/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 76.
    +2
    144

    ben niye mi katlanacaktım bu filme??
    ileriyi görme diyelim
    geceleri ne tak yiyeceğimi bilemez halde askerlik yapmak istemiyordum
    -karnın aç mı dedi
    önce şu kalacagımız yere bi gidelim valizi filan bırakayım dedim
    -hmm nerde vardı dur bi saniye dedi
    telefon açtı bir arkadaşına
    telefonla konuşmayı yarıda kesip
    -kız arkadaşımın evinde boş oda var orda kalalım mı dedi
    -sen bilirsin dedim
    düşünmeden ama aslında otele verilecek parayı düşünerek
    -tamam hadi gidiyoruz dedi telefon konuşmasından sonra
    eve gittik
    aynı ev daha önce gittiğim
    kızlar beni daha önceden tanıdığı için
    hoş denilebilecek bir karşılama
    ben odaya geçtim
    ebruda geldi
    -biraz yorgunum uzanayım dedim
    -tamam dedi
    3 4 saat uyumuşum akşam olmuş
    seslere uyandım
    sanki çarşı marş bestelemiş onu deniyorlar ama henüz hep bir ağızdan söyleyemiyorlar
    dışarı çıkmaya bile korktum amk kalabalıktan

    • *çünkü muhtemelen içeri girince insanların hepsi birden bana bakacak
    ve buyrun bu da kelebek diyecek birisi
    elimi yüzümü yıkamam lazım odadan çıkamıyorum korkudan sanki umumi wc de açık renkli donuma sıçtımda topluma çıkmaya korkuyorum
    hafifçe araladım kapıyı
    baktım kimse yok piyasada
    bekledim ebru gelir diye
    hani telefonda yok ki ebru gel kalktım artık diyeyim
    yarım saat kadar daha bekledikten sonra ebru geldi
    -uyandın mı derken öpmesi de bir oldu
    -bunlar kim dedim
    -arkadaşlar dedi
    -ilk gün sadece ikimiz oluruz sanıyordum dedim
    rahatsızlığımı belirtmek için
    -kusura bakma hadi gel dedi
    -ebru böyle tanışma mı olur dedim
    -ya gel bişey olmaz dedi
    üstümü değiştirdim ondan aldığım cesaretle beraber dışarı çıkıp zaten kısa olan saçlara aklımca ayar vermeye çalıştım
    içeri girmeye hazırım ama hangi kimlikle gireceğimi bilmiyorum
    sessiz sakin olsam
    mal amk bu derler
    çok konuşsam ne diyo lan bu derler
    ne tak yiyeceğimi bilmeden içeri girdim
    haliyle bir sırıtma belirdi suratımda nezaketen
    hepsine bi göz gezdirdim
    bildiğin insan amk kahvede maç izleyen cemaatin tv sinin önüne geçmiş gibi hissettim kendimi
    merhaba dedi hepsi gel otur diye de yer gösterdiler
    ama benim nedense ebruyu annem ellerini de en güvenli yermiş gibi hissetmek geldi içimden
    velhasıl oturduk
    ···
  2. 77.
    +2
    143

    ---bende dinliyorum ona benzer bir şarkı dedi
    -muhtemelen beste aynı sanatçınındır dedim
    -olabilir seninkinin bestecisi kim dedi
    -aşk dedim
    güldü
    -müzik kime ait peki dedi
    -kalbim ritimleri belirliyor dedim
    -deli yaa dedi
    -delirten kim acaba dedim
    -tamam yine suçlu benim o zaman dedi
    -ben mutluyum senin işlediğin suçlardan merak etme dedim
    -suçlu sensin bitir şu askerlik cezanı da gel artık dedi
    -az kaldı merak etme dedim
    -ankaraya gelsene kelebek dedi
    -ne zaman dedim
    -izin kullan gel dedi
    amacını tahmin etmek zor değildi beni çevresindekilere göstercek alın işte sevgilim bu
    ankaraya benim için geldi. bakın el eleyiz mutluyuz
    gördüğünüz gibi başka bir erkeğe ihtiyacım yok demek istiyordu diğer insanlara
    -tamam bakarız diyebildim
    ama tepkisi sert oldu
    -bakma gel işte dedi
    -tamam ebru geleceğim dedim
    -hayır gelmiyeceksin beni mutlu etmek için diyorsun dedi
    -ebru tükürük bende kalsın gelince iade ederim sana dedim
    -iyi bakalım görücez dedi.ama geleceğime inanmışlık vardı o yüzden mutlu geliyordu sesi
    -gitmem lazım içtima vakti geliyor dedim
    -tamam aşkım dedi
    -beni hala seviyor musun dedim.
    -düşünmem lazım dedi öyle makarasına
    -niye düşünüyorsun ki iki dakika kalbine soruver cevabıda direk copy paste yap bana dedim
    -seviyormuşum o zaman dedi
    -bende seni seviyormuşum görüşürüz dedim

    • * tel kapandı
    hala asker oldugumuzu hemen farkettiren
    kasıntı uzman çavuşlardan birisi
    -kapat telefonları geç sıraya komutlarını arka arkaya verince anladım
    yat kalk
    ve ekşın
    geriye dönüş yaptı bana karşı
    -gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    sabah içtimasından önce
    ben ebru ile ilgili ne yaptığımı soracağını beklerken
    -dıbına çakim durum mühim arkadaşım dedi
    -emredin komutanım dedim
    -sana bir görev verecem hatırlat bana içtimadan sonra dedi
    ben içtimaya koştum
    o da geldi
    içtima sonrası kapısını çalıp görevi hatırlattım merak içindeyken
    -dıbına çakim arkadaşım kışlada başka taburdan birisi firar etmiş dedi
    benimle alakasını düşünürken devam etti
    -dıbına çakim ben sizin ananızım burda babanızım sizin başınıza bi tak gelirse ilk hesab bana sorulur.ben ekşın peşinde koşarken
    kim ne tak yiyor onları araştırırken hangi askerin de derdi var bilemiyorum
    zaten bana söylemezler korkularından hiç dert dinleyen birine benzemiyorum
    ama sen bizim bölükteki askerlerlerle nasılsın diye başla bi dertleri varsa anlatırlar zaten
    kıyıda köşede kimseyle konuşmayanlarla konuş
    dıbına çakim arkadaşım kısacası dertli askerleri bul getir bana dedi
    -ne yapacaksınız peki dertli olanlarla komutanım dedim
    keşke demeseydim

    ---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
    -emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
    askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
    bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
    öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
    ama ekşına eli boş gidilmezdi
    bi tanesini not aldım
    izni bitmiş ama çok özlemiş
    bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
    bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
    diye ekşına notları verdim
    -görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
    getirdim
    -görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
    -memnunum komutanım dedi bin
    -tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
    -gel dıbına çakim dedi bana
    yanına yaklaştığımda
    -yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
    -siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
    onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
    -iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
    -kalmadı komutanım dedi asker
    -izin istiyor musun dedi
    -hayır komutanım az kaldı zaten dedi
    -tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
    -diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
    -elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi

    • * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
    -çağır dıbına çakim dedi
    -anlat dıbına çakim dedi askere
    asker durumunu anlattı
    annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
    ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
    onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
    -tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
    salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
    hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
    diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
    son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
    -başka var mı dıbına çakim dedi
    -şimdilik yok komutanım dedim
    -vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
    diline düştüğüm adamın farkındasınız
    -görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
    -emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
    zaman geçti
    ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
    ebruyla görüşmelerimizde
    gelmiyor musun
    ne zaman geleceksin
    gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
    güvensizlik konuşmalarından sonra
    mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
    mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
    ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
    bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
    yine ertelendi 45 gün sonraya
    ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
    ekşında verdi fazla zorlamadı
    10 gün daha izin aldım
    direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
    normal bir telefonla onu aradım

    • * -nerdesin dedim
    -yurttayım dedi
    -ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
    -hayırdır dedi
    -bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
    -bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
    yerimi söyledim
    -sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
    bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
    ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
    para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
    o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
    gelince kızdı bana
    -neden haber vermiyorsun diye
    -kusura bakma dedim
    -kaç gün izin kullanacaksın dedi
    -10 gün dedim
    -tamam yeter dedi
    -kaç gün burda kalayım dedim
    -10 gün tabikide dedi
    ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
    -10 gün nasıl kalacam burda dedim
    -pansiyonda kalırız beraber dedi
    -alanya dedim
    -bensiz gidemezsin kelebek dedi
    -beraber gidelim o zaman dedim
    -okul var dedi
    sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
    neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
    iznin bin olacağı şimdiden belliydi
    inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
    kalacak olsam para yok
    -alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
    -bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
    resmen beni çevresine tanıtmak
    kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
    öyle ahım şahım da değilim ki amk
    bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
    ebru bilmiyor ki
    her çiçek arının damağına göre güzel

    • *hani olurya amk manitanız aşkııııım bi film çıkmış mutlaka gidelim der
    siz hangi filmdir diye sorarsınız en sevmediğiniz tarzda taktan bi film çıkar
    ama gibe gibe de gidersiniz baygın baygın 1 buçuk saat filmi izlersiniz
    nasıldı diye sorunca çok iyiymiş diye eleştirmen olursunuz iki dakika
    ebrunun beğendiği film on gün sürecekti
    Tümünü Göster
    ···
  3. 78.
    +2
    142

    ---karşılıklı içki içecez dıbına çakim sende gelirsin tam olur o zaman alkolik seni dedi
    -emredersiniz dedim ayarı yemiş bir şekilde
    askerlere gidiyorum nasılsınız lan diyorum hepsi şafak derdinde amk
    bitmiyor da bitmiyor diyor herkes
    öyle kimseden ahım şahım dert bulamadım
    ama ekşına eli boş gidilmezdi
    bi tanesini not aldım
    izni bitmiş ama çok özlemiş
    bi tanesinin anne ve babası konuşma yeteneğinden yoksun onlarla irtibata geçemiyor
    bi tanesi görevinden çok şikayetçi ve başka görev almak istiyor
    diye ekşına notları verdim
    -görevini beğenmeyeni getir dıbına çakim dedi
    getirdim
    -görevin nesinden memnun değilsin dıbına çakim dedi
    -memnunum komutanım dedi bin
    -tamam çıkabilirsin iyi görevler arkadaşım dedi
    -gel dıbına çakim dedi bana
    yanına yaklaştığımda
    -yanlış istihbarat dıbına çakim cezanı seç dedi
    -siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim sonra karar veririz şu izni biteni çağır dedi
    onu da çağırdım ama tırsıyom bi amcıklık da o yapacak diye
    -iznin kaldı mı dıbına çakim dedi
    -kalmadı komutanım dedi asker
    -izin istiyor musun dedi
    -hayır komutanım az kaldı zaten dedi
    -tamam çıkabilirsiniz dedi askere bana gibtim seni kelebek dercesine bakarken
    -diğerini de çağırayım mı komutanım dedim
    -elli yıllık karım gibisin dıbına çakim seni gibmeye bile üşenir oldum dedi

    • * -komutanım dedim lafı ağzıma sokup
    -çağır dıbına çakim dedi
    -anlat dıbına çakim dedi askere
    asker durumunu anlattı
    annesi ve babası ile sadece işaret dilinde konuştugunu hafta sonları çarşı izninde web cam da konuşabildiklerini
    ama hafta içi veya çarşı izni kesildiğinde onları merak ettiğini diğer kişilerle telefonla görüşüp
    onlara bilgi ulaştırdıgını ama bunun da her zaman olmadıgını söyledi asker
    -tamam dıbına çakim zütün kaşınmasın gözüme fazla batma çarşı iznin kesilmeyecek. haftanın salı ve perşembe günleri de bana uğra dedi
    salı ve perşembe günleri neden uğra dediğini sonradan anladım. kendi telefonundan çocugun annesi ve babasına mesaj yazıp
    hal hatır soruyormuş ama bunu ben göremediğim zamanlarda yapmış kimse bilmesin diye
    diyeceksiniz ki çocugun annesi ve babası nerden biliyor mesaj yazmayı bende bilmiyom biliyormuş işte amk
    son getirdiğim askerdeki bir sorunu çözdüğümüz için ekşın mutluydu
    -başka var mı dıbına çakim dedi
    -şimdilik yok komutanım dedim
    -vay dıbına çakim içecek adam çıkmadı bu günü de alkolsüz geçireceksin dedi
    diline düştüğüm adamın farkındasınız
    -görev burda bitmedi dıbına çakima araştırmaya devam et dedi
    -emredersiniz dedim de daha kim bana derdini söyler amk gördüler derdi olanı ekşına zütürdüğümü
    zaman geçti
    ekşınla aramız yine eskisi gibi olmaya başladı
    ebruyla görüşmelerimizde
    gelmiyor musun
    ne zaman geleceksin
    gel artık gibi ardı arkası bitmeyen
    güvensizlik konuşmalarından sonra
    mahkeme tarihi geçsin gelecem dedim en son
    mahkemeye gittik vakti geldiği zaman
    ekgib evrak yüzünden ve nöbetçi hakim yüzbaşının
    bu olayın emsallerine bakmak istemesinden dolayı
    yine ertelendi 45 gün sonraya
    ertelendiğini ekşına bildirip izin istedim
    ekşında verdi fazla zorlamadı
    10 gün daha izin aldım
    direk otobüse binip ebruya haber vermeden ankaraya gittim
    normal bir telefonla onu aradım

    • * -nerdesin dedim
    -yurttayım dedi
    -ankarada bildiğin çiçekçi var mı dedim
    -hayırdır dedi
    -bi sevdiğime gül almam lazımda dedim
    -bi dakika ya sen nerdesin şimdi dedi
    yerimi söyledim
    -sakın kıpırdama geliyorum hemen dedi
    bende bi tak anlamadım yaptıgımdan nasıl sürprizse amk hem haber vermeden geliyom hemde sürpriz yapmadan onu çağırıyorum
    ama sürpriz yapamamam da başka bir etken daha vardı
    para yoktu amk cepte çıksa çıksa şimdilerin 100 lirası çıkardı
    o da alanyaya dönüş yolunda anca yetecek bir paraydı
    gelince kızdı bana
    -neden haber vermiyorsun diye
    -kusura bakma dedim
    -kaç gün izin kullanacaksın dedi
    -10 gün dedim
    -tamam yeter dedi
    -kaç gün burda kalayım dedim
    -10 gün tabikide dedi
    ne demek on gün lan alanyaya gitmeyecek miyim amk
    -10 gün nasıl kalacam burda dedim
    -pansiyonda kalırız beraber dedi
    -alanya dedim
    -bensiz gidemezsin kelebek dedi
    -beraber gidelim o zaman dedim
    -okul var dedi
    sonra hiç hesablamadığım bişey oldugunu daha farkettim
    neden izinli olacagı bir bayram yada seyranda kullanmadım ki izni
    iznin bin olacağı şimdiden belliydi
    inat edip alanyaya gidecem desem aramız bozulacaktı
    kalacak olsam para yok
    -alanyaya hafta sonu bari gidelim de para alayım dedim
    -bende para var kelebek.bir daha alanya lafı edersen elif için gittiğini düşünmeye başlar olay çıkartırım dedi
    resmen beni çevresine tanıtmak
    kendini mutlu etmek için kullanacaga benziyordu
    öyle ahım şahım da değilim ki amk
    bakınca vay amk ebrunun sapına bak ne kadar yakışıklıymış desinler
    ebru bilmiyor ki
    her çiçek arının damağına göre güzel
    Tümünü Göster
    ···
  4. 79.
    +2
    138

    • *babasını aradım ebrunun
    normal nasılsın muhabbetinden sonra
    laf aralarında tekrar tekrar sordum herşey yolunda mı diye
    evet amk hiç bi tak gözükmüyordu
    adamın olaylardan bile haberi yok gibiydi
    aynı gün akşam ebruyu tekrar aradım
    nasılsın sorularımda yine soguk cevaplar verdi olayın detayını hiç anlatmadı
    -ee sen nasılsın diye bana döndürdü muhabbeti
    -hiç iyi değilim dedim
    -neden dedi
    -nedeni anlatması gereken sensin ebru dedim
    -ben iyiyim beni merak etme dedi
    -başka kim var merak edilecek bende ki dedim
    -ne bilim anneni et babanı et dedi
    -seni merak etmemi istemiyor musun dedim
    -üzülmeni istemiyorum dedi
    -üzme o zaman sende mutlu ol dedim
    -ol demeyle olsa keşke dedi
    -lafı uzatma ebru demek istediklerini söyle bekliyorum dedim
    -konuşuyoruz işte daha ne diyim dedi
    -şimdi iyi değilsen sonra tekrar arayayım dedim
    -aramana gerek yok dedi
    -aramayayım mı hiç dedim
    bişey demedi
    peki sen bilirsin desem o telefon kapandıktan sonra gibe gibe yine arayacağım için demedim
    -ben geleyim mi izne dedim
    -kışın kullanırsın dedi
    -tamam yanına gelirim ama dedim
    -tamam dedi

    • * o tamam bile mutluluk vericiydi korkularıma
    -hasta mısın ebru dedim
    -yok iyiyim merak etme dedi
    bu tarz konuşmalar 1 hafta sürdü
    ben hala neler oldugunu çözememiştim
    bir hafta sonra terhise gidecek olan üst devrenin birisinden cep telefonunu aldım
    artık işi mesajlaşmaya dökmem lazımdı geceleri çünkü bi sorun vardı amk
    ama normal konuşuyordu sadece
    seni seviyorumlara tek cevabı bende idi
    o bana demiyordu seni seviyorum diye
    her kurdugu cümlenin sonuna aşkım koymuyordu
    gündüzden içmeye karar verdik
    taburun kamelyasında gece içtimasından sonra içecektik
    benim kafam içmeye gerek kalmadan sarhoştu zaten
    çözememiştim ebrudaki sorunu bir türlü
    bir asker daha vardı bizimle gelmek istiyordu içmeye ama
    bizimle gelenlerden birisi gibtir etmiş bunu çok konuşuyor diye
    harbidende tam bi yavşaktı çenesini gibtiğim
    içtima sonrası
    kamelyaya indik
    gündüzden ayarlanmış içkileri plastik bardaklara doldurduk
    ben üzülüyordum öyle kös kös
    ilk bardagı direk içtim
    ikinciye yudum yavaşça
    üçüncüyü içerken kafamdaki yıldızlar
    içeri giren ilk kişinin yıldız sayısını takıldı
    her taraf yıldızdı omzunda
    tabur nöbetçi subayı beyler
    tabur nöbetçi astsubayı
    uzman çavuşu
    nöbetçi astsubaya emir verdi komutan
    ne içiyorlar bak dedi
    alkollü komutanım dedi

    • *bir kişi 4 kişiyi nasıl pert eder o gece anladım
    bizim karşılık verememizin de etkisi vardı tabiki
    uzman çavuşla revire gittik alkol kontrolü için
    sadece ağızdan koklayarak alkollü oldugumuz kanaatına geldi
    tabura dönüp sabaha kadar tek ayakta bekledik
    sabah nöbet devri esnasında ordaydık
    vukuat vardı
    ekşın beni gördü
    bişey demedi odasına gitti direk
    herşey bir anda yayıldı tabura
    sabah içtimasına çıktık
    tabur komutanı
    o alkolik pekekentler buraya gelsin dedi
    tüm tabur önünde işfa etti bizi
    saydı sövdü iki tanesi de kendi habercisiydi yakalananların
    ben ekşının suratına bile bakamadım
    hiç birşey demedi bana
    konuşmadı bile amk
    ne odasına çağırdı sayıp sövdü
    ne de dövdü
    hiçbirşey demedi
    bizim savunmaların alınmasına bölük astsubayı yardım etti
    sonradan öğrendik ki bizim çağırmadığımız asker uyuz olmuş
    muhabereye gidip kışla komutanı numarasını istemiş
    zaten burdan anladık gammazlandığımızı
    kışla nöbetçi amirliğini arayıp
    taburun kamelyasında içki içildiğini söylemiş
    ordan bizim tabur aranıp gidin bakın emri verilmiş
    hemen cep telefonunu çöpe atarak imha ettim
    bi de ondan yakalanmayayım diye
    ebruyu arayıp durumu anlattım
    -aferim iyi yapmışsın diye kızıp kapattı telefonu görüşürüz dedi
    ben hergün aramaya devam ettim tek konuşulan konu ne oldu idi
    savunmaları vermek uzun sürdü
    bölük astsubayı bize çok yardımcı oldu
    örnek vakalar araştırıp alınan cezalardan bahsetti
    nasıl savunma yazmamız gerektiğini söyledi
    dosyalarımızı bir ayda hazırladı
    yani ne kadar geç olursa o kadar iyi diye
    bu sırada taburda adımız alkoliğe çıktı
    haliyle başka hiç bir vukuata karışmadığımız gibi
    gider yapıp dalga geçen askerlere bile fazla diklenmedik
    o bine de hiç dokunmadık bizi gammizledi diye sırası vardı çünkü
    kendi aramızda planı yaptık 4 ümüz
    ne diyeceğimiz nasıl soktugumuz
    ne kadar içtiğimiz konusunda
    ebru da bu arada ankaraya okul için çoktan dönmüştü
    onu davet edemiyordum çünkü çarşı sadece beşiktaş tribünlerindeydi artık bizim için
    ekşın bana makara yapmıyor
    dıbına çakim kelimesini bile dinlemiyor
    kulağım hep onun odasında bana seslenir mi diye beklerken
    bizim dediği şarkımız çalınca onu atlatıyordu
    çayını almaya kendisi gidiyor
    bazen ben dururken yazıcıya birini çağırmasını istiyordu
    ebru ile de aramız gittikçe soguyor
    telefonlarımın bazılarına cevap vermiyordu
    izin alıp yanına gitmem gerekiyordu ebrunun ama ekşından izin almaya zütüm yemiyordu
    bitiyordu lan resmen ilişkimiz
    gitmem lazımdı amk
    suç üstüne suç işleyip bi de firar mı etseydim amk
    cep telefonu kullanmadığım için geceleri de mesajlaşamıyorduk
    hala sebebini bilmediğim bir sogukluk vardı
    telefonda her soruşumda bişey yok diyordu
    konu kapanıyordu
    hiç izne gelicek misin diye sormuyordu
    hiç özledim demiyordu
    bende aramayı azaltmaya başladım
    hani özler mi merak eder mi bir sonraki aramamda biraz daha sıcak davranır mı diye yok amk
    sonra yine mecburen aramaya devam ettim
    az da olsa hissettiğim sevgisini duymak için
    bomtak bir hayat olmaya başladı
    geçen günler iyice geçmez oldu
    aklım mahkemede ne olcak ebruyla ne olcaklardaydı
    ilk mahkeme 45 gün sonra olduı
    ifadelerimizi aldı
    bir tane asker ailevi sorunları nedeni ile pgibolojik ilaç kullandığını söyledi
    bir tanesi hiç içmediğini iddaa etti
    ilaç içtiğini söyleyenin doktor raporunu
    içmediğini söyleyen içinde revirde kontrol eden doktoru mahkemeye davet ederek 45 gün sonraya salladı mahkemeyi
    ilk mahkeme sonu ekşından izin istemek için kapısını çaldım
    -bir maruzatım vardı komutanım dedim
    -söyle dedi bana bakmadan
    -uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim
    -izin yok bu hafta çarşıya çık dedi
    -komutanım dedim lafımı keserek
    -çıkabilirsin dedi
    resmen gibtir etti beni
    ebruyu tekrar aradım
    istanbula gelebilir misin hafta sonu dedim
    -başka arkadaşlara söz verdim haftaya geleyim dedi
    hangi arkadaş amk ne sözü sinirlendim zaten doluydum amk hem izne çıkamıyorum hem askerlik tak gibi
    sevgili sevgili olmaktan çıkmış amk günleri geçmiyor
    -bu hafta gelirsen gel gelmeyeceksen bir daha da gel demem dedim
    -tamam gelmem bende dedi
    -tamam gelme kendine iyi bak dedim kapattım telefonu
    gittim bir kenara oturdum iyice ağladım
    içimdeki sinir biraz azaldı
    hafta sonu geldi
    ekşının nöbetçi oldugu gün çarşıya çıkacaktım
    çarşı defterim imzalanmış herşey hazırdı
    herkes çıktı ben astsubaya rahatsız oldugumu söyleyip çıkmadım
    öğlen yemeği esnasında ekşın beni gördü
    -neden çıkmadın dedi
    -rahatsızım komutanım dedim
    -odama gel yemeğini yeyince dedi
    -emredersiniz dedim
    yemeği yedik
    odasına çıktım
    -niye çıkmadın dedi
    -biraz rahatsızım dedim
    -izin mi istiyorsun dedi
    -hayır komutanım artık istemiyorum dedim
    -tamam evraklarını hazırlat pazartesi git dedi
    -gidecek bir yer kalmadı komutanım dedim duygulanmış bir şekilde
    -niye dedi
    -biz ayrıldık komutanım dememle ağlamam aynı zamana denk geliyordu
    -otur kelebek dedi
    karşısına oturdum
    cep telefonunu çıkardı masaya koydu bana dogru biraz uzattı
    kalktı gitti odadan
    kapıyı kapattı çıktı ben ayakta kaldım ona saygıdan o kalkarken kalktıgım için
    git demediği için
    o gelmeden gidemeyeceğim için oturdum kaldım orda bir saat
    geri geldi
    telefonuna hiç dokunmadığımı gördü
    -çıkabilirsin izinlisin git yat dedi
    koğuşa çıktım öküz gibi uyumuşum
    sabah içtimasından sonra ebruyu tekrar aradım
    sadece nasılsın iyi misin diye sordum
    hiç bişey yokmuş gibi iyiyim sen nasılsın dedi
    -bende iyiyim dedim
    mahkemeden haber var mı diye sordu
    yok dedim
    -bu hafta geliyorum istanbula dedi
    -iyi kiminle dedim
    -yalnız dedi
    -hayırdır ne yapacaksın dedim
    -sevgiliminle görüşeceğim dedi
    -iyi geçer inş dedim
    -hayırlısı inş izin alabilir dedi
    -çalışıyor mu dedim
    -yok asker dedi
    bi dakika lan benden mi bahsediyordu amk
    -ismi ne dedim
    -kelebek dedi
    efendim demişim amk heyecandan
    Tümünü Göster
    ···
  5. 80.
    +2
    137

    bulabildiklerimi çağırdım nöbette veya görevde olanlar kaldı
    ekşın bu amk gibecek de millet nasıl domalacağını bilmiyor
    askerler o halde yani

    ---kendinizi nasıl affettirebilirsiniz dıbına çakim dedi
    hiç birisinde ses yok suratlarından tek okunan korku ve pişmanlıkları belki biraz da kendilerine kızgınlıkları
    -beni tatmin etmek zordur dıbına çakim yakaladım hepinizi sonuçlarına katlanacaksınız dedi
    bi kaç tanesi emredersiniz dedi
    ekşın hepsinden duymadığı için
    -anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
    hepsi emredersiniz dedi bu defa
    -kelebek bana yazıcıyı çağır dedi
    gittim çağırdım
    elindeki yakalanmış asker listesini yazıcıya verdi
    -bu arkadaşlarıma dönüşümlü olarak nöbetleri geçir. çarşı defterlerini getir çekmecemde dursun. koğuşları yıkasınlar. bahçeyi bunlar sulasın. tüm işlerde bunları
    taş ocagı mahkumları gibi kullanın ikinci bir emrime kadar dedi
    yazıcı emri aldıktan sonra
    askerleri de gönderdi
    -dıbına çakim kandırdın beni kelebek fantazilerimi senin yüzünden uygulayamıyorum dedi
    hayırlısı olsun komutanım deyip arazi oldum yanından
    yapılacak geniş kapsamlı denetimler yaklaşıyordu
    sorulabilecek tüm sorular ve yapılacak spor ve atışlar konusunda ekşın tarafından uyarılıp denetime hazılanıyorduk
    her komutan gibi o da bölüğünün başarılı olmasını istiyordu
    kendi teknikleri ile eğitimi çok zevkli bir hale getiriyordu.
    adamın zaten kelime dağarcıgı çok komik. askere hitap tarzı çok iyi kendisi de son derece bilgili askeri konularda

    • *ebruyla olan bir kaç konuşmamızda kendisine mektup da yazmamı istedi
    aslında bir sevgiliye mektup yazmak çok zordur.
    duygularınızı direk kalbinizden alıp beyaz bir kagıda kopyala yapıştır yapmak kolay değildir,
    bu kadar kolay olsa ne siyah renk kalır dünyada yazmak için kalemle ne de bir yeşillik ormanlarda
    sürekli konuştugun halini hatrını sordugun herşeyini bildiğin birisine de
    nasılsın iyimisin beni soracak olursan süperim amk da denmezdi.
    özlemi kelime oyunlarıyla farklı dillere döküp dudağının bükülmesine sebeb olmayı istemeyecek kadar çok seviyordum onu
    uzaktaki bir sevgilinin tek ihtiyacı olan mesafelere ragmen sevildigini
    en az onun kadar kalbinde aklında ruhunda oldugunu ispatlamaktı
    içinde hiç nasılsın iyi misin ben iyiyim içermeyen onlarca mektup yazdım ona
    sadece birini örnek olarak vereyim hatırladıgım kadarıyla

    ---nerde yürüdüğünü bilmezken birden bir kelebek çıkar karşına
    alışık değilsindir fazla görmeye
    hayranlıkla onu ürkütmeden izlemeye çalışırsın
    yavaşça yaklaşarak daha yakından görmek istersin
    o kadar küçük ve masum bir böcekten bile
    birden hareketlenmesinden dolayı korkarsın kendini geri çekersin
    ama yine de onu bırakamazsın kanat çırpasını izler nereye konacagını takip edersin
    bir yere konacak gibi olursa bir iki adımla ona yaklaşırsın tekrar
    eğer konarsa hiç yorulur muyum diye düşünmeden onlarca adımı tekrar atarsın
    yine uçar yine hevesin kaçar ama yine de gözün kelebekte kalır
    aşkta böyledir işte
    normal hayatının dışına çıkarır seni
    birden çıkar hep karşına
    ne kadar güzel dersin
    utanarak yaklaşırsın heyecanınla
    seni görmesine izin verdiği kadar yaklaşırsın
    hiç gitmesin istersin
    gitmemesi için çekingen bakarsın hep kendinden ödün verirsin
    ama gider kısa bir süreliğine de olsa bazen
    her adımı izlersin eğer sevdiysen tekrar yakınlaşmak için
    tekrar umut verse koşarsın sebebini bilmeden
    geçen yıllarına hiç acımazsın peşinde koşmaktan
    bir gün biter yada bitmez ama kalbin hep aşk kelebeğinde kalır...

    • *bu tarzda sade mektuplar yazdım ebruya
    telefonlarda hep mutlulugunu dile getirdi mektupları okuması ertelerinde
    bu da bana haz verdiği için daha da önem vererek yazdım
    ekşın bölüğü rockynin taksa hazırlanması gibi hazırlıyordu
    dağ bayır koşup italyan çukurlarından çıkma mücadelesi verirken
    gezlerde gözlerde arpacıklardaydık hep
    ekşın askerlere daha özenle davranıyordu
    denetim öncesi haftada
    ekşın benden cezalı askerleri çağırmamı istedi
    telefondan yakalananları çağırdım
    -dıbına çakim başka çarşı cezalısı arkadaşım var mı yazıcıya sor dedi
    gittim bi kaç tane daha değişik sebebten çarşıları kesilmiş askerleri de buldum geldim

    • * hepsine hitaben
    -dıbınıza çakim arkadaşım hepinize çarşı izni veriyorum bu haftalık. göstereceğiniz performasın gözüm açık değil fermuarım açık izleyecem dedi
    açık açık tehdit etti
    askerleri gönderdi
    -vay dıbına çakim tükürdüğümü yalatıyorlar bana dedi
    sessiz kaldım
    hafta sonu çarşıya bende çıktım tüm askerler gibi çarşıya çıkmadıgımız gün ektradan eğitim yaptık zaten ekşınla olan anlaşma da böyleydi
    denetim günü geldi
    çok güzel performans gösterdik
    atışa seçilen herkes ben dahil görev ifa şartlarını yerine getirdi
    bölük 1500 metre koşu denetlemesinde herkes çizgiyi zamanında önce geçti
    diğer mekik şınav barfiksde de yeterli başarıyı gösterdik
    kısacası bölük açısından iyi bir denetleme geçti
    bu ekşını çok mutlu etti
    bölüğü toplayıp
    -hepinize teşekkür ederim dıbına çakim dedi
    cezalı askerleri ayağa kaldırıp hepsini affettigini söyledikten sonra
    -dıbına çakim aynı suçtan double double yaparsanız bazı deliklerinizi pota kadar genişletirim dedi
    denetleme esnasında atışı ve sporu kötü olanlar ya revire ya da nöbete gönderilmişti ki bi sakaklık çıkmasın
    onların haricindeki tüm askerlere çift çarşı verdi
    sabah içtimasında tabur komutanı bölük komutanlarını ve asker personeli tebrik edince zütümüz iyice kalktı
    ebru da son ünideki son senesi için ankaraya gitmeye hazırlanıyordu
    tekrar izine çıkmam konuşulmaya başlanmıştı ama ilerki bir zamanda kullanmaya iki oyla karar verdik
    bunun yerine ebru yine bir hafta sonu istanbula gelme kararı aldı
    ekşına gidip durumu anlattım
    -komutanım benimde çift çarşım var mı dedim
    -var dıbına çakim dedi biraz zorladıktan ve dalga geçtikten sonra
    -ben uygun görürseniz öbür hafta çıkmak istiyorum çift çarşıya komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim zaten nöbet tutacak asker lazım olur diger askerler çarşıdayken dedi
    -emredersiniz dedim

    • *hafta içine girdik nöbetlerden sonra
    hergün arıyordum
    salı günki aramamda
    -nasılsın dedim
    -iyiyim dedi ama değildi amk
    -bişey mi oldu dedim
    -ben hafta sonu gelemiyorum dedi
    -sorun değil haftaya gelirsin dedim
    -haftaya da gelemem dedi
    tansiyonum düştü beyler.bir daha ki haftayı sormaya zütüm yemedi
    -bir sorun mu var dedim
    -sorun yok başka bir işim çıktı dedi
    -ne işi dedim
    -boşver dedi
    beni hiç bu kadar boşvermezdi
    -ebru konuşmak istediğin bişey var mı dedim
    -hayır moralim bozuk biraz dedi
    -gelemeyeceğin için mi dedim
    -hayır dedi
    vay amk gelemeyeceğine üzülmüyor bile
    -anlatmak ister misin dedim
    -ailevi boşver şimdi sonra konuşuruz dedi
    -ben yanlış bişey mi yaptım dedim
    -hayır seninle alakası yok dedi
    konu kilitlendi öylece kaldı amk
    Tümünü Göster
    ···
  6. 81.
    +2
    150

    • *ebru kendine gelince evden beni aradı
    nasılsın yorgunluğun geçti mi muhabbetinden sonra
    aynı gece buluşmaya karar verdik
    saat 12 yi geçtiği ve konuşabilmek için en mantıklı yer sahil olduğu için sahilde buluştuk
    ilk birbirimiz tekrar görme anında
    gülümser bir öpüşme ve sarılma kombosunu yaptıktan sonra
    -sana telefonunu getirdim dedi(bana hediye aldığı ve askere gitmem sebebi ile onda kalan telefon)
    aldığımız bir kaç meyve ve içecekle sahilde oturduk
    bende fazldan bir heyecan vardı çünkü benim kafam evlilik tekflifindeydi
    zaten sıkıntılı dönem geçmiş artık sevdiğimle sürekli beraber olabilme heyecanı da vardı
    bunlara ilave olarak onun elini tutabilme
    başını omzuma koyduğunda ona sarılabilme mutluluğu
    sevdiğin kişinin seni de seviyor olduğunu bilme zevki vardı
    sahilde otururken sessiz kaldık bir süre
    aslında konuşulması gereken çok şey vardı
    ama sorun nasıl lafa girileceğiydi
    kimse lafa giremedi sustuk kaldık
    ben ebruyu iki bacagım arasına almış
    yere oturur haldeyken başını göğsüme yaslamış
    bende onu kollarımla sarmış haldeydim
    yüzümüz sahile dönük
    ellerimiz birbirini ısıtır haldeydi
    dudaklarımı arasıra onun saçlarından kurtarıp denk gelen yere öpücükler konduruyordum
    arasıra özlemin baskısı ile karnını ağrıtacak kadar sarılıyordum ona
    ellerimin ellerini tutmaktan terlemesine hiç aldırış etmiyordum

    • *yanımda duran meyveden arasıra ebrunun ağzına tıkıyordum ama
    çoğunu da ben yiyordum
    saçlarını ellerimle okşadım
    kulağının arkasından dökülen saçlarını bıkmadan usanmadan tekrar kulağının arkasına taktım
    -ebru dedim
    harfsiz bir şekilde evet anlamında midesinden konuştu
    -ebru dedim
    bana döndü sadece baktı
    ben ona yaklaşıp öpünce
    tüm vücudu ile bana döndü
    o da beni benim istediğim şekilde öptü
    -gidelim mi dedim
    -nereye dedi
    -bizim eve dedim
    ses çıkarmadan ayağa kalktı
    taksiye binip bizim eve gittik
    sessizce benim odaya girdik
    sabaha karşı 5 gibi onu evine bıraktım
    herşey çok sadeydi
    beklenen heyecan yok gibiydi
    yada gizli tutuluyordu heyecanlar
    -bana mesaj at kalkınca dedi
    anlaştık
    ben eve dönüp yattım
    kafam karışık gibiydi
    gibisi ne amk resmen karışıktı işte
    herşey basitleşmiş gibiydi ona göre
    sadece yapmamız gerekenleri mecburi bir şekilde yapıyor gibiydik
    zoraki sevgililer gibi olmuştuk amk

    • *ama ona olan sevgimden ve aşkımdan hiç şüphem yoktu
    ben onu o kadar çok seviyordum ki aslında benim ne düşündüğüm değil onun ne düşündüğü benim için daha önemliydi
    eğer o da benim gibi heyecanın gittiğini düşünürse işler taka sarabilir araya bir sogukluk girebilirdi
    işin garip tarafı o kadar ayrı geçen yıldan sonra çekilen askerlik okul aradaki km den sonra
    buluşmanın daha ikinci gününde herşey normalmiş gibi davranabilmekti
    ben ise evlilik hayali kuruyordum
    ama bu şekilde onun gözünde sıradan bir sevgili gibi hissettim kendimi
    iyice emin olabilmek için bir kaç buluşmanın daha gerçekleşmesine karar verdim
    mesajı attım
    -aşkım nerdesin çok özledim buluşalım. gibi klagib liseli moduyla
    -evdeyim nereye geleyim dedi
    bir kafede karar kıldık
    kafe öncesi evinden aldım
    kafeye giderken elinden tutmak istedim
    -sıcak kelebek dedi
    -peki dedim
    sonra dayanamadı yanlış anladım sandı herhalde kendisi tuttu elimi
    -sıcak ebru dedim. gülümseyerek
    -pislik dedi.ama bırakmadı elimi
    cafeye oturduk
    aldığımız kararlar bir süre ben çalışmayacağım
    onunla zaman geçireceğim
    planları yaptık
    aspendosa gideriz olimposa gideriz.
    dimçayına pikniğe gideriz
    şelalelere gideriz
    raftinge gideriz
    bir süre plan
    ben hepsine tamam eyvallah gideriz dedim de
    para lazımdı gençler

    • *cafedeki buluşma sonrası ebru o gece için annesine söz verdiğini ve bu gece buluşamayacağımızı söyledi
    anlayışla karşıladım
    o gece buluşmadık mesajlaşmalarda da
    ne yapıyon ne ediyon geyiğini yaptık
    gece telefonla aramamda ertesi gün arkadaşlarına söz verdiğini istersem benim de gelebileceğimi fakat sadece kızların olacağını söyledi
    ona da eyvallah dedim
    ben bu süre zarfında akrabalardan
    param olmadığı gerekçesi ile geri vermek üzere borç paralar istedim
    kardeşimden amcamlarımdan eski iş arkadaşımın birinden babamdan borçlar alıp
    ebru ile geçirilecek güzel zamanlarda harcamak üzere cebime koydum
    bir şekilde evlenme teklifi etmem konusunda net kararı veremiyordum
    çünkü kendime baktığımda cebinde hiç parası olmayan
    henüz bir işi bile olmayan
    otele dönüp çalışsam 12 lerden önce karım olacak kişiyle beraber olamayacak olan birisiydim
    böyle bir durumdayken
    ebrunun karşısına çıkıp benimle evlenir misin desem
    biraz hayalci
    gerçekleri tam olarak göremeyen
    duygu esiri bir teklif olarak görülebilirdi ebru için
    bu durum ertelememe sebeb oluyordu ki
    aslına bakarsanız ona teklif ederken alabileceğim bir tek taş parası bile yoktu cebimde
    ebru arkadaşları ile buluşması sonrası
    benimle buluşmak istedi
    yanına gittim
    sarhoş değildi içmemişti pek
    ikimizin yerine gittik iskeledeki
    ikişer birayla

    • *ben doruktaydım beyler
    tanışma hoşlanma ilk el tutma sarılma öpüşme sevme derken hayatımı onunla birleştirmeye hazır hale gelmiştim
    bi şekilde ona belli etmem gerekiyordu bu durumu
    -eee ebru ne olacak böyle halimiz dedim
    -ne varmış halimizde dedi
    -mutlu musun dedim
    -evet çok mutluyum dedi
    o sormadan ben söyledim
    -bende çok mutluyum dedim
    -eskisi kadar mutlu musun dedi
    -eskiden bahsederken tarih versen dedim
    -ilk tanışmamızdaki heyecanın var mı hala dedi
    parmaklarımı açarak bir elimi öne doğru uzattım ve biraz titriyor numarası yaparak
    -alkolden değilse hala heyecanlıyım bak dedim gülümseyerek
    o sustu
    derin bir iç çekti
    o da elini uzattı ama alanya kalesi yıkılsa bile sarsıntıdan etkilenmeyecek kadar dümdüz duruyordu eli
    mesaj açık ve netti
    ben artık heyecanlanmıyorum
    içime düşen korkudan dolayı fazlasını duymak istemedim
    bu konulara girip heyecanım bitti kelebek demesinden korktuğum için kendimce espri yaptım
    -şundan bir kaç fırt daha çek belki titrer ellerin dedim
    -beni ne kadar seviyorsun kelebek dedi
    bu soruyu sorma amacı benim kafamda
    kelebek ben aslında ayrılmak istiyorum ama senin beni çok sevmenden dolayı ayrılırsak üzüleceğini bildiğim için sana katlanıyorum gibi geldi
    -ölümden daha çok ,seninle olmak ve sensizlik arasındaki tüm karşılaşmaların sensizlik lehine sonuçlanmasından korkacak çok seviyorum dedim
    sarıldı bana
    kelebeğiim dedi
    deliiiiim dedi
    aşkııım dedi

    • *bense yere düşmüş bir çocuk gibiydim bir kişi bana bakıp ah yavrum ne oldu dese ağlayacak kadar çaresiz ve hazırdım ağlamaya
    tek duam yere düştüğümü kimse görmesin kendi kendime ayağa kalkıp hiç birşey yokmuş gibi devam edeyim di
    -olur mu sence dedi
    -ne olur mu dedim
    -biz ikimiz dedi
    -bi saniye soruyorum hemen dedim
    olur diyor kalbim..ama şüpheci mantığımın cevabını vermek istemiyorum diye ekledim
    -kalbin neye olur diyor kelebek dedi
    ağzımı yüzümü gibeyim ki
    -senden gelecek herşeye olur diyor ebrum dedim
    -herşeye mi dedi
    -evet herşeye dedim
    -ya ayrılalım dersem dedi
    derin bir sessizlik aldı beni
    suratımda fatih terimin saçma sapan surat mimiklerinden oluştu
    ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim
    onun suratına bakamadım
    çünkü yüzünde eğer varsa ayrılalım gerçekten kelebek ciddiyetini görmek istemiyordum
    aşk penaltıyı işaret etti
    kaleci ben golcü ayrılık
    kalbim sessiz
    beynim hangi köşeye yatayım derdinde
    gözlerim kapalı şu gelirken
    uzanan bir el ve gönlümün tek taraftarı ebrunun tamam şakaydı demesiyle
    topun auta gittiğini anlayabildim

    ---bana bir daha böyle şaka yapma dememle ona sarılmam arasına sadece saniyeler girdi
    bi kaç sıyrıkla atlattığım kazadan
    birinin tamam geçti bişeyin yok demesini beklercesine sessiz kaldım
    -benimle evlilik hayalleri kurduğunu hatırlıyor musun dedi
    -evet ebru dedim
    -şimdi bana dürüstçe cevap ver. sence hayalde mi kalır sadece dedi
    -cevabı sende bu sorunun dedim
    -istiyor musun dedi
    -evet dedim
    vay amk resmen o bana teklif etti.
    biraz düşünmem lazım diye makara mı yapsamıydım diye düşündüm kendi kendime
    -bir şartla kelebek dedi
    -yapabileceğim bişey mi dedim
    -daha önce yaptığın bişey dedi
    -o zaman sorun olmaz emret dedim..
    Tümünü Göster
    ···
  7. 82.
    +2
    153

    ---bugün ne yapacaksınız diye tekrar attım
    -o sizi ilgilendirmez dedi
    -aslında beni ilgilendiren sizsiniz dedim
    -ama ben sizinle ilgilenmiyorum dedi
    -ilginizi çekebilmek için ipucu verir misiniz dedim
    -rahatsız ediyorsunuz dedi
    -rahat ettirmek için ne yapabilirim dedim
    -mesela bidaha mesaj yazma dedi
    -bidaha bölümünü silip tekrar gönderir misiniz mesajı dedim
    -neden dedi
    -ilerde sevgilim olunca neden mesaj yazmıyorsun diye kızarsın da ondan dedim
    -ısrar -5 puan kendine ukalaca güven -5 puan dün gece koruma amaçlı eve kadar bırakma +3 puan kibar konuşma +3 puan. dedi
    -ebru sıfırda bari kalsaydım eksi 4 e düşürdün dedim
    -ciddiyeti bozma -10 puan dedi
    güne eksi 14 le başladık
    ben böyle aşkın amk arkadaş sinir oluyorum ama
    malım ya bi yandan da gülüyorum amk
    -özür dilerim hanfendi yazdım
    saçları onun sevdiği gibi yaptım. jölesiz ama karışık
    sakalları böyle güzel dediği şekle soktum
    sevdiği t shirtlerden birini giydim
    bunları yaparken farkettim ki aslında onun için özenmeyi ihmal etmişim bazen
    evlerinin önüne gittim
    bekledim belki çıkar diye
    kimse yok
    mesaj yazsam nerdesin diye eksi veriyor amk
    gibe gibe bekledim
    kimse yok
    otelde çalışan bir arkadaşı aradım ebru geldi mi diye
    otele uğrayıp denize geçti galiba dediler
    kleopatra plajında ayağıma değmeyen kum kalmadı onu ararken ama bulamadım
    ter bezlerim güneşle panpa olmuşlar cıvık cıvıklar amk sulandırdalar iyice muhabbeti
    tekrar aradım olm denizde yok bu kız diye

    otele yemeğe geldi dedi
    dıbına çakim kelebek istikamet otel marş marş derdi ekşın olsaydı
    öyle yaptım girişini görebileceğim yerde bekledim
    o otelden çıktı
    beni gördü ama gözlerini kaçırarak
    peşinden denize bende yürüdüm
    şezlonga uzandı
    güneşleniyor hanfendi
    o zütünü başını bronzlaştırıyor
    biraz bekledim aslında ne tak yiyeceğimi bilmediğim için
    o denize girmek için hareketlenince bende hareketlendim
    vay amk beraber sevgili olarak yüzdüğümüz denizde ne tak olduğumuzu bilmediğim bir halde yüzüyorduk
    yurtdışı türk erkeklerden oluşan bir grup ebruya asılır gibi oldu
    bende onun peşinde dolandığım için aslında bende ona asılıyor gibi gözüküyordum
    onlar uzaktan laf atmaya devam ederken ben yaklaştım yanına ebrunun
    -merhaba beni hatırladınız mı dedim
    -hayır dedi
    -biraz konuşabilir miyiz dedim
    -hayır dedi
    offf çektim
    bu arada kıyıya çıktı tekrar uzandı
    gittim en sevdiği dondurmadan aldım iki tane birini uzattım
    -bunu size aldım dedim
    -teşekkür ederim istemiyorum dedi
    -fikriniz değişir belki diye buraya bırakıyorum dedim
    yanına bırakıp biraz uzakta ona bakmaya devam ettim
    dondurmayı alıp turist çocuğunun birine verdi
    vay ben bu karı kız tavlama sanatının zorluklarının ta amk

    • *tamam hadi oyun oynamak istemişsin
    belirli bir yaşta belirli bir zekadasın
    yıllarca okudun kafan da çalışıyor
    bu oyunu oynama isteğinin mutlaka bir sebebi olmalıydı
    durup dururken kim sevdiğine beni yediden tavla der ki
    benim için önemli olan da neden böyle yapmak istediğiydi
    inat ettim amk ben bu işi çözecem diye
    hiç konuşmadan ona sadece orda mı diye bakmak kaydı ile
    ona hiç asılmadan sulanmadan yattım plajda
    o denize girdiği zaman suya girdim ve onu takip ettim gözümle
    son kez girdikten sonra eşyalarını toplayıp eve doğru yürüdü
    arkasından bende gittim
    yol kenarından bir çiçek koparıp uzattım almadı
    -bir saniye konuşabilir miyiz dedim
    -ne var dedi
    -saati soracaktım dedim
    telefonunun saatine bakıp saati söyledi
    -teşekkür ettim
    evlerinin önüne geldik
    yine selamsız sabahsız eve girdi
    bende eve gittim
    duş alıp üstümü değiştirdim
    gitmekle gitmemek arasında çok kaldım beyler
    bir yanım gibtir et ne tak yerse yesin kendi oyununda diyordu ama
    benim aklımda daha farklı düşünceler vardı
    1.si aslında bana göre önemli olanı
    bir gün bu aşk biterse kelebek yeterli değeri vermedi
    peşimden yeterince koşmadı
    benim bir isteğimi yerine getirmedi dedirtmemek için istediğini yapmaya karar verdim
    -sizinle mutlaka görüşmem lazım diye mesaj attım evden çıkmadan önce
    giblenmedim tabi
    evlerinin altına geldim

    • * -evinizin önünde bekliyorum diye bir mesaj daha yazdım ve onun beni görebileceği bir yerde oturmaya başladım
    bi kere çıktı pencereye onu görür gibi oldum kayboldu yine içeri
    saat başı mesaj attım inecek misiniz hala sizi bekliyorum diye
    akşamı saat 7 den gece 11.50 ye kadar bekledim ne gelen oldu ne de mesaj atan
    saat 11.50 de mesaj geldi
    -aşşağı inmeyeceğim dedi
    -nasıl olsa sabah inersin.. diye mesaj yazıp gönderdim beklemeye devam ettim
    -+2 yazdı
    o beni eksi 4 ten artı ikiye çıkarmıştı ama benim gözümde sürekli eksiliyordu
    -98 kalmış. acelem yok dedim
    mesaj gelmedi geri
    bi o yana volta attım bi bu yana
    ebrunun evin önü hapis oldu bana
    gece 3 kadar bekledim tüm inadımla
    kendi kendime dedim ne olur amk en fazla sabaha kadar beklerim
    en azından görür onu ne kadar sevdiğimi de aşkı bitirirse benim vicdanım rahatta kalır onun ki hazırol
    öyle de oldu sabah güneş doğuncaya kadar bekledim
    2 kere polis durdu ne arıyon burda diye
    kimliğimi gösterdim alanyalı olduğumu görünce bişey demediler ama burda durma dediler
    birisini bekliyorum şehir dışından gelecek burda sözleştik diye kandırdım onları
    tüm inadımla bekledim.
    uyudum uyuyacam sürekli aynı yerde bekleyince ve yapacak birşey olmayınca
    geçmiyor amk zamanı bir türlü
    babası işe gitti kendimi yine farkettirmedim
    saat 10 gibi evden çıktı
    yine plaj modundaydı
    onun peşinden plaja kadar gittim o plajda yerini aldı
    sahte marka ürünler satan butiğin birisine gittim
    bir adi şort bir de ucuz t shirt aldım
    butikçinin verdiği poşete ayakkabı çorap kot ne varsa doldurdum
    ameleler gibi yalın ayak plaja indim
    bir şezlong bir şemsiye kiraladım ebrunun yakınlarında
    hiç konuşmadım onunla
    beni görmesini sağladım
    şemsiyeyi ayarladım
    havlusuz uzandım
    çok geçmeden uyumuşum zaten

    • *öğlenden sonra 3 gibi kalktım
    kalkmama sebeb olan şey birisinin şemsiyenin ayarları ile oynuyor olduğunu farketmemdi
    güneşte kalan kısımlarıma gölge etmeye çalışıyordu şemsiye ile
    ayaklarından tanıdım ebru olduğunu
    ama açmadım gözlerimi çok fazla
    böyle bir şey işte amk
    nefret etmeye başlarsın yaptıklarından dolayı
    bir miligram merhamet görürsün tüm nefretini unutursun
    o yerine geçtikten sonra
    bir süre daha uyuyor numarası yaptım ama
    açlık başıma vurduğu için kalktım
    bir yandan açlık bir yandan susuzluk
    bir yandan aşksızlık
    kalktım yerimden
    ona hiç bakmadan suya daldım
    ıslak ıslak geri geldim
    havlu bile yoktu amk kurulanacak
    biraz uzandım
    sonra büfenin birisine gidip
    bişey söyledim yemek için
    onu hızlıca yeyip geri geldim tekrar yattım
    yüzüm ona dönüktü
    gözlerimi hiç ondan ayırmadım
    yarım saat kadar baktım ona ama o bana sadece bir kere baktı o da göz ucuyla
    sonra denize girdi
    çıktı
    uzandı
    kitap okudu
    tekrar girdi denize ve akşam 5 gibi eve doğru yürüdü
    arkasından elimde poşet ayaklarım çıplak yürüdüm
    yine bir çiçek kopardım
    peşinden koşup
    uzattım
    çiçeği aldı ama sağol bile demedi
    -biraz konuşabilir miyiz dedim
    ses etmedi
    Tümünü Göster
    ···
  8. 83.
    +2
    170

    ---ne içelim dedim
    -barmen sensin ama bira olmasın dedi
    -vokta mı likör mü olsun dedim
    -votka olsun dedi
    vokta ile limon aldım
    bi kaç çerez cips de aldık
    parasını ebru verdi.
    plaja indik tekrar
    bardakları doldurdum onun kini de biraz sert yaptım kendiminkine göre
    ben hızlı içtim
    o da hızlı içsin diye
    ne istanbul muhabbeti açtım
    ne neden böyle yaptın konusuna girdim
    ürkmesinden korktuğum için
    yan yana oturuyorduk ama
    deli gibi sevdiğim
    daha önce binlerce kez öpüp kokladığım kıza dokunamıyordum bile
    oruç tutuyordum aşka karşı
    çeşitli bahanelerle
    denizin şerefine
    yıldızların şerefine
    alanyanın şerefine
    mezun oluşunun şerefine
    askerliğin bitişi şerefine diye kadeh kaldırdım hep
    o bunların şerefine içerken ben onun son yaptığı şerefsizliğe içiyordum
    hafiften kafasının çakırlaşmaya başlamasını
    -denize mi girsem demesi ile anladım
    -giderken girersin şimdi havlu yok üşütürsün dedim
    -sen ne yapacaksın dedi bana
    -bekliyorum dedim
    -neyi dedi

    • * -gelecek görebileceğim birisini dedim
    bozuldu biraz.
    -ne var senin geleceğinde dedi
    damara girip geçmişimizin verdiği kuvvetle onun dilini çözmeye çalıştım
    -hayatımda bir kez yıldız kaymasına şahit oldum.tek bir dilek diledim. çok içten diledim.
    başka birşey de gözüm olmadığını dileğime bile inandıracak kadar içtendi
    dilekler söylenmez ama seni diledim.
    gerçekleşti de
    yıllarca dilek hakkımı ne kadar doğru kullandığımı düşündüm
    dileğimden hiç pişman olmadım
    başımı kaldırıp yıldızlara bakar göründüm çoğu zaman ama
    aç gözlülük olmasın
    benim zaten dileğim gerçekleşti ve gerçekleşmeye devam ediyor başka dileğe hiç ihtiyacım yok diye
    yıldız kaymasını hiç istemedim başka
    ama şimdilerde farkediyorum da
    ya ekgib yada yanlış dilemişim dedim
    -çok mu yanlış yaptım sana dedi
    -senden tek bir şey rica etmiştim ilişkiye başlarken.bir şarkı vardı..
    bana sonlarını dinletme o şarkının dedim ama
    seni görebildiğim yer rüyalar oldu.
    deli diyorlar bana
    ahh ayrılık
    ..dedim. şarkı melodisi ile ahh ı baya bi uzatarak
    ···
  9. 84.
    +2
    127

        **konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı
        ben de net bir şey söylemedim.
        telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken
        ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek
        aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü
        -gel dıbına çakim nerdesin dedi
        -emredin komutanım dedim
        -bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi
        gittim ikisinide buldum geldim
        bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun
        askerler içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim
        hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı
        olay şu
        bu iki salak aynı tertip. hemde benim tertip
        birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar. sürekli beraber takılıyorlar.
        birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar
        bir tanesinin annesi dul
        huur çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor.
        resmen düpedüz yatma teklif ediyor.sen dulsun kaşınıyordur falan diye.
        annesi sapıktır diye kaile almıyor
        ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor
        dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor
        ve bu durumu oğluna anlatıyor. çocuk deliriyor
        ama huur çocugu nöbette oldugu için
        o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp
       hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor
       asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor
       bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten
       telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor
       astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için
       rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor
       astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor
       ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu
       birbirlerini gece öldürmesinler diye
       ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü
       arkalarından da evrakları gönderildi
       artık ne tak yediler bilmiyorum

       **herkesin yazılmış bir hikayesi vardır
        herkesin kitabının adı da aynıdır kader
        ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir
        siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız
        bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim
        bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme
        hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu
        tek bir kişi üzerine kurulan hayaller
        ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır
        yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki
        gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır
        büyük annemi kaybettiğim o günlerde
        ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim
        kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve
        hepsinde de yanıldı
        oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim
        ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi
        acı bir tecrübe ile verdi hayat
        ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı
        bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen
        bir kişiye değişilmişti
        kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim
        yaşlanmış bedenine mi üzülsün
        geri gelmeyecek yıllarına mı
        vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı?
        nur içinde yat..
        yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum
        verilen cevap çok manidar beyler
        1 mayıs 2005
        yani doğum günüm
        aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı
        bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak
        ama hiç izin kullanmazsam
        kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak
        kullanmazsam ebrusuz ne yapacam
        kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına
        ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya
        ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken
        diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni gibiyordu
        bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor
        bazen bana soruyor
        bana garip cezalar verip eğleniyordu
        yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi
        -al dıbına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan gibme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi
        -emredersiniz dedim elime aldım telefonu
        -vay dıbına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı
        günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı
        3 üncü hafta yalvarmak ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde
        -karaköyde nöbet tutacam oraya gidersen dıbına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi

    • *izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi.
    kiminle geleceğini sordum
    annem babam ve kardeşim dedi
    o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk
    cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında
    ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü
    her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki
    benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu
    -dıbına çakim senin defterin nerde dedi
    -uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim
    gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve
    -dıbına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi
    -hayır komutanım var sağolun dedim
    işi gücü bıraktı
    -ne oldu dıbına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi
    -haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim
    -olmaz dıbına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi
    -ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim
    -herhangi bir vukuatta yardımcı oyuncu rolü bile oynarsan sonucunu biliyorsun dıbına çakim dikkat et dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    -tamam bu hafta da çık çarşıya dedi
    -ben aslında hafta çift çıkabilir miyim diye lafı ağzımda dolaştırdım
    -vay dıbına çakim kucağımda bir ağırlık hissetim(kucağıma düştün kelebek)
    -siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
    -sen çavuşsun dıbına çakim bölükte hiç vukuat olmazsa çıkartırım çift çarşıya dedi
    -emredersiniz dedim
    odadan çıktım
    Tümünü Göster
    ···
  10. 85.
    +2
    166

    • * -nasıl çok seviyor dedim
    -onlar anlatılmaz kelebek ana kız çok konuştuk senin hakkında bi kere anlattı sonra yakın bulduğu ve benim bildiğim için sürekli anlatmaya devam etti.
    ama ben sizin ayrıldığınıza inanmıyorum. mutlaka barışır ebru seninle. dedi
    -neden dedim
    -bilmiyorum ama onsuz yapamam derken çok içtendi.
    ebrunun odasına bakabilir miyim dedi
    -hoş olmaz kelebek dedi
    -lütfen dedim
    -tamam dedi.
    biraz baktım. eskisi gibi herşey bana ait.her bir kenarda bana ait resimler. benim ona hediye ettiklerim eskisi gibi duruyor
    10 gündür istanbuldaysa 20 günden fazla bu odada bu şekilde kalmaya devam ettiyse beni bitirmemiş kafasında demek ki
    ama bu inat neden
    bu yaptıklarının sebebi ne bilene züt capssimi verirdim amk o an.
    bir an önce onu bulup konuşmam lazımdı ama istanbula gitmem maddiyat yüzünden sıfır ihtimal
    sülalede ve arkadaş çevresinde bayram olsa kimsenin yanına gidemeyecem borçlarım yüzünden
    masasının üstünde bana aldığı telefonda duruyordu.
    yine ikimizin gülümserken çekilmiş fotoğrafı ki bu onun en sevdiği resmimiz di
    beni silmiş olsa bu odanın bu halde olma ihtimali çok zayıftı
    20 günden fazla bir zamanda bu halde nedensiz bir ayrılıkla bu odada bu şekilde yaşayabilmek için resmen pgibopat olmak lazımdı
    madem sevmiyorsun
    bırakmak ayrılmak istiyorsun
    beni beyninde bitirmişsin
    veya başkası var
    bu oda neden hala böyle?
    neden her yerde beni sevdiğinin izleri dururken senin gerçek aşk adımlarını kalbimde hissettirmiyorsun
    madem seviyorsun neden konuşup herşeyi çözmemize yardımcı olmuyorsun.
    madem seviyorsun ki bu bana değer verdiğin anldıbına gelir
    üzüntümün senin de üzüntün olması
    sıkıntımın senin de sıkıntın olması gerekir
    neden sıkıntılarıma bi tek cevapla yardımcı olmuyorsun

    • * tutsana ellerimden
    gel kelebek seninle konuşmamız lazım desene
    bak şimdi canım benim böyle böyle oldu
    kusura bakma ama beraber olamayız artık desene
    yada bu tuttuğum ellerden beni şu şu şu yaptığın hatalardan dolayı birazcık pişman ettin.bir daha yapma desene
    ne tak yediğimi bilememekten taklar içinde bırakmasana amk beni
    ahh ebrum ahh
    nasıl bir avcısın sen
    eti yenmez
    sütü içilmez
    ağırlığım uçuşuma engel
    ısırdığım yer dişime zarar
    bir kelebeğim ben
    bi kaç günlük ömür biçilmiş
    uçsam mı bi yere mi konsam diye ne yapacağımı bile bilmezken
    sen neden nedenleri düşünmekle geçirtiyorsun ömrümün geri kalanını
    ya kaldır elini vur başıma yapışayım kendi hayatıma
    yada al beni avucuna
    parmaklarının ucuna kadar yürüyeyim uçayım tekrar kalbine
    ..kötü oldum o odanın halini öyle görünce
    iyice çıkmaza girdim amk.
    kalbimin bir kagıt parçasına sıkıştırılmış adresinde ebru yazıyordu
    ama adres sorsam tarif edecek kimsem yok
    nerdesin amk bağdat
    zaman reyize sığındım mecburen.

    • * odadan çıkıp müsade istedim gitmek için
    -olmaz bir yemek ye öyle git dedi
    -hayır kelebek otur dedi
    -aç değilim az önce yedim dedim
    halbuki ölüyom amk açlıktan
    -otur şuraya ben hazırlayayım sen yemezsen yeme dedi
    tabakları hazırlayıp koyarken
    -zahmet oldu aç değildim dedim
    -yalan söyleme yemek yemeyi bile unutmuşa benziyorsun biraz kendine gel. dedi
    ben yemek yerken nezaketten midir bilmem
    beni yalnız bıraktı
    yemeğimi yedim
    müsade istedim tekrar.
    teşekkür ettim herşey için
    görüşmek üzere ayrıldım evden
    umut 1-ebru annesini arayacak konuşacaklar sebebini öğrenecek ben de aydınlacağım
    umut 2-ebru benim hala onun peşinde olduğumu annesinden duyacak ve alanyaya en kısa zamanda gelip benimle görüşecek
    umut 3-sahip olduğum bilgi ile ebrunun eski numarasını kullanmaya başlaması benim onunla tekrar görüşmemi onu aramamı istiyor olmasına yorumlayabilmem
    umut 4-ebrunun odasının hala beni sevdiğini işaret etmesi ve annesine beni hala sevdiğini ima etmesiaş
    bunların yanında bir sürü umutsuzlukta var
    ama ben umutlarıma yöneldim
    şimdi yapmam gereken tek şey eğer bu umutlardan biri gerçekleşecek olursa
    ebrunun karşısına beş parasız çıkmaktansa en azından şimdilik bir işi olan birisi olarak çıkmaktı
    hadi görüşelim dedi kız. kahve ısmarlıyacak para yok amk
    eşin dostum cebinin bereketine dualarla yaşıyorum

    • * hemen bi kaç yere haber verdim iş lazım diye
    haber vermekde kolay değil amk telefon yok
    sim kart yok
    sonra en kısa zamanda bulmam gerektiği için
    kendim bizzat başvurulara başladım
    abi eleman lazım mı
    abi eleman lazım mı gezdim bi kaç yeri
    sezon ortaları olduğu için herkes kadrosunu kurmuş
    zor oluyor tabi bulmak
    bir restorana gittim hollandalılara hitap eden
    -abi eleman lazım mı dedim
    -yok sağol bilader dedi
    -flemenkçe ve ingilizce biliyorum iyi derecede dedim
    hollandaca konuşmaya başladı benimle
    hiç hollandada bulundun mu diye sordu(türkçe karşılığı çevirisidir
    hayır hiç biz zaman bulunmadım dedi.
    biraz daha konuştuk nerelisin ne işler yaptın
    askerden geldim. cezam vardı onu yattım hapiste şimdi çalışmam lazım dedim
    hapiste niye yattın dedi
    anlattım durumu dürüstçe
    tamam yarın gel başla dedi
    biladeri bulup iş bulduğumu anlattım
    biraz para alıp en taktanında sadece yes no ve mesaj yazma özelliği olan gibimsonik bir telefonla
    sim kart aldım
    açılmasını bekledim bi kaç saat sonra
    Tümünü Göster
    ···
  11. 86.
    +2
    163

    -abi su şişesi bu elindeki rakı şişesi dedi.su şişesini göstererek
    -karıştırmışım işte dedim
    sabaha kadar bana salak salak şeyler anlattı.
    yok bi kıza aşık olmuş
    o kızı mutlaka ayarlamalıymış
    bi tane daha kız varmış
    onu da seviyormuş aslında
    ama türklerden hayır yokmuş
    yakaladığı turistle işini görüp
    roberto carlos misali gençliğini avrupalı kızlarla ihtiyarlayınca da türk kızlarına vermeyi düşünüyormuş
    ben bi saatten sonra onu dinleyemez olmuşum
    sarhoşluktan
    sızıp kaldığımı sabah kalkınca öğrendim
    biladere hapise gittiğimi söyledim
    hala sarhoşken adliyeye gidip
    teslim oldum
    beni alın içeri diye
    biraz beklettiler
    sonra başka bir suçlu ile
    elime kelepçe takıp sivil arabasına zütürdüler
    aslında tek olsam kelepçe takmazlarmışda diğeri arabadan atlar da kaçar diye takmışlar
    mahmutlar cezaevine gittim
    işlemleri tamamlayıp resmi çektiler elime bir tabela verip
    17 gün 16 gece kalacağım ceza evine girmiş oldum
    sonra bir koluma yatak bir koluma sandalye
    aynı anda içeri zütürdüğüm kıyafetleri
    l tipi ceza evinde sürüye sürüye zütürdüm
    durduğumuz yerde burası dediler
    beni o an geri salsalar çıkışı bulamayacak kadar karışık bir yerdeydim
    tecrite yani koğuşu belli olmayan karma suçluların olduğu yere girdim
    herkeste bir sakal
    herkeste bu kim amk
    ne tak yemişte gelmiş bakışı
    benim ise gibimde değil ebrudan başkası

    • *oturdum köy kahvesine girer gibi
    suratım asık
    hoş geldin dediler kafa salladım sadece
    önce benimle gelene sordular geçmiş olsun bilader diye
    o anlattı içinde bulunduğu taktan durumu
    sonra bana sordular nedir durum diye
    duruşuma ve suratımadaki ifadeye bakılırsa sülalemi doğramış içeri girmiş gibiydim ama
    gizem yaratıp pısırık görünmemek için
    -içki içmekten dedim
    tabi herkes merakda amk içki içmekden insan nasıl içeri girer diye
    -kavga mı ettiniz bilader dedi birisi
    -hayır dedim
    adamlar bi kaç gündür orda ve muhtemelen de daha önce nezarette beklediği için hepsi sakallı
    tipler sokakda görsen normal gelir ama içerde olunca pgiboloji farklı oluyor tabi
    -ee nasıl oldu dediler. baktım bir sürü soru soracaklar
    -askerde içki içerken yakalandım dedim
    hepsi güldü biraz makara yaptılar.bi alkolik ekgibti grup tamamlandı diye
    sonra bize konuşmak düşmedi pek.
    ileri yaşta olanlar ve daha önce içerde yatmış olanlar
    ne nasıldır. içerdeki düzen nedir. yemek olayı yatma olayı duş alma gibi durumları anlattılar
    biraz sakinleşti ortalık
    herkes kendi derdine düştü

    • *kimi avukatım gelsin çıkarsın beni artık
    kimi işlediği suça muhtemelen kaç sene yer onların hesabını yapıyor
    bende odaya gidip yatağı ayarlayıp girdim yatağa
    biraz uzandım akşam üstü yemek ardından sayım
    sonra yine yattım
    bir müddet uyuyamadım ebruyu düşünmekten
    baktım tek başınalığımın zütü yemiyor onsuzluğa
    salonda oturan ne idiği belirsiz adamların yanına indim tekrar
    adam bi kaç gün önce birini doğramış
    yanımda oturuyor amk
    öteki içmiş otu taku hala kafası dumanlı halimi hatrımı soruyor
    o gerginlik beni biraz ebrudan uzaklaştırdı
    ebruyu düşünmek yerine zütü kollamanın peşine düştüm
    yalnız takılmak pek mantıklı gelmedi bana
    bi kaç pgibopatla üç beş geyik yapayımda yanımda bulunsun lazım olursa dedim
    biraz makara gırgırdan sonra yat saati geldi ışıklar söndürüldü
    2 katlı olan koğuşta üsk kata çıktım 3 kişilik odanın birisinde tek başıma kaldım
    işin açığını söylemek gerekirse yüz üstü yatmaya zütüm yemedi
    sırt üstü yatıp zütü sağlama aldım
    o gece anladım yanlış yaptığımı ne tak yiyecektim amk.
    içki de içemeyecektim
    birisiyle dertleşmek istesem akıl danışacağım adamlar aklını mantıklı kullanamadığı için içerde olanlar zaten
    yalnız kalsam hepten tak bir durum
    gözlerimi kapatsamda aklımda
    açsamda aklımda
    tek soru var
    ??neden??

    • *o amk nedeninin ihtimallerini sabaha kadar düşündüm ama
    sabah kalktığımda ne kalbime ne de aklıma tatmin edici bir rapor sunamadım
    ertesi gün gerçek koğuşlara dağıtım günü olması sebebi ile
    tecritte bulunan iki kişi ile daha aynı koğuşa gönderildik
    yine elimizde plastik sandalye yatağın döşşeği eşyalar
    koğuşa girdik 3 ümüz
    sanki aynı hayata tecavüzden girmiştik içeri
    birden panpa olduk amk
    birbirimiz koruyalım ayakları yaptık
    içeri girdik ki şansa bak
    koğuş ağası seçilecek
    koğuş ikiye bölünmüş
    seçim var amk bizde 3 oylu bir grubuz
    vay hoşgeldiniz çay içermisiniz nasılsınız hemen ilgi alaka iki tarafdanda
    çayı içtik
    kendimizi anlattık
    sonra gözüm gazeteye takıldı amk
    alanyanın yerel gazetelerinin birinde
    ön bilgi haberinde ki başlık
    5 senelik firari alanya canavarı yakalandı diyor
    resme bakıyorum
    amk acayip tanıdık geliyor
    ulan bu kim acaba dilimin ucunda diye düşünürken gazeteyi alıp yönlendirilen sayfayı açtım
    ben gazeteye bakarken kanımı serinleten sesi duydum
    -olm bu adam bana ne kadar benziyor
    benimle gelen panpa dediğim adamdan alanya canavarı diye bahsediyorlar
    adamın mekana saldırmışlar
    o da kendini korumak için bi kaç tanesini haşat etmiş
    mahkeme sürmüş de sürmüş
    avukata emanet etmişler olayı takip etsin diye
    o da pek giblememiş
    birden yakalama emri ve paraya çevrilemeyen 18 ay hapis cezası
    gazete takunu çıkarmış anlayacagınız
    Tümünü Göster
    ···
  12. 87.
    +2
    149

    • *gece içtimasını aldıktan sonra normalde uzanıp biraz dinlenmesi için odasına zütürdüğümüz yatağı istemedi
    bizim yattığımız koğuşta boşta olan bir yatağın çarşaflarını değiştirtip
    oraya yatacağını söyledi
    haliyle kimse o koğuşta yatmak istemedi
    üstünü değiştirip eşofmanlarla koğuşa geldi
    çoğu kişi uyuyor numarası yapıyordu
    taki patlattığı espiriye kadar
    -dıbınıza çakim arkadaşlar eğer osuran olursa bütün koğuşu ayağa kaldırır
    aynı osuruk kokusunu buluncaya kadar herkesi osurtuncaya kadar giberim ona göre.
    osurmak isterseniz dışarı çıkın dıbına çakim arkadaşım dedi
    miller krizlere girdi gülmekten böylece koğuşun çoğunun uyumuyor olduğu da bellli oldu
    -dıbına çakim kelebek nerdesin dedi ekşın
    -emredin komutanım dedim
    -öğlen yemeğinde ne yedi bu askerler dedi
    kuru fasulye değildi ama
    -kuru fasülye komutanım dedim
    -vay dıbına çakim depocu burda mı bana bir gaz maskesi getirsin dedi
    gırgır devam ederken bir kişinin ayağının koktuğunu hissetti
    tüm koğuşu kaldırıp ayak yıkamaya gönderdi
    millet ayak yıkamadan dönünceye kadar o da hafiften kendinden geçip uykuya başlamıştı
    ben içeri girenleri sessiz olmaları konusunda uyarırken
    duyduğu bir kaç ses sonrasında
    -dıbına çakim gözlerim kapalı ama gibim kalkık haberiniz olsun yatın dıbına çakim dedi
    tık ses çıkmadan kimseden sabah oldu
    ben sabah kalkınca koğuş kalk diyerek ekşını da uyandırırım aynı ses ile diye düşünüyordum ama
    adam komutan amk benden önce kalkmış hazırlanmış bile
    ekşınla olan son günümde
    gün içerisinde bana teşekkür etti herşey için
    bende ona teşekkür ettim
    akşam içtimasına kadar bekledi lojman servisini kaçırma pahasına
    sırf askerlere şu hikayeyi anlatabilmek için

    ---iyi dinleyin arkadaşlar dedi. dıbına çakimsiz
    zamanın birisinde bir kadınla bir erkek birbirini çok sevmiş dıbına çakim
    gel zaman git zaman evlenmişler
    adamın annesi de onlarla yaşamak zorunda kalmış
    zamanla gelin kaynana kavgası bunların arasında da başlamış
    aralarındaki anlaşamamazlık nefrete dönüşmeye başlamış
    kadın kocasını çok seviyormuş
    onsuz yaşayamayacağını biliyormuş bu yüzden kocasına gidip
    bir çare istemiş
    adam bir yanda can veren anası bir yanda canını vereceği olunca ne yapacağını bilememiş
    doğal olarak bir çözümde bulamamış
    bulacağı çözümde bir tanesinin kalbini kırmak gerekiyormuş çünkü
    kadın çözüm bulup sadece kocası ile mutlu bir hayat yaşamak istediği için çözümü bulmaya kararlıymış
    ne yapsam ne etsem derken bakmış çözüm yok
    kayın validesini öldürmeye karar vermiş
    bu yüzden iksirler hazırlayan bir ermiş in yanına gitmiş
    durumu anlatmış ne yapabilirim diye de sormuş
    ermiş kişi.. sana bir zehir vereceğim
    bunu kayın validenin yemeğinin içine hergün damlatacaksın
    3 ay sonra ölür
    yalnız bu süre zarfında kayınvalidene iyi davran ki kimse senden şüphelenmesin demiş
    kadın zehiri alıp
    yemeğin içine atmaya başlamış
    yedirebilmek içinde
    kayın validenin sevdiği yemeklerden yapmaya başlamış
    eve gelen misafirler ve komşular şüphelenmesin diye de bir dediğini iki etmemiş kayın validenin
    bu durum kayın validenin hoşuna gitmeye başlamış
    gördüğü ilgi ve alakayı karşılıksız bırakmamış
    o da gelinine iyi davranmaya başlamış
    o ona iyi o ona iyi olunca nerdeyse panpa olmaya başlamışlar
    ama bu olaylar iki ay sonra olmaya başlamış
    kadın her gün zehiri attığı için pişman olmuş ve ermiş kişinin yanına koşmuş
    bana lütfen bir panzehir ver ben artık onu öldürmek istemiyorum çok iyi birisiymiş aslında demiş
    ermiş kişi
    aynı şişeden bir tane daha uzatmış
    al bunu kullanmaya devam et
    bu zehir değil yaşlıların bünyesini güçlendirici birşeydi zaten demiş..(anlattığı iki hikayede anonimdir)

    • *dıbına çakim anladınız mı arkadaşlar dedi
    çoğu kişi gibi bende anladığımı belirttim
    -kısacası beni nasıl giberseniz bende sizi öyle giberim..her gece o koğuşta ben yatıyormuşum gibi davranacaksınız anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
    -emredersiniz dedik hep bir ağızdan
    -zaten kelebek askerliği bitirdiyse hepiniz bitirirsiniz dıbına çakim diye de bana yine takıldı
    yokluğunda teskere alacakların hepsi ile tek tek vedalaştı
    benimle vedalaşırken gözlerim doldu
    o güldü ama
    gülmek istemediği belliydi
    bir senemi peşinde koşarak harcadığım bir insandan ayrılacaktım
    üç günlük basit bir huurdan bile ayrılırken için burkuluyorken insanın
    adam gibi adamdan ayrılmak futbolu jübile ile bırakmak kadar acı vericiydi
    ben arkasından odasına kadar takip ettim
    odasından çantasını alıp
    peşinden tabur sınırına kadar onunla yürüdüm
    -ben taşırım dıbına çakim desede vermedim el çantasını
    -tamam dıbına çakim gelme başka sana başarılar dilerim sivil hayatında dedi..
    elini çantaya uzattı ben çantayı vermek için bir hamle bile yapmadım
    galiba bir kez daha sarılmak istiyordum gözlerim harbiden dolmuştu
    bir kez daha dıbına çakim dese diye bekledim
    -allah gerçek sevdiğine veda etmek zorunda bırakmasın kelebek dedi. dıbına çakim yoktu arkadaşım yoktu. asker arkadaşımmış gibi
    benim için duasını etti ve gitti
    ben sağol bile diyemedim
    geri kalan günler yatış şeklinde geçerken
    sağduyulu askerler yanlış yapmaya çalışan askerleri uyardı
    sevinç ve heyecan doruk noktaya çıkmıştı
    birazdan tüm sezonun mücadelesi bitecek ama kupa yerine bir kağıt vereceklerdi elimize
    15 ay bitmek üzereydi
    osuruktan asker arkadaşı olduğunu sananlara sahte telefon numarası
    ve sahte adresler verdim
    alanyaya gelecem mutlaka seni görecem
    tatil için gelsem bana yardımcı olurmusun diye soranlara
    olmam arkadaşım kusura bakma dedim
    ne gerek var amk fazla fazla yalana
    askerlikte alışamadım sana neden sivilde de bir şans vereyim ki
    ankara izmir konya yurdum köşelerine işim düşerse mutlaka ara diyenleri de samimi bulmadığım ve sadece lafta kalacağını bildiğim için gibime takmadım
    ekşına giderken bir mektup yazdım
    içinde bol bol teşekkür olan
    ve başarılar dileklerimin bulunduğu

    • *diğer komutanlarımla da vedalaştıktan sonra
    sabah içtimasında bölükteki arkadaşlarla vedalaştıktan sonra
    nizamiyeden dışarı adım attığımda ilk dediğim şey
    vay amk bitti lan askerlik oldu
    sabiha gökçen ordan antalya ordan alanyaya geçtim
    aslında direk ankaraya gitmek isterdim
    ama ebru ile o konuda konuşmuştuk
    yogun sınavları sebebi ile ben onun sınavları bitirmesini bekleyecektim
    alanyaya gelip
    bir kaç el öpme
    geçmiş olsuna a gelenlerden sonra tek yaptığım şey
    mal mal etrafta dolaşıp sivile adepte olmaya çalışmak oldu
    askerlik bitmişti ama benim adam edip edemediği tamamen muammaydı
    ebrunun son sınav günü ebrunun babası ile ankaraya gittik
    yol boyunca benim askerlikten konuştuk babası ile
    aynı zamanda bana ne zaman işe başlayacağımı sordu
    bende biraz dinlenmek istediğimi söyledim
    anlayışla karşıladı ve her zaman beklerim diye de belirtti
    yurdun önüne parkettiğimizde gördüm ebruyu uzun zaman sonra ilk defa
    karşımda okulu bitirmiş bir sevgili
    karşısında askerliği bitirmiş bir sevgili vardı
    ayrı kalmak zorunda olmayan iki sevgili vardı artık
    önce babası ile sarılmasına müsade ettim
    sonra bana doğru yürümesini bekledim
    -merhaba mimar hanım dedim
    -merhaba teskerelim dedi
    okul yoktu askerlik yoktu
    artık bizi ne ayırabilirdi ki
    babası sebebi ile ahım şahım bir sarılmadık
    ebru yurttaki eşyalarının çoğunu arkadaşlarına bıraktı
    diğerlerini arabaya aldık
    ankarada bir yemek sonrası alanyaya doğru yola çıktık
    ebru sınav için geç yatıp erken kalkmasından dolayı
    arabada uyuya kaldı
    bende bu sırada artık evlenme teklifi etmeliyim diye düşündüğüm için planlar yapıyordum
    planlarıma arasıra ebrunun babasının sorduğu sorular sebebi ile ara versemde alanyaya kadar devam ettim
    ama hiç bir plan hoşuma gitmedi şöyle düzgün bir evlenme teklifi yapmam lazımdı
    ama doğru zamanda yapmak daha da önemliydi
    ebru arasıra uyansada alanyaya kadar randuman alamadık ondan yorgun olduğu için
    onlar beni eve bıraktıktan sonra
    ebrunun beni aramasını bekledim
    bu sırada hala düşünüyordum nasıl bir evlenme teklifi yapabilirim diye
    Tümünü Göster
    ···
  13. 88.
    +2
    159

    • *top önüme düşmüş.ama rakip oyuncu yerde yatıyor
    gitsem kesin gol
    ama centilmenlik yapıp topu taca mı vursam
    yoksa gole mi gitsem diye tam karar veremediğim için duraksadım kaldım
    ebru bu duraksamadan faydalanıp
    biraz oturur musun deyince
    yoğun baskı sonucu topu taç a attım
    yanına oturdum
    ondan gelecek tepkileri bekliyorum
    sanki bir elimde şemsiye bir elimde mayom var havaya göre hareket edecem
    tek korkum şemsiyeyle denize girip mayoyla yağmura yakalanmak
    oturduk öyle
    bir süre ne o bana bakabildi ne ben ona
    nefes alma şekli bile bişey söylemek anldıbına gelebileceği bir durumdaydık
    -sıfır puanda mıyım hala dedi
    aklı fikri oyunda amk hala
    -5 puan falan dedim
    -elini tekrar tutabilmem için geçerli puan kaç dedi
    elime kozları verdi
    meydan geniş amk
    o kadar da intikam yemini ettik
    en azından biraz süründüreyim mantığı ile
    -tanımadığın insanlarla böyle mi konuşursun sen. önce kendini tanıt dedim
    -ben ebru dedi
    -ismin çok sevdiğim birisinin ki ile aynı artı bir puan devam et dedim
    -evim yok arabam. arabam yok. işim yok dedi
    burda beni acayip gibti beyler. aslında bana ders veren bir cümleydi
    onunda kendisine ait bir evi arabası yoktu
    ve o da henüz çalışmıyordu. herşey babasınındı amk

    ---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
    -çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
    -tamam diyebildim
    -bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
    -5 puan daha vereyim dedim
    -on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
    -tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
    -güzel miyim dedi
    -eh işte dedim
    -o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
    burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
    -1 puan dedim
    -o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
    -baskı kurmak yok ama dedim
    -yaylaya geldim senin için dedi
    -iki puan da bu etti 13 dedim
    -çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
    -isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
    -gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
    -artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
    -başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
    -vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
    -off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
    bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
    -yapmasana dedim
    -içme sigara dedi
    -neden dedim.
    -öpüşürken kötü kokuyor dedi
    gülme krizine girdim

    ---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
    ellerini kaldırdı havaya
    pis pis sırıtarak ona baktım
    sigarayı yaktım bir nefes çektim
    -iyi geceler kelebek bey dedi
    yanımdan kalktı
    -gıcık diyerek
    ellerinden tuttum
    biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
    elini bırakmadım yanımda otururken
    başını omzuma koydu
    -omzum ağrıyor ebru dedim
    -pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
    -öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
    dizlerime eliyle vurdu yavaştan
    -sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
    -o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
    -dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
    -ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
    -tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
    -çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
    -senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
    -heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
    -bak yine ben suçlu oldum dedim
    -seviyorsan olacaksın dedi
    -bak kaşınma ama dedim
    -nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
    -kendime has taktiklerim var dedim
    -ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
    yine gayri ciddileşti muhabbet

    • * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
    -intikam dedi
    az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
    -ödeştik mi dedim elimi indirdim.
    -evet dedi
    tekrar kaldırdım elimi
    hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
    -hani ödeşmiştik dedim
    -geriden gelip öne geçemez miyim dedi
    yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
    işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
    yavaşca ağzıma koydum
    çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
    üfler mi diye bekledim
    üflemedi amk
    yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
    -yatalım mı dedi
    -beraber yatmam dedim
    -ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
    -iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
    -yatmayalım da demedim kelebek dedi
    güldüm.
    -çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
    sarıldı gözlerime bakmamak için
    -ter kokuyorum sarılma dedim
    -bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
    -hayır sarılma dedim
    -inat ediyorum dedi
    -yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim

    • * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
    biraz düşündüm
    -nazıma katlanacaksın bir süre dedim
    -tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
    -bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
    -amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
    ayağa kalktım
    ellerinden tutup ayağa kaldırdım
    -gel benimle dedim
    sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
    durdum onu kendime çevirdim
    kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
    ellerimi uzattım ikisini birden
    iki elini de ellerimin üzerine koydu
    bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
    -biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
    elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
    kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
    ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
    ilk hamleyi o yaptı
    öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
    -çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
    elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
    -biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
    -seni büyütemedim ki daha dedi
    ellerimi kaldırdım

    ---kaç gol gerideydim ben dedim
    işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
    benim dudaklarıma yaklaştı
    aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
    yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
    muallaklikten geri kalmayan ben
    biraz geri çekilip
    -sarımsak mı yedin sen dedim
    ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
    yine o tat
    on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
    sarıldık
    -sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
    hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
    sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
    ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
    yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
    -sadece sarılacak mıyız dedim
    -yetmez mi dedi
    -yeter dedim
    -gerçekten mi dedi
    -one night stand a karşıyım ben dedim
    -pis pis konuşma git yatağına dedi
    uyuyor numarsı yaptım sessizce
    sonra yine başını koydu
    ellerimi sık sık sıkıp
    yüzümü okşadı
    Tümünü Göster
    ···
  14. 89.
    +2
    158

    ---neyine güvenipte benimle tanışmak istiyorsun o zaman dedim
    -çalışırım arabamda olur evimde. dedi ve ikinci mesaj geldi
    -tamam diyebildim
    -bu kendime güvenden bi kaç puan alamaz mıyım dedi
    -5 puan daha vereyim dedim
    -on puan elini tutmaya yetiyor mu dedi
    -tanıştığımıza göre tokalaşabiliriz dedim elimi uzattım gülüşümden binlik peşinde olduğumu anladı o da güldü ama sesini çıkarmadı
    -güzel miyim dedi
    -eh işte dedim
    -o eh işte kaç puan daha verir bana dedi
    burdan sonra resmen laf oynaşmasına başladık. öpüşmenin ön sevişmesinde gibiyiz
    -1 puan dedim
    -o kadar çirkinsem yıllarca çok sevdiğim birisi bana hep yalan söylemiş çok güzelsin diye dedi
    -baskı kurmak yok ama dedim
    -yaylaya geldim senin için dedi
    -iki puan da bu etti 13 dedim
    -çok insafsızsın ama biraz torpil yap şu puanlarda dedi
    -isyan ve işime karışmak eksi 5 puan dedim.
    -gıcık dedi başını diğer tarafa döndürdü.
    -artislik yapmak. küfür. trip eksi 7 puan bir puanın kaldı dedim
    -başlarım puanına ama haa dedi. sarıldı bana
    -vay hanfendiye bak. beni günlerce süründürürken biz hiç bişey demedik.on dakikada yüzlere çıksın istiyor puanı dedim
    -off tamam beni de süründür de mutlu ol o zaman dedi
    bir sigara çıkardım yakmaya çalışırken çakmağa üfledi
    -yapmasana dedim
    -içme sigara dedi
    -neden dedim.
    -öpüşürken kötü kokuyor dedi
    gülme krizine girdim

    ---nerden biliyon öpüşeceğimizi dedim
    ellerini kaldırdı havaya
    pis pis sırıtarak ona baktım
    sigarayı yaktım bir nefes çektim
    -iyi geceler kelebek bey dedi
    yanımdan kalktı
    -gıcık diyerek
    ellerinden tuttum
    biraz kuvvet kullanarak yanıma yine oturttum
    elini bırakmadım yanımda otururken
    başını omzuma koydu
    -omzum ağrıyor ebru dedim
    -pardon gıcık bey dedi başını kaldırdı. ellerimle başını tekrar omzuma koydum
    -öbür taraf ağrıyor başını kaldırmana gerek yok dedim
    dizlerime eliyle vurdu yavaştan
    -sakat bırakacaksın bir gün beni dedim
    -o kadar vurmayla sakat mı olunurmuş dedi
    -dizimden bahsetmiyorum ebru felç oluyorum sen yokken yanımda dedim
    -ne felci dedi. şaşkınlığından ve heyecanından dolayı
    -tüm vücudumda.ne gülebiliyorum.ne yürüyebiliyorum.ne duyabiliyorum.ne konuşabiliyorum. tüm fonksiyonlarımı kaybediyorum vücudum daki dedim
    -çeneyle ayaklar hiç fonksiyonunu kaybetmişe benzemiyordu ama basbaya eksi yüzü verip gidiyorsun beyefendi dedi
    -senin de heyecan fonksiyonun kaybolmuş hanfendi. dedim
    -heyecanlandırsaydın sende o zaman dedi
    -bak yine ben suçlu oldum dedim
    -seviyorsan olacaksın dedi
    -bak kaşınma ama dedim
    -nasıl kaşıyacaksın dedi. gülerek
    -kendime has taktiklerim var dedim
    -ben biliyorum o taktiklerini yemem artık dedi
    yine gayri ciddileşti muhabbet

    • * -hadi bakalım dedim. ellerimi kaldırdım tekrar
    -intikam dedi
    az önce o kaldırınca ben öpmediğim için
    -ödeştik mi dedim elimi indirdim.
    -evet dedi
    tekrar kaldırdım elimi
    hani giblemez gibi kafayı yana çevirirler ya aynısını yaptı
    -hani ödeşmiştik dedim
    -geriden gelip öne geçemez miyim dedi
    yani 1 sıfırdan iki bir öne geçti hanfendi aklı sıra
    işin sırrını çözmek ve gerçekten öpmek istemiyor mu diye anlamak için yine bir sigara çıkardım
    yavaşca ağzıma koydum
    çok ağır hareketlerle çakmağı çaktım
    üfler mi diye bekledim
    üflemedi amk
    yaktım sigarayı içerken hiç konuşmadık
    -yatalım mı dedi
    -beraber yatmam dedim
    -ya ben beraber mi yatalım dedim dedi
    -iyi beraber yatmayalım o zaman dedim
    -yatmayalım da demedim kelebek dedi
    güldüm.
    -çok gıcıksın. utandırıyorsun beni dedi
    sarıldı gözlerime bakmamak için
    -ter kokuyorum sarılma dedim
    -bahane bulup durma ikidebir sarılacam işte dedi
    -hayır sarılma dedim
    -inat ediyorum dedi
    -yeterli puanın yok sarılabilmek için dedim

    • * -söyle ne yapmam lazım sarılabilmek için dedi
    biraz düşündüm
    -nazıma katlanacaksın bir süre dedim
    -tamam kabul ama şimdi biraz mola istiyorum az doyayım sarılmaya sonra nazına devam edersin dedi
    -bu gece komple mola mı versek acaba dedim. yine pis pis gülerek
    -amacını biliyorum kelebek efendi dedi. yine tokat yedim amk
    ayağa kalktım
    ellerinden tutup ayağa kaldırdım
    -gel benimle dedim
    sokak lambasının biraz loşlaştığı bir yere kadar yürüdük
    durdum onu kendime çevirdim
    kırmızı kart görmüş oyuncu ile hakem arasındaki anlamsız bakışma gibi bir süre birbirimize baktık
    ellerimi uzattım ikisini birden
    iki elini de ellerimin üzerine koydu
    bi kaç santim havaya kaldırdım derin derin gözlerine bakarak
    -biraz daha kaldırmak için kaslarımı yorma dedim
    elleriyle altta kalan elimi kavradı ve biraz daha havaya kaldırdı
    kaldırdıkça yaklaştık birbirimize
    ikimizde öpüşmeye teslimdik çünkü 180 derecedeydi ellerimizle vücudumuz
    ilk hamleyi o yaptı
    öpmek için dudaklarını büzdü ve bana yaklaştı
    -çok aceleci davranıyoruz.ben hazır değilim henüz ama dedim. liseli kızlar gibi naz yaparak
    elin yukardan inip karnıma yumruk olarak gelişini göremedim bile
    -biraz daha aşşağı vursan bebeğimizin olma ihtimalini ortadan kaldıracaktın dedim
    -seni büyütemedim ki daha dedi
    ellerimi kaldırdım

    ---kaç gol gerideydim ben dedim
    işaret parmağını kendi dudaklarına zütürüp sus işareti yaptı
    benim dudaklarıma yaklaştı
    aradaki parmağı çekince aşk annem ebru dudaklarımda günlerdir biriken acı kalıntılarını sildi
    yerine en sevdiğim tadı dudaklarıma sürdü
    muallaklikten geri kalmayan ben
    biraz geri çekilip
    -sarımsak mı yedin sen dedim
    ama kendinden emin olan sarımsaksız ebru bu defa ensemden kavrayarak iyice kendine çekti
    yine o tat
    on ile 15 dakika arasında süren öpüşme sonrası
    sarıldık
    -sana sarılıp yatabilir miyim bu gece dedi
    hiç konuşmadan başı omzumda yavaşça eve yürüdük el ele
    sonra ikimiz için de ayrı ayrı hazırlanmış yataktan
    ebrununkini seçtim olası bir baskın ve yakalanma durumunda sapık olan ben olayım diye
    yatakta yerimizi aldıktan sonra bana sarıldı ve göğsüme göhsüme hangisi doğruysa onu okuyun amk başını koydu
    -sadece sarılacak mıyız dedim
    -yetmez mi dedi
    -yeter dedim
    -gerçekten mi dedi
    -one night stand a karşıyım ben dedim
    -pis pis konuşma git yatağına dedi
    uyuyor numarsı yaptım sessizce
    sonra yine başını koydu
    ellerimi sık sık sıkıp
    yüzümü okşadı

    • *arasıra yanağımdan ve boynumdan öptü
    bazen ellerimi dudaklarına zütürüp öptü
    nefes alışverişi uyku ritmini yakalayınca
    bir süre daha yanında kalıp sessizce yanından kalktım alnını öperek
    üstünü dikkatlice örtüp yatağıma geçtim
    sabah uykusuzluk halinden anlamayan uykunun iyice tadına varmış kuzenlerin kalk artık demesi ile uyandırılıp
    kahvaltıyı yaptık
    kızlar ebruyu esir aldılar bir süre konuştular annem komşuya gitti
    bende fırsattan faydalanıp uyudum tekrar
    uyandığımda neler olmuş neler amk
    (burda bırakırdım da edeceğiniz ağır küfürlerden tırstığım için devam ediyorum)
    evin önünde bir araba
    araba çok tanıdık
    ebrunun babasının
    aşşağıda konuşma halinde olanlar
    ebru annesi ve babası
    karşılaşmayı tribünden izleyenler annem ve kuzenler
    beleş tribünde ise ben
    konuşma tarzlarına uzaktan bakınca nasılsınız hoşgeldiniz gibi değil
    basbaya tartışıyorlar gibi
    olay mahaline gitmekle gitmemek arasında kaldım
    baktım ipler kopacak kabağın benim başıma patlama riskini de alarak gittim yanlarına
    -hoş geldiniz dedim elimi uzatarak annesine
    konuşmalarının tam ortasına dalarak
    -hoşbulduk dediler
    pascal nouma misali oyuna girer girmez kırmızıyı gördüm beyler
    -bize biraz müsade eder misin dedi ebru
    kenara çekildim annemlerin yanına çıktım
    -size ne lere kadar uzandı muhabbet kendi aralarında ki
    sessizce birbirlerine bağırıyor gibiydiler
    biz onları öylece izlerken
    hepsi arabaya bindi
    araba hareket etti
    Tümünü Göster
    ···
  15. 90.
    +2
    156

     ---gelmişsin hoşgeldin.ama git ebru
       ben kimselere söyleyemedim ayrıldığımızı. dedim.arıldığımızı lafını söylerken yüreğime bişeyler battı.
       sen git ben uygun bir dille anlatırım başka bir sebebten ayrıldığımızı.
       buraya geldiğinde seni gibtir etmememin sebebi annemle beraber oturup ağlamak istemememden dolayıydı.
       beni üzdün. kalbimi kırdın.
       ama ben sevdiklerimi senin kadar kolay üzemem
       çok büyük yemin ettim senden o söylediklerinin intikdıbını almak için
       buraya gelerek intikam almamı da kolaylaştırdın.
       senin gibi birisi olsaydım.
       biraz yalvartıp özür dilettikten sonra
       yıllardır senin yaptığın gibi seviyor gibi gözükür
       ve sen bana iyice aşık olduktan sonra beni deli gibi sevdiğini gördüğüm anda
       senin bana yaptığını bende sana yaparak intikamımı alırdım.
       beni züt gibi ortada bıraktığın gibi bende seni bırakırdım.
       kim bilir belki bilerek başka bir kızla yakalanır
       belkide senden yüz puan alınca
       nikah masasında
       evlenmek istiyor musun diye sorduğunda
       hayır kocaman sıfır diye tüm sülalene ve tanıdıklarına rezil ederdim.
       ama ben o geçen 5 yılın kusura bakma küfür etcem
       dıbına koyim ki
       çok sevmişim seni
       deli gibi sevmişim
       yıllarca köpeğin olmuşum gönlünün kapısında
       bilmediğim duyguları sen yaşattın
       kalbimin kan pompalayan bir organdan ibaret olmadığını ispatladın
       gidecek tek yerim
       düşünecek tek şeyim oldun
       çok mutlu ettin beni
       ben sevgiye  muhtaçken sen çıktın karşıma
       hiç balonu olmamış bir çocuk gibiydim seninle tanıştığımda
       elime bir balon tutuşturdun
       yıllarca heyecanla taşıdım o balonu
       aşkın çocuğuydum
       nerden bilebilirdim ki balonların bir gün hemde birden bire patlayacağını
       ama yine de sağol
       sen olmasan belki de hiç balonum olmayacaktı
       5 yıl boyunca balon mutluluğu yaşattığın için
       kıyamadım sana
       git bi daha da gelme
       varsın bu aşk benim evim arabam olmadığı için bitmiş olsun
       biraz üzülürüm
       sonra geçer mi bilmem ama
       sahip olduklarıma razı birisi ile de evlenerim
       bu arada çok konuştum verdiğim para yeterli gelmeyebilir bu kadar konuşmaya ama borcum olsun çalışır öderim
       yarın sabah git ebru. dedim
       ayağa kalktım
       arkamdan
       beni dinlemeyecek misin
       dur
       gibi söylemlerine hiç aldırmadan yürüdüm gittim.

       **duygular yalan mı lan yoksa
        hani nefret ediyordum amk ondan
        hani ağzına iyice sıçıp gibtir git lan diyecektim
        ne oldu amk bana
        sadece git diyebildim özetle
        nasıl bir insana nefretle git derken
        kalbim kal nolursun diye yalvarıyordu ki
        aşka nefret nefrete aşk karışınca mı bomtak oluyor insanın kalbinin tadı
        dur lan kelebek gitmesin amk dedim kendime ayaklarımı frenlemeye çalışarak
        ama inadım giblemedi bile kalbimi
        yürüdüm
        arkama bakmadan bir gölge hissetmek istedim gelsin arkamdan diye ama gelmedi
        durdum geri baktım
        yüz üstü otururken
        belini büküp ellerini yüzü ile yer arasına koymuş
        sırtındaki nefes alışlarından ağladığı belli oluyordu
        beni tutan şeyin ne olduğunu bilmiyordum ona koşup ağlama dayanamam demek için
        onu orda öyle bırakıp gidemezdim ama yanına gidip ağlama da diyemezdim
        hem onsuz eve dönmek
        bana ebru ile ilgili yöneltilecek bir sürü soru anldıbına geliyordu
        oturdum bekledim onun ağlamasının geçmesini
        uzunca bir süre öyle uzandı kaldı
        bir süre sonra ağlamıyormuş gibi gözüküyordu ama
        ağlamanın etkisi aldığı derin nefeslerden belli oluyordu
        2 saat kadar oturdu
        yüzünü arkasına bile dönmeden
        arasıra göz yaşlarını silerek
        arasıra uzanıp arasıra oturmaya devam ederek
        sonra kalktı
        o kalkınca bende kalktım biraz daha ilerledim ve onu beklemeye başladım
        bana 5 mt mesafeye yaklaşıncaya kadar bekleim sonra yürümeye devam ettim
        -dinlemeyecek misin dedi
        -hayır dedim
        -peki sen bilirsin dedi
        onu evin önünde kuzenler karşıladı
        onlarla bıraktım onu
        gülümsemeye çalışıyordu ama artık bi takluk olduğunu kuzenler de anlamıştı
        ben yukarı çıktım girdim yatağa
        hep peki sen bilirsin demesini düşündüm
        fazla mı inat etmiştim acaba diye pişmanlık bile duydum
        akşam üzeri kalktım yataktan yemeğin hazırlanma vaktine doğru da kaçtım evden kahveye
        şansımdan masalar doluydu oyun oynayamadım
        kelebekliği bırakıp sinek oldum masaya
        amk vakit bir türlü geçmedi
        eve gitmeme sebebim ne tak yiyeceğimi bilmediğimden idi
        gitsem kiminle ne konuşacaktım ki tek konuşmak istediğim kişi ile yabancılığın arifesindeydik
        gece saat 1 gibi eve gittim
        herkes yatmış ışıklar sönük
        oysa ben öyle istememiştim
        en azından ebru uyanıktırda bir kere görürüm diye düşünmüştüm
        eve gelince farkettim ki
        hasgibtir lan pekekent bu saate kadar kahvelerde gez ondan sonra kız seni beklesin diye de dua et
        amcıklık bende olduğu için sesimi çıkarmadım
        bunları düşünürken kimseyi uyandırmayayım diye de sessiz sessiz hareket ediyordum ki
        -kelebek diyen ebru sesinden dolayı
        az kalsın donuma işiyordum.
        aklım çıktı amk öyle böyle korkmadım
        erkeklik takuna korkmamış numarası bile yapamadım şoktan dolayı
        derin bir nefes aldıktan sonra
        -evet yatmadın mı sen dedim
        -görmeden yatmak istemedim. şimdi yatabilirim.iyi geceler dedi
        sana da iyi geceler desemiydim ki.
        demedim
        önümü göremiyormuş numarası yapıp ışıkları yaksamda bir kez daha yüzünü görsemiydim ki.
        açamadım
        mal gibi gittim yatağıma yattım
        uyu uyuyabilirsen
        saat altıda köy dolmuşu köyden gidiyor
        yok abi nefret bana göre değil amk basbaya gitmesin istiyordum
        bana dediklerinin hepsini unutmuşcasına seviyordum onu
        sanki annemden dayak yemiştim ama yine de anneme  sarılmak istiyordum
        uyumama çabalarım beni daha çok yordu
        sabah kalktığımda ilk işim saate bakmak oldu ama saat çoktan 8 olmuş
        sabah kalkar kalkmaz ağlanırmış kendimde gördüm
        başka da bi tak yapmadım zaten yatakta kaldım
        evde sesin kesildiği bir anda oltaları alıp çay kenarına indim balık avlamak için
        sallıyordum ama boşuna amk balık yakalanıyordu çekmiyordum bile
        aslında öylesine inmiştim boş boş oturmak için
        balığı da bırakıp çayır bir yerde uzandım ana karnındaki çocuklar gibi dizlerimi iyice kendime çekerek
        yayla bensizdi
        ben onsuz
        nasıl ağlayacağımı bile bilemedim
        uzanırken sesler duydum
        kafamı hafif kaldırıp baktığımda gelen iki kuzenimdi ama onları boşverip yanlarında yürüyen ebruya takıldı gözlerim
        gitmemişti lan
        kuzenler akşama balık yiyemeyiz böyle yatarsan diye dalga geçip beni teğet geçtiler
        balık avlamaya onlar indi
        ama ebru yanıma oturdu
        -otobüsü kaçırmışım dedi
        -yarın ben kaldırırım seni dedim
        -yarında kaçırırım dedi
        inatla ertesi gün demeye gerek yoktu anlaşılan sonsuza kadar kalacak gibiydi
        -niye gitmedin ebru dedim
        -annene sordum kalabilir miyim diye kal yavrum dedi. dedi
        -tamam yarın ben giderim dedim
        -bende gelirim o zaman dedi
        -niye geliyorsun dedim.
        -sen niye benim gittiğim yere sürekli geldin dedi
        -hata yapmışım dedim
        -biraz hata da ben yapayım o zaman dedi
        -sen hata limitini aştın ama dedim
        sessiz kaldı
        bende konuşmadım
        kızlar bu arada yakaladıkları balığı bize gösteriyordu
        onların gülümseyen bakışına karşılık bile veremedik ikimizde
        -hani hergün denize gidiyordum ya hep sen gelirsin de görürüm seni diye gittim. dedi
        sesimi çıkarmadım ama yüreğime bişeyler battı
        -evin altında beklediğinde çok yorulma diye ışıkları kapatıp uyuyor numarası yaptım. gidip dinlenmeni istiyordum ama her gidişinde de sana kızıyordum
        bana çiçek vermeye çalıştığında sana dönüp öyle sarılmak istedim ki bir yerlerini kırarım diye korktum
        biraz konuşabilir miyiz dediğinde sus sadece seni seviyorum de yeter aşkım diyecek oldum hep ama diyemedim
        beni ne kadar sevdiğini hiç sorgulamadım
        beni sevdiğini biliyordum ki zaten deli dedi
        tüm bunları söylerken cümleleri tek tek kurdu.
        her cümlesinde neden amk neden böyle yaptın bu oyun ne gibime madem demek istedim ama kendini nasıl olsa söyler diye kesmedim sözünü
    Tümünü Göster
    ···
  16. 91.
    +2
    154

    • *evine kadar yürüdüm onun arkasından
    o eve çıktı
    bende kendi evime gittim biraz uzandım
    bi kaç saat daha uyuduktan sonra
    saat on gibi yine evlerinin önüne gittim odasının ışığı yanıyordu
    bu evde olduğuna işaretti
    -konuşmak isterseniz aşşağıda bekliyorum diye mesaj attım
    -inmeyeceğim diye cevapladı
    11.50 civarında
    -+10 oldu. diye bir mesaj daha gönderdi
    ondan alınan bu artı notlar gerizekalının birisinin bana aferin demesi kadar anlamsızlaşmaya başladı
    inadım inat bekledim
    saat 2 civarında odasının ışığı söndü
    yarım saat daha bekledim
    baktım bi gibim çıkmayacak yine
    eve gittim saat 9 gibi kalkıp 9.30 da şort havlu hazırlanıp evlerinin önüne yine gittim
    evde olup olmadığını bile bilmiyordum
    -evde misiniz diye mesaj attım
    balkona çıktı bana baktı geri girdi
    yine deniz
    yine konuşma tekliflerime olumsuz
    3 gün böyle devam etti
    o nereye ben oraya peşinden gittim
    bıkmadım usanmadım
    geceleri 23.50 civarında mesaj attı hep
    puan 10dan 25 e kadar çıktı
    onun odasının ışığı kapandıktan sonra bende eve döndüm
    denizde sevdiği meyvelerden tabak yaptırıp gönderdim
    hep çiçek verdim

    • *3 gün sonra sabah ailesi ile beraber arabaya bindiler ve gittiler
    üzerlerindeki kıyafetlere bakılacak olursa günü birlik bir eğlenceye gidiyorlardı
    bu dimçayı aqua park şelale veya başka bir yerde olabilirdi
    onları takip etmedim çünkü ailesi de vardı
    -iyi eğlenceler yazdım mesajla
    -cevap da gelmedi zaten
    akşam üstü yarım saatte bir dolandım evlerinin önünden geldiler mi acaba diye
    saat 7 gibi geldiler yukarı çıktılar daha da aşşağı inen olmadı 23.50 de yine mesaj geldi
    5 puan kaybetmişim artık ne tak yediysem 20 ye düştü
    ama pencereden kafa uzatıp orda olup olmadığıma bakmalar çoğaldı
    1 saatte bir bakıyordu
    gece 1 gibi yattı ben yine eve gittim
    ertesi gün yine geldim
    bekledim
    denize gitmedi otele gitti
    orda iki saat kadar durup eve döndü
    eve dönüş yolunda
    -biraz konuşabilir miyiz dedim
    -işim var sonra konuşuruz dedi
    dur giberim işini de seni de derdim o derece sinirlenmiştim artık ama
    merak işte amk ne işi var diye ses çıkarmadım
    takibe devam ettim
    evine çıktı
    bir saat kadar kaldı üzerini değiştirdi ve çıktı evden
    bir saat diye buraya yazıyorum çok basit geliyor size belki ama
    o bir saat beklemek ne kadar zor bekleyeniniz varsa bilirsiniz amk
    iskele tarafına yürüdü
    bir kız arkadaşı ile öpüşüp sarıldı
    balıkçılar çay evine gittiler
    bende orda bir yerde oturup çay sigara içtim paso

    • *iki saat kadar oturdular
    sonra kalktılar
    şehir merkezine doğru yürüdüler
    ayrıldılar kızla ebru tek yürümeye devam etti
    benim onu takip ettiğimin de farkındaydı
    önce ev tarafına yürüyordu ama sonra yolunu değiştirip yine iskele tarafına döndü
    bizim ikimizin yerine doğru yürüdü
    arkasından yaklaşıp
    -biraz konuşabilir miyiz dedim yine
    -hayır dedi
    buna çok sinirlendim ama sesimi çıkarmadım
    -neden konuşmak istemiyorsun günlerdir peşinde koşuyorum dedim
    -buyur konuşalım kimsiniz dedi
    -ben kelebek dedim
    -ne istiyorsun dedi
    -seninle tanışmak istiyorum dedim
    -ne iş yapıyorsun dedi
    -çalışmıyorum şu an dedim
    -okuyor musun dedi
    -hayır dedim
    -araban var mı dedi
    -hayır dedim
    -evin var mı dedi
    -hayır dedim
    -neyine güvenip benimle tanışmak istiyorsun peki dedi
    -pardon sizi birine benzetmişim dikkatli bakınca anladım kusura bakmayın dedim
    yüzümü dönmem ile bir yerlere elim kırılıncaya kadar vurma isteğime engel olamadım
    elim kırılmadı ama çok ciddi zedelendi

    ---kelebek diye koştu arkamdan elimi tutmaya çalıştı bişey var mı diye
    elini çektim dokundurmadım elime
    eve gittim
    mesaj yazıyor sürekli
    elin nasıl oldu
    öyle demek istemedim
    geleyim mi
    bişeyin var mı
    biraz konuşalım
    kelebek yanlış anladın
    ben 23 50 ye kadar sesimi çıkarmadım
    23 50 de mesaj gönderdim
    -eksi 100 ebru diye
    sinirden ne tak yiyeceğimi bilemedim
    bunun intikdıbını almak için yemin ettim
    o mesajlara devam etti
    ben telefonu kapattım
    sabah da yaylaya gittim
    yaylada telefon çekmez beyler bizim o zamanlar tabi
    annenmle oturdum
    balığa gittim
    tutttuğum balıkları geri saldım
    ağladım
    sızladım
    yattım
    kalktım
    kimseyle konuşmadım
    annem haricinde
    6 gün sonra akşam yaylaya gelen köy dolmuşunda bir misafirim vardı

     **köy dolmuşunun akşam gelme vaktinde çoğu işi gücü olmayanlar toplanır
       kim gelmiş ne getirmiş diye
       biraz geç gelirse herkes meraklanır acaba bişey mi oldu diye
       dolmuş durdu
       benim de pek umrumda değildi
       ben kendi derdimle meşkuldüm çünkü
       dünya gibime bir şekilde yatıyordum
       kız kuzenler ebruyu daha önce gördükleri
       çok sevdikleri için
       ben onlara ebrudan ayrıldık diyemedim
       çünkü beni çok seviyorlardı ve benim üzülmemi istemezlerdi
       annem de her zaman benim mutluluğumu isterdi
       ona da anlatmamıştım geçen olayları
       zaten kimseye gidipte şu bana bunu bunu dedi diye anlatmanın kendi zararıma olacağını biliyordum o dönemde
       çünkü onlarda ebruya kızıp vay amk demek öyle diye sürekli
       kalbimdeki acının altına odun atacaklardı
       kendimde yansın sadece kendimi yaksın istedim o yüzden kimseye anlatmamıştım
       arabadan inen kişi ebruymuş
       misafir gelmiş
       olaya geniş açılarla bakmak gerekirse
       çok düşünüp taşınarak gelmiş olması gerekliydi
       benim onu gibtir etme ihtimalimi bildiği için
       cumartesi günü akşam gelmiş
       normal bir günde gelse en fazla sabaha kadar kalabilir sabah 6 da giden aynı köy dolmuşu ile geri dönmek zorunda kalırdı
       ama ertesi gün pazardı ve köy dolmuşları çalışmıyordu
       bu demek oluyordu ki en erken pazartesi sabah gidebilirdi geriye
       ben gelen kişinin ebru olduğunu kuzenlerimle konuşurken onun sesini duyunca anladım
       gibimde bile olmayan dünya zütüme girdi birden onun sesini duyunca
       benzetmişimdir sesini diye giblememeye çalıştım ama ne mümkün bas baya onun sesi amk
    Tümünü Göster
    ···
  17. 92.
    +2
    136

    ---ben gideyim o zaman komutanım dedim
    -dıbına çakim ikimizin sırrı olacak üstünü değiştir gel dedi
    -emredersiniz dedim
    gittim üstümü değiştirdim. geri geldim odasına girip tekmil verdim
    eliyle bi dakika işareti yapıp bana bakmadan beni bekletti
    meraktan çatlayacaktım amk ne yapacak acaba diye
    kagıda bişeyler yazıp çizip duruyordu
    bana baktı
    -astsubaya akşam içtimasına katılmayacağını söyle gel dedi.
    -emredersiniz dedim.tam çıkıyordum. depocuyu da çağır bana dedi
    gittim astsubaya ekşının yanında olacagımı söyledim depocuyu da çağırdım
    ekşın depocuya
    -dıbına çakim anahtarı ver baskın yapacam depoya dedi
    asker anahtarı verdi
    bana dönüp
    -gel dıbına çakim dedi
    depoya gittik
    herşey yerli yerinde ortalıkta bir sorun gözükmüyor.ama ekşının hevesi kursagında kalmışa benzemiyordu
    kendisine bir tane askerlerin giydiği eşofman altından aldı
    depodan çıktık
    tekrar odasına döndük. sonra yazıcıyı çağırdı
    bölüğün koğuşlarda yatma planını istedi.
    herkesin yattıgı yatak belliydi.
    hala neyin peşinde oldugunu bilmiyordum
    bana gidebilirsin dedi
    o da evine gitti

    • *ben aşşagı indim akşam yemeği derken
    komutanlık saati(yani askerlere bir saatlik verilen ders)
    o gün çok erken bitirildi nöbetçi astsubay tarafından herkes bu durumdan çok memnundu ve
    o günki rütbelilerde genelde askeri sıkmayan komutanlardı
    bu rahatlıkla herkes koguslara dagıldı
    derken yazıcı beni çağırdı gel yazıhaneye gidiyoruz diye
    gittik bir baktım ekşın orda
    tamamen asker gibi giyinmiş
    eşofman bir de yeşil askeri tshirt tarzı atlet
    -otur dıbına çakim dedi.
    cebinden bir telefon çıkardı ama kendi telefonu degildi
    belliki askerin birisinden yakalamıştı
    olay açığa çıktı beyler
    ekşın askerin birisinde cep telefonu yakalıyor
    rehberi bir açıyor ne kadar asker ismi varsa kaydetmiş denyo
    ekşın hepsine mesaj çekiyor
    mesajda telefonla beraber bana gel dıbına çakim yakaladım seni ... yüzbaşı
    diyor.
    iletim raporu gelen her mesajda heyecanlanıp git bana bu askeri getir dıbına çakim diyor
    gidip telefonla beraber askeri getiriyorum
    her yakaladığı askerin elinden telefonu alıp yeni asker numarası var mı onu araştırıyor
    bu sayı git gide artıyor tabi
    17 tane telefon yakaladı
    yüzündeki keyfi görseniz kendisiyle resmen gurur duyuyor amk
    askerlerin hepsini odaya soktu
    isimlerini tek tek aldı
    sonra hepsini gönderdi

    • * ben merakıma yenilip ne yapacaksınız komutanım dedim
    -düşünüyorum dıbına çakim arkadaşım dedi
    ekşın görevini tamamlamanın verdiği mutlulukla bölükten ayrılırken o halde tüm koğuşları gezdi
    baktı başka yanlış bişey yapan var mı diye
    gerekli ekşını yaşadıktan sonra evine gitti
    o gider gitmez bana karşı bir cephe oluştu
    vay neden haber vermemişim
    yok neden söylemiyormuşum
    amk sanki ben biliyordum
    allahın sıgırları hem yasak olmasına rağmen telefon kullanıyorsunuz
    hemde askerlerin isim soy isimlerini telefonunuza kaydiyorsunuz
    onlarla konuşmak için mi kullanıyorsunuz amk telefonu almayın vermeyin numaranızı
    gel gelelim kabak bana patladı
    bütün yakalanan muallakler bana afra tafra yaptı
    suçum olmadıgını haberim olmadıgını söylesem de inandıramadım
    iyice üstüme geldiler
    beni de sinirlendirdikleri için ekşının onları nasıl gibeceği konusunda bende kötü planlar yapmaya başladım
    gece bu olaylar yaşanırken
    ebruyu aramayı da unuttum tabi
    ilk aklıma geldiği anda koştum telefona biraz sitemkardı geç aradığım için
    -nerdeydin merak ettim bişey mi oldu diye.
    konu sapsın diye ekşının planını anlattım
    -ne yapacak şimdi onlara dedi
    -boşver onu hasret bize ne yapacak onu konuşalım dedim
    -aşk bize yapacağını yaptı hasret ne ki dedi
    vay amk özledim diye ağlayan kızın dediğine bak
    -dayanacaksın yani dedim
    -başka yol göster sensiz olmayacak onu yapayım dedi
    -iyi gördüm seni kendini üzmüyorsun sevindim buna dedim
    -sende üzülme geçecek dedi

    ---geçiyor işte biraz senle biraz sensiz.hem hep yanında olursam bıkarsın zaten benden dedim
    -hep yanımda olda bıkıp bıkmayacağımı gör dedi
    -o risk alınacak bir risk değil ebrum olmaz sensiz dedim
    -artık önümüzde 8 9 ay kaldı benim okul senin askerlik bitiyor o zaman ayrılmayacaz hiç dedi
    -inşallah dedim
    -bizim çocugumuzun gözleri ne renk olur kelebek dedi
    van minüt amk çocuk??
    lan yoksa ebru hamile mi kaldı.yok canım daha neler
    sormaya bile korktum
    ama hangi ara hamile kalacak ki amk
    kurdalamak lazımdı bu konuyu
    -hangi çocuk ebru dedim
    -gelecekte olacak cocugumuz kelebek dedi
    derin bir nefes aldım. kromozonlar henüz birleşmemiş
    -koyu yeşil olur herhalde dedim
    -saçları nasıl olur dedi
    -ilk kel dogar sonra bi renk tutar begenmezsek boyatırız sorun etme şimdi bunları dedim
    -hayalini kuruyordum da kusura bakma dedi
    biraz üzülmüştü sesi
    -ismini ne koyarız dedim. hayalini canlandırmak için
    -erkek olursa sen koyarsın kız olursa ben dedi
    klagib ebeveyn çocuk ismi paylaşımı işte
    aslında bu konuşma artık büyüdüğümüzün
    ilişkimizin güçlülüğünün
    üzerimizdeki aşk acemiliğinin bitmeye başladıgının habercisiydi
    artık daha ciddiydik
    gelecek hakkında planlar yaparken pervasız olamayacak çağa gelmiştik
    cünkü zaman daralıyordu
    oynanan oyun değildi.
    yapacaklarımızdan nasibini alacak iki gönül vardı
    tek ihtiyacımız olan zamandı
    ama herşeyi zamana bırakmak da bazı şeylerin üzerinin tozlanmasına sebeb verebilirdi

    • *ebru da bunu yapıyordu
    sürekli geleceğimizin tozlarını alıp konuyu canlı tutup
    geleceğimizin parlak olmasını istiyordu hep
    bense bu konulara girmekten kaçınırken
    aslında unuttuğum
    yada farkına varmadığım bir his yaşatıyordum ebruya
    acaba
    evet acabaları düşünmesine sebeb oluyordum
    acaba kelebek bana evlenmek çocuk sahibi olmak kadar baglı degil mi diye düşünmesini sağlıyor olabilirdim
    kendimi geç mi denir erken mi denir bilinmez onun yerine koyup bunları düşününce ona hak verdim
    çünkü benimde ilerde tek evlenip çocuk sahibi olmak istediğim kişi oydu
    o halde neden onun dileklerindeki kayan yıldızı durdurmaya çalışayım ki
    tutayım ellerinden kaldırayım başımı gökyüzüne beraber bekleyelim kayacak yıldızı
    en fazla boynum ağrır amk.
    değmez mi kalbin ebrusuna
    fazlasıyla
    telefon kapandı gece noktalandı
    ertesi gün ekşın bölüğe geldi
    gel dıbına çakim dedi
    muhtemelen bana dün gece askerlere ne ceza vereceğini anlatıp fikrimi alacaktı
    -dıbına çakim kelebek sabaha kadar uyuyamadım dedi
    -hastamıydınız komutanım haber verseydiniz dedim
    -dıbına çakim ne ceza vereceğimi düşündüm dedi
    -buldunuz mu dedim
    -bi tane var ama bilmiyorum dıbına çakim sen ne düşünüyorsun dedi
    -komutanım siz bu askerlere ceza verirseniz en fazla 20 gün sonra unutulur sonra yine aynı şeyler olur en iyisi vermeyin karar vermemiş gibi gözükün
    günlük ufak cezalar verin nöbet gibi temizlik gibi daha da zorlaşsın böylece bu konu sürekli sıcak kalacağı için diğer askerler daha çok korkar dedim
    -dıbına çakim fena fikir değil ama benim daha müthiş bi fikrim vardı boşuna mı düşünmüşüm dedi
    -neydi komutanım dedim
    -bu 17 askerin hepsini çağıracam. hepsinin mahkeme dosyasını hatırlatacam
    bir ay süre verecem. başka birisini cep telefonuyla yakalayan ve yakalatanının dosyasını silecem nasıl fikir dıbına çakim dedi
    -komutanım bölük içi savaş çıkar rezil oluruz diger bölüklere dedim yapmasın böyle bişey diye
    nerden buldu amk bu fikri millet birbirine düşer amk
    -çağır dıbına çakim şu askerleri dedi
    -emredersiniz dedim
    Tümünü Göster
    ···
  18. 93.
    +1 -1
    Hani cok sevdigin bir film veya dizi olurya hem bitmesini istemezsin hemde sonunu merak edersin neyse bu 3.gunum 98
    ···
    1. 1.
      +1
      Rezerve 110
      ···
  19. 94.
    +2
    Prezervatif
    ···
  20. 95.
    +2
    42

    bizimki ankaranın sert rüzgarını suratımda hissettirdi yazın sıcağında
    -elif mi yazsaydım, ebru işte dedi
    annesi ve babasının elif olayından haberi olmadığı için onlar espri olarak karşıladılar bunu ve güldüler
    -sen ne yazarsan yaz benim gözlerimin okuyacağı tek isim var dedim
    hiç istemeyerek teşekkür ettim kibarlık görünsün masada birazcık diye
    onlarda birşey içti sonra kalktık
    arabaya giderken ebru ile ben yan yana olmasada yine arkadan yürüdük
    sonra bana biraz yaklaşıp
    -annemin fikriydi beyefendi dedi
    -çok normal sen fikrini elife sabitlemişsin dedim
    • *arabaya geldik. herkes bindi
    alanyaya doğru tekrar yola çıktık
    yine aynı senaryo devam etti belirli bir süre.
    sonra bir molada ebruyu tuttum yalnız kaldığımız bir zaman
    -eğer böyle devam edersen bir daha adını bile anmam. yeter ama dedim
    -konuşmuyorum ben seninle git elife anlat derdini dedi
    -öyle mi dedim
    -öyle ded
    -sen bilirsin boşuna koşmuşum peşinden burlara kadar dedim
    -hem suçlu hem güçlüsün dedi
    -suçumu söyle lan dedim
    -sen daha iyi bilirsin beyefendi dedi
    annesi ile babası da bize doğru gelmeye başladır
    ebruya yaklaştım
    -sen şimdiden olmayan birşey için bana böyle yapıyorsan uzatmaya gerek yok. ebru dedim
    -alanyaya kadar daha dayan bana sonra bir daha göremeyeceksin zaten dedim
    geçtim arabaya oturdum
    annesi ile babası da gelince ebru da bindi yanıma
    yine aynı tavırlar
    ruhunu gibeyim emi
    ya böyle bir naz olamaz aşık usandıranı gibtir edin aşk katili yapar adamı
    bir süre yol aldıktan sonra telefonu aldı eline
    bir süre sonra benim telefondan mesaj bildirim tonu geldi
    bana mesaj attığı belliydi okumadım bile amk.
    babasından bir kalem istedi
    bi de petrollerde dağıtılan peçetelerden birine uzandı
    kağıda birşeyler karalayıp
    bana uzattı
    -mesaj geldi okusana yazmış
    elimi uzattım kalemi almak için
    -elifciğim göndermiştir yazdım aynı peçeteye —artık hiç inanmıyorum yazıp bana geri verdi
    -birazcık inanırken benimle konuşsaydın tam inandırırdım dedim
    sonra birşey daha yazdı almadım yazdığını kalemi uzattı yine almadım
    onun yaptığının aynısı ben ona yapıp cama suratımı çevirdim yol boyu
    arasıra babasının sorduğu sorulara cevap verdim
    babası seni eve mi bırakayım dedi evet dedim
    cebimi yokladım anahtar yok
    kaybetmişim amk bi yerde
    şimdi adamlara anahtarı kaybetmişim desem evlerinde yatmak istediğimi sanacaklar diye birşey
    söylemedim
    Tümünü Göster
    ···