Mahalledeki bir kumpircide işe başladım. Paket servisi yapacaktım. Zaten fazla uzağa servis yapmıyorlardı. Mahallede bigibletle paketleri zütürecektim. işe başladıktan 4-5 saat sonra paketleri geç zütürdüğüm gerekçesiyle beni kovdu huur çocukları. izmiri zaten bilmiyorum sora sora sokakları buluyordum bence gayet hızlıydım. Tüm mahalleye mutfaktaki farelerden bahsedeceğim ama at eti aramızda kalabilir diye bağıra bağıra dükkandan ayrıldım. Cebimde son kalan 10 tl ile bi paket sigara üstüylede gevrek alıp oturdum bir banka. Param bitmiş iş bulamıyor girdiğim işlerden kovuluyordum. Konyadan bunun için mi kaçtım gibi düşüncelere daldım. Kendim radikal kararlar almıştım. ileride kendi işimi kuracak bir ev ve araba alacaktım. Bunları hangi parayla yapacaktım orası güzel soruydu. Serpili aradım napıyosun nerde kalıyosun dedim. Kendisi gibi huur olan arkadaşı Cansuda kalıyormuş. Sen napıyosun dedi. Abdullahta kaldığımı iş aradığımı bulamadığımı söyledim. Bana iş bulabilir misin diye sordum. Napcan travesti mi olcan diye dalga geçti kevaşe. Bi escortun bulacağı işten bana nasıl hayır gelebilirdi diye düşündükten sonra yinede aklında bulunsun dedim. Özledim seni dedim. Ben özlenmeyecek kadın mıyım dedi o meşhur kahkahasını attı. En kısa sürede yine görüşüp hasret gidermemiz lazım dedim hayvansın dedi. işim var hadi deyip kapattı.

Akşam Apoya olanları anlattım. Kendi işimizi kurmalıyız dedim. gibtir git hangi parayla dedi. Hayaller gerçek olacak dedim. inanmadı. Kapı çaldı gelen Eylülle Aylindi. Oo hoşgeldiniz hayırdır dedim. Aylin ziyarete geldik dedi. Eylül bana soğuk davranıyodu. Bunu 2 gündür görüşmememize bağladım biraz laf atarak onunla uğraştım. Keçi gibi inatçıydı kevaşe. Aylinle Apo içiyor ben onlara ayak uyduruyor Eylül ise sigara ve kolasıyla bize eşlik ediyordu. Aylin soğuk bir kızdı ama içtikçe hareketleri değişti. Apoyla içeri geçtiler aha gibiş var dedim. Eylülle yalnız kaldık. Bu neden hiç aramadın beni dedi. Çok yoğundum biliyosun başıma gelenleri dedim. Kezo kezo biraz trip attıktan sonra yumuşadı. Konu benim tüm gün dışarıda olmama geldi. Bu kızlara bakıyo musun falan demeye başladı. Yok ben öyle bir insan mıyım hem ne bu kıskançlık noluyo dedim. Öyle işte kıskanıyorum dedi utandı. Seviyo musun beni dedim sustu. Ben seni seviyorum dedim. Aylin girdi içeri o an Apo senin erken boşalmanı gibeyim diye bağırıyorum içimden. Apoda peşinden geldi. Apoya nasıl baktıysam o an noldu lan neyin var diye sordu. Yok bişey dedim kızdan cevap alamadan konu kapanmıştı. Aylinle Apo tüm gece kucak kucağaydı. Bunlar artık biz gidelim dediler. Apoyla beraber yürüyerek önce Aylini sonra Eylülü evine bıraktık. Kızla bir türlü yalnız kalamamıştım. Eve döndük olanları Apoya anlattım beynini gibeyim senin dedim. Pardon kanka valla kötü zamanlama olmuş dedi. Geçtim yağata uyumadan önce son kez sessizdeki telefonuma baktım Eylülden gelen mesajda bende yazıyodu.

Sabaha kadar Eylülle mesajlaştım kız uykusuz işe giderken ben camış gibi uyumaya başladım. Uyandığımda akşam olmuştu. Bişeyler yedikten sonra telefonuma baktım Eylülden bi kaç mesaj annemden bi kaç tane cevapsız çağrı ve Serpilden 1 cevapsız çağrım vardı. Hemen Serpili aradım. Nerdesin dedi evde olduğumu söyledim. Gel sana bir sürprizim var dedi. Evin adresini alıp gittim. Kapıyı esmer bir afet açtı.

Bu kız Cansu olmalıydı. Gerçek isminin Selma olduğunu öğrendim. 29 yaşında olmasına rağmen çok küçük gösteriyordu. Kusursuz bir fiziği vardı. Göğüsleri çok hoşuma gitmişti. Serpil bizi tanıştırdıktan sonra yine mal mal konuşmalarından ikisininde kafayı bulduğunu anladım. Zaten ortalıkta her türlü içki ve her zaman ki gibi Serpilin yanında çakmak gazı duruyordu. Serpil işte sana bahsettiğim çocuk bu dedi. Bakir sayılır sadece benimle gibişti dedi. ikisi kafayı bulmuş eğlence arıyordu. Bende canıma minnet dedim. Cansu yanıma geldi kucağıma oturdu. Öpüşmeye başladık bu ara Serpil Selma ablan aklını başından alır adamın dedi huur kahkasını attı. Cansu zaten üzerini pek kapatmayan askılısını ve altındaki şortunu çıkarttı. Fermuarımı açıp Mahmutla tanıştı. Not: Mahmut bu aralar çok sosyal. Onlar Mahmutla öpüşüp hasret gidere dursun Serpile baktığımda bizi izliyordu. Sende gelsene dedim. Oo beyimiz grup yapacakmış dedi. Üstündekileri çıkartıp yanımıza geldi. Alt tarafta Mahmutun üst tarafta benim keyfim gayet yerindeydi ben sonsuza kadar öyle kalabilirdim. Maalesef Mahmut kalamazdı ve kalamadı Cansunun çektiği mükemmel saksoya fazla dayanamadan Mahmut bağıra bağıra patlamaya başladı. Mahmutun çığlıklarını ben duyuyordum. Bana küfür ediyordu bunca yıl konyada kalan aklını gibeyim diyordu. Spoiler: Sonraki gün 31 çekerken boşalacak gibi yapıp boşalmayarak cezasını verdim.

Serpille Cansu yer değişti. Serpil Mahmuta kendini hatırlatmaya çalışırken ben cansunun göğüsleriyle ilgileniyordum. Mahmut biraz geçte olsa Serpili hatırlamış olacak bana ben hazırım mesajını verdi. Ben uzandım. Cansu Mahmutun üstüne çıktı. Serpilde kafamın üstüne. Cansuyu görmüyordum ama üstümde zıpladıkça çıkan seste orada neler olup bittiğini tahmin ediyordum. Ben Serpili tatmin etmeye çalışıyordum Cansu beni. Bu şekilde oluşan zevk zincirimiz Mahmutun pes etmesiyle bitti. Mahmuta hak veriyordum ilk defa grup işine girmişti. Biraz bekledikten sonra Mahmut kalk oğlum bir daha bu fırsat gelmez desemde ikna çabalarım sonuç verdi. Serpili domaltıp komşunun zehir ettiği gibişi tekrarlarken Cansu Serpile ata biner gibi binmiş benimle sevişiyordu bu pozisyonun sonunda azcık çıkan döllerimi ikisinin yüzüne kardeş payı yaptım. Mahmut çoktan uyumuştu. Alkolün dibine vurduktan sonra bir ara kustuğumu hatırlayorum sabah uyandığımdan üçümüzde çıplaktık.

Telefonuma baktığımda Eylül annemi geçmişti. Sayısız mesaj ve cevapsız çağrı vardı. Eylülü aradım başta bağırıp çağırsada hasta olduğumu tüm gece uyuduğumu söyledim(Apoyu tembihlemiştim). izin alıp yanıma geleceğini söyledi. Gerek yok desemde geleceğini söyledi. Hemen yola çıkıp Eylülden önce eve gitmem lazımdı. Serpilin zütüne pandiğimi atıp apar topar çıktım. Eve gittim üstümü değiştirdikten 1 dakika kadar sonra kapı çaldı. Eylül tüm gün bizdeydi. Yemek yaptı benimle güzel ilgilendi. Apo geldikten sonra gitti. Apo nerdeydin lan niye bana yalan söylettirdin dedi. Arkadaşlarlaydım dedim. Bu kıza niye yalan söylüyosun yazık değil mi demeye başladı. Sanane aq bu bizim aramızda dedim. Bununla tartışmaya başladık. En sonunda gibtir git lan evimden dedi. Küfürler eşliğinde evi terk ettim.

Eylülü aradım Apoyla kavga ettik sende kalabilir miyim dedim. Tabi sevgilim dedi. O sevgilim lafı hayatımı bitirmişti benim. O evde 1 ay boyunca karı koca gibi yaşadık. Ne Serpille görüşebildim ne cansuyla gibişebildim. işte bulamamıştım Eylül çalışıp bize bakıyordu. Bu durum kendimi kötü hissettirmişti. Eylül benim yüzümden Apoya cephe almıştı. Dolaylı olarak Aylinlede konuşmuyordu. Kızın hayatı ben olmuştum. Bu durumdan çok sıkılsamda kendimi suçlu hissettiğim için kızdan ayrılamıyordum. istemedende olsa Eylüle soğuk davranıyor durumu belli ediyordum. Eylülün aldığı maaş harcamalarımıza yetmiyordu. Kredi kartı borçlarını ödeyemiyorduk. Apo ve Aylinle küs olduğumuz için borç isteyemezdik. Hem istesekte Apo çulsuzundan bize hayır gelmezdi. Serpilden isteyebilirdim ama durumu Eylüle açıklayamazdım. Serpil bu bir ayda bi kaç kez aramış ama telefonum devamlı Eylülün elinde olduğu için geri dönememiştim. Bu yüzden durumu Serpile açıklamam güç olur ve borç istemem yüzsüzlük olurdu. Rehber Annemin adını Ahmet Serpilin adını Selim diye değiştirdim. Eylülede bunlardan konyadayken borç aldığımı bu yüzden devamlı aradıklarını açmamasını söyledim. Kız bana koşulsuz güveniyordu inandı.

Eylüle borcu Muhsin Dayıdan istemesini söyledim. Eylül isteyemem dedi. Bence Eylül kimseden borç isteyemezdi. Sonraki gün dükkana ben gittim. Muhsin dayıya halini hatrını sordum soğuk tavrından hiç bir şey kaybetmemişti oç. Sonra durumu anlattım bize borç verebilir misin dedim. Eylülün maaşından azar azar keser kendine alırsın dedim. Sağolsun beni şaşırtarak bu parayı verdi. Parayı aldım Eylülün çıkış saatini bekledim beraber eve döndük. Borçlarımızı ödedik ama huzurumuz yoktu benim tavrımdan dolayı aynı evin içinde iki yabancı gibiydik. Sürekli sende çalış diyordu. Bende öylesine iş ilanlarına bakıyor bulamadığımı söylüyordum. 2. Ayın sonunda kavga ederek ayrıldık. Kıza Muhsin Dayıdan aldığım alarak yaptığım borç son kazığım oldu. Kalacak yerim arayacak kimsem kalmamıştı artık. Hangi işe girsem kovuluyor kimle arkadaş olsam kavga ediyorduk. Serpili aradım açmıyordu. Cansunun evine gittiğimde Serpilin bir süreliğine istanbula gittiğini numarasını değiştirdiğini öğrendim. Bir an peşinden istanbula gitsem mi düşündüm ama artık buna cesaretim ve kendime özgüvenim kalmamıştı.

Cebimde 5 kuruş para yoktu. Laptopumu sattım. Otogara gittim konyaya bilet aldım. Yolda sürekli aileme neler diyeceğimi düşünüyor kendimi nasıl affettiririm diye düşünüyordum. Ya babam eve almazsa diye kafamda yüzlerce senaryo yazıyor hepsinin sonunda 25 cm damarlı haşmetliler zütüme giriyordu. Yol çok çabuk geçti. Ailemle yüzleşmekten kaçsamda sanki izmirden konyaya 5 dakika gibi bir sürede gitmiştim. Eve gittim kapıyı çaldığımda genç bir kız açtı. Siz kimsiniz diye birbirimize sorduk. Ben kaçtıktan 2 hafta sonra babam kalp krizi geçirip vefat etmiş. Annem benim kaçmam üstüne babamın vefat etmesi ve yalnız kalmaya 2.5 ay dayanabilmiş ve geçen hafta felç geçirmiş. Doktor üzüntüden olduğunu söylemiş. Kıza bana niye haber vermediniz dedim. Annem kaçtığımı kimseye söyleyememiş öldü demiş ve eve kapatmış kendini. Kız babamdan sonra anneme bağlanan maaşı çekip evin alışverişini temizliğini yapıp anneme bakıyormuş. Kızın parasını verip yolladım. Doktorlar annemin konuşabileciğini söylemesine rağmen ağzından tek bir kelime çıkmadı yıllarca. Beni yıllar sonra ilk kez gördüğünde gözünden süzülen bir damla yaştan sonra bir daha hiç birşeye tepki vermeden yattı. Önce evi satıp o mahalleden taşındık. Bosna Hersek mahallesinden bir ev aldım. Oradaki lokantalardan birine girip paket servisi yapmaya başladım. Yıllarca sadece anneme baktım ve çalıştım. 2015 ağustos ayında annem vefat etti. Bugün ölümünün üstünden tam 10 ay geçti. Her gece annem, babam ve yaptıklarım için ağlıyorum. Artık onlar için yapabildiğim tek şey bu…