Çağan ve ailesinin yanından ayrıldım, kendimi Balıkesirin sessiz sakin sokaklarına attım. Akşam saat 10 gibiydi. Sokaklarda tek bir insan yoktu. Etraf tenhaydı. Bihteri koca şehirde sokakta araya araya bulamazdım. Ama sosyal medya üzerinden araştırma yaparak nerede yaşadığını öğrenebilirdim.
Hemen telefonumu aldım elime facebook, twitter, swarm'dan Bihterin hesaplarını aramaya başladım. Twitter hesabını buldum, hemen takip et butonuna tıkladım. Bihterin çok fazla sosyal medyayı kullanmadığını daha önceden biliyordum. Twitter hesabına baktığımda, hesabını çok sık kullanmadığı gerçeğiyle karşı karşıya kaldım, en son twitini 20gün önce atmış. hemen tüm twitlerini sırayla okumaya başladım. Genelde propaganda amaçlı, gündemdeki olayları konu alan saçma sapan twitleri vardı. Ama kesinlikle yaşadığı yeri, takıldığı mekanları açığa verecek bir twiti olmalıydı. Paylaştığı bir fotoğraf, arkadaşıyla ettiği muhabbet, herhangi birşey... En ufak bir ipucu bulsam yeterdi. Kesinlikle o ipucunu bulmam lazımdı. Twitter profilinden 2-3 sayfa aşağı indim.. Ve sonunda bir kız arkadaşıyla twitleştiğini gördum. Kızın adı Sinem'di. Twitledikleri konuşmalardan anladığım üzere Sinem Bihter'le sınıf arkadaşı veya aynı fakülteden yakın bir arkadaşıydı. Hemen Sinem'in profiline girdim. Büyük bir hevesle, yavaş yavaş ekrana yüklenen profilin açılmasını bekledım. Profil açılır açılmaz ilk sayfada o gün atılan 3-4 twit gördum. Sinem sosyal medyayı çok sık kullanan bir kızdı. Bihterle alakalı birşeyler bulurum hevesiyle aşağı sayfalara bakmaya başladım. Kendi instagram profilini paylaşmış. Hemen instagram profiline girdim ve ne göreyim.. 4 saat önce Bihterle yanyana selfie çekmiş, takıldıkları kafenin ismini hashtag koyarak paylaşmış. O an dünyanın en şanslı kişisi olduğumu düşündüm.
Hemen kafenin ismine baktım, deepsafe diye bir kafe. Hemen googledan "Balıkesir deepsafe kafe" olarak arama yaptım.
Kafeyi buldum ve adresini öğrendim. Yine şanslıydım, kafe bulunduğum yere çok yakındı. Adreste yazan yer, bulunduğum sokaktan 4-5 sokak ilerideki merkezi bir yerdi. Haala bihterle o kafede olabilirler hayaliyle sessiz ve karanlık sokakta adımlarımı hızlandırarak yürümeye başladım. Çocukluğumdan beri görmediğim Bihter bir kaç sokak ötedeydi. ister istemez çok heyecanlanmıştım. ilk sokağın sonuna vardım,tam diğer sokağa dönecektimki.. Ve bir anda arkamda bir çıtırdı duydum.
Ani bir ürpertiyle arkamı döndüm, ve o kişiyle karşılaştım... Yüzünü görür görmez adeta şok geçirdim.

Balıkesire geldiğimiz otobüsteki muavin. Elinde kocaman bir beyzbol sopasıyla üzerime doğru yürüyordu. Birden kendimi geriye doğru attım ama çok hızlıydı, kafama beyzbol sopasıyla vurdu ve yere düştüm. Vücuduma kıramp girmiş gibi yara almıştım adeta vücudumu hissetmıyordum. Yanıma çömeldi ve saçlarımı tek eliyle kavrayarak kafamı kendisine yaklaştırarak çekti. "Bu gece benimsin" diye fısıldadı kulağıma. Meğersem tüm o otobüsteki iyi davranmasının, fazladan kek, eti cin vermesinin sebebi beni gibmek istemesiymiş. Hemen hareketsiz olarak yattığım yerde beni soymaya başladı, beni yüzüstü çevirdi ve külodumu aşağı doğru sıyırarak o kocaman 20 santimlik damarlı yannanını zütüme dayadı.