/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 301.
    +3
    148

    • *ekşın hiç bir askerin aç kalmasına dayanamazdı ve hayatta açlık cezası vermezdi bundan bende faydalandım
    ama yemek sonrası içtimadan sonra beni balkondan görebileceği bir yerde konuşlandırdı ve akşam içtimasına kadar aynısını yapmaya devam ettim
    arasıra pencereden bakıp makarasını yaptı
    -dıbına çakim arkadaşım kusura bakma müziğin sesini kısma buttonu bozulmuş seni duyamıyorum biraz daha yüksek sesle komutlar ver
    -sadece komut verip komutları yerine getirmediğini farkedersem bunun cezasını da düşündüm dıbına çakim
    -dıbına çakim arkadaşım özlemişim seninle sevişmeyi tarzında makaralarını yaptı
    akşam olmak üzereyken artık sesim kısıldı hiç çıkmaz oldu resmen
    her askerin yanında mutlaka kalem ve kagıt olur
    bende madem gibiliyorum zevk alayım amk mantigı ile
    kalem ve kagıdı çıkarıp komutu yazıyorum sonra komutu yerine getiriyorum
    komutu yerine getirdikten sonra tekrar yazıyorum tekrar yerine getiriyorum
    sessizliği farkeden ekşının pencerede oldugunu göz ucu ile farkedince aynısı yapmaya devam ettim
    onun tepkisini beklemek için
    taa aşşagı yanıma kadar geldi
    -dıbına çakim arkadaşım dedi ama gülüyor elimden kagıdı aldı baktı harbiden komutları yazmışım
    -emredin komutanım diyemedim ses çıkmadı
    kalemle tekrar bir kagıda emredin komutanım yazıp verdim
    -gel dıbına çakim dedi
    odasına gitti bende arkasından
    sıcak bir çay getirtti bana odasında onu içirtti
    -aniden başlayan baş ağrın olarak varsayıyorum bunu kelebek daha doruklarına ulaşamadık ciksin dedi
    tam kalemi aldım bişey yazcaktım
    -tamam dıbına çakim emredersin diyeceksin gerek yok dedi
    ben başımı yana kayırdım hayır o değildi aslında iması ile hafiften gülüseyerek
    beni koğuşa gönderdi

    • *nöbetçi çavuşada akşam ve gece içtimalarından muaf tutulmamı söyledi
    bende öküz gibi biraz uzandıktan sonra
    ebruyu aradım nasıl ne yapıyor diye
    -özledim dedim
    -ne çabuk dedi
    -kapatıp sende özleyince arayayım istersen dedim
    -benim özlemediğimi nerden biliyorsun dedi
    -yanlış tahmin denemesi ve yanılma diyelim dedim
    -yok yanılmamışsın özlemedim ki dedi gülerek
    -bende başkasını özlemiştim zaten dedim
    -yalan söyleme kelebek dedi
    -tamam emredersin dedim
    -komutan mıyım bana emredersin diyorsun dedi
    -emir alınca emredersin demeye alışmışım pardon dedim
    -beni sev o zaman dedi
    -emredersin dedim
    -beni hiç bırakma dedi
    -emredersin dedim
    -benden başkasını sevme dedi
    -emredersin dedim
    -bu emirleri yerine getirmezsen peki dedi
    -sen komutları düzgün verdiysen getiririm dedim
    -başkasını seversen kalbimin şehidi ederim seni haberin olsun dedi
    -aşk sağolsun dedim
    -aşk maşk sağolmasın kelebek beni bırakma dedi
    -tamam emredersin dedim
    -senin bana bir emrin var mı dedi
    -yerine getirecek misin dedim
    -elimden geldiğince dedi
    -elinden geleceğini bildiğim bir emir zaten dedim
    -emret o zaman dedi
    -hiç bir zaman yalan söyleme dedim
    -tamam kolaymış emredersiniz çavuşum dedi
    -ne yapıyorsun nasılsın dedim
    -portakal suyu içiyorum dedi gülerek
    üç beş dalgasını daha geçti
    seviyorumlar sensiz yapamamlar ve kapattık telefonu

    • *ekşın ertesi gün
    bu hikayenin başlığına ilham veren makarasını yaptı benimle
    odasına çağırdı
    -dıbına çakim arkadaşım affetsem mi deyip bana baktı
    -tamam dıbına çakim affettim gidebilirsin dedi
    tam kapıdan çıkarken baş selamı vereceğim sırada
    -dıbına çakim affetmesem mi deyip
    -yat dıbına çakim sinirim geçmemiş dedi
    sonra yine affetsem mi deyip gidebilirsin
    affetmesem mi deyip sürünme şınav yatma gibi cezaları yaptırdı
    en az 30 kere yaptı bunu
    en sonunda
    -dıbına çakim gibime en güzel sen görünüyorsun şu an kışlada ilgiyi üzerinden çekmen lazım. dedi
    -evet komutanım başka bir olay da olmamış zaten ben yokken dedim
    -sana sadık kaldım dıbına çakim kimseyle uğraşmadım seni aldatmamak için dedi
    ne denir şimdi amk sağol mu desem bilemedim
    bu konuşmadan sonra gidebilirsin dedi
    tam yine gidecektim
    pis pis gülerek
    -affetmesem miiii dedi ben yine bir komut beklerken
    -tamam dıbına çakim gidebilirsin dedi
    gidebilirsin de nereye gidicen görev yerim kapısının önü adamın
    ben aşşagı kaçıp kantinden çay aldım
    ekşın ekşın peşinde koşmaya devam etti
    sürpriz baskınlarıyla

    • *benimle içki içmekten yakalanan birisi izne çıktı
    izini hastane raporu göndererek uzattı
    diğer mahkemeye kadar mahkemeye gelmedi
    askerin birisi
    savunmasını baskı altında yaptıgını söyledi
    hakim onun tekrar savunmasını istedi derken karar yine 45 gün züte geldi
    bölüğe dönüp durumu anlattığımızda
    bölük astsubayı siz cezayı sivilde yatarsınız yetişmez evraklarınız dedi
    savunmamı baskı altında yaptım diye bizim bölükten olmadığı için bizde sorun yaşanmadı
    askerlikte günler azaldı
    artık en üst tertip olduk
    ebru ile kalan günleri saymaya başladık
    plakalara doğru yaklaşırken
    hayal dünyamızı da genişletip
    ne yaparız ne ederiz nasıl yaparız diye planlar kurmaya başladık
    ebru son sınavlarına ve hazırlaması gereken ota taka tüm zamanını ayırıyordu
    nerdeyse hiç dışarı bile çıkmıyordu okulu uzatmamak için
    benim elimde bir koz vardı
    bana verdiği yalan söylememe kozu
    istediğim soruyu sorup dogru cevabını alabilirdim diger erkekler hakkında
    ama herhangi taktan bir durum için zaten geçmeyen askerliğin son dönemleri için
    ektra bir üzüntü ve gereksiz tartışmalar yaşamak istemediğimden dolayı hiç sormadım
    hoş kimin yalan söyleyip söylemediğini tam olarak bilmek de uçabilmek kadar büyük yetenek insanlık adına
    zaten şüpheci milletiz amk
    gözlerine bakıp seni seviyorum diyene bile hasgibtir gerçekten mi lan diye sorasımız geliyor
    sanki sorsan da gerçekten dese tüm yalan ihtimalleri ortadan kalkacak

    • *ebruyla çok sık telefon görüşmeleri yaptık son günlerde askerliğin
    hep alanyada buluşunca yapacağımız şeylerden
    onun okulundan
    askerliğin son günlerinden
    anaların babaların sıhhatlerinden
    ikimizden
    aşktan konuştuk
    son günlerde en üst tertip olmanın yavşaklığı vardı üzerimizde
    yeni gelen askerlere acıyarak bakmaya başladık bizim de ilk geldiğimiz günleri hatırlayarak
    sürekli birbirimizle laf makaraları yaptık
    mahkeme bizim için kararı verdi
    25 gün hapis cezası çavuş olduğum için arttırılarak 26 gün oldu benimki
    ama askeriyede yatamayacaktık böylece askerlik uzamayacaktı
    sivilde çekecektik cezamızı
    ekşın benim gideceğimi ve en üst tertip olduğumu anladığı için
    bana karşı daha arkadaş gibi davranmaya başlaması ile birlikte
    baba tavsiyelerini de ekgib etmedi
    kendine has tarzı ile bana tavsiyeler verdi
    hatırladığım kadarıyla anlattığı bir hikaye vardı
    -dıbına çakim arkadaşım çok eski zamanlarda fakir bir genç dolaşırken
    bir kese dolusu altın bulmuş
    günlerce sahibini aramış
    içini açıp bakmamış bile ne var diye
    uzun uğraşlar sonucu sahibini bulmuş
    kesesi sağ salim alan adam çok teşekkür ederek içinde 1000 altın bulunan keseden
    10 tanesini gence vermiş
    yıllar geçmiş çocuk bir kıza aşık olmuş
    kızın babası olmadığı için
    kızı amacasından istemişler
    kızın da gönlü olduğu için kabul edilmiş herşey
    çocuk kızı çeyizleri ile birlikte kendi köyüne deve ile zütürürken
    devenin sendelemesi sonucu kızın çeyizleri etrafa saçılmış
    çeyizlerin içinde olan bir kese altın da yere saçılmış
    çocuk bu ne dedim altınlar için
    bu bana babamın hediyesi yıllarca bunu benim için biriktirmiş
    bir gün kaybetmiş ve bulan gence 10 tanesini vermiş 990 tane altın var onda demiş
    dıbına çakim arkadaşım sende hakettiğimi mutlaka zamanla bulacaksın dedi
    ben hikayeyi düşünürken

    ---dıbına çakim kelebek çok küfür ettin mi bana dedi
    -hayır komutanım dedim
    -salakmışsın dıbına çakim sen aynısını bana yapsan ben küfrederdim dedi. gülerek
    -ben size sizin bana yaptığınız iyilikleri yapsaydım bana nasıl teşekkür ederdiniz komutanım dedim
    -teşekkür edilecek bişey yapmadım dıbına çakim dedi
    -o zaman komutanlık görevinizi yaptığınız için teşekkür ederim dedim
    -bişey değil dıbına çakim dedi
    -teskereni ben vermek isterdim dıbına çakim ama izne çıkıcam burda olmayacağım dedi
    -ne zaman çıkacaksınız komutanım dedim
    -aslında pazartesi ama cumadan sonra yokum iki gün ekstra izin olacak takvimi kandırdım dıbına çakim dedi
    yani bir günüm vardı
    daha sonra istesemde sivil olarak bile o kışlaya giremezdim artık
    bizim devrelerde bayram sevinci oluştu
    ekşın izne gideceği için
    aslında tüm taburda oluştu
    herkes onu severdi ama ne yapacağı belli olmadığı için aynı zamanda korkarlardı da
    bense hiç sevinemedim
    bir asker arkadaşında bulamadıklarımı buldum onda
    en azından samimiydi
    kimsenin arkasından konuşmuyor
    ne düşünüyorsa onu direk söyleyebiliyordu
    -dıbına çakim kelebek gitmeden önce bir sürpriz yapmak istiyorum. bunlar ben yokken çoşar şimdi dıbına çakim gelince bunların derdiyle uğraşmaktan
    tatilde dinlendiğimi unuturum dedi
    -siz nasıl emredersiniz komutanım dedim ama final ekşının ne olduğunu bilmiyordum
    bence çok zeki bir komutandı
    tatil dönüşü birikmiş sorunlarla uğraşacağını bildiği için
    bu duruma önlem almak adına kendine perşembe gecesi nöbet yazdırttı
    askerlere gözdağı verecekti
    akşam yemeğinde içtimalarda
    sadece askerleri gözetledi
    kimseye karışmadı
    gezindi durdu
    bende peşinden gittim hep
    Tümünü Göster
    ···
  2. 302.
    +2
    149

    • *gece içtimasını aldıktan sonra normalde uzanıp biraz dinlenmesi için odasına zütürdüğümüz yatağı istemedi
    bizim yattığımız koğuşta boşta olan bir yatağın çarşaflarını değiştirtip
    oraya yatacağını söyledi
    haliyle kimse o koğuşta yatmak istemedi
    üstünü değiştirip eşofmanlarla koğuşa geldi
    çoğu kişi uyuyor numarası yapıyordu
    taki patlattığı espiriye kadar
    -dıbınıza çakim arkadaşlar eğer osuran olursa bütün koğuşu ayağa kaldırır
    aynı osuruk kokusunu buluncaya kadar herkesi osurtuncaya kadar giberim ona göre.
    osurmak isterseniz dışarı çıkın dıbına çakim arkadaşım dedi
    miller krizlere girdi gülmekten böylece koğuşun çoğunun uyumuyor olduğu da bellli oldu
    -dıbına çakim kelebek nerdesin dedi ekşın
    -emredin komutanım dedim
    -öğlen yemeğinde ne yedi bu askerler dedi
    kuru fasulye değildi ama
    -kuru fasülye komutanım dedim
    -vay dıbına çakim depocu burda mı bana bir gaz maskesi getirsin dedi
    gırgır devam ederken bir kişinin ayağının koktuğunu hissetti
    tüm koğuşu kaldırıp ayak yıkamaya gönderdi
    millet ayak yıkamadan dönünceye kadar o da hafiften kendinden geçip uykuya başlamıştı
    ben içeri girenleri sessiz olmaları konusunda uyarırken
    duyduğu bir kaç ses sonrasında
    -dıbına çakim gözlerim kapalı ama gibim kalkık haberiniz olsun yatın dıbına çakim dedi
    tık ses çıkmadan kimseden sabah oldu
    ben sabah kalkınca koğuş kalk diyerek ekşını da uyandırırım aynı ses ile diye düşünüyordum ama
    adam komutan amk benden önce kalkmış hazırlanmış bile
    ekşınla olan son günümde
    gün içerisinde bana teşekkür etti herşey için
    bende ona teşekkür ettim
    akşam içtimasına kadar bekledi lojman servisini kaçırma pahasına
    sırf askerlere şu hikayeyi anlatabilmek için

    ---iyi dinleyin arkadaşlar dedi. dıbına çakimsiz
    zamanın birisinde bir kadınla bir erkek birbirini çok sevmiş dıbına çakim
    gel zaman git zaman evlenmişler
    adamın annesi de onlarla yaşamak zorunda kalmış
    zamanla gelin kaynana kavgası bunların arasında da başlamış
    aralarındaki anlaşamamazlık nefrete dönüşmeye başlamış
    kadın kocasını çok seviyormuş
    onsuz yaşayamayacağını biliyormuş bu yüzden kocasına gidip
    bir çare istemiş
    adam bir yanda can veren anası bir yanda canını vereceği olunca ne yapacağını bilememiş
    doğal olarak bir çözümde bulamamış
    bulacağı çözümde bir tanesinin kalbini kırmak gerekiyormuş çünkü
    kadın çözüm bulup sadece kocası ile mutlu bir hayat yaşamak istediği için çözümü bulmaya kararlıymış
    ne yapsam ne etsem derken bakmış çözüm yok
    kayın validesini öldürmeye karar vermiş
    bu yüzden iksirler hazırlayan bir ermiş in yanına gitmiş
    durumu anlatmış ne yapabilirim diye de sormuş
    ermiş kişi.. sana bir zehir vereceğim
    bunu kayın validenin yemeğinin içine hergün damlatacaksın
    3 ay sonra ölür
    yalnız bu süre zarfında kayınvalidene iyi davran ki kimse senden şüphelenmesin demiş
    kadın zehiri alıp
    yemeğin içine atmaya başlamış
    yedirebilmek içinde
    kayın validenin sevdiği yemeklerden yapmaya başlamış
    eve gelen misafirler ve komşular şüphelenmesin diye de bir dediğini iki etmemiş kayın validenin
    bu durum kayın validenin hoşuna gitmeye başlamış
    gördüğü ilgi ve alakayı karşılıksız bırakmamış
    o da gelinine iyi davranmaya başlamış
    o ona iyi o ona iyi olunca nerdeyse panpa olmaya başlamışlar
    ama bu olaylar iki ay sonra olmaya başlamış
    kadın her gün zehiri attığı için pişman olmuş ve ermiş kişinin yanına koşmuş
    bana lütfen bir panzehir ver ben artık onu öldürmek istemiyorum çok iyi birisiymiş aslında demiş
    ermiş kişi
    aynı şişeden bir tane daha uzatmış
    al bunu kullanmaya devam et
    bu zehir değil yaşlıların bünyesini güçlendirici birşeydi zaten demiş..(anlattığı iki hikayede anonimdir)

    • *dıbına çakim anladınız mı arkadaşlar dedi
    çoğu kişi gibi bende anladığımı belirttim
    -kısacası beni nasıl giberseniz bende sizi öyle giberim..her gece o koğuşta ben yatıyormuşum gibi davranacaksınız anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
    -emredersiniz dedik hep bir ağızdan
    -zaten kelebek askerliği bitirdiyse hepiniz bitirirsiniz dıbına çakim diye de bana yine takıldı
    yokluğunda teskere alacakların hepsi ile tek tek vedalaştı
    benimle vedalaşırken gözlerim doldu
    o güldü ama
    gülmek istemediği belliydi
    bir senemi peşinde koşarak harcadığım bir insandan ayrılacaktım
    üç günlük basit bir huurdan bile ayrılırken için burkuluyorken insanın
    adam gibi adamdan ayrılmak futbolu jübile ile bırakmak kadar acı vericiydi
    ben arkasından odasına kadar takip ettim
    odasından çantasını alıp
    peşinden tabur sınırına kadar onunla yürüdüm
    -ben taşırım dıbına çakim desede vermedim el çantasını
    -tamam dıbına çakim gelme başka sana başarılar dilerim sivil hayatında dedi..
    elini çantaya uzattı ben çantayı vermek için bir hamle bile yapmadım
    galiba bir kez daha sarılmak istiyordum gözlerim harbiden dolmuştu
    bir kez daha dıbına çakim dese diye bekledim
    -allah gerçek sevdiğine veda etmek zorunda bırakmasın kelebek dedi. dıbına çakim yoktu arkadaşım yoktu. asker arkadaşımmış gibi
    benim için duasını etti ve gitti
    ben sağol bile diyemedim
    geri kalan günler yatış şeklinde geçerken
    sağduyulu askerler yanlış yapmaya çalışan askerleri uyardı
    sevinç ve heyecan doruk noktaya çıkmıştı
    birazdan tüm sezonun mücadelesi bitecek ama kupa yerine bir kağıt vereceklerdi elimize
    15 ay bitmek üzereydi
    osuruktan asker arkadaşı olduğunu sananlara sahte telefon numarası
    ve sahte adresler verdim
    alanyaya gelecem mutlaka seni görecem
    tatil için gelsem bana yardımcı olurmusun diye soranlara
    olmam arkadaşım kusura bakma dedim
    ne gerek var amk fazla fazla yalana
    askerlikte alışamadım sana neden sivilde de bir şans vereyim ki
    ankara izmir konya yurdum köşelerine işim düşerse mutlaka ara diyenleri de samimi bulmadığım ve sadece lafta kalacağını bildiğim için gibime takmadım
    ekşına giderken bir mektup yazdım
    içinde bol bol teşekkür olan
    ve başarılar dileklerimin bulunduğu

    • *diğer komutanlarımla da vedalaştıktan sonra
    sabah içtimasında bölükteki arkadaşlarla vedalaştıktan sonra
    nizamiyeden dışarı adım attığımda ilk dediğim şey
    vay amk bitti lan askerlik oldu
    sabiha gökçen ordan antalya ordan alanyaya geçtim
    aslında direk ankaraya gitmek isterdim
    ama ebru ile o konuda konuşmuştuk
    yogun sınavları sebebi ile ben onun sınavları bitirmesini bekleyecektim
    alanyaya gelip
    bir kaç el öpme
    geçmiş olsuna a gelenlerden sonra tek yaptığım şey
    mal mal etrafta dolaşıp sivile adepte olmaya çalışmak oldu
    askerlik bitmişti ama benim adam edip edemediği tamamen muammaydı
    ebrunun son sınav günü ebrunun babası ile ankaraya gittik
    yol boyunca benim askerlikten konuştuk babası ile
    aynı zamanda bana ne zaman işe başlayacağımı sordu
    bende biraz dinlenmek istediğimi söyledim
    anlayışla karşıladı ve her zaman beklerim diye de belirtti
    yurdun önüne parkettiğimizde gördüm ebruyu uzun zaman sonra ilk defa
    karşımda okulu bitirmiş bir sevgili
    karşısında askerliği bitirmiş bir sevgili vardı
    ayrı kalmak zorunda olmayan iki sevgili vardı artık
    önce babası ile sarılmasına müsade ettim
    sonra bana doğru yürümesini bekledim
    -merhaba mimar hanım dedim
    -merhaba teskerelim dedi
    okul yoktu askerlik yoktu
    artık bizi ne ayırabilirdi ki
    babası sebebi ile ahım şahım bir sarılmadık
    ebru yurttaki eşyalarının çoğunu arkadaşlarına bıraktı
    diğerlerini arabaya aldık
    ankarada bir yemek sonrası alanyaya doğru yola çıktık
    ebru sınav için geç yatıp erken kalkmasından dolayı
    arabada uyuya kaldı
    bende bu sırada artık evlenme teklifi etmeliyim diye düşündüğüm için planlar yapıyordum
    planlarıma arasıra ebrunun babasının sorduğu sorular sebebi ile ara versemde alanyaya kadar devam ettim
    ama hiç bir plan hoşuma gitmedi şöyle düzgün bir evlenme teklifi yapmam lazımdı
    ama doğru zamanda yapmak daha da önemliydi
    ebru arasıra uyansada alanyaya kadar randuman alamadık ondan yorgun olduğu için
    onlar beni eve bıraktıktan sonra
    ebrunun beni aramasını bekledim
    bu sırada hala düşünüyordum nasıl bir evlenme teklifi yapabilirim diye
    Tümünü Göster
    ···
  3. 303.
    +2
    150

    • *ebru kendine gelince evden beni aradı
    nasılsın yorgunluğun geçti mi muhabbetinden sonra
    aynı gece buluşmaya karar verdik
    saat 12 yi geçtiği ve konuşabilmek için en mantıklı yer sahil olduğu için sahilde buluştuk
    ilk birbirimiz tekrar görme anında
    gülümser bir öpüşme ve sarılma kombosunu yaptıktan sonra
    -sana telefonunu getirdim dedi(bana hediye aldığı ve askere gitmem sebebi ile onda kalan telefon)
    aldığımız bir kaç meyve ve içecekle sahilde oturduk
    bende fazldan bir heyecan vardı çünkü benim kafam evlilik tekflifindeydi
    zaten sıkıntılı dönem geçmiş artık sevdiğimle sürekli beraber olabilme heyecanı da vardı
    bunlara ilave olarak onun elini tutabilme
    başını omzuma koyduğunda ona sarılabilme mutluluğu
    sevdiğin kişinin seni de seviyor olduğunu bilme zevki vardı
    sahilde otururken sessiz kaldık bir süre
    aslında konuşulması gereken çok şey vardı
    ama sorun nasıl lafa girileceğiydi
    kimse lafa giremedi sustuk kaldık
    ben ebruyu iki bacagım arasına almış
    yere oturur haldeyken başını göğsüme yaslamış
    bende onu kollarımla sarmış haldeydim
    yüzümüz sahile dönük
    ellerimiz birbirini ısıtır haldeydi
    dudaklarımı arasıra onun saçlarından kurtarıp denk gelen yere öpücükler konduruyordum
    arasıra özlemin baskısı ile karnını ağrıtacak kadar sarılıyordum ona
    ellerimin ellerini tutmaktan terlemesine hiç aldırış etmiyordum

    • *yanımda duran meyveden arasıra ebrunun ağzına tıkıyordum ama
    çoğunu da ben yiyordum
    saçlarını ellerimle okşadım
    kulağının arkasından dökülen saçlarını bıkmadan usanmadan tekrar kulağının arkasına taktım
    -ebru dedim
    harfsiz bir şekilde evet anlamında midesinden konuştu
    -ebru dedim
    bana döndü sadece baktı
    ben ona yaklaşıp öpünce
    tüm vücudu ile bana döndü
    o da beni benim istediğim şekilde öptü
    -gidelim mi dedim
    -nereye dedi
    -bizim eve dedim
    ses çıkarmadan ayağa kalktı
    taksiye binip bizim eve gittik
    sessizce benim odaya girdik
    sabaha karşı 5 gibi onu evine bıraktım
    herşey çok sadeydi
    beklenen heyecan yok gibiydi
    yada gizli tutuluyordu heyecanlar
    -bana mesaj at kalkınca dedi
    anlaştık
    ben eve dönüp yattım
    kafam karışık gibiydi
    gibisi ne amk resmen karışıktı işte
    herşey basitleşmiş gibiydi ona göre
    sadece yapmamız gerekenleri mecburi bir şekilde yapıyor gibiydik
    zoraki sevgililer gibi olmuştuk amk

    • *ama ona olan sevgimden ve aşkımdan hiç şüphem yoktu
    ben onu o kadar çok seviyordum ki aslında benim ne düşündüğüm değil onun ne düşündüğü benim için daha önemliydi
    eğer o da benim gibi heyecanın gittiğini düşünürse işler taka sarabilir araya bir sogukluk girebilirdi
    işin garip tarafı o kadar ayrı geçen yıldan sonra çekilen askerlik okul aradaki km den sonra
    buluşmanın daha ikinci gününde herşey normalmiş gibi davranabilmekti
    ben ise evlilik hayali kuruyordum
    ama bu şekilde onun gözünde sıradan bir sevgili gibi hissettim kendimi
    iyice emin olabilmek için bir kaç buluşmanın daha gerçekleşmesine karar verdim
    mesajı attım
    -aşkım nerdesin çok özledim buluşalım. gibi klagib liseli moduyla
    -evdeyim nereye geleyim dedi
    bir kafede karar kıldık
    kafe öncesi evinden aldım
    kafeye giderken elinden tutmak istedim
    -sıcak kelebek dedi
    -peki dedim
    sonra dayanamadı yanlış anladım sandı herhalde kendisi tuttu elimi
    -sıcak ebru dedim. gülümseyerek
    -pislik dedi.ama bırakmadı elimi
    cafeye oturduk
    aldığımız kararlar bir süre ben çalışmayacağım
    onunla zaman geçireceğim
    planları yaptık
    aspendosa gideriz olimposa gideriz.
    dimçayına pikniğe gideriz
    şelalelere gideriz
    raftinge gideriz
    bir süre plan
    ben hepsine tamam eyvallah gideriz dedim de
    para lazımdı gençler

    • *cafedeki buluşma sonrası ebru o gece için annesine söz verdiğini ve bu gece buluşamayacağımızı söyledi
    anlayışla karşıladım
    o gece buluşmadık mesajlaşmalarda da
    ne yapıyon ne ediyon geyiğini yaptık
    gece telefonla aramamda ertesi gün arkadaşlarına söz verdiğini istersem benim de gelebileceğimi fakat sadece kızların olacağını söyledi
    ona da eyvallah dedim
    ben bu süre zarfında akrabalardan
    param olmadığı gerekçesi ile geri vermek üzere borç paralar istedim
    kardeşimden amcamlarımdan eski iş arkadaşımın birinden babamdan borçlar alıp
    ebru ile geçirilecek güzel zamanlarda harcamak üzere cebime koydum
    bir şekilde evlenme teklifi etmem konusunda net kararı veremiyordum
    çünkü kendime baktığımda cebinde hiç parası olmayan
    henüz bir işi bile olmayan
    otele dönüp çalışsam 12 lerden önce karım olacak kişiyle beraber olamayacak olan birisiydim
    böyle bir durumdayken
    ebrunun karşısına çıkıp benimle evlenir misin desem
    biraz hayalci
    gerçekleri tam olarak göremeyen
    duygu esiri bir teklif olarak görülebilirdi ebru için
    bu durum ertelememe sebeb oluyordu ki
    aslına bakarsanız ona teklif ederken alabileceğim bir tek taş parası bile yoktu cebimde
    ebru arkadaşları ile buluşması sonrası
    benimle buluşmak istedi
    yanına gittim
    sarhoş değildi içmemişti pek
    ikimizin yerine gittik iskeledeki
    ikişer birayla

    • *ben doruktaydım beyler
    tanışma hoşlanma ilk el tutma sarılma öpüşme sevme derken hayatımı onunla birleştirmeye hazır hale gelmiştim
    bi şekilde ona belli etmem gerekiyordu bu durumu
    -eee ebru ne olacak böyle halimiz dedim
    -ne varmış halimizde dedi
    -mutlu musun dedim
    -evet çok mutluyum dedi
    o sormadan ben söyledim
    -bende çok mutluyum dedim
    -eskisi kadar mutlu musun dedi
    -eskiden bahsederken tarih versen dedim
    -ilk tanışmamızdaki heyecanın var mı hala dedi
    parmaklarımı açarak bir elimi öne doğru uzattım ve biraz titriyor numarası yaparak
    -alkolden değilse hala heyecanlıyım bak dedim gülümseyerek
    o sustu
    derin bir iç çekti
    o da elini uzattı ama alanya kalesi yıkılsa bile sarsıntıdan etkilenmeyecek kadar dümdüz duruyordu eli
    mesaj açık ve netti
    ben artık heyecanlanmıyorum
    içime düşen korkudan dolayı fazlasını duymak istemedim
    bu konulara girip heyecanım bitti kelebek demesinden korktuğum için kendimce espri yaptım
    -şundan bir kaç fırt daha çek belki titrer ellerin dedim
    -beni ne kadar seviyorsun kelebek dedi
    bu soruyu sorma amacı benim kafamda
    kelebek ben aslında ayrılmak istiyorum ama senin beni çok sevmenden dolayı ayrılırsak üzüleceğini bildiğim için sana katlanıyorum gibi geldi
    -ölümden daha çok ,seninle olmak ve sensizlik arasındaki tüm karşılaşmaların sensizlik lehine sonuçlanmasından korkacak çok seviyorum dedim
    sarıldı bana
    kelebeğiim dedi
    deliiiiim dedi
    aşkııım dedi

    • *bense yere düşmüş bir çocuk gibiydim bir kişi bana bakıp ah yavrum ne oldu dese ağlayacak kadar çaresiz ve hazırdım ağlamaya
    tek duam yere düştüğümü kimse görmesin kendi kendime ayağa kalkıp hiç birşey yokmuş gibi devam edeyim di
    -olur mu sence dedi
    -ne olur mu dedim
    -biz ikimiz dedi
    -bi saniye soruyorum hemen dedim
    olur diyor kalbim..ama şüpheci mantığımın cevabını vermek istemiyorum diye ekledim
    -kalbin neye olur diyor kelebek dedi
    ağzımı yüzümü gibeyim ki
    -senden gelecek herşeye olur diyor ebrum dedim
    -herşeye mi dedi
    -evet herşeye dedim
    -ya ayrılalım dersem dedi
    derin bir sessizlik aldı beni
    suratımda fatih terimin saçma sapan surat mimiklerinden oluştu
    ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim
    onun suratına bakamadım
    çünkü yüzünde eğer varsa ayrılalım gerçekten kelebek ciddiyetini görmek istemiyordum
    aşk penaltıyı işaret etti
    kaleci ben golcü ayrılık
    kalbim sessiz
    beynim hangi köşeye yatayım derdinde
    gözlerim kapalı şu gelirken
    uzanan bir el ve gönlümün tek taraftarı ebrunun tamam şakaydı demesiyle
    topun auta gittiğini anlayabildim

    ---bana bir daha böyle şaka yapma dememle ona sarılmam arasına sadece saniyeler girdi
    bi kaç sıyrıkla atlattığım kazadan
    birinin tamam geçti bişeyin yok demesini beklercesine sessiz kaldım
    -benimle evlilik hayalleri kurduğunu hatırlıyor musun dedi
    -evet ebru dedim
    -şimdi bana dürüstçe cevap ver. sence hayalde mi kalır sadece dedi
    -cevabı sende bu sorunun dedim
    -istiyor musun dedi
    -evet dedim
    vay amk resmen o bana teklif etti.
    biraz düşünmem lazım diye makara mı yapsamıydım diye düşündüm kendi kendime
    -bir şartla kelebek dedi
    -yapabileceğim bişey mi dedim
    -daha önce yaptığın bişey dedi
    -o zaman sorun olmaz emret dedim..
    Tümünü Göster
    ···
  4. 304.
    0
    151

    kelebek özel2

    @all şu dükkanda ortaklık işini bir kez daha anlatayım beyni almayanlar var hala.
    ayda bir milyar ciro cekildiğini düşünün
    bu paradan dükkanın tüm giderleri artı mal alımı için verilen para düştükten sonra
    kalan parayı ikiye bölüyoruz ortaklık bu
    adama patron dememin sebebi herşeyin onun üzerine kayıtlı olması
    ben sadece satış yapıyorum o işine gelince dükkana geliyor çogu günler gelmiyor bile.
    bana gibtir git dese gitmek zorundayım. gözünüzde yüzde elli fazla büyümesin
    genel cirodan yüzde 20 hisse ile çalışmayla hemen hemen aynı şey
    @494 saatçi kekosu sen kendi hayatında uzun yoldan gelen bir manitan olursa eğer öpersin.
    niyet ettiğin şeyden kendi zevkin için caymak allahlık oruçluk bir durum değildir.
    söz verdiğin tüm insanlara acıyorum amk döneği
    ···
  5. 305.
    0
    @494 demiş dıbına koyayım

    yoruldum binler

    kafamı biraz dağıtayım devam edecem
    ···
  6. 306.
    0
    rezzolli
    ···
  7. 307.
    0
    Rezervasyon
    ···
  8. 308.
    -1
    Pdf indirin prim vermeyin amk önüne gelen bundan prim yapıyo
    ···
    1. 1.
      0
      kardeş harbi malsı ndıbına koyim

      ilk partta kimin nerden okuyacağı konusunda bilgiyi vermişim lütfen gibtirgit
      --spoiler--

      --spoiler--

      buradan
      ···
  9. 309.
    0
    Yaz kardes okuyorum
    ···
  10. 310.
    0
    Rezz 81
    ···
  11. 311.
    0
    tamamdır pampalar atıyorum hemen
    ···
  12. 312.
    +1
    152

    • *bana kimse hayatımda bu kadar taktan bir teklif yapmamıştı.
    -en baştan başlayalım kelebek dedi
    aptal bir şekilde baktım.ne diyon amk gibisinden
    -en baştan hiç tanımadığım birisi olarak başlayıp.. arkadaşım sevgilim ve sonrada kocam olmanı istiyorum dedi
    bu nasıl bir evlenme teklidir amk
    yüzüğü parmağıma zütümden sokuyor
    ben birinci tepki olarak direkt
    -olmaz dedim
    -bir düşün bence dedi
    -neyin peşindesin anlamadım ki dedim
    -bende bilmiyorum neyin peşinde olduğumu ama istediğim bu dedi
    -ne istiyorsun dedim
    -ya anlamıyor musun dedi
    -hayır hiç birşey anlamadım dedim
    -senin anlayacağın şekilde anlatayım en baştan tanışacağız numaramı alacaksın dedi
    lafını keserek
    -var bende numaran zaten dedim
    -dur dinle önce dedi
    -yani peşinde koşayım sana asılayım numaranı alayım tekrar zamanla benden hoşlanmanı sağlayayım elini tutayım sarılayım öpeyim kendime tekrar aşık edeyim
    ve sonrada evlenelim mi diyorsun dedim
    -evet kısmen dedi
    -ben bunları yaparken sen ne yapacaksın peki dedim
    bişey diyemedi
    -kabul etmiyorum dedim
    -neden dedi

    ---yıllardır bekliyorum seninle beraber olabilmeyi tam beraber olduk derken sen oyun peşindesin.ne gerek var tutuyorum zaten elini seni seviyorum zaten
    birden durdum konuşmayı bıraktım biraz düşündükten sonra
    -anladım tamam sen beni sevmiyorsun artık. bunu bana bu şekilde söylemene gerek yoktu. istemiyorsan açıkça söyleyebilirdin dedim
    -hayır seni çok seviyorum dedi
    -tamam işte seviyormuşsun başa dönmeye ne gerek var dedim
    -lütfen dedi
    -hayır dersem ne ile tehdit edeceksin beni dedim
    -bilmiyorum dedi
    -sen bildiklerini anlat ben orda sorayım o zaman dedim
    sustu konuşmadı
    bu ne amk şimdi..ben yıllarca aşkın altına su çekmişim suyunu kaynatmışım çayını demlemişim. iyice demlensin diye
    yıllarca beklemişim.tam hazır olduğunu anlayıp bardağa doldurmuşum içine şekeri atıp karıştırmışım
    aşkın çayını içmeye hazırım
    birde bakmışım çay soğumuş git beni tekrar kaynat diyor
    suyumu ısıt yine diyor
    ah ayar yerini bir türlü bulamadığım kalbim
    ah nasıl bir anda nasıl unutulur nasıl sevmeyi terk edilir bilemediğim aşk
    ızdıraplarının amk.
    ulan birazcık sadece birazcık matemetiğim zayıf olsaydı
    çekeceğim acıların hesabını yapmakta zorlanmasaydım
    gibtir git senin de amk oyunun da amk. derdim
    ama hem seviyorum hem korkuyorum
    biliyorum amk onsuz bi tak yiyemeyeceğimi
    zaten ebrunun bunu teklif etmesi bile beni tedirgin etmişti bi taklar ters gidiyordu ama ne amk
    biraz daha direndim yapmayalım etmeyelim böyle mutlu değil misin
    istediğin başka bişey varsa onu yapayım emrin olsun dedim ama sanki sağırlar konuşuyorum
    oldukça kararlı bunu yapmaya

    ---peki ne amaçla bunu yapmak istiyorsun dedim
    -bilmiyorum dedi
    klagib karı cevapları
    bilmiyorum
    farketmez
    sen bilirsin
    amk bilmediğiniz ne var ki sizin işiniz gücünüz entirika(nasıl yazılıyor lan bu amk kelimesi)
    farketmez dediğiniz şeylerde hep yaptığımız hataları farkedersiniz
    sen bilirsinlerde kendi bildiğinizi yaptırıncaya kadar tavır surat naz
    -eğlenmek amacıyla mı yapacaz bunu dedim
    -hayır dedi
    -ne kadar sürer bir haftayı geçer mi dedim
    -nerden bileyim en baştan başlıcaz işte dedi
    -öpemeyecek miyim seni dedim
    -aklın fikrin öpmekte zaten dedi
    -anladım aklımın sende olduğunu göremiyorsun ve ispatlamamı istiyorsun dedim
    -ispatlaman gereken çok şey var aslında dedi
    bu lafta bana dokunacak başka şeyler(elif)de çıkabileceği için üstüne gitmedim konunun
    -ne zaman başlayacağız peki dedim elini tuttum aynı zamanda
    elini elimden çekti hemen şimdi dedi
    kendi tarafıma çekilip ebruyu denizin dalgaları ile aldattım düşünürken neyim var neyim yok dalgalara verdim
    içimde bir umut vardı
    inadından vazgeçer dayanamaz sarılmamaya diye
    lan makara mı yapıyor olm benle diye kendime sordum
    cevap bile yok amk beynimde
    -tamam konuşalım nasıl olmasını istiyorsun söyle onu yapalım ebru dedim
    -beni hiç tanımıyormuş gibi benimle tanışacaksın. sonra nereye gideceğini beraber göreceğiz dedi
    -ebru ayrılmak mı istiyorsun benden dedim
    -lafı buraya getirip durma. bunu yapma amacım senden ayrılmak değil dedi
    -amacını söyle o zaman dedim
    -zamanla öğrenirsin dedi

    • * bana garip vahiyler geliyordu da ben aşkın peygamberi değildim anlamıyordum denilenleri
    benim halim kader kısmet vicdanlarındaydı
    -başladık mı şimdi. merhaba ben kelebek nasılsınız güzel bayan sizden çok hoşlandım hadi çıkalım dedim
    -bu kadar ciddiyetsiz mi olacaksın dedi ters ters bakarak. böylece işin şaka olmadığının farkına varmış oldum
    ciddiyet arayana bak amk oyun oynuyor benimle ciddi ol diyor
    ben neden başıma bunların geldiğini biliyorum amk
    o kadar turist kızı koynuna girmek için kandırırsan başına bu gelir
    kısacası nasıl gibersen öyle gibilirsin
    ben nerden bileyim amk kız nasıl tavlanır
    incinin eksi 5. nesil üyesi değilim ki başlık açayım
    beyler kızı tavlamam lazım acillll yardım diye
    -telefon numaran var mı bende dedim
    -yok dedi
    -adını biliyor muyum dedim
    -hayır dedi
    -o kadar da sıfırdan başlamasak dedim
    -sıfırdan başlayalım yüz olursa evleniriz dedi
    aşkımın öğretmenine bak sen eyvallah amk ona da eyvallah
    aklıma gelen tüm teknikleri denedim
    ilk önce bir mesaj yazdım yanımda oturan gerçekte sevgilim oyun içinde hiç tanımadığım kişiye
    -merhaba ben kelebek geçenlerde sizi gördüm bir arkadaş vasıtası ile numaranızı aldım. umarım yanlış anlamazsınız sizinle tanışmak istiyorum dedim
    mesaj sesini duyunca
    -beni her beğenenle tanışmamı beklemiyorsunuz herhalde kusura bakmayın rahatsız etmeyin lütfen dedi
    yerimden kalktım
    bi kaç adım geriye gidip tekrar geri döndüm
    -merhaba ben size az önce mesaj atmıştım tesadüfen burdan geçiyordum sizi gördüm dedim elimi uzatarak
    -ben kelebek dedim
    elim havada kaldı bakmadı bile bana

    ---tamam ben oynamıyorum ebru sıkıldım dedim
    -bu kadar çabuk mu bıkacaksın. evlenince de sıkılıp gidecek misin hemen dedi. suratında ki ciddiyet başkan halka seslenişinde görülen cinsten
    kalktı ayağa gidiyor amk
    resmen adım atarak ilerliyor
    -nereye gidiyorsun ebru dedim
    -eve dedi sadece
    -tamam dedim yanına yaklaştım yanında yürümeye başladım
    -sen niye peşimden geliyorsun dedi
    -eve kadar yalnız yürümene müsade etmem dedim
    -sanane ki dedi
    10 adım kadar gerisinden yürümeye devam ettim
    içimden akıl mantık dışı küfürler ediyorum kendime
    evine kadar yürüdüm arkasından geri dönüp bir kere bakmadı bile
    kapıdan içeri girerken hani döner en azından iyi geceler der diye bekledim onu da demedi
    yolun karşısına geçip oturdum cama çıkar da orda mıyım bakar diye ama çıkmadı
    düşünmekten yine beynimde orgazmlar oluştu
    ne kadar oturdum bilmiyorum ama bi taka faydası olmadı oturmanın
    şurdan kalkayım gideyim.bu kadar nazı ben kaldıramam zaten sevse böyle yapmazdı diye kendimi kandırıp eve gittim yattım
    amk sabah bi kalktım
    yalnızım..
    telefonum da sadece saat tarih batarya durumu ilgili şebeke var
    mesaj yok amk
    cevapsız da yok
    anlaşılan o ki sevdiğim bana vereceği tüm mesajları vermiş
    kendime sorduğum tüm soruların cevabı da onda kalmış
    yatakta biraz sancılı kıvrandım
    yastığı kafamın neresine koyacağımı bilemedim
    aslında bilemediğim şey ne tak yiyeceğim di
    -benimle bir kahve içmek ister misiniz diye mesaj attım ebruya
    -hayır diye cevap geldi
    Tümünü Göster
    ···
  13. 313.
    +2
    153

    ---bugün ne yapacaksınız diye tekrar attım
    -o sizi ilgilendirmez dedi
    -aslında beni ilgilendiren sizsiniz dedim
    -ama ben sizinle ilgilenmiyorum dedi
    -ilginizi çekebilmek için ipucu verir misiniz dedim
    -rahatsız ediyorsunuz dedi
    -rahat ettirmek için ne yapabilirim dedim
    -mesela bidaha mesaj yazma dedi
    -bidaha bölümünü silip tekrar gönderir misiniz mesajı dedim
    -neden dedi
    -ilerde sevgilim olunca neden mesaj yazmıyorsun diye kızarsın da ondan dedim
    -ısrar -5 puan kendine ukalaca güven -5 puan dün gece koruma amaçlı eve kadar bırakma +3 puan kibar konuşma +3 puan. dedi
    -ebru sıfırda bari kalsaydım eksi 4 e düşürdün dedim
    -ciddiyeti bozma -10 puan dedi
    güne eksi 14 le başladık
    ben böyle aşkın amk arkadaş sinir oluyorum ama
    malım ya bi yandan da gülüyorum amk
    -özür dilerim hanfendi yazdım
    saçları onun sevdiği gibi yaptım. jölesiz ama karışık
    sakalları böyle güzel dediği şekle soktum
    sevdiği t shirtlerden birini giydim
    bunları yaparken farkettim ki aslında onun için özenmeyi ihmal etmişim bazen
    evlerinin önüne gittim
    bekledim belki çıkar diye
    kimse yok
    mesaj yazsam nerdesin diye eksi veriyor amk
    gibe gibe bekledim
    kimse yok
    otelde çalışan bir arkadaşı aradım ebru geldi mi diye
    otele uğrayıp denize geçti galiba dediler
    kleopatra plajında ayağıma değmeyen kum kalmadı onu ararken ama bulamadım
    ter bezlerim güneşle panpa olmuşlar cıvık cıvıklar amk sulandırdalar iyice muhabbeti
    tekrar aradım olm denizde yok bu kız diye

    otele yemeğe geldi dedi
    dıbına çakim kelebek istikamet otel marş marş derdi ekşın olsaydı
    öyle yaptım girişini görebileceğim yerde bekledim
    o otelden çıktı
    beni gördü ama gözlerini kaçırarak
    peşinden denize bende yürüdüm
    şezlonga uzandı
    güneşleniyor hanfendi
    o zütünü başını bronzlaştırıyor
    biraz bekledim aslında ne tak yiyeceğimi bilmediğim için
    o denize girmek için hareketlenince bende hareketlendim
    vay amk beraber sevgili olarak yüzdüğümüz denizde ne tak olduğumuzu bilmediğim bir halde yüzüyorduk
    yurtdışı türk erkeklerden oluşan bir grup ebruya asılır gibi oldu
    bende onun peşinde dolandığım için aslında bende ona asılıyor gibi gözüküyordum
    onlar uzaktan laf atmaya devam ederken ben yaklaştım yanına ebrunun
    -merhaba beni hatırladınız mı dedim
    -hayır dedi
    -biraz konuşabilir miyiz dedim
    -hayır dedi
    offf çektim
    bu arada kıyıya çıktı tekrar uzandı
    gittim en sevdiği dondurmadan aldım iki tane birini uzattım
    -bunu size aldım dedim
    -teşekkür ederim istemiyorum dedi
    -fikriniz değişir belki diye buraya bırakıyorum dedim
    yanına bırakıp biraz uzakta ona bakmaya devam ettim
    dondurmayı alıp turist çocuğunun birine verdi
    vay ben bu karı kız tavlama sanatının zorluklarının ta amk

    • *tamam hadi oyun oynamak istemişsin
    belirli bir yaşta belirli bir zekadasın
    yıllarca okudun kafan da çalışıyor
    bu oyunu oynama isteğinin mutlaka bir sebebi olmalıydı
    durup dururken kim sevdiğine beni yediden tavla der ki
    benim için önemli olan da neden böyle yapmak istediğiydi
    inat ettim amk ben bu işi çözecem diye
    hiç konuşmadan ona sadece orda mı diye bakmak kaydı ile
    ona hiç asılmadan sulanmadan yattım plajda
    o denize girdiği zaman suya girdim ve onu takip ettim gözümle
    son kez girdikten sonra eşyalarını toplayıp eve doğru yürüdü
    arkasından bende gittim
    yol kenarından bir çiçek koparıp uzattım almadı
    -bir saniye konuşabilir miyiz dedim
    -ne var dedi
    -saati soracaktım dedim
    telefonunun saatine bakıp saati söyledi
    -teşekkür ettim
    evlerinin önüne geldik
    yine selamsız sabahsız eve girdi
    bende eve gittim
    duş alıp üstümü değiştirdim
    gitmekle gitmemek arasında çok kaldım beyler
    bir yanım gibtir et ne tak yerse yesin kendi oyununda diyordu ama
    benim aklımda daha farklı düşünceler vardı
    1.si aslında bana göre önemli olanı
    bir gün bu aşk biterse kelebek yeterli değeri vermedi
    peşimden yeterince koşmadı
    benim bir isteğimi yerine getirmedi dedirtmemek için istediğini yapmaya karar verdim
    -sizinle mutlaka görüşmem lazım diye mesaj attım evden çıkmadan önce
    giblenmedim tabi
    evlerinin altına geldim

    • * -evinizin önünde bekliyorum diye bir mesaj daha yazdım ve onun beni görebileceği bir yerde oturmaya başladım
    bi kere çıktı pencereye onu görür gibi oldum kayboldu yine içeri
    saat başı mesaj attım inecek misiniz hala sizi bekliyorum diye
    akşamı saat 7 den gece 11.50 ye kadar bekledim ne gelen oldu ne de mesaj atan
    saat 11.50 de mesaj geldi
    -aşşağı inmeyeceğim dedi
    -nasıl olsa sabah inersin.. diye mesaj yazıp gönderdim beklemeye devam ettim
    -+2 yazdı
    o beni eksi 4 ten artı ikiye çıkarmıştı ama benim gözümde sürekli eksiliyordu
    -98 kalmış. acelem yok dedim
    mesaj gelmedi geri
    bi o yana volta attım bi bu yana
    ebrunun evin önü hapis oldu bana
    gece 3 kadar bekledim tüm inadımla
    kendi kendime dedim ne olur amk en fazla sabaha kadar beklerim
    en azından görür onu ne kadar sevdiğimi de aşkı bitirirse benim vicdanım rahatta kalır onun ki hazırol
    öyle de oldu sabah güneş doğuncaya kadar bekledim
    2 kere polis durdu ne arıyon burda diye
    kimliğimi gösterdim alanyalı olduğumu görünce bişey demediler ama burda durma dediler
    birisini bekliyorum şehir dışından gelecek burda sözleştik diye kandırdım onları
    tüm inadımla bekledim.
    uyudum uyuyacam sürekli aynı yerde bekleyince ve yapacak birşey olmayınca
    geçmiyor amk zamanı bir türlü
    babası işe gitti kendimi yine farkettirmedim
    saat 10 gibi evden çıktı
    yine plaj modundaydı
    onun peşinden plaja kadar gittim o plajda yerini aldı
    sahte marka ürünler satan butiğin birisine gittim
    bir adi şort bir de ucuz t shirt aldım
    butikçinin verdiği poşete ayakkabı çorap kot ne varsa doldurdum
    ameleler gibi yalın ayak plaja indim
    bir şezlong bir şemsiye kiraladım ebrunun yakınlarında
    hiç konuşmadım onunla
    beni görmesini sağladım
    şemsiyeyi ayarladım
    havlusuz uzandım
    çok geçmeden uyumuşum zaten

    • *öğlenden sonra 3 gibi kalktım
    kalkmama sebeb olan şey birisinin şemsiyenin ayarları ile oynuyor olduğunu farketmemdi
    güneşte kalan kısımlarıma gölge etmeye çalışıyordu şemsiye ile
    ayaklarından tanıdım ebru olduğunu
    ama açmadım gözlerimi çok fazla
    böyle bir şey işte amk
    nefret etmeye başlarsın yaptıklarından dolayı
    bir miligram merhamet görürsün tüm nefretini unutursun
    o yerine geçtikten sonra
    bir süre daha uyuyor numarası yaptım ama
    açlık başıma vurduğu için kalktım
    bir yandan açlık bir yandan susuzluk
    bir yandan aşksızlık
    kalktım yerimden
    ona hiç bakmadan suya daldım
    ıslak ıslak geri geldim
    havlu bile yoktu amk kurulanacak
    biraz uzandım
    sonra büfenin birisine gidip
    bişey söyledim yemek için
    onu hızlıca yeyip geri geldim tekrar yattım
    yüzüm ona dönüktü
    gözlerimi hiç ondan ayırmadım
    yarım saat kadar baktım ona ama o bana sadece bir kere baktı o da göz ucuyla
    sonra denize girdi
    çıktı
    uzandı
    kitap okudu
    tekrar girdi denize ve akşam 5 gibi eve doğru yürüdü
    arkasından elimde poşet ayaklarım çıplak yürüdüm
    yine bir çiçek kopardım
    peşinden koşup
    uzattım
    çiçeği aldı ama sağol bile demedi
    -biraz konuşabilir miyiz dedim
    ses etmedi
    Tümünü Göster
    ···
  14. 314.
    +2
    154

    • *evine kadar yürüdüm onun arkasından
    o eve çıktı
    bende kendi evime gittim biraz uzandım
    bi kaç saat daha uyuduktan sonra
    saat on gibi yine evlerinin önüne gittim odasının ışığı yanıyordu
    bu evde olduğuna işaretti
    -konuşmak isterseniz aşşağıda bekliyorum diye mesaj attım
    -inmeyeceğim diye cevapladı
    11.50 civarında
    -+10 oldu. diye bir mesaj daha gönderdi
    ondan alınan bu artı notlar gerizekalının birisinin bana aferin demesi kadar anlamsızlaşmaya başladı
    inadım inat bekledim
    saat 2 civarında odasının ışığı söndü
    yarım saat daha bekledim
    baktım bi gibim çıkmayacak yine
    eve gittim saat 9 gibi kalkıp 9.30 da şort havlu hazırlanıp evlerinin önüne yine gittim
    evde olup olmadığını bile bilmiyordum
    -evde misiniz diye mesaj attım
    balkona çıktı bana baktı geri girdi
    yine deniz
    yine konuşma tekliflerime olumsuz
    3 gün böyle devam etti
    o nereye ben oraya peşinden gittim
    bıkmadım usanmadım
    geceleri 23.50 civarında mesaj attı hep
    puan 10dan 25 e kadar çıktı
    onun odasının ışığı kapandıktan sonra bende eve döndüm
    denizde sevdiği meyvelerden tabak yaptırıp gönderdim
    hep çiçek verdim

    • *3 gün sonra sabah ailesi ile beraber arabaya bindiler ve gittiler
    üzerlerindeki kıyafetlere bakılacak olursa günü birlik bir eğlenceye gidiyorlardı
    bu dimçayı aqua park şelale veya başka bir yerde olabilirdi
    onları takip etmedim çünkü ailesi de vardı
    -iyi eğlenceler yazdım mesajla
    -cevap da gelmedi zaten
    akşam üstü yarım saatte bir dolandım evlerinin önünden geldiler mi acaba diye
    saat 7 gibi geldiler yukarı çıktılar daha da aşşağı inen olmadı 23.50 de yine mesaj geldi
    5 puan kaybetmişim artık ne tak yediysem 20 ye düştü
    ama pencereden kafa uzatıp orda olup olmadığıma bakmalar çoğaldı
    1 saatte bir bakıyordu
    gece 1 gibi yattı ben yine eve gittim
    ertesi gün yine geldim
    bekledim
    denize gitmedi otele gitti
    orda iki saat kadar durup eve döndü
    eve dönüş yolunda
    -biraz konuşabilir miyiz dedim
    -işim var sonra konuşuruz dedi
    dur giberim işini de seni de derdim o derece sinirlenmiştim artık ama
    merak işte amk ne işi var diye ses çıkarmadım
    takibe devam ettim
    evine çıktı
    bir saat kadar kaldı üzerini değiştirdi ve çıktı evden
    bir saat diye buraya yazıyorum çok basit geliyor size belki ama
    o bir saat beklemek ne kadar zor bekleyeniniz varsa bilirsiniz amk
    iskele tarafına yürüdü
    bir kız arkadaşı ile öpüşüp sarıldı
    balıkçılar çay evine gittiler
    bende orda bir yerde oturup çay sigara içtim paso

    • *iki saat kadar oturdular
    sonra kalktılar
    şehir merkezine doğru yürüdüler
    ayrıldılar kızla ebru tek yürümeye devam etti
    benim onu takip ettiğimin de farkındaydı
    önce ev tarafına yürüyordu ama sonra yolunu değiştirip yine iskele tarafına döndü
    bizim ikimizin yerine doğru yürüdü
    arkasından yaklaşıp
    -biraz konuşabilir miyiz dedim yine
    -hayır dedi
    buna çok sinirlendim ama sesimi çıkarmadım
    -neden konuşmak istemiyorsun günlerdir peşinde koşuyorum dedim
    -buyur konuşalım kimsiniz dedi
    -ben kelebek dedim
    -ne istiyorsun dedi
    -seninle tanışmak istiyorum dedim
    -ne iş yapıyorsun dedi
    -çalışmıyorum şu an dedim
    -okuyor musun dedi
    -hayır dedim
    -araban var mı dedi
    -hayır dedim
    -evin var mı dedi
    -hayır dedim
    -neyine güvenip benimle tanışmak istiyorsun peki dedi
    -pardon sizi birine benzetmişim dikkatli bakınca anladım kusura bakmayın dedim
    yüzümü dönmem ile bir yerlere elim kırılıncaya kadar vurma isteğime engel olamadım
    elim kırılmadı ama çok ciddi zedelendi

    ---kelebek diye koştu arkamdan elimi tutmaya çalıştı bişey var mı diye
    elini çektim dokundurmadım elime
    eve gittim
    mesaj yazıyor sürekli
    elin nasıl oldu
    öyle demek istemedim
    geleyim mi
    bişeyin var mı
    biraz konuşalım
    kelebek yanlış anladın
    ben 23 50 ye kadar sesimi çıkarmadım
    23 50 de mesaj gönderdim
    -eksi 100 ebru diye
    sinirden ne tak yiyeceğimi bilemedim
    bunun intikdıbını almak için yemin ettim
    o mesajlara devam etti
    ben telefonu kapattım
    sabah da yaylaya gittim
    yaylada telefon çekmez beyler bizim o zamanlar tabi
    annenmle oturdum
    balığa gittim
    tutttuğum balıkları geri saldım
    ağladım
    sızladım
    yattım
    kalktım
    kimseyle konuşmadım
    annem haricinde
    6 gün sonra akşam yaylaya gelen köy dolmuşunda bir misafirim vardı

     **köy dolmuşunun akşam gelme vaktinde çoğu işi gücü olmayanlar toplanır
       kim gelmiş ne getirmiş diye
       biraz geç gelirse herkes meraklanır acaba bişey mi oldu diye
       dolmuş durdu
       benim de pek umrumda değildi
       ben kendi derdimle meşkuldüm çünkü
       dünya gibime bir şekilde yatıyordum
       kız kuzenler ebruyu daha önce gördükleri
       çok sevdikleri için
       ben onlara ebrudan ayrıldık diyemedim
       çünkü beni çok seviyorlardı ve benim üzülmemi istemezlerdi
       annem de her zaman benim mutluluğumu isterdi
       ona da anlatmamıştım geçen olayları
       zaten kimseye gidipte şu bana bunu bunu dedi diye anlatmanın kendi zararıma olacağını biliyordum o dönemde
       çünkü onlarda ebruya kızıp vay amk demek öyle diye sürekli
       kalbimdeki acının altına odun atacaklardı
       kendimde yansın sadece kendimi yaksın istedim o yüzden kimseye anlatmamıştım
       arabadan inen kişi ebruymuş
       misafir gelmiş
       olaya geniş açılarla bakmak gerekirse
       çok düşünüp taşınarak gelmiş olması gerekliydi
       benim onu gibtir etme ihtimalimi bildiği için
       cumartesi günü akşam gelmiş
       normal bir günde gelse en fazla sabaha kadar kalabilir sabah 6 da giden aynı köy dolmuşu ile geri dönmek zorunda kalırdı
       ama ertesi gün pazardı ve köy dolmuşları çalışmıyordu
       bu demek oluyordu ki en erken pazartesi sabah gidebilirdi geriye
       ben gelen kişinin ebru olduğunu kuzenlerimle konuşurken onun sesini duyunca anladım
       gibimde bile olmayan dünya zütüme girdi birden onun sesini duyunca
       benzetmişimdir sesini diye giblememeye çalıştım ama ne mümkün bas baya onun sesi amk
    Tümünü Göster
    ···
  15. 315.
    +3
    155

    • *kafamda bi kaç saniye içinde trilyon plan proje sinir heyecan nefret aşk kalp sızısı geçtiği için
       galiba tam olarak ne tak yiyeceğimi bilemediğimden dolayı
       ters taraftan pencereyi açıp atlayarak kaçtım
       aslında kaçması gereken kişi oydu
       teke tek olsak hiç bir yere gitmezdim durur gelmesini bekler
       laf üstüne laf sokar gibtir ederdim sonrada ama
       ortada üzülecek olan annem ve kuzenlerim vardı
       onlara bana dediklerini anlatsam benden önce gibtir ederlerdi zaten ama bu iş ebruyla benim aramdaydı
       akşam 6 civarında gelmişti dolmuş
       ben kaçıp köy kahvesine gittiğimde yaşlı köy moruklarıyla
       okey oynamaya başladım kalkan birisinin yerine
       amcalar tam gülme krizi sebebi amk
       benim kafam ebruda onların ki turist karılarında
       köy yeri genelde herkes birbirine uzaktan da olsa  akraba olur çoğu kişi birbirini tanır
       sürekli geldikleri için birbirleri ile makaranın en kralını yaparlar çünkü herkes herkesin zayıf noktasını biliyor
       onlar kendi aleminde konuşurlarken ben tüm ihtimalleri gözden geçiriyordum
       bunları yaparken bir çayımdan bir yudum alıp onu içmeyi unutup diğerini söylediğim de oluyordu
       küllükte yanan sigaram varken bir tane daha yaktığımda oluyordu
       taş çekmişken tekrar çekmeler
       oyunla da alakam yoktu yani
       sordukları sorunun bana olup olmadığını anlamak için
       bana mı dedin emmi dediğim de oluyordu
       arasıra da garip garip sorular geliyordu
       sorulan soru genelde
       onların bir turist amı ile tanışma hayalini benim gerçekleştirmemi istemeleriydi
       yaşları başların gibinde değil adamların
       makarasındalar tabi işin
       karı kız konusu kapandıktan sonra  
       ben ebruya odaklandım
       öncelikle ne amaçla gelmiş olabileceği ihtimalleri üzerinde durdum

    • *diyeceği şey
       -vay kelebeğim yanlış anladın
       vay ben öyle demek istemedim de tarzında bir sürü özür saçmasından sonra affetmemi bekleyecekti
       eve dönsem mi dönmesem mi arasında kaldım
       dönsem annem ve kızların yanında onunla nasıl ne şekilde ve onun nesi olarak konuşacaktım
       direk gibtir etsem kız nereye gidecekti.
       ama yaptıklarının hesabını sormak için yemin etmiştim
       bir şekilde bunun hesabını sormam lazımdı
       gidip tekme tokat dövsem tarzım değil
       suratına tükürsem tükürük bezlerimi yorduğuma bile değmeyecek
       bi kaç laf sokup yerin dibine dibine gömsem kendimi sinirlendirdiğime değmeyecek
       tüm bunları düşünürken hala bir karara varamadım
       sonra amcanın birisi oyun oynarken yanlış oynadığım(fazla taşla bittiğim için)
       -kendine gel koçum dedi
       çözüm buydu işte
       hem oyun için hem ebruya karşı kendim olmam yeterliydi
       gece 12 ye kadar oynadık
       en son kahveci gibtir etti gidin karılarınızla oynayın biraz diye
       koskoca köyde misafir olan benmişim gibi nereye gideceğimi bile bilmiyordum
       bizim evin yakınına geldim
       bir sigara yaktım oturduğum yerde
       o bitince bir tane daha yaktım
       eve çıktım
       annem çoktan yatmış
       ebru kızlarla evin çardağında konuşuyor
       kız kuzenler hemen tepkiyi verdiler
       sen nerdesin
       misafirin gelmiş neden gelmiyorsun
       hiç kahveye gitmezdin neden gittin bu gece

    • *gibi tepkilerini gösterdiler
       soluk bir suratım vardı
       muhtemelen kuzenlerim ebruyu görünce aaa ebru mu gelmiş diye koşup sarılmamı bekliyorlardı
       bunu yapmayacak ben
       ve yapmayacağımı bilen ise ebruydu
       -hoşgeldin dedi ebru
       -hoşbulduk dedim ona bakmadan
       -ben lavaboya gideyim diye izin aldım kızlardan
       wc ye gittim
       20 dk da çakmağı bir kez kullanarak 5 tane sigara içtim
       hani yatarlar mı diye bekledim
       yatan yok
       odaya geçtim
       yattım yatağıma
       çardaktan konuşma sesleri geliyor ama tam olarak duyamıyorum ne konuştuklarını
       ben yattıktan on dakika sonra
       kuzenimin birisi geldi odama
       -aa yatmış diye tepki gösterdi
       bi kaç defa kelebek diye seslendi
       ben ses çıkarmayınca gitti
       ben uyuyamadıkça onlar konuştu
       ses kesilince bende uyumuşum sabah kalktığımda
       yüzümü yıkamaya gitmeye korktuğum için biraz daha yatakta kaldım
       amk ne gibim işse gib gibi saklanbaç oynuyordum.
       annemin hadi kelebek efe kalk artık demesi ile mecburen kalktım
       günlerdir bana gösterilmeyen özen ebruya gösterilmişti kahvaltıda
       çıkıp gitmek geçti aklımdan kahvaltı yapmadan ama annemin kafası karışır diye oturdum
       günaydın diyenlere günaydınla cevap verdim ebru dahil
       kahvaltı bitti
       kızlar bulaşığa geçti ebru hariç
       annemde bahçeye indi çardakta kaldık
       ebru ile
       ben kahvaltı sonrası sigaram ile çayı içmeye devam ediyordum
       ayağa kalktı yanıma geldi oturdu
       elime şöyle bir göz gezdirdi. kabuk bağlamış yarayı ima ederek

    ---acıyor mu dedi
       sağ elimi kalbime zütürdüm
       -evet dedim ona bakmadan
       -öyle demek istemedim ki.valla yanlış anladın. üzgünüm derken ağlamaklıya döndü sesi
       ben gayet sakin bir şekilde
       -yarın git dedim
       -beni affedinceye kadar gitmem dedi
       -affedilecek bir şey yok sen haklısın. dedim
       -sana dürüst olacam ebru dedim. sakin olmaya çalışıyorum ama elim titriyor. sinirli değilim sadece heyecandan
       baktı merakla dinledi beni. gözlerinin dolu olduğunu görmüyordum ama hissediyordum
       -dur burda konuşmayalım başka bir yere gidelim dedi
       mantıklıydı. ağzına daha rahat sıçabilirdim
       çünkü ebruyu ağlarken görse annem benim ağzıma sıçardı
       ayağa kalktım yürüdüm o da peşimden geldi
       15 dakika kadar yürüdükten sonra bir yere oturdum o da yanıma oturdu
       bir süre sessizlikten sonra
       -kelebek dedi
       -dur senin diyeceklerin belli ben konuşayım dedim
       -benimde söyleceklerim var ama dedi
       -ben konuşayım o zaman diyecek birşeyin kalmayacak dedim
       -benim sana herzaman söyleyecek bir cümlem var(seni seviyorum) zaten kelebek dedi
       -o cümle artık benim için anlamsız neyse boşver dedim.
       -sonra beni de dinlemeyeceksen hiç konuşmayalım seni görmeye devam ederim en azından sessiz sessiz dedi
       cebimde iki şimdinin parası ile 17 lira filan vardı beyler
       elimi cebime attım hepsini çıkardım dizlerinin yanına koydum
       -çok param olsa uzun uzun anlatırdım sana ama bu kadar var. onun için kısaca anlatmam gerekecek iyi dinle dedim
       ağlamaya başladı yüzünü öbür tarafa dönerek
       ben konuşmaya devam ettim.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 316.
    +2
    156

     ---gelmişsin hoşgeldin.ama git ebru
       ben kimselere söyleyemedim ayrıldığımızı. dedim.arıldığımızı lafını söylerken yüreğime bişeyler battı.
       sen git ben uygun bir dille anlatırım başka bir sebebten ayrıldığımızı.
       buraya geldiğinde seni gibtir etmememin sebebi annemle beraber oturup ağlamak istemememden dolayıydı.
       beni üzdün. kalbimi kırdın.
       ama ben sevdiklerimi senin kadar kolay üzemem
       çok büyük yemin ettim senden o söylediklerinin intikdıbını almak için
       buraya gelerek intikam almamı da kolaylaştırdın.
       senin gibi birisi olsaydım.
       biraz yalvartıp özür dilettikten sonra
       yıllardır senin yaptığın gibi seviyor gibi gözükür
       ve sen bana iyice aşık olduktan sonra beni deli gibi sevdiğini gördüğüm anda
       senin bana yaptığını bende sana yaparak intikamımı alırdım.
       beni züt gibi ortada bıraktığın gibi bende seni bırakırdım.
       kim bilir belki bilerek başka bir kızla yakalanır
       belkide senden yüz puan alınca
       nikah masasında
       evlenmek istiyor musun diye sorduğunda
       hayır kocaman sıfır diye tüm sülalene ve tanıdıklarına rezil ederdim.
       ama ben o geçen 5 yılın kusura bakma küfür etcem
       dıbına koyim ki
       çok sevmişim seni
       deli gibi sevmişim
       yıllarca köpeğin olmuşum gönlünün kapısında
       bilmediğim duyguları sen yaşattın
       kalbimin kan pompalayan bir organdan ibaret olmadığını ispatladın
       gidecek tek yerim
       düşünecek tek şeyim oldun
       çok mutlu ettin beni
       ben sevgiye  muhtaçken sen çıktın karşıma
       hiç balonu olmamış bir çocuk gibiydim seninle tanıştığımda
       elime bir balon tutuşturdun
       yıllarca heyecanla taşıdım o balonu
       aşkın çocuğuydum
       nerden bilebilirdim ki balonların bir gün hemde birden bire patlayacağını
       ama yine de sağol
       sen olmasan belki de hiç balonum olmayacaktı
       5 yıl boyunca balon mutluluğu yaşattığın için
       kıyamadım sana
       git bi daha da gelme
       varsın bu aşk benim evim arabam olmadığı için bitmiş olsun
       biraz üzülürüm
       sonra geçer mi bilmem ama
       sahip olduklarıma razı birisi ile de evlenerim
       bu arada çok konuştum verdiğim para yeterli gelmeyebilir bu kadar konuşmaya ama borcum olsun çalışır öderim
       yarın sabah git ebru. dedim
       ayağa kalktım
       arkamdan
       beni dinlemeyecek misin
       dur
       gibi söylemlerine hiç aldırmadan yürüdüm gittim.

       **duygular yalan mı lan yoksa
        hani nefret ediyordum amk ondan
        hani ağzına iyice sıçıp gibtir git lan diyecektim
        ne oldu amk bana
        sadece git diyebildim özetle
        nasıl bir insana nefretle git derken
        kalbim kal nolursun diye yalvarıyordu ki
        aşka nefret nefrete aşk karışınca mı bomtak oluyor insanın kalbinin tadı
        dur lan kelebek gitmesin amk dedim kendime ayaklarımı frenlemeye çalışarak
        ama inadım giblemedi bile kalbimi
        yürüdüm
        arkama bakmadan bir gölge hissetmek istedim gelsin arkamdan diye ama gelmedi
        durdum geri baktım
        yüz üstü otururken
        belini büküp ellerini yüzü ile yer arasına koymuş
        sırtındaki nefes alışlarından ağladığı belli oluyordu
        beni tutan şeyin ne olduğunu bilmiyordum ona koşup ağlama dayanamam demek için
        onu orda öyle bırakıp gidemezdim ama yanına gidip ağlama da diyemezdim
        hem onsuz eve dönmek
        bana ebru ile ilgili yöneltilecek bir sürü soru anldıbına geliyordu
        oturdum bekledim onun ağlamasının geçmesini
        uzunca bir süre öyle uzandı kaldı
        bir süre sonra ağlamıyormuş gibi gözüküyordu ama
        ağlamanın etkisi aldığı derin nefeslerden belli oluyordu
        2 saat kadar oturdu
        yüzünü arkasına bile dönmeden
        arasıra göz yaşlarını silerek
        arasıra uzanıp arasıra oturmaya devam ederek
        sonra kalktı
        o kalkınca bende kalktım biraz daha ilerledim ve onu beklemeye başladım
        bana 5 mt mesafeye yaklaşıncaya kadar bekleim sonra yürümeye devam ettim
        -dinlemeyecek misin dedi
        -hayır dedim
        -peki sen bilirsin dedi
        onu evin önünde kuzenler karşıladı
        onlarla bıraktım onu
        gülümsemeye çalışıyordu ama artık bi takluk olduğunu kuzenler de anlamıştı
        ben yukarı çıktım girdim yatağa
        hep peki sen bilirsin demesini düşündüm
        fazla mı inat etmiştim acaba diye pişmanlık bile duydum
        akşam üzeri kalktım yataktan yemeğin hazırlanma vaktine doğru da kaçtım evden kahveye
        şansımdan masalar doluydu oyun oynayamadım
        kelebekliği bırakıp sinek oldum masaya
        amk vakit bir türlü geçmedi
        eve gitmeme sebebim ne tak yiyeceğimi bilmediğimden idi
        gitsem kiminle ne konuşacaktım ki tek konuşmak istediğim kişi ile yabancılığın arifesindeydik
        gece saat 1 gibi eve gittim
        herkes yatmış ışıklar sönük
        oysa ben öyle istememiştim
        en azından ebru uyanıktırda bir kere görürüm diye düşünmüştüm
        eve gelince farkettim ki
        hasgibtir lan pekekent bu saate kadar kahvelerde gez ondan sonra kız seni beklesin diye de dua et
        amcıklık bende olduğu için sesimi çıkarmadım
        bunları düşünürken kimseyi uyandırmayayım diye de sessiz sessiz hareket ediyordum ki
        -kelebek diyen ebru sesinden dolayı
        az kalsın donuma işiyordum.
        aklım çıktı amk öyle böyle korkmadım
        erkeklik takuna korkmamış numarası bile yapamadım şoktan dolayı
        derin bir nefes aldıktan sonra
        -evet yatmadın mı sen dedim
        -görmeden yatmak istemedim. şimdi yatabilirim.iyi geceler dedi
        sana da iyi geceler desemiydim ki.
        demedim
        önümü göremiyormuş numarası yapıp ışıkları yaksamda bir kez daha yüzünü görsemiydim ki.
        açamadım
        mal gibi gittim yatağıma yattım
        uyu uyuyabilirsen
        saat altıda köy dolmuşu köyden gidiyor
        yok abi nefret bana göre değil amk basbaya gitmesin istiyordum
        bana dediklerinin hepsini unutmuşcasına seviyordum onu
        sanki annemden dayak yemiştim ama yine de anneme  sarılmak istiyordum
        uyumama çabalarım beni daha çok yordu
        sabah kalktığımda ilk işim saate bakmak oldu ama saat çoktan 8 olmuş
        sabah kalkar kalkmaz ağlanırmış kendimde gördüm
        başka da bi tak yapmadım zaten yatakta kaldım
        evde sesin kesildiği bir anda oltaları alıp çay kenarına indim balık avlamak için
        sallıyordum ama boşuna amk balık yakalanıyordu çekmiyordum bile
        aslında öylesine inmiştim boş boş oturmak için
        balığı da bırakıp çayır bir yerde uzandım ana karnındaki çocuklar gibi dizlerimi iyice kendime çekerek
        yayla bensizdi
        ben onsuz
        nasıl ağlayacağımı bile bilemedim
        uzanırken sesler duydum
        kafamı hafif kaldırıp baktığımda gelen iki kuzenimdi ama onları boşverip yanlarında yürüyen ebruya takıldı gözlerim
        gitmemişti lan
        kuzenler akşama balık yiyemeyiz böyle yatarsan diye dalga geçip beni teğet geçtiler
        balık avlamaya onlar indi
        ama ebru yanıma oturdu
        -otobüsü kaçırmışım dedi
        -yarın ben kaldırırım seni dedim
        -yarında kaçırırım dedi
        inatla ertesi gün demeye gerek yoktu anlaşılan sonsuza kadar kalacak gibiydi
        -niye gitmedin ebru dedim
        -annene sordum kalabilir miyim diye kal yavrum dedi. dedi
        -tamam yarın ben giderim dedim
        -bende gelirim o zaman dedi
        -niye geliyorsun dedim.
        -sen niye benim gittiğim yere sürekli geldin dedi
        -hata yapmışım dedim
        -biraz hata da ben yapayım o zaman dedi
        -sen hata limitini aştın ama dedim
        sessiz kaldı
        bende konuşmadım
        kızlar bu arada yakaladıkları balığı bize gösteriyordu
        onların gülümseyen bakışına karşılık bile veremedik ikimizde
        -hani hergün denize gidiyordum ya hep sen gelirsin de görürüm seni diye gittim. dedi
        sesimi çıkarmadım ama yüreğime bişeyler battı
        -evin altında beklediğinde çok yorulma diye ışıkları kapatıp uyuyor numarası yaptım. gidip dinlenmeni istiyordum ama her gidişinde de sana kızıyordum
        bana çiçek vermeye çalıştığında sana dönüp öyle sarılmak istedim ki bir yerlerini kırarım diye korktum
        biraz konuşabilir miyiz dediğinde sus sadece seni seviyorum de yeter aşkım diyecek oldum hep ama diyemedim
        beni ne kadar sevdiğini hiç sorgulamadım
        beni sevdiğini biliyordum ki zaten deli dedi
        tüm bunları söylerken cümleleri tek tek kurdu.
        her cümlesinde neden amk neden böyle yaptın bu oyun ne gibime madem demek istedim ama kendini nasıl olsa söyler diye kesmedim sözünü
    Tümünü Göster
    ···
  17. 317.
    +2
    157

    • *işin açığını söylemek gerekirse
    gerisini gibtir et amk
    sarılalım barışalım yine sevgili olalım demek istiyordum
    tek ihtiyacım olan ebrudan mantıklı bir cevap alabilmekti neden onları söylediği için
    konuşmaya devam etti
    ağlamanın hem arefesinde hem ertesinde bir surat şekli vardı
    bana bakmıyordu ki bende ona bakmıyordum zaten
    -sana babamın cebindeki para hep sorun oldu kelebek
    bilmiyorum kaç kişi senin hakkında kelebeğe bak
    bir tane zengin kızı buldu köşeyi döndü diye düşünüyordur
    sen öyle olmasan bile sürekli düşünecekler zaten
    sen de sürekli gurur yapacaksın
    inatla parasını değil onu sevdim diyeceksin ama inandıracağın kişi sayısı seni hiç bir zaman tatmin etmeyecek
    sana yüzlerce hediye almak istedim bugüne kadar
    belkide binlerce
    benim gönlümde babamın tüm parasını harcayarak alacağım hiç bir hediye
    seni mutlu edemez. hepsinden değerlisin benim için
    bana içten içe kızarsın
    kıza bak benim bunun gibi pahalı hediyeler alamayacağımı bildiği halde bana neler alıyor diye gücenirsin diye almadım
    sırf bu yüzden senin gözünde huur birisi olarak anılma riskini alarak seninle beraber oldum ilk defa.
    en değerli kişiye sakladığım hediyemi sadece sana verdim
    telefonu teşekkür için aldım
    zamanla alışman içinde bilerek askerlik öncesini seçtim çünkü direk versem onu da almayacağını biliyordum
    hep böyle gitsin istemiyorum kelebek

    • *bunlar hep içimde kalsın istemiyorum
    sürekli bunları düşünmek istemiyorum
    ne yaparsam yapayım maddiyatımdan dolayı yapıyormuş gibi hissetmek istemiyorum
    ben 5 senedir bilmiyor muydum sorduğum sorunun cevabını
    benim bildiklerimi senin de bilmeni istediğim için sordum
    ben zaten kabullendim öyle sevdim seni
    evlendiğimizde başkaları sana sorarsa ne tepki vereceksin
    sağa sola yumruk atıp terk mi edeceksin beni babamın parası yüzünden
    seni tanıdım sandım ondan sordum
    5 senede alışmıştır artık diye sordum
    benim bildiğim kelebek
    yıllardır peşimden koşan kelebek
    sabahlara kadar kapımda bekleyip
    annesini babasını askerdeyken bana değişmiş kelebek
    öyle bir anda hem de para için bırakıp gitmez diye düşündüm
    benim kelebeğim ellerini havaya kaldırır
    bırakalım artık şu oyunu hadi öp beni der sandım
    demedin
    gittin
    geri de gelmedin
    ben dediklerimden pişman olduğum için yanına gelmedim
    seni sevdiğim için geldim
    ailemle kavga ederek geldim
    onlar mezuniyete gitmemi düşünürken ben seni düşündüğüm için senin yanına geldim
    kimin kimi ne kadar sevdiği tartışmasında değilim
    sana göre sen beni bana göre ben seni çok seviyorum
    senin beni hala sevdiğini bilmesem yanına gelmezdim

    dün git derken içten söylediğine inansam giderdim bir daha da gelmezdim zaten
    alanyaya geldik
    plaja gittik
    ne güzel oturduk
    sonra öpüştük
    hadi eve gidelim dedin
    eve gittik yattık beraber olduk
    bu kadar basitleşti herşey
    elmi tutarken dizlerin titremedi hiç
    beni arayıp şarkılar dinletmez oldun
    bir sürü heyecanı sandığa kaldırdık
    ben istedim ki farkına var bazı şeylerin
    hata tek sende değil bende yanlışlar yapıyorum
    bende basitliğe uydum
    her buluşma teklifine evet demesem buluşmalarımızın değerleneceğini
    her yatma teklifine olur demesem sevişmelerimizin heyecanının artacağını
    ama düşün
    unuttuğundan veya umursamadığından
    bana çiçek almayı unutsan
    bende sana nerde benim çiçeğim desem içinden geldiği için değil mecburi hissettiğin için getirecektin
    o yüzden başlamak istedim en baştan
    5 senedir 100 puanı çoktan aştın zaten
    bugünden sonra seni bırakıp başka birisiyle evlenemem ki
    puanların sebebi gün sonunda neyi doğru yapıp neyi yanlış yaptığını muhakeme edebilmen içindi
    bunları sana söylerken hep kendimi düşünüyormuş gibi görünebilirim

    hep benim mutluluğum üzerine oynamak istediğim bir oyunmuş gibi gelebilir sana
    haklısın bu yüzden senden özür diliyorum
    ama o gün sorduğum sorular için pişman değilim
    kusura bakma ama artık sadece sevgili olmak istedim
    iki sevgili diye ansınlar bizi
    bir zengin bir fakirle tamlamasınlar bizi
    dün git dedin gitmedim
    şimdi git dersen yine gitmem
    çünkü bu kadar konuşmamı dinlediğine göre hala beni seviyorsun.
    bende seni seviyorum kelebeğim dedi.
    bir kaç damla sildi gözünden
    derin nefes aldı içinde biraz tuttu
    ben ne desem diye düşünüyordum
    içimden vay amk diyordum tabi
    bişeyler diyecek gibi oldum
    ama o tüm nefesini verdi
    rahatlama nefesi gibiydi bu
    belkide gibtir git demediğime sevinmişlik nefesiydi
    ayağa kalktı
    kızların yanına indi
    bir süre ne yaptınız yakaladınız mı balık şeklinde sorular sordu
    konuştu onlarla
    kızların yakaladığı balıklara baktı
    kovanın içinde ölmüş olanlara
    ayy yazıık diye üzüldü
    sonra kızlara hadi gidelim diye baskı yaptı
    yanımdan geçerken

    -görüşürüz dedi
    ben sesimi yine çıkaramadım
    bende onun yattığı gibi yattım kaldım
    ama ağlamadan
    tek sıkıntım ne yapacağımı bilememekti
    ama en çok yapmak istediğim şey ona sarılmaktı
    kuzenler balıkları yakalayıp dışarı bıraktı
    ebru beni yakalayıp orda bıraktı
    balıklardan farkım nefes almak için çırpınışlarımı içimde yaşıyor olmamdı
    balıklardan daha şanslıydım
    çünkü bir kaç fiziksel çırpınışla
    ebrumun kol koyların dalabilirdim
    dediklerini gözden geçirdim
    evet amk fazla gurur yaptık küçük emrah değil küçük kelebek olduk dönem dönem
    yine dediği gibi kızı salladığım zamanlarda oldu
    tamam sevgimi sürekli gösterdim onun için sürekli bişeyler yaptım
    onu mutlu etmek için türlü taklalar attım ama
    o ufak ayrınları gözden kaçırmamamı istemiş
    bi de işi sürekli aynı yatakta yatmaya çevirmişim
    sevgilisi olup yıllarca beraber yatamayanlar var evleninceye kadar onları düşün
    elimi tutarken dizlerin orgazm olsun demek istemiş
    ne bilim amk bir sürü tak yemişisiz işte ki bunları istemiş
    hata benim herşeyi doğru yapıyor olduğuna inanmamdan kaynaklanıyor
    geniş bakınca haklı olduğu konular var
    diye düşündüm

    kendimi biraz alıştırsam da hala sinirliydim bana o para muhabbetini yaptığı için
    kalktım biraz daha balık tutmak için
    sonra balıklar onları giblemeyip ebruyu düşündüğümü anladılar herhalde ki kancaya taktığım yeme tenezzül etmez oldular
    bende toplanıp eve doğru gittim
    kızlar yine toplanmış diğer köy kızları ile beraber
    o kadar karının arasına kara murat girse yalan olur mantığı ile yanaşmadım yanlarına
    bir kez ebruya baktım
    o bu bakışımı kaçırdı
    döndüm gidiyordum
    kuzen kelebek yemek yemeyecek misin diye sorunca
    tüm gözler bana çevrildi
    utanıp başımla hayır diyebildim sadece
    ebru bana bakıyordu bu kez
    gülümsesem gülümseyecek
    suratımı assam suratı asılacak halde bana baktı
    olay mahalini hemen terk edip
    köy meydanındaki binlerle 9 aylık oynamaya başladım
    onlar avaralıktan 9 aylığı 90 aylık yapmışlar ama olsun sıkılmadan oynadık derken akşam oldu
    eve gitme vakti geldi

    beni kapıda ebru karşıladı
    bi kaç tane olan merdiven basamağına oturmuş
    beni bekliyordu
    dondum kaldım onu görünce
    baktım ok uzun sürecek o bekleyiş içeri geçmek için
    yürümeye başladım
    onun oturduğu yerden kalan boşluktan geçerken elimi tuttu
    bir ayağım alt basamakta
    diğeri üst basamakta
    bir elim ebrunun ellerinde titrek
    diğer elim kendine yer aramakta
    aklım kalbim ruhum özüm gözüm
    elimi tutanda da
    ben nerdeydim
    aşkın en ortasında

    • *top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
    gitsem kesin gol
    ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
    yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
    ebru bu duraksamadan faydalanıp
    biraz oturur musun deyince
    yoğun baskı sonucu topu taç a attım
    yanına oturdum
    ondan gelecek tepkileri bekliyorum
    sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
    tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
    oturduk öyle
    bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
    nefes alma şekli bile bişey söylemek anldıbına gelebileceği bir durumdaydık
    -sıfır puanda mıyım hala dedi
    aklı fikri oyunda amk hala
    -5 puan falan dedim
    -elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
    elime kozları verdi
    meydan geniş amk
    o kadar da intikam yemini ettik
    en azından biraz süründüreyim mantığı ile
    -tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
    -ben ebru dedi
    -ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
    -evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
    burda beni acayip gibti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
    onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
    ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk
    Tümünü Göster
    ···
  18. 318.
    0
    Rezzzzz 90
    ···
  19. 319.
    +2
    158

    ---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
    -çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
    -tamam diyebildim
    -bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
    -5 puan daha vereyim dedim
    -on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
    -tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
    -güzel miyim dedi
    -eh işte dedim
    -o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
    burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
    -1 puan dedim
    -o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
    -baskı kurmak yok ama dedim
    -yaylaya geldim senin için dedi
    -iki puan da bu etti 13 dedim
    -çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
    -isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
    -gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
    -artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
    -başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
    -vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
    -off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
    bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
    -yapmasana dedim
    -içme sigara dedi
    -neden dedim.
    -öpüşürken kötü kokuyor dedi
    gülme krizine girdim

    ---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
    ellerini kaldırdı havaya
    pis pis sırıtarak ona baktım
    sigarayı yaktım bir nefes çektim
    -iyi geceler kelebek bey dedi
    yanımdan kalktı
    -gıcık diyerek
    ellerinden tuttum
    biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
    elini bırakmadım yanımda otururken
    başını omzuma koydu
    -omzum ağrıyor ebru dedim
    -pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
    -öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
    dizlerime eliyle vurdu yavaştan
    -sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
    -o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
    -dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
    -ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
    -tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
    -çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
    -senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
    -heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
    -bak yine ben suçlu oldum dedim
    -seviyorsan olacaksın dedi
    -bak kaşınma ama dedim
    -nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
    -kendime has taktiklerim var dedim
    -ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
    yine gayri ciddileşti muhabbet

    • * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
    -intikam dedi
    az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
    -ödeştik mi dedim elimi indirdim.
    -evet dedi
    tekrar kaldırdım elimi
    hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
    -hani ödeşmiştik dedim
    -geriden gelip öne geçemez miyim dedi
    yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
    işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
    yavaşca ağzıma koydum
    çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
    üfler mi diye bekledim
    üflemedi amk
    yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
    -yatalım mı dedi
    -beraber yatmam dedim
    -ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
    -iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
    -yatmayalım da demedim kelebek dedi
    güldüm.
    -çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
    sarıldı gözlerime bakmamak için
    -ter kokuyorum sarılma dedim
    -bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
    -hayır sarılma dedim
    -inat ediyorum dedi
    -yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim

    • * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
    biraz düşündüm
    -nazıma katlanacaksın bir süre dedim
    -tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
    -bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
    -amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
    ayağa kalktım
    ellerinden tutup ayağa kaldırdım
    -gel benimle dedim
    sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
    durdum onu kendime çevirdim
    kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
    ellerimi uzattım ikisini birden
    iki elini de ellerimin üzerine koydu
    bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
    -biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
    elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
    kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
    ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
    ilk hamleyi o yaptı
    öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
    -çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
    elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
    -biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
    -seni büyütemedim ki daha dedi
    ellerimi kaldırdım

    ---kaç gol gerideydim ben dedim
    işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
    benim dudaklarıma yaklaştı
    aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
    yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
    muallaklikten geri kalmayan ben
    biraz geri çekilip
    -sarımsak mı yedin sen dedim
    ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
    yine o tat
    on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
    sarıldık
    -sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
    hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
    sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
    ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
    yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
    -sadece sarılacak mıyız dedim
    -yetmez mi dedi
    -yeter dedim
    -gerçekten mi dedi
    -one night stand a karşıyım ben dedim
    -pis pis konuşma git yatağına dedi
    uyuyor numarsı yaptım sessizce
    sonra yine başını koydu
    ellerimi sık sık sıkıp
    yüzümü okşadı

    • *arasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
    bazen ellerimi dudaklarına zütürüp öptü
    nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
    bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
    üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
    sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
    kahvaltıyı yaptık
    kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
    bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
    uyandığımda neler olmuş neler amk
    (burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
    evin önünde bir araba
    araba çok tanıdık
    ebrunun babasının
    aşşağıda konuşma halinde olanlar
    ebru annesi ve babası
    karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
    beleş tribünde ise ben
    konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
    basbaya tartışıyorlar gibi
    olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
    baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
    -hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
    konuşmalarının tam ortasına dalarak
    -hoşbulduk dediler
    pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
    -bize biraz müsade eder misin dedi ebru
    kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
    -size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
    sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
    biz onları öylece izlerken
    hepsi arabaya bindi
    araba hareket etti
    Tümünü Göster
    ···
  20. 320.
    +2
    159

    • *top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
    gitsem kesin gol
    ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
    yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
    ebru bu duraksamadan faydalanıp
    biraz oturur musun deyince
    yoğun baskı sonucu topu taç a attım
    yanına oturdum
    ondan gelecek tepkileri bekliyorum
    sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
    tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
    oturduk öyle
    bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
    nefes alma şekli bile bişey söylemek anldıbına gelebileceği bir durumdaydık
    -sıfır puanda mıyım hala dedi
    aklı fikri oyunda amk hala
    -5 puan falan dedim
    -elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
    elime kozları verdi
    meydan geniş amk
    o kadar da intikam yemini ettik
    en azından biraz süründüreyim mantığı ile
    -tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
    -ben ebru dedi
    -ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
    -evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
    burda beni acayip gibti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
    onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
    ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk

    ---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
    -çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
    -tamam diyebildim
    -bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
    -5 puan daha vereyim dedim
    -on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
    -tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
    -güzel miyim dedi
    -eh işte dedim
    -o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
    burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
    -1 puan dedim
    -o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
    -baskı kurmak yok ama dedim
    -yaylaya geldim senin için dedi
    -iki puan da bu etti 13 dedim
    -çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
    -isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
    -gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
    -artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
    -başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
    -vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
    -off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
    bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
    -yapmasana dedim
    -içme sigara dedi
    -neden dedim.
    -öpüşürken kötü kokuyor dedi
    gülme krizine girdim

    ---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
    ellerini kaldırdı havaya
    pis pis sırıtarak ona baktım
    sigarayı yaktım bir nefes çektim
    -iyi geceler kelebek bey dedi
    yanımdan kalktı
    -gıcık diyerek
    ellerinden tuttum
    biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
    elini bırakmadım yanımda otururken
    başını omzuma koydu
    -omzum ağrıyor ebru dedim
    -pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
    -öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
    dizlerime eliyle vurdu yavaştan
    -sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
    -o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
    -dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
    -ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
    -tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
    -çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
    -senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
    -heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
    -bak yine ben suçlu oldum dedim
    -seviyorsan olacaksın dedi
    -bak kaşınma ama dedim
    -nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
    -kendime has taktiklerim var dedim
    -ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
    yine gayri ciddileşti muhabbet

    • * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
    -intikam dedi
    az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
    -ödeştik mi dedim elimi indirdim.
    -evet dedi
    tekrar kaldırdım elimi
    hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
    -hani ödeşmiştik dedim
    -geriden gelip öne geçemez miyim dedi
    yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
    işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
    yavaşca ağzıma koydum
    çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
    üfler mi diye bekledim
    üflemedi amk
    yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
    -yatalım mı dedi
    -beraber yatmam dedim
    -ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
    -iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
    -yatmayalım da demedim kelebek dedi
    güldüm.
    -çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
    sarıldı gözlerime bakmamak için
    -ter kokuyorum sarılma dedim
    -bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
    -hayır sarılma dedim
    -inat ediyorum dedi
    -yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim

    • * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
    biraz düşündüm
    -nazıma katlanacaksın bir süre dedim
    -tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
    -bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
    -amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
    ayağa kalktım
    ellerinden tutup ayağa kaldırdım
    -gel benimle dedim
    sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
    durdum onu kendime çevirdim
    kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
    ellerimi uzattım ikisini birden
    iki elini de ellerimin üzerine koydu
    bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
    -biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
    elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
    kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
    ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
    ilk hamleyi o yaptı
    öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
    -çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
    elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
    -biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
    -seni büyütemedim ki daha dedi
    ellerimi kaldırdım

    ---kaç gol gerideydim ben dedim
    işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
    benim dudaklarıma yaklaştı
    aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
    yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
    muallaklikten geri kalmayan ben
    biraz geri çekilip
    -sarımsak mı yedin sen dedim
    ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
    yine o tat
    on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
    sarıldık
    -sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
    hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
    sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
    ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
    yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
    -sadece sarılacak mıyız dedim
    -yetmez mi dedi
    -yeter dedim
    -gerçekten mi dedi
    -one night stand a karşıyım ben dedim
    -pis pis konuşma git yatağına dedi
    uyuyor numarsı yaptım sessizce
    sonra yine başını koydu
    ellerimi sık sık sıkıp
    yüzümü okşadı
    Tümünü Göster
    ···