-
151.
+1Bu Ne aq
-
-
1.
0ne oldu pampa
neyi var
-
1.
-
152.
+166Tümünü Göster
eğer babası bunu öğrenirse ebru ne mazaret uyduracaktı
ihtimaller üzerinde konuşurken
ebruyu eve bıraktım ben yukarı çıkmadan
yukarı çıkınca mesaj attı
evde kimse yokmuş
artık erkek kardeşi nerdeyse **ben onların buluşmasında yanlarında değildim
onun için nasıl bir buluşma yaptılar kendi aralarında bilmiyorum
daha önce anlattığım gibi ebruyla bir süre dolu dolu ilişkimiz devam etti
hergün buluşmalar konuşmalar vesayire
bir gün bana üniden arkadaşlarının geleceğini söyledi
ben arkadaşlar deyince bayan bir kafile bekliyordum
ama gün gelip geldiklerinde
erkekli bayanlı bir grup olduklarını farkettim
ebru ben çalışırken onları karşılamaya gitti
kalacakları otele yerleştirdikten sonra
akşam üzeri çarşıya gelip 5 kişi olan grubu benimle tanıştırdı
iki kız 3 erkek
böyle saçma bir tatile çıkışmı var amk
iki kız iki erkek okey
sadece erkekler yada kızlar da tamam
ama bu dışarda kalan sap neyin nesi
ama ebru beni onlarla erkek arkadaşım diye tanıştırdığına göre
korkulacak bir durum yok gibiydi
planlarını sordum
yorgun olduklarını söylediler ve yatacaklarını söylediler
ebru onlarla biraz daha dolaştı sonra onları uğurlayıp
yanımda kaldı
dükkanı kapattık
bir saat daha ebruyla yürüdükten sonra onu evine bıraktım
bende gidip yattım
ertesi gün ebrudan gelen mesaja göre denize gitmişlerdi
soğuk şehirlerden gelip
bedenlerine zencimsi bir görünüm elde edebilirlerdi ancak
çünkü bana göre deniz hala soğuktu **keyfinize bakın dedim
ama aklımın bir kenarında hep iki artı bir olan sap vardı
akşam üzeri deniz dönüşü ebru evine gittiğini
üzerini akşam ki beraber yiyecekleri yemek için değiştirdiğini
benim gelip gelemeyeceğimi sordu
bende dükkanda kimse olmadığı için yemeğe gelemeyeceğimi ama
dükkanı erken kapatıp yemek sonrasına yetişebileceğimi söyledim
üniden arkadaşları gelmiş hep beraber denize gidiyorlar yemeğe çıkıyorlar
buraya kadar ters olan birşey yok
işimi biraz erken bitirip
dükkanı kapattım
bulundukları restorana gittim
geleceğimi bildiren mesaj atarak
vay efendim yemekler yenmiş
muhabbet artmış
bizim ü çift slow müzik eşliğinde dans ediyorlar
çiftin birinin sapının ben alması gerekmiyordum evet
bu gereksinim beni hayli bozdu
ebruyu göreceğim için gülümsemeye meyilli yüzüm
asık bir hal aldı
resmen benim kız başkası ile dans ediyordu
ha öyle sarmaş dolaş mı hayır ama yinede ediyorlardı amk
an itibari ile dans için ebrunun yanlış kolları seçtiği lavuğa uyuz oldum
ama ebru geleceğimi biliyordu
beni erkek arkadaşı olarak tanıtmıştı
ve benimle beraber olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyordu onlara
bu durumda sebebsiz gerilimlerden kaçındım durumu çaktırmamaya çalıştım
onların masası olduğunu ebrunun çantasından anlayarak masaya oturdum
dönerek edilen bir dans olduğu için farkedilmem de çok sürmedi
ilk o sapçık gördü beni
ben ona gayri ihtiyari pis pis bakarken o da kendini biraz daha çekerek
beni gösterdi ebruya
ebru hızlı adımlarla bana geldi
hoşgeldin dediğinde
benden aynı sevecenlikle hoşbulduğu duyamayınca anladı durumu
-diğerleri kalkınca bana da teklif etti bende kıramadım dedi
-iyi yapmışsın dedim
diğerleri de geldi masaya oturdular
ebru misafirler diye hepsine içki ısmarladı ama
zaten kendisi de iki tane bira içmiş ayarındaydı
kendi kendimi gereksiz kıskançlığa lüzum yok
bi tak yok amk kız seni seviyor işte diye teselli ederek
bir içki de ben aldım
ondan bundan ordaki anılarından konuşurken yemek çıkışı
diskoyu da görmek istedi üniversiteli gençlik
gidelim dedi ebru bana bakarak
bana uyar işareti yaptım
ebru elimi tutuyor bana aşkla bakıyor
arasıra kulağıma fısıldıyordu
ve bu durumdan en başta o sap olmak üzere kimse rahatsız olmuyordu
o zaman korkulacak bir durum var mıydı??
vardı çünkü babam aradı
acilen eve gelmem gerektiğini söyledi
ne oldu dedim
kardeşin kavga yapmış dedi
var mı bişey dedim
gel kendin gör dedi
abi olmak zordu amk. onun dayağının kahrını da biz çekecek gibi görünüyorduk
izin alıp eve gitmem gerektiğini söyledim
sebebini söylemeden ebruya
bende geleyim mi dedi
o an ki düşüncesizlikle sen misafirlerini gezdir ben sana mesaj atarım dedim
masadan kalkıp eve gittim
eve geldiğimde mor pörtlek gözlü bir kaç yandan darbeli bilader
ağlayan annem
neden biladerini korumuyon diyen babam ** nasıl koruyayım amk.24 saat yanında mı durayım
ben dayak yerken kimse yardım etmiyor
durumu anlamaya çalışırken
alanyanın sanayi tayfasının gençleri
tüm kazandıkları haftalıklarını içlerinden birinin sahib olduğu doğan slx marka
arabaya yatırıp
benzinine siyah camlarına kegib akslarına ve içindeki müzik sistemine yatıran
o kadar masrafla yeni bir araba alabileceklerinin farkında olmayan
bir kaç zibidi tarafından
sözlük deyimiyle sebebsiz tartaklanmış
-gidip sanayi yi mi yakayım ne yapabilirim şimdi dedim
gece gece çağırmadaki mantık ne amk.
jet li miyim ben ortalarına dalıp kötü roldeki başrol oyuncusunu bulana kadar
bütün sanayi figuranlarını döveyim
biladere nasihat vereceklerine bana veriyorlar
sahip çık diye
o saatte yapılabilecek hiçbirşey olmadığının farkına varan ebeveynlerime
dışarı çıkacağımı söyledim tekrar
annemle vay gidersin vay gidemezsin vay seni de döverler
derken kaçtım evden
durulur mu amk.
kurt kuzuyu yemeden nasıl gecenin sonuna geçebilirim diye mantık hesablamalarındayım
ebruda bir kaç mesaj attı
ne oldu bişey var mı??biz burdayız şuraya geçiyoruz şunu içtik bunu içtik
seviyorum özledim.ne varsa göndermiş
en son bulundukları diskoya gittim
gözlerim kalabalıkta onları ararken 4 ünü farkettim
ikisi yok
olmayan kişiler ebru ve o sap
sağa baktım sola baktım yoklar
wv ye gittim yoklar
bayanlar tuvaletine kafa uzattım yok
3 tur attım diğer 4 ü oturuyor ama bizimkisi yok
-nerdesin diye mesaj attım ebruya
cevap yok
tekrar attım 10 dakika sonra
-şu diskodayız sen nerdesin dedi.
-işim biraz uzadı kusura bakma dedim
söylediği diskoya gittim
içeri girdim
biraz dolandıktan sonra
ikisini de görüş mesafeme aldım
pistte dans ediyorlar
dakikalarca izledim
sonra dışarı yöneldiler
ben arkalarında kaldım
bizim ebrunun kafası hafiften biraz ağır derecede güzel
yürüşüyünden belli
merdivenleri
o sapla el ele indiler
disko çıkışında biraz durdular konuştular
sonra kalabalık olan disko önündende kalabalığı el ele geçerek diğerlerinin bulunduğu diskoya yöneldiler
ben dışarda bekledim
olayın iç yüzünü farklı bir şekilde öğrenmek için plan kurdum
ebruya mesaj atarak
-nerdesiniz işim bitti geliyorum dedim **ebru önünde beklediğim diskonun adını da yazarak
-gel artık çok özledim dedi
-3 dakika sonra içeri girdim
-5 i oturuyor ama sap piyasada yok bu defa
ebru beni görür görmez sarıldı
-hoşgeldin aşkım dedi
-hoş bulduk canım dedim -
153.
067Tümünü Göster
-nerde kaldın dedi
-bir işim çıktı kusura bakma dedim
-nerdeydin dedi
-önemli değil sonra anlatırım dedim
şüpheci gözlerle bana bakarak
-yoksa elifin yanına mı gittin dedi
aslında başka planım vardı ama ebrunun elifi plana dahil etmesine içten içe sevinerek
çok ciddi bir şekilde
-evet elifin yanına gittim. başka bir diskodaymış beni çağırdı oturduk konuştuk
dans ettik. sonra el ele tutuşup taksiye bindirdim gönderdim dedim
kıpkırmızı oldu ebru
istediğim surat ifadesini alınca hemen ekledim
-şaka ebrum şaka. insan deli gibi sevdiğine böyle birşey yapabilir mi??kardeşimi dövmüşler onun için eve
gittim dedim
-kardeşin nasıl dedi. aslında hiç nasıl olduğunu merak etmeden
-gururu incinmiş o kadar dedim. inceden dokunmaya devam ederek
bu benim son pasım oldu ebruya
artık ne yapacağına o karar verecekti
o onları gördüm mü yoksa yaptığım espri olay üzerine mi geldi diye düşünürken
diğer sap da çıktı geldi
ben eğleniyor moduna geçtim. ufaktan kıçımı başımı sallıyordum
sonra bara dans figürleri ile yaklaşıp bir long island sipariş ettim
barmen onu yaparken gözüm onlardaydı ama oraya hiç birşeyden haberim yokmuş gibi
eğlenerek ve gülerek bakıyordum
geldim yanlarına
sapa dönerek ** -nasıl beğendiniz mi diskoları eğlenebiliyor musunuz dedim??
-çok güzel dedi sap
-ben ebrudan ayrılırınca gel tekrar sana turist kızı ayarlayayım dedim. gülerek
ebru
-ne ayrılması yaa dedi
-hani olur da birbirimizi aldatırız o zaman da beraber olacak halimiz yokya dedim
-sen elifini kendinden uzak tut yeter dedi
kulağına yaklaşıp
-benim bir tek ebrum var onu da sadece sen tanıyorsun. selam söyle haberi olsun dedim
ebruya başka ebrudan bahsettim değiştiğinin farkına varsın diye
amk. böyle işin
biz kız üzülmesin diye gurbetlerde
hep iyi davrandık. kapasitemizin üzerine çıkıp romantik olduk
ne isterse elimizden geleni yaptık
erkek arkadaş ne yapması gerekiyorsan fazlasıyla yaptık
ama zütü kalktı ilişkinin
bana seni seviyorumlarla ağlayan
sensiz yaşayamamlarla ölümden bahseden birisinin ne işi var başka kollarda
açıklamayı gibe gibe yapacaktı
ben gerekli mesajları ona verdim
eğlenmeye çalışıyor görünmek bile zor geldi bana
wc ye gittim onları orda bırakarak
elimi yüzümü yıkayıp sakinleşmeye çalıştım
aşşağı indim
ebru tek başına kalmış masada oturuyordu
-misafir in nerde dedim
-misafir’ler’ dedi
bu sırada o sap elinde iki tane içkiyle geldi
birisini ebrunun önüne bıraktı
diğerini hiçbirşey yokmuş gibi kendisi içmeye başladı
-ben içmeyeceğim sağol dedim. sapa
-senin var diye almadım. kusura bakma dedi
-evet haklısın dedim. benim varken senin alman garip olur zaten dedim
• *ebruya baktım içiyor kafası güzelleşmeye başladı
sarhoş olup salakça birşeyler yapıp kendini dövdürme riskini ortadan kaldırmak için
bir tadına bakayım diye onunkini alıp yarısından fazlasını içtim
hoş zaten ayıkken yapmıştı yapacağını zaten
sonrada
-ohhh içim yanmış dedim. imAalı imalı
eğleniyor görünmeye devam ettim. arasıra yanlarından ayrıldım türlü bahanelerle
uzaktan izledim onları acaba birşey yapmaya devam edecekler mi diye
sap ona gülerek birşeyler anlatmaya çalışıyordu
ama ebru oralı bile olmuyordu
galiba mesajı almıştı
sonra tekrar masaya dönüp
diğerleriyle muhabbet ettim.
ben konuşurken
ebru geldi bana arkamdan sarıldı
sonra yanıma bir sandlalye çekerek o da oturdu
ben onun farkında değilmişim gibi davranırken
o iki koluyla bir kolumu sardı
ve omzuma başını koyarak muhabbeti dinledi
arasıra yanağımdan öptü
elimin tersiyle sildim
konuşmaya devam ettim o da başını omzumdan ayırmadı
diskonun kapanma saati geldi biz konuşurken
o sap sıkılmış olacak ki
-gidelim mi dedi
-aç mısınız çorba ısmarlayayım mı dedim
ebru
-ben yorgunum gidelim dedi
onlarda kabul ettiler
ebrunun eli elimde diskodan çıktık
taksiye gittik
onları bindirdik bir tanesine
ebruyla biz kaldık
-ne yapalım dedi
-el ele tutuşmak ve dans etmek beni de yormuş gidelim yatalım dedim
-beraber yatamayız dedi
-artık öyle bir beklentim yok zaten dedim
-nedenmiş o dedi
ağzımı ararcasına
-boşver dedim geçiştirdim
-yürüyelim mi bizim eve kadar dedi
galiba olayın aslını anlatacak diye kabul ettim
evlerine gelinceye kadar konuştu ama hiç benim istediğim konuya gelmedi.
evlerine geldik
iyi geceler dileklerinden sonra
-bana anlatmayı unuttuğun birşey oldu mu ben yokken dedim
-hmm olmadı galiba dedi
-iyice düşün yarın görüşürüz iyi geceler dedim
ellerini kaldırdı
yanağından bir kere öptüm. döndüm gittim
• *ertesi gün arkadaşlarının da son günüydü akşam üzeri gideceklerdi
ben yine işe geldim
-misafirini uğurlayınca haber ver dedim
yine misafir dedim.
evet uğurlama nasıl bir uğurlama olacaktı bu da önemliydi
gitme saatlerine yakın
otogara bende gittim.
ebru ve diğerleri ordaydı
biraz uzaktan baktım.hep beraber konuşuyorlardı
valizler yüklendi
vedalar ediliyordu
ebru ile o lavuk yine sarılacak gibiydi
veda sırası ikisine geliyordu ayar oldum
dün gece onları öyle görmesem arkadaşça sayılabilecek bir sarılmaya hazır olabilirdim
dedim şimdi bunlar öpüşür müpüşür kalbim dayanmaz amk. görmeye diye
koşar adımlarla otobüsün yanına bende yaklaştım
vedalaşamadık kusura bakmayın diye direk diğerlerinin yanına gittim.
onlarla vedalaştık
diğer sapada
-sanada bol şanslar dedim.
-teşekkür etti.
ebruya da bir kez daha
-kendine iyi bak dedi bindi
ebruyla yalnız kaldık
-aşkım diye sarıldı bana
-nereye gidelim dedi
-ben işe gidiyorum dedim
-bende geleyim mi dedi
-misafirinle gittiğini sanıyordum dedim
-ne diyorsun anlamadım dedir
-bana anlatmak istediğin birşey var mı dedim
-hangi konuda dedi
-genel olarak var mı dedim
-seni seviyorum dedi
-dün gece hakkında anlatmak istediğin birşey ver mu dedim çok ciddi bir şekilde
-sanmıyorum dedi
-ayrılmak istiyorum ebru dedim —efendim dedi gözlerini büyüterek
-ayrılmak istiyorum dedim
beynin o kadar hızlı komut verip gözlerden yaş getirebileceğine ilk defa şahit oldum
-neden dedi o haliyle
-ben başka birisine aşığım dedim
-şaka yapıyorsun herhalde dedi
-hayır çok ciddiyim dedim
-nasıl başka birisine aşıksın dedi
-eski bir kız arkadaşıma aşığım dedim
-turist birisi mi dedi
-hayır türk dedim
-hani ilk beni sevmiştin tek benimle çıkmıştın dedi
-sen olduğunu söylemek isterdim dedim
-en azından kim olduğunu öğrenebilir miyim dedi
-ismi ebru dedim
-hangi ebru dedi
bir süre ona baktım
-eski ebru dedim
-neden neler olduğunu anlatmıyorsun açık açık dedi
-sen dün geceyi neden anlatmıyorsan aynı sebebten anlatmıyorum dedi
-ne olmuş dün gece dedi
-unuttuysan misafirine sor hatırlatsın dedim
onu orda bırakıp gittim
dükkana geldim
ama saatlerce ön sevişme yapmışda boşalamamış gibi ağrılar var bütün vücudumda
patron dükkanda
-nerdesin amk diye isyan ediyor
-bi işim çıktı kusura bakma dedim
-bırakıp gitme amk. dükkanını dedi.o da neye sinirliyse gibecem triplerini de dükkanınıda diyip gidecektim
ama
-işim çıktı ben gidiyorum diye o da yardı
-işine sokayım diye bastım arkasından küfürü
ayağıma takılan yerdeki içinde malzeme bulunan sebetten çıkardım hıncımı
zaten bi onlara gücümüz yetiyor amk.
beni hiç gibine takmayan elif bile o halimi görünce
-ne oldu hayırdır dedi
-sanane kızım işine bak amk. dedim **allahdan dükkana müşteri gelmedi o sırada yoksa turizm darbesi
yapacaktım
sinirli hallerim yan esnaflarında dikkatini çekti
markete gittim bir paket sigara aldım
arka arkaya 3 tane yaktım
hiç bir gibime faydası olmayan sigara bana da fayda etmedi
ebru da dükkana gelince
komşular sinirimin sebebini anladılar
-konuşabilir miyiz dedi
-sana defalarca konuşman için fırsat verdim şimdi mi aklına geldi konuşmamız gerektiği dedim
-neden bahsettiğini anlamıyorum bile dedi
-ebru gibtir git bir daha gelme buraya dedim
-sebebini söyle gideyim hak verirsem dedi
-o lavukla aranızda ne var dedim
-kiminle ceyhunla mı dedi
-aramızda o kadar insan olmaya başladı ki sen bile şaşırıyorsun artık dedim
-kimden ne duydun gerizekalı sinirlendirme beni dedi.
-ben dün diskoda yokken sen nerdeydin dedim
-diskodaydım dedi
-kiminle dedim
-arkadaşlarla dedi
-bütün gece beraber miydiniz dedim
-evet dedi
-herhangi bir şekilde ayrılmadın yani dedim
-hayır dedi
-tamam bitmiştir konuşma şimdi ayrılmak isteğimi başka bir dille ifade ediyorum
gibtir git ebru dedim
ahali de bize bakıyordu
içlerinde elif de vardı
bize bakıyordu ne olmuş acaba dercesine
-neden ayrıldığını şimdi anladım.o kaltakla sana mutluluklar dedi. herşeye rağmen seni çok sevdim bunu
da unutma dedi
elim ayağım titriyordu o giderken
ben ne diyorum o elif diyor
elifin de amk. -
154.
068Tümünü Göster
yine içimde kaldı olayı tam aydınlatamadan ayrıldık
ya bana yalan söylüyor yada olayı ört bas etmek istiyor
yada tutamadığım sinirimin kurbanı oldu aşk
• **içimin dışa vurumu olan bir mesaj gönderdim
-sana da o sapla başarılar dedim. lavuğun ismini vererek
-şu olayı bana anlat yoksa kafayı yiyeceğim dedi
-anlatması gereken sensin ebru. dün geceyi hatırla dedim
-sana anlatmam gereken herşeyi anlattım kelebek dedi
-benim olanları zaten bildiğim için mi anlatmıyorsun yoksa dedim
-ne biliyorsun dedi
-dün gece seni onunla beraber başka bir yerde samimi bir şekilde dans ederken sonra da el ele gördüm
dedim bir süre mesaj gelmedi
-bana inanmıyorsun değil mi??hep şüphe duyuyorsun sana olan aşkımdan. tamam kelebek sen bilirsin
dedi
-sana ne ceyhun konusunda.ne de başkası hakkında inanmıyorum dedim
-ufukta üzüntü var ama geçecek dayan ebru hata kimsede değil kendini sevdirmeyi bilmiyorsun diye bir
mesaj gönderdi
vay amk. hani gibtiri biz etmiştik.
ebru kendi kendini gibtir ederken
gibtirin en kralını yedik.
yanlış birşeyler yaptığımın farkına varır gibi oldum ama
uçaktan atlamıştım artık. paraşüt açılırsa bacak üstü açılmazsa züt üstü düşüp züt gibi kalacaktım
sen olayı anlamadan dinlemeden gibtir çekersen öyle olur amk.
içmeye gitmeye karar verdim
telefonu dükkanda bıraktım
sarhoş olup ebruya mesaj atmayayım diye
dükkanı saat 10 civarı kapattım
kasada ne birikmişse yanıma aldım
saat onda diskolar hareketsiz olduğu için
disko öncesi gidilen pup tarzı bir yere gittim
sakin bir yere gitmek istemedim
çünkü beynimde müziğin gibişmesinden rahatça düşünmek
hatta hiç düşünmek istemiyordum
iki tane sambuca shotla başladım arka arkaya
tatlı anason beyin hücrelerimi ele geçirmekte zorlanmadı
üzerine redbullu long da söyleyince
sarhoşluğum tam kanatlandı
sonra birisi bana yaklaşıp
-heeeeey dedi
hey diyen diline sokayım
başladı konuşmaya ama zar zor anlıyorum
cümle içinde kullandığı kelimeleri zar zor seçiyorum
cami içmek sen müslümanlık. ***onun kafası benimkinden güzel
-ne içiyorsun dedim
-bira jager dedi
birayı jagermeister shot ile karıştırmış içiyor
bira mundar edilir mi öyle amk.
barmen iki tane jager bull ver dedim
-dur ben ısmarlayayım benim indirimim var dedi
evet hakaten var amk.
amk. alanyasında rehberlere yapılan indirimi biz gençlere yapmıyorlar
içtik içkileri
anlattıkça anlatıyor amk.
inciyle o zaman tanışmış olup eksi 15inci nesil olsaydım özet geç amlı derdim
-dur dedim biraz da ben anlatayım
dertli olan benim amk. yerinde o anlatıyor
-o zaman dur iki tane daha söyleyeyim dedi
ben başladım anlatmaya ebruyu
-şu mesajlaştığın kız mı dedi
-evet sevdiğim kız dedim
-çok şanslı kız dedi
şansına sokayım başına belaymışım gibi hissdiyorum kendimi o şansdan bahsediyor
ben anlatıp ayrıldığımızı söyleyince daha bi yavşamaya başladı kız
sanki tek gib bende var amk.
o wc ye kalktı
kendi kendime düşündüm
ulan olm hala seviyorsun ebruyu
şimdi çıkar gelir seni bu kızla görür bi tak uğruna bitmişse ilişkimiz
tamamen biter açıklaması da olmaz
fırsat bu fırsat deyip kalktım gittim eve
telefon dükkanda kaldı
dükkana gidecek takatim yok
mesaj atmış mı diye meraktan bağırsaklarım düğümleniyor
ertesi gün dükkana gittim
telefona baktım hiç birşey yok
3 gün de olmadı zaten
sonra gündüz vakti telefon geldi yine işteyken ve yalnızken
ebru arıyordu
hiç düşünmeden açtım
-kelebek hemen bizim eve gel dedi
telefonu kapattı
dükkanda kimse yok amk. nereye gidiyon
gitmedim
bir gitme zamanı geçtikten sonra mesaj geldi
-beni görmek için son şansın olabilir bekliyorum dedi
aklıma ilk gelen intihar mı edecek acaba oldu. yoksa hapları çoktan içmişmiydi
dükkanın amk. sevdiğim ölüyor lan diyerek koştum
koşarken gördüğüm birkaç esnafa bakar olun geliyorum dedim ** benim aklıma tek gelen ihtimal
sevgilisinden ayrılmış bir kızın
intihar etme teşebüssüydü
kan ter içinde evlerinin kapısının önüne geldim
biraz nefes almak için durdum
sonra kapıyı çaldım
acaba ne görecektim
kapı açıldı
açan kişi ebru
intihar etmişe benzemiyordu
bileklerin kegib yoktu en azından
sarhoşa da benzemiyordu
onu hala canlı görmenin verdiği rahatlamaya yorulmuş süsü vererek
ohh çektim
-neden geldin dedi
bu nasıl laf şimdi amk.o çağırmadı mı beni
-pardon yanlış oldu galiba dedim
dönüp gitmeye hazırlanırken
-kelebek içeri gel dedi kapıyı iyice açtı
ne oluyor sorusuna cevap bulabilmek adına
biraz tereddütlü bir şekilde içeri girdim
evde kimse yoktu
ebru yalnızdı
tavana asılmış olan ve bir boyun bekleyen bir ipte yoktu
herşey bu kadar normalken beni çağırmış olması garipti bana göre
ebruyu tekrar görmek herşeye rağmen güzeldi
ama içimdeki ona olan sinir bitmiş değildi
hiç konuşmadan içeri birkaç adım girdikten sonra bekledim ona bakarak
o kapıya yöneldi
kapıyı kilitledi
anahtarı eşofmanının cebine koydu
biraz daha tereddütlendim
ne yapacağını çok iyi bilen bir pgibopat katil tarafından
öldürülmeyi beklemek gibi birşeydi
—seviyor musun beni dedi
-seviyordum dedim
-artık sevmemene sebeb nedir dedi
-onun bunun kollarında görmekten sıkıldım seni dedim
-sence seni bu kadar severken başkalarının kollarına gider miyim dedi
-gözlerime inanmam gerekirse evet dedim
-seni aldatacak olsam sen alanyadayken yapar mıyım sence dedi
-ankarada yapıyorsundur o zaman dedim
-yaptığıma inanıyorsun yani dedi
-tek beni değil 3ümüzü de aldatıyorsun bence dedim
-aldatmadığıma inandırmak için ne yapabilirim peki dedi
-artık o şansın yok ebru git beraber olmak istediğine kendini inandır
ama sana bir tavsiye ikisinden birini seç ki tekrar inandırma ihtiyacı duyma dedim -
155.
069Tümünü Göster
-senin hiç liseden veya başka kız arkadaşın yok mu dedi
-var dedim
-onları görsen sarılıp dans etmez misin dedi
-ellerini tutup disko disko gezgirmem dedim
-ellerim sadece senin ellerinde nemlenir dedi
-ebru bana hikaye anlatma. benim için yaptığın çok yanlış.bir değil iki oldu
ben birinciden sonra seni uyardım. demek ki anlatamamışım. yada sen kendi bildiğini yapmaya devam
ediyorsun
-hiçbir kötü niyetle elini tutmadım. arkadaşça tuttu hatta ben onun elini tuttum diğerleri eğlenirken o
başka bir yere gitmeyi teklif etti
diğerleri gitmek istemedi.gel ben seni gezdireyim dedim. dedi
-tamam işte elini tutacak gezdirecek birini bulmuşsun benden ne istiyorsun hala dedim
-o seni sevdiğimi biliyor.hem zaten onun da kız arkadaşı var ama ailesi izin vermediği için gelemedi. dedi
-tamam yalanların bittiyse gideyim artık dedim
delirmek için fırsat kolluyormuş
o nasıl bir bağırma amk. apartmanı ayağa kaldırdı
ağzını kapatmaya çalışsam da durduramadım. üstüne ağlaması da eklendi
-sana hiç yalan söylemedim gerizekalı dedi
—olayları ekgib anlatmak veya anlatmamakta yalandır bana göre dedim
-herşey sana göre yaşıyoruz zaten dedi
-tamam sende şikayetçiymişsin ayrılalım işte ne güzel dedim
-senin başka bahanelerin var kelebek dedi
-başka hiçbir bahanem yok ben sana gerekçerimi anlattım dedim
-esas yalancı sensin. istediklerini ekgib anlatan da sensin dedi
-başka ne istedim lan senden
kaç kere söylemem gerekiyor
ben varsam sadece ben yoksa git kime sarılırsan ne yaparsan yap ama bensiz yap dedim
yine yüksek sesle bağırmaya başladı
-sensiz birşey yapmıyorum. yapamıyorum. sensiz yaşamam diyorum.
seni seviyorum diyorum. neden anlamıyorsun. herşeyimi sana verdim
sana vermediğim tek bir şeyim kaldı onu da mı istiyorsun dedi
cevap vermeye başlamadan kafayı yemiş bir şekilde
üstündeki tşörtü çıkardı
-dur ne yapıyorsun dedim ama pek dinlediğini sanmıyorum
eşofmanı da çıkardı
sonra sütyeni ağlayarak çıkarmaya çalışırken utanarak elleriyle vücudunu kapamaya çalıştı
yine ağlayarak
-al ne istiyorsan al.
seni sevdiğime hiç bir şüphen kalmasın.
istediğini de aldıktan sonra gibtir git hayatımdan beni rahat bırak. dedi
ben bile utandım o halinden
yada kendi halimden diyeyim artık
olayları bu boyuta getirmişmiydim gerçekten
eğer isteseydim hiç itiraz edecek halde değildi ağlamaktan
ve de yaşadıklarının yorgunluğundan
-anahtarı ver bırak gideyim sahip oldukların sende kalsın dedim
-hala gitme peşindesin. seni artık tutacak gücüm kalmadı dedi
yerdeki eşofmanından anahtarı almak için eğildim
hiç ona bakmadım utanmasın diye anahtarı aldım kapıya doğru yöneldim
açmaya çalışırken
arkamdan gelip sarıldı
onun hayatından gidip gitmemekte beni tereddütte bırakan cümlesini kurdu ağlayarak
• *
-sana verdiğim sözü başkasına vermek istemiyorum lütfen dedi
verdiği sözü hatılamayanlar için tekrar edeyim.
ilk seninle olacak kelebeğim.(ciks)
-ebru üstünü giyin konuşalım dedim
kafamı hiç geri çevirmedim
kapıya baktım hep
o bir müddet sonra giyindi
omzuma elini koydu
yanaklarında duraksamış bir kaç damla göz yaşı vardı hala
bende zevk almıyordum onu öyle görmekten
beter olsun bana yaptıklarından sonra diye hiç düşünmedim
tamam yaptıkları beni sevdiğine işaretti ama benim kabullenebileceğim şeyler değildi yaptıkları
-bak ebru şimdi seninle sevgili olmaya devam etsek
sen ankaraya gideceksin
o çocukda orda olacak
ben yanında olmayacağıma göre sürekli şüphe ile yaşayacağım
hergün her saniye kendime soracağım
acaba ne yapıyorlar acaba bugün beraberler mi??
bir müddet bunlara içten içe dayanabilsemde sonra
seni de rahatsız edip sürekli onun hakkında sorular sormaya başlayacağım
gerçekten hiçbirşey yoksa bile sürekli paranoya ile yaşayacağım
hadi onu geçtik
zaten sürekli ceyhunla hala mesajlaşıyor mu
ceyhun hiç ankaraya geliyor mu
hiç görüşüyorlar mı
hala onu seviyor mu
onu tamamen unutabildi mi diye kendi kendimi yiyorum
seni çok üzerim bu saatten sonra
kendini sürekli bana ispatlamaya çalışmak zorunda kalırsın **sakın seni sevmediğimi düşünme
sevmiyor olsam şu an burda olmazdım
seni başkalarıyla arkadaş olmanı
kıskanacak kadar seviyorum
aşkın saçmalıkları bu yaptığım
seni adam gibi sevdiğimi sanarken
bak seni ne hale soktum
kendine ait hiçbirşey kalmayıncaya kadar
bana vermeye hazır hale gelmişsin
ama benim istediğim bu değil
eğer onun peşinde olsaydım şu an seninle değil
diskoda onun peşinde koşuyor olurdum
birbirimizden farklı olduğumuzu anladım
sana da ispatlayabilirim istersen dedim
-nasıl dedi
telefonumu çıkardım
isim listesini kabaca gösterdikten sonra mesajları açtım
gelen mesajlar sadece ebrudandı
-sana kendininkini getirmeni bile istemiyorum
muhtemelen arkadaş olarak gördüğün insanlardan sana mesajlar gelmiştir
sen onları arkadaş olarak görüyorsun ama sadece zayıf düşmeni bekleyen virüsler bence
bak kendini ceyhuna ne kadar sevdirmişsin
seni bırakmasına rağmen
benimle olunca yine peşine düştü
benimde peşime düştü
benimle kavga edecek kadar hemde dedim -
156.
+170Tümünü Göster
–ebru onunla kavga ettiğimizi o ana kadar bilmiyordu
-kavga mı ettiniz dedi
-kavga ettik.o kavgaya rağmen sen benimle beraberken bile seni benden almaya çalıştı
sonra da hiçbirşey yokmuş gibi seninle arkadaş olmak istediğini söyledi
sende buna inandın
hiç düşünmedin
seni bırakıp giderken aklı nerdeydi
hiç düşünmedin
neden benimle tekrar arkadaş olmak istiyor diye
çünkü erkekleri anlayamazsın
benim senden istediğim sadece sevgilim olmandı
ilk defa seninle ağladım sevgimden dolayı
ilk defa gerçekten güldüğümü hissettim
dizlerimi ilk titreten sendin basit bir el tutmayla bile
iddaa konusu olmasın ama ben seni senin beni sevdiğinden daha çok sevdim—geceler boyu aklımda olan.
geceleri taşıp günlerimi dolduran sendin
kısacası çok sevdim seni
ama sana göre yanlış olmayan
benim doğrularım değil.
sonunda hatırlattın bana şarkıyı
—seni görebileceğim yer rüyalar artık
—deli diyorlar bana ^^incide^^(günümüze editlenmiştir)
—ah bu ayrılık dedim
gözyaşı sayısına bir kaç ilave oldu
-ne yaparsam yapayım boş mu yani dedi
-ikimiz için en iyisi bu galiba dedim
-galibayı biraz daha düşün lütfen dedi
-ben düşüncelerimi söyledim. ikimiz için en iyisi bu dedim
-arkadaş da kalamayacağız dedi
-iki sebeble hayır 1 daha kolay unutursun 2 gelecekti aşkına zarar vermem dedim
-şimdi beni bırakıp gidip gelecekten konuşabiliyorsun dedi.
ah amk. gitmek isteyeni gibeyim. sarılıp deli gibi boynuna atlayasım var ama
”ama”ları kalbime sokan beynime sokayım
-umarım mutlu olursun dedim
gözlerim dolarak
-dilim başka aşkımlara nasıl alışacak şimdi. dedi
dolan gözlerimin setleri patladı
-alışırsın zamanla dedim
-alışamam aşkım dedi
eh be ayrılık bu kadar mı zalimsin bu kadar mı zorsun amk.
neden bırakmıyorsun kapıyı açıp gideyim
neden hem beni hem onu daha çok üzüyorsun
neden birden aklıma onsuz geçecek günlerin özetini sunuyorsun
son partı yazmadan önce. birşeyi takdirinize sunmak istiyorum.
tam olarak kaç gün oldu bilmiyorum ama 4 halı saha maçı için izin istediğime göre yaklaşık bir ay olmuş
hergün 5 civarı ve gece eve gelince yazdım
hikaye yüzünden defalarca işe geç kaldım
buraya kadar okuyanlar mutlaka beğendikleri için okumuşlardır
hepinize teşekkür ederim
ama benim de bir hayatım var.
çok düşündüm gerisini özet geçip ebruya şu an şu durumdayız hikaye bitmiştir diye
ama aranızda ebruya laf atacak kadar ağır huur çocukları olmasına rağmen
gerçekten devdıbını dinlemeyi hakedenler de var
ama gerçekten yoruldum.
arkadaşlar günlerdir
yalvarma aşamasına geldi
gel amk.bi çıkalım bi insan yüzü gör diye.
haklılar beyler. yarın gece çıkmaya söz verdim
özet geç bitir hikayeyi derse çoğunluk bitireceğim
yok devam et böyle biz bekleriz derseniz de devam ederim
yarın 5 e kadar yorumlarınızı yapabilirsiniz.
daha önce söyledim. tekrar söylüyorum
kimseden up istemedim. hatta uplayanlara kızdım liseliler dolmasın diye
bir kere ağzımdan şuku veya nickaltı çıkmadı.
bu hikayeyi burda yazma sebebim ben mi yanlış yapmışım geçmişimde yoksa haklı mıymışım olay budur
• *gitmek o kadar kolayken o kadar da zordu
altı üstü kapının kolunu aşağıya basıp kendime çektikten sonra bir adım dışarı çıkacaktım
zaten ayrılık rüzgarı kapıyı kendisi kapatırdı
benim unutacak kimsem olmamıştı o güne kadar
kapıdan çıkarsam o mecburiyetle yaşamaya başlayacaktım
hep şarkılarda unutmaktan bahsetmiyormuydu
zor olmasa unutmak beste yaptırır mıydı insanlara
efesleri offff ulan offf diye çeken insanların da ebruları değilmiydi unutulmak istenen
gitsem önden kalsam arkadan yiyecektim aşkın kazığını
ama mutlaka bir yerimden girecekti
sırtımı dönüp kapıyı açtım
o yaz gününde yüzüme vuran soğuk yalnızlığımda üşüyeceğimin sinyaliydi
bir kez daha gitme dese dönüp sarılacaktım
demedi
dışarda kaldım.o ise içerde
aramızda hala bir kapıyı çalma mesafesi vardı
ayaklarım üzerinde daha fazla duramadım
önüme gelen ilk basamağa oturdum
hani arkamdan kapıyı açar mı diye
açmadı
5 dakika kadar oturdum
sonra ya kapı deliğinden baktı
yada pencereden benim çıktığımı göremeyince
kapıyı açtı
içime bir umut doldu
gibimin bile beğenmediği iki züt yüzünden ilişkimiz ne hale gelmişti amk.
hiç arkama bakmadım
geldi yanıma oturdu
-yalnızlığın gidecek adresi yok değil mi dedi **yaşadığın yalnızlığa bağlı sen benim yalnızlığımda başka
ellere gittin dedim
ama sonra pişman oldum dediğimden
-gördün mü sürekli aynı şeyler olacak hiç kendimi tutamayacağım dedim
bir kibrit çöpü ile kibrit kağıdına döndük
bir kere sürtmeyle bile deliler gibi sarılıp öpüşebilirdik
ama hep oksijenini bitiriyordum aşkın
tekrar yanmaya inatla karşı geldim
yanımda otururken ağlaması kesilmiş. derin düşüncelere dalmıştı o da
lafları ağzına ağzına sokunca konuşacak takat bile bırakmamıştım kızda
hala gitmeyip yanımda olması bile aşkının ispatıydı benim için
kendime kızarak kalktım ayağa
-görüşürüz dedim
hiç bana bakmadan
-görüşür müyüz dedi?? umutsuzca
ağzımdan kaçmış bir kelime değildi
gerçekten görüşmek istiyordum
bir kaç saniye daha kalmayı o kadar isteyen kalbim
mağlup düştü bacaklarıma
gittim
dükkana geldim
bir kaç saat durup dükkanı kapattım
eve gittim.
ama duramadım evde
bir planım olmamasına rağmen
kapıdan dışarı çıktım
evet yalnızlığın gidilebilitesi olan bir adresi yoktu
bir sınav için kendini hazır hissedip sınav sorularını görünce aslında hiç bir tak
bilmediğini farketmek gibiydi.
ayrılık hocasına mazeret olarak
beynimde elektrikler kegibti.
mum ışığında göremedim onu kadar sevdiğimi diyemezdim.
defalarca sınıfta kalmam garanti gibiydi bende bu aşk varken
uyku bile yalnız bıraktı beni hiç gelmedi
ertesi gün hayatın realine dönmek zorunda kaldım
yine işe gittim
hep gittim
hep geldim
hiç birşeyi yine değiştiremedim
yalnızdım yine yalnız -
157.
0geliyorum pampalar bir saate
-
158.
+1geldim pampalarTümünü Göster
devam
71
• kalbim ebrudan ötesini görmezken
gözümde diğer kadınları bacıdan öte göremedi
5 gün sonra dayanılmaz hal alınca yaşadıklarım
onun gidebileceği her yeri sıkça ziyaret etmeye başladım
en azından görebilme umuduyla
dükkanda değil dükkanın önünde durdum hep belki yoldan geçer diye
dükkanı kapatınca evlerinin önünden geçtim ama nafile
binlerce kez bişeyler yazmayı denedim telefonla ama hiç birini gönderemedim
bir kaç günde unutabiliyorsa insan sevilmeyi bile haketmeyen birisidir.
ben unutamadım
ama sevilmeyi başka sebeblerden dolayı haketmiyordum
çünkü delikanlılığı yine o yaptı
ilk mesajı yine o gönderdi
-günaydın.
bir günaydın bu kadar anlamlı olmazdı.
kalbimdeki ölü hücreleri yeniledi resmen
-günaydın
diye cevap verdim
keşke daha başka birşey de yazsaydım
çünkü dondu kaldı muhabbet
akşama kadar elim telefonda bekledim
o yazmayınca çok saçma da olsa
-iyi akşamlar nasılsın? yazabildim
-nasıl bıraktıysan öyleyim işte.sen nasılsın? dedi
nasıldım ki ben? seni terkettiğim gibiyim mi deseydim
-sen nasıl olmamı isterdin dedim
-benim fikirlerime ihtiyacın yok sanıyordum dedi
hiçbirşey diyemedim
-mutluluk tercihlerini hep kendin için yapıyorsun dedi
ellerim titredi yazamadım
konuşsama amk. yazsana bişeyler dedim rezilliğimden sustum sadece
-halimi hatırımı sorman bile mutlu etti beni çok sağol hiç görüşemeyiz sanmıştım halbuki dedi -görüşelim
ebru dedim. bütün utancımla
-nasılsınlarda mı kalacak hep görüşmemiz dedi
-mutlu olmuyor musun böyle dedim
-beni mutlu etmek için mi görüşüyorsun sadece dedi
-bilmiyorum dedim
gece olmadan
-iyi geceler sana kelebek dedi
-çok mu karattım yine akşamı yoksa dedim
-bir güneş kendi ışıklarını güpegündüz bu kadar nasıl söndürebilir inan anlamıyorum. güneşimsin dedi
-kendimi bende anlayamamaya başladım zaten iyi geceler sana yarın görüşürüz dedim
-görüşürüz dedi
dükkan kapanıncaya kadar bekledim
gidip gecenin muhakemesini uyku öncesi yaptım
salaklıklarımın iyice farkına vardım
o yazmadan ben yazdım
-günaydın diye
-bi kaç dakika bekle dedi
dakikalarca benim yazmamı beklediğiniz gibi bekledim
yarım saat sonra dükkana geldi
vay amk. bırakıp gittiğim kıza bak bırakılır mı lan bu diye kendi kendime sövdüm
-şimdi konuş bakalım söyle günaydınını benimle dalga mı geçiyorsun. daha mı çok acı çektirmek
istiyorsun görelim dedi
hem korkarak hem utanarak ama dik durmaya çalışarak
-günaydın dedim
-günaydın kelebek nasılsın dedi. çok alaycı bir şekilde
-teşekkür ederim sen nasılsın dedim
-bende iyiyim gideyim mi şimdi. geçtin mi dalganı dedi
-bişey içermisin dedim
-içmem dedi. çok sinirliydi. babam bana o derece kızsa evlatlıktan redderdi
-özür dilerim dedim
-bende seni seviyorum gerizekalı dedi.(önceki bölümlerden hatırlarsınız. gitme ile biten entryden)
-ben onu demek istemedim dedim
-sen ne dersen de olm ben seni seviyorum. gidiyorum ama yine de seveceğim.ne halin varsa gör dedi
-bi çay içseydik dedim arkasından.
-önce sevdiğini söyle dedi
-özür dilerim dedim. biraz utanma sırıtma harmanıyla
-adam gibi söyle dedi
-seviyorum dedim
-kimi dedi
-ebeeee(ebeni diyecektimişim gibi) ebruyu dedim
-baştan kur cümleyi dedi
-seviyorum dedim.
-beni cümle içinde kullanarak söyle dedi. gülümesesini saklayarak
o kadar hiç utanmamıştım herhalde. binlerce söylediğim seni seviyorum
o kadar utanarak söyledim ki.
-deli dedi bana **gerçekten delilikti yaptığım.ya geri gelmeseydi?
artık tekrar barışmış sayılırdık
ama sadece sayılırdık
çünkü toprağın altındaki aşkımızın hazinesinin
kapağını açabilmek için kenarlarında kalan toprağı da almak herekiyordu -
159.
+172Tümünü Göster
haklı olarak naz yaptı
-ben gidiyorum dedi
-nereye dedim
-ben görevimi yapıp beni sevdiğini hatırlattım biraz da sen koş peşimden dedi
-bi saniye dedim. derken hemen elini tuttum. yakaladım işte dedim
-sen öyle san kelebek bey dedi. elimden kurtulup gitti
vay amk. nazın çekiciliğine bak.
nasıl gibersen öyle gibilirsin
puştluğuna gitmedim.
arkasına baktı benim gelmediğimi gördü adımlarını iyice yavaşlattı
sonra durdu
ey allahım dediğini sandığım bir hareket ve yüz ifadesi ile
yürümeye devam etti
gözden kaybolduğu köşeden dönünce arkasından koştum
köşede bekliyormuş
-hayret koşabiliyormuşsun dedi
-evet para bozdurmaya gidiyordum dedim
-aklın sıra beni en büyük banknotun mu sandın dedi
-dur geç kaldım görüşürüz dedim. gülerek
-çok gıcıksın kelebek dedi
-aşkımın maddiyatı tamam bozulma.
ama dükkana dönmem lazım görüşürüz dedim
döndüm geri giderken
-bi kere sarılsaydık bari dedi
-onu ben gidiyorum diye artislik yaparken düşünecektin dedim
• *içimdeki barışma sevincinden olsa gerek
ilkokullu çocuklar gibi koşarak dükkana gittim
ben yokken bir müşteri gelmiş.
ona satışı yapıp gönderdikten sonra mesaj attım
bir an önce gitsin diye de ne fiyat teklif ettiyse verdim.
ben aşkımın ihalesini tekrar kazanmışım
pazarlıkla mı uğraşayım amk.
-gelme sırası bende mi şimdi dedim
-neden gelecekmişsin dedi
-koşarken ellerim havadaydı görmedin mi dedim
-onu koşmaya başlamadan düşünecektin dedi
-akşam buluşunca da fikirlerin aynı mı olacak dedim
-akşam buluşacağımızı kim söyledi dedi
-gece buluşuruz dedim
cevap yazmadı
-yarın buluşsak dedim
-sanmıyorum dedi
bende yazmadım
bir saat kadar sonra dükkandayken
-evin önündeyim dedim
10 dakika sonra
-hani nerdesin dedi
-aşşağı ineceğimi sanmıyordum dükkana geçtim dedim
-yaa beni neden boşuna aşşağı indirdin dedi
-dükkana gel dedim
-hayır beyefendi sen geleceksin yeter benim geldiğim dedi
• *
-o zaman dükkanı kapatıncaya kadar bekler misin lütfen dedim
-bu kibarlığın sebebi beni özlemiş olman mı dedi
-hayır seni boşuna aşşağı indirmiş olmanın özrü dedim
-özrün kabul edilmedi. dedi
-ben nasıl affettireceğimi biliyorum merak etme dedim
-hadi bakalım dedi
dükkanı kapatma saati geldi. dükkandayken mesaj attım
-aşşağıda bekliyorum dedim
-filme bakıyorum gelemem dedi
-topu topu bir buçuk saat sürer beklerim dedim
-sonra bir filme daha bakacağız dedi
-kendi hayat filmin bitinceye kadar beklerim dedim
ben bu sırada evlerine doğru yola çıktım.
gerçektende 40 dakika daha bekletti
sonra aşşağıya indi
-merhaba dedi
-merhaba dedim
-hadi iyi geceler bu buluşma sana yeter dedi
şaka yaptığını umdum ama gitti.
-bu gece bir daha buluşacak mıyız diye mesaj attım
-sanada iyi uykular dedi
çaresiz eve gittim
mesaj da atmadı
belli ki benim burnumu sürtmek istiyordu
bozuntuya vermeden izin verdim.
ertesi gün dükkana gittim
biraz daha haz alsın yaptığından diye peşinden koşuyormuş numarasına başladım
-lütfen bugün seni bir kere göreyim dedim
tahmin ettiğim gibi. yine sallamadı
saat başı mesaj attım
seni çok özledim.
yeter çektirdiğin acılar
lütfen affet artık affet
spor mağazasına gidiyorum dizlik alıp önünde diz çökmeye geleceğim
bu tarz mesajlar atınca anladı tabi binlik yaptığımı
-çok eğleniyorsun değil mi dedi
-tamam pişmanım dedim
-kalbimi kırıyorsun hep dedi
-mesajlaşmayla olmaz inadı bırak günler geçiyor buluşup konuşalım dedim
-yeni çıkmaya başlamış sevgili kuralları geçerlidir. öpmek sarılmak yok dedi
-kurallar için daha önce bir buluşma yapalım sonra yine normal buluşuruz dedim
-o zaman buluşmada yok dedi
-kurallar buluşması bitmiştir. tamam kabul. dedim
-işin bitince haber ver o zaman dedi **o saatten sonra geceki buluşmaya kadar kendimi hazırladım.
işim hiç kolay değildi
beni çok zorlayacağı belliydi
dükkanı kapattım ve mesajı yazdım
-ben hazırım. dükkandan sizi eve yürüme mesafesi kadar uzağım dedim
-gelince tekrar hatırlat bana dedi
naz yapacağı belliydi.
evlerinin altına geldim.
-bu mesaj aşşağıda olduğumu hatırlatma mesajıdır. yazdım gönderdim
bana gönderdiği cevapta sadece
-bekle yazıyordu
kadının eline ipleri verirsen böyle olur tabi amk. -
160.
+173Tümünü Göster
bekledim.10 dakika geçti yok 20 dakika geçti yok
deli gibi aşşağıda bekliyorum
bir mesaj daha yazdım
-başka bir zaman buluşma arzusundasınız galiba müsadenizle gidiyorum dedim
-ben seni unutmuşum birazdan geliyorum dedi
yine on dakika beklettikten sonra aşşağı geldi
bir surat bir tavır sanki film artisti. makara yapacak benimle belli amk.
onun o halini görünce en büyük uğraşım ciddi kalıp gülmemi önlemekti ama ne mümkün
-hoş geldiniz hanfendi dedim elini kibar valeler gibi öpmeye yeltendim
-hoş bulduk gerek yok dedi
kendi kaleme gol atmış kadar züt oldum aşkın önünde
-nereye gitmek istersiniz dedim
-beni takip et dedi
yürüdü gidiyor
üç beş adım gerisinden bende yürümeye başladım.o adımlarını yavaşlattıkça bende yavaşlattım
-yanımda yürüyerek takip et dedi
bi devlete hükümdar yapsalar vay o milletin haline.
ama madem onu zamanında üzdük. sonra gönlümüze yenildik ve tekrar beraber olmak istedik
gönlümden ruhumdan iki oy çıktı ona
bırakayım da biraz hükümdarlığını sürsün
sonra dudaklarında bir isyan çıkarır tekrar hükümdar olurum mantığıyla
biraz da binliğine yanına koşup hemen yanında yürümeye devam ettim
• *iskeleye doğru yaklaştığımızda bizim yerimize gideceğini sandım ama daha ilerde bir yere yürüdü.
bende yanında yürüdüm.
geriye döndü ve bizim yerimize bakarak
sonra da bana kısaca bakarak
-yok henüz buraya oturmayı hak etmiyorsun dedi
-sen otur ben ayakta bekleyeyim dedim
-boynum ağrır sana bakacam diye dedi
-zaten bana hiç bakmıyorsun ki dedim
-evet haklısın gidelim dedi
hakaten de hiç bakmıyor
geriye yürüdük
yere geldik o sorgusuz sualsiz kendi eviymiş gibi oturdu
ben otursam mı oturmasam mı diye düşünürken otur bile demedi
-evet buluşma isteğinin sebebi neydi dedi ben ayaktayken
-ayrılığı hakedip haketmediğimizi tartışacaktık sanırım dedim
-ayakta bekleyenler hep suçlulardır dedi
o el ele tutuşma olayını tekrar konuşmaya dayanamayacak kadar bozulmaya meyilliydi sinirlerim.
o yüzden hiç tartışma konusu yapmadım kimin suçlu olduğunu
-buyrun kesin cezamı hakim hanım dedim
-zamana danışmam lazım. erteliyorum celseyi oturabilirsin dedi
gerçekten suçluymuşum gibi oturdum
bana göre bir naz oyunuydu yapılanlar ama
ebrunın bütün suçları benim üzerime atmaya çalışması
kendi suçlarını tamamen sıfıra indirgeme uğraşı içinde olması
içimdeki çocuğun oyun zevkinin amk.du
bak kelebek diye cümle kurup arkasından
geçmişi tekrarlaması en son istediğim şeydi
• *bir an pişman olur gibi oldum
tekrar buluştuğumuza
bir süre sessiz kaldık
-konuşacaklarımız bittiyse ben gideyim dedim
-bir daha yapmayacağım desem inanır mısın bana dedi
-zamana danışırım dedim
-ikimizin de zamana mı ihtiyacı var yani dedi
-galiba dedim
ne hayallerle gelmiştim ama muhabbet iki sevgilinin birbirinden
zaman isteme gibi gibtirtaktan bir muhabbete dönmüştü
-bu zamanı benimle mi bensiz mi geçirmek istersin dedi
-sensizlik bölümünü biliyorum. seninle olursayı örneklendir dedim
-en azından böyle görüşürüz dedi
-ikramiyesi de olur mu böyle görüşmelerin dedim(öpüşme sarılma el ele tutuşma)
-kalbime kalbime gelirse ziyaretlerin ikramda kusur etmem dedi
-bırak şimdi sadede gelelim. arkadaşmıyız sevgili mi dedim
-sen hangisini istersin dedi
-eski ebruyu dedim. içimde kalmışlıkla
-ben hiç değişmedim kelebek hep aynıydım dedi
-o zaman arkadaş bile olmayalım ebru dedim
-neden dedi
-üstü üste söylüyorum iyi dinle dedim
ben hayatındayken kim olursa olsun
başka erkekle benim olmadığım bir yere ne amaçla olursa olsun gidersen
hangi duyguyla dans edip elini tutmanın
bir daha bana açıklamasını yapma şansı bile vermem haberin olsun dedim
-çok büyütüyorsun bunu arkadaşım o benim dedi
-seni kalbimde büyüttüğüm kadar
bu olayı da büyütürsem cinayet sebebim olur.
ya sana kalbimin çapını küçülteyim yada
sen başka erkeklere adımlarını küçült dedim —hiç mi erkek arkadaşım olmasın dedi
-benim de kız arkadaşlarım olsun. bende onlarla senin yaptığını yapayım sonra tekrar sor soruyu dedim
-ama niyet önemli dedi
-namaz kılanların cehennem korkusuyla mı
cennet umuduyla mı kıldığını allah bilir ebru.
benim tek kıblem senken sen başka yerlere dönersen
aşkın cennetinden uzak cehennemlerinde yakarsın beni dedim
-tamam haklısın dedi
-bir daha bu konuda haklı olmak istemiyorum. dedim
-tamam denerim dedi
-seni zorla çağırmadım. zorla kendime aşık etmedim.
ki bu son yaptığın zaten aşık olmana ters bir durum bana göre.
gitmek istiyorsan değişemeyeceğine inanıyorsan durma
ama ben bir daha aynı sebebden dolayı gidersem beni de durdurmaya çalışma dedim
beyler içimi döktüm mü döktüm
rahatladım mı evet
gerisini ona bıraktım
kendiyle yüzleşsin amk.
yine tamam söz gibi şeyler mırıldandı ve yanıma biraz daha yaklaştı
tamam artislik yaptık kıza ama seviyorum da amk
-ebru bana bu konuda söz verme.
yapmak istersen yine yap ama bana önceden haber ver.
sevgilim değilken yapmış olursun dedim
-tamam hakim bey siz bütün dosyaları kapatmışsınız dedi
-evet kapattım. kararımı da verdim. şartlı tahliyesin gönlümde dedim
tahliye sevincini bir sarılmayla kutlamak istedi
birikmiş sinirim geçmediği için
gönülsüz izin verdim sarılmasına
-sen beni kendi yerine koy. beni öyle gördüğünü düşün ondan sonra ver temyize ver. dedim
—kendimi tek koymak istediğim yer yanın. çok seviyorum seni. dedi
-benim de sevmeye devam etmeme yardımcı ol dedim
sinsice sırıtarak dudaklarıma yaklaştı
sonra küçük bir öpücük kondurdu
-böyle mi dedi
-bu taktik hiç aklıma gelmemişti dedim
yine öptü.
özlediğim öpmeler olduğu için
bende yenilgiyi kabul ederek kendi sahasında top çevirmesine izin verdim
bir süre öptükten sonra
-evde yaptıklarımdan çok utandım kusura bakma dedi(soyunması)
-istediğimi sandığın şeyi almaya çalışsaydım bana mani olacakmıydın dedim
-sana daha çok kızardım galiba ama sözümde durabilme şansımın devam ettiğine seviniyorum dedi
ben bir şey demeden
-gördüklerini unutabilir misin dedi
-hiç sanmıyorum dedim pis pis sırıtarak
-terbiyesizlik yapma dedi
-soyunan sensin terbiyesiz olan neden benim dedim
-pişmanım ama dedi
-ben göreceğimi gördüm. sözünü 5 gözle beklemeye başladım dedim
-4 gözle denir ona ama dedi. biraz düşündü
-çok pissin yaaa diye ekledi
yine bir hafif şamar yedik.
yüzündeki utancını göhsümde saklamaya çalıştı
-utanma aşkının sanatı değil miyim. sanat için soyundun varsay dedim. yine gülerek
-kapat konuyu lütfen dedi
-inşallah bir daha ayrılmak gerekmez gördüklerimi tekrar görmek için dedim
ağzımı kapattı. sonra ağzımı kapatmak için ellerinden dudaklarına geçiş yaptı.
gecenin geri kalan kısmında daha fazla da konuşturmadı zaten
sonra eve bıraktım. yolda türlü muziplikler yaparak
uzunca bir sarılma ile veda edip
yarının ne getireceğini beklemeye başladık tekrar başlayan aşkımızla **ertesi gün oldu
ilk mesaj -
161.
074Tümünü Göster
-tekrar sevgilin olarak uyanmak çok güzel yazıyordu
bende tekrar salıvermeye karar verdim kendimi aşkın kollarına
iki günlük dünya amk.
seviyorum işte
kız da beni seviyor en azından seviyormuş gibi görünüyor
içimde kalan şüpheleri bir kenara koymaya karar verip
yalnızlık odamdan çıkıp aşkın havasına bıraktım kendi bedenimi
çok ıslatırsa bir dahaki aşklara önyargı verirdi en azından
kim aşk donunun altında kaç cm beklediğini bilebilir ki
kaderde varsa zaten girecek olan cm.ler girer her türlü
-günaydın ebrum dedim
-kahvaltı yapalım mı beraber dedi
-sen mi hazırlayacaksın dedim
-annemler evde ama gel istersen dedi
-boşver sizin evi dükkana gel ben hazırlayım sana dedim
-sen mi hazırlayacaksın dedi
dükkanda ne hazırlanır amk. menemen mi yapacam sanki
-evet ben hazırlayacağım dedim
o geliyorum deyince ne hazırlayacam lan şimdi derdine düştüm
hergün simit poğaça bir yere kadar amk.
hem yemeyi özlediğimden
hemde ebrunun tepkisini merak ettiğimden
gittim karpuz beyaz peynir aldım.
o gelinceye kadar herşeyi hazırlamıştım
hiç yadırgamadı
bu ne diye sormadı bile.
zaten öyle zengin triplerinde olan bir kız da değildi
olsa benim gibi birisiyle ne işi olurdu ki??
çayları da söyledim
kahvaltı yaparken dahiyane bir fikri olduğunu söyledi
-nedir dedim
-tatile gidelim dedi
-millet alanyaya geliyor tatil için biz başka yere mi gidelim.
hayatında hiç tatile gitmemiş ben
-biraz uzaklaşmış oluruz dedi
-annen baban dedim??
-henüz konuşmadım onlarla dedi
-izin vereceklerini sanmıyorum dedim
-en azından bir deneyeyim dedi
-ebru çalışıyorum nasıl gideyim tatile dedim
-sezon sonuna doğru gideriz o zaman,bir kaç gün izin alırsın ne olacak dedi
aslında gitmek istiyordum hemde çok.
bir kaç gün sadece ebruyla olmak
o ankaraya gitmeden önce çok iyi gelebilirdi
ama babasının izin vereceğini sanmıyordum
tatile gitmek de öyle kolay değil para lazım
ebruya herşeyi ödetmek olmazdı
ben ödesem kış uykusunda yağı tükenmiş ayılar gibi aç aç gezecektim kışın
-tamam bakarız dedim **günler geçerken ebru her konuşmasında
nereye gideriz ne yaparız gibi sürekli tatil
fantazisinden bahsediyordu
gerçekten çok gitmeyi istediği her halinden belliydi
ben bir süre onun hayellerine ortak olsamda
bir süre sonra sıkıcı gelmeye başlamıştı
bu durumdan kurtulmak için makaraya sardım onun muhabbetini
ama benim böyle davranmam
tatile gitmek istemediğim olarak algılandı onun tarafından
buna da bir çözüm olarak tekrar hayallerine ortak oldum
bu sırada ceyhunda alanya magazininde yerini almıştı
artık cesurca yeni sevgilisi ile dolaşıyordu piyasada
ben bu durumdan hiç bahsetmedim ebruya
onun bu konuda ne düşündüğü ve
olayı bana nasıl anlatacağı çok merak ettiğim bir şeydi
onun gözüyle ceyhunun başka bir kızla çıkması??
bir buluşmamızda ebru
-sana bir iyi bir kötü haberim var dedi
-birini seçerek başla bakalım dedim
-ceyhunun yeni bir kız arkadaşı varmış dedi
-iyi haber nedir dedim.laf karmaşasına sokarak ebruyu
-iyi haber buydu canım dedi
samimi bir mutluluk vardı yüzünde
unutmuşmuydu bunca zaman sonra ceyhunu
daha doğrusu ben unutturabilmiş miydim??
-diğer habere geçelim dedim
-babamla kavga ettik dedi
-sebebini biliyorum galiba dedim
-evet izin vermedi dedi
-ben olsam bende vermezdim kızma adama dedim
-zaten sende istemiyorsun gitmeyi diye tavır yapıp gitti **bir kaç mesajla ikna ettim.
ama kafasına koymuştu bir kere tatili
-o zaman habersiz gideriz dedi
habersiz nereye gidiyorsun amk.
ya başımıza birşey gelirse nasıl açıklayacağız
kendi riskimi alırım ama ebrununkini alamazdım
-sezon sonu gelsin bir çaresine bakarız ebru diye ateşin üstüne kül bastım biraz
ebru babasına rest çekmiş gözüküyordu
ama buluşmalarımızda eve daha erken gitme telaşı içinde olması
gücün hala babada olduğunun da göstergesiydi
işin daha kötü yanı
eskiden arasıra dükkana uğrayıp çay içen babası
dükkana da gelmez oldu
çok büyük bir ihtimalle
benim ebruyu tatile zorladığımı düşünüyordu
sonuçta o da bir erkekti
ve bir kadınla erkeğin tatile baş başa gidince aynı odada kalacaklarını
ve bunun da babası tarafından en azından bilmek istemediği sonuçlar doğuracağını babası da biliyordu
geçen süre zarfı içinde elif beni hiç giblemiyordu
harbiden hiç giblemiyordu
bunun altında yatan nedeni öğrenmek geç oldu ama sonunda buldum
artık yörüngesinde başka bir erkek vardı
elif gibi bir kızın öyle bir erkeği tavlaması hiç de zor birşey değildi
zira lavuk bana göre elif klasmanında top koşturacak birisi değildi
ancak dostluk maçı yapabilirdi ikisi
kıskandığımdan mı söylüyorum hayır
benden sonra alt lige düşmesi üzücü
bende bu arada iki dersten kalarak ikici sınıfa geçtim
ebru bunu bir başarı olarak bile gördü
hiç ders çalışmadığım için o varken
ebru bu arada uzattıkça uzatmış tatil olayını
her konuşmasında bu durumdan bahsetmiş ailesine
vay beni göndermiyorsunuz vay ben şu yaşıma geldim -
162.
075Tümünü Göster
bakmış babası olacak gibi değil
hep beraber gitmek kaydıyla kabul etmiş
ebru muhtemelen ayakkabılarını hiç yıpratmadan geldi dükkana uçarak
direk boynuma sarıldı
-gidiyoruz bir yer seç dedi
• *bir kaç mesajla ikna ettim.
ama kafasına koymuştu bir kere tatili
-o zaman habersiz gideriz dedi
habersiz nereye gidiyorsun amk.
ya başımıza birşey gelirse nasıl açıklayacağız
kendi riskimi alırım ama ebrununkini alamazdım
-sezon sonu gelsin bir çaresine bakarız ebru diye ateşin üstüne kül bastım biraz
ebru babasına rest çekmiş gözüküyordu
ama buluşmalarımızda eve daha erken gitme telaşı içinde olması
gücün hala babada olduğunun da göstergesiydi
işin daha kötü yanı
eskiden arasıra dükkana uğrayıp çay içen babası
dükkana da gelmez oldu
çok büyük bir ihtimalle
benim ebruyu tatile zorladığımı düşünüyordu
sonuçta o da bir erk
ekti
ve bir kadınla erkeğin tatile baş başa gidince aynı odada kalacaklarını
ve bunun da babası tarafından en azından bilmek istemediği sonuçlar doğuracağını babası da biliyordu
geçen süre zarfı içinde elif beni hiç giblemiyordu
harbiden hiç giblemiyordu
bunun altında yatan nedeni öğrenmek geç oldu ama sonunda buldum
artık yörüngesinde başka bir erkek vardı
elif gibi bir kızın öyle bir erkeği tavlaması hiç de zor birşey değildi
zira lavuk bana göre elif klasmanında top koşturacak birisi değildi
ancak dostluk maçı yapabilirdi ikisi
kıskandığımdan mı söylüyorum hayır
benden sonra alt lige düşmesi üzücü
bende bu arada iki dersten kalarak ikici sınıfa geçtim
ebru bunu bir başarı olarak bile gördü
hiç ders çalışmadığım için o varken
ebru bu arada uzattıkça uzatmış tatil olayını
her konuşmasında bu durumdan bahsetmiş ailesine
vay beni göndermiyorsunuz vay ben şu yaşıma geldim
bakmış babası olacak gibi değil
hep beraber gitmek kaydıyla kabul etmiş
ebru muhtemelen ayakkabılarını hiç yıpratmadan geldi dükkana uçarak
direk boynuma sarıldı
-gidiyoruz bir yer seç dedi
• *tabi ben annesi babası ve kardeşinin de geleceğini bilmiyordum
-ıssız bir ada sen ve ben aşkımızın 3 seçeneği olsun dedim
-mifafirler de olacak dedi
-kimler dedim
-ailemde bizimle geliyor ancak böyle izin alabildim dedi
bu durumda gitmek mantıksızdı alanyada kalsak daha çok başbaşa olabilirdik
ama ebru bu duruma sevidiği için onun da şevkini kırmamak adına birşey söylemedim
ama nasıl olacaktı
nereye gidecektik
kim kiminle hangi odada kalacaktı
tüm bu sorulara cevabların akşam yemeğinde konuşulacağını ebrunun
-akşam seni yemeğe çağırıyorlar demesiyle öğrendim
çok soğuk geçeceğini tahmin ettiğim akşam yemeği
annesinin çok sıcak karşılaması ile içimi ılıtsada
babasının hiç yerinden kalkmadan tv izlemeye devam etmesi
eksilere indirdi yine beni
hoşgeldin bile demedi
ebrunun yüzünden bana kızmıştı çok büyük olasılıkla
zamanım da kısıtlı olduğu ve dükkana dönmek zorunda olduğum için
biraz geç gitmiştim bilerek
yemek hazır bekliyoruz mesajına kadar
bu durumda içeri girdiğim için yemek de hazırdı
direk masaya davet etti annesi oturdum
tabaklar doldurulmuş olmasına rağmen babası yine de gelmemişti
annesinin tekrar daveti ile masaya geldi daha önce hiç görmediğim soğuk suratıyla
-hoşgeldin dedi ebrunun babası
hoşbulamadık ama
-hoşbulduk dedim -
163.
076Tümünü Göster
aç olmadığı konuşmasından belli oldu
-tatilinize bizde katılacağız müsade edersen dedi.ima çok fazlaydı. kızarmam kaçınılmaz oldu. suçsuz yere
asılmakdı bu amk.
birisinin çıkıp hayır o suçlu değil demesini bekliyordum
-evet çok güzel olacak diye yumuşattı ortamı birazcık annesi
-tatil için nereye gitmeyi düşünüyorsun dedi
düşünüyorsunuz demediği için tek kaldım yine sorudaki suçlu
-bilmiyorum diyebildim sadece
-tatile karar verdiğine göre nereye gideceğine de karar vermişsindir diye düşünmüştüm dedi
giberim seni de tatilini de kızınıda deme aşamasına gelmiştim ki
telefon çaldı.
baktım patron arıyor.
telefonu açtım o birşey demeden geliyorum hemen dedim
-müsadenizle gitmem lazım. size iyi tatiller dedim. masadan kalkarken
ebrunun beni korumuyor olması
bunun üstüne babasının bana yüklendiğinin farkına varamaması beni yeterince sinirlendirmişti
her zaman ki kapıya kadar beni takip etti
suratımdan anladı yanlış birşeyler olduğunu
-konuşsaydık öyle gitseydin dedi
-baban yeterince konuştu. bende yeterince susmak zorunda kaldım.iyi tatiller size dedim
-ne demek iyi tatiller sen gelmiyor musun dedim
-sen babanı dinlemiyordun galiba.
benim fikrimmiş gibi bi bana sövmediği kaldı.
istemiyor işte adam gelmemi dedim
-ne demek istemiyor yaa dedi gitti içeri
bende çıkacak olası bir aile kavgasından kaçmak için durmadan dükkana gittim
radyo haberlerinden maçın skorunu öğrenmeyi beklemek gibi ebrudan mesaj bekledim ne oldu diye
• ben skoru beklerken telefondan canlı yayın dibime kadar geldi
ebru dükkanı kapatma saatlerinde geldi
merhaba nasılsın iyimisin sorularına temkinli cevaplar verdim
moralimin babasının bana olan tavrından dolayı bozuk olduğunu ima etmeye çalıştım
-bende gitmiyorum dedi
-daha iyi gitmeyelim zaten yanlış anlaşıldığımız yeter dedim
-evet haklısın dedi
ebrunun bu tavrı babasına olan sinirimi biraz yatıştırmıştı
bir kaç muhabbetten sonra ebru yine lafı tatile getirerek
-gelecek sene gideriz dedi
-tamam söz gideriz dedim
-nereye gitmek isterdin ciddi cevap ver ama dedi
-hiç düşünmedim aslında dedim
-bi kaç seçenek sunayım mı dedi
-sun bakalım dedim
-bodrum, marmaris, kuşadası,
o sayarken.ben en çok antalya kaşı görmek istiyorum dedim
-duymuştum ama hiç gitmedim dedi
sonra birden konuyu değiştirdi,
başka başka konuşmaya başladık
işler nasıl.
annen ne yapıyor
kardeşine bişey yaptılar mı yine
hiç alakasız konu değiştirmesinin sebebini iki gün sonra anladım
ebru cevabını almıştı
babasına olayın iç yüzünü iyice anlatıp
benim nereye gitmek istediğimi öğrenip
işin gerisini babasına bırakmıştı
ebruya o gün ısrarla dükkana gelmesini istememe rağmen gelmeyişi beni üzerken
babası çıktı geldi
adam bana sayıp sövecek neden kızımı ayartıyorsun tatil için diye düşünürken
-ebru herşeyi anlattı yanlış anlaşılma olmuş kusura bakma dedi
evet amk.yaa yanlış anladın amk. şöyle kendine gel
nerde bizim eski müstakbel kayın peder
-izin alabilecek misin?? dedi
-ne için dedim
-tatil için dedi
-ne tatili dedim
-bizimle gelmiyor musun dedi
-nereye dedim
-kaş a dedi
o an çaktım ebrunun durumunu.ve dükkana gelmeme sebebini
-yerleri ayırttım dedi
ama ayrıntıya girmedi.
kim kiminle kalacak ne zaman gideceğiz muammaydı
yazlardır çalışıyorum.bi tatil görmemişim bu tatil abazalığına bir şans doğmuştu
-benim fikrim değildi gerçekten dedim
-bilmiyordum sonra öğrendim dedi
vay amk. herife sarılıp öpesim geldi
-bi konuşayım patronla dedim
-ebrudan öğrenirsin ayrıntıları tekrar ona haber verirsin dedi
-tamam teşekkürler dedim
-buraya kadar gelmişken bir tavla atalım iki çay söyle dedi
çayları söyleyip 5 0 da tavlayı kaybederek uğurladım bey amcayı.
• *hemen patronun yakasına yapıştım
bana izin ver böyle böyle böyle dedim
-kim duracak dükkanda dedi
iki üç gün dur amk.
idare edersin abi dedim
-olm ben ingilizce bilmiyorum ki çok fazla nasıl idare edeyim, sonra gidersin dedi
-ben ona da çözüm buldum sen kafanı yorma dedim
-ne çözümü dedi
-bütün malların üzerine fiyat etiketi yapıştıracağım o fiyatı göster daha da konuşma alan alır zaten dedim
yine yokuşa sürdü işi olmaz diye
forvetteki ısrar taktiğimi değiştirip
kontrollü futbola dönerek
-iyi sen nasıl istersen öyle olsun. gitmeyivereyim dedim
zaten daha da 3 hafta vardı tatil gününe
daha sonra ebru ile mesajlaşma trafiğini
buluşmalarımızla park ederek
geç kaldığı için babası tarafından park cezaları
derken tatil zamanı da yaklaşıyordu
patron kontrollu futbolu benimsemiş olacak ki
hiç bir şekilde acıyıp tamam ulan git ne olacak amk. demedi
durum maçın sıfır sıfır biteceğini gösteriyordu
ama beraberlik benim için tatil kupasına yetmiyordu mutlaka gol bulmam lazımdı
son günlerde presi arttırdıkça arttırdım
baktım patron savunmada hata yapmıyor
çirkefe vurdum işi
attım kendimi ceza sahası içinde
-ben işi bırakmaya karar verdim abi dedim
-niye lan dedi
konuşmayınca anladı. tatil mevzusunda takıldığımı
işten çıksam nereye gidecektim
önümüz kış kim iş verir amk. alanyada
-sen bilirsin dedi
hasgibtir bırak gol atmayı üstüne bir de kırmızı kart gördük
-yarın gel hesabı görelim.o zaman dedi
-kolay gelsin sana dedim gittim.
• *iki gün kalmıştı tatile
muhabbete gölge düşmesin diye ebruya işten çıkma olayını anlatmadım
nasıl olsa öğrenecekti ama en azından tatilden sonra
-tamam izin aldım dedim. akşamki buluşmamızda
çok sevindi. -
164.
077Tümünü Göster
-ama kurallarım var dedim
-nedir dedi
-tatildeyken ailen bizim yanımızdayken fazla samimi olmak yok.
hem ben rahatsız oluyorum hemde onların fazla samimiyetten dolayı rahatsız olacağını düşünüyorum
dedim
-seninle yalnız kalınca samimileşirim o zaman dedi
-şu samimiyeti bir fiili örnekle bakayım dedim
iki kolunu omzuma attı dünyada hiç birşey umrunda değilmiş gibi
kendini tamamen bana bırakarak öptü
-nasıl dedi
-bir kaç örnek daha alayım dedim
-örnek alırsın ama şifreyi zamanı gelince çözebilirsin ancak dedi
mesajımı tekrar aldım. aynı örneği kullanmaya devam ederek öpüşmeye devam ettik
ertesi gün dükkana gidip patronla hesabı kesecektim
bir gittim ki.vay amk yerime eleman bulmuş bile.
böyle olmasını istemezdim gibi patron eski eleman geyikleri yaptı
hesabı kestik
aldığım paraların bir kısmını yanıma alıp bir kısmını da çok zor geçeceği
şimdiden belli olan kış için bankaya attım
zütüme başıma şort mort alıp
tatil hazırlıklarını tamamladım
gün geldi
bindik arabaya 6 saat süren yolculuk sonucu antalya kaş a vardık
ebru dediklerimi yapıyor sadece gizli sırnaşmalar yapıyordu
daha heyecanlı olduğu bir gerçekti ama yakalanma korkusu
sizin oynadığınız risk budur şuku avlarından daha riskliydi
antalya kaş a gitmeyenler için söylüyorum mükkemmel bir yer
aile bireyleri tarafından da onay gördü
bu mükemmeliyet
gideceğimiz oteli bir kaç kişiye sorarak bulduk
otel recepsiyonuna geldiğimizde
mükemmel bir matemetik sorusuyla karşı karşıya kaldım
kaç oda tutuldu??kim kiminle nasıl kalacak??
• *en mantıklı cevabı babası bulmuştu zaten rezervasyon yaparken
ben ebrunun erkek kardeşi ile
diğerleri de başka bir odada
sevinmedim desem yalan olur
gerçi ebrunun kardeşi
tam bir artist zengin biniydi o sıralar
kimseyi beğenmez. elinden telefon düşmez. adibas nayk takıntılı
tam bir zengin bini ama beni de ne sevdiğini belli eden nede nefretle bakan bir kayınçocuk işte
bu şekilde bir yerleşim planının altında yatan sebeb
olsa olsa ebrunun kardeşini
ikimizin birlikte yatma ihtimaline gardiyanlık terfisi olabilirdi
otele yerleştikten sonra
hep beraber çarşıya gittik
aç karınlararımızı doyurmaya gittiğimiz bir restoranda
limana nazır balık yedikten sonra
ebrunun babası
garsonla muhabbete başladı
nereye gidilir ne yapılır
garsonda bildiklerini anlatırken
bilmek istediği başka bir şey sordu
ben sanane amk. demek isterdim ama sordu işte
-gençler nişanlı mı evli mi dedi??
yaz yağmuru yağdırdı masaya
ben ıslammışlıkla buhar oldum sinirden
ebru aradaki mesafeyi biraz daha açtı ikimizle olan
babası ne diyeceğini düşünürken
annesi de onun ağzına bakarken
bino cevabı verdi
-sevgililer abi bişey yok daha
-hayırlısı dedi garson. yaşlı arabulucu teyzeler gibi.
babası hesabı istedi. ödedikten sonra kalktık.
bir daha oraya gitmeyeğimiz kesin gibiydi. çenesini biblediğim yüzünden
zaten tek çarşısı olan 30 dakikada heryerini dolaşabileceğiniz
çarşısını da gezdikten sonra otele döndük
havuz başında bir kaç şey daha içtikten sonra
odalara çıktık
hep beraber ebruların kaldığı odaya gidip balkon muhabbetine başladık
beraber birşeyler yapıyor olmak
bizi daha da yakınlaştırıyor gibiydi ailesiyle
dikkat etmeye çalıştıkları şeylerden yavaş yavaş vazgeçmeye başlıyorlar
konuşurken daha samimi konuşuyor
ve beni de kabullenmişe benziyorlardı
ben anne ve babası ile olan ikili ilişkiler üzerinde çalışmalar yaparken
ebru da bize katılıp sıkça benden bahsediyordu onlara
ailesinin sorduğu sorulara dürüst ama düşünme payı bırakan cevaplar verince
muhabbet daha da uzuyor sordukça sorasıları geliyordu
ben onların sorgusundan kurtulmak için onlara uzun cevaplar vermesi gereken sorular sorarak
kendime de hem düşünme hemde üzerimdeki ilgiyi azaltmaya çalışıyordum
kısacası daha çok sevdiler beni
yatma vakti yaklaştı
herkesin odasına gitmesi gerekirken
bana ben biraz daha kalayım burda sonra gelirim dedi
annesi geç kalma diyerek babasını da alıp gitti.
odada ben ebru ve kardeşi kaldık
özel olduğu gerekçesiyle izin istedi kardeşinden ebru
odada yalnız kaldık **ama etrafda fazlasıyla baskı hissettirecek
her an içeri girebilitesi olan diğer aile bireyleri vardı
zaten öyle bir ortamda işin takunu çıkarmak da yanlış olurdu
ebru her ne kadar çişi erken edip
direk öpmeye çalışsa bende bundan oldukçanın abartılısı bir şekilde haz alsamda
birinin onu durdurması gerekiyordu
sarıldıkça sarılıyor öptükçe öpüyor
sınır tanımaz haldeydi
pek de kolay olmayan bu işi ani bir el freniyle
-bu gece olmaz ebru dedim
sanki karı olan benim amk.
-neden dedi
-adet dönemindeyim dedim
onun gülme krizinden faydalanarak
kendimi ondan araladım ki ani açılacak bir kapıya karşı tedbirli olayım
romantizmin anasını gibmiş olan ben
ondan sonraki öpüşme çalışmalarında aynı şehvetin bir daha tekrarlanmamasına sebeb oldum o gece
sonra ailenin güvenini kazanmak adına
ve bu gece erken gidersen yarın ki meraklarının bugüne oranla daha az olacağına ikna ederek uğurladım
ebrunun kardeşi ile gereksiz bir geyiğe girdik
esir aldı lavuk beni
sordukça sordu
anlattıkça anlattım
konu aşk meselesiydi
ona fikirlerimi sundum
konuşmanın sonlarına doğru
bana göre içinde çok derin manalar taşıyan
-abla mı nasıl kendine aşık ettiğini anladım dedi
-hadi yaa kaç para verdiğini de söyledi mi dedim. gülerek
sanki beni parayla satın almış gibi
-evet evet daha iyi anlıyorum dedi
-iyi geceler sana dedim
yattık
ertesi gün sanki işe gidiyormuşum gibi erkenden kaldırıldım
amk. öyle tatilin
benim bildiğim tatil sünger gibi içersin deli gibi alışveriş yaparsın sığır gibi de yatarsın
en azından ben öyle gördüm çoğu turistten
vay efendim neymiş
hep beraber kahvaltı yapılacakmış
ebru tarafından kaldırılmak işin iyi tarafı olunca
baktım etrafta kimse yok
ortam naz yapmaya müsait
okula gitmesi gereken ama gece süper mario oynamaktan uyuyamamış ilkokullu gibi
kaldırdıkça tamam deyip tekrar yattım
• *ebru fırlamalık peşinde olduğumu farkedince
tamam bende yanına yatarım artık babam kaldırır bizi dedi
yanıma yatması başka birşeyimi kaldırmak için yeterliydi ama
babası tarafından o halde yakalanma ihtimali herşeyimi söndürebilirdi
tehdite kalkarak cevap verdim
ortamın hala ikimizden ibaret olmasından faydalanarak bir öpücükle lavaboya geçtim
daha sonra beni hazır kıta aşşağıda bekleyen familyanın yanına indim
-evet ne yapıyoruz dedim
amerikan filmlerini hala yaşayan ebrunun kardeşi
-plan tamam dostum bizi takip et dedi
komikti lan bin
çarşıya yürüyerek gittikten sonra bir yerde kahvaltı yaptık
saat 10 a kadar oturduktan sonra
en yüksek trajlı yapılması gereken tatil aktivitesi olarak boat tura çıktık
kaş’ın koyları yarım adaları etrafında turlarken
mola verilen yerlerde yüzüp yemek yedik
epey hoş geçtiğini sandığım tekne turundan sonra otele tekrar gelip herkes dinlemeye çekildi odasında
ya ebru yorulmamıştı
yada benimle olma isteği ağır basmıştı ki
bizim odadaydı
halden anlamaz bino bizi yalnız bırakmasada ebru o yokmuş gibi davranıyordu zaten
ben kendimi koltuğa ebruda bana bıraktı
bin gardiyan görevini yeterince yerine getiriyordu
akşama kadar yarı mayışmışlıkla ebrunun sorduğu bir kaç soruya cevap verdim
ne kadar mutlu olduğunu onun ağzından dinledim
akşam yemeği için bayanlar süslenirken
biz kaprimsi şortlarımız ve üzerimize bulduğumuz ve en temiz olduğunu düşündüğümüz t shirtleri
giydikten sonra
otel barına inip birer içki devirdik erkekler olarak
onları bekleme merasimi kadın erkek eşitsizliğini bir kez daha göz önüne serdi.
koyunlar gibi onlarca dakika barda suladık kendimizi içkilerle
tekrar bir restorana gidip
yemek yeme faslını bitirdikten sonra
meydandaki dondurmacıdan dondurma yiyerek otele döndük
ebrunun tekrar bizim odada birazcık daha kalma isteği reddedilmedi
aynı mevzuların ötesine gidemeyerek gardiyandan dolayı
ertesi güna başladık
ismini hala hatırladığım
akça germe plajına gittik.
serilip güneşlenme denize girip vücudu tuzlu suya bandırma
suyun altında nefesleri tutma ,
şakrabanlıkdan ileri gelen boğulma numaralı derken
yanmış burnum birbirinden faklı tenlere sahip belim ile belaltımla beraber
öğle yemeği için akça germeye gelmeden önceki bir kamping alanına gittik **peder efendi çok marifetli
olduğunu söyleyip etleri kendi pişirmek istediğini söyledi
salata ve yan sanayi mezelerini camping personeline yaptırdı
etleri attı sonra telefon geldi
o sıcakta bütün pişirme olayı benim başıma patladı
allahtan bir zeytin ağacı gölgesindeydik
ben kömürü yelledim
ebru beni yelledi
zütüm sıcaktan yellenirken
artık ne konuştuysa amk. etler pişinceye kadar kapatmadı telefonu
işin başa düştüğü et pişirme olayı etlerin afiyetle mideye düşmesinden sonra
yüzmeye güneşlenmeye devam edildi -
165.
078Tümünü Göster
yine odaya çekilme olayından sonra
ebruyla birlikte uzanıp kalktığımızda bizi bir sürpriz bekliyordu
bino anne ve baba ortada yoktu
biraz odada onları bekleyip
aşşağı indik hani ordalardır diye
baktık oturmuşlar hep beraber içiyorlar
bizde oturduk
-biz yemeğimizi yedik.siz de gidin bir yere istersniz beraber dedi. babası
aslında pek yediklerini sanmıyordum ama bizi yalnız bırakmaya çalışma jestleri hoşuna gitmişti ebrunun
-hemen gidelim çok acıktım dedi ebru
onların yanından ayrılıp
ebrunun nereye gidelim sorusuyla karşılaşınca
-boşver yemeği odaya gidelim kapıyı kilitleyeyim yatalım dedim
-ben zaten pek aç değilim galiba dedi. ciddiye alarak ama aslında espriye takviye yaparak
bir yer bulduk
romantik ortamı (kendimi çok fazlasıyla aşarak ve hiç espri yapmayıp üzerine iltifatlar yaparak) bozmadım
yemek üstü içkileri de içtikten sonra
liman boyu yürüyüşümüzü yapıp zütümünüzün beğendiği bir bank a oturup sevgili olmanın tadını çıkardık
başımıza birşey gelmiş süsü vermemek ve onları telaşlandırmayacak bir saatte geri döndüğümüzde
herkesin yatmış olduğunu gördük
ebru ilk önce kendi odasına gidip
daha sonra benim yanıma geldi
bir süre beraber yattık
dokunmadan öpüşmeden konuşmadan
bu aslında tatilin bitme sinyallerinin ve yakında ayrılacak oluşumuzun tiyatrosuydu
birbirimizi o kadar yakından severken hiç dokunamamak öpüşememek sarılamamak.
• *
bir süre öyle kaldıktan sonra
-sana birşey sorabilirmiyim dedim
yüzünü bana dönerek sadece gülümsedi sor aşkım dercesine
-şimdi ben sana dokunmuyorum ya hani.
sen beni gay filan sanmıyorsun dimi dedim
sarıldı bana bir kaç tane öptü
vücudunun ağırlığını üzerime bırakıp birşey hissedince verdi cevabı
-öyle sanmama izin vermiyor dedi. kastettiği şeyde belliydi
yine aynı utançla yüzümü boynuna sarılıp gizledim
geceyi de tamamladıktan sonra
son gün kahvaltı
küçük çakıl plajı
derken tatil bitti dönüş yolculuğunu da tamamlayıp tekrar alanyaya geldik
teşekkürleşme ve güzel bir tatil olduğuna kanaat getirmeden sonra
eve gittim
sabah kalktım ama gidecek yer yok amk.
artık işsiz güçsüz birisiyim
ebrudan
- bugün işe gittin mi dükkana geliyorum mesajını alınca
gerçekleri açıklama zamanı ona da geldi
buluşma yeri belirleyip
üç beş konuştuktan sonra
durumu anlattım
-benim için işten mi çıktın dedi
-sen benim için babanla kavga ettin dedim
-ama şimdi ne yapacaksın dedi
-bir iş bulurum sen merak etme.hem sen ankaraya gidinceye kadar beraber oluruz dedim
buruk sevinçler yaşadı o sene dünya kupasında finalini haketmemize rağmen 3.olmaya sevinmek gibi
• *çarşıda iş peşinde koştum gündüzleri ama sezon sonu olması nedeni ile bulamadım
ebru bir iki defa babamın yanında çalış desede karşı çıkınca sormayı bıraktı
babasına işte çıktığımı iş buluncaya kadar söylememesi konusunda da söz aldım
ebru ankaraya dönünceye kadar iş bulmadım aslında bulamadım
para miktarının gün geçtikçe azalıyor olduğunu görmek
depresyona sokuyor gibi olsada
bir aylık bir iş buldum. -
166.
079Tümünü Göster
okulu için üniversiteye giden birisinin yerine all exclusive bir otelde garsonluk
garsonluk tecrübem çok fazla yoktu aslında barmendim ama iş iştir diye kabul ettim
ektra bir şey bilip shato brian servisi yapmana gerek yok çünkü aşçı başı ne pişirse millet onu yiyordu
tezgahtarlıktan kalma ve daha önce barmenken alakart bir otelde çalışmamdan dolayı
müşterilerle konuşma isteğime ciddi bir şekilde karşı çıkılarak uyarı yapıldı
neymiş müşteri ile konuşursam benden yüz bulup daha fazla içermiş herşey beleş olduğu için
mal gibi dolaşıp ne isterlerse onu getir boşlarını topla kenarda dur yapılacak iş buydu
amk. öyle işin bana çok tersti ama çaresiz bir ay katlandım
ama çalışma saatlerinde bırak ebruya mesaj atmayı
telefonu nereye koyduğumu bile unutuyordum
iş çıkışı birikmiş mesajları cevaplayıp tekrar mesajlaşmaya devam ediyorduk
zaten iş yerinde çalışanların hepsi mal dı bana göre.
gibimtonik bir çalışma stili
birbirinden nefret edercesine çalışan mesai arkadaşları
lüksün taku çıkmış salonda duyulan ses sadece mısınız müsünüz
kibarlıktan kırılacak amk millet
biri kola istiyor sokayım kolana diyesim geliyor o derece sinir verici
bir de gündüzleri toplantı yapıyorlar ki hiç sorma
benim çalışma sürem bittikten sonra
yine boşta kaldım
ebru artık dayanamadığını söylemeye başladı bensizliğe
elimden gelebilecek en iyi şey ankaraya gitmekti
kalacak yerimde yoktu
ebru da yurtta kalıyordu
-yarın sabah ankarada olacağım mesajıma tepkisi
-gelmek zorunda değilsin kelebek di
ama ben yine de gittim
-tahmin ettiğimden daha dertli bir karşılama oldu
gözyaşı vardı ebruda
gün boyu da üzgündü
sebebini sormaya korkacak kadar çok seviyordum
ayrılmak istiyor musun diye sorsam evet der
ve zaten nereye gideceği ne yapacağı belli olmayan ben i hepten şaşkına çevirir diye hep alttan aldım
düzelecek az kaldı dayan sabret ne varsa teselli ndıbına yapılacak yaptım
henüz iki ay onsuzken bu derece bunalımda olması
geleceğe numaralı gözlerle bakmama sebeb oldu. artık iyice uzağı göremez olmuştum **o soğuk ankara
kışında kardelen sevinci bile yaşatamadım ebruya.
geleceğe çok karamsar bakmaya başlayan ebru zütümden yediğim soğuğu kalbimden getiriyordu
vedamızı ısıtan tek şey bir kaç damla ılık gözyaşı oldu
otobüs yolunda kadere isyan hakkına sahib olmama rağmen
hayırlısı olsun dedim hep
alanyaya tekrar döndüm
bir süre sonra mesaj sayısında azalma
aramalarında tamamen bitme
sevgi sözcüklerinde ise gevşemeler başladı
ana tema hep ayrılığa dayanamamaktı
babası da işten çıktığımı farketmiş beni telefonla arayıp görüşmek istediğini söylemişti
bir kaç gün köye gitmem lazım dönünce görüşelim diye kendime zaman yarattım
köye gittiğimi sandığı süre zarfında iş aramaya devam ettim ama nafile
sadece yeni yapılan binalarda amelelik işi var
babasının ısrarlı aramalarına geliyorum diye cevap verdim
konu belliydi
gel otelde çalış
çalışmama isteğimi gerekçelerle anlattım
ama işe alındın yarın başla birazcık hatrım varsa dedi.
ne iş yapacağım diye soramadım bile
-otel içinde patronunum dışarda yine aynıyız. dene eğer istersen çalışırsın istemezsen çıkabilirsin.ama
yarın başla. dedi ve kalktı gitti
masada yalnız kaldım
diğer personelin bakışları üzerimdeydi
en baştaki çalışmama isteğim sebebide buydu
ebruya haber vermedim.
ertesi gün işe gittim
-çok sevindim geldiğine dedi. müdür beyi çağırdı
-yeni elemanımız yardımcı olursunuz dedi
-hangi bölümde çalışacak dedi
bir cevabı olmadığı belliydi
-onu siz halledersiniz dedi
odadan çıktık ne maaş belli nede ne iş yapacağım
müdür kendini tanıttı oteli gezdirdi biraz çalışma sistemlerinden bahsetti
sonra bana daha önce yaptığım işler sordu barmenlik yaptığımı duyunca gerisini konuşmaya gerek
kalmadan
-bara geçelim o zaman maaşın işliyor dedi.iyi bir adama benziyordu
bara yaklaştık
diğer bar personeli ile tanıştırdı
zaten beni daha önceden sima olarak tanıyorlardı ve kim olduğumu da biliyordu
sıcak bir tanışma geçmesine rağmen torpilli bir binsin dercesine baktıkları da belliydi
• *ilk gün bana birşey yaptırmadılar
onları izledim
barda 3 eleman daha çalışyordu
otel alakart oteli
yani ne satarsan parasını al sistemi
ebru otele girdiğimi babasından öğrenince akşam beni aradı
-hayırlı olsun yeni işin dedi.
-baban çok ısrar etti dedim
-babam benden daha mı kıymetli bende ısrar etmiştim dedi
ben cevap ararken
-hiç hoşuma gitmedi bu yaptığın dedi telefonu kapattı
söylecek sözlerin varken surata telefon kapatılması kadar sinir bozucu birşey daha yoktur herhalde
offff ki ne of
işten çıksan bir dert devam etsen başka bir dert
bu yaptığı hareketin bedelini ona ağır ödettim
-anladığım kadarıyla senin konuşman bittikten sonra benim söyleyeceklerimin önemi yok yazıp
sonraki hiçbir mesajına cevap vermedim
aramalarında meşkul oldum hep
bu süre zarfında
otel personeline kendimi sevdirmek üzerimdeki damat kıyafetini çıkarıp sizdenim demek adına
işe hep erken gelip hep geç gittim
yıkanması gereken bardağı bardakçı elemana değil kendim yıkadım
barın çöpünün dökülmesine dolaplarının doldurulmasına işim olmamasına rağmen yardım ettim
bana göre barda yanlış yaptıkları hareketleri
bildiğim püf noktalarını artislik ve bilmişlik yapıyor diye anlaşılmasın diye dile getirmedim
zaten elim shaker sallamaya içki hazırlamaya yatkın olduğu için
çok yavaş bundan iş çıkmaz bu nasıl barmen diye laf söylettirmedim
müdür veya ebrunun babası etraftayken
onları görünce çalışıyormuş görüntüsüne girmedim
hiç birisine saygısızlık yapmadım
bana bildiğim şeyleri anlatırlarken biliyorum zaten demedim
çalışma saatlerinde ebrunun babasının yanına hiç gitmedim. yalaka ve ispiyoncu olma ihtimalini ortadan
kaldırmak için
ama yavaş yavaş bin ruhumu onlara müşterilerle konuşurken onları güldürmemden
uzun uzun muhabbet yapıp aldığım tipler ve sattığım içkilerden belli ettim
bildiğim 30 kadar bar triğini müşterilere sorarak ilgi odağı oldum
akşamları yemek sonrası çalan müzikte dans etmeye başladım
bir süre sonra beni kabullendiler
şırıngayı verdikten sonra iyice kendime dönüştüm
bu sırada tekrar ramazan bayramı yaklaştı
ebru alanyaya döndü
otele geldi
ben çalışırken bara geldi
biraz surat yaparak oturdu
hiç oralı olmadım -
167.
080Tümünü Göster
-bir su alabilir miyim dedi bana bakarakişim varmış gibi görünüp
-bir su verir misin dedim diğer barmene
kasiyer kızla konuştular hoşgeldik hoş bulduk
onlar otururken benim antre saatim geldi
bardan çıkıp giderken
-bekle konuşalım dedi
-sen konuşup ben cevap veremeden dinleyeceksem mektup yaz. görüşürüz dedim. gittim
• *gitmemim sebebi kıza artislik yapmak değildi
olası bir ayrılalım isteğine dayanamazdım
gitmek değil kaçmaktı aslında benimki
biraz dinlenip duş alıp saçımı başımı yaptıktan sonra
otele geri döndüm
ebru yoktu ama havuz kenarında bir masa hazırlanmıştı
hiç birşey yokmuş gibi işin başına geçip
gelen içecek siparişlerini çıkardım
ebrunun annesi ve babası birde kardeşi geldiler masadaki yerlerine oturdular
ama ebru gelmemişti
bu durumlarda neler hissedilebilieceğini tahmin edebilirsiniz
kendi kendinize telaşlanır
nereye gitti lan bu şimdi??
ne yapıyor amk. diye düşünür
neden gelmedi diye kendinize sorar
sonrada galiba bana kızdı diye cevap verirsiniz
galibası yok basbaya bana kızmıştı
ama masanın 4 kişilik oluşu vazo içindeki su misali umudumu bir süre canlı tuttu
beynime baykuşlar sıçsın
amk.bu kadar seviyon kızı neden üzüyorsun
telefonu çıkardım
yazdım mesajı
-sen acıkmadın mı??
cevap gelmedi çünkü kendisi geldi bir kaç dakika sonra
mesajı da masada okudu
bana bakmadı bile mesajı okurken ve cevap yazarken
-iştahımı kapatıyorsun
yazdığı cevaptı
ben işime baktım
kafamı oraya çevirmemeye gayret göstererek
yemekler yendi
önde ebrunun annesi yanında babası arkalarında da gelsem mi gelmesim mi sorularıyla boğuşan ebru
merhaba hayırlı olsun geyiğinden sonra
-seni çok çalıştırıyorlar mı oğlum dedi annesi
bu sırada ebru da oturdu bara
-hiç sorma sabahtan akşama kadar paspas çekip bardak yıkıyorum. burda iş bitiyor mutfağa gidip
bulaşıkları yıkıyorum
odalara çıkıp çarşafları değiştiriyorum. çimleride cımbızla biçtiriyorlar kurtar beni lütfen dedim. annesine
—yazık kıyamam ben sana dedi gülerek
ama gülmeyen tek ebru vardı
-birşey içermisiniz dedim önce annesine bakarak
-mayhoş bişey yap da içeyim dedi
babasına baktım
aynısından dedi
ebruya döndüm
bana bakmıyordu bile
-siz birşey içermisiniz hanımefendi dedim
cevap vermedi
bende annesi ve babasına iki tane mojito yapmaya başladım
ben yaparken ebru diğer barmene içecek siparişi verdi
içekleri servis ettikten sonra bir kaç tane daha soru sordu annesi
onları cevaplarken aklım hep ebrudaydı
telefonu cebime alıp lavaboya gittim
-hala konuşmak istiyor musun yazıp gönderdim
cevap yazmadı
geri döndüm telefonda kıpraşım olmadı
sonra hastalanıyorum galiba diye izin alıp gitti eve
annesi ve babasıyla bir süre daha konuştuktan sonra onlar da gitti
ertesi gün işe gittiğimde ebru gelmedi. oysa ben gelir diye bekliyordum
o gün çalıştım ertesi gün yine gelmedi
sonra babası hasta olduğunu söyledi ben sormadan
-akşam üstü ziyarete gidebilir miyim dedim
izini aldım
bir çiçek yaptırıp kapısına dayandım
annesi ile kapıda görüştükten sonra odasına gittim
beni gülümsememle ve elimde çiçekle içeri girdiğimi görünce
gözleri parladı ama suratı da asıktı
kapıyı kapattım
bir iki adımla yanına yaklaşacaktım ki
-gelme sana da bulaşır bütün huylarım dedi
durmadım yanına yaklaştım
çiçeği yanına bıraktım
eğildim yanağını öpmeye çalışırken kafasını diğer tarafa döndürdü
yine de öptüm
eliyle sildi
• * yüzü öbür tarafa dönükken
-hoş geldin alanyaya. bayramın mübarek olsun. özür dilerim. geçmiş olsun. dedim
yüzü hala öbür tarafa dönüktü
ellerini tutmaya çalıştım kaçırdı
sonra yine yakaldım
başını kendime çevirdim gözlerinde yaş vardı
zorla sarıldım bir elimi başının altından geçirerek
bir kez daha öptüm
dudağından
sonra başımı döndürüp numaradan öksürdüm
-hasta oluyorum boş yatak var mı bu revirde dedim
zorla sarılma yerini özlem giderici sarılmaya bıraktı
muhtemelen hasta olacaktım ama kimin umrunda amk
-bir kez daha öpeyim yanından doktor bile kaldıramaz artık dedim
-gerçekten hastalanacaksın uzak dur dedi
-babandan bana izin alırsın bi kaç gün yatarız beraber dedim yine öptüm
-tamam bitti hasta ziyareti kısa olur git artık dedi
-tamam dedim
kapıdan dışarı çıktım
masada duran bayram şekerinden iki üç tane alıp tekrar odaya girdim
-yine ne oldu dedi
-bayram ziyaretine geldim dedim
yanına yaklaşıp şekeri uzattım
- bayramın mübarek olsun dedim
-tamam seninde görüşürüz hadi dedi
-bir kere sarılıp öpüşseydik dedim
-hastayım görmüyor musun dedi.
-olsun dedim yine sarılıp öptüm
-tamam git artık deli dedi
tekrar gireceğimi bildiğim için uzatmadan yine çıktım
annesi ile zaman geçsin diye bir kaç muhabbet yapıp tekrar odaya girdim
gülerek karşıladı bu defa solgun yüzü ile
-yine ne var dedi
-oooo sevgilim gelmiş ankaralardan dedim
-ben senin sevgilin değilim dedi
-hadi yaa arkadaş mıyız dedim
-arkadaş bile değiliz dedi
-yanlış yere mi geldim yoksa ben dedim.
-yanlış zamanda yanlış şeyler yapıyorsun dedi
-iyi tamam gidiyorum o zaman dedim
-hep de yanlış zamanda gidiyorsun dedi
yanına yaklaştım uzandım onu biraz kenara iterek
-gitme zamanımı hep sen belirliyorsun aslında ama farkında değilsin.bu defa farkında olarak yine sen
karar ver git deyinceye kadar yanındayım dedim**yanına hiç gitmeyecekmiş gibi iyice yerleştim
işe gitme zamanım geldi kalkmadım
ebrunun annesi kapıyı çaldı
hemen doğruldum
oturur vaziyete geçtim
içeri girdi
telefon elinde konuşmaya devam etti
-burda. ebrunun yanında tamam merak etme dedi
babasıyla konuştuğu belliydi
geç kaldık amk işe
-ben gideyim artık dedim
annesi
-ben izin veriyorum sana istediğin kadar otur dedi
-yok ben gideyim ayıp olur dedim
-ebruyu böyle bırakırsan ayıp olur dedi
-hastayım ona da bulaşacak anne gitsin dedi ebru
annesi siz bilirsiniz diyerek çıktı odadan
kulağına eğilip
-seni bir kere daha öpmeme izin verip iyice ”sen”hastalığını bulaştırır mısın bana dedim
-sen zaten şifamı kapmışsın. dedi
yanağından öptüm
-şimdi iyice çaresiz hastalığına düştüm. beni öldürme lütfen seni seviyorum dedim
eli elimdeyken yataktan kalktım
-görüşürüz dedim
gittim
-bende seni seviyorum diye mesaj attı
işe gittim.
geç kaldığım için özür dileyerek bara geçtim -
168.
081Tümünü Göster
2 gün daha ebruyu antre saatlerinde ziyaret ettim
herşey normale döndü
iki gün de dışarı çıktık beraber yürüdük. konuştuk yedik içtik
sonra yine ayrılık
şimdiye kadar ki en zor vedaydı
günler geçti
ben çalışmaya
o okumaya
beraber mesajlaşmaya devam ettik
3 defa daha geldi yaza kadar
daha ötesi olmaz sandığım aşkım gitgide büyüyordu
bu arada otelde kış boyu genelde yaşlı müşteriler olduğu için manita olayları da olmuyordu
o konuda rahattım
ama otel havuzuna girmeye başlamalar başlayınca
yazın geliyor olduğunun farkına vardık
genç nüfusun gelmeye başlamsıyla
oteldeki genç personelin de kilotları kabarmaya başladı
personel arası
şu kız benim bu kıza kimse sulanmasın muhabbetleri başladı
içkili ortamda direk çalışan gençler olduğumuz için kızların ilgisi genelde barmenlerdeydi
bunda içiyor olmaları ve barın loş ışıkları da etkiliydi
herkes kız seçimi yaparken
ben tamamen gay kaldım konuya
bana muhabbetçe yaklaşmaya çalışan kızlara gay olduğumu söyledim
espriyi anlamayan gibsalak kızlar
dalga geçtiler ebru olmasa ben onlara dalgayı gösterirdim hak ettikleri ama
hristiyanca da olsa dua etsinler ebruya amk.
ben sınıfta kaldım beyler
4 dersten kaldım
ebru sınıfı tekrar geçip geldi alanyaya
kış boyu farkedemediğim bir olayı
ebru gelince farkettim
kasiyer kız ajanmış
yan gözle baktıklarım bile rapor edilmiş
neyse ki bir tak yememiştim
bir yaz günü ebru babasından izin alarak benimle diskoya gitmek istediğini söyledi
izini aldık
iş çıkışı taksiye bindik
ama gideceğimiz adres ebru tarafından disko olarak belirlenmedi
bizim evin adresini verdi
taksici de olduğu için ne yapacağız bizim evde diyemedim
taksiden indik
-diskoya gidecektik hani dedim
-boşver diskoyu konuşamıyoruz orda dedi
eve çıktık. bizim aileden kimse yok annem babam yaylada bu ebru tarafından biliniyordu
kardeşim nerde allah bilir
bir şişe votka aldık
yanına da tanta ilimon
yukarı çıktık
birer bardak doldurduk
salona geçtik
içki içme bir bardakta sınırlı kalırken
öpüşmelerin hesabını tutamaz olduk
haliyle kan başka yerlerimde pompalanmaya başladı
ara vermek istedim
verdirmedi
onu caydırmak için elimi kolumu fazla uzattım street fighter da ki dhalsim gibi
korumaya geçmedi kendini
boynunun altını ilk defa utançtan kızarmış olarak gördüm
biri beni hiç durdurmadı
bu kısmı çok özet geçiyorum
beraber olduk.
ilk defa
bakire miydi evet
pişman mıydı?? **koyacak yerin bile kıymeti olacaktı o tellerihayat yaşanları bir kenara koymak
gerektiğini hatırlatırcasına uykumu getirdi
ve tekrar kalktığımda gitmem gerekn bir iş vardı
hayatın gibinde bile değildi yaşanmışlar
kim kimin altına yatmış
kim kimi sevmiş umrunda değildi
banane amk. dercesine za man akıp gidiyordu
gibiniz bir deliğe girince süperman olmuyorsunuz bin kuruları
dün neyseniz yine osunuz
işe yine otobüsle giden kuru fasulye yeyince osuran
uçamayan. zütünden ışın çıkaramayan insancıklarız hepimiz
ne o yoksa hepimiz kendi kendimizin zütünü kaldırmaya müsait hayvanlar mıyız
hayat bilgisinin artislik diye bir dersi yok
hiç bir zaman bana 10 üzerinden 10 vermedi
çok iyi geçtiğini sandığım derslerden bile sıfır aldım hep
sıçmaya tekrar gidince
hep bütünlemeye kalırsın
hiçbirşeyi de bütünleyemezsin
otele gittim
kimsenin bi gibten haberi yok
bira doldur kola aç şarap buzla kovaya gönder
çalıştım it gibi
ebru gelsin istemedim
yaptığım şey bir diğer barmene
olm dün gece şu karıyı evire çevire ile başlayan bir hikaye anlatmak değildi
kendimde kalması gereken bir sırdı
gömülü toprağımın altında yatan vatan dedelerime layık bir şekilde yaşamak gerekiyordu dün geceyi
içimde ama saygıyla kimse umrumda değilken -
169.
082Tümünü Göster
ebrudan mesaj geldi
-izin al babamdan görüşelim. çok yalnız kaldım ama öncekiler gibi değil yazıyordu
-işim bitinceye kadar yalnız kalalım dikkat çekici olmasın sırrımız dedim
-mesajını bekliyorum o zaman dedi
işimi bitirdim
artık dur diyecek kimsede kalmadı
-hazırım nereye geleyim dedim
-buluşmasak mı acaba kendimi çok basit hissediyorum dedi
-buluşacağın kişi benim. benim içinde basit birisi değilsin dedim
-yanlış anlama ama çok pişmanım dedi
-anlıyorum. seni evden almaya geliyorum hazır ol aşşağıda dedim
-yüzüne bakabileceğimi sanmıyorum dedi
-yüzüme bakmadan konuşursun o zaman dedim
evlerinin altına gittim
bekliyor olduğumu belirten bir mesaj attım
aşşağı indi
evet yalnızdı
yalnız hissediyordu
bir sarılma ile onun yanında olduğumu belirtmek istedim
ağlayarak
-yalnız kalsam daha iyi olacak galiba dedi
-beraber yaptık acısı yaşanması gerekiyorsa beraber yaşayalım dedim
-teşekkür ederim ama ne diyeceğimi bile bilemiyorum bana biraz müsade et dedi
-yanımda da bilmemeye devam edebilirsin. bırakama seni böyle dedim
-kimseye söylemedin dimi dedi
-oteldeki herkese ballandıra ballandıra anlattım dedim
-hala şaka yapıyorsun. dedi çok sitemkar bir şekilde
-sadece ikimiz bileceğiz merak etme dedim
-hap aldım bugün inş. bişey olmaz dedi(gün ertesi hapı hamilelik önleyici)
-olmaz üzülme dedim
-ben çıkıyorum yatmaya kusura bakma dedi
-iyi geceler dedim
alnından öpüp uğurladım **ertesi gün yine otele çalışmaya gittim
ebruda öğlenden sonra geldi
üstümü değiştirmeye gitme saatime kadar kitap okudu
mesaj attım çıkmama yakın
-dışarda bekleyeyim mi diye
bara su almaya gelip
suyu alırken
-bekle dedi
dışarı çıkıp biraz otelle aradaki mesafemi açtıktan sonra beklemeye başladım
onun da otelden çıktığını görüp kendimi farkettirdikten sonra
yavaş adımlarla yürümeye başladım
bir süre sonra bana yetişti
yine sessizce yanımda yürümeye başladı
kim söz gümüşse susmak altındır dediyse tak yemiş amk
konuşmamız lazım işte
-nasılsın dedim
-iyiyim teşekkürler sen nasılsın dedi
-sen iyiysen bende iyiyim dedim
-dün gece uyuyabildin mi dedi
aslında uyudum ama
sanki uyudum desem vurdumduymaz gibi görüneceğimi düşünerek
-eh işte biraz.sen uyuyabildin mi dedim
-pek sayılmaz dedi
-olan oldu artık ebru yanındayım merak etme dedim.
-yanlış zamanda oldu ama dedi
-bırak tek yanlışımız bu olsun üzme kendini dedim
-yanlış anlaşılmış olmaktan korkuyorum. dedi
-hata senin değil ben ileri gittim özür dilerim dedim
ebru elinde hiç koz kalmamış batak oyuncusu gibiydi
onu bu durumdan kurtarmak benim görevimdi
ama lafla anlatılacak veya kapatılabilecek bir konu değildi
tek yapabileceğim zamanla onun bu pişmanlığını unutturmaktı
ben alacağımı almış
onun bakire olduğunu ve onun için ilk olduğumu öğrenmiş olmanın gazıyla daha da çok bağlandım ebruya
olayları eski seyirine döndürmek gerekiyordu
tekrar okula gitmesine sayılı günler kalmıştı
ve her buluşmamızda
her konuşmamızda
ikimiz de pişman pişman olamazdık
gün geçtikçe paylaşımlar çoğaldığı için
üzerinde konuşulası konu sayısı da artıyordu
bu olay da en azından bir konu olarak kalmalıydı
ikimizin geleceğinin akıbeti için şimdiki durumdan kurtulmak gerekiyordu
en azından ankaraya onu bu pgiboloji ile gönderemezdim
ilk adımı ben kendim gibi davranmaya başlayarak attım
-bende hap atsa mıydım acaba hamile kalmam dimi dedim-offf dedi üzüntülü gülümsemesi ile
-hamile kalırsam anne mi olurum baba mı dedim
-sus lütfen dedi
-haptan başka kaldı mı dedim
-ne yapacaksın dedi
-bir daha lazım olmaz mı dedim
-çok kötüsün kelebek dedi
hızlı adımlarla yürümeye devam etti
arkasından yetişip
-alınganlık yan etkisi yapıyor galiba bu hap dedim
-dalga geçme o konuda o zaman dedi
-tamam affet sahibini dedim
-tıp dünyasına acıyorum kötü espri yapanlar için bir ilaç bile bulamadılar daha dedi
ayarı yedik.ama en azından biraz gülmüştü
konu dağılmıştı
ben yanında yürümeye devam ederken
elimi tuttu
-affettin olarak algılıyorum bunu dedim
-şansını zorlama dedi
-benimle birşey içmek izter misiniz zor bayan dedim
-ben ısmarlarsam olur dedi
-paran var diye artislik yapma bende çalışan birisiyim dedim
-sana birşey ısmarlamak için işten mi kovdurayım seni dedi
vay amk. şaka yapıyor olsa bile gurur kırıcıydı lan bu.
-tamam içmiyorum dedim.
-off tamam sen ısmarla dedi
bir yere gittik
birer çay içtikten sonra onu eve bırakıp bende
üstümü değiştirmek için eve gittim
sonra otele geçtim
akşam gelen bir mesajla ne tak yiyeceğimi şaşırdım
-anneme herşeyi anlattım kelebek
iyi tak yedin amk. çok iyi tak yedin
ben nasıl bakacağım kadının suratına bir daha
-herşey derken onu anlatmadım umarım dedim
-onu da anlattım dedi
-alanyayı terk etmemi istiyorsun sanırım dedim
-babama anlatmayacak söz verdi dedi
-ebru yaptığının doğru olduğunu sanmıyorum dedim
yaa amk.. anneye bu anlatılır mı??
mesaja cevap verme süresi uzadıkça daha da sinirlendim
-merak edilecek birşey yok korkma dedi
hay korkularımın amk.
çok yüksek bir yerde, karanlıkta,dar bir kutunun içine, yılanlar ve örümceklerle aynı yere koydu beni
• *sen adamların kızını kendine aşık et
aklını başından al
ailesi yerine sürekli seninle olmak istesin
otellerinde işe başla
sonra kızlarının namusunu da al
sonra merak edilecek birşey yok diye kendini avutmaya çalış -
170.
083Tümünü Göster
babası geldi bara
-bir soğuk su verir misin kelebek dedi
elim ayağım titredi amk.
yoksa adam kızının başına gelenleri duydu da
herşeyin üzerine bir soğuk su mu içmek istiyordu
beni öyle görünce
-bir şeyin mi var kelebek hasta gibisin dedi
bu ne demekti lan şimdi laf mı çarpıtıyordu bana
-yok iyiyim saolun dedim
-bir şey varsa söyle dedi. ağzımı ararcasına
çok heyecanlandım binler. çapraz sorguda hissettim kendimi
çok normal bir su isteme olayı bile beni paranoyak yaptı
tamam eyvallah babası bilmiyor gibi gözüküyordu ama
bi de annesi var daha
akşam yemeği için yine benim çalıştığım otele geldiler
zaten personelde bana şaka yollu takılmaya başladı
seni hiç yalnız bırakmıyorlar diye
hakaten amk.iki dakika rahat bırakın da çalışalım
onlar otele girdikten sonra
ellerimde ayaklarımda bir güç kesilmesi oldu
fıçıdan bira doldurmak için bira bardağını havada tutacak kadar bile kas yokmuş gibiydi kollarımda
göz göze gelmemek için selam bile vermedim
onlar oturdular
bizimki biraz oturduktan sonra yanıma geldi
-nasılsın diye bişeyler soruyor ama
benim gözüm masada acaba annesi babasına telaşlı telaşlı birşeyler anlatıyor mu diye
bu arada ebruya da cevap verdim
-büyük harflerle hiç iyi değilim ebru dedim
anladı kızgın olduğumu
-tamam sorun yok aşkım rahatla lütfen dedi
-ebru sonra konuşuruz git şimdi lütfen dedim
ben ebruya bunları anlatırken anne ve babası konuşuyorlardı
bir ara babası masadan kafasını çevirip bana baktık
hemen barın içine eğildim
paranoyam bu boyutlara çıkmıştı
sanki rakip taraftarın arasında kendi takımımın forması ileydim amk.
herkes bana bakıyor gibiydi
yemek sonrasına kadar kabus gibi geçti
yemek sonrası masaya davet edilince
kabus gerçek hayatla karışmaya başladı
hiçbirşey yokmuş gibi davranması gereken ben iken
bunu başarabilen annesi ve babasıydı
ben henüz gözlerimi annesinin gözleri ile şahsen tanıştırmamıştım
uzaktan bana baktıkları belliydi ama
ben tanıştırmama konusunda ısrarcı oldum
bir kaç tane soru sordular bana
-alışabildin mi.memnun musun falan filan işte
ama bu soruların hepsinin altından bir anlam çıkarmaya çalıştım
içimde hep ne zaman sadede gelecekler acaba
beni neden çağırdılar ki amk masaya diye düşündüm
-yaz sonu tekrar tatile gideceğiz. senin için patrondan izin aldım dedi. benim patron
vay amk.biz iyi yere kapak atmışız
-patron izin verdiyse benim için sorun yok dedim
-ne zaman gideceğiz dedim.
-3 gün sonra dedi
-yaz sonu erken geldi biraz dedim
ebru ayağıma vurdu tak yeme amk. tatile gidiyoruz işte dercesine
-tamam ben işimin başına döneyim dedim. masadan kalktım
klagib mesai arkadaşları merakı ne konuştunuz sorularına
-3 gün sonra işten kovuyorlar dedim.
-hadi lan dediler
-üç. gün sonra işe gelmeyince görürsünüz dedim
gece bitti
ebruyla gece konuşup bir güzel azarladım.
ona göre herşey normal amk.
sonraki gün kandırdı beni kızgınlığım geçti
kimse o konu üzerinde durmuyordu
tatil de yaklaşıyordu
biraz aramız normale döndü
artık o konuyu biraz kapatmışa benziyorduk
normal olarak öpüşmeler başladı
ama sadece normal öpüşmeler
ve o güne geldik
ben hazırlanıp evlerinin önüne geldiğimde ilk sürprizi gördüm
biladeri gelmiyordu ebrunun
arabaya binip tatil yerine gittik
kemer
ben matematik hesablamaları içinde iki bilinmeyenli denklemle boğuşurken
bir anahtar ebrunun eline verildi
diğer anahtarı onlar aldı
ben nereye gideceğim konusunda kararsızken
ebru
-centilmen ol biraz benim valizi de taşı dedi
tamam eyvallah taşıyalımda bana yatacak yerin yok gibi davranmayın amk
aynı kattaki odaya çıktıktan sonra
annesi ve babası kendi odasına girince
ve anahtar sayısı bire düşünce bende nerde kalacağımı öğrendim
içeri girdik
kapıyı kapatıp kilitledi ebru **ne salakmışım farkedemedim dedim
-neyi farkedemedin dedi
-neyin peşinde olduğunu dedim
-neyin peşindeymişim ki dedi
-şimdi nedir bu tatilde aynı odada kalma muhabbeti? geçen sene izin vermeyip
bu sene babanın bana tatil teklif etmesi ve üstüne aynı odada kalmamıza
izin vermesi tam da biz cinsel ilişki yaşadıktan sonra.
bunların hepsinin tesadüf olduğunu sanmıyorum. doğruyu söyle babanda biliyor mu dedim
-ben anlatmadım yemin ederim dedi
-annenin anlatmış olma ihtimalini kaldıracak bir yemin edebilir misin dedim
-bana anlatmayacağını söylemişti ama dedi
-bundan sonra kendi başına karar alırken beni de içine düşüreceğin ihtimalleri hesabla ebru dedim
-ben banyoya giriyorum dedim.
valizden gerekli şeyleri aldıktan sonra duşa girdim
tahmin ettiğiniz gibi çok zevkli birşey değildi ebru ile aynı odada olmak
tamam iki sevgili olarak süper gözükebilir ama
yan odada annesi ve babasının olduğunu bilmek pek eğlenceli değildi
ben banyoda iken
kapıya gelip
-ben annemlerin yanına gidiyorum akşam ne yapacağız bir sorayım dedi
-tamam dedim ben devam ettim duşa
dışarı çıktım ebru odada yoktu.ama her an içeri yabancı biri girebilir diye
banyoda giyinmiştim üstümü
yatağa uzandım ebruyu bekledim
ne yapacaksak ona göre giyineyim diye
biraz içim geçmiş uyuyakalmışım ebru geç kalınca
uyandığımda o da bana sarılmış yatıyordu
sadece gözümü açarak uyandım o farketmedi
başı göhsümde olduğu için
o halinden bile ne kadar sevildiğimi biliyordum
hiç bozmadım uyuyormuşa devam ettim
o beni yanağımdan öperek kalktı
o öpünce bende gözümü açtım
havlusunu alıp o da banyoya gitti
arkasından bende kalktım
banyonun kapısına geldim
kapı kapalıydı banyonun o içerdeydi
üstünü çıkarma süresi verdikten sonra
-ebruuu çok sıkıştım kapıyı açsana dedim
-yaa çıplağım şimdi ama dedi
-sanki görmedim ne olacak aç dedim
-olmaz bekle dedi
ısrarla kapıyı vurmaya devam ettim
-offf tamam diyerek kapıyı açtı
ama çıplak değildi üstünde havlu vardı