/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 151.
    +1
    Bu Ne aq
    ···
    1. 1.
      0
      ne oldu pampa
      neyi var
      ···
  2. 152.
    +1
    66

    eğer babası bunu öğrenirse ebru ne mazaret uyduracaktı
    ihtimaller üzerinde konuşurken
    ebruyu eve bıraktım ben yukarı çıkmadan
    yukarı çıkınca mesaj attı
    evde kimse yokmuş
    artık erkek kardeşi nerdeyse **ben onların buluşmasında yanlarında değildim
    onun için nasıl bir buluşma yaptılar kendi aralarında bilmiyorum
    daha önce anlattığım gibi ebruyla bir süre dolu dolu ilişkimiz devam etti
    hergün buluşmalar konuşmalar vesayire
    bir gün bana üniden arkadaşlarının geleceğini söyledi
    ben arkadaşlar deyince bayan bir kafile bekliyordum
    ama gün gelip geldiklerinde
    erkekli bayanlı bir grup olduklarını farkettim
    ebru ben çalışırken onları karşılamaya gitti
    kalacakları otele yerleştirdikten sonra
    akşam üzeri çarşıya gelip 5 kişi olan grubu benimle tanıştırdı
    iki kız 3 erkek
    böyle saçma bir tatile çıkışmı var amk
    iki kız iki erkek okey
    sadece erkekler yada kızlar da tamam
    ama bu dışarda kalan sap neyin nesi
    ama ebru beni onlarla erkek arkadaşım diye tanıştırdığına göre
    korkulacak bir durum yok gibiydi
    planlarını sordum
    yorgun olduklarını söylediler ve yatacaklarını söylediler
    ebru onlarla biraz daha dolaştı sonra onları uğurlayıp
    yanımda kaldı
    dükkanı kapattık
    bir saat daha ebruyla yürüdükten sonra onu evine bıraktım
    bende gidip yattım
    ertesi gün ebrudan gelen mesaja göre denize gitmişlerdi
    soğuk şehirlerden gelip
    bedenlerine zencimsi bir görünüm elde edebilirlerdi ancak
    çünkü bana göre deniz hala soğuktu **keyfinize bakın dedim
    ama aklımın bir kenarında hep iki artı bir olan sap vardı
    akşam üzeri deniz dönüşü ebru evine gittiğini
    üzerini akşam ki beraber yiyecekleri yemek için değiştirdiğini
    benim gelip gelemeyeceğimi sordu
    bende dükkanda kimse olmadığı için yemeğe gelemeyeceğimi ama
    dükkanı erken kapatıp yemek sonrasına yetişebileceğimi söyledim
    üniden arkadaşları gelmiş hep beraber denize gidiyorlar yemeğe çıkıyorlar
    buraya kadar ters olan birşey yok
    işimi biraz erken bitirip
    dükkanı kapattım
    bulundukları restorana gittim
    geleceğimi bildiren mesaj atarak
    vay efendim yemekler yenmiş
    muhabbet artmış
    bizim ü çift slow müzik eşliğinde dans ediyorlar
    çiftin birinin sapının ben alması gerekmiyordum evet
    bu gereksinim beni hayli bozdu
    ebruyu göreceğim için gülümsemeye meyilli yüzüm
    asık bir hal aldı
    resmen benim kız başkası ile dans ediyordu
    ha öyle sarmaş dolaş mı hayır ama yinede ediyorlardı amk
    an itibari ile dans için ebrunun yanlış kolları seçtiği lavuğa uyuz oldum
    ama ebru geleceğimi biliyordu
    beni erkek arkadaşı olarak tanıtmıştı
    ve benimle beraber olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyordu onlara
    bu durumda sebebsiz gerilimlerden kaçındım durumu çaktırmamaya çalıştım
    onların masası olduğunu ebrunun çantasından anlayarak masaya oturdum
    dönerek edilen bir dans olduğu için farkedilmem de çok sürmedi
    ilk o sapçık gördü beni
    ben ona gayri ihtiyari pis pis bakarken o da kendini biraz daha çekerek
    beni gösterdi ebruya
    ebru hızlı adımlarla bana geldi
    hoşgeldin dediğinde
    benden aynı sevecenlikle hoşbulduğu duyamayınca anladı durumu
    -diğerleri kalkınca bana da teklif etti bende kıramadım dedi
    -iyi yapmışsın dedim
    diğerleri de geldi masaya oturdular
    ebru misafirler diye hepsine içki ısmarladı ama
    zaten kendisi de iki tane bira içmiş ayarındaydı
    kendi kendimi gereksiz kıskançlığa lüzum yok
    bi tak yok amk kız seni seviyor işte diye teselli ederek
    bir içki de ben aldım
    ondan bundan ordaki anılarından konuşurken yemek çıkışı
    diskoyu da görmek istedi üniversiteli gençlik
    gidelim dedi ebru bana bakarak
    bana uyar işareti yaptım
    ebru elimi tutuyor bana aşkla bakıyor
    arasıra kulağıma fısıldıyordu
    ve bu durumdan en başta o sap olmak üzere kimse rahatsız olmuyordu
    o zaman korkulacak bir durum var mıydı??
    vardı çünkü babam aradı
    acilen eve gelmem gerektiğini söyledi
    ne oldu dedim
    kardeşin kavga yapmış dedi
    var mı bişey dedim
    gel kendin gör dedi
    abi olmak zordu amk. onun dayağının kahrını da biz çekecek gibi görünüyorduk
    izin alıp eve gitmem gerektiğini söyledim
    sebebini söylemeden ebruya
    bende geleyim mi dedi
    o an ki düşüncesizlikle sen misafirlerini gezdir ben sana mesaj atarım dedim
    masadan kalkıp eve gittim
    eve geldiğimde mor pörtlek gözlü bir kaç yandan darbeli bilader
    ağlayan annem
    neden biladerini korumuyon diyen babam ** nasıl koruyayım amk.24 saat yanında mı durayım
    ben dayak yerken kimse yardım etmiyor
    durumu anlamaya çalışırken
    alanyanın sanayi tayfasının gençleri
    tüm kazandıkları haftalıklarını içlerinden birinin sahib olduğu doğan slx marka
    arabaya yatırıp
    benzinine siyah camlarına kegib akslarına ve içindeki müzik sistemine yatıran
    o kadar masrafla yeni bir araba alabileceklerinin farkında olmayan
    bir kaç zibidi tarafından
    sözlük deyimiyle sebebsiz tartaklanmış
    -gidip sanayi yi mi yakayım ne yapabilirim şimdi dedim
    gece gece çağırmadaki mantık ne amk.
    jet li miyim ben ortalarına dalıp kötü roldeki başrol oyuncusunu bulana kadar
    bütün sanayi figuranlarını döveyim
    biladere nasihat vereceklerine bana veriyorlar
    sahip çık diye
    o saatte yapılabilecek hiçbirşey olmadığının farkına varan ebeveynlerime
    dışarı çıkacağımı söyledim tekrar
    annemle vay gidersin vay gidemezsin vay seni de döverler
    derken kaçtım evden
    durulur mu amk.
    kurt kuzuyu yemeden nasıl gecenin sonuna geçebilirim diye mantık hesablamalarındayım
    ebruda bir kaç mesaj attı
    ne oldu bişey var mı??biz burdayız şuraya geçiyoruz şunu içtik bunu içtik
    seviyorum özledim.ne varsa göndermiş
    en son bulundukları diskoya gittim
    gözlerim kalabalıkta onları ararken 4 ünü farkettim
    ikisi yok
    olmayan kişiler ebru ve o sap
    sağa baktım sola baktım yoklar
    wv ye gittim yoklar
    bayanlar tuvaletine kafa uzattım yok
    3 tur attım diğer 4 ü oturuyor ama bizimkisi yok
    -nerdesin diye mesaj attım ebruya
    cevap yok
    tekrar attım 10 dakika sonra
    -şu diskodayız sen nerdesin dedi.
    -işim biraz uzadı kusura bakma dedim
    söylediği diskoya gittim
    içeri girdim
    biraz dolandıktan sonra
    ikisini de görüş mesafeme aldım
    pistte dans ediyorlar
    dakikalarca izledim
    sonra dışarı yöneldiler
    ben arkalarında kaldım
    bizim ebrunun kafası hafiften biraz ağır derecede güzel
    yürüşüyünden belli
    merdivenleri
    o sapla el ele indiler
    disko çıkışında biraz durdular konuştular
    sonra kalabalık olan disko önündende kalabalığı el ele geçerek diğerlerinin bulunduğu diskoya yöneldiler
    ben dışarda bekledim
    olayın iç yüzünü farklı bir şekilde öğrenmek için plan kurdum
    ebruya mesaj atarak
    -nerdesiniz işim bitti geliyorum dedim **ebru önünde beklediğim diskonun adını da yazarak
    -gel artık çok özledim dedi
    -3 dakika sonra içeri girdim
    -5 i oturuyor ama sap piyasada yok bu defa
    ebru beni görür görmez sarıldı
    -hoşgeldin aşkım dedi
    -hoş bulduk canım dedim
    Tümünü Göster
    ···
  3. 153.
    0
    67

    -nerde kaldın dedi
    -bir işim çıktı kusura bakma dedim
    -nerdeydin dedi
    -önemli değil sonra anlatırım dedim
    şüpheci gözlerle bana bakarak
    -yoksa elifin yanına mı gittin dedi
    aslında başka planım vardı ama ebrunun elifi plana dahil etmesine içten içe sevinerek
    çok ciddi bir şekilde
    -evet elifin yanına gittim. başka bir diskodaymış beni çağırdı oturduk konuştuk
    dans ettik. sonra el ele tutuşup taksiye bindirdim gönderdim dedim
    kıpkırmızı oldu ebru
    istediğim surat ifadesini alınca hemen ekledim
    -şaka ebrum şaka. insan deli gibi sevdiğine böyle birşey yapabilir mi??kardeşimi dövmüşler onun için eve
    gittim dedim
    -kardeşin nasıl dedi. aslında hiç nasıl olduğunu merak etmeden
    -gururu incinmiş o kadar dedim. inceden dokunmaya devam ederek
    bu benim son pasım oldu ebruya
    artık ne yapacağına o karar verecekti
    o onları gördüm mü yoksa yaptığım espri olay üzerine mi geldi diye düşünürken
    diğer sap da çıktı geldi
    ben eğleniyor moduna geçtim. ufaktan kıçımı başımı sallıyordum
    sonra bara dans figürleri ile yaklaşıp bir long island sipariş ettim
    barmen onu yaparken gözüm onlardaydı ama oraya hiç birşeyden haberim yokmuş gibi
    eğlenerek ve gülerek bakıyordum
    geldim yanlarına
    sapa dönerek ** -nasıl beğendiniz mi diskoları eğlenebiliyor musunuz dedim??
    -çok güzel dedi sap
    -ben ebrudan ayrılırınca gel tekrar sana turist kızı ayarlayayım dedim. gülerek
    ebru
    -ne ayrılması yaa dedi
    -hani olur da birbirimizi aldatırız o zaman da beraber olacak halimiz yokya dedim
    -sen elifini kendinden uzak tut yeter dedi
    kulağına yaklaşıp
    -benim bir tek ebrum var onu da sadece sen tanıyorsun. selam söyle haberi olsun dedim
    ebruya başka ebrudan bahsettim değiştiğinin farkına varsın diye
    amk. böyle işin
    biz kız üzülmesin diye gurbetlerde
    hep iyi davrandık. kapasitemizin üzerine çıkıp romantik olduk
    ne isterse elimizden geleni yaptık
    erkek arkadaş ne yapması gerekiyorsan fazlasıyla yaptık
    ama zütü kalktı ilişkinin
    bana seni seviyorumlarla ağlayan
    sensiz yaşayamamlarla ölümden bahseden birisinin ne işi var başka kollarda
    açıklamayı gibe gibe yapacaktı
    ben gerekli mesajları ona verdim
    eğlenmeye çalışıyor görünmek bile zor geldi bana
    wc ye gittim onları orda bırakarak
    elimi yüzümü yıkayıp sakinleşmeye çalıştım
    aşşağı indim
    ebru tek başına kalmış masada oturuyordu
    -misafir in nerde dedim
    -misafir’ler’ dedi
    bu sırada o sap elinde iki tane içkiyle geldi
    birisini ebrunun önüne bıraktı
    diğerini hiçbirşey yokmuş gibi kendisi içmeye başladı
    -ben içmeyeceğim sağol dedim. sapa
    -senin var diye almadım. kusura bakma dedi
    -evet haklısın dedim. benim varken senin alman garip olur zaten dedim
    • *ebruya baktım içiyor kafası güzelleşmeye başladı
    sarhoş olup salakça birşeyler yapıp kendini dövdürme riskini ortadan kaldırmak için
    bir tadına bakayım diye onunkini alıp yarısından fazlasını içtim
    hoş zaten ayıkken yapmıştı yapacağını zaten
    sonrada
    -ohhh içim yanmış dedim. imAalı imalı
    eğleniyor görünmeye devam ettim. arasıra yanlarından ayrıldım türlü bahanelerle
    uzaktan izledim onları acaba birşey yapmaya devam edecekler mi diye
    sap ona gülerek birşeyler anlatmaya çalışıyordu
    ama ebru oralı bile olmuyordu
    galiba mesajı almıştı
    sonra tekrar masaya dönüp
    diğerleriyle muhabbet ettim.
    ben konuşurken
    ebru geldi bana arkamdan sarıldı
    sonra yanıma bir sandlalye çekerek o da oturdu
    ben onun farkında değilmişim gibi davranırken
    o iki koluyla bir kolumu sardı
    ve omzuma başını koyarak muhabbeti dinledi
    arasıra yanağımdan öptü
    elimin tersiyle sildim
    konuşmaya devam ettim o da başını omzumdan ayırmadı
    diskonun kapanma saati geldi biz konuşurken
    o sap sıkılmış olacak ki
    -gidelim mi dedi
    -aç mısınız çorba ısmarlayayım mı dedim
    ebru
    -ben yorgunum gidelim dedi
    onlarda kabul ettiler
    ebrunun eli elimde diskodan çıktık
    taksiye gittik
    onları bindirdik bir tanesine
    ebruyla biz kaldık
    -ne yapalım dedi
    -el ele tutuşmak ve dans etmek beni de yormuş gidelim yatalım dedim
    -beraber yatamayız dedi
    -artık öyle bir beklentim yok zaten dedim
    -nedenmiş o dedi
    ağzımı ararcasına
    -boşver dedim geçiştirdim
    -yürüyelim mi bizim eve kadar dedi
    galiba olayın aslını anlatacak diye kabul ettim
    evlerine gelinceye kadar konuştu ama hiç benim istediğim konuya gelmedi.
    evlerine geldik
    iyi geceler dileklerinden sonra
    -bana anlatmayı unuttuğun birşey oldu mu ben yokken dedim
    -hmm olmadı galiba dedi
    -iyice düşün yarın görüşürüz iyi geceler dedim
    ellerini kaldırdı
    yanağından bir kere öptüm. döndüm gittim
    • *ertesi gün arkadaşlarının da son günüydü akşam üzeri gideceklerdi
    ben yine işe geldim
    -misafirini uğurlayınca haber ver dedim
    yine misafir dedim.
    evet uğurlama nasıl bir uğurlama olacaktı bu da önemliydi
    gitme saatlerine yakın
    otogara bende gittim.
    ebru ve diğerleri ordaydı
    biraz uzaktan baktım.hep beraber konuşuyorlardı
    valizler yüklendi
    vedalar ediliyordu
    ebru ile o lavuk yine sarılacak gibiydi
    veda sırası ikisine geliyordu ayar oldum
    dün gece onları öyle görmesem arkadaşça sayılabilecek bir sarılmaya hazır olabilirdim
    dedim şimdi bunlar öpüşür müpüşür kalbim dayanmaz amk. görmeye diye
    koşar adımlarla otobüsün yanına bende yaklaştım
    vedalaşamadık kusura bakmayın diye direk diğerlerinin yanına gittim.
    onlarla vedalaştık
    diğer sapada
    -sanada bol şanslar dedim.
    -teşekkür etti.
    ebruya da bir kez daha
    -kendine iyi bak dedi bindi
    ebruyla yalnız kaldık
    -aşkım diye sarıldı bana
    -nereye gidelim dedi
    -ben işe gidiyorum dedim
    -bende geleyim mi dedi
    -misafirinle gittiğini sanıyordum dedim
    -ne diyorsun anlamadım dedir
    -bana anlatmak istediğin birşey var mı dedim
    -hangi konuda dedi
    -genel olarak var mı dedim
    -seni seviyorum dedi
    -dün gece hakkında anlatmak istediğin birşey ver mu dedim çok ciddi bir şekilde
    -sanmıyorum dedi
    -ayrılmak istiyorum ebru dedim —efendim dedi gözlerini büyüterek
    -ayrılmak istiyorum dedim
    beynin o kadar hızlı komut verip gözlerden yaş getirebileceğine ilk defa şahit oldum
    -neden dedi o haliyle
    -ben başka birisine aşığım dedim
    -şaka yapıyorsun herhalde dedi
    -hayır çok ciddiyim dedim
    -nasıl başka birisine aşıksın dedi
    -eski bir kız arkadaşıma aşığım dedim
    -turist birisi mi dedi
    -hayır türk dedim
    -hani ilk beni sevmiştin tek benimle çıkmıştın dedi
    -sen olduğunu söylemek isterdim dedim
    -en azından kim olduğunu öğrenebilir miyim dedi
    -ismi ebru dedim
    -hangi ebru dedi
    bir süre ona baktım
    -eski ebru dedim
    -neden neler olduğunu anlatmıyorsun açık açık dedi
    -sen dün geceyi neden anlatmıyorsan aynı sebebten anlatmıyorum dedi
    -ne olmuş dün gece dedi
    -unuttuysan misafirine sor hatırlatsın dedim
    onu orda bırakıp gittim
    dükkana geldim
    ama saatlerce ön sevişme yapmışda boşalamamış gibi ağrılar var bütün vücudumda
    patron dükkanda
    -nerdesin amk diye isyan ediyor
    -bi işim çıktı kusura bakma dedim
    -bırakıp gitme amk. dükkanını dedi.o da neye sinirliyse gibecem triplerini de dükkanınıda diyip gidecektim
    ama
    -işim çıktı ben gidiyorum diye o da yardı
    -işine sokayım diye bastım arkasından küfürü
    ayağıma takılan yerdeki içinde malzeme bulunan sebetten çıkardım hıncımı
    zaten bi onlara gücümüz yetiyor amk.
    beni hiç gibine takmayan elif bile o halimi görünce
    -ne oldu hayırdır dedi
    -sanane kızım işine bak amk. dedim **allahdan dükkana müşteri gelmedi o sırada yoksa turizm darbesi
    yapacaktım
    sinirli hallerim yan esnaflarında dikkatini çekti
    markete gittim bir paket sigara aldım
    arka arkaya 3 tane yaktım
    hiç bir gibime faydası olmayan sigara bana da fayda etmedi
    ebru da dükkana gelince
    komşular sinirimin sebebini anladılar
    -konuşabilir miyiz dedi
    -sana defalarca konuşman için fırsat verdim şimdi mi aklına geldi konuşmamız gerektiği dedim
    -neden bahsettiğini anlamıyorum bile dedi
    -ebru gibtir git bir daha gelme buraya dedim
    -sebebini söyle gideyim hak verirsem dedi
    -o lavukla aranızda ne var dedim
    -kiminle ceyhunla mı dedi
    -aramızda o kadar insan olmaya başladı ki sen bile şaşırıyorsun artık dedim
    -kimden ne duydun gerizekalı sinirlendirme beni dedi.
    -ben dün diskoda yokken sen nerdeydin dedim
    -diskodaydım dedi
    -kiminle dedim
    -arkadaşlarla dedi
    -bütün gece beraber miydiniz dedim
    -evet dedi
    -herhangi bir şekilde ayrılmadın yani dedim
    -hayır dedi
    -tamam bitmiştir konuşma şimdi ayrılmak isteğimi başka bir dille ifade ediyorum
    gibtir git ebru dedim
    ahali de bize bakıyordu
    içlerinde elif de vardı
    bize bakıyordu ne olmuş acaba dercesine
    -neden ayrıldığını şimdi anladım.o kaltakla sana mutluluklar dedi. herşeye rağmen seni çok sevdim bunu
    da unutma dedi
    elim ayağım titriyordu o giderken
    ben ne diyorum o elif diyor
    elifin de amk.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 154.
    0
    68

    yine içimde kaldı olayı tam aydınlatamadan ayrıldık
    ya bana yalan söylüyor yada olayı ört bas etmek istiyor
    yada tutamadığım sinirimin kurbanı oldu aşk
    • **içimin dışa vurumu olan bir mesaj gönderdim
    -sana da o sapla başarılar dedim. lavuğun ismini vererek
    -şu olayı bana anlat yoksa kafayı yiyeceğim dedi
    -anlatması gereken sensin ebru. dün geceyi hatırla dedim
    -sana anlatmam gereken herşeyi anlattım kelebek dedi
    -benim olanları zaten bildiğim için mi anlatmıyorsun yoksa dedim
    -ne biliyorsun dedi
    -dün gece seni onunla beraber başka bir yerde samimi bir şekilde dans ederken sonra da el ele gördüm
    dedim bir süre mesaj gelmedi
    -bana inanmıyorsun değil mi??hep şüphe duyuyorsun sana olan aşkımdan. tamam kelebek sen bilirsin
    dedi
    -sana ne ceyhun konusunda.ne de başkası hakkında inanmıyorum dedim
    -ufukta üzüntü var ama geçecek dayan ebru hata kimsede değil kendini sevdirmeyi bilmiyorsun diye bir
    mesaj gönderdi
    vay amk. hani gibtiri biz etmiştik.
    ebru kendi kendini gibtir ederken
    gibtirin en kralını yedik.
    yanlış birşeyler yaptığımın farkına varır gibi oldum ama
    uçaktan atlamıştım artık. paraşüt açılırsa bacak üstü açılmazsa züt üstü düşüp züt gibi kalacaktım
    sen olayı anlamadan dinlemeden gibtir çekersen öyle olur amk.
    içmeye gitmeye karar verdim
    telefonu dükkanda bıraktım
    sarhoş olup ebruya mesaj atmayayım diye
    dükkanı saat 10 civarı kapattım
    kasada ne birikmişse yanıma aldım
    saat onda diskolar hareketsiz olduğu için
    disko öncesi gidilen pup tarzı bir yere gittim
    sakin bir yere gitmek istemedim
    çünkü beynimde müziğin gibişmesinden rahatça düşünmek
    hatta hiç düşünmek istemiyordum
    iki tane sambuca shotla başladım arka arkaya
    tatlı anason beyin hücrelerimi ele geçirmekte zorlanmadı
    üzerine redbullu long da söyleyince
    sarhoşluğum tam kanatlandı
    sonra birisi bana yaklaşıp
    -heeeeey dedi
    hey diyen diline sokayım
    başladı konuşmaya ama zar zor anlıyorum
    cümle içinde kullandığı kelimeleri zar zor seçiyorum
    cami içmek sen müslümanlık. ***onun kafası benimkinden güzel
    -ne içiyorsun dedim
    -bira jager dedi
    birayı jagermeister shot ile karıştırmış içiyor
    bira mundar edilir mi öyle amk.
    barmen iki tane jager bull ver dedim
    -dur ben ısmarlayayım benim indirimim var dedi
    evet hakaten var amk.
    amk. alanyasında rehberlere yapılan indirimi biz gençlere yapmıyorlar
    içtik içkileri
    anlattıkça anlatıyor amk.
    inciyle o zaman tanışmış olup eksi 15inci nesil olsaydım özet geç amlı derdim
    -dur dedim biraz da ben anlatayım
    dertli olan benim amk. yerinde o anlatıyor
    -o zaman dur iki tane daha söyleyeyim dedi
    ben başladım anlatmaya ebruyu
    -şu mesajlaştığın kız mı dedi
    -evet sevdiğim kız dedim
    -çok şanslı kız dedi
    şansına sokayım başına belaymışım gibi hissdiyorum kendimi o şansdan bahsediyor
    ben anlatıp ayrıldığımızı söyleyince daha bi yavşamaya başladı kız
    sanki tek gib bende var amk.
    o wc ye kalktı
    kendi kendime düşündüm
    ulan olm hala seviyorsun ebruyu
    şimdi çıkar gelir seni bu kızla görür bi tak uğruna bitmişse ilişkimiz
    tamamen biter açıklaması da olmaz
    fırsat bu fırsat deyip kalktım gittim eve
    telefon dükkanda kaldı
    dükkana gidecek takatim yok
    mesaj atmış mı diye meraktan bağırsaklarım düğümleniyor
    ertesi gün dükkana gittim
    telefona baktım hiç birşey yok
    3 gün de olmadı zaten
    sonra gündüz vakti telefon geldi yine işteyken ve yalnızken
    ebru arıyordu
    hiç düşünmeden açtım
    -kelebek hemen bizim eve gel dedi
    telefonu kapattı
    dükkanda kimse yok amk. nereye gidiyon
    gitmedim
    bir gitme zamanı geçtikten sonra mesaj geldi
    -beni görmek için son şansın olabilir bekliyorum dedi
    aklıma ilk gelen intihar mı edecek acaba oldu. yoksa hapları çoktan içmişmiydi
    dükkanın amk. sevdiğim ölüyor lan diyerek koştum
    koşarken gördüğüm birkaç esnafa bakar olun geliyorum dedim ** benim aklıma tek gelen ihtimal
    sevgilisinden ayrılmış bir kızın
    intihar etme teşebüssüydü
    kan ter içinde evlerinin kapısının önüne geldim
    biraz nefes almak için durdum
    sonra kapıyı çaldım
    acaba ne görecektim
    kapı açıldı
    açan kişi ebru
    intihar etmişe benzemiyordu
    bileklerin kegib yoktu en azından
    sarhoşa da benzemiyordu
    onu hala canlı görmenin verdiği rahatlamaya yorulmuş süsü vererek
    ohh çektim
    -neden geldin dedi
    bu nasıl laf şimdi amk.o çağırmadı mı beni
    -pardon yanlış oldu galiba dedim
    dönüp gitmeye hazırlanırken
    -kelebek içeri gel dedi kapıyı iyice açtı
    ne oluyor sorusuna cevap bulabilmek adına
    biraz tereddütlü bir şekilde içeri girdim
    evde kimse yoktu
    ebru yalnızdı
    tavana asılmış olan ve bir boyun bekleyen bir ipte yoktu
    herşey bu kadar normalken beni çağırmış olması garipti bana göre
    ebruyu tekrar görmek herşeye rağmen güzeldi
    ama içimdeki ona olan sinir bitmiş değildi
    hiç konuşmadan içeri birkaç adım girdikten sonra bekledim ona bakarak
    o kapıya yöneldi
    kapıyı kilitledi
    anahtarı eşofmanının cebine koydu
    biraz daha tereddütlendim
    ne yapacağını çok iyi bilen bir pgibopat katil tarafından
    öldürülmeyi beklemek gibi birşeydi
    —seviyor musun beni dedi
    -seviyordum dedim
    -artık sevmemene sebeb nedir dedi
    -onun bunun kollarında görmekten sıkıldım seni dedim
    -sence seni bu kadar severken başkalarının kollarına gider miyim dedi
    -gözlerime inanmam gerekirse evet dedim
    -seni aldatacak olsam sen alanyadayken yapar mıyım sence dedi
    -ankarada yapıyorsundur o zaman dedim
    -yaptığıma inanıyorsun yani dedi
    -tek beni değil 3ümüzü de aldatıyorsun bence dedim
    -aldatmadığıma inandırmak için ne yapabilirim peki dedi
    -artık o şansın yok ebru git beraber olmak istediğine kendini inandır
    ama sana bir tavsiye ikisinden birini seç ki tekrar inandırma ihtiyacı duyma dedim
    Tümünü Göster
    ···
  5. 155.
    0
    69

    -senin hiç liseden veya başka kız arkadaşın yok mu dedi
    -var dedim
    -onları görsen sarılıp dans etmez misin dedi
    -ellerini tutup disko disko gezgirmem dedim
    -ellerim sadece senin ellerinde nemlenir dedi
    -ebru bana hikaye anlatma. benim için yaptığın çok yanlış.bir değil iki oldu
    ben birinciden sonra seni uyardım. demek ki anlatamamışım. yada sen kendi bildiğini yapmaya devam
    ediyorsun
    -hiçbir kötü niyetle elini tutmadım. arkadaşça tuttu hatta ben onun elini tuttum diğerleri eğlenirken o
    başka bir yere gitmeyi teklif etti
    diğerleri gitmek istemedi.gel ben seni gezdireyim dedim. dedi
    -tamam işte elini tutacak gezdirecek birini bulmuşsun benden ne istiyorsun hala dedim
    -o seni sevdiğimi biliyor.hem zaten onun da kız arkadaşı var ama ailesi izin vermediği için gelemedi. dedi
    -tamam yalanların bittiyse gideyim artık dedim
    delirmek için fırsat kolluyormuş
    o nasıl bir bağırma amk. apartmanı ayağa kaldırdı
    ağzını kapatmaya çalışsam da durduramadım. üstüne ağlaması da eklendi
    -sana hiç yalan söylemedim gerizekalı dedi
    —olayları ekgib anlatmak veya anlatmamakta yalandır bana göre dedim
    -herşey sana göre yaşıyoruz zaten dedi
    -tamam sende şikayetçiymişsin ayrılalım işte ne güzel dedim
    -senin başka bahanelerin var kelebek dedi
    -başka hiçbir bahanem yok ben sana gerekçerimi anlattım dedim
    -esas yalancı sensin. istediklerini ekgib anlatan da sensin dedi
    -başka ne istedim lan senden
    kaç kere söylemem gerekiyor
    ben varsam sadece ben yoksa git kime sarılırsan ne yaparsan yap ama bensiz yap dedim
    yine yüksek sesle bağırmaya başladı
    -sensiz birşey yapmıyorum. yapamıyorum. sensiz yaşamam diyorum.
    seni seviyorum diyorum. neden anlamıyorsun. herşeyimi sana verdim
    sana vermediğim tek bir şeyim kaldı onu da mı istiyorsun dedi
    cevap vermeye başlamadan kafayı yemiş bir şekilde
    üstündeki tşörtü çıkardı
    -dur ne yapıyorsun dedim ama pek dinlediğini sanmıyorum
    eşofmanı da çıkardı
    sonra sütyeni ağlayarak çıkarmaya çalışırken utanarak elleriyle vücudunu kapamaya çalıştı
    yine ağlayarak
    -al ne istiyorsan al.
    seni sevdiğime hiç bir şüphen kalmasın.
    istediğini de aldıktan sonra gibtir git hayatımdan beni rahat bırak. dedi
    ben bile utandım o halinden
    yada kendi halimden diyeyim artık
    olayları bu boyuta getirmişmiydim gerçekten
    eğer isteseydim hiç itiraz edecek halde değildi ağlamaktan
    ve de yaşadıklarının yorgunluğundan
    -anahtarı ver bırak gideyim sahip oldukların sende kalsın dedim
    -hala gitme peşindesin. seni artık tutacak gücüm kalmadı dedi
    yerdeki eşofmanından anahtarı almak için eğildim
    hiç ona bakmadım utanmasın diye anahtarı aldım kapıya doğru yöneldim
    açmaya çalışırken
    arkamdan gelip sarıldı
    onun hayatından gidip gitmemekte beni tereddütte bırakan cümlesini kurdu ağlayarak
    • *
    -sana verdiğim sözü başkasına vermek istemiyorum lütfen dedi
    verdiği sözü hatılamayanlar için tekrar edeyim.
    ilk seninle olacak kelebeğim.(ciks)
    -ebru üstünü giyin konuşalım dedim
    kafamı hiç geri çevirmedim
    kapıya baktım hep
    o bir müddet sonra giyindi
    omzuma elini koydu
    yanaklarında duraksamış bir kaç damla göz yaşı vardı hala
    bende zevk almıyordum onu öyle görmekten
    beter olsun bana yaptıklarından sonra diye hiç düşünmedim
    tamam yaptıkları beni sevdiğine işaretti ama benim kabullenebileceğim şeyler değildi yaptıkları
    -bak ebru şimdi seninle sevgili olmaya devam etsek
    sen ankaraya gideceksin
    o çocukda orda olacak
    ben yanında olmayacağıma göre sürekli şüphe ile yaşayacağım
    hergün her saniye kendime soracağım
    acaba ne yapıyorlar acaba bugün beraberler mi??
    bir müddet bunlara içten içe dayanabilsemde sonra
    seni de rahatsız edip sürekli onun hakkında sorular sormaya başlayacağım
    gerçekten hiçbirşey yoksa bile sürekli paranoya ile yaşayacağım
    hadi onu geçtik
    zaten sürekli ceyhunla hala mesajlaşıyor mu
    ceyhun hiç ankaraya geliyor mu
    hiç görüşüyorlar mı
    hala onu seviyor mu
    onu tamamen unutabildi mi diye kendi kendimi yiyorum
    seni çok üzerim bu saatten sonra
    kendini sürekli bana ispatlamaya çalışmak zorunda kalırsın **sakın seni sevmediğimi düşünme
    sevmiyor olsam şu an burda olmazdım
    seni başkalarıyla arkadaş olmanı
    kıskanacak kadar seviyorum
    aşkın saçmalıkları bu yaptığım
    seni adam gibi sevdiğimi sanarken
    bak seni ne hale soktum
    kendine ait hiçbirşey kalmayıncaya kadar
    bana vermeye hazır hale gelmişsin
    ama benim istediğim bu değil
    eğer onun peşinde olsaydım şu an seninle değil
    diskoda onun peşinde koşuyor olurdum
    birbirimizden farklı olduğumuzu anladım
    sana da ispatlayabilirim istersen dedim
    -nasıl dedi
    telefonumu çıkardım
    isim listesini kabaca gösterdikten sonra mesajları açtım
    gelen mesajlar sadece ebrudandı
    -sana kendininkini getirmeni bile istemiyorum
    muhtemelen arkadaş olarak gördüğün insanlardan sana mesajlar gelmiştir
    sen onları arkadaş olarak görüyorsun ama sadece zayıf düşmeni bekleyen virüsler bence
    bak kendini ceyhuna ne kadar sevdirmişsin
    seni bırakmasına rağmen
    benimle olunca yine peşine düştü
    benimde peşime düştü
    benimle kavga edecek kadar hemde dedim
    Tümünü Göster
    ···
  6. 156.
    +1
    70

    –ebru onunla kavga ettiğimizi o ana kadar bilmiyordu
    -kavga mı ettiniz dedi
    -kavga ettik.o kavgaya rağmen sen benimle beraberken bile seni benden almaya çalıştı
    sonra da hiçbirşey yokmuş gibi seninle arkadaş olmak istediğini söyledi
    sende buna inandın
    hiç düşünmedin
    seni bırakıp giderken aklı nerdeydi
    hiç düşünmedin
    neden benimle tekrar arkadaş olmak istiyor diye
    çünkü erkekleri anlayamazsın
    benim senden istediğim sadece sevgilim olmandı
    ilk defa seninle ağladım sevgimden dolayı
    ilk defa gerçekten güldüğümü hissettim
    dizlerimi ilk titreten sendin basit bir el tutmayla bile
    iddaa konusu olmasın ama ben seni senin beni sevdiğinden daha çok sevdim—geceler boyu aklımda olan.
    geceleri taşıp günlerimi dolduran sendin
    kısacası çok sevdim seni
    ama sana göre yanlış olmayan
    benim doğrularım değil.
    sonunda hatırlattın bana şarkıyı
    —seni görebileceğim yer rüyalar artık
    —deli diyorlar bana ^^incide^^(günümüze editlenmiştir)
    —ah bu ayrılık dedim
    gözyaşı sayısına bir kaç ilave oldu
    -ne yaparsam yapayım boş mu yani dedi
    -ikimiz için en iyisi bu galiba dedim
    -galibayı biraz daha düşün lütfen dedi
    -ben düşüncelerimi söyledim. ikimiz için en iyisi bu dedim
    -arkadaş da kalamayacağız dedi
    -iki sebeble hayır 1 daha kolay unutursun 2 gelecekti aşkına zarar vermem dedim
    -şimdi beni bırakıp gidip gelecekten konuşabiliyorsun dedi.
    ah amk. gitmek isteyeni gibeyim. sarılıp deli gibi boynuna atlayasım var ama
    ”ama”ları kalbime sokan beynime sokayım
    -umarım mutlu olursun dedim
    gözlerim dolarak
    -dilim başka aşkımlara nasıl alışacak şimdi. dedi
    dolan gözlerimin setleri patladı
    -alışırsın zamanla dedim
    -alışamam aşkım dedi
    eh be ayrılık bu kadar mı zalimsin bu kadar mı zorsun amk.
    neden bırakmıyorsun kapıyı açıp gideyim
    neden hem beni hem onu daha çok üzüyorsun
    neden birden aklıma onsuz geçecek günlerin özetini sunuyorsun
    son partı yazmadan önce. birşeyi takdirinize sunmak istiyorum.
    tam olarak kaç gün oldu bilmiyorum ama 4 halı saha maçı için izin istediğime göre yaklaşık bir ay olmuş
    hergün 5 civarı ve gece eve gelince yazdım
    hikaye yüzünden defalarca işe geç kaldım
    buraya kadar okuyanlar mutlaka beğendikleri için okumuşlardır
    hepinize teşekkür ederim
    ama benim de bir hayatım var.
    çok düşündüm gerisini özet geçip ebruya şu an şu durumdayız hikaye bitmiştir diye
    ama aranızda ebruya laf atacak kadar ağır huur çocukları olmasına rağmen
    gerçekten devdıbını dinlemeyi hakedenler de var
    ama gerçekten yoruldum.
    arkadaşlar günlerdir
    yalvarma aşamasına geldi
    gel amk.bi çıkalım bi insan yüzü gör diye.
    haklılar beyler. yarın gece çıkmaya söz verdim
    özet geç bitir hikayeyi derse çoğunluk bitireceğim
    yok devam et böyle biz bekleriz derseniz de devam ederim
    yarın 5 e kadar yorumlarınızı yapabilirsiniz.
    daha önce söyledim. tekrar söylüyorum
    kimseden up istemedim. hatta uplayanlara kızdım liseliler dolmasın diye
    bir kere ağzımdan şuku veya nickaltı çıkmadı.
    bu hikayeyi burda yazma sebebim ben mi yanlış yapmışım geçmişimde yoksa haklı mıymışım olay budur
    • *gitmek o kadar kolayken o kadar da zordu
    altı üstü kapının kolunu aşağıya basıp kendime çektikten sonra bir adım dışarı çıkacaktım
    zaten ayrılık rüzgarı kapıyı kendisi kapatırdı
    benim unutacak kimsem olmamıştı o güne kadar
    kapıdan çıkarsam o mecburiyetle yaşamaya başlayacaktım
    hep şarkılarda unutmaktan bahsetmiyormuydu
    zor olmasa unutmak beste yaptırır mıydı insanlara
    efesleri offff ulan offf diye çeken insanların da ebruları değilmiydi unutulmak istenen
    gitsem önden kalsam arkadan yiyecektim aşkın kazığını
    ama mutlaka bir yerimden girecekti
    sırtımı dönüp kapıyı açtım
    o yaz gününde yüzüme vuran soğuk yalnızlığımda üşüyeceğimin sinyaliydi
    bir kez daha gitme dese dönüp sarılacaktım
    demedi
    dışarda kaldım.o ise içerde
    aramızda hala bir kapıyı çalma mesafesi vardı
    ayaklarım üzerinde daha fazla duramadım
    önüme gelen ilk basamağa oturdum
    hani arkamdan kapıyı açar mı diye
    açmadı
    5 dakika kadar oturdum
    sonra ya kapı deliğinden baktı
    yada pencereden benim çıktığımı göremeyince
    kapıyı açtı
    içime bir umut doldu
    gibimin bile beğenmediği iki züt yüzünden ilişkimiz ne hale gelmişti amk.
    hiç arkama bakmadım
    geldi yanıma oturdu
    -yalnızlığın gidecek adresi yok değil mi dedi **yaşadığın yalnızlığa bağlı sen benim yalnızlığımda başka
    ellere gittin dedim
    ama sonra pişman oldum dediğimden
    -gördün mü sürekli aynı şeyler olacak hiç kendimi tutamayacağım dedim
    bir kibrit çöpü ile kibrit kağıdına döndük
    bir kere sürtmeyle bile deliler gibi sarılıp öpüşebilirdik
    ama hep oksijenini bitiriyordum aşkın
    tekrar yanmaya inatla karşı geldim
    yanımda otururken ağlaması kesilmiş. derin düşüncelere dalmıştı o da
    lafları ağzına ağzına sokunca konuşacak takat bile bırakmamıştım kızda
    hala gitmeyip yanımda olması bile aşkının ispatıydı benim için
    kendime kızarak kalktım ayağa
    -görüşürüz dedim
    hiç bana bakmadan
    -görüşür müyüz dedi?? umutsuzca
    ağzımdan kaçmış bir kelime değildi
    gerçekten görüşmek istiyordum
    bir kaç saniye daha kalmayı o kadar isteyen kalbim
    mağlup düştü bacaklarıma
    gittim
    dükkana geldim
    bir kaç saat durup dükkanı kapattım
    eve gittim.
    ama duramadım evde
    bir planım olmamasına rağmen
    kapıdan dışarı çıktım
    evet yalnızlığın gidilebilitesi olan bir adresi yoktu
    bir sınav için kendini hazır hissedip sınav sorularını görünce aslında hiç bir tak
    bilmediğini farketmek gibiydi.
    ayrılık hocasına mazeret olarak
    beynimde elektrikler kegibti.
    mum ışığında göremedim onu kadar sevdiğimi diyemezdim.
    defalarca sınıfta kalmam garanti gibiydi bende bu aşk varken
    uyku bile yalnız bıraktı beni hiç gelmedi
    ertesi gün hayatın realine dönmek zorunda kaldım
    yine işe gittim
    hep gittim
    hep geldim
    hiç birşeyi yine değiştiremedim
    yalnızdım yine yalnız
    Tümünü Göster
    ···
  7. 157.
    0
    geliyorum pampalar bir saate
    ···
  8. 158.
    +1
    geldim pampalar
    devam
    71

    • kalbim ebrudan ötesini görmezken
    gözümde diğer kadınları bacıdan öte göremedi
    5 gün sonra dayanılmaz hal alınca yaşadıklarım
    onun gidebileceği her yeri sıkça ziyaret etmeye başladım
    en azından görebilme umuduyla
    dükkanda değil dükkanın önünde durdum hep belki yoldan geçer diye
    dükkanı kapatınca evlerinin önünden geçtim ama nafile
    binlerce kez bişeyler yazmayı denedim telefonla ama hiç birini gönderemedim
    bir kaç günde unutabiliyorsa insan sevilmeyi bile haketmeyen birisidir.
    ben unutamadım
    ama sevilmeyi başka sebeblerden dolayı haketmiyordum
    çünkü delikanlılığı yine o yaptı
    ilk mesajı yine o gönderdi
    -günaydın.
    bir günaydın bu kadar anlamlı olmazdı.
    kalbimdeki ölü hücreleri yeniledi resmen
    -günaydın
    diye cevap verdim
    keşke daha başka birşey de yazsaydım
    çünkü dondu kaldı muhabbet
    akşama kadar elim telefonda bekledim
    o yazmayınca çok saçma da olsa
    -iyi akşamlar nasılsın? yazabildim
    -nasıl bıraktıysan öyleyim işte.sen nasılsın? dedi
    nasıldım ki ben? seni terkettiğim gibiyim mi deseydim
    -sen nasıl olmamı isterdin dedim
    -benim fikirlerime ihtiyacın yok sanıyordum dedi
    hiçbirşey diyemedim
    -mutluluk tercihlerini hep kendin için yapıyorsun dedi
    ellerim titredi yazamadım
    konuşsama amk. yazsana bişeyler dedim rezilliğimden sustum sadece
    -halimi hatırımı sorman bile mutlu etti beni çok sağol hiç görüşemeyiz sanmıştım halbuki dedi -görüşelim
    ebru dedim. bütün utancımla
    -nasılsınlarda mı kalacak hep görüşmemiz dedi
    -mutlu olmuyor musun böyle dedim
    -beni mutlu etmek için mi görüşüyorsun sadece dedi
    -bilmiyorum dedim
    gece olmadan
    -iyi geceler sana kelebek dedi
    -çok mu karattım yine akşamı yoksa dedim
    -bir güneş kendi ışıklarını güpegündüz bu kadar nasıl söndürebilir inan anlamıyorum. güneşimsin dedi
    -kendimi bende anlayamamaya başladım zaten iyi geceler sana yarın görüşürüz dedim
    -görüşürüz dedi
    dükkan kapanıncaya kadar bekledim
    gidip gecenin muhakemesini uyku öncesi yaptım
    salaklıklarımın iyice farkına vardım
    o yazmadan ben yazdım
    -günaydın diye
    -bi kaç dakika bekle dedi
    dakikalarca benim yazmamı beklediğiniz gibi bekledim
    yarım saat sonra dükkana geldi
    vay amk. bırakıp gittiğim kıza bak bırakılır mı lan bu diye kendi kendime sövdüm
    -şimdi konuş bakalım söyle günaydınını benimle dalga mı geçiyorsun. daha mı çok acı çektirmek
    istiyorsun görelim dedi
    hem korkarak hem utanarak ama dik durmaya çalışarak
    -günaydın dedim
    -günaydın kelebek nasılsın dedi. çok alaycı bir şekilde
    -teşekkür ederim sen nasılsın dedim
    -bende iyiyim gideyim mi şimdi. geçtin mi dalganı dedi
    -bişey içermisin dedim
    -içmem dedi. çok sinirliydi. babam bana o derece kızsa evlatlıktan redderdi
    -özür dilerim dedim
    -bende seni seviyorum gerizekalı dedi.(önceki bölümlerden hatırlarsınız. gitme ile biten entryden)
    -ben onu demek istemedim dedim
    -sen ne dersen de olm ben seni seviyorum. gidiyorum ama yine de seveceğim.ne halin varsa gör dedi
    -bi çay içseydik dedim arkasından.
    -önce sevdiğini söyle dedi
    -özür dilerim dedim. biraz utanma sırıtma harmanıyla
    -adam gibi söyle dedi
    -seviyorum dedim
    -kimi dedi
    -ebeeee(ebeni diyecektimişim gibi) ebruyu dedim
    -baştan kur cümleyi dedi
    -seviyorum dedim.
    -beni cümle içinde kullanarak söyle dedi. gülümesesini saklayarak
    o kadar hiç utanmamıştım herhalde. binlerce söylediğim seni seviyorum
    o kadar utanarak söyledim ki.
    -deli dedi bana **gerçekten delilikti yaptığım.ya geri gelmeseydi?
    artık tekrar barışmış sayılırdık
    ama sadece sayılırdık
    çünkü toprağın altındaki aşkımızın hazinesinin
    kapağını açabilmek için kenarlarında kalan toprağı da almak herekiyordu
    Tümünü Göster
    ···
  9. 159.
    +1
    72

    haklı olarak naz yaptı
    -ben gidiyorum dedi
    -nereye dedim
    -ben görevimi yapıp beni sevdiğini hatırlattım biraz da sen koş peşimden dedi
    -bi saniye dedim. derken hemen elini tuttum. yakaladım işte dedim
    -sen öyle san kelebek bey dedi. elimden kurtulup gitti
    vay amk. nazın çekiciliğine bak.
    nasıl gibersen öyle gibilirsin
    puştluğuna gitmedim.
    arkasına baktı benim gelmediğimi gördü adımlarını iyice yavaşlattı
    sonra durdu
    ey allahım dediğini sandığım bir hareket ve yüz ifadesi ile
    yürümeye devam etti
    gözden kaybolduğu köşeden dönünce arkasından koştum
    köşede bekliyormuş
    -hayret koşabiliyormuşsun dedi
    -evet para bozdurmaya gidiyordum dedim
    -aklın sıra beni en büyük banknotun mu sandın dedi
    -dur geç kaldım görüşürüz dedim. gülerek
    -çok gıcıksın kelebek dedi
    -aşkımın maddiyatı tamam bozulma.
    ama dükkana dönmem lazım görüşürüz dedim
    döndüm geri giderken
    -bi kere sarılsaydık bari dedi
    -onu ben gidiyorum diye artislik yaparken düşünecektin dedim
    • *içimdeki barışma sevincinden olsa gerek
    ilkokullu çocuklar gibi koşarak dükkana gittim
    ben yokken bir müşteri gelmiş.
    ona satışı yapıp gönderdikten sonra mesaj attım
    bir an önce gitsin diye de ne fiyat teklif ettiyse verdim.
    ben aşkımın ihalesini tekrar kazanmışım
    pazarlıkla mı uğraşayım amk.
    -gelme sırası bende mi şimdi dedim
    -neden gelecekmişsin dedi
    -koşarken ellerim havadaydı görmedin mi dedim
    -onu koşmaya başlamadan düşünecektin dedi
    -akşam buluşunca da fikirlerin aynı mı olacak dedim
    -akşam buluşacağımızı kim söyledi dedi
    -gece buluşuruz dedim
    cevap yazmadı
    -yarın buluşsak dedim
    -sanmıyorum dedi
    bende yazmadım
    bir saat kadar sonra dükkandayken
    -evin önündeyim dedim
    10 dakika sonra
    -hani nerdesin dedi
    -aşşağı ineceğimi sanmıyordum dükkana geçtim dedim
    -yaa beni neden boşuna aşşağı indirdin dedi
    -dükkana gel dedim
    -hayır beyefendi sen geleceksin yeter benim geldiğim dedi
    • *
    -o zaman dükkanı kapatıncaya kadar bekler misin lütfen dedim
    -bu kibarlığın sebebi beni özlemiş olman mı dedi
    -hayır seni boşuna aşşağı indirmiş olmanın özrü dedim
    -özrün kabul edilmedi. dedi
    -ben nasıl affettireceğimi biliyorum merak etme dedim
    -hadi bakalım dedi
    dükkanı kapatma saati geldi. dükkandayken mesaj attım
    -aşşağıda bekliyorum dedim
    -filme bakıyorum gelemem dedi
    -topu topu bir buçuk saat sürer beklerim dedim
    -sonra bir filme daha bakacağız dedi
    -kendi hayat filmin bitinceye kadar beklerim dedim
    ben bu sırada evlerine doğru yola çıktım.
    gerçektende 40 dakika daha bekletti
    sonra aşşağıya indi
    -merhaba dedi
    -merhaba dedim
    -hadi iyi geceler bu buluşma sana yeter dedi
    şaka yaptığını umdum ama gitti.
    -bu gece bir daha buluşacak mıyız diye mesaj attım
    -sanada iyi uykular dedi
    çaresiz eve gittim
    mesaj da atmadı
    belli ki benim burnumu sürtmek istiyordu
    bozuntuya vermeden izin verdim.
    ertesi gün dükkana gittim
    biraz daha haz alsın yaptığından diye peşinden koşuyormuş numarasına başladım
    -lütfen bugün seni bir kere göreyim dedim
    tahmin ettiğim gibi. yine sallamadı
    saat başı mesaj attım
    seni çok özledim.
    yeter çektirdiğin acılar
    lütfen affet artık affet
    spor mağazasına gidiyorum dizlik alıp önünde diz çökmeye geleceğim
    bu tarz mesajlar atınca anladı tabi binlik yaptığımı
    -çok eğleniyorsun değil mi dedi
    -tamam pişmanım dedim
    -kalbimi kırıyorsun hep dedi
    -mesajlaşmayla olmaz inadı bırak günler geçiyor buluşup konuşalım dedim
    -yeni çıkmaya başlamış sevgili kuralları geçerlidir. öpmek sarılmak yok dedi
    -kurallar için daha önce bir buluşma yapalım sonra yine normal buluşuruz dedim
    -o zaman buluşmada yok dedi
    -kurallar buluşması bitmiştir. tamam kabul. dedim
    -işin bitince haber ver o zaman dedi **o saatten sonra geceki buluşmaya kadar kendimi hazırladım.
    işim hiç kolay değildi
    beni çok zorlayacağı belliydi
    dükkanı kapattım ve mesajı yazdım
    -ben hazırım. dükkandan sizi eve yürüme mesafesi kadar uzağım dedim
    -gelince tekrar hatırlat bana dedi
    naz yapacağı belliydi.
    evlerinin altına geldim.
    -bu mesaj aşşağıda olduğumu hatırlatma mesajıdır. yazdım gönderdim
    bana gönderdiği cevapta sadece
    -bekle yazıyordu
    kadının eline ipleri verirsen böyle olur tabi amk.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 160.
    +1
    73

    bekledim.10 dakika geçti yok 20 dakika geçti yok
    deli gibi aşşağıda bekliyorum
    bir mesaj daha yazdım
    -başka bir zaman buluşma arzusundasınız galiba müsadenizle gidiyorum dedim
    -ben seni unutmuşum birazdan geliyorum dedi
    yine on dakika beklettikten sonra aşşağı geldi
    bir surat bir tavır sanki film artisti. makara yapacak benimle belli amk.
    onun o halini görünce en büyük uğraşım ciddi kalıp gülmemi önlemekti ama ne mümkün
    -hoş geldiniz hanfendi dedim elini kibar valeler gibi öpmeye yeltendim
    -hoş bulduk gerek yok dedi
    kendi kaleme gol atmış kadar züt oldum aşkın önünde
    -nereye gitmek istersiniz dedim
    -beni takip et dedi
    yürüdü gidiyor
    üç beş adım gerisinden bende yürümeye başladım.o adımlarını yavaşlattıkça bende yavaşlattım
    -yanımda yürüyerek takip et dedi
    bi devlete hükümdar yapsalar vay o milletin haline.
    ama madem onu zamanında üzdük. sonra gönlümüze yenildik ve tekrar beraber olmak istedik
    gönlümden ruhumdan iki oy çıktı ona
    bırakayım da biraz hükümdarlığını sürsün
    sonra dudaklarında bir isyan çıkarır tekrar hükümdar olurum mantığıyla
    biraz da binliğine yanına koşup hemen yanında yürümeye devam ettim
    • *iskeleye doğru yaklaştığımızda bizim yerimize gideceğini sandım ama daha ilerde bir yere yürüdü.
    bende yanında yürüdüm.
    geriye döndü ve bizim yerimize bakarak
    sonra da bana kısaca bakarak
    -yok henüz buraya oturmayı hak etmiyorsun dedi
    -sen otur ben ayakta bekleyeyim dedim
    -boynum ağrır sana bakacam diye dedi
    -zaten bana hiç bakmıyorsun ki dedim
    -evet haklısın gidelim dedi
    hakaten de hiç bakmıyor
    geriye yürüdük
    yere geldik o sorgusuz sualsiz kendi eviymiş gibi oturdu
    ben otursam mı oturmasam mı diye düşünürken otur bile demedi
    -evet buluşma isteğinin sebebi neydi dedi ben ayaktayken
    -ayrılığı hakedip haketmediğimizi tartışacaktık sanırım dedim
    -ayakta bekleyenler hep suçlulardır dedi
    o el ele tutuşma olayını tekrar konuşmaya dayanamayacak kadar bozulmaya meyilliydi sinirlerim.
    o yüzden hiç tartışma konusu yapmadım kimin suçlu olduğunu
    -buyrun kesin cezamı hakim hanım dedim
    -zamana danışmam lazım. erteliyorum celseyi oturabilirsin dedi
    gerçekten suçluymuşum gibi oturdum
    bana göre bir naz oyunuydu yapılanlar ama
    ebrunın bütün suçları benim üzerime atmaya çalışması
    kendi suçlarını tamamen sıfıra indirgeme uğraşı içinde olması
    içimdeki çocuğun oyun zevkinin amk.du
    bak kelebek diye cümle kurup arkasından
    geçmişi tekrarlaması en son istediğim şeydi
    • *bir an pişman olur gibi oldum
    tekrar buluştuğumuza
    bir süre sessiz kaldık
    -konuşacaklarımız bittiyse ben gideyim dedim
    -bir daha yapmayacağım desem inanır mısın bana dedi
    -zamana danışırım dedim
    -ikimizin de zamana mı ihtiyacı var yani dedi
    -galiba dedim
    ne hayallerle gelmiştim ama muhabbet iki sevgilinin birbirinden
    zaman isteme gibi gibtirtaktan bir muhabbete dönmüştü
    -bu zamanı benimle mi bensiz mi geçirmek istersin dedi
    -sensizlik bölümünü biliyorum. seninle olursayı örneklendir dedim
    -en azından böyle görüşürüz dedi
    -ikramiyesi de olur mu böyle görüşmelerin dedim(öpüşme sarılma el ele tutuşma)
    -kalbime kalbime gelirse ziyaretlerin ikramda kusur etmem dedi
    -bırak şimdi sadede gelelim. arkadaşmıyız sevgili mi dedim
    -sen hangisini istersin dedi
    -eski ebruyu dedim. içimde kalmışlıkla
    -ben hiç değişmedim kelebek hep aynıydım dedi
    -o zaman arkadaş bile olmayalım ebru dedim
    -neden dedi
    -üstü üste söylüyorum iyi dinle dedim
    ben hayatındayken kim olursa olsun
    başka erkekle benim olmadığım bir yere ne amaçla olursa olsun gidersen
    hangi duyguyla dans edip elini tutmanın
    bir daha bana açıklamasını yapma şansı bile vermem haberin olsun dedim
    -çok büyütüyorsun bunu arkadaşım o benim dedi
    -seni kalbimde büyüttüğüm kadar
    bu olayı da büyütürsem cinayet sebebim olur.
    ya sana kalbimin çapını küçülteyim yada
    sen başka erkeklere adımlarını küçült dedim —hiç mi erkek arkadaşım olmasın dedi
    -benim de kız arkadaşlarım olsun. bende onlarla senin yaptığını yapayım sonra tekrar sor soruyu dedim
    -ama niyet önemli dedi
    -namaz kılanların cehennem korkusuyla mı
    cennet umuduyla mı kıldığını allah bilir ebru.
    benim tek kıblem senken sen başka yerlere dönersen
    aşkın cennetinden uzak cehennemlerinde yakarsın beni dedim
    -tamam haklısın dedi
    -bir daha bu konuda haklı olmak istemiyorum. dedim
    -tamam denerim dedi
    -seni zorla çağırmadım. zorla kendime aşık etmedim.
    ki bu son yaptığın zaten aşık olmana ters bir durum bana göre.
    gitmek istiyorsan değişemeyeceğine inanıyorsan durma
    ama ben bir daha aynı sebebden dolayı gidersem beni de durdurmaya çalışma dedim
    beyler içimi döktüm mü döktüm
    rahatladım mı evet
    gerisini ona bıraktım
    kendiyle yüzleşsin amk.
    yine tamam söz gibi şeyler mırıldandı ve yanıma biraz daha yaklaştı
    tamam artislik yaptık kıza ama seviyorum da amk
    -ebru bana bu konuda söz verme.
    yapmak istersen yine yap ama bana önceden haber ver.
    sevgilim değilken yapmış olursun dedim
    -tamam hakim bey siz bütün dosyaları kapatmışsınız dedi
    -evet kapattım. kararımı da verdim. şartlı tahliyesin gönlümde dedim
    tahliye sevincini bir sarılmayla kutlamak istedi
    birikmiş sinirim geçmediği için
    gönülsüz izin verdim sarılmasına
    -sen beni kendi yerine koy. beni öyle gördüğünü düşün ondan sonra ver temyize ver. dedim
    —kendimi tek koymak istediğim yer yanın. çok seviyorum seni. dedi
    -benim de sevmeye devam etmeme yardımcı ol dedim
    sinsice sırıtarak dudaklarıma yaklaştı
    sonra küçük bir öpücük kondurdu
    -böyle mi dedi
    -bu taktik hiç aklıma gelmemişti dedim
    yine öptü.
    özlediğim öpmeler olduğu için
    bende yenilgiyi kabul ederek kendi sahasında top çevirmesine izin verdim
    bir süre öptükten sonra
    -evde yaptıklarımdan çok utandım kusura bakma dedi(soyunması)
    -istediğimi sandığın şeyi almaya çalışsaydım bana mani olacakmıydın dedim
    -sana daha çok kızardım galiba ama sözümde durabilme şansımın devam ettiğine seviniyorum dedi
    ben bir şey demeden
    -gördüklerini unutabilir misin dedi
    -hiç sanmıyorum dedim pis pis sırıtarak
    -terbiyesizlik yapma dedi
    -soyunan sensin terbiyesiz olan neden benim dedim
    -pişmanım ama dedi
    -ben göreceğimi gördüm. sözünü 5 gözle beklemeye başladım dedim
    -4 gözle denir ona ama dedi. biraz düşündü
    -çok pissin yaaa diye ekledi
    yine bir hafif şamar yedik.
    yüzündeki utancını göhsümde saklamaya çalıştı
    -utanma aşkının sanatı değil miyim. sanat için soyundun varsay dedim. yine gülerek
    -kapat konuyu lütfen dedi
    -inşallah bir daha ayrılmak gerekmez gördüklerimi tekrar görmek için dedim
    ağzımı kapattı. sonra ağzımı kapatmak için ellerinden dudaklarına geçiş yaptı.
    gecenin geri kalan kısmında daha fazla da konuşturmadı zaten
    sonra eve bıraktım. yolda türlü muziplikler yaparak
    uzunca bir sarılma ile veda edip
    yarının ne getireceğini beklemeye başladık tekrar başlayan aşkımızla **ertesi gün oldu
    ilk mesaj
    Tümünü Göster
    ···
  11. 161.
    0
    74

    -tekrar sevgilin olarak uyanmak çok güzel yazıyordu
    bende tekrar salıvermeye karar verdim kendimi aşkın kollarına
    iki günlük dünya amk.
    seviyorum işte
    kız da beni seviyor en azından seviyormuş gibi görünüyor
    içimde kalan şüpheleri bir kenara koymaya karar verip
    yalnızlık odamdan çıkıp aşkın havasına bıraktım kendi bedenimi
    çok ıslatırsa bir dahaki aşklara önyargı verirdi en azından
    kim aşk donunun altında kaç cm beklediğini bilebilir ki
    kaderde varsa zaten girecek olan cm.ler girer her türlü
    -günaydın ebrum dedim
    -kahvaltı yapalım mı beraber dedi
    -sen mi hazırlayacaksın dedim
    -annemler evde ama gel istersen dedi
    -boşver sizin evi dükkana gel ben hazırlayım sana dedim
    -sen mi hazırlayacaksın dedi
    dükkanda ne hazırlanır amk. menemen mi yapacam sanki
    -evet ben hazırlayacağım dedim
    o geliyorum deyince ne hazırlayacam lan şimdi derdine düştüm
    hergün simit poğaça bir yere kadar amk.
    hem yemeyi özlediğimden
    hemde ebrunun tepkisini merak ettiğimden
    gittim karpuz beyaz peynir aldım.
    o gelinceye kadar herşeyi hazırlamıştım
    hiç yadırgamadı
    bu ne diye sormadı bile.
    zaten öyle zengin triplerinde olan bir kız da değildi
    olsa benim gibi birisiyle ne işi olurdu ki??
    çayları da söyledim
    kahvaltı yaparken dahiyane bir fikri olduğunu söyledi
    -nedir dedim
    -tatile gidelim dedi
    -millet alanyaya geliyor tatil için biz başka yere mi gidelim.
    hayatında hiç tatile gitmemiş ben
    -biraz uzaklaşmış oluruz dedi
    -annen baban dedim??
    -henüz konuşmadım onlarla dedi
    -izin vereceklerini sanmıyorum dedim
    -en azından bir deneyeyim dedi
    -ebru çalışıyorum nasıl gideyim tatile dedim
    -sezon sonuna doğru gideriz o zaman,bir kaç gün izin alırsın ne olacak dedi
    aslında gitmek istiyordum hemde çok.
    bir kaç gün sadece ebruyla olmak
    o ankaraya gitmeden önce çok iyi gelebilirdi
    ama babasının izin vereceğini sanmıyordum
    tatile gitmek de öyle kolay değil para lazım
    ebruya herşeyi ödetmek olmazdı
    ben ödesem kış uykusunda yağı tükenmiş ayılar gibi aç aç gezecektim kışın
    -tamam bakarız dedim **günler geçerken ebru her konuşmasında
    nereye gideriz ne yaparız gibi sürekli tatil
    fantazisinden bahsediyordu
    gerçekten çok gitmeyi istediği her halinden belliydi
    ben bir süre onun hayellerine ortak olsamda
    bir süre sonra sıkıcı gelmeye başlamıştı
    bu durumdan kurtulmak için makaraya sardım onun muhabbetini
    ama benim böyle davranmam
    tatile gitmek istemediğim olarak algılandı onun tarafından
    buna da bir çözüm olarak tekrar hayallerine ortak oldum
    bu sırada ceyhunda alanya magazininde yerini almıştı
    artık cesurca yeni sevgilisi ile dolaşıyordu piyasada
    ben bu durumdan hiç bahsetmedim ebruya
    onun bu konuda ne düşündüğü ve
    olayı bana nasıl anlatacağı çok merak ettiğim bir şeydi
    onun gözüyle ceyhunun başka bir kızla çıkması??
    bir buluşmamızda ebru
    -sana bir iyi bir kötü haberim var dedi
    -birini seçerek başla bakalım dedim
    -ceyhunun yeni bir kız arkadaşı varmış dedi
    -iyi haber nedir dedim.laf karmaşasına sokarak ebruyu
    -iyi haber buydu canım dedi
    samimi bir mutluluk vardı yüzünde
    unutmuşmuydu bunca zaman sonra ceyhunu
    daha doğrusu ben unutturabilmiş miydim??
    -diğer habere geçelim dedim
    -babamla kavga ettik dedi
    -sebebini biliyorum galiba dedim
    -evet izin vermedi dedi
    -ben olsam bende vermezdim kızma adama dedim
    -zaten sende istemiyorsun gitmeyi diye tavır yapıp gitti **bir kaç mesajla ikna ettim.
    ama kafasına koymuştu bir kere tatili
    -o zaman habersiz gideriz dedi
    habersiz nereye gidiyorsun amk.
    ya başımıza birşey gelirse nasıl açıklayacağız
    kendi riskimi alırım ama ebrununkini alamazdım
    -sezon sonu gelsin bir çaresine bakarız ebru diye ateşin üstüne kül bastım biraz
    ebru babasına rest çekmiş gözüküyordu
    ama buluşmalarımızda eve daha erken gitme telaşı içinde olması
    gücün hala babada olduğunun da göstergesiydi
    işin daha kötü yanı
    eskiden arasıra dükkana uğrayıp çay içen babası
    dükkana da gelmez oldu
    çok büyük bir ihtimalle
    benim ebruyu tatile zorladığımı düşünüyordu
    sonuçta o da bir erkekti
    ve bir kadınla erkeğin tatile baş başa gidince aynı odada kalacaklarını
    ve bunun da babası tarafından en azından bilmek istemediği sonuçlar doğuracağını babası da biliyordu
    geçen süre zarfı içinde elif beni hiç giblemiyordu
    harbiden hiç giblemiyordu
    bunun altında yatan nedeni öğrenmek geç oldu ama sonunda buldum
    artık yörüngesinde başka bir erkek vardı
    elif gibi bir kızın öyle bir erkeği tavlaması hiç de zor birşey değildi
    zira lavuk bana göre elif klasmanında top koşturacak birisi değildi
    ancak dostluk maçı yapabilirdi ikisi
    kıskandığımdan mı söylüyorum hayır
    benden sonra alt lige düşmesi üzücü
    bende bu arada iki dersten kalarak ikici sınıfa geçtim
    ebru bunu bir başarı olarak bile gördü
    hiç ders çalışmadığım için o varken
    ebru bu arada uzattıkça uzatmış tatil olayını
    her konuşmasında bu durumdan bahsetmiş ailesine
    vay beni göndermiyorsunuz vay ben şu yaşıma geldim
    Tümünü Göster
    ···
  12. 162.
    0
    75

    bakmış babası olacak gibi değil
    hep beraber gitmek kaydıyla kabul etmiş
    ebru muhtemelen ayakkabılarını hiç yıpratmadan geldi dükkana uçarak
    direk boynuma sarıldı
    -gidiyoruz bir yer seç dedi
    • *bir kaç mesajla ikna ettim.
    ama kafasına koymuştu bir kere tatili
    -o zaman habersiz gideriz dedi
    habersiz nereye gidiyorsun amk.
    ya başımıza birşey gelirse nasıl açıklayacağız
    kendi riskimi alırım ama ebrununkini alamazdım
    -sezon sonu gelsin bir çaresine bakarız ebru diye ateşin üstüne kül bastım biraz
    ebru babasına rest çekmiş gözüküyordu
    ama buluşmalarımızda eve daha erken gitme telaşı içinde olması
    gücün hala babada olduğunun da göstergesiydi
    işin daha kötü yanı
    eskiden arasıra dükkana uğrayıp çay içen babası
    dükkana da gelmez oldu
    çok büyük bir ihtimalle
    benim ebruyu tatile zorladığımı düşünüyordu
    sonuçta o da bir erk
    ekti
    ve bir kadınla erkeğin tatile baş başa gidince aynı odada kalacaklarını
    ve bunun da babası tarafından en azından bilmek istemediği sonuçlar doğuracağını babası da biliyordu
    geçen süre zarfı içinde elif beni hiç giblemiyordu
    harbiden hiç giblemiyordu
    bunun altında yatan nedeni öğrenmek geç oldu ama sonunda buldum
    artık yörüngesinde başka bir erkek vardı
    elif gibi bir kızın öyle bir erkeği tavlaması hiç de zor birşey değildi
    zira lavuk bana göre elif klasmanında top koşturacak birisi değildi
    ancak dostluk maçı yapabilirdi ikisi
    kıskandığımdan mı söylüyorum hayır
    benden sonra alt lige düşmesi üzücü
    bende bu arada iki dersten kalarak ikici sınıfa geçtim
    ebru bunu bir başarı olarak bile gördü
    hiç ders çalışmadığım için o varken
    ebru bu arada uzattıkça uzatmış tatil olayını
    her konuşmasında bu durumdan bahsetmiş ailesine
    vay beni göndermiyorsunuz vay ben şu yaşıma geldim
    bakmış babası olacak gibi değil
    hep beraber gitmek kaydıyla kabul etmiş
    ebru muhtemelen ayakkabılarını hiç yıpratmadan geldi dükkana uçarak
    direk boynuma sarıldı
    -gidiyoruz bir yer seç dedi
    • *tabi ben annesi babası ve kardeşinin de geleceğini bilmiyordum
    -ıssız bir ada sen ve ben aşkımızın 3 seçeneği olsun dedim
    -mifafirler de olacak dedi
    -kimler dedim
    -ailemde bizimle geliyor ancak böyle izin alabildim dedi
    bu durumda gitmek mantıksızdı alanyada kalsak daha çok başbaşa olabilirdik
    ama ebru bu duruma sevidiği için onun da şevkini kırmamak adına birşey söylemedim
    ama nasıl olacaktı
    nereye gidecektik
    kim kiminle hangi odada kalacaktı
    tüm bu sorulara cevabların akşam yemeğinde konuşulacağını ebrunun
    -akşam seni yemeğe çağırıyorlar demesiyle öğrendim
    çok soğuk geçeceğini tahmin ettiğim akşam yemeği
    annesinin çok sıcak karşılaması ile içimi ılıtsada
    babasının hiç yerinden kalkmadan tv izlemeye devam etmesi
    eksilere indirdi yine beni
    hoşgeldin bile demedi
    ebrunun yüzünden bana kızmıştı çok büyük olasılıkla
    zamanım da kısıtlı olduğu ve dükkana dönmek zorunda olduğum için
    biraz geç gitmiştim bilerek
    yemek hazır bekliyoruz mesajına kadar
    bu durumda içeri girdiğim için yemek de hazırdı
    direk masaya davet etti annesi oturdum
    tabaklar doldurulmuş olmasına rağmen babası yine de gelmemişti
    annesinin tekrar daveti ile masaya geldi daha önce hiç görmediğim soğuk suratıyla
    -hoşgeldin dedi ebrunun babası
    hoşbulamadık ama
    -hoşbulduk dedim
    Tümünü Göster
    ···
  13. 163.
    0
    76

    aç olmadığı konuşmasından belli oldu
    -tatilinize bizde katılacağız müsade edersen dedi.ima çok fazlaydı. kızarmam kaçınılmaz oldu. suçsuz yere
    asılmakdı bu amk.
    birisinin çıkıp hayır o suçlu değil demesini bekliyordum
    -evet çok güzel olacak diye yumuşattı ortamı birazcık annesi
    -tatil için nereye gitmeyi düşünüyorsun dedi
    düşünüyorsunuz demediği için tek kaldım yine sorudaki suçlu
    -bilmiyorum diyebildim sadece
    -tatile karar verdiğine göre nereye gideceğine de karar vermişsindir diye düşünmüştüm dedi
    giberim seni de tatilini de kızınıda deme aşamasına gelmiştim ki
    telefon çaldı.
    baktım patron arıyor.
    telefonu açtım o birşey demeden geliyorum hemen dedim
    -müsadenizle gitmem lazım. size iyi tatiller dedim. masadan kalkarken
    ebrunun beni korumuyor olması
    bunun üstüne babasının bana yüklendiğinin farkına varamaması beni yeterince sinirlendirmişti
    her zaman ki kapıya kadar beni takip etti
    suratımdan anladı yanlış birşeyler olduğunu
    -konuşsaydık öyle gitseydin dedi
    -baban yeterince konuştu. bende yeterince susmak zorunda kaldım.iyi tatiller size dedim
    -ne demek iyi tatiller sen gelmiyor musun dedim
    -sen babanı dinlemiyordun galiba.
    benim fikrimmiş gibi bi bana sövmediği kaldı.
    istemiyor işte adam gelmemi dedim
    -ne demek istemiyor yaa dedi gitti içeri
    bende çıkacak olası bir aile kavgasından kaçmak için durmadan dükkana gittim
    radyo haberlerinden maçın skorunu öğrenmeyi beklemek gibi ebrudan mesaj bekledim ne oldu diye

    • ben skoru beklerken telefondan canlı yayın dibime kadar geldi
    ebru dükkanı kapatma saatlerinde geldi
    merhaba nasılsın iyimisin sorularına temkinli cevaplar verdim
    moralimin babasının bana olan tavrından dolayı bozuk olduğunu ima etmeye çalıştım
    -bende gitmiyorum dedi
    -daha iyi gitmeyelim zaten yanlış anlaşıldığımız yeter dedim
    -evet haklısın dedi
    ebrunun bu tavrı babasına olan sinirimi biraz yatıştırmıştı
    bir kaç muhabbetten sonra ebru yine lafı tatile getirerek
    -gelecek sene gideriz dedi
    -tamam söz gideriz dedim
    -nereye gitmek isterdin ciddi cevap ver ama dedi
    -hiç düşünmedim aslında dedim
    -bi kaç seçenek sunayım mı dedi
    -sun bakalım dedim
    -bodrum, marmaris, kuşadası,
    o sayarken.ben en çok antalya kaşı görmek istiyorum dedim
    -duymuştum ama hiç gitmedim dedi
    sonra birden konuyu değiştirdi,
    başka başka konuşmaya başladık
    işler nasıl.
    annen ne yapıyor
    kardeşine bişey yaptılar mı yine
    hiç alakasız konu değiştirmesinin sebebini iki gün sonra anladım
    ebru cevabını almıştı
    babasına olayın iç yüzünü iyice anlatıp
    benim nereye gitmek istediğimi öğrenip
    işin gerisini babasına bırakmıştı
    ebruya o gün ısrarla dükkana gelmesini istememe rağmen gelmeyişi beni üzerken
    babası çıktı geldi
    adam bana sayıp sövecek neden kızımı ayartıyorsun tatil için diye düşünürken
    -ebru herşeyi anlattı yanlış anlaşılma olmuş kusura bakma dedi
    evet amk.yaa yanlış anladın amk. şöyle kendine gel
    nerde bizim eski müstakbel kayın peder
    -izin alabilecek misin?? dedi
    -ne için dedim
    -tatil için dedi
    -ne tatili dedim
    -bizimle gelmiyor musun dedi
    -nereye dedim
    -kaş a dedi
    o an çaktım ebrunun durumunu.ve dükkana gelmeme sebebini
    -yerleri ayırttım dedi
    ama ayrıntıya girmedi.
    kim kiminle kalacak ne zaman gideceğiz muammaydı
    yazlardır çalışıyorum.bi tatil görmemişim bu tatil abazalığına bir şans doğmuştu
    -benim fikrim değildi gerçekten dedim
    -bilmiyordum sonra öğrendim dedi
    vay amk. herife sarılıp öpesim geldi
    -bi konuşayım patronla dedim
    -ebrudan öğrenirsin ayrıntıları tekrar ona haber verirsin dedi
    -tamam teşekkürler dedim
    -buraya kadar gelmişken bir tavla atalım iki çay söyle dedi
    çayları söyleyip 5 0 da tavlayı kaybederek uğurladım bey amcayı.

    • *hemen patronun yakasına yapıştım
    bana izin ver böyle böyle böyle dedim
    -kim duracak dükkanda dedi
    iki üç gün dur amk.
    idare edersin abi dedim
    -olm ben ingilizce bilmiyorum ki çok fazla nasıl idare edeyim, sonra gidersin dedi
    -ben ona da çözüm buldum sen kafanı yorma dedim
    -ne çözümü dedi
    -bütün malların üzerine fiyat etiketi yapıştıracağım o fiyatı göster daha da konuşma alan alır zaten dedim
    yine yokuşa sürdü işi olmaz diye
    forvetteki ısrar taktiğimi değiştirip
    kontrollü futbola dönerek
    -iyi sen nasıl istersen öyle olsun. gitmeyivereyim dedim
    zaten daha da 3 hafta vardı tatil gününe
    daha sonra ebru ile mesajlaşma trafiğini
    buluşmalarımızla park ederek
    geç kaldığı için babası tarafından park cezaları
    derken tatil zamanı da yaklaşıyordu
    patron kontrollu futbolu benimsemiş olacak ki
    hiç bir şekilde acıyıp tamam ulan git ne olacak amk. demedi
    durum maçın sıfır sıfır biteceğini gösteriyordu
    ama beraberlik benim için tatil kupasına yetmiyordu mutlaka gol bulmam lazımdı
    son günlerde presi arttırdıkça arttırdım
    baktım patron savunmada hata yapmıyor
    çirkefe vurdum işi
    attım kendimi ceza sahası içinde
    -ben işi bırakmaya karar verdim abi dedim
    -niye lan dedi
    konuşmayınca anladı. tatil mevzusunda takıldığımı
    işten çıksam nereye gidecektim
    önümüz kış kim iş verir amk. alanyada
    -sen bilirsin dedi
    hasgibtir bırak gol atmayı üstüne bir de kırmızı kart gördük
    -yarın gel hesabı görelim.o zaman dedi
    -kolay gelsin sana dedim gittim.
    • *iki gün kalmıştı tatile
    muhabbete gölge düşmesin diye ebruya işten çıkma olayını anlatmadım
    nasıl olsa öğrenecekti ama en azından tatilden sonra
    -tamam izin aldım dedim. akşamki buluşmamızda
    çok sevindi.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 164.
    0
    77

    -ama kurallarım var dedim
    -nedir dedi
    -tatildeyken ailen bizim yanımızdayken fazla samimi olmak yok.
    hem ben rahatsız oluyorum hemde onların fazla samimiyetten dolayı rahatsız olacağını düşünüyorum
    dedim
    -seninle yalnız kalınca samimileşirim o zaman dedi
    -şu samimiyeti bir fiili örnekle bakayım dedim
    iki kolunu omzuma attı dünyada hiç birşey umrunda değilmiş gibi
    kendini tamamen bana bırakarak öptü
    -nasıl dedi
    -bir kaç örnek daha alayım dedim
    -örnek alırsın ama şifreyi zamanı gelince çözebilirsin ancak dedi
    mesajımı tekrar aldım. aynı örneği kullanmaya devam ederek öpüşmeye devam ettik
    ertesi gün dükkana gidip patronla hesabı kesecektim
    bir gittim ki.vay amk yerime eleman bulmuş bile.
    böyle olmasını istemezdim gibi patron eski eleman geyikleri yaptı
    hesabı kestik
    aldığım paraların bir kısmını yanıma alıp bir kısmını da çok zor geçeceği
    şimdiden belli olan kış için bankaya attım
    zütüme başıma şort mort alıp
    tatil hazırlıklarını tamamladım
    gün geldi
    bindik arabaya 6 saat süren yolculuk sonucu antalya kaş a vardık
    ebru dediklerimi yapıyor sadece gizli sırnaşmalar yapıyordu
    daha heyecanlı olduğu bir gerçekti ama yakalanma korkusu
    sizin oynadığınız risk budur şuku avlarından daha riskliydi
    antalya kaş a gitmeyenler için söylüyorum mükkemmel bir yer
    aile bireyleri tarafından da onay gördü
    bu mükemmeliyet
    gideceğimiz oteli bir kaç kişiye sorarak bulduk
    otel recepsiyonuna geldiğimizde
    mükemmel bir matemetik sorusuyla karşı karşıya kaldım
    kaç oda tutuldu??kim kiminle nasıl kalacak??
    • *en mantıklı cevabı babası bulmuştu zaten rezervasyon yaparken
    ben ebrunun erkek kardeşi ile
    diğerleri de başka bir odada
    sevinmedim desem yalan olur
    gerçi ebrunun kardeşi
    tam bir artist zengin biniydi o sıralar
    kimseyi beğenmez. elinden telefon düşmez. adibas nayk takıntılı
    tam bir zengin bini ama beni de ne sevdiğini belli eden nede nefretle bakan bir kayınçocuk işte
    bu şekilde bir yerleşim planının altında yatan sebeb
    olsa olsa ebrunun kardeşini
    ikimizin birlikte yatma ihtimaline gardiyanlık terfisi olabilirdi
    otele yerleştikten sonra
    hep beraber çarşıya gittik
    aç karınlararımızı doyurmaya gittiğimiz bir restoranda
    limana nazır balık yedikten sonra
    ebrunun babası
    garsonla muhabbete başladı
    nereye gidilir ne yapılır
    garsonda bildiklerini anlatırken
    bilmek istediği başka bir şey sordu
    ben sanane amk. demek isterdim ama sordu işte
    -gençler nişanlı mı evli mi dedi??
    yaz yağmuru yağdırdı masaya
    ben ıslammışlıkla buhar oldum sinirden
    ebru aradaki mesafeyi biraz daha açtı ikimizle olan
    babası ne diyeceğini düşünürken
    annesi de onun ağzına bakarken
    bino cevabı verdi
    -sevgililer abi bişey yok daha
    -hayırlısı dedi garson. yaşlı arabulucu teyzeler gibi.
    babası hesabı istedi. ödedikten sonra kalktık.
    bir daha oraya gitmeyeğimiz kesin gibiydi. çenesini biblediğim yüzünden
    zaten tek çarşısı olan 30 dakikada heryerini dolaşabileceğiniz
    çarşısını da gezdikten sonra otele döndük
    havuz başında bir kaç şey daha içtikten sonra
    odalara çıktık
    hep beraber ebruların kaldığı odaya gidip balkon muhabbetine başladık
    beraber birşeyler yapıyor olmak
    bizi daha da yakınlaştırıyor gibiydi ailesiyle
    dikkat etmeye çalıştıkları şeylerden yavaş yavaş vazgeçmeye başlıyorlar
    konuşurken daha samimi konuşuyor
    ve beni de kabullenmişe benziyorlardı
    ben anne ve babası ile olan ikili ilişkiler üzerinde çalışmalar yaparken
    ebru da bize katılıp sıkça benden bahsediyordu onlara
    ailesinin sorduğu sorulara dürüst ama düşünme payı bırakan cevaplar verince
    muhabbet daha da uzuyor sordukça sorasıları geliyordu
    ben onların sorgusundan kurtulmak için onlara uzun cevaplar vermesi gereken sorular sorarak
    kendime de hem düşünme hemde üzerimdeki ilgiyi azaltmaya çalışıyordum
    kısacası daha çok sevdiler beni
    yatma vakti yaklaştı
    herkesin odasına gitmesi gerekirken
    bana ben biraz daha kalayım burda sonra gelirim dedi
    annesi geç kalma diyerek babasını da alıp gitti.
    odada ben ebru ve kardeşi kaldık
    özel olduğu gerekçesiyle izin istedi kardeşinden ebru
    odada yalnız kaldık **ama etrafda fazlasıyla baskı hissettirecek
    her an içeri girebilitesi olan diğer aile bireyleri vardı
    zaten öyle bir ortamda işin takunu çıkarmak da yanlış olurdu
    ebru her ne kadar çişi erken edip
    direk öpmeye çalışsa bende bundan oldukçanın abartılısı bir şekilde haz alsamda
    birinin onu durdurması gerekiyordu
    sarıldıkça sarılıyor öptükçe öpüyor
    sınır tanımaz haldeydi
    pek de kolay olmayan bu işi ani bir el freniyle
    -bu gece olmaz ebru dedim
    sanki karı olan benim amk.
    -neden dedi
    -adet dönemindeyim dedim
    onun gülme krizinden faydalanarak
    kendimi ondan araladım ki ani açılacak bir kapıya karşı tedbirli olayım
    romantizmin anasını gibmiş olan ben
    ondan sonraki öpüşme çalışmalarında aynı şehvetin bir daha tekrarlanmamasına sebeb oldum o gece
    sonra ailenin güvenini kazanmak adına
    ve bu gece erken gidersen yarın ki meraklarının bugüne oranla daha az olacağına ikna ederek uğurladım
    ebrunun kardeşi ile gereksiz bir geyiğe girdik
    esir aldı lavuk beni
    sordukça sordu
    anlattıkça anlattım
    konu aşk meselesiydi
    ona fikirlerimi sundum
    konuşmanın sonlarına doğru
    bana göre içinde çok derin manalar taşıyan
    -abla mı nasıl kendine aşık ettiğini anladım dedi
    -hadi yaa kaç para verdiğini de söyledi mi dedim. gülerek
    sanki beni parayla satın almış gibi
    -evet evet daha iyi anlıyorum dedi
    -iyi geceler sana dedim
    yattık
    ertesi gün sanki işe gidiyormuşum gibi erkenden kaldırıldım
    amk. öyle tatilin
    benim bildiğim tatil sünger gibi içersin deli gibi alışveriş yaparsın sığır gibi de yatarsın
    en azından ben öyle gördüm çoğu turistten
    vay efendim neymiş
    hep beraber kahvaltı yapılacakmış
    ebru tarafından kaldırılmak işin iyi tarafı olunca
    baktım etrafta kimse yok
    ortam naz yapmaya müsait
    okula gitmesi gereken ama gece süper mario oynamaktan uyuyamamış ilkokullu gibi
    kaldırdıkça tamam deyip tekrar yattım
    • *ebru fırlamalık peşinde olduğumu farkedince
    tamam bende yanına yatarım artık babam kaldırır bizi dedi
    yanıma yatması başka birşeyimi kaldırmak için yeterliydi ama
    babası tarafından o halde yakalanma ihtimali herşeyimi söndürebilirdi
    tehdite kalkarak cevap verdim
    ortamın hala ikimizden ibaret olmasından faydalanarak bir öpücükle lavaboya geçtim
    daha sonra beni hazır kıta aşşağıda bekleyen familyanın yanına indim
    -evet ne yapıyoruz dedim
    amerikan filmlerini hala yaşayan ebrunun kardeşi
    -plan tamam dostum bizi takip et dedi
    komikti lan bin
    çarşıya yürüyerek gittikten sonra bir yerde kahvaltı yaptık
    saat 10 a kadar oturduktan sonra
    en yüksek trajlı yapılması gereken tatil aktivitesi olarak boat tura çıktık
    kaş’ın koyları yarım adaları etrafında turlarken
    mola verilen yerlerde yüzüp yemek yedik
    epey hoş geçtiğini sandığım tekne turundan sonra otele tekrar gelip herkes dinlemeye çekildi odasında
    ya ebru yorulmamıştı
    yada benimle olma isteği ağır basmıştı ki
    bizim odadaydı
    halden anlamaz bino bizi yalnız bırakmasada ebru o yokmuş gibi davranıyordu zaten
    ben kendimi koltuğa ebruda bana bıraktı
    bin gardiyan görevini yeterince yerine getiriyordu
    akşama kadar yarı mayışmışlıkla ebrunun sorduğu bir kaç soruya cevap verdim
    ne kadar mutlu olduğunu onun ağzından dinledim
    akşam yemeği için bayanlar süslenirken
    biz kaprimsi şortlarımız ve üzerimize bulduğumuz ve en temiz olduğunu düşündüğümüz t shirtleri
    giydikten sonra
    otel barına inip birer içki devirdik erkekler olarak
    onları bekleme merasimi kadın erkek eşitsizliğini bir kez daha göz önüne serdi.
    koyunlar gibi onlarca dakika barda suladık kendimizi içkilerle
    tekrar bir restorana gidip
    yemek yeme faslını bitirdikten sonra
    meydandaki dondurmacıdan dondurma yiyerek otele döndük
    ebrunun tekrar bizim odada birazcık daha kalma isteği reddedilmedi
    aynı mevzuların ötesine gidemeyerek gardiyandan dolayı
    ertesi güna başladık
    ismini hala hatırladığım
    akça germe plajına gittik.
    serilip güneşlenme denize girip vücudu tuzlu suya bandırma
    suyun altında nefesleri tutma ,
    şakrabanlıkdan ileri gelen boğulma numaralı derken
    yanmış burnum birbirinden faklı tenlere sahip belim ile belaltımla beraber
    öğle yemeği için akça germeye gelmeden önceki bir kamping alanına gittik **peder efendi çok marifetli
    olduğunu söyleyip etleri kendi pişirmek istediğini söyledi
    salata ve yan sanayi mezelerini camping personeline yaptırdı
    etleri attı sonra telefon geldi
    o sıcakta bütün pişirme olayı benim başıma patladı
    allahtan bir zeytin ağacı gölgesindeydik
    ben kömürü yelledim
    ebru beni yelledi
    zütüm sıcaktan yellenirken
    artık ne konuştuysa amk. etler pişinceye kadar kapatmadı telefonu
    işin başa düştüğü et pişirme olayı etlerin afiyetle mideye düşmesinden sonra
    yüzmeye güneşlenmeye devam edildi
    Tümünü Göster
    ···
  15. 165.
    0
    78

    yine odaya çekilme olayından sonra
    ebruyla birlikte uzanıp kalktığımızda bizi bir sürpriz bekliyordu
    bino anne ve baba ortada yoktu
    biraz odada onları bekleyip
    aşşağı indik hani ordalardır diye
    baktık oturmuşlar hep beraber içiyorlar
    bizde oturduk
    -biz yemeğimizi yedik.siz de gidin bir yere istersniz beraber dedi. babası
    aslında pek yediklerini sanmıyordum ama bizi yalnız bırakmaya çalışma jestleri hoşuna gitmişti ebrunun
    -hemen gidelim çok acıktım dedi ebru
    onların yanından ayrılıp
    ebrunun nereye gidelim sorusuyla karşılaşınca
    -boşver yemeği odaya gidelim kapıyı kilitleyeyim yatalım dedim
    -ben zaten pek aç değilim galiba dedi. ciddiye alarak ama aslında espriye takviye yaparak
    bir yer bulduk
    romantik ortamı (kendimi çok fazlasıyla aşarak ve hiç espri yapmayıp üzerine iltifatlar yaparak) bozmadım
    yemek üstü içkileri de içtikten sonra
    liman boyu yürüyüşümüzü yapıp zütümünüzün beğendiği bir bank a oturup sevgili olmanın tadını çıkardık
    başımıza birşey gelmiş süsü vermemek ve onları telaşlandırmayacak bir saatte geri döndüğümüzde
    herkesin yatmış olduğunu gördük
    ebru ilk önce kendi odasına gidip
    daha sonra benim yanıma geldi
    bir süre beraber yattık
    dokunmadan öpüşmeden konuşmadan
    bu aslında tatilin bitme sinyallerinin ve yakında ayrılacak oluşumuzun tiyatrosuydu
    birbirimizi o kadar yakından severken hiç dokunamamak öpüşememek sarılamamak.
    • *
    bir süre öyle kaldıktan sonra
    -sana birşey sorabilirmiyim dedim
    yüzünü bana dönerek sadece gülümsedi sor aşkım dercesine
    -şimdi ben sana dokunmuyorum ya hani.
    sen beni gay filan sanmıyorsun dimi dedim
    sarıldı bana bir kaç tane öptü
    vücudunun ağırlığını üzerime bırakıp birşey hissedince verdi cevabı
    -öyle sanmama izin vermiyor dedi. kastettiği şeyde belliydi
    yine aynı utançla yüzümü boynuna sarılıp gizledim
    geceyi de tamamladıktan sonra
    son gün kahvaltı
    küçük çakıl plajı
    derken tatil bitti dönüş yolculuğunu da tamamlayıp tekrar alanyaya geldik
    teşekkürleşme ve güzel bir tatil olduğuna kanaat getirmeden sonra
    eve gittim
    sabah kalktım ama gidecek yer yok amk.
    artık işsiz güçsüz birisiyim
    ebrudan
    - bugün işe gittin mi dükkana geliyorum mesajını alınca
    gerçekleri açıklama zamanı ona da geldi
    buluşma yeri belirleyip
    üç beş konuştuktan sonra
    durumu anlattım
    -benim için işten mi çıktın dedi
    -sen benim için babanla kavga ettin dedim
    -ama şimdi ne yapacaksın dedi
    -bir iş bulurum sen merak etme.hem sen ankaraya gidinceye kadar beraber oluruz dedim
    buruk sevinçler yaşadı o sene dünya kupasında finalini haketmemize rağmen 3.olmaya sevinmek gibi
    • *çarşıda iş peşinde koştum gündüzleri ama sezon sonu olması nedeni ile bulamadım
    ebru bir iki defa babamın yanında çalış desede karşı çıkınca sormayı bıraktı
    babasına işte çıktığımı iş buluncaya kadar söylememesi konusunda da söz aldım
    ebru ankaraya dönünceye kadar iş bulmadım aslında bulamadım
    para miktarının gün geçtikçe azalıyor olduğunu görmek
    depresyona sokuyor gibi olsada
    bir aylık bir iş buldum.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 166.
    0
    79

    okulu için üniversiteye giden birisinin yerine all exclusive bir otelde garsonluk
    garsonluk tecrübem çok fazla yoktu aslında barmendim ama iş iştir diye kabul ettim
    ektra bir şey bilip shato brian servisi yapmana gerek yok çünkü aşçı başı ne pişirse millet onu yiyordu
    tezgahtarlıktan kalma ve daha önce barmenken alakart bir otelde çalışmamdan dolayı
    müşterilerle konuşma isteğime ciddi bir şekilde karşı çıkılarak uyarı yapıldı
    neymiş müşteri ile konuşursam benden yüz bulup daha fazla içermiş herşey beleş olduğu için
    mal gibi dolaşıp ne isterlerse onu getir boşlarını topla kenarda dur yapılacak iş buydu
    amk. öyle işin bana çok tersti ama çaresiz bir ay katlandım
    ama çalışma saatlerinde bırak ebruya mesaj atmayı
    telefonu nereye koyduğumu bile unutuyordum
    iş çıkışı birikmiş mesajları cevaplayıp tekrar mesajlaşmaya devam ediyorduk
    zaten iş yerinde çalışanların hepsi mal dı bana göre.
    gibimtonik bir çalışma stili
    birbirinden nefret edercesine çalışan mesai arkadaşları
    lüksün taku çıkmış salonda duyulan ses sadece mısınız müsünüz
    kibarlıktan kırılacak amk millet
    biri kola istiyor sokayım kolana diyesim geliyor o derece sinir verici
    bir de gündüzleri toplantı yapıyorlar ki hiç sorma
    benim çalışma sürem bittikten sonra
    yine boşta kaldım
    ebru artık dayanamadığını söylemeye başladı bensizliğe
    elimden gelebilecek en iyi şey ankaraya gitmekti
    kalacak yerimde yoktu
    ebru da yurtta kalıyordu
    -yarın sabah ankarada olacağım mesajıma tepkisi
    -gelmek zorunda değilsin kelebek di
    ama ben yine de gittim
    -tahmin ettiğimden daha dertli bir karşılama oldu
    gözyaşı vardı ebruda
    gün boyu da üzgündü
    sebebini sormaya korkacak kadar çok seviyordum
    ayrılmak istiyor musun diye sorsam evet der
    ve zaten nereye gideceği ne yapacağı belli olmayan ben i hepten şaşkına çevirir diye hep alttan aldım
    düzelecek az kaldı dayan sabret ne varsa teselli ndıbına yapılacak yaptım
    henüz iki ay onsuzken bu derece bunalımda olması
    geleceğe numaralı gözlerle bakmama sebeb oldu. artık iyice uzağı göremez olmuştum **o soğuk ankara
    kışında kardelen sevinci bile yaşatamadım ebruya.
    geleceğe çok karamsar bakmaya başlayan ebru zütümden yediğim soğuğu kalbimden getiriyordu
    vedamızı ısıtan tek şey bir kaç damla ılık gözyaşı oldu
    otobüs yolunda kadere isyan hakkına sahib olmama rağmen
    hayırlısı olsun dedim hep
    alanyaya tekrar döndüm
    bir süre sonra mesaj sayısında azalma
    aramalarında tamamen bitme
    sevgi sözcüklerinde ise gevşemeler başladı
    ana tema hep ayrılığa dayanamamaktı
    babası da işten çıktığımı farketmiş beni telefonla arayıp görüşmek istediğini söylemişti
    bir kaç gün köye gitmem lazım dönünce görüşelim diye kendime zaman yarattım
    köye gittiğimi sandığı süre zarfında iş aramaya devam ettim ama nafile
    sadece yeni yapılan binalarda amelelik işi var
    babasının ısrarlı aramalarına geliyorum diye cevap verdim
    konu belliydi
    gel otelde çalış
    çalışmama isteğimi gerekçelerle anlattım
    ama işe alındın yarın başla birazcık hatrım varsa dedi.
    ne iş yapacağım diye soramadım bile
    -otel içinde patronunum dışarda yine aynıyız. dene eğer istersen çalışırsın istemezsen çıkabilirsin.ama
    yarın başla. dedi ve kalktı gitti
    masada yalnız kaldım
    diğer personelin bakışları üzerimdeydi
    en baştaki çalışmama isteğim sebebide buydu
    ebruya haber vermedim.
    ertesi gün işe gittim
    -çok sevindim geldiğine dedi. müdür beyi çağırdı
    -yeni elemanımız yardımcı olursunuz dedi
    -hangi bölümde çalışacak dedi
    bir cevabı olmadığı belliydi
    -onu siz halledersiniz dedi
    odadan çıktık ne maaş belli nede ne iş yapacağım
    müdür kendini tanıttı oteli gezdirdi biraz çalışma sistemlerinden bahsetti
    sonra bana daha önce yaptığım işler sordu barmenlik yaptığımı duyunca gerisini konuşmaya gerek
    kalmadan
    -bara geçelim o zaman maaşın işliyor dedi.iyi bir adama benziyordu
    bara yaklaştık
    diğer bar personeli ile tanıştırdı
    zaten beni daha önceden sima olarak tanıyorlardı ve kim olduğumu da biliyordu
    sıcak bir tanışma geçmesine rağmen torpilli bir binsin dercesine baktıkları da belliydi
    • *ilk gün bana birşey yaptırmadılar
    onları izledim
    barda 3 eleman daha çalışyordu
    otel alakart oteli
    yani ne satarsan parasını al sistemi
    ebru otele girdiğimi babasından öğrenince akşam beni aradı
    -hayırlı olsun yeni işin dedi.
    -baban çok ısrar etti dedim
    -babam benden daha mı kıymetli bende ısrar etmiştim dedi
    ben cevap ararken
    -hiç hoşuma gitmedi bu yaptığın dedi telefonu kapattı
    söylecek sözlerin varken surata telefon kapatılması kadar sinir bozucu birşey daha yoktur herhalde
    offff ki ne of
    işten çıksan bir dert devam etsen başka bir dert
    bu yaptığı hareketin bedelini ona ağır ödettim
    -anladığım kadarıyla senin konuşman bittikten sonra benim söyleyeceklerimin önemi yok yazıp
    sonraki hiçbir mesajına cevap vermedim
    aramalarında meşkul oldum hep
    bu süre zarfında
    otel personeline kendimi sevdirmek üzerimdeki damat kıyafetini çıkarıp sizdenim demek adına
    işe hep erken gelip hep geç gittim
    yıkanması gereken bardağı bardakçı elemana değil kendim yıkadım
    barın çöpünün dökülmesine dolaplarının doldurulmasına işim olmamasına rağmen yardım ettim
    bana göre barda yanlış yaptıkları hareketleri
    bildiğim püf noktalarını artislik ve bilmişlik yapıyor diye anlaşılmasın diye dile getirmedim
    zaten elim shaker sallamaya içki hazırlamaya yatkın olduğu için
    çok yavaş bundan iş çıkmaz bu nasıl barmen diye laf söylettirmedim
    müdür veya ebrunun babası etraftayken
    onları görünce çalışıyormuş görüntüsüne girmedim
    hiç birisine saygısızlık yapmadım
    bana bildiğim şeyleri anlatırlarken biliyorum zaten demedim
    çalışma saatlerinde ebrunun babasının yanına hiç gitmedim. yalaka ve ispiyoncu olma ihtimalini ortadan
    kaldırmak için
    ama yavaş yavaş bin ruhumu onlara müşterilerle konuşurken onları güldürmemden
    uzun uzun muhabbet yapıp aldığım tipler ve sattığım içkilerden belli ettim
    bildiğim 30 kadar bar triğini müşterilere sorarak ilgi odağı oldum
    akşamları yemek sonrası çalan müzikte dans etmeye başladım
    bir süre sonra beni kabullendiler
    şırıngayı verdikten sonra iyice kendime dönüştüm
    bu sırada tekrar ramazan bayramı yaklaştı
    ebru alanyaya döndü
    otele geldi
    ben çalışırken bara geldi
    biraz surat yaparak oturdu
    hiç oralı olmadım
    Tümünü Göster
    ···
  17. 167.
    0
    80

    -bir su alabilir miyim dedi bana bakarakişim varmış gibi görünüp
    -bir su verir misin dedim diğer barmene
    kasiyer kızla konuştular hoşgeldik hoş bulduk
    onlar otururken benim antre saatim geldi
    bardan çıkıp giderken
    -bekle konuşalım dedi
    -sen konuşup ben cevap veremeden dinleyeceksem mektup yaz. görüşürüz dedim. gittim
    • *gitmemim sebebi kıza artislik yapmak değildi
    olası bir ayrılalım isteğine dayanamazdım
    gitmek değil kaçmaktı aslında benimki
    biraz dinlenip duş alıp saçımı başımı yaptıktan sonra
    otele geri döndüm
    ebru yoktu ama havuz kenarında bir masa hazırlanmıştı
    hiç birşey yokmuş gibi işin başına geçip
    gelen içecek siparişlerini çıkardım
    ebrunun annesi ve babası birde kardeşi geldiler masadaki yerlerine oturdular
    ama ebru gelmemişti
    bu durumlarda neler hissedilebilieceğini tahmin edebilirsiniz
    kendi kendinize telaşlanır
    nereye gitti lan bu şimdi??
    ne yapıyor amk. diye düşünür
    neden gelmedi diye kendinize sorar
    sonrada galiba bana kızdı diye cevap verirsiniz
    galibası yok basbaya bana kızmıştı
    ama masanın 4 kişilik oluşu vazo içindeki su misali umudumu bir süre canlı tuttu
    beynime baykuşlar sıçsın
    amk.bu kadar seviyon kızı neden üzüyorsun
    telefonu çıkardım
    yazdım mesajı
    -sen acıkmadın mı??
    cevap gelmedi çünkü kendisi geldi bir kaç dakika sonra
    mesajı da masada okudu
    bana bakmadı bile mesajı okurken ve cevap yazarken
    -iştahımı kapatıyorsun
    yazdığı cevaptı
    ben işime baktım
    kafamı oraya çevirmemeye gayret göstererek
    yemekler yendi
    önde ebrunun annesi yanında babası arkalarında da gelsem mi gelmesim mi sorularıyla boğuşan ebru
    merhaba hayırlı olsun geyiğinden sonra
    -seni çok çalıştırıyorlar mı oğlum dedi annesi
    bu sırada ebru da oturdu bara
    -hiç sorma sabahtan akşama kadar paspas çekip bardak yıkıyorum. burda iş bitiyor mutfağa gidip
    bulaşıkları yıkıyorum
    odalara çıkıp çarşafları değiştiriyorum. çimleride cımbızla biçtiriyorlar kurtar beni lütfen dedim. annesine
    —yazık kıyamam ben sana dedi gülerek
    ama gülmeyen tek ebru vardı
    -birşey içermisiniz dedim önce annesine bakarak
    -mayhoş bişey yap da içeyim dedi
    babasına baktım
    aynısından dedi
    ebruya döndüm
    bana bakmıyordu bile
    -siz birşey içermisiniz hanımefendi dedim
    cevap vermedi
    bende annesi ve babasına iki tane mojito yapmaya başladım
    ben yaparken ebru diğer barmene içecek siparişi verdi
    içekleri servis ettikten sonra bir kaç tane daha soru sordu annesi
    onları cevaplarken aklım hep ebrudaydı
    telefonu cebime alıp lavaboya gittim
    -hala konuşmak istiyor musun yazıp gönderdim
    cevap yazmadı
    geri döndüm telefonda kıpraşım olmadı
    sonra hastalanıyorum galiba diye izin alıp gitti eve
    annesi ve babasıyla bir süre daha konuştuktan sonra onlar da gitti
    ertesi gün işe gittiğimde ebru gelmedi. oysa ben gelir diye bekliyordum
    o gün çalıştım ertesi gün yine gelmedi
    sonra babası hasta olduğunu söyledi ben sormadan
    -akşam üstü ziyarete gidebilir miyim dedim
    izini aldım
    bir çiçek yaptırıp kapısına dayandım
    annesi ile kapıda görüştükten sonra odasına gittim
    beni gülümsememle ve elimde çiçekle içeri girdiğimi görünce
    gözleri parladı ama suratı da asıktı
    kapıyı kapattım
    bir iki adımla yanına yaklaşacaktım ki
    -gelme sana da bulaşır bütün huylarım dedi
    durmadım yanına yaklaştım
    çiçeği yanına bıraktım
    eğildim yanağını öpmeye çalışırken kafasını diğer tarafa döndürdü
    yine de öptüm
    eliyle sildi
    • * yüzü öbür tarafa dönükken
    -hoş geldin alanyaya. bayramın mübarek olsun. özür dilerim. geçmiş olsun. dedim
    yüzü hala öbür tarafa dönüktü
    ellerini tutmaya çalıştım kaçırdı
    sonra yine yakaldım
    başını kendime çevirdim gözlerinde yaş vardı
    zorla sarıldım bir elimi başının altından geçirerek
    bir kez daha öptüm
    dudağından
    sonra başımı döndürüp numaradan öksürdüm
    -hasta oluyorum boş yatak var mı bu revirde dedim
    zorla sarılma yerini özlem giderici sarılmaya bıraktı
    muhtemelen hasta olacaktım ama kimin umrunda amk
    -bir kez daha öpeyim yanından doktor bile kaldıramaz artık dedim
    -gerçekten hastalanacaksın uzak dur dedi
    -babandan bana izin alırsın bi kaç gün yatarız beraber dedim yine öptüm
    -tamam bitti hasta ziyareti kısa olur git artık dedi
    -tamam dedim
    kapıdan dışarı çıktım
    masada duran bayram şekerinden iki üç tane alıp tekrar odaya girdim
    -yine ne oldu dedi
    -bayram ziyaretine geldim dedim
    yanına yaklaşıp şekeri uzattım
    - bayramın mübarek olsun dedim
    -tamam seninde görüşürüz hadi dedi
    -bir kere sarılıp öpüşseydik dedim
    -hastayım görmüyor musun dedi.
    -olsun dedim yine sarılıp öptüm
    -tamam git artık deli dedi
    tekrar gireceğimi bildiğim için uzatmadan yine çıktım
    annesi ile zaman geçsin diye bir kaç muhabbet yapıp tekrar odaya girdim
    gülerek karşıladı bu defa solgun yüzü ile
    -yine ne var dedi
    -oooo sevgilim gelmiş ankaralardan dedim
    -ben senin sevgilin değilim dedi
    -hadi yaa arkadaş mıyız dedim
    -arkadaş bile değiliz dedi
    -yanlış yere mi geldim yoksa ben dedim.
    -yanlış zamanda yanlış şeyler yapıyorsun dedi
    -iyi tamam gidiyorum o zaman dedim
    -hep de yanlış zamanda gidiyorsun dedi
    yanına yaklaştım uzandım onu biraz kenara iterek
    -gitme zamanımı hep sen belirliyorsun aslında ama farkında değilsin.bu defa farkında olarak yine sen
    karar ver git deyinceye kadar yanındayım dedim**yanına hiç gitmeyecekmiş gibi iyice yerleştim
    işe gitme zamanım geldi kalkmadım
    ebrunun annesi kapıyı çaldı
    hemen doğruldum
    oturur vaziyete geçtim
    içeri girdi
    telefon elinde konuşmaya devam etti
    -burda. ebrunun yanında tamam merak etme dedi
    babasıyla konuştuğu belliydi
    geç kaldık amk işe
    -ben gideyim artık dedim
    annesi
    -ben izin veriyorum sana istediğin kadar otur dedi
    -yok ben gideyim ayıp olur dedim
    -ebruyu böyle bırakırsan ayıp olur dedi
    -hastayım ona da bulaşacak anne gitsin dedi ebru
    annesi siz bilirsiniz diyerek çıktı odadan
    kulağına eğilip
    -seni bir kere daha öpmeme izin verip iyice ”sen”hastalığını bulaştırır mısın bana dedim
    -sen zaten şifamı kapmışsın. dedi
    yanağından öptüm
    -şimdi iyice çaresiz hastalığına düştüm. beni öldürme lütfen seni seviyorum dedim
    eli elimdeyken yataktan kalktım
    -görüşürüz dedim
    gittim
    -bende seni seviyorum diye mesaj attı
    işe gittim.
    geç kaldığım için özür dileyerek bara geçtim
    Tümünü Göster
    ···
  18. 168.
    0
    81

    2 gün daha ebruyu antre saatlerinde ziyaret ettim
    herşey normale döndü
    iki gün de dışarı çıktık beraber yürüdük. konuştuk yedik içtik
    sonra yine ayrılık
    şimdiye kadar ki en zor vedaydı
    günler geçti
    ben çalışmaya
    o okumaya
    beraber mesajlaşmaya devam ettik
    3 defa daha geldi yaza kadar
    daha ötesi olmaz sandığım aşkım gitgide büyüyordu
    bu arada otelde kış boyu genelde yaşlı müşteriler olduğu için manita olayları da olmuyordu
    o konuda rahattım
    ama otel havuzuna girmeye başlamalar başlayınca
    yazın geliyor olduğunun farkına vardık
    genç nüfusun gelmeye başlamsıyla
    oteldeki genç personelin de kilotları kabarmaya başladı
    personel arası
    şu kız benim bu kıza kimse sulanmasın muhabbetleri başladı
    içkili ortamda direk çalışan gençler olduğumuz için kızların ilgisi genelde barmenlerdeydi
    bunda içiyor olmaları ve barın loş ışıkları da etkiliydi
    herkes kız seçimi yaparken
    ben tamamen gay kaldım konuya
    bana muhabbetçe yaklaşmaya çalışan kızlara gay olduğumu söyledim
    espriyi anlamayan gibsalak kızlar
    dalga geçtiler ebru olmasa ben onlara dalgayı gösterirdim hak ettikleri ama
    hristiyanca da olsa dua etsinler ebruya amk.
    ben sınıfta kaldım beyler
    4 dersten kaldım
    ebru sınıfı tekrar geçip geldi alanyaya
    kış boyu farkedemediğim bir olayı
    ebru gelince farkettim
    kasiyer kız ajanmış
    yan gözle baktıklarım bile rapor edilmiş
    neyse ki bir tak yememiştim
    bir yaz günü ebru babasından izin alarak benimle diskoya gitmek istediğini söyledi
    izini aldık
    iş çıkışı taksiye bindik
    ama gideceğimiz adres ebru tarafından disko olarak belirlenmedi
    bizim evin adresini verdi
    taksici de olduğu için ne yapacağız bizim evde diyemedim
    taksiden indik
    -diskoya gidecektik hani dedim
    -boşver diskoyu konuşamıyoruz orda dedi
    eve çıktık. bizim aileden kimse yok annem babam yaylada bu ebru tarafından biliniyordu
    kardeşim nerde allah bilir
    bir şişe votka aldık
    yanına da tanta ilimon
    yukarı çıktık
    birer bardak doldurduk
    salona geçtik
    içki içme bir bardakta sınırlı kalırken
    öpüşmelerin hesabını tutamaz olduk
    haliyle kan başka yerlerimde pompalanmaya başladı
    ara vermek istedim
    verdirmedi
    onu caydırmak için elimi kolumu fazla uzattım street fighter da ki dhalsim gibi
    korumaya geçmedi kendini
    boynunun altını ilk defa utançtan kızarmış olarak gördüm
    biri beni hiç durdurmadı
    bu kısmı çok özet geçiyorum
    beraber olduk.
    ilk defa
    bakire miydi evet
    pişman mıydı?? **koyacak yerin bile kıymeti olacaktı o tellerihayat yaşanları bir kenara koymak
    gerektiğini hatırlatırcasına uykumu getirdi
    ve tekrar kalktığımda gitmem gerekn bir iş vardı
    hayatın gibinde bile değildi yaşanmışlar
    kim kimin altına yatmış
    kim kimi sevmiş umrunda değildi
    banane amk. dercesine za man akıp gidiyordu
    gibiniz bir deliğe girince süperman olmuyorsunuz bin kuruları
    dün neyseniz yine osunuz
    işe yine otobüsle giden kuru fasulye yeyince osuran
    uçamayan. zütünden ışın çıkaramayan insancıklarız hepimiz
    ne o yoksa hepimiz kendi kendimizin zütünü kaldırmaya müsait hayvanlar mıyız
    hayat bilgisinin artislik diye bir dersi yok
    hiç bir zaman bana 10 üzerinden 10 vermedi
    çok iyi geçtiğini sandığım derslerden bile sıfır aldım hep
    sıçmaya tekrar gidince
    hep bütünlemeye kalırsın
    hiçbirşeyi de bütünleyemezsin
    otele gittim
    kimsenin bi gibten haberi yok
    bira doldur kola aç şarap buzla kovaya gönder
    çalıştım it gibi
    ebru gelsin istemedim
    yaptığım şey bir diğer barmene
    olm dün gece şu karıyı evire çevire ile başlayan bir hikaye anlatmak değildi
    kendimde kalması gereken bir sırdı
    gömülü toprağımın altında yatan vatan dedelerime layık bir şekilde yaşamak gerekiyordu dün geceyi
    içimde ama saygıyla kimse umrumda değilken
    Tümünü Göster
    ···
  19. 169.
    0
    82

    ebrudan mesaj geldi
    -izin al babamdan görüşelim. çok yalnız kaldım ama öncekiler gibi değil yazıyordu
    -işim bitinceye kadar yalnız kalalım dikkat çekici olmasın sırrımız dedim
    -mesajını bekliyorum o zaman dedi
    işimi bitirdim
    artık dur diyecek kimsede kalmadı
    -hazırım nereye geleyim dedim
    -buluşmasak mı acaba kendimi çok basit hissediyorum dedi
    -buluşacağın kişi benim. benim içinde basit birisi değilsin dedim
    -yanlış anlama ama çok pişmanım dedi
    -anlıyorum. seni evden almaya geliyorum hazır ol aşşağıda dedim
    -yüzüne bakabileceğimi sanmıyorum dedi
    -yüzüme bakmadan konuşursun o zaman dedim
    evlerinin altına gittim
    bekliyor olduğumu belirten bir mesaj attım
    aşşağı indi
    evet yalnızdı
    yalnız hissediyordu
    bir sarılma ile onun yanında olduğumu belirtmek istedim
    ağlayarak
    -yalnız kalsam daha iyi olacak galiba dedi
    -beraber yaptık acısı yaşanması gerekiyorsa beraber yaşayalım dedim
    -teşekkür ederim ama ne diyeceğimi bile bilemiyorum bana biraz müsade et dedi
    -yanımda da bilmemeye devam edebilirsin. bırakama seni böyle dedim
    -kimseye söylemedin dimi dedi
    -oteldeki herkese ballandıra ballandıra anlattım dedim
    -hala şaka yapıyorsun. dedi çok sitemkar bir şekilde
    -sadece ikimiz bileceğiz merak etme dedim
    -hap aldım bugün inş. bişey olmaz dedi(gün ertesi hapı hamilelik önleyici)
    -olmaz üzülme dedim
    -ben çıkıyorum yatmaya kusura bakma dedi
    -iyi geceler dedim
    alnından öpüp uğurladım **ertesi gün yine otele çalışmaya gittim
    ebruda öğlenden sonra geldi
    üstümü değiştirmeye gitme saatime kadar kitap okudu
    mesaj attım çıkmama yakın
    -dışarda bekleyeyim mi diye
    bara su almaya gelip
    suyu alırken
    -bekle dedi
    dışarı çıkıp biraz otelle aradaki mesafemi açtıktan sonra beklemeye başladım
    onun da otelden çıktığını görüp kendimi farkettirdikten sonra
    yavaş adımlarla yürümeye başladım
    bir süre sonra bana yetişti
    yine sessizce yanımda yürümeye başladı
    kim söz gümüşse susmak altındır dediyse tak yemiş amk
    konuşmamız lazım işte
    -nasılsın dedim
    -iyiyim teşekkürler sen nasılsın dedi
    -sen iyiysen bende iyiyim dedim
    -dün gece uyuyabildin mi dedi
    aslında uyudum ama
    sanki uyudum desem vurdumduymaz gibi görüneceğimi düşünerek
    -eh işte biraz.sen uyuyabildin mi dedim
    -pek sayılmaz dedi
    -olan oldu artık ebru yanındayım merak etme dedim.
    -yanlış zamanda oldu ama dedi
    -bırak tek yanlışımız bu olsun üzme kendini dedim
    -yanlış anlaşılmış olmaktan korkuyorum. dedi
    -hata senin değil ben ileri gittim özür dilerim dedim
    ebru elinde hiç koz kalmamış batak oyuncusu gibiydi
    onu bu durumdan kurtarmak benim görevimdi
    ama lafla anlatılacak veya kapatılabilecek bir konu değildi
    tek yapabileceğim zamanla onun bu pişmanlığını unutturmaktı
    ben alacağımı almış
    onun bakire olduğunu ve onun için ilk olduğumu öğrenmiş olmanın gazıyla daha da çok bağlandım ebruya
    olayları eski seyirine döndürmek gerekiyordu
    tekrar okula gitmesine sayılı günler kalmıştı
    ve her buluşmamızda
    her konuşmamızda
    ikimiz de pişman pişman olamazdık
    gün geçtikçe paylaşımlar çoğaldığı için
    üzerinde konuşulası konu sayısı da artıyordu
    bu olay da en azından bir konu olarak kalmalıydı
    ikimizin geleceğinin akıbeti için şimdiki durumdan kurtulmak gerekiyordu
    en azından ankaraya onu bu pgiboloji ile gönderemezdim
    ilk adımı ben kendim gibi davranmaya başlayarak attım
    -bende hap atsa mıydım acaba hamile kalmam dimi dedim-offf dedi üzüntülü gülümsemesi ile
    -hamile kalırsam anne mi olurum baba mı dedim
    -sus lütfen dedi
    -haptan başka kaldı mı dedim
    -ne yapacaksın dedi
    -bir daha lazım olmaz mı dedim
    -çok kötüsün kelebek dedi
    hızlı adımlarla yürümeye devam etti
    arkasından yetişip
    -alınganlık yan etkisi yapıyor galiba bu hap dedim
    -dalga geçme o konuda o zaman dedi
    -tamam affet sahibini dedim
    -tıp dünyasına acıyorum kötü espri yapanlar için bir ilaç bile bulamadılar daha dedi
    ayarı yedik.ama en azından biraz gülmüştü
    konu dağılmıştı
    ben yanında yürümeye devam ederken
    elimi tuttu
    -affettin olarak algılıyorum bunu dedim
    -şansını zorlama dedi
    -benimle birşey içmek izter misiniz zor bayan dedim
    -ben ısmarlarsam olur dedi
    -paran var diye artislik yapma bende çalışan birisiyim dedim
    -sana birşey ısmarlamak için işten mi kovdurayım seni dedi
    vay amk. şaka yapıyor olsa bile gurur kırıcıydı lan bu.
    -tamam içmiyorum dedim.
    -off tamam sen ısmarla dedi
    bir yere gittik
    birer çay içtikten sonra onu eve bırakıp bende
    üstümü değiştirmek için eve gittim
    sonra otele geçtim
    akşam gelen bir mesajla ne tak yiyeceğimi şaşırdım
    -anneme herşeyi anlattım kelebek
    iyi tak yedin amk. çok iyi tak yedin
    ben nasıl bakacağım kadının suratına bir daha
    -herşey derken onu anlatmadım umarım dedim
    -onu da anlattım dedi
    -alanyayı terk etmemi istiyorsun sanırım dedim
    -babama anlatmayacak söz verdi dedi
    -ebru yaptığının doğru olduğunu sanmıyorum dedim
    yaa amk.. anneye bu anlatılır mı??
    mesaja cevap verme süresi uzadıkça daha da sinirlendim
    -merak edilecek birşey yok korkma dedi
    hay korkularımın amk.
    çok yüksek bir yerde, karanlıkta,dar bir kutunun içine, yılanlar ve örümceklerle aynı yere koydu beni
    • *sen adamların kızını kendine aşık et
    aklını başından al
    ailesi yerine sürekli seninle olmak istesin
    otellerinde işe başla
    sonra kızlarının namusunu da al
    sonra merak edilecek birşey yok diye kendini avutmaya çalış
    Tümünü Göster
    ···
  20. 170.
    0
    83

    babası geldi bara
    -bir soğuk su verir misin kelebek dedi
    elim ayağım titredi amk.
    yoksa adam kızının başına gelenleri duydu da
    herşeyin üzerine bir soğuk su mu içmek istiyordu
    beni öyle görünce
    -bir şeyin mi var kelebek hasta gibisin dedi
    bu ne demekti lan şimdi laf mı çarpıtıyordu bana
    -yok iyiyim saolun dedim
    -bir şey varsa söyle dedi. ağzımı ararcasına
    çok heyecanlandım binler. çapraz sorguda hissettim kendimi
    çok normal bir su isteme olayı bile beni paranoyak yaptı
    tamam eyvallah babası bilmiyor gibi gözüküyordu ama
    bi de annesi var daha
    akşam yemeği için yine benim çalıştığım otele geldiler
    zaten personelde bana şaka yollu takılmaya başladı
    seni hiç yalnız bırakmıyorlar diye
    hakaten amk.iki dakika rahat bırakın da çalışalım
    onlar otele girdikten sonra
    ellerimde ayaklarımda bir güç kesilmesi oldu
    fıçıdan bira doldurmak için bira bardağını havada tutacak kadar bile kas yokmuş gibiydi kollarımda
    göz göze gelmemek için selam bile vermedim
    onlar oturdular
    bizimki biraz oturduktan sonra yanıma geldi
    -nasılsın diye bişeyler soruyor ama
    benim gözüm masada acaba annesi babasına telaşlı telaşlı birşeyler anlatıyor mu diye
    bu arada ebruya da cevap verdim
    -büyük harflerle hiç iyi değilim ebru dedim
    anladı kızgın olduğumu
    -tamam sorun yok aşkım rahatla lütfen dedi
    -ebru sonra konuşuruz git şimdi lütfen dedim
    ben ebruya bunları anlatırken anne ve babası konuşuyorlardı
    bir ara babası masadan kafasını çevirip bana baktık
    hemen barın içine eğildim
    paranoyam bu boyutlara çıkmıştı
    sanki rakip taraftarın arasında kendi takımımın forması ileydim amk.
    herkes bana bakıyor gibiydi
    yemek sonrasına kadar kabus gibi geçti
    yemek sonrası masaya davet edilince
    kabus gerçek hayatla karışmaya başladı
    hiçbirşey yokmuş gibi davranması gereken ben iken
    bunu başarabilen annesi ve babasıydı
    ben henüz gözlerimi annesinin gözleri ile şahsen tanıştırmamıştım
    uzaktan bana baktıkları belliydi ama
    ben tanıştırmama konusunda ısrarcı oldum
    bir kaç tane soru sordular bana
    -alışabildin mi.memnun musun falan filan işte
    ama bu soruların hepsinin altından bir anlam çıkarmaya çalıştım
    içimde hep ne zaman sadede gelecekler acaba
    beni neden çağırdılar ki amk masaya diye düşündüm
    -yaz sonu tekrar tatile gideceğiz. senin için patrondan izin aldım dedi. benim patron
    vay amk.biz iyi yere kapak atmışız
    -patron izin verdiyse benim için sorun yok dedim
    -ne zaman gideceğiz dedim.
    -3 gün sonra dedi
    -yaz sonu erken geldi biraz dedim
    ebru ayağıma vurdu tak yeme amk. tatile gidiyoruz işte dercesine
    -tamam ben işimin başına döneyim dedim. masadan kalktım
    klagib mesai arkadaşları merakı ne konuştunuz sorularına
    -3 gün sonra işten kovuyorlar dedim.
    -hadi lan dediler
    -üç. gün sonra işe gelmeyince görürsünüz dedim
    gece bitti
    ebruyla gece konuşup bir güzel azarladım.
    ona göre herşey normal amk.
    sonraki gün kandırdı beni kızgınlığım geçti
    kimse o konu üzerinde durmuyordu
    tatil de yaklaşıyordu
    biraz aramız normale döndü
    artık o konuyu biraz kapatmışa benziyorduk
    normal olarak öpüşmeler başladı
    ama sadece normal öpüşmeler
    ve o güne geldik
    ben hazırlanıp evlerinin önüne geldiğimde ilk sürprizi gördüm
    biladeri gelmiyordu ebrunun
    arabaya binip tatil yerine gittik
    kemer
    ben matematik hesablamaları içinde iki bilinmeyenli denklemle boğuşurken
    bir anahtar ebrunun eline verildi
    diğer anahtarı onlar aldı
    ben nereye gideceğim konusunda kararsızken
    ebru
    -centilmen ol biraz benim valizi de taşı dedi
    tamam eyvallah taşıyalımda bana yatacak yerin yok gibi davranmayın amk
    aynı kattaki odaya çıktıktan sonra
    annesi ve babası kendi odasına girince
    ve anahtar sayısı bire düşünce bende nerde kalacağımı öğrendim
    içeri girdik
    kapıyı kapatıp kilitledi ebru **ne salakmışım farkedemedim dedim
    -neyi farkedemedin dedi
    -neyin peşinde olduğunu dedim
    -neyin peşindeymişim ki dedi
    -şimdi nedir bu tatilde aynı odada kalma muhabbeti? geçen sene izin vermeyip
    bu sene babanın bana tatil teklif etmesi ve üstüne aynı odada kalmamıza
    izin vermesi tam da biz cinsel ilişki yaşadıktan sonra.
    bunların hepsinin tesadüf olduğunu sanmıyorum. doğruyu söyle babanda biliyor mu dedim
    -ben anlatmadım yemin ederim dedi
    -annenin anlatmış olma ihtimalini kaldıracak bir yemin edebilir misin dedim
    -bana anlatmayacağını söylemişti ama dedi
    -bundan sonra kendi başına karar alırken beni de içine düşüreceğin ihtimalleri hesabla ebru dedim
    -ben banyoya giriyorum dedim.
    valizden gerekli şeyleri aldıktan sonra duşa girdim
    tahmin ettiğiniz gibi çok zevkli birşey değildi ebru ile aynı odada olmak
    tamam iki sevgili olarak süper gözükebilir ama
    yan odada annesi ve babasının olduğunu bilmek pek eğlenceli değildi
    ben banyoda iken
    kapıya gelip
    -ben annemlerin yanına gidiyorum akşam ne yapacağız bir sorayım dedi
    -tamam dedim ben devam ettim duşa
    dışarı çıktım ebru odada yoktu.ama her an içeri yabancı biri girebilir diye
    banyoda giyinmiştim üstümü
    yatağa uzandım ebruyu bekledim
    ne yapacaksak ona göre giyineyim diye
    biraz içim geçmiş uyuyakalmışım ebru geç kalınca
    uyandığımda o da bana sarılmış yatıyordu
    sadece gözümü açarak uyandım o farketmedi
    başı göhsümde olduğu için
    o halinden bile ne kadar sevildiğimi biliyordum
    hiç bozmadım uyuyormuşa devam ettim
    o beni yanağımdan öperek kalktı
    o öpünce bende gözümü açtım
    havlusunu alıp o da banyoya gitti
    arkasından bende kalktım
    banyonun kapısına geldim
    kapı kapalıydı banyonun o içerdeydi
    üstünü çıkarma süresi verdikten sonra
    -ebruuu çok sıkıştım kapıyı açsana dedim
    -yaa çıplağım şimdi ama dedi
    -sanki görmedim ne olacak aç dedim
    -olmaz bekle dedi
    ısrarla kapıyı vurmaya devam ettim
    -offf tamam diyerek kapıyı açtı
    ama çıplak değildi üstünde havlu vardı
    Tümünü Göster
    ···