erasmusumu anlatıyorum gelin no liseli

Öldün mü amk noldu lan

@194 panpa şimdi bizim okulda makine mühendisliği bölümü sadece bulgaristanla anlaşma yapmış gidilmez mi? Başka bi ülkeyle anlaşma yapsa gitsem sayacaklar mı nolcak? ilerleyen bölümlerde bunları da not geç öpüyorum en tatlı yerinden

@192 ki zaten polonyaya gitsem diye ağlamazdım, polonyalı kızlar çok kolay veriyor, öyle bir kızı da anlatıcam da ona daha çok var.

polonyalılar esmer sever diye bir şey var gerçekten.

@192 dersler erasmuslulara hep geç başlıyor kanka, bizde dersleri bir ay yaptılar. çok ders yapmadılar. zaten bizim fakülte derslere denklik saymadı ondan sadece hibeyi kurtarma amaçlı derslerin 2/3ünü geçtim. sallanmayan dersleri hiç sallamadım. onlarada gelicem daha ekim-kasımı anlatıyorum aralıkta zaten christmas gibine bomboştu bir takta yapılmadı.

doğu avrupanın çoğu slavca-sırpça karışık bir şeyler konuşur. ona göre anla nereye gittiğimi.

panpa biraz da derslerden bahset ben de gidicem slav diyosun polonyaya gitmedim diye de gibme bizi

devam panpa

abi çok iyi ya

@187 canın sağolsun panpa.

cumartesi akşam üzeri bana bir sıkıntı çöktü, odama çekildim. duşa gireyim derken fenalaşıverdim. neyseki ecza çantası yapıp gelmiştim de ilerleyen saatlerde ilaç aldım. normalde ilaç almayı çok sevmem erkenden.

titriyorum deli gibi de terliyrum. o uzuncana odada dedim ölüyorum yalnızım. bir umutsuzluk bastı beni. başladım ağlamağa. kalktım bir thera-flu attım. oğlum gotumcek dayanırsın, tek başınasın sen neler geçirdin.

hastalık falan değilde o sığıntı mavhediyor insanı panpalar.

ilaç uyuttu hemen zaten, ertesi günde çok zorlamadan geçirdim, bol bol uyudum. toparladık pazartesi.

okumadım ama senden kaynaklanan bişey

tam konser alanına giricez dedik giberler dönelim. yorulduğumu hissettim hacılar. hastalık hakkaten kapıyı çalıyordu.

başladık yurda yürümeye, yollar zaten bomboş koşup zıplıyoruz. tam apaçilik. şu an düşününce heyecanlı geliyor ama o haftasonu titrediğime değmezdi. kimsen olmayınca ama bakıyorsun arkadaşlarına işte, dayanak olmak zorundasınız. şimdi kimsenin gibinde değildir ama yoklukta anlaşılıyor iyi dostların önemi.

biz geldik yurda, çömdük mutfağa benim gözüme kestirdiğim kızla arkadaşı gitmemişti geziye onlar geldi onlarla biraz takıldık. herkes yatmaya gitti.

o gece yorgun bir şekilde yatağa yığıldım. ertesi günde bizim çocuklarla dinlendik bir yemeğe çıktığımızı hatırlıyorum. cumartesi gecesi çok kötüydü ama.

hayalimi reserved

-noluyooo amk?
-yürü gidiyoruz.
-gibtir lan bir aydır bunu bekliyorum. sen gibişiyon tabi. gibtir lan bu kız benim.

adam 2 dk daha bana sen gibiştin diye sövüyor.

-nerede lan kız?
-odada oğlum hadi gibiyorsun ortamı, sütyeni çıkarıyordum. hadi git nolur git yalvarırım git.
-kanka yapma, kız genç bak.
-banane oğlum ne güzel işte.
-kız daha 17 bile değilmiş lan!
-yalan söyleme bak.
-oğlum vallahi diyorum. gibicem belanı artık yürü.

o an bir isa ağlamaklı oldu. yürü dedim toparlan gidiyoruz. kafamı uzattım odaya kız da korkmuş tabi. özür falan diyorum bir taraftan. bir baktım isa yok. tuvaletten öğürme sesleri.

alkol+ot+sübyancı şokunu kaldıramadı tabi zaar.

zarzor toparladım ben isayı iniyoruz merdivenlerden. yönetici kılıklı gibikte gene açtı kapıyı slavca bir şeyler saydırıyor . o an rus evindeki türk kesilip seni de giberim dilini de giberim gir içeri pekekent dediğimi hatırlıyorum.

çıktık apartmandan, yollandık konser alanına.

mentor geldi dedi ki çıkıyoruz dışarı. bir arbede oldu o hazırlanma sürecinde geç kalıcaz diye

toparlandık çıktık iniyoruz apartmandan bir baktım isayla kızın biri yok. mentora dedim bırak ne yaparlarsa yapsınlar dedi. diğer kıza sordum siz ne okuyorsunuz falan biz daha lisedeyiz dedi kız.

-kaç yaşınızdasın sen?
-18
-arkadaşın?
-16yı bitirecek 2 aya.

LAAAAAAN. ben hemen geri fırladım apartmandan tak tak tak tak kapıya abanıyorum. kapıyı isa açtı.

reserve

reservation

kamil dedi ben bir sigara yıkıyorum mentorla ben kız çıktık balkona, biraz hava alalım. açılırım belki diye.

ben biraz mentorun ağzını yokluyorum bu kızlar nereden ev arkadaşın falan diyor ama oda uçtu yarım yamalak cevaplar veriyor.

var aga bi takluk. neyse döndüm ben içeri baktım isa kızlarla muhabbete dalmış. normalde utangaç bebe, açıldı şimdi.

bu arada bizim kafalar iyiden iyiye bulanıyor çünkü biz gelmeden vodkayı köklemişiz.

kızlar geldi çıktık tanışmağa. güzeller ama bir sorun var kafam taktan olsada seziyorum. hareketleri falan kikir kikir.

neyse yaktık birini işte dönüyoruz ama orada bizim çocuklardan birine acayip uyuz oldum. biz fırt çekiyorsak pekekent 3 fırt çekiyor. eski tütüncü.

böyle müzik dönüyor konuşuyoruz istanbul'da neler yaptın nasıldı zamanın falan.

burada türk bir sevgilisi varmış bayaa işi ileri zütürmüşler ama işler ciddiye biner gibi olunca ayrılmış çocuktan. o günden beri de pek toparlanamamış.

neyse biz 2. cıgarayı yakıcaz bunun ev arkadaşları geldi.

geçtik kızın odasına kız müzik falan açmış, oturduk yatağına orada sarılmış cıgaralar duruyor.

türkiye'de kullanmadım, türkiye'de kullananların %99'u mal amk. abuk sabuk hareketler. ama burada ortam güzel oradan konsere gidicez. rahatız.

ot üzerine muhabbet açıldı. işte grdıbını ne kadar alıyorsun, polis sorun ediyor mu, nereden alıyorsun.

Biz dönmeden gramı 10 euroydu bir kaç gram alınca satan adam indirim yapıyordu. polis kullanmayı da çok sorun etmiyordu mal mal hareket etmezsen. satmak tabi ayrı bir konu. bulması kolaydı. bir de bilen bilir kalite sıralaması şöyle gider:

saman rengi-yeşil-turkuvaz-mor.

alan adama göre değişiyordu, bizim çocuklar sonradan alınca bunlara en başta samanla karışık yeşil kakalıyorlardı. ama biz o akşam turkuvaz renkli olandan içecektik.