1. 62.
    +1
    for sale:
    baby shoes,
    never worn.
    ···
    1. 1.
      +2
      bebek ölmüş yane
      ···
      1. 1.
        +1
        hasgibtir lan nerdeyse 1 yıl olacak son entry benim püüüü
        ···
    2. 2.
      +2
      bunların hepsi cahil
      ···
  2. 61.
    0
    Basit yazma tekniği ve sade üslubuyla 20. yüzyıl kurgu romancılığını etkilemiştir. Nobel ve Pulitzer Ödülü sahibi yazarın çoğu eseri, bugün Amerikan edebiyatının başyapıtlarından kabul edilir. Realist bir yazar (tavsiye ederim mutlaka bir eserini okuyun)

    Yaşlı Adam ve Deniz
    Çanlar Kimin için Çalıyor
    Afrika'nın Yeşil Tepeleri
    Irmaktan Öteye Ağaçların içine
    Kadınsız Erkekler
    Akıntı Adaları
    Tehlikeli Yaz
    Silahlara Veda
    Güneş de Doğar
    Kilimanjaro'nun Karları
    Kazanana Ödül Yok
    Ya Hep Ya Hiç
    Paris Bir Şenliktir
    Yazma Üzerine
    Öğleden Sonra Ölüm
    Varlık Yokluk
    Askerin Dönüşü
    Beyaz Filden Tepeler
    ···
  3. 60.
    0
    silahlara veda'nın son cümlesini okudum kitabı bıraktım içime bişey oturdu dıbına koyim lan başımı büküp bi sıgara yaktım.bu adamı okuyun binler sıkmaz kitapları alkol , gibiş ve paso gezio gördüğü yeni memleketlerden bahseder.

    özetle : adamın dibidir okuyun amk
    ···
  4. 59.
    0
    çok reyiz bi adamdır.

    the iceberg theory giber.

    bukowskiye de idol olmuştur.
    ···
  5. 58.
    0
    bu herifi annesi küçükken kız gibi giydirirmiş. kendisinin maço tavırlarının nedeni bu inkar etmedir. fakat niçe nin "baba da saklı kalan oğulda açığa çıkar" sözü bir kez daha haklılığını göstermiştir. oğlu gregory kadın olup gloria ismini almıştır.
    ···
  6. 57.
    0
    bugün çanlar kimin için çalıyor'u bitirdim elim ayağım titredi amk. adam yaşatıyor. silahlara veda ve akıntı adalarında bu kadar etkilenmemiştim ama bu çarptı harbiden.
    ···
  7. 56.
    0
    ben silahlara vedasını okudum sadece sonu kötü bitti amk
    ···
  8. 55.
    0
    çok feyzli bir yazar abimiz.
    ···
  9. 54.
    0
    gib gibi amk okunmaz
    ···
  10. 53.
    0
    ilginç adamdır kendisi. tıpkı babası gibi tüfekle intihar edip öldürmüştür kendini
    ···
  11. 52.
    0
    Okumayanları burada dövüyoruz:
    http://tgvyss.mybrute.com/
    ···
  12. 51.
    0
    hills like white elephants'dan kimse bahsetmemiş lan. okuyun bunu da görün ebenizi.
    ···
  13. 50.
    0
    @22 adam haklı beyler
    ···
  14. 49.
    0
    adam huur çocuğunun biriydi ama iyiydi lan. yaşasa burda yazardı. allah taksiratını affetsin.
    ···
  15. 48.
    0
    çanlar kimin için çalıyor u okuduydum, iyidir iyi.
    ···
  16. 47.
    0
    @46 eyvallah panpa. güldüm ayrıca. elbette am züt meme.
    ···
  17. 46.
    0
    paris bir şenliktir panpa. ha ayrıca midnight in paris. seviye düşürülüyor am züt meme meme züt am.
    ···
  18. 45.
    0
    ... Burası şirin bir kahveydi. Temiz ve sevimliydi, kuruması için eski sıcak anorakımı paltoluğa asıp yıpranmış ve yağmurdan bozulmuş keçe şapkamı peykenin üstündeki rafa koyduktan sonra bir sütlü kahve ısmarladım. Garson kahveyi getirdikten sonra paltonun cebinden defterle kalemi çıkararak yazmaya başladım. Michigan dolaylarını yazıyordum. Burada hava nasıl sert, soğuk ve fırtınalıysa öykü de öyleydi. Sonbaharın sona erişini çocukluğumda, gençliğimde ve delikanlılığımda da görmüştüm ama insan nedense bu bitişi ancak belli bir ortamdayken anlatabiliyor. Öykünün kahramanları içiyordu, bu beni de susatmıştı; bir rom ısmarladım. Böyle soğuk bir günde tadına doyum olmuyordu. Kendimi çok iyi hissediyordum; nefis rom bütün bedenimle olduğu kadar ruhuma da vermiş olduğu sıcaklığı hissederek yazmayı sürdürdüm.

    Bir kız kahveye girerek tek başına pencerenin yanındaki masaya oturdu. Güzeldi. Yağmurla tazelenmiş yüzü yeni basılmış madeni paralar gibi tertemiz ve pürüzsüzdü., saçları kapkaraydı ve kesin çizgilerle yanağı boyunca köşegenlemesine kesilmişti.

    Kızı görünce çarpıldım ve coşkuya kapıldım. Ona bu öyküde ya da bir başkasında yer vermeyi çok istiyordum, gelgelelim sokağı ve kapıyı görebilecek şekilde oturmasından birini beklediği belliydi. Yazmayı sürdürdüm.

    Öykü sanki kendiliğinden yazılıyordu. Ben ona yetişmekte sıkıntı çekmekteydim. Başımı her kaldırışımda ya da talaşları içkimin altındaki tabağın içine doğru kıvıran kalemtıraşla kalemimi her açışımda kıza bakıyordum.

    Seni ben gördüm güzelim, artık benimsin sen. Beni bekliyormuşsun ya da seni bir daha göremezmişim, dert değil: şimdi benimsin ya! diye geçirdim içimden.. Sen benimsin, Paris de benim. Ben de bu defterle kaleme aittim.

    Sonra yeniden öyküye döndüm ve öylesine daldım ki kendimi yitirmişim. Artık ben yazıyordum öyküyü; o kendini değil; başımı kaldırıp bakmıyor zamanı ve nerede olduğumu merak etmiyordum. Rom da ısmarlamaz olmuştum. Üzerinde hiç kafa patlatmadığım halde bu rom bezdirmişti beni. Sonunda öykü bitti ve yorgunluğumu o zaman anladım. Son paragrafı okuyup bitirince başımı kaldırıp kızı aradım ama kız gitmişti. iyi biriyle çıkmıştır, diye geçirdim içimden, ama üzülmekten de kendimi alamadım.

    Defteri kapatıp iç cebime koyduktan sonra garsondan bir düzine istiridyeyle burada bulunan beyaz şaraptan yarım sürahi getirmesini istedim. Bir öyküyü bitirince hep bomboş hissederim kendimi. Yarı mutlu, yarı mutsuz, sanki sevişmişim gibi...


    nasıl lan papa. iyi yazıyo değil mi. şimdiki sürtük yazarlar gibi değil.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 44.
    0
    @43 herif hala yiğitliğe tak sürdürmeme çabasında. amsalak.
    ···
  20. 43.
    0
    @42 lan süzme salak. ilk okul çocuğu bile bilir o kitabın stenbeck'e ait olduğunu. haa senın gibi hanzolar bilmez o ayrı. cümlenin sonuna bakarsan anlarsın ama sende nerde o kafa.
    ···