erkeklerin hepsi aynı değil ve hiç bi zaman olmadılar. bazı pelinsular kavrayamamış ve hepsi aynı diyor. hepsi aynı olan sadece 2k lı veled pelinsular.

erkekleri iki grupta anlatırsak;

1. sevmediği birisini peşinden, sevdiği yalanını söyleyerek koşturur. bunların maksatı kızlar peşimde demek yada sevgilim var diyebilmek. bu tip erkekler pekekent olarak adlandırılır. bunlara her küfür, lösemili çocuklara yardımla ölümüne kapışır. ayrıca ülkede bunlardan çok vardır, çok dikkat edilmesi gerekir. çünkü gerçekten sevecek olanlar utangaç tavırlar sergilerler ve güvenini sağlamadığınız sürece size, sizi sevmiyomuş gibi hissettirir.

2.sevdiği kişiyi kolay kolay bırakmazlar. unutmaları zordur ve insana sevildiğini gerçekten hissettirir. (bkz: kaan tangöze gibi). bu gruptaki erkekler ise asosyaldir ama arkadaş ortamında delikanlı olarak adlandırılır. bu tip erkekleri daha çok pelinsular bulur ve evlenir çünkü pelinsular çok iyi seviyo taklidi yaparlar, ama evlenmeden önce gözleri berkecanlardadır yani onların dilinde kötü çocuk. ülkemizde bu tip erkekler kolay bulunmaz ama bulduğunuz zaman asla bırakmaz. onlar ankaralıdır çünkü! severse candan severler.

belki okumayacaksınız ama okuyanlar tşk.

Okumadım ama şuku

Okumadım ama şuku

Okudum ve şuku

la gardaş bizde angaralıyık ama sadece angarada yok la. mersin'de yaşıyorum burda da var panpalarımız. başını yesin

bence herkesin içinde bu ikisi de var. şartlara göre değişiyor. erkek mesela. senin 2 numaralı örnek gibi aşk hayatına adım atıyor. sonra pelinsunun maskesi düşünce erkeğimiz no 1'e dönüşüyor. pelinsular peşinden koştukça kıvamında bir berkecan yani no1 olarak piyasa yapıyor. aradan yıllar geçiyor ve belli bi olgunluğa geldiğinde pelinsularla gelecek kuramayacağını, çevresinden gördüğü duyduğu örneklerden hayatın bi anda başına yıkılabilme ihtimalini öğreniyor ve normal bir kızla olabilmek için tekrar no2 ye doğru ters evrim geçiriyor. şansı yaver giderse normal bir kızla mutlu oluyor, şansı yoksa kız da pelinsulaşmaya doğru bi ters evrim geçirip berkecanlar uğruna onu terk edebiliyor.
özet: insanları değerlendirirken hayat şartları gözardı edilemez.

Ananda ole diyordu