ergen atasözleri

Hayat buysa üstü kalsın! Liseli binler...

bizi çekemeyen anten taksın

ocağa gidiyorum artık abi çay felan demliyorum

gecen bi içmişiz arklarla

ayşeyi çok seviyorum yüzük takıcaz haftaya

çıkışta pota altında buluşalım gibicem olm sizi...

senin dölün ne renk kanka ?

evet bin kuruları bu başlıkda ergen atasözlerini paylaşıyoruz

" off hayat çok sıkıcı "

bir insan bez değiştirebilmeli, bir istilayı planlayabilmeli, bir hayvan kesebilmeli, dümen tutabilmeli, bir bina tasarlayabilmeli, bir sone yazabilmeli, muhasebe yapabilmeli, bir duvar yapabilmeli, kırık bir kemiği düzeltebilmeli, ölen birini teselli edebilmeli, emir alabilmeli, emir verebilmeli, işbirliği yapabilmeli, tek başına hareket edebilmeli, denklem çözebilmeli, yeni bir problemi inceleyebilmeli, gübre küreyebilmeli, bilgisayar programlayabilmeli, lezzetli bir yemek pişirebilmeli, etkin bir biçimde dövüşebilmeli, onuruyla ölebilmelidir. uzmanlaşma böcekler içindir

Ciguli (Bulgarca:Шигули / Shiguli-Şiguli,Çingene Dili:Shikuli) resmi adıyla Anguel Jordanov Popov (d. 1957), Bulgaristan doğumlu müzisyen ve akordiyon virtüözü. Asıl adı Ahmet'tir.

O yıllarda Bulgaristan'da uygulanan islamî ve Türkçe isimlere yönelik yasaklama ve baskı nedeniyle ailesi Ahmet ismini kayıtlara geçememiş, ancak kullanmaya devam etmiştir. Akordeonu çok hızlı ve kıvrak çaldığından ötürü Rus AvtoVAZ firmasınca üretilen Ciguli isimli arabanın lakabı ile anılmaya başlanmıştır.

Beş çocuklu bir ailenin çocuğu olan müzisyenin babası Hüseyin hamallık yapardı, annesi ise süpürgeci idi. Babası 1972 yılında vefat edince, ailesinin geçimini üstlenmek zorunda kalmıştır.

1974'de Ayten isimli kasabalısıyla evlenmiştir. Eşi Ayten hanım tütün ve çimento fabrikalarında çalışmıştır. Bu hanımdan ibrahim ve Ferdi isimli oğulları doğmuştur.

Türkiye'ye gelmesinde asıl etken olan abisi ibrahim kalp krizinden vefat etmiştir.
Müzik ve Sahne Yaşantısı

11 yaşından beri düğünlerde ve eğlence yerlerinde akordeon çalan sanatçının ilkokul 7. sınıfa kadar okula gittiği ve lise mezunu olduğu husunda ihtilaflı bilgiler mevcuttur. Türkiye'ye 1990 yılında geldi.

1991 yılında Çakıl Gazinosunda Hülya Avşar'a akordeon çalarak gazino hayatıyla tanıştı.

Kumkapı meyhanelerinde çalışmakta iken dikkatleri üzerine çekmeye başladı. 1993 yılında bir albüm yaptı, ancak albümü beğenmediği için sahiplenmedi ve promosyon amaçlı klipte kadın rolüne girmesi istendiği için bir video klip de çekmedi.