-
76.
+2144
ben niye mi katlanacaktım bu filme??
ileriyi görme diyelim
geceleri ne tak yiyeceğimi bilemez halde askerlik yapmak istemiyordum
-karnın aç mı dedi
önce şu kalacagımız yere bi gidelim valizi filan bırakayım dedim
-hmm nerde vardı dur bi saniye dedi
telefon açtı bir arkadaşına
telefonla konuşmayı yarıda kesip
-kız arkadaşımın evinde boş oda var orda kalalım mı dedi
-sen bilirsin dedim
düşünmeden ama aslında otele verilecek parayı düşünerek
-tamam hadi gidiyoruz dedi telefon konuşmasından sonra
eve gittik
aynı ev daha önce gittiğim
kızlar beni daha önceden tanıdığı için
hoş denilebilecek bir karşılama
ben odaya geçtim
ebruda geldi
-biraz yorgunum uzanayım dedim
-tamam dedi
3 4 saat uyumuşum akşam olmuş
seslere uyandım
sanki çarşı marş bestelemiş onu deniyorlar ama henüz hep bir ağızdan söyleyemiyorlar
dışarı çıkmaya bile korktum amk kalabalıktan
• *çünkü muhtemelen içeri girince insanların hepsi birden bana bakacak
ve buyrun bu da kelebek diyecek birisi
elimi yüzümü yıkamam lazım odadan çıkamıyorum korkudan sanki umumi wc de açık renkli donuma sıçtımda topluma çıkmaya korkuyorum
hafifçe araladım kapıyı
baktım kimse yok piyasada
bekledim ebru gelir diye
hani telefonda yok ki ebru gel kalktım artık diyeyim
yarım saat kadar daha bekledikten sonra ebru geldi
-uyandın mı derken öpmesi de bir oldu
-bunlar kim dedim
-arkadaşlar dedi
-ilk gün sadece ikimiz oluruz sanıyordum dedim
rahatsızlığımı belirtmek için
-kusura bakma hadi gel dedi
-ebru böyle tanışma mı olur dedim
-ya gel bişey olmaz dedi
üstümü değiştirdim ondan aldığım cesaretle beraber dışarı çıkıp zaten kısa olan saçlara aklımca ayar vermeye çalıştım
içeri girmeye hazırım ama hangi kimlikle gireceğimi bilmiyorum
sessiz sakin olsam
mal amk bu derler
çok konuşsam ne diyo lan bu derler
ne tak yiyeceğimi bilmeden içeri girdim
haliyle bir sırıtma belirdi suratımda nezaketen
hepsine bi göz gezdirdim
bildiğin insan amk kahvede maç izleyen cemaatin tv sinin önüne geçmiş gibi hissettim kendimi
merhaba dedi hepsi gel otur diye de yer gösterdiler
ama benim nedense ebruyu annem ellerini de en güvenli yermiş gibi hissetmek geldi içimden
velhasıl oturduk -
77.
+2143Tümünü Göster
---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
-muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
-olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
-aşk dedim
güldü
-müzik kime ait peki dedi
-kalbim ritimleri belirliyor dedim
-deli yaa dedi
-delirten kim acaba dedim
-tamam yine suçlu benim o zaman dedi
-ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
-suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
-az kaldı merak etme dedim
-ankaraya gelsene kelebek dedi
-ne zaman dedim
-izin kullan gel dedi
amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
-tamam bakarız diyebildim
ama tepkisi sert oldu
-bakma gel işte dedi
-tamam ebru geleceğim dedim
-hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
-ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
-iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
-gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
-tamam aşkım dedi
-beni hala seviyor musun dedim.
-düşünmem lazım dedi öyle makarasına
-niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
-seviyormuşum o zaman dedi
-bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim
• * tel kapandı
hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
kasıntı uzman çavuşlardan birisi
-kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
yat kalk
ve ekşın
geriye dönüş yaptı bana karşı
-gel dıbına çakim arkadaşım dedi
sabah içtimasından önce
ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
-dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
-emredin komutanım dedim
-sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
ben içtimaya koştum
o da geldi
içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
-dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
benimle alakasını düşünürken devam etti
-dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
-ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
keşke demeseydim
---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
-emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
ama ekşına eli boş gidilmezdi
bi tanesini not aldım
izni bitmiş ama çok özlemiş
bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
diye ekşına notları verdim
-görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
getirdim
-görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
-memnunum komutanım dedi bin
-tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
-gel dıbına çakim dedi bana
yanına yaklaştığımda
-yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
-siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
-tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
-iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
-kalmadı komutanım dedi asker
-izin istiyor musun dedi
-hayır komutanım az kaldı zaten dedi
-tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
-diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
-elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi
• * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
-çağır dıbına çakim dedi
-anlat dıbına çakim dedi askere
asker durumunu anlattı
annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
-tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
-başka var mı dıbına çakim dedi
-şimdilik yok komutanım dedim
-vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
diline düştüğüm adamın farkındasınız
-görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
-emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
zaman geçti
ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
ebruyla görüşmelerimizde
gelmiyor musun
ne zaman geleceksin
gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
güvensizlik konuşmalarından sonra
mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
yine ertelendi 45 gün sonraya
ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
ekşında verdi fazla zorlamadı
10 gün daha izin aldım
direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
normal bir telefonla onu aradım
• * -nerdesin dedim
-yurttayım dedi
-ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
-hayırdır dedi
-bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
-bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
yerimi söyledim
-sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
gelince kızdı bana
-neden haber vermiyorsun diye
-kusura bakma dedim
-kaç gün izin kullanacaksın dedi
-10 gün dedim
-tamam yeter dedi
-kaç gün burda kalayım dedim
-10 gün tabikide dedi
ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
-10 gün nasıl kalacam burda dedim
-pansiyonda kalırız beraber dedi
-alanya dedim
-bensiz gidemezsin kelebek dedi
-beraber gidelim o zaman dedim
-okul var dedi
sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
iznin bin olacağı şimdiden belliydi
inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
kalacak olsam para yok
-alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
-bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
resmen beni çevresine tanıtmak
kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
öyle ahım şahım da değilim ki amk
bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
ebru bilmiyor ki
her çiçek arının damağına göre güzel
• *hani olurya amk manitanız aşkııııım bi film çıkmış mutlaka gidelim der
siz hangi filmdir diye sorarsınız en sevmediğiniz tarzda taktan bi film çıkar
ama gibe gibe de gidersiniz baygın baygın 1 buçuk saat filmi izlersiniz
nasıldı diye sorunca çok iyiymiş diye eleştirmen olursunuz iki dakika
ebrunun beğendiği film on gün sürecekti -
78.
+2142Tümünü Göster
---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
-emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
ama ekşına eli boş gidilmezdi
bi tanesini not aldım
izni bitmiş ama çok özlemiş
bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
diye ekşına notları verdim
-görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
getirdim
-görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
-memnunum komutanım dedi bin
-tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
-gel dıbına çakim dedi bana
yanına yaklaştığımda
-yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
-siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
-tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
-iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
-kalmadı komutanım dedi asker
-izin istiyor musun dedi
-hayır komutanım az kaldı zaten dedi
-tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
-diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
-elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi
• * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
-çağır dıbına çakim dedi
-anlat dıbına çakim dedi askere
asker durumunu anlattı
annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
-tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
-başka var mı dıbına çakim dedi
-şimdilik yok komutanım dedim
-vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
diline düştüğüm adamın farkındasınız
-görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
-emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
zaman geçti
ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
ebruyla görüşmelerimizde
gelmiyor musun
ne zaman geleceksin
gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
güvensizlik konuşmalarından sonra
mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
yine ertelendi 45 gün sonraya
ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
ekşında verdi fazla zorlamadı
10 gün daha izin aldım
direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
normal bir telefonla onu aradım
• * -nerdesin dedim
-yurttayım dedi
-ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
-hayırdır dedi
-bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
-bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
yerimi söyledim
-sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
gelince kızdı bana
-neden haber vermiyorsun diye
-kusura bakma dedim
-kaç gün izin kullanacaksın dedi
-10 gün dedim
-tamam yeter dedi
-kaç gün burda kalayım dedim
-10 gün tabikide dedi
ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
-10 gün nasıl kalacam burda dedim
-pansiyonda kalırız beraber dedi
-alanya dedim
-bensiz gidemezsin kelebek dedi
-beraber gidelim o zaman dedim
-okul var dedi
sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
iznin bin olacağı şimdiden belliydi
inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
kalacak olsam para yok
-alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
-bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
resmen beni çevresine tanıtmak
kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
öyle ahım şahım da değilim ki amk
bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
ebru bilmiyor ki
her çiçek arının damağına göre güzel -
79.
+2138Tümünü Göster
• *babasını aradım ebrunun
normal nasılsın muhabbetinden sonra
laf aralarında tekrar tekrar sordum herşey yolunda mı diye
evet amk hiç bi tak gözükmüyordu
adamın olaylardan bile haberi yok gibiydi
aynı gün akşam ebruyu tekrar aradım
nasılsın sorularımda yine soguk cevaplar verdi olayın detayını hiç anlatmadı
-ee sen nasılsın diye bana döndürdü muhabbeti
-hiç iyi değilim dedim
-neden dedi
-nedeni anlatması gereken sensin ebru dedim
-ben iyiyim beni merak etme dedi
-başka kim var merak edilecek bende ki dedim
-ne bilim anneni et babanı et dedi
-seni merak etmemi istemiyor musun dedim
-üzülmeni istemiyorum dedi
-üzme o zaman sende mutlu ol dedim
-ol demeyle olsa keşke dedi
-lafı uzatma ebru demek istediklerini söyle bekliyorum dedim
-konuşuyoruz işte daha ne diyim dedi
-şimdi iyi değilsen sonra tekrar arayayım dedim
-aramana gerek yok dedi
-aramayayım mı hiç dedim
bişey demedi
peki sen bilirsin desem o telefon kapandıktan sonra gibe gibe yine arayacağım için demedim
-ben geleyim mi izne dedim
-kışın kullanırsın dedi
-tamam yanına gelirim ama dedim
-tamam dedi
• * o tamam bile mutluluk vericiydi korkularıma
-hasta mısın ebru dedim
-yok iyiyim merak etme dedi
bu tarz konuşmalar 1 hafta sürdü
ben hala neler oldugunu çözememiştim
bir hafta sonra terhise gidecek olan üst devrenin birisinden cep telefonunu aldım
artık işi mesajlaşmaya dökmem lazımdı geceleri çünkü bi sorun vardı amk
ama normal konuşuyordu sadece
seni seviyorumlara tek cevabı bende idi
o bana demiyordu seni seviyorum diye
her kurdugu cümlenin sonuna aşkım koymuyordu
gündüzden içmeye karar verdik
taburun kamelyasında gece içtimasından sonra içecektik
benim kafam içmeye gerek kalmadan sarhoştu zaten
çözememiştim ebrudaki sorunu bir türlü
bir asker daha vardı bizimle gelmek istiyordu içmeye ama
bizimle gelenlerden birisi gibtir etmiş bunu çok konuşuyor diye
harbidende tam bi yavşaktı çenesini gibtiğim
içtima sonrası
kamelyaya indik
gündüzden ayarlanmış içkileri plastik bardaklara doldurduk
ben üzülüyordum öyle kös kös
ilk bardagı direk içtim
ikinciye yudum yavaşça
üçüncüyü içerken kafamdaki yıldızlar
içeri giren ilk kişinin yıldız sayısını takıldı
her taraf yıldızdı omzunda
tabur nöbetçi subayı beyler
tabur nöbetçi astsubayı
uzman çavuşu
nöbetçi astsubaya emir verdi komutan
ne içiyorlar bak dedi
alkollü komutanım dedi
• *bir kişi 4 kişiyi nasıl pert eder o gece anladım
bizim karşılık verememizin de etkisi vardı tabiki
uzman çavuşla revire gittik alkol kontrolü için
sadece ağızdan koklayarak alkollü oldugumuz kanaatına geldi
tabura dönüp sabaha kadar tek ayakta bekledik
sabah nöbet devri esnasında ordaydık
vukuat vardı
ekşın beni gördü
bişey demedi odasına gitti direk
herşey bir anda yayıldı tabura
sabah içtimasına çıktık
tabur komutanı
o alkolik pekekentler buraya gelsin dedi
tüm tabur önünde işfa etti bizi
saydı sövdü iki tanesi de kendi habercisiydi yakalananların
ben ekşının suratına bile bakamadım
hiç birşey demedi bana
konuşmadı bile amk
ne odasına çağırdı sayıp sövdü
ne de dövdü
hiçbirşey demedi
bizim savunmaların alınmasına bölük astsubayı yardım etti
sonradan öğrendik ki bizim çağırmadığımız asker uyuz olmuş
muhabereye gidip kışla komutanı numarasını istemiş
zaten burdan anladık gammazlandığımızı
kışla nöbetçi amirliğini arayıp
taburun kamelyasında içki içildiğini söylemiş
ordan bizim tabur aranıp gidin bakın emri verilmiş
hemen cep telefonunu çöpe atarak imha ettim
bi de ondan yakalanmayayım diye
ebruyu arayıp durumu anlattım
-aferim iyi yapmışsın diye kızıp kapattı telefonu görüşürüz dedi
ben hergün aramaya devam ettim tek konuşulan konu ne oldu idi
savunmaları vermek uzun sürdü
bölük astsubayı bize çok yardımcı oldu
örnek vakalar araştırıp alınan cezalardan bahsetti
nasıl savunma yazmamız gerektiğini söyledi
dosyalarımızı bir ayda hazırladı
yani ne kadar geç olursa o kadar iyi diye
bu sırada taburda adımız alkoliğe çıktı
haliyle başka hiç bir vukuata karışmadığımız gibi
gider yapıp dalga geçen askerlere bile fazla diklenmedik
o bine de hiç dokunmadık bizi gammizledi diye sırası vardı çünkü
kendi aramızda planı yaptık 4 ümüz
ne diyeceğimiz nasıl soktugumuz
ne kadar içtiğimiz konusunda
ebru da bu arada ankaraya okul için çoktan dönmüştü
onu davet edemiyordum çünkü çarşı sadece beşiktaş tribünlerindeydi artık bizim için
ekşın bana makara yapmıyor
dıbına çakim kelimesini bile dinlemiyor
kulağım hep onun odasında bana seslenir mi diye beklerken
bizim dediği şarkımız çalınca onu atlatıyordu
çayını almaya kendisi gidiyor
bazen ben dururken yazıcıya birini çağırmasını istiyordu
ebru ile de aramız gittikçe soguyor
telefonlarımın bazılarına cevap vermiyordu
izin alıp yanına gitmem gerekiyordu ebrunun ama ekşından izin almaya zütüm yemiyordu
bitiyordu lan resmen ilişkimiz
gitmem lazımdı amk
suç üstüne suç işleyip bi de firar mı etseydim amk
cep telefonu kullanmadığım için geceleri de mesajlaşamıyorduk
hala sebebini bilmediğim bir sogukluk vardı
telefonda her soruşumda bişey yok diyordu
konu kapanıyordu
hiç izne gelicek misin diye sormuyordu
hiç özledim demiyordu
bende aramayı azaltmaya başladım
hani özler mi merak eder mi bir sonraki aramamda biraz daha sıcak davranır mı diye yok amk
sonra yine mecburen aramaya devam ettim
az da olsa hissettiğim sevgisini duymak için
bomtak bir hayat olmaya başladı
geçen günler iyice geçmez oldu
aklım mahkemede ne olcak ebruyla ne olcaklardaydı
ilk mahkeme 45 gün sonra olduı
ifadelerimizi aldı
bir tane asker ailevi sorunları nedeni ile pgibolojik ilaç kullandığını söyledi
bir tanesi hiç içmediğini iddaa etti
ilaç içtiğini söyleyenin doktor raporunu
içmediğini söyleyen içinde revirde kontrol eden doktoru mahkemeye davet ederek 45 gün sonraya salladı mahkemeyi
ilk mahkeme sonu ekşından izin istemek için kapısını çaldım
-bir maruzatım vardı komutanım dedim
-söyle dedi bana bakmadan
-uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim
-izin yok bu hafta çarşıya çık dedi
-komutanım dedim lafımı keserek
-çıkabilirsin dedi
resmen gibtir etti beni
ebruyu tekrar aradım
istanbula gelebilir misin hafta sonu dedim
-başka arkadaşlara söz verdim haftaya geleyim dedi
hangi arkadaş amk ne sözü sinirlendim zaten doluydum amk hem izne çıkamıyorum hem askerlik tak gibi
sevgili sevgili olmaktan çıkmış amk günleri geçmiyor
-bu hafta gelirsen gel gelmeyeceksen bir daha da gel demem dedim
-tamam gelmem bende dedi
-tamam gelme kendine iyi bak dedim kapattım telefonu
gittim bir kenara oturdum iyice ağladım
içimdeki sinir biraz azaldı
hafta sonu geldi
ekşının nöbetçi oldugu gün çarşıya çıkacaktım
çarşı defterim imzalanmış herşey hazırdı
herkes çıktı ben astsubaya rahatsız oldugumu söyleyip çıkmadım
öğlen yemeği esnasında ekşın beni gördü
-neden çıkmadın dedi
-rahatsızım komutanım dedim
-odama gel yemeğini yeyince dedi
-emredersiniz dedim
yemeği yedik
odasına çıktım
-niye çıkmadın dedi
-biraz rahatsızım dedim
-izin mi istiyorsun dedi
-hayır komutanım artık istemiyorum dedim
-tamam evraklarını hazırlat pazartesi git dedi
-gidecek bir yer kalmadı komutanım dedim duygulanmış bir şekilde
-niye dedi
-biz ayrıldık komutanım dememle ağlamam aynı zamana denk geliyordu
-otur kelebek dedi
karşısına oturdum
cep telefonunu çıkardı masaya koydu bana dogru biraz uzattı
kalktı gitti odadan
kapıyı kapattı çıktı ben ayakta kaldım ona saygıdan o kalkarken kalktıgım için
git demediği için
o gelmeden gidemeyeceğim için oturdum kaldım orda bir saat
geri geldi
telefonuna hiç dokunmadığımı gördü
-çıkabilirsin izinlisin git yat dedi
koğuşa çıktım öküz gibi uyumuşum
sabah içtimasından sonra ebruyu tekrar aradım
sadece nasılsın iyi misin diye sordum
hiç bişey yokmuş gibi iyiyim sen nasılsın dedi
-bende iyiyim dedim
mahkemeden haber var mı diye sordu
yok dedim
-bu hafta geliyorum istanbula dedi
-iyi kiminle dedim
-yalnız dedi
-hayırdır ne yapacaksın dedim
-sevgiliminle görüşeceğim dedi
-iyi geçer inş dedim
-hayırlısı inş izin alabilir dedi
-çalışıyor mu dedim
-yok asker dedi
bi dakika lan benden mi bahsediyordu amk
-ismi ne dedim
-kelebek dedi
efendim demişim amk heyecandan -
80.
+2137Tümünü Göster
bulabildiklerimi çağırdım nöbette veya görevde olanlar kaldı
ekşın bu amk gibecek de millet nasıl domalacağını bilmiyor
askerler o halde yani
---kendinizi nasıl affettirebilirsiniz dıbına çakim dedi
hiç birisinde ses yok suratlarından tek okunan korku ve pişmanlıkları belki biraz da kendilerine kızgınlıkları
-beni tatmin etmek zordur dıbına çakim yakaladım hepinizi sonuçlarına katlanacaksınız dedi
bi kaç tanesi emredersiniz dedi
ekşın hepsinden duymadığı için
-anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
hepsi emredersiniz dedi bu defa
-kelebek bana yazıcıyı çağır dedi
gittim çağırdım
elindeki yakalanmış asker listesini yazıcıya verdi
-bu arkadaşlarıma dönüşümlü olarak nöbetleri geçir. çarşı defterlerini getir çekmecemde dursun. koğuşları yıkasınlar. bahçeyi bunlar sulasın. tüm işlerde bunları
taş ocagı mahkumları gibi kullanın ikinci bir emrime kadar dedi
yazıcı emri aldıktan sonra
askerleri de gönderdi
-dıbına çakim kandırdın beni kelebek fantazilerimi senin yüzünden uygulayamıyorum dedi
hayırlısı olsun komutanım deyip arazi oldum yanından
yapılacak geniş kapsamlı denetimler yaklaşıyordu
sorulabilecek tüm sorular ve yapılacak spor ve atışlar konusunda ekşın tarafından uyarılıp denetime hazılanıyorduk
her komutan gibi o da bölüğünün başarılı olmasını istiyordu
kendi teknikleri ile eğitimi çok zevkli bir hale getiriyordu.
adamın zaten kelime dağarcıgı çok komik. askere hitap tarzı çok iyi kendisi de son derece bilgili askeri konularda
• *ebruyla olan bir kaç konuşmamızda kendisine mektup da yazmamı istedi
aslında bir sevgiliye mektup yazmak çok zordur.
duygularınızı direk kalbinizden alıp beyaz bir kagıda kopyala yapıştır yapmak kolay değildir,
bu kadar kolay olsa ne siyah renk kalır dünyada yazmak için kalemle ne de bir yeşillik ormanlarda
sürekli konuştugun halini hatrını sordugun herşeyini bildiğin birisine de
nasılsın iyimisin beni soracak olursan süperim amk da denmezdi.
özlemi kelime oyunlarıyla farklı dillere döküp dudağının bükülmesine sebeb olmayı istemeyecek kadar çok seviyordum onu
uzaktaki bir sevgilinin tek ihtiyacı olan mesafelere ragmen sevildigini
en az onun kadar kalbinde aklında ruhunda oldugunu ispatlamaktı
içinde hiç nasılsın iyi misin ben iyiyim içermeyen onlarca mektup yazdım ona
sadece birini örnek olarak vereyim hatırladıgım kadarıyla
---nerde yürüdüğünü bilmezken birden bir kelebek çıkar karşına
alışık değilsindir fazla görmeye
hayranlıkla onu ürkütmeden izlemeye çalışırsın
yavaşça yaklaşarak daha yakından görmek istersin
o kadar küçük ve masum bir böcekten bile
birden hareketlenmesinden dolayı korkarsın kendini geri çekersin
ama yine de onu bırakamazsın kanat çırpasını izler nereye konacagını takip edersin
bir yere konacak gibi olursa bir iki adımla ona yaklaşırsın tekrar
eğer konarsa hiç yorulur muyum diye düşünmeden onlarca adımı tekrar atarsın
yine uçar yine hevesin kaçar ama yine de gözün kelebekte kalır
aşkta böyledir işte
normal hayatının dışına çıkarır seni
birden çıkar hep karşına
ne kadar güzel dersin
utanarak yaklaşırsın heyecanınla
seni görmesine izin verdiği kadar yaklaşırsın
hiç gitmesin istersin
gitmemesi için çekingen bakarsın hep kendinden ödün verirsin
ama gider kısa bir süreliğine de olsa bazen
her adımı izlersin eğer sevdiysen tekrar yakınlaşmak için
tekrar umut verse koşarsın sebebini bilmeden
geçen yıllarına hiç acımazsın peşinde koşmaktan
bir gün biter yada bitmez ama kalbin hep aşk kelebeğinde kalır...
• *bu tarzda sade mektuplar yazdım ebruya
telefonlarda hep mutlulugunu dile getirdi mektupları okuması ertelerinde
bu da bana haz verdiği için daha da önem vererek yazdım
ekşın bölüğü rockynin taksa hazırlanması gibi hazırlıyordu
dağ bayır koşup italyan çukurlarından çıkma mücadelesi verirken
gezlerde gözlerde arpacıklardaydık hep
ekşın askerlere daha özenle davranıyordu
denetim öncesi haftada
ekşın benden cezalı askerleri çağırmamı istedi
telefondan yakalananları çağırdım
-dıbına çakim başka çarşı cezalısı arkadaşım var mı yazıcıya sor dedi
gittim bi kaç tane daha değişik sebebten çarşıları kesilmiş askerleri de buldum geldim
• * hepsine hitaben
-dıbınıza çakim arkadaşım hepinize çarşı izni veriyorum bu haftalık. göstereceğiniz performasın gözüm açık değil fermuarım açık izleyecem dedi
açık açık tehdit etti
askerleri gönderdi
-vay dıbına çakim tükürdüğümü yalatıyorlar bana dedi
sessiz kaldım
hafta sonu çarşıya bende çıktım tüm askerler gibi çarşıya çıkmadıgımız gün ektradan eğitim yaptık zaten ekşınla olan anlaşma da böyleydi
denetim günü geldi
çok güzel performans gösterdik
atışa seçilen herkes ben dahil görev ifa şartlarını yerine getirdi
bölük 1500 metre koşu denetlemesinde herkes çizgiyi zamanında önce geçti
diğer mekik şınav barfiksde de yeterli başarıyı gösterdik
kısacası bölük açısından iyi bir denetleme geçti
bu ekşını çok mutlu etti
bölüğü toplayıp
-hepinize teşekkür ederim dıbına çakim dedi
cezalı askerleri ayağa kaldırıp hepsini affettigini söyledikten sonra
-dıbına çakim aynı suçtan double double yaparsanız bazı deliklerinizi pota kadar genişletirim dedi
denetleme esnasında atışı ve sporu kötü olanlar ya revire ya da nöbete gönderilmişti ki bi sakaklık çıkmasın
onların haricindeki tüm askerlere çift çarşı verdi
sabah içtimasında tabur komutanı bölük komutanlarını ve asker personeli tebrik edince zütümüz iyice kalktı
ebru da son ünideki son senesi için ankaraya gitmeye hazırlanıyordu
tekrar izine çıkmam konuşulmaya başlanmıştı ama ilerki bir zamanda kullanmaya iki oyla karar verdik
bunun yerine ebru yine bir hafta sonu istanbula gelme kararı aldı
ekşına gidip durumu anlattım
-komutanım benimde çift çarşım var mı dedim
-var dıbına çakim dedi biraz zorladıktan ve dalga geçtikten sonra
-ben uygun görürseniz öbür hafta çıkmak istiyorum çift çarşıya komutanım dedim
-tamam dıbına çakim zaten nöbet tutacak asker lazım olur diger askerler çarşıdayken dedi
-emredersiniz dedim
• *hafta içine girdik nöbetlerden sonra
hergün arıyordum
salı günki aramamda
-nasılsın dedim
-iyiyim dedi ama değildi amk
-bişey mi oldu dedim
-ben hafta sonu gelemiyorum dedi
-sorun değil haftaya gelirsin dedim
-haftaya da gelemem dedi
tansiyonum düştü beyler.bir daha ki haftayı sormaya zütüm yemedi
-bir sorun mu var dedim
-sorun yok başka bir işim çıktı dedi
-ne işi dedim
-boşver dedi
beni hiç bu kadar boşvermezdi
-ebru konuşmak istediğin bişey var mı dedim
-hayır moralim bozuk biraz dedi
-gelemeyeceğin için mi dedim
-hayır dedi
vay amk gelemeyeceğine üzülmüyor bile
-anlatmak ister misin dedim
-ailevi boşver şimdi sonra konuşuruz dedi
-ben yanlış bişey mi yaptım dedim
-hayır seninle alakası yok dedi
konu kilitlendi öylece kaldı amk -
81.
+2150Tümünü Göster
• *ebru kendine gelince evden beni aradı
nasılsın yorgunluğun geçti mi muhabbetinden sonra
aynı gece buluşmaya karar verdik
saat 12 yi geçtiği ve konuşabilmek için en mantıklı yer sahil olduğu için sahilde buluştuk
ilk birbirimiz tekrar görme anında
gülümser bir öpüşme ve sarılma kombosunu yaptıktan sonra
-sana telefonunu getirdim dedi(bana hediye aldığı ve askere gitmem sebebi ile onda kalan telefon)
aldığımız bir kaç meyve ve içecekle sahilde oturduk
bende fazldan bir heyecan vardı çünkü benim kafam evlilik tekflifindeydi
zaten sıkıntılı dönem geçmiş artık sevdiğimle sürekli beraber olabilme heyecanı da vardı
bunlara ilave olarak onun elini tutabilme
başını omzuma koyduğunda ona sarılabilme mutluluğu
sevdiğin kişinin seni de seviyor olduğunu bilme zevki vardı
sahilde otururken sessiz kaldık bir süre
aslında konuşulması gereken çok şey vardı
ama sorun nasıl lafa girileceğiydi
kimse lafa giremedi sustuk kaldık
ben ebruyu iki bacagım arasına almış
yere oturur haldeyken başını göğsüme yaslamış
bende onu kollarımla sarmış haldeydim
yüzümüz sahile dönük
ellerimiz birbirini ısıtır haldeydi
dudaklarımı arasıra onun saçlarından kurtarıp denk gelen yere öpücükler konduruyordum
arasıra özlemin baskısı ile karnını ağrıtacak kadar sarılıyordum ona
ellerimin ellerini tutmaktan terlemesine hiç aldırış etmiyordum
• *yanımda duran meyveden arasıra ebrunun ağzına tıkıyordum ama
çoğunu da ben yiyordum
saçlarını ellerimle okşadım
kulağının arkasından dökülen saçlarını bıkmadan usanmadan tekrar kulağının arkasına taktım
-ebru dedim
harfsiz bir şekilde evet anlamında midesinden konuştu
-ebru dedim
bana döndü sadece baktı
ben ona yaklaşıp öpünce
tüm vücudu ile bana döndü
o da beni benim istediğim şekilde öptü
-gidelim mi dedim
-nereye dedi
-bizim eve dedim
ses çıkarmadan ayağa kalktı
taksiye binip bizim eve gittik
sessizce benim odaya girdik
sabaha karşı 5 gibi onu evine bıraktım
herşey çok sadeydi
beklenen heyecan yok gibiydi
yada gizli tutuluyordu heyecanlar
-bana mesaj at kalkınca dedi
anlaştık
ben eve dönüp yattım
kafam karışık gibiydi
gibisi ne amk resmen karışıktı işte
herşey basitleşmiş gibiydi ona göre
sadece yapmamız gerekenleri mecburi bir şekilde yapıyor gibiydik
zoraki sevgililer gibi olmuştuk amk
• *ama ona olan sevgimden ve aşkımdan hiç şüphem yoktu
ben onu o kadar çok seviyordum ki aslında benim ne düşündüğüm değil onun ne düşündüğü benim için daha önemliydi
eğer o da benim gibi heyecanın gittiğini düşünürse işler taka sarabilir araya bir sogukluk girebilirdi
işin garip tarafı o kadar ayrı geçen yıldan sonra çekilen askerlik okul aradaki km den sonra
buluşmanın daha ikinci gününde herşey normalmiş gibi davranabilmekti
ben ise evlilik hayali kuruyordum
ama bu şekilde onun gözünde sıradan bir sevgili gibi hissettim kendimi
iyice emin olabilmek için bir kaç buluşmanın daha gerçekleşmesine karar verdim
mesajı attım
-aşkım nerdesin çok özledim buluşalım. gibi klagib liseli moduyla
-evdeyim nereye geleyim dedi
bir kafede karar kıldık
kafe öncesi evinden aldım
kafeye giderken elinden tutmak istedim
-sıcak kelebek dedi
-peki dedim
sonra dayanamadı yanlış anladım sandı herhalde kendisi tuttu elimi
-sıcak ebru dedim. gülümseyerek
-pislik dedi.ama bırakmadı elimi
cafeye oturduk
aldığımız kararlar bir süre ben çalışmayacağım
onunla zaman geçireceğim
planları yaptık
aspendosa gideriz olimposa gideriz.
dimçayına pikniğe gideriz
şelalelere gideriz
raftinge gideriz
bir süre plan
ben hepsine tamam eyvallah gideriz dedim de
para lazımdı gençler
• *cafedeki buluşma sonrası ebru o gece için annesine söz verdiğini ve bu gece buluşamayacağımızı söyledi
anlayışla karşıladım
o gece buluşmadık mesajlaşmalarda da
ne yapıyon ne ediyon geyiğini yaptık
gece telefonla aramamda ertesi gün arkadaşlarına söz verdiğini istersem benim de gelebileceğimi fakat sadece kızların olacağını söyledi
ona da eyvallah dedim
ben bu süre zarfında akrabalardan
param olmadığı gerekçesi ile geri vermek üzere borç paralar istedim
kardeşimden amcamlarımdan eski iş arkadaşımın birinden babamdan borçlar alıp
ebru ile geçirilecek güzel zamanlarda harcamak üzere cebime koydum
bir şekilde evlenme teklifi etmem konusunda net kararı veremiyordum
çünkü kendime baktığımda cebinde hiç parası olmayan
henüz bir işi bile olmayan
otele dönüp çalışsam 12 lerden önce karım olacak kişiyle beraber olamayacak olan birisiydim
böyle bir durumdayken
ebrunun karşısına çıkıp benimle evlenir misin desem
biraz hayalci
gerçekleri tam olarak göremeyen
duygu esiri bir teklif olarak görülebilirdi ebru için
bu durum ertelememe sebeb oluyordu ki
aslına bakarsanız ona teklif ederken alabileceğim bir tek taş parası bile yoktu cebimde
ebru arkadaşları ile buluşması sonrası
benimle buluşmak istedi
yanına gittim
sarhoş değildi içmemişti pek
ikimizin yerine gittik iskeledeki
ikişer birayla
• *ben doruktaydım beyler
tanışma hoşlanma ilk el tutma sarılma öpüşme sevme derken hayatımı onunla birleştirmeye hazır hale gelmiştim
bi şekilde ona belli etmem gerekiyordu bu durumu
-eee ebru ne olacak böyle halimiz dedim
-ne varmış halimizde dedi
-mutlu musun dedim
-evet çok mutluyum dedi
o sormadan ben söyledim
-bende çok mutluyum dedim
-eskisi kadar mutlu musun dedi
-eskiden bahsederken tarih versen dedim
-ilk tanışmamızdaki heyecanın var mı hala dedi
parmaklarımı açarak bir elimi öne doğru uzattım ve biraz titriyor numarası yaparak
-alkolden değilse hala heyecanlıyım bak dedim gülümseyerek
o sustu
derin bir iç çekti
o da elini uzattı ama alanya kalesi yıkılsa bile sarsıntıdan etkilenmeyecek kadar dümdüz duruyordu eli
mesaj açık ve netti
ben artık heyecanlanmıyorum
içime düşen korkudan dolayı fazlasını duymak istemedim
bu konulara girip heyecanım bitti kelebek demesinden korktuğum için kendimce espri yaptım
-şundan bir kaç fırt daha çek belki titrer ellerin dedim
-beni ne kadar seviyorsun kelebek dedi
bu soruyu sorma amacı benim kafamda
kelebek ben aslında ayrılmak istiyorum ama senin beni çok sevmenden dolayı ayrılırsak üzüleceğini bildiğim için sana katlanıyorum gibi geldi
-ölümden daha çok ,seninle olmak ve sensizlik arasındaki tüm karşılaşmaların sensizlik lehine sonuçlanmasından korkacak çok seviyorum dedim
sarıldı bana
kelebeğiim dedi
deliiiiim dedi
aşkııım dedi
• *bense yere düşmüş bir çocuk gibiydim bir kişi bana bakıp ah yavrum ne oldu dese ağlayacak kadar çaresiz ve hazırdım ağlamaya
tek duam yere düştüğümü kimse görmesin kendi kendime ayağa kalkıp hiç birşey yokmuş gibi devam edeyim di
-olur mu sence dedi
-ne olur mu dedim
-biz ikimiz dedi
-bi saniye soruyorum hemen dedim
olur diyor kalbim..ama şüpheci mantığımın cevabını vermek istemiyorum diye ekledim
-kalbin neye olur diyor kelebek dedi
ağzımı yüzümü gibeyim ki
-senden gelecek herşeye olur diyor ebrum dedim
-herşeye mi dedi
-evet herşeye dedim
-ya ayrılalım dersem dedi
derin bir sessizlik aldı beni
suratımda fatih terimin saçma sapan surat mimiklerinden oluştu
ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim
onun suratına bakamadım
çünkü yüzünde eğer varsa ayrılalım gerçekten kelebek ciddiyetini görmek istemiyordum
aşk penaltıyı işaret etti
kaleci ben golcü ayrılık
kalbim sessiz
beynim hangi köşeye yatayım derdinde
gözlerim kapalı şu gelirken
uzanan bir el ve gönlümün tek taraftarı ebrunun tamam şakaydı demesiyle
topun auta gittiğini anlayabildim
---bana bir daha böyle şaka yapma dememle ona sarılmam arasına sadece saniyeler girdi
bi kaç sıyrıkla atlattığım kazadan
birinin tamam geçti bişeyin yok demesini beklercesine sessiz kaldım
-benimle evlilik hayalleri kurduğunu hatırlıyor musun dedi
-evet ebru dedim
-şimdi bana dürüstçe cevap ver. sence hayalde mi kalır sadece dedi
-cevabı sende bu sorunun dedim
-istiyor musun dedi
-evet dedim
vay amk resmen o bana teklif etti.
biraz düşünmem lazım diye makara mı yapsamıydım diye düşündüm kendi kendime
-bir şartla kelebek dedi
-yapabileceğim bişey mi dedim
-daha önce yaptığın bişey dedi
-o zaman sorun olmaz emret dedim.. -
82.
+2153Tümünü Göster
---bugün ne yapacaksınız diye tekrar attım
-o sizi ilgilendirmez dedi
-aslında beni ilgilendiren sizsiniz dedim
-ama ben sizinle ilgilenmiyorum dedi
-ilginizi çekebilmek için ipucu verir misiniz dedim
-rahatsız ediyorsunuz dedi
-rahat ettirmek için ne yapabilirim dedim
-mesela bidaha mesaj yazma dedi
-bidaha bölümünü silip tekrar gönderir misiniz mesajı dedim
-neden dedi
-ilerde sevgilim olunca neden mesaj yazmıyorsun diye kızarsın da ondan dedim
-ısrar -5 puan kendine ukalaca güven -5 puan dün gece koruma amaçlı eve kadar bırakma +3 puan kibar konuşma +3 puan. dedi
-ebru sıfırda bari kalsaydım eksi 4 e düşürdün dedim
-ciddiyeti bozma -10 puan dedi
güne eksi 14 le başladık
ben böyle aşkın amk arkadaş sinir oluyorum ama
malım ya bi yandan da gülüyorum amk
-özür dilerim hanfendi yazdım
saçları onun sevdiği gibi yaptım. jölesiz ama karışık
sakalları böyle güzel dediği şekle soktum
sevdiği t shirtlerden birini giydim
bunları yaparken farkettim ki aslında onun için özenmeyi ihmal etmişim bazen
evlerinin önüne gittim
bekledim belki çıkar diye
kimse yok
mesaj yazsam nerdesin diye eksi veriyor amk
gibe gibe bekledim
kimse yok
otelde çalışan bir arkadaşı aradım ebru geldi mi diye
otele uğrayıp denize geçti galiba dediler
kleopatra plajında ayağıma değmeyen kum kalmadı onu ararken ama bulamadım
ter bezlerim güneşle panpa olmuşlar cıvık cıvıklar amk sulandırdalar iyice muhabbeti
tekrar aradım olm denizde yok bu kız diye
otele yemeğe geldi dedi
dıbına çakim kelebek istikamet otel marş marş derdi ekşın olsaydı
öyle yaptım girişini görebileceğim yerde bekledim
o otelden çıktı
beni gördü ama gözlerini kaçırarak
peşinden denize bende yürüdüm
şezlonga uzandı
güneşleniyor hanfendi
o zütünü başını bronzlaştırıyor
biraz bekledim aslında ne tak yiyeceğimi bilmediğim için
o denize girmek için hareketlenince bende hareketlendim
vay amk beraber sevgili olarak yüzdüğümüz denizde ne tak olduğumuzu bilmediğim bir halde yüzüyorduk
yurtdışı türk erkeklerden oluşan bir grup ebruya asılır gibi oldu
bende onun peşinde dolandığım için aslında bende ona asılıyor gibi gözüküyordum
onlar uzaktan laf atmaya devam ederken ben yaklaştım yanına ebrunun
-merhaba beni hatırladınız mı dedim
-hayır dedi
-biraz konuşabilir miyiz dedim
-hayır dedi
offf çektim
bu arada kıyıya çıktı tekrar uzandı
gittim en sevdiği dondurmadan aldım iki tane birini uzattım
-bunu size aldım dedim
-teşekkür ederim istemiyorum dedi
-fikriniz değişir belki diye buraya bırakıyorum dedim
yanına bırakıp biraz uzakta ona bakmaya devam ettim
dondurmayı alıp turist çocuğunun birine verdi
vay ben bu karı kız tavlama sanatının zorluklarının ta amk
• *tamam hadi oyun oynamak istemişsin
belirli bir yaşta belirli bir zekadasın
yıllarca okudun kafan da çalışıyor
bu oyunu oynama isteğinin mutlaka bir sebebi olmalıydı
durup dururken kim sevdiğine beni yediden tavla der ki
benim için önemli olan da neden böyle yapmak istediğiydi
inat ettim amk ben bu işi çözecem diye
hiç konuşmadan ona sadece orda mı diye bakmak kaydı ile
ona hiç asılmadan sulanmadan yattım plajda
o denize girdiği zaman suya girdim ve onu takip ettim gözümle
son kez girdikten sonra eşyalarını toplayıp eve doğru yürüdü
arkasından bende gittim
yol kenarından bir çiçek koparıp uzattım almadı
-bir saniye konuşabilir miyiz dedim
-ne var dedi
-saati soracaktım dedim
telefonunun saatine bakıp saati söyledi
-teşekkür ettim
evlerinin önüne geldik
yine selamsız sabahsız eve girdi
bende eve gittim
duş alıp üstümü değiştirdim
gitmekle gitmemek arasında çok kaldım beyler
bir yanım gibtir et ne tak yerse yesin kendi oyununda diyordu ama
benim aklımda daha farklı düşünceler vardı
1.si aslında bana göre önemli olanı
bir gün bu aşk biterse kelebek yeterli değeri vermedi
peşimden yeterince koşmadı
benim bir isteğimi yerine getirmedi dedirtmemek için istediğini yapmaya karar verdim
-sizinle mutlaka görüşmem lazım diye mesaj attım evden çıkmadan önce
giblenmedim tabi
evlerinin altına geldim
• * -evinizin önünde bekliyorum diye bir mesaj daha yazdım ve onun beni görebileceği bir yerde oturmaya başladım
bi kere çıktı pencereye onu görür gibi oldum kayboldu yine içeri
saat başı mesaj attım inecek misiniz hala sizi bekliyorum diye
akşamı saat 7 den gece 11.50 ye kadar bekledim ne gelen oldu ne de mesaj atan
saat 11.50 de mesaj geldi
-aşşağı inmeyeceğim dedi
-nasıl olsa sabah inersin.. diye mesaj yazıp gönderdim beklemeye devam ettim
-+2 yazdı
o beni eksi 4 ten artı ikiye çıkarmıştı ama benim gözümde sürekli eksiliyordu
-98 kalmış. acelem yok dedim
mesaj gelmedi geri
bi o yana volta attım bi bu yana
ebrunun evin önü hapis oldu bana
gece 3 kadar bekledim tüm inadımla
kendi kendime dedim ne olur amk en fazla sabaha kadar beklerim
en azından görür onu ne kadar sevdiğimi de aşkı bitirirse benim vicdanım rahatta kalır onun ki hazırol
öyle de oldu sabah güneş doğuncaya kadar bekledim
2 kere polis durdu ne arıyon burda diye
kimliğimi gösterdim alanyalı olduğumu görünce bişey demediler ama burda durma dediler
birisini bekliyorum şehir dışından gelecek burda sözleştik diye kandırdım onları
tüm inadımla bekledim.
uyudum uyuyacam sürekli aynı yerde bekleyince ve yapacak birşey olmayınca
geçmiyor amk zamanı bir türlü
babası işe gitti kendimi yine farkettirmedim
saat 10 gibi evden çıktı
yine plaj modundaydı
onun peşinden plaja kadar gittim o plajda yerini aldı
sahte marka ürünler satan butiğin birisine gittim
bir adi şort bir de ucuz t shirt aldım
butikçinin verdiği poşete ayakkabı çorap kot ne varsa doldurdum
ameleler gibi yalın ayak plaja indim
bir şezlong bir şemsiye kiraladım ebrunun yakınlarında
hiç konuşmadım onunla
beni görmesini sağladım
şemsiyeyi ayarladım
havlusuz uzandım
çok geçmeden uyumuşum zaten
• *öğlenden sonra 3 gibi kalktım
kalkmama sebeb olan şey birisinin şemsiyenin ayarları ile oynuyor olduğunu farketmemdi
güneşte kalan kısımlarıma gölge etmeye çalışıyordu şemsiye ile
ayaklarından tanıdım ebru olduğunu
ama açmadım gözlerimi çok fazla
böyle bir şey işte amk
nefret etmeye başlarsın yaptıklarından dolayı
bir miligram merhamet görürsün tüm nefretini unutursun
o yerine geçtikten sonra
bir süre daha uyuyor numarası yaptım ama
açlık başıma vurduğu için kalktım
bir yandan açlık bir yandan susuzluk
bir yandan aşksızlık
kalktım yerimden
ona hiç bakmadan suya daldım
ıslak ıslak geri geldim
havlu bile yoktu amk kurulanacak
biraz uzandım
sonra büfenin birisine gidip
bişey söyledim yemek için
onu hızlıca yeyip geri geldim tekrar yattım
yüzüm ona dönüktü
gözlerimi hiç ondan ayırmadım
yarım saat kadar baktım ona ama o bana sadece bir kere baktı o da göz ucuyla
sonra denize girdi
çıktı
uzandı
kitap okudu
tekrar girdi denize ve akşam 5 gibi eve doğru yürüdü
arkasından elimde poşet ayaklarım çıplak yürüdüm
yine bir çiçek kopardım
peşinden koşup
uzattım
çiçeği aldı ama sağol bile demedi
-biraz konuşabilir miyiz dedim
ses etmedi -
83.
+2170
---ne içelim dedim
-barmen sensin ama bira olmasın dedi
-vokta mı likör mü olsun dedim
-votka olsun dedi
vokta ile limon aldım
bi kaç çerez cips de aldık
parasını ebru verdi.
plaja indik tekrar
bardakları doldurdum onun kini de biraz sert yaptım kendiminkine göre
ben hızlı içtim
o da hızlı içsin diye
ne istanbul muhabbeti açtım
ne neden böyle yaptın konusuna girdim
ürkmesinden korktuğum için
yan yana oturuyorduk ama
deli gibi sevdiğim
daha önce binlerce kez öpüp kokladığım kıza dokunamıyordum bile
oruç tutuyordum aşka karşı
çeşitli bahanelerle
denizin şerefine
yıldızların şerefine
alanyanın şerefine
mezun oluşunun şerefine
askerliğin bitişi şerefine diye kadeh kaldırdım hep
o bunların şerefine içerken ben onun son yaptığı şerefsizliğe içiyordum
hafiften kafasının çakırlaşmaya başlamasını
-denize mi girsem demesi ile anladım
-giderken girersin şimdi havlu yok üşütürsün dedim
-sen ne yapacaksın dedi bana
-bekliyorum dedim
-neyi dedi
• * -gelecek görebileceğim birisini dedim
bozuldu biraz.
-ne var senin geleceğinde dedi
damara girip geçmişimizin verdiği kuvvetle onun dilini çözmeye çalıştım
-hayatımda bir kez yıldız kaymasına şahit oldum.tek bir dilek diledim. çok içten diledim.
başka birşey de gözüm olmadığını dileğime bile inandıracak kadar içtendi
dilekler söylenmez ama seni diledim.
gerçekleşti de
yıllarca dilek hakkımı ne kadar doğru kullandığımı düşündüm
dileğimden hiç pişman olmadım
başımı kaldırıp yıldızlara bakar göründüm çoğu zaman ama
aç gözlülük olmasın
benim zaten dileğim gerçekleşti ve gerçekleşmeye devam ediyor başka dileğe hiç ihtiyacım yok diye
yıldız kaymasını hiç istemedim başka
ama şimdilerde farkediyorum da
ya ekgib yada yanlış dilemişim dedim
-çok mu yanlış yaptım sana dedi
-senden tek bir şey rica etmiştim ilişkiye başlarken.bir şarkı vardı..
bana sonlarını dinletme o şarkının dedim ama
seni görebildiğim yer rüyalar oldu.
deli diyorlar bana
ahh ayrılık..dedim. şarkı melodisi ile ahh ı baya bi uzatarak -
84.
+2127Tümünü Göster
**konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı
ben de net bir şey söylemedim.
telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken
ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek
aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü
-gel dıbına çakim nerdesin dedi
-emredin komutanım dedim
-bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi
gittim ikisinide buldum geldim
bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun
askerler içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim
hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı
olay şu
bu iki salak aynı tertip. hemde benim tertip
birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar. sürekli beraber takılıyorlar.
birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar
bir tanesinin annesi dul
huur çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor.
resmen düpedüz yatma teklif ediyor.sen dulsun kaşınıyordur falan diye.
annesi sapıktır diye kaile almıyor
ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor
dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor
ve bu durumu oğluna anlatıyor. çocuk deliriyor
ama huur çocugu nöbette oldugu için
o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp
hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor
asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor
bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten
telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor
astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için
rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor
astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor
ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu
birbirlerini gece öldürmesinler diye
ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü
arkalarından da evrakları gönderildi
artık ne tak yediler bilmiyorum
**herkesin yazılmış bir hikayesi vardır
herkesin kitabının adı da aynıdır kader
ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir
siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız
bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim
bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme
hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu
tek bir kişi üzerine kurulan hayaller
ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır
yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki
gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır
büyük annemi kaybettiğim o günlerde
ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim
kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve
hepsinde de yanıldı
oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim
ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi
acı bir tecrübe ile verdi hayat
ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı
bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen
bir kişiye değişilmişti
kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim
yaşlanmış bedenine mi üzülsün
geri gelmeyecek yıllarına mı
vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı?
nur içinde yat..
yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum
verilen cevap çok manidar beyler
1 mayıs 2005
yani doğum günüm
aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı
bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak
ama hiç izin kullanmazsam
kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak
kullanmazsam ebrusuz ne yapacam
kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına
ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya
ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken
diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni gibiyordu
bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor
bazen bana soruyor
bana garip cezalar verip eğleniyordu
yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi
-al dıbına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan gibme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi
-emredersiniz dedim elime aldım telefonu
-vay dıbına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı
günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı
3 üncü hafta yalvarmak ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde
-karaköyde nöbet tutacam oraya gidersen dıbına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi
• *izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi.
kiminle geleceğini sordum
annem babam ve kardeşim dedi
o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk
cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında
ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü
her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki
benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu
-dıbına çakim senin defterin nerde dedi
-uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim
gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve
-dıbına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi
-hayır komutanım var sağolun dedim
işi gücü bıraktı
-ne oldu dıbına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi
-haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim
-olmaz dıbına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi
-ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim
-herhangi bir vukuatta yardımcı oyuncu rolü bile oynarsan sonucunu biliyorsun dıbına çakim dikkat et dedi
-emredersiniz komutanım dedim
-tamam bu hafta da çık çarşıya dedi
-ben aslında hafta çift çıkabilir miyim diye lafı ağzımda dolaştırdım
-vay dıbına çakim kucağımda bir ağırlık hissetim(kucağıma düştün kelebek)
-siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
-sen çavuşsun dıbına çakim bölükte hiç vukuat olmazsa çıkartırım çift çarşıya dedi
-emredersiniz dedim
odadan çıktım -
85.
+2166Tümünü Göster
• * -nasıl çok seviyor dedim
-onlar anlatılmaz kelebek ana kız çok konuştuk senin hakkında bi kere anlattı sonra yakın bulduğu ve benim bildiğim için sürekli anlatmaya devam etti.
ama ben sizin ayrıldığınıza inanmıyorum. mutlaka barışır ebru seninle. dedi
-neden dedim
-bilmiyorum ama onsuz yapamam derken çok içtendi.
ebrunun odasına bakabilir miyim dedi
-hoş olmaz kelebek dedi
-lütfen dedim
-tamam dedi.
biraz baktım. eskisi gibi herşey bana ait.her bir kenarda bana ait resimler. benim ona hediye ettiklerim eskisi gibi duruyor
10 gündür istanbuldaysa 20 günden fazla bu odada bu şekilde kalmaya devam ettiyse beni bitirmemiş kafasında demek ki
ama bu inat neden
bu yaptıklarının sebebi ne bilene züt capssimi verirdim amk o an.
bir an önce onu bulup konuşmam lazımdı ama istanbula gitmem maddiyat yüzünden sıfır ihtimal
sülalede ve arkadaş çevresinde bayram olsa kimsenin yanına gidemeyecem borçlarım yüzünden
masasının üstünde bana aldığı telefonda duruyordu.
yine ikimizin gülümserken çekilmiş fotoğrafı ki bu onun en sevdiği resmimiz di
beni silmiş olsa bu odanın bu halde olma ihtimali çok zayıftı
20 günden fazla bir zamanda bu halde nedensiz bir ayrılıkla bu odada bu şekilde yaşayabilmek için resmen pgibopat olmak lazımdı
madem sevmiyorsun
bırakmak ayrılmak istiyorsun
beni beyninde bitirmişsin
veya başkası var
bu oda neden hala böyle?
neden her yerde beni sevdiğinin izleri dururken senin gerçek aşk adımlarını kalbimde hissettirmiyorsun
madem seviyorsun neden konuşup herşeyi çözmemize yardımcı olmuyorsun.
madem seviyorsun ki bu bana değer verdiğin anldıbına gelir
üzüntümün senin de üzüntün olması
sıkıntımın senin de sıkıntın olması gerekir
neden sıkıntılarıma bi tek cevapla yardımcı olmuyorsun
• * tutsana ellerimden
gel kelebek seninle konuşmamız lazım desene
bak şimdi canım benim böyle böyle oldu
kusura bakma ama beraber olamayız artık desene
yada bu tuttuğum ellerden beni şu şu şu yaptığın hatalardan dolayı birazcık pişman ettin.bir daha yapma desene
ne tak yediğimi bilememekten taklar içinde bırakmasana amk beni
ahh ebrum ahh
nasıl bir avcısın sen
eti yenmez
sütü içilmez
ağırlığım uçuşuma engel
ısırdığım yer dişime zarar
bir kelebeğim ben
bi kaç günlük ömür biçilmiş
uçsam mı bi yere mi konsam diye ne yapacağımı bile bilmezken
sen neden nedenleri düşünmekle geçirtiyorsun ömrümün geri kalanını
ya kaldır elini vur başıma yapışayım kendi hayatıma
yada al beni avucuna
parmaklarının ucuna kadar yürüyeyim uçayım tekrar kalbine
..kötü oldum o odanın halini öyle görünce
iyice çıkmaza girdim amk.
kalbimin bir kagıt parçasına sıkıştırılmış adresinde ebru yazıyordu
ama adres sorsam tarif edecek kimsem yok
nerdesin amk bağdat
zaman reyize sığındım mecburen.
• * odadan çıkıp müsade istedim gitmek için
-olmaz bir yemek ye öyle git dedi
-hayır kelebek otur dedi
-aç değilim az önce yedim dedim
halbuki ölüyom amk açlıktan
-otur şuraya ben hazırlayayım sen yemezsen yeme dedi
tabakları hazırlayıp koyarken
-zahmet oldu aç değildim dedim
-yalan söyleme yemek yemeyi bile unutmuşa benziyorsun biraz kendine gel. dedi
ben yemek yerken nezaketten midir bilmem
beni yalnız bıraktı
yemeğimi yedim
müsade istedim tekrar.
teşekkür ettim herşey için
görüşmek üzere ayrıldım evden
umut 1-ebru annesini arayacak konuşacaklar sebebini öğrenecek ben de aydınlacağım
umut 2-ebru benim hala onun peşinde olduğumu annesinden duyacak ve alanyaya en kısa zamanda gelip benimle görüşecek
umut 3-sahip olduğum bilgi ile ebrunun eski numarasını kullanmaya başlaması benim onunla tekrar görüşmemi onu aramamı istiyor olmasına yorumlayabilmem
umut 4-ebrunun odasının hala beni sevdiğini işaret etmesi ve annesine beni hala sevdiğini ima etmesiaş
bunların yanında bir sürü umutsuzlukta var
ama ben umutlarıma yöneldim
şimdi yapmam gereken tek şey eğer bu umutlardan biri gerçekleşecek olursa
ebrunun karşısına beş parasız çıkmaktansa en azından şimdilik bir işi olan birisi olarak çıkmaktı
hadi görüşelim dedi kız. kahve ısmarlıyacak para yok amk
eşin dostum cebinin bereketine dualarla yaşıyorum
• * hemen bi kaç yere haber verdim iş lazım diye
haber vermekde kolay değil amk telefon yok
sim kart yok
sonra en kısa zamanda bulmam gerektiği için
kendim bizzat başvurulara başladım
abi eleman lazım mı
abi eleman lazım mı gezdim bi kaç yeri
sezon ortaları olduğu için herkes kadrosunu kurmuş
zor oluyor tabi bulmak
bir restorana gittim hollandalılara hitap eden
-abi eleman lazım mı dedim
-yok sağol bilader dedi
-flemenkçe ve ingilizce biliyorum iyi derecede dedim
hollandaca konuşmaya başladı benimle
hiç hollandada bulundun mu diye sordu(türkçe karşılığı çevirisidir
hayır hiç biz zaman bulunmadım dedi.
biraz daha konuştuk nerelisin ne işler yaptın
askerden geldim. cezam vardı onu yattım hapiste şimdi çalışmam lazım dedim
hapiste niye yattın dedi
anlattım durumu dürüstçe
tamam yarın gel başla dedi
biladeri bulup iş bulduğumu anlattım
biraz para alıp en taktanında sadece yes no ve mesaj yazma özelliği olan gibimsonik bir telefonla
sim kart aldım
açılmasını bekledim bi kaç saat sonra -
86.
+2163Tümünü Göster
-abi su şişesi bu elindeki rakı şişesi dedi.su şişesini göstererek
-karıştırmışım işte dedim
sabaha kadar bana salak salak şeyler anlattı.
yok bi kıza aşık olmuş
o kızı mutlaka ayarlamalıymış
bi tane daha kız varmış
onu da seviyormuş aslında
ama türklerden hayır yokmuş
yakaladığı turistle işini görüp
roberto carlos misali gençliğini avrupalı kızlarla ihtiyarlayınca da türk kızlarına vermeyi düşünüyormuş
ben bi saatten sonra onu dinleyemez olmuşum
sarhoşluktan
sızıp kaldığımı sabah kalkınca öğrendim
biladere hapise gittiğimi söyledim
hala sarhoşken adliyeye gidip
teslim oldum
beni alın içeri diye
biraz beklettiler
sonra başka bir suçlu ile
elime kelepçe takıp sivil arabasına zütürdüler
aslında tek olsam kelepçe takmazlarmışda diğeri arabadan atlar da kaçar diye takmışlar
mahmutlar cezaevine gittim
işlemleri tamamlayıp resmi çektiler elime bir tabela verip
17 gün 16 gece kalacağım ceza evine girmiş oldum
sonra bir koluma yatak bir koluma sandalye
aynı anda içeri zütürdüğüm kıyafetleri
l tipi ceza evinde sürüye sürüye zütürdüm
durduğumuz yerde burası dediler
beni o an geri salsalar çıkışı bulamayacak kadar karışık bir yerdeydim
tecrite yani koğuşu belli olmayan karma suçluların olduğu yere girdim
herkeste bir sakal
herkeste bu kim amk
ne tak yemişte gelmiş bakışı
benim ise gibimde değil ebrudan başkası
• *oturdum köy kahvesine girer gibi
suratım asık
hoş geldin dediler kafa salladım sadece
önce benimle gelene sordular geçmiş olsun bilader diye
o anlattı içinde bulunduğu taktan durumu
sonra bana sordular nedir durum diye
duruşuma ve suratımadaki ifadeye bakılırsa sülalemi doğramış içeri girmiş gibiydim ama
gizem yaratıp pısırık görünmemek için
-içki içmekten dedim
tabi herkes merakda amk içki içmekden insan nasıl içeri girer diye
-kavga mı ettiniz bilader dedi birisi
-hayır dedim
adamlar bi kaç gündür orda ve muhtemelen de daha önce nezarette beklediği için hepsi sakallı
tipler sokakda görsen normal gelir ama içerde olunca pgiboloji farklı oluyor tabi
-ee nasıl oldu dediler. baktım bir sürü soru soracaklar
-askerde içki içerken yakalandım dedim
hepsi güldü biraz makara yaptılar.bi alkolik ekgibti grup tamamlandı diye
sonra bize konuşmak düşmedi pek.
ileri yaşta olanlar ve daha önce içerde yatmış olanlar
ne nasıldır. içerdeki düzen nedir. yemek olayı yatma olayı duş alma gibi durumları anlattılar
biraz sakinleşti ortalık
herkes kendi derdine düştü
• *kimi avukatım gelsin çıkarsın beni artık
kimi işlediği suça muhtemelen kaç sene yer onların hesabını yapıyor
bende odaya gidip yatağı ayarlayıp girdim yatağa
biraz uzandım akşam üstü yemek ardından sayım
sonra yine yattım
bir müddet uyuyamadım ebruyu düşünmekten
baktım tek başınalığımın zütü yemiyor onsuzluğa
salonda oturan ne idiği belirsiz adamların yanına indim tekrar
adam bi kaç gün önce birini doğramış
yanımda oturuyor amk
öteki içmiş otu taku hala kafası dumanlı halimi hatrımı soruyor
o gerginlik beni biraz ebrudan uzaklaştırdı
ebruyu düşünmek yerine zütü kollamanın peşine düştüm
yalnız takılmak pek mantıklı gelmedi bana
bi kaç pgibopatla üç beş geyik yapayımda yanımda bulunsun lazım olursa dedim
biraz makara gırgırdan sonra yat saati geldi ışıklar söndürüldü
2 katlı olan koğuşta üsk kata çıktım 3 kişilik odanın birisinde tek başıma kaldım
işin açığını söylemek gerekirse yüz üstü yatmaya zütüm yemedi
sırt üstü yatıp zütü sağlama aldım
o gece anladım yanlış yaptığımı ne tak yiyecektim amk.
içki de içemeyecektim
birisiyle dertleşmek istesem akıl danışacağım adamlar aklını mantıklı kullanamadığı için içerde olanlar zaten
yalnız kalsam hepten tak bir durum
gözlerimi kapatsamda aklımda
açsamda aklımda
tek soru var
??neden??
• *o amk nedeninin ihtimallerini sabaha kadar düşündüm ama
sabah kalktığımda ne kalbime ne de aklıma tatmin edici bir rapor sunamadım
ertesi gün gerçek koğuşlara dağıtım günü olması sebebi ile
tecritte bulunan iki kişi ile daha aynı koğuşa gönderildik
yine elimizde plastik sandalye yatağın döşşeği eşyalar
koğuşa girdik 3 ümüz
sanki aynı hayata tecavüzden girmiştik içeri
birden panpa olduk amk
birbirimiz koruyalım ayakları yaptık
içeri girdik ki şansa bak
koğuş ağası seçilecek
koğuş ikiye bölünmüş
seçim var amk bizde 3 oylu bir grubuz
vay hoşgeldiniz çay içermisiniz nasılsınız hemen ilgi alaka iki tarafdanda
çayı içtik
kendimizi anlattık
sonra gözüm gazeteye takıldı amk
alanyanın yerel gazetelerinin birinde
ön bilgi haberinde ki başlık
5 senelik firari alanya canavarı yakalandı diyor
resme bakıyorum
amk acayip tanıdık geliyor
ulan bu kim acaba dilimin ucunda diye düşünürken gazeteyi alıp yönlendirilen sayfayı açtım
ben gazeteye bakarken kanımı serinleten sesi duydum
-olm bu adam bana ne kadar benziyor
benimle gelen panpa dediğim adamdan alanya canavarı diye bahsediyorlar
adamın mekana saldırmışlar
o da kendini korumak için bi kaç tanesini haşat etmiş
mahkeme sürmüş de sürmüş
avukata emanet etmişler olayı takip etsin diye
o da pek giblememiş
birden yakalama emri ve paraya çevrilemeyen 18 ay hapis cezası
gazete takunu çıkarmış anlayacagınız -
87.
+2149Tümünü Göster
• *gece içtimasını aldıktan sonra normalde uzanıp biraz dinlenmesi için odasına zütürdüğümüz yatağı istemedi
bizim yattığımız koğuşta boşta olan bir yatağın çarşaflarını değiştirtip
oraya yatacağını söyledi
haliyle kimse o koğuşta yatmak istemedi
üstünü değiştirip eşofmanlarla koğuşa geldi
çoğu kişi uyuyor numarası yapıyordu
taki patlattığı espiriye kadar
-dıbınıza çakim arkadaşlar eğer osuran olursa bütün koğuşu ayağa kaldırır
aynı osuruk kokusunu buluncaya kadar herkesi osurtuncaya kadar giberim ona göre.
osurmak isterseniz dışarı çıkın dıbına çakim arkadaşım dedi
miller krizlere girdi gülmekten böylece koğuşun çoğunun uyumuyor olduğu da bellli oldu
-dıbına çakim kelebek nerdesin dedi ekşın
-emredin komutanım dedim
-öğlen yemeğinde ne yedi bu askerler dedi
kuru fasulye değildi ama
-kuru fasülye komutanım dedim
-vay dıbına çakim depocu burda mı bana bir gaz maskesi getirsin dedi
gırgır devam ederken bir kişinin ayağının koktuğunu hissetti
tüm koğuşu kaldırıp ayak yıkamaya gönderdi
millet ayak yıkamadan dönünceye kadar o da hafiften kendinden geçip uykuya başlamıştı
ben içeri girenleri sessiz olmaları konusunda uyarırken
duyduğu bir kaç ses sonrasında
-dıbına çakim gözlerim kapalı ama gibim kalkık haberiniz olsun yatın dıbına çakim dedi
tık ses çıkmadan kimseden sabah oldu
ben sabah kalkınca koğuş kalk diyerek ekşını da uyandırırım aynı ses ile diye düşünüyordum ama
adam komutan amk benden önce kalkmış hazırlanmış bile
ekşınla olan son günümde
gün içerisinde bana teşekkür etti herşey için
bende ona teşekkür ettim
akşam içtimasına kadar bekledi lojman servisini kaçırma pahasına
sırf askerlere şu hikayeyi anlatabilmek için
---iyi dinleyin arkadaşlar dedi. dıbına çakimsiz
zamanın birisinde bir kadınla bir erkek birbirini çok sevmiş dıbına çakim
gel zaman git zaman evlenmişler
adamın annesi de onlarla yaşamak zorunda kalmış
zamanla gelin kaynana kavgası bunların arasında da başlamış
aralarındaki anlaşamamazlık nefrete dönüşmeye başlamış
kadın kocasını çok seviyormuş
onsuz yaşayamayacağını biliyormuş bu yüzden kocasına gidip
bir çare istemiş
adam bir yanda can veren anası bir yanda canını vereceği olunca ne yapacağını bilememiş
doğal olarak bir çözümde bulamamış
bulacağı çözümde bir tanesinin kalbini kırmak gerekiyormuş çünkü
kadın çözüm bulup sadece kocası ile mutlu bir hayat yaşamak istediği için çözümü bulmaya kararlıymış
ne yapsam ne etsem derken bakmış çözüm yok
kayın validesini öldürmeye karar vermiş
bu yüzden iksirler hazırlayan bir ermiş in yanına gitmiş
durumu anlatmış ne yapabilirim diye de sormuş
ermiş kişi.. sana bir zehir vereceğim
bunu kayın validenin yemeğinin içine hergün damlatacaksın
3 ay sonra ölür
yalnız bu süre zarfında kayınvalidene iyi davran ki kimse senden şüphelenmesin demiş
kadın zehiri alıp
yemeğin içine atmaya başlamış
yedirebilmek içinde
kayın validenin sevdiği yemeklerden yapmaya başlamış
eve gelen misafirler ve komşular şüphelenmesin diye de bir dediğini iki etmemiş kayın validenin
bu durum kayın validenin hoşuna gitmeye başlamış
gördüğü ilgi ve alakayı karşılıksız bırakmamış
o da gelinine iyi davranmaya başlamış
o ona iyi o ona iyi olunca nerdeyse panpa olmaya başlamışlar
ama bu olaylar iki ay sonra olmaya başlamış
kadın her gün zehiri attığı için pişman olmuş ve ermiş kişinin yanına koşmuş
bana lütfen bir panzehir ver ben artık onu öldürmek istemiyorum çok iyi birisiymiş aslında demiş
ermiş kişi
aynı şişeden bir tane daha uzatmış
al bunu kullanmaya devam et
bu zehir değil yaşlıların bünyesini güçlendirici birşeydi zaten demiş..(anlattığı iki hikayede anonimdir)
• *dıbına çakim anladınız mı arkadaşlar dedi
çoğu kişi gibi bende anladığımı belirttim
-kısacası beni nasıl giberseniz bende sizi öyle giberim..her gece o koğuşta ben yatıyormuşum gibi davranacaksınız anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
-emredersiniz dedik hep bir ağızdan
-zaten kelebek askerliği bitirdiyse hepiniz bitirirsiniz dıbına çakim diye de bana yine takıldı
yokluğunda teskere alacakların hepsi ile tek tek vedalaştı
benimle vedalaşırken gözlerim doldu
o güldü ama
gülmek istemediği belliydi
bir senemi peşinde koşarak harcadığım bir insandan ayrılacaktım
üç günlük basit bir huurdan bile ayrılırken için burkuluyorken insanın
adam gibi adamdan ayrılmak futbolu jübile ile bırakmak kadar acı vericiydi
ben arkasından odasına kadar takip ettim
odasından çantasını alıp
peşinden tabur sınırına kadar onunla yürüdüm
-ben taşırım dıbına çakim desede vermedim el çantasını
-tamam dıbına çakim gelme başka sana başarılar dilerim sivil hayatında dedi..
elini çantaya uzattı ben çantayı vermek için bir hamle bile yapmadım
galiba bir kez daha sarılmak istiyordum gözlerim harbiden dolmuştu
bir kez daha dıbına çakim dese diye bekledim
-allah gerçek sevdiğine veda etmek zorunda bırakmasın kelebek dedi. dıbına çakim yoktu arkadaşım yoktu. asker arkadaşımmış gibi
benim için duasını etti ve gitti
ben sağol bile diyemedim
geri kalan günler yatış şeklinde geçerken
sağduyulu askerler yanlış yapmaya çalışan askerleri uyardı
sevinç ve heyecan doruk noktaya çıkmıştı
birazdan tüm sezonun mücadelesi bitecek ama kupa yerine bir kağıt vereceklerdi elimize
15 ay bitmek üzereydi
osuruktan asker arkadaşı olduğunu sananlara sahte telefon numarası
ve sahte adresler verdim
alanyaya gelecem mutlaka seni görecem
tatil için gelsem bana yardımcı olurmusun diye soranlara
olmam arkadaşım kusura bakma dedim
ne gerek var amk fazla fazla yalana
askerlikte alışamadım sana neden sivilde de bir şans vereyim ki
ankara izmir konya yurdum köşelerine işim düşerse mutlaka ara diyenleri de samimi bulmadığım ve sadece lafta kalacağını bildiğim için gibime takmadım
ekşına giderken bir mektup yazdım
içinde bol bol teşekkür olan
ve başarılar dileklerimin bulunduğu
• *diğer komutanlarımla da vedalaştıktan sonra
sabah içtimasında bölükteki arkadaşlarla vedalaştıktan sonra
nizamiyeden dışarı adım attığımda ilk dediğim şey
vay amk bitti lan askerlik oldu
sabiha gökçen ordan antalya ordan alanyaya geçtim
aslında direk ankaraya gitmek isterdim
ama ebru ile o konuda konuşmuştuk
yogun sınavları sebebi ile ben onun sınavları bitirmesini bekleyecektim
alanyaya gelip
bir kaç el öpme
geçmiş olsuna a gelenlerden sonra tek yaptığım şey
mal mal etrafta dolaşıp sivile adepte olmaya çalışmak oldu
askerlik bitmişti ama benim adam edip edemediği tamamen muammaydı
ebrunun son sınav günü ebrunun babası ile ankaraya gittik
yol boyunca benim askerlikten konuştuk babası ile
aynı zamanda bana ne zaman işe başlayacağımı sordu
bende biraz dinlenmek istediğimi söyledim
anlayışla karşıladı ve her zaman beklerim diye de belirtti
yurdun önüne parkettiğimizde gördüm ebruyu uzun zaman sonra ilk defa
karşımda okulu bitirmiş bir sevgili
karşısında askerliği bitirmiş bir sevgili vardı
ayrı kalmak zorunda olmayan iki sevgili vardı artık
önce babası ile sarılmasına müsade ettim
sonra bana doğru yürümesini bekledim
-merhaba mimar hanım dedim
-merhaba teskerelim dedi
okul yoktu askerlik yoktu
artık bizi ne ayırabilirdi ki
babası sebebi ile ahım şahım bir sarılmadık
ebru yurttaki eşyalarının çoğunu arkadaşlarına bıraktı
diğerlerini arabaya aldık
ankarada bir yemek sonrası alanyaya doğru yola çıktık
ebru sınav için geç yatıp erken kalkmasından dolayı
arabada uyuya kaldı
bende bu sırada artık evlenme teklifi etmeliyim diye düşündüğüm için planlar yapıyordum
planlarıma arasıra ebrunun babasının sorduğu sorular sebebi ile ara versemde alanyaya kadar devam ettim
ama hiç bir plan hoşuma gitmedi şöyle düzgün bir evlenme teklifi yapmam lazımdı
ama doğru zamanda yapmak daha da önemliydi
ebru arasıra uyansada alanyaya kadar randuman alamadık ondan yorgun olduğu için
onlar beni eve bıraktıktan sonra
ebrunun beni aramasını bekledim
bu sırada hala düşünüyordum nasıl bir evlenme teklifi yapabilirim diye -
88.
+2159Tümünü Göster
• *top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
gitsem kesin gol
ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
ebru bu duraksamadan faydalanıp
biraz oturur musun deyince
yoğun baskı sonucu topu taç a attım
yanına oturdum
ondan gelecek tepkileri bekliyorum
sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
oturduk öyle
bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
nefes alma şekli bile bişey söylemek anldıbına gelebileceği bir durumdaydık
-sıfır puanda mıyım hala dedi
aklı fikri oyunda amk hala
-5 puan falan dedim
-elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
elime kozları verdi
meydan geniş amk
o kadar da intikam yemini ettik
en azından biraz süründüreyim mantığı ile
-tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
-ben ebru dedi
-ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
-evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
burda beni acayip gibti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk
---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
-çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
-tamam diyebildim
-bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
-5 puan daha vereyim dedim
-on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
-tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
-güzel miyim dedi
-eh işte dedim
-o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
-1 puan dedim
-o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
-baskı kurmak yok ama dedim
-yaylaya geldim senin için dedi
-iki puan da bu etti 13 dedim
-çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
-isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
-gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
-artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
-başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
-vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
-off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
-yapmasana dedim
-içme sigara dedi
-neden dedim.
-öpüşürken kötü kokuyor dedi
gülme krizine girdim
---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
ellerini kaldırdı havaya
pis pis sırıtarak ona baktım
sigarayı yaktım bir nefes çektim
-iyi geceler kelebek bey dedi
yanımdan kalktı
-gıcık diyerek
ellerinden tuttum
biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
elini bırakmadım yanımda otururken
başını omzuma koydu
-omzum ağrıyor ebru dedim
-pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
-öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
dizlerime eliyle vurdu yavaştan
-sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
-o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
-dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
-ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
-tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
-çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
-senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
-heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
-bak yine ben suçlu oldum dedim
-seviyorsan olacaksın dedi
-bak kaşınma ama dedim
-nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
-kendime has taktiklerim var dedim
-ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
yine gayri ciddileşti muhabbet
• * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
-intikam dedi
az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
-ödeştik mi dedim elimi indirdim.
-evet dedi
tekrar kaldırdım elimi
hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
-hani ödeşmiştik dedim
-geriden gelip öne geçemez miyim dedi
yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
yavaşca ağzıma koydum
çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
üfler mi diye bekledim
üflemedi amk
yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
-yatalım mı dedi
-beraber yatmam dedim
-ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
-iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
-yatmayalım da demedim kelebek dedi
güldüm.
-çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
sarıldı gözlerime bakmamak için
-ter kokuyorum sarılma dedim
-bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
-hayır sarılma dedim
-inat ediyorum dedi
-yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim
• * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
biraz düşündüm
-nazıma katlanacaksın bir süre dedim
-tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
-bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
-amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
ayağa kalktım
ellerinden tutup ayağa kaldırdım
-gel benimle dedim
sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
durdum onu kendime çevirdim
kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
ellerimi uzattım ikisini birden
iki elini de ellerimin üzerine koydu
bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
-biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
ilk hamleyi o yaptı
öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
-çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
-biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
-seni büyütemedim ki daha dedi
ellerimi kaldırdım
---kaç gol gerideydim ben dedim
işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
benim dudaklarıma yaklaştı
aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
muallaklikten geri kalmayan ben
biraz geri çekilip
-sarımsak mı yedin sen dedim
ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
yine o tat
on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
sarıldık
-sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
-sadece sarılacak mıyız dedim
-yetmez mi dedi
-yeter dedim
-gerçekten mi dedi
-one night stand a karşıyım ben dedim
-pis pis konuşma git yatağına dedi
uyuyor numarsı yaptım sessizce
sonra yine başını koydu
ellerimi sık sık sıkıp
yüzümü okşadı -
89.
+2158Tümünü Göster
---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
-çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
-tamam diyebildim
-bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
-5 puan daha vereyim dedim
-on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
-tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
-güzel miyim dedi
-eh işte dedim
-o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
-1 puan dedim
-o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
-baskı kurmak yok ama dedim
-yaylaya geldim senin için dedi
-iki puan da bu etti 13 dedim
-çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
-isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
-gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
-artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
-başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
-vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
-off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
-yapmasana dedim
-içme sigara dedi
-neden dedim.
-öpüşürken kötü kokuyor dedi
gülme krizine girdim
---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
ellerini kaldırdı havaya
pis pis sırıtarak ona baktım
sigarayı yaktım bir nefes çektim
-iyi geceler kelebek bey dedi
yanımdan kalktı
-gıcık diyerek
ellerinden tuttum
biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
elini bırakmadım yanımda otururken
başını omzuma koydu
-omzum ağrıyor ebru dedim
-pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
-öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
dizlerime eliyle vurdu yavaştan
-sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
-o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
-dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
-ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
-tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
-çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
-senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
-heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
-bak yine ben suçlu oldum dedim
-seviyorsan olacaksın dedi
-bak kaşınma ama dedim
-nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
-kendime has taktiklerim var dedim
-ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
yine gayri ciddileşti muhabbet
• * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
-intikam dedi
az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
-ödeştik mi dedim elimi indirdim.
-evet dedi
tekrar kaldırdım elimi
hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
-hani ödeşmiştik dedim
-geriden gelip öne geçemez miyim dedi
yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
yavaşca ağzıma koydum
çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
üfler mi diye bekledim
üflemedi amk
yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
-yatalım mı dedi
-beraber yatmam dedim
-ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
-iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
-yatmayalım da demedim kelebek dedi
güldüm.
-çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
sarıldı gözlerime bakmamak için
-ter kokuyorum sarılma dedim
-bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
-hayır sarılma dedim
-inat ediyorum dedi
-yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim
• * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
biraz düşündüm
-nazıma katlanacaksın bir süre dedim
-tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
-bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
-amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
ayağa kalktım
ellerinden tutup ayağa kaldırdım
-gel benimle dedim
sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
durdum onu kendime çevirdim
kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
ellerimi uzattım ikisini birden
iki elini de ellerimin üzerine koydu
bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
-biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
ilk hamleyi o yaptı
öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
-çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
-biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
-seni büyütemedim ki daha dedi
ellerimi kaldırdım
---kaç gol gerideydim ben dedim
işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
benim dudaklarıma yaklaştı
aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
muallaklikten geri kalmayan ben
biraz geri çekilip
-sarımsak mı yedin sen dedim
ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
yine o tat
on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
sarıldık
-sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
-sadece sarılacak mıyız dedim
-yetmez mi dedi
-yeter dedim
-gerçekten mi dedi
-one night stand a karşıyım ben dedim
-pis pis konuşma git yatağına dedi
uyuyor numarsı yaptım sessizce
sonra yine başını koydu
ellerimi sık sık sıkıp
yüzümü okşadı
• *arasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
bazen ellerimi dudaklarına zütürüp öptü
nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
kahvaltıyı yaptık
kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
uyandığımda neler olmuş neler amk
(burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
evin önünde bir araba
araba çok tanıdık
ebrunun babasının
aşşağıda konuşma halinde olanlar
ebru annesi ve babası
karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
beleş tribünde ise ben
konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
basbaya tartışıyorlar gibi
olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
-hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
konuşmalarının tam ortasına dalarak
-hoşbulduk dediler
pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
-bize biraz müsade eder misin dedi ebru
kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
-size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
biz onları öylece izlerken
hepsi arabaya bindi
araba hareket etti -
90.
+2156Tümünü Göster
---gelmişsin hoşgeldin.ama git ebru
ben kimselere söyleyemedim ayrıldığımızı. dedim.arıldığımızı lafını söylerken yüreğime bişeyler battı.
sen git ben uygun bir dille anlatırım başka bir sebebten ayrıldığımızı.
buraya geldiğinde seni gibtir etmememin sebebi annemle beraber oturup ağlamak istemememden dolayıydı.
beni üzdün. kalbimi kırdın.
ama ben sevdiklerimi senin kadar kolay üzemem
çok büyük yemin ettim senden o söylediklerinin intikdıbını almak için
buraya gelerek intikam almamı da kolaylaştırdın.
senin gibi birisi olsaydım.
biraz yalvartıp özür dilettikten sonra
yıllardır senin yaptığın gibi seviyor gibi gözükür
ve sen bana iyice aşık olduktan sonra beni deli gibi sevdiğini gördüğüm anda
senin bana yaptığını bende sana yaparak intikamımı alırdım.
beni züt gibi ortada bıraktığın gibi bende seni bırakırdım.
kim bilir belki bilerek başka bir kızla yakalanır
belkide senden yüz puan alınca
nikah masasında
evlenmek istiyor musun diye sorduğunda
hayır kocaman sıfır diye tüm sülalene ve tanıdıklarına rezil ederdim.
ama ben o geçen 5 yılın kusura bakma küfür etcem
dıbına koyim ki
çok sevmişim seni
deli gibi sevmişim
yıllarca köpeğin olmuşum gönlünün kapısında
bilmediğim duyguları sen yaşattın
kalbimin kan pompalayan bir organdan ibaret olmadığını ispatladın
gidecek tek yerim
düşünecek tek şeyim oldun
çok mutlu ettin beni
ben sevgiye muhtaçken sen çıktın karşıma
hiç balonu olmamış bir çocuk gibiydim seninle tanıştığımda
elime bir balon tutuşturdun
yıllarca heyecanla taşıdım o balonu
aşkın çocuğuydum
nerden bilebilirdim ki balonların bir gün hemde birden bire patlayacağını
ama yine de sağol
sen olmasan belki de hiç balonum olmayacaktı
5 yıl boyunca balon mutluluğu yaşattığın için
kıyamadım sana
git bi daha da gelme
varsın bu aşk benim evim arabam olmadığı için bitmiş olsun
biraz üzülürüm
sonra geçer mi bilmem ama
sahip olduklarıma razı birisi ile de evlenerim
bu arada çok konuştum verdiğim para yeterli gelmeyebilir bu kadar konuşmaya ama borcum olsun çalışır öderim
yarın sabah git ebru. dedim
ayağa kalktım
arkamdan
beni dinlemeyecek misin
dur
gibi söylemlerine hiç aldırmadan yürüdüm gittim.
**duygular yalan mı lan yoksa
hani nefret ediyordum amk ondan
hani ağzına iyice sıçıp gibtir git lan diyecektim
ne oldu amk bana
sadece git diyebildim özetle
nasıl bir insana nefretle git derken
kalbim kal nolursun diye yalvarıyordu ki
aşka nefret nefrete aşk karışınca mı bomtak oluyor insanın kalbinin tadı
dur lan kelebek gitmesin amk dedim kendime ayaklarımı frenlemeye çalışarak
ama inadım giblemedi bile kalbimi
yürüdüm
arkama bakmadan bir gölge hissetmek istedim gelsin arkamdan diye ama gelmedi
durdum geri baktım
yüz üstü otururken
belini büküp ellerini yüzü ile yer arasına koymuş
sırtındaki nefes alışlarından ağladığı belli oluyordu
beni tutan şeyin ne olduğunu bilmiyordum ona koşup ağlama dayanamam demek için
onu orda öyle bırakıp gidemezdim ama yanına gidip ağlama da diyemezdim
hem onsuz eve dönmek
bana ebru ile ilgili yöneltilecek bir sürü soru anldıbına geliyordu
oturdum bekledim onun ağlamasının geçmesini
uzunca bir süre öyle uzandı kaldı
bir süre sonra ağlamıyormuş gibi gözüküyordu ama
ağlamanın etkisi aldığı derin nefeslerden belli oluyordu
2 saat kadar oturdu
yüzünü arkasına bile dönmeden
arasıra göz yaşlarını silerek
arasıra uzanıp arasıra oturmaya devam ederek
sonra kalktı
o kalkınca bende kalktım biraz daha ilerledim ve onu beklemeye başladım
bana 5 mt mesafeye yaklaşıncaya kadar bekleim sonra yürümeye devam ettim
-dinlemeyecek misin dedi
-hayır dedim
-peki sen bilirsin dedi
onu evin önünde kuzenler karşıladı
onlarla bıraktım onu
gülümsemeye çalışıyordu ama artık bi takluk olduğunu kuzenler de anlamıştı
ben yukarı çıktım girdim yatağa
hep peki sen bilirsin demesini düşündüm
fazla mı inat etmiştim acaba diye pişmanlık bile duydum
akşam üzeri kalktım yataktan yemeğin hazırlanma vaktine doğru da kaçtım evden kahveye
şansımdan masalar doluydu oyun oynayamadım
kelebekliği bırakıp sinek oldum masaya
amk vakit bir türlü geçmedi
eve gitmeme sebebim ne tak yiyeceğimi bilmediğimden idi
gitsem kiminle ne konuşacaktım ki tek konuşmak istediğim kişi ile yabancılığın arifesindeydik
gece saat 1 gibi eve gittim
herkes yatmış ışıklar sönük
oysa ben öyle istememiştim
en azından ebru uyanıktırda bir kere görürüm diye düşünmüştüm
eve gelince farkettim ki
hasgibtir lan pekekent bu saate kadar kahvelerde gez ondan sonra kız seni beklesin diye de dua et
amcıklık bende olduğu için sesimi çıkarmadım
bunları düşünürken kimseyi uyandırmayayım diye de sessiz sessiz hareket ediyordum ki
-kelebek diyen ebru sesinden dolayı
az kalsın donuma işiyordum.
aklım çıktı amk öyle böyle korkmadım
erkeklik takuna korkmamış numarası bile yapamadım şoktan dolayı
derin bir nefes aldıktan sonra
-evet yatmadın mı sen dedim
-görmeden yatmak istemedim. şimdi yatabilirim.iyi geceler dedi
sana da iyi geceler desemiydim ki.
demedim
önümü göremiyormuş numarası yapıp ışıkları yaksamda bir kez daha yüzünü görsemiydim ki.
açamadım
mal gibi gittim yatağıma yattım
uyu uyuyabilirsen
saat altıda köy dolmuşu köyden gidiyor
yok abi nefret bana göre değil amk basbaya gitmesin istiyordum
bana dediklerinin hepsini unutmuşcasına seviyordum onu
sanki annemden dayak yemiştim ama yine de anneme sarılmak istiyordum
uyumama çabalarım beni daha çok yordu
sabah kalktığımda ilk işim saate bakmak oldu ama saat çoktan 8 olmuş
sabah kalkar kalkmaz ağlanırmış kendimde gördüm
başka da bi tak yapmadım zaten yatakta kaldım
evde sesin kesildiği bir anda oltaları alıp çay kenarına indim balık avlamak için
sallıyordum ama boşuna amk balık yakalanıyordu çekmiyordum bile
aslında öylesine inmiştim boş boş oturmak için
balığı da bırakıp çayır bir yerde uzandım ana karnındaki çocuklar gibi dizlerimi iyice kendime çekerek
yayla bensizdi
ben onsuz
nasıl ağlayacağımı bile bilemedim
uzanırken sesler duydum
kafamı hafif kaldırıp baktığımda gelen iki kuzenimdi ama onları boşverip yanlarında yürüyen ebruya takıldı gözlerim
gitmemişti lan
kuzenler akşama balık yiyemeyiz böyle yatarsan diye dalga geçip beni teğet geçtiler
balık avlamaya onlar indi
ama ebru yanıma oturdu
-otobüsü kaçırmışım dedi
-yarın ben kaldırırım seni dedim
-yarında kaçırırım dedi
inatla ertesi gün demeye gerek yoktu anlaşılan sonsuza kadar kalacak gibiydi
-niye gitmedin ebru dedim
-annene sordum kalabilir miyim diye kal yavrum dedi. dedi
-tamam yarın ben giderim dedim
-bende gelirim o zaman dedi
-niye geliyorsun dedim.
-sen niye benim gittiğim yere sürekli geldin dedi
-hata yapmışım dedim
-biraz hata da ben yapayım o zaman dedi
-sen hata limitini aştın ama dedim
sessiz kaldı
bende konuşmadım
kızlar bu arada yakaladıkları balığı bize gösteriyordu
onların gülümseyen bakışına karşılık bile veremedik ikimizde
-hani hergün denize gidiyordum ya hep sen gelirsin de görürüm seni diye gittim. dedi
sesimi çıkarmadım ama yüreğime bişeyler battı
-evin altında beklediğinde çok yorulma diye ışıkları kapatıp uyuyor numarası yaptım. gidip dinlenmeni istiyordum ama her gidişinde de sana kızıyordum
bana çiçek vermeye çalıştığında sana dönüp öyle sarılmak istedim ki bir yerlerini kırarım diye korktum
biraz konuşabilir miyiz dediğinde sus sadece seni seviyorum de yeter aşkım diyecek oldum hep ama diyemedim
beni ne kadar sevdiğini hiç sorgulamadım
beni sevdiğini biliyordum ki zaten deli dedi
tüm bunları söylerken cümleleri tek tek kurdu.
her cümlesinde neden amk neden böyle yaptın bu oyun ne gibime madem demek istedim ama kendini nasıl olsa söyler diye kesmedim sözünü -
91.
+2154Tümünü Göster
• *evine kadar yürüdüm onun arkasından
o eve çıktı
bende kendi evime gittim biraz uzandım
bi kaç saat daha uyuduktan sonra
saat on gibi yine evlerinin önüne gittim odasının ışığı yanıyordu
bu evde olduğuna işaretti
-konuşmak isterseniz aşşağıda bekliyorum diye mesaj attım
-inmeyeceğim diye cevapladı
11.50 civarında
-+10 oldu. diye bir mesaj daha gönderdi
ondan alınan bu artı notlar gerizekalının birisinin bana aferin demesi kadar anlamsızlaşmaya başladı
inadım inat bekledim
saat 2 civarında odasının ışığı söndü
yarım saat daha bekledim
baktım bi gibim çıkmayacak yine
eve gittim saat 9 gibi kalkıp 9.30 da şort havlu hazırlanıp evlerinin önüne yine gittim
evde olup olmadığını bile bilmiyordum
-evde misiniz diye mesaj attım
balkona çıktı bana baktı geri girdi
yine deniz
yine konuşma tekliflerime olumsuz
3 gün böyle devam etti
o nereye ben oraya peşinden gittim
bıkmadım usanmadım
geceleri 23.50 civarında mesaj attı hep
puan 10dan 25 e kadar çıktı
onun odasının ışığı kapandıktan sonra bende eve döndüm
denizde sevdiği meyvelerden tabak yaptırıp gönderdim
hep çiçek verdim
• *3 gün sonra sabah ailesi ile beraber arabaya bindiler ve gittiler
üzerlerindeki kıyafetlere bakılacak olursa günü birlik bir eğlenceye gidiyorlardı
bu dimçayı aqua park şelale veya başka bir yerde olabilirdi
onları takip etmedim çünkü ailesi de vardı
-iyi eğlenceler yazdım mesajla
-cevap da gelmedi zaten
akşam üstü yarım saatte bir dolandım evlerinin önünden geldiler mi acaba diye
saat 7 gibi geldiler yukarı çıktılar daha da aşşağı inen olmadı 23.50 de yine mesaj geldi
5 puan kaybetmişim artık ne tak yediysem 20 ye düştü
ama pencereden kafa uzatıp orda olup olmadığıma bakmalar çoğaldı
1 saatte bir bakıyordu
gece 1 gibi yattı ben yine eve gittim
ertesi gün yine geldim
bekledim
denize gitmedi otele gitti
orda iki saat kadar durup eve döndü
eve dönüş yolunda
-biraz konuşabilir miyiz dedim
-işim var sonra konuşuruz dedi
dur giberim işini de seni de derdim o derece sinirlenmiştim artık ama
merak işte amk ne işi var diye ses çıkarmadım
takibe devam ettim
evine çıktı
bir saat kadar kaldı üzerini değiştirdi ve çıktı evden
bir saat diye buraya yazıyorum çok basit geliyor size belki ama
o bir saat beklemek ne kadar zor bekleyeniniz varsa bilirsiniz amk
iskele tarafına yürüdü
bir kız arkadaşı ile öpüşüp sarıldı
balıkçılar çay evine gittiler
bende orda bir yerde oturup çay sigara içtim paso
• *iki saat kadar oturdular
sonra kalktılar
şehir merkezine doğru yürüdüler
ayrıldılar kızla ebru tek yürümeye devam etti
benim onu takip ettiğimin de farkındaydı
önce ev tarafına yürüyordu ama sonra yolunu değiştirip yine iskele tarafına döndü
bizim ikimizin yerine doğru yürüdü
arkasından yaklaşıp
-biraz konuşabilir miyiz dedim yine
-hayır dedi
buna çok sinirlendim ama sesimi çıkarmadım
-neden konuşmak istemiyorsun günlerdir peşinde koşuyorum dedim
-buyur konuşalım kimsiniz dedi
-ben kelebek dedim
-ne istiyorsun dedi
-seninle tanışmak istiyorum dedim
-ne iş yapıyorsun dedi
-çalışmıyorum şu an dedim
-okuyor musun dedi
-hayır dedim
-araban var mı dedi
-hayır dedim
-evin var mı dedi
-hayır dedim
-neyine güvenip benimle tanışmak istiyorsun peki dedi
-pardon sizi birine benzetmişim dikkatli bakınca anladım kusura bakmayın dedim
yüzümü dönmem ile bir yerlere elim kırılıncaya kadar vurma isteğime engel olamadım
elim kırılmadı ama çok ciddi zedelendi
---kelebek diye koştu arkamdan elimi tutmaya çalıştı bişey var mı diye
elini çektim dokundurmadım elime
eve gittim
mesaj yazıyor sürekli
elin nasıl oldu
öyle demek istemedim
geleyim mi
bişeyin var mı
biraz konuşalım
kelebek yanlış anladın
ben 23 50 ye kadar sesimi çıkarmadım
23 50 de mesaj gönderdim
-eksi 100 ebru diye
sinirden ne tak yiyeceğimi bilemedim
bunun intikdıbını almak için yemin ettim
o mesajlara devam etti
ben telefonu kapattım
sabah da yaylaya gittim
yaylada telefon çekmez beyler bizim o zamanlar tabi
annenmle oturdum
balığa gittim
tutttuğum balıkları geri saldım
ağladım
sızladım
yattım
kalktım
kimseyle konuşmadım
annem haricinde
6 gün sonra akşam yaylaya gelen köy dolmuşunda bir misafirim vardı
**köy dolmuşunun akşam gelme vaktinde çoğu işi gücü olmayanlar toplanır
kim gelmiş ne getirmiş diye
biraz geç gelirse herkes meraklanır acaba bişey mi oldu diye
dolmuş durdu
benim de pek umrumda değildi
ben kendi derdimle meşkuldüm çünkü
dünya gibime bir şekilde yatıyordum
kız kuzenler ebruyu daha önce gördükleri
çok sevdikleri için
ben onlara ebrudan ayrıldık diyemedim
çünkü beni çok seviyorlardı ve benim üzülmemi istemezlerdi
annem de her zaman benim mutluluğumu isterdi
ona da anlatmamıştım geçen olayları
zaten kimseye gidipte şu bana bunu bunu dedi diye anlatmanın kendi zararıma olacağını biliyordum o dönemde
çünkü onlarda ebruya kızıp vay amk demek öyle diye sürekli
kalbimdeki acının altına odun atacaklardı
kendimde yansın sadece kendimi yaksın istedim o yüzden kimseye anlatmamıştım
arabadan inen kişi ebruymuş
misafir gelmiş
olaya geniş açılarla bakmak gerekirse
çok düşünüp taşınarak gelmiş olması gerekliydi
benim onu gibtir etme ihtimalimi bildiği için
cumartesi günü akşam gelmiş
normal bir günde gelse en fazla sabaha kadar kalabilir sabah 6 da giden aynı köy dolmuşu ile geri dönmek zorunda kalırdı
ama ertesi gün pazardı ve köy dolmuşları çalışmıyordu
bu demek oluyordu ki en erken pazartesi sabah gidebilirdi geriye
ben gelen kişinin ebru olduğunu kuzenlerimle konuşurken onun sesini duyunca anladım
gibimde bile olmayan dünya zütüme girdi birden onun sesini duyunca
benzetmişimdir sesini diye giblememeye çalıştım ama ne mümkün bas baya onun sesi amk -
92.
+2136Tümünü Göster
---ben gideyim o zaman komutanım dedim
-dıbına çakim ikimizin sırrı olacak üstünü değiştir gel dedi
-emredersiniz dedim
gittim üstümü değiştirdim. geri geldim odasına girip tekmil verdim
eliyle bi dakika işareti yapıp bana bakmadan beni bekletti
meraktan çatlayacaktım amk ne yapacak acaba diye
kagıda bişeyler yazıp çizip duruyordu
bana baktı
-astsubaya akşam içtimasına katılmayacağını söyle gel dedi.
-emredersiniz dedim.tam çıkıyordum. depocuyu da çağır bana dedi
gittim astsubaya ekşının yanında olacagımı söyledim depocuyu da çağırdım
ekşın depocuya
-dıbına çakim anahtarı ver baskın yapacam depoya dedi
asker anahtarı verdi
bana dönüp
-gel dıbına çakim dedi
depoya gittik
herşey yerli yerinde ortalıkta bir sorun gözükmüyor.ama ekşının hevesi kursagında kalmışa benzemiyordu
kendisine bir tane askerlerin giydiği eşofman altından aldı
depodan çıktık
tekrar odasına döndük. sonra yazıcıyı çağırdı
bölüğün koğuşlarda yatma planını istedi.
herkesin yattıgı yatak belliydi.
hala neyin peşinde oldugunu bilmiyordum
bana gidebilirsin dedi
o da evine gitti
• *ben aşşagı indim akşam yemeği derken
komutanlık saati(yani askerlere bir saatlik verilen ders)
o gün çok erken bitirildi nöbetçi astsubay tarafından herkes bu durumdan çok memnundu ve
o günki rütbelilerde genelde askeri sıkmayan komutanlardı
bu rahatlıkla herkes koguslara dagıldı
derken yazıcı beni çağırdı gel yazıhaneye gidiyoruz diye
gittik bir baktım ekşın orda
tamamen asker gibi giyinmiş
eşofman bir de yeşil askeri tshirt tarzı atlet
-otur dıbına çakim dedi.
cebinden bir telefon çıkardı ama kendi telefonu degildi
belliki askerin birisinden yakalamıştı
olay açığa çıktı beyler
ekşın askerin birisinde cep telefonu yakalıyor
rehberi bir açıyor ne kadar asker ismi varsa kaydetmiş denyo
ekşın hepsine mesaj çekiyor
mesajda telefonla beraber bana gel dıbına çakim yakaladım seni ... yüzbaşı
diyor.
iletim raporu gelen her mesajda heyecanlanıp git bana bu askeri getir dıbına çakim diyor
gidip telefonla beraber askeri getiriyorum
her yakaladığı askerin elinden telefonu alıp yeni asker numarası var mı onu araştırıyor
bu sayı git gide artıyor tabi
17 tane telefon yakaladı
yüzündeki keyfi görseniz kendisiyle resmen gurur duyuyor amk
askerlerin hepsini odaya soktu
isimlerini tek tek aldı
sonra hepsini gönderdi
• * ben merakıma yenilip ne yapacaksınız komutanım dedim
-düşünüyorum dıbına çakim arkadaşım dedi
ekşın görevini tamamlamanın verdiği mutlulukla bölükten ayrılırken o halde tüm koğuşları gezdi
baktı başka yanlış bişey yapan var mı diye
gerekli ekşını yaşadıktan sonra evine gitti
o gider gitmez bana karşı bir cephe oluştu
vay neden haber vermemişim
yok neden söylemiyormuşum
amk sanki ben biliyordum
allahın sıgırları hem yasak olmasına rağmen telefon kullanıyorsunuz
hemde askerlerin isim soy isimlerini telefonunuza kaydiyorsunuz
onlarla konuşmak için mi kullanıyorsunuz amk telefonu almayın vermeyin numaranızı
gel gelelim kabak bana patladı
bütün yakalanan muallakler bana afra tafra yaptı
suçum olmadıgını haberim olmadıgını söylesem de inandıramadım
iyice üstüme geldiler
beni de sinirlendirdikleri için ekşının onları nasıl gibeceği konusunda bende kötü planlar yapmaya başladım
gece bu olaylar yaşanırken
ebruyu aramayı da unuttum tabi
ilk aklıma geldiği anda koştum telefona biraz sitemkardı geç aradığım için
-nerdeydin merak ettim bişey mi oldu diye.
konu sapsın diye ekşının planını anlattım
-ne yapacak şimdi onlara dedi
-boşver onu hasret bize ne yapacak onu konuşalım dedim
-aşk bize yapacağını yaptı hasret ne ki dedi
vay amk özledim diye ağlayan kızın dediğine bak
-dayanacaksın yani dedim
-başka yol göster sensiz olmayacak onu yapayım dedi
-iyi gördüm seni kendini üzmüyorsun sevindim buna dedim
-sende üzülme geçecek dedi
---geçiyor işte biraz senle biraz sensiz.hem hep yanında olursam bıkarsın zaten benden dedim
-hep yanımda olda bıkıp bıkmayacağımı gör dedi
-o risk alınacak bir risk değil ebrum olmaz sensiz dedim
-artık önümüzde 8 9 ay kaldı benim okul senin askerlik bitiyor o zaman ayrılmayacaz hiç dedi
-inşallah dedim
-bizim çocugumuzun gözleri ne renk olur kelebek dedi
van minüt amk çocuk??
lan yoksa ebru hamile mi kaldı.yok canım daha neler
sormaya bile korktum
ama hangi ara hamile kalacak ki amk
kurdalamak lazımdı bu konuyu
-hangi çocuk ebru dedim
-gelecekte olacak cocugumuz kelebek dedi
derin bir nefes aldım. kromozonlar henüz birleşmemiş
-koyu yeşil olur herhalde dedim
-saçları nasıl olur dedi
-ilk kel dogar sonra bi renk tutar begenmezsek boyatırız sorun etme şimdi bunları dedim
-hayalini kuruyordum da kusura bakma dedi
biraz üzülmüştü sesi
-ismini ne koyarız dedim. hayalini canlandırmak için
-erkek olursa sen koyarsın kız olursa ben dedi
klagib ebeveyn çocuk ismi paylaşımı işte
aslında bu konuşma artık büyüdüğümüzün
ilişkimizin güçlülüğünün
üzerimizdeki aşk acemiliğinin bitmeye başladıgının habercisiydi
artık daha ciddiydik
gelecek hakkında planlar yaparken pervasız olamayacak çağa gelmiştik
cünkü zaman daralıyordu
oynanan oyun değildi.
yapacaklarımızdan nasibini alacak iki gönül vardı
tek ihtiyacımız olan zamandı
ama herşeyi zamana bırakmak da bazı şeylerin üzerinin tozlanmasına sebeb verebilirdi
• *ebru da bunu yapıyordu
sürekli geleceğimizin tozlarını alıp konuyu canlı tutup
geleceğimizin parlak olmasını istiyordu hep
bense bu konulara girmekten kaçınırken
aslında unuttuğum
yada farkına varmadığım bir his yaşatıyordum ebruya
acaba
evet acabaları düşünmesine sebeb oluyordum
acaba kelebek bana evlenmek çocuk sahibi olmak kadar baglı degil mi diye düşünmesini sağlıyor olabilirdim
kendimi geç mi denir erken mi denir bilinmez onun yerine koyup bunları düşününce ona hak verdim
çünkü benimde ilerde tek evlenip çocuk sahibi olmak istediğim kişi oydu
o halde neden onun dileklerindeki kayan yıldızı durdurmaya çalışayım ki
tutayım ellerinden kaldırayım başımı gökyüzüne beraber bekleyelim kayacak yıldızı
en fazla boynum ağrır amk.
değmez mi kalbin ebrusuna
fazlasıyla
telefon kapandı gece noktalandı
ertesi gün ekşın bölüğe geldi
gel dıbına çakim dedi
muhtemelen bana dün gece askerlere ne ceza vereceğini anlatıp fikrimi alacaktı
-dıbına çakim kelebek sabaha kadar uyuyamadım dedi
-hastamıydınız komutanım haber verseydiniz dedim
-dıbına çakim ne ceza vereceğimi düşündüm dedi
-buldunuz mu dedim
-bi tane var ama bilmiyorum dıbına çakim sen ne düşünüyorsun dedi
-komutanım siz bu askerlere ceza verirseniz en fazla 20 gün sonra unutulur sonra yine aynı şeyler olur en iyisi vermeyin karar vermemiş gibi gözükün
günlük ufak cezalar verin nöbet gibi temizlik gibi daha da zorlaşsın böylece bu konu sürekli sıcak kalacağı için diğer askerler daha çok korkar dedim
-dıbına çakim fena fikir değil ama benim daha müthiş bi fikrim vardı boşuna mı düşünmüşüm dedi
-neydi komutanım dedim
-bu 17 askerin hepsini çağıracam. hepsinin mahkeme dosyasını hatırlatacam
bir ay süre verecem. başka birisini cep telefonuyla yakalayan ve yakalatanının dosyasını silecem nasıl fikir dıbına çakim dedi
-komutanım bölük içi savaş çıkar rezil oluruz diger bölüklere dedim yapmasın böyle bişey diye
nerden buldu amk bu fikri millet birbirine düşer amk
-çağır dıbına çakim şu askerleri dedi
-emredersiniz dedim -
93.
+1 -1Hani cok sevdigin bir film veya dizi olurya hem bitmesini istemezsin hemde sonunu merak edersin neyse bu 3.gunum 98
-
-
1.
+1Rezerve 110
-
1.
-
94.
+2Prezervatif
-
95.
+242Tümünü Göster
bizimki ankaranın sert rüzgarını suratımda hissettirdi yazın sıcağında
-elif mi yazsaydım, ebru işte dedi
annesi ve babasının elif olayından haberi olmadığı için onlar espri olarak karşıladılar bunu ve güldüler
-sen ne yazarsan yaz benim gözlerimin okuyacağı tek isim var dedim
hiç istemeyerek teşekkür ettim kibarlık görünsün masada birazcık diye
onlarda birşey içti sonra kalktık
arabaya giderken ebru ile ben yan yana olmasada yine arkadan yürüdük
sonra bana biraz yaklaşıp
-annemin fikriydi beyefendi dedi
-çok normal sen fikrini elife sabitlemişsin dedim
• *arabaya geldik. herkes bindi
alanyaya doğru tekrar yola çıktık
yine aynı senaryo devam etti belirli bir süre.
sonra bir molada ebruyu tuttum yalnız kaldığımız bir zaman
-eğer böyle devam edersen bir daha adını bile anmam. yeter ama dedim
-konuşmuyorum ben seninle git elife anlat derdini dedi
-öyle mi dedim
-öyle ded
-sen bilirsin boşuna koşmuşum peşinden burlara kadar dedim
-hem suçlu hem güçlüsün dedi
-suçumu söyle lan dedim
-sen daha iyi bilirsin beyefendi dedi
annesi ile babası da bize doğru gelmeye başladır
ebruya yaklaştım
-sen şimdiden olmayan birşey için bana böyle yapıyorsan uzatmaya gerek yok. ebru dedim
-alanyaya kadar daha dayan bana sonra bir daha göremeyeceksin zaten dedim
geçtim arabaya oturdum
annesi ile babası da gelince ebru da bindi yanıma
yine aynı tavırlar
ruhunu gibeyim emi
ya böyle bir naz olamaz aşık usandıranı gibtir edin aşk katili yapar adamı
bir süre yol aldıktan sonra telefonu aldı eline
bir süre sonra benim telefondan mesaj bildirim tonu geldi
bana mesaj attığı belliydi okumadım bile amk.
babasından bir kalem istedi
bi de petrollerde dağıtılan peçetelerden birine uzandı
kağıda birşeyler karalayıp
bana uzattı
-mesaj geldi okusana yazmış
elimi uzattım kalemi almak için
-elifciğim göndermiştir yazdım aynı peçeteye —artık hiç inanmıyorum yazıp bana geri verdi
-birazcık inanırken benimle konuşsaydın tam inandırırdım dedim
sonra birşey daha yazdı almadım yazdığını kalemi uzattı yine almadım
onun yaptığının aynısı ben ona yapıp cama suratımı çevirdim yol boyu
arasıra babasının sorduğu sorulara cevap verdim
babası seni eve mi bırakayım dedi evet dedim
cebimi yokladım anahtar yok
kaybetmişim amk bi yerde
şimdi adamlara anahtarı kaybetmişim desem evlerinde yatmak istediğimi sanacaklar diye birşey
söylemedim