/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +3
    35

    ebruyu evine bırakırım herhalde düşüncesi ile dükkandan çıktık
    -ebru nereye gidiyoruz dedi
    -seni eve bırakayım dedim
    -evde beni yalnız bırakma sende gel dedi
    -ebru geç oldu.hem artık gelmeyeceğimi söylemiştim sana utanıyorum dedim.
    -gel bir yorgunluk kahvesi içelim söz istediğin saatte gidersin dedi
    şöyle yukarı bir baktım evde ışık yanmıyor.iki ihtimal var ya evde kimse yok ya da yatmışlar
    iki ihtimalde benim istedmediğim bir durum.
    eğer evdelerse ve yatıyorlarsa rahatsız etmek istemiyorum.
    eğer dışardalarsa ve eve gelip bizi görürlerse yanlış anlarlar diye istemiyorum
    zaten eve çıkarsam ebrunun rahat durmayacağı belli.
    haa istemiyor muyum ebruyu öpmek?? çok istiyorum ama bana nedense onların evinde yapmak
    tamamen racon dışı geliyor
    -birşey içmek istiyorsan gel başka bir yerde içelim ama eve çıkmayalım. dedim
    -tamam nereye gidelim dedi
    -bilmem dedim
    -hadi sizin eve gidelim dedi
    -ebru saat geç oldu merak ederler dedim
    -arıyorum dedi
    annesini aradı. biraz geç geleceğini söyledi.bi kaç şey daha konuştular. ismim de geçti bir ara
    sonra bana dönüp tamam dedi hadi gidiyoruz
    annem yaylada babamla. muhtemelen bilader evdeydi
    onu aradım nerdesin diye
    -arkadaşlarlayım abi dedi
    -tamam ben haber vermeden eve gelme dedim
    -olm eve turist kızı atma komşular şikayet eder anneme dedi
    evet o ihtimal de vardı. saat geçti ama gören olabilirdi
    -tamam sen işine bak dedim **bindik taksiye içimde acayip bir heyecan.ama kızı gibme heyecanı veya
    onunla yalnız kalacağımız heyecanı değil
    bi takluk çıkarmı kaygısının heyecanı
    girdik eve tabi kimse yok
    -sen geç ben sana bi çay yapayım dedim
    bir kere öptü tamam dedi
    içeri geçti
    bende suyu ısıtırken
    içeri girdim
    koltuğa oturmuş beni bekliyor
    -gel dedi oturmam gereken yere elini vurarar
    oturdum
    yine sarıldı öptü. bende karşılık verdim
    bir müddet sonra oturarak öpüşme yavaş yavaş koltuğa uzanarak öpmeye döndü o üstte ben altta
    heyecanla beraber cinsellikte ön plana çıkmaya başladı bende
    bunu o da hissetti tabi üzerimde olması vesileli ile.
    ama ben yanlış birşey yapıp tokatı tekrar yeme korkusu barındırıyordum yüzümdeki sinir uçlarında
    ben kendimi tutamaz ve dudaklarından boynuna doğru dudaklarımı kaydırmaya başlayınca
    nefes alma ihtiyacı duyarak
    -şu çay suyuna bir bakayım dedim
    -su yanmaz merak etme dedi
    -ben kendimi yakacam ama dedim altından sıyrılarak kalktım
    biraz da yavaştan alarak gibimdeki damarların içindeki kanın sınırlarını aşmak istemesini engllemeye
    çalıştım
    bir süre sonra çayları hazırladım dalga da eski haline döndü benim
    yanına tekrar gittim.
    çay içerken
    babası aradı
    aha dedim taku yedik diye düşünürken
    • *babasını fırçalayarak
    -tamam bana çocukmuyum ben aradığınız zaman ulaşıyorsunuz işte dedi
    bu kötü bir histi beyler ebrunun benim için babasına bunları demesi o gecenin uzun olacağının
    göstergesiydi
    ayrıca oldum olası ailesine ters konuşanlardan nefret etmişimdir.
    amın çocuğu onların gibi ve amı terksin işte
    -tamam hadi zütüreyim seni dedim
    -yok ben konuştum dedi
    -ebru hiç hoşlanmadığım şeyler yapıyorsun dedim
    -ne oldu dedi
    -neyse boşver dedim
    surat yaptı kalktı
    -istenmediğim yerde durmam dedi
    -istendiğin yere de gitmiyorsun ama dedim
    -sen beni istemiyorsun o zaman dedi
    -konuyu saptırma dedim
    -ya konuştum kelebek tamam sorun yok işte dedi
    -ne yaparsan yap benim yanımda onlarla böyle konuşma bir daha dedim. biraz gerginleşen bir ortamda
    -biz seninle anlaşamayacağız galiba dedi
    evet amk. aşk bu işte.sen o kadar ayılıp bayıldığını söyle öp kokla. sonra bir küçük olay olsun
    biz seninle anlaşamayacağız olur muhabbet
    nerde kaldı aşk? nerde kaldı uğruna ölmek
    -benim bugün olup yarın olmama ihtimalim var ama onlar senin hep ailen olacaklar dedim
    bunu söyledikten aklıma çok kötü bir düşünce geldi
    ”acaba kız,ben ailenle aranı iyi tut derken ailesinin parasında gözüm olduğunu düşünür müydü??”
    inşallah düşünmezdi
    -ben gidiyorum kelebek dedi
    -biraz daha otur ben seni bırakırım dedim
    -yok gidecem dedi
    bilirsiniz amk. kız alınganlıkları 5 yaşındaki yeğeniniz gibi davranırlar
    -ebru otur lütfen böyle gitme dedim
    -ben senin için neler yapıyorum sen bana neler diyorsun dedi
    -benim için başkalarının kalbini kırmanı istemiyorum dedim
    -ama sen bunun için benim kalbimi kırıyorsun dedi
    hatasını da kabul etmiyor amk.
    -tamam özür dilerim. kusura bakma dedim
    -tamam önemli değil ben gidiyorum dedi
    kalktım sarıldım. sonra biraz da zorlayarak öptüm
    zorlama ile tekrar öpmeye çalışırken artık zorlamaya gerek kalmadığını gördüm çünkü o da karşılık
    veriyordu
    evet lan kavga sonrası daha heyecanlı oluyordu öpüşmek
    heyecanıma jr.kelebek te yenik düşerek karşılaşmaya ayakta devam etme kararı aldı
    maç öpüşmeyle devam ederken
    ben ebruyu fazla zorlanmadan koltuğun üstüne nakavt pozisyonuna getirdim
    ama esas nakavt olan cinsel abazanlığımdı.
    artık tahret mahalinde sürtünmelerde olmaya başlamıtı
    bunlara dokunmalarda karşılıklı olarak eklendi
    ama vücudum istemsiz olarak ebruyu çok istediğimi belli etmeye başladı
    bunu da ebru hissetmiş olacak ki
    -daha önce hiç yapmadım şu an hazır değilim ama ilk senle olacak söz dedi **ebrunun böyle demesi
    içimdeki cinsel hormonların kurumasına neden oldu
    evet soru bile sormadan cevabını bilmek istediğim bir soruya net bir cevap almıştım
    kim sorabilir ki o kadar sevdiği birisine bakire misin diye??
    -tamam. yine ileri gittiysem kusura bakma dedim
    -bende gidiyordum az kalsın dedi gülerek
    bir müddet sonra taksi çağırıp eve bıraktım
    ertesi gün işe tekrar gittim.
    elif yine ordaydı
    ben ebruyu düşünürken sabit bir yere bakıyordum mesela o biraz yürüyerek bakış açıma girip orda
    bekliyordu
    onu görünce yüzümü çeviriyordum sonra ister istemez yine ebruyu düşünürken bir yere dalıyordum
    o yine oraya geçiyordu
    sabah gelince günaydın
    yemek yerken az yaklaşıp afiyet olsun
    durup dururken hayırlı işler
    nasılsın gibi diyalog kurma peşinde gibi görünüyordu
    her seferinde tersleyip selamlarını almamama rağmen inatla bir şekilde diyecek birşey buluyordu
    ebru dükkana yine sürekli geliyor
    ama elif ebru dükkandayken her hangi kendini farkettirici bir hareket yapmıyordu
    ebrunun sürekli dükkanda olması patrona da rahatsızlık vermeye başladı
    -olm ne yaptın lan bu kıza hamile mi yoksa peşinden ayrılmıyor dedi
    bi dakika patron kere giberim seni ama akıllı ol amk.
    sevdiğim kızla böyle konuşma
    -ben çağırıyorum dedim
    -haa iyi o zaman dedi
    ama rahatsızlığı da belli oluyordu
    gibimde mi amk. **bir gün erkek arkadaşlar dışarı çıkmayı teklif etti
    ebrudan da izin alarak dışarı bir discoya gittik
    yaz olması vesilesi ile discolar ana baba günü
    alanyadaki discolar bilen bilir çok yakındır bir birine
    birine girersin ortamı beğenmezsen çıkarsın diğerine geçersin
    3 sap olmamız genelde discolara girişi bizim için zor hale getiriyor olsada
    genelde insanları tanıdığımız için herhangi bir sorun olmadı
    bende gözcü onbaşılar gibi ebruya sürekli durum bildiriyorum
    bir iki tane yer değiştirken disconun birinde
    kimi gördüm??
    elifi
    yalnız mıydı??
    hayır
    yanında bir sapla beraber disconun önündeki barda dans ediyorlardı
    kafası da hafiften güzel olduğu sallanışından belli
    birden ayağıma bu kızdan kurtulmak için fırsat geçtiğini düşünerek
    kendimi ona göstermeye karar verdim
    bu sayede onu bir erkekle görmüş olacaktım ve bu durumda benden uzak duracaktı
    elifle yanındakinin biraz daha samimi bir şekilde dans etmeye başladıklarında
    yanına yaklaştım
    elifin suratının bana dönük olduğu yere geçtim
    10 saniye kadar farketmedikten sonra
    bana bakınca
    gülerek ve vaayy gibisinden
    -iyi eğlenceler dedim
    kızardı biraz ayrıldı lavuktan
    bende hemen olay mahalini terk ettim
    kendi kendime sevinirken ve diğer arkadaşları alıp başka yere gitme planı yaparken
    arkadaşların 70 lik bacardi şişesine sex on the beach kokteyli yaptırıp kızlarla shot şeklinde
    ısmarlamaya çalıştıklarını gördüm
    eh amk. gidemeyeceğimiz anldıbına geliyordu bu **bir an önce bitsin diye bende iki shot attım. topu
    topu 17 tane çıkar zaten
    -olm gibtir git kendine içki al diye de terslendim 3 üncüyü içmek isterken
    -hadi gidelim başka yere dedim
    -amk. manitan var bizi bari düşün takılalım az acele etme dedi
    bu arada elif ne tak yiyor diye kafamı çevirdiğimde o lavuğu yanından çoktan gibtir etmiş
    tek başına ona asılmaya çalışan erkeklerle mücadele ediyor
    ama kafası da benden tarafta
    bu arada ebruyla telefonda mesajlaşarak geyik de yapıyoruz
    bana belli etmeden yanında kim var ne zaman gideceksiniz gibi sorular sormaya çalışıyor
    bende onu gıcık etmek için binliğine onu kızdıracak şeyler söylüyorum turist kızlar hakkında
    derken yanımda dikilen bir şahsiyet olduğunu farkettim
    kafamı döndüğümde elifi gördüm
    -sadece dans ediyorduk dedi.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 77.
    +1
    36

    -banane dedim
    -haberin olsunda dedi
    -ne yaparsan yap beni ilgilendirmiyor dedim
    mesaj yazmaya da devam ediyorum
    o konuşurken benim kulağıma eğiliyor yüksek sesten dolayı
    -bişey içermisin dedi
    -yok gidecem birazdan dedim
    -beni de bırakırmısın eve dedi
    -araba yok bende. taksiyle gidecem dedim
    -tamam beraber bineriz o zaman dedi
    -paran yoksa para vereyim git dedim
    -param varda korkarım yalnız gitmeye dedi
    -madem korkuyorsun niye yalnız geldin hem baya cesurca dans ediyordun az önce dedim
    bunu benim kıskançlığım olarak algılamış olacak ki
    -kıskandın mı dedi
    -kıskanılacak kişi kategorisinde değilsin benim için dedim
    ne kadar terslersem o kadar inat ediyordu
    -hem kimse teklif etmiyor ki çıkmak için dedi
    -yanlış kişilerden teklif beklediğin içindir dedim
    sıkıldım. kendimi ebruyu aldatıyor hissettim. arkadaşlara ben gidiyorum dedim
    mekanda çıkmaya çalışırken kalabalığı yararak o da arkamdan geldi **ben bu durumdan çok daha
    rahatsız oldum.
    ebrunun bir tanıdığı.
    ceyhun bini veya tayfasından birisi
    beni o halde görüp yanlış anlayabilirlerdi
    merdivende bekledim
    bana yetişti
    -sen nereye dedim
    -taksiye kadar geleyim lütfen dedi
    -elif burda kal gelme arkamdan dedim
    -ben başka taksiye binerim dedi
    -elif gibtir git başımı belaya sokma benim dedim
    -sen gibtir git dedi
    oh canıma minnet
    -tamam gibtirip gidiyorum dedim
    yürüdüm aşşağı indim. kapıdaki kalabalıktan geçmeye çalışırken
    arkamda ilerlememi bildiren el yine elifin eliydi
    ···
  3. 78.
    +2
    37

    dışarı çıktım ondan sıyrılarak
    taksiye doğru hızlı adımlarla ilerlerken
    arkamdan yazlık kısa topuklu ayakkabısıyla koşarcasına yürüyen yine elifti…
    • *bir kız bu kadar bir olayı abartamazdı
    abartmamalıydı.
    gibtir ettim amk.hep ters davrandım hala yüzsüzlük yapıp peşimden geliyor
    ceyhun bini de piyasada görünmüyordu
    acaba ceyhun mu gönderdi bu kızı diye düşündüm ama
    imkansızdı amk. kız gelmiş işe başlamış kuyumcunun bir tanıdığı vesilesi ile gelmiş
    ama olabilme ihtimali bile beni korkuttu ve adımlarımı daha da hızlandırdım
    abi sıra hangi takside derken artık koştu mu ne yaptı amk. elif de arkamdan yetişti
    muhattap olmak istemezcesine tanımıyormuş gibi yaparak direk taksiye bindim
    taksicide bininceye kadar o da arkaya bindi
    taksici nereye gidiyoruz dedi
    arkamı döndüm adres ver dedim
    yeri söyledi
    daha kalkmadan ne kadar yazar abi dedim
    taksimetre ne yazarsa o dedi
    ortalama dedim
    bi rakam söyledi
    biraz da fazla vererek
    bu kızı oraya bırak abi dedim indim taksiden
    sonra arabanın arka kapısına geçtim ki kapıyı açıp çıkmasın
    onu gönderdikten sonra
    bende bir taksiye binip eve gittim
    ebruya da eve gittiğimi iyi geceler dilediğimi söyleyip yattım
    ertesi gün ebru dükkana geldi
    bi kaç geyikten sonra asıl gelme amacı olan dün geceye lafı getirdi
    şuraya gittik böyle yaptık
    buraya gittik bunu yaptık diye bi kaç olay anlattım
    -başka?? dedi
    bunu duyunca galiba bi taklar duydu bu diye dünki olayı anlatmaya karar verdim —elif i de gördüm
    dedim
    hemen tepkiyi gösterdi
    -bak sen elif le eğlendik demek
    sakin görünmeye çalıştım
    -yok hayır erkek arkadaşıylaymış dans ediyordu selam verdim dedim
    -sanane niye selam veriyorsun. neden rahatsız ettin dedi
    amk bu kadarını duyunca delirmiş görünüyordu. gerisini anlatsam tam domaltacak beni elifin çalıştığı
    dükkana doğru
    ama anlatmazsam ve eğer birisi ona ,çıkışta veya takside beraber gördüğünü söylemişse
    domaltmadan ayakta giber diye düşünüp
    geri kalan hikayeyi de anlatttım
    hiç bir gibim söylemedi
    -hiç birşey yok ebru olsa zaten sana sürekli mesaj atmazdım dedim
    -ben saat 3 ten sonra(son mesaj) ne yaptığını nerden bileyim dedi
    -hayatım geçekten birşey yok istersen elife sorabilirsin dedim
    -kendin sor kendin cevabını al kelebek dedi
    kızdım bekle burda dedim
    ebruyu kaybetme korkusu sardı beni amk
    karşıya gittim
    elifi sordum işe gelmemiş
    eh amk.yaa hastalanmış gelmemiş
    ebruya tekrar dönüp
    -işe gelmemiş bugün dedim
    -artık ne yaptıysan kıza dedi
    ben sinirden of pof çekerken
    kalktı gitti
    bu gereksiz olduğunu düşündüğüm hal ve terkedişi kalbimde fatmagüle tecavüz edilişi hissi verdi
    hiç haketmeden haksız yere kalbime gereksiz bir yarak girdi. kalbim gibildi amk.
    ne tak yaparsam yapayım bir süre konuşmanın çözüm getirmeyeceğini düşünerek
    ilk hamleyi tekrar ondan bekledim
    Tümünü Göster
    ···
  4. 79.
    +3
    38

    madem seviyordu gelirdi??
    daha önce gelmişti, tekrar gelirmiydi??
    gelmedi binler
    taaaaa ki babası gelene kadar
    babasına geçmeden önce ertesi gün elif kendi dükkanına geldi
    çağırdım gel diye
    -efendim dedi
    -aferim dedim. sonunda ayırdın bizi
    -biz seninle birleşmedik ki ayrılalım dedi
    aklına mantığına sokayım elif
    -ebru ve ben ayrıldık senin yüzünden dedim
    -ben ne yapmışım dedi
    -bo var peşimde dolanıyorsun dedim
    -kim dolaşıyor senin peşinden dedi
    -seni kıskandığı için terk etti dedim
    -o gece bizi mi görmüş dedi
    -ben anlattım dedim
    -hem sen salaksın hem o salak o zaman dedi
    -ne yaptık ki.hem sen anlatıyorsun hem de o kıskanıyor dedi
    -yapalım istersen de boşuna kıskanmış olmasın dedim
    -düşünmem lazım dedi
    hay gibim yaa tam cinayetlik kız amk. biri bunu vursa yemin ediyorum adalet önünde yalancı şahitlik
    yaparım
    -elif git.bir daha lütfen diyorum ama lütfen benden uzak dur dedim
    baktı kaldı bana
    -uzak durma süren şimdi başladı hadi güle güle dedim
    yine bozuldu gitti
    zaman geçti binler ebrudan hiç haber gelmedi
    gözüm yollarda kaldı belki yine gelir dükkanın önünden geçer diye geçmedi
    bir gün babası dükkana geldi
    oturduk 3 5 muhabbet ebrudan ayrıldığımızdan haberi yokmuş gibi
    -ebruyu okul ve yurt işleri için ankaraya zütüreceğiz. düşündüm ki ona sürpriz yapalım seni de zütürelim
    dedi
    lan biz kızla konuşmuyorduk ki amk. yada kız benle konuşmuyordu demek daha doğru olur. resmen terk
    etti beni
    ama bu durumu babasının bilmemesi ilginçti
    hiç mi üzgün gözükmedi evde amk
    hiç mi farketmedi babası dışarı eskisi kadar çıkmadığını
    -ne zaman gideceksiniz dedim
    -yarın gece 1 de yola çıkacağız dedi(alanya/ankara 7 saat arabyla beyler)
    -tamam patronla konuşayım ben size haber veririm dedim
    -tamam bekliyorum dedi gitti
    dedim patron olay böle böle gitmem lazım
    olm iş güc derken gözünü seveyim dedim kaptım izni
    ama bakalım zaten ebru ne tepki verecekti
    babasını arayıp
    -tamam geliyorum ama madem sürpriz yapmak istiyorsunuz, beni evin ordan değilde alanyanın çıkışından
    tam sürpriz olsun dedim
    -süper fikir yarın gece yola çıkmadan 5 dakika önce sana haber veririm. sende gidersin oraya dedi
    anlaştık
    gün geldi. gece oldu
    babası beni aradı **ama ben zaten yarım saat önceden taksiyle ordayım amk.
    intihar mı edecen burda ne işin var diye de makara yapıyor
    bir nevi intihardı aslında kendimi kurban edecektim ebruya ya kollarına düşecektim ya da derde tasaya
    her arabaya dikkatle bakarken kalbim 132 decibellik kolonun bas mandolini gibi gidip geliyordu her
    arabada
    derken sinyal vererek bir araba yaklaştı
    evet geliyordu amk
    durdu. arka kapıyı açtım direk içeri girdim
    önde babası ve annesi arkada da ebru. kardeşi gelmemiş
    o kadar benim hakkımda iyi yazar diye atıp tutuyorsunuz alın amk.o ebrunun bakışının tarifini
    vermiyorum
    Tümünü Göster
    ···
  5. 80.
    +2
    39

    o an hissettiklerimi anlatamıyorum
    beyin ölümüm değil ama kalb ölümüm gerçekleşti
    o ne oluyor deyinceye kadar
    babasına bakarak ortayı yaptım gökhan gönül mü dersiniz quarezma mı dersiniz yoksa sabri reyiz mi
    dersiniz
    hakemin gol kararı vereceği geçerli bir açıklama yapsın diye
    -sana sürpriz yaptık kızım dedim
    bu arada da sürmeye başladı
    arabaya ne olur dur dedirtmesin diye başında dolaşan şeytanlardan medet aradım ebrunun
    neyseki başka mesaidelerdi ve
    -iyi yapmışsınız dedi
    bana da merhaba deyip önüne döndü
    ama hiç de hoş bir merhaba gibi görünmüyordu
    neyse buna da şükür diyerek oturdum oturduğum yerde
    pişman pişman
    amk.bi tak yapsam da pişman olsam neyse
    annesi bir kaç soru sordu
    çok efendi bir çocuk üslubu ile hepsine cevap verdim
    babası bi kaç kez aaaa?? öyle mi?? gibi kısa kelimelerle konuşmaya katılsada
    bizimki hiç bir tepki vermeden yüzünü diğer cama döndürerek yolculuğa devam ediyordu
    ben ise hiç acele etmedim.yol yakınken durdurur beni falan yolda indirirler diye bekledim
    konyaya kadar bekledim
    ama bir baktım bizimkisi zaten uyumuş
    kafası da bir müddet sonra benden tarafa döndü
    yüzüne öyle derin derin bakarken ağlamadıysam en abazanız gibsin
    ağlama değil de duygu boşalması diyelim
    lan ne kadar güzeldi amk. annesi de kendini uykuya kaptırmışken ön koltuğa biraz yaklaşıp babasına
    düşük sesle
    —uykunuz gelince haber verin size fıkra anlatayım uykunuz kaçsın dedim
    sanki dünyanın en komik fıkrasını anlatmışım gibi gülme krizine girdi adam
    -tamam gerek kalmadı allah iyiliğini versin açtın yeterince dedi
    -allahtan fıkra anlatmadım dedim
    gülmeye devam etti
    durup durup gülüyordu.bir ara kafası mı güzel diye şüphelensemde
    ben de o gülüyor diye gülmeye başladım
    biraz daha ilerledikten sonra
    zütümü biraz daha ebrudan tarafa sürüdüm hani üstüme uyuyakalmaya devam etsin diye.
    benim gözümde gram uyku yok
    içim heyecanlı, telaşlı,ne yapacağını bilmez bir şekilde
    beşiktaşlı deli ibonun sol kanattan sopu sürerken ne yapacağını bilememek gibi farklı bir duygu
    -babası anlat bakalım diyerek düşüncelerden arıttı beni
    -ne anlatayım dedim şaşkınlıkla
    -fıkra anlatacaktın ya dedi
    -ben fıkra bilmem ki dedim
    yine gülmeye başladı herif.amk hiç espri görmemiş gibiydi hayatında
    devam ettim o gülerken
    -oo durum bu boyuta geldiyse duralım bari dedim
    -yok yok uykum yokta can sıkıntısı işte zaman geçsin dedi
    bi milyon fıkra bilirim aklıma bir tane gelmedi o zaman. **sonra bir tane geldi anlatmaya başladım ama
    fıkra biraz bel altı olduğunu anlatmaya başladıktan sonra farkettim
    ulan devam etsem mi etmesem mi diye düşünürken
    hep sizin gibi
    eee
    eee sonra ne oldu demeye başladı
    unutmuş numarası yapsam rezil olacaz adama giberim ne olursa olsun diye devam ettim
    fıkra bittti
    herif krize girdi amk. arabayı sağa çekti indi arabadan
    açtı fermuarı hem gülüyor hem işiyor ben içerden duyuyorum sesi
    yuh amk. zengin adama öyle işemek de yakışmıyordu.
    araba durunca annesi de uyandı. neden gülüyor bu dedim
    fıkrayı annesi de anlattırmasın diye
    -bilmem dedim
    bu arada babasıda gülerek arabaya bindi. ebru kapı sesine galiba uyandı
    bana dönerek uyku sersemliği ile olsa gerek
    -ne oldu kelebek dedi.
    -birşey yok aşkım dedim kolumu omzuna atarak ve yarım sarılarak düşük bir sesle
    hemen orjinaline döndü amk. suratı asıldı. dudaklar büzüldü.
    tavır yapılarak elim omzundan alında dizimin üstüne bırakıldı ve kafa tekrar camdan tarafa çevrildi
    bende surat düştü. içten içe offlama başladı
    gibeyim böyle işi diye ruhumda isyan çıkarıldı.
    şeytan yanıma usulca yaklaştı bas şuna tokadı
    dinle lan diye lafa gir gerisini tek solukta tekrar anlat üzerine de seviyorum lan ı ekle yapış dudaklarına
    dedi ama
    şeytanın bu teklifini
    1.kadına el kalkmaz ilkesi
    2.arabada yalnız olmamamız
    sebeblerinden dolayı reddettim.
    ben yine sus pus otururken babası
    -allah aşkına bir tane daha anlat dedi
    amk. fıkra anlatacak hal mi kaldı. kızın kalb hücrelerime tek tek yumruk atıyor haberin yok
    bu arada fıkrayı da hala biliyorum. isterseniz anlatırım
    -aklıma gelirse anlatırım dedi
    annesi dayanamadı ne fıkrası o dedi
    vay amk babası anlatmaya başladı fıkrayı hem de karısına hemde ebru da duyuyor.
    eyvah ki ne eyvah rezil oldum. kıpkırmızı geçtim
    yüzüme çıkan kan gibimin damarlarında gezse gibim 2 santim kalınlaşırdı
    babası şerefsizi sansürsüz anlattı.ben öyle mi anlatmıştım amk. adam gibme yerine şey ediyoru kullanır
    ebrunun fıkraya verdiği tepki gelecekteki bana tavrının sinyali gibiydi… **adamın birisi yolunu kaybetmiş.
    bir köy yoluna girmiş arabasıyla
    köy meydanından geçerken bir bakmış ki herkes feryad figan ağlıyor
    adam merak etmiş durmuş
    yakalamış köylünün birisini
    abi ne oldu hayırdır? herkes yasta demiş
    köylü-bu civarın en güzel kızı öldü onun için ağlıyoruz demiş
    adam çok meraklanmış mutlaka bu kızı görmem lazım demiş kendi kendi kendine
    hayırdır neden öldü diye sormuş adam
    köylü-valla bizde bilmiyoruz demiş
    adam-ben doktorum müsade edin bir bakayım belki anlarım neden öldüğünü demiş
    tamam demişler
    doktor kızın olduğu odaya girmiş
    bir bakmış kız harbiden 10 numara
    adam kıza şöyle bir bakıp yüzünü okşarken
    hala hayatta olduğunu farketmiş
    ama çoktan gibi kalkmış adamın
    kendi kendine planı yapıp. ulan nasıl olsa herkes bu kızı öldü biliyor ben bunu burda bir güzel gibeyim
    sonrada boğazını sıkar tekrar öldürürüm diye düşünmüş
    adam giberken kız da ayılmış
    tam onu tekrar boğmaya çalışırken köylüler sesi duyup içeri girmiş
    bir bakmışlar kız canlanmış
    ooo sen ölüyü dirilttin bize de anlat nasıl yaptın diye
    adam -meslek sırrı söyleyemem desede silahı dayamışlar kafasına gibe gibe söyleyeceksin bize ölüyü
    diriltmeyi
    bu sırada kız da beni giberken canlandım demiş
    köylüler kızın canlanmasına sevindikleri için ve tıpın yeni yöntemi olduğunu düşündükleri için adama ses
    çıkarmamışlar
    adam gitmiş aradan 1 ay geçmiş
    canı o kızı tekrar isteyince aynı köye yine gitmiş
    bir bakmış yine herkes ağlıyor
    yine köylünün birisini tutmuş sormuş
    yine ne oldu hayırdır diye
    köylüde cevap vermiş
    -bizim köyün bir imamı vardı.bir hafta önce öldü.bir haftadır gibiyoruz daha canlanmadı…
    • *babası fıkrayı anlatıp gülerken anneside gülmeye başladı.ben ise rezil rezil otururken.
    ebru bana dönüp sadece
    -terbiyesiz dedi
    vay amk. daha da bir utandım. hata bende amk.o fıkra anlatılır mı??
    yada nerden bileyim herifin fıkrayı anlatacağını ben erkek erkek konuşuyoruz sanmıştım
    içten içe tilt oldum adama
    ama onun gibinde değil di amk hala gülüyordu
    ebrunun surat yine aynı yolculuk devam ederken
    sabaha doğru bir dinlenme tesisinde durduk
    birer çorba içtik
    ebru yolda yürürken yemek yerken ve bana bakarken
    birbirinden nefret eden iki kardeşten birinin diğerine davrandığı gibi davranıyordu
    gelmekle hata yaptım. boşuna koştum peşinden hissine kapıldım
    bende salıverdim kendimi hiç bir yaklaşımda bulunmadım
    çorbaları içtikten sonra çay söylediler
    -ben bir lavaboya gideyim diyerek kalktım. hesabı ödedim
    ebrunun babası koşarak geldi.
    tepkili bir şekilde.
    -ben öderdim sen misafirsin dedi
    -bi dahakini siz ödersiniz dedim
    lavaboya gittim
    geri geldim. masaya annesi teşekkür etti yemek için babası teşekkür etti tekrar
    ebru başka alemlerde bakmıyor bile bana
    neyse kalktık yine arabaya önden gitti ben sallana sallana arkadan geldim babasıyla
    ebru arabaya bindi. babası ön tarafa dolaşırken
    ebru kapıyı ben girmeye yakın pat diye kapattı
    küfür etsen daha iyi amk.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 81.
    +2
    40

    durdum biraz yine gözlerim doldu
    şurda bekleyip bir otobüse binip geri döneyim dedim
    ama anasına babasına ayıp olmasın diye yapmadım **ebrunun bu yaptıkları hiç çekici gelmiyordu
    gönlümdeki prensese yakışır hareketler değildi bunlar
    açtım arka kapıyı. annesi gilde olaydan şüphelenmesin diye
    babasına dönerek
    -abi ankara gidiyorum beni de atarmısınız dedim
    -bin deli çocuk dedi annesi
    onlara göre keyifli bana göre surat mimikleri ile iç duyguların zıt karekterleri canlandırdığı bir ortamda
    bindim arabaya
    suratına bile bakmadan bende kafamı kendi tarafıma çevirip devam ettim
    bir önceki gün, gün boyu çalışmanın ve o ana kadar uykusuz olmanın ve yolculuğun verdiği yorgunlukla
    uyuya kalmışım
    kalktığım da saat 11 olmuş. arabada yalnızım
    ayıptır söylemesi kalkınca biraz da salyam akmış
    ne ayıbı amk. inci burası
    onu silerken bir baktım kimse yok.bir yere park etmişler beni orda bırakmışlar
    boynumun anası gibilmiş
    adam kaldırır en azından nereye gittiğinizi söyler amk.
    bekle baba bekle gelen giden yok
    ebruya mesaj atsam olmaz
    biliyorsunuz durumları
    yarım saat kadar sonra geldiler
    babası.
    -seni kaldıracaktık ama ebru kıyamadı uykuna o yüzden bıraktık seni dedi
    ben ebrunun suratına bile bakmıyordum
    onlar yolculuğa çıkıncaya kadar uyumuş
    beni arabada bırakıp üniversiteye gitmişler işlemleri halletmişler
    öğlenden sonra yine gideceklermiş
    yanlış hatırlamıyorsam ata kule diye bir yer vardı. cumhurbaşkanlığı civarı bir yerde oraya gittik
    sonra öğlen yemeği için bir restorana gittik.
    ben annesi ve babasıyla hiç bir şey yokmuş gibi konuşurken ebrunun suratına dahi bakmadığımı
    yenileyeyim
    yemeği yedikten sonra
    hesabı istedi babası
    hesab gelince bende elimi cebime attım babası elini olmaz işareti yaparak durdurdu beni
    tam cebinden parayı çıkarırken
    ebru hesapı eline aldı
    -ben ödeyeceğim bana dedi
    çantasından parayı çıkardı
    parayı ödedi
    annesi babası sağol derken ben birşey demedim
    sonra ebrunun bana bakıyor olduğunu hissettim
    ···
  7. 82.
    +2
    41

    ama ben yine oralı olmadım sonra kulağıma yaklaşıp -sana hiçbir şekilde borçlu olmak istemem dedi
    ben ona çorba ısmarlamıştım ya dinlenme tesisinde onu kastediyor
    ben giblemez bir şekilde ona bile bakmadan devam ettim
    yine gezmeye kızılay sonra ataya fatiha okuma şansı bulduğum anıtkabir e gittik.
    bi de yapay şelale vardı galiba orları gezdik. baya bir dolaştık yani
    bunlar bu arada birkaç işlem daha hallettiler okul hakkında
    biraz daha gezip fotoğraf çektirdikten sonra
    ne yapalım konuşmaları başladı
    ebru gidelim baba dedi
    annesi biraz daha gezelim isterseniz.bir kaç bişey de alırız dedi.
    babası bana döndü
    -ne yapalım kelebek dedi
    -bayanlar herşeyi daha iyi bilir dinleyen olmaz beni dedim
    ebru pis pis bana bakıyor gidiydi
    ama gibimde değildi oh olsun amk.
    -bırakalım gidelim bunları burda istersen dedi babası gülerek
    -bir yere bırakalım alış veriş yapsınlar biraz mutlu olsunlar dedim. yine imalı bir şekilde
    -iyi fikir dedi annesi
    avm sayılır mı sayılmaz mı bilmiyorum bir yer bulduk. onları bekleyeceğimiz kafeyi gösterdik. onlar gitti
    biz babası ile oturduk çay içiyoruz
    adam kumarbaz biliyorsunuz hadi tavla oynayalım dedi. diğer oynayanları görünce
    çok fena muallaka düştüm
    oynasam ebru gelecek kumarı bırakmadın mı sen diye hem bana hem babasına kızacak
    bilmem desem. nasıl esnafsın sen diyecek
    zaten ebruya da kızgındım koy gitsin zütüne diyerek oynayalım dedim
    başladık
    herifin çok yavaş oynuyor sayıyor eliyle ayar etti beni.
    eh amk.bu kadar biliyon neden oynuyon.
    yarram kumardan nasıl ütmüş o oteli diye düşünüyorum
    ama numara yaptığı 3 elden sonra belli oldu beni kızdırıp moralimi bozmak için yapıyormuş
    itiraf etti.
    yalan yok beyler kaydı herif bana
    -bunlar gelmeyecek bir daha oynayalım dedi
    -şansım yok dedim
    -aşkta kazanırsın dedi. sanki birşeylerin farkına varmış gibi
    -kazara kazanırım sonra aşkı da tam kaybederim dedim
    tamam sen bilirsin dedi bıraktık.bir müddet daha bekledikten sonra
    geldiler
    ebrunun elinde 3 poşet. annesininkini saymadım bile
    ebru poşetlerin hepsini yere bıraktı. annesi masanın üzerine iki poşey koydu
    birini kocasına verdi bu senin diye
    diğerini de bana uzattı -bunu sana ebru aldı diye.
    • *yine beyin felci geçirdim
    amk. kız bana o kadar trip atıp üstüne hediye mi alıyordu
    bi kere bile gülmeyen kız?*
    sokarım o kadar aşk eziyetine
    anası babası orda olmasa suratına fırlatırdım bakmadan hediyeye
    babası hediyesini hediyesini açtı tüm gözler ona yöneldi tabi
    adamın tuttuğu takımın forması ve arkasında karısının ismi
    -ilk defa işime yarayacak bir hediye aldın diye takıldı karısına
    sonra herkes bana baktı
    saçma sapan birşey çıkmasın diye dua ederek açtım
    tuttuğum takımın forması ve arkasında ebru yazısı
    hediye üzerindeki bakışlar benim vereceğim tepkiye çevrildi
    ulan sanki bir yumuşama oldu kızda bana karşı hissine kapıldım
    biraz sevindim ama tepki de koymam lazımdı
    -hmm ebru dedim formanın arkasına bakarak
    demez olaydım amk.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 83.
    +2
    42

    bizimki ankaranın sert rüzgarını suratımda hissettirdi yazın sıcağında
    -elif mi yazsaydım, ebru işte dedi
    annesi ve babasının elif olayından haberi olmadığı için onlar espri olarak karşıladılar bunu ve güldüler
    -sen ne yazarsan yaz benim gözlerimin okuyacağı tek isim var dedim
    hiç istemeyerek teşekkür ettim kibarlık görünsün masada birazcık diye
    onlarda birşey içti sonra kalktık
    arabaya giderken ebru ile ben yan yana olmasada yine arkadan yürüdük
    sonra bana biraz yaklaşıp
    -annemin fikriydi beyefendi dedi
    -çok normal sen fikrini elife sabitlemişsin dedim
    • *arabaya geldik. herkes bindi
    alanyaya doğru tekrar yola çıktık
    yine aynı senaryo devam etti belirli bir süre.
    sonra bir molada ebruyu tuttum yalnız kaldığımız bir zaman
    -eğer böyle devam edersen bir daha adını bile anmam. yeter ama dedim
    -konuşmuyorum ben seninle git elife anlat derdini dedi
    -öyle mi dedim
    -öyle ded
    -sen bilirsin boşuna koşmuşum peşinden burlara kadar dedim
    -hem suçlu hem güçlüsün dedi
    -suçumu söyle lan dedim
    -sen daha iyi bilirsin beyefendi dedi
    annesi ile babası da bize doğru gelmeye başladır
    ebruya yaklaştım
    -sen şimdiden olmayan birşey için bana böyle yapıyorsan uzatmaya gerek yok. ebru dedim
    -alanyaya kadar daha dayan bana sonra bir daha göremeyeceksin zaten dedim
    geçtim arabaya oturdum
    annesi ile babası da gelince ebru da bindi yanıma
    yine aynı tavırlar
    ruhunu gibeyim emi
    ya böyle bir naz olamaz aşık usandıranı gibtir edin aşk katili yapar adamı
    bir süre yol aldıktan sonra telefonu aldı eline
    bir süre sonra benim telefondan mesaj bildirim tonu geldi
    bana mesaj attığı belliydi okumadım bile amk.
    babasından bir kalem istedi
    bi de petrollerde dağıtılan peçetelerden birine uzandı
    kağıda birşeyler karalayıp
    bana uzattı
    -mesaj geldi okusana yazmış
    elimi uzattım kalemi almak için
    -elifciğim göndermiştir yazdım aynı peçeteye —artık hiç inanmıyorum yazıp bana geri verdi
    -birazcık inanırken benimle konuşsaydın tam inandırırdım dedim
    sonra birşey daha yazdı almadım yazdığını kalemi uzattı yine almadım
    onun yaptığının aynısı ben ona yapıp cama suratımı çevirdim yol boyu
    arasıra babasının sorduğu sorulara cevap verdim
    babası seni eve mi bırakayım dedi evet dedim
    cebimi yokladım anahtar yok
    kaybetmişim amk bi yerde
    şimdi adamlara anahtarı kaybetmişim desem evlerinde yatmak istediğimi sanacaklar diye birşey
    söylemedim
    Tümünü Göster
    ···
  9. 84.
    +2
    Prezervatif
    ···
  10. 85.
    +1
    43

    gece 3 gibi alanyaya indik
    babası beni eve bıraktı
    annesi ve babasına teşekkür edip herkese iyi geceler diyerek ebrunun suratına bile bakmadan indim
    arabadan
    biladeri aramak için telefonu çıkardım
    ebrunun gönderdiği mesaj
    -seni seviyorum…
    biladeri aradım evdeymiş kapıyı açtı girdim direk yattım
    ertesi gün yine mesaj attı ebru
    -elifden gelen mesajı okudun mu diye
    -evet beni çok seviyormuş dedim
    -sen de onu seviyor musun? diye sordu(kendini kastederek)
    -benim sevgime inanmayan birisini sevemeyeceğimi yazıyorum şimdi göndereceğim elife mesajı. dedim
    benim sevgime inanmayan birisini sevemem yazdım. ebruya gönderdim
    hemen arkasından bir mesaj daha yazdım
    -yine yanlış bir mesaj mı aldın yoksa?? dedim.o gece beni yanlış anlamasını kastederek
    telefonu kapattım. **yeter amk. ayda yılda onun vesilesi ile bile olsa ankraya gittik onu zehir etti.
    bi gece arkadaşlarla eğlenmeye gidelim dedik onu burnumuzdan getirdi
    cıncık gibi kızı ona olan sevgimizden dolayı gibmedik.
    ebruyu sevelim dedik aşka küstürdüm kalbimi.
    inat ettim açmadım amk. telefonu kapalı kaldı iş bitinceye kadar
    iş bitti eve gittim sanki yıllardır o anı bekliyormuşum gibi telefonu açtım
    hiç bişey yok.vay amk.
    biraz sonra gelir herhalde diye saat 3 e kadar bekledim bi gibim yok
    ihtimaller yine belirdi.
    ya ne diyeceğini bilemedi
    ya da giberim kelebeğini karı gibi naz yapıyor diye düşünerek gibtir etti beni hayatından
    3 hafta boyunca hiç bir gibim olmadı hayatımda
    tamamen rutin
    işe gel
    telefona bak. yola bak ebru yok. tekrar telefona bak yola bak ebru yok
    eve git telefona bak. tekrar telefona bak sonra tekrar mesaj yok
    elif amk. kaltağı da okulu için hollandaya döndü diğer birkaç arkadaşıyla
    vedalaşırken ben dükkandan kaçtım beni görmesin gelmesin veda etmeye diye
    hayatımı gibtiği yeter amk
    zaten telefonumda yoktu onda bulamazdı beni birdaha.
    elifden kurtuldum ama içimdeki ebrusuzluktan kurtulamadım
    sevgilinize sırf laf olsun diye dersiniz ya arasıra
    her an seni düşünüyorum diye.
    ben laf olsun diye değil harbi harbi her an onu düşündüm.
    oturup ağladığımda oldu tek başıma
    yalnızlığımı paylaştığımda oldu içkilerle
    bir gibime faydası yoktu
    ne zaman bana çare oldu
    ne de içkiler
    hiçbiri gönlümün ona olan ekgibliğini gideremedi
    onun marjinali yoktu ne aklımda ne kalbimde
    o abartmıştı olayları
    hiç yoktan yere abartması beni önce kızdırdıysada sonra bana olan biraz yumuşaması
    benim çektiğimi biraz da o çeksin mantığını uygulatıp hayatımın 3 güzel haftasını gibti.
    hemde her gün, saat dakika ve saniyeleri üst üste koyarak
    • *3 hafta gibi bir süre sonra babası dükkana geldi
    iki üç muhabbetten sonra
    kelebek tekrar ankaraya gidiyoruz yine sürpriz yapalım mı dedi
    -ebru bu defa istemez.biz ayrıldık galiba onunla dedim
    -şu galibayı bi anlat bakayım dedi
    şu an size niye bu hikayeyi anlatıyorsam aynı sebeble babasına da anlattım
    elifle olan o geceden telefonu kapattığım o geceye kadar
    -ben bile inandım elif olayına, yeşil gözlerine kanmıştır kız ne yapsın dedi
    beni teselli etmek istercesine
    -size herşey için teşekkür ederim dedim
    -sevmiyor musun artık dedi
    -tek benim sevmemle olmuyormuş bu iş dedim
    -haklısın dedi
    telefonu eline aldı
    ebruyu aradı
    -kızım ankaraya kelebeğide zütürelim mi tekrar dedi
    olumsuz bir cevap almış olacakki
    bana müsade dedi. birşey olursa ararsın dedi
    gitti
    evet ebru gidiyordu ankaraya
    artık gözleyecek yol da kalmıyordu bana
    boş boş geçen insanlara bakacaktım
    gelen bir iki turiste içimde aşk acısıyla birşeyler satmaya çalışacaktım
    iyice soğudum herşeyden
    içimde iki gram kalan umut da gibtirip buharlaştı
    aramadım amk. arasam gibilen yine ben olacaktım.
    koş koş nereye kadar koşuyon peşinden
    Tümünü Göster
    ···
  11. 86.
    +2
    44

    ama o aradı geç oldu ama aradı
    ilk sözü bu olsun istemezdim bana yazdığının
    ama yine de şükür dedirtti **babamı mı sokuyorsun artık araya diye attı mesajı
    -özür dilerim dedim sadece
    sonra yine birşey yazmadı
    -babam gelmiş zaten dedi anlattı bana senin suçun yok biliyorum dedi
    -özür dilerim dedim
    -tamam özür dileyecek birşey yok.ben ankaraya gidiyorum bir elveda mesajı atmak için rahatsız ettim
    dedi
    -özür dilerim dedim
    -ne için özür diliyorsun dedi
    -özür dilerim dedim
    ??? yazıp gönderdi
    -özür dilerim dedim
    -asıl ben özür dilerim kelebek dedi
    -tamam şimdi elveda o zaman dedim
    -böyle veda etmek istemezdim dedi
    -başkalarında yapmazsın artık dedim
    -başkası olmayacak uzun bir süre dedi
    -ne zaman gidiyorsun dedim
    -yarın gece çıkıyoruz dedi
    -dikkat et kendine dedim
    -sende dedi
    -seni çok sevdiğimi yeterince söyleyemedim özrün bir tanesi onaydı haberin olsun dedim
    bir kaç saniye sonra telefon çaldı
    ebru arıyordu
    açmasam daha iyi olacağını biliyordum çünkü ağlıyordum
    ama açtım işte
    sadece nefesine karışan ağlama sesini duydum
    titreyen sesiyle
    -bende seni çok seviyorum dedi
    o da benim ağlamamı duydu.
    -özür dilerim dedim
    -bende seni seviyorum dedi
    -çook özür dilerim dedim
    -bende seni çok seviyorum dedi
    -gitme dedim

    • *daha çok ağlamaya başladı
    bir süre sadece ağlaştık
    -nerdesin lütfen söyle kelebeğim dedi
    -hep sendeyim ebrum dedim
    -gel lütfen dedi
    -eğer seni tekrar kaybedeceksem bırak alışmışlığım üstüne devam edeyim sensizliğin dedim
    -lütfen gel dedi. ağlayarak kapattı
    gel dedi de nereye amk. herhalde evdedir diye evin altına gittim.
    çok seviyordum abi kızı gibe gibe gittim.
    bu aşkın bana ızdırap vereceğini bile bile gittim
    evin altına geldim
    -ebrum diye mesaj gönderdim
    -sen kimsin dedi. binlik yapıyor amk.
    -aşşağıda bekleyen delin dedim
    -tamam hemen geliyorum dedi
    bekle bekle yok.20 dakika bekletti beni.
    -nerde kaldın tosbağa diye mesaj attım
    bi kaç dakika sonra indi.
    kapıdan çıktı
    geç kalma sebebi de belli oldu. giyinmiş süslenmiş.
    10 metre civarı bir mesafeden bana öyle baktı
    bende ona öyle baktım
    o bana baktı ben ona baktım
    biraz daha beklesem kalbim sarı kart verecekti amk. sarılmayı hayata geç soktum diye.
    ellerimi kaldırdım
    ağlamaklı güldü
    bir adım attım ellerim havada
    o bir adım geri gitti gülümseyerek
    ben iki adım daha yaklaştım durdum
    o bana yürümeye başladı sallana sallana
    dibime kadar geldi
    -merhaba dedi gözleri yerde parar gibiyken **çenesinden tutup gözlerini yakaladım gözlerimle
    -merhaba tosbiş dedim
    ellerimi indirirken yanağıma bir öpücük kondurdu
    akabinde de sarıldı pehlivanlar gibi çekti beni kendine
    -gitmem gerektiğini sende biliyorsun dedi
    -alanyadan değil gönlümden gitme dedim
    -sende elif …
    sözünü kestim
    -vallahi bişey yok neden inanmıyorsun hem gitmiş o hollandaya dedim
    -inanıyorum dedi.
    -e o zaman neden hala onu konuşuyorsun dedim
    -ilk günden biliyorum birşey olmadığını dedi
    -nasıl yani dedim
    -ilk gün inandım sana dedi
    -ilk gün inandında neden böyle yaptın dedim
    -bilmiyorum dedi
    -hem bilerek hem bilmeyerek hep beni üzecekmisin böyle dedim
    -unutmaya çalıştım seni
    sensizliğe dayanamayacağımı çok önceden anladım.
    o kızı sadece bahane ettim kendime
    ama yapamadım. evimize gelmemiş olsaydın, evdeyken
    otele gelmemiş olsaydın, oteldeyken
    bu sokakta beni beklemiş olmayasaydın bu kapıdan çıkınca
    kalbime hiç girmemiş olsaydın her kalp atışımda
    olmazdın. seni daha kolay unuturdum
    ama unutamadım
    her yere baktığımda seni gördüm
    gözlerimi yummaya çalıştım seni unutmak için
    kalbimle gördüm seni
    unutamadım işte.
    hiç haketmedin benim tarafımdan üzülmeyi ama ben korkularımın geçmediğini farkettim
    seni unutmaya çalışmak
    bana sadece ceyhunu unutturup seni daha çok hatırlattı
    inan gidemezdim. gitsem de kalamazdım ankarada sensiz.
    en azında böyle gidişi haketmedin
    ben en iyisi sen beni gerçekten aldatıncaya kadar bekleyeyim
    yoksa hiç unutamayacağım seni
    seni ilk sevdiğimi söylediğim anda bundan daha fazla kimse sevilemez diye düşünüyordum
    ama her geçen gün seni daha çok sevdiğimin farkına varıp kendi kendime yanıldığımı farkettim
    offf çekerek devam etti
    ne yapacağım bilemiyorum
    ama seni çok seviyorum dedi **taa amk ben böyle konuşmanın. yannanı yemişiz haberimiz yok.
    bende döktüm biraz içimi ona
    -bak tosbiş dedim
    seviyorsun, sevdirmiyorsun
    korkuyorsun, beni de korkutuyorsun
    halimi görüyorsun, sevdiğine hiç acımıyorsun
    kendi kendine planlar yapıyorsun beni unutmak için, kanayan yarama tuz döküyorsun
    ankaralara gidiyorsun benden habersiz,ama beni de kendinle zütürüyorsun
    kendi kendine bunları yaparken beni de ölüme zütürüyorsun.
    yapma lütfen dedim
    -seni üzmek istemiyorum dedi
    -ayrılalım mı istiyorsun dedim
    -denedim ama yapamadım ki dedi
    -tam olarak nedir seni bunu denemeye iten şey dedim
    -sana olan aşkımın büyüklüğünden korkuyorum dedi
    -lütfen biraz da kendini büyüt boşuna acı çektirme ikimizede bırak gittiği yere kadar gitsin dedim
    yine sarıldı.
    iki defa yanağımdan öptü
    sonra dudağıma geçti
    öpüşürken dudaklarıma damlayan gözyaşlarını hissettim tuzlu tuzlu
    o tuz içimdeki acıya karıştı
    alt çenemde ki ağlama gamzeleri belirdi
    öpemedim daha fazla
    sıkıca sarıldım
    -lütfen bırakma beni dedim.
    ağlamaklı bir sesle
    -bırak desende bırakamam serserin oldum serseri dedi.
    hatırlayanlar hatırlar bu cümleyi.
    sonra burnu çekere bıraktı sarılmayı
    telefonunu çıkardı
    babasını aradı. ağlama ses tonu geçmemişti henüz
    -baba senden birşey rica ediyorum diyerek başladı konuşmaya…**yarın gitmeyelim lütfen dedi. karşıyı
    dinleyip
    ertesi gün gidelim ne olur dedi
    sonra da sağol babacığım ben kelebeğin yanındayım haberin olsun diyerek
    telefonu kapattı
    o kadar üzüntünün ,göz yaşının, yalnızlığın üstüne onun telefon görüşmesini bitirdikten sonraki
    yüzündeki gülümseme ile sarılışı bana göre aşkın tarifi idi
    sonunda ayrılığı bile bile anlık sevmek değil mi ki aşk??
    -bir gün bir gündür dedi
    bende de babasını ararkenki şaşkınlık sevince dönüştü
    alt dudağını dişlerinin altına alarak yaklaşıp tekrar öptü
    sonra içindeki çocuk sevinciyle elimden tutup yürümeye başladık
    bir tekel marketin önünde durduk
    -bekle dedi
    içeri girip erkek gibi 4 tane bira aldı
    dışarı çıkıp tekrar iskeledeki kuytu yerimize gittik
    2 saat kadar oturduk. nadiren konuştuk
    tahmin ettiğiniz gibi sürekli de öpüşmedik
    dalgın dalgın dalgalara baktık
    kıyıya vurdukça dalgalar yüreğimde hissettim geçen saniyeleri
    küçük dalgalar hiç durmadı ama bizim ayrılık için zaman yaklaşıyordu
    doya doya sarılıp öpmek istedim
    ama ağlayıp onu da ağlatmaktan çekindim
    sessizce içten içe ağladım
    arasıra elimi tuttu sıkı sıkı
    birayı her içmek için başımı yukarı kaldırdığımda gözümde biriken damlaların akmasını engellemeye
    çalıştım
    o da bana sarılıp dalıyordu dalgalara kim bilir neler hissetti o gün ama
    elimi tutarken avucumun içindeki ısı kalbimdeki ısıyla aynı sıcaklıktaydı
    bana sarılırken ki içtenliği gelecekti hasrete tekrar tekrar isyan ettirdi beni
    • * **aslında uzun uzun dertleştik bana göre o gece
    ellerimi sıkıca tutması
    seni seviyorum olarak algılandı gönlüm tarafından
    bende seni seviyorum demek için illa konuşmak gerekmediğini
    ona daha sıkıca sarılarak anladım
    Tümünü Göster
    ···
  12. 87.
    +2
    45

    biralar bitti
    gidelim bile diyemeden ayağa kalktı
    yüzünü gideceğimiz istikameye döndü
    elini arkasında bekletip
    elini tutmamı bekledi
    bende kalktım
    elini tutarak
    yanında yürür buldum kendimi
    bir ara gözlerimi ona çevireyim dedim
    ama cesareti bulamadım ağlamaya hazır gözlerimde
    yürüdük sessiz bir şekilde evinin önüne kadar
    ikimiz birden durduk
    90 derece ona döndüm
    ağlamaklı gözlerini yine benden kaçırdı
    sahte bir gülüşle
    bana uzun uzun baktı
    -iyi geceler dedi
    -iyi geceler dedim
    bir süre yine gidemeden orda kaldık
    birbirimize bakarak
    o ağlamaya yakın
    gözlerini elimle kapattım
    dudaklarına iyice yaklaşıp
    şşşşhh dedim.
    bir öpücük kondurdum dudaklarına
    geç kaldı dudaklarımı yakalamak için
    dönüp gittim eve **yatağa yattım gözüm tavanda aklım ebruda uyku reyizi bekledim
    habersiz geldiğini sabah kalkınca öğrendim
    ertesi gün ebru alışverişe gideceklerini
    bir kaç eksiğini tamamlayacaklarını söyledi
    -gönlümdeki yalnızlığı tamamladığın için teşekkür ederim dedim
    -dur romantik çocuk ne alacağımı unutturuyorsun bana dedi
    -bir liste yapsaydın kalbinde ilk ben olan dedim
    -o liste hazır zaten sen yap o listeyi dedi
    -hiç unutmadığım şeyi niye listleyeyim ki dedim
    -anneme alışverişe gidelim diye bu kadar baskı kurmamış olsaydım utanmadan sana koşa koşa gelirdim
    şimdi dedi
    -bence koşma mesafesindeyken koşmalısın dedim
    üzgün surat la cevap verdi
    yanlış birşey söylediğimi farkedip
    özür diledim
    -bende seni seviyorum dedi gülerek
    -akşam misafirler gelecek bana bir nevi veda yemeği için haberin olsun dedi
    -tamam mesajla alt yazı geçersin geceyi dedim
    bende işe devam ettim
    akşam ondan gelen mesajları okudum
    ayrılık iyice yaklaşıyordu
    gece misafirler gittikten sonra mesaj attı
    -ne zaman bitiyor işin diye
    tekrar buluşmak istediği belliydi ama ben o üzüntüye tekrar dayanamayacağımı düşündüğüm için
    -biraz sürer dedim
    -bekleyeyim mi dedi
    -yorgunsan yat istersen dedim
    -sana ayıp olur mu dedi
    -sevdiğine inandığım sürece yaptığın hiçbirşey ayıp değil bana dedim
    -tamam ama seni öpme mesafesindeyken öpmem lazım dedi
    -tamam iş bitince gelirim evin altına dedim
    -gülücükle bekliyorum dedi
    -üzüntüyle gönderme ama beni bu gece bari dedim
    -you never know dedi
    -ı just know that ı love you soo much dedim.
    -galiba aynı şeyi bende biliyorum dedi
    -gece görüşürüz dedim **dükkanda gece olmasını beklerken
    her yerde tarkanın yeni çıkardığı album çalıyordu
    bir tanesini kulağıma çok yakın kalbime acı vererek dinledim
    ama yetmedi
    gittim cd sini aldım
    aynı şarkıyı tekrar tekrar dinledim
    bir saatten sonra sözlerini daha iyi dinleyince şarkımı bulduğumu düşündüm
    gece iş bitti
    ebruya mesaj attım
    -aşşağıdayım tosbiş dedim
    hemen arkasından bir mesaj daha çekip
    -makyaja gerek yok nasıl olsa akacak dedim
    hemen indi
    gülerek karşıladım
    çünkü o da gülmeye çalışıyordu
    -ne zaman gideceksiniz dedim
    -yarın erken gidecekmişiz. annemle babam da orda bir otelde bir gece kalacaklar. ertesi gün dönecekler.
    dedi
    -saat kaçta dedim
    -5 6 gibi dedi
    -o zaman fazla tutmayayım uykusuz kalma dedim
    -sorun değil araba uyurum dedi
    -sana bende birşey aldım dedim tarkanın cdsini uzattım
    -dinledin mi daha önce dedim
    -ezbere biliyorum hepsini dedi
    -ben sadece birini ezberledim dedim
    hangisi o dedi
    sözlerini okudum
    Özledim seni, düştüm yollara
    Açtım gönlümü rüzgarına
    Bir hayaldi sanki, bir macera
    Yıkıldım. Kelimeler paramparça
    Yandım… yandım…
    Yandım yandım ahhhh ki ne yandım
    Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
    Baka baka doyamadım, hem kokladım da
    Sarhoşluğu geçmedi hala
    içimde sevdan…
    Hala hoş bir havan var
    Ne güzel adın
    Bir çizik attın gönlüme, kanattın
    Yandım… yandım…
    Yandım yandım ahhhh ki ne yandım
    Bana yeniden şarkılar söyleten kadın
    Baka baka doyamadım, hem kokladım da
    Sarhoşluğu geçmedi hala
    içimde sevdan…
    buraya kadar ezberledim gerisini bilerek unuttum. lütfen bana hatırlatma dedim
    gerisini de sizin için yazayım o zaten biliyordu
    Seni görebildiğim yer rüyalar artık
    Deli diyorlar bana
    Ah bu ayrılık…
    Tümünü Göster
    ···
  13. 88.
    +2
    46

    gözleri doldu.
    -ben gideyim artık dedim
    ellerini kaldırdı gözlerinden yaş süzüle süzüle
    mesajı alıp tek bir öpücük kondurdum-lütfen bildiğim yere kadar sevdir bana şarkıyı dedim
    gittim
    evet geldim
    saat 4 e kadar uyumadım
    saat 4 te evden çıkıp ebrunun evlerinin önündeki yerimi aldım…
    • *ölümü beklemek kadar zordu
    birazdan dışarı çıkıp
    binip gidecekti arabaya
    bir saat kadar bekledim.,
    sonra evin ışıklarının yandığını gördüm
    o ışıkların yanması için gerekli 220 voltu bende hissettim kalbimde
    gidiyordu lan işte
    gergin bekleyişim
    babasının kapıdan elinde iki valizle çıktığını görünce yerini
    elimi iki başımın arasına koyarak oturduğum kaldırımda yere bakmaya dönüştü
    yine dolu dolu oldu gözlerim arındı tüm amk alanyasının tozlarından
    babası valizleri bagaşa yerleştirirken beni farketti
    hiç birşey demeden yine yukarı çıktı
    sonra ebru elinde çantası ile kapıya çıktı
    beni gördü
    ne yapacağını bilemez bir hali vardı
    yanıma oturdu
    bana bakmadan
    -günaydın dedi
    -günaydın dedim.
    ellerim titriyordu
    ta ki elimin birini sıkıca tutuncaya kadar da titredi
    konuşmadan oturduk biraz belliki babası annesini de durdurup vedalaşmamız için bize avans zaman
    veriyordu
    günaydın annesi ile babası kapıdan çıkıncaya kadar ki son lafım oldu**onlar çıkınca beraber ayağa kalktık
    aklımda bir biri ardına daha önceden sıralanmış milyonlarca sözün hiçbirini edemiyordum
    karabasan gibi çökmüştü dilime ayrılığın acısı
    tek kelime daha etsem ikinci harfini söylemeden ağlayacağımı ve ağlatacğımı da biliyordum
    onlar arabaya bindi
    birazdan ellerimi bırakıp ebruda gidecekti
    son bir kez bana bakmasaydı öyle keşke de
    hem kendimi hem onu ağlatmasaydım sarılma öncesi
    ağlama nefesi ile kese kese
    -aşka inancımsın dedim
    son kez bana baktı sarılmayı bırakıp
    kendininkileri hiç düşünmeden benim yanağıma süzülen bir iki damlaya dokunarak akma yönlerini
    değiştirdi sadece titreyen elleriyle
    gülümseyerek son kez arabaya doğru gitti
    kapıdan içeri girmeden önce
    küfreden futbolcuların dudağını merakla okur gibi
    seni seviyorum u hissettim dudaklarında
    lan bir kez daha öpseydim ya o dudakları
    kapıyı açan ellerini bir kez daha tutsaydım
    babası arabanın vites depriyaj ayarlarını yaparken
    yolun karşınına geçtim
    onu görebileceğim bir yere
    babası yola çıktı park yerinden
    sanki gaza değilde göhsüme basıyordu ayaklarıyla
    nefes alamaz hale geldim
    en azından aldığım nefesler yeterli gelmiyordu
    boynun tenis maçında topu takip eden gözler gibi yavaşça döndü
    kayboldular
    • *gözüm onları görmez oldu
    saat sabahın körü denilecek bir zamandı hala
    ne uykusuzluk aklımdaydı ne de nefes alışımı düzenleyecek bir bardak su
    nere giderdim
    ne yapardım
    kendim cevap bulamadım
    tansiyon gibti beni oturdum kaldım
    kime tosbiş diyecektim şimdi ben
    kimin yolunu gözleyecektim hergün dükkanda
    Tümünü Göster
    ···
  14. 89.
    +5
    47

    zamanın hızlı geçmesi için eksta bir iki dua daha öğrenmem gerekiyordu
    çünkü artık akşam olup onunla buluşmayı beklemeyecektim sadece
    ayrılık ne zordu lan
    sevdiğini gönülde tutup gurbete yollamaktı benimki
    kalk gidelim diye kendimi kaldırdım
    ayağa kalktığımda hala aklıma gidecek yer gelmedi
    yok aga yok dayanılmıyordu amk
    ayağa kalktım
    bir tekele girip 5 tane bira aldım
    ilki beni saçma sapan yürüyen ne düşündüğünü bilemeyen birine çevirmeye yetti
    evet gittim
    yatağa yattım
    dünya hem sağdan sola hem yukarıdan aşşağıya dönüyordu
    ben yatakta uykunun kıblesini aradım durdum saatlerce
    akşam üzeri kaltığımda saat 4 olmuştu
    yataktan çıkıp hayata dönmek benim için çok zordu
    o koma halimle günlerce yatmak istedim
    • *ama işe de gitmek gerekiyordu
    duş aldım kendime gelmek için
    sonra kendimi toplamaya çalışarak hayata adapte olmaya çalıştım
    ama telefona bakmaktan da korkuyordum
    adaptasyon sürecimi mahvedecek
    bana yüzde 5 alkollü göz yaşlarını tekrar akıtacak bir mesaj almak başlıca korkumdu
    ama ne yaparsanız yapın yarağa hep merakla koşarsınız
    baktım telefona
    bir tane mesaj
    ebrudan
    -şimdiden bu kadar özlenir mi bir insan yazıyordu
    -denizin içinde boğulmakta olan bir balıkken bana insan olduğumu hatırlattın. bende seni özledim güzel
    insan dedim
    özlenmez mi amk. bende özledim işte.
    gib gib yazmaya devam et böyle mesajlar
    baktım olacak gibi değil beyler
    zaten yediğim yannan zütümden taşmış aşık olmakla
    böyle devam ederse gönüldeki şampiyonluk hep averajla ikici sırada kalacaktı
    taktik bulmak lazımdı da
    var mı amk ayrılığa bir çare
    kim bulmuş ki biz bulalım **tek yapılacak şey ben seni özledim
    sen beni özledin
    birbirimizi özlüyoruz
    peki 4 sene boyunca beraber değilken
    o ankarada ben alanyadayken
    birbirimize yazdığımız her mesajın sonuna seni çok özledim eklemek kime fayda getirirdi??
    sadece biraz daha üzülmek
    parmakların bir kaç tane fazla tuşa basması
    bir saatten sonra seni çok özledim cümlesi rutinleşecek
    kimi zaman yazmak zorunda hissedeceğimizden
    kimi zamanda en içten şekilde yazacaktık ama
    hangisi olduğu da bir zaman sonra tartışmalı ofsayt pozisyonu misali aşk maçınında mazi kalıp gidecekti
    bir de telefon şirketinin veliahtlarına süper bir gelecek hazırlamaktan başka bir şey olmayacaktı
    bu olayı ebru ile de konuşmak gerekiyordu
    her baktığımda beni titreten birisi ile günler geçtikçe monotonlaşacak bir ilişki istemiyordum çünkü
    aşk bana ne kadar şimdilik acı veriyor olsada
    bir ayrılığın ikimizin arasına böyle girmesine engel olmam lazımdı
    -annenler ayrılıp yalnız kaldığında ve kendini biraz toparladığında bana mesaj at arayacağım seni
    konuşmamız lazım
    dedim
    -yani hiç sesini duyamayacak mıyım dedi
    -gerçekten duymak istiyorsan erken toparlarsın kendini dedim
    konuşma randevusunu almıştım **mutlaka ne konuşacağımı merak edeceği için anneleri gider gitmez
    yalandan toparladım diye bana mesaj atacaktı
    kadın milleti alayı aynı amk. benim de önümde nerden baksan bir gün vardı çünkü anneleri orda kalacaktı
    bir gece
    elime defter kitap alıp konuşma taslağı çıkarmaya çalıştım boş zamanlarımda
    o kadar dertli birşey yazıp bunalım üstüne bunalım eklememeliydim
    aslında o telefon konuşmasına kadar geçen süre bana birşey öğretmişti
    yazarken özlem acısı azalıyordu içimdeki başka şeyleri düşündüğüm için
    ebruya yazacaklarımı hazırladım
    ebru yine bir kaç tane özlem içerikli ve aşkını belirten mesaj attı
    sonra bir mesaj daha
    -kalbim sendeyken kendimi toparlamış saymasam da yine de ağlamıyorum en azından dedi
    -hep ağladın mı annenler ordayken de dedim
    -annem benden çok ağladı. bana hak verdiğini söyledi. dedi
    -tamam hazır olunca haber ver o zaman dedim
    -galiba hazırım dedi
    aradım
    -senden bir söz daha istiyorum dedim.
    -bende seni özledim kelebek bey. dedi imalı imalı
    uzun bir süre sonra gülmek geldi içimden
    -hiç de komik değil.ben burda ölüyorum sen gülerek söz istiyorsun benden dedi
    -toparlanınca tekrar arayayım ben seni istersen dedim
    kızmış olsa gerek telefonu kapattı
    hemen arkasından o aradı bu defa
    —alo dedim
    -pardon dedi
    -önemli değil alışmaya başlamak şimdiden dedim
    -neye alışmaya dedi
    -aramızdaki mesafe mutlaka gerginleştirecek bizi sinirimizi birbirimizden alacağız mutlaka.
    seni sevdiğim kadar kimseyi sevmedim. aslında ben kimseyi sevmemişim sana kadar
    haliyle sensizliğide ilk defa yaşayacağım seni çok sevmeme rağmen
    en az senin kadar tecrübesizim senleyken yalnızlığa.
    ama böyle devam etmesi halinde sadece birbirimizi üzeceğimizi sende biliyorsun.
    bunlar sadece başlangıç
    daha ben senden sen benden şüpheleneceksin başkası var mı diye
    hep merak edeceksin. beni aldatıyor mu diye
    hep kendimize soracağız acaba sevgisi azalıyor mu diye.
    şimdiki duygularla açık konuşmak gerekirse ne başkası olur ne de sana sevgim azalır
    ama gelecek ne gösterir bilinmez ama geleceğe ikimizin birbirimize takınacağı tavırlar yön vereceği de bir
    gerçek
    iki haftamı hiç işim olmayan biri yüzünden mahvettin.
    kendine göre gerekçelerinde vardı
    haklı da olabilirsin kendince
    ama seni bu kadar seviyor olmam
    en azından sen bana tekme atarken popomda hissettme hakkı veriyor sanırım
    daha da açık konuşmak gerekirse
    tarkanı tekrar dinle.
    benim için gerçekten bir hayalsin bir macera
    seni seviyorum demek bile kalbimde parçalanmalar yapıyor
    sana bakmaya ve koklamaya doyamayacağım uzun bir süre
    ilk gün seninle tanıştığımızda ki sarhoşluk var hala üzerimde
    lütfen ayıltmaya çalışma beni sarhoşun da olsam izin ver hep seveyim dedim **tam olarak nedir amacın
    dedi
    -ben sana atla gelmedim. prensin olmayı haketmiyor da olabilirim. aklının bugüne kadar hayal ettiği birisi
    olmadığım için
    şu an benim için delice attığına inandığım kalbini benim için atmaktan vazgeçirmesinden
    korkuyorum.ama vereceğin her karara da saygı duyuyorum
    beni sevmek zorunda değilsin.ama dürüst olmak zorundasın. beni peşinde kopacağını bile bile bir halata
    bağlayıp süründürme lütfen
    inanmıyorsan biraz dur ben kendim çözeyim halatı dedim
    -sen beni sevmiyor musun kelebek dedi
    -çok seviyorum dedim. düşünmeden
    -benim seni sevdiğime inanıyor musun dedi
    -inanıyorum dedim
    -o zaman şimdilik bunları unut.şu üzüntü halimize bir çözüm düşün dedi
    -koşarak gelsem kaç dakika ankara acaba dedim
    -belli oldu hızlı düşününce iyi kararlar veremiyorsun dedi. gülümseyerek
    -hayır dedim çok doğru bence
    -koşarak gelmek mi çok mantıklı dedi
    -hayır seni güldürmek dedim
    -tamam ama sapık fıkralarından beni uzak tut hatta babama bile anlatma dedi yine gülerek
    -tamam dedim.
    -ayrıykenki zamanlarımızı kalbimizi kandırarak geçirelim yani diyorsun dedi
    -çok mu acele etmişim düşünürken dedim
    -zaman gösterecek dedi
    -öpüyorum dedim
    -kimi dedi
    -seni dedim
    -kapatma hemen dedi
    -sıkıldım ama dedim
    -bu kadar kötü espriler yapacaksan başka çözümler bul lütfen dedi
    -bir de düşünerek arayayım çözümü o zaman dedim
    -düşünmeye dalmadan önce bir öp o zaman dedi
    -öptüm dedim
    -hadi iyi geceler dedi
    -aaa kapatıyor musun dedim
    -evet sıkıldım dedi
    telefonu kapattı
    arkasından bir mesaj attı
    -gördün mü ne kadar kötü espriymiş dedi. gülerek
    -iyi geceler dedim
    sanada dedi
    sonra içimdeki üzüntü hafifledi
    gülüyordum bile onu düşünerek uyumaya çalışırken
    bir iki mesaj daha attı ve onsuz geçen gece sayısını ikiye çıkaran uykuya daldım **günler günleri takip
    etti.
    ilk başlarda çok zorlansakta haftalar geçmeye başlayınca alışmaya başladık
    ben onu eğlendirmek için uzaktan uzağa ne kadar takla atılabilirse attım
    ona mektuplar içinde şiirler yazıp gönderdim
    her seferinde hiç beğenmediğini söyledi
    Tümünü Göster
    ···
  15. 90.
    +7
    ulan bari bir şuku atın

    yalnızlıktan geberecem amk
    ···
  16. 91.
    +1
    Rezervasyon
    ···
    1. 1.
      +1
      devam ediyimi pampa şu anda trende birinci sırada bir yazarın başlığ var aynı hikaye ikiside
      ···
    2. 2.
      +1
      Biliyom panpa yarım saatte yazamiyor muallak sen seri atiyon devam
      ···
    3. 3.
      +1
      eyvallah moruk zaten bende ona uyuz olduğumdan başlığı açtım ama bazı yannan kafalılar bekletilmeyi seviyor
      ···
    4. 4.
      +1
      Aynen amk bende onları anlamıyorum reyis neyse gibtir et sen devam et okuyan var.
      ···
    5. 5.
      0
      ediyorum pampa
      ···
    6. diğerleri 3
  17. 92.
    +1
    Harikasin panpa
    ···
    1. 1.
      0
      eyvallah pampa devam ediyimi
      ···
    2. 2.
      +1
      Et tabi lan ama cok hizlisin ben daha 19 dayim *
      ···
    3. 3.
      0
      bişe olmaz pampa sen okuya dur ben yapıştırıyorum yenilerini
      ···
    4. diğerleri 1
  18. 93.
    +1
    Rezervuar
    ···
  19. 94.
    +3
    48

    karşımda olsan sesini duysam daha anlamlı şiir olur benim için dedi hep
    bazen o beni teselli etti bazen ben onu
    tam çıkmaza girip ikimiz birden özlem moduna geçince
    bazen ağlaştık
    isyan ettik
    ama sevgimizi hiç kaybetmedik
    hiç bir zaman laf olsun diye seni seviyorum demedim
    hiç bir zaman içimden gelmeden seni özlüyorum da demedim
    çoğu zaman dayanamıyorum binip geliyorum desede
    hep ikna ettim gelmemesi konusunda
    okulunun her zaman benden daha önemli olduğunu söyledim
    ilk başlarda çok sıkıldı bu okul konusunda söylediklerimden
    bizi ayıran şey okul değil mi zaten dedi her seferinde
    bu arada alanyadaki turist sayısında kış mevsimi nedeni ile azalma olduğu için
    işler de doğru orantılı bir şekilde azaldı
    babası ebrunun yokluğunda iki kere geldi dükkana
    bir tanesinde yine tavla oynadık
    diğerinde de çay içip konuştuk sadece
    ebrunun her konusu açıldığında
    üzerine toprak attım muhabbetin
    her iki gelişinde de eve davet etti beni
    ama evlerine gitsem herşey ebruyu hatırlatacağı için kendimi daha fazla üzmek istemedim
    bunu da açık bir dille babasına anlattım
    hak verdi
    zaten dükkanda her tarafa bakışımda onu görüyor sebebsiz yere durup dururken
    darlanıp üzülüyordum
    zordu onsuzluk **bende kendimi sağdaki soldaki esnaflarla geyiğe vurarak zaman geçirmeye
    çalışıyordum
    gelen turistlerle makara yapıyordum
    ebru geleceği tarihi söyledi
    ramazan bayramı
    günler yaklaştıkça heyecanım daha da arttı
    beraberce kalan günler saat dakika ve saniye olarak hesaplanıp matemetiğimiz güçlendirildi
    az kaldı diyerek birbirimizi tesselli ettik.
    bir gün sabah hiç atmadığı bir saatte mesaj attı
    bende yenip kalkmış dükkana gidiyordum
    -günaydın aşkım yazıyordu
    -günaydın uyuyamadın mı yoksa dedim
    -ben senin gibi bu saatlere kadar uyuyorum mu sandın dedi
    saat 10 civarıydı
    -gece rahat bırakmıyorsun ki uyuyayım da erken kalkayım dedim
    -göndermeyeyim istersen bir daha??ne yapıyorsun bu arada dedi
    -sana mesaj parası yetiştirmek için çalışmaya gidiyorum dedim
    -hayırlı işler dedi
    ben dükkana geldim
    kepenkleri açtım
    dışarı çıkarılması gereken malları çıkardım
    sonra dükkanın önü toz yapmasın diye dışarıya su fışkırtırken yoldan geçen tek tük turiste de
    onlara su fışkırtıyormuş gibi yapıp makara yaptım
    sabah sabah kendi kendimi eğlendirmekti benim ki
    dükkandan içeri girdim ama
    sonra dükkana vuran güneşi engelleyen bir gölge gördüm
    dönüp baktım kim diye
    karşımda gördüğüm kişinin bende uyandırdığı duygu
    şaşkınlık değildi
    ne gülebildim ne ağlayabildim
    suratımdaki mallık ifadesini kim olduğunu söyleyeyim siz tahmin edin
    ebru
    o an ayaklarım ilk adımı atabilse o güne kadar kırılmış kısa kulvar sprintçilerden bile daha hızlı koşarak o
    rekorun dıbına kordum ama
    atamadım
    dondum kaldım
    bir gün sonra gelecekti amk.
    sonra beynim ellerime hükmedebildi sadece aslında kendimi tokat manyağı yapıp rüya mı gerçek mi onu
    test etmek istiyordum ama
    saçlarımı düzeltebildim sadece
    evet amk. ebruydu işte. sonra konuştu bile
    -hasta edeceksin turistleri niye su fışkırtıyorsun onlara dedi
    gülümsedim şuursuzca
    bana yaklaştı kıpırdayamadım bile
    sarıldı
    vay amk. öyle duygunun
    belimi saran ellerine kurban olduğum yanımdaydı
    sonra yanağımda bir öpücük almaya çalışırken
    -dur orucumu bozacaksın dedim
    -iftarı bekleyeyim o zaman dedi
    -sensizlik orucumu erken açtın hayırdır dedim
    -hoca bazen erken okuyor işte dedi
    -o hoca en büyük din adamıdır gönlümün dedim
    -bizim eve ezan sesi duyulmadı henüz dedi
    -haberleri yok mu geldiğinden dedim
    -yok söylemedim senin gibi yarın geleceğimi sanıyorlardı dedi
    -ne zaman eve gideceksin dedim
    -akşam iftara beraber gideriz ama ben niyetli değilim haberin olsun dedi
    -aç mısın dedim
    -biraz dedi —ne yersin canım dedim
    -menüde ne var dedi
    -simitçiden simit. tostçudan tost. pastaneden de ne istersen dedim
    -çeyrek tost yeter dedi
    diafondan yarım tost istedim.
    -çeyrek yeter bana dedi
    -küfür eder şimdi adam çeyrek tost mu olur ilkokullu gibi dedim
    -ne içersin dedim
    -kahve söyle de uykum açılsın dedi
    -bir dakika sen ne zaman geldin dedim
    -saat 8 de alanyaya indim dedi
    -peki ben gelinceye kadar ne yaptın dedim
    -seni bekledim dedi
    -annenlere gidip sonra gelseydin bari yada haber verseydin erken kalksaydım dedim
    -en çok kimi özlediysem ilk onu görmek istedim dedi
    -otobüsde uyuyabildin mi dedim
    -sence dedi??
    -ben seni görmeye geliyor olsam bırak uyumayı her otobüs durduğunda küfür ederdim şoföre dedim
    -bende etmedim sayılmaz. dedi
    vay amk. uyumadıysa uyuması lazımdı bu kızın zira akşam onlara yemeğe gidecektik
    ama bu uykusuzlukla ebru iftara bile çıkmadan uyurdu
    önemli olan iftar yemeği değilde onu öpebilecek olmamdı
    onu uyutmam lazımdı ama nasıl
    dükkanda yatacak yer yok.
    kız yanıma gelmiş sana bir apart tutayım yat biraz desem muhtemelen benden ayrılmak istemeyeceği için
    kabul etmeyecek
    tabure de uyunmaz
    eve git desem o zaten planı kurmuş akşam ailesine ben geldim diye sürpriz yapmayı düşünüyor
    vay amk. saksı durdu
    nasıl yapsam ne etsem diye düşünürken
    tost u geldi
    biraz daha düşünme fırsatı buldum
    tostunu yedi
    bir yandan da bana bakıp bakıp sevgi ile gülüyordu
    dışarı çıktım dışardaki malları içeri almaya başladım
    o bana ne yapıyor acaba diye bakarken
    dükkanın kepengini de yarıya kadar indirip
    -hadi gidiyoruz dedim
    -nereye dedi
    Tümünü Göster
    ···
  20. 95.
    0
    49

    • * elimi onun gelip elimi tutmasını beklercesine kaldırıp hadi dedim
    dışarı çıktı
    kepengi kapattım
    ilk taksi durağından bir taksiye bindik
    bizim eve gittik
    -yarın gelsek de annenlerin elini de öpseydim dedi
    -onlar evde değil bayram için köye gittiler dedim
    -buraya niye geldik peki dedi
    -seninle olan ilk günümde çalışmak istemedim dedim
    içeri girdik amacım onu uyutmaktı ama nasıl amk.
    onu çiftli koltuğa oturtup arkasını da yastıkla iyice destekledim.
    -bu kadar iyi davranma gitmem bir yere yoksa dedi
    bende karşısındaki koltuğa oturdum
    -çok özledim seni dedi
    sus işareti yapıp
    -bırak gözlerim biraz sensizlik hasretini gidersin dedim
    -ben gözlerimin hasretini giderirken, dudaklarımın sana söylemeyi çok özlediği seni seviyorum diyebilir
    miyim arasıra dedi
    -benim için ömür boyu geçerli olan bir tane söyledin zaten dedim
    -ne zaman dedi
    -kollarımdayken ilk gözyaşınla dedim
    -o muydu ilk dedi
    -kalbime ilk düşen mutluluk gözyaşı oydu dedim
    -şimdi tekrar ağlayarak söylemeyeyim o zaman orucun bozulur dedi
    konuştukça konuşuyor amk. bende kendimi kaptırdım.o bana laf oyunu ben ona laf oyunu derken
    baktım olacak gibi değil
    annemleri aramam lazım dedim
    telefonu çıkardım aradım babamı
    nasılsınız falan filan ne kadar sıkıcı geyik varsa yaptım
    sonra mutfağa yönelip telefonu kapattım ama bir süre konuşuyor olmaya devam ettim belki uyuyakalır
    diye
    arasıra odadan içeri baktım dalmış mı diye yok amk. benden uyanık
    kemal sunalın müjdeye kaymak için çocukları uyutmaya çalışırken kendi uyuması durumu var ortada
    sonuçsuz telefonu kapatıyormuş numarası yaptım
    -biraz uzan istersen dedim
    -uykum yok dedi
    nasıl yok amk.yaa **ben yanına uzandım
    sadece yarı sarılır halde
    karın kaslarım gelişti amk. kanepeden düşmemeye çalışırken
    bir saat kadar uzandıktan sonra nihayet uyudu
    bir müddet onu izledim.
    bende mal mal bekledim evin içinde
    zaten oruçtum son gün diye
    ne bişey yedim ne içtim
    ne de o uyurken bir öpücük kondurdum
    akşam ezanına 1 saat kala uyandırdım tv nin sesini kasıtlı olarak çok açarak
    -ne kadar var dedi
    -neye dedim
    -seni öpmeme dedi
    -az kaldı dedim
    -tamam sen bir markete git gel lütfen dedi
    -ne alayım dedim
    -en ucuz ne varsa onu al dedi
    pek anlayamasam da ne yapmak istediğini dışarı çıktım kapının önünde bekledim
    kim gider markete amk. zaten açlık başıma vurmuş
    5 dakika kadar oyalanıp kapıyı çaldım
    -bir tane daha al o yetmez dedi
    vay amk.ne aldık ki ne yetecek
    biraz daha bekledim
    yine çaldım kapıyı
    açtı üstünü değiştirmiş
    biraz makyaj tazelemiş
    -bunun için mi gönderdin beni dedim
    -orucun bozulabilirdi ama dedi
    kız haklı beyler bozulabilirdi amk.
    hadi sende hazırlan dedi
    -bende bozuk para kalmadı şu ucuz şeyden bi tane de sen alıp gelsene dedim
    -gözlerimi kapalı alıyormuş gibi yapsam dedi
    -parmaklarına güvensem gözlerine güvenmem dedim
    odaya geçtik.
    o oturdu
    ben kalkıp diğer odaya geçtim
    yardıma ihtiyacın olursa haber ver diye takıldı
    giyindim
    evden çıkıp onların evine gittik
    kapının önüne geldik
    -ezan okunsada öyle girseydik dedim
    -amacını anladım kelebek dedi
    evet lan öperek açmak istiyordum
    kapıyı çaldım
    annesi açtı
    -oo kelebek hoş geldin dedi.
    -hoşbulduk demeye kalmadan kenara itildim amk
    ana kızın arasında kaldım
    vay amk.ben bile sarılamamıştım ebruya öyle
    sesi duyan geldi ondan sonra içerden
    beni gibleyip hoş geldin bile diyen yok
    içeri aldılar kızı apar topar
    onlar kızla ilgilenirken bende dışarda kalmış sokak kedisi gibi son saniye driplingiyle içeri girdim **
    eveeeet
    masa kurulmuş
    karnım zil çalıyor
    ama birden doydum
    ceyhun bininin kankası yani ebrunun kuzeni de orda
    o binin annesi ve babası tarafından bu bahsettiğiniz kelebek mi muhabbeti döndü
    -evet dedi ebru bana sarılarak
    yine kıpkırmızı oldum uzun zaman sonra
    rakip takımın taraftarları bile beni beğendiler amk.
    o bin hariç tabi
    muhtemelen kibarlık olsun diye bana birkaç iyi kelam da bulundular
    bende teşekkür edip
    o binin kız kardeşi olduğuna inanamadığım dünyalar tatlısı 5 yaşındaki kızları ile ilgilendim
    derken alanya kalesinden top atışı duyuldu
    ve masaya oturduk
    Tümünü Göster
    ···