/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +4
    Olay ben 16-17 yaşlarımdayken yaşanmış gerçek olaydır pampalar. Çok uzatmadan konuya gireyim.

    Deli çağımız o zamanlar. Fişşek gibi sağda solda ömrümü daha hızlı nasıl kısaltabilirim'in cevabını aradığım dönemler. Aslında o kadar sık mallık yaptığım söylenemez ama işler sürekli taka sarıyordu o zamanlar. Malmıydım neydim cidden şimdi baktığımda çözemiyorum. Neyse. Lisede bi kız vardı ama görseniz amk. Kıza aşık olmadım. Resmen zütüne aşık oldum kızın. Abartısız ama çok güzel bi kasesi vardı hatunun. Biz tahta sırada otururken bu silikon sırada oturuyodu sanki. Kantinde bir iki kestim kızı ama kız pek oralı olmadı. Aslında oralı olması için bir sebepte yoktu. O tiple nasıl bugünlere geldim şaşırıyorum. Her neyse. Kızı takip edip sınıfı buldum. Kız son sınıftı. Erkek arkadaşı var mıdır yok mudur diye her tenefüs fırlayıp kızı gözetlemeye başladım. Bu kız için dayak falan yemek istemiyordum. Sevsem değerdi ama ne yalan söyleyeyim onu sevmemi sağlayan şey kendisi değil zütüydü. O yüzden gerek yok. 2-3 gün ortada bi engel görünmedi. Kız neredeyse hiç sınıftan çıkmıyor. Dedim bu iş olur. 3. günün sonunda kızı çıkışta yakaladım. Birlikte tramvaya bindik ama tek bir cümle etmedim kız saf saf eve doğru gitti. Takip ettim bende. Kıza zütün çok güzel diyemem tabi. Salak gibi evine kadar izledim. Sonraki gün hayatımda ilk defa okula 1,5 saat erken gittim. Kapıda kuytuda sigara içip kızın gelmesini bekliyorum. Kızı gördüm kalçasıyla birlikte geliyordu. Okulun ilk giriş kapısı tek kişilik küçük bir kapı, bahçeye açılıyor. O girdiği sırada bende bodoslama hayvan gibi girmeye çalıştım. Orantısız güç kullandım evet ama her şey o güzel züt içindi. Kız yere kapaklandı. Düştüğü anda içim bi cız etmedi değil. Ya kaseyi kırsa. Ben ne yapardım. Hafif özür dileme mimiğiyle şaşırma ifadesi takınıp kıza yardım ettim. Kız yere düşerken bile ses çıkartmadı ve o an bu kızda bir şeyler hissettim. züt dışında bir kalbinin olduğunu ilk o zaman gördüm. Çantası düşerken kapının süs demirlerine takılmış olmalı, kopmuş tek tarafı hâla kolundaydı. Kızı kaldırdım binbir özür diledim. Yok önemli değil dedi. Ki bu da sesini ilk duyuşum oldu. Ben özür dileye dileye sınıfa kadar peşinden gittim. Çantanı bana ver öğlen hemen okuldan kaçıp diktirip geleyim dedim. Hiçbirini kabul etmedi. Ürkek ceylan gibiydi amk ya şu an bile gözleri gözlerimin önünde.
    ···
  1. 2.
    +1 -1
    Uzunsa rez
    ···
  2. 3.
    +2
    "Kalçasıyla birlikte geliyordu."
    ···
  3. 4.
    +1
    Komedi aq
    ···
  4. 5.
    0
    iki bira alıp geliyorum pozisyon alın.
    ···
  5. 6.
    -1
    işim çıktı beyler 1 saate devam edicem.
    ···
  6. 7.
    +1
    Hani aq
    ···
  7. 8.
    +1
    Pozisyonu aldık beklemedeyiz panpa. Rez
    ···
  8. 9.
    -1
    Dün bira almaya gittim tekelle sohbet ede ede 4 50'lik yuvarladım adam muhabbetten ötürüde para almadı beleşe getirdik ahahaddh. Bu akşam ilk fırsatta devam edicem pampalar kopmayın.
    ···
  9. 10.
    +1
    Kusura bakmayın beyler iş güç malum. Devam...

    Kız yere düştükten sonra gerçekten afalladım. ilk düşüşte aşk gibi değilde böyle ne bileyim... Biraz daha kekremsi bir şey. ilk derse daha yarım saat kadar vardı. Kızın peşinden özür dileye dileye sınıfına kadar gittim. En son "tamam, kaza olmuş olabilir ve ortada bir sorun yok tamam mı?" dedi hafif bir sert tonla. Nasıl sülük gibi yapıştıysam amk. "Bana bunu demeseydide keşke tokat falan atsaydı. ilk vuruşta aşk olurdu ne güzel." diye içimden geçirirken kızın arkasını dönüp sınıfa gitmesiyle asıl odak noktamı kaçırdığımı fark ettim. ikisi birlikte tın tın sınıfa girdiler. Poposu ve kendisi.

    ilk derste deli gibi nasıl iletişime geçsem diye düşünüyorum lan kafayı yiyeceğim. Gürhan diye fırlama bi bin var hemen arkamda oturuyor. Aramız iyidir ama ölümüne kanka modu da değil. Yavşak bi kere ben dayak yerken duvara ayağını dayamış katıla katıla gülüyordu. Hiç unutmam onunda hıncını alamadan mezun olduk zaten. Acısı hala içimdedir.

    Konuyu dağıtmayayım. Gürhana durumu hafif çıtlattım. Kıza nasıl açılacağım amk kızla hiç ortak bağımız yok kafa durdu dedim. Tuvalette sıkıştır ahahahahahaha diye gibik bi cevapla bana çok iyi bi moral verdi. Zil çalınca direkt kızın sınıfına gittim. ilk ders tenefüsü millet sıralarda uyuklar vaziyette ama sınıf boş sayılır. Kızı gördüm. Orta sıra, önden ikinci masada kapı tarafına yakın olan bölümde oturuyordu. Masanın altından telefonuyla bir şeyler yapıyor. Hiç unutmuyorum 7610'u vardı. Nokia'nın şu salak tuş dizimine sahip siyah kırmızı beyaz telefonu var ya o. Simetri diye bir şey yok amk telefonunda. O zamanlar herkeste default olarak dale don dale yüklü gelen 6600 ya da biraz daha paralıysa 6630 kullanıyorlardı. Bende de ericsson k510 vardı. Her neyse işte sınıfa girdiğimde telefonuyla oynamaktan beni görmedi. Yanına kadar gittiğimde birden irkilip telefonu saklamaya çalıştı (hoca falan sandı herhalde). Sonra ben olduğumu anladığında diye diye "yine mi sen" dedi. "Ulan Türkçede o kadar güzel cümleler varken ve bu kadar güzel bir kase varken bu mu söylenir?" diyemedim ama hemen önündeki sıraya yan bir şekilde oturup yüzüm ona doğru dönerek "ya sabahki olay beni gerçekten çok üzdü. sağol bir şey yok diyorsun ama ben kendimi iyi hissetmiyorum. lütfen çantanı ver bir şekilde kolunu diktirip getireyim sana. o zaman kendimi daha iyi hissederim" dedim. oraya oturana kadar ne söyleyeceğimi planlamamıştım birden çıktı bunlar. Bunu dedikten sonra yüzü bi yumuşadı "ayyy şapşiiiikkk" mimiğini takındı bir an. Ama o gözler ve o ağız... Ağızı şimdi karıştırmayayım. O yanaklar cidden çok tatlıydı be... "Tamam seni anlıyorum ama ben bunu akşam anneme diktiririm gerek yok. Bu kadar büyütülecek bir şey değil zaten alt tarafı bir kaza dedi." Peki dedim. Mal mal kıza bakıyorum öyle söyleyecek başka bir şeyim yok. "seni dün takip ettim evinde çok güzelmiş maşallah" diyemezdim herhalde. Kız geçen gün tramvayla karaköye gitmiş, tünelden şişhaneye çıkıp istiklal caddesinden cihangir tarafına doğru ara sokaklara girmişti. Köşede, yaklaşık bi 100 senesi olan bakımlı kahverengi bi binada oturuyordu. Hatta belki bir şey olur cama çıkar diye biraz bekleyip tüm katları süzmüştüm hangi kat olduğunu anlamak için ama hiç bir hareketlilik olmadı bende geri dönmüştüm.

    Kızda bana bakıyor... Lan acaba söylesem mi seni seviyorum gibi şeyler. giberler mi beni acaba diye tırsıyorumda. O güzel ağızı bi cırlamaya başlasa tüm okul üstüme atlardı yemin ederim. O sırada kafamda bunlar geçerken kız hala bana bakıyor. Kafasını "ne var?" anldıbına gelebilecek iki yana sallayarak "eee?" dedi. "Çantanı vermeyeceksin yani?" dedim. "Evet" dedi. Tamam dedim çıktım sınıftan.

    Kızı çıkışta yine takip ettim. Cidden kendimi çok iyi hissettiriyordu onunla konuşamasam bile aynı ortamı paylaşabiliyor olmak. Bide bonus vardı tabi. Takip dediğimiz şey önden değil arkadan yapılır. Kızın suratından çok kasesini muhattap alarak takip ediyordum. BU NE KADAR BÜYÜK BiR ZULÜM OLDU ANLATAMAM!!! Kız tramvaya binip karaköye geldiğimizde inmedi. ineceğini bildiğim için ben indim. (Arada 2 kapı mesafe var) O inmeyince şaşırıp kapı kapanırken tekrar bindim. Acaba görmedim mi inerken diye düşünürken kızı tramvayda gördüm. inmemişti. Durağı kaçırdı ya da beni fark etti diye düşünürken strese girdim. Tophanede de inmedi. Hiç inmedi amk. Kabataşa geldik. Bu süre içerisinde full telefonla bir şeyler yapıyor. Lan acaba manitayla mı yazışıyor başımıza bela mı alıyoruz diye düşünürken yavaştan dayak yemeyi bile göze aldığımı fark ettim. Kabataştan kadıköy vapuruna bindi. Ben de bindim. Kadıköye geldiğimizde haydarpaşa yönüne doğru sahil tarafından yürümeye başladı. Şu anda sahilden yürüyerek marmaray durağına doğru gittiğiniz yer var ya, o sokaktan girdi. 2-3 blok kadar ilerledik kafasını yukarı kaldırıp baktı ve bir zili çaldı. Nereye geldi lan bu diye düşünürken aklıma salak salak şeyler geliyor. Zili çaldıktan sonra rahat 2-3 dakika bekledi aşağıda. Bende bu arada ya teyzesi meyzesi falandır akrabasıdır gelmiştir ne olacak diyorum. Tam o sırada 4. kattı sanırım... kel, göbekli, vücudu kıllı ayı gibi bi adam beyaz atletiyle camdan aşağı sarktı "gel gel" dedi. Bir kaç saniye sonra otomatiğe bastı bin ve kız içeri girdi. Deliye döndüm amk kimdi bu ayı. Kız nerede oturuyor, niye buraya geldi, içeride ne yapacaklar... Kafamda deli sorular. Bende beklemeye başladım. içeriye ne giren ne çıkan oluyordu. Dışarı çıksa mı iyi, çıkmasa mı daha iyi diye düşünmeye başladım. Hele tam 1 ya da 2 saat sonra çıkarsa kafamda mimlenmiş olacaktı. işte o zaman Gürhan'ın dediği tuvalette sıkıştırma taktiği için hiç bir engel benim açımdan kalmayacaktı. Ama çıkmadı. Akşam saat dokuz buçuğa kadar orada mal mal bekledim. Sigaram bitti, açlıktan öldüm ama oradan ayrılmadım... Sonra kız ne çıktı ne de o ayının sarktığı kattan bir görüntü alabildim.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Reźzzzzz
      ···
  10. 11.
    +1
    Rezervuar
    ···
  11. 12.
    +1
    yazsana bin
    ···
  12. 13.
    0
    ilk entrye şukularınızı ekgib etmeyin. Bu akşam iyi yol alacaz.
    ···
  13. 14.
    +1
    Hadi mk
    ···
  14. 15.
    0
    Geldim. Devam ediyorum.
    ···
  15. 16.
    +1
    O akşam deli oldum resmen. Eve gittiğimde o kadar aç olmama rağmen yemek yemeden hemen yattım. Kızı beynimde sürekli görmeye başladım. Hafta sonu diye bide iki gün bu sinirle nasıl geçecek bilemiyorum. Bildiğin platonik aşk gibi bir şeye dönüştü. Yatağa yatıyorum uyuyamıyorum, her şey üstüme üstüme geliyor. Bide evdekilerle gibimsonik bi sebeple tartışmıştım.

    Pazartesi oldu. Ben yine 1,5 saat önce okul kapısında kuytudaydım. Midemde garip bi bulantı var heyecan ve stres nedeniyle. 1 saat bekledikten sonra kız uzaktan göründü. Ne diyeceğim ki kıza. Niye bekliyorum? Hiç bir hareketimin anldıbını bilmeden yapıyordum. Daha kızın adını bile bilmiyorum. Vücudumu beynim değil hormonlarım yönetiyordu. Kapıya yaklaştı. Bende yavaştan yakaladım onu. "Aaa ne tesadüf günaydın" dedim kıza. "En azından insanları düşürmedende iletişime geçebiliyomuşsun ihi" dedi. Bu başarısız laf sokuşu benim için büyük bir umut, hedefime koca bir adımdı. Yaa işte öyle oldu o kadar özür diledim olmadı diye konuyu göğüsümde yumuşattım. Tabi ben onun göğüsünde yumuşamayı dilerdim ama ille ki o günlerde gelecekti. Kızı sınıfına kadar zütürdüm. Rahatsız olmuş gibiydi ama ses de etmedi. Adını sordum "neden soruyorsun ki" dedi. Kız tam dengesiz bir buz dolabı. Sonunda söyledi ama. Adı Betülmüş. Ben de adımı bağışladım Şimdibanabi dedim. Memnun oldum faslından sonra ayrıldık.
    ···
  16. 17.
    0
    Kızı çok sıkmayayim biraz yüzüm eskisin ayağına gün boyu sınıfına hiç gitmedim. Kantinde karşılaştık sadece bir kere o gün. Okul tuvaletinde genelde sigara içiliyor herkesin malumu. Belirli aralıklarla hocalar denetler sorun olur. Bizim okul 4-5 bina ve aralarındaki boş alanlardan oluşuyor. O dönemde okulun her yerine yeni kameralar takılmıştı. Bende okulun tam göbeğinde çatı kuytusunda mekan belirlemiştim. Sigara içeceğim zaman orada içiyordum. Okulda bu sayede hiç yakalanmadım ve hocalar benden hiç şüphelenmedi. Cep parfümü de kullanıyordum. Ohh mis. O gün belki şans eseri Betülümü tekrar görerim umuduyla kantin civarında dolanıyordum. Kantinin yanında tuvalet var ve yangın çıksa bu kadar duman çıkmaz oradan. Sözde hocalardan gizli içiyorlar. Aksine sigara içen hocaların sigara masraflarını azaltıyorlar. Bunu da boşverelim. Mal mal volta atmaktan içim patladı. Girdim tuvalete sigara yaktım. 3 senedir okuldaydım ama tuvalete hiç girmemişim onu fark ettim. (Okulda 6-7 tane tuvalet var) Hiç temizlenmemiş, leş gibi, taktan sidikten çok sigara izmariti olan böyle bir yer daha şimdiye kadar bile görmedim. Sigara içerken tuvalete Kadir diye bi çocuk var o geldi. Adam iki sene kalmış birisi ve hayvan gibi iri yarı bi cüssesi var. Kilodan değil kemikleri iri stayla. Pek muhattap olduğum birisi değildi. Ama Kadir okulun en tanındık belalılarından biriydi. Ota taka burnunu sokup her türlü olayın başını çekerdi. Söylentiye göre ülkü ocaklarında bi bağlantısı varmış. (inandırıcı değil) Kendisine Kadir değil Reis dedirtirdi. Etrafında avareler mafya gibi okulda takılırlardı. Her neyse. Selamın aleyküm, aleykümselam. Kadir "sen sigara içiyor muydun kardeş ya" dedi. Arada işte falan diye konuyu uzatmamaya çalışıyorum. Akıllı bi tip değil çünkü. Kendisi de sigara yaktı. Yanındakilerde reis içelim mi bizde dedi. için diye izin verdiğinde kendi sigaralarını yaktılar. Böyle itaatkar insanlar yani yanlarındaki. Her neyse. Eleman benimle konuşmaya başladı yok hangi sınıftaydın falandı filandı tak püsür konular. Konuşurken atarlanma ya da sataşma gibi bir tavırla konuşmuyor sohbet etmeye yer arıyor gibiydi. En son sigaram bitti hadi beyler kaçtım ben diyip kaçtım. Ben giderken "Arada uğra Şimdibanabi" dedi. Ulan sanki cafe işletiyo pekekent.
    ···
  17. 18.
    +1
    Kadir beni sevmişti ya da gibmeye yer arıyordu bilemem. Akşam çıkışta Betülümü kaçırmayayim diye koşar adım kapıya gittim. Gün içinde çıkış için muhabbete geçme konusunda güzel bir fikir gelmişti. Tramvaya bindiğimizde aa sen de mi buradasın bende şuraya gidiyordum diyerek muhabbeti geliştirebilirdik. Kaldı ki maalesef kızın bu akşam nereye gideceğini bilmiyordum. Cihangir mi yoksa kadıköy mü? Yoksa hakkari mi amk. işe yaramayacaktı ve tehlikeli bi kumardı. Çıktığında takip mesafemi koruyup takip ettim. O DA NE!!! TRAMVAYA DOĞRU DEĞiL BAŞKA BiR YÖNE DOĞRU GiDiYOR!!! Vay kaltak acaba bu sefer nereye gidiyor diye düştüm peşine. Okula yakın bi yerde salak salak sokaklardan geçtik. Toplamda 10 dk yürüme mesafesinden sonra bi apartmana girdi. Biraz bekledim ve koşarak zillerdeki isim ve soyisimlere hızlıca göz gezdirdim. Betül'ün soyadını bilmiyordum ama aklıma süper bi fikir gelmişti. Onun nerede yaşadığını öyle ya da böyle bulacaktım. Okula doğru geri koştum. 5 dakika gibi bir sürede okuldaydım. Okuldan çıkan öğrencilerin bir kısmı hala orada burada görülebiliyorlardı. Müdür yardımcısının odasına girdim. Sınıf defterleri orada toplanıyordu. Hocam x x hoca yy sınıf defterini imzalamayı unutmuş benden zütürmemi istedi diyerek defteri odadan çıkarttım gittim tuvalete. Elimde hayatın şifresinin yazılı olduğu bir kitap vardı sanki. Önce sigaramı yaktım. Defteri yavaşça açıp 25 kişilik sınıf listesine dikkatlice baktım. Betülün adı yoktu. Doğru defteri mi aldım diye kontrol edip tekrar gözden mi kaçtı amk noluyo diyerek baktım. Betül listede yoktu.
    ···
  18. 19.
    0
    Kaltak bana yalan söylemiş adı betül değilmiş. Bende listedeki yaklaşık 10 kızın soyadlarıyla beraber bi kağıda yazdım. Defteri gidip my odasına geri bıraktım. Betül sandığım kızın girdiği binaya doğru sigaramı içe içe yol aldım. Vardığımda zildeki isim ve soyisimlerine baktım. Zilde tüm karların sadece soyisimleri yazıyordu. Bu soyisimler ile elimdeki soyisimler de tutmuyordu amk. Peki bu karı ne tak yiyordu bir türlü anlayamıyordum.

    Köşede oturup sigara içmeye başladım. Bu kızla kesişmeye başladığımdan beri günde iki paket bitirir olmuştum. Aileden aldığım harçlığın tamamı sigaraya gidiyor. Öğle arasında da bisküviyle geçiştiriyordum. Arada evden gizlice ekmek arası yapıp çantaya arıyordum. Evden zütürdüğümü görseler para vermeyebilirler.

    30 dakika kadar takıldım ve kız dışarı çıktı. Hâla okul elbisesi üstündeydi ama ne yalan söyleyeyim. Algıda sıçıcılık yapmadıysam kıyafetin üst kısmı kırışıktı. Yani bu demek oluyor ki içeride gömleğini çıkartmış bir yere atmış. Muhtemelen sevişmiş. Yoksa niye böyle bir şey yapsın? O kırışma ha diyince olacak bir kırışma değil.
    ···
  19. 20.
    0
    Reserved
    ···