erkekler de aldatılır

neden böyle dedim ? çok anımız var o merdivenlerde.ev dolu olunca düzenli olarak orada sevişiyorduk desem yalan olmaz. çıktık dolandık, evine bıraktım evime geldim. öyle kolay değil ötesi olmadı deyince ha tamam peki o halde demek. ister istemez düşünüyor insan iyi mi ettim kötü mü ettim diye. çok düşündüm, bakın aradan yıllar geçti hala da düşünürüm yani.ha cevabı belli şuan;keşke o an,o dakika ayrılsaydım. kafamı gibeyim kafamı...

neyse işte affetmedim ama öyle bir şey olur gibi oldu. sonra konu değiştirdi. hediyeleri zorla elime tutuşturdu bunlar ölene dek sende kalacak gibisinden. şuan nerede olduğunu daha fazla bekletmeden söyleyeyim sizlere. türkiye'de dahi değiller. sahibinden kilometrelerce uzaklıkta bir çöp kutusuna bırakmıştım en son. umarım birileri almıştır, kullanıyordur.tek kullanılan ben değilimdir inşallah.bir taka yarasa bari dıbına koyayım, attık çöpe alsa bari biri.

neyse işte. aldım zoraki. kalktık,hesabı ödeyeceğim ki kasadaki eleman ödendi dedi. bizim binler biz ağlaşırken kalkıp gitmişler. anlayacağınız üzre hesabı da onlar ödemiş tabi. bana da eli cebe atıp eyvallah, hadi kolay gelsin deyip çıkmak düştü tabi. öyle de yaptım, mekandan ayrıldık. merdivenlerden inerken yapıştı dudaklarıma, birileri gelene kadar gözlerimiz kapalı seviştik iyi hatırlıyorum.ah o cafenin merdivenlerinin dili olsa da konuşsa...

o sırada kafayı doğrulttum, baktım bizim mehmet ile şefik (kolej tafyası) karşımda çay yudumluyor. rakı kadehi kaldırır gibi kaldırıyor bardağı muallakler. doğruldum hemen, göz kırptım. gülümsediler,kaşla gözle kızı gösterince hepsi önüne döndü. fırlamalardı,şerefsizlerdi biraz da ama özledim binleri. edeplilerdi aynı zamanda nasıl bir tezatsa artık dıbına koyayım. biraz gevşedim tabi, kız da kedi moduna geçti kendi tabiri ile. yumuşamadım ama rahatladım, duruldum.kalk hadi ağlama dedim. affettin mi dedi cevaplamadım. ısrarla sorunca bakarız dedim. gözümdeki yaşları sildi elleriyle. keşke dokunmasaydı hiç yüzüme, gözüme falan. daha temizdim o halimle buna eminim...

bizim sözde aşkımızın temeli sezen aksu'ya dayanır. evlenseydik şayet ikimizden birinin nikah şahidi sezen aksu olurdu kesin. öyle özdeşleşmiştik çünkü. sanırım benim olurdu... tüm o şarkıları açıp açıp dinleyen tek tarafın kendim olduğunu düşünüyorum çünkü halen. şuan ne yapıyor,ne ediyor pek de fikrim yok gerçi bunu da belirteyim...

duygusalım dedim, balık burcuyum dedim. dedim de dedim ama ben kolay kolay ağlamam beyler. bunu da hiçbir zaman erkeklik olarak nitelendirmem.ama o an gözlerimden yaş geldi, çaresizdim çaresizdik...

bitirmem lazım ama bitiremiyorum. taktan beter durumdaydım yani anlayacağınız.

o da aldı bir çay.ağzımı bıçak açmıyordu belli bir zamana kadar,en son çözüldü dilim elbet.başladım konuşmaya.bitti dedim,buraya kadar.ben artık seninle bir şeyler paylaşmak istemiyorum.bir şeyler yaşamak da kirlenmek de istemiyorum,tadında bırak.ağlamaya başladı.kıyamıyorsunuz o an.her ilişkide elbette daha çok seven taraf olur.bizim ilişkide o kişi bendim.sevabı ona günahı bana,cefası bana sefası ona aitti hep...

neyse işte.ağladı,yapma bırakma dedi.bir lafla olur mu hiç ? olmaz tabi.yeminler etti,başka bir şey olmadı dedi.inanır gibi oldum ama ikna etmeye yetmedi.yanıma yanaştı,yatışmadım ama kıyamıyorum da.omzuma koydu başını,elimi tuttu göz yaşları omzuma akarken ardımdaki televizyonda şu şarkı çalıyordu sanki,en uygunu buydu benim için o yüzden bu :

http://www.youtube.com/watch?v=TeH7sCVCMJk

hışımla yanına sokuldum, elimde kitap burnumda soluyorum. çok düşündüm, bitirmekte kararlıyım sözde. merhaba dedi titrek bir sesle.ne kadar hayatımı gibse de enayiyim oğlum ben ne yalan söyleyeyim. sesindeki o burukluk hala içimi acıtıyor. hiç cevap vermedim kaş, göz yaptım düş peşime gibisinden. ilerliyoruz.çıktık merdivenleri, ağzımı bıçak açmıyor. isimi söylüyor titrek bir sesle, elimi tutmaya çabalıyor iteliyorum elini çek gibisinden. çıktık cafeye.ne kadar sinirlenmiş olsam da medeni adamdım o zamanlar. edepli bir son olmasını temenni ediyor olacağım ki konuşup bitirmeyi yeğliyordum suratına tükürüp gitmeye...

oturduk bir masaya.ben bir şey almadım,o da almadı. sinirlendim bir çay aldım. normalde böyle bir olay üzerine bir bardak soğuk su içilir elbet. fakat bizim ilişki ters dıbına koyayım, oldu bitti sɹǝʇ ¡

vay dıbına koyayım bir final bekliyor sizi.bu anlattıklarım lise döneminde yaşadıklarım. henüz olaya başka karakterler dahil olmuş değil anlayacağınız.az önce anlattıklarımla bitirebildim mi sanıyorsunuz ilişkiyi ? benim buna ne gücüm yetti,ne ruhum elverdi diyeyim sizlere. güçlü olan taraf hiçbir zaman ben olamadım öyle gözüktüğüm anlar olsa da.bu kadar tüyo verdikten sonra kaldığımız yerden devam edelim hadi,ne diyorduk ???

... gider gitmez elimdeki kitapla beraber bir de tükürük çarpmak istedim suratına.o kadar basit değil, ortada bir sevgi söz konusu sözde.ben öyle zannediyorum,biz öyle sanıyoruz tabi ki.sevgi falan değil bu.onun deyimiyle :

hastalıklı bir şey bu

şuan uyuşturucu kullanmıyorum ancak içkiye sigaraya devam. paranın da karının kızın da dıbına koymuş vaziyetteyim. bunu da söyleyeyim size iyi bir spoiler olur.

hikayenin giriş bölümü yalnızca bunlar. daha çoook okuyacak entry bırakacağım sizlere. şuan neler yapıyorum bunlardan da bahsedeceğim elbet fırsat olursa. önce şu hikayeyi bitireyim...

dediğim gibi;uzun soluklu hikaye olacak bu,yaşadıklarımı iki satıra sığdırmamı beklemeyin !!!

kalanı akşam anlatır, finali de yaparım muhtemelen. canım çok sıkkın şuan, yazana kadar kendinize iyi bakın.

panpa ellerin dert görmesin hem hızlı part atıyon hemde iyi yazıyon panpa

arıyorum tarıyorum yok, kız numarayı da değiştirmiş beyler.ben o dönem kafayı yedim zaten.bir gün caddede dolanıyoruz semihle işte baktım abisi ile bu geçiyor. hemen sokağın ortasında belimdeki silaha sarıldım tam çıkardım kızla abisi gördü tabi. semih yapıştı elime çekti zütürdü beni. kızı son görüşüm o oldu zaten bu ana dek. bitti,aldı evine zütürdü semih. durumu anlattırdı bana. uyuşturucu işlerini falan duyunca da ağzıma sıçtı, girişti sağlı sollu. silahı da aldı elimden, teslim edeceğim dedi yeter dedi. günlerce onlarda kaldım, babam ile konuşmuşlar. doktora zütürecek babam tedavi için.ben sıyırmış vaziyetteyim.

tek tesellim de bu zaten. babamın söylediğine göre çok sağlam yerlere geleceğim allah nasip ederse elbet.bu sırada allah nasip ederse falan filan diyorum da bu olaylardan sonra dinle bağım koptu,ha şuan daha iyiyim şükür de bir ara çok isyankardım, başıma da gelmeyen tak kalmadı. sabret arkadaşım, anlatacağım işte (:

evet,bu dönemde bol bol ailelerden bahsettik.ben de kolay yetişmedim.9 sene boyunca tek çocuk idim. şımarık yetiştirilmedim. bunlardan bahsettim kıza.o anlattı, ağladı ben de ağladım anasını satayım. kötü bir durum. beni de gören babam asker sanardı, öyle yetiştirildim belli bir yaşa kadar. saçlar da hep üç numara idi zaten çocukluktan bu yana,tam asker evladı gibiydim (:

bu dönemde ailesinden konuştuk bol bol,ne yalan söyleyeyim ağzıma da sıçsa çok üzülüyordum o zamanlar. şimdi gibimde değil,ne durumda olduklarını duyunca da şok olacağınıza eminim zaten... ben de şuan milyon mil ötedeyim o zaman düşlediğim yerlerden.ne okuyorum, nerede yaşıyorum, durumum nasıl zamanı gelince bunları da anlatacağım sizlere. hatta ipucu vereyim ufaktan. mühendislik falan okumuyorum, kız ile aynı ülkede yaşamıyorum tahmin edeceğiniz üzre. karadeniz teknik ünv.'de mühendislikle alakası yok yani.bir ip ucu daha;akademik anlamda çok daha daşşaklı bir yerdeyim, zütü sağlama aldım diyeyim. kız da elime su dökemez...

bir de küçük kardeşi vardı kendinden.hep hayal etmiş bizim kız.iyi bir vakıf üniversitesinde sağlam bir bölüm okuyup, burs alıp kardeşi ve annesine bakacakmış yanlarına alacakmış onları. tabi hayallerinden milyon mil uzakta yaşıyor şuan. şimdi nelerle uğraştığını duyunca şaşıracaksınız ileride. boşluk beyler boşluk... bu lafı sakın unutmayın. boşluk işte, insan sarılacak bir şey tutunacak bir dal arıyor... hep güçlü kız olmaya çabaladı, oyunu bozan bendim burada çünkü ipler benim elimdeydi uzun bir süre. yani sözde bendeydi. sözde otorite bendim ama beni de o yönetiyordu içten içe.

gözlerim dolu ama ağlamıyorum, yeterince göküldü göz yaşlarım beyler yeter. tuttum kızı çektim kenara, babam da bunu aldı tutuyor. konuşuyoruz,konuşuyorlar. seviyor musun diye on kez sordum, ağladı hayır dedi. yapma dedim, yaptı bile... istemiyorum seni artık dedi, onunlayım artık uzak dur dedi. lütfen falan dedim çocuk geliyor diyorum iki dakika git vallaha bu sefer gebertirim seni, gidiyor falan 20 dk konuştuk en az.hep aynı şeyleri dedi kız ağladı. ağlama dedim, ağladı istemiyorum dedi...

kız boşlukta olduğunu söyledi ki bence sevgili yapma nedeni gizliden gizliden buydu dıbına koyayım. bakın size benden çok büyük bir tavsiye,iki tane laf edeceğim :

1- otu çek köküne bak.
2- davul bile dengi dengine.

yani ? yanisi şu;kız pırlanta olsa dahi(bizimki sözde öyle idi) aile çok önemli. yetmez kızın iyi olması. dediğim gibi ailede bir tak var ise muhakkak büyük patlak verir bu sorun. dediğim gibi işte davul bile dengi dengine. işi maddiyata dökmeyin. babasının çalışmıyor olması hiçbir şey ifade etmiyor benim için.o zamanlar babasını mı alacağım nikahıma deyip geçiyordum ama durum böyle değil. annesi temizlik elemanı idi o zamanlar. ırgat gibi çalışıyor, babası hem çalışmıyor hem annesini sağıyor, sömürüyordu.siz düşünün gerisini... böyle bir ortamda büyüyen kız nasıl bir ruh haline sahip olabilir ki ?

sınav yaklaşıyor, artık çok samimiyiz. gizlimiz saklımız yok. ailesinden bahsetti bu süreçte.iyi dinleyin şimdi...
---
babası işsiz. daha önce bir bankada çalışmış. bankada yolsuzluk olayları olmuş, bunun başının altından çıkmış anlattığına göre.bu olay üzerine herif yarak altına yatacakmış da annesiyle babannesi müdür ile konuşup olayı bir şekilde kapatmışlar ne hikmetse. istifa falan etmiş, konu kapanmış. yıllarca işsiz gezmiş,evi terk etmeler falan filan. annesini aldatıyor imiş bir de kaba kuvvet olayları falan var. zulmediyormuş bunlara. abisini de ilk kez bir sinema çıkışında kızı alacağım zaman gördüm.tip tip bakmıştı huur çocuğu.bir yaş büyük benden, yaş yok gerçi benle arasında birkaç ay işte. tüysüz,kilolu ergen binin biri. sanırım halen sakalları yok (:

günaydın beyler...
---
en son merdivenlerde kalmıştık sanırım.o merdivenlerde çok anımız var anlayacağınız. neyse işte günler böyle geçti gitti. ilişkinin üçüncü, dördüncü ayındayız diyebilirim. cicim ayları geçti, ufak tefek tatsızlıklar oldu bu süreçte.tek ilişkimin bu ilişki olduğunu söylemiştim size. eğer elini dahi tutmadığım bir kızla orta okuldaki ilişkimi saymayacaksak öyle tabi. orta sonda su adında bir sevgilim olmuştu. aşağı yukarı 2 ay falan çıkmıştık, öyle bir şey işte. elini dahi tutmadım, çok da görüşmedik bitt haliyle. lise ikinci sınıfta da tekrar konuşmaya başlamıştık fakat ayrı şehirlerde. taşınmışlardı çünkü.o zaman depreşmişti duygularım, ümit verip züt üstü etmişti. betül'e bu olaydan bahsettim ben de.sevmiştim vesaire dedim. akrep burcu idi ikisi de.akrep kadınları hakikaten çok kıskanç oluyor, kabullenemedi tabi. tartıştık epey.bu da altta kalır mı ? bu sefer kendi eskileri çıktı yine piyasaya.bu dümbükten önce iki tane daha ilişkisi olmuş. birinin adı süleyman ötekinin adı tuncay. tuncayla orta sonda çıkmışlar, hiçbir şey olmamış. süleyman denen züt lalesi de platonik gibi bir şeymiş, kız zorla kabul etmiş. sonra ayrılınca intihar etmiş bin,bir gib olduğu yok yaşıyor şuan.bu süleyman da ileride başıma az çorap örmedi ki onları da anlatacağım zaten sizlere.

çocuk öncesinde öpüşürlerken fotoğraf çekmişler fotoğralarını atmıştı. sordum,cevap yok.en son memlekette görüşürüz dedi ayrılmadan fısıltı ile. çocuk da diyor ben askeri okulda okuyorum gitmem lazım bırakayım hadi yurduna da gideyim.ben bırakırım sen git dedim sen kimsin de bırakıyorsun falan dedi bir de orada yumruk çaktım bine. elini bile kaldıramadı gibtir oldu gittiler.ben bana düşeni yapmıştım,bir şans daha sundum reddetti kız. gittiler,atladık taksiye gittik. oradan da bindik otobüse doğru memlekete...