1. 1.
    0
    evet beyler kimseyi beklemeden yazıyorum, anlat panpa derseniz okurken bende şizofren muamelesi görmem.

    lise yeni bitmiş hergün daşşak keyfi yapıyodum yatıyodum. sene 2007 henüz msnin popüler olduğu yıllar amk. bide o sıralar yu-gi-oh diye bi çizgi film vardı, ergen diyin ister çocuk diyin ama zevkliydi lan izlerdim ben. sonra can sıkıntısının olduğu bi an dedim -lan belki bunun oyunu vardır internette bi araştırıyım. varmış hakkattende amk :S neyse indirdim kurdum oyunu mal gibi tek başıma oynuyorum. sonra dedim -acaba bu online da oynanıyo mu? diye. hmachi diye bi gibindirik program online ağ kurmaya yarıyomuş yani oynanıyomuş. kurdum amk progrdıbını baktım msne benzer bi program, ip falan ekliyosun, o ip de kimler varsa orda gözüküyor bütün ekleyenler. ayrıca sohbette edebiliyosun...
    ···
  2. 2.
    0
    neyse ordan yazıyorum duello yapmak isteyen varmı diye isteyen varsa oyunu kuruyorum o da giriyor ve oynuyoruz falan ama ben daha yeniyim mal gibi kartlar seçiyorum. hep yeniyolar o.çları bende sürekli oynuyorum kendimi geliştirmeye çalışıyom falan az çok öğrendim. yine can sıkıntısından patlıyorum tabii o zamanlar inci yok (bu arada ben 2009dan beri inciyi takip ediyorum ama sonradan üyelik aldım üçüküncü nesil ama o da banlandı). 25 haziran 2007, o lanetli gece saat 23.25'te hamachi de açık birkaç kişi var...
    ···
  3. 3.
    0
    neyse dedim duello yapmak isteyen varmı diye toplu olarak, "lordly" nickli biri -kur geliyorum dedi. neyse bende kurdum oynuyoruz falan ama iflamı gibiyor, ne elimde kart kaldı ne de can puanı... belki bilirsiniz "exodia" diye bir canavar var ( http://imgim.com/exodiaset.gif ). bu kart resimdeki gibi 5 karttan oluşuyo ve hepsi elinde olmadan bi gibe yaramıyo.
    ···
  4. 4.
    0
    duello bayağı ilerledi ama canım az kaldı ve bu o.ç kartın sadece 3 parçası var bende, diğerleri gelmiyo amk... sahada canavar kalmadı bende onları kendimi korumak için sahaya koydum. en sonunda sahada bi tane exodia'nın bi kolu kaldı başka hiç bişey yok. el ona geçince bitecek oyun. bende dedim o bitireceğine ben bitiririm amk dedim ve 200 atak puanlı kolu, 2400 puanlı canavara saldırttım ve - al sana tokat saldırısı, yazdım gülerek bozuntuya vermeden...
    ···
  5. 5.
    0
    @5 dedim ya can sıkıntısı amk, hem stratejik bir şeydi lan güzeldi neyse;

    ben öyle diyince o da bana -hiç bir kıza el kalkar mı ? dedi. -kız mısın sen dedim, evet dedi ve benim film orada koptu amk... bi kıza yenildim düşünsenize, dedim -bi daha yapacaz o zaman. -yorgunum yatıcam, dedi. neyse ben bundan msn istedim ama amacım sapıklık değil yemin ederim gururuma yediremedim. aldım bundan msn i yatmadan önce biraz konuştuk nerelisin falan gibisinden...
    ···
  6. 6.
    0
    kız tokatlıymış, ortaokulu yeni bitirmiş... bende kendimden bahsettim biraz kapattı sonra bende yeni birilerini aradım duello yapacak, birisi -gel yapalım dedi yine. neyse oynuyoruz falan, adam öyle bir şey yaptı ki, oynayanlar bilirler limiter removal diye bir kartla makine türü canavarların atakları tek bir saldırı için 2 katına çıkar ve sonra yok olur. adam tek bi canavara bi sürü özellik yükledi canavarın normal atağı 2400dü eklenti yapınca 5bin küsür oldu. sonra 3 tane limiter removal kullandı ve 40 yapar ! neyse 40 bin yaptı. vay amk dedim sonra tek saldırıda bitirdi işi...
    ···
  7. 7.
    0
    @11 uzun sürer, böyle iyi...

    o gün o adamdan kopya çekerek yeni deste hazırladım aklımda tek bir şey var o kızı yenmek... sabaha kadar denemeler yaptım. her ihtimale karşı eğer bu tek saldırıda işini bitiremezsem diye ekstra tedbirlerde aldım. aradan birkaç gün geçti kız hiç girmedi amk msne. dedim bu kız beni sildi heralde. neyse ben yemeğe yedim akşam geldiğimde bi baktım kız bi sürü şey yazmış -ordamısın falan diye. bide uyuz olduğum titretme vardı msnde titretip duruyo buda neyse -geldim dedim. -hadi dueollo yapalım dedi kız. -kimseyle oynamadım seni bekledim oynamak için dedi. bende tamam dedim kurdum ooyunu son kez gözden geçirdim desteyi falan neyse oynuyoruz. aynen o adamın bana yaptığı gibi her şeyi yaptım geriye sadece saldırmak kaldı. nasıl heyecanlıyım elim ayağım titredi, boşaldım resmen. saldırmadan önce -oyun bitti ben kazandım dedim sonra saldırdım...
    ···
  8. 8.
    0
    saldırdım ama kızın can puanı düşmedi yani bi gibim olmadı anlıcanız. mal oldum iyice, bide baktım elinden mezarlığa bi kart attı kartın ismi "kuriboh" ( http://imgim.com/kuriboh-dl09-en-r-ue-green.jpg )
    bu kart can puana saldırıldığında devreye giriyor ve bu kartı mezarlığa yollarsan can puanın yerinde kalıyor. vay amsını gibim dedim elimde doğru düzgün kart kalmadı ve sahada ki canavarlarımdan da sadece 1 tane kaldı ama o kendimi korumaya yetmezdi. saldırım başarısız olmuş ve tek seferlik saldırı olduğundan hepsi mezarlığa gitmişti. birkaç el daha dayandım onun 300 can puanı benimde 100 kaldı. sıra bana geldi ama elimde kart kalmadı sadece "kuriboh" vardı bende de. onun saldırı puanıda 300 dür ama onun sahasındaki canavarlar hayvan gibi hemde 4 tane. sonra bi kart çektim "dark hole" kart sahadaki sizin ve rakibin canavarlarını yok eder...
    ···
  9. 9.
    0
    dedim kendi kendime -hadi yine kurtuldum olm jesus... ikinci kez yenileceğimi düşünürken birden elime o kart geldi ve saha sürdüm bütün canavarlar gitti. sonra sürdüm sahaya zütümden ter akıtan canavarı "kuriboh"u saldırdım ve bu kez can puanı düştü yani kazandım bu kez :d böylece artık öcümü almıştım ama msnde kız bana tebrikler falan diyo gülüyo. şaşırdım amk ben yenildiğimde hiçte böyle bi' davranış sergilememiştim :S utandım biran. neyse olayın üstüne pek konuşmadık hep birbirimizden bahsettik. o gün akşam 9dan gece 4e kadar sürekli sohbet ettik arada bir-iki duello yaptık hepsinide yendim. konuşmalarımız o kadar akıcı o kadar güzeldi ki hiç uyumak istemedim o gece. o da -uyumak istemiyorum sohbet etmek güzel dedi ama dayanamadı yattı...
    ···
  10. 10.
    0
    ertesi gün aklımda ne cs vardı ne yu-gi-oh... sadece msn açık, winamp açık boş boş ekrana bakıyordum. O'nu bekliyordum gelsede konuşsak diye. gelmişti ve yine aynı şekilde bir gün daha geçirdik. yine sabahladık. hiç bıkmadan usanmadan, sohbet hiç duraksamadan devam ediyordu. o kadar ortak yönümüz vardı ki o kadar çok konuşacak şey vardı ki bazen sohbetimiz konu dışına çıkıyor ve laf lafı açıyodu tabirince. ne olduğunu anlamadan biran bi boşluğa düştüm. bildiğiniz uzayda süzülür gibi hissettim ve o düşüş anında ekranda benim tarafımdan yazılmış üç kelime duruyodu karşımda "ben seni seviyorum"
    ···
  11. 11.
    0
    napacağımı şaşırdım amk nasıl yazdım ben onu hiç bilmiyodum. inanın öyle bi boşluğa düştüm ki çok fena bişeydi. sonra kızdan biraz bekledikten sonra cevap geldi -bende seni... nasıl bişeydi lan bu böyle, hemde daha birbirimizi hiç görmedik beyler düşünün... o tokat ben nevşehir... ne olacağını düşünmeden ileriye bakmadan söylemiştik hislerimizi. ben o cevabın üstüne iyice dumur olmuştum. -gerçekten mi diye saçma bi soru sordum. o da -evet, gerçekten. sohbetin çok hoş çok iyi birisin sen, dedi. -peki ama daha birbirimizi görmedik bile ya çirkin biriysem, dedim. -sende beni görmedin bende çirkin olabilirimm ve öyleyimde zaten, dedi. -benim için önemli değil, falan gibi şeyler saçmaladım durdum.
    ···
  12. 12.
    0
    @22 şuan umrumda değilsin ne dersen de amk cavap vermicem

    konu resimlere geldi tabii haliyle. sonuçta insan sevdiği kişinin nasıl biri olduğunu merak ediyo amk... neyse bu beni cam açmaya zorladı ama o zamanlar yeni yeni saç uzatmaya, evrim geçirmeye çalışıyodum ve duştan yeni çıkmıştım. duştan sonra benim saçlarım kabarırdı ve o halimle kızın karşısına çıkmak istemedim. ama en 1 saat boyunca ikna edemediğim için açmak zorunda kaldım. içimden geçirdiğim şeyler; -bu kız beni gördüğü an engeli basar amk, herşey buraya kadarmış falan gibisinden sallıyorum kendi kendime. yemin ederim o kadar inandımki bunlara açtıktan sonra siler diye bekledim, bekledim... ama silmedi ve -çok tatlısın dedi. hönk ? oldum resmen amk. -saçların aynı kuriboh gibi dedi. çok sevimlisin falan dedi. işin içine canavara benzetilmek girince biraz bozuldum ama sempatik konuşması çok hoşuma gidiyodu ve herşeyi siliyodum resmen. tabii onun camı yoktu o sıralar sadece ben açmıştım o gün...
    ···
  13. 13.
    0
    camı kapattım, zaten sabah olmuştu nerdeyse ortalık hafif aydınlıktı ve -ben yatıcam uykum geldi dedim. -tamam ama sana bir şey söylicem, dedi. işte tam burda sıçtık dedim kesin silecek yada kötü birşeyler söyleyecek falan, o kadar karamsardımki... -tabi söyle, dedim. -galiba ben sana aşık oldum dedi ve hemen kapattı msni. o kapattıktan sonra yatakta saatlerce döndüm durdum. acaba o nasıl biri ? acaba çok mu güzel yoksa çirkin mi ? ya çirkin biriyse ben napıcam falan diye düşünmeye başladım. ama sonra bi karar verdim, ben en başta ne kadar verdiysem onun arkasında duracaktım ve ne olursa, nasıl olursa olsun onu sevecektim. ve bu kararla zihnimi bulandırmaktan vazgeçip mışıl mışıl uyudum. ertesi gün tekrar msnde avına odaklanmış şahin gibi bekliyodum (şahin k. değil amk kanatlı hayvan olanı) geldi msne ve daha ben yazamadan o -nasılsın aşkım. dedi...
    ···
  14. 14.
    0
    ben iyice şaşırdım amk noluyo dedim. -aşkım ? yazdım. -kusura bakma eğer istemiyorsan demem, dedi. bende -yok sadece şaşırdım, asıl sen kusura bakma... aşkım, dedim. heyecanlı heyecanlı yazıyordu sürekli gülücük falan yolluyo, yazılar birbirine girmiş okuyana kadar iflahım gibiliyodu amk... -ben bugün senin için kamera aldım kendime, dedi. -gerçeknten mi dedim. -evet, sende beni görmek istersin diye düşündüm, dedi. -ama beni görünce beni sevmekten vazgeçersin diye çok korkuyorum, dedi. -senden tek bir şey istiyorum, dedi. -eğer görünce sevmezsen anlarım seni ama lütfen arkadaşlığımız bitmesin dedi. bende sadece -tamam, dedim. -ikimiz beraber açabilir miyiz lütfen, diye yalvardı. bende yine -tamam, dedim. nolacaktı ki zaten en kötü halimi görmüştü bile. düne göre biraz daha düzgündü saçlarım ama tabi tip yine aynı :D neyse aramayı ben yolladım o da kabul etti ve aradan birkaç saniye geçince açıldı cam...
    ···
  15. 15.
    0
    ve o güne kadar gördüğüm en güzel, en tatlı, en harika kadını gördüm size yemin ederim aynen böyle hissettim. ben ona bakakalmıştım ve gözüm birden kendi görüntüme kayınca korktum amk. insan kendinden korkar mı lan :D neyse kendime gelince yazdıklarını okudum ve hep beğenmedin mi, arkadaşta kalabilirz gibisindendi. ben ne yazacağımı düşünürken birden kendimi o an hissettiklerime bıraktım, bıraktım düşünmeyi. ne hissettiysem onu yazdım. ama anlamadığım tek nokta nasıl olurda böylesine güzel bir kız benden hoşlanırdı ? aslında tek sorun o değildi. kız benden 3 yaş küçük yani ben 17 o 14tü. ama gerçekten benim kadar olgun bir görünüşü vardı. yaşına rahat 16 derdim o an. ayrı şehirlerde olmamız ayrı bir sorundu. sonuçta sanaldan nereye kadar giderdi ki ???
    ···
  16. 16.
    0
    aslında işler o kadar kötü gitmiyordu. aksine her günümüz bilgisayar başında geçsede çok güzeldi. size yaz tatili boyunca günlük programımı söylüyorum; öğlen 13.30 uyanış ve pc başına geçiş, 15.00 kahvaltı ve tekrar pc, 18.30 akşam yemeği ve tekrar pc, 01.30-02.00 arası gece atıştırması ve yine pc, doğan güneşle yatış. ve pc'de olduğum anların hepsinde aralıksız msnde onunla sohbet ediyo oluyorum ve arada birkaç duello filan atıyoruz ( bu arada bayağı ilerlemiştim lan ama onun yenmesine izin veriyodum tabii anlıyodu :D ) yazın 1er haftalık toplamda 2 hafta denize gitmemizin dışında hiç ayrı kalmadık. tabii tatilde de telefonla görüşüyorduk ama sabahtan akşama kadar değildi. mesaj yazmayı hiç sevmezdim amk. züt kadar tuşlara koca alfabeyi sığdırmışlar. neyse ben işe girene kadar bu böyle devam etti yaz boyunca ve onunda okulu başladı, fen lisesi 1. sınıf olmuştu ve her geçen gün daha olgun görünüyodu gözüme. artık konuşmalarımız sınırlanmıştı diyebilirim. bizim için haftanın en güzel günü cumartesiydi. cumartesi günü akşam işten gelince hiç uyumaz pazar akşama kadar onunla konuşurdum... ilişkimiz büyüdükçe sorunlarda büyüyordu haliyle. ailesinin internet konusunda tutucu tavırları bizi çok sıkıntıya sokuyordu. zaten ne kadar konuşuyorduk ki ben işten gelince en fazla gece 11-12ye kadar durabiliyordum sonra yatıyordum yorgunluktan. aradan 1buçuk 2 ay sonra ailemle tanıştırdım, tabii sanal olarak... ailemden pek saklamazdım böyle şeyleri hatta annem numarasını bile almıştı onun. zaten o da tanışmak istiyordu. hiç mi kavga etmiyodunuz diyenler için cevabım evet ediyorduk arada sırada ufak kavgalarımız oluyordu. zaten kavga ettiğimizin ertesi günü annem beni köşeye çekip -sen niye bu kıza böyle yapıyon falan diye bi ton fırça atıyodu. garip bi ailem var dimi :D aynı şekilde annemle tartıştığım zamanlarda o fırça atıyodu amk. hay sizi tanıştırdığım güne dedim kendi kendime...

    not: beyler okuyadurunda yoruldum vallahi biraz kendime geleyim yarım sonra devam ederim.
    ···
  17. 17.
    0
    olaylar bizim aile tarafında güzeldi fakat onun annesi beni öğrendiğinde işler pekte güzel gitmemişti. tabi bunlardan habersiz ben, onun neden dün nete girmediğini sormak için telefonla aradım, fakat karşımdaki o değil aannesiydi. telefonu açar açmaz -alo, sen jesus musun ? bende -evet dedim. -yavrum bak biz onunla biraz konuştuk yani herşeyden haberim var ve senden artık onu bırakmanı isticem. çünkü sen bitirmeden onun bitirmeye niyeti yok bu ilişkiyi. bitirse bile aklında kalacaksın ve bu derslerini etkileyecek. sakın seni suçladığımı düşünme sadece kızım daha çok genç ve böyle şeyler için erken, gibi bir sürü şey zırvaladı... ağzımdan dökülen kelimeler -tamam efendim, oldu. -bide bana efendim diye hitap etme, dedi. -önemi var mı ki bu saatten sonra ? dedim. -olsun veya olmasın, bil diye söyledim. dedi. aklı sıra kontrolü eline almış gibi emir veriyodu kevaşe. 1 hafta hiç aramadım. o da beni aramadı. farklı bir numaradann aradım ve yine karşıma annesi çıktı. tamam dedim artık bitti bu ilişki. aradan 1 ay geçti pazar günü sabahın köründe biri arıyo. uykulu uykulu -alo, dedim. heyecanlı ve titrek sesle -jesus benim, çok konuşamıcam ama yeni bi telefon oldum harçlığımı biriktirerek bu arkadaşın hattı ama hattımıda alınca seni tekrar arıcam, dedi ve kapattı...
    ···
  18. 18.
    0
    artık işler çok karışmıştı... kafam çok karışmıştı... ne yediğimi ne içtiğimi biliyordum artık. ruh gibi dolanıyodum ortada. sabah iş akşam ev... ne sanal ne real sosyal hayat diye bişey kalmamıştı. o sıra içkiye başlamıştım. tabii para tak ya, çalışıyoruz ya, şekiliz yhammına... neyse son aradığından bir buçuk hafta kadar geçmişti ki yine birisi arıyo. anladım onun olduğu ve heyecanla aşkım diyerek açtım telefonu. öhhööm gibi boğaz temizleme sesi duydum önce sonra -ben annesiyim, sesi... -pardon efendim ben... -bana efendim deme demiştim ve sizin şu ilişkiniz hakkında bir daha konuşmak istiyorum, dedi. -konuşulacak birşey kaldı mı ki, dedim. artık patlamıştım, pimim çekilmişti, durmadım konuşmaya devam ettim. -kızını düşündüğünüz için belki biraz üstüne düşüyorsunuz fakat bence üstüne düşmeden onun fikirlerine saygı duyup onun seçtiği yolda önüne düşseniz olmaz mı, dedim. -benim bugüne kadar tanıdığım en güzel kızı, bana aşk gibi bir duyguyu tattıran bir kızı doğurup büyüttüğünüz için teşekkür ederim, gerçekten teşekkür ederim fakat, lütfen onunla aramıza girmeyin lütfen onu benden almayın. dedim ve dolan gözlerim ve boğuklaşan sesimle zar zor konuşuyordum artık. -ben ona aşığım. dedim ve bir ağlama sesi duydum. annesi değildi bu kesinlikle oydu. sanırım hoparlör açıktı. annesi bu sözlerim üzerine burnunu çekti ve derin bir nefes alıp verdi... ben sadece sustum, ağladığımı duymasın diye sustum... annesi -yavrum zaten ben artık benim kontrolüm altında görüşebileceğinizi söylemek için aramıştım fakat görüyorum ki benim kontrolüme gerek yok, senden tek istediğim onu sakın bırakma, dedi ve telefonu ona verdi. ağlayarak ve burnunu çeke çeke -alo jesus, dedi. kekeleyerek -e..efendim, diyebildim sadce. -seni seviyorum, dedi ve kapattı. -bende seni... dedim.
    ···
  19. 19.
    0
    okuyan varmı lan yoksa yatıcam amk...
    ···
  20. 20.
    0
    beyler yazdıklarımı sildim lan yanlışlıkla biraz daha bekleticem sizi yemen yazıyorum tekrardan. way amk çok bozuldum bu duruma ya...
    ···