discoya gittik
    yaz olması vesilesi ile discolar ana baba günü
    alanyadaki discolar bilen bilir çok yakındır bir birine
    birine girersin ortamı beğenmezsen çıkarsın diğerine geçersin
    3 sap olmamız genelde discolara girişi bizim için zor hale getiriyor olsada
    genelde insanları tanıdığımız için herhangi bir sorun olmadı
    bende gözcü onbaşılar gibi ebruya sürekli durum bildiriyorum
    bir iki tane yer değiştirken disconun birinde
    kimi gördüm??
    elifi
    yalnız mıydı??
    hayır
    yanında bir sapla beraber disconun önündeki barda dans ediyorlardı
    kafası da hafiften güzel olduğu sallanışından belli
    birden ayağıma bu kızdan kurtulmak için fırsat geçtiğini düşünerek
    kendimi ona göstermeye karar verdim
    bu sayede onu bir erkekle görmüş olacaktım ve bu durumda benden uzak duracaktı
    elifle yanındakinin biraz daha samimi bir şekilde dans etmeye başladıklarında
    yanına yaklaştım
    elifin suratının bana dönük olduğu yere geçtim
    10 saniye kadar farketmedikten sonra
    bana bakınca
    gülerek ve vaayy gibisinden
    -iyi eğlenceler dedim
    kızardı biraz ayrıldı lavuktan
    bende hemen olay mahalini terk ettim
    kendi kendime sevinirken ve diğer arkadaşları alıp başka yere gitme planı yaparken
    arkadaşların 70 lik bacardi şişesine sex on the beach kokteyli yaptırıp kızlarla shot şeklinde
    ısmarlamaya çalıştıklarını gördüm
    eh amk. gidemeyeceğimiz anldıbına geliyordu bu **bir an önce bitsin diye bende iki shot attım. topu
    topu 17 tane çıkar zaten
    -olm gibtir git kendine içki al diye de terslendim 3 üncüyü içmek isterken
    -hadi gidelim başka yere dedim
    -amk. manitan var bizi bari düşün takılalım az acele etme dedi
    bu arada elif ne tak yiyor diye kafamı çevirdiğimde o lavuğu yanından çoktan gibtir etmiş
    tek başına ona asılmaya çalışan erkeklerle mücadele ediyor
    ama kafası da benden tarafta
    bu arada ebruyla telefonda mesajlaşarak geyik de yapıyoruz
    bana belli etmeden yanında kim var ne zaman gideceksiniz gibi sorular sormaya çalışıyor
    bende onu gıcık etmek için binliğine onu kızdıracak şeyler söylüyorum turist kızlar hakkında
    derken yanımda dikilen bir şahsiyet olduğunu farkettim
    kafamı döndüğümde elifi gördüm
    -sadece dans ediyorduk dedi.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    +3
    146

    • * akşam eve geldiğimizde önceden aldığımız malzemelerle kızlara yemek pişirecektim
    yapması çok basit olan tavuk köri malzemelerini aldık
    ebru aldı daha dogrusu
    ben onları hazırlarken ebrunun hastalanıyor oldugunu farkettik
    yemekleri yeyip kızlarla hoş beş muhabbet ettikten sonra
    ebru hafiften hasta haliyle kafeye gideceğimizi söyledi
    bir kafeye gittik
    yine üni gençliği orda
    muhabbet aynı
    okul böyle hoca şöyle
    bana ebrunun abarttıgı kadar kimse ilgi göstermedi
    herkes normal konuşuyordu amk
    esmer yakışıklı bir arkadaş
    ebruya yaklaşıp
    -bu mu kelebek dedi
    ben kim lan bu amcık diye bakarken
    -evet dedi ebru
    -merhaba memnun oldum çok duydum adını dedi kendisini de tanıtarak
    -bende memnun oldum dedim hiç olmadığım halde
    hani dedim artık gördü kim oldugumu merakını giderdi
    gider rahat bırakır bizi diye düşündüm ama
    ebruyla muhabbete daldılar
    durumu aynen özetliyorum

    • *bi ortama gidilmeye karar verilir eğlence amaçlı
    beraber bişeyler yapmak adına
    sonra sözde senle eğlenmeye ve vakit geçirmeye gelmiş kişi
    elinden telefonu düşürmez
    mesaj da mesaj mesaj da mesaj
    arasıra da sana eğleniyor musun diye sorar
    içten içe uyuz olursun
    yada aynı şekilde eğlenmeye çıkmışdır
    gib gibi eski bir tanıdıgını görür havadan sudan veya her ne taktansa gerekeksiz gereksiz konuşur dururlar
    bu durumda onların konuşmasını ve mesajlaşmasını beklerken
    zaman sana wc sırasında içerdeki lavugun bir an önce sıçmasını beklemek kadar zor gelir
    bırak amk yeter işte konuştun
    sonra görüşürüz de yolla
    yok amk 40 dakika kadar geyik sardırdılar
    işin taktan tarafı lavugun da kız arkadaşı var
    o da wc kapısında bir an önce sıçılmasını bekliyor
    kapıya vurmam gerekti beyler
    nasıl lafa girsem kalbini kırmadan benimle ilgilense biraz da diye düşünürken

    • *imdadıma lavugun manitası yetişti
    çok tatlı bir ses tonu ile bana
    -nasıl geçiyor askerlik dedi
    bende iyi geçiyor sizin okul nasıl derken
    ebru lavugu bıraktı bize döndü ne konuşuyoruz acaba diye
    ortam bir anda gerildi bana bakışlarından
    vay amk adeletsizlik bu olsa gerek
    bir dilim ekmek çalan ben trilyonları hesabına geçiren ebru karşısında yine suçlu oldum
    -hadi gidelim kendimi iyi hissetmiyorum dedi. bana yaklaşıp alçak sesle
    -bende son bir 40 dkdır iyi hissetmiyordum gidelim dedim
    hiç konuşmadan eve geldik
    sırtını döndü
    -ben hastayım diyerek yattı
    sinirlendim hatanın bende bulunmasına
    balkona çıktım buz gibi havaya uzun uzun düşündüm
    normalde ekşının verdiği adrese gidip parayı almayacaktım
    çünkü bu şekilde olmasını istemiyordum
    ne bilim başka şekilde alırım diye düşünüyordum bankadan hesabıma gönderilmesi gibi mesela
    ama ertesi gün ekşının verdiği adrese gidip parayı aldıktan sonra alanyaya dönmeye karar verdim
    geri dönüp yatağa yattığımda uyuyor olan ebruya uzunca baktıktan sonra ateşini kontrol etmek aklıma geldi
    biraz vardı ama abartılacak birşey yoktu
    sabah kalktık ben tek başıma yine ekmek almaya geldim
    ebruda yine ankara soğuğu var bana karşı
    ben okula gidiyorum diyerek gitti

    • *bende parayı almaya giderim diye düşünüyordum ama bakkal amcadan aldığım istihbarata göre
    benim cebimdeki para oraya gitmeye yetmez mecburen eve geri gelip uzandım
    sigaramda 3 tane kalmış yarım yarım içtim ebruyu beklerken
    durumun bu hale gelmiş olmasına kızgınlığımdan dolayı
    ebrudan para isteyip alanyaya dönmeye karar verdim
    ebruyu bekledim
    nasıl isteyeceğime tam olarak karar verdim
    ona olan kızgınlık ve kırgınlığımı da belirteceğim diye kendi kendime düşündüm
    herşey hazırdı
    sevgiliye kızılacak
    ufaktan hesap sorulacak
    gurur bir süreliğine gibe takılmayacak
    para istenip alanyaya dönülecek
    ama gelin görünki
    her plan tutmuyor..
    eve geldiğinde ayakta duramayacak kadar hasta bir sevgili var
    sinir ve hesab sorma olayını önce bir dahaki resmi bayramda asılmak üzere saklanması gerek türk
    bayrağı gibi rafına koydum
    durumun ciddi oldugunu görünce de
    sünnet elbisem gibi bir daha kullanılmamak üzere sandığa tıktım
    merhamet hasta oldugu için üzüntü
    hastalıgının yüzüne verdiği mahsumluğa olan hayranlık
    eczaneye gidip ilaç alamayacak kadar fazla olan lidyalılar sövme
    annemin istediği doktor olamadığım için pişmanlık
    kısacası ben daha hastaydım

    • *ilacımsa üzerine toprak atılması gereken kötü günler
    diğer kızlarında gelmesi onların bu konuda daha bilgili olması
    bi kaç ilaç alabilecek kadar paraya sahip olmaları ile
    iyi bir arkadaş görevini yerine getirirken
    benim tek yaptıgım ellerinden tutup yanındaymışım hissi vermek oldu
    aynı anda boğazının da ağrıyor olması sebebi ile
    markete gidip son bir kaç demir para ile hazır çorba aldım
    evde ona hazır hale getirdim
    bu davranışım
    onun gözünde seri şuku sebebiydi
    içti
    çok kötü olmuş diye dalgasını geçti
    o yattı ben yattım o uyandı ben uyandım
    onun bogazı ağrıdı benim içim sancıdı
    onun ateşi yükseldi
    benim ona sevgim
    gitmedim kaldım ankarada
    3 gün boyunca her bana baktığında özür diledi
    iznimi mahvettiğini düşündüğü için
    istersen git alanyaya dedi istemiyor oldugunu bildiğim ve gitmeyeceğimi bildiği halde
    cafede olanlarda dolayı da özür diledi
    o konuştugu delikanlının kendisi ile çıkmak istedigini
    bu ilginin yanındaki kız arkadaşını ebru için terkedebilecek kadar çok oldugunu
    belirli bir zaman sonra ebrunun da beni sevdiğine inandığını
    ama beni mutlaka görmek istediğini söylediğini samimi bir şekilde itiraf etti

    • * o gün konuştukları ana konununda
    ben oldugumu ve mutlu olmamızı dilediğini söyledi
    kızmadım
    ama o delikanlının kız arkadaşına acıdım
    ebrunun iyileşme süresince benim yaptığım yemekler
    benim de hasta olma riskini göze alarak kısa öpüşmeler
    onun için sıktığım portakal suyunu komple üzerine dökmem
    sakar oldugum konusunda ciddi makaralar yapılması
    benden hasta bakıcı olmayacagı konusunda kızlardan gelen kikirdemeli dalga geçmeler
    ama herşey için teşekkür eden
    seni çok seviyorum şapşalım diyen bir ebru
    iznin son günlerinde gittiğimiz kafelerde ebrunun taze portakal suyu var mı diye sorup
    yok onu yalnızken içerim gibi esprileri
    babamın sürpriz şekilde bankaya yatırdığı para
    o parayla eczaneye gidip biberon alarak bundan sonra
    sana getireceğim içecekleri buna doldurayım en azından dökülmez hatırası
    kızlara teşekkür
    ebruya bol ağlamaklı ve bol sarılmalı bir vedanın
    ardından tren ve istanbul
    son olarak da görmekten bıkmaya başladığım
    her adımla yaklaşırken nefret ettiğim kışla

    • *kışlaya geri dönmek hafta sonu izninden sonraki pazartesi sendromu
    tekrar yeşil kıyafeti giymek nefret edilen gri lise pantolonu
    iznin bitmiş oldugunu bilip bir daha izne gidemeyecek olmak okulda devamsızlığın 19lara dayanması
    oooo hoş geldin kelebekler eşliğinde asker arkadaşları tarafından karşılandıktan sonra
    ne oldu ne bitti ben sormadan anlattılar zaten
    adamlar sıkılıyor ağızları da mahalle karılarıyla kafa kafaya gidiyor haliyle
    beni direk ilgilendirdiği için ekşından bahsettiler
    adam ben yokken kuzu gibiymiş herkes acayip tırsıyor fırtına öncesi sessizlik diye
    ertesi günki içtimaya ekşın geç kaldığı için odasında bekleyemedim
    direk içtima alanında karşılaştık sırada iken
    emir komuta bölük komutanlarına verildikten sonra
    spora gidecekler görevi olanlar ayrıldıktan sonra ekşın da koşuya katıldı
    benimle hiç konuşmadı
    kırıldım amk
    -hoş geldim dıbına çakim demesini beklerdim
    kondisyonsuz bir şekilde zütümden nefes alarak koşuyu tamamladıktan sonra
    her uzun koşudan sonra oldugu gibi askeri futbol sahasında ekşın bacaklarımız kasılmasın hafif tempo yürütüyordu bizi
    -göbeklisiniz dıbına çakim mekik çekelim askerde yatmış demesinler dedi
    dinlenmeli 60 ar mekikten sırasında bile benimle konuşmadı ki
    bana karşı tavırlı oldugu belliydi
    spor sonrası duştan sonra belli oldu herşey
    duşu alıp gerekli yazı işlerini takip ettikten sonra

    ---kelebek gel dıbına çakim dedi
    -emredin komutanım dedim koşarak yanına
    -dıbına çakim ben emretmiyorum artık çünkü gibine takmıyorsun beni dedi
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    +3
    148

    • *ekşın hiç bir askerin aç kalmasına dayanamazdı ve hayatta açlık cezası vermezdi bundan bende faydalandım
    ama yemek sonrası içtimadan sonra beni balkondan görebileceği bir yerde konuşlandırdı ve akşam içtimasına kadar aynısını yapmaya devam ettim
    arasıra pencereden bakıp makarasını yaptı
    -dıbına çakim arkadaşım kusura bakma müziğin sesini kısma buttonu bozulmuş seni duyamıyorum biraz daha yüksek sesle komutlar ver
    -sadece komut verip komutları yerine getirmediğini farkedersem bunun cezasını da düşündüm dıbına çakim
    -dıbına çakim arkadaşım özlemişim seninle sevişmeyi tarzında makaralarını yaptı
    akşam olmak üzereyken artık sesim kısıldı hiç çıkmaz oldu resmen
    her askerin yanında mutlaka kalem ve kagıt olur
    bende madem gibiliyorum zevk alayım amk mantigı ile
    kalem ve kagıdı çıkarıp komutu yazıyorum sonra komutu yerine getiriyorum
    komutu yerine getirdikten sonra tekrar yazıyorum tekrar yerine getiriyorum
    sessizliği farkeden ekşının pencerede oldugunu göz ucu ile farkedince aynısı yapmaya devam ettim
    onun tepkisini beklemek için
    taa aşşagı yanıma kadar geldi
    -dıbına çakim arkadaşım dedi ama gülüyor elimden kagıdı aldı baktı harbiden komutları yazmışım
    -emredin komutanım diyemedim ses çıkmadı
    kalemle tekrar bir kagıda emredin komutanım yazıp verdim
    -gel dıbına çakim dedi
    odasına gitti bende arkasından
    sıcak bir çay getirtti bana odasında onu içirtti
    -aniden başlayan baş ağrın olarak varsayıyorum bunu kelebek daha doruklarına ulaşamadık ciksin dedi
    tam kalemi aldım bişey yazcaktım
    -tamam dıbına çakim emredersin diyeceksin gerek yok dedi
    ben başımı yana kayırdım hayır o değildi aslında iması ile hafiften gülüseyerek
    beni koğuşa gönderdi

    • *nöbetçi çavuşada akşam ve gece içtimalarından muaf tutulmamı söyledi
    bende öküz gibi biraz uzandıktan sonra
    ebruyu aradım nasıl ne yapıyor diye
    -özledim dedim
    -ne çabuk dedi
    -kapatıp sende özleyince arayayım istersen dedim
    -benim özlemediğimi nerden biliyorsun dedi
    -yanlış tahmin denemesi ve yanılma diyelim dedim
    -yok yanılmamışsın özlemedim ki dedi gülerek
    -bende başkasını özlemiştim zaten dedim
    -yalan söyleme kelebek dedi
    -tamam emredersin dedim
    -komutan mıyım bana emredersin diyorsun dedi
    -emir alınca emredersin demeye alışmışım pardon dedim
    -beni sev o zaman dedi
    -emredersin dedim
    -beni hiç bırakma dedi
    -emredersin dedim
    -benden başkasını sevme dedi
    -emredersin dedim
    -bu emirleri yerine getirmezsen peki dedi
    -sen komutları düzgün verdiysen getiririm dedim
    -başkasını seversen kalbimin şehidi ederim seni haberin olsun dedi
    -aşk sağolsun dedim
    -aşk maşk sağolmasın kelebek beni bırakma dedi
    -tamam emredersin dedim
    -senin bana bir emrin var mı dedi
    -yerine getirecek misin dedim
    -elimden geldiğince dedi
    -elinden geleceğini bildiğim bir emir zaten dedim
    -emret o zaman dedi
    -hiç bir zaman yalan söyleme dedim
    -tamam kolaymış emredersiniz çavuşum dedi
    -ne yapıyorsun nasılsın dedim
    -portakal suyu içiyorum dedi gülerek
    üç beş dalgasını daha geçti
    seviyorumlar sensiz yapamamlar ve kapattık telefonu

    • *ekşın ertesi gün
    bu hikayenin başlığına ilham veren makarasını yaptı benimle
    odasına çağırdı
    -dıbına çakim arkadaşım affetsem mi deyip bana baktı
    -tamam dıbına çakim affettim gidebilirsin dedi
    tam kapıdan çıkarken baş selamı vereceğim sırada
    -dıbına çakim affetmesem mi deyip
    -yat dıbına çakim sinirim geçmemiş dedi
    sonra yine affetsem mi deyip gidebilirsin
    affetmesem mi deyip sürünme şınav yatma gibi cezaları yaptırdı
    en az 30 kere yaptı bunu
    en sonunda
    -dıbına çakim gibime en güzel sen görünüyorsun şu an kışlada ilgiyi üzerinden çekmen lazım. dedi
    -evet komutanım başka bir olay da olmamış zaten ben yokken dedim
    -sana sadık kaldım dıbına çakim kimseyle uğraşmadım seni aldatmamak için dedi
    ne denir şimdi amk sağol mu desem bilemedim
    bu konuşmadan sonra gidebilirsin dedi
    tam yine gidecektim
    pis pis gülerek
    -affetmesem miiii dedi ben yine bir komut beklerken
    -tamam dıbına çakim gidebilirsin dedi
    gidebilirsin de nereye gidicen görev yerim kapısının önü adamın
    ben aşşagı kaçıp kantinden çay aldım
    ekşın ekşın peşinde koşmaya devam etti
    sürpriz baskınlarıyla

    • *benimle içki içmekten yakalanan birisi izne çıktı
    izini hastane raporu göndererek uzattı
    diğer mahkemeye kadar mahkemeye gelmedi
    askerin birisi
    savunmasını baskı altında yaptıgını söyledi
    hakim onun tekrar savunmasını istedi derken karar yine 45 gün züte geldi
    bölüğe dönüp durumu anlattığımızda
    bölük astsubayı siz cezayı sivilde yatarsınız yetişmez evraklarınız dedi
    savunmamı baskı altında yaptım diye bizim bölükten olmadığı için bizde sorun yaşanmadı
    askerlikte günler azaldı
    artık en üst tertip olduk
    ebru ile kalan günleri saymaya başladık
    plakalara doğru yaklaşırken
    hayal dünyamızı da genişletip
    ne yaparız ne ederiz nasıl yaparız diye planlar kurmaya başladık
    ebru son sınavlarına ve hazırlaması gereken ota taka tüm zamanını ayırıyordu
    nerdeyse hiç dışarı bile çıkmıyordu okulu uzatmamak için
    benim elimde bir koz vardı
    bana verdiği yalan söylememe kozu
    istediğim soruyu sorup dogru cevabını alabilirdim diger erkekler hakkında
    ama herhangi taktan bir durum için zaten geçmeyen askerliğin son dönemleri için
    ektra bir üzüntü ve gereksiz tartışmalar yaşamak istemediğimden dolayı hiç sormadım
    hoş kimin yalan söyleyip söylemediğini tam olarak bilmek de uçabilmek kadar büyük yetenek insanlık adına
    zaten şüpheci milletiz amk
    gözlerine bakıp seni seviyorum diyene bile hasgibtir gerçekten mi lan diye sorasımız geliyor
    sanki sorsan da gerçekten dese tüm yalan ihtimalleri ortadan kalkacak

    • *ebruyla çok sık telefon görüşmeleri yaptık son günlerde askerliğin
    hep alanyada buluşunca yapacağımız şeylerden
    onun okulundan
    askerliğin son günlerinden
    anaların babaların sıhhatlerinden
    ikimizden
    aşktan konuştuk
    son günlerde en üst tertip olmanın yavşaklığı vardı üzerimizde
    yeni gelen askerlere acıyarak bakmaya başladık bizim de ilk geldiğimiz günleri hatırlayarak
    sürekli birbirimizle laf makaraları yaptık
    mahkeme bizim için kararı verdi
    25 gün hapis cezası çavuş olduğum için arttırılarak 26 gün oldu benimki
    ama askeriyede yatamayacaktık böylece askerlik uzamayacaktı
    sivilde çekecektik cezamızı
    ekşın benim gideceğimi ve en üst tertip olduğumu anladığı için
    bana karşı daha arkadaş gibi davranmaya başlaması ile birlikte
    baba tavsiyelerini de ekgib etmedi
    kendine has tarzı ile bana tavsiyeler verdi
    hatırladığım kadarıyla anlattığı bir hikaye vardı
    -dıbına çakim arkadaşım çok eski zamanlarda fakir bir genç dolaşırken
    bir kese dolusu altın bulmuş
    günlerce sahibini aramış
    içini açıp bakmamış bile ne var diye
    uzun uğraşlar sonucu sahibini bulmuş
    kesesi sağ salim alan adam çok teşekkür ederek içinde 1000 altın bulunan keseden
    10 tanesini gence vermiş
    yıllar geçmiş çocuk bir kıza aşık olmuş
    kızın babası olmadığı için
    kızı amacasından istemişler
    kızın da gönlü olduğu için kabul edilmiş herşey
    çocuk kızı çeyizleri ile birlikte kendi köyüne deve ile zütürürken
    devenin sendelemesi sonucu kızın çeyizleri etrafa saçılmış
    çeyizlerin içinde olan bir kese altın da yere saçılmış
    çocuk bu ne dedim altınlar için
    bu bana babamın hediyesi yıllarca bunu benim için biriktirmiş
    bir gün kaybetmiş ve bulan gence 10 tanesini vermiş 990 tane altın var onda demiş
    dıbına çakim arkadaşım sende hakettiğimi mutlaka zamanla bulacaksın dedi
    ben hikayeyi düşünürken

    ---dıbına çakim kelebek çok küfür ettin mi bana dedi
    -hayır komutanım dedim
    -salakmışsın dıbına çakim sen aynısını bana yapsan ben küfrederdim dedi. gülerek
    -ben size sizin bana yaptığınız iyilikleri yapsaydım bana nasıl teşekkür ederdiniz komutanım dedim
    -teşekkür edilecek bişey yapmadım dıbına çakim dedi
    -o zaman komutanlık görevinizi yaptığınız için teşekkür ederim dedim
    -bişey değil dıbına çakim dedi
    -teskereni ben vermek isterdim dıbına çakim ama izne çıkıcam burda olmayacağım dedi
    -ne zaman çıkacaksınız komutanım dedim
    -aslında pazartesi ama cumadan sonra yokum iki gün ekstra izin olacak takvimi kandırdım dıbına çakim dedi
    yani bir günüm vardı
    daha sonra istesemde sivil olarak bile o kışlaya giremezdim artık
    bizim devrelerde bayram sevinci oluştu
    ekşın izne gideceği için
    aslında tüm taburda oluştu
    herkes onu severdi ama ne yapacağı belli olmadığı için aynı zamanda korkarlardı da
    bense hiç sevinemedim
    bir asker arkadaşında bulamadıklarımı buldum onda
    en azından samimiydi
    kimsenin arkasından konuşmuyor
    ne düşünüyorsa onu direk söyleyebiliyordu
    -dıbına çakim kelebek gitmeden önce bir sürpriz yapmak istiyorum. bunlar ben yokken çoşar şimdi dıbına çakim gelince bunların derdiyle uğraşmaktan
    tatilde dinlendiğimi unuturum dedi
    -siz nasıl emredersiniz komutanım dedim ama final ekşının ne olduğunu bilmiyordum
    bence çok zeki bir komutandı
    tatil dönüşü birikmiş sorunlarla uğraşacağını bildiği için
    bu duruma önlem almak adına kendine perşembe gecesi nöbet yazdırttı
    askerlere gözdağı verecekti
    akşam yemeğinde içtimalarda
    sadece askerleri gözetledi
    kimseye karışmadı
    gezindi durdu
    bende peşinden gittim hep
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    +3
    175

    • *beni karşılaması son derece samimi ve içtendi
    bu adamın benim hakkımda kötü düşünüyor olma ihtimali bence hiç yoktu
    peki ben neden gelmiştim adamın yanına sorulara yanıt bulmak için
    adamın bundan haberi var mıydı yoktu
    o halde adam ulan düştü kucağıma benden iş istiyor diye düşünebilir miydi evet
    o zaman ne yaptım
    -nasılsın kelebek dediği zaman
    -iyiyim ... bey ne yapayım çalışıyoruz işte dedim.
    aklındaki soru işaretini kaldırdıktan sonra
    otelin işleri hakkında biraz konuştuk
    söylenen çayları da içtik
    ebrunun kardeşinden konuştuk okulundan konuştuk
    benim ailemin nasıl olduğundan konuştuk ama
    bana ebru nasıl diye sormadı
    ebrunun annesi herşeyi biliyor
    aylardır da beraber kalıyoruz ebruyla aynı evde hiç mi duyma şansı yoktu beraber olduğumuzu elbet biliyordu
    ama bana ebruyu sormaması aralarının bozuk olduğuna işaretti
    bir şekilde neler olduğunu öğrenmek için
    konuya girmem gerekiyordu en azından şansımı deneyecektim
    -ebru da mimar oldu sonunda dedim
    -evet çok istiyordu dedi
    -nasıl bir duygu ki mimar babası olmak dedim
    -iyi bir duygu kelebek o mutlu olsunda benim ne hissettiğim önemli değil dedi
    -mutlu galiba dedim

    • * -inş. dedi ve konu kapanmaya yüz tuttu hemen küllenen muhabbete odun attım
    -yaylada da size ikram yapamadan gittiniz kusura bakmayın dedim
    -asıl siz kusura bakmayın. ayıp ettik size. hadi sen yabancı sayılmazsın da annenlere ayıp oldu dedi
    -önemli değil de neden öyle gittiniz ki dedim
    -ebru anlatmadı mı dedi
    -hayır dedim
    -o zaman benim anlatmam yakışık almaz dedi
    off amk yaa harbiden off artık amk
    baba kız aynı bunlar amk
    damara girdim
    -annemler çok üzüldü. oğlum acaba yanlış bişey mi yaptık diye dedim
    -onlarla hiç alakası yok kelebek dedi
    -o zaman ben özür dilerim dedim
    -orda dur kelebek seninle hiç alakası yok olayın. sakın üstüne alınma bu konuyu dedi
    -çok özel değilse sorabilir miyim sebebini dedim
    -ailevi bir mesele kelebek ama inan seninle bir alakası yok dedi
    -demek ben hiç öğrenemeyeceğim bunun sebebini dedim
    -öyle büyütülecek bişey değil zaten boşver unut gitsin.biz hallettik kendi aramızda dedi
    -iyi peki dedim daha nasıl gideyim amk adamın üstüne yakasından tutup anlat mı diyeyim
    sözlünü konuşturamıyorsun benden ne istiyorsun demez mi amk içinden
    kayda değmez üç beş daha geyik yaptıktan sonra iyi bir şekilde uğurladı beni
    yine uğra tavlada rakip kalmadı senden başka diye takıldıktan sonra
    yine cevapsız eve döndüm
    ebruya yemek yaptım

    • * geldi beraber yedik gezdik tozduk 3 gün daha herşey çok güzel geçmekteydi ki keşke
    cuma pazarına gittim
    pazardan bi kaç meyve sebze alıp yemek yapmak üzere eve gittim
    kapıyı açmaya yeltendim ama kilitliydi içerde bırakılmıştı yani anahtar
    kapıyı çaldım biraz bekledim
    açılmadı
    mesaj geldi telefonuma
    -git kelebek yazıyordu
    aklıma ilk gelen eve erkek mi attı amk benden başka diye sinirlendim
    bu gerginleştirdi beni
    telefon açtım ona
    meşgule aldı
    tekrar aradım
    yine meşgule aldı
    daha da sinirlenerek yine aradım ama yine aynı sonuç
    -kapıyı aç neden gitmem gerektiğini açıkla ondan sonra gideyim dedim
    -babamın yanına neden gittin dedi
    -konuşmak için dedim
    -tamam git o zaman gelme bir daha dedi
    -kapıyı aç dedim
    bekledim açmadı
    kapıyı hızlı hızlı vurdum aç kapıyı diye
    yine açmadı
    -kim var içerde ebru dedim
    çok geçmeden kapıyı açtı
    -gir kendin bak tatmin ol kimse olmadığına sonra git kelebek dedi
    • * bi kaç adım attım içeri elimde sebze meyve pazar malları
    daha fazla girsem kendimi rezil etcem belli amk içerde kimse olmadığı
    ona döndüm
    -şimdi söyle dedim
    -git dedi
    -neden dedim
    -sorma dedi
    bana aşırı sinirli olduğu belliydi
    babasının yanına gitmeme bu kadar kızması garip geldi bana
    -babanın yanına gittim diye mi kızdın dedim
    sessiz kaldı
    sinir bastı beni zor tutuyorum dövecem ama anasının babasının hatırı var amk
    -anlat ebru yoksa bir yere gitmem dedim
    -ben giderim o zaman dedi
    -tuttum kolundan bir yere gidemezsin. anlat ondan sonra gitmezsem şerefsizim dedim
    sustu
    -anlat ebru dedim
    -ben sana kaç kez daha diyeceğim anlatacak birşey yok diye. kafam karışıktı uzaklaşmam gerekti herşeyden biraz.ama sen anlamıyorsun
    annemin yanına gittin hadi tamam ama babamı neden karıştırıyorsun. bana güvenmiyorsan git kelebek dedi
    -dünyadaki tüm sevdiklerim üzerine yemin ederim ki hata bende ebru. sana çok inandırdım sensiz yaşayamayacağımı. dedim sebzeleri bıraktım
    daha kapı eşiğine gelmeden damlalar yerlere dökülmeye başladı bile
    kapıyı da açık bırakıp gittim
    5 günü ne siz sorun ne ben söyleyeyim
    uyuyamamalar
    sinirden duvarları yumruklamalar
    • * bir türlü gelmeyen mesaja isyan olarak telefonu fırlatmalar ama peşinden
    olm ya yazarsa umudu ile gibe gibe parçalanmaması için dua etmeler
    gidip telefonu birleştirmeler
    anneme durumu çaktırmamaya çalışmanın masterı
    yemekten iştah kapanması
    sudan mide bulantısı
    marketin veresiyesine yazdırılan onlarca bira sigara
    kimseyi giblememeler
    herkesin amk mantığının hayat felsefesi olarak hemencecik benimsenmesi
    aşkın hiç dokunulmayı akıl edilmemiş en ücra köşerine içten küfürler
    ne yannan yiyecem lan şimdi ben sorusunun, neden sorusundan daha ağır basmaya başlaması
    oturup hareketsiz düşünmekten boyun bel züt tutulmaları karıncalanmalar
    kalb sebeb göhüs ağrısı üçgeni
    yürümek istemeyen bacaklar
    konuşmak istemeyen dudaklara sağdan soldan ne oldu lan sana tepkileri
    bişeyim yok yalanları
    ölmeye yakın olup değer mi sorusuna verilmiş iki şıktan elin evetle hayır arasında sürekli gidip gelmesine
    gelen bir telefon son verdi
    ebrunun annesi
    -kelebek nasılsın. müsait misin dedi
    merak ne oldu acaba düşüncesinin telefona cevabı.lan ebruya bişey mi oldu acaba korkusu ile verilen cevap
    -iyi..yim siz nasılsınız
    -nerdesin seninle konuşmam lazım
    içe düşen kurdun konuşmamız lafını dolunay olarak algılayıp iyice büyüyüp vahşileşmesi
    -ne oldu kötü bişey mi var dedim
    Tümünü Göster
    ···
  17. 17.
    +3
    155

    • *kafamda bi kaç saniye içinde trilyon plan proje sinir heyecan nefret aşk kalp sızısı geçtiği için
       galiba tam olarak ne tak yiyeceğimi bilemediğimden dolayı
       ters taraftan pencereyi açıp atlayarak kaçtım
       aslında kaçması gereken kişi oydu
       teke tek olsak hiç bir yere gitmezdim durur gelmesini bekler
       laf üstüne laf sokar gibtir ederdim sonrada ama
       ortada üzülecek olan annem ve kuzenlerim vardı
       onlara bana dediklerini anlatsam benden önce gibtir ederlerdi zaten ama bu iş ebruyla benim aramdaydı
       akşam 6 civarında gelmişti dolmuş
       ben kaçıp köy kahvesine gittiğimde yaşlı köy moruklarıyla
       okey oynamaya başladım kalkan birisinin yerine
       amcalar tam gülme krizi sebebi amk
       benim kafam ebruda onların ki turist karılarında
       köy yeri genelde herkes birbirine uzaktan da olsa  akraba olur çoğu kişi birbirini tanır
       sürekli geldikleri için birbirleri ile makaranın en kralını yaparlar çünkü herkes herkesin zayıf noktasını biliyor
       onlar kendi aleminde konuşurlarken ben tüm ihtimalleri gözden geçiriyordum
       bunları yaparken bir çayımdan bir yudum alıp onu içmeyi unutup diğerini söylediğim de oluyordu
       küllükte yanan sigaram varken bir tane daha yaktığımda oluyordu
       taş çekmişken tekrar çekmeler
       oyunla da alakam yoktu yani
       sordukları sorunun bana olup olmadığını anlamak için
       bana mı dedin emmi dediğim de oluyordu
       arasıra da garip garip sorular geliyordu
       sorulan soru genelde
       onların bir turist amı ile tanışma hayalini benim gerçekleştirmemi istemeleriydi
       yaşları başların gibinde değil adamların
       makarasındalar tabi işin
       karı kız konusu kapandıktan sonra  
       ben ebruya odaklandım
       öncelikle ne amaçla gelmiş olabileceği ihtimalleri üzerinde durdum

    • *diyeceği şey
       -vay kelebeğim yanlış anladın
       vay ben öyle demek istemedim de tarzında bir sürü özür saçmasından sonra affetmemi bekleyecekti
       eve dönsem mi dönmesem mi arasında kaldım
       dönsem annem ve kızların yanında onunla nasıl ne şekilde ve onun nesi olarak konuşacaktım
       direk gibtir etsem kız nereye gidecekti.
       ama yaptıklarının hesabını sormak için yemin etmiştim
       bir şekilde bunun hesabını sormam lazımdı
       gidip tekme tokat dövsem tarzım değil
       suratına tükürsem tükürük bezlerimi yorduğuma bile değmeyecek
       bi kaç laf sokup yerin dibine dibine gömsem kendimi sinirlendirdiğime değmeyecek
       tüm bunları düşünürken hala bir karara varamadım
       sonra amcanın birisi oyun oynarken yanlış oynadığım(fazla taşla bittiğim için)
       -kendine gel koçum dedi
       çözüm buydu işte
       hem oyun için hem ebruya karşı kendim olmam yeterliydi
       gece 12 ye kadar oynadık
       en son kahveci gibtir etti gidin karılarınızla oynayın biraz diye
       koskoca köyde misafir olan benmişim gibi nereye gideceğimi bile bilmiyordum
       bizim evin yakınına geldim
       bir sigara yaktım oturduğum yerde
       o bitince bir tane daha yaktım
       eve çıktım
       annem çoktan yatmış
       ebru kızlarla evin çardağında konuşuyor
       kız kuzenler hemen tepkiyi verdiler
       sen nerdesin
       misafirin gelmiş neden gelmiyorsun
       hiç kahveye gitmezdin neden gittin bu gece

    • *gibi tepkilerini gösterdiler
       soluk bir suratım vardı
       muhtemelen kuzenlerim ebruyu görünce aaa ebru mu gelmiş diye koşup sarılmamı bekliyorlardı
       bunu yapmayacak ben
       ve yapmayacağımı bilen ise ebruydu
       -hoşgeldin dedi ebru
       -hoşbulduk dedim ona bakmadan
       -ben lavaboya gideyim diye izin aldım kızlardan
       wc ye gittim
       20 dk da çakmağı bir kez kullanarak 5 tane sigara içtim
       hani yatarlar mı diye bekledim
       yatan yok
       odaya geçtim
       yattım yatağıma
       çardaktan konuşma sesleri geliyor ama tam olarak duyamıyorum ne konuştuklarını
       ben yattıktan on dakika sonra
       kuzenimin birisi geldi odama
       -aa yatmış diye tepki gösterdi
       bi kaç defa kelebek diye seslendi
       ben ses çıkarmayınca gitti
       ben uyuyamadıkça onlar konuştu
       ses kesilince bende uyumuşum sabah kalktığımda
       yüzümü yıkamaya gitmeye korktuğum için biraz daha yatakta kaldım
       amk ne gibim işse gib gibi saklanbaç oynuyordum.
       annemin hadi kelebek efe kalk artık demesi ile mecburen kalktım
       günlerdir bana gösterilmeyen özen ebruya gösterilmişti kahvaltıda
       çıkıp gitmek geçti aklımdan kahvaltı yapmadan ama annemin kafası karışır diye oturdum
       günaydın diyenlere günaydınla cevap verdim ebru dahil
       kahvaltı bitti
       kızlar bulaşığa geçti ebru hariç
       annemde bahçeye indi çardakta kaldık
       ebru ile
       ben kahvaltı sonrası sigaram ile çayı içmeye devam ediyordum
       ayağa kalktı yanıma geldi oturdu
       elime şöyle bir göz gezdirdi. kabuk bağlamış yarayı ima ederek

    ---acıyor mu dedi
       sağ elimi kalbime zütürdüm
       -evet dedim ona bakmadan
       -öyle demek istemedim ki.valla yanlış anladın. üzgünüm derken ağlamaklıya döndü sesi
       ben gayet sakin bir şekilde
       -yarın git dedim
       -beni affedinceye kadar gitmem dedi
       -affedilecek bir şey yok sen haklısın. dedim
       -sana dürüst olacam ebru dedim. sakin olmaya çalışıyorum ama elim titriyor. sinirli değilim sadece heyecandan
       baktı merakla dinledi beni. gözlerinin dolu olduğunu görmüyordum ama hissediyordum
       -dur burda konuşmayalım başka bir yere gidelim dedi
       mantıklıydı. ağzına daha rahat sıçabilirdim
       çünkü ebruyu ağlarken görse annem benim ağzıma sıçardı
       ayağa kalktım yürüdüm o da peşimden geldi
       15 dakika kadar yürüdükten sonra bir yere oturdum o da yanıma oturdu
       bir süre sessizlikten sonra
       -kelebek dedi
       -dur senin diyeceklerin belli ben konuşayım dedim
       -benimde söyleceklerim var ama dedi
       -ben konuşayım o zaman diyecek birşeyin kalmayacak dedim
       -benim sana herzaman söyleyecek bir cümlem var(seni seviyorum) zaten kelebek dedi
       -o cümle artık benim için anlamsız neyse boşver dedim.
       -sonra beni de dinlemeyeceksen hiç konuşmayalım seni görmeye devam ederim en azından sessiz sessiz dedi
       cebimde iki şimdinin parası ile 17 lira filan vardı beyler
       elimi cebime attım hepsini çıkardım dizlerinin yanına koydum
       -çok param olsa uzun uzun anlatırdım sana ama bu kadar var. onun için kısaca anlatmam gerekecek iyi dinle dedim
       ağlamaya başladı yüzünü öbür tarafa dönerek
       ben konuşmaya devam ettim.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    +3
    169

    • * -bilmiyorum dedi.bu cevap en nefret ettiğim cevap olmaya başladı. anan zaaa dese bu kadar sinirlenmezdim amk
    sustum yine
    -kafam çok karışık kelebek dedi
    -benim kafam çok sade hiç karışmıyor dedim
    -nasıl beceriyorsun dedi
    -umur listemde tek kişi var. gerisi umrumda olmuyor böylece karışacak bişey de olmuyor dedim
    ayağa kalktı
    kıyıya vuran küçük dalgalara ayaklarını şortuna kadar soktu
    biraz dolandı denizin içinde
    sonra bana dönüp
    -ben başka bir eve taşınacağım dedi
    -kafanı bu mu karıştırdı dedim
    -hayır dedi
    -hayırlı olsun dedim. konuyu biraz daha açsın kendiliğinden kiminle ve ne zaman taşınacağını söylesin diye. çünkü ben sorunca sapıtıyor amk
    cevap vermiyor
    -sağol dedi.
    biraz daha sessiz kaldı
    -nasıl olur sence dedi
    -ne nasıl olur dedim
    -başka bir eve taşınmam dedi
    -ona yaşayıp kendin karar verirsin dedim
    -hadi gidelim dedi
    -nereye dedim
    -sen konuşmak istemiyorsun anlaşılan dedi
    -konuşuyoruz ya dedim
    -soğuk cevaplar veriyorsun dedi

    • * baktım biraz kızmış gidecek amk
    -ne zaman taşınmayı düşünüyorsun dedim
    -bilmiyorum dedi
    -yalnız mı kalacaksın dedim
    -herhalde yalnız olur bilmiyorum ki dedi
    -buldun mu ev yoksa araştıracak mısın dedim
    -bakmadım daha dedi
    -ailenin haberi var mı taşınacağından dedim
    -henüz söylemedim. dedi
    -nasıl tepki verirler ki dedim
    -annem kabul etmez ama babamı bilmiyorum dedi
    -benim de çıkmam lazım aslında başka bir eve dedim
    -neden dedi
    -kaç yaşıma geldim. askerlikte bitti.iş de buldum. artık annemlerle kalmam doğru olmaz sanırım dedim
    -ne zaman taşınacaksın dedi
    -biraz zaman var daha. borçlarım var onları ödeyeyim. kışın da çalışacak iş bulursam tutarım bir ev dedim
    -sen kiminle kalacaksın dedi
    -bilmiyorum ama çarşıya yakın bir ev olması lazım dedim
    -benim ki de dedi
    birimiz beraber kalalım mı dese diğeri tamam demeye hazır hale geldi muhabbet
    -içecek bişeyler alalım mı dedim
    -sen bilirsin dedi
    -daha oturacaksak alalım dedim
    -bilmem benim uykum yok ama dedi
    -tamam o zaman hadi gidelim dedim
    markete kadar gittik.
    ···
  19. 19.
    +3
    168

    -hadi yalan söylemediğimi ispatladım da seni gerçekten sevdiğimi nasıl ispatlayacağım dedim
    -onun ispatına gerek yok dedi
    baktım konu yine derinleşiyor konturda hızla tükeniyor
    telefonun şarjı da taktan bi tel olduğu için nerdeyse tükenecek.
    -şarjım bitiyor. inanmıyorsan sana yakınken onu da ispatlayayım.iyi geceler dedim
    telefonu kapattım
    gerekli yürüyüşü yaptıktan sonra
    2 saat kadar bekleyip
    bir otobüse bindim alanyaya geldim
    güneş doğmuş alanya.ya
    otobüsten indiğim yerden bi de eve yürüdüm 30 dakika
    dünyanın en sert bacak kasları bende değilse bile ilk bini zorlarım amk ebru sağolsun
    duş aldım
    üstümü değiştirdim derken
    restorana geldim
    patronda orda
    olm manyak mısın git yat dedi
    abi böyle böyle antalyaya gitmem gerekti gece uyumadım gider yatarsam kalkamam dedim
    böyle bana faydan olmaz git yat akşam servisine burda ol dedi
    sağol deyip eve gittim yattım
    kalktığımda ebrudan tek mesaj gelmiş

    • * -alanyadayım. haberin olsun.
    bu mesaja bana yazdığı için veya alanyaya geldiği için sevinmedim
    bu mesajda yatan mesaj benim için önemli olan
    düşüyorum kollarına kelebek
    -hoş geldin yazdım
    üstümü değiştirdim. işe gitmek için hazırlanıyorum
    patron bana kıyak yapmış izin vermiş akşama kadar
    karşılığını vermek için tamamen çalışma modu on
    işe gittim çalışıyıyorum
    gözüm telefonda ebru bişey yazar mı diye ama giblemiyor yine
    müşteriler de kalkınca restoranın barını kapatıp dışarı çıkarken mesaj geldi
    -pek sevinmedin galiba geldiğime diye.
    şeytan diyor sok lafları zütüne.ben alanyaya geldim yayladan sonra senin gibinde oldu mu da şimdi benim gibimde olsun..
    plan gereklerine devam ettim
    -hoşbulduk demediğin için ben seni pek memnun göremedim o yüzden yazmadım dedim.
    -kafam çok karışık kelebek nerdesin dedi
    buluşalım sinyali mi yandı lan
    -işten yeni çıktım yürüyorum şimdi dedim
    o bana teklif etsin diye

    • * -bende oturuyorum yorgun musun dedi
    -hayır yorulmadım gündüz uyudum çünkü dedim
    -biraz konuşabilir miyiz dedi
    ara mı diyor yoksa buluşalım mı diyor anlamadığım için
    -nasıl istersen dedim
    -evden iniyorum şimdi kaç dakika ya gelebilirsin dedi
    -önemliyse koşarım 10 dakika falan sürer dedim
    -koşma bekliyorum dedi
    gittim apartmanın önünde beni bekliyor
    bir tokalaşma ile hakem atışı gerçekleşti
    ben susmayı tercih ettim ilk konuşmayı da ona bıraktım
    -biraz yürüyelim mi dedi
    -sen bilirsin dedim
    plaja doğru yürüdük
    işin nasıl. yoruluyor musun gibi iş geyiği yaptı bana
    bende sallama ve tek cevaplarla geçiştirdim
    konu uzamasın da ana konuya dönelim diye
    plaja indik dalgaların son vurduğu yere oturduk.
    aramızda mesafe kaldı 30 cm civarında
    bir müddet sustuktan sonra
    -ee nasılsın dedim
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +3
    162

    • *ben olayı babasına veya ailesine bağlamak ve tepkisini görmek için
    -yarın babanın otelinde işe başlıyorum dedim
    -babamın otelinde mi dedi. biraz şaşırarak
    -evet dedim
    -hayırlı olsun dedi
    bundan da pek bir tak çıkmadı
    -lütfen anlat ebru neden böyle oldu dedim
    -bişey yok ki dedi
    -tüm bunlardan sonra bişey yok diyorsan demek ki daha bişey görmedin sen dur bakalım neler yapacam sana mı demek istiyorsun dedim
    -ne alakası var dedi
    -kaç gündür nasıl peşinde koştuğumu anlatacak değilim ebru yorma beni anlat ne olduğunu uzatma dedim
    -bişey olmadı kelebek dedi.
    -öp ulan o zaman beni dedim
    baktı sadece suratıma
    -ellerimi tut o zaman dedim
    bi kaç saniye geçti
    o da yok amk
    kafayı yedim yiyecem
    -bir cevap için 10.a kadar sayacağım. eger cevap vermezsen başka şeyler sayarak da gideceğim haberin olsun 10*dedim
    ben aşşağı doğru saydıkça ne yapacağını bilemez hale geldi
    7 dediğimde bana sarıldı
    nefes alışlarından bir şey söylemeye yeltendiği fakat söyleyemediğin anlaşılıyordu
    ben aşşağı dogru saydıkça daha sıkı sarılmaya başladı
    yavaş yavaş 3 e kadar saydım
    ellerini yavaşça gevşetti
    artık bana sarılmıyor ama dibimde duruyordu

    • * -2 dediğimde yarım adım geri çekildi
    -1 dediğimde yanağıma eğilip bir öpücük kondurdu
    -ebru sıfır dedim bir adım daha geri çekildiğinde yanağından peş peşe süzülen bi kaç damla yaş vardı
    gel de işin içinden çık amk
    madem ağlıyor bana sarıldı
    yanağımdan öptü ki kesin bi taklar dönüyordu
    resmen ebru ayrılık otobüsüne binerken beni uğurluyordu
    -en azından sebebini anlat da öyle gideyim. yıllarca içimde dert olmasın.bir sevgili neden kaybedilir bileyim. dedim
    o beni dinleyip cevap hazırlamak yerine gözleri başka alemlerde göz yaşlarını silmekle meşguldü
    tuttum ellerinden
    -ebrum ne olursun anlat dedim
    yine sarıldı
    -ölecek miyim amk bana kanserli gibi davranma anlat şunu dedim. sinirlice
    -neden böyle olduğunu bilmiyorum dedi
    -devam et dedim
    -bilmiyorum dedi
    -5 yılın hatrına anlat. giderim bilmek hakkıydı diye vicdan azabı çekersin.
    vicdanını rahatlatmak istediğinde bile beni bulamayacağın birisi olurum.ne olursun anlat dedim
    -anlatacak bişey yok dedi
    -peki dedim. elimi uzattım.
    telefonumu çıkardım
    içinden sim kartı aldım
    ikiye büktüm. yere attım.
    zaten ebrunun bana hediye ettiği telefonu eline bırakıp
    -sen henüz kendi kendine sevdiğim insan
    nerde,ne yapıyor,ne düşünüyor,iyi mi,keyfi yerinde mi,niçin gitti, neden gelmiyor, niye haber vermiyor, beni hala seviyor mu,beni gerçekten sevdi mi gibi
    milyonlarca soruyu hiç sormamışsın..ben iki tanesinin cevabını vereyim. seni çok seviyorum. gerçekten çok sevdim.. diğer cevaplar umrunda olursa bulursun..

    • *dedim elveda ve kendine iyi bak bile demeden
    yanından ayrıldım
    hani koşar mı arkamdan dur kelebeğim der mi diye başlarda yavaş yavaş adımlarla gittim ama sonra baktım ki sinirden koşmaya başlamışım
    kalbim benim de bilmediğim sorulara cevap arıyor
    ben cevap veremedikçe
    yan etkileri nefesime
    ordan göz yaşlarıma etki ediyor
    herşeye değer dediğim ebru için
    aklım boşunaymış desede kalbim bir teselli arıyor
    siz iki gün bekleyemediniz yüzlerce küfür ettiniz arkamdan neden böyle yapmış anlat diye ama ben 6 sene geçmesine rağmen neden öyle davrandığını hala bilmiyorum
    ordan ayrılırken kalbimi burktum
    sıcak olduğu için hissedemediğim kalp ağrım
    eve gelip yalnızken
    sarılıp kalbimi ısıtacak birisinin kalmadığını fark edince daha da ağrımaya başladı
    bizim ev
    ebrunun defalarca geldiği nerdeyse her köşesine oturduğu
    mutfak ebruyla gelen misafirlere bişeyler hazırlamaya çalışırken gülüştüğümüz yer
    kanepe ilk benim olduğu kanepe
    merdiven ebrunun yürüdüğü
    evin girişi ebrunun beni beklediği yer
    yürürken planlar kurduğumuz bizim cadde ve alanyanın çoğu caddesi
    her köşesinde yürüdüğümüz
    kalesi denizi iskelesi alanya
    yayla çiçekler kopardığım balıklar yakaladığım sarılıp boynunu öptüğüm
    aşkın en temiz oksijenli noktası
    nereye gidecektim lan ben
    uyusam rüyalarıma girer diye korkuyorum
    uyanık kalsam kalp ağrım sesli konuşuyor
    bir yandan gibtir et olm
    her işte bir hayır vardır. demek ki ebru değilmiş kaderimde yazan diyorum
    bir yandan kendimi tutamıyorum gidip döve döve anlattırayım ne olduğunu diye

    • *iki ucu taklu değnek değil benim durum
    ben tak çukuruna düşmüşüm uzatılacak bir değnek arıyorum
    koridorda oturdum yere
    üstümde ne varsa çıkardım
    yine de geçmedi içimdeki sıcaklık
    halıyı elimle toplayıp
    suratım dahil tüm vücudumu fayansa dayadım onun sserinliği de yetmedi
    banyoya gittim
    banyo kapısını sonuna kadar kilitledim
    balkona çıkıp atlamaya karar verirsem bana bir kez daha düşünme şansı olsun diye
    suyun en soğunu açtım altına girdim
    zaten zor nefes alırken iyice kesildi soğuk suyla nefesim
    nereye gidecektim ne tak yiyecektim amk
    her adreste ayrılık yazacaktı
    her gittiğim yerin nüfusu sadece 1 olacaktı benden ibaret
    nereye gidersem gideyim başka nüfusa kayıtlı olacaktı ebru
    ben banyoda oturup bunları düşünürken
    dış kapının açıldığını duydum
    lan ebru mu geldi yoksa diye heyecanlansam da onda anahtar yok ki amk kesin biladerdir diye ismini seslendim
    -abi sen misin dedi.
    -evet dedim.
    -ha iyi amk korkuttun beni dedi
    ses kesildi içeri gitti
    30 dakika geçip benim çıkmadığımı görünce yine geldi
    -çıkmayacan mı dedi
    -paran var mı dedim
    -karı mı attın olm eve bu salonun hali ne gideyim mi dedi(benim kıyafetler yerde kaldığı için)
    -ne karısı olm dedim
    -ebru yenge öldürür zaten ne yapacaksın parayı preservatif lazımsa var bende dedi. makara yapıyor binin biladeri.

    • *he amk preservatif lazım ebru kalbimi gibiyor
    -var mı dedim
    -ne kadar lazım dedi
    -büyük alacak kadar dedim
    -var ama lazım para dedi
    -tamam yarın ben sana veririm dedim. nerden vereceksem amk
    -iki bira alayım işine bak kontur alacam yarın dedi
    -sen bi büyük al gel dedim
    -yarın vermezsen diye tehdit edip bakkala gitti
    ben çıktım banyodan
    lavaboda elimi yüzümü yıkadım
    içip bayılacam plan bu
    yoksa uyunmayacak amk
    üstüme şort tişört geçirip biladeri beklerken
    soguk su bardak hazırladım
    geldi bi baktı
    sadece kendime bardak almışım
    -sen bu parayı vermezsin amk bana bende içebildiğim kadar içeyim bari dedi
    -sen git yat olm dedim
    -o zaman vermem dedi
    baktım kardeşimin kalbini de kıracam
    hem bana saçma sapan sorular sorar biraz kafam dağılır diye
    -al gel amk bi bardak dedim
    karpuz da kesmiş geldi
    bardakları doldurdum
    şişeyi elimden bırakmadan
    benim kini fondip yapıp yine doldurdum
    Tümünü Göster
    ···