1. 1.
    +2 -5
    geçen temmuz ayında külotlarımı, sütyenlerini yıkadım balkona asıyordum. hava çok sıcak, üzerimde eski sevgilim bahattin'den kalma beyaz atlet var. terliyim. malum, erkek atletlerinin yakası açık olur, diri memelerim atletten fırlıyor, uçlarının karaltısı belli belirsiz. zaten memelerim naturel fırlamadır. neyse... çamaşır teline panter desenli ipli külodumu asarken karşı apartman balkonundan bana çaktırmadan bakan bir erkek gördüm. 25 yaşlarında, uzun boylu, esmer kısa saçlı birisi...
    ···
  2. 2.
    0
    ... balkondaki erkeği çamaşır telinde asılı olan sütyenlerimin arasından ben de çaktırmadan süzmeye başladım. harbiden yakışıklı bir adam.
    ···
  3. 3.
    +1 -2
    ... siz erkekler güzel ve ciksi bir kadın gördüğünüzde nasıl gibiniz kalkıyorsa, biz kadınlar da yakışıklı bir erkek gördüğümüzde amcığımız sulanır. elimde beyaz dantelli külodum, aldım ağzıma mandal adamı kesmeye devam ediyorum. o da bana bakıyor. ipte 4 sütyen, 5 külot asılı vaziyette. aramızda dar bir sokak. balkonlarımız çok yakın.

    son külodumu asarken "kim lan bu adam" dedim kendi kendime. adamın gözleri hala üzerimde, hissediyorum, hoşuma gidiyor, kadınlığım şaha kalkmış tahrik oluyorum, amcığım anadoluda petrol bulundu haberi kadar mutlu ve ıslak...
    ···
  4. 4.
    +2 -1
    bir kadın aklına koyduğu yarağı, amcığına da kor...

    çamaşırları asmıştım. içeri girdim. elimde buzlu ice-tea bardağı tekrar balkona çıktım. adam ortalıklarda yok. meraktayım. gözlerim onu fellik fellik ararken balkon kapısında belirdi. elinde büyükçe bir plastik şişe, balkon demirlerine asılı çiçekleri sulamaya başladı. aklımda kamer genç, o da ankara'da, bir zamanlar çiçek sulamıştı.

    bulaşık yıkayan ve çiçek sulayan erkek çok tahrik edicidir. hele karşı balkonumdaki gibi yakışıklı olursa tahrik duble olur.

    o adamı o an aklıma koydum, suladığı çiçeklerden biri olarak hayal ettim kendimi...
    ···
  5. 5.
    +1 -1
    ... artık resmen, çekinmeden adama bakıyordum. o çiçekleri suladıkça amcığım daha çok sulanıyor. birden aklıma adamın medeni durumu geldi. evli bir erkeğe asılmam, hem de karşı komşum, prensiplerime aykırıydı. kendimi toparladım, amcığımı mute konumuna aldım, içeri girdim.
    ···
  6. 6.
    -2
    ... izmir akşamlarının imbatı insanı çok tahrik eder. balkondaki adamı unutmaya, aklımdan çıkarmaya çalışıyordum ama amcığım söz dinlemiyor. mübarek teröristler tarafından sabote edilmiş petrol borusu gibi, bacaklarımın arasında tsunamiler.

    duşumu almış, hafif makyajımı yapmış, tekrar balkona çıkmıştım. gözlerim karşıda. kapısı açık ama hiç bir hareket yok balkonda. kapı zilim çalındı. bu saatte kim ola ki? kapıyı açtım, karşımda karşı balkondaki adam, amcığım isyanlarda bana karşı, izmir karşıyaka'da.

    inci gibi beyaz dişleri ile gülümseyen o adam, aklıma koyduğum karşımda

    -merhaba... dedi. elinde bir saksı, kan kırmızı sardunyalar da bana gülümsüyor.
    ···
  7. 7.
    0
    -size merhaba demek ve çiçek hediye etmek istedim...

    adama bel bel bakıyorum, onu balkonda ararken kapımda bulmuştum. yakından daha yakışıklı, daha çekici, daha tahrik edici.

    -çok teşekkür ederim... dedim. şaşkınım. heyecanlıyım. milyonlarca kelebek kanat çırpıyor, kadınlığım dört nala bakir zevklere koşturuyor, aklım karmakarışık.

    -dilersiniz içeri buyrun. size çay ikram etmek isterim.

    sardunyalar evime girdi. kalbim ise kıştan baharistana...
    ···
  8. 8.
    -2
    unsuz kek, kadınsız erkek olmaz...

    karşı balkondaki gizemli yakışıklı erkek evimde, inanamıyorum, hayret, hala şaşkınım. ortalama hoşbeşten sonra komşum olarak benimle tanışmak istediğini, balkonda çiçeklerini sularken aklına bana sardunya hediye etmek geldiğini söyledi. efendi bir görünüşü vardı ama adamın gözlerinden aşkın testosteron hormonu fışkırıyordu.

    amcığım da ben gibi şaşkın ve de contası bozuk musluk gibi su kaçırıyor sürekli.

    çay koymak için müsaade istedim, mutfağa yöneldim.

    allahtan çukulatalı kek yapmıştım dün. çayın yanında iyi gider.
    ···
  9. 9.
    0
    şayet balkondaki adam bana öküz gibi baksaydı, bir elinde sigara, diğeri çaktırmadan gibini sıvazlayıp taşaklarını kaşısaydı haliyle içeri, evime onu almazdım.

    bergamotlu çayım demlendi. yanında dilimlenmiş kek, karşımda karşı balkondaki yakışıklı erkek.

    kendinden bahsetti. bir bankada müfettiş olarak çalıştığını, teftiş için izmir'de bulunduğunu ve otel yerine daha rahat olacağı için arkadaşının evinde kaldığını söyledi. ben de kendimden bahsettim.

    bilimsel araştırmalara göre bir kadın bir erkekle ciksüel ilişkiye girmeye karşılaşmalarının ilk 10 saniyesinde karar verir. yani ilk etkileşim çok önemli. eğer bir kadını ilk 10 saniyede etkileyemezsiniz sonradan kıçınızı yırtsanız onu yatağa atamazsınız.

    karşı balkondaki adamı aklıma koymaya 1 saniyede karar vermiştim. malum hız çağında yaşıyoruz...

    şimdi sıra onu amcığıma koymaya gelmişti.
    ···
  10. 10.
    -1
    konuşmaktan çok dinlemesini severim. o konuştukça beni çok daha tahrik ediyordu.

    kadın için bir erkeğin sesi, yarağından daha önemlidir. bir erkek ne kadar çekici ve yakışıklı olursa olsun şayet sesi sünger bob gibi ise hiç şansı olmaz. şu ana kadarki tecrübelerime göre de, sesi etkileyici bir erkeğin yarağı da etkileyici olur...

    -bu gece bostanlıya, yemeğe gidelim mi? diye sordu. kabul ettim.

    amcığım bayram yeri gibi... cıvıl cıvıl.
    ···
  11. 11.
    0
    evlerimiz bostanlıya çok yakın. onun üzerinde kot+tişört, ben de mini etek+askılı bluz. izmir'in yaz sıcağını bilirsiniz.

    birkaç restorana baktık, beğenmedik.

    -şarap alalım. yanına da bi şeyler, sahile gidelim, bankta akşam yeğeğine ne dersin? dedi.

    işte o an kararımı vermiştim. artık amcığım beynimi kontrol ediyordu.
    ···
  12. 12.
    -1
    en yakın markete girdik. şarabı o seçti.

    aklınızda bulunsun, yemekte falan şarap içilecekse şarap tercihini asla kadına bırakmayın. bu kibarlık değil erkeğin eziklik belirtisidir. içilecek şaraba karar veren erkek alfa erkeğidir, iyi gibicidir.

    mavi evlerin önündeki balıkçı barınağında denize sıfır bir bank bulduk. nevalelerimizi serdik ortamıza. peynir, dilimlenmiş salam, tazecik ekmek. iki adet cam kadeh de almıştık. o şarabı açtı. kadehlere şarap lık lık boşalırken amcığım şakır şakır sulanıyordu.

    hava kararıyordu. güneş batıyor, kıpkızıl.

    -güneşin şerefine... dedi.

    içtiğim en güzel şaraptı.
    ···
  13. 13.
    0
    alkolle pek aram yok ama, şarabın sarhoşluğu bi başka olur. hayyam'ı hayyam yapan da şaraptır. tanrısı bile var, baküs. (neden rakı tanrısı yok?.

    hayyam'ın bütün şiirlerinde şarap vardır. o zamanlar şarap sek içilmiyor, içine afyon tozu konuyor. bildiğiniz uyuşturucu. bu gelenek osmanlılar da vardı. bazı padişahların afyonlu şarap nedeniyle öldüğü söylenir.

    kafam çok güzeldi o an. dünya mı dönüyordu, ben mi dünyanın etrafında dönüyordum, bilmiyorum. hayyam'dan mısra kırıntıları aklıma takıldı.

    Şarap küpü önüne serdik seccademizi
    Şarap yakutuyla adam ettik kendimizi
    Umudumuz, meyhanede yeniden bulmak
    Camide, medresede yiten günlerimizi
    ···
  14. 14.
    0
    Rintlerin yolunda kendini unut
    Namazın, orucun kökünü kurut
    Öğütlerin iyisini Hayyam'dan işit
    Şarap iç,yol kesme, yoksulları tut
    ···
  15. 15.
    +1 -1
    karşı balkondaki adamı aklıma koymuş, sıra amcığıma gelmişti...

    kafam bi milyon banktan kalktık. hafif sendeledim. karşı balkondaki adamın koluna girdim. bedeni bedenime ilk dokunduğunda iliklerime kadar titredim. yerçekimi yok olmuş, dünyanın yörüngesinden kopmuştum.

    -kahve içmek ister misin? diye sordu.

    -evet ama benim evimde. dedim ve güldüm. aklıma o saçma hollywood filmlerindeki klişe replik geldi. bilirsiniz; kadını evine kadar geçiren erkek durur. kadın "kahve içmek ister misin?" diye sorar. birlikte eve girerler ve olaylar gelişir.

    -tamam. dedi.

    kahve bahane gibiş şahane
    ···
  16. 16.
    0
    kadınlar ısrarcı erkeklerden nefret eder. balkondaki adam bu zamana kadar (toplam 5-6 saat) asla ısrarcı değildi. tam tersine ben adamın üzerine gidiyorum. o bilmese de siz biliyorsunuz bu gerçeği. iş alacam diye kadını mıncıklayan, sıkıştıran, sululuk yapan erkekleri imha etmek lazım. bu adamlardan ne koca olur ne iyi vatandaş.
    ···
  17. 17.
    +1
    kadınlar "dondi" erkeklerden hoşlanır. dondi ingilizce bir kelime. uçuk kaçık derecede zeki insanlar için kullanılır. yani "yolda efendi, yatakta bin" gibi bi şey.

    aslında bankalardan, bankacılardan nefret ederim, ama amın fermanı yok işte. bütün inançları, tabuları yerlebir eder.

    bankaların kökeni mafyadır. para aklamakta zorlanan mafya bildiğiniz bankacılık sistemini geliştirmişler. bankaların en büyük kazançları para satmaktır. bir nevi kanuni tefecilik.

    kahvelerimizi içmiş, mayışmıştık. müzik setinde sarah brightman, what a wonderfull day...

    salondaki üçlü koltukta birbirimize sımsıkı sarıldık. onu derin derin kokladım. bu müfettişin kokusunu çok iyi hatırlıyorum. erkek gibi kokuyordu. öylece kalakaldık, onu daha çok sarıp sarmaladım.

    yanardağlar volkana hazır, kavurucu lavlar ile yanıyordum...

    balkondaki dondi banka müfettişine hesap açtırma zamanı gelmişti.
    ···
  18. 18.
    0
    size bir önerim var. panpa yanında dondi olur mu? hepiniz zaten binsiniz, elinizden uçanla kaçan kurtuluyor, hepiniz maşallah çok iyi gibici dondisiniz.
    ···
  19. 19.
    0
    kaliteli bir erkek öpüşmesini bilecek bilader. bunu bilir bunu söylerim. dudakları ile kadının dudaklarına kumanda edecek, kendini daha çok istetecek, amcığı sellere boğacak.

    dondi erkeğimle ılık ılık öpüşürken onun bugün balkonda çiçekleri sulayışını hayal ettim. dudaklarını dişlerimin arasına aldım, ısırmakla emmek arası (anlatılmaz yaşanır) erkeğimin tadına bakıyorum. damağımda şarap, oldum ben harap.

    kadının bir erkeği istemesi ne kadar ilahi bir duygudur yarabbim.

    -gel... dedim.

    birlikte ele tutuştuk ve yatak odama yöneldik.

    çiçekleri sulayan adama kendi çiçeklerimi sulatacağımı biliyordum. çarşafım lavanta kokulu, tertemiz
    ···
  20. 20.
    0
    sevişmenin formülü 1+1=1'dir.
    ···