+15
-80
2023 Erdoğan’ın kafadan ortaya attığı bir tarih değildir. Bu bir Rabbani işarettir. Her 100 yıl bu ümmetin şahlanacağı ve geçmişte de kendini bulduğu gerçeğini artık onlar da biliyorlar. Bu yüzden titriyorlar. Tek ümitleri sizin, yani Türk milletinin bunun farkında olmamış olması. Ya da öyle sanıyor olmaları. Farkında mısınız? Hazır mısınız? Alparslan’ın yiğitleri? Hazır mısınız? Malazgirt’te Alparslan’a 20.000 yiğit Kürt askeri ile destek veren Mervan’ın torunları? Hazır mısınız? Küffarı son bir defa kuzeyin soğuk topraklarına sürmeye, canlı yayında kucağında evladı vurulan Filistinli Baba'nın intikdıbını almaya, Suriye'de Esed’den kaçarken Amman sınırında açlıktan ölen kız çocuğumuzdan helallik istemeye?
17 aralıktan sonra ilk yazdığım yazıyı hatırlıyorum. Hükümet ve Cemaatin arası neden açıldı başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Gece vaktiydi. Yazıyı yazdığım zaman insanların bana inanıp inanmayacağını düşünerek yazıyı yayınlamaktan vazgeçmiştim ve bir kaç gün yazıyı taslak olarak bekletmiştim.
Daha sonra Bismillah diyerek yayınla butonuna bastım. Çünkü siteyi ilk açtığım zaman amacım kesinlikle siyasi, politik veya gündeme dair şeyler yazmak değildi. Hayattan alıntılar yapacaktım. Başımdan geçen hikâyeleri anlatacaktım. Sevdiklerimle beraber Bisimit’i bir hatıra defterine dönüştürecektim ama 17 Aralıktan sonra gelişen hadiseler ister istemez beni bu mücadelede var olmaya itti ve sonrasını getirmek zorunda kaldım. Sitede yazdığım bütün yazılar kendime attığım birer tokattı aslında. Bugüne dek suskunluğuma karşı attığım bir tokattı.
Okur kardeşlerimin desteği ile tarihi göz önünde bulundurarak gündemi değerlendirirken, gündem ile tarihi sentezleyerek geleceğe dair analizleri yazdım ve sizinle paylaştım. Bütün bunları BiSiMiT mahlası ile yaptım. Amacım isim yapmak olmadı. Hükümete yalakalık yapmak olmadı. Birilerine haber göndermedim. Birilerinin habercisi de olmadım. Okurlarımla paylaşmadım ama bu yüzden kimi zaman hem paralel tarafından hem de bazı hükümet kurumları tarafından dava edildim veya tehdit edildim. Her iki durumda da ne hükümete ne de paralele sığınmadım. Her ikisinde de Allah'tan başka hiç kimseye güvenmedim. Solo olarak çaldığım Bisimit senfonisine samimi olan Müslümanlar iştirak etti ve bu senfoni hamdolsun sizinle beraber koroya dönüştü.
Bütün bunları neden mi anlattım? Çünkü şimdi yapacağım tespitleri sizinle yine sadece Allah rızası için paylaşacağım. Ve siz de bu tespitleri benim ağzımdan sadece Allah rızası için dinleyeceksiniz. Sonuçları düşünmek, tedbir almak, taraf seçmek, hazırlanmak, dalga geçmek, alay etmek, düşünce israfı veya düşünce insafı eylemek tamamen size kalmış.
Ben bir hiçim. Hükümet ve Cemaati yazarken de, Ses kayıtları ile ilgili yazarken de, James Foley'i yazarken de, IŞiD'i ilk yazdığım zaman da, BOPun amacını anlatırken de, Tır Operasyonunu, Cifir savaşlarını, Milli Görüşü yazarken de hep hiç olarak yazdım. Bisimit benim değil, bu milletin mahlası ve markası oldu. Bisimit bu millete 100 yıldır operasyon yapanlara, milletin yaptığı operasyon oldu. Şimdi yazacaklarımı yine bu millet için ve yine bu milletin kaygısına sunuyorum.
istanbul ve Gaziantep’te garip hareketlenmeler var. Fatih Edirnekapı’daki ve Gaziantep’teki dostlarımız çok ilginç bilgiler veriyorlar. Yemen'den, Fas'tan, Hindistan'dan, Malezya'dan ve Afrika'dan bir takım şeyhlerin müritleri harıl harıl bu bölgelerden ev satın alıyorlar. Yavaş yavaş yerleşmeye başladılar. Malezya’da mehdilik ilan eden Şeyh Şafii'nin müritleri Edirnekapı'da dergâh bile kurdu. Hepsi Mehdi'nin zuhuru için hazırlık yapıyor. Mehdi demişken biraz bahsetmekte fayda var.
Türkiye'de özellikle bazı erkek kılıklı SÜRTÜKLER Mehdilik kavrdıbının tabiri caizse içini ceviz kabuğuna çevirdi. Mehdi lafını duyunca hemen ister istemez dalga moduna geçiyoruz. Öyle ki hepimizin dışarı çıkıp Mehdi benim diye buq kavramla alay edesi var. Suç tabi bizde değil, sürekli Mehdilik iddiası ile ortaya çıkan ahlaksızlarda. Bunlar üzerinde durarak konuyu çöpe çevirmek istemiyorum. Allah onların hepsinin belasını verdi. Öyle rezil oldular ki, farkında bile değiller. Artık sarhoşlukları canlı yayında fuhuş yapmalarına olanak tanıyacak kadar ayyuka çıktı. Neyse konumuza dönelim.
islam dünyasında şu anda Mehdiliğini ilan eden yaklaşık 200 kişi bulunmakta. Bunların bir çoğu düzenbaz ve sahtekâr. Buna Türkiye'dekiler de dâhil. Neden hepsi demediğimi merak ediyor olabilirsiniz. Bir kısmı da şizofrenik vaka. Yani sağlığı yerinde olmayan ve kendini Mehdi olarak düşünen zavallı insanlar.
Mehdiliğin en kavi alameti olan"Mehdi kendisi bile mehdi olduğunu bilmeyecek, ta ki rivayete göre Halife Suriye bölgesinde (Halep) Rum ordusu ile (Batı Orduları) savaşa gittiği zaman, Halifenin yardımına gidecek ve insanlar kendisine biat edecekler. Ardından Halife ve orduları ile Kudüs’e yol alacaklar. Orada da Hz. isa’nın zuhuru ile Deccalı yok edecekler ve Kudüs’te namaz kılacaklar.
Bunu konuyu sayfalarca hadis ve rivayetler üzerine bina etmek yersiz. Dileyenler araştırıp farklı rivayetleri de inceleyebilir. Bu kısa bilgiyi neden mi verdik?
Türkiye'deki gençler ve bizler farkında değiliz belki ama bu biraz da islam Dünyasında belki de tek rahat ülke olmamızdan kaynaklanıyor. Bütün islam âlemi çalkalanıyor. Kan dökülmeyen tek coğrafya neredeyse yok. Şarktan Garba, Şimalden Cenuba kadar bütün islam coğrafyalarında ya kıyım, ya da kıyam hâkim. Yanlış anlaşılmasın. Dünyada bir fikir kavgası yok. Çünkü fikir kavgası olsa bir Allah’ın kulu çıkıp Maoizmi, Leninizm’i, Budizm’i veya Hristiyanlığı eleştirir ya da bu fikirlerin, dinlerin savunucularına karşı bir huruç eylemi başlatır.
Ama dünyada islam ve Müslümanlardan başka eziyet çeken, sömürülen, zulüm ve dayatmalara maruz kalan başka hiç kimse yok. Çünkü kurdukları dünya düzenine islam’dan başka alternatif hiç bir düzen yok. Bunu çok iyi biliyorlar. Bu yüzden islam’ın içini boşaltma çabası içerisindeler. Bu çabalar savaşları ve dolayısı ile kıyımları beraberinde ister istemez getirdi. Şimdi ise zurnanın son deliğindeyiz. Olay o kadar koptu ki Müslüman alemi akın akın Türkiye'ye geliyor veya Türkiye'yi izliyor. Üzücü durum ise Türkiye devlet olarak bunun farkında ancak millet olarak bu gerçeklere çok uzaktayız.
Yani Türkiye yarın bir kıyam yapmaya kalksa, bu intifada için dışarıdan milyonlarca Müslüman destekçi bulacağı aşikar ancak Türkiye içinde buna dair ne bir inanç ne de güven emaresi maalesef yok. Ya da ben böyle düşünüyorum. Türkiye'nin dışarıdan milyonlarca destek bulacağına emin olma sebebim ise Türkiye'nin dış politikasından kaynaklanıyor.