/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 126.
    +1
    Part 51
    ···
    1. 1.
      0
      sen daha 51 desin
      52
      53
      54
      55
      56
      57
      58
      59
      60

      ohooooo ben sana bu sabaha kadar 25 part daha kitlerim :D

      oku panpa sen oku
      ···
    2. 2.
      +1
      Gece cok uykum geldi amk
      ···
    3. 3.
      +1
      Gece cok uykum geldi amk
      ···
    4. 4.
      0
      haha ayen benimde bir saate gelip bu hikayeyi bitirecem kopyalama işini
      ···
    5. diğerleri 2
  2. 127.
    +1
    Anlat o zaman
    ···
  3. 128.
    +1
    Part 59
    ···
  4. 129.
    +1
    Hadi lan aq gibicem zaten gece uyutmadın at şunları
    ···
  5. 130.
    +1
    106 ZAAAAAAA
    ···
  6. 131.
    +1
    amk zaten çok uzun bu 100 partı bulur oç cabuk yaz
    ···
  7. 132.
    +1 -1
    pişirip pişirip önümüze sunun amk malları sizi. linki vermişsin biz okuruz ne entry kasıyorsun yavşak.
    ···
    1. 1.
      0
      yarrağam gibtirgit ordan oku o zaman ben nedenini belirttim
      incide okumak isteyen burdan devam eder diye gelip yannan yannan konuşma sana fikirlerni soran olmadı
      entry kasmak istesem boş boş entry girerim senin gibi birşeye başlayıp trende girince yarım bırakmam
      ···
  8. 133.
    0
    http://incihikayeleri.blo...tmasam-mi-part-1.html?m=1 linki bu beyler
    ···
  9. 134.
    +1
    At sunu cabuk
    ···
  10. 135.
    -1
    Pirimci okumadım
    ···
  11. 136.
    +1
    Rez aldım
    ···
  12. 137.
    +1
    Devam bro
    ···
  13. 138.
    +1
    Rez okurum
    ···
  14. 139.
    +1
    tamam pampalar devam ediyorum

    uzun uzun 6 7 part girip bir saatlik işim var sonra gelece ve bitirecem bütün partları

    60

    -hala seni hakediyor muyum dedim
    -çok seviyorum seni kelebeğim dedi
    -dur valla dayanamıyorum dedim
    elimi kaldırdım
    -ne yapıyorsun dedi
    -garson bey bakarmısınız diye seslendim
    -yapma kelebek dedi kıpkırmızı olarak
    garson geldi
    -bişey sorabilirmiyim acaba dedim bir gözüm ebrudayken
    -buyrun dedi garson
    -iki çay alabilir miyiz dedim
    -tabi dedi gitti garson
    -offfff çok korkuttun beni öpüşebilir miyiz diye soracaksın sandım offff çok kötüsün dedi
    vay amk. şaka yaptık işte
    kendisine atılan topu gole çeviremeyip
    auta vuran forvetin
    şuttan sonra yan hakemin bayrak kaldırmasını görerek
    hakeme kızması kadar saçmaydı bence kızması
    ulan zaten auta vurmuşsun topu hakeme ne kızıyon korner bile değil
    -hadi gidelim sen gerçekten sormadan dedi
    -çay söyledik acelen ne gündüz vakti ne öpüşmesi geceyi bekle dedim.
    bir an gece gideceğini unutarak
    demez olaydım
    yine üzüntü karanlığı çöktü gözlerine
    -iyi hadi gidelim burdan mekanı su basacak şimdi dedim
    çaylar geldi
    hesabı istedim
    o içmedi bile
    -bir sorun mu var dedi garson
    -işimiz çıktı acil. çayı paket yapamazsınız değil mi dedim. biraz gülsün ebrum diye
    garson komaya girdi —ebru hadi gidelim başımıza kalacak bu ölümlü dedim
    -ne güldürdüğün belli ne ağlattığın belli beni artık dedi.ex ağlaması mimiklerindeyken gülerek
    -benden sıkılıncaya kadar idare et işte dedim
    dışarı çıktık nereye gideceğimiz konusunda en micro bir fikre bile sahip değilken
    o soruyla karşılaşmak
    aynştaynlığımdan nefret ettirdi beni
    -sen seç dedim
    -bize gidelim dedi
    -ben seçeyim dedim
    düşünürken yiyebileceğimiz takların ihtimalini
    -saat kaç dedi
    -ankaraya değerlendirilesi çeyrek zaman var dedim
    -kollarında değerlendirmek istiyorum o çeyrekliği dedi
    hemen gibiniz kalkmasın binler masumca bir söylemdi onun ki
    ebru benim kollarım değerlendirme üçlemesi birleşince bizim ev aklıma geldi
    -hadi bize gidelim o zaman dedim
    -evde annenler varsa dedi
    -evli olmadığımız için onların kızacağı birşey yapmayız herhalde dedim
    utandı. gıcıksın dercesine bakarak
    eve gittik
    evde kimse yok
    artık nerdelerse
    kapıyı kapatmaya kilidi içerden üstünde bırakmaya çalışırken
    arkamdan sarıldı
    döner dönmez de öptü
    ben onu üzmemek için binlik moduna girmiştim o gün. fazla romantizm ve aşk dolu konuşmalar yaparak
    onun akşamki otobüsü düşünmesini istemiyordum o yüzden
    -ruhuma babanın çeki ile sahip olabilirsin ama dudaklarıma asla dedim
    -uzatma dedi tekrar öperek
    kim uzatır amk. sevdiğin kız seni öperken
    —salona geçtik öpüşerek
    yerlerimizi almaya çalışırken koltuktaki
    aklıma ilk gelen ilk şeyi söyledim
    -ateşimi çıkarma lütfen
    -tebeşirli bölümleri içimden okurum dedi edebiyatına kurban olduğum
    bir süre öpüştükten sonra
    o birşey yapmayacağımı bildiğinden midir
    yoksa birşey yapmak istediğinden midir bilinmez
    biraz daha samimi olmaya başladı vücut temasları konusunda
    bu samimiyet hormonlara gerekli uyarıyı yapınca
    ateş damarlarımda eriyen kırmızı kora dönüştü
    alyuvarlarım aşırı ısınma yaptı
    çikolota yemiş bin kuruları gibi
    hiperaktif oldu ters ünlem işaretim
    kendimi kanepeden aşşağı attım
    iyiki yüz üstü düşmedim yoksa peyroni hastası olacaktım
    ömrümün geri kalan kısmında
    ama atlamasamda şu an ilkokul ikiye giden bir velet babası da olabilirdim
    vücut hatlarım normal hale gelince yanına uzandım tekrar
    sarıldık biraz
    dudağın iç hatlarını kullanmadan ufak öpüşmeler derken
    kapı çaldı
    kapının çalma sebebi de anahtarı içerde kilit üzerinde bırakmam
    açtım kapıyı
    annem
    anne hoş geldin dedim telaşlı
    ne suş işledin yine dedi
    misafir var dedim
    o zaten benden önce gördü
    -merhaba kızım dedi
    -hay allah komşuda birşey unuttum gidip alıp geleyim dedi
    anlayışına kurban olduğum biliyor tabi kızı sevdiğimi
    yemedi numarayı ebru ama neyse
    kapıya kadar takip ettim
    -seninle görüşeceğiz kelebek efe dedi
    çıktı gitti
    ebru da toparlanmış bu arada gitmek için
    -çıkalım ayıp oldu dedi
    hak verdim
    bizde çıktık
    konuşurken ebrunun zaten valizinin hazır olduğunu öğrendim
    annesi aradı
    çarşıda onunla buluştuk
    bir kaç bişey alalım diye karar verdiler
    sanki ankarada bakkal bile yokmuş gibi ne varsa aldılar
    centilmen sıfatımı gibeyim herşeyi ben taşıdım
    akşama doğru babasını aradı ebru
    o da çarşıya geldi
    bir restorana gittik
    yemek yedik
    onlar konuşurken bana fazla söz hakkı düşmedi
    okul para dersler sınan tarihleri ne zaman geleceği gibi konuları konuştular
    yemek sonrası oturduk babası kendine bir içki daha söyledi
    alkolik imajı vermemek için aileye ben içmedim
    ebru da zaten yola gidecekti
    otobüs saatine iki saat kalaya kadar oturduk
    evlerine gittik
    ebru el çantasına otu taku doldururken
    ben valizi aldım hep beraber otogara gittik
    annesi ve babası bizden ayrı bir yerde bekledi
    biz sarılarak saati bekledik
    hiç konuşmadan ebruyu da konuşturmadan
    • *vaktin geldiğini perona yaklaşan otobüsle anladık saate hiç bakmadan
    valizleri yerleştirdik ebrunun
    -erkenden bin bende gideyim daha fazla üzülmeyelim dedim
    annesi ve babasıyla vedalaştı
    bana da sarıldı. gözleri dolu dolu
    -seni çok seviyorum dedi derin bir iç çekerek bende seni dedim
    anne ve babasının orda bulunma sebebinden dolayı
    çok istediğim ama alamadığım bir veda öpücüğü vardı
    almam lazımdı onu ama nasıl
    -ebru sen bin lütfen dedim
    -bir an önce göndermek istiyorsun zaten dedi şakayla karışık
    ön kapıdan binip genelde bayanların oturduğu ikinci ön sıra koridora oturdu
    el salladı üzgün üzgün
    muavin diğer valizleri doldurmaya çalışırken yanına gittim
    -aga boş yer var mı otobüsde dedim
    -yok dedi
    -antalyaya kadar gidersen var ama diye ekledi
    bir an düşündüm antalyaya gitsem geri nasıl gelirim diye
    gelmessem ölmem herhalde mantığı ile
    -tamam ben de antalya otogara kadar gideyim dedim
    annesi ve babasına antalyaya kadar bir işim çıktı dedim
    kolay gelsin dediler gülerek
    Tümünü Göster
    ···
  15. 140.
    +1
    61

    otobüs kalkmasına yakın orta kapıdan binip ebru beni görmeden orta sıralardaki yerimi aldım
    otobüs kalktı ebru annesi gille el sallaşırken gözü beni arar gibiydi
    360 derece iki üç defa baktı etrafa ama beni göremedi
    annesi gilde sürpriz bozulmasın diye
    el işareti ile beni deşifre etmediler
    alanya çıkışındaki tünellere yakın bir yere geldik
    muavin yaklaştı bilet olayını çözmek ve parayı almak için
    ona kısaca durumu özet geçtim
    -şurdan bir su alda benden zütürüver dedim ** tamam aga hallederiz dedi benim yaşlarımdaki muavin
    suyu ebruya zütürdü sonra beni işaret etti
    ebru bakmadı bile arkaya tersler gibi yaptı istemiyorum suyu tarzında
    bana baktı muavin almıyor dercesine
    vay amk kıza bak arkaya bile bakmadı
    sonra muavin geldi
    elinde suyla dur ben vereyim dedim
    -abi kız seni tanımıyorsa başımızı belaya sokma atarım otobüsden dedi
    -tamam almazsa atarsın dedim
    kıllandı tabi muavin
    suyu aldım yanına kadar gittim
    -bir su içmezmiydiniz hanfendi dedim asık suratına
    ve hatlarını kaybetmiş rimeline bakarak
    o asık suratta oluşan gülümseme
    birisine duyulan aşkın
    paha biçilmez birşey oluşunun sembolü gibiydi
    ne diyeceğini bilemez haldeyken
    -kelebek diyebildi sadece
    -yanım boş gel istersen dedim
    durmadan arkaya yürüdüm yerime oturdum
    arkamdan o da geldi
    millet ne yapıyor lan bunlar diye baksada giblemedim
    -ankaraya mı geliyorsun benimle dedi
    -iki saat daha katlanacaksın merak etme antalya son durağım dedim
    -neyle döneceksin deli dedi
    -senin aşkınla dedim
    -bende ankaraya zütüreceğim aşkımı dedi
    -orda bırakmadan geri gel ama dedim
    -ben nereye gidersem o da gelecek benimle mecburen dedi
    -çok mu seviyoruz acaba birbirimiz dedim
    -ben acabaları kaldıralı çok oldu dedi ** -bu otobüsde de öpüşmek yasaktır şimdi dedim
    ebru gülümserken
    geçen muavine bakarmısınız dedim
    elimi sıktı ebru yine bi tak yiyecem diye
    -buyrun dedi
    -antalyaya kadar atmazsın beni otobüsden artık dedim
    görevi gereği değil içten bir gülümseme ile yoluna devam etti
    o gider gitmez ebru omzuma yaslandı
    -neden geldin dedi
    -bir kere öpebilmek için dedim
    -daha çok üzüleceğim şimdi dedi
    -daha az ayrı kalmış olacağız ama dedim
    -antalyada bende ineyim gece giderim dedi
    -işim gücüm var başka kızlar bekliyor beni dedim
    bacağımda morarmaya sebeb olan bir çimdik attı
    -bu şakaların öldürecek beni dedi
    -hangi şakam dedim
    bir tane daha morarmaya sebeb vermeden elini tuttum
    bir süre sonra antalyaya vardık omzumdayken kafası
    ve ellerimdeyken elleri
    otogara geldik
    antalya yolcularını alırken otobüs
    ebruyu elinden tutup aşşağı indirdim
    o gözyaşları bende onun o haline üzüntü ile bakarak
    şehvetten çok uzak
    bir kaç ayrılık öpücüğünü sıkıca sarılmayla kombine ederek
    otobüse tekrar bindirdim ön kapıdan
    bu defa el sallayabileceği bir sevgilisi de vardı
    360 değil tek bir açıyla bana bakarken
    otobüs hareketlendi
    keşke gözlerim uzağı çok iyi göremeseydi de ağladığını görmeseydim
    havucun faydalarına isyan ettim
    otbüs gitti
    bu defa isyan edecek başka bir durum daha vardı
    iki saat bekledikten sonra alanyaya giden bir otobüs nihayet buldum
    eve geldim
    kış uykusuna yatmış boz ayılar gibi attım kendimi yorganın altına **kalktığımda kış bitmemiş olmasına
    rağmen ayılığım devam ediyordu
    hiç kalkmak istemedim
    birisinin ekgibliği olacaktı takip eden günlerde
    o ekgibliği hissedince telefona da mesaj gelmediğini farkettim
    ben yazdım
    uyanınca haber ver diye
    iş yerine gittim
    dükkanı açtım
    avaralıktan bir nargile yaktım gündüz vakti
    bir grup turist kafilesi geçti
    rehberlerle alışveriş turuna çıkmışlar
    dericidir altıncıdır ufak esnaftır dolaştırıp
    hanut alıyor satıştan rehberler
    benim nargile içiyor olmam geçen turistlerin dikkatini çekti
    onlar mal mal bakarken
    aslan misali sürü arkasında kalmış
    bana mal mal bakan iki tanesini yakaladım
    gelin deneyin dedim
    hemen atladılar
    birincisine nasıl çekileceğini öğretirken
    rehber en dış kulvardan koptu geliyor
    rehber de
    22 23 yaşlarında bildiğin norveçli amk.
    sarı saçlı mavi gözlü zütü başı düzgün bi kız
    -ne yapıyorsun sen bu hijyenik değil şöyle zararlı
    böyle zararlı bütün avrupa birliği kurallarını saydı bana
    • * -daha önce ölen olmadı rahat ol dedim
    turistler biz tartışırken nargileyi çekmeye de devam ediyorlar
    vay efendim bunlar ona aitmiş. yaptığım terbiyesizlikmiş.
    turistleri kandırıyormuşum
    o saymaya başladıkça ayarım kaçtı
    aldım nargileyi turistin elinden
    rehber konuşmaya devam ederken derince çektim doldurdum tüm bronşları
    suratını duman manyağı yaptım
    -sen görürsün seni şikayet etcem kapattıracam sallıyor amk
    kimi kapatıyon nereyi kapatıyon
    amcık turistin biriside sanki
    rehber bana ilanı aşk ediyor gibinde bile değil ne konuştuğu
    -bu nargile kaç para dedi
    -bu rehberi başından sav öyle gel bedava bile veririm dedim
    rehber iyice tilt oldu
    bu arada benim telefon çaldı
    arayan ebru
    rehber ters ters bana bakarken
    -şükürler olsunki her kadın senin gibi değil dedim
    telefonla konuşmaya başladım
    muhtemelen rehber olduğu için biliyordur hitap sözümü
    -merhaba aşkım dedim başladık konuşmaya
    rehber de gibtirdi gitti turistlerle
    Tümünü Göster
    ···
  16. 141.
    +1
    62

    ebru anlattı da anlattı
    vay seni rahatsız etmek istemedim. benim için uykusuz kalmışsındır diye düşündüm
    bende gider gitmez yattım ondan aramadım mesaj göndermedim diye
    merak etmiştim diye muhabbeti aşka dönüştürdüm yine
    bir müddet sevgi akabinde
    ilk gün ayrılığının üzüntüsü konuşmalarına yansıdı
    ben ebruyu teselli ederken kendim bile inanmadım söylediklerime**akşama doğru aynı rehber yine geldi
    -kapalıyız dedim
    -açıksınız ama dedi
    -sana kapalıyız dedim
    -sen niye öyle konuşuyorsun işini mi kaybetmek istiyorsun dedi
    -bana sen mi verdin bu işi dedim
    -başka nerde çalışacaksın seni işten attırırsam dedi
    benden özür bekliyor gibtiğim
    -git attır ne yaparsan yap dedim
    sanki iş ve işçi bulma kurumu amk.
    -oysa düzgün konuşsan sana satardım o nargileyi dedi
    -haa anladım niye geldiğini dedim. cebimden bir miktar para çıkarıp verdim.
    -al hanutunu şimdi gidebilirsin dedim
    parayı suratıma fırlattı gitti
    ebrunun babası geldi
    -var mısın tavlaya dedi
    kumarı nasıl bıraktı bu amk diye düşündüm kendi kendime
    ama adam harbiden on numara adam kumar bahane dün geceyi merak ediyor
    başladık zarları sallamaya çayı yudumlamaya aynı zamanda
    makara bir şekilde önceki geceyi de anlattım
    arasıra güldü
    arasıra kızına olan özlemini belli etti yüz ifadeleri ile
    -sözünü tuttuğun için teşekkür ederim dedi
    -kendisi benden daha istekli okumaya merak etmeyin dedim
    -yok yok anlattı bana ne söylediğini((okul benden daha önemli) dedi
    -yalan da söylemez ki ebru kıvıramayacağım dedim
    -tekrar teşekkür ederim deyip vedalaşırken
    rehber tur şirketinin türk bir yetkilisi ile geldi
    beni direk es geçip
    ebrunun babasıyla tokalaştılar
    vay amk dedim torpil çıktı bize iyi mi
    onlar konuşurken ben başladım binliğe
    yer bakıyordu rehber
    -parayı ben aldım yerde arama dedim **erkek olsa kesin kafayı atardı o derece sinirlendi
    sonra tanışma faslı oldu
    merhaba merhaba
    beni tehdit etmeye geldiğini düşündüğüm adam
    -yanlış anlaşılma olmuş galiba diye söze başladı
    sahte gülümseme ile
    -aynı dili konuşmuyoruz rehberle ondandır dedim
    bi kaç türkçe daha konuştuk rehber ne diyor acaba bunlar diye bakarken
    -hadi gidelim özür diledi dedi rehbere
    -rehber ben duymadım dedi
    -çok özür dilerim lütfen beni affedin miss rehber dedim.
    hiç inandırıcı olmayan bu konuşma rehberi tatmin etmesede gittiler
    ebru ile bilindik mesajlaşmalar
    mesajın kesmediği ve sesin duyulma hissi olduğu anlarda
    telefon konuşmaları
    üzüntüsünde binbir takla atarak güldürme çabalarım
    telefon konuşmalarını bitirirken
    tekrar tekrar seni seviyorumlar
    önce sen kapat diye uzayan muhabbetler
    gecenin sonlarında mesajlaşırken
    bu son mesajım iyi geceler dedikten sonra
    defalarca daha atılan mesajlarla
    bir haftayı tamamladık
    rehber tur için yine çarşıdaydı
    aynı rehber
    bu defa nargile içmiyordum
    ciğerleri nadasa bırakmıştım
    yanımdan geçerken
    -hava çok temiz bugün dedi bana bakarak(ingilizceden çevirince böyle oluyor amk.
    hay kömür yakmaya üşenmiş ellerimi gibeyim
    nargile yanıyor olsa vermiştim eline o zillinin
    sinirden ,
    lafı yemiş olmanın verdiği altta kalma ezikliği ile
    gittim nargileyi yaktım
    bi daha gelmediler ciğerleri boşuna yorduk anlayacağınız
    ebru ile dolu olan kalbim
    Tümünü Göster
    ···
  17. 142.
    0
    63

    sokaktan geçen liseli kevaşelere bile laf atmama engel derecedeydi
    zütlerini başlarını o yaşta öyle kıvırıyor olmaları beni gaza getiriyor olsada
    ben kontağı ebruda kapatmıştım
    o ne zaman yazsa elimden geldiği kadar
    cevapladım
    her saniyemin raporunu verdim nerdeyse
    o da çok hoşnuttu bu durumdan
    gereksiz gereksiz yok şunu yaptık
    yok bu böyle oldu
    yok şu hoca böyle şu derste şunu öğrendik
    ne varsa anlatıyordu bana
    mimar olacaktım nerdeyse amk.
    bunun da makarasını yaptım elbet
    -sahte diploma ayarla beni de mimar yapacaksın sen bu gidişle diye **bende açık öğretim test
    kitablarından alıp sınavın nisanda olmasına
    rağmen çalışmaya başladım
    kıza oku derken kendiminin kalması
    kendimle çelişir di
    ebru iki defa ceyhunun mesaj
    attığını söyledi
    sinirlenmiş olmama rağmen
    hem ebruyu kırmamak hem de muhtemel bir tartışmayla daha çok sinirleneceğimi bilerek
    ne yazdı bile sormadım
    ama ebru ikisinde de söyledi ne yazdığını
    birincisinde alışabildin mi arkadaşım
    ikincisinde arkadaş olduğumuzu sanıyordum hiç cevap bile vermiyorsun
    • *bir süre beraber çıkmış olan iki kişiydiler benim için
    biri çok sevdiğim ebru
    diğeri de ebruya olan sevgimden dolayı nefret ettiğim ceyhun
    ikisinden de uzaktaydım
    birini sevgiyle birini nefretle anıyordum hep
    ebrunun onu unutamadağı için rötarlı başlayan aşkımız
    şimdi arkadaş oluyor olmaları sebebi ile bende korku uyandırıyordu
    ama ne yapılabilirdi ki amk.
    şimdi ben bir nedenden dolayı ebrudan ayrılsam
    o başka biriyle çıksa ebru
    bende onu unutamayacaktım
    bende tekrar onunla olabilirmiyim umudu ile
    nefret ettiğim ceyhun karekterine bürünebilirdim
    günler geçiyor
    kış mevsiminin ilerleyen ayları olması sebebi ile
    yazın biriktirdiğim paralar suyunu yavaş yavaş çekiyordu
    kolay değil di ebruya mesaj yetiştirmek
    mesaj sayısında azaltmaya gitsem
    benden soğuyor mu acaba tehlikesi ile
    ebruyu gereksiz düşüncelere daldırabilirdim
    bu yüzden hiç azaltmadım
    159 karekterin genelde hepsini kullandım mesajlarda
    parasızlık bacak kaslarına fayda sağladı yürümekten
    içtiğim biraları burnumdan getiren göbek erimeleri yaşadım
    bir kaç lüksümden vazgeçtim
    dünyadaki tek vazgeçemeyeceğim kişi için
    alanya bomboştu benim için
    yoldan geçen insanlara bakarken
    bunların da ebru ları var mı acaba diye düşünüyordum**ben bende değildim
    içimdeki sıkıntıları geçici gülüşlerle atlatmaya çalışırken bile
    gülmeleri kesme sebebim
    ebrudan ayrı oluşumun verdiği üzüntünün aklıma gelmesiydi
    alanyada ki hiç bir şey
    telefona düşen mesaj sesi kadar heyecan verici değildi benim için
    o mesajlaşma ve telefon konuşmaları da
    beni hücremde yatarken anamın hapishane ziyareti gibiydi
    konuşuyorduk ama sarılamıyorduk öpemiyordum
    en başlarda ebruyu teselli eden ben iken
    kendimin daha çok teselliye ihtiyacı olduğunu farkettim
    zamanla gülüşlerim kesildi
    suratımdaki ifadeler ot yiyen inekler gibiydi
    yiyor içiyor ama samansı yaşıyordum hayatı
    ebru bir mesajla veya aramayla önüme ot koyuncaya kadar
    ebru her seferinde benim yanımda olmak istediğini söylediğinde
    soktuğumun okulu yüzünden onu geri çeviriyordum
    ama gözlerim her sabah dükkanı açmadan önce acaba
    bir sürpriz var mı diye iyice sağa sola bakıyordu
    ama acabalar bile nafileydi artık
    benim ankaraya gitme şansım kelebeğin 3 gün kanat çırpabilmesi olasılığı kadardı
    göz yaşları ile çalışsaydı otobüsler 3 4 depo fullerdim hayrına
    ama bazı aşklara tecavüz etmiş maddiyat benim de bacaklarımı açmam konusunda baskı kuruyordu
    dükkana uğrayan müşterilere binbir yalakalıkla bişeyler satacam diye uğraşırken
    rehber hanım yine geldi yalnız olarak
    hiçbirşey yokmuş gibi ben dışarda otururken yanımdaki tabureye oturdu
    —işler nasıl dedi
    -ne dediğini anlamıyorum dedim
    -ingilizce bildiğini biliyorum dedi
    -bilmediğimi söylemedim seni anlamıyorum dedim
    -bana öyle davranmasan sana müşteri getirirdim dedi
    -davrandım getirme dedim
    telefonu çıkardım ebruya mesaj attım nasılsın falan fistan diye
    mesaja cevap verirken
    -birşey ikram etmeyecek misin mesela elma çayı dedi
    -turk misafirperverliği yok bende dedim
    -parasını ben vereyim dedi
    -şurdan 50 metre ilerle sonra sağa dön caddeyi takip et karşına cafe çıkar orda harca paranı dedim
    -tam bir züt deliğisin dedi
    sinirlendim kaltağa
    ama sakinliğimi korudum
    -seni hiç kuş yuvasına zütürdüler mi dedim?? tecavüzcü çoşkun bakışları ile(kuş yuvası bir döneme damga
    vurmuş alanyalı bir kaç kişinin hollandalı turistleri oraya zütürüp tecavüz ettikten sonra da uçurumdan
    attıkları yerdir)
    -senin gücün yetmez ona dedi
    -kuş yuvasına zütürmeye gerek kalmadan aynısını yaparım sana dedim
    mal mal baktı
    -git kendine bir tane gibici bul benimle uğraşma dedim
    bir bayana böyle davranmak doğru değildi belki
    hem de turist bir bayana
    hemde çekici olan bir bayana
    ebru olmasaydı hayatımda gibimin verdiği emirlere uyar gereğini de yapardım kıza
    hayat bir torba biber gibidir
    içinde acıları da çıkar
    bazen ilk ısırışta değil de biberin sapına yaklaşınca anlarsınız acı olduğunu
    bundan sonra her bibere korkuyla yaklaşırsınız
    Tümünü Göster
    ···
  18. 143.
    +1
    Prezervatif
    ···
  19. 144.
    0
    64

    elifden yanan dilime bir de rehberin biberini sürmek istemedim
    ebrum bildiğim en tatlı biberdi benim için
    en azından acı kısmına gelmemiştim henüz biberimin
    çok durursan elini bırakır giderler, çok koşarsan nereye gidiyor bu deli diye peşinden gelirler
    ben deli olmuşum rehber de peşimden gelen **turizm de çalışan erkekler bilir
    bir erkek için bayan rehber bulunmaz nimettir.
    istediğin zaman el altındadırlar
    bu kızda güzel bir rehber olduğu için alanyada her gittiği mekanda
    yalakalık yapılmış
    mutlaka peçeteden güller yapılmış
    barlarda kokteyler ısmarlanmış
    yani anlayacağınız zütü kaldırılmıştı
    benim onu giblemez tavrım ilgi çekici gelmiş olacak ki
    4 gün sonra iki aile ile geldi
    normalde ender rastlanır bir olaydır
    hiç bir rehber tur günleri hariç bir hediyeliğe gelmez
    kuyumcu olur derici olur yüksek cürodan yüksek hanutlar alacakları için gelirler ama hediyelik çok
    nadirdir
    ben dükkanın önünde oturuyordum
    rehber söze girdi
    -bunlar nargile satın almak istiyor.bir tane yakıp denettirir misin dedi
    alanyada o kadar hediyelik var amk. beni mi buldun
    ama maddiyattan dolayı yakamam da diyemedim
    ne kadar para o kadar mesaj ebruma
    -ingilizce biliyorlar mı dedim
    ki hepsi bilir ilkokul çağında başlıyorlar öğrenmeye
    -biliyorlar dedi rehber
    -o zaman ben hallederim sen otur dedim.
    bozuldu ama çaktırmadı
    turistlere de
    -nargileyi yakarım ama almazsanız tütünün parasını alırım dedim
    kabul ettiler
    üç aşşağı beş yukarı gırgır şamata derken iki tane nargile sattım
    nargile salonlarında içtiğiniz kaliteli olanlardan
    istediğim fiyatı vermedikleri için
    şaka ile karışık ısmarladığım 7 tane elma çayının parasını da istedim
    vermediler
    o zaman poşet vermem dedim
    ellerinde nargilelerle gülerek gittiler
    rehber de sonra görüşürüz diyerek gitti **görüşmek istemezdim ama gelecekti mecburen
    nargile parasının yüzde onunu bir zarfa koyup kasaya koydum o gelince veririm diye
    biz ebruyla çılgınça mesajlaşıp konuşmalara devam ediyorduk
    zaman içinde arkadaş çevresi edindi
    o arkadaş edindikçe ben ona daha iyi davranmaya
    şaka yaparken dozunu onu kırmayacak şekilde ayarlamaya başladım
    bu okulda sadece kızlar okumuyordu
    erkeklerde okuyordu
    ebru da güzel bir kızdı
    muhtemelen onu uzaktan uzağa kesecek ondan etkilenecek erkekler olacaktı
    ebrunun onlardan etkilenmesini engellemek için
    gittiğin yerde erkek var mı diye sürekli baskı yapmak
    sürekli kiminlesin
    kimlerle arkadaşsın demek beni itici yapacaktı
    tek taktik ebruya onun sahibi değilde
    sevgilisi olduğumu değişik yollarla hatırlatmaktı
    bu yüzden kendimden ödün verdim
    ben sormayıp sürekli baskı yapmayınca o zaten kendiliğinden herşeyi anlattı
    benim ona verdiğim güven ise
    her gece evde olduğumu bilmesi
    her dışarı çıkılası hafta sonlarında o beni aramazsa ben onu arayarak evde olduğumu bir şekilde
    inandırdım
    çoğu zaman sende çık eğlen desede
    ben onu merak içinde bırakmamak adına hiç çıkmadım
    aklında hiç acaba sorusu kalsın istemiyordum
    ondan daha çok ben onu kaybetmekten korkuyordum
    önce rehberden başlayayım
    parayı almak için geldiğini sandığımda parayı almadı
    bazen sana uğrarım yorgunluk kahvesi içerim sen ısmarlarsın dedi
    alması konusunda ısrar etmeme rağmen almadı
    iki defa geldi
    kahve içmek için
    ilk seferinde benim hakkımda birkaç soru sorunca
    kız arkadaşım olduğunu söyledim
    onu çok sevdiğimi okuduğunu anlattım
    ikincisinde ki önemli olan bölüm
    hiç dışarı çıkmaz mısın dedi sallamak adına ben müslümanım içki içmem öyle ortamları da sevmem dedim
    hem dinci hem sevgilisi olan hem aksi hemde kendinden 3 yaş küçük olan birinde daha ne arayabilirdiki
    • *bir müddet ortalarda gözükmedi zaten ama sadece bir müddet
    ebrunun annesi ve babası iki defa onu ziyarete gittiler
    ilkinde beni de davet etmiş olmalarına rağmen maddi yönden utanca düşmemek için gitmedim
    lan salak gitseydin özlemedin mi ebru nu diyebilirsiniz ama
    gitmedim işte salak konusunda haklı olabilirsiniz
    ikincisinde sağdan soldan ufak maddi destekle bende gittim, ebruya
    bizi beklediği buluşma noktasında gelinler gibi süslenmiş
    heyecandan ne yapacağını bilemez bir haldeydi
    arabın arka koltuğundan onu gördüğümde
    işte bu kız kalbime bunları yaşatan dedim kendi kendime
    ilk karşılaşmada utanç ve heyecandan nasıl
    ona koşacağımı bilemediğim için
    zaman kaybıyla indim arabadan
    karşımda duruyordu
    annesi babası için okuyan gurur kaynağı
    sağında solundan geçenler için sıradan bir vatandaş
    benim için kalbin ritim temposu
    ne sağında gelip geçenler durdurabildi onu
    ne de annesinin şevkatle sarılma isteği
    onun için an itibarı ile bir tek adres vardı gidilecek
    kollarım
    sıkı bir sarılmanın arkasından yerimi annesine bıraktım
    gözü bendeyken onlarla da sarıldı
    bana bakarken suratındaki ne kadar özlemişim seni ifadesine
    sıcak bir gülümseme ile cevap verdim
    annesi alınmış olacak ki
    -bazı kişiler bizden daha değerli olmuş sizin için ebru hanım dedi gülerek
    -bacaklarım adresi şaşırdı anne özür dilerim dedi
    bense konuşacak birşey bulamıyordum salak salak gülüyordum işte
    • *nereye gidelim çıkmazına tekrar girdik
    ortaya fikirler atıldı
    ben yorum yapmadım çünkü ebruyla öpüşemeyebilme ihtimalimiz beni düşündürüyordu
    bana uyar dedim her yoruma
    tuz gölüne gidip kafamızı tuza sokalım deseler kabul edecek derecede kulağım onlarda değildi
    gözlerim çapkın gülüşlerle ebrunun üzerindeydi
    zaten başka yerlere baktığım da yeterdi
    gözlerim onsuzluğu görmekten isyan etmeye başlamıştı
    isyan başlamadan bitince gözlerim ebruya yavşadı
    Tümünü Göster
    ···
  20. 145.
    0
    65

    arabayı alıp bir otoparka bıraktık
    sonra yolda yürürken hep beraber
    kalabalık olan kaldırımda
    dördümüzün arasına yurdum insaları girince ufak tefek kopmalar oldu
    bir kaç adım ebruyla geride kalıp sonra yetişiyorduk devam eden muhabbete katılmak için
    dayanamadım
    yürür halde iken ebrunun kolunu tuttum yavaşlamasını sağladım
    öpmekle öpmeye çalışmak arasındayken
    babasının bize bakıyor olduğunu farkettim
    rezil olmak dedikleri bu olsa gerek amk.
    bizi görmezden gelmiş gibi davransada rezil olunmuştu artık
    ben o rezillliği yaşarken
    ebru beni öptü kimseye aldırmadan
    bir kaç yürüyüp vücudun yükünü ayakların üzerinden alıp zütün üzerine taşıyacak bir mekan bulduk
    yine ben içgüveyi gibi onların konuşmalarına kulak verdim sadece
    ebru yanımda olmasına rağmen
    onu çok özlemiş olmama rağmen
    konuşacak hiç birşeyimiz yok gibiydi
    gün boyu mesajlaşırsan öyle olur tabi amk.
    yalnız da değildik ki hiç durmadan aşkımı tarif etsem ona
    ellerimiz terleyinceye kadar el ele geçirdik akşama kadar terden de kimse şikayetçi değildi zaten
    kulağına fısıldamalarla özelimizi bulabildik ancak
    sonra ayrılık vakti geldi
    kurban bayramında sınavlar nedeni ile gelemeyecekti ebru
    bunun da üzüntüsünü teselli etmek bana düştü **ayrılık vakti gelince ebru annesine sarılarak ağlıyordu
    fakat esas ağlama sebebinin herkes farkındaydı
    babası ile de formaliteden vedalaşırken
    ben 3. sıradaki yerimi koruyordum
    ebru ilk ikiyi utanmasa pas geçecekti
    bayramlaşma sarılması gibi annesi ve babasını geçerek
    bana geldi
    gözyaşlarına hakim olmaya çalışsamda
    sadece tutuksuz yargılayabildim
    aktılar hesabını sonraya bıraktım
    mutlaka sorulması gereken bir hesab vardı gözyaşlarımdan
    çünkü sevdiğimin daha çok üzülmesine sebeb oldu
    uzatmamak en iyisiydi
    derin bir nefesle içime çektim gözyaşlarını
    -sensiz yaşayamıyorum dedi ebru
    -biraz daha dayan senin ölümüne azmeddirici olmak istemem dedim
    -seni bu kadar sevmesem ölüm korkusunu hiç hissetmeyecektim galiba dedi
    -ben seni bu kadar sevmesem sensizken ölümü yaşamayacaktım dedim
    yine sarıldı. yanağıma bir öpücükle
    zor da olsa ayrıldık
    alanyaya geldik
    yine aynı mod
    anlamsız düşünceler
    manasız insanlarla devam edecek bir hayat
    acı vereceğine emin olduğum onsuz geçecek hayli zaman
    zaman geçti gitti
    sezon açılmaya başladı
    ebrunun sınavdan sınava koşarken bile beni hiç aksatmadı
    sezonun açılma sinyali dükkan başına düşen turist sayısının artması ile yandı
    nihayet cüzdanımın içinde kimliğim yalnızlığını para ile paylaşmaya başladı **rehber belki ebrudan
    ayrılmışımdır
    diye bir kaç defa daha geldi. ebruyla mesajlaşarak sessiz yanıtlar verdim
    belki dini terk ederek içmeye başlamışımdır diye
    -hayatını değiştirdin mi yoksa hala ev iş mi diye sordu
    -sadece camiyi değiştirdim gerisi hala aynı dedim
    ben sınav için antalyaya gidip gerekli şıkları işaretledim
    sonra elif geldi
    yine aynı dükkan
    ama bir senenin ona verdiği olgunluk
    sadece vücut hatlarına değil kendisine de yansımış gibiydi
    beni hiç takmadı
    ben geldim bile demedi
    artık eskisi gibi dükkanın önüne çıkıp sürekli bana bakmıyordu
    bana hiç bakmıyordu nerdeyse
    başka biriyle kafayı yemiş olsa gerek diye hiç sallamadım
    zaten ebru da sınavlarda son bildiklerini yazmış gelmek üzereydi
    annesi gil ona o annesi gile sürpriz yapma peşindeyken
    babası ona otobüsde yer ayırttığını söylemiş
    babasının planı o saatte otogarda olmak arabayla onu getirmek
    ebru da onlara sürpriz yapmak isteyince bir gün önceki otobüse binmiş
    ki onlar yola çıkma hazırlığı yaparken sürpriz ben geldim diyebilsin
    bana bunları alanyaya gelip benle hasret giderip
    babası gil ankara yoluna çıktıktan sonra söyledi
    -neden boşuna gönderdin dedim
    - seninle bir gün yalnız olabilmek için dedi
    -bak işte beraberiz dedim
    -ama gün yetmiyor geceyi de katmak istiyorum dedi
    adamları boşuna ankaraya gönderecek onlar yoldayken de biz beraber olacaktık
    plan hoşuma gitmesede özlemiştim amk. ebruyu zaten ankaradayken de yeterince hasret giderememiştik
    dükkanı erken kapattık
    onların eve gidemezdik çünkü ebrunun kardeşini zütürüp zütürmediklerini bilmiyorduk
    bizim eve gidemezdik benim ahali ordaydı **bir apart otelede gidemezdik
    insanların ebruya huur gözüyle bakmaları hoşuma hiç gitmezdi
    bir arkadaşın turist kız arkadaşının ailesinin evi vardı alanyada
    o orkadaşı aradım
    durumu izah ettim
    okey verdi
    ebrunun valizleri dükkanda bırakıp
    anahtarı almaya gittik
    ordanda ebruyla o eve gittik
    içimizdeki ahd edilen öpücüklerin acısını iyice çıkardık
    babası ankaraya sürpriz yapmak için vardığında ebruyu aradı
    otobüse binmiyor musun diye
    ebru durumu izah etti
    gerekli konuşmalar ve kendi aralarındaki sürprizin sürprizi muhabbetinden sonra
    biz kaldığımız yerden devam ettik
    sonra yatak odasına geçtik
    beraber yattık bir kaç defa cinsel ilişki arefesine geldik ama
    ama hiç bayramı göremedik
    şeker torbası hep boş kaldı benim bayram çocuğunun
    ilk defa bir geceyi tamamen beraber geçirdik
    gol yoktu ama gönüller kazandı
    sabah olunca başka bir telaş kapladı bizi
    ebru gece evine gitmemişti
    erkek kardeşi evdeyse gece eve gelmediğini babasına söyleyecekti
    Tümünü Göster
    ···