beyler gece olmuş saat 9. almışım akşamdan biralarımı geçmişim bilgisayarımın başına asosyallik tavan. bir yandan tina s. nin gary moore coverını (bkz:
tina s) dinliyorum bir yandan sözlükteyim. hop telefona bir mesaj geldi. yazan benim eski gibeçlerden felsefe öğretmeni serpil. "nerdesin. biz arka oda'ya gidiyoruz hadi sen de gel". ya dedim içimden gibtiğimine bak. ta tuzla'dan kalkıp kadıköye gidesim de hiç yok. üstelik öyle ben ne zaman kafaya göre bu gibeçlerimden birisini çağırsam sittin sene hiç biri gelmemiştir amk. ayrıca da öyle mal gibi abaza gibi koştura koştura gitme olayında da tecrübeliyim. (bkz:
eski sevgilim beni erkek arkadasi ile tanistirdi). kafa zaten olmuş 1500. fırsat bu fırsat nasıl olsa gitmeyecem köpek çekeyim bare şuna dedim. "yok gelemem la içiyom ben burda" diye cevapladım. tık mesaj geldi hemen "ya bak yanımda nurseren var hani sana bahsetmiştim". ulan dedim nedir bu şimdi. nurseren de iliğin allahı. ama olay ne anlamadım. ben de yazdım "ya ikinizi birden idare edemem bu gece" cevap verdi "salak..!"
ulan durdum öyle. 10 dakka geçti geçmedi pat bir resim geldi. bunlar bir masada oturmuş, önlerinde de iki efes. ben de yazdım "ulan o ne apaçi gibi efes mi içiyorsunuz" tak bir resim daha "piña colada'ya geçtik" ulan nurseren de aklımı alıyor. ya dedim ben araba kullanamam bu kafayla siz kalkın gelin tuzlaya çok istiyorsanız" neyse yine bir sessizlik hakim oldu. sonra tanımadığım bir numara aradı. allahtan cepte cia kurulu. hemen numara tespit edildi "nurseren". açtım telefonu. "oo nurseren naber". dedim. meğer serpil'in şarjı bitmiş nurserenin telefondan arıyor. "hadi gel ya bak sürpriz dolu bir gece olacak".
ulan düşündüm taşındım. şimdi dedim gitmeyip de bunu birisine anlatsam "muallak olmuşsun sen oğlum derler" hay amk dedim üşenmedim giyindim kalktım atladım arabaya gittim kadıköy'e. zaten gitmem 1 saat aldı. vardığımda "oo kutman hoşgeldin bilmemne" ama bunların masada bir de herif. serpil'in taksim ticaretten öğretmen arkadaşıymış. fettullahçıymış ama arada içiyormuş. hay gibiym amk. herif gitmek bilmiyor. benim amacım bunları bir an önce kaldırıp serpil'in evde devam etmek ama herif uzattıkça uzatıyor. evliymiş de çocuğu olmuyormuş da karısı bunu çok kıskanıyormuş da bilmemne. kızların kafa da bir dünya kaş gözden de anlamıyorlar. en sonunda hesabı istedim. hesap geldi 285tl. mal gibi ödedim amk.
kalktık. bu fettulahçı muallak de bir türlü ayrılmıyor. yanımızda sürekli. kutman abi yok şu yok bu. tam
e giberim ama ha durumu. serpil'e dedim ben dönemem sende kalıcam bu gece. gittik serpil'e. bu fettullahçı herif de geldi. serpil'in balkonda kurduk ortamı. bir ara nurseren tuvalete gitti. kaşla göz arasında hop peşinden fettullahçı da yok oldu. ulan 10 dakika geçti 20 dakika geçti ne gelen var ne giden. biz kaldık serpille yalnız. dedim ben bi tuvalete gideyim. içeri bir girdim tuvalet boş evde ışık yok. serpil'in yatak odasına bi gittim. fettullahçı takır takır nursereni gibiyor amk. nurserenin kafa uçmuş. zevkten dört köşe, inim inim inliyor. hay giberim bu işi. balkona döndüm. bi baktım serpil yerlere kusmuş. geçmiş salonda sızmış. ya dedim ammmmmına koyayım bu işin ya. tam o sırada kapı çarptı. fetullahçı koşar adım çıktı gitti.
ulan ne oluyor demeye kalmadı kıyamet koptu evde. nurseren bağırış çağırış çıktı odadan. neymiş ona tecavüz etmişim. polis çağırılsınmış. ya dedim kızım sen manyak mısın. ben serpille balkonda oıturuyordum sen o fettullahçı çocukla çektin içeri gittin. yok ne "reşat asla öyle bişey yapmazmış" zaten kesin benmişim hatırlıyormuş. o sapık bakışlarımı hiç unutmayacakmış. serpil desen tam dut. oğlunun adını hatırlamıyor.
beyler uzun lafın kısası şu anda tutuksuz yargılanıyorum. ne yapayım ne edeyim bilemedim en iyisi size sorayım dedim. sizce ben ne yapmalıyım..?