-
1.
+68 -5Kaybeden, nedir kaybeden? Aslında sırf bu kelime için uzun bir makale yazmak istiyorum ama şuan ona ayıracak bir vaktim yok.
Bundan 2 yıl evvelinde "kaybeden" tabirine tam anlamıyla uyan, aynı zamanda obsesif ve ruh sağlığı tıpkı bir kanser gibi yayılarak gün geçtikçe kötüye giden bir adamdım ben.
Sigara içmeyi oldukça seviyordum ve bırakmayıda düşünmüyordum, ölmekten korkmuyordum ve dahi olarak öleceksem zaten kanserden olmalıydı bu.Önümde koca bir hayat vardı, daha doğrusu güzel görüntüsüyle ağzı sulandıran bir profiteroldü belkide bu hayat, ama henüz tadına bakmamıştım.
Peki ya yalnızlık, nedir yalnızlık? uyku ile uyanıklık arasındaki puslu dağlardan, dipsiz ümitsizlik uçurumlarına düşüren demirden yumruktur yalnızlık. Bazen aynaya bakıp ağlamaktır yalnızlık, Herkesin bildiği ama sürekli unuttuğu şeydir yalnızlık. Aslında bir mevsimdir yalnızlık, yılın yada ömrün hangi noktasında biteceği bilinmeyen bir mevsim. Herhangi bir fast food zincirinden iki menü alıp tek başına yemektir yalnızlık. yattığın yatak çift kişilik dahi olsa yalnızlık tek kişiliktir. Yani kimine göre derin bir kuyu, kimine göreyse sığınacak bir limandır yalnızlık.
Bir sabah uyandığımda ağzımın içi yine çamur gibiydi, önceki gece o kadar çok bira içmiştim ki yastığa bile sinmişti kokusu. Odanın içi ise sigaradan dolayı zulüm kokuyordu. Telefonumu çıkardım yastığın altından, feysbuktan gelen bir bildirim dışında ekranda herhangi birşey yoktu yine. Zaten beni arayıp merak edecek pek kimse kalmamıştı artık. Feysbuktan gelen bildirimi açtım, gözde isimli bir kız arkadaşlık isteği göndermişti, resmini açıp baktım, yüzünü anımsıyor gibiydim ama tanımadığıma da emindim.
Bu geçmişteki hayatımın devamıdır arkadaşlar, bu sözlüğe hemen hemen bütün hayatımı yazdım, dileyen profilimden inceleyip okuyabilir. Hikayenin gerçekliği ile ilgili geçmiş tarihli mesaj capsleri vereceğim hikaye içerisinde, hala saklıyorum, yalandı gerçekti münakaşasına girmek istemiyorum artık gerçekten. Yarım saate seri partlar halinde yazmaya başlayacağım, çok uzun olmayacak. rezerveleri alabilirsiniz.
Not: Askerliğim ile ilgili soru soracaklar için, yaştan dolayı b tertipe attılar, devre kaybı olarak 9 haziranda burdur/merkez'deki acemi birliğime teslim olacağım.
-
2.
-1Bu yazarın entryleri çok kaliteli, okunmaya değer.
Rezerve -
3.
+4 -14Aslında bir mevsimdir yalnızlık, yılın yada ömrün hangi noktasında biteceği bilinmeyen bir mevsim. Herhangi bir fast food zincirinden iki menü alıp tek başına yemektir yalnızlık. yattığın yatak çift kişilik dahi olsa yalnızlık tek kişiliktir. Yani kimine göre derin bir kuyu, kimine göreyse sığınacak bir limandır yalnızlık.Tümünü Göster
Bir sabah uyandığımda ağzımın içi yine çamur gibiydi, önceki gece o kadar çok bira içmiştim ki yastığa bile sinmişti kokusu. Odanın içi ise sigaradan dolayı zulüm kokuyordu. Telefonumu çıkardım yastığın altından, feysbuktan gelen bir bildirim dışında ekranda herhangi birşey yoktu yine. Zaten beni arayıp merak edecek pek kimse kalmamıştı artık. Feysbuktan gelen bildirimi açtım, gözde isimli bir kız arkadaşlık isteği göndermişti, resmini açıp baktım, yüzünü anımsıyor gibiydim ama tanımadığıma da emindim.Aslında bir mevsimdir yalnızlık, yılın yada ömrün hangi noktasında biteceği bilinmeyen bir mevsim. Herhangi bir fast food zincirinden iki menü alıp tek başına yemektir yalnızlık. yattığın yatak çift kişilik dahi olsa yalnızlık tek kişiliktir. Yani kimine göre derin bir kuyu, kimine göreyse sığınacak bir limandır yalnızlık.
Bir sabah uyandığımda ağzımın içi yine çamur gibiydi, önceki gece o kadar çok bira içmiştim ki yastığa bile sinmişti kokusu. Odanın içi ise sigaradan dolayı zulüm kokuyordu. Telefonumu çıkardım yastığın altından, feysbuktan gelen bir bildirim dışında ekranda herhangi birşey yoktu yine. Zaten beni arayıp merak edecek pek kimse kalmamıştı artık. Feysbuktan gelen bildirimi açtım, gözde isimli bir kız arkadaşlık isteği göndermişti, resmini açıp baktım, yüzünü anımsıyor gibiydim ama tanımadığıma da emindim.Aslında bir mevsimdir yalnızlık, yılın yada ömrün hangi noktasında biteceği bilinmeyen bir mevsim. Herhangi bir fast food zincirinden iki menü alıp tek başına yemektir yalnızlık. yattığın yatak çift kişilik dahi olsa yalnızlık tek kişiliktir. Yani kimine göre derin bir kuyu, kimine göreyse sığınacak bir limandır yalnızlık.
Bir sabah uyandığımda ağzımın içi yine çamur gibiydi, önceki gece o kadar çok bira içmiştim ki yastığa bile sinmişti kokusu. Odanın içi ise sigaradan dolayı zulüm kokuyordu. Telefonumu çıkardım yastığın altından, feysbuktan gelen bir bildirim dışında ekranda herhangi birşey yoktu yine. Zaten beni arayıp merak edecek pek kimse kalmamıştı artık. Feysbuktan gelen bildirimi açtım, gözde isimli bir kız arkadaşlık isteği göndermişti, resmini açıp baktım, yüzünü anımsıyor gibiydim ama tanımadığıma da emindim.Aslında bir mevsimdir yalnızlık, yılın yada ömrün hangi noktasında biteceği bilinmeyen bir mevsim. Herhangi bir fast food zincirinden iki menü alıp tek başına yemektir yalnızlık. yattığın yatak çift kişilik dahi olsa yalnızlık tek kişiliktir. Yani kimine göre derin bir kuyu, kimine göreyse sığınacak bir limandır yalnızlık.
Bir sabah uyandığımda ağzımın içi yine çamur gibiydi, önceki gece o kadar çok bira içmiştim ki yastığa bile sinmişti kokusu. Odanın içi ise sigaradan dolayı zulüm kokuyordu. Telefonumu çıkardım yastığın altından, feysbuktan gelen bir bildirim dışında ekranda herhangi birşey yoktu yine. Zaten beni arayıp merak edecek pek kimse kalmamıştı artık. Feysbuktan gelen bildirimi açtım, gözde isimli bir kız arkadaşlık isteği göndermişti, resmini açıp baktım, yüzünü anımsıyor gibiydim ama tanımadığıma da emindim.
-
4.
+1OKUYACAĞIM
tutarsa istanbulun en değerli arsasına rez almış gibi hissedecem hadi bakalım -
5.
+9(bkz: Part 2)
Biraz inceledikten sonra çokta önemsemeden onayladım. Kalktım ve duşa girdim, sonrasında giyinip aynanın karşısına geçtim, tuttum bir sigara yaktım, kravatımı düzelttim, ayakkabılarımı sildim ve sordum, "nasılsın thefucking?" yine kendim cevapladım "iyiyim, iyiyim." (edip canseverin ben ruhi bey nasılım? isimli kitabındaki destansı şiirinden bir kesittir bu)
Muhabbet kuşuma çıkarken bir eyvallah dedim ve kapıyı çekip çıktım evden. Arabamı ofisin önüne park ettikten sonra, her sabah gördüğüm seyyar milli piyangocuya selam verip, her zamanki gibi "bu sefer ne kadar veriyor" dedim, yüzünde bir tebessümle "17 milyon lira" dedi, ihtiyar piyangocu. Kapıdan içeriye girdim ve odama geçip oturdum. Telefonumdan gelen bir mesaj sesi, odanın içerisindeki sessizliği, odanın yankılaması ile bozdu. Gelen mesaj ise sabah beni eklemiş olan gözdedendi. Mesajda ise sadece "nasılsın?" yazıyordu. -
6.
+10(bkz: Part 3)
"Tanışıyor muyuz" diyerek yanıtladım. Bir süre cevap gelmedi sonrasında, "dün gece kadıköy modada aynı mekandaydık, sen biraz sarhoş gibiydin" diyerek yanıtladı. Dün gece ben modadaki benzindeydim, o kısmı doğruydu, tek başıma içiyordum fakat herşeyi gayet iyi hatırlıyordum, kendimi kaybedecek kadar içmemiştim, bir diyaloğumuz olsaydı mutlaka hatırlardım.
"Ben seni hatırlayamadım" diyerek cevap verdim. Bir süre muhabbetin ardından, swarmda yapmış olduğum yer bildiriminden isim ve soyismimi öğrendiğini söyledi. Bir süre konuştuk, laf altından tekrar rastlaşırmıyız gibi cümleler kurdu, asılıyor muydu bana bilmiyordum ancak bende ona verebilecek ne umut vardı ne de bir kalp. -
7.
+13(bkz: Part 4)
"Belki bir gün, kendine iyi bak" diyerek konuşmayı noktaladım. Bütün hayatımı arkamda bırakmaya çalışırken, tek gecelik ilişkilerden bile korkar hale gelmiştim. Yeni bir başlangıç yapmaya çalışıyordum kendi kendime, yeni bir başlangıç, nedir yeni bir başlangıç? Hayatın hep eskinin devamıyken nasıl değişebilirdi ki?
Artık hayatımda ne bir yeni başlangıç ne de başka bir kadın istemiyordum. Ben herşeyini geçmişiyle toprağa gömmüş bir adamdım. Akşam olmuştu, ofisteki herkes evlerine dağıldı. Bense kadıköy modanın yolunu tuttum. Galatasaray - K.Erciyes maçı vardı o gün, hem maçı izlerim hemde biraz içerim düşüncesiyle, benzine değilde milwall'a girdim bu kez. Üst kata çıktım, bira ve çerez söyleyip bir masaya oturdum. -
8.
+8(bkz: Part 5)
Sıkı bir galatasaray taraftarı olduğumuda söylemem gerek, kanımızı dökerek kurduğumuz bu ayyaş cumhuriyetin, en aşşağılık başkentlerinden kadıköyü ne kadar seviyorsam, takımımıda öyle seviyordum. ilk yarı 1-1 sona ermişti ki, masada duran telefonun ışığı yandı, gözde feysbuktan "napıyorsun?" yazmıştı yine. Modada olduğumu, maçı izlediğimi söyledim. O da yakın olduğunu, gelmek istediğini söylemişti. Çok fazla düşünmedim ve reddetmedim, ikinci yarının başlarında chedjou'nun attığı golle 2-1 öne geçmiştik ki, merdivenlerin başında gözde belirdi. Balık etli, beyaz tenli, çakma sarışın ama mütevazi bir tipti.
Gülümseyerek yaklaştı ve karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu, ardından "merhaba, nasılsın" diyerek elini uzattı. Ne elini sıkmaya cesaretim vardı, ne de öyle bir isteğim. -
9.
+6(bkz: Part 6)
Önce yüzüne baktım, dudaklarındaki kırmızı ruja dikkatle baktıktan sonra uzattım elimi, "iyiyim saol, hoşgeldin" dedim. Biraz özgeçmiş konuştuktan sonra maç 3-1 olmuştu. Tavırlarından fazlasıyla rahat bir kız olduğu kanaatine vardım. Biraz çatlak, çok konuşan deli dolu bir kızdı. Bense yavaş yavaş bitsede gitsek moduna giriyor, elimden geldiğince onunla az konuşuyordum. Maç 3-1 sona ermişti, hesabı istedim sonrasında kendi içtiklerinin parasını uzattı bana, aslında hoşuma gitmişti bu durum. Karşınıza oturan çoğu kız, genelde bunu yapmaz. Yada ben pek rastlamadım. "Kalsın" diyerek hesabı ödedim, ve garsona "üstü kalsın" diyerek kalktım masadan.
Gözde ise bana tebessümle bakıyordu. "Evin nerede, bırakabilirim istersen" dedim. -
10.
0Yazarsınız galiba
-
11.
+6(bkz: Part 7)
"Gerek yok saol" diyerek şaşırttı beni. Beraber kapıdan çıkıyorduk, saat biraz ilerlemişti ancak cuma akşamı olduğundan moda daha yeni yeni canlanıyordu. Aslında daha erken diye düşündüm içimden kendi kendime. O an gözüm travestiye parmak atmaya çalışan çocuğa ilişti, travesti küfür ediyordu, güldüm. Kafamı çevirdiğimde gözde de güldü.
"Hep böyle güler misin?" dedim. "Rakın varsa biraz da ağlarım" dedi. Kulağa hoş geliyordu ama böyle bir cevap alacağım aklımın ucundan geçmemişti hiç açıkcası. "neden olmasın" dedim. -
12.
+8(bkz: Part 8)
Kolumu uzattım ve koluma girdi, birlikte modadan yukarıya doğru yürümeye başladık, biraz sakin biryer olsun istiyordum, birbirimizi daha net duyabileceğimiz biryer. Yine Cafe-Bar tarzı çok kalabalık olmayan bir mekanın kapısından içeriye girdik. Masaya oturduk, bir ellilik rakı ve meze siparişlerini verdik.
Yüzüme baktı, alt ve üst dudağını birbirine sürterek rujunu düzeltti, "peki ya sen, sen hep böyle az mı konuşursun?" dedi. "Bazen" dedim. Rakı ve mezeler masaya geldi, Muhabbet muhabbeti açıyordu, ailesiyle ilgili problemlerinden bahsetti. Bana anlattığı problemler çok basit şeyler gibi geliyordu, onca şey yaşadıktan sonra anlatmış olduğu sorunlar, ona göre büyük bana göre ise hiçbirşeydi. -
13.
0rezerve
-
14.
0Bu adamın yazdığı okunur
-
15.
+10(bkz: Part 9)
Rakının ve sohbetin sonlarına gelmiştik, gözde sarhoştu. Hesabı ödeyip kolundan tutup kaldırdım, "hala eve bırakmamı istemiyor musun?" dedim. Güldü, "direnmiyorum bu kez" dedi. Otoparka doğru yürüdük, arabaya bindik. Evini o kafayla biraz zor hatırlamış olsa da bir şekilde tarif etti. Arabadan inerken yanağımdan öptü, "teşekkür ederim bu güzel gece için" dedi ve kapıyı kapattı.
Eve girerken son kez arkasını dönüp baktı, gülümsedi ve içeri girdi. Bense dönüp kendi evime gitmek üzere yola koyuldum. Eve vardım, muhabbet kuşumun yemini verdim üstümü çıkardım ve salonda kanepeye uzandım, televizyon izlerken sızmışım. -
16.
0Reznsnd
-
17.
0Helal panpa
-
18.
+10 -1(bkz: Part 10)
Aradan günler geçerken ara ara gözde ile mesajlaşıyor, telefonda konuşuyorduk. Bir gün eski oturduğum mahalledeki arkadaşlarım toplanıp mangal yapacaklarını söyleyip beni de davet ettiler. Evli olanlar eşleriyle, kız arkadaşı olanlar kız arkadaşıyla gelecekti. Benim bi kız arkadaşım yoktu, gerçi ihtiyaçta duymuyordum. O gün tek başıma gitmemek için gözdeyi de davet ettim, tereddütsüz kabul etti.
Bir pazar günü öğlen vaktiydi gözdeyi evinin önünden aldım, arabaya bindi güleryüzüyle "naber" diyerek yanağımdan öptü. Sonrasında, kadıköy rıhtımda diğerleriyle buluştuk 3 araba arka arkaya mangal yapacağımız yere doğru yola koyulduk. -
19.
0Rez baskan
-
20.
0Hadi bakalım