1. 1.
    +35 -3
    bu başlık altında kendi başımdan geçen tecrübeler daha doğrusu yenilgileri anlatacağım. ezik diyenler olabilir. haklıdırlar. zaten yeni yeni atmaya başladım üstümden. bunda özellikle çocukluk dönemi çok önemli. eğer aileniz sizin için her taku hazırlayıp önünüze getiriyosa aslında size en büyük kötülüğü yapıyolardır. hastahanede bütün evrak işlerini halleden baba, okulda ödev verildiğinde "aman oğlum zayıf almasın" diye onun ödevini yapan anne.. bu örnekler daha da çoğaltılabilir.

    değinmek istediğim konu: hayatı tecrübe ederek yaşamaya başlıyoruz ve bunun için ilk karşılaştığımız şeyler bizim için aşılmaz duvarlar gibi görünebiliyor. çoğu insanda bundan kurtulmak istiyor ama çok azı başarıyor maalesef.

    edit: bu arada başlığa yazan hakaret içermeden görüş bildiren, eleştiren herkese şuku basarım prensibim budur beyler

    edit 2: beyler yazı çok uzun değil 3. sayfada @74 de bitirdim. erinmeyin okuyun amk
    ···
  2. 2.
    +11
    okulun sonlarına doğru yaklaşıyoduk artık. yani ben gideceğim, o 1 sene daha okuyacak orada. yol üstü sohbetlerimiz iyice kısaldı. bi arada facede ortak bi arkadaşımıza şaka yollu: "zaten o da bizi görmezden geliyo hep" demişti benim hakkımda. bende gülüp geçmiştim öyle bişey yok konuşuyoruz işte demiştim

    en sonunda okul bitti ve kurtuldum bi daha yüzünü görmedim. facede durum beğenilerini kaldırdım profiline girmedikçe gözüme ilişmeyecekti artık.

    burada bişey dikkatinizi çekmeli. istediğiniz zaman bu zihinsel mastürbasyonu bırakabilirsiniz. size sadece zararı olur. hayat akıp giderken sizde mal gibi gülüp eğlenenlere imrenerek bakarsınız ki hoş bişey değildir adamın iflahını giber.

    faceden muhabbetimizde baya azaldı. 4-5 günde bir daha sonra haftada bir daha snra ayda bir daha sonra 2 ayda bir daha sonra 4 ayda bir ve şu an uzun sessizliğe gömüldük. eğer bana soracak olursanız şu an mutluyum. hayatımda başka biriside yok. buna gerekte duymuyorum başka şeylere bağlanabiliyorum. müzik gibi mesela. çünkü eğer hayatınızda ilk planda ilişkiyi tutarsanız gibilen taraf daima siz oluyosunuz.

    bunu ben istemedim. yorganın altında ağladığımıda bilirim. göz yaşımdan ıslanan yastığı ters çevirmenin nasıl bi duygu olduğunu da bilirim. güzel şeyler yaşamayı hak ederdik ikimizde. ama olmadı..
    ···
  3. 3.
    +10
    şimdi aile içi şiddete değinmek istiyorum ve biraz babamdan bahsedeyim. babam; 8 kardeşli bir ailenin 2 erkek çocuğundan biri. yani 6 kız arasında tek erkek olarak büyümüş (amcam en küçükleri) bu da ister istemez onda bayanlar içinde baskın bir yapı oluşturmuş. haliyle geçmişte de erkekler daha egemen olduğu için tuttuğunu koparan bir baba rolüne bürünmüş.

    bana dokunduğu en büyük zararlarından biri de tam burada başlıyor. herkes üzerinde egemen güç olmaya çalışması ve baskın kişiliği çocuklarının üzerinde çok etki gösterdi. istediğinin tam tersine kendine güveni olmayan, misafir geldiğinde bile odadan çıkmak istemeyen bir bine çevirdi beni.

    onun bu haddinden fazla sosyal olması, beni asosyalliğe doğru itti.
    ···
  4. 4.
    +8
    yıllar geçtikçe söylediğim gibi karşı cinse karşı duygular beslediğinizi fark edersiniz. zaten bebeklikte bile erkekseniz mavi renk, kız iseniz kırmızı ya da pembe renkli elbiseler eşyalar kullanmanız bile tamamen toplumun bireyi şekillendirmek istemesinden kaynaklanır. bununla birlikte zamanı geldiğinde karşı cinse aşık olursunuz (artık uyananlar için söylüyorum: olduğunuzu sanırsınız)

    bu çekime karşı koymak güçtür çünkü altında cinselliğin çekimi vardır ve burada daha önce aklınıza gelmeyen dış görünüş devreye girmeye başlar. yavaşça duygularınız geri planda kalır. artık duygularınız değil penisiniz ön plana geçer. zaten genel olarak ben hep, güzel gülüşü olan kızlardan hoşlandım, bugüne kadar hoşlandığım sevdiğim her kızın güzel bi gülüşü vardır.

    çok sık okul değiştirmek, farklı insanlar arasında kalmak. o çevreye uyum sağlamakta zor bir etken. eliniz mecbur alışacaksınız. ben oynamıyorum deme hakkınız yok. gibe gibe oynayacaksınız. hayat bunu çok güzel öğretiyor zaten söylememe gerek yok.

    ilk olarak hoşlandığım kıza daha açılamadan okul değiştirdim. ilk sevdiğim kıza karşı konuşamamıştım. kilit cümle bu. "ilk sevdiğim kıza karşı konuşamadan ona anlatamadan onu bir daha göremeyecek duruma düşmüştüm"... yani aşkı sevgiyi acı olarak daha o yaşta tecrübe etmiştim. bana güvenmeyen "sen yapamazsın dur ben yapayım" diyen bir ailenin oğluna da bu yakışır zaten.

    bu ilk deneyim daha doğrusu ilk başarısızlık bana "seversen acı çekersin" mantığını kafama yerleştirmişti.
    ···
  5. 5.
    +6
    2 kardeşiz. abim ve ben.. aslında genel olarak çoğu kardeşe göre baya bi samimiyizdir. aramızda 4 yaş var. ama abim küçükken ayağı halının kenarına takılmış kafasını sehpanın sivri köşesine vurmuş ve hastahaneye kaldırılmış. birde o sarsıntının üzerine menenjit geçirmiş. menenjiti bilmeyenler için çok ağır bir hastalıktır. genelde vücutta ağır hasarlar bırakabilir. abimin de sağ kulağındaki sinirler yanmış o ara. annem hastahanenin en üst katından kendisini atmayı bile düşünmüş vs. konu bölünmesin.

    bu abimin başından geçen olaylar onu büyük ölçüde etkilemiş hayatını yönlendirmiş. şimdi etkilerini daha iyi gördüğümüz sinir hastalığına temel hazırlamış.

    bugün bir başlıkta okumuştum. herkes bir anısını anlatmış. çoğu kişi hayvanlara eziyet etmiş (bende kaplumbağa öldürmüştüm) abimde o sinirini beni döverek alırdı genelde. zaten haddinden çok baskın olan bencil bir baba ve üstüne tartışmada haklı olsan bile sonunda dayak yiyip susmaya alışınca bu bütün hayatımı etkilemiş temel olarak. belki şu an iyi bişeydir. bu; beni düşünceli empati kuran, karşısındaki insanı anlayan, duygusal biri yapmış olabilir. (olabilir diyorum, dışardan çok farklı görünüyor olabilirim)
    ···
  6. 6.
    +5
    yıllar böyle sürerken bi evdeki 3 erkeğin en küçüğü olmam ve doğal yapımda da çok sakin biri olmam, beni normal konumdayken baya eksilere doğru itmiş. şimdi bunu daha iyi anlıyorum. ben ilerde çocuğuma çok fazla yüklenmeyeceğim. gerekirse bana saygısızlık yapsın, kızsın, sövsün ama kendine öz güveni olsun. haklı olduğunu bildiği konularda geri adım atmasın.

    bunların tam tersi, annem de diğer annelere göre daha çok şefkatliydi. hâla da öyledir. canı sağ olsun. onun bu haddinden fazla bana olan sevgisi de abimi çocukken bana sert davranmaya sürüklemiş olabilir.

    anne sevgisi iyidir. fazlası zararlıdır. sizi pısırık yapar. birisinin bi sözü vardı. "türkiyede çocuğun altını annesi değiştirir, yemeğini teyzesi yedirir, ağzını halası siler" diye. gerçekten de çok doğru. bırakın o çocuk kendi gitsin kendi ayakları üzerinde durmayı öğrensin. siz her zaman yanında olamayacaksınız
    ···
  7. 7.
    +5
    sevgiyi bu şekilde tanıyıp tecrübe ettikten sonra haliyle devamında da pek fazla değişiklik olmayacaktı. aradan yıllar geçit, platonik aşklar yaşadım. hep tek taraflı oldu.

    bu arada fiziki olarak ön iki dişimden biri 7 yaşlarımda merdivenden düşmem sonucu kırılmıştı. yani salak ile avanaktaki adamın biri gibi. hoş bi görüntü değildi. zaten büyük burnum ve üstüne birde "s" harflerini söyleyememe (pelteklik) eklenince işler iyice taka sardı diyebilirim. şu an o dişim porselen ve "s" bozukluğunu lise sonda kendi kendime inat edip düzeltmiştim. baya uğraşmıştım çünkü lisede binler acımasızdır. güçlü olman gerekir. yoksa zayıf kalırsın.

    liseden ve orta okuldan bahsetmek istiyorum beyler. orta okulda yine gülüşüyle beni kendine hayran bırakan bir kızdan hoşlanmıştım. sus savaşı sırasında ilk kez o kadar güzel güldüğünü fark etmiştim. işte bu aşkmı dersiniz saplantı mı dersiniz burada en büyük etkisini gösterdi. bir arkadaşıma o kızdan hoşlandığımı ve cuma günü çıkışta teklif edeceğimi söylemiştim. (dikkat ettiyseniz cuma günü, diğer günler onu ertesi gün görmem demekti bu da kendine güvenmeyen biri için ölümden beterdir (: halbuki en fazla red eder nedir amk)

    o bin arkadaşım da gitti kıza söyledi. kız sınıfa girdi bi gelir misin dedi. o an heyecandan geberecek gibiydim. yanına çağırdı dışarı çıktık kapının önünde konuştuk. fazla detaya girmiyorum. "arkadaşının bana söyledikleri doğru mu?" dedi. bende kendimden beklemeyeceğim bi cevap verdim evet dedim. o an hafif bi gaza geldim sanki. detayları çok fazla hatırlamıyorum. kız biraz düşünüp kabul ettiğini söylemişti. o an çok mutlu olduğumu hatırlıyorum. bir yandan da amacına ulaşmanın soğukluğu ve tatminsizliğini hissetmeye başladım.

    taksta bir söz vardır. "zirveye çıktıktan sonra yapılacak tek şey oradan inmektir, çünkü devamı yoktur."
    ···
  8. 8.
    +4
    o kızla da çok uzun sürmedi zaten. ağzı hiç bir laf yapmayan kızla konuşmak istemeyen biriyle kız niye çıksın ki? şu an aklıma geldi gerçekten gülüyorum (: kızla çıkıyoruz ama sürekli o çağırıp konuşmak istiyordu. bense 60 yıldır evliymiş ve huzur arıyormuş gibi davranmaya başlamıştım. o merdivendeki camın önünde durup kızın "ee" diye bana o güzel gülüşünü yaparak gülmesi ve benim öküz gibi "hangi tür müzik dinlersin" demem. tam bir öküzlük abidesi.

    bakın ara ara ipuçları da çıkıyor. zaten zeki adamsanız parçaları kendiniz birleştirebilirsiniz. size anlatırken fark ettim ki sürekli kendimi suçlama ve geçmişimden pişman olma potansiyeli içindeyim. siz bunu yapmayın amk. gibtir edin. geçmiş geçmişte kaldı. biliyorum kafa yapısını değiştirmek gerçekten çok zor ama güçlü olun beyler.

    ben kıza ne tür müzik dinlediğini sorduktan sonra saçma muhabbetimize fazla devam etmemiştik. galiba kız da o zaman ayrılma kararını vermişti. zaten koca kafalı, hiç bi çekiciliği olmayan, ağzı bozuk, sınıfın kavgacı tiplerinden olmak artı puan değildir diye düşünüyorum. hatta kız beni niye kabul etti ki? ben onun yerinde olsam gibtir çekerdim kendime.
    ···
  9. 9.
    +2 -2
    türk kızlarına açılıp neyapacaksınız aq

    edit : hangi türk kızı eksiledi lan hahahah dıbını yalıyım panpa giderin var
    ···
  10. 10.
    +4
    3 gün sonunda tekrar kendi şehrine dönmüş. ve bana mesaj attı.

    -neden hiç arayıp sormadın?

    diye. yani tamamen pgibolojimi bozmak ister gibiydi. ya yanımda ol bana sarıl ya da gibtir git hayatımdan. bunu en başta söyleyebilseydim bunların hiçbiri yaşanmazdı aslında. bu mesajına rağmen soğuk davrandım. o ablasının yanına giderken ki tavrı sanki ben ona zorla yanında geleyim demişim gibi davranması havalara girmesi beni çok sinirlendirmişti. asosyal olmanın avantajlarından biride olayları iyi değerlendirmek ve iyi analiz etmektir. bu kızın ne istediğini yavaş yavaş anlamaya başlamıştım. canı sıkıldığında bana mesaj atıyor eğlenecek bişey bulduğunda da bir anda mesajlaşmayı kesip beni telefonun başında mal edebiliyordu. bi süre kullanıldığımı anlamadım daha doğrusu anlamak istemedim. bi erkek olarak benim aklıma böyle bişey gelmezdi. bi kız sana açılırsa sen ya kabul edersin yanında olursun ya da red edersin birdaha görmezsin. erkekler çok bel altı muhabbeti yapıyomuş az bile amk. anasını gibeceksin bu devirdeki kızların.

    belki okuyan bayan panpalarım vardır yer yer kızıyorum ama sonuna kadar haklı olduğumu düşünüyorum, onun için kusura bakmayın.

    ertesi sene, benim 2. seneme geçtiğimde o da bizim okula geldi. tak varmış gibi ben ondan kurtulmaya hayatımdan çıkartıp bidaha görmemeye çalıştıkça yakınımda görüyodum. kaderin bi oyunu mu dersiniz cünüplük mü dersiniz ne derseniz artık.

    okulda karşılaştığımızda ister istemez kekeliyodum. bunu fark etmiştir. gözlerine uzun süre bakamıyodum hep gözlerimi kaçırıyodum. sanki kız olan o değilde benim amk. sevmişim ama zamanında 6 yıl bir daha görmeme ihtimaline rağmen sevmişim. kolay değil öyle soğuk davranmak. hiç bir şey olmamış gibi yüzüne gülümsemek kolay değil. ara ara facebook ta konuşuyoduk. fazla takılmamaya çalışıyodum. daha çok onun arayıp sorduğu konuları onun açtığı benim dinlediğim sohbetler oluyodu.
    ···
  11. 11.
    +3
    ve bi süre sonra okul bitti. bi ara unutup aklımdan çıkardığımı düşünmeye başlamıştım. taaki sınıftan bir başka kızla birlikte bizim mahalleden geçerlerken. ben yanlarından geçerken adımı söyledi. görmezlikten gelip karşı kaldırıma geçmiştim önceden halbuki. ama beni görmüş ve el salladı. yanlarına gitmedim ara yolda karşı kaldırımdan bir iki laf ettik. lisede alttan derslerim vardı onların kurtarma sınavlarına gidiyodum. fazla uzatmadan kaçtım.

    tam kızlara hadi görüşürüz dedim ve arkamı daha döner dönmez bunun hayatımı tekrar gibeceğine daha o an emindim. liseli mi dersiniz ne derseniz diyin uzunca bi sessizliğe büründüm. tribe girdim. hem onu görmek istiyodum hem de yanındayken ağzımı bıçak açmıyodu yalnız kalmak istiyodum. lise hayatımda da bu kız aklımdan çıkmadı. zaten meslek lisesine başladığımda okulda 14 tane kız vardı iyi hatırlıyorum. bakın sınıfta değil okulda... kaç binlik mevcudu olan okulda sadece 14 kız...

    tabiki en çirkinlerinin bile zütü kalkacak. hepsinin en az 5 çıktığı olacak. güzel olanlar zaten reyiz diye takılan liseli çakallara düşecekti. zaten hiçbirinde de gözüm yoktu. bi kaç kez arkadaşlar da bu durumumdan rahatsız olup nedenini sordular hep geçiştirdim. zayıf birisi gibi görünmek istemiyodum çünkü.
    ···
  12. 12.
    +2 -1
    cezerved
    ···
  13. 13.
    +3
    liseyi de bu şekilde bitirdikten sonra tembel olduğumdan sınavı kazanamadım. daha çalışır girerim diye düşünürken sevgili babacığım beni uzaktan bi akrabanın yanına işe soktu. istemesemde gittim. hafif bi tartışma yapınca hemen geri vites yapıyodum (şimdi anasını giberim bu olaylara karşı çok agresifim, affetmem düşünmeden bıçağı takabilirim kim olursa olsun boğazını kesebilirim. filmlerde de bilirsiniz seri katiller hep çocukluğunda ezilen kişilerdir. (bakınız "the joker")

    işe başladım. benden 2-3 ay kadar sonra benle yaşıt birisi girdi. hemen kaynaştık binle samimi olduk. benim durumu öğrenince bana kızdı baya. gaz verdi. hayatımı sürekli ertelediğimden bahsetti. bense doğru yaptığımı düşünüyodum. bu binin hem yararı da oldu hem zararı da oldu.

    bir gün beni gaza getirdi. zaten o ara facebook ile yeni tanışmıştım. kızı da eklemiştim. bu arkadaşımın gazı ile kıza bir gün konuşmak istediğimi söyledim (buluşup değil face üzerinden, bakınız eziklik belirtileri: 957325564645) kızda konuşabileceğimizi söyledi ve ona mesaj gönderdim. tam emin değilim ama mesaj aşağı yukarı şu şekildeydi:

    -sana karşı hâla boş değilim, bunu anladım. yıllar geçmesine rağmen seni unutamadım. yanlış anlamanı istemiyorum. bunu teklif olarak algılama. arkadaşım olacaksan sana karşı dürüst olmam gerekir diye düşünüyorum"

    aşağı yukarı buna benzer bişeydi. daha kalasca da olabilir.
    ···
  14. 14.
    +2 -1
    daha devam edeceğim beyler siz reservlerinizi alın bi müzik açayım önce (: geceye doğru ilerliyoruz (:
    ···
  15. 15.
    +3
    elinde bir kaç poşet vardı. ısrar ettim aldım. vermek istemedi ama ısrar ettim aldım. bu arada yıllardır görmediğim için el ele sıkışmıştık bende art niyet olmadan yanaklarından öpmüştüm. belki biraz abes kaçmış olabilir bu. sadece tokalaşsaydım daha iyi olurdu galiba. yanında yürüyüp eşlik ederken en kıl olduğum şeyi yaptı. ben bir şey anlatırken cep telefonunu çıkardı ve kurcalamaya başladı. orada baya sinirlendim ama belli etmedim. beni dinlemediği her halinden belliydi. biraz yürüdük. bilirsiniz erkekler sessizliği sevmez. özellikle benim gibi tecrübesizseniz o sessizlikler bi çok babayiğitin ağzına sıçar. kekelersiniz. kendiniz konuşmak zorunda hisssedersiniz. nedense kızlar hiç dert etmez bu sessizlik durumunu.

    ben kaldığım yeri gösterirken yine dinliyomuş gibi yapıyodu. daha yol yarı olmadan "keşke gitmeseydim karşılamaya" dedim içimden. tam ayrılacağımız yere geldiğimizde poşetlerini aldı elimden. sonra

    "arkadaşım burada ayrılalım ablam gil görürse yanlış anlayabilirler" dedi

    vay amk dedim içimden. yani kibarca başından gibtir ediyodu beni. tamam dedim "bende zaten şurdan dönüp eve geçeceğim" dedim. orada hiç tokalaşmadan ve geriye dönüp bakmdaan ayrıldık. bakın altını çiziyorum. en başta karşıalrken tokalaştık yanak yanağa, sonra ayrılırken soğuk bi "görüşürüz"..

    bu hareketine çok sinirlendim. 3 gün kalacakmış benim okuduğum şehirde. artık hiç mesaj atmadım. yani ondan da mesaj gelmezse tamamen hayatımdan çıakrabilirim. ama bir mesaj atması yüzünü görmem bile mal olmama yetiyodu. tekrar eski sayfaları açabiliyodum. bu bi dezavantaj. çok zaralı bi huy. ilk oalrak bundan kurtulmam gerektiğini anladım. kızı o 3 gün hiç arayıp sormadım. zaten evdende pek dışarı çıkan birisi değilim. sokakta karşılaşma imkanımızda yoktu.
    ···
  16. 16.
    +2
    panpa babamın öz babam olduğunu bilmesem seni ikizim sanardım
    ···
  17. 17.
    +2
    kız beni arkadaşı olarak gördüğünü söyledi. ben yine o karamsar kasvetli havaya büründüm. bu arada kendimi anlatıyorum ama sizi çok sıkmıyorumdur umarım. genelde kendinden çok sık bahsedenler sıkıcı ve bencil olurlar bilirim. her neyse ben kız sadece beni değil hiç kimseyi hayatında istemediğini söyledi. buradan kendime teselli bulabildim en azından. başka birisini sevse ondan hoşlansa bana daha da çok koyabilirdi.

    aradan uzun zaman geçti. ben işten çıktım sınavlara hazırlanacağımı, okuyacağımı söyledim bi takta olmadı gerçi her neyse.

    kızla en son konuşmamda beni birdaha görmek istemediği izlenimine kapıldım. öyledir de galiba. karadeniz taraflarına gittik. 45-60 gün kadar kaldık oralarda. orada da asosyaldim yine (: gençler biralarını almış kafenin sahilin kenarında 25-30 kişilik kızlı erkekli gruplar olurdu. ben hiç biriyle muhabbeti kurmadım. sahile indiğimde kulaklığı takıp no human no cry moduna girmiştim.

    günler böyle devam ederken bir mesaj geldi. o zamanlar gece yatarken kapatmıyodum telefonu. mesaj sesine uyandım baktım tanımadığım bi numara! gibtir et dedim uyudum. sabah uyandığımda sonradan aklıma geldi o mesaj. baktım "napıyosun, beni tanıdın mı" tarzı bi mesajdı galiba. tam hatırlayamıyorum yalan olmasın. kimsiniz diye mesaj attım numaranız bende kayıtşı değil dedim. alaycı daşşak geçer tarzda bi mesaj geldi.
    ···
  18. 18.
    +2
    @1 19 yaşındayım ve hala tüm işlerimi ailem yapıyor hazirandaki asker muayenesinede babamı yollucam sanırım.
    anlat panpa kendimi gördüm bi anda reserved
    ···
  19. 19.
    +2
    @96 aynen karşim önemli olan o dengeyi tutturmak, azıda çoğuda özgüven ekgibliğine sebep oluyor, çok üstüne düşseler hiç bi gibten anlamadığın için özgüven 0, sallamasalar bu sefer arkanda kimse olmadığndan yalnız kalıyosun oda ayrı bi sosyofobiklik yapıyor. Bende senin gibi sayılırım az olsun öz olsun gülüşü gùzel olsun (: o yüzden hic bi kızla çıkamadım adam gbi değer verdiklerime red korkusundan açılamadım dıgerleride zaten zikinde olmuyo insanın. bu yıl üni.de yeni bi sayfa açıcam hayatımda en azından şuan onun kafasındayım
    ···
  20. 20.
    +2
    şukuların kralı sana lan babannem ve halamın elinde büyüdüm hep her şey güzelmiş gibi görünüyordu şimdi görüyorumki herşey çok farklı bi kaç yıl öncesine kadar bana çok iyi davranan babam şuanda 'çalışmada gör dışarıda adamın anasını giberler anasını' diye nara atıyor derinden bi hay mk çekiyorum beyler malın teki oldum çıktım şuanda
    ···