/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    0
    24

    -beni tanıdın mı dedi
    -dün geceden tanıyorum evet dedim
    -o zaman kim olduğunu da biliyorsundur dedi
    -evet biliyorum dedi
    babacan konuşuyordu lan adam korkudan zütümü sıkmayı bıraktım gevşettim az
    bak şimdi delikanlı
    -kim olduğun veya ne olduğun beni ilgilendirmez
    -beni şimdilik kızım ve onun alacağı kararlar ilgilendirir
    senden kızım okulu kazanıp okulu bitirinceye kadar hiç bir kararını etkilememeni istiyorum dedi
    bu isteğimi yerine getirsen sana da bir istek hakkı veririm dedi
    -tam olarak ne yapmamı istiyorsunuz anlamadım dedim
    -ben senden sadece delikanlı olmanı istiyorum dedim.ne beni üz ne kızı üz. dedi
    eğer aksi bir durum olursa sana karşı tavrımı değiştirim diyerek tehdini de yaptı
    tamam dedim.
    kalktı tokalaştı benimle. güle güle dedi
    gitti.
    bu durumu ebruya anlatmadım.
    garip bişey yoktu çünkü ortada.
    esas garip olan şey sonra başladı
    -3 tane tamamen zengin bini oldukları tiplerinden kıyafetlerinden ve ses tonlarından bile belli olan zıpır
    bin
    dükkana geldi.
    bilader kelebek sen misin dedi
    evet benim dedim siz kimsiniz
    ben ebrunun kuzeniyim
    sana ceyhundan selam getirdim ebrudan uzak duracakmışsın dedi
    ceyhun kim dedim
    ebrunun eski erkek arkadaşı dedi
    tamam tekrar erkek arkadaşı olunca gelsin bana kendisi söylesin dedim.
    hem size ne oluyor hem ebrunun kuzeni olduğunuzu söylüyorsunuz. hemde onu üzen birinin adına
    gelip artislik yapıyorsunuz dedim
    sanane lan sana mı sorcaz dedi.
    iyi sormayın o zaman güle güle dedim.
    ···
  2. 52.
    0
    25

    • *hangi ceyhunla dedi
    ebenin amı ceyhunla demek geçti içimden o an sinirle ama
    -sevgilinle dedim
    -eski sevgilimle dedi eskiye baya bir vurgu yaparak
    -buluştun mu buluşmadın mı dedim??
    -dinleyeceksen cevap vereceğim dedi
    -ebru buluştun mu bulumadın mı dedim ses tonunu yükselterek
    -evet buluştum dedi
    -mutluluklar dilerim dedim. dedim ama gözlerim doldu.tam gitmeye yeltenirken
    -hani seviyordun dedi
    -bazen hata yapabiliyor işte insan dedim
    -senin tek hatan beni dinlememek dedi
    gözlerim dolu olarak.ve sinirli bir şekilde
    -hadi bi kere buluştun anlamadım ama hadi oldu diyelim. ikinci üçüncü belkide benim bilmediğim
    yüzlercesi vardır.
    unutmakta bu kadar zorlandığını söylediğin birisiyle bu kadar çok buluşmanın mazereti bence olamaz.
    belliki unutmadığına geri dönmüşsün. saygı duyuyorum. göz göre göre beni aldattın.bir de gözümde
    yalancı olma mazeretlerinle ben gidiyorum. dedim
    ağladım ağlayacam ne zormuş amk. sevdiğin birine elveda demek. gidiyorum dedim beyler ama içimden
    dualar ediyorum
    beni durdursa gönlüme su serpecek bir açıklama yapsa kurtulsam bu acıdan diye
    -iyi alıştın bu ben gidiyorum deyip gitmelere.bu mu senin sevgin dedi
    ohh dedim anlatacak galiba
    -ister dinle ister dinleme ben anlatıyorum dedi
    kulağımı iyice kabartarak dinledim
    birinci ağızdan anlatıyorum beyler **ceyhun beyefendisi..
    ooo yeni sevgili yapmışsın diye buna mesaj atmış üniversitedeyken
    bizimki cevaplamamış
    bende seni unutamadığımı sensiz yaşayamayacağımı anlamıştım halbuki diye bir mesaj daha göndermiş.
    bizimki yine cevaplmamış
    yarın sabah alanyadayım senin için diye bir mesaj daha atmış
    bir kez daha cevaplamamış ebru
    ebrunun anlattığına göre ceyhuna olan nefret duyguları sevgilisi olan birine asıldığı için iyice artmış
    ve bir nevi intikam almak için ceyhun alanyaya gelince buluşma davetini kabul etmiş
    cafeteryanın dışında buluştuklarında ceyhun seni çok özledim diyerek sarılmış
    sonra içeri geçmişler ceyhun pişmanlıklarını bildiren bir konuşma yapmış
    bizimki anlattıkların bittiyse şimdi gözlerimin içine bak demiş
    bakmış amın oğlu
    -ben kelebeği çok seviyorum. deyip kalkmış gitmiş ebru
    sonra ebru dayısının karısı yengesinin yanına çay içmeye gitmiş. bunu gören ve bana arabayla artislik
    yapan kuzeni
    ceyhuna haber vermiş.gel eve çabuk diye.
    ceyhunu kızın yengesi de oğlunun arkadaşı olması sebebi ile tanıyormuş.
    ebru durumdan hoşnutsuzken
    o bin bir şekilde oda da yalnız bırakmış ebru ile ceyhunu
    ceyhun lütfenli yalvarmalı bir şekilde derdini anlatmaya çalışmış
    ebru gitmek ister görününce kızın kolundan zorla tutarak hala birbirimiz seviyoruz biliyorsun derken
    benim hakkımda da beni kötüleyecek bir kaç söz ilave etmiş.(içeriğini söylemedi)kolundaki hafif morluğu
    da gösterdi anlatırken
    ebru
    -bundan sonra onun kadar adam ol başkalarını bari üzme demiş ve çıkmış gitmiş evden
    sonra lavuk mesaj üstüne mesaj atmış
    • *vay şöyleydi vay böyleydi. atmış da atmış mesajları
    son mesajında da eğer aşşağı inmezsen kelebeği dövmeye gidiyorum demiş. ebrunun evde olduğunu
    bildiği bir anda
    bizimki sinirle inmiş
    ağzına ne geldiyse saymış
    çektiği tüm acıların hesabını sorarcasına kusmuş içinde kalan ne varsa
    sonrada
    -eğer gidip öyle bir şey yaparsan kendime zarar veririm sorumlusu sen olursun. diye tehdit etmiş
    lavuk sarılmaya çalışarak affet beni ,sakin kafayla tekrar konuşalım durumu düzeltebiliriz tarzında sözler
    söylemeye çalışmış
    bizimkisi sarılmayıp
    gözlerinin içine bakarak
    tekrar ediyorum ben kelebeği seviyorum.bir daha ne mesaj at ne ara ne de gel demiş
    evet beyler ceyhun süzmesi kaybetmeyi kabullenemeyerek yapmış bunların hepsini
    bunları kavga ederken bilsem iki yerine 5 vururdum amk çocuğuna
    kızın sözleri bitmiş gibiydi
    ben kıza ceyhunla tekrar muhattap olmasın diye kavga ettiğimizi söylemedim.
    ceyhunun salladığı yumrukta çeneme yarım geldiği için bir belirti yoktu.
    ben ne diyeceğimi düşünürken
    içimi sızlatan sözleriyle devam etti
    -bana telefon açıp seni seviyorum deyip kapattığında dünyalar benim olmuştu. ister inan ister inanma
    anlattıklarıma ama ben seni çok seviyorum kelebek dedi. hafifden düğümlenmiş sesi ile
    o an sarılmamız gerekiyordu dimi binler.bu konuşmanın arkasına sıkı bir kucaklaşma giderdi
    ama ben biraz suçlu hissettim kendimi sarılamadım.o da galiba ona inanmadığımı düşünerek yeltenmedi
    bir müddet bana baktı
    söyle lan işte gerizekalı bende seni seviyorum de.demek geldi içimden ama mallığımdan dolayı
    söylemedim
    -yalan mı söyledin yoksa bana. sevmiyormusun dedi??
    vazoyu kırmış çocuk suçluluğu ve bakışları ile
    -ben seni hep böyle üzeceğim galiba kusura bakma ben gideyim artık dedim
    ellerimden tuttu gitme dedi
    ama ben gittim
    şimdi düşünüyorum da ne kadar inatçıymışım amk.
    allahtan kız benden soğumayıp o mesajı gönderdi arkamdan

    • *ben giderken kız arkamdan mesajı gönderdi
    istediğin kadar git. amacın sabrımı sınamaksa acelem yok.ama başka bir nedenle sevgin bittiyse en
    azından haber ver
    evet böyle bir ihtimal de vardı
    kız benden soğuyabilir taku takuna gurur yapıyor olabilir ve hatta kızı kaybedebilirdik
    ama sinirliydim amk
    bu mesaja da cevap vermem gerekiyordu,
    Tümünü Göster
    ···
  3. 53.
    +1
    Okuyalım bakalım
    ···
  4. 54.
    +2
    26

    bir daha bilmem gereken şeyleri vaktinden önce anlat dedim
    söz dedi sonuna gülücük ekleyerek
    sonra düşündüm ulan bu kız beni bu kadar zamanda bu kadar delicesine nasıl sevmişti
    korkmaya başladım binler
    böylesine bir kızı üzmekten çok korkuyordum
    işin en doğrusunu söylemek gerekirse anamdan başka kimse bana bu kadar değer vermemişti
    bende kızı seviyordum
    be pekekent o zaman nedir bu afra tafra tripler diyeceksiniz
    evet haklısınız. bende bilmiyordum
    -iyi geceler demeyecekmisin diye bir mesaj daha attı
    -iyi geceler yazdım sadece
    -geri gelemez misin dedi
    -yarın görüşürüz dedim
    -lütfen dedi

    • *o kadar da abartmaya gerek yoktu amk. tamam yeter işte affettik. takunu ne çıkarıyon o kadar
    kavganın üstüne romantism gider mi.gerçi amk. cavırlarında bu olaya make up sex diyorlar ama.ben
    türküm amk.
    -iyi geceler ebru dedim.
    -iyi geceler kelebeğim dedi
    geceyi tamamladık
    ertesi gün kalktım. ceyhun binini bulmam lazımdı.ama bin çoktan gitmiş amk. okumaya
    bu arada sınavda yaklaşıyordu
    ben hiç sınava çalışamıyordum. arasıra o hazırlık test kitaplarına bakıyordum o kadar
    sonra içimi bir korku daha aldı
    bu kız bir yeri kazanıp gidecekti elbet
    ya ben??
    gitsem ne olacaktı
    anada para yok baba da para yok. bende birikim yok. günlük kazan günlük ye.
    başka bir şehire gitsem yurt parası nı boşver alanyaya geri gelecek birikim bile yoktu.
    hani önümüz yazdı turizm biraz daha canlanır biraz para biriktirebilirdim ama
    yetmezdi binler.
    ben pederinden yardım almadan okuyan çok az bin tanıdım.
    ama askerlik de geliyordu.en azından sınava girip açık öpretim yapmalıydım.
    ebru ertesi gün geldi
    oturduk konuştuk
    ona durumları anlattım
    ilişkinin devam edebilirliğini sabrının sınırını sordum
    -yeterince sevmiyormuş gibi mi görünüyorum dedi
    evet seviyordu ama araya uzun ayrılıklar girecekti.
    turist kızlarından biliyordum bu muhabbeti.
    yazın gelir gibersin.
    sonra bir kaç e mail.bir kaç telefon bir süre yazar sonra gider başkasını bulur
    aynı şeyin ebruda da yaşanmasından çok korkuyordum
    -birbirimizi üzmeden en mantıklı olanı yapalım. ayrılmak gerekiyorsa seni üzmemek için razıyım dedim
    —kaç gündür bunun peşindemisin kelebek.bu muydu amacın. düşüne düşüne bu mazeretimi mi
    buldun.tek biz mi olacağız uzantan seven sevmiyorsan açık açık söyle dedi
    bak sen. şimdide ben yanlış anlaşıldım.eh amk.
    vay amk. çok hoşuma gitti lan bu tavrı. yarram aldın mı cevabı dedim kendi kendime
    ama dur lan en azından yanlış anlaşılmadan kurtulmam lazımdı.
    uzat elini dedim
    uzattı istemeyerek ve kızgın halini devam ettirerek
    -göhsümün sağ tarafına zütürdüm. sence yalan mı söylüyorum dedim.
    salak değil ki amk. kız.
    kalp öbür tarafta değil mi senin dedi
    doğru cevabı gözlerimde aramalıydın dedim.
    şöyle hafiften gülümseyerek baktı.
    buydu olay beyler karı kız milleti kandırması en kolay millet.
    dedeler demiş.
    atmasını bildikten sonra tüfeğin atmayanı ,istemesini bildikten sonra avradın vermeyeni yoktur.
    -bak dedim. seni bu kadar sevdim. senin yaşadığın acıları en iyi senin gözlerine bakarken onu görürek
    anladım.
    başkaları benim gözlerime baktığında senden kalmış acıları görmesin. dedim
    kafamı iki elinin arasına aldı çenemi hafif kaldırıp gözlerime baktı. söz kelebeğim dedi
    vay amk. dükkan bu kadar romantizm çok fazlaydı. biri görse makara yapar amk. liseli aşıklar gibiydik
    • *bir kaç gün devam ettik böyle. sonra seni eve davet etsem gelirmisin dedi
    sizin eve mi dedim
    evet annemde babamda seninle tanışmak istiyor dedi
    ben zaten babasıyla tanışmıştım.ama kız bilmiyordu tabi
    o yüzden basit bir mantıkla eğer kızın babası da istiyorsa o zaman sorun yoktur dedim.
    ama ben utanıyordum
    başka zaman dedim
    ısrar etti.
    sürekli senden bahsediyorum. merak ediyorlar seni dedi
    ya olmaz şöyledir böyledir dedimse de ikna edemedim
    ertesi akşam a davet edilmiştim bile.
    çalıştığım hediyelik dükkanından. masa üstü üfleme camlı üçlü bir mumluk aldım. çok şık birşeydi
    eve gittim mesaj atarak ebruya.
    kapıyı açtı
    içeri girmeden ürperdim
    o neydi amk öyle.bir apartman dairesi bu kadar lüks nasıl olabilirdiki elimdeki hediyeden utandım amk
    etraftaki aplikleri görünce
    sıcak bir karşılama oldu
    biladeri de iyileşmiş.
    bilirsiniz tüm gözler üzerinizde herkes size bakar. yannan gibi ağzından ne çıkacağını bekler
    yediğiniz yemekten bile zevk almazsınız sıkıntıdan
    ama çok hoş karşıladılar
    artık ebru benim hakkımda ne anlattıysa onlara
    -soracak pek fazla birşeyimiz yok ebru herşeyi anlatıyor sağolsun dedi annesi
    eh amk ebru artı ben kıpkırmızı
    zaten tedirginim sayın valide bu kadar gelme işte üstüme

    —kızın babası çok bin bir gençlik yaşamış görmüş geçirmiş kral adama benziyordu
    Tümünü Göster
    ···
  5. 55.
    +3
    27

    muhabbet döndü dolaştı. üni sınavına geldi
    nereyi istersin gibi bir soru geldi babasından
    şimdi taka sarmıştı muhabbet. ebru da tedirgin oldu bu sorudan ama o da gerçekten istiyordu benim bir
    üni de okumamı
    henüz karar vermedim. sınav sonucuna göre değerlendireğim dedim.
    vakit bulabiliyor musun sınava hazırlanmaya dedi
    ebru rahat bıraktığı zamanlar evet dedim
    o zaman hiç çalışamadın dedi babası
    gülüşmeler falan derken ortam yumuşadı
    yemeğe geçelim dediler
    hem yemek hem muhabbet devam etti. kızın annesi de ne yemekler yapmış amk. harbi fakir biniymişim o
    gün onayladım
    yemek bitti salona geçtik
    durum öncesini aktarıyorum. ebru benim maddi durumun kısıtlı olduğunu üni de para ihtiyacımın
    olacağını bu yüzden açık öğretim okuyacağımı anlatmış
    bayanlar da mutfakta kahveyle uğraşırken kızın babası
    -sana birşey soracağım anlatacağım ama yanlış anlama lütfen dedi
    -buyrun dedim
    -biz dedi çok şanslıydık anamız babamız zenginmiş onlardan bize kaldı dedi.ben elimden geldiği kadar
    diğer insanlara hep yardım etmeye çalıştım maddi konuda dedi
    hemen sözünü kestim
    yanlış anlamaya başladım. devam senaryosunu biliyorum. sağolun iyi niyetiniz için.ama hayır teşekkürler
    dedim
    sizde anladınız dimi lan binler anlatmaya gerek yok amk.
    -bitirseydim dedi
    -sözünüsü kestim kusura bakmayın dedim devam ettim
    —maddi yönden doymuş olduğunuz belli. dedim sağa sola bakarak.
    ama manevi yönden de çok doymuş birisine benziyorsunuz. bana çok iyi davranmanızdan bu sonucu
    çıkardım. ayrıca misafirperverliğiniz için de teşşekkür ederim. size zaten ebru için bir söz verdim ama illaki
    birşey paylaşmak istiyorsanız bu sevginizi böyle devam ettirin yeter bana dedim.
    -bunu bence bir daha düşün. sana borç vereceğim sonra kazanıp bana geri vereceksin dedi
    -lütfen dedim. sağolun.bu kadarı fazla olur.siz benden ebrunun alacağı kararları etkilememi istediniz.ama
    sizden borç alırsam benim ebruyla ilgili alacağım kararlar değişebilir dedim.
    adam öküz değildi anladı. para baskısı altında aşk olursa zoraki sevmeye devam ederim demek istediğimi
    ama samimiyetinize inanarak teşekkür ederim dedim
    unuttuk o zaman bu konuşmayı dedi
    unuttuk dedim.
    içeri bağırdı nerde kaldı kahveler diye.bir nevi artık konuşma bitti getirin kahveleri sinyali gibi gelmişti
    bana bu
    suratım düştü. beyler incindim içten içe. tamam eyvallah beyamca kötü niyetle teklif etmedi ama …
    belli etmemeye çalışarak sahte gülümsemelerle devam ettim.
    -anneni de getir birgün oturalım dedi annesi
    yaa amk. anneme bu söylenir mi.annem gitmez ki zaten.
    ne diyecem sevgilimin annesi seni çağırıyor mu diyecem. bacaklarımı keser önce okulunu oku diye.
    tamam ebru benim annemle bende onun ailesiyle tanışmıstım yeter amk bu kadar samimiyet şimdilik
    -inşallah dedim.
    bu arada kzın biladeri binosu tam bi ps hastası yemek bitti direk odasına gitti. içerden sesler geliyor.
    futbol oynuyor bin. bizi giblemiyor bile
    üç beş muhabbet daha yapıp izin istedim.
    yine gel dileklerini belirttiler.
    annesine babasına teşekkür ettim. ebru bende geleyim aşşağı kadar dedi
    sen bilirsin dedim
    aşşağı indik apartmanın giriş katında ki koridorda durduk…
    • *babası ile konuştuklarımızda ebrunun da parmağı olduğunu düşündüğüm için ebruya rahatsızlığımı
    belirtmek istedim ve
    koridorda elini tutarak yürümesi englledim
    ne oldu dercesine bana baktı
    -sen burdan dön istersen yukarıda gecenin kritiğini yapmak için seni bekliyorlardır dedim

    • *hiç birşey olmamış gibi yaramaz kız bakış ve gülümsemesi ile
    -önce ikimizin bir kritiğini yaparız diye düşünmüştüm halbuki dedi
    derken de sarıldı
    -ebru her gece ilişkimizin kritiğini yaparken mutluca iyi geceler dileyebileceğimize emin misin dedim
    -onu bilemem ama her gece hala senin kız arkadaşın olma mutluluğunu istiyorum kelebeğim dedi
    • *içimdeki sebebsiz korkulara bir yenisi daha eklenmişti.bu kız beni çok seviyordu ama ya bu hevesi
    birgüm biterse onun bana olan ilgisi beni ona iyice bağlıyordu.bu sözleriyle kırgınlığım biraz geçti
    romantizmin dıbına koymak bu olsa gerek
    -yeter mi bu kadar kritik gideyim mi dedim.
    -bir yere gidemezsin dedi ellerimi tutarak ve dudağını büzerek
    —korkma bir yere gidemem ki sadece kalbinin hücreleri arasında yer değiştiririm dedim
    nasıl böyle sözler söyleye bildiğimi yıllardır gönlümdeki beklenen sevgiliye hasret olarak yorumluyorum.
    yoksa daha önce duyduğum vaya kullandığım cümleler değildi.
    -yürüyelim mi biraz dedi
    -yok üşürsün böyle dedim
    -sen sarılıyorsun ya işte dedi.—sadece kalbini ısıtmayla olmaz bu iş dedim
    -esas sensizken üşüyorum ben deli dedi
    beyler o böyle konuştukça nasıl sevineceğimi bile bilemiyordum. gülmeyi karıştırır oldum amk.
    yüzümdeki mimikleri tekrar gözden geçirmem gerekti. dudaklarım suratımda garip yerlere gidiyordu
    vay amk. aşk ne güzeldi lan
    —yok burası iyi gelen geçen komuşulara yakalanmazsan sorun yok dedim
    -ne yaparken yakalanmazsak dedi gözlerime o nasıl bir bakışsa bakarak
    sen kaşındın diye düşünerek
    -böyle dedim ve yaklaştım dudaklarına
    eh geciken otobüslerini gibeyim onun da canına minnetmiş
    • *ve dudaklarımız birleşti. kendimden geçtim beyler. sanki bir senedir açım da annem kuru fasulye
    pişirmiş.o derece
    daha önce turist kızlarla benzer öpüşmeler olmuş ama hepsi yatakta son bulmuştu
    5 dakika civarı öpüştük.ama bu farklıydı. nasıl diye sormayın farklı işte amk.
    yanlış anlayanın zütünü sabri reyiz gibsin ama gibim bile kalkmadı. nefessiz öpüşüyor olmamıza rağmen
    derin bir oh çekerek ayrıldım dudaklarından ve
    -ben gideyim artık yoksa kötü şeyler olacak dedim bince gülerek
    -deli diyerek güldü. orta şiddette karna da yumruk salladı
    -deli senin delin güzelim diyerek **kendime çektim ve bir kez daha öptüm dudaklarından karşılık
    beklemeyerek.
    iyi geceler bile demeden göz kırparak döndüm kapıya yöneldim
    onda bir hareket yoktu. kapıya geldim. hala bekliyordu aynı yerde
    ben beklerken kapıya geldi
    ben ona bakarken
    -öpmeye mi geldim sandım misafir uğurluyorum hadi dedi. elini sırtıma uğurlarcasına koyarak
    vay amk. gülme krizine giriyordum karnımın içinde güldüm.
    -sen bilirsin dedim. imalı imalı bakarak
    • * apartmanın dış kapısında kaldım bu arada.o bana göz kırptı bu sefer
    bende ona bir öpücük gönderip gittim
    sınava 20 gün civarında birşey kalmıştı.
    bundan sonra atacağım adımlarda daha dikkatli olmam lazımdı.
    beni ve ebruyu riske atacak herşeyden kaçınmalıydım.
    onu üzecek ve aklını sürekli bende bırakacak imzalardan kaçınmalıydım
    sınav gününe kadar olan her buluşmamızda onu sınava motive etmeye çalıştım
    sanki ben girmeyecem amk. sınavına
    aklıma takılan ufak soruları bile sormadım kafası karışmasın diye
    mesela ceyhun ona hala mesaj atıyormuydu
    Tümünü Göster
    ···
  6. 56.
    0
    28

    bu süre zarfında ben eve tekrar davet ettiler ama sınav sonrasına salladım.
    bende ufak ufak daha fazla test çözerek kendimi sınava hazırlamaya çalıştım
    ebru her ders çalışma arasında mesaj atıyor her sıkıldığında da buluşmak istiyordu
    yüzde 70 i civarını salladımsada bende özlediğim için geri kalanında buluştuk
    bu buluşmalarda garip şeyler konuşmayıp. sevdiğini söylediği zaman bende
    o öpmek isterse abartmadan karşılık vererek öpüştük
    bir ara ondan soğuyor olduğumu düşünsede sınavdan sonra ne isterse yapacağıma söz vererek ört bas
    ettim
    sınavdan bir gün önce beraber hangi okulda sınava gireceksek o okullara gittik
    sanki bilmiyoruz amk.
    ebrunun buluşma bahanesi işte
    birbirimize şans kalemler aldık bir kırtasiyeden
    akşam a kadar beraberdik.,
    o biraz daha beraber olma konusunda ısrar etsede
    ben onu benim için ,kendin ve aileni tatmin edecek bir sonuç al diyerek gönderdim
    sınava girdik **o hemen mesaj gönderdi
    nasıldı diye. fena değil dedim
    ben onunkini sordum.iyi gibiydi dedi
    öğlen 12.30 civarı babam beni aldı nerdesin gelelim mi yemek yeriz beraber dedi
    babası ile olmasından dolayı pek yanaşmadığım için.
    eve gideyim sonra buluşuruz dedim
    ama söz vermiştin ne istersem yapacaktın diye yine bir mesaj geldi
    o hakkını bununla mı kullanacaksın dedim
    iyi tamam off yaa dedi
    tamam tamam gel hadi dedim okulun önünde olduğumu belirterek
    geldiler. arabadan hemen indi sarıldı
    lan baban direksiyonda ne yapıyon amk. yavaş biraz herifi kızdıracaksın tüfekle kovalayacak bizi amk.
    -nasıl geçti canım dedi
    -sınavı konuşmayalım lütfen dedim
    -tamam gel babam bizi bırakacak dedi
    -yürüseydik dedim
    -annemle kardeşimi alıp otele gideriz dedi
    -siz planı yapmışsınız bile dedim
    otele gittik. tüm personel bu amcık kim dercesine bakıyor.
    bilirsiniz otellerde patron kızına herkes hastadır. kimle çıkarlarsa çıksınlar beğenilmez jön
    havuz barda ki masalarda oturduk **ben tabi yine çok gerginim
    yemeği söyledik
    ama yemek yerken ebru normalden biraz daha samimi davranıyordu
    -yarın yüzmeye gelelim mi havuza canım dedi
    canım mı?? dercesine baktım.lan yavaş ataya saygı biraz.ben zaten tırsıyom adam gibtir edecek diye
    -ben yüzme bilmiyorum dedim. canım kelimesi muhabbetin içinde kaybolsun diye
    -ben sana öğretirim canım dedi
    anası babasıda bişey demiyor.ben kız olsam biri babamın yanında onu dese, diyen mezar peder hapis
    -bana öğretmeye çalışan bir kaç kişi benim yüzümden boğulma tehlikesi atlattı dedim
    bu arada kzın biladeri de babasına soruyor. yüzme mi bilmiyormuş diye
    -yok şaka tabi biliyorum dedim
    yemekten sonra kardeşi kalktı.
    babası işler için otelde bir yerlere gitti.
    annesi ben ve kız kaldık masada
    annesi de çok sevimli bir kadındı. bilindik zengin kadınlar gibi ne yüzündeki boyası fazlaydı
    ne de çevredekilere kibarlığından ödün veriyordu. hanımefendiydi resmen
    annemi sordu
    belliki buluşmak istiyordu artık ama annem gelmezdi ki.-annem yazları yaylaya çıkar biraz daha serin
    olduğu için. dedemlerin köyüne gitti dedim
    ebru atladı
    -aa bizi de zütürür müsün kelebek diye.
    evet çok iyi olur diyerek destek verdi annesi
    sanki evlendik biri karım biri kayınvalide amk. nere gidiyorsunuz bi durun.
    -çalışıyorum zor ama sezon sonuna doğru gidebiliriz elma ve üzümlerin yetişme vaktinde dedim.
    bu ana kız belliki bizim kabile ile de yakından tanışmak istiyordu.
    garip bi durum beyler çok farklı iki dünyada yaşamış ailelerin kesişim evlatlarının
    gönül meselesi ile iki aile tanışacaktı ama benim temsil ettiğim taraf pek de gurur duyulacak bir aile
    değildi
    tamam aç değiliz açıkta değiliz ama onların hayatına bakınca daha bir gariban hissediyor insan kendini
    annesi de lavaboya kalktı.
    herkes bize bakıyor elemanlardan yada ben öyle hissediyorum
    ama ebrunun umrunda değil içime girecek
    elimi tutuyor
    -annenin babanın yanında bari böyle yapma utanıyorum dedim
    -biliyorum dedi
    -nasıl biliyon dedim
    -yüzünden belli oluyor dedi
    -iyi bulmuşsun eğlenceyi dedim
    -annem de çok tatlı olduğunu söylüyor utanınca dedi
    ey allahım neler diyor.
    -intikam almaya zorlama beni dedim.
    -tamam özür dilerim dedi.
    -bi de sevgi sözcüklerini yalnızken söylesen dedim
    -kimden ne saklamaya çalışayım ki herşeyi biliyorlar dedi
    -tamam ebru ne yaparsan yap dedim.
    -kızma hemen dedi
    -kızmıyorum alışamadım henüz anlayışlı ol dedim
    surat yaptı tamam diyerek.
    -sende üzülme hemen dedim
    -o zaman bir öpücük borçluyum dedi
    -veresiye çalışmam öpücük konusunda dedim
    yuh amk orda öpecek engellemesem.
    -burda olmaz dedim.
    -gel oteli gezdireyim o zaman dedi
    niyeti belli kıyı kenar bir yer bulup öpecek.
    -ebru madem bu kadar paniksin benimle olma konusunda buraya neden getirdin. yalnız biryere gitseydik
    dedim
    annemler istedi dedi **bu sırada babasıda anneside geldi. babası ilgilenemediği için üzgün olduğunu
     belirtip.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 57.
    0
    29

    garsonu çağırarak bişey içip içmeyeceğimizi sordu
    içim yanmış barda ne varsa içesim var alkol ndıbına ama hanzoluk belirtisi olmasın diye su rica ettim
    onlar da içeceklerini yenilediler
    bi kaç otel hakkında konuştuktan sonra
    müsade istedim işe gitmek için. bugün izin almadın mı dedi ebru
    -yok almadım da erken çıkarım herhalde akşam dedim
    -o zaman akşam buluşuruz dedi hem bana hem babasına bakarak
    bişey de diyemedim.
    -12 ye kadar izin dedi babası
    -tamam ben sana haber veririm dedim ebruya vedalaşıp gittim
    akşama doğru mesajı attı.ben hazırım seni bekliyorum diye.
    gel dükkanda bekle ama uslu uslu oturacaksan dedim
    tamam dedi hemen geldi
    patron da sığır değil o kadar amk.
    kızı öyle giyinip kuşanmış görünce
    siz gidin isterseniz dedi
    ben daha bişey demeden
    ebru teşekkür ederiz dedi.
    dükkandan çıktık
    -nereye gidiyoruz dedim
    -sen nereye istersen dedi
    -sen karar ver dedim
    bi tane türkü bar var oraya gidelim oturalım dedi
    oraya gittik. canlı müzik 9 gibi başlıyordu. yarım saat erken gitmişiz
    iki bira söyledik.
    annesine mesaj attı bizimkisi şurdayız diye **genelde genç insanların geldiği bir yerdi. pazar olmasına
    rağmen
    duyan gelmiş gibi kalabalıklaştıkça kalabalıklaştı
    beklenmedik eleman kızın kuzeni de geldi.
    bizi görüp masaya geldi
    ebruyla selamlaşıp bana da merhaba dostum dedi
    dostunu gibeyim senin samimi ol bin
    artis tavırlarla oturdukları masaya jack açtırdılar
    iki dakikalık keyfim o binin yüzünden buz görmüş taşşak gibi çekildi
    şimdi ebruya gidelim desem yanlış anlayacak bilmiyor ki amk o binin tam bir bin olduğunu
    ebru elimi tutarak biraz da hızlıca içiyordu.
    sınavı kutlamaya gelmiş bir kaç ergen olduğunu tahmin ettiğim grup
    daha 11 olmadan amı zütü dağıttı
    laf kavgası başladı
    fırsat bu fırsat deyip kaldırdım ebruyu
    dışarı çıktık
    1 saat vardı ebrunun eve gitmesine
    ne yapıyoruz dedi
    dolaşalım biraz dedim
    yürüdüğümüz yönde giderken o bin de geldi arkamızdan arkadaşlarıyla
    bağırıp çağırıyor
    durdurdum ebruyu o binler geçsin diye
    yanımızdan geçerken ebruyu lafa tuttu amk oğlu
    gibtirip gitsene işte
    kız benim elimi tutuyor o sordukça soruyor yok sınav nasıldı yok şu böyle bu böyle diye
    laf döndürdü dolaştırdı ceyhun şu üniversitede okuyor sen de girebilecekmisine getirdi bin
    ne zaman ayrıldınız siz bu arada diye de soruyor kıza
    tamam size de iyi geceler dedim
    tuttum ebrunun kolunda ters tarafa doğru yürümeye başladım
    ebruyu orda biryerde bırakıp o bini öyle bir gibesim vardı ki tahmin edemezsiniz
    -ceyhunla arkadaşlardı kusura bakma dedi
    -bana onun ismini anma ebru dedim
    -peki dedi
    içimde kalan soruyu da sorma fırsatı buldum
    -gönderiyor mu hala sana mesaj dedim
    -bi kaç tane daha gönderdi ama cevaplamadım dedi
    -hani bana söyleyecektin dedim
    -ama cevaplamadım ki dedi
    kıskançlık krizi yine başladı bende
    -ne yazıyor dedim
    -özür filan diledi başka da rahatsız edici birşey söylemedi dedi
    -yalan söyleme dedim
    aman demez olaydım. bana ne dersen de ama yalancı deme dedi
    bastı gitti.
    huur çocuğu ceyhun uzaktayken bile zarar veriyordu bana
    koştum arkasından
    -dur dedim
    durmadı
    -ebru dedim
    sallamadı
    tutmak zorunda kaldım kolundan.
    tamam özür dilerim dedim
    özrünü de istemiyorum. seni de.yalancı olduğuma inanıyorsan seni sevdiğime de inanmıyorsundur bırak
    kolumu dedi
    yine gidiyor
    -ya tamam desemde
    peşinden yine koşturduyine tuttum kolundan
    -onun yüzünden ayrılacakmıyız şimdi dedim
    -onu sana sormak lazım dedi
    özrümü yineledim
    -bana inanmıyorsan bırak unutmaya başlayayım dedi
    üste çıkma politikası uygulayarak
    -hani bana vaktinden önce haber verecektin dedim
    -kelebek aramıza girmesini istemiyorum.ben unuttum sende unut dedi
    -tamam dedim. biraz üzgün üzgün baktı bana
    -eve kadar yürüyebilirmiyim seninle dedim
    -ben kendim giderim dedi
    zorla ikna edip ev mahaline geldik
    apartman girişine kadar yürüdük sessizce
    ben durdum o bir iki adım daha attı
    -tamam fazlasını haketmedim zaten iyi geceler sana dedim
    -iyi geceler dedi. yüzüme bile bakmadan içeri girdi.
    sinirden kafayı yedim
    şimdi yapılacak birşey vardı o bini bulmak
    Tümünü Göster
    ···
  8. 58.
    +1
    30

    • * ebru hanım bize tavrını yaptı.o sinirle bende o bini bulmak için geri döndüm.
    zaten yürüyebilceğiniz bir barlar caddesi var.o saatte
    bu arada da telefonu kontrol edip duruyorum ebru bişey gönderdi mi diye ama yok
    bini bir barın dışında telefonla görüşürken gördüm
    gittim yanına başında bekledim
    iki arkadaşı da onu bekliyor
    -bir tanesi hayır mı bilader dedi
    hiç giblemedim.
    -oop sana soruyom dedi
    yine giblemedim.
    bu sırada telefon konuşması bitti lavuğun
    -oo dostum naber dedi
    -iyi dostum senden naber dedim. derken neresine vursam diye hesap yapıyordum
    ama
    -ayrıldınız mı ebruyla yoksa yalnızsın dedi
    durdum. vurmaktan vazgeçtim.
    ulan bu binler tezgaha düşürmeye çalışıyordu beni
    belliki bir komplo vardı. yada ben öyle hissettim
    aklımdan geçenler
    1.ebruyla aramıza ceyhunu sokup ebruyu benden soğutmak ve ceyhun ismini sürekli tazelemek
    2.benim bu bini iyice dövmemi ve bu durumdan önce binin ailesinin sonra ebrunun ailesinin
    en son da ebrunun haberi olmasını sağlayarak üzerime serseri kavgacı ve barbar sıfatlar yakıştırmalarını
    düşünüyordum
    haksız olmama ihtimalim çok yüksekti çünkü o denyo ne gibime gelipte öyle birşey söylesin ki.
    konuşmaya cevap vererek devam ettik —yok ayrılmadık çok mutluyuz dedim
    -ayrılırsınız siz moruk o kız ceyhunu seviyor hala dedi
    -helal olsun sana aşktan anlıyorsun dedim
    -sen niye geldin paraya mı sıkıştın yoksa dedi
    resmen kaşınıyordu bin oğlu bin
    -dost değilmiyiz gördüm selam vereyim dedim
    -tamam hadi aleyküm selam görüşürüz dedi
    -mutlaka görüşecez dostum dedim.
    gitti lavuk ben sinirimle kaldım.
    birşey yapamamaktan kudurma bu olsa gerek
    şeytan dürttü giberim ebruyuda aşkınıda ızdırabını da git göm şu amın oğlunu yere zütü dışarda kalsın
    sadece
    dedi ama uymadım şeytana herşeyin sırası vardı elbet
    bu arada ebrudan hala haber yok
    bi de bu çıktı şimdi amk. başımıza.
    ne güzel sev’işiyorduk. nerden çıktı amk bunlar
    ebru göndermedikçe bende göndermedim mesaj.
    sürdü de sürdü olay iki gün gibi bir zaman geçti
    sonra dayanamamış olacak ki.
    dükkanın önünden geçti içeri bakarak
    gördüm içim yandı. yürekte bir cızırtı meydana geldi
    kapıya çıktım arkasından baktım
    köşeyi döndü
    arkasından gitsem mi gitmesem mi diye düşünürken
    dükkanda yalnız olmam sebebi ile gidemedim
    5 dakika sonra tekrar köşeden göründü yine dükkanın önünden geçecekti
    bende dükkanın önünde yerimi aldım gözlerimi sadece ona dikerek
    o sadece bir kere baktı o da köşeden dönünce
    kafası önde yürüyerek iyice yaklaştı
    geliş açısı dükkana girmeden pas geçecek bir haldeydi
    onun yoluna durdum
    buyrun hanımefendi dedim. dükkanı göstererek
    baktı ama konuşmadı
    iki gündür işler çok kesat gönlümde dedim
    hala kızgın gözlerle bana bakıyordu
    yeter artık dercesine baktım bende ona
    sonra bir adım yana açıldım
    sen bilirsin dedim
    gitmedi durdu
    duygu salyalarını yutkundu ağzındaki.bir adım atmaya yeltenir gibi oldu
    tuttum kolunda hiç birşey demeden
    -gidersen bir daha gelme dedim
    bu neydi amk.yaa sinirim iyice arttı. sanki 10 tane karıyla grup yaparken yakaladı beni.
    -tamam sevdik kıskandı abartma bu kadar dedim
    -hep böyle mi olacak dedi
    Tümünü Göster
    ···
  9. 59.
    +1
    Emek var
    ···
    1. 1.
      0
      kopyala yapıştır abi ama sende haklısın az bişe emek var

      bunun ödülünüde almış bulunmaktayız trende girmişiz
      ···
  10. 60.
    +1
    "Rez"
    ···
  11. 61.
    +1
    Ayraaç 38
    ···
  12. 62.
    +1
    Beyler hikaye uzun ama efsodur. Okuyun olm.
    ···
    1. 1.
      0
      aynen kardeşim çok süper hikaye
      ···
  13. 63.
    +1
    bittiyse partlar söyleyin pampalar
    atayım devdıbını
    ···
  14. 64.
    +1
    At lan at at rez rez
    ···
    1. 1.
      0
      atıyorum kardeşim
      ···
  15. 65.
    +2
    31
    severim, herneyse

    devam ediyoruz 10 part daha geliyor

    -valla kusura bakma ceyhun hayatında olduğu sürece böyle olacak dedim
    -ama ben bişey yapmıyorum ki.hem inanmıyorsun bana dedi.
    -inanmasam durmazdım yolunda. al şimdi de çekildim dedim
    -ben seni o kadar seviyorum sen gitmeme bile bu kadar kolay izin veriyorsun dedi
    -seviyordun da iki gündür neden hasret bıraktın kendine dedim
    -sende aramadın dedi
    -ne bileyim öyle surat yapınca o gece dedim. gerçi suratın hala aynı dedim.
    suratındaki ifadeyi biraz değiştirmeye çalışırken istemsizce
    -özledin de mi geldin yoksa dedim
    -özlemedim dedi
    -hala yalan söylüyorsun ama dedim
    -tamam bu yalandı dedi ama diğerleri doğru sana hiç yalan söylemedim dedi
    -tamam biliyorum. sarılsak mı ne yapsak özledim seni dedim
    ne tatlı bir gülümseme geldi suratına bilemezsiniz.
    küçük bir çocuk açlıktan ağlarken meme görünce sevinmesi gibi bişeydi
    işte lan sevdiğim kız buydu amk
    sarıldık bi kaç saniye sonra dükkana girdik karşılıklı seni seviyorumlarla beraber
    babasına telefon etti. benim yanımda olduğunu söyledi.
    gece dükkanı kapatıncaya kadar benimle kaldı.
    bu arada bana yardım bile etti. bazı malların tozunu alarak. silerek falan
    o kadar süre onunla kalıp öpüşmeden durmak bir hayli zordu ama dükkanda da öpülmezdi amk
    bu durumu
    -dükkanı kapatsakmı bir beş dakika diyerek dile getirdim
    -erken değil mi dedi ne demek istediğimi anlamayarak
    -yok geç bile kaldım dedim
    -nereye dedi
    -dudaklarına dedim.
    -sabredersin herhalde dedi
    sabrettim. dükkanı birazcık erken kapattık
    ve çok zula genelde aşıkların gittiği bir yere gittik.4 birayla
    hava da da yaz havası vardı gece olmasına rağmen oldukça sıcaktı.
    o heyecanlıydı ben heyecanlıydım.
    yıllar geçmiş gibiydi öpüşmeyeli…
    • *oturduk bir yere
    açtık biraları. şerefe dedik ben içmeyi beklemeden sorgusuz sualsiz dudaklarında buldum kendimi
    her zamanki gibi dudakları bal kıvamındaydı
    bu defa her defaki öpüşmeden biraz daha farklıydı
    farklı olan onun biraz daha şehvet dolu öüpüşmesiydi
    onun bu halleri beni de azgınlığa sürükledi
    oturduğum yerden dizlerimi kontrol edemez oldum
    tir tir titriyordu. karda mahsur kalmış dağcılar misali.
    bir süre böyle devam edince haliyle elim ayağım rahat durmaz hale geldi.
    başka bir deyimle zütüm başım oynamaya başladı. parmaklarımın dokunduğğu noktalar ensesinde
    aşşağıara doğru inmeye başladı
    amk.o kadar turist kız tecrubeme ragmen çok farklıydı.
    bir ara nefessizlikten olsa gerek durur gibi olduk ama aklım başka yerlerdeydi
    daha bir yudum bile almadığım birayı 4 5 dikişte bitirdim
    yuh dercesine bana bakarken o da bir kaç ufak yudum aldı
    benim birayı hızlı içmemin sebebi ise alkolün nimetlerinden yararlanıp
    daha rahat olabilmekti
    ama birayı içerken hadi bırak şunu da devam edelim öpüşmeye der gibi
    elimdeki birayı alıp kenara koydu ve tekrar devam ettik
    • *evet alkol işe yaramıştı ama sadece pgibolojik olarak bir biradan ne olacak amk. yıllarca barmen olarak
    çalışmış adama
    ya bana öyle geliyordu yada ebru beni baştan çıkarmak istercesine öpüyordu
    evet amk baştan çıktım.
    başı gibtir et kendimden çıktım
    insan o kadar azar mı amk.
    cezaevinde 31 sene yatıp geneleve koşarcasına hızlı hareket etmeye başladı ellerim
    bacaklarında başlayan yolculuk yukarı çıktıkça tedirgenleştiriyordu beni
    elim sıcaklığı hissetmeye başladığı an başka bir sıcaklık yüzümde belirdi
    şamarı yine yedik beyler. karekter farklı ama şamar aynı şamar oğlanı olduk amk
    evet beyler tokatı atıncaya kadar ona göre sonra benimde katılarak bana göre de olan ”fazla ileri
    gitmiştim”
    dıbına koyduk mu öpüşmenin koyduk
    tokadı yedik mi yedik
    kendimizi nasıl affettiririz diye düşünmeye başladık mı başladık
    öpüşmenin tadı damağımda kaldı mı kaldı
    be yarram ne vardı o kadar abartacak o zaman
    cevapsız sorular işte beyler
    -abartma kelebek dediğini duyar oldum ebrunun ben bunları düşünürken
    -sen de o kadar güzel öpüşme demişim malca
    -evleninceye kadar öpüşmeyelim o zaman dedi
    bu önerge aklımda kalan bir soruya netlik getirmişti beyler **bu kız bu konuda bu kadar hassas ise öteki
    binle neler yaşadığına da açıklık getirir gibiydi ama sadece düz mantık tabi.ama çok yüksek ihtimalle kız
    hala anadan doğma duruyordu
    ama işin diğer tarafında bana o zamanlar çok korkunç gelen bir söylemde vardı
    evlenmek!!
    yuh amk ne evlenmesi daha okul var askerlik var.hem babasına söz verdik.
    evlilikten büyük karar mı var amk. hayatta
    hayatını severek teslim ettiğin kişilere bir nevi zütünü dönerek yatıyorsun.
    e kalkarsa mal din iman tanımadan giberler beyler
    evlenmek tamam lafa karıştırılıp kandırılması basit bir konu ama işin daha realistik bir tarafı daha var
    evleninceye kadar!! lafı
    basit bir hesap yapalım
    bu kız hiç kalmadan mastır yapmadan 4 sene okuyacak. bende açık öğretim okusam.bir sene civarı
    askerlik muhabbeti. düğün hazırlığı falan derken
    kuyruğun üstünden bile baksan 6 sene var
    evet beyler 6 sene sex yapmadan yaşamak
    bi de eskiden o kadar tadını almışken
    yuh lan yuh amk. sonra da karılar yok beni neden aldattın yok aşkım sana yetmiyormu falan diyorlar.
    yetecekmiydi bana??
    işin daha düşündürücü tarafı farzı misal yetti aşkı
    ve bekledim 6 sene civarı ya son dakika iş yatarsa yazık olmayacakmı bizim ufaklığın gençliğine
    ama herşeye rağmen ebrunun bu davranışı hoşuma gitmedi desem
    galatasaraylı arifin ceza sahasında kendini bırakması kadar yalan olur beyler **evet beyler evleninceye
    kadar öpüşmeyelime bir şekilde çözüm bulmam lazımdı
    tamam öpüşmeyelim demek sadece tak yemek olurdu
    ellerimi havaya kaldırdım enselenmiş suçlular gibi
    -tamam o zaman bundan sonra böyle öpüşelim dedim
    ellerimi ellerinde birleştirerek omzuma indirdi
    ve bir buse diyelim artık koydu dudaklarımın üstüne
    evet lan hakaten tadı damağımda kalmıştı
    ufak bir not ilerlede unutmayın diye
    ”ben bundan sonraki zamanlarda ne zaman ebruyu öpmek istesem iki elimi havaya kaldırıyordum
    bazen olur olmaz yerlerde elimi kaldırarak binlik de yaptım.
    bir nevi aramızda sır espri olmuştu zamanla”
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    +1
    57 ayraç
    ···
  17. 67.
    +1
    Konu takip mesajı
    ···
  18. 68.
    0
    32

    ikinci biraları açma zamanı da gelmişti.
    açtık.
    tam şerefe diyecektim
    -başa almayalım dedi gülerek
    -evet yoksa evlenmek zorunda kalacağız dedim
    gülüşürken telefon geldi
    -aa babam arıyor saat kaç dedi
    bi cevap verseydik amk. hemen açtı telefonu **merhaba nasılsın geyiğinden sonra,
    tam olarak nerde olduğumuzu ve oturduğumuzu söyledi
    daha sonra senin gelmene gerek yok.biz kalkıyoruz şimdi dedi
    bi zahmet gelmesin amk. gelse ne yapıyorsunuz lan burda dese sıçmık dondan belli olur
    ebru bana döndü telefonu kapattıktan sonra
    -mesajı aldınız kelebek efendi. dedi
    -ne mesajı dedim
    -sevgili eve bırakılacak dedi
    -hangi sevgili dedim. binlik kokan ses tonuyla
    -seni çok seven sevgili dedi.
    evet olayı kapatmış görünüyorduk. baksanıza kızgın değildi gereksiz abazan hareketimden dolayı
    -kendisi gider o boşver oturalım biz dedim.
    bu espiye kızılır mı amk. kızdı
    -yaa kelebek hadi bak saat kaç olmuş dedi
    bu arada ayağa kalktı
    binliği abartıp oturduğum yerden ellerimi havaya kaldırdım.
    -offf deyerek eğildi ufak bir öpücük
    biraz daha yukarı kaldırdım
    biraz daha büyük bir öpücük
    ayağa ellerim havada kalktım
    -kelebek geç ka-lı-yo-rum dedi
    -valla son dedim
    -tamam alacaklı ol dedi
    eh amk.iyi alışmıştı bu alacak verecek ticaretine öp işte
    öpmedi elimi indirip koluma girerek yürüdük
    eve bıraktım.
    • * bundan sonra düzenli buluşmalarımız. onun ailesi ile olan daha sıkı kaynaşmalarımız devam etti
    herşey normal gidiyordu
    sınav sonuçları açıklanıncaya kadar sürdü bu
    ebrunun puanının çok iyi olduğu attığı sevinç çığlıklarıyla belli oluyordu
    benimkini sordu
    örnekleme vererek açıklıyorum beyler
    orda okumak istediğimden değil ama
    konya selçuk üniversitesi kamu yönetimi bölümüne gereken taban alım puanının 7 puan fazlasıydı.
    ki bu çok rahat girebileceğim anlamındaydı
    iyi dedim
    geldi. puana o da baktı
    -nereleri yazacaksın dedi
    -açık öğretim dedim
    yine kızdı amk. bağırdı çağırdı. boşuna mı o okulda okudun. orayı herkes kazanır. neden 4 yıllık bir yer
    yazmıyorsun
    saydıkça saydı amk. sonra uygun bir dille bir kez daha anlatmaya çalıştı
    ama ben vurdumduymaz ve inatçı halimden hiç ödün vermedim.
    o ısrar ettikçe sinirlendim.
    çünkü ben at gözlüğümü takmış geniş düşünemiyordum o zamanlar
    kafama sabitlemişim amk. para yok rezil olurum o yüzden gibtir et okulu
    -ebru doktorluk mühendislik kazanmadım. sırf okumak için okumak istemiyorum.4 sene boşa gider yoksa
    dedim
    ve beni çileden çıkaran
    -kelebek bak puanın iyi eğer sorun paraysa izin ver ben vereyim dedi
    dediğim gibi çileden çıkmış bir şekilde
    -bir daha benimle konuşurken ağzından para çıkarsa aramız bozulur. noktamdır dedim
    ağlamaya başladı
    -okumak istemiyorum uzatma lütfen dedim
    • *aynı gün akşamı dükkandayken babası beni aradı. ottan taktan konuşuyor olmasına rağmen arama
    amacı belli gibiydi
    bunu da sınav nasıl geçti diyerek belli etti zaten
    istediğimden fazlasını aldım. dedim
    cevap vermesini beklemeden müşteri geldi ben sizi sonra arayayım diyerek kapattım
    ama yeterdi artık istemiyorum amk.
    ebru mesaj attı akşam bize gel yemeğe diye
    yine amaç belliydi. dükkanda yalnızım diyerek salladım
    uzatmıyorum tek tercih yaptım. açık öğretim işletme
    kızda türkiyenin önemli bir kaç üniversitesine tercih yapmış rehber öğretmen yardımı ile.
    evet artık ayrılığın sinyalleri yavaş yavaş geliyordu
    ebru da bu durumun farkında olarak daha sık mesaj atıyordu
    ayrılıktan şimdiden sıkça bahseder olmaya başlamıştı
    çok seviyordum lan kızı o bir şehirde ben bir şehirde nasıl dayanacaktım amk.
    tercihler yapıldıktan sonra bir gün akşam erkek kardeşi hariç ailecek yemeğe çıkmışlar
    dönüşte dükkana uğradılar
    artık korkacak bir durum yoktu.
    tercihi yapmıştım amk.
    ebru geldi.
    -daha işin çok mu dedi.
    -1 saat kadar hayırdır dedim
    -babamlarla seni eve bırakırız diye düşünmüştük dedi
    vay amk bu kadar sevilir mi?.hepsini kızın hatırına yapıyor olsarak gerekti beyler
    -erken daha bırakamam dedim
    -iyi biz biraz daha dolaşalım o zaman dedi annesi
    ulan ayıp ediyorduk hay işini gücünü gibeyim
    yarım saat sonra mesaj attım. ebruya
    - bitti işim diye
    -tamam geliyoruz dedi
    geldiler ben araba nerde diye merak ediyorum. araba yok.amk zaten yürüyerek gelmişler çarşıya
    eve kadar benimle mi yürüyeceklerdi yuh amk.
    yapar mı yapar bunlar desemde
    -bizim eve kadar yürüyelim orda zütürürüz seni dedi
    -iyi dedim. koluma girdi
    annesi babası önde kolkola biz arkada yürüdük
    apartmanın yanına geldik
    -babası daha erken uykun yoksa gel birer kahve içelim dedi
    -annesi yorgun degilsen gel oğlum dedi
    ebru herkese cevabı verdi.
    -yorgun değilmiş hadi dedi
    nerden biliyon amk.
    ben rahatsız etmeyeyim desemde apartman girişine yöneldiler bile
    yukarı çıktık
    kahveler geldi. içtik
    iş güç biraz muhabbet
    -istediğin zaman söyle zütüreyim dedi babası
    ebru yine atladı
    -baba gerek yok taksiyle gider artık dedi
    -olur mu ayıp olur çıkardık burayafalan derken annesi. ebru ısrar etti biraz daha oturalım baba biz diye
    bi envi gibtir etti onları onlar da müsade istedi yatmak için
    esas bu ayıp amk. bırakılıp gidilir mi ebruyla ben orda
    gittiler… **onlar bizi öyle bırakıp gidince daha bi utandım.bu kadar olmamalıydı amk.
    ebru zaten hemen fiziksel olarak dudaklarını yavşatmaya başlamıştı
    tamam bende istiyordum ama bir kaç öpüşmeden sonra ebru daha ihtiraslı öpmeye başlayınca
    öpüşme sesleri yükselmeye başladı çok sessiz olan ortamda
    dudaklarımı zar zor ondan alarak
    ayıp oluyor böyle .ok ses çıkıyor dedim
    tv yi açayım mı dedi
    yok ben gideyim doğru değil yaptığımız dedim
    yaptığımızda yanlışlık yok ama yer olarak katılıyorum dedi
    ve ekledi benim odaya geçelim istersen dedi
    ebru wc ye falan kalkarlar burda göremeyip yanlış anlarlar ben gideyim dedim
    bir yere gitmiyorsun dedi elimi başının arkasından geçirip omzuna koydu
    kafasını bana yaslayıp sessizce durdu
    bir yandan da elimi okşamaya başladı
    lan babası gelse ayıp olacak amk. adam bize o kadar güveniyor evine almış
    yanlış birşey olmasından korkuyorum
    ama sessiz durmakta kötü çünkü içerden dinliyorlarsa ne yapıyor bunlar konuşmadan diye de şüpheye
    düşebilirler
    Tümünü Göster
    ···
  19. 69.
    +2
    33

    derken ebruda fısıldayarak konuşmaya başladı zaten
    -seni çok özleyeceğim. diye
    benim kafam başka yerde olduğu için pek dramatik konuşmaya girmek de istemiyordum
    -bende ama korkma hep yanında olacağım dedim. konuyu kapatmak istercesine
    -beni hiç bırakma kelebek dedi
    -söz dedim
    bizimki ağlamaya başladı sessiz sessiz
    tam sırası amk. bırak gideyim baban yanlış anlamadan sabaha kadar ağla işte.
    ebru ağlama moduna geçince ben gidiyorum demek olmaz. gibe gibe biraz teselli edeceksin. aşkın dikeni
    işte
    -sürekli gelecem yanına sen gidince. hiç merak etme sende gelirsin zaten. telefon var mektup bile
    yazarım sana dedim
    daha bir ağlamaya başladı.ne dedikki amk. **sarıldım iyice arasıra saçlarından arasıra alnından öperek
    tamam ağlama dedim
    içli içli ağlamaya devam etti bir süre
    -burda kal bu gece dedi
    kadın doğum uzmanının amı amk. sabah baban görse ne yaptınız sabaha kadar dese ne diyeceksin
    -başka zaman söz ama bu gece olmaz dedim
    yarım saat daha oyaladı beni sonra ancak kalkabildim.
    tam on dakikada kapıda güle güle faslı sürdü. zaten fısır fısır konuşuyoruz sessizce. biri höyt dese kulak
    zarım patlayacak
    dışarı çıktım bir rahatlama geldi. üstümden büyük bir yük kalkmıştı
    ertesi gün dükkana gittim.
    sabah çay poğaca ikilisi ile kahvaltımı yaparken
    karşı kuyummcuya gelen yeni elemanı gördüm
    hep yurtdışında hollanda da yaşamış. okuyan yazın hem tatil hem iş için alanyaya gelmiş.
    18 li yaşlarda oldukça düzgün fizikli çok tatlı bir kız.
    elif
    bu kim lan dercesine bakarken.o da benim mal mal ona baktığımı farketti.
    bende otelde çalıştığım dönemlerde hollandalılarla çalıştığım için iyi denilebilecek seviyede flemenkçe
    biliyorum
    iş olmadığı zaman dışarda duruyor.iş olduğu zaman içerde müşterilerle konuşuyordu.
    zaman zamanda göz göze geliyorduk.
    ama işim olmazdı ebru var giber valla
    elif arka planda kalırken ben yoğumluğumu ebruya veriyordum çünkü
    o da zamanın azalmakta olduğunu ve kalan günleri benimle değerlendirmek için sürekli kontak
    halindeydik
    ebrunun bana olan duygularının tamamen aşk olduğuna hiçbir şüphem kalmamıştı
    ebru beni bir kaç defa daha eve davet etsede ben gitmeme kararı aldım. ayıptı amk.
    ebru dükkana geliyordu arasıra tost yemeye beraber gidiyorduk bazen dükkanı benimle kapatıyordu.
    e bu durumları mutlaka elif de görüyordu tabi.
    o yüzden elif benim için bir tehdit görünmüyordu.
    olaylar böyle devam ederken okullar belli oldu.
    kelebek açık öğretim.
    ebru ankara da bir üni. mimarlık oflayarak poflayarak sürekli dert yanıyordu ayrılacağımızdan dolayı
    -bana bir söz vereceksin dedim
    -nedir dedi
    -derslerin hiçbirinden kalmayıp okulu erkenden bitireceksin bu sayede daha erken kavuşacağız.
    eğer derslerde başarısız olduğunu görürsem
    tek sebebini kendime bağlarım ve okul hayatın boyunca senden uzak dururum dedim
    -nasıl söz vereyim daha önce hiç okumadım ki dedi
    -bi kaç sene benim için inek ol bitiren adamlar senden akıllı mı dedim
    -söz vermem dedi
    -o zaman şimdiden giderim ne halin varsa görürsün dedim.
    -çok ağır tehdit ediyorsun ama dedi
    -lütfen dedim. ayrılığa tek dayanması gereken sen değilsin beni de düşün.bir an önce bitir lütfen dedim
    -tamam anlıyorum elimden geleni yapacağım dedi
    tak anlıyorsun benim amacım babasına verdiğim sözdü. derslerin kötü olmasını bana bağlayarak benden
    soğuyabilirdi.
    bir gün sabah yine poğaca almadan gelirken. afiyet olsun dedi birisi biraz yozlaşmış türkçesi ile
    elif.
    -sağol dedim. vereyim istersen birini fazla var
    -olur dedi.
    birini çıkardım verdim teşekkür etti
    az bekle hemen yeme dedim.
    dükkana yürüdüm çayçıya iki çay söyledim. diafondan
    getirdi. birini karşıya gönderdim elife
    şimdi size soruyorum binler bu kıza asılmak mı amk.
    nerdeyse hergün görüyor ebruyu
    anlamadı mı kız arkadaşım olduğunu
    hadi asıldım sansın yanlışlıkla
    bu kadar mı çabuk tepki verilir.
    -e artık bende sana ısmarlarım bir ara diye gülerek
    diyorsunuz ki ne var lan işte jestine jestle cevap vermek istemiş.
    görürsünüz amk…
    zaten yıllarca sap sap beklersin sonra bir kız bulursun ne kadar kız varsa sana yapışır ondan sonra
    • *yaz sezonu iyice açılmış çarşı insan kaynıyordu.
    benim işler sıkı olduğu için genelde ebru dükkana geliyordu saati belli olmaksızın
    bazen denize gider bazen otele gider. bazende bir iki saatliğine beraber denize giderdik
    dükkana geldiği bir gün elifi farketti
    -kelebek bu kız kim hep buraya bakıyor dedi
    tedirginlikle ve muhtemel bir kıskançlığı önlemek için
    -hangi kız dedim
    -şu karşıdaki dedi
    -nerden bileyim ebru dedim
    oralı değilmiş gibi
    konu kapanmış gibiydi ama benim içim çok kötüydü. yemin ederim karşıdaki kızın birşeyler yapmasından
    korkuyordum
    korkutuğum başıma 3 4 gün sonra geldi
    ebruyla beraber olduğumuz bir gece konuşmaktan ve onun ilerdeki olası hasretini teselli etmekten
    bayağı bir geç saatte yattım
    haliyle dükkana da biraz geç geldim, dükkanı açarken elif elinde ki poğaca ile geldi
    vay amk. gitsin istiyordum. sanki bulaşıcı bir hastalığa sahiptide ondan kaçarcasına
    başka işlere başka yerlere bakmaya çalıştım
    ama nafie olduğunu
    -sana borcumu getirdim dediğinde anladım
    -tamam sağol şuraya bırak ben sonra yerim dedim bir an önce gitsin diye.
    -iyi işin bitince haber ver beraber yiyelim dedi
    ya gibtir git yaa bi gibtir git amk.
    o kadar yannan sahibi başka adam var beni mi buldun amk.
    beyler kahvaltı yalan olsun diye. dükkanda ne kadar iş varsa yapılmaması gereken dahil hepsini yavaş
    yavaş yaptım
    daha bi güzel oldu amk. dükkanı.tam bir soluklanayım derken
    -iki çayla geldi.
    evet kendisi kaşınmıştı amk. kızdan kurtulmam lazımdı.
    -kız arkadaşım gelecek birazdan onunla yiyeceğiz kusura bakma dedim
    -hangi kız arkadaşın dedi
    -yüz tane kız arkadaşım mı var sanki dedim —haa şu kız tamam dedi
    -evet o kız dedim. içimden süphanekeden elemtereye kadar bütün sureleri okuyorum ebru gelmesin o an
    diye
    -sevgilin mi o senin dedi
    yaa sanane amk. sana ne??
    -evet dedim
    -peki dedi
    gitti.ohh amk. yaaa
    sanki tuttuğum takım şampiyonlar ligi finalinde önde de hakem 90 artıları da bitiren düdüğü çaldı
    ebru mesaj attı.
    -annemlerle denize gidiyoruz haberin olsun diye
    iyi güzel hoş gidin de.
    ben sevgilimle yiyeceğimi söyledim. şimdi sen gelmezsen olmaz ki amk.
    iki üç saat geçti
    korkuyorum yemeye. elife beraber yiyecez dedim
    ama açlık da başıma vurdu.
    giberim dedim. öleyim mi amk. başladım yemeye
    hemen de gördü. gözünü ayırmıyor ki zaten amk. içeri girip dışarı çıkıp ilk bana bakıyor.
    yavaşça dükkana doğru yürüyerek biraz yaklaştı
    -aaa sevgilin gelmeyecek miydi? dedi
    -işi çıkmış dedim
    -ekildin yani dedi
    sinirlendim.
    -sanane dedim. ekilen benim sen niye karıştıyorsun.al dedim gözün kaldıysa poğaçanda
    hakaten amk.o na neydi ki??
    uzattım yarım ısırılmış poğacanın birini
    -ne kızıyon hemen dedi. agresifleştirmiş seni ekilmek dedi
    bak yaa bak dövsen dövülmez sövsen sövülmez.
    -yaa işine bak alahını seversen dedim. kalktım.
    bozuldu gitti. üstüme bir gerginlik geldi amk. kızı yüzünden
    Tümünü Göster
    ···
  20. 70.
    +1
    34

    akşama doğru ebru geldi ** inadına biraz daha samimi göründüm ebruyla. ebrunun canına minnet zaten
    o ilgi karşısında o da aşkını yineliyor. sensiz ne yapacam diyor
    geyik yine benim için sıkıcı olmaya başlayan bir boyuta gelmişti.
    -ebru birazda zamanın tadını çıkar. gidince anlatırsın bunları dedim.
    -haklısın da sanki beni, benim seni sevdiğim kadar sevmiyormuşsun gibi geliyor dedi
    -ağıt mı yakayım ebru gideceksin diye. seni bunları konuşarak mutsuz etmek istemiyorum. dedim
    -tamam da ne bileyim dedi
    -24 saat konuşsak bende konuşurum vay şöyle özleyecem vay böyle özleyecem diye ama sonuç olarak
    sadece üzülürüz dedim
    hem sonra pişman olmayacak mısın kelebekle beraberken de hep bunları düşünüyordum diye dedim
    -tamam o zaman beni sevdiğini söyle dedi
    gözlerine baktım uzunca
    -e hadi dedi
    devam ettim bakmaya
    -sevmiyor musun yoksa dedi
    yine devam ettim bakmaya
    o da bana baktı. biraz bakıştıktan sonra
    -söze gerek kalmadı umarım dedim
    sarıldı
    -sorduğum için özür dilerim çok korkuyorum seni kaybetmekten dedi
    -kendini kaybetmeden aklına sok kelebeğin herşeye rağmen seni çok sevecek dedim
    biraz daha oturdu sonra akşam yemeği için eve gitti
    o gider gitmez bela yine geldi
    -ne güzel romantik bi film izledim. sessiz di ama güzeldi dedi
    hasta mı evet amk. düpedüz hasta. daha az önce gibtir ettim gelip dediği lafa bak
    -sende bul birini bir film de sen çevir dedim
    -ben oyunculuğuma güveniyorum da partnerim senin kadar olabilir mi onu bilmiyorum dedi
    evet anlaşıldığı üzere laf yarıştıralacak birisi değildi. kız resmen kaşınıyordu.
    al beni en yakın kuytu yere zütür iyice bi gib —olur olur sen bu yetenekle ona da öğretirsin herşeyi dedim
    -sağol dedi
    neye sağol amk. nedir yani?? iltifat mı ettik
    derken bir müşteri geldi dükkana. alışverişi sevdirdi bana amk.
    -sende sağol bak müşteri geldi. görüşürüz dedim
    -görüşürüz dedi göz kırparak.
    bu işin dallanıp budaklanacağı belli olmaya başladı
    ebru mesaj attı.
    -yemek yedin mi diye
    -yok henüz yemedim dedim
    -iyi yeme ben sana getiriyorum dedi
    -gerek yok dedim
    ama elinde et döner dürümle geldi. bende evden getirecek sanmıştım amk.
    ebruya bu elif olayını çıtlatmak gerekiyordu ama nasıl
    sürekli o kızın tedirginliğini yaşıyordum amk. ölümden korkmadım ben hiç bu kadar
    işin ucunda ebruyu kaybetmek var amk.o kadar boşuna mı sevdik.bi zilli yüzünden kaybedelim
    ben lafa nasıl girsem diye düşünürken ebru yine sordu
    -ya bu kız hep buraya bakıyor gibi geliyor bana dedi
    -taktın kıza boşver dedim.
    -galiba senden hoşlanıyor kelebek bu dedi. kıskançca ve ağız ararcasına.
    -benim gözüm birtek seni görüyor. kör değilse o da görmüştür dedim.
    kafası hala o tarafda ebru kıza bakarken.
    -hala bakıyormu dedim.
    -eveeeet dedi.t harfini uzatırken dudaklarından öptüm ebrunun
    -bitti mi şüphen dedim
    biraz rahatlamış olacak ki espriyi patlattı
    -yoksa bu kız senin eski sevgilinde beni onu kıskandırmak için mi kullanıyorsun dedi. gülerek ama şüphe
    ile
    -vay be yakalandık. buraya kadarmış.dur bana bir müsade et gidip sorayım eğer yeterince kıskanmışsa
    seni terkedeyim dedim
    -bacaklarını kırarım gidersen dedi. hafiften sol böğrüme alttan kroşe ile
    -dudaklarımdan tutta gitmeyeyim dedim.
    tam öpmeye yaklaşırken.
    -şaka şaka dükkanda bu kadar öpücük yeter dedim
    -offf dedi. *ben bu sırada çok büyük özen göstererek elife hiç bakmadım. bizimki kıllanmasın diye.
    ama onun arasıra baktığını hissediyordum ebrunun bakışlarının oraya kaymasından
    biraz daha cilveli aşıklar modunda gece dükkanı kapatıncaya kadar konuştuk.
    sonra beraber kapattık
    Tümünü Göster
    ···