/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 251.
    0
    113

    • *asansörde anladım yanlış yaptığımı
    onunla o kadar sıkışık bir yerde kalmak bile germişti beni
    ama çıktık bir kere
    eve girdik
    oturacağım yeri gösterdi
    avrupai aplikleri açtı
    içerisi loştan biraz daha aydınlıktı
    nedendir bilmem heyecanlıydım
    -ne içersin diye sordu
    -ne var dedim
    vitrini gösterdi çalıştığım barın küçüklüğü gibi ne ararsan var
    baktım menüye bakıp ne istediğine karar veremeyen kararsız birine dönüşeceğim
    sen seç farketmez dedim
    barmen sensin sen seç dedi
    yoksa ben bişeyler ayarlayayım mı dedi
    onun ayarlayayım mı demesinde
    nuri alçonun bakışlarını gördüm ve tırstım
    -sen iki bardak getir yeter dedim
    bardakların boş olduğunu göreyim diye
    mutfaga geçti
    buzda ister misin diye seslendi
    bana katlanmak zor zanaat
    -yok gerekmez dedim
    iki bardakla geldi
    bende bir viski seçtim
    ya glenfiddich ti yada glenmorangie
    bardakların ilaçsız oldugunu görüp tatmin olduktan sonra
    -buz niye getirmedin dedim
    -getirme demedin mi dedi
    -ben öyle bişey demedim dedim
    -neyse dedi gitti buz da getirdi
    onları da koyduktan sonra
    bu viski beyler şakası yok amk zaten uzun zamandır içmiyorum içki çarpılmayayım diye
    normalde o viski kola ile bin edilmez ama

    ---kola da getirir misin dedim
    -başka bir ekgib varsa söylede gidip gelmeyeyim dedi
    -şikayetçiysen gideyim dedim
    -getiriyorum diye kalktı
    gıcık etmek lazımdı karıyı
    bende gerekli şeyleri yapıyordum
    ama çok ciksiydi gözüm o mutfaga giderken
    kalçasında kalıyordu amk
    kolayı da getirdi
    -pipet var mı dedim
    -yok dedi gıcık almış bir ses tonuyla
    vay amk isteyecek başka bişey de kalmadı
    bir yudum aldım
    -müzik mi tv mi film mi dedi
    -hiç birine gerek yok bunu içer giderim dedim
    -bi film var takayım sıkılırsan gidersin dedi
    film fikri fena degildi aslında istedigim zaman sıkıldım deyip kaçabilirdim
    hem filme bakarken fazla konuşamaz bu durumda elifin bana yaklaşması da zor olurdu
    o bir dvd takarken bende
    ebruya mesaj attım
    nasılsın aşkım diye
    ondan gelen klagib cevaplara klagib mesajlar ekleyerek
    bir de gün raporu verip bir arkadaşın yanındayım diye mesaj attım
    hangi arkadaşın deyince heyecanlandım panik yaptım amk
    bi arkadaş işte askerlikten konuşmaya başladı sıkıldım dedim
    elif de uyuz olmuşa benziyordu ben ebruyla mesajlaşıyorum diye
    filmde başladı bu arada aplikleri biraz daha loşlaştırdı elif
    geldi yanıma oturdu amk
    içkisini almak için sehpaya uzandığında bacakları bacaklarıma değecek mesafedeydi
    bu durumun bende yarattığı etkiden kurtulabilmek için
    lavaboya kalktım
    geri geldiğimde biraz daha uzak bir mesafeye oturdum

    • *film tekrar devam etti
    amk filmi o kadar mı güzel olur
    sonunda ne tak olacak diye daldım gitti filme
    bişey olmaz amk diye bir barda daha doldurdum
    film olması iyi olmuştu
    elifin bacaklarından alıkoyabiliyordum gözlerimi
    ta ki filmi durdurup
    -begenmediysen kapatayım derken bana dönmesi
    ve gözlerimin verdiği bacak arası frikiğinde kalmasına kadar
    -yok çok begendim dedim harbiden de begenmiştim amk
    iyiki oturur haldeydim yoksa gördüklerimden dolayı esas duruşa geçmiş
    şahsı muhterem elif tarafından farkedilebilirdi
    film devam ederken elifte yayılmaya başladı koltuğa
    mini etek giydiğinin farkında olmadan hemde
    baktım benimki esas duruşu hiç bozmuyor
    aklımda kötü kötü şeyler geçiyor
    şeytan bir sol kulağıma bir sağ kulağıma fısıldıyor
    hadi olm akıt şu içindeki irini al sana fırsat diye
    şeytana uydum ama farklı bir taktikle
    filmi durdurur musun dedim
    heyecanlı bir şekilde durdurdu
    -bişey mi oldu dedi bunu derken banu alkan bakışlarını görür gibi oldum
    ebruyu seviyordum
    aldatamazdım
    aldatırsam yüzüne bakamazdım
    -lavaboya gitmem lazım dedim
    kalktım wc ye bi baktım hala ayakta bizimkisi
    gitsem film aklımda kalacak
    bi daha ya bulurum ya bulamam
    zaten sonları da yaklaşmış
    kalsam sadakatin ırzına geçecem
    kendi kendime bunları düşünürken bile ebruyu aldatıyor hissettim kendimi
    sonra bir fikir peydahlandı bende
    elime kuvvet içimdeki irini akıttım
    benim küçük asker esas duruşu bozup rahata geçti
    artık öncelikli olarak yapmak istedigim şey ciks degildi
    buna güvenerek içeri girdim
    elifin ciksi oturuşunu aldırmadım çünkü artık terhis olmuştum o duygulardan
    film sessizce tekrar başladı
    elif tekrar doldurmuş bardakları
    yavaşca onu da içtim
    filmin final sahnesi yaklaştı
    yine durdurdu filmi
    -ne olacak tahmin et bakalım dedi
    Tümünü Göster
    ···
  2. 252.
    0
    114

    ---sen izledin mi dedim
    -evet izledim daha önce dedi
    bi kaç tahmin yaptım hiçbiri çıkmadı
    parmağımdaki yüzüğü gördü
    -nişanlandınız mı dedi
    -hayır sözlendik dedim
    sevdiğim bir konuyu konuşmaya başladık
    elifi kendimden sogutmak için bir fırsattı
    -çok şanslı kız ebru dedi
    bunu bana ilk defa söylemiyordu hatırlarsanız
    -şanslı olsa yanımda olurdu dedim
    -ben şanslı mıyım şimdi dedi
    bak amk konuyu nereye çekti yine
    -neyse açta bitirelim şu filmi dedim
    -şansım olsaydı neyse boşver dedi
    hay amk utandırdı beni
    filmin sonunu izledik kurguya hayran kaldım amk
    film hakkında yorum yapıp begendiğimi söyledim
    gece için teşekkür ettiğimi söyleyip ayrılmak için izin isteme aşamasındaydım ki
    telefonu çaldı
    telefon konuşması özeti şimdi git sonra gel misafirim vardı
    birisi sanki apartmanın dışında eve gelmek için izin istiyor gibiydi
    telefonu kapattı
    -gelsin ben gidiyorum zaten dedim
    -yok şimdi gitme dedi
    -neden dedim
    -aşşağı da bekliyor dedi
    -beklemesinin benim gitmeme engel olan kısmı ne dedim
    -yanlış anlar şimdi yardım et lütfen dedi
    -neyi yanlış anlar elif ne yardımı edeyim sana dedim
    -bu cocuk bana asılıyor dedi
    -gidip döveyim mi amk ne yapayım asılıyorsa dedim
    -dışarı çıkarken seni görürse sorun çıkarabilir dedi
    uyuz oldum amk içine düştüğüm duruma bak
    -eve gitmem lazım annemler bekliyordur merak ederler dedim
    -dur biraz gitsin sonra gidersin dedi
    kimden korkuyom ki amk
    onlar mesajlaşmaya başladı gelirsin gelemezsin diye
    bana dönüp gitmiyor dedi
    -benim gitmem lazım kusura bakma dedim

    ---ya çıkma lütfen dedi
    -ben üst katın merdivenlerine çıkayım sen çocuğu çagır içeri girince gideyim dedim
    -gelmesini istemiyorum ki.lütfen bir tane daha iç gider o dedi
    -yok gitmem lazım dedim
    elimi tuttu lütfen dedi
    -iyi tamam dedim
    sarılmaya yeltendi bir daha yaparsan giderim dedim
    -pardon dedi
    içkileri tekrar doldurdu
    -ışıkları kapatayım da yattığımı sansın dedi
    -korkma bişey olmaz açık kalsın dedim ama dinlemedi kapattı amk
    geldi benim oturdugum koltuga o da oturdu
    bayağı da yanıma oturdu
    biraz oturduk mal gibi sessizce
    sonra sağol derken bir elimi bacagımın üstüne attı
    önemli degil derken bende elini bacagımın üzerinden aldım
    sessizleşen ortamda ciksi ciksi nefes almaya başladı
    pencerenin ışıgı direk bacaklarına vuruyordu
    içimdeki irin tekrar toplanmaya başladı
    sonra kalktı pencere yaklaşıp geri geldi bana daha yakın oturup
    -gitmemiş hala yaaa dedi aynı anda bana sarılıp gitme lütfen dedi
    -bana bir daha dokunursan giberim elif dedim
    -gerçekten mi dedi
    -evet gerçekten dedim çok ciddi bir şekilde
    -yine dokundu hemde bacaklarımın kasık bölgesine dogru
    ayaga kalktım
    -sana iyi geceler dedim
    -dur şaka yaptım falan dediyse de dinlemedim
    çıktım kapıdan
    merdivenleri kullanırken lavuk sen kimsin diye sorarsa ne cevap veririm diye düşünüyordum
    aşşagı indim
    caddeye baktım
    allahın kulu yok
    vay amk bekleyen kimse de mi yoktu acaba
    yoksa elifin aradığı adam da hayal ürünüydü
    eh amk elif senden herşey beklenir
    neyse vukuatsız atlattık amk
    daha da gelirsem iki olsun
    zaten ebrunun bunları duyması kasten adam öldürme sebebi

    • *eve gittim zıbardım
    geride kalan geceyi
    diğer gib sahibi kişiler tarafında zütü kaldırılmış
    kendi saplarının kendilerine sadık olmasını şart koşan
    ama sapsızken her erkeği potansiyel sevgilisi sanan
    amlı olmayı tüm erkekleri elinde oynatabilme kozu sanan
    örnek kevaşenin birinin elinden kurtularak tamamladım
    askerliğin şimdiye kadar bana kazandırdıgı tek şey nizami bir şekilde yatağımı yapıyor olmamdı sabahları
    ertesi sabah kalktım otogarı aradım bilet ayırtmak için
    istanbula gideceğim gün bilet yoktu
    bende bir gün öncesinden aldım
    bu bir geceyi ankarada geçirecek olmam demekti
    sakalları kesmiyordum
    neden traş olmadın diye komutanlara inat
    ama saçlarımı ne tak yiyecegi belli olmayan
    bir askerin eline teslim etmemek için kestirdim aynı gün
    bildiğiniz 3 numara
    alanya onsuz pek de eglenceli degildi
    aslında çok eglenceliydi ama bu eglenceyi yaşayabilmek için onsuz duygularımın olması lazımdı
    denize gittim
    o arkadaşın yanına köye falan derken
    otele gidip ebrunun babasıyla konuştum
    annesi de otele geldi
    böylece ben onların evine gitmek zorunda kalmadım
    babadır elleri öpülür bayramda seyranda ama hakeder
    cebinde ne varsa kendim ne yerim diye düşünmeden verdi bana
    almak istemedim ama zorla verdi
    bir de kart verdi bana banka kartı kendi adına açılmış bir hesap
    parayı kendi hesabına yatıracaktı
    Tümünü Göster
    ···
  3. 253.
    0
    115

    • *bende kartla onun şifresini girip çekecektim
    böylece banka da kesinti yapamayacaktı
    havale olmadığı içim
    gün geldi ankara üzerinden istanbul yolu gözüktü
    ben mi yaptım yoksa ana yüreğinden midir bilinmez annem ağladı sarılırken
    babam ve kardeşim sadece sarıldı
    son kez ebruyu arayıp yola çıktığımı söyledim
    beni bekleyeceğini söyledi
    8 saat onu görme hayali ile yaptım yolculuğumu ama gelmedi
    telefon açtım ama aradığım sevgili telefonunu bilmediğim sebebten dolayı kapatmıştı
    koskoca otogarda öylece oturdum kaldım bankın birisinde
    iki bacagımın arasında valizimle
    7 saat bekledim
    en az 200 kere aradım
    ama gelen de olmadı
    cevap verende
    benim telefonum olmadığı için ordan ayrılırsam beni bulamaz diye hiçbir yere gitmedim
    akşam oldu
    karanlık çöktü gelen giden yok telefonda hala kapalı
    elime valizi aldım
    ebrunun arkadaşının evini zar zor olsa hatırlayarak buldum
    kapıyı çaldım
    kızın birisi açtı
    hatırladı beni
    ebruyu sordum direk
    -haberimiz yok dedi
    durumu anlattım
    yurda telefon açtı kız
    yurtta da yokmuş
    aklıma kötü kötü şeyler gelmeye başladı
    beni aldatıyor olmasını veya beni artık sevmiyor olmasını gibtir edin başına sağlığı ile ilgili bir sorun mu geldi diye korktum
    kızların yanında bir erkek olması tek umudum du ama
    herkes ders çalışma peşinde sınav manyağı olmuşlar
    kaldım mı koskoca ankarada ne yapacağını bilmez bir şekilde
    alanyayı arayıp annesine babasına da sormak istemedim onları telaşlandırmamak için
    kızlar sagolsunlar gel burda bekle biz de meraklandık dediler

    • * ben otururken
    çay demlediler
    ebrunun diger arkadaşlarını aradılar yanında mı diye
    öyle mal mal bekledik panik halinde
    sonunda telefonu açıldı
    kızın onlarca denemesinden sonra
    çalıyor deyince heyecanlandım
    ben aldım telefonu
    -nerdesin ebru dedim
    -sen nerdesin dedi
    -arkadaşlarının evindeyim sabahtan beri seni bekliyorum dedim
    -ne işin var senin orda dedi
    kimin kimden hesab soracağı karıştı
    -ebru nerdesin dedim
    -niye gidiyorsun onların yanına dedi
    böyle davranmasının altında muhtemelen bir sebeb vardı
    -sen nerdesin ben oraya geleyim dedim
    -gelme istemiyorum sen mutlu gözüküyorsun orda dedi
    etrafa ciddi ciddi baktım amk kamera şakası falan mı yapıyorlar diye
    -çok mutluyum burda ebru kızlarla sabahtan beri bi ankara bi roman havası oynuyoruz sevinçten.
    bunu der demez telefonu kapattı
    tekrar ararken tansiyonumun çıktığının farkındaydım
    sinir uçlarım gıdıklanıyordu
    ama bu işin sebebine öğrenmeden küfür etmeyecektim
    telefonu yüzüme kapatma konusunda ne kadar hassas oldugumu biliyordu
    bunun hesabını da sonraya bıraktım
    kızdan izin alarak tekrar aradım
    balkona çıktım
    aradım
    -ne var dedi
    -tekrar sorayım mı sen anlatacak mısın dedim
    -benim anlatacak birşeyim yok sana dedi
    -madem yoktu neden çağırdın beni ankaraya dedim
    cevap vermedi
    -sen bana neden böyle yaptıgını anlatıncaya kadar gitmiyorum askere haberin olsun dedim
    -beni bir daha arama kelebek dedi
    -tamam aramam ama sebebini söyle dedim
    -sana karşı tüm duygularımı kaybettim dedi
    -daha düne kadar çağırıyordun aşkım gel çok özledim diyordun ne oldu bir günde dedim
    -geçte olsa farkına vardım yaptıgım hatanın dedi
    baktım ağlayacağım hem sinirden hemde duygusal krizden
    -beni severek hata mı yaptıgını söylemeye çalışıyorsun dedim
    -sana güvenerek hata yapmışım dedi
    bi dakika şimdi biraz kopya verdi işte
    güven konusunda konuştuguna göre muhtemelen elif le ilgili birşeyler duymuştu
    ama o olmama ihtimali de vardı
    pişti olmamak için ben elifin adını anmadım

    ---tamam yarın gidecektim ama bu gece ilk buldugum otobüsle giderim istanbula. gitmek var dönmek yok. muhtemelen beni bir daha aramayacaksın
    numaranı da degiştirme ihtimalin var. ölüm var kalım var son bir kez göreyim helalleşelim lütfen dedim
    -yurda girdim çıkamam dedi
    -tamam yarın sabah ben seni tekrar ararım yurttan çıkınca helalleşiriz o zaman dedim
    -peki dedi ve kapattı telefonu
    kızların yanında yatmak uygun olmayacagı için
    onlara bir pansiyonda yer ayırtmıştım dedim ve gittim
    bir kaç tane taksiciden yardım alarak
    bir pansiyon buldum
    gece yattıktan aynı gün teslim olmam gereken güne uyandım
    dışarı çıkıp ebruyu aradım kulubenin birisinden
    şuraya gel şu saatte dedi
    yine kapattı
    oraya vardıgımda hiç alışık olmadıgım bir karşılama vardı
    ışıl ışıl gözleri bana hiç bakmıyordu bile
    öylece oturuyordu
    tek yaptıgı ben yanına oturup merhaba deyince
    parmagında ki iki yüzükle oynamaya başlamak oldu
    bir çıkarıp bir takıyordu ona aldıgım yüzükleri
    bense sadece ona bakıyordum
    elimdeki çantama bir yük daha binecekti
    ebruya verdiğim kalbimi artık kendimde hissediyordum
    hiç taşımıyordu artık
    elimi uzattım
    hakkını helal et diyemedim
    çıkmadı ses
    karabasan oldu ayrılık
    titreyen ellerim öylece kaldı orda
    sonra çekmek zorunda kaldım
    hiç konuşmayacak gibiydi
    -ben gidiyorum ebru sebebini anlatmayacak mısın dedim
    -bildigin şeyleri tekrar niye hatırlatayım ki dedi
    -hiç birşey bilemiyorum iki gündür dedim
    -alanya nasıldı kelebek eğlenebildin mi arkadaşlarınla dedi
    ama arkadaşlarınlayı büyük harfle söyledi
    -devam et dedim
    -sen soruma cevap ver önce dedi
    evet yavaş yavaş dökülmeye başladı
    -hayır hep seni özledim dedim
    -hmm bazı kişiler aksini iddaa etti dedi
    bi taklar duymuş oldugu kesinleşti
    -yanlış tahmin etmişler dedim
    -sen niye elifle buluşuyorsun kelebek dedi
    -hadi buluştuğunuzu boşver bana neden yalan söylüyorsun dedi
    -hadi bana yalan söyledin neden geceyi onun evinde geçiriyorsun dedi
    -amasya dönüşünde bana niye uğradın direk gitseydin ya sevgilinin yanına dedi
    yakalanmışız amk
    arkadaşının birisi görmüş beni
    telefonlaşmışlar ebru ile sürekli
    elifi tarif edince kız ebruda takip et demiş
    eve girdigimiz görülmüş
    ama ebru hesab sormak için ebru beni ankaraya davet etmiş
    davet gerçekleşinceye kadar da hiç birşeyi çaktırmamış
    aranızda benim yerime ebruya açıklama yapmak isteyen var mı?
    Tümünü Göster
    ···
  4. 254.
    +1
    Rezarvatuar
    ···
  5. 255.
    +1
    Rezervasyon bitir panpa
    ···
  6. 256.
    +1
    Rez 101.entry treua
    ···
  7. 257.
    0
    geliyorum beş dk ya pampalar kimse yok diye atmayı bıraktıydım

    şöyle iki üç saat atarım Allahtan birşey olmazsa
    ···
  8. 258.
    +1
    Çabuk ol bin
    ···
    1. 1.
      0
      attım kardeşim yenilerini atıyorum devdıbını
      ···
  9. 259.
    +1
    116

    • *evet beyler sayılı saatler sonra nasıl giblerin altına yatacagımı bilemediğim bir yıllık daha askerliğim vardı
    deli gibi sevdiğim kızın bana nefretle bakan gözleri
    bitmişmiydi lan herşey
    bu muydu amk
    yemediğimiz bir yannantan dolayı
    zütümüze mi kaçacaktı ayrılık gibi
    ben köz kös otururken ebru da yüklendikçe yükleniyordu
    -bana tutamayağın sözler neden verdin
    dedi
    -tuttum ben sözümü ebru dedim
    daha çok kızdı
    -başkasının koynuna yatarak mı tutuluyor artık sözler artık dedi
    bişey demedim
    ona da bakmıyordum
    -tamam kelebek haklısın sende haklısın demekki ben sana yeterince iyi sevgili olmadım.
    sende hata aramıyorum artık.her istediğini yaptım ama demekki yeterli değilmiş.
    ne istediysen verdim. hatta istemediklerini bile verdim.tek elif olduguna da inandıramazsın artık beni.
    tek bir sorum var neyi ekgib yaptım onu söyle bari lütfen dedi
    kafamı hafifçe ona çevirdiğimde gözlerinin yaşlı oldugunu gördüm
    böyle bir acı böyle bir çaresizliğin tarifi yok
    birazdan asılmayı bekleyen idam mahkumu gibiydim
    sevdiğim onsuz yaşayamayacagımı bildiğim kız muhtemelen gibtir git diyecekti bana
    yine diyecek birşey bulamadım
    ne dersem diyeyim inanmayacagı belliydi
    kafasında ben ile elifi aynı yataga koymuş
    yapılabilecek çok fazla şey yoktu
    ben konuşmayınca daha da ağlaması arttı
    -konuşsana sinir etme adamı dedi
    -o gece o eve gittim deli gibi seviştik sen hiç aklıma bile gelmedin. onun yanındayken sana yazdığım mesajlarıda sen şüphelenme diye yazdım
    bunca yıl sana hep yalan söyledim.tek elif değil onlarca kızla seni aldattım. seni hiç sevmedim. hiçte sevmeyeceğim dedim
    aptal aptal bana baktı ne diyecegini şaşırdı
    o şaşkınlıkla bana bakarken
    -tüm gücümü toplayıp sana bir kere vuracaktım acım azalsın diye ama onu bile haketmiyorsun. erkek olsam bildiğim tüm küfürleri hakedecek
    durumdasın şu an gözümde. yazıklar olsun sana dedi
    -ben duymak istediklerini anlattım ebru anlatacağım başka hiçbirşeye inanmayacaktın. böyle olması gerekiyormuş kusura bakma dedim
    cebimden istanbul biletini çıkarıp yırttım gözünün önünde
    çevreye saygısızlık ederek yere attım bütün parçalarını
    -artık gidecek yerim bile yok dedim
    -istedigin yere git bundan sonra beni ilgilendirmiyor dedi
    kalktı parmağındaki yüzükleri çıkardı oturdugum yere bıraktı
    yürümeye başladı

    • *ben oturdum kaldım
    gidiyordu resmen
    -son birşey rica edebilir miyim senden dedim
    durdu
    -son ricam olacak söz dedim
    gitmekle gitmemek arasında gidip geliyordu ama çaresiz bir şekilde sevdiğini bildiğim için en azından dinleyeceğini biliyordum ricamı
    -ne var dedi
    -bir arkadaşa telefon açmam lazım telefonunu kullanabilir miyim dedim
    -al senin olsun bana bundan sonra lazım olmayacak zaten diye zütüme bir iğne daha batırdı
    -hayır otur lütfen dedim
    oturmadı
    -lütfen dedim
    hiç konuşmadan oturdu
    biladere mesaj attım ebrunun telefonundan
    -bilader elif diye bir kız nosu olcak mesajları silmediysen vardır orda bu numaraya acil bir yolla dedim
    bir dakika sonra bilader numarayı gönderdi
    -bak ebru şimdi elifi arıyorum hiç sesini çıkarma ve sadece dinle dedim
    -sizin aşk konuşmalarınızı dinlemek istemiyorum dedi
    ama meraklıydı acaba ne konuşcaz diye
    belliydi gönlünün üzerine bir su serpilmesine ihtiyacı oldugu
    o kadar yılın hatrı vardı en azından
    elifi aradım
    cevap verince megafonu da açtım
    konuşmaları aynen yazıyorum
    -alo buyrun
    -merhaba elif ben kelebek nasılsın
    -iyiyim kelebek aramazsın sanıyordum sen nasılsın
    -bende iyiyim sağol.
    -bu telefon kimin
    -benim yeni numaram elif askeriyeye sokmaya çalışacagım mesaj atarsın sokamazsam da istanbula gidinceye kadar mesajlaşırız olur mu dedim
    -tamam sağol dedi
    -ben kapatıyorum kendine iyi bak dedim
    -bişey sorcaktım sana dedi
    vay amk sonra sor başka zaman sor elife güvenip iş yaptık amk.ama gibe gibe
    -buyur elif dedim
    -o geceden sonra bir daha aramadın beni neden şimdi numaranı veriyorsun. dedi
    -otobüsüm kalkacak o geceyi de sebebini de mesajlaşarak konuşuruz dedim
    -tamam iyi yolculuklar dedi
    -sağol deyip kapattım

    • *elimi valize attım eş dost arkadaşların telefon numaralarının kayıtlı oldugu not defterini de ona verdim
    telefonu ebruya uzattım.
    -artık kelebek sensin. istedigin soruları ona sen sor kelebekmişsin gibi. dedim
    -ben konuşmam dedi
    -bana inanmak hiçbirşey olmadıgını duymak istiyorsan sana birinci ağızdan şans verdim. istersen ona yazma ben günlerce sana tekrar tekrar onu dokunmadığımı bile anlatayım
    ama inanacaksan.ha korkma benim ezberimde tek bir telefon numarası var o da seninkisi onu arayıpda kendimi sana affetirecek sekilde konuşmasını rica etmem
    nasıl olsa biletimi de yırttım istedigin kadar beklerim sen bana inanıncaya kadar dedim
    hiç birşey diyemedi.ne yapsam düşüncelerindeydi
    -gel beni otobüse bindir istanbula uğurla otobüste telefon kullanamam zaten telefonum da yok.5 saat gibi bir zamanın var şimdiden başla mesajlaşmaya
    istediğini sor. istersen fikir vereyim.
    ona blöfler yap acaba öpüşmesek miydi diye.
    -bilmiyorum dedi
    biraz olsun inanmıştı ama şüpheyi kendisi geçirebilir di ancak
    bende ona bu şansı verdim
    -tamam hadi gidiyoruz dedim
    -nereye dedi
    tuttum kolundan
    taksi cevirdim bir tane
    otogar dedim taksiciye
    -kelebek sen başla elifinle yazışmaya istersen dedim
    hiçbirşey bilmiyora benziyordu
    ben yanındayken yazmadı
    otogarda taksiden inerken
    -ben vereyim senin paran yoktur askersin sen dedi
    -ben veririm dedim
    herşey hala sevdiğine işaretti
    otogara gittim 10 dakika içinde kalkacak bir otobüs denk geldi
    bileti aldım
    otobüse valizi teslim ettim
    -bu yüzükler sende kalsın yaptığıma inandığın cevaplar alırsan eliften, çöpe atarsın benim başka verecek kimsem olmaz çünkü. dedim
    söyleyecek çok seyim vardı ama en lazımlarını söyledim sadece
    -çok şanslısın beni unutmak istersen sadece numaranı değiştirmen yeterli olacak. yoksa hep arar dururum seni her boş vaktimde. kendine iyi bak ebru dedim
    ve henüz 5 dakika olmasına rağmen otobüse bindim

    • **sarılmadık öpüşmedik
    güle güle bile demedi
    camdan ona bakmak istiyordum ama tutmakta zorlandığım gözyaşlarım dökülür de üzülür diye bakmadım
    el sallamak bekle beni sevdiğim senin için geri geleceğim demek isterdim ama kısmet olmadı
    sarılıp bir kez öpmek isterdim üzülme herşey geçecek buda bitecek demek isterdim
    ama otobüs kalktı gidiyordum artık
    sadece o eve gitmek beni bu kadar ağır cezalandırdı
    işin en kötü tarafı aşkımı elifin ellerine teslim etmiştim
    ben ne kadar anlatsamda ebru inanmayacaktı ama en azından şeytan da olsa elifden medet bekledim
    o yolculuk acaba mesajlaştılar mı?
    elif aptalca birşeyler yazdı mı diye düşünerek geçti
    en önemli soru ebru bana inanacak mıydı
    yolda bir kez mola verdik
    elifi aramak aklımdan geçti ama ararsam gerçekten bir huurluk yapıp beni ebrudan ayırma fırsatını ona vermemi degerlendirebilir diye yapmadım
    zaten inanın telefon numarasını da hatırlamıyordum
    ancak tekrar bilader numarasını almam gerekiyordu
    istanbula geldim
    e 5 üzerinden küçükyalıda indim
    biraz yokuş tırmandıktan sonra
    kenan evren kışlasına girdim
    gerekli belgeler teslim edildikten sonra beni tabura zütürdüler diger biriken askerlerle
    tabura adım attım
    Tümünü Göster
    ···
  10. 260.
    +3
    117

    daha önce hiç görmediğim denizci kıyafetli askerler mi dersiniz
    mavi kamuflajlı havacılar mı dersiniz
    siyah bereli tankçılar mı dersiniz komando bereli askerler mi dersiniz
    sivil kıyafetlisi
    takım elbiselisi
    kirli sakallısı
    normal piyadesi ne ararsan var
    ne oluyor burda nasıl bir yer derken
    kayıt işlemi yapıldı
    bir koğuş gösterdiler
    birini yakalayıp
    -nasıl bir yer burası dedim
    -gibtir git devrelerine sor dedi
    devre kim amk sanki hepsiyle 10 yıldır arkadaşım söylesene işte pekekent bilmiyoz
    üst devre ne demek öğrendikten sonra
    diş ağrısı dayanılmaz bir hal aldı
    bi kaç askere sordum ne yapabilirim diye
    nöbetçi çavuşu bul nöbetçi komutana zütürsün ondan izin alıp revire gidin dedi bi tanesi
    dediklerini yaptım

    • **nöbetçi başçavusu bulduk
    nöbetçi çavuş komutana
    -bu askerin bir maruzatı varmış komutanım dedi
    -gelsin dedi
    tekmil verip yanına yaklaştım
    -dişim ağrıyor komutanım dedim
    bir tokat attı
    -geçti mi dedi
    -geçmedi komutanım dedim
    bir tane daha vurdu
    -geçti mi dedi
    baktım adam deli amk
    -geçti komutanım. dedim
    -gibtir git o zaman dedi
    -emredersiniz dedim
    dışarı çıktık nöbetçi çavuşla
    eh amk
    askeriyede yediğim ilk dayağa mı yanayım. nerde ne tak yediğimi bilemediğime mi yanayım
    kızdan ayrılmanın keskin virajındayım ona mı yanayım
    dişim ağrıyor işte huur evladı komutan geçmedi ona mı yanayım
    akşam iştiması öncesi
    beni zorla tutup mıntıka yaptırdıklarına mı yanayım
    iştimada en az 200 tane çök kalk yaptırdıklarına mı yanayım
    yemekten sonra mutfaga gönderilip bulaşık yıkadığıma mı yanayım
    geri gelip duş bile alamadan yattıktan sonra gece ikide kaldırılıp diğer yeni gelmişlerle er erbaş gazinosu yıkadığıma mı yanayım
    birisini öldüresiye dövmek istediğim halde kimseye dokunamadığıma mı yanayım
    yoksa sabaha kadar uyuyamayıp saatlerce ağladığıma mı?

    • **bu defa kaldıramadılar üstdevreler
    zaten uyumamıştım
    kendi kendime taku yedin olm kelebek bitmez bu askerlik demeye başladım
    rutin askeri işleri artık benden bir kaç ay önce askere gelmiş
    askerler yaptıyordu
    benden yaşça küçük olanlar bile emir verme hakkına sahipti
    amam benim onu yap bunu yap burayı temizleye üzülecek kızacak duygularım kalmamıştı artık
    ben tüm duygumu ebrudan gelecek habere bağlamıştım
    bazen yerdeki bir izmariti faraş a süpürmek için
    dakikalarca zaman kaybediyordum
    aklımda hep ne oldu ne olcak sorusu vardı
    her boşlukta telefon kulubesine gidiyor ebruyu aramaya yelteniyordum ama
    tek bir şüphe her seferinde aramama engel oldu
    ya numarasını değiştirdiyse??
    değiştirmemiş olma umuduydu beni ayakta tutan
    bu umudu bir kaç numaraya bastıktan sonra duyabilme ihtimalim olan aradığınız kişiye...
    yapamadım
    aradığım kişinin bulmuş olduğum tek kişi olması umudu ile arayamadım
    gel dediler geldim git dediler gittim
    bir iş oldugu zaman el kaldırdım gönüllü yaptım
    boş boş oturup kara kara düşünmektense gibilmek daha hızlı geçiriyordu zamanı
    bu durum böyle fazla sürmedi
    insanlar benim gayri ihtiyari de olsa işten kaçmayacak birisi oldugumu farkettiği için bana fazla yüklenmediler
    daha çok isyan eden diger tertiplere iş buyurmaya başladılar
    ama dikkat ettikleri başka bir konu benim ilerde çavuş olup tüm bunların acısını çıkarabilme ihtimalim olmasıydı
    tüm devreler geldikten sonra
    taburdaki tüm yeni gelmiş askerleri topladıktan sonra
    bölüklere dagıtım seçmesi başladı

    • *terziler, berberler,eli klavye tutanlar kim ne yeteneği varsa sıraladı
    bazı amk denyoları ben kantinciyim komutanım bile dedi kantine gecebilmek için
    ama bu seçmelerde en önemli olan şey ehliyetti
    ehliyet sahiblerine özel ilgi gösterdiler
    boru değil adamların emekli paşa şoförü olma ihtimalleri var
    ben barmen oldugumu söylemedim
    çünkü subay astsubay gazinosunda komutanların dinlenme vakitlerinde
    onlara sürekli çay kahve doldurup hazır kıta beklemeyi zütüm yemedi
    zaten sürekli aptal aptal geziyorum
    bi komutan bişey ister duymam yada dalgınlığıma gelir boşu boşuna dayak yerim diye sustum sadece
    sonra bölük komutanları
    yakın koruma
    ikamet koruma
    ve karargah bölüğü
    asker taksimi yaptılar herkes işine yarayacağı secti
    beni ilk önce fiziğimden ve göz rengimden dolayı yakın korumaya seçtiler
    üst devreler anlatmaya başladı
    olm seçilirseniz köşesiniz
    paşa bodruma tatile mi gidiyor 3 ay yanındasınız
    paşa istanbulda alışverişe mi gidiyor yada gezmeye yanındasınız
    kısacası paşa nereye siz oraya dediler
    herkes bi mutlu direk telefona koştu
    o kadar uyarılmış olmalarına rağmen ailerine anlatmaya başladılar
    onları öyle görünce bende annemi aradım
    bir sürü kızdı bana
    annen yok mu senin
    insan bir haber vermez mi
    öldün mü kaldın mı hergün haberleri izlerken adını duyarım diye fenalık geliyor
    ne varsa saydı bana
    haklıda

    • *ben ona nasılsın anne derken bile aklımda ebru vardı
    bir şekilde konusunu açmaya çalışıyordum
    ebru sizi aradı mı diye
    ama annemin bile aramadı demesinden korkuyordum
    telefonu kapattım
    iç bahçeye geçip oturdum bir banka
    o geldi
    ekşın
    karargah bölük komutanı
    herkes kaçacak yer arıyordu
    ama adam sadece kantine baskın yapmaya gelmiş
    o kantine girince iç bahçe boşaldı
    ama ben farkına varamadım olayın
    ayakta beklemeye devam ettim esas duruşta
    baktı yerde bir tane çöp var ona bakan tek kişi de ben
    -dıbına çakim arkadaşım gel şunu al burdan dedi
    -emredersiniz diye koştum aldım
    sonra gitti
    iç bahçe eski formunu aldı
    görevi olmayanlar oturmaya başladı
    her bir köşeden namı ve yaptıkları duyulmaya başlandı
    ben tek başıma oturuyordum
    bankta sonra karargah bölüğünün yazıcı tayfası geldi yanıma
    oturdular konuştular
    bende kalktım biraz yandaki merdiven basamağına oturdum
    bi tanesi benden iki devre üst olan
    -şurdan bi su alır mısın bana dedi
    en son benden kim ne rica etmişti onu bile unutmuştum
    koşarak gittim amk
    getirdim
    bana nerelisin nerden geldin diye sorular sormaya başladılar
    daha soracakları var gibiydi ama ben konuşmak istemiyordum
    üzülme geçer dediler teselli bile ettiler beni
    -zaman zaten geçiyor benim teselliye ihtiyacım onsuz geçecekse olacak dedim.
    cümlenin açılımını yaptırdılar bana biraz daha konuşturarak.

    • *öğlenden sonra
    yakın koruma komutanı tanışma faslı için bizi yanına çağırdı tek tek
    sebebini o an bilemedim ama en sona bırakıldım
    sıra bana gelince tekmil verdim
    -kelebek sen karargaha geçeceksin dedi.
    -emredersiniz dedim
    çıktım odadan
    karargah yazıcılarının yanına gittim dedim böyle böyle olmuş
    biliyoruz dediler
    15 dakika sonra bizim komutan toplayacak askerleri sende geleceksin dediler
    gittim 15 dakika sonra geldim
    ekşın herkesi içeri alıp tek tek konuştu
    bana sıra gelince
    tekmil verip içeri girdim
    -gel dıbına çakim arkadaşım otur dedi
    masasındaki kagıttan herkes hakkında notlar aldığı belliydi
    eğitim durumu. ehliyet.ana babanın hayatta olup olmadığı elimden ne iş geldiğini sordu
    -hiç bi iş gelmez komutanım dedim
    -dıbına çakim arkadaşım senin neden bana gönderdiler o zaman dedi
    -bilmiyorum komutanım dedim
    -ne iş yapıyordun sivilde dedi
    -turizm dedim
    -niye geç geldin askere dedi
    -askerliği uzatmak için okuyormuş gibi yaptım dedim
    -vay dıbına çakim neden devam etmedin okula o zaman dedi
    -düzenli bir hayata geçmek için dedim
    -tamam gibtir git dıbına çakim arkadaşım dedi
    -emredersiniz dedim
    ben aşşagı indim zütümü banka koymadan
    ismimi bagıran birisi geldi
    -benim dedim
    -ekşın seni çağırıyor koş dedi
    gittim kapıyı çaldım tekmilden sonra emredin dedim
    -habercimsin dıbına çakim arkadaşım dedi
    -emredersiniz başka bir emriniz var mı dedim
    cevap vermedi
    çıktım

    • *aşşagı indim herkesde bir merak neden çağırmış diye
    -ekşının postasıymışım dedim
    her duyan üst devreden aldığım ilk yorum
    -yannanı yedin olm bitmez senin askerlik oldu
    herkes bişey demeye başlayınca bende şaşırdım
    nasıl olacağını zaman gösterecekti
    ebruyu aramayı aklımın ucundan bile geçirmiyordum korkumdan dolayı
    ama telefon kulubesine hep yakın bir yerde bekliyordum
    bir askerin telefon numarasını çevirdikten sonra
    gözlerindeki ışıltıyla dudaklarından dökülen nasılsın aşkım lafı beni bitirdi
    önce annemi aradım tekrar
    lafı çevirip dolaştırdım ebruya getirdim
    annemi aramış nasılsınız diye
    -beni sordu mu dedim
    -görüşüp görüşmediğimizi sordu sadece dedi
    -eee anne çatlatma anlatsana başka ne dedi dedim
    -kendin konuşmuyor musun bana neden soruyon ne bilim ne dedi aklımda mı kaldı sanki dedi
    bir umut dogdu içime acaba dedim
    -tamam anne görüşürüz selam söyle dedim cevabını bile beklemeden kapattım
    Tümünü Göster
    ···
  11. 261.
    +1
    118

    numarasını çevirdim ebrunun
    son rakama basmak çok uzun sürdü
    lütfen çalsın numarası diye bir milyon sure geçti aklımdan
    çaldı
    değiştirmemiş
    sonra cevap verir mi acaba sıkıntısı başladı
    verdi
    -aloo
    kim konuşabilir ki ilk söz ne olur şimdi burda ne denir
    -alo dedim bende
    -kimsiniz dedi
    bir süre sesimi çıkaramadım
    -kapatıyorum dedi
    kapattı da
    evet lan evet değiştirmemiş amk numarasını bu kadar mutluluk yeterdi
    ama ihtimaller hala yüksekti ya iş taka sardıysada benim ağzıma tekrar sıçabilmek için tek iletişim kalan telefon nosunu da o amaçla değiştirmediyse
    biraz kendimi toparlayıp tekrar aradım
    -aloo dedi yine
    yine ses çıkaramadım halbuki öyle planlamamıştım konuşacaktım
    -kimsiniz dedi
    -benim dedim
    -sen kimsin dedi.ama tanıdıgı belli idi heyecanlandı çünkü sesi
    -hala bir elin diğer elinden ağır mı ebru dedim?

    ---kelebek dedi
    -efendim dedim
    kem küm ederek nasılsın dedi
    -sana bağlı dedim
    ama beklediğim cevap gelmedi beyler. hatta ağzıma sıcan bir cevap geldi
    -hayır herşey sana bağlı neden gittin o kızın evine dedi
    içinden en çıkılmaz bir soru neden girdiğimi ben bilsem de söylesem
    hemen lafı değiştirmem lazımdı o sorudan kurtulmak için
    -mesajlaştın mı onunla dedim
    -soruma cevap ver kelebek dedi
    -parmağımda yüzükle gittim. seni deli gibi sevdiğimi bildiği halde gittim.
    ne o yüzüğü parmağımda taşımaya ne de senin sevgini kalbimde taşımaya hiç ihanet etmedim ebru dedim.
    -gitme kelebek her çağırana gidilseydi her gece bir bi kaç yere gitmem gerekirdi benimde. dedi
    -haklısın dedim
    -hep bana hak verip durma çok kırdın kalbimi dedi
    -askerine nefret indirimi yapamaz mısın çok özledim seni dedim
    -numaramı değiştircem kelebek dedi
    -değiştirmene gerek yok ben aramam istersen dedim
    -seninle alakası yok elifin sana yazmasını istemiyorum artık dedi
    -peki bana verir misin yeni numaranı dedim
    -daha almadım ama şu an vermeyi düşünmüyorum dedi
    -haklısın benim yaptıgımı sen yapsaydın şu an seninle konuşmazdım bile dedim
    -aşkı tek başına yaşama kelebek dedi
    -elifden hiç bir çıkarım olmamasına rağmen seni üzeceğini bile bile egoistlik yaptım ne diyeceğimi bilmiyorum dedim
    -bende bilmiyorum dedi
    sonra ağlamaya başladı
    -ben seni gece gündüz düşünürken sen gidip elin kızları ile film izliyorsun hemde kendi evinde
    yapma bunları kelebek lütfen dedi
    -özür dilerim dedim
    -anca özür dilersin zaten kendine iyi bak dedi
    ama kapatmadı telefonu
    -ebruu dedim
    -ne var dedi
    -şu batan güneşlere sevinmemi sağla lütfen yoksa gerçekten hiçbir anlamı kalmıyor dedim

    ---kendine iyi bak kelebek kapatıyorum dedi
    -tekrar araya bilir miyim seni dedim
    -bilmiyorum dedi kapattı telefonu
    işin iyi tarafından bakınca ebrunun sesini duymuştum
    kötü tarafı henüz affetmiş olmamasıydı.
    ekşın çağırıyor koş dediler
    beyler her odaya girdiğimde hep tekmil verdim çıkarken girerken gerekli selamı verdim
    -emredin komutanım dedim
    -nerdesim dıbına çakim arkadaşım dedi
    -telefonla konuşuyordum dedim
    -eğitim timine sende katıl seni gibtir edersem en azından bi taklar öğrenmiş ol dedi
    -emredersiniz dedim çıktım
    • eğitim timi yeni gelen askerlere koruma görevleri nasıl yapılır. kullanacakları silahları öğretmek
    genel askeri bilgiler bir de spor bölümünde komando eğitimi
    eğitim timi 6 hafta civarı ve bitince mavi bere takma töreni
    görevim fixlendi
    her sabah erkenden kalk
    traş ol üstünü değiştir
    diğer askerler mıntıka yaparken ben komutanın odasını sil süpür
    o gelince bi ihtiyacı var mı çay şeker poğaca neyse onları hallet
    sonra izin alıp sabah iştimasına katıl ve eğitim timi ile sabahtan akşama kadar yardır
    komutanın nöbetçi oldugu günler gece 1 e kadar uyanık ol yani o uyuyuncaya kadar
    bişey isterse getir istemezse o nerdeyse kapısında bekle
    şanslıysan subay astsubay gazinosunda oturur sende televizyon izlersin
    arasıra koğuşları ve diger yerlerde askerler ne yapıyor onu denetlerken askerlerin ondan nasıl tırstıgını izle zevk al
    olaylar böyle gelişirken
    artık geceleri koğuş yıkamaya kaldırılmadım
    kantine gittiğim zaman ufak tefek sudur kektir onlardan para almadılar
    benden üst devreler benden çekindiler komutan sayesinde ama belli de etmediler alt devre herzaman alt devredir
    kafama takılan bir olay vardı
    elif

    • * biladeri arayıp numarasını tekrar istedim
    -yaz amk şunu doğru düzgün bi yere sorup durma bana dedi
    -tamam artislik yapma ver dedim aldım noyu
    aradım elifi
    çaktırmadan sinsice daldım muhabbete
    -nasılsın iyimisin falan
    o da bi isyan amk
    -neden bana sevgilinin numarasını kendi numaran gibi veriyorsun dedi
    bana gider yapmasına çok kızdım ama karıya mahkumum amk onda var cevaplar o yüzden sabrettim
    -öyle olması gerekti kusura bakma dedim
    -bende şey sandım dedi
    o şeyin ne oldugunu bilmeye gerek yoktu
    -mesajlaştınız mı onunla dedim
    -hayır aradı beni dedi
    vay amk vay neler olmuş haberimiz yok
    -ne konuştunuz dedim
    -boşver dedi
    -anlat lütfen benim için çok önemli dedim
    -seviyor musun bu kadar ebruyu dedi
    -evet dedim
    -o seni daha çok seviyor bence dedi
    -nasıl? anlat hadi dedim
    -aradı beni kim oldugunu tanıttı.
    o gece hakkında bildiklerini söyledi.
    ne yaptıgınızı hiç sormuyacagım dedi.
    sonra bana seni sevip sevmediğimi sordu.
    arkadaş olarak evet seviyorum dedim
    o zaman sadece arkadaş olarak davrandığını umuyorum dedi.
    evet öyle davrandım dedim.
    sonra bak elif eğer ondan vazgeçemeyeceksen aradan çekilirim çünkü benim sevenlere saygım var dedi.
    çekilecek bir durum yok dedim
    o zaman sen saygı duy bir daha evine davet etme dedi.
    sonra telefonu kapattı ebru dedi.
    -başka görüştünüz mü dedim.
    -hayır dedi
    -emin misin dedim
    -evet dedi
    -tamam o zaman elif aşka saygı duy dedim. bende kapattım telefonu

    • * elifi ordayken gibmedim ama ebrunun taktiği ile de olasa manevi bir şekilde gibtikten sonra
    keyfim yerine geldi orgazm sigarasını iç bahçede yaktım
    artık çevremde daha fazla insan oturuyordu
    bunda ekşın reyizin payı büyük olsada benim de yavaş yavaş insanlarla tanışmaya başlamış olmam
    ve can sıkıntımı gidermek için
    abazan askerleri toplayıp alanyadaki kelebek am peşinde uydurma hikayelerini anlatmam da etkili oldu
    ben anlattıkça çevre çoğaldı
    binliğimiz ayyuka çıktı
    vay amk anlat hele derken beni dinleyenlerden azmışın kudurmuşa dönmüş olanları wc ye koşup
    şafalarını yazıyorlardı wc duvarlarına beyaz beyaz
    anlatabilme yeteneğini vücut diline yansıtabilirsen kaçarın yok dinlenirsin
    yine heyacanlı heyecanlı anlatırken birikmiş kalabalığın arasında tahmin edin kimi gördüm
    ekşın
    tam bana bakıyor hatta yarısını bile dinlemiş
    tepkisi aynen şu oldu
    -vay dıbına çakim arkadaşım ne oluyor burda
    herkes esas duruş tabi bende
    kulağımda bir çift parmak
    -ne anlatıyom dıbına çakim benim bile gibim kalktı deyip enseye tokadı da patlattı
    ben bişey diyemeden
    -cezan şu asker yarın çarşıya çıkıyorsun ferre dergi alıyorsun
    kışlaya yakalanmadan sokuyorsun bu seni dinleyen abazalara dağıtıyorsun.
    ben yakalarsam cezan askeri hukuka göre olur dedi.
    enseye bi tane daha patlatıp gitti
    o gider gitmez askerler yerde iptal gülmekten
    ben ense ağrısından gülemiyorum bile
    vay amk. çarşıya çık zütün yiyorsa kışla nizamiyesinden içeri o dergileri sok
    sonra yakalanmadan askerlere dagıt züt lazım
    ama bi dakika lan çarşıya çıkıyorum amk
    dayanamadım beyler
    Tümünü Göster
    ···
  12. 262.
    0
    119

    • *ebru telefonu degiştirir ve ben onun numarasını alamam diye tekrar aradım
    merhabalaşma faslı bittikten sonra yine o gibtir taktan cümleyi kurdu
    -ne var
    seviyoruz amk daha ne olsun
    -numaran aynı mı hala diye aramıştım dedim
    -demek ki aynıymış dedi
    -kapatayım o zaman dedim
    -sen bilirsin dedi
    -bana verecek misin numaranı dedim
    -hayır dedi
    -tamam rahatsız ettim o zaman pardon kendine iyi bakarsın dedim
    -dur bişey sorcaktım dedi
    -buyur dedim ama aklım hala o hayır da ağladım ağlayacam
    -arkadaş kalmak ister misin dedi
    -hayır dedim
    -neden dedi
    -bana kurduğun her cümlede tekrar ilanı aşkını beklemektense.
    delikanlı ayrılığımla oturum kendi kendime konuşurum. dedim
    -biraz delikanlı olsaydın arkadaş değil sevgilin olmaya devam ederdim zaten dedi
    -hiç kızmadım sonuna kadar haklısın.
    ben o eve girdim delikanlılıktan çıktım sen girseydin
    kalbimi tek verdiğim kişiyi huur olarak anacaktım. dedim
    -arkadaş da olamayacağız öyle mi dedi
    -seni bu kadar severken arkadaş olamam git benim yaptıgımın aynısı sen yap bende senin benden nefret ettiğin kadar nefret edeyim
    sonra yaşanan yıllar hatrına arkadaşlığa bende katlanayım dedim
    -ben sen değilim kelebek dedi
    -biliyorum ebru özür mü? istiyorsun bir milyon kere en içten dileklerimle. pişmanlık mı duymak istiyorsun? allah binbir türlü belamı versin.
    bana cesurca git de giderim ama beni uzakta tutup kalbimi kendine çekme dayanamam arkadaşlık aşkına dedim
    -kapatmam lazım dedi
    kaçmak istiyordu çünkü ne istediğini o da bilmiyordu
    onu arayacak olan kişi yine ben olmak zorundaydım
    -tamam dedim
    -sonra arayayım mı yine dedim
    -sen bilirsin dedi
    -ben aradığımda arkadaşın olarak konuşmam haberin olsun bir rahatsız olursan aşkımdan sıkılmadan yüzüme kapat çünkü kızacak bir sevgilim olmaz artık dedim

    ---tamam dedi
    -o zaman görüşürüz kapatmam lazım dedim
    kapattım
    onu tekrar aramak için kaybettiğim tek zaman
    tekrar numaraları çevirip
    onun cevap vermesini beklemek oldu
    -efendim dedi
    -merhaba aşkım seni çok seviyorum nasılsın dedim
    hiçbirşey diyemedi
    bende zaten beni bir anda affetmesini bekleyip iyiyim aşkım sen nasılsın bende seni çok seviyorum demesini beklemiyordum
    eğer öyle yapsaydı zütüm iyice kalkacak
    ve ona karşı ne hata yaparsam yapayım onu kaybetmeyeceğimi düşünecektim
    ama onsuz da yapamıyordum
    özledim onun aşkım demesini seviyorum demesini
    onu kırdığım için mantıklı olarak dememek hakkıydı ama
    hangi aynştayn aşıkken kalbine söz geçirebilmiş ki ben gecireyim
    ama istiyordum lan işte amk seviyorum demesini
    -orda mısın aşkım dedim
    -burdayım kelebek dedi
    -en çok neye dua ediyorum biliyor musun dedim
    -bilmiyorum dedi
    -allahın bana verdiği yeteneğe dedim
    -anlamadım dedi
    -kalbim mesaj gönderiyor beynim yorumluyor dilim dönüp sana seni seviyorum diyor. bunları derken gözlerim ışıldıyor
    ve kulaklarım tekrar duymayı bekliyor neyse tamam
    bu kadar risk aldığım yeter en azından sen suratıma kapatmadan
    ben kapatayım ki şansım devam etsin bir dahaki aramalarımda
    haa bu arada unutmadan seni seviyorum dedim. biraz bekledim hani bende der mi diye ama demedi
    sonra yavaşça telefonu kapattım
    halimden bi haber olan asker panpalarım
    olayı tüm tabura yaymış
    ekşın reyiz kelebeği nasıl giber diye onun makarasını yapıyorlar
    olm ne tak yicen sokabilcen o dergileri diye bana takıldılar

    ---yardımınız lazım tek başıma sokamam dedim
    -anlat amk ne yapacaz dediler
    planımı anlattım riskli ama ok verdiler
    Tümünü Göster
    ···
  13. 263.
    0
    120

    yukarı bölük yazanesine çıktım
    yazıcılarla makara yaparken yan odadaki ekşın
    -dıbına çakim arkadaşım burda mısın gel yanıma dedi sesimi duyunca
    girdim emredin komutanım dedim
    -sen ne yaptıgının farkında mısın dıbına çakim arkadaşım dedi
    -emredin komutanım dedim
    -böyle hikayeler anlatıyon sonra birbirlerini gibecekler amk başımı belaya sokacaksın benim
    cezanı kestim kışla giriş nizamiyesine haber verdim seni baştan sona arayacaklar getirir ve yakalanırsan
    askerlik boyu çarşı yasağı
    o dergileri getiremezsen emre itaatsizlikten askeri disko cezaevi
    getirir ve bana yakalanırsan da dayak yiyeceksin haberin olsun arkadaşım dedi
    -emredersiniz dedim
    -şu imzalanacak defterleri getir dedi
    -emredersiniz dedim
    gittim getirdim
    imzalarken odada bekledim çıkabilirsin demediği için
    imza atarken
    -kitap okur musun dedi
    kitaplığa baktım kütüphane amk hepsini bana özet çıkar der bi de onunla uğraşmayayım diye
    -hayır komutanım dedim
    -dıbına çakim kusura bakma arkadaşım senin için ferre kitaplar koyamadım kitaplığıma dedi gülümseyerek
    -kitaptan okumam genelde komutanım dedim
    -vay dıbına çakim gel buraya dedi
    o askeriyede ki kısa saçın dezavantajını tekrar yaşadım enseye inen tokatla
    biraz ensede saç olsa en azından şiddeti azalırdı
    imzaların bitmesini bekledim
    hepsini kapattı defterlerin imza işi bittiği için
    -başka bir emriniz var mı komutanım dedim
    açtı klagib müziği kulaklığını takmak üzereyken
    -rahatsız etme dedi
    -emredersiniz dedim

    • *loreena mckennitt hastasıydı bende çok severim
    çıktım akşam iştiması komutanlık saati derken yat iştimasından sonra sızmış kalmışım
    ertesi gün yine kalk odasını temizle derken o da geldi
    -bir emriniz var mı komutanım dedim
    -yok canım sağol dedi
    bana canım diyorya akşam çarşı dönüşü canım benim diyerek gibecek adam ben ise hala ne tak yiyeceğime tam olarak karar veremedim
    sabah iştimasından sonra
    -defterini al gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    daha çarşı defteri bile yok bende
    acemilikteki çarşı defteri geçerli olmuyor
    kantinden aldım
    yazıcılar gerekli şeyleri yazdılar
    tabur komutanına zütürüp mühürlendi imzalandı
    artık çarşıya çıkma işlemi hazırdı
    üstümü değiştirdim bölük komutanı imzasını aldıktan sonra da
    -inşallah başına iş açarsın arkadaşım ben çok sevmem artisleri dedi
    -emredersiniz dedim
    çarşıya çıktım
    akşama kadar gezdim küçükyalıda
    fazla bilmediğim için zütüm yemedi
    kadıköy veya başka bir yere gitmeye
    adaların karşısında bir yere oturdum yattım yemek yedim gazete okudum çay içtim derken akşamı ettim
    dönüş vakti geldi
    ben nasıl çıktıysam öyle nizamiyeye geldim
    nizamiyede kilodu açıp onun içine bile baktılar ama bi tak yok ki bulsunlar amk
    tabura döndüm saat 5 e 10 filan vardı
    en geç dönüş saati 5 ti ve saat 5 aynı zamanda komutanların lojmanlara dönüş saatiydi
    5 e gelmesine yakın ekşın beni gördü servise binecekken
    -dıbına çakim gel arkadaşım buraya dedi
    deli gibi koşarak yanına gidip emredin komutanım dedim çok yüksek sesle
    -soktun mu içeri dedi
    -emrettiğiniz gibi komutanım dedim
    -nerde dıbına çakim dergiler dedi
    -askerlere dağıttım komutanım dedim
    -vay dıbına çakim servis kalkıyor şimdi yarın sabah hatırlat sabah ereksiyonu ile gibecem seni dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    Tümünü Göster
    ···
  14. 264.
    0
    121

    • *iştimaya katıldım akşam iştimasına
    iştima bitimi ile akşam yemeğinden sonra ki boşlukta askerlerle toplandık
    olayı anlattım böyle böyle yaptım diye
    onlar zaten görevlerini biliyorlardı
    anlaşma sağladık
    bunun şerefine bir hikaye daha anlattım
    ve koştum telefona
    kimi aradım ?
    önce can beyler annemi
    hayır dualarını sözlü olarak duyup ellerinden manevi bir şekilde öptükten sonra sıra geldi canan'a
    çevirdim numarayı cevap yok
    tekrar denedim yok
    gittim iç bahçede biraz oturdum
    sonra redial ama yine yok
    o gece o telefona cevap alamazsam yatamayacağımı biliyordum
    alamadım cünkü yat iştiması için koğuslara gittik yatamadım
    yattığıma uyku denmez
    kimileri sınırlarda düşmandan gelecek kahpe kurşun korkusu ile nöbet tutarken o gece
    ben sevdiğimden gelebilecek ayrılık kurşunu korkusu ile sabaha kadar nöbetini tuttum hala bir umudu olan aşkımın
    bu kadar dert arasında ekşın reyizin ereksiyonu ile de uğraşacaktım sabah
    odasını itina ile silip süpürdüm paspasladım
    masasını düzelttim
    benim yapmamdan nefret ettiği halde botlarını boyadım
    ve geldi hemde ben botları boyarken
    -dıbına çakim arkadaşım sana boyama demedim mi dedi
    -zaman kaybetmeyin bu sabah daha önemli işleriniz var diye boyadım komutanım dedi
    -vay dıbına çakim hatırladım arkadaşım iştimadan sonra topla gel o arkadaşlarını dedi
    -emredersiniz dedim
    iştimadan sonra cesur oldugunu düşündüğüm bi kaç tanesini alıp odasına gittik
    tek tek sordu herkese dergi nerde diye
    hepsi okuduk göreceğimizi gördük sonra yırttık attık komutanım dedi
    -tamam sizde suç yok gibtirin gidin amsalaklar dedi

    • **onlar dağıldı odadan bende kaçmaya teşebbüs edercesine
    -bir emriniz var mı komutanım dedim kapı eşiğine yaklaşarak hafifte bir gülümseme ile
    -gel dıbına çakim dedi
    -emredin komutanım dedim
    önce surata bir tane vurdu
    -sokmamışsın içeri hiç bişey zütüne kadar arattırdım neden yalan söyletiyorsun askerlere dedi
    canımdan bezdim amk.ne tak yicektim amk başka yol mu vardı
    -emredersiniz komutanım dedim. konu ile çok alakasız bir şekilde
    -niye yalan söylüyorsun diye bir tane daha vurdu
    benim gözümden yaşlar akmaya başladı beyler
    ağlıyordum ama zaten alışkın oldugum tokattan dolayı değil
    ebrusuzluğa alışamadığım içindi göz yaşlarım
    -emredersiniz dedim yaşlı gözlerle
    yine vurdu
    -emredersiniz dedim
    -gibtir git elimde kalacaksın dıbına çakim dedi
    beni yediğim tokatlar gibimde olmadığı için ona
    -başka bir emriniz var mı dedim tekrar ama boynumu hafif yana kırıp yüzümü tokat yemeye hazır hale getirerek
    tekrar vurmak istiyorsan vur gibimde degil dercesine
    -yok dedi çıktım
    eğitim timi için diğer tertiplerin yanına katılmak zorunda idim
    ama telefona koştum yine
    çevirdiğim numara bu defa cevap verdi
    artık kendimde neden dün gece cevap vermedin diye hesap soracak erkeklik kalmamıştı
    ekşın reyiz sağolsun dayağın etkisi ile zaten doluydum
    -efendim dedi
    -merhaba aşkım dedim ağlamaklı bir sesle
    -ne oldu dedi.
    -bişey yok aşkım merak etme sen beni sadece sesini duymak için aradım. kendine iyi bak dedim.ama onun beni hala düşünerek
    ne oldu demesi ben üzgün oldugumda tesellim olan kişinin hala destekçim oldugunun hissine kapılmam daha çok ağlamama sebeb oldu
    -üzme kendini geçiyor günler ne kaldı ki bitmesine dedi
    o hala askerlik derdinde ben onsuz ölüyorum haberi yok
    -gitmem lazım tosbiş kalbime emanetsin dedim
    -tamam dedi. kapattım telefonu

    • *yardırarak eğitim time gittim
    eğitim timinde ekşın reyize bir çözüm bulmam lazımdı
    böyle sabah akşam dayak olmazdı amk
    aynı akşam ekşıın nöbeti vardı
    zaten uykusuzum
    dayak yemişim bi ton
    eğitim timinde yat sürün
    sevgili ile aramız hala muallak
    eh be ebecim sende haklısın bu kadar derdin hepsini sana bu yaştan sonra yaşattı hayat
    akşam ekşın subay astsubay gazinosundayken
    zap yapıyordu kanallar arası
    tek bir sahne gördüm
    rahmetli sunaldan
    kovmirim la puşto kovmirim
    ben kendimi kovdurabilir miydim??
    kovdururdum ama yapmadım çünkü birden bir cep telefonu sesi duyuldu
    ekşın yerinden kalkarak
    -dıbına çakim yakaladım seni arkadaşım dedi
    koştu subay ast subay gazinosundaki çaycılık yapan askerin yanına
    telefon hala çalıyor ben ve çaycı da ne tak yiyor lan bu diye ona bakarken
    o da her tarafı arıyordu telefon nerde diye
    -bi telefon çalıyor ama sizin telefonunuz galiba komutanım dedim
    -nerde dıbına çakim dedi
    -masanın üzerinde komutanım dedim
    -vay dıbına çakim melodiyi değiştirmiştim unutmuşum dedi
    bu adam bırakılır mı amk.
    biz hafiften gülümserken tehdit geldi
    -bu olay duyulursa gibtiğim asker sayısı populasyonunda(nüfus)iki tane artış olur haberiniz olsun dedi

    ---hangi olayı komutanım dedim.
    -aferim arkadaşım dedi
    aferim duyunca sağol demek farzdır askerde
    bana sen yatabilirsin dedi ekşın
    -bi telefon açabilir miyim komutanım dedim
    -tamam görüşme bitince bana tekmil vermeden gitme dedi
    -emredersiniz dedim
    koştum telefona
    ebruyu aradım. öyle kolayda değil beyler kart dayanmıyor amk.
    masraflı iş sürekli cep tel nosu aramak
    -merhaba ebru nasılsın dedim
    -iyiyim sağol dedi
    -bende iyiyim sende sağol dedim
    -iyi dedi
    -sınavların nasıl geçiyor dedim
    -bitti alanyaya gideceğim dedi
    vay amk yaz tatili geliyor ebru alanyada olacak
    ama vatan bana mı emanet ben mi ekşına emanetim yardırıp duruyoruz
    -iyi yolcular dedim
    -aşkım demiyorsun artık dedi
    -anlamadım dedim
    -aşkım diyorum demiyorsun artık dedi
    -lütfen tekrar et ebru sesin gelmiyor dedim
    çok iyi duyuyorum aslında ne dediğini
    aşkım diyor eskiden sürekli dediği gibi
    başka anlamda kullanıyor ama yine de diyor
    duymak da acayip ediyor beni
    offf çekip yedi tepesini sallayasım geliyour istanbulun
    -yok bişey neyse dedi
    -ne demiyorum sana dedim
    anladı amacımı tekrar tekrar duymak istediğimi
    -sen ne demek istersen onu dersin sorun yok benim için dedi
    -platonilerle bile olsa seni sevmek hala çok güzel dedim
    bunu derken ilk günler kadar heyecanlanlıydım
    durum nerden nereye gelmişti
    Tümünü Göster
    ···
  15. 265.
    +1
    122

    • *elifi bulsam askerlik boyunca geneleve dahi gitmemiş askerlerin arasına atmak istiyordum
    ben yine ebruya aşk durumumu itiraf edince utandı mı sıkıldı mı yoksa duymak mi istemedi bilinmez
    telefonu kapatmak istedi
    -neyse görüşürüz az bir işim var dedi
    -tamam kendine iyi bak dedim
    kapattım telefonu
    iç bahçeye gidip kimse yokken bir sigara yaktım
    ekşın sıkılmış aşşagı inmiş beni telefon kulubelerinin orda görmeyince saga sola bakmış
    silahlıktakine sormuş
    sonra o da dışarı gelmiş
    ama ben boynum önde alnım bir avucumun içinde kara kara yere bakarken onu farketmemişim bile
    sigara bitinceye kadar izlemiş
    dalgınlıktan izmariti yere atınca
    -dıbına çakim arkadaşım yakaladım seni dedi
    işin gücün yok mu amk ekşın yaa
    -emredin komutanım dedim
    -mıntıka zamanı gelmiş şu iç bahçeyi bi elden geçir dedi
    bi izmarit attım diye koca bahçedeki tüm izmaritleri yarı aydınlıkta topladım
    gittim mıntıkayı yaptığıma dair tekmil verdim
    hiç üşenmedi iyice her köşesine baktı var mı diye ama bulamadı
    git yat veya tamam demeden çekti gitti yine odasına
    odasına gidip bir emriniz var mı komutanım dedim
    olmadıgını söyledi bende gittim
    yatağa biraz uzandım ama içimdeki sıkıntıyı gidermek için arka arkaya sigara yakmam gerekiyordu
    uyumak inanın mümkün değildi herşey bu haldeyken
    aşşağı inmek yasak
    wc de sigara içmek yasak
    ekşının nerden çıkacağı belli değil
    ama yine de yakalanmadan hızlı hızlı wc de bir tane içtim
    biraz debelendikten sonra uykuyu da becerdim
    günler eğitim timinde hızla geçti
    artık ebruyu aramaya korkar olmuştum
    çünkü o kadar uğraşıma rağmen bana karşı hiçbir yumuşaması
    en azından bir kez daha konuşalım demesi yoktu
    öyle ki konuşmalarımızda benimle mecburen konuşuyor gibi geliyordu
    yılların hatrına bir askeri üzmemek için gibiydi herşey
    denemedim mi denedim unutmayı

    • *ben denedikçe daha çok acı çektim
    beni tek mutlu eden şey tekrar beni sevebileceği ihtimali kalmıştı
    anladım ki ne kadar üstüne gidersen unutmaya çalışmanın o kadar zütüne giriyor herşey
    boş zamanlarda askerlerin eğlenmek için yaptığı makaralar bile sıkıcı geliyordu
    lan kelebek bişey anlat da gülelim diyenlere ana avrat sövesim geliyordu
    nasılsın diye hal hatır soranlar bile herşeyi tekrar hatırlamama sebeb oluyor çektiğim acılar tazeleniyordu
    demekki neymiş aşk acısı ile askerlik aynı hayatını birleştirirsen doğan çocuğun ismi hayat olurmuş ama en ızdıraplısından
    tek ekşın değil diğer komtanlarda bir acayip
    bana kalırsa hepsi bir acayip
    hepsi otorite kurmak
    komutan olduğunu farkettirmek
    rütbelerine saygı duyulmasını isteme derdinde
    onlarda haklı
    askerler çok fena çünkü
    biraz yumuşayan askerlerin kötülüğünü istemeyen komutanların burnundan getiriyorlar yavşaklıklarıyla
    askerlere karşı iyi tutumlu olan komutanların nöbetlerinde inanın daha uzun iştimada bekliyoruz
    herkes nasıl olsa x komutan bişey demez ceza vermez diye ne sıraya geçiyor ne laf dinliyor ne de esas duruşu esas duruş gibi yapıyorlar
    bir kaç uyarılma sonrası anca kendilerine geliyorlar
    artık askerlerden bıkmış bazı komutanlar pgibopat ayağına yatıyor
    bazı komutanlar hiç bir askeri gibine takmıyor hiç biri ile muhattap olmuyor
    yanlışını gördüğü askeri direk mahkemeye veriyor veya hakkında yazılı işlem başlatıp kendi bölük komutanına teslim ediyor
    bazı genç komutanlar kimi örnek alacagını ve ne yapacağını tam olarak tecrube azlıgından dolayı bilemediği için daha tehlikeli olabiliyorlar
    kolay değil 500 tane 20li yaşlarda hepsinin muhtemelen en az bir tane sorunu olan ve bu sorunlardan kurtulabilmek için binlik peşinde olan askerleri idare ve komuta etmek
    geçmiyordu beyler günler
    geçiyordu ama geçmiyordu işler
    yeni gelmiş olmak çevrede neler olup bittiğini izlemek aslında benim için bir avantajdı
    askerleri ve komutanları ve düzeni yeni tanıyordum
    yani tam alışmadığım için herşeye sıradan ve rutinleşmemişti henüz askerlik
    ama o yoktu
    onun olmamasına da alışamamıştım henüz
    kalbim sıradanlaşamadı
    rutinleşmedi henüz ayrılık
    çatır çatır birini giberken yakalansam bu kadar üzülmezdim bu kadar dert olmazdı bana

    • * hafta sonu nizamiyeden telefon geldi
    benim ziyaretçim gelmişti
    istanbulda bir dönem alanyada beraber çalıştığımız bir arkadaşım vardı
    mecidiyeköyde oturduğu için karşılaşamadık ben anadolu yakasında oldugum için
    ama bir iki kere telefon açıp çarşıya çıkınca haber vermemi yanıma geleceğini
    vakti olursada ziyarete geleceğini söylemişti
    demekki gelmişti
    kamuflajları giyip gittim
    yasaktı çünkü askeri eşofmanla gitmek
    biz henüz kep takıyorduk
    mavi bereyi eğitim timi bitmediği için haketmemiştik
    bi tane üst devre al olm havan olsun amk giy şunu öyle git dedi
    neyse aldım bereyi gittim
    görevli asker sizinle görüşmek isteyen kişi nin ismi ebru ... görüşmek istiyor musun tanıyor musun dedi
    ebru mu??
    istanbula mı gelmiş
    beni ziyarete hemde
    düzeltecek saç yokki söyle bir yana alsam
    elim ayağım nereye gitti lan benim
    neden heyecanlıyım bu kadar
    gözlerim neden sürekli ufuktan belirecek kişiyi gözlüyor
    ve çıktı beyler
    belirdi ilerden yavaş yavaş geliyor
    bi kaç adım sonra beni gördü
    hadi gül bi kere ebru
    bir gülümseme lütfen
    içim ısınsın da korkmayayım artık yüzükleri elime teslim etmeye geldiğinden
    gülmedi beyler
    -merhaba dedi sadece
    sarılmadı bile
    oturduk kamelyaya
    -ben bişey içer misin diye sordum
    -hayır içmeyecem dedi
    -bişey yer misin dedim
    -hayır dedi
    -borç tahsil etmeye gelmiş gibisin dedim
    konuşmadı

    ---kiminle geldin dedim
    -okuldan bir kız arkadaşım burda kalıyor ama yanında kalmayacağım gece dönüyorum dedi
    -gezmeye mi geldin dedim
    -evet istanbulu görmeye geldim dedi
    -bende istanbulun bir parçası olduguma sevindim dedim
    -sana birşey vermeye geldim dedi
    yüzükleri verecek sandım beyler herşey bitti diyecek sandım
    hani birden ağlama hissi duyarsınız da yaşlar nerden çıkacağını bilemez genzinizde kalırya bir kaç damla
    o modla ne vereceksin dedim
    cüzdanından şimdinin parası ile 10 lira çıkardı
    -bunu al dedi
    şaşkın şaşkın baktım hiç bişey anlamadım
    -karnın mı acıktı bişey mi istiyorsun kantinden ben alırım var param dedim
    -hayır dedi. içeriye sokmaya çalıştım ama almadılar
    seneler geçirdik seninle .her anını çok sevdim seninle olmanın dün gibi her saniyesi ezberimde. hiç sana yanlış bişey yapmadım
    hep sana ait kaldım. hergün benim seni sevdiğim kadar sende beni seviyor musundur diye merak ettim.ama hiç ikna olmadım
    hep kendim seni daha çok sevdiğimi hissettim. beni sevdiğini biliyorum. yada belki de sadece inanmak istiyorum sevdiğime
    burda mutlaka satıyorlardır.bu parayı al git bir kalem bir defter al sonra ne kadar dolu aşk yaşadığını hatıralarımızı yazarak anlat dedi
    -anlamadım ki dedim
    -laf olsun diye mi sevdin beni bu güne kadar dedi
    -hayır dedim
    -kalbin beni sevmeye alıştı diye mi seviyorsun dedi
    -hayır dedim
    -hayatında sırf biri olsun diye mi sevdin beni dedi
    -hayır dedim
    -o zaman ispatla kelebek dedi
    -ne yapmamı istiyorsun anlamadım dedim
    -beni sevdiğine inanmak istiyorum. sensizlik ne kadar zor oluyor bilemezsin kelebek. uykular girmiyor her hatıra saniye saniye gözümün önüne geliyor.
    sensizken bunlarla boğuşuyorum en az benim kadar beni seviyorsan her anımızı hatırlarsın o zaman inanırım sana dedi.
    anladım ne demek istedigini ama taku yemiştim amk. tamamen bir zaman karmaşası geldi gözümün önüne zaman dizini beynimle ön sevişme yaptı
    oraya gittik buraya gittik onu konuştuk bunu konuştuk şunu dedim bunu dedi vay amk ne tak yicem lan ben
    -bu mu affetme sebebin olacak dedim
    -evet dedi
    Tümünü Göster
    ···
  16. 266.
    +1
    123

    ---hala seni sevdiğime inandıramadım demek dedim
    -inandıklarıma tezat şeyler yaptın kelebek dedi
    baktım konu yine elife kayıyor kabul ettim tamam dedim
    -uçağım kalkacak gitmem lazım dedi
    -bir kere sarılabilir miyim dedim
    elini elimin üzerine koydu.
    -seni sevdiğime pişman etme. boşuna sevmişim dedirtme lütfen dedi
    bu nasıl bi istek amk. yazarak olur mu.
    -tamam dedim. ayağa kalktık ben sarıldım o da mecburen sarıldı ama mecburiyet gitti bir süre sonra ne kadar özlediğini ima eden bir sarılma oldu
    gözleri dolu dolu mu desem yoksa umutlu mu desem. yoksa yalvarır bir şekilde mi desem
    -kendine iyi bak dedi
    döndü gitti
    peki nasıl yazacaktım her hatırayı
    bölüğe döndüm
    biladeri aradım
    şu verdiğim adrese acil olarak şurda duran defterleri gönder dedim
    (ebruya yazdığım mesajlar)bana hediye ettiği
    istanbuldaki arkadaşın evinin adresini verdim
    pazartesi ekşın reyize sordum onları içeri sokmamda bir sakınca var mı diye
    ne kadar dedi
    bi kaç defter dedim gözü korkmasın diye
    -dıbına çakim hepsini okumam lazım arkadaşım. gizli birlik burası dedi
    -okuyun komutanım dedim
    -begenmezsem acısı çıkarırım arkadaşım dedi.
    -emredersiniz komutanım dedim
    -tamam getir dıbına çakim dedi. nizamiyeye ben haber veririm dedi
    plan şuydu beyler.ben ne yazmışım mesaja
    o ne cevap vermiş olabilir.
    mesajlardaki ipuçları ile nerde buluştuk ne zaman ne hissettim onları bulup ebruya istediğini vermek
     **
    • *gittim önce bir defter aldım
       deftere benim için ön hazırlık oldu
       ilk önce tüm ilklerimizi hatırladığım kadarıyla yazdım
       tarih dizini olmadan
       çünkü ilk defa denize gittik
       nasıldı onu hatırlıyorum ama tarihini veya neden önce veya sonra oldugunu bilmiyordum
       düşündüm düşündüm o böyleydi bu böyleydi ne hatırladıysam yazdım
       ekşın reyize defterler gelinceye kadar mükemmel ötesi askeri disiplinle yaklaştım
       onun çok sevdiği emir tekrarını yaptım hep
       yüksek sesle tekmiller verdim
       nizami bir asker oldum
       hiç kimseye bulaşmadım
       mıntıkalarda arazi olmadım
       ebruyu da arasıra arayıp nasılsın iyi misin dedim
       bunun ötesinde hiç bir konu açmadım
       sadece olagan günlük şeylerden bahsettim
       ona gereksiz gereksiz şunu yaptım bunu yaptım iştimaya gittik koştuk süründük yattık kalktık
       aşkım demedim hiç bir cümlemde
       veya herhangi bir sevgi belirtisi
       defterler geldi
       ekşın reyiz e getirdim
       -dıbına çakim arkadaşım ben okumam bunların hepsini dedi
       -alabilir miyim o zaman komutanım dedim
       -hayır kitabım bitsin bi ara göz atarım dedi
       4 gün koyduğum yerden kıpırdamadı bile
       hergün alabilir miyim komutanım dedim
       -daha okumadım dıbına çakim arkadaşım dedi
       4üncü gün bana acımış olacak ki
       -al tamam gerek yok okumama dedi
       tarihli ilk mesajdan başladım okumaya
       hepsini tek tek okudum tekrar canlandı gözümde hepsi
       45 gün civarında sürdü yazmam
       cünkü 3 kere en baştan yazmak zorunda kaldım
       bu sürede eğitim timi bitti
       **berelerimizi taktık
       eğitim timinde ikinci oldum
       avantajım cavuş oldugum için askeri temel bilgileri iyice ezberlemiş olmak
       yazıcılarla yakın ilişkide oldugum için o gün göreceğimiz dersleri bilmek ve ön hazırlık yapmak
       sivilde de spor yaptıgım için sporda zorlanmamam
       bunun mükafatı ise ekşının bana daha fazla sempati duyması ve beni çift çarşı ile ödüllendirmek oldu
       ebruya yazdığım bitinceye kadar ebru ile normal konuşmaya devam ettim
       yazıp yazmadığımı sordugu zaman karalıyorum bişeyler deyip konuyu kapattım
       hep mutlu görünmeye çalıştım
       ama onu hiç aksatmadım hergün bazen iki bazen bir sefer arayıp kısa konuşmalar yaptık
       hiç aşk konusuna girmediğim onun da dikkatini çekti
       -beni hala seviyor musun kelebek dedi
       elime düştü mü düştü
       şu soru müstahak oldu ona
       -sen beni seviyor musun?
       -önce ben sordum dedi
       -artık aşkımı duymak değil okumak istiyorsun o yüzden bekle dedim
       -tamam dedi
       -sen seviyor musun dedim
       -bilmiyorum dedi
       bir aşık için en son duymak isteyeceği laf
       amk ya seversin ya sevmezsin bilmiyorum ne demek
       -öğrenince haber verirsin dedim
       -tamam dedi kapattık
       yazdığım kitap şu an anlattığım tarzda değildi
       en azından küfür yoktu
       genelde şiirsel bir yazım dili vardı
       kısaca örnek vermek gerekirse
       ***saatin 5 e gelmekte olduguna aldırmayışımdın
            uyandığımda yanımda olmadığına isyanım
            telefonumun mesaj sesine hayranlığımdın
            gülcülerle muhattap olma sebebim
            yüzüme giden damarların açıcısı
            bacaklarımda ki kasların gevşeticisiydin
            haylazlığımın kulağından tutan
            avuçlarıma sıcaklık katan
            gönlümdeki tatmin
            yüreğimdeki yaşam azmimdin
       **diye uzayan ilk günden nizamiyedeki o güne kadar olan bölümleri
       her satıra dayanan bir anı vardı.
       12 tane de ebruya yazdığım ayrıca şiir vardı bu kitapta
       bitirdikten sonra tekrar tekrar okudum
       10 gün civarında hep ekgib bişey yazdım mı diye düşündüm
       ekşın kitabı istedi
       çünkü biliyordu uğraştığımı
       özel komutanım desemde
       -dıbına çakim arkadaşım burdaki paşaların bilgilerini sızdırmadığını nerden bileyim mecbur okumam lazım dedi
       çaresiz getirdim
       bana hiç yorum yapmadan kitabı baştan sona okudu bir günde
       sonra yanına çağırdı
       -vay dıbına çakim arkadaşım senin ne şimdi bu açıkla bana dedi
       durumu anlattım
       en baştan sona kadar
       inanır mısınız elifin evine gittim diye beni bir akşam yemeği bulaşıgı ve 4 çarşı ile cezalandırdı
       -dıbına çakim arkadaşım kızı kandırabilirsin ama beni kandıramazsın gibmişsindir sen o kızı dedi
       yapmadım etmedim desemde inandıramadım
       herşeye eyvallah cezalar tamam ama kitap iki gün bende kalacak arkadaşım dedi
       -komutanım bu kitaba bağlı herşey göndermem lazım bir an önce dedim
       o zaman git fotokopisini çek yengene de okutacam bazı yerleri hoşuma gitti dedi
       emredersiniz dedim o kadar sayfayı çektirip ona verdim
       tek tek kendisi zımbaladı
       -adresi yaz ben göndereyim kargoyla dedi
       ekşın on numara adamdı beyler
       tanıdıkça çok sevilecek bir insan
       mükemmel ötesi komik ve zekiydi
       haftada 3 sabah kışla etrafında 9 km olan koşu parkuruna beni de zütürürdü diğer göze girip çift çarşı kapmak isteyen askerlerle beraber
       ama yarı yolda kalanları döverdi
       kışla etrafındaki kulelerde nöbet tutan askeri göremezse hepimizi yere yatırır sessiz olma komutu verir
       sessice kuleye tırmanır askerin silahını alır bi de güzelce döverdi
       koşularda tayt giyerdi dizlerine kadar inen
       koşu sonrası odasına gider mekik aleti ile ah uh sesler çıkarak mekik çekerdi
       hep gizli baskınlar yapar askerler vukuat işliyor mu diye onları takip ederdi
       **ona ispiyon yapmaya gelmiş askerleri
       -dıbına çakim arkadaşım sen söyleyince zevkli olmuyor benim kendim bulmam lazım diye gibtir ederken aynı anda döverdi de
       hiç bir askerin maaş konusunda hakkını yemez
       kuruş kısımlarını fazlası ile cebinden karşılar hepsinden helallik alırdı
       fakir askerlere kendi cebinden yardım ederdi
       terziyi çağırıp sadece iğne iplik ister kendi dikerdi
       botunu bana boyatmaz hiç bir özel işini yaptırmaz yaptıracaksada mutlaka rica ederdi
       -dıbına çakim arkadaşım bi çay getirir misin gibi
       subay astsubay berberine
       -dıbına çakim şu saç kesmeyi öğrenmem lazım diyecek kadar garip bir adamdı
       benim 5 çarşımı keser 15 çarşı verir 7 sini yine keser altı verir 3 alır derken en çıkılmaz bir matemetik işlemine sokardı
    Tümünü Göster
    ···
  17. 267.
    0
    124

       ebruyu aradım
       -nasılsın dedim
       -bilmiyorum dedi
       -neden ne oldu dedim
       -birisi kitap göndermiş dedi
       -beklediğin birisi mi göndermiş dedim
       -evet dedi
       -demek birisi olacak kadar uzağım sana artık dedim
       -sevdiğim birisi olarak düzelteyim o zaman dedi
       -arkadaş olarak sevdiğin birisi mi dedim
       -evet dedi
       taa amk o arkadaşlığın
       -tamam ebru başka demek istediğin bişey var mı dedim
       -bu pazar çarşıya çıkacak mısın dedi
       -belli olmaz dedim
       nasıl belli olsun amk ekşın var
       -tamam çıkarsan görüşürüz dedi
       -ne görüşecez dedim
       -sana bişey vercem dedi
       o merakla yaşayacağıma başıma gelecekler yaraktan gelsin amk
       -söyleyemez misin ne vereceğini dedim
       -hayır pazar çıkarsan görüşürüz 
       -tamam dedim
       ekşına gittim
       -bu pazar çarşıya çıkabilir miyim komutanım dedim
       -olmaz dıbına çakim nöbet kilitlediler bana bu pazar dedi
       sesim soluğum kesildi amk
       ---haftaya çift çıkarsın dedi
       -komutanım bu pazar çıkayım bi daha istemem çarşı dedim
       -dıbına çakim eylem mi var bu pazar yürüyüş mü yapacaksın kıllandım dıbına çakim göndermiyorum dedi
       -ebru gelecek komutanım dedim
       -ziyarete gelsin bi saat izin veririm dedi
       ekşını tanıdığım kadarıyla ısrardan nefret eden birisi oldugunu bildiğim için
       -emredersiniz komutanım başka bir emriniz var mı dedim
       -yok dıbına çakim dedi
       akşam defterleri imzalamaya zütürdüm
       bi kere daha sordum
       yine olmaz dedi
       ertesi gün sabah yine sordum yine olmaz dedi bu defa tokatla
       öğle yemeğinde yine sordum
       yine enseme vurdu bir daha sorarsan tüm çarşılarını kapatırım dedi
       akşam oldu
       ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
       -çıkmazsın ben çıkınca gidersin izne dedi
       iyice sinirlendirdi amk
       -o zaman firar ederim komutanım kusura bakmayın dedim
       beni bi güzel dövdü beyler
       -bana mı yapıyon dıbına çakim askerliği istersen firar et nasıl olsa yakalanıp gibe gibe yine yapacaksın dedi
       -razıyım komutanım dedim
       baktı dayaktan uslanacak gibi değilim
       git bana astsubayı çagır dedi
       o geldi
       bu asker hakkında vukuat raporu hazırlayın bir hafta disiplin koğuşu cezası yazın beni tehdit etti dedi
       astsubay emredersiniz deyip odadan çıktı
       herşey hazırlandı
       en son yine ekşının imzasına kaldı iş
       ben zütürdüm imzalatmaya
       imzaladı
       -başka bir emriniz var mı dedim
       -git iç bahçede bekle ben çağırıncaya kadar gelme dedi
       emredersiniz dedim
       gittim aşşagı
       yarım saat sonra yazıcı sigara içmek için aşşağı indi
       bana koştu
       ---olm kelebek benden duymuş olma ekşın seni disipline göndermeyecek dalga geçiyor seninle dedi hafta sonu da gönderecek haberin olsun dedi
       koşarak gidip ellerinden öpesim geldi ekşının o kadar dayağa o kadar eziyete rağmen
       biraz daha durdum
       yanına gittim
       tekmil verdim
       -dıbına çakim ben sana gelme demedim mi dedi
       -bi emriniz var mı diye sormaya geldim komutanım dedim
       -sen dans etmeyi biliyon mu dıbına çakim dedi
       -eh işte biraz komutanım dedim
       -hafta sonu askeri discoda hünerlerini görmek isterdim dıbına çakim dedi
      bine bak makara yapılır da bu kadar yapılmaz amk. şaka yaptıgını öğrenmesem ana avrat söverdim yok lan sövemezdim zütüm yemezdi amk
       -isterseniz pazar günü nöbetinizde yanınızda olayım pazartesi gönderin komutanım dedim
       -gerek yok dıbına çakim dedi
       -emredersiniz dedim gittim
       cuma geçti ses yok
       cumartesi zaten izin günü gelen yok
       pazar sabah erkenden damladı nöbet teslim almak için
       beni gördü
       -disco da neden degilsin dıbına çakim arkadaşım sen dedi
       -bekliyorum komutanım haber gelmedi henüz dedim
       -vay dıbına çakim beraber bekleriz o zaman dedi
       emredersiniz dedim
        8 oldu ses yok 8 30 oldu ses yok herkes çarşıya çıktı amk ben hala bekliyorum gönderecek diye
        9 oldu yine yok
        sürekli giriyorum odasına hani unuttumu diye
        onun odasının dışında duvara yaslanıp çömeldim umutsuzca
        her saniye ona küfür ettim
        birden kapıyı açtı
        -dıbına çakim arkadaşım gel buraya dedi
        -emredin komutanım dedim
        -çarşı defterini getir dedi
        -emredersiniz komutanım dedim
        getirdim
        imzalarken
        -ben bu kadarla affediyorum o eve gitmeni inşallah kız da affeder dedi
    Tümünü Göster
    ···
  18. 268.
    0
    125

    • *elif tekrar ediyorum dıbına çakim senin.
    koştum üstümü değiştirdim
    nizamiyeden dışarı çıkıp
    ilk telefondan ebruyu aradım
    kadıköydeyim dedi
    bindim otobüse gittim yanına
    elinde hiç bişey yoktu
    bana verecek
    -ne vereceksin dedim
    -acelesi yok dedi
    yanında çantası vardı
    ne verecekse o çantadan çıkaracaktı ama çantada pek büyük değildi
    -iyi tamam bekliyorum o zaman dedim
    -teşekkür ederim yazdığın için dedi
    -okudun mu dedim
    -evet dedi
    -istediğin gibi olmuş mu dedim
    -hayır dedi
    bu cevaptan sonra çantadan söz yüzüğünü çıkarıp bana teslim etmesi ihtimali çoğaldı
    onu biraz daha göreyim
    biraz daha sesini duyayım diye
    hiç konuşmak istemedim
    biraz daha bana baksın
    her gece düşündüğüm her an aklımda olan birisini en azından birazcık daha yakından hissedeyim diye sessizce ama herşeye hazırlıklı gözlerine baktım
    bir kaç desimetre uzaklıkta olan ellerine bir daha dokunamayacağım korkusunu kendi ellerimi tutarak
    bir daha dudaklarından öpememe ihtimalimi sıcaktan kurumuş dudaklarımı ıslatarak bastırmaya çalıştım
    -hazır mısın dedi
    neye bile diyemedim
    elini çantasına attı iki yüzüğü çıkarıp masanın ortasına koydu
    ilk defa ağlamaya dudaklarımdan başladım büzüştüler gittiler
    nefes alma fonksiyonlarımı off çekerek normale döndürmeye çalışsamda fayda etmedi
    yüzümü kaldıramadığım için damlalar yüzüme degmeden yerlere döküldü
    -kelebek dedi
    -efendim dedi o halde ona bakamadan
    -bana bak dedi
    sonra damlalar yüzümde yol bulmaya başladı
    parmağını uzattı
    -tak bir kez daha çıkarttırma dedi
    filmlerde sacma sapan aşıklar yolda gördüğü herkesi öper herkese sarılır ya mutluluktan
    onlara saçma sapan diyeni ekşın reyiz gibsin
    haklılarmış beyler herkese sarılıp herkesi öpmek istermiş insan
    bu arada saol dıbına çakim ekşın duaların kabul oldu affetti beni.

    • *babanız alkolikse onun alkolü bırakabileceğini sadece umut edersiniz
    alkolü bıraktım bir daha içmeyeceğim derse de
    her gece eve gelişinde ilk dikkat edeceğiniz şey
    içmiş olup olmadığı olur
    alkolle babanız sizin için aynı anılmaya başlar
    en yakın arkadaşınıza en büyük sıkıntınızı sırlarınızı vererek anlatırsınız
    ondan beklediğiniz tepkiyi alamayınca hem pişmanlık duyar
    hemde ona bir daha birşey anlatmazsınız
    güvenini kaybederek yaşanmaya devam edilecek şey değildir aşk
    kazıklandığınızı hissettiğiniz bir markete bir daha gitmezsiniz
    aşıkken durup düşünebilme olayları gözden geçirebilme yeteneğiniz varsa
    çekeceğiniz acılar daha da azalır
    sevdiğiniz kişi huur olmayabilir ama huur çoçukluğu yapmayacağı anldıbına gelmez
    siz birine deli gibi bağlanmışken
    geceniz gündüzünüz onu nasıl mutlu ederimi düşünmekle geçerken
    aynı tepkiyi size vermemesini bile huurluk olarak algılarsınız
    yıllarca beraber olduğunuz birisinin üzerinde hak sahibi oldugunuzu düşünürsünüz
    zütünü sallayarak yürümesinden
    zütüne geçirdiklerine
    kiminle konuştuğundan
    kimin yanında olduğuna
    sürekli boğarsınız nerdesin ne yapıyon kim var yanında diye
    hepsini bende düşündüm
    ebru nerde ne yapıyor kiminle
    o ceyhun biniyle görüşüyor mu
    erkek arkadaşlarının evine gidiyor mu
    onlarda kaldıgı oluyor mu?
    evet hepsini düşündüm ama sadece düşünmekle kaldım
    hiçbirisini ona yansıtmadım
    sadece gözümle gördüklerimin hesabını sordum
    ceyhunla sarılırken görmem
    o arkadaşı ile el ele diskoda dolaşması
    sizce hayat bu adar tesadüfi mi?

    • *ebru'nun yaptıkları sadece benim gördüklerimden ibaret miydi
    hiç mi sarılmadı başka bir erkeğe
    hiç mi gidip dans etmedi?
    şimdi size bunları sordum
    bende sizin bildiğiniz kadar biliyorum
    sonuç ne peki?
    sadece şüphelendiğimizle kaldık
    gözüyle görmediği bir şey için en kötü anımda askerdeyken hayatımı zehretti bana
    onun için birşey yapmamı istedi
    sabahlara kadar uğraştım yazdım
    onun için ekşından bir trilyon dayak yedim
    bu muydu yani
    hadi affetim tekrar tak barışalım
    aynı mı olacaktı herşey
    sevinmedim mi barışacak olmamıza tabi ki sevindim çünkü seviyorum
    ama parmağı düzelt yüzüğü tekrar tak sonra hadi öpüşelim
    el ele gezelim sevgili olalım yine
    o kadar basit değil beyler
    benim hayatımda bu olayın yüzüğü tekrar taktım
    sonra sarıldık barıştıktan ibaret olmasını istemedim
    böyle bir anı istemiyordum
    -niye geri geldin dedim
    -sevinmedin mi dedi
    göz yaşlarımı da yavaşca kuruladım
    -sevindim geldiğine dedim
    parmağı hala havadaydı
    sadece yüzüklere baktım
    -takmayacak mısın dedi
    -önce biraz konuşalım dedim
    bana trip attı vay efendim istemiyormuş beyefendi boşuna gelmişim o kadar yolu falan diye
    önceden ağlamış olmam
    yaşadığım onsuz günlerin sıkıntısına birde onun bu tribi eklenince sinirlendim

    ---sen benim sözüme güvenmeden o yüzükleri çıkarabiliyorsan tekrar güvenmeye başlayınca kendin neden takmadın dedim
    bana geldin sebebini bile açıklamıyorsun gelmenin
    istediğini yaptım ama amacım beni affetmen değil suçsuzluğumu kanıtlamamdı
    ben bir kere söz verdim sana ve hala da sözümde duruyorum.
    hala güveniyorsan kendin tak. söz yüzüğü bir kere geçirilir parmağa babanın dediği gibi dedim
    konuyu yine eliften açtı vay niye gidiyonda ben gitsem şöyle olurda falan filan
    -anladım ebru sen hazır değilsin bu yüzükleri takmaya içinde hala şüpheler var onları gider öyle gel bana dedim
    -hazır olmasam buraya gelmezdim dedi
    -hazır olsan hiç çıkarmazdın,bi kere şüphe duydun mu çıkarır atarsın bir daha da takmazsın
    senin amacın belli üzüntülerine dayanamadın tekrar takıp mutluluk oynayacaksın benimle
    ben oyun filan istemiyorum en baştan beri seni adam gibi sevdim hala da adam gibi seviyorum
    buna inanıyorsan kendin tak. hala benim takmamı istiyorsan demekki hala şüphelerin var
    benim onunla hala bişeyler yaptığımı düşünüyorsun ve sana tekrar söz vermemi istiyorsun
    hayır ebru bir kere söz verdim.o yüzükleri taktım sözümün arkasındayım karar senin yüzüklerde burda buyur dedim
    • *bunları söylerken haksız olduğum yerlerde yok değil binler kızın evinde ne işin var beynini gibtiğimin kelebeği
    haksız mıydı peki ebru
    haklı oldugu yerler vardı
    kim olsa aynısını yapardı
    sevgilini başka bir kızın evine gittiğini duyacaksın da hadi olmuş madem affedeyim diyeceksin
    daha önce söyledim ben affetmezdim
    o yine de şans verdi geldi
    gelme sebebini sevgisinden başka açıklayabilecek olan var mı??
    benim aklıma başka birşey gelmiyor
    ama seviyorsa da güvensin
    güveniyorsada o yüzüğü zırt pırt çıkarmasın
    yüzükler bir süre bekledi masada
    bi bana baktı bi sağa sola baktı bi yüzüklere baktı
    -takmayacaksan arkadaş olmak istemediğimi zaten biliyorsun ben gideyim dedim
    -git kelebek, çok meraklısın gitmeye dedi
    -hayır kararını bekliyorum bak masada küllük var ya parmağına tak yada küllüğe at bende hayatımın adresini öğreneyim dedim
    -biraz yürüyebilir miyiz dedi
    Tümünü Göster
    ···
  19. 269.
    +1
    126

    • *evet benim de ihtiyacım vardı yürümeye
    hadi takmazsa giderse ne tak yicen amk kelebeği
    gibe gibe peşinde koşacan yine amk artisi
    yüzükleri ben aldım elime
    kadıköyde yürümeye başladık kalabalık insanlar ayırdı yürümemizi ama tekrar tekrar yine kavuştuk
    çok istedim elinden tutmayı
    yarimi öyle bir yere ittim ki tutmasam ellerinde düşecekti
    o kadar yürüdük ki sonunda insan sayısında azalmanın oldugu bir yere geldik
    ben durdum o biraz yürümeye devam etti
    sonra benim gelmediğimi fark edip o da durdu
    geri dönmedi
    ben yaklaştım
    bir elini tutup yüzükleri içine bıraktım
    sonra deniz tarafına dönüp o tarafa yürüdüm
    ben denize bakarken ensemde saclarını hissettim
    kafasını biraz eğerek koyduğu için boyu ancak o kadar yetiyordu
    sonra korkakça ellerini yavaşça böbrek hizamdan göbeğime ordan da kalbime doğru yaklaştırdı
    aşşağı hiç bakmak istemiyordum
    ama güneş yüzüğün tektaşına vururken
    kalbimde gözlerime mutluluk gözyaşları komutunu verdi
    hiç sabırsızlanmadım dönüp ona doya doya sarılmak için
    o gözyaşları içimdeki sıkıntıyı giderdi ohh bee dedirtti
    beni yavaşça kendine döndürdü
    bakamadım ona
    alnı yanağıma değinceye kadar kendime çektim onu
    -çok sevdim seni ne yapayım kelebeğim dedi
    başparmaklarımı kulak altında diğer parmaklarımı da boynundan ensesine uzanır halde gözlerime bakmasını sağladım
    nemliydi gözleri ama gülüyordu
    -hiç bir zaman di'li geçmiş zamanda kalmasın sevgin dedim
    sonra ellerini havaya kaldırdı
    utangaç gülümsemesi ile
    -koltuk altın yırtılmış dedim
    dalga geçtiğimi anlayınca
    -peki sen bilirsin dedi başını yana çevirerek
    ellerimle kendime çevirip
    bir kez öpmek inanın hiç zor olmadı

    • *unutmaya başladığım dudakları hatırlayıp biraz doyum elde edince
    -zaten bugünde öpüşemesem gay olmaya karar vermiştim. dedim
    -zor olmazdı senin için o kadar askerin arasında dedi
    al dıbına çakim kelebek aldın mı cevabı
    öp işte çemçük zütün kaşınıyor illaki
    öpüşmeyi ön planda tutmadık
    bi kaç hasret ve özlem öpüşmesinden ziyade daha çok sıkıca sarılmalar oldu
    ikimizde yine ayrılığın olacagını biliyorduk
    ama bu defa en azından kalblerimiz bir olacaktı
    yemek yemeye gittik bir yere
    sık sık yüzüğü öptü parmağındaki
    onunla sadece karşıya kadar gidebildim vapurla çünkü havalimanına gitmesi gerekiyordu
    ve benimde geri dönmem gerekiyordu kışlaya
    vapurda yan yana sarılarak geçirdiğimiz yolculuk diğer dönüş vapuru hareket edinceye kadar yüz yüze oldu küçük öpücüklerle
    kalkan vapurum denizden karadan ayrılırken
    bize gelen geçenler ne oldu lan bunlara neden ağlıyorlar diyecek kadar dikkat çekiciydi
    aşk bitti sıra ekşın reyize geldi
    bir an önce gitmem lazımdı geç kalmam halinde kim bilir kaç çarşımı daha kapatacaktı
    vapurla kadıköy ordan küçükyalı derken
    düştük ekşın reyizin kucagına
    üstümü değiştiremedim biraz geç kaldığım için
    benden başka geç gelenlerde vardı
    ekşın akşam iştimasına geldi
    yoklamaları kontrol etti
    üstünü değiştirmeyenler burda kalsın digerleri yemekhane geçsin dedi
    ben ve yaklaşık 20 kadar kişiye
    sadece 10 dakika verdi kamuflaş ve botları giymek için
    koştuk geri gelebilen geldi
    gelemeyenleri tespit etti
    biraz bekledikten sonra gelenler ve gelemeyenler diye ikiye ayırdı
    herkesi yere yatırdı
    -dıbına çakim arkadaşlarım sizin galiba gözleriniz bozulmuş çünkü kolunuzdaki saati görüp zamanında gelemiyorsunuz
    mıntıka yapılacak ama gözünüz bozuk oldugu için ayakta yapamazsınız sürünerek yerdeki pislikleri yakından görerek iyice temizleyin dedi
    herkes ruh haline göre tepki verdi içinden ama ben gülümseyerek yaptım
    -dıbına çakim arkadaşın sen iyice sürün kirli kirli asker gibme fantazimi senin üzerinde deneyeceğim dedi. bana
    • *

       **gerekli cezalar çekildikten sonra ekşın tarafından yemekhaneye zütürüldük
        yemekhaneci asker yemeği bol bol dagıttığı için bize kalmamış
        bunu farkeden eşkın panik atakla yemekçi askerlere verdi veriştirdi
        ama sonra hatanın kendisinde olduğunun farkına varıp onların üzerinde ki ellerini çekti
        süründürdüğü herkesi yine komutası altına alıp askeri fastfood a zütürdü
        ve herkese tost ısmarladı
        hamburger yemek isteyenlere sağlığa zararlı dıbına çakim tost yeyin dedi
        yemek istemeyenlere tehdit yoluyla yedirdi aç kalmanıza izin veremem diye
        o gün onun nöbeti olduğu için bende o nereye ben oraya arkasında dolandım durdum
        yat iştimasını aldıktan sonra subay ast subay gazinosunda tv izleyerek dinlenmeye aldı kendini
        bende mecburen tahaf ettim sürekli bir ihtiyacı var mı diye
        derken beklediğim soruyu sordu
        -anlat dıbına çakim arkadaşım ne yaptın dedi
        -süründüm komutanım dedim imalı bir şekilde
        -gel dıbına çakim arkadaşım beyninde temassızlık var senin anlaşılan dedi
        yanına yaklaştım alnıma patlattı iç tokatı
        -komutanım sabahın ilk ışıklarında umutsuz bir güne uyandım beni bekleyenime kavuşamayacağım için. lakin ilerleyen zaman içerisinde gerekli
        merciilerden gerekli izinleri aldıktan sonra kendimi nizamiye dışında otobüse koşarken buldum. aslında sadece otobüse koşmuyor sevdiğime de koşuyordum
        hoş ne olacağını beni neyin beklediğini bilmiyorum.bir türlü gelmeyen doğru otobüse tekerinden başlayıp şoförüne kadar uygunsuz saygılarımı belirttim.
        vesselam otobüs geldiği zaman içine binmeye bile cesaretim yoktu korkuyordum komutanım
        -dıbına çakim senin beynine reset atmak lazım nasıl konuşuyon öyle doğru düzgün gittik oldu olmadı desene dedi
        -kitap okumayı sevdiğiniz için böyle konuşuyorum komutanım dedim
        -bu bir emirdir anlat dıbına çakim dedi
        -beklenen yere vardığımda vücudumda ana üssü kalbim olan değişik belirtiler meydana gelmeye başladı
        ama benim en çok ihtiyacım olan organım ayaklarımdı.hem onun yanına kadar yürüyebilmek hemde karşılaşacağım olumsuz bir durum karşısında
        ayakta durabilmek için.bir adım attım onu gördükten sonra
        günlerce beklediğim bu görüşmede haketmiş olayım yahut olmayayım tek ihtiyacım bir sıcak gülümseme idi
        lakin gülmedi komutanım
        birbirlerine mecburen selam veren asker komutan selamlaşması oldu sadece
        bu bir kötüye işaretti
        oturup konuşulma esnasında masanın üzerine çıkarılıp konulan iki adet yüzük işaretleri iyice belirgenleştirince
        askeriyedeki mantık dışı cezaların aslında yaşanılan hayat için bir ipucu olduğunun farkına vardım
        ağaç a neden selam verilir? mantık 0
        bir ömür rayında ilerlerken neden birine aşk selamı verilir yıllarca hemde esas duruşun en alasında
        ---içtim mi dıbına çakim sen dogru dürüst anlat şunu dedi ekşın
        -o yüzüklerin masada olmasının sebebi benim tekrar takmamı istemesiymiş komutanım dedim
        -taktın mı dedi
        -kendisi taktı komutanım dedim
         -tamam gerisini anlatma belliki bundan sonra askere illegal işler yapmışsınız dıbına çakim dedi-gitti mi dedi
        -gitti komutanım dedim
        -tamam dıbına çakim o bir daha gelinceye kadar çarşı iznini kapatıyorum senin dedi
        -ama diyebildim sadece
        -dıbına çakim sen gider başka bir kızın daha evine girersin. yeter dedi
        -emredersiniz komutanım dedim
        -sen bu askerlere de böyle mi anlatıyorsun abazan hikayelerini dedi
        kem küm ettim
        -dıbına çakim askerlerin suçu yok ki dedi
        -başka bir emriniz var mı dedim.hem kaçmak hemde muhtemelen sinirlenme ve beni cezalandırmasından kaçmak için
        -nasıl olsa bu gece yatamazsın sen gece devriyesine benimle gelirsin dedi
        -emredersiniz dedim
        aşşağı indim ebruyu aradım
        onun da alanyaya dönmüş olması lazımdı
        insan hayatın eksilerini bir kere düşünmeye başlayınca önce bir dal sigara sonra düşünme devam ederse çakmağa gerek kalmadan
        yakılan diğer sigara hayatında eksi sayısı çoksa markete gitme
        koy gitsin bu hayatın zütüne diyebilecek kadar vahimse durum taşıyabildiğin ve cebin el verdiği kadar aldığın alkol
        ve sonrasıdır yalnızlık
        askeriye gibi bir yerde içme imkanların kısıtlıysa bir dost selamı en alkollü içkidir
        benim tek dostum ebruydu
        bir gülümsemesi aşkım demesi özledim demesi yılların beni süründürmüşlüğünü dizlerimi çürütmüşlüğünü unutturmak için yeterliydi
        öyle de oldu
        mutluydum çünkü artık duyduğum kelimeler arasında aşkım ı da seçebiliyordum
        işin doğrusunu söylemek gerekirse özlemle birlikte sadece onlara konsantre oluyordum
        bana aşkım diyordu aşkım
    Tümünü Göster
    ···
  20. 270.
    +2
    127

        **konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı
        ben de net bir şey söylemedim.
        telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken
        ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek
        aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü
        -gel dıbına çakim nerdesin dedi
        -emredin komutanım dedim
        -bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi
        gittim ikisinide buldum geldim
        bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun
        askerler içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim
        hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı
        olay şu
        bu iki salak aynı tertip. hemde benim tertip
        birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar. sürekli beraber takılıyorlar.
        birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar
        bir tanesinin annesi dul
        huur çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor.
        resmen düpedüz yatma teklif ediyor.sen dulsun kaşınıyordur falan diye.
        annesi sapıktır diye kaile almıyor
        ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor
        dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor
        ve bu durumu oğluna anlatıyor. çocuk deliriyor
        ama huur çocugu nöbette oldugu için
        o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp
       hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor
       asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor
       bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten
       telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor
       astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için
       rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor
       astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor
       ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu
       birbirlerini gece öldürmesinler diye
       ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü
       arkalarından da evrakları gönderildi
       artık ne tak yediler bilmiyorum

       **herkesin yazılmış bir hikayesi vardır
        herkesin kitabının adı da aynıdır kader
        ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir
        siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız
        bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim
        bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme
        hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu
        tek bir kişi üzerine kurulan hayaller
        ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır
        yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki
        gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır
        büyük annemi kaybettiğim o günlerde
        ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim
        kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve
        hepsinde de yanıldı
        oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim
        ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi
        acı bir tecrübe ile verdi hayat
        ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı
        bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen
        bir kişiye değişilmişti
        kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim
        yaşlanmış bedenine mi üzülsün
        geri gelmeyecek yıllarına mı
        vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı?
        nur içinde yat..
        yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum
        verilen cevap çok manidar beyler
        1 mayıs 2005
        yani doğum günüm
        aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı
        bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak
        ama hiç izin kullanmazsam
        kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak
        kullanmazsam ebrusuz ne yapacam
        kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına
        ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya
        ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken
        diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni gibiyordu
        bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor
        bazen bana soruyor
        bana garip cezalar verip eğleniyordu
        yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi
        -al dıbına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan gibme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi
        -emredersiniz dedim elime aldım telefonu
        -vay dıbına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı
        günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı
        3 üncü hafta yalvarmak ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde
        -karaköyde nöbet tutacam oraya gidersen dıbına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi

    • *izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi.
    kiminle geleceğini sordum
    annem babam ve kardeşim dedi
    o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk
    cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında
    ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü
    her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki
    benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu
    -dıbına çakim senin defterin nerde dedi
    -uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim
    gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve
    -dıbına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi
    -hayır komutanım var sağolun dedim
    işi gücü bıraktı
    -ne oldu dıbına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi
    -haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim
    -olmaz dıbına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi
    -ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim
    -herhangi bir vukuatta yardımcı oyuncu rolü bile oynarsan sonucunu biliyorsun dıbına çakim dikkat et dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    -tamam bu hafta da çık çarşıya dedi
    -ben aslında hafta çift çıkabilir miyim diye lafı ağzımda dolaştırdım
    -vay dıbına çakim kucağımda bir ağırlık hissetim(kucağıma düştün kelebek)
    -siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
    -sen çavuşsun dıbına çakim bölükte hiç vukuat olmazsa çıkartırım çift çarşıya dedi
    -emredersiniz dedim
    odadan çıktım
    Tümünü Göster
    ···