/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    +2
    180

    • * belli ki işbirliği yapmışlar
    -ne oldu anne nereye gidicez dedim
    -iş bulmuş sana baban dedi
    -ne işi anne dedim
    -oğlum söz vermiş.git bi kaç gün çalış sonra bırakırsın üzme babanı dedi
    biraz burun kıvırsamda tamam dedim
    pederle bir markete gittik
    babamın bir arkadaşının marketi
    oğlu askere gitmeden önce beraber çalışıyorlarmış
    gittikten sonra uzun süre tek kalmış adam
    bi kaç eleman bulmuş ama parasını çalmışlar kasadan hep
    babamında ağzından benim oğlan çalışır demiş
    marketçi ile tanıştık
    adam on numara adam o iyilikle holdingler hakediyor
    adam bana ilk günden şunları anlattı
    -sigaranı bana sormadan al.canının istediğini al ye.eve gidince de şunu yerim diye aklında kalanları da poşete doldur zütür evde ye
    para kazanmayayım sorun değil ama bu dükkan benim oğlan askerden gelinceye kadar kapanmasın.ben her zaman burda duramam.
    geceleri geç yatıyormuşsun zaten ben sabah açarım uyandığın zaman da sen gelirsin gece de sen kapatırsın. anlaştık mı dedi
    -tamam dedim
    -iyi hadi sana kolay gelsin dedi.
    bıraktı gitti adam.tek başıma kaldım
    fiyatlarda sorun yoktu çünkü herşeyin fiyatını yazmış önüne
    biraz baktım sağa sola derken müşteriler gelmeye başladı alıştım gittim işe
    cep para görmeye başladı

    • * -anneme ben yapamıyorum bırakayım işi dedim
    -en yakınında ki asıl bırakması gereken kişinin mücadelesine yakışır mı senin bu kadar kolay pes etmen dedi((kendisi)
    sırf onun için devam ettim çalışmaya
    boş boş dururken ebruyu düşüneceğimi bildiğimden
    orayı sil burayı paspasla dolap doldur
    derken hep kendime bir meşgale buldum
    inatla çarşıya gitmedim ebruyu görebileceğim yerlere
    param olmasına rağmen telefona hiç kontur almadım dayanamam mesaj atarım diye
    yaz sezonu geldi
    çok daha iyi maaşla başka bir yerde iş bulabilirdim ama
    huzurumdan dolayı aramadım bile başka iş
    yavaş yavaş acım azalıyordu
    arasıra dalıp gözümdeki yaşları silerken ayılıyordum
    derin derin nefes alıp
    sessiz sessiz offfffff offfff çekerek
    ama o kadarına bile razıydım ilk zamanlardaki halime nazaran
    markette de ufak tefek arkadaşlar edinmeye başladım
    mahalle sakinleri ile yavaş yavaş makara yapmaya başlarken
    1 tane kız da tüm alışveriş sorumluluğunu üstlenip alışverişe aileden başka hiç bir bireyi göndermiyor gibiydi
    utanarak teşekkür etmeler
    gözüme bakamadan iyi geceler dilemeler
    ihtiyacı olmayan şeyleri almaya geliyor süsü verip beni görmeye gelmeler
    başka bir müsteri varken o gidinceye kadar kasaya gelmemeler
    şimdi düşünüyorum da keşke ona adını sorsaydım
    şimdi belki de evimde beni bekleyen eşim olacaktı
    onun bu mahsum halleri beni bile utandırıyordu

    • * ondan etkilendiğimden değil de onun doğallığına ayak uyduramadığım için kendimden utancımdandı belki de
    ebru bana hiç öyle bakmadı amk
    ama o kıza da ayak diredim. sonra zütleri başları oynuyor çilenin en kralını çektiriyorlar diye sadece müşteri kaldı gözümde
    1 mayıs da doğum günümde bir mesaj bekledim sadece
    gelmedi
    o gelmeyen mesaj inadımdan serbest bıraktı beni
    insan herşey iyi olsun istiyor doğum gününde
    olmayınca bir ekgiblik oluyor
    içesi geliyor dağıtası geliyor
    çarşıya gittim 12 den sonra 2 mayısa girince
    biraları aldım doldurdum poşete
    ebruyla iskeledeki yerimize gittim
    hep bir umudum oldu içimde
    hani belki gelir diye
    gittiğimde görmediğimde anladım boşa olduğunu umutlarımın
    içtikçe içtim
    takunu çıkaracağımı bildiğim için diskolar tarafına ve eğlence mekanlarına gitmedim
    ebruyu görsem dövecek kadar sinirliydim çünkü
    ama takunu çıkaran gençler yan tarafıma geldi
    oturdular sağa sola
    küfürler gırla kendi aralarında
    benim daha gözümdeki yaşları kurumamış ağlamaktan
    çatacak birisini arıyorum zaten
    resmen kaşınıyorum amk
    bana bişey demelerini bekledim sadece
    baktım demediler
    -sessiz olun lan biraz dedim
    5 kişiler

    • * dinlenerek dövseler 5 gün ben onlara bi kere vuramadan döverler
    sessiz kaldılar ne oluyor lan diye birbirlerine baktılar
    hadi dövelim şu amk yavşağını dese birisi diğerler neden olmasın diyecek kadar hazır
    uymadılar bana ama konuşmaya da devam ettiler
    gerginlikten dolayı kahkahaları azaldı ama benim kaşıntı azalmadı
    -ha şöyle adam olun dedim
    ve hayatımın panpası ile tanıştım
    -lan olm gibtir edin telefonla konuşuyor herhalde dedi
    -yok dedim size söylüyorum dedim
    -bi yanlışlık var sizli bizli konuşuyor bu kibar beyefendi dedi
    -kaşınmayın sessizçe yeyin ne tak yiyecekseniz dedim
    -tek olsam sessizce kaçardım zütüm yemez sana sataşmaya ama ben sende ki zütü merak ediyorum 5 kişiye açtın bilmiyorum farkında mısın dedi
    diğerleri de muhabbeti dinliyor
    -benim ki ne kadar açıksa sizin ki de açık dedim
    bunları diyorum ama ne kadar dayak yerim çok acıtır mı diye de tırsmaya hafiften başladım
    -gelin lan bi dövelim adet yerini bulsun kaşınıyor bu amcık dedi
    başka bir arkadaşı
    -hadi olm gibtir et gidelim. uyuşturucu almış herhalde bu dedi
    -korkmayın amk makara yapalım biraz dedi
    ayağa kalktım
    -sen kimle makara yapıyon lan dedim
    uzun zamandır ayağa kalkmadığım için ayakta kalmakta da zorluk çekiyordum
    iki eliyle ittirdi yaklaşmayayım diye diğerleri de iyice yaklaştı
    ben onu ittirmeye çalışırken o daha güçlü ittirdi
    yere düşerken başımın arkası bankın köşesine çarptı ve açıldı
    kanamaya başladı
    onlar ayağa kalkmamı beklerken
    ben olduğum yere kendi yatağımmış gibi uzandım
    Tümünü Göster
    ···
  2. 52.
    +2
    185

    • * ama geldi
    içeri girdi
    bir masaya oturup bana baş selamı verdi
    o mekanda yıl başında masa bulmuş olması çok ilginçti ki muhtemelen reserve yaptırmış olması gerekiyordu
    oturup o da içmeye başladı
    bende içerken yanımda oturan kızdan uzak durmaya çalışıyordum ama
    herkesi çiftlesen kız bana kalıyordu amk
    arasıra da bana bişey demek için müzikten dolayı kulağıma eğilmesi ebrunun gözünü benden ayırmadan içmeye devam etmesine sebeb oldu
    kız daha fazla bişey demesin diye biraz tersledim. ebru da görsün de sevgilim olmadığını anlasın diye
    yanımda oturan bana aşık olan kız bana mesaj attı.
    beni dürterek telefonumu gösterdi. mesaj gönderdim anlamında
    onun mesajını direk es geçtim. çünkü ebrudan gelen bir mesajın sesini duymamışım
    aynen şöyle
    -sana tüm yaptıklarımdan sonra beni beklemeni beklemek sadece bir umuttu bende.. dedi
    savunma mekanizması hemen harekete geçti bende ki
    -arkadaşım o benim dedim
    -güzel bir arkadaşın var dedi.
    ben mesajlaşmaya başlayıp yanımdaki kızda bunu farkedince ebruyu da farketti
    yüzü düştü
    wc ye kalktı
    -sadece arkadaşım ebru dedim
    -bişey demedim kelebek.iyi yıllar sana ben rahatsız etmeyeyim dedi
    kalktı masadan ben mesajı okurken
    fırsat bu fırsat çıktım peşinden
    tuttum kolundan
    -yine mi gidiyorsun dedim
    -evet dedi.
    -alıştım artık biliyor musun dedim
    -bende gitmeye alıştım ama galiba bu son gidişim dedi
    -ben gitmelerine değil. çocukluğuna alıştım ebru dedim
    -ne çocukluğu dedi
    -sen aklı ermeyen bir çocuk gibi oldun hep. birbirimizi çok sevdik ama zarar vereceğini düşünemeden bilemeden
    sana aldığım oyuncakla hep kafama vurdun. çok canımı yaktın ama sana olan sevgi kabullenişimden
    ne yaparsam yap sevdiğim olarak kalacağından
    kızamadım hiç. elinden o oyuncağı alıp senin kafana vurmaya bile deneyemedim..
    belki zamanında vursam sende bilirdin o acıyı ama kıyamadım sana
    hep neden böyle yapıyor bu çocuk zamanla düzelir elbet dedim bekledim ama
    ne senin çocukluğun geçti.ne de çocukluğuna aldırmayacak sevgim..
    bunları konuşurken kız da kapı çıkışına gelmiş bize bakıyordu
    -ben çok beklettim.sen de bekletme hadi git dedi
    -geri döneceğin umudunu ver. senden sonra buharı kaçmasın diye kapağını açmadığım kalbime girer orda sen kapıyı çalıncaya kadar yine beklerim söz dedim
    -ben artık bekletmek istemiyorum dedi
    -başkası mı var dedim
    -senden sonra kimse olmadı kelebek dedi
    -o zaman sorun ne neden gelmiyorsun bana dedim
    -bak kelebek dedi...

    • *eliyle kapıdan bize bakan kızı gösterdi
    ben hemen atladım
    -valla sevgilim değil bir gram hissim bile yok ona karşı yemin ederim ebru istersen çağırayım kendin sor dedim
    -hayır kelebek o kız hep sen oldun. senin yaşadıklarının aynısı o yaşıyor. kendi çektiğin acıları ona da çektirme. dedi
    -be zalim insan madem biliyorsun çektiğim acıyı neden anlatmıyorsun bana sebeblerini
    iki buçuk sene geçti bir yalan düşünemedin mi beni teselli edecek. dedim
    -olmadı ne yapalım kader böyleymiş dedi
    -şimde kaderden bir girerim çıkışı olmayan hapise kadar giderim elimde kalırsın adamı dinden imandan çıkarma
    madem oldu bişeyler anlat böyle böyle oldu.
    kusura bakma de seni dövecek değilim ama susarsan yemin ediyorum elimde kalacaksın dedim
    -ne diyim ki dedi.
    -offff ebru bana sabır dile dedim
    -sebebi olsada sana anlatsam dedi
    -ne yani durup dururken yayladan döndün. ulan şu telefonumu kapatayım nasıl olsa kimsenin umrunda olmaz dedi
    .bir seveyim bir sevmeyeyim en iyisi böyle dedin. beni seven de ne tak yerse yesin dedin.bu mu olay şimdi dedim
    -tamam hadi git arkadaşlarını bekletme dedi
    -sen git ebru gibtir git. harbiden gibtir git.bir daha gelme. dedim
    gitmekle gitmemek arasında kaldı
    bende birden pişman oldum. içimden tekme tokat döverek gibtir çekmek geliyordu ama
    yine de geçerli bir sebebi vardır diye düşündüğüm için ayrıca hala beni sevdiğini bildiğim için
    -kusura bakma özür dilerim dedim
    üzgün üzgün gülümsedi
    -özür dilemesi gereken benim kelebek dedi
    -yok senin bir suçun dedim
    -tüm suç bende kelebek dedi

    • * -seni bu kadar sevmesem böyle olmazdı sen rahat ol suçun yok senin dedim
    -bende seni çok sevdiğim için böyle oldu dedi
    -galiba sussak daha iyi olacak sürekli yeni nedenler ekliyorsun bana dedim
    -tamam ben gideyim dedi
    -nereye gidiyorsun dedim
    -bilmiyorum ki var mı tavsiyen dedi
    kapıya baktım kız içeri girmiş. ebru yine gidecek
    bir daha ne zaman göreceğimi bile bilmiyorum
    -yürüyelim mi biraz dedim
    -olmaz arkadaşların bekliyor ayıp olur dedi
    -onları her zaman görürüm biraz yürüyelim dedim
    -peki dedi
    saat 12 ye geliyordu beyler
    yılbaşı yaklaşmış tüm arkadaşlar beni beklerken ben hepsini satmıştım hemde hayatımın en büyük satışını yapan kişi ile
    yürüdük havai fişekler ateşlenmeye başladı
    biraz onlara baktık
    -mutlu yıllar kelebek dedi
    -dileğin gönülden mi dedim
    -evet dedi
    -peki benim mutluluğum için elinde bişey gelse yapar mıydın dedim
    -elimden gelirse seve seve dedi
    -bana bundan sonra ne yapmam gerektiğini anlatır mısın dedim
    -bu konuda en büyük yardıma ihtiyacı olan benim kelebek dedi
    -bira içemiyorum biliyor musun dedim
    -neden dedi
    -birayı içtikten sonra mayasını dudaklarında hissedecek bir sevgilim olmadığı için dedim
    -kız varya işte dedi

    • * -gelen her mesajda çalan her telefonda zindandayken gelen birisini duyunca beni serbest bırakacaklar sevinci yaşıyorum ama her mesaj her telefon
    bir kuru ekmek oluyor senden gelmeyince dedim
    -deme böyle ne olursun dedi
    -ellerim hiç gökyüzünü görmedi sen gittikten sonra dedim
    üzgün pişman baktı bana
    -ceyhundan ayrılırken o kadar acı çektin unutamadım dedin ya bana sonra unutturduğum için teşekkür ettin hani.bu iyiliğime karşılık olarak
    aldatsaydın beni sende çağırsaydın gel kelebek bak başkasıylayım deseydin ya bana.en azından umudum olurdu tüm bunları unutturacak bir kız bulurdum
    en azından kalbim unutmaya motive olmuş şekilde yaşardı ayrılık acısını dedim
    -kelebek lütfen dedi
    -tüm nedenleri düşünmeye verdiğim zamanımı bir bilime verseydim. kariyer sahibiydim şimdi. ayrılık bilimini bir adım ileri zütüremedim. dedim
    -hadi bira içelim dedi
    -hayır dedim
    -neden dedi
    -öpüşecek bir sevgili buluncaya kadar içmeyeceğim dedim
    -tamam başka birşey içeriz gel dedi
    disconun birisine girdik bara yaklaştık
    ne içersiniz sorusuna ebrunun yanıtı iki bira oldu
    ben şaşkın şaşkın bakarken
    -hadii deyip tokuşturduk biraları
    ilk yudumu aldıktan sonra ben ona bakarken o da bana baktı
    kırmızı ışık yanıyordu araba 1 de ayağım frendeydi
    o kadar acelem vardı ki onu öpmek için
    sarının yanması dudaklarına geçmeme yeterli değişim olacaktı
    o da bana baktı henüz sarı bile yanmadan ben kırmızıda geçtim beyler
    öpüşme sonrası onun evine gittik el ele
    hemde acele olsun diye taksiyle
    salonda ikimizin resmi vardı asılı
    yattık öğlenden sonra kalktığımda yanı başımda kalkmış benim uyanmamı bekliyordu
    -gitme ebru artık dedim

    • * -gitmem lazım kelebek dedi
    -beni de zütür o zaman dedim
    -geri gelicem merak etme dedi
    -söz mü dedim
    parmağındaki yüzükleri öptü.
    -söz dedi
    sarıldık yedik içtik derken akşam oldu
    evi uzun süredir kullanmadığı için pek bişey yoktu evinde
    -dışarı çıkalım mı dedim yemeğe
    -hayır askerdeyken sana sözüm vardı ben pişircem dedi
    -bu evde beraber kalırken pişirdin ya dedim
    -iyi yapmayayım o zaman dedi
    -seni tekrar bulmuşken zehirlenip gitmek istemiyorum dedim
    -sen böyle konuşmaya devam edersen zehirlenmene gerek kalmayacak ama dedi
    -tamam sustum dedim
    -susmak zor geldiği anlarda haber ver ben sustururum dedi
    -nasıl susturacaksın dedim
    -öperek dedi.
    ellerimi havaya kaldırıp anlamsızca bir sürü kelime söyledim.
    yaklaştı öptü
    -hadi şunları getir dedi
    dışarı çıktım
    farkettim ki telefon yanımda değil. yılbaşı gecesi masada kalmış yoksa çoktan ararlardı zaten beni
    vay amk hesab verilmesi gereken bir arkadaş grubu ve değerli bir kız beni bekliyor
    telefon da muhtemelen kızda kaldı
    çok büyük ihtimalle mesajları da okudu
    kız hakkında sadece arkadaşım yazdığımı da gördü
    kendi mutluluğuma mı yanayım??
    kızın üzülmesine mi??
    bunları gibtir edin amk. esas yanmam gereken konu
    ebru ile devam edecek mi?
    aldım geldim ekgib malzemeleri
    ebru yaptı yemeği
    Tümünü Göster
    ···
  3. 53.
    +2
    59

    • *bacaklarına oturarak diktim topu penaltıya
    yüzünü iki elimin arasına aldım göz göze geldik kaleciyle
    dikkat dağıtıcı bir kaç hareket yapsada ben onun hangi köşeye yatacağını biliyordum
    çok plase bir vuruşla üst doksandan başlayarak bütün ağı kapladı dudaklarım
    vay amk. dedim kendi kendime
    bu dudakları bırakılır da bu kadar inat edilir mi??
    bütün askıda bekleyen öpüşme dosyalarını o gece kapattık
    o da gitmek istemedi bende
    -iki bira daha alalım mı dedi
    -mayayı değil dudaklarını özlemişim dedim
    iyiki de demişim yine devam ettik öpüşmeye
    bir nefes alma esnasında ebru yine üzüntü moduna girdi
    gitme konusunu açtı tekrar
    bu ayrılık konuları da hep zamansız defans arkasına atılan toplar gibi
    hep beni ofsayta düşürüyordu amk.
    yine girdi bile o zamansız üzüntü içine bırak sonra ağlaşalım şimdi öpüşüyorduk ne güzel hey amk yaa
    çalıların arkasındaki tavşana neden tüfek atıyorsun bırak çıksın meydana o zaman sık
    -sonra konuşşak ebru dedim
    -hiç ayrılmayıp hiç konuşmayalım istiyorum dedi bana sarılarak
    -ayrılmayacaz söz dedim
    -söz verme lütfen başka gerçek bildiklerimden de korkutursun beni senin hakkındaki dedi
    -tek sözüm olsun o zaman sana seni hep seveceğim dedim **bir müddet üzüntü modunda sarılarak
    oturduktan sonra
    havanın aksiyon azaldığı için bizi daha fazla üşütmeye başlaması ve sabahın ben geliyorum demeye
    başlaması sebebleri ile
    gidelim artık kararı çıktı gönül meclisimizden
    kah gittik kah sarılarak durduk
    bazen öpüşme durdurdu
    bazen sebebsizlik
    gizli gizli gözyaşları döküldü ebru tarafından
    her damla benim de yüreğimde üzüntü ile göl oluşturdu
    içimdeki ona olan yangından sonra
    gitmesinin şimdiden ki sarsıntısı ile
    krater gölümde vardı artık
    evlerinin önüne geldik
    gözleri yine doluydu
    -ben hep seni üzecek miyim böyle dedim
    göz yaşlarını silerek
    gülümsemeye çalıştı
    derin bir iç çekti ağlamasının artçısı olan
    -mutlu yıllar aşkım dedim sarılarak
    -herşey için beni bu kadar bekletme lütfen dedi.
    sabaha kadar neden bekledin niye saat 12 de mesaj attığımda cevap vermedin dercesine
    -ne kadar betletirsem bekleteyim hep senin durağından geçeceğim bunun için sana söz verdim dedim
    -aynı otobüse binelim artık kelebeğim dedi
    -aynı otobüse binersek başkaları için hep durmak zorunda kalıyoruz.(ceyhun ve elif)
    biz en iyisi hususi’mizle gidelim ebrum dedim
    seni seviyorum
    iyi geceler
    yarın uyanma vatkinin ayarlanması ila randevu
    ve geceyi son sarılmanın arasına öpücük koyarak tamamladık
    ertesi gün oldu o kadar uykusuzluğun üstüne
    erkenden kalktım hani belki ebru da kalkmıştır da erken buluşuruz diye
    biraz bekledim kalkınca mesaj atar diyesonra dayanamadım.
    -şelale ettiğim kirpiklerinin açıldı mı?? dedim gönderdim mesajı
    beklediğim mesaj gelmedi
    beklemek icap etti kalkmasını
    halbuki ben onunla geçecek son gün için santra vuruşuna hazırdım
    derken cevap geldi
    -tekrar sevildiğini bilerek uyanmak ne güzel dedi
    -sadede gelelim buluşacaktık dedim
    -hemen çıkıyorum evden dedi
    -üstünü başını giy yüzünü falan da yıka yarın sabah da sevilmek istiyorsan dedim
    -unutturma sana kızacağım buluşunca dedi
    bir kafede ben önce gelmiş bulunarak bekledim
    içeri girince vay vay vay diyesim gelmedi desem o güzelliğe ayıp olurdu
    -merhaba hoşgeldin dedim
    sinsice geyik başladı(her konuşmanın sonunda gülümseme var çaktırmadan)
    -hatırlat bakayım dedi
    -dur kızmadan biraz bakayım şu güzelliğe dedim
    -güzelliğim için mi seviyorsun dedi
    -otursaydın dedim
    -cevap ver kelebek dedi
    -valla güzelliğin için değil hem sen çok güzel değilsin ki dedim
    -niye seviyorsun o zaman dedi
    -babanın paracıkları için tabi ki dedim
    bu espriyi çok rahat yaptım. çünkü eğer para için seviyor olsam
    babasının teklif ettiği okul parasını alırdım.
    her gittiğimiz yerde parayı ben ödemezdim
    bi de demezler mi kadın erkek eşit beni hasta ediyorlar amk.
    neresi eşit amk. kadınları el üstünde tutuyoruz
    siz hiç kadın su tesisatçısı, itfaiye eri, elektrikçi, kasap vs. işçisi kadın gördünüz mü türkiyede
    ama avrupada ben gördüm
    oturun çalışmayın diyoruz o ayrı
    arasıra kadına dayak atan sığırlar da var ama onlar zaten delikanlılıkla aynı seviyede değilller ki
    kadınlarla olsunlar amk. denyoları
    -fiyatını söyle babama çek kestirip hayatımdan çıkaracağım seni dedi
    —çeki alınca bara içmeye gidip sarhoş olup yine seni bekleyebilir miyim dedim
    -amacın para değil mi iki katı fiyat söyle kendini ucuza satma o zaman dedi
    -zengin olursam seni babandan alabilirmiyim dedim.
    -beni benden alan kelebeğe bak sen ne kadar uyanıkmış. beni eşantiyon niyetine kullanırsın sen
    güzelliğimi beğenmiyorsan dedi
    -ya tamam biraz güzelsin de tipim değilsin dedim
    biraz alınmaya başladı kızdığını farkedebiliyordum
    -tipinden başlatma bana, kendine aşık etmeden önce neden söylemedin dedi
    -bana aşık mı oldun sen dedim
    -evet dedi. utanarak
    -aşk ne ki senin için dedim
    beni benden alan tasfiri yaptı
    -sana katlanmaktır bence aşk dedi
    tabi içten içe alındım pekde haksız sayılmazdı
    tam aşk eziyeti bir adam sayılırdım ona çektirdiklerimden sonra
    -katlanma o zaman dedim
    derin bir off çekerek
    -aşk sana katlanırken sabrın alasını çekmektir dedi
    -sabretme o zaman dedim makaraya vurarak
    -iyi ben gideyim o zaman bensiz daha mutlu olacağa benziyorsun dedi
    -biraz daha katlan bana biraz daha sabret aşka yalancı çıkma dedim
    -gitmesem mi acaba bir gün daha ankaraya dedi
    -zaten blöfü yaptın sen bana dönmezsen gitmem diye dedim
    -gitsemde burda kalacaktım hep dedi
    -burası romantizm için fazla kalabalık
    garsona sorsam mı acaba öpüşmenin cezası kaç para diye.
    parası neyse veririm babandan alacağım çekle dedim
    -bu şartlar altında seni uzunca bir süre öpmek istemiyorum kelebek dedi
    -neden dedim
    -güzel değilmişim. para içinmiş sevgin.
    sinirimi bozuyorsun
    neden? diye sorunca utanmazı da ekledim senin karekterine dedi
    -gerizekalı öküz ve salak’ın arkasından attığın iki tokatla kıyaslayınca kendimle gurur bile duyasım geldi
    dedim
    -ama hakettin dedi.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 54.
    +1 -1
    pişirip pişirip önümüze sunun amk malları sizi. linki vermişsin biz okuruz ne entry kasıyorsun yavşak.
    ···
    1. 1.
      0
      yarrağam gibtirgit ordan oku o zaman ben nedenini belirttim
      incide okumak isteyen burdan devam eder diye gelip yannan yannan konuşma sana fikirlerni soran olmadı
      entry kasmak istesem boş boş entry girerim senin gibi birşeye başlayıp trende girince yarım bırakmam
      ···
  5. 55.
    +2
    193

    • * -test sonuçlarını bugün aldım. yarın görüşelim dedi
     -söyle sonucu benim
     -şimdi olmaz yarın konuşalım sana sormam gereken çok önemli bir soru var dedi
     -anlat şunu sinir etme dedim
     -yarın yazdı sadece mesajda
     hastaneyi aradım
     aids olmadığımı söylediler.
     bu durumda ebru benden geçen sene ayrıldıktan sonra birisi ile yatmıştı  
     ebru ile daha fazla konuşmaya gerek yoktu
     ama verdiği randevuya  gidip bir güzel içimi dökmek için fırsat doğmuştu
     ertesi gün kalktım
     duş yapıp üzerimi giyindikten sonra geliyor musun mesajına
     -yarım saat sonra ordayım cevabını verdim
     çağrıldığım yer kışın kapalı olduğunu bildiğim bir restauranttı.
     ben onu restaurantın önünde görmeyi planlarken
     resstaurantın açık olduğunu görüp sevgililer günü için açtıklarını gördüm
     ama içerde muazzam bir kalabalık vardı ve ebru etrafta gözükmüyordu
     ben restaurantın içi ile ilgilenmiyor çevreden gelen geçenlere bakıyordum
     ebru ne zaman gelecek diye
     bir araç yaklaştı
     önümde durdu
     bu kim lan derken
     ebru indi
     üzerinde gelinliği vardı
     tam benim ondan istediğim gibi
     tam bana anlattığı gibi bir gelinlikti
     hayallerimizde konuştuğumuz gibi çok fazla makyaj yoktu
     başımdan aşşağı kaynar sular döküldü
     ebru beni çok fena gibicek diye düşündüm
     yanıma geldi
     bana baktı
     -senin intikamın da böyle oluyormuş demek. mutluluklar dilerim dedim
    • * -ne intikamı dedi
     -kiminle evleniyorsun dedim
     -çok sevdiğim birisi ile dedi
     -iyi hayırlı olsun.ama o biliyor mu ssenin hasta olduğunu dedim
     -evet biliyor ama yanlış biliyor dedi
     -nasıl yani dedim
     -o testler ve resimler evlilik için prosödürdü kelebek.ben bu gelinliği tek bir kez giyerim onu da senin için giydim. düğünümüz de cumartesi günü olacak.
    ilk bana sorcaklar ben evet dedikten sonra seçim senin olacak.ben içeri geçiyorum. hayır diyeceksen bile gel ben sana tüm hayatımı adamaya hazır olduğumu
    tüm sevdiklerim kanun ve aşk önünde söyle dedi
     tüm insanların tepkileri önünde rezil olmayı göze alarak bunu yapmış olması yok artık beni bu kadar seviyor olamaz dedirtti
     ne yapacağım ulan ben şimdi derken
     annemi aradım
     -evlendin mi dedi
     -sen nerden biliyorsun dedim
     -yanıma gelip onu gelin olarak görmek isteyip istemediğini sordu dedi
     -sen ne dedin dedim
     -benim gelinim sensin zaten ama kelebek ne der onu bilemem dedim dedi
     -ne diyeyim dedim
     -bana soracak kadar kararsızsan hala seviyorsundur. benim senden tek isteğim var mutlu olman dedi
     -sağol anne çok yardımcı oldun dedim imalı bir şekilde
     -başka birisi ile evlenebilecek misin? kelelebek dedi
     -bilmiyorum sen ne istiyorsun dedim
     -ben annemin mutluluğunu yaşamak istiyorum dedi(torun sevgisi)
     telefonu kapattım
     içeri doğru yürüdüm
     herkes bana bakıyordu
     belki de tarihin en kötü giyimli damat adayı bendim.
     damat mahaline oturdum
     ebrunun gözleri gülüyordu
     -teşekkür ederim dedi ebru
     memur hemen konuşmaya başlayıp teferruat konuşmasından sonra ebruya sordu
     tereddütsüz evet cevabının ardından
     aynı sorular bana yöneltildi
     benim nefes almalarımda gözler  bende iken
     ebru elimi tutup lütfen diye fısıldadı
     -soruyu anlayamadı tekrarlar mısınız dedim memura
     -kim anlayamadı dedi memur
     -ebru hanım, lütfen tekrarlar mısınız dedim
     memur ne olduğunu anlamaya çalışıren beni anlayan ebru gözlerime bakarak
     -lütfen bana tekrar sorun dedi ebru
     soru tekrarlandı
     -sevgililer gününde hayatımda verebileceğim en büyük hediyem olan kalan ömrümü hastalıkta sağlıkta iyi günde kötü günde en sevdiğim kişii geçirmek
    istiyorum evet evet evet dedi
     soru bana yöneltildi tekrar
     muhtemelen kalbimin bir refleksi olarak
     ---evet dedim
     alkış kıyamet
     imzalar
     memurun ayağa kalkıp bizi karı koca ilan etmesi
     herkes varken birbirimize dönerek sadece ikimizin kalmasından sonra
     yüzündeki gülümsemenin bende yarattığı etki
     yağmur çamur sel sonrası hayatıma doğan güneşin gökkuşağı rahatlatıcılığıydı
     hata mı yapmıştım affederek hadi onu bırak evlenerek
     neyse gibtir et amk
     gencebay babanın söylediğini herkes severek onaylıyorsa vardır bir bildikleri dedim
     hatasıyla sevmeye devam ettim ebru
     ellerini kaldıran kişi artık benim eşimdi
     öpülmeyi bekleyen kadın artık müstakbel çocuklarımın annesi
     aşkın ibaresi
     kalan yıllarımın tesellisi
     pişmanlıklarımın neyse'siydi
     öptüm kalbime koydum aşkı
     birkaç tebrikten sonra
     -hadi gidelim dedim
     -nereye dedi
     -evlenmeden olmaz diyemeyeceğin şeyler yapmaya dedim
     -deli dedi gülerek
     -hiç akıllanmadım nasıl kandırdın beni yine dedim
     -boşver gidelim hadi dedi
     -nereye dedim
     önce güldü
     -nikah şekeri düğün yeri. sana damatlık, davetiye,oturacağımız evin serilmesi, balayı organizasyonu diye devam ederken
     -geç kalıyoruz kadınlar evlenince çok dırdır yapar derlerdi de inanmazdım hadi gidelim dedim
     düğün hazırlıkları aşamasında ekşını da davet ettim
     -dıbına çakim arkadaşım adına çok sevindim. gelmek isterdim ama senin gibi askerliği bitirdikten sonra evlenmeyi bekleyen gençlerin
    başında olmam lazım. gelinler bana emanet etti onları. mutluluklar dilerim diyerek teklifimi reddetti.
     biz denildiği gibi  erdik muradımıza
     sizlerin kalan ömür hikayenizin sizin ve sevdiklerinizin dilediği gibi yazılmaya devam etmesini diler
     hepinizin sevgililer gününü kutlarım.
     kendini yalnız sananlar esas sevgilinin hayatta size değer aile bireyleri ile dostlarınız olduğunu
     ve her yalnızlığın gelecek mutluluklar için bir evre olduğunu unutmayın..
     saygılarımla..
    Tümünü Göster
    ···
  6. 56.
    +2
    98

    anlaşmayı yaptık
    akşam üstü ebru aradı
    -bende geleyim mi size dedi
    -iyi hadi otelde bekliyorum dedim
    -sen geç eve ben gelirim dedi
    ben eve gittim
    annemle hoş beş konuşurken. yayladan getirdiği üzümden yedim
    sonra ebru da geldi
    konuşmaya başladılar
    annem yayladan bahsetti ebru olan bitenden bahsetti kendi aralarında bir süre konuştular ben
    banyo yapıp üstümü değiştirken
    ben yanlarına geldiğimde mutfaktalardı
    aralarında ki konuşma
    annemin yayladan getirdiği üzüm yapraklarını sordu ebru
    annemde onlarla yaprak sarması yapacağını söyledi
    ebru çok sevdiğini söyledi. annesinin de çok sevdiğini söyledi
    tamam annenleri de al uygun bir zamanda gelin yapayım dedi
    bi dakika anne ne yaptın resmen davet ettin ailesini
    ebru zaten dünden razı
    -tamam yarın geliriz dedi
    -hadi gidelim geç kaldım dedim
    evden çıktık
    ebru annesini aradı
    -kelebeğin annesi bizi yarın yemeğe davet ediyor anne dedi
    bir süre konuştuktan sonra
    telefonu kapattı
    -bana haber verirsin kaçta gelelim diye dedi
    -tamam dedim
    ben otele geçtim
    o eve gitti
    gece iş çıkışı işim biraz uzadığı için ebruyla sadece telefonda görüştük
    ona yarın öğlen onunla denize gitmek için öğlen antre kullancağımı söyledim
    anlaştık
    ben eve gittim
    annemle yarın akşamki yemek konusunda konuştuk
    halamları gündüzden eve davet edip
    evi çeki düzene sokacaklarını bana da ekgib olan bir kaç şeyi yarın almamı söyledi
    ben sabah erkenden işe gidip
    iş çıkışı annemin bana verdiği listedekileri aldım
    sonra eve gidip denize gidebilmek için gerekli nevaleyi düzüp
    ebruyla buluştuk
    denize girdik
    eğlendik derken
    unuttuğumuz bir şey vardı
    akşam çalışacaktım
    ben yemeğe nasıl gelecektim
    babası da birşey dememişti
    sonra otelde gece biraz daha geç gelip barı kapatıncaya kadar bekleyen barmeni arayıp
    onunla şiftleri değiştirdim
    yemek çıkışı otele dönüp barı ben kapatacaktım
    ben eve geçtim ebru da kendi evine
    evde son hazırlıklar yapılıyordu
    annem ve halam
    fesleğenli imam bayıldı
    yaprak sarma
    börülce salatası ve cacık hazırlamışlar
    ben onlara
    masayı kurmaya yardım ettim
    duşu alıp üzerimi değiştirdikten sonra
    babamda geldi
    halama kalmasını söyledik ama kalmadı
    ebruya telefon açtım geliyor musunuz diye
    -yoldayız dedi
    heyecanlanmaya başlamıştım
    çıkabilecek sorunlar beni endişelendiriyordu
    ellerinde tatlı ile geldiler
    ebrunun kardeşi de gelmişti
    benim bilader de evdeydi
    kısa bir tekrar tanışma faslında sonra
    salona geçtik
    -sofra hazır direk oturun isterseniz dedi babam
    -evet soğumasın dedi annem de
    bu durumda oturmak zorunda kaldılar
    yemeğin başındaki tek konuşmalar
    çok güzel olmuş afiyet olsun geyiği idi
    daha sonra geyik
    işler nasıl yayla nasıl diye genel konuşmalardan sonra grublaşmalar oldu
    ebrunun annesi annemden yemek tarifi alırken
    babamla ebrunun babası politikaya atıldılar
    kardeşlerimiz de
    ben şu okulda okudum sen bunu tanıyor musun
    o benim de arkadaşım derken onlar da geyik kurdular kendi aralarında
    ben ortada ters giden bir durum var mı diye
    onları kontrol etmekten kimse ile konuşmadım
    baktık herkes yemeğini bitirmiş
    ben masayı yavaş yavaş toplamaya başladım
    bana yardım etmeye yeltenenlere siz devam edin ben hallederim dedim
    ebru yeltenmekle kalmadı o da yardım etti bana
    masayı kaldırdıktan sonra
    yavaş yavaş lavaboya el yıkamaya geçtiler ve sonra
    oturma grubuna yayıldı hepsi
    biladerle ebrunun kardeşi
    birbirlerine pes iki de rakip olabilmek için yan odaya geçtiler
    şöyle bir baktım hepsine
    vay amk korkacak hiç birşey yokmuş gibi geldi
    hepsi konuşuyor kendi aralarında
    kültür farkını gibine takan bile yok
    ebru sanki ev hanımıymış gibi
    -çay mı içersiniz kahve mi dedi
    çayda karar kıldılar
    ama ne hikmetse çayı da ben demledim
    sonra biz de içeri geçip
    oturunca muhabbete biz de dahil olup
    sorulan sorulara cevap olduk
    ben sıkıldığım zamanlarda
    çayın durumunu kontrol etmek için mutfaga kaçtım
    çaydan sonra
    annem tatlıları da ikram etti
    benim iyi geçtiğini düşündüğüm
    buluşma tekrar görüşmek üzere sözler alındıktan sonra
    vedaya geçti
    onları biraz bekletip bende üstümü değiştirdim iş için
    gitmeseydin demelerine diğer barmene söz verdiğimi söyleyip
    onlarla gittim
    beni işe bıraktılar
    geç saate kadar çalıştığım için o gece de görüşmedik ebru ile
    daha sonraki günlerde annem ebrunun annesini kısır yemeye
    davet etti
    karşılıklı görüşmeleri oldu
    ebrunun babası
    sürekli babama selam gönderdi
    biz ebru ile işten arta kalan zamanlarımda görüştük
    otele geldi
    geceleri buluştuk
    denize gittik
    ebruyu okulu için ankaraya gönderme vaktine kadar olağan dışı birşey olmadı
    son gecesinde işe gitmedim
    bu durumdan kimse rahatsız olmadı
    anlayışla karşıladı iş arkadaşlarım
    klagibleşmiş veda hazırlıklarında olduğu gibi söylenecek fazla sözün olmadığı
    bir kaç saat yaşadık
    sonra bir arkadaşımın evine gittik
    orda geceyi beraber geçirdik
    sadece birbirimizi üzen
    muhtemel yaşayacağımız ayrılık acılarından konuşup sarılarak yatarak
    gece sonu sabaha doğru onu eve bırakmak için onların evine gittik
    -burda bekler misin dedi
    yukarı çıktı
    5 dakika sonra
    elinde bir poşetle geldi
    -gönderdiğin 30.000 mesaj için teşekkür ederim dedi.
    ve poşeti bana verdi
    tekrar öptü
    -yarın gelir misin beni uğurlamaya dedi
    başımla geleceğimi ima ettim
    tekrar öptü
    o yukarı çıktı ben eve geçtim

    • *eve gelince poşet elimdeki ağırlığını kaybedip
    beynimde ağırlık yapmaya başladı
    zaten 30bin mesajın için teşekkür ederim dediği zaman
    aşkımız için bir uğraş vermiş
    olduğu belliydi
    peki ben ne yapmıştım hiç birşey
    açtım poşeti
    gözüme ilk çarpan bir kaç defter oldu
    ama onlardan önce bir kutu çıkardım
    ebrunun bana hediye ettiği cep telefonu kutusuydu
    kutuyu açtım model olarak cep telefonunda son nokta dedikleri cinsten
    hani ben paraya kıyıp da o telefonu almazdım
    bi tek mesaj bölümü çalışsın birde yes tuşu o kadar küçük olmasın yeter amk
    telefonda ne gerek var o kadar atraksiyona
    telefonu aldık kabul ettik
    poşette kalanları çıkardım
    4 tane defter
    her birinde ebrunun el yazısı
    ilk mesajımdan son mesajıma kadar yazmış
    her sayfanın altına
    sayfada kaç mesaj yazılmış onu yazmış
    diger sayfalarda toplayarak gitmiş
    her mesajın başına - işareti koymuş
    çok begendiklerine yıldız işareti yapmış
    benim onu üzdüğüm mesajlarda ünlem işareti koymuş
    bütün defterleri numaralandırmış
    bazı yerlerde kısa notlar almış
    bazı bölümlerde kendi yazdıklarını da yazmış.
    bazı bölümlerde hikayelendirmiş
    ama cogunlukla sadece benim yazdıklarımı yazmış
    hepsinin basına gün tarihi atmış
    son defterde bitmemiş bir defter
    son sayfasına bir not yazmış
    • benim için milyonlarca kez bastığın telefon tuşları için ellerine
    beni bu denli mutlu ettiğin için yüreğine sağlık aşkım
    seni seviyorum

    • * verilen emeğe saygı duydum
    kendime baktım olm sen ne tak yedin bu kız için diye
    bi tak yemedim lan cevabını verdim
    ama bişeyler yapmak lazımdı
    bir gecede ona birşey yapıp 4 senedir yapıyor imajı veremezdim
    utandım binolar
    onun yaşadığı aşkın saflığına inandım
    ha ben sevmiyor muydum seviyordum
    ama odun sevgili derler ya
    memnun oldum benim amk.
    muhtemelen o da benim hakkımda birşey yaptı mı acaba diye düşünüyordur
    ama sadece düşünmekte kalacak çünkü yarın elim boş gideceğim ona
    bi de telefon almış
    benim ona aynı ayarda bir hediye alabilmem için
    mahelledeki binleri toplayıp telefoncu soymam lazım
    yada maaşın dolmasını beklemem lazım
    bestesi kadere sözleri alın yazısına ait olan bir türkü
    kulaklarımda çınladı yine
    garibanlığın gözü kör olsun amk.
    ertesi gün oldu
    her zamanki gibi gece cıkacaktı yola
    ankaranın yolları
    8 saat 550 km
    denizsiz tatsız tuzsuz
    bir insanı alacak benden yine
    diğer kalabalığın içine sokacak
    kimse kalbindeki acıları
    cektiği acıyı bilmeyecek
    yalnızlıklarında yaşayacak sadece huznu
    kim kimdir nereye gider ne iş yapar
    sürekli koşuşturan insanlar arasında kaybolacak
    güne bir teşekkür mesajı ile başladım
    uyanınca o da rica ederim dedi
    -30001 inci mesajımı nereye yazacaksın dedim
    -kırtasiye de sadece o defterleri satmıyorlardı dedi
    -ne yapacaksın bugün dedim
    -kahvaltı yapacam birazdan sende gel lütfen dedi
    -sonra ne yapacaksın dedim
    -bilmek istiyorsan gel dedi
    -baban gitti mi işe dedim
    -kalkmadı o daha dedi
    -kalkınca haber ver gelirim o zaman dedim
    Tümünü Göster
    ···
  7. 57.
    +2
    97

        **ben bişey demeden
        -özür dilerim dedi.
        -özür dilemeni gerektirecek birşey yok haklısın,en mutlu olman gereken anında
        bile işi dalgaya vurup kendimi eğlendirirken seni üzüyorum asıl ben özür dilerim dedim
        -bunun farkında olman bile seni seviyor olmama bir sebebtir dedi
        -fazla abarttığım anlar oluyor.sen bana aynı şakayı yapsan senin kadar alttan alamayabilirim. kendimi biliyorsam almam,
        anlayışın ve bana katlanabildiğin için teşekkür ederim
        halbuki bir gün bu şakaların bir tanesi kızıp arkana bakmadan çıkıp gitsem yaşayamam bile
        kumardan kalma bir huy bu galiba adrenalin gibi
        beni bırakıp gitme ihtimalini bilerek seni çok kızdırıyorum. böyle bir riski alıyor olmak
        aslında çok korkutucu, sanma ki ebru tamamdır benimdir bensiz yaşayamaz
        ben ne yaparsam yapayım bana katlanır,ben gitsem bile arkamdan gelir düşüncesi var
        inan yok,
         aklıma ya bir gün biterse diye geliyor ve çok daralıyorum.
        çok korkuyorum seni kaybetmekten
        hiç bir zaman biterse bitsin yaşarım ben onsuz da diyemiyorum
        yaşayamaz mıyım? yaşarım elbet ama sende  nefes alıyorsun afrikada ki fakir bir çocukta
        seni üzmeme izin verme ebru yoksa sonunda ben çok üzüleceğim.
        haylaz bir çocuğunum senin ama kulaklarımdan çek arasıra
        insan çocukken anasız aşıkkende yarsız yaşayamaz.
        tekrar özür dilerim dedim
        -benim oğlum yeterince biliyor ne yapacağını zaten.
       sadece uygulama hataları yapıyor bazen onu da zamanla öğrenecektir dedi.
       birbirimizsiz yaşayamayacağımız halde birbirimizi kaybetmeye meyilli hareketler yapmayalım kelebeğim.
       daha önce provalarını yaptık ayrılığın seni bilemem ama ben dayanamıyorum sensizliğe dedi
       -evet haklısın ebrum zamanı anımsatan nereye baksak ufuktaki ayrılığı görmeye başladık yine dedim(ankaraya okul için dönecek olması)
       bu sırada yemeği de yedik
       üstüne kahve de içtik
       -kalkalım mı dedi
       hesabı ödedim
       küçük bir yürüyüş yaptık
       -herkes için yazılmış birisi vardır ebru dedim
       onaylarcasına başını salladı
       -bazen doğru kişiyi bulmak için geçmen gereken bir kaç kişinin hayatına girmesi gerekir dedim
       ben seni buldum. bana yazılmış doğru kişim için geçmek zorunda olduğum birisi değilsindir umarım dedim
       -kaderi bozmak hattimize değil sen sadece umutlu ol ben öyle yapıyorum çünkü dedi
       -bugünümüze kadar olan kısma bakıyorum da şükretmek gerekiyor halimize dedim
       -tüm dualarımın ilk kelimesinin kelebeğim dedi
       -benim tek duam var o da tek kelimeden ibaret. ebru. dedim
       iskeledeki bir banka oturduk ama bizim yerimize değil
       başını omzuma yasladı
       bende tek kolumla onu sardım
       bir süre oturduk
       sonra bir türkü kafeye gittik
       bir köşeye oturduk
       çalan müziğe kaptırdık kendimizi
       aheste aheste içtik
       gelen gülcüden bir gül aldım ebruya
       hem gülcüyü kızdırmak hemde ebruyu güldürmek için
       kıran kırana pazarlık ettim gülcü ile
       cingene olduğu için ve bende onunla onun lisanını konuştuğum için
       ama ebru sıkılmış olacak ki
       bir tanesi çekti
       -ver kaç para istiyorsa dedi
       hevesim kursağımda kaldı
       fazlası ile verdim gitti gülcü
       ebru sıkılmış olacak ki
       -hadi gidelim dedi
       hesabı ödedim
       gülü masada unuttu
       bende neden almıyorsun demedim
       bir kaç yüz metre yürüdükten sonra
       -o yüzüğün akıbeti de sana aldığım gül gibi olmasın dedim
       -offf pardon unuttum hadi dönelim lütfen dedi
       -boşver hadi gidelim dedim
       ısrar etti geri dönmek için bende inat ettim gitmemek için
       -burda bekle o zaman dedi
       -tamam boşver ebru dedim
       -bekle lütfen dedi
       geriye dönüp yürümeye başladı
       bende mecburen arkasından gittim
       gülü biraz geçte olsa türkü barın barında buldu
       masayı kaldırınca bara koymuşlar
       gülün fazla olan sap kısmını koparıp
       tokası ile saçının arasına soktu
       -ne kırıyorsun gülü o kadar para verdik dedim.
       -paranı vereyim de sus dedi
       ağır konuştu yine ama binliği ben başlattığım için ses çıkarmadım
       sonra o da ağır konuştuğunu farkedip
       koluma girdi
       -kızdın mı dedi
       -yok tamamen haklısın,ben kaşındım dedim
       -ben sana para ile alınamayacaklar şeyler verdim. sende bana paramla alınamayacak bir aşk yaşatıyorsun.
       bırak para sadece babamın bana verdiği harçlık sana verdiği maaş olarak kalsın hayatımızda dedi
       haklı amk. allahın fakir bininin tekisin amk. paradan bahsettiğin kişiye bak.
       beni euroyla kaldırıp dolarla gibti beyler

    • * -yarın ne yapacağız dedi
    -ben çalışıyorum annem yayladan gelecek akşam üstü de eve gitmem lazım dedim
    -beraber gideriz dedi
    -tamam bakarız dedim
    onu evine bırakıp bende eve gittim.
    ertesi gün işe geldim
    sabah gelen barmene
    -şiftleri değişelim mi ben sabah geleyim sen öğlen gel benim biraz işim var öğlen arası dedim
    Tümünü Göster
    ···
  8. 58.
    +2
    189

    ta ki
    -ben geri dönüyorum kelebek deyinceye kadar
    çalıştığı şehre döndü benim eve taburcu olacağım gün
    üzülmedim ebrudur sevgilidir ne yapsa hoşgörülmelidir
    aksi takdirde çekilmiş acılar tekrarlanacaktır diye sustum
    onu mutlu etmek içinde iyileştim bişey kalmadı dedim
    hastalık sonrası yine panpa ile takılmaya başladım
    arasıra beni seven kızı da görüyordum ama hiç konuşmadık
    sevgilisi var mı diye kimseye de sormadım

    • * kelebek pişman olmuş kıza dönmek istiyor düşünmesinler diye
    ayrıca kız duyarda yine umutlanır diye
    ebru bir kez daha geldi yılbaşından önce
    iki gün kaldı sadece hafta sonu
    yılbaşında gelemeyeceğini söyledi (!)
    -peki arkadaşlarınla zaman geçirmek de senin hakkın diyerek hiç kızmadığımı belli ettim
    -sen ne yapacaksın dedi
    -bilmiyorum dedim
    -arkadaşlarınla buluşursun işte neyi bilmiyorsun dedi(!)aklı sıra bana laf sokuyor
    ben ona cevapların en kralını verip gibertir pişman ederdim onu dediğine ama sabrettim
    -karar verdim ailemle geçirecem tombala oynarız herhalde dedim
    -tabi kesin öyle yaparsın diye yine imada bulundu
    sessiz kaldım
    çünkü tek gerçek cevap zamanda idi
    bu sıralar beni çok eskiden beri tanıdığım
    cüzdanlarının çalınması ile parasız kaldıkları zaman
    onlara cebimden borç verip kendi fotograf makinamı verdiğim
    tatil dönüşünde onlara verdiğim paranın çok fazlası ile sadece emaneten aldıkları fotograf makinamın
    çok daha iyisini hediye olarak gönderen
    her gelişlerindeelleri boş gelmeyen
    isveçli bir ailenin bir ferdi beni facebookda buldu
    onlarla da uzun şekilde yazışmaya ve başladık
    yılbaşı geldi ben dediğim gibi annem babam amca ve halalarımın aileleri ile toplandığımız bir evde geçirdim yılbaşını
    saat 12 ye gelmeden defalarca aradım saat 12 olurken en azından telefonda mutlu yıllar diyebilmek için
    ama o cevapsız çağrıları saat 1 de farketti(!)
    müzikten duymamıştır diye yine teselli ettim kendimi
    aramak yerin mesaj attı mutlu yıllar diye
    -sana da mutlu yıllar aşkım dedim
    -ben yatıyorum dedi(!)

    • * -erken yatıyorsun tatlı rüyalar dedim
    ne bana sen ne yapıyorsun dedi
    ne de eğlenip eğlenmediğimi sordu
    yıl oldu 2010
    ilk bi kaç gün sonra face e ebrunun etiketlenmiş resimleri düştü
    arkadaşları ile çekilmiş resimleri üzerinde yazan tarih
    bana yatıyorum dediği saatten 2 saat ilerdeydi
    makinenin saat ayarı bozuktur diye teselli ettim kendimi
    resimlerdeki bu adamlar kim diye hiç sormadım
    halbuki basbaya kıskanılacak samimiyet vardı resimlerde
    eğlenmiş olm kelebek gibtir et amk dedim sadece sabret de dedim kendime
    hiçbirşey yokmuş gibi o resimlerden bahis bile açmadım
    ebru resimlerdeki etiketlerini kaldırdı
    kendini beğenmemiştir resimde ondan kaldırmıştır
    diye teselli ettim kendimi yine
    ebru yine bana yakınlaşmaya başladı
    artık ne tak yiyeceğini kestirmek iyice zorlaşmaya başladı
    bi seviyor bi sevmiyor ama ne yaparsa yapsın beni gibiyordu
    yaz başında isveçli aile geldi
    onları gidilebilecek en güzel yerlere zütürdüm
    ulan bunlar turist parasını yiyeyim mantığını kaldırıp bana verdikleri hediyeler ve diğerleri için
    kazanabildiğim hesap ödeme kavgalarında ben ödedim gittiğimiz yerlerde
    onların resmen rehberi oldum
    giderken de yine bana bıraktıkları zarfta bir miktar para vardı
    ben bu para ile yine kendime bişey yapmayıp ebruya kolye aldım
    çok beğendi
    doğum günümü bu kez baş başa geçirdik
    sadece ebru ve ben
    çok güzel geçen gecede ebru evlenmeyi ister halde göründü bana
    -çocuğumuz olursa ismini ne koyacaktık hatırlıyor musun dedi
    -evet kız olursa .. erkek olursa .. dedim
    gülümsedi

    • * -üçünçü olursa ne koyarız dedim
    -o günler bir gelse hayırlısı ile de düşünmeye başlasak dedi
    evlilik teklifimi bekliyor olduğu belliydi ama etmedim
    çünkü kafam karışıktı
    neden mi
    neden?*
    yaz geldi aynı performansla çalışmaya devam ettim iş yerinde
    yazın tekrar geldi isveçliler ve beni ısrarla ülkelerine davet ettiler
    beni seven kızın başkası ile çıktığını duydum kızın adına sevindim
    ama çıktığı çocuğu görünce de üzüldüm
    hani öyle pek çirkin değildi ama
    insan değer verdiği kişilere daha iyilerini layık görüyor hep
    beni bekar sanan kızlarla ağır şekilde dalga geçip
    benden nefret etmelerini sağladım
    büyümüş ama hala liseli sanmışlardır amk
    bilmiyorlar ki neyin peşinde olduğumu
    isveçlilerle yazışmaya devam ettim.
    panpama da ihtiyacım olduğu için aramı çok iyi tuttum sırf onun gönlü olsun diye istediği yere gittim
    ebruya mimarlık için alanyada çalışması teklifini çok uygun bir dille söyledim
    ama evleninceye kadar gelmem alanyaya dedi
    neden diye sormadım bile tamam dedim
    her gelişinde köle oldum ona resmen
    başım ağrıyor dedi gereksiz telaş yapıp evde olduğunu bilmeme rağmen üşenmeden eczaneye gidip ağrı kesici aldım
    rakı içelim mi bugün dedi

    • * rakının yanında hepsini bir arada göremeyeceğiniz tüm mezeleri aldım
    istanbula gittim iki kez ebruya haber vermedim
    yılbaşı öncesine kadar ebru yine evlilikle ilgili bir kaç dokundurma yaptı
    ama sacma sapan suratıma telefon kapatmalar
    facebookda abuk sabuk erkeklerin ona yaptığı yorumlara sözlüsü yokmuş gibi davranması
    benim durumum ilişkisi var olarak dursada onu sevgilim olarak etiketleyememem
    onun da ısrarla ilişkisi yok olarak gözükmesi
    devam etti
    yılbaşı öncesi tüm hazırlıkları tamamladım evlilik teklifi için
    panpama burdan çok teşekkür ediyorum yardımları için...
    ebru bu sene de gelmiyeceğim dedi
    -hayır bu sene geleceksin özel bir gece olacak bizim için dedim
    galiba evlenme teklifi edeceğimi anladığı için başlarda olmaz dedi
    ama ilk kez ısrar edince kabul etti
    geldi
    yılbaşı gecesi onu alanyanın en lüks restoranına zütürdüm
    yedik içtik çalan parça ile dans ettik
    fazla sarhoş olmasın diye ben yavaş içtim o da bana eşlik etti
    mekanda otururken
    hesabı istedim
    -erken değil mi daha dedi
    -başka bir yere gideceğiz dedim
    -nereye dedi
    -sürpriz dedim
    tuttum ellerinden
    iskeledeki yerimize zütürdüm
    biraz oturduk
    Tümünü Göster
    ···
  9. 59.
    +2
    Valla helal olsun kardeş sana adamsın.
    ···
    1. 1.
      0
      eyvallah pampa sende adamsın

      bu bitsin aklımda eskilerden bir tane daha var onuda yeniden su üzerine çıkarcam

      o da çok güzel bir hikaye
      ···
    2. 2.
      0
      okumaya devam mı? kaçıncı parttasın

      birde partların uzunlukları çok mu iyi mmi kısaltayım mı? biraz
      ···
  10. 60.
    +2
    100

    hiç üzülmüyordum
    ama ebruyu orda öylece bırakmak
    aşkın vicdansızlığından başka birşey değildi
    otobüse binip hareket edince
    kendi kendime kaldım
    artık ne bir işim ne de sevdiklerime yakın olma şansım vardı
    ebrunun verdiği zarfı açtım
    bir adet muska
    kocaman kagıdın içine sarılmış benim bir maaşım
    ve o kagıtta yazan tek bir satır
    -sanma ki karşılıksız verdim.bu bir borçtur. seni seviyorum askerim
    zaten benim param vardı
    olmasa bile sevgiliden para almak hoşlanmadığım birşeydi
    hem de öğrenci olan bir sevgiliden
    hem de benim bundan hiç hoşlanmayacağımı bilen bir sevgiliden
    otobüsteyken mesaj yazma şansım yoktu
    amasyaya gitmeyi bekledim
    otogarda inip
    kendi kendime taku yedin olm kelebek bu sogukta askerlik mi yapılır amk dedim
    askerlik boyunca binlerce kez kullanacağım kulube kartlarından bir tanesini alıp
    ebruyu aradım
    -zarfı geri gönderiyorum ebru dedim
    -nasıl geçti yolculuk dedi
    -iyi geçti burası karlı. zarfı geri gönderiyorum dedim
    -burası daha da bir sogudu sen gidince dedi
    -ebru zarfı gönderiyorum dedim
    -bende seni çok özledim.ne zaman teslim olacaksın dedi
    -hiç hoş değil yaptığın var benim param dedim
    -hadi biterse beni arayamazsan. sesini duyamazsam. hadi çalarlarsa sende ki parayı. dursun bir kenarda işte bana borçlanmaktan neden bu kadar korkuyorsun dedi
    ben telefonla konuşurken inzibatlar da enseme çöktü zaten
    kulubenin başında beklemeye başladılar
    baktım ebru ile bu konuyu konuşmak bir tartışmaya yol açacak
    hiç lafdan anlar gibi değil
    -tamam benim gitmem lazım dedim
    -kendine iyi bak lütfen beni aramayı unutma seni seviyorum dedi.
    ben sadece
    -bende seni seviyorum diyebildim
    kapattım telefonu
    inzibatlara aç olduğumu söyledim
    askeriyede verirler yemek dedi
    bi kaç don atlet alayım dedim
    onu da verirler dedi
    baktım adamlar kararlı beni zütürmeye
    çarşıya çıkamayacağım bi kaç ay müsade edin gezeyim traj köpüğü bıcağı falan alayım dedim
    kaçacak olsam buraya gelmem dedim
    nafile beyler aldı adamlar beni
    arabaya zütürüp diger askerler adayları ile
    beraber zütürdüler
    kışlaya
    anababa günü
    kilodun içine kadar aradılar
    yiyecek içecek hiç birşey almadılar
    daha sonra
    evrak bölümüne gittik
    kayıtlar alındı
    sıraya geçtik
    bütün askeri elbiseleri yüklendim
    zaten sadece onların verdiğini taşıma ölümdü
    bi de üstümde hiç hazır olmadığım
    o kıyafetleri giydim
    botları taşımak zaten başlı başına zulüm
    sağdan soldan emir yağıyor
    yürü bekle ilerle konuşma
    takip et sırayı bozma
    vay amk asker oldukya lan
    84 gün geçireceğim bölüğe geldik
    parmak izi kayıt falan derken
    uykusuzluk yogunluk ayrılık acısı iyice bitkinleştirdi beni
    çevremde bir sürü dertli ve ne tak yiyeceğini bilmeyen 20 li yaşlarda askerler vardı
    eli belinde gezen kıyafetlerinde ne anlama geldiğini henüz bilmediğim rütbeler vardı
    onları görünce biraz doğruluyordum ne olur ne olmaz diye
    500 kişiye 6 tane telefon yeter mi amk. millet hayat hikayesini anlatıyor sanki bi konuşmaya başlayan bırakmıyor
    ebruyu arama işi yalan oldu
    aksam iştiması için toplandık çünkü
    vay şöyledir vay böyledir anlattı durdu amk. komutan
    yemeğe gectik
    karnımı doyurdum
    telefona koştum ama yine dolu
    bekle bekle yok
    ben biraz geç gidenlerden olduğum için
    sonradan gelenlere gece gece silah teslim ettiler
    neymiş yarın sabah komutan kontrol edecekmiş
    silahla bi kaç hareket gösterdiler
    ama bi kaç hareketi öğrenmek
    bazı sığırların kafalarının hala memleketlerinde olduğu için
    iki saat sürdü
    tam olay bitti telefon açarım dedim
    millet deparla koştu telefona
    kararlıydım bekleyecektim sıranın gelmesini
    tam sıra azalmışken
    bu defa yat iştiması başladı
    koğuşa girdik dışarı da çıkarmadılar
    yatağa yattım
    yorganın altına girdim
    ağlıyordum ama
    sinirimden
    kız o kadar merak etti bir arayamadık diye
    gece saat 3 oldu
    birisi kaldırdı beni
    ne oldu dedim
    nöbetin var dedi
    ananın amı amk.ne nöbeti
    botluk nöbetiymiş koğuşun dışında bekle dediler
    bi yere gitme dediler
    eşofman terlikle çıktım
    kamuflaj bot giy dediler
    ne kadar durcam dedim
    bi başla bakalım dediler
    geçtik nöbete
    saniyeler bile ölüm amk.
    1 saat sonra beni kaldıran yine geldi başkasını kaldırdı
    tamam sen yat dedi banada
    bi sigara içebilir miyim dışarda dedim
    yasak dedi
    telefon açabilir miyim dedim
    yasak dedi
    anneme babama haber veremedim dedim
    acıdı bana aç dedi
    gecenin 4 15 inde ebruyu aradım
    defalarca çaldırdıktan sonra uyandırdım
    bütün isyanlarımı dile getirmek istiyordum ama
    üzülmesin diye herşey çok iyi
    sıra gelmedi o yüzden arayamadım dedim
    o uykulu uykulu seni seviyorum dikkat et beni unutma gibi seyleri tekrarladı durdu
    Tümünü Göster
    ···
  11. 61.
    +2
    188

    • * ben on kere seni seviyorum dediysem
    o iki üç kez bende seni dedi
    bir iki kez de ben söylemeden seni seviyorum kelebek dedi
    ben böyle davrandıkça bana olan sevgisi arttı
    ama bazen anlamsız bir şekilde giblemiyordu
    herşey çok düzgün giderken sessizleşiyor resmen mallaşıyordu
    sonra o kendisi yavaş yavaş ben burdayım
    şuraya şu arkadaşlarla gidecem demeye başladı
    kendiliğinden seni özledim kelebek demeye başladı
    ama tüm bunları demesi bir kaç ayı buldu
    doğum günümde gelebilecek misin dedim
    gelemem dedi(!)
    vereceği hediye de gözüm varsa gibsinler amk hiç bir şey de göndermedi
    o gelmeyecek diye bende arkadaşların davetlerini
    ne yapacağız kelebek demelerine ebru ile başbaşa kutlayacağız kusura bakmayın deyip salladım
    doğum günümde bir tak yapmadım
    oteldeki arkadaşlar pasta aldılar onu yedik sadece kutlama da olmadı dışarı çıkmadık yani
    yaz başladı 2009 yazı
    benim işler yoğunlaştı
    ama yine de patrona türlü yalanlar söyleyerek her gelişinde onunla beraber oldum
    hafta sonları geldiği zamanlar
    diskoya gidelim dedi yorgunluk uykusuzluk gibime takmadım tamam dedim
    sabahın ilk ışıkları ile denize girelim kelebek dedi
    uykularımı bölüp ertesi gün işe gidecek olmama rağmen kabul ettim.
    bu gece plajda sabahlayalım dedi ona da kabul çektim
    o başka şehirdeyken ben onunla mesajlaşırken uyuya kaldığım bir gün ben uyanıncaya kadar aradı.
    yanında kim var senin nerdesin diye bir sürü fırça attı
    evde olduğumu ispatlamak için annemi yatağından kaldırıp
    ebru'ya bir selam ver anne dedim.

    • * ben geleyim dedim gelme ben gelirim dedi herseferinde
    o gelme dediği için gitmedim.
    gizli gidip ne yapıyor ne ediyor diye meraktan gebersemde gitmedim belki beni görür de sen beni mi takip ediyorsun
    ben sana gelme demedim mi diye kızar diye
    hayatımı ona göre düzenledim
    paramı ona göre harcadım
    sevdiği herşeyi alıp ya pişirdim ya hediye ettim yada verdim
    o alanyada iken kimseyi kaile almadım annem babam dahil kimseyi
    o başka şehirde iken
    msn e gel dediği zaman gelemem demedim internet kafeye koştum
    2009 sezon sonu ekim ayına kadar 7 defa geldi
    hiç kavga etmedik hiç tartışmadık çünkü ben tüm yaptıklarına
    günümüz sevgili koşulları için kavga konusu olabilecek herşeye eyvallah çekip sesimi çıkarmadım
    ekim ayında alanyaya gelmiş
    3 gün geçmiş alanyaya geleli ama benim haberim yok
    bir arkadaşın ebruyu gördüm sanki demesi ile ilk ezanın okunmasını bekledim alanyada
    aradığımda bana duyulan ezan sesi telefonda da duyuluyordu
    hiç çaktırmadım
    belli ki beni uzaktan takip etmeye gelmiş
    4.gün bana nerdesin dedi
    -evdeyim canım dedim
    -tamam bugün bir yere gidecek misin dedi
    -hayır aşkım dedim
    -gidip gezsene hava güzelmiş dedi
    bana sürpriz yapmak istediğini anladığım için
    -tamam canım birazdan çıkarım dedim
    1 saat kadar sonra yine

    • * -ne yapıyorsun aşkım dedi
    -iskelede oturuyorum bizim yerimizde dedim
    -hmm kıskandım şimdi dedi
    bana yapacağı sürprizi bildiğim için
    o sürprizden daha da zevk alsın diye
    -keşke sende yanımda olsaydın. sensiz üzücü oluyor burası dedim
    -ne olurdu yanında olsaydım dedi
    -buralar serin sarılırdım sana dedim
    -o zaman gelmem sadece üşüdüğün için mi orda olmamı istiyorsun dedi
    -tabi burda olmadığın için buralar derken elimi kalbime koyduğumu göremedin dedim
    -başka ne yapardın orda olsaydım dedi
    -ellerimi havaya kaldırırdım dedim
    -bu bile gelmem için yeterli sebep aslında dedi
    -uzaktan gönder bir tane ellerim havada şimdi dedim
    -dur kapalı yerdeyim az bekle göndericem dedi
    -tamam dedim ve bana doğru geliyor olduğunu anladım
    bi kaç dakika sonra
    -he kaldır ellerini gönderiyorum dedi
    -kaldırdım canım dedim mesajı gönderir göndermez ellerimi havaya kaldırdım
    iyice bana yaklaştığını farkettim
    ısrarla ellerimi havada tuttum
    boynuma sarılmış bir sevgili sonra bankın etrafından dolaşarak karşıma geçerek
    -sürprizz diye bağıran aynı anda yaptığı sürprizden dolayı çok mutlu gözüken bir dünya güzeli
    -aaaa aşkım diye şaşırmış numarası yapan şaşkın suratını ona sarılıp onun göremeyeceği şekle soktuktan sonra normale çeviren
    neyin peşindesin sen amk kelebeği mal mısın olm sen bu kızın hala peşinden koşuyorsun diye tonlarca küfüre maruz kalan bir kelebek
    o sürprizin tadını çıkarmaya devam etti
    sarıldı öptü bende karşılık verdim ona
    -beni seviyor musun kelebek dedi
    -aşkı bildiğin kadarı ile tarif et ebru dedim
    -birden sorunca ne diyeceğimi bilemedim. seviyorum diyemez misin sadece dedi
    -aşk milyon kere seni seviyorum demene rağmen hala onu çok sevdiğini ispatlamaya çalışmaktır ebru dedim
    -çok mu seviyorsun dedi
    -bir milyon bir dedim
    gülümsedi

    • * -denize atlar mısın benim için dedi
    mevsim kış başlangıcı ekim ayıydı
    telefon elimdeydi
    üzerimde uzun kollu bir gömlek ile kot pantolon vardı
    telefonu banka bırakarak
    ayağa kalktım
    -atlarım dedim
    inanmadı atlamaz diye düşündü ama
    ben denize doğru yaklaştıkça dur tamam şaka yaptım desede
    ben çoktan denize atladım arkamdan yaklaştı
    -delisin sen hasta olacaksın çabuk çık dedi
    emir olarak algılayıp çıktım sırılsıklam
    -şaka yapmıştım deli dedi
    -ben sana aşkım konusunda hiç şaka yapmadım ebru bir milyon iki dedim.
    -tamam özür dilerim ne yaptın yaa off hadi gidelim eve dedi
    taksiye almadıkları için yürüyerek eve gittik onun
    herkes bana bakıyordu ee ne olmuş baksın amk larım en fazla
    mala bak denize düşmüş demişlerdir
    ebrunun eve gittik
    ben duşa girdim
    kıyafet yoktu başka
    ebru kıyafetleri çamaşır makinasına attı ayakkabıları da balkona
    giyecek bişey olmadığı için havluyla kaldım
    sonra da yattım
    kalktığımda ebru yoktu
    bir saat kadar bekledim hani markete gitmiştir diye ama gelmedi
    -uyandım canım diye mesaj attım
    -geliyorum birazdan dedi
    kıyafetler tekrar giyilecek halde değildi kurumamıştı ve ütüsüzdü ve koltuğun üzerindeydi
    ayakkabılarda henüz kurumamıştı zaten
    ebru geldi

    • * tüm ıslananların yerine fazlası ile kıyafet almış muhtemelen de beden ölçülerime baktığı için hepsi cuk oturdu
    buraya kadar herşey iyi güzel sevgili edası ile ilgilendi benimle
    ama hastalandım
    4 gün hastanede serum yedim daha sonra da evde ilaç tedavisine devam ettim
    ama bilin bakalım ebru ben hastane de iken kaç kez ziyaretime geldi
    sıfır
    ebru ile barıştıktan sonra gibime takmadığım panpam bile her öğlen ve akşam ziyaretlerinde gelerek beni utandırdı
    beni seven ama aşkına karşılık vermediğim kız bile iki kere geldi
    hiç tanımadığım babamın ve annemin arkadaşları
    benim biladerim ve beni tanıyan arkadaşları
    mahalleden uzun yıllardır görmediğim komşular bile ziyaretime geldi ama
    ben uğruna denize atladığım
    yıllarımı verdiğim
    sevdiğim kadın gelmedi(!)
    üzüldüm ama sinirlenmedim
    belki annemi görmek istememiştir utancından diye düşündüm
    belki de insanlar neden denize atlattın kelebeği diye hesap sorarlar düşünmüştür o yüzden gelmiyordur deyip kabullendim
    sanki hasta olan oymuş gibi ben ona sordum mesajla
    -nasılsın canım iyi misin diye
    -ben iyiyim sen nasıl oldun dedi
    ve ben ona mesaj atmadan hiç mesaj atmadı
    Tümünü Göster
    ···
  12. 62.
    +2
    101

    telefon konuşmasını bitirip iyice dertlendim
    baktım dışarda sigara içenler var
    bende çıktım
    ben nerden bileyim amk. onların üst devre oldugunu
    kule nöbetinden geldiklerini
    yanlarına gittim
    ateş istedim
    hemen makaraya sardılar
    vay toruna bak ateş istiyor dedesinden diye
    dedenin amk bin ver işte dertliyiz
    pardon dedim döndüm gidiyordum
    -nerelisin dedi bi tanesi
    -antalya dedim
    -neresinden dedi
    -alanya dedim
    -bilirim alanyaya tatile geldim dedi
    verdi ateşi vay amk ne kadar sevindim
    hava soğukken sigara içmesi de bir ayrı zevkli oluyor
    soguğun agzından çıkardığı dumana bir de sigara dumanı ekleniyor dolu dolu içiyon sigarayı
    bi kaç soru sordu şurayı bilir misin burayı bilir misin diye
    bilirim tabi amk. züt kadar yer alanya

    • *ben bilirim filan derken. başka bir dede
    benimle konuşana
    -gibtir et şu bin torunu gibtir git lan sen de yat amk. dedi
    -iyi geceler dedim gittim yattım
    bir saat uyumadım bile
    bagırıyorlar amk. koğuş kalk diye
    en iri sesli bi angut seçmişler bağırsın diye
    ilk gün heyecanı olduğu için yataktan fırlayarak kalktım
    askerliğin bana göre en taktan yanı
    her sabah traş olmak
    sabahın köründe buz gibi suda buz gibi havada
    traş ol üstünü giy
    kahvaltı yap silah al
    iştimaya geç hepsi zamanla yarış gibi
    gerekli sayım yapıldıktan sonra
    amasyanın karla karışık topragında 500 civarındaki askerin ayak sesleri eğitim alanına doğru çınlamaya başladı
    daha sonra sıkıntıdan saydım kaç adım olduğunu 3500 adım
    günde 4 kere katediyoruz
    yemeden içmeden 14bin adım eder
    ilk günler herkes birbirine saygılı
    sevecen yaklaşıyor
    nerelisin geyikleri
    birbirini tanıyor olabilme ihtimalleri en çok konuşulan konular arasında
    işin ciddiyetini
    askerliğin gerçekten annelerin ve sevenlerinin meraklanacagı kadar zor oldugunu
    ilk gün ki kışla hopörlerinden yapılan
    şehit asker için bandonun çaldığı bir marşla öğrendim
    insanın içini acıtıyordu o borazandan çıkan melodiler
    derin hayallere sokarken
    acaba benim için de çalacaklar mı bir gün diye ister istemez korkuyordu insan
    umarsızca boş boş geçirdiğin günler için kendine isyan ediyordu insan
    anneye yapılan saygısızlıklardan dolayı duyulan pişmanlık
    kırdığın kalblerin hesabını dönünce ilk iş olarak özür dilemek olarak söz veriyordun kendi kendine
    ince çizgideydin
    bi kaç ay sonra
    risk bölgesinde olup hain bir saldırıda veya cesurca vatan ugruna ölecektin
    belki vatan için çok degerli olup şehit sayılacaktın ama
    peki ya seni seven gönüller şehitliğimi isteyecek miydi
    ilk gün fazla sıkmadılar
    mangalara ayrıldıktan sonra
    manga komutanı ile tanışma
    kendini tanıtma
    yürüyüş dönmeler
    aksam üzeri bölüğe döndüğümüzde
    herkes birbirine kaynaşmaya başlamış konuşuyor kantinde çay sırası bekliyor ama
    benim beklediğim yer yine telefon kulubesinin önüydü
    birinci hedefte bu defa ebru değil annem vardı
    onunla konuştuktan çok iyi olduğum ve herşeyin çok güzel gittiği yalanını attıktan sonra
    ebruyu aradım
    ama cevap vermedi
    sırada bekleyenler de mız mız etmeye başlayınca çaresiz bıraktım aramayı
    dışarı çıktım
    yalnız bir köşeye oturdum
    bir sigara yaktım
    üzerine askeri kıyafetin hiç yakışmadığı
    uzaktan bakınca dert manyağı olduğu belli
    sigarayı içine çekişinden ve cigerlerinden dışarı bırakmayı unutmasından aklında birinin olduğu apacık ortada olan birisi
    yanıma oturdu
    merhaba topraam dedi ama
    o aksanla benim toprak olma ihtimalim sıfırdı
    merhaba dedim
    sigarası bitmemişti ki
    sigara paketini çıkardı
    içer misin dedi
    yok var benim sağol dedim
    yanlış anlamayın binler ama kısa marlborodan başka içmem
    vay amk içmem demeseydim keşke
    keşke boğazım gibilseydi o sigarayı içseydim de
    ne kadar derdi varsa dinlemeseydim
    vay amk. herif garibanlıktan bir başladı aşkına işine gücüne anasına babasına ne varsa anlattı
    zaten dertliyim amın cocugu bi de sen anlatma diyemedim lan
    acıdım bile bine
    sevgilisi bırakmış
    zaten sevdiğinden de emin değil
    bana sordu ee sen anlat diye
    baktım bi de ben anlatsam özlemimi askeriyeden firar edip amasyada kafa çekecez
    ben çok zengin biniyim dedim
    alanyalıyım
    her hafta bir karı gecede iki tane değiştirdiğim zamanlar bile oluyor dedim
    amacım itici olmak benden uzaklassın da sürekli dertlerini anlatmasın onu mu dinleyeyim amk
    vay be hacı bende gelsem alanyaya beni de gezdirir misin dedi
    vay amk demin ki dertli manyak gitti
    amsalak bi asker çıktı karşıma
    gel dedim ayarlarız karı kızdan bol ne var amk dedim
    valla mı dedi
    baktım gelecek amk. benim gitmem lazım çorapları yıkayacam dedim
    dur bende yıkayayım dedi
    hay amk yapıştı lavuk bana
    ilk asker arkadaşıyım sonuçta
    gittik karı gibi çorapları yıkadık
    dişleri fırçaladık
    yat iştiması için koğuşlara geçtik
    millet koğuşlarda birbirlerinin yataklarına konuşlanmış
    yavaş yavaş grublanmalar başlamış
    dogulular karedenizliler ankara ve cevresinden olanlar
    artis binler
    garibanlar
    hepsi grublanmış
    benim ki de bana sardı
    hacı yorgunum yatacam dedim
    eyvallah dedi
    sayımlar yapıldıktan sonra yine yattık
    gece birde yine kaldırdılar
    amk kogusta elli kişi var bu sıra bana her gece nasıl geliyor onu da anlamadım
    ama kime hesab soracan
    hızlı hızlı giyindim
    benden önceki nöbetçiye
    bi lavaboya gidip geliyoum dedim
    direk telefona koştum ebruyu aradım
    biraz daha canlı bir ses tonuyla konuşup herşeyin güzel gittiği ambiyansını yaşatmak istedim telefonda
    bu saatte niye ayaktasın dedi
    seni aramak için kalktım dedim
    iyi konuşalım o zaman dedi
    dedi ama yalanın ortaya çıkmasına ramak var amk nöbetçi birazdan bagıracak nerde kaldın diye
    günler nasıl geçiyor yoruluyor muyuz.zor mu
    komutanlar iyi mi?arkadaslar nasıl? kötü davranıyorlar mı?
    sevgili şefkati içeren tüm sorularına
    herşeyin güzel gittiği yönündeki söylemlerimi bildirdim
    biraz olsun sevinmiş gözüküyordu
    en azından rahatlama vardı
    bu duruma bende sevindim
    henüz askere geleli çok az olmasına rağmen şimdiden başlamıştım az kaldı diye onu teselli etmeye
    sonra aniden kapatmam gerek komutan çağırıyorum dedim
    hızlı bir seni seviyorum muhabbetinden sonra yavaşca avizeyi kapattım
    ulan bir telefon olsada sabaha kadar mesajlaşsaydım
    askeriyede telefon kullanılamaz diye oy verenlerin telefonları çekmesin inşallah
    mal gibi kandırıldığımı hissederek gerekli mercilere küfür ederek nöbeti tuttum ama
    her işte bir hayır vardı lan ebruyla konuştum
    onun gülümseyen sesini duydum amk. daha ne olsun

    • *ikinci gün kalkışımda da aynı gürültüyle kaldırıldığımı görünce
    askerlikte adam akıllı kaldırılmanın olmadığını farkettim
    oysa ebru beni öyle mi kaldırıyordu beni
    üstünü başını giyinirken ufak tefek mırıldanmalarda başladı artık millette
    küfür seslerinde yükselmeler başladı
    üstümü giyinip dışarı çıktım botları giymek için elimde boya ile
    ama botlar yok amk.
    benim kinin yerine koydukları bot benim ayak numaramdan 3 numara büyük
    herkes botunu giyince bekledim acaba artar mı bi tane ayak dengim bot diye
    ama nerde amk.
    çaresiz giydim
    kim bilir kim giymişti daha önce
    ayagında hastalık var mıydı
    adım atarken bot ayaklarımdan önce yere değiyordu
    ben bir kaç saniye sonra yere bastığımı farkediyordum
    vay amk o kadar da demişlerdi bana botunun içine ismini yaz diye
    ben nerden bileyim o kadar midesiz insanlar olabileceğini amk.
    zamanla neler kaybolmadı ki
    adam diş fırcasını çalacak kadar büyütmüş işi amk
    o dişlerinin amk. bırak sarı kalsın da çalma daha fazla adam olursun
    bu adamlarla aynı yerde askerlik yapmak zorundasın
    askerlerin zütü yavaş yavaş kalkmaya başladı
    herkes kendi kimliğine bürünmeye başladı
    bunu farkeden komutanlar dizginleri eline almaya başlayınca
    sürünmeler
    istikamet yemeler
    şınav cezaları gibi tek emirle toplu sexler yapmaya başladılar
    askerler tarafından suçlular tespit edilip
    salaklığından ve beceriksizliğinden yapamayanlar hoş karşılandı
    binliğine bilerek yapmayanlarda
    ağırlıklı kesim tarafından anasına avradına selam edildi
    daha 4 üncü gün kamuflajın dizleri parçalandı
    zaten buz gibi havada sürünmek ne demek askere gitmeyenler henüz bilemez
    kamuflaj kardan ıslanırsa bide
    o günden hiç bahsetmeyin
    her yerde sıra beyler
    çay içeceksin kuyruk
    verilen molalarda kantine koş kuyruk
    silah alma ve bırakma işleminde kuyruk
    banyoya girme kuyruk
    yemek alımında kuyruk
    telefonda kuyruk
    amk milletin arkasında beklemekten muallakye çıkacak adımız
    Tümünü Göster
    ···
  13. 63.
    +2
    102

    sabah mıntıkları öğlen mıntıkaları
    buz gibi zeminde izmarit toplamak
    ellerin buz tuta tuta
    o izmariti atana ana avrat küfür etmek
    bir de hiç sigara içmeyenlere acımak
    arasıra kışla fırınından satılmak için bölüğe gelen lahmacuncudan lahmacun almak
    çayın plastik bardakta da tat verdiğini bilmek
    ince belli bardağa hasret kalmak
    sivil hayatta yüzüne bile bakmayacağın adamların sana verdiği emirleri harfiyen yerine getirmek
    aldığı rütbe ve benden bir kaç ay önce askere gelmiş olmanın verdiği züt kalkmasını sineye çekmek
    o yaşta evlenip de askere gelen karısını çocugunu veya doğacak olan cocugunu memlekette bıranların dertlerini dinlemek
    komutanlık saatlerinde uykunun zütünden akması
    gün eğitimi bitince saat 8 de ayakta kalacak halinin kalmaması
    botların içinde şişmiş ve beyazlaşmış ayakların
    sadece yeni aldığın gömleğin iğnelerini çıkarırken kullandığın iğneyi apış arası patlayan ve dizleri parçalanan kamuflajını dikmek için kullanacağın
    çavuş olmak istiyorsan atışlarda görev ifa şartlarını yerine getirmek
    silahla koşmayı öğrenmek hemde belirli bir zaman diliminde
    kuzey yıldızını gibtir et karıncanın hangi yöne yuva yaptığını bilmek
    silahı bir dakikadan daha az sürede sökmek gözünü kapatınca bir dakika daha avans almak
    manga nasıl hareket eder nasıl emirler veririr uygulayarak öğrenmek
    bedeninin binbir eziyetle eğitim adı altında gibilmesine izin verip bunun merhamet duygusunu azaltmak için yapılan bir eğitim olduğunu düşünmek
    hep bir ağızdan çok gür bir sesle gündoğdu marşını söylerken tüylerinin diken diken olması
    verin lan beni o teröristlerin arasına hepsinin amk gazına gelmek
    bırak konuşmayı sıçmayı bilmeyen adamlarla asker arkadaşı olmak zorunda olmak
    milletin ilgi toplamak için attığı yalanları dinlemek
    karı kız konusu açılınca ağzı açık amsalaklarla muhattab olmak
    sevdiğini kalbine gömebilmek
    aşkını içinde yaşamayı öğrenmek
    sürekli onu düşünmek
    ne yapıyor oldugundan istediğin zaman haber alamamak
    beni düşünüyor mudur benim onu düşündüğüm kadar sorusuna düşünüyordur elbet deyip kendini teselli etmek
    batan güneşlere sevinmek
    akılda bir soru ile acaba beni bekler mi diye
    gün boyu akılda kalan tek görevin telefona koşup yardan haber almak
    terhis olan dedeleri görünce vay amk harbiden bitirdi gidiyor lan adam demek
    saçma sapan askerlik düşecekmiş geyiklerine inanmak hayal kurmak
    ben ne yapıyorum dercesine dagların tepesine tırmanıp
    elde kazma kürekle x v z çukurları kazmak
    hiç hasta olmadığın halde revire gitmek için zütüm başım ağrıyor demek
    gittiğin revirde neyin var amk denildiği zaman verdiğin cevaba göre kontrol edilmeksizin ilaç sahibi olmak
    sadece aklıma gelen ilk izlenimlerim geçen bir kaç hafta içinde
    ebruyu görme ona kavuşma hayallerimi yaklaşan yemin töreni sonrası yatılı izin alabilme ihtimalim canlandırdı
    babamı arayıp yalvardım gel diye
    al beni kurtar şurdan diye
    ilk başlarda olmaz desede sonra ikna ettim
    ebruya da fırsat bulunca telefon açtım gelebilir misin diye
    gelirim dedi
    Tümünü Göster
    ···
  14. 64.
    +2
    174

    maaş dediğin ne ki amk osurmayla parçalanacak don
    çalışmaya devam ederken
    ebru yine saçmalamaya başlayıp mesajları sıklaştırdı
    evine çağırdı oturduk konuştuk havadan sudan ama nedensiz
    sonra yine evime gittim yatmak için
    yine birgün giderken
    kış yaklaşmı şimşek vakti gelmişti
    yağmur bana burda kal bu gece dedi
    o gece orda kalışım
    sadece kalmaktan ibaret olup el tutmasına bile gidemedi
    3 gün sonra yine gel dedi yine bırakmadı yine kaldım
    böyle bir süre devam ettikten sonra
    kıyafetler orda kalmaya başladı
    kıyafetler orda yıkanmaya başladı
    duşlar orda alınmaya başladı
    yemekler yapmaya başladım derken oraya yerleştim gibi birşey oldu
    ben tüm kazandıklarımı eve gelirken birşeyler almaya harcadım
    yine sevgili moduna girdik
    ebru bir büroda işe başladı
    -eve gideyim ben bu gece dediğim bir gün
    -bundan sonra burda kal kelebek gitme dedi
    -tüm masraflara ortak olursak kabul dedim
    -peki dedi

    • * ama sezon bitti. işsiz kaldım
    cepteki para 1000 lira civarındaydı
    yani yattığım kış uykusundan ayı olmama yeterli yağ yoktu cebimde
    her ne kadar gibtir taktan bir şekilde olsada hayallerim gerçek oluyordu amk
    ebru ben ve aynı çatı
    cebimdeki 1000 lira beni baya zütürür sanmıştım ama
    ev kirasına ortaklık
    ebruya hediye almalar
    onu mutlu etmek için yaptığım yemek harcamaları
    tüp gaz ot tak derken
    15 gün bile sürmedi paranın ömrü
    evet ben yine ben fakir bini kelebek
    messinin kazandığını kazansam da yine bitecek gibiydi zaten bende bu ebruya olan gönül eli açıklığından dolayı
    iş bulmam lazımdı kışlık hemde
    bomboş alanyada
    işsiz o kadar genç varken
    benim iş bulma ihtimalim
    fenerin iki ikiyi
    beşiktaşın 8 0 ı
    cimbomun 6 0 ı unutması kadar zordu
    ebru dert etmeden bana da belli etmiyor numarası yaparak bir süre durumu idare etti
    ebrunun babasının oteline gidip çalışabilirdim aslında ama
    ebru ile babasının arası bozuk gibi duruyordu
    çünkü ebru annesi ile sürekli konuşmasına rağmen
    babam nasıl diye sormuyordu bile
    ben sorduğumda da boşver diye geçiştirdi hep
    ebru da maddi desteği annesinden alıyordu
    kendiside kazanıyordu zaten
    bunların hepsini yazdım bir deftere
    yapılan tüm masrafları yazdım
    işim gücüm yoktu amk nasıl olsa
    artık kafamdaki yanıtsız neden sorusu ile yaşamaya alışmış gibi gözüksemde ebru yokken
    nedir ne değildir neden böyledir diye kendi kendime düşünüyordum
    yazılı olarak çalışmaya başladım dersime
    en baştan yazdım
    konuşmaları hatırlamaya çalıştım
    askerlikte ki tel konuşmalardan başlayıp
    onun istanbula gelişlerini
    benim ankaraya gidişimi
    alanyaya gelişimizi
    oynamak istediği oyunu
    yaylaya gidişimi onun gelişini
    yaylada olanları
    ve sonrasını hatırladığım kadar yazdım
    sonra tekrar tekrar okuyup aklıma gelenleri ilave ettim ki
    yazdığım deftere not ilavelerinden zütümün kıllarına döndü yazılar
    ben bi tak bulamadım tüm bu yaptıklarına
    günlerce sürdü yazmam ebrudan habersiz
    tek cevabı verecek olan kişi ne o konunun açılmasını istedi
    ne de aslında verilecek bir cevabın olduğunu söyledi
    tüm ihtimalleri fırsat buldukça sordum
    evin her tarafını aradım acaba bir ilaç mı kullanıyor hasta da ölecek mi diye ama yok
    kendim gittim ben ölecem de haberim mi yok diye
    şükür bende de birşey çıkmadı
    ebrunun annesi ile konuştum sık sık
    nedir ne değildir bişey öğrendin mi diye
    onun tek bağladığı sebeb babası ile olan tartışması
    eğer başka bir konu olsa şu an seninle aynı evde oturmazdı diye de destekledi kendi tezini
    bende buna inandırdım kendimi
    tamam dedim. bunlar babası ile bir nedenden dolayı tartıştılar bundan böyle yapıyor
    tamam da amk benimle ne alakası var diye kendime sorduğum da
    ulan yoksa benim yüzümden mi araları bozuldu diye düşünmedim de değil
    ne olursa olsun. ebrunun babası ile bir kere daha konuşmaya karar verdim
    ve oteline gittim.
    ilk gidişimde bulamadım ve telefon açtım
    nasılsınız iyi misiniz diye muhabbete girdim
    -ooo kelebek nerdesin sen ya gel de bir tavla atalım dedi.
    bi kaç soruya cevap bulurum umudu ile
    ebruya haber vermeden babasının yanına gittim.
    tavla oynamadık çünkü oteldeydik. zaten şakasına demişti eskileri yaad etmek için
    ama konuştuk...
    Tümünü Göster
    ···
  15. 65.
    +2
    172

    • * -onlar alanyaya gelmişler. benden rica ettiler bizi dışarı çıkar diye. diğer alanyadan arkadaşlar da ne zamandır çıkalım diyorlardı
    ikisini de aradan çıkarmak için gittim.bi nevi mecbur olduğum için mezuniyet nasıl geçti onu anlattılar neden gelmedin dediler. dedi
    -hiç de mecbure benzemiyordun.bas baya eğleniyordun dedim
    -orda somurtsam daha çok soru soracaklar.ne oldu neyin var diye.ben kimseyle konuşmak istemiyordum. sana bile anlatmadım
    anlatacak bişey de yok aslında. biraz kafam karışık o kadar. dedi
    -ne yapacağımı da bilmiyorum.ne diyeceğimi de.dedim
    -yakınlarım da ol bırakma beni kelebek dedi
    -ben gidiyorum dedim
    -nereye dedi
    -sana bir şey göstermeye dedim
    -ne gösterceksin dedi
    -bir sevgilinin en ihtiyacı olduğu anda yanında olmamak ne demek onu göstereceğim güle güle dedim
    -gidemez sin ki dedi
    -neden gidemem gaz mı veriyorsun bana dedim
    -ben çok denedim.ama gidilmiyor. gidilse bile geri mutlaka geliniyor. dedi
    -sen oyun peşindesin ebru. benim ne kadar sensiz kalabileceğimi denemeye kalkarsan
    eski sevgililerinden bir kere gidip bir daha dönmeyen birisi olarak kalırım senin için dedim
    -gidemezsin kelebek dedi
    -gazına gelip gitmeyecem ebru. bitirmek istiyorsan başka yollarla açık açık söyle bunu dedi
    -ben neden geri döndüm dedi

    • * -sen geri dönmedin ben buldum seni.ben yazdım mesajı. hapise girdim çıktım sen istanbullarda gezerken dedim
    -neden eski numaramı açtım acaba dedi
    -kafamda yeterince neden sorusu varken yenilerini ekleme ebru dedim
    ona dönük kaldım bunu söylerken
    o da bana dönüktü
    bir süre baktık birbirimize
    sonra saçma sapan bir yumuşama oldu bende
    gözlerimi gözlerinden alamadım bir türlü
    çok denedim kırpayım diye ama
    yapamadım
    o da bana baktı öylece
    nere gitti amk beni sinir eden ebru
    neden gönlüm birden yavşadı ona
    niye kan yerine titreme yayıldı tüm vücuduma
    niye yaklaştım ki ona biraz daha
    o neden durdurmadı başını
    neden yaz günü yağmur başlamadı neden dağılmadı hiç dikkatim gözlerinden
    neden nefesi içimi ılıtıyordu
    aynı anda nefes alıp aynı anda nefesi tutup aynı anda dudaklarımız neden birleşti
    ellerim neden durmadı ki yerinde niye tuttum sıkıca ensesinden onu öperken
    o niye saçlarımı yolarcasına kendine çekti beni
    neden unutuldu birden
    gitmeler
    konuşmamalar
    boşuna beklemeler
    sonuçsuz düşünceler
    susmalar
    fazla sürmedi ayıldık
    geri çekildik
    benim unuttuklarım aklıma geldi
    onun da kafasının karışık olduğu

    • * az gittik çok geldik
    sevdik sevildik
    sevdiğimizden emin sevildiğimizi umduk
    görünce mutlu gidince ne oldu olduk
    deli gibi severken ayrıntılarda kaldık
    onun ayrıntıları bana dert
    benim aşkım yine bana
    koşmayı bırakmadım peşinden
    ne zaman koşmaktan vazgeçecek olsam arkasına dönüp hep baktı acaba geliyor mu diye
    bırakamadım onu yalnız
    yalnızdım çünkü
    anam babam kardeşim ve onda ibaret bir hayata soyutladım kendimi
    inat ettim ne olursa olsun bırakmamaya
    gönüllü kölesi oldum onun
    ne derse onu yapıp nasıl davranırsa ayak uydurmaya karar verdim
    sıvadım kolları emret sultanım dedim resmen
    -ne yapalım dedim.
    -gidelim mi artık dedi
    -hay hay sen nasıl istersen dedim
    kalktık yürüdük onun evine doğru pek de önemli şey konuşmadan
    evin altına gelince
    -herşey için teşekkür ederim dedi
    -iyi geceler ebru hanım. dedim
    yaklaştı sarıldı yanağımdan öptü
    -iyi geceler dedi
    gittim yattım yarın sabah yine iş
    yine çalışma yine turist
    artık ebru da olağan mesajları göndermeye başladı

    • * yoğun mu restoran. yoruldun mu
    ne zaman çıkarsın. gibi
    bende hepsine sade cevaplar verdim
    iki gün sonra buluşalım mı teklifini yaptı kabul ettim
    kısa ve ayak üstü bir konuşma oldu
    -benim evden bir an önce ayrılmam lazım. kulağında olsun.ev bulursan haber ver dedim
    -tamam ama neden bir an önce diye sordum.
    ama tahmin ettiğiniz gibi cevap alamadım
    hani o bana kulağında olsun dedi ya.ben bunu kendime görev olarak edindim.
    neden biliyor musunuz. onun gözüne girebilmek ve onun için bişey yapabilmek adına
    diyeceksiniz ki olm bu karı hak etmiyor ki amk mal mısın sen
    evet amk malım. onun malıyım. gözüm başka bir şey görmüyor amk
    ebru nokta bitti the end
    başkası yok amk
    bildiğim bilmediğim tüm emlakçılara sorarak 5 6 tane seçenekle ebruya ulaştım
    -beraber bakalım mı işin var mı dedi
    evet vardı amk. işe gitmem lazım dı ama yok dedim
    bir tanesine baktık beğenmedi.
    başkasına bakmaya geçerken ben geç kalmaya başlamıştım
    uzadıkça uzadı muhabbet bende sıkıldım hemde işe geç kalma korkusu başladı
    -bu güzel ebru dedim
    tam beğenmemiş gözükmesine rağmen
    -tamam bunu tutuyoruz dedi.
    400 lira kira. evde eşya sıfır.
    bomboş ev
    o aslında dayalı döşeli istiyordu
    ben işe gittim.
    ben çalışırken mesaj gönderdi
    -yarın evi temizlemeye gideceğiz annemle. diye
    evi temizlediler.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    +2
    171

    • * ben gözlerine bakıp tepkisini gözlerinde görmek istedim
    ama o bana bakmadı bakmak istemedi
    belki utancından
    belki de anlatmak istediklerin korktuğu için
    hala dönüp bişey demedi. bunlara rağmen
    konuşmuyordu amk
    bu bu bu sebebten dolayı böyle oldu demiyordu
    sarhoş olmasına rağmen konuşmuyordu
    yüklenmeye devam ettim
    -neyse sağlık olsun. elbet bunda da bir hayır vardır.
    bir yıldız daha kaymasını beklerim.bu defa içten iki tane dileğim olur. biri kendim biri senin mutluluğun için..
    ama yıldız kaymasını beklemeden bir duam var senin için
    inşallah bende ekgib yaşadıklarını tamamlayacak birini bulursun. dedim
    yine konuşmadı.
    amk insan demez mi bişey bunların üstüne. konuşmadı amk
    dramaya devam mı etsem yoksa konuyu kapatsam mı bilemedim. çünkü tepki vermiyor sadece dinliyordu
    ben de sinirden daha fazla içmeye başladım ki
    dertli olan da benim zaten amk
    biraz kafam dönmeye ve dilimden kelimeler daha rahat çıkmaya başladı
    -sana bir hata yaptım da intikdıbını mı alıyorsun bu şekilde dedim
    sustu
    -artık beni istemiyorsun ama bensizliğin acısından korktuğundan mı böyle yapıyorsun dedim
    sustu
    -kurduğun hayallerdeki kişinin ben olmadığımı mı farkettin dedim
    sustu
    öyle bir susuyordu ki hiç konuşmayacak gibiydi
    -beni başkası ile aldattın da onu mu söyleyemiyorsun dedim
    aynı anda bana dönüp öyle bir tokat vurdu ki
    zaten sinirliydim iyice kan beynime sıçradı
    tuttum kolundan

    • * -senin gözünde bir gram değerim varsa.ne olursun anlat. neden böyle yapıyorsun dedim
    -kolumu bırak kelebek dedi
    bıraktım kolunu
    -ne olursun anlat. yalan da olsa bişey söyle bana. dedim
    -hala anlamıyorsun yok bişey. kafam karışık sadece dedi
    -bak ebru benim de bir sabrım var. bana 1 hafta bekle sonra söyliyecem.ve şu kadar bekle henüz hazır değilim sana açıklamaya de bekleyeyim
    ama susma. bana geçiştirme cevaplar verme dedim
    kelimeleri yutmaya başladım bile sarhoş olduğum için
    kafamda tek bir düşünce var
    kelebek şu sebeten dolayı yaptım desin
    geçerli olsun veya olmasın mazereti ya da gerekçesi
    ebru gibtir git diyecem bir daha suratına bakmayacam
    -kafam karışık kelebek dedi yine
    -hadi bitir de gidelim. senin uyuman lazım. belki bir daha ki konuşmamıza kadar geçen zaman seni biraz büyütür de markete gidip hangi çikolatayı
    alacağına karar veremeyen çocuklar gibi davranmaktan vazgeçersin dedim
    -sen git istersen ben oturcam daha dedi
    nere gidiyon amk kızı orda bırakıp. düşman bile olsa kız bırakılmaz orda
    sex on the beach fantazileri kuran onlarca abaza var plajda dolanan
    5 dakika civarı uzandım
    -yüzün acıdı mı dedi
    -hayır dedim.
    -ben seni hiç aldatmadım dedi. yüzü denize dönük benim ki ise yıldızlara
    -böyle düşünmen bile üzücü dedi
    doğruldum olduğum yere
    dizlerimle önüne yürüdüm

    • * -öptüm kokladım seni. seni seviyorum dedim. ellerini tuttum kalbimi sana verdiğime adın kadar inandırdım seni.
    gözlerimde aşkı gösterdim sana.bir sevgili ne yapması gerekiyorsa harfiyen uyguladım..
    uçuyorsun mutluluktan. aşk a kurban olayım dedirtiyorum sana hep
    tamam diyorsun. kelebek beni deli gibi seviyor
    beni hiç bırakmaz bensiz yapamaza inandırıyorum seni
    sonra gidiyorum. nereye gittiğimi neden gittiğimi söylemeden
    senin bana ulaşmanı engelliyorum
    bir süre sonra herşey normalmiş gibi karşına çıkıyorum
    sen bana neden böyle yaptın kelebek ne oldu diyorsun
    susuyorum hiç birşey demiyorum
    kafanda ki neden sorusu git gide büyüyor
    ama cevabı bilemiyorsun çünkü tek cevap bende gizli ve ben sürekli susmayı tercih ediyorum
    nereye gitsen bu soru ile yaşıyorsun ama uğruna yaşadığın kişi ısrarla inatla susuyor
    lütfen ebru
    koy kendini benim yerime
    kaldır şu elinin birisini ya el salla güle güle de sebebinle uğurla beni
    ya da tut şu elimden otur konuşacaklarımız var de anlat herşeyi ne olursun dedim
    biraz bana baktı
    söyleyecek gibi oldu lan
    tam heveslendim amk
    sarıldı bana
    -bilmiyorum kelebek dedi
    -telefonu neden kapattın onu söyle dedim
    -kimseyle görüşmek istemedim. dedi
    -arkadaşların da mı kimse dedim
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    +2
    130

    • * -seni çok seviyorum dedi
    -ister inan ister inanma bende dedim
    -biliyorum dedi
    konuşma böyle devam etti
    iki tarafda alınmış ve nazlı olarak
    sonra da formaliteden yumuşamış izlenimi verdik konuşmaya
    ve kapattık telefonu
    onu tekrar kısa zamanda aramam lazımdı ve o seferki konuşmada
    son görüşmemizden bahsetmeden herşey normalmiş gibi davranmam lazımdı ki
    hem benim bu konuya fazla takıldığımı düşünüp üzülmesin hemde eski tadına varalım aşkın
    tek dostum ekşın desem yalan olmaz binler
    bazen herifin yanına elimi kolumu sallayarak girip
    bende onun gibi konuşup dıbına çakim ekşın çok dertliyim ne olacak bu halimiz diye dertleşesim geliyordu
    kapısına gittim
    içeri girip geldiğimi ve bir emri olup olmadığını sordum
    parmağıyla yok dedi çıktım yazıhane de otururken
    bir süre sonra -
    -kelebek gel dıbına çakim diye bağırdı
    -emredin komutanım dedim
    -dıbına çakim bizim şarkımız çalıyor neden gelmiyon dedi
    bu ekşın olmasa askerlik herhalde bitmezdi

    • *içeri girdim çalan müzik klagib müzik amk.
    iyi tamam bizim şarkımız da kimin söylediğini gibtir et hangi enstrumanlar kullanıyorlar onu bile seçemiyorum
    o kendini kaptırmış müzikle gerilip müzikle gevşiyor
    ben sevmediğim bi müziği seviyormuş numarası yapıyorum
    bir ara kafamı müzik ritmi eşliğinde salladım
    -dıbına çakim asker gibi dur karşımda dedi
    ki en sevdiği şey de esas duruş zaten
    esas duruşta müziğimizi dinledikten sonra
    bana bakıp gülüyordu
    belli ki amacı benimle dalga geçip askerlik stresinden uzaklaşmak
    -begendin mi dedi
    -gerçekten mükemmel hepsini takdir ettim dedim
    -dıbına çakim sanattan da anlıyon en çok neyi sevdin dedi
    -özellikle o sazın tellerine dokunuşu çok hoşuma gitti komutanım dedim
    makara mı yapıyom ciddi miyim diye bana gözleri kısarak baktı
    makara yaptığımı anlasa gibecek
    -ne sazı dıbına çakim dedi bütün enstrumanları tek tek saydı bana
    -önemli olan sazmış gibi dinleyebilmektir komutanım. dedim
    -kelebek açık çarşın kaldıysa hepsini kapatıyorum dıbına çakim dedi
    -üzüntülerin ismini öğrenirseniz mutlu olamazsınız.her derdi mutluluk ve yinede şükürler tadında yaşarsanız daha çok zevk alırsınız komutanım dedim
    -dıbına çakim kelebek gibtir git dedi
    -emredersiniz bir emriniz var mı komutanım dedim
    -var ama sana verip ziyan etmek istemiyorum dıbına çakim dedi
    -emredersiniz dedim

    • *biraz daha odasının önünde ve civarında bekledikten ona bildirmem gerekenleri imzalatmam gerekenleri imzalatıp onu gönderdikten sonra
    tekrar telefona kostum
    daha önceki kalp kırıntılarımızı üç kere alnıma zütürüp
    kimsenin ulaşamayağı bir yere bıraktıktan sonra
    ebruyu aradım
    -nasılsın aşkım diye giriş yaptım
    aynı şekilde o da bana karşılık verdi
    biraz aşkımlı canımlı konuştuktan sonra o da özlemini içine gömmüş isyan ediyor şekilde belirtmedi
    -ne zaman gelmemi istiyorsun karar verdin mi dedim
    -şu an bilmiyorum sen nasıl istersen öyle yapalım dedi
    ebruya bir mayıs gününün önemini anlattım
    bana hak verdi ama görmeden yapamayacagını da söyledi
    -biraz zaman geçsin özlem biraz biriksin gelirim söz dedim
    -tamam ama fazla uzun olmasın ara dedi
    -senin için herşeyi yaparım bilirsin sen ne zaman dayanamaz hala gelirsen söyle o zaman geleyim.ama bunu bana sitem olarak değilde gelmeni istiyorum olarak söyle
    gereksiz üzmeyelim birbirimizi dedim
    -tamam deyip onay verdikten sonra ne yapıyor ne ediyor
    daha doğrusu ne yapamıyor nelerden bensiz zevk almıyor onları anlattı
    bende ona yapmayı özlediğim şeyleri anlatınca baktık iş yine dayanılmaz bir şekilde özleme dogru geçiyor yine konuyu değiştirip
    biraz daha konuştuktan sonra kapattım
    gece dersi vardı beyler
    her askerin korkulu rüyası
    amk karanlıkta sessizce ders anlatır komutanlar
    iki hafta da bir genelde salı veya çarşamba günlerine denk gelir
    gece saat 11 e kadar sürdüğü olur
    yüzünü gözünü boyamak zorunda kalırsın askeri makyajla

    • *ekşın beni çağırdı
    -ders notlarını getir dıbına çakim arkadaşım bi gözden geçireyim dedi
    eğitim dosyasından o gecenin notlarını çıkardım
    ona vermek istedim ama almadı
    -sende kalsın dıbına çakim biraz oku sorduğum zaman dogru cevap ver çift çarşı verdiğimi görsün diğer askerler dedi
    -ben zaten biliyorum komunanım okumaya gerek yok dedim
    -dıbına çakim söyle o zaman şu nedir dedi
    -şu şu şudur komutanım dedim
    -peki bu nedir dedi
    onu da anlattım
    bi kaç soru sordu hepsini cevapladım
    -vay dıbına çakim çift çarşı veresim geldi ama kapatmıştık dimi senin çarşıları dedi
    -siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
    akşam yemeği sonrası eğitim alanına kadar değişik askeri ilerleme şekillleri ile gittik
    bizim bölüğün uzman çavuşları astsubayları ve subayları da geldi
    ekşın bana bölüğe katıl emri verdi bende diğer askerlerin arasına oturdum
    astsubay dersin bir kısmını anlattı
    ekşın da diğer rütbeliler gibi onu dinledi arada takviyeler yaptı dinlemiyormuş gibi görünenleri gibici bakışları ile
    dinlemeye davet etti
    sonra sorular sorma kısmı geldi
    ekşın rastgele kaldırdı sordu askerlere
    sordugu soruları bilemeyenlere
    -dıbına çakim dua et gece dersindeyiz ve yüksek ses çıkarmak yasak bende hard sevdiğim için seni gibmeyi erteliyorum gündüz olunca bağırta bağırta gibcem
    -vay dıbına çakim senin dersi uyuyarak dinlediğini nasıl farketmemişim gibi askerleri tehdit ederek
    sorduğu soruları bilenlere çift çarşı vererek devam etti gece
    bana sorduğu soruyu bilince
    -dıbına çakim sana veresim gelmiyor.hep mundar edeceksin çarşıyı diye korkuyorum bi tane daha sorayım dedi
    sordu onu da bildim
    bi tane daha sordu onu da bildim

    • * amasyada sürekli yazarak eğitim görmenin ekşının haberi olmadan o geceki konuları tekrar gözden geçirmenin de faydası vardı
    sonra işi yine makaraya döktü ekşın
    -bölüğe soralım dıbına çakim haketmişmisin diye dedi
    bi asker kaldırdı
    -vereyim mi çift çarşı kelebeğe hak etti mi dedi
    -siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedi asker
    -evet mi hayır mı dıbına çakim dedi
    -evet haketti komutanım dedi
    -tamam o zaman seninkini kesip ona veriyorum dedi
    bi askere daha sordu haketti mi diye
    gariban kendi çarşısı gidecek diye korktu
    -hayır komunanım dedi
    -seninkini de kesiyorum dıbına çakim dedi
    hiç kimse sıradaki kaldırılan asker olmak istemedi ne deseler çarşıları gidiyor amk
    velhasıl komutanları da soktu makaraya
    -haketti mi başçavuşum dedi bizim astsubaya
    -haketti komutanım dedi
    -sizin çarşınızı da kesiyorum o zaman dedi gülerek
    kendi aralarında makara yapmaya devam ettiler
    ama benim çarşı alıp almadığımı birtek ekşın biliyordu ortada kaldı amk
    ekşın mola verdi ama sigara içmek yasak amk
    sadece bizim taburda değil tüm kışlada gece dersi olduğu için nöbetçi yüksek rütbeli subaylar denetlemeye gelebiliyor
    sigara da ucundaki kordan dolayı gece araziye uymak adına yasak
    mola gece boyunca devam etti
    zaten anlatılacak konu belli olur usta birliğinde
    komutanlarda o saate kadar orda olmaktan zevk almaz
    eve gidip dinlenmek varken
    gece dersi bitti
    bölüğe geldik

    • * ayakta duracak halim yok
    telefona bi baktım sıra gelmiyecek gibi
    direk gidip yattım
    üst devre olmaya başladığımız için bizim devrelerden yavaş yavaş cep telefonları çıkmaya başladı
    herkes gizli gizli kullanıyordu sağda solda
    benim de aklıma geldi kullanmak ama kullananların aldıkları 30 günlük askeri cezaevi hapsinin yanı sıra askerliklerinin de
    aynı gün sayısı kadar uzadıgını bildiğim için pek yanaşmadım bir süreliğine
    konturluden devam ettim
    ebru ile normal konuşmalarımız devam ederken
    ona çıkıp arasıra eğlenmesini söyledim
    o da canım istemiyor sensiz eğlenemem falan dese de çıktı
    bir sonraki gün gece nasıl geçti diye sorduğumda
    çok eğlendim demesi biraz garip geldi
    -ne yaptın dedim
    -bi bara gittik arkadaşlarla dans ettim içtik sonra çorbacıya gittik ve eve döndüm dedi
    soru bir arkadaşlar kim
    soru iki kiminle dans ettin
    soru üç içtiğine göre sarhoş oldun mu
    soru dört çok eğlenmene sebeb olan kim
    bunlar aklımdan geçenlerdi ama hiç birisini sormadım
    git eğlen dedikten sonra o eğlenince bunları sormak yanlış anlaşılmaya açık sorular olur ve
    kendi kendimle çelişirdim o yüzden sormadım
    sadece iki gün sonra bensiz eğlenemeyeceğini söyleyen kişinin tekrar dışarı çıkacağını duymak pek hoşuma gitmedi
    ama yapacak bişey yoktu
    onun sevgilisi olmam onu esir alacağım ve benimle beraber askerlik yapacağı anldıbına gelmezdi
    -iyi eğlenceler dedim
    konu kapandı
    Tümünü Göster
    ···
  18. 68.
    +2
    104

    104
    vay amk askere dokunmak 6 aydan başlar
    sonra hemen sarıldı özür dilerim dedi ama tokadı yedik bi kere
    baktım ağlamaklı oldu
    gülümseyerek
    -şakaydı ya gel buraya dedim
    yine öptüm
    ama onun öpüşme zevkinin ırzına çoktan geçmiştim
    -hadi gidelim merak ederler dedi
    dönüş yolunda bir sigara yaktım
    3 4 fırt çektim ebru elimden alıp attı
    bizimkiler tavlayı bırakmış bizi bekliyorlar
    birer çay daha içip kalktık
    amaç pederleri uyutup buluşmaktı
    otele gittik
    ebruyla sarılırken uyuya kalmama anlaşması yaptık
    odaya geçtik
    peder tutturdu duş alacam diye
    hay amk zaman geçmiyor
    vay köyde şöle oldu biliyon mu
    vay şu öldü duydun mu
    yok şu kocaya kaçmış
    şu iş şöle
    alanyaya şunu yaptılar
    anlattıkça anlatıyor adam
    -tamam hadi baba yatalım uykum geldi dedim ama numara degil harbiden geldi
    sabahın köründe kalktık amk kolay mı?
    bekle allah bekle
    yattığı yerden konuşuyor adam
    öbür tarafta ebruların durumu nasıl onu da bilmiyorum
    ben uyumuş numarası yapıp konuşmalarına cevap vermemeye başladım
    biraz sonra bir horultu kopunca anladım ki gitme vakti geldi
    hafiften kalkıp telefonu aldım pederin
    ebruya mesaj attım
    -durum nedir diye
    cevabı beklerken ağaç oldum
    -yattı. diye mesaj gelince
    -tamam odanın kapısının önünde bekliyorum seni dedim
    onların kapı önüne geldim
    o da beni bekliyordu
    bi dakika ama
    nereye gidecektik ki?
    hiç bir yere gitmedik beyler
    koridorda
    sessizce
    biri kapıyı açar mı korkusu ile
    dudaklardan çirpen seslerden sonra daha sessizce öpüşmeye çalışarak
    duyulan en küçük seste biraz aralanıp berkemal hissettiğimizde tekrar devam ederek
    beklediğimize degen bir zaman dilimi yaşadık
    ···
  19. 69.
    +2
    147

    zaten öküz gibi böğürerek veriyordum komutları
    daha yüksek sesle vererek devam ettim basit komutlara
    -dıbına çakim ekşın kat şu olaya yat sürün bi taklar ye gibim bile kalkmadı daha dedi
    askerler karnını tutuyor amk sessiz gülecez diye
    tamam amk dedim madem ekşın eğlenmek istiyor askerlerde eğlenceye hazır o zaman başlasın gırgır diye
    ard arda seri komutlar vermeye başladım
    yat deyip nizami bir şekilde yattım
    sürün deyip nizami süründüm
    şınav vaziyeti alıp şınav çektim
    bunları yaparken ekşın devam etti makaraya
    -biraz hareketlenme var dıbına çakim hadi az kaldı orgazma dedi
    askerin birisi gülmeyi abartınca
    -dıbına çakim arkadaşım sen tiyatroyu yatarak izle dedi
    bu sırada diğer komutanlarda ekşının benimle makara yaptığını bildiği bir tane üstteğmen de iç bahçeye indi
    yanına yaklaşıp durumu sordu gülerek
    -üsteğmenim fazla yaklaşma boşalmak üzereyim dedi
    millet kırılıyor amk gülmekten
    kendi kendime verdiğim komut
    -istirahat et oldu
    hiç birşey olmamış gibi olduğum yere oturdum resmen dinleniyorum
    ekşın bana bakıyor garip garip
    amk sanki por no izliyordu da elektrikler kesildi o derece eli gibinde kaldı adamın
    onun fantazilerine kurban gitmemek için kendimi parmaklamaya devam ettim onun tabiriyle
    resmen kendi kendimi perişan ettim yat kalk sürünlerle
    imdadıma öğle yemeği yetişti

    amk bu part kadar komedi içeren bir yazı ben görmedim gibeyim kopyalama yerine okuyup seçmeye başladım sinirlerim bozuldu
    ···
  20. 70.
    +2
    145

    • *kısa bir sessizlikten esnasında
    olay mahalini inceledim
    ne oluyor amk burda dercesine
    herşey home party stilinde hazırlanmış
    içkiler mezeler çerez falan
    kim kimin manitası bilene aşk olsun zaten
    çoğu turistlerden gördüğüm tarzda entel dedikleri cinsten
    belli ama amk adamlar okumuş
    çenesi gevşeğin birisi
    eeee diye başlayan sıkıcı sorulardan bir tane sordu
    daha da ardı arkası kesilmedi
    sıkıldım tabi haliyle
    her cevabımı yavşak bir gülümseme ile süslemek zorunda hissediyordum kendimi çünkü
    konu burda mı kalacaksınıza geldi
    evet cevabına
    binin birinin aklı sıra yaptığı
    -ben yıllardır yalvarıyorum bir gece müsade etmediniz burda kalmama aşk olsun esprisi ile muhabbet başka yerlere kaydı
    komik değildi bana göre ama işe yaradı amk benim üzerimdeki yogunluk azaldı
    kendi aralarında şakalaşırken ben ebruya aç oldugumu söyledim
    beni takip et diyerek mutfaga zütürdü
    mutfakta sarıldı
    -ne yemek istersin aşkım dedi
    -sen yedin mi dedim
    -evet dedi
    -tamam bende aç değilim o zaman dedim. bensiz yediğine kızdığım için
    yine de koydu önümebi kaç tabak yanıma oturdu
    aklına yeni gelen soruları sordu
    -nasılsın? askerlik nasıl? mahkemeden haber var mı? annele görüştün mü?
    biliyor mu burda oldugunu gibi

    • *diğerlerine normal cevap verip
    -annem burda oldugumu bilse kızar bana neden gelmiyorum diye dedim
    -tamam ben içeri geçiyorum dedi
    içeri geçme sebebi belli amk dedikodu dinleyecek millet benim hakkımda ne düşünüyormuş onu öğrenecek
    bende içeri geçtim
    -oo barmenmişsin hocam ne içelim ne tavsiye edersin dedi
    -bugüne kadar nelerden hoşlandın dedim
    gittiği barlarda içtiği yada sağdan soldan duyduğu kokteylerin ismini söyledi
    bana cevap hakkı düşmeden herkes barmenmiş gibi yok o da güzel bu da güzel diye fikirlerini söyledi
    benimde canıma minnet zaten
    -basit yapabileceğimiz bir kokteyl var mı dedi
    -tatlı mı ekşi mi dedim
    bş kaç kişi tatlı diğerleri ekşimsi bişeyler istedi
    ikisine de birer kokteyl tarifi verdim basit yapabileceği
    kendi aralarında ki konuşmaları bana göre çok uyuzdu
    biri salakça fikrini söylüyor sonra topu başkasına atıp sen ne düşünüyorsun diyordu
    zaten konuşma tarzları ekşiciler gibi amk uyuz uyuz. çok bilmiş tarzında
    gidin desen kimi nere kovuyon gibe gibe katlandım
    bana sorduklarına cevap verdim
    fazladan soru sormadım hiç
    bana laf sokmaya çalışan olmadığı için bende onlara bişey sokmak zorunda kalmadım
    sadece barmensin bira içiyorsun şaşırtıcı dedi birisi
    -evet haklısın erkek olup erkekle konuşmak kadar garip değil mi dedim
    muhtemelen anlamadı hiçbirisi belki sonra sonra anlamışlardır ne demek istediğimi
    ben binlerden şişe çevirmece tarzında bir oyun beklerdim ama
    iyi ki oynamadılar sadece içip içip konuştular
    bazıları erken ayrıldı
    kalanları da ev sahibi kızlar kovaladı belirli bir saatten sonra yarın görüşürüz diye
    biz konuşmaya devam ettik ebru yanımda bana yaslanmışken
    kızlar da müsade isteyip gittiler odalarına
    ebru başbaşa kalmayı bana teşekkür ederek
    hem geldiğim için hemde arkadaşlarına iyi davrandığım için
    sorun değil yatalım mı dedim
    -hastayım kelebek dedi
    -tamam işte yatalım hadi dedim
    yatağa geçtik bi kaç öpüşme sarılma derken
    sabah kalkıp kızlarla beraber kahvaltı yaptıktan sonra

    ---nereye gitmek istersin dedi
    -sen bilirsin dedim. imalıca
    -hadi çıkalım karar veririz dedi
    -okulun yok mu bugün dedim
    -bugün yok dedi
    olaylar ne yapsak ne yapsak derken
    bir yere oturup konuşma
    bir yerde yemek yeme
    yapacak hiç bişey bulamayıp sinemaya gitme
    sonra bişey içip eve geldiğimizde
    sanki param olsa hepsini ben ödeyecekmisim hissi veren cebimdeki paranın ciddi miktarda azalışı
    hani ebru hadi kelebek işine bak dese
    ankarada beş parasız asker başıma kalacaktım
    sonra tek yol hale gidip kamyoncunun birisiyle züt karşılığı alanya istikametine gitmek olurdu herhalde
    izin kritiği yaptığımda farkettim ki
    aslında acınacak haldeyim
    herkese göre göreceli olan aşkın peşinde koşarken
    kendimi bıraktığım yerlerin farkında değilim
    resmen her konuda bir kızın eline bakıyor haldeyim
    hiçbir şeyde naz yapma lüksüm kalmamış
    ne param var aldığı şeylere ben bunu yemem şunu isterim diyebiliyorum
    ne de züt var ebru ben bu hayatı kabul edemem ben gidiyorum diyebiliyorum
    ne tak yersem yiyeyim ebru her zaman iki bir önde
    aşk artı para onda oldugu için
    yakında bu skora eğitim de eklenecek
    3 1 den sonra maçı berabere getirebilmek için
    aşka attığım bacak arası golün 3 gol değerinde olması gerekecek mahalle maçlarında oldugu gibi

    • *kahvaltı için ekmek alımına beni görevlendirdiler
    co-görevli ise ebru oldu
    buz gibi havada yeni yağmış kar'ı ayakla tekmeleyip biraz havaya biraz da ebrunun bacaklarına doğru gelmiş olmasının
    ebru da yarattığı etki kar'ı gayleştirip üzerime fırlatması şeklinde oldu
    bir kısmını elimle sıyırıp yoluma devam ederken
    ikinci hamleyi de yapmasına yine ses çıkarmadım
    ebru kartopu oynunu oynamak için çok hevesli gibiydi
    ama ben bu oyun için incinin jane'i gibi çok sıkıcı bir karektere büründüm
    hiç karşılık vermeyerek
    amacım sıkıcı olmak değil onun hastalanmasından korkmaktı
    ekmeği alıp geri dönerken atmaya devam etti
    ben ses çıkarmadıkça olayı abarttı
    karı avuçlayıp boynumda aşşağı bırakmaya kadar gitti olay
    biraz silkelenip yıkılmadan yoluma devam etmeye çalışırken
    ebru benim önümü kesti karşımda durarak
    yere eğilip yol kenarında birikmiş kardan bir avuç alarak
    elime bıraktı
    sonra yine eğilip
    bir avuç daha aldı
    doğum günü pastasını suratıma yapıştırır gibi yapıştırdı
    sonra bana bakarken benim de ona aynısını yapacağımı düşündüğü için
    gözlerini kapadı
    suratına avuçlarımdakini değil dudaklarımdakini yapıştırdım
    -gıcıksın dedi

    • *önden önden yürümeye devam etti
    kahvaltı hemen hemen hazırdı
    bi kaç mutfaktan masaya nakliye işine bende yardımcı olduktan sonra
    ebru okula gitmesi gerekirken gitmemeye karar verdi
    benim için sorun olmadığını söylesemde gitmedi
    kahvaltı sonrası yine yalnız kaldık evde
    yatağa geçip uzanarak konuştuk
    -kızgın mısın bana dedi
    -beni hastalandırmaya teşebbüs ettiğin için mi dedim
    -benimle kalmanı istediğim için dedi
    -ben mutluyum seninle olmaktan dedim
    -tamam istersen gideriz alanyaya beraber dedi
    -sen bilirsin dedim
    -bu hafta sonu gideriz o zaman cuma gününden dedi
    -tamam dedim
    bu tavrı beni biraz yumuşattı bütün kırgınlığımı aldı
    bende aşkın gazına gelip sarılmalarımdaki samimiyeti arttırdım
    resmen fingirdek birisi oldum amk ona karşı
    yeterli fingirdeşmeyi gerçekleştirdikten sonra
    -hadi dışarı çıkalım dedi
    -kar sadece yerde kalacak ama dedim
    -söz veremem hem seninle oynaması da zevkli değil dedi
    -başka bişey buluruz zevk alacağın hadi dedim
    dışarı çıktık. cebimin bakiyesi 10 türkiş lira(tahmini) beyler
    ona da deli gibi sigara alasım var zaten
    anlayacağınız onu da yok sayın
    ne desem ki kıza hadi bi yere gidelim desem neyle diyecem
    lafla gidilebilecek yerleri düşündüm
    sadece yürü ve kartopu oyna en ucuzu bu
    sıfır maliyet amk

    • *diyeceksiniz ki lan mal neden babanı arayıpda istemiyorsun
    nerden arayacan amk telefonda çıkacak ankarada oldugum
    ekşın reyize sarıldım
    ebruya telefon açmam gerektiğini söyledim komutanıma
    aradım ekşını cepte kalan kontur kartlarından
    -y.s.kelebek antalya deyince
    -alkollümüsün dıbına çakim dedi
    -hayır komutanım hava soguk ondan öyle geliyordur sesim dedim
    -kanyak iç dıbına çakim o zaman dedi
    -emredersiniz dedim. sessiz gülerek
    -söyle dıbına çakim tam baskın yapmak üzereydim dedi
    durumu anlattım ankarada oldugumu söyledim para lazım komutanım dedim
    -dıbına çakim ben sana nasıl vereyim şimdi parayı dedi
    -bunu düşünemeden aradım komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim 30 dk sonra beni tekrar ara dedi
    emredersiniz dememe gerek kalmadan kapattı telefonu
    30 dk nasıl dolar diye düşünürken ebrunun kartopu heyecanı geçmemiş gibiydi
    o da eğlensin diye üzerine fırlatıyormuş gibi yapıp ıskalar geçen atışlar yaptım
    ama o direk bana atıyordu acaba acır mı halime diye
    bana attıklarına karşı taksör reflekslerimi kullanmadım hiç
    hasgibtir ne taksörü ne refleksi amk içimiz dışımız şamar yemek zaten
    ebru benden sinirini iyice çıkardıktan sonra
    parmaklarım artık çok üşümekten ısı basınç yapıyordu
    zaman da dolunca ekşını tekrar aradım
    bana bir adres kışla adresi verdi
    orda bir komutan ismi söyledi
    o sana verecek git ondan al dıbına çakim dedi
    -emredersiniz deyip kapattım
    bowlinge gittik ebruyla
    ben bowling oynamaktan çok sıcak bir yerde olmama sevindim
    ankaralı panpalarıma allah sabır versin kışları
    zütünüz donmuyor mu amk?
    yine hesablar ebrudan
    Tümünü Göster
    ···