Bu entry silinmiştir
-
1.
+1 -1çıplak gez
-
2.
0parasını ye gibtiri çek, insan değer yargıları olmasa hayvanlaşır. gib ebesini binin
-
3.
0zütüne makyaj yap ;)
-
4.
+13 ay Mağarada yaşayıp geri gel
-
5.
+3@1 postmodern eleştirinin temel handikaplarından biri bu ve ülkemizde benim kişisel olarak 90'larda yakaladığım siyasi islamcılar da bu hatayı kendi tahayyül evrenlerinin doğası gereği çok sık yapıyor... şöyle ki, modernitenin evrenselci, yerelin olasılıklarına karşı kör ve sağır o tepeden inmeci tahakkümcü pratiğini bir sivil iktidar eleştirisi örerek, ve ne yazık ki bu itirazın tüm sivil eleştirisinin meşruluğunu da sonuna kadar siyasileştirerek kullanıyorlar... oysa aynı iktidar olgusu bireyin kendi içindeki melekle şeytanı arasındaki mücadeleden başlayıp yatak odasında, yemek sofrasında, evin salonunda, sonra apartmanda, mahallede, cemaatte, cemiyette, camiada, kısacası yerelde de kendi iktidar ilişkisini üretiyor ve bunun tu kaka bir iktidar olarak yaftalanması için ille de bach ve mozart sosuyla gelmesine hiç gerek yok... aynı şey mehter marşı ve salavat ile de bir tahakküm olarak yağmur gibi yağıyor. ama insan aklı şablonlara ve şemalara ve görselliğe ve çağrışıma ileri derecede bağımlı ve bundan 1, 10, 50, 80 ya da 100 yıl önce gündemimize girmiş bir tahakküm ile bundan 1000 sene ya da 10 bin sene evvel gündemimize girmiş bir tahakküm arasındaki fark ncedir, şayet aradan özümüz, yerelimiz, milli manevi değerimiz gibi üst yapısal kavramları çıkarırsak? çünkü doğamız da değişken. doğamızın evrenselliğini sorgulayacaksak iktidar dediğimiz olgunun yerelde de evrenselde olduğu kadar ezici ve hatta çoğu kez yerelde icra edilir bir menem olduğunu unutmasak herkes için çok iyi olacak... bir de modernitede vücut bulan tasarımcı, tanımlayıcı, şabloncu kafayı yeriyoruz. evet, hayatın ve dünyanın olasılıklarına kör ve sağır şablonlar istemiyoruz. ancak neyin dayatmacı tasarım, neyin kendini ve dünyayı değiştirme çabası olduğunun sınırları o kadar belirsiz ki... tasarımcı, dayatmacı, şabloncu olmayalım derken kendi umutsuzluğunun kişide bir tür kaderci kabulleniş ve teslimiyete evrilip kendiyle ve dünyayla hiçbir mücadelesi kalmamış bir noktaya çekilmesini görmek ne en azından çok üzücü. bir teslimiyet uğruna ya rab, ne güneşler batıyor. kavramları hayatın ve dünyanın yerçekime maruz kalıyor, ama aynı anda buharlaşıyorlar da. bence çıkış noktamız kendine ve dünyasına müdahil insanda. bunun için de eleştiriyi ve özeleştiriyi yüceltmemizde fayda var.
-
6.
0önce kız olman gerek
-
7.
0ağda, cımbız, tüy dökücü krem, jilet vs veda et.
-
8.
0natural boobs yaz
-
9.
0hiçbişey yapma amk daha ne istiyon yataktan kalktığın gibi çık dışarı saatlerce makyaj yapmakla uğraşma arada geğir falan bak nasıl kuuul kız oluyosun
-
10.
0diktir.
-
11.
0Koltuk altı kıllarını uzat
-
12.
0@6 ulan bu tarz entry görünce basıyorum şukuyu. eski inci'den daneler amk
-
13.
0bıyık bırak burun kıllarını kesme göğüs arasındaki kılları uzat bacaklarını alma kaşlarını düzeltme doğal olursun benbile kendimden geçtim yazarken yemede yanında yat üffffff
-
14.
0daha doğal olabilmek için daha doğal olmalısın amk
-
15.
0yanında ossur geğir
-
16.
+1@16 kelmisin evladım sen nasıl bi yaratıksın ?
-
17.
0pislik yapma kıllarını kesmeye devam et.giyimin makyajın falan kokoş olmasın onu kastetmiştir o.eşofman içinde güzel bir kızı ağır makyajlı miniliye tercih ederim(giberün ayrı konu)
-
18.
0@21 istediğini yapmakta özgürsün keltaşaklı bi mülayim için şekilden şekile girme seninle işi bittiğinde adını bile hatırlamıycak