erasmus tecrübe konuşuyor

Bölümü: Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi | Seviye: Lisans
Gittiği Ülke/Kurum: Almanya / Philips Universitat Marburg
Tecrübesi: Merhaba arkadaşlar * Erasmus programı ile Almanya'ya gittim ve şu ana kadar hayatımın belki de en güzel günlerini geçirdim. Birçok kişi için başlangıçta korku veren birşey gibi görünse de aslında eğlencenin adresi diyebilirim. Herşey bittikten sonra geri döndüğünüzde yanınıza kar olarak kalacak o kadar şey var ki. Öncelikle şunu söylemeliyim ki aklınızda gitmeye dair bir düşünce varsa detaylara takılmayın maceraya atın kendinizi * ilk başlarda uyum sürecini atlatıncaya kadar geçen sürenin ardından ( ki en fazla 2 hafta sürecektir) emin olun en eğlenceli günlerinizi yaşayacaksınız. Mesela benim çok az derecede almancam olduğu halde almanya'ya gittim ki ingilizcem de perfect değil :D ilk gittiğimde uzun bir süre konuşamadım sadece dinledim etraftakileri :D cevaplarım kısa ve netti yes, no, ja ve nein :D ardından gelen dönemde zaten kendinizi kaptırmış oluyorsunuz ve yaşadığınız maceralar sıkıntıları unutturuyor. Ben tren garında ilk defa orada uyudum. ilk defa uçak kaçırdım. Marburg'a dönebilmek için 10 saat içinde 12 tren değiştirdim. Uçak kar yüzünden havaalanına inemedi Köln'e indim, Köln'de servise binmedim bir de orada açıkta kaldım ama hepsi birer heyecandı ve gayet komikti. Daha onlarca bunun gibi anının hafızamda yer aldığı süreç sadece 5 ay gibi kısa bir süreydi. Kocaelinde yaşadığım 4 yıl süresince yaşamadığım kadar adrenalini orada yaşadım. Otobüste konuşan teyzeyi anlamadığım halde gülümseyip belki de bana küfrettiği halde ona ja diyebilmekti benim için erasmus * Marburg'a gelecek olursak erasmus açısından hiçbir sıkıntıyla karşılaşmayacağınız bir şehir. Yurt problemi olmuyor ve yurtlar karma olmakla birlikte başında seni denetleyen güvenlikler yok şu saatte gireceksin diye :D Ayrıca öğrencilere verilen kimlikler ile eyalet içinde her türlü ulaşım aracını ücretsiz kullanabiliyorsunuz. Hocalar kesinlikle çok üst düzey. Gittiğinizde eğitim alanında da çok şey katarsınız kendinize. Ayrıca eğitim olarak sıkı bir okul. eğer çok yüksek ortalama yapma hayalindeyseniz Marburg bu konuda ideal değil :D hocaların yardımı elbette oluyor ama bir alman öğrencinin sorumluluğu neyse sana da aynı sorumluluk yükleniyor. Ayrıca şehir gayet multinational :D aynı otobüste Türk te görürsünüz ispanyol da Fransız da Rus ta görürsünüz. Yolda ingilizce konuşmak isterseniz durdurduğunuz bir insan rahatlıkla ingilizce konuşur. Almanlar soğuktur, dili konuşulsun ister gibisinden insanlardaki önyargılar kesinlikle yalan :D Türk olduğumuzu bildiklerinde hiçbir ırkçı söylemle karşılaşmadık tam tersine çok sıcak davrandılar unutmayın ki orası 2. Türkiye ve her otobüse bindiğinizde kendiniziden birini bulacaksınız * umarım ki sizlere yardımcı olabilmişimdir. tek söyleyeceğim yaşayın ve görün, asla pes etmeyin çünkü sonunda mutlu olacaksınız ve tekrar gidebilmenin yollarını arayacaksınız, kazandığınız dostluklarsa en büyük artınız...

• **

Bölümü: iktisat | Seviye: Lisans
Gittiği Ülke/Kurum: Bulgaristan / University of Food Technologies
Tecrübesi: Merhabalar, Size Plovdiv'deki Gıda Teknolojileri Üniversitesin deki Erasmus Yolculuğum ve üniversite hakkında ayrıntılı bilgi vermeye çalışıcam. Öncelikle Bulgaristan'a Vize konusuna değinmek istiyorum. Bulgaristan Konsoloslouğu istanbul Ulus'da bulumaktadır. Bulgaristan Konsolosluğunun resmi web sitesinden Vize işlemlerini öğrenebilirsiniz. Benim Vizem biraz geç çıkmıştı.O yüzden Vize işlemlerini kesinlikle geciktirmemek lazım. Plovdiv in Uluslararası Havalimanı yok.O yüzden gidiş sadece otobüs ile gerçekleşiyor. Metro Firması nın her gün Plovdiv e seferi var. Plovdiv Otogarına vardığınızda, bir taksi tutup elinizdeki yurt adresini taksiciye uzatmanız lazım. Sizi 5 Blokdan oluşan okulun yurduna zütürücek.Çok büyük ihtimalle 2. Blok'a (Sarı Blok) yerleştirilecekseniz. Yabancı ve Erasmus öğrencileri orda kalıyorlar. Okul Yurda 5 dk uzaklıkta. Sırtınızı kapıya verip Kuzey yönüne doğru gittiğinizde altgeçitten geçip okula ulaşıyorsunuz. Yurtta ve okulda çok fazla Türk öğrenci var. Hiç çekinmeden her türlü şeyi onlara sorabilirsiniz. Size yardımcı olacaklardır. Yurt bakımlı ve temiz. Aylık aidatı 95 Leva. Yudun yemekhanesi ve çamışhanesi yok. Yurdun çaprazında "REFRESH SERVICE" adında özel bir çamışırhane var. Yemek için ise yurda yine 5 dakika uzaklıkta sabit bir pazar var. Pazarın çevresinde birden fazla lokanta var. Ayrıca okulun yemekhanesi de mevcut. Uygun fiyatlarda güzel yemekler çıkıyo.Ben şahsen dersim olmadığı günlerde bile sadece yemek yemek için okula gidiyordum. Okula ilk gittiğinizde ordaki koordinatörünüz olan Tsvetko Prokopov u bulmalısınız. Kendisnin odası 3. katta koridorun sonunda. Kendisi çok yardımsever ve iyi bir insan. Bana kendisi her türlü konuda çok yardım etmiş ve benimle ilgilenmiştir. Hiç gecikmeden bütün evrak işlerini halletmeniz lazım.Ben kendi adıma şunu söyleyebilirim ki, malesef beni Erasmus yolculuğumda en çok yoran ve stres yapmama sebep olan konu prosedür konusu olmuştur.Çok çok dikkat edilmesi ve hata yapılmaması gereken bir konu. Dersleriniz ingilizce. Hocalar Erasmus öğrencisi olduğunuz için size özel bir ilgi gösteriyorlar. Dersleri kesinlikle kaçırmamak gerek. Yoklama alınıyor. Ciddi bir okul. Size bir Karne verilecek. Daha doğrusu siz alacaksınız bunu okulun kırtasiyesinden. Orada Hocalarınızın isimleri, imzaları ve sizin notlarınız olacak. Ayrıca size verilen Protokolleri de hocaların imzalaması ve Koordinatörünüzün sekreterine teslim etmesi veya sizin etmeniz gerekiyor. Burada benim için çok önemli olan bir hususa değinmek istiyorum. Koordinatörün sekreteri Ventzeslava hanım gerçekten size inanılmaz özel bir ilgi gösteriyor.Her türlü probleminizde Koordinatörünüzden önce ona gidebilir ve danışabilirsiniz. Ayrıca kendisiyle konuşarak, ingilizce pratik de yapma fırsatı elde etmiş olursunuz. Bol bol arkadaş edinmekte fayda var. ingilizcenizi ilerletiyorsunuz. Burda önemli bir nokta da şu, Bulgaristan'da ki pek de iyi olmayan Türk imajından ötürü size de bazen çok hoş davranmayabilirler o yüzden mutlaka Erasmus öğrencisi olduğunuzu belirtmeniz gerekiyor. Turizm bölümünde Ivan adlı bir Turizm hocası var. Kensiyile muhakkak iletişim kurmalısnınz. Kendisinin ingilizicesi çok üst düzyde ve kendisi her hafta gezi düzenliyor. Gezilere mutlaka katınılmalı.Çok eğlenceli ve arkadaş edinmek için iyi bir fırsat.Bol bol fotoğraf çekinilin. Güzel bir hatıra oluyor. Bulgaristan'da hayat ucuz yemek, içmek, gece hayatı, ulaşım. Okulun hemen yanında banka var. Orda Euro larınızı bozdurbialirsiniz. Muhakkak yanınızda Leva bulundurun.Çünkü hiç bir yerde Euro veya USD geçmiyor. Boş vakitlerinizde başka yerlere gidebilirsiniz.Ben Sofya' ya günü birlik gitmiştim tek başıma. istanbul kadar olmasa da büyük bir şehir. Grup halinde gidilmesini tavsiye ederim. Fakat arakdaş seçimine çok dikat etmek lazım. Yanlış kişilerle kurulan arkadaşlıklar orda fazlaca başınızı ağrıtabilir. Ben kendi adıma çok memnun kaldım Erasmus yolculuğumdan. Yeni arkdaaşlar edinmek, yeni insanlar tanımak, yeni yerleri görmek, ingilizcenizi geliştirmek, yeni kültürleri tanımak çok güzel.Ben bu vesileyle ordaki Koordinatörüm ve sekreterine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.Çok özel insanlar gerçekten. Şimdilik bu kadar bilgi yeter sanırım, Seneye oraya gidecek arkadaşlarım benimle her zaman iletişim kuraiblirler. Asla olumsuz düşünmelerine ve stres yapmalarına gerek yok. Kendilerine başarılar diliyorum. Saygılarımla

Bölümü: Fizik | Seviye: Lisans
Gittiği Ülke/Kurum: italya / Firenze Univ.
Tecrübesi: Merhaba!Ben de erasmus eğitimimi temmuz ayının sonunda tamamlayıp, ülkeme dönüş yaptım. Sanırım italya kulağa çok fazla önyargılar getirmeyip aksine çoğu kişide istek uyandıracaktır. Eğer benim gibi düşünüyorsanız yanılmazsınız:)Ben 2008 nisanda başvurdum,2009 şubatta Floransa'ya vardım. Arada geçen bu uzunca süre içinde ara ara isteksizlikler, tedirginlikler elbette oldu hatta bir ara vazgeçmeyi düşünmüştüm. Ancak şimdi diyorumki iyikide bu cesareti gösterip, vazgeçmemişim!! Floransa erasmus programı için biçilmiş bir kaftandır arkadaşlar.Şehrin küçüklüğü, herşeyin düzen içinde ilerlemesi işlerimizi ciddi manada kolaylaştırmıştır. Tabi arada bu düzen biz tez canlı Türk insanını biraz sıkabilir. insanları sıcak, makarnası ,dondurması muhteşem bir şehir Floransa. Zaten akdeniz iklimi etkisiyle mevsim konusunda da çok sıkıntı çekmezsiniz. Tabi bu olumlulukların yanında alışık olmadığımız özellikleride var. Mesela alışveriş merkezlerinin, dükkanların belirli bir saatten sonra açık olmaması gibi önleminizi alın:)Eğer Floransa'ya gidecekseniz bir miktar para biriktirmeniz çok çok iyi olacakltır.Özellikle yiyecek alışverişi bütçeyi sarsabilir. Yemekhaneleri öğrenciler için çok doyurucu ancak açıkçası pahalıdır(2.80 euro).Floransa konumu itibariyle kuzeye yakın olup yurtdışı seyahati içinde çok elverişli. Eğer gezmeye ayıracak paranız olursa zamanınızı iyi kullanıp çok uygun fiyatlara tüm Avrupa'yı gezebilirsiniz. ilk gittiğinizde eğer önceden kalacağınız evi bulamadıysanız, önceden bir hostelde yer ayırtmanız çok iyi olacaktır. Dilleriniz bilmiyor olsanızda ingilizce konuşarak anlaşabilirsiniz.Şehir merkezi fazla büyük olmadığından hostelinize rahatlıkla ulaşabilirsiniz.Şunu belirtmekte fayda var ki dillerini bilmeden orada hayatı idare edebilirsiniz ancak dillerini bilirseniz;oranın ınsanıyla çok daha sıcak ilişkiler kurabilir, kendinizi daha rahat ifade edebilir ve daha az sıkıntı çekersiniz. Ayrıca öğrenciler de dahil olmak üzere halkın çok fazla ingilizce bilmediğini söyleyebilirim. Erasmus programım boyunca italyan öğretmenlerim ve erasmus ofisi fazlasıyla ilgilendiler, sıcak davranışlarıyla bizleri rahatlattılar. Prosedür işlemlerinizle ilgilide kaygı yaşamamanızı söyleyebilirim. Genel anlamda 'geç kalındı' anlayışları yok, tabi bu da sizi fazla rahatlatmassın:)Özellikle esnek sınav tarihi programlarıyla öğrenim hayatınızın en verimli ve rahat sınav dönemini yaşarsınız arkadaşlar..Bu noktada kendi ülkemizde daha çok sıkıntı yaşadığımı belirtmek zorundayım. Malesef ki Türk kimliği altında birazcık sıkıntı çekebilirsiniz. Sorun kimliğinizde değildir ancak çoğu Avrupa insanının nasıl önyargılı hatta bilgisiz olduğunu acı bir şekilde öğrenirsiniz. Tabi bu dezavantajı lehimize çevirebilirsiniz, öncelikle kendizini ve bu yolla ülkenizi tanıtarak. Erasmus progrdıbının en güzel yönü bence başka bir memlekette ,o memleketin insanlarıyla yaşayarak ,kendinize ait bir yaşam sürebilmektir. Kalacağınız evde Türk arkadaşlarla kalmaktansa yabancı arkadaşları seçmenizi öneririm. Zaten Floransa'da büyük bir Türk nüfusuyla tanışacaksınızdır emin olun:)) Erasmus programıyla Floransa'da hayatımın şuana kadar ki en renkli tecrübesini yaşadım. Yabancı bir dilde ekgibleriylede olsa kendimi anlatmayı başardığımı gördüm ya artık kendi dilimde beni hiçbirşey durduramaz diyorum! Gitmeyi düşünen bütün arkadaşlara Floransa'yı-Universita degli studi di Firenze'yi içtenlikle tavsiye ediyorum.Her türlü konuda (otobüs biletinden -evine kadar) ilgilenen arkadaşlar varsa bana sunrise_hili@hotmail.com adresinden her zaman ulaşabilirler. Sevgilerle:)

Bölümü: Tıp Fakültesi | Seviye: Lisans
Gittiği Ülke/Kurum: Hollanda / Radboud Nijmegen Univ.
Tecrübesi: Merhaba sevgili arkadaşlar; böyle bir paylaşım ortamı yapılması ve Erasmus ile yurtdışına giden öğrencilerin gittikleri yer hakkında deneyimlerini aktarmaları yeni gidecek olan öğrenciler için fevkalede yararlı bir düşünce olmuş. internette sörf yaptığım şu sırada gördüğüm bu sayfaya yaşadığım Erasmus serüvenini yazarak, gittiğim yere gidecek olan arkadaşlara bir nebze olsun faydam olura ne mutlu bana diyerek hemen yazmaya başladım. Ben Hollanda'nın Gelderland bölgesinde olan Nijmegen' deki Radboud Üniversitesi'ne, Aile hekimliği bölümüne, arkadaşım Yaşar ile birlikte 3 aylığına gittim. Gitmeden önce yapılan yazışmalarla bizden sorumlu olan doktorun adını ve hangi alanda araştırma yapıcağımızı öğrendik. Hatta bu kişilerle e-mail yoluyla tanışarak yapıcağımız araştırma hakkında önceden bilgilendirildik. Vize konusuna gelince; konsolukluktan gideceğiniz görüşme için sakın bir belgenin atacını bile unutmayın geri çevriliyorsunuz, biz böyle -görevlilerin yaşattığı- gereksiz bir sorun yaşamıştık, neyseki sonradan halledebildik. Biz birazda duygusal nedenlerden ötürü Onur Air'dan biletlerimizi almıştık. Uçuş günü sevgili arkadaşım Yaşar ile birlikte havaalanının check-in deskinde buluşmuştuk. Uçuş yaklaşık 3 saat sürüyor. Uçak inmeye başlarken Hollanda'nın o duyduğumuz sanki su taşmış bir ülke görünümüde olduğuna tanık olmuştum. Uçak alçalmaya geçerken gökyüzünden havaalanı çevresindeki tarlalar son derece muntazam ama yer yer heryerde havuz manzarası vardı, aylardan temmuz idi ama hava kapalı yağmur yağıyordu. Adeta bir kış havası hakimdi ve derken ilk şokumu yaşamıştım, çünkü üstümde kısa pantalon ve tişört vardı. Uçaktan çıkıp havaalanına girdiğimizde, görevlilerin giymiş olduğu botları ve kabanları gördüğümde dışarıdaki hava hakkında bir tahmine ihtiyacım kalmadı. Çantamdaki çok giymem diye düşündüğüm kalın polarımı daha ilk günden geçirdim sırtıma, neyse..Bu yüzden gidecek olan arkadaşlara bir dost tavsiyesi olarak Hollanda'nın -gidince öğrenecekleri- dengesiz olan hava koşullarına karşı yanlarında ince ve kalın giyeceklerini ekgib etmemeleridir. Havaalanı'nın en alt katına indik, oradan raylı sistemden yararlanarak gideceğimiz istikamete doğru yola koyulduk. Trendeyken o meşhur Amsterdam Arena Stadı'nın yanından geçtiğimizde işte Hollanda'dayız dedik. Gitmeden önce anlaştığımız okula yakın bir yerden evdeki odalarımıza yerleştik. Holllandalılar çoğu avrupa ülkesi insanına göre çok daha sıcak insanlar. ingilizce adeta herkesin 2. ana dili gibi. ingilizcemiz ilk gittiğimiz zamanlar tabiki biraz durgun idi, fakat daha sonradan konuştukça açıldı, bu yüzden hiç moralinizi bozmayın. Okulumuzda ise; ilk gün öğrenci işlerinden belgelerinizi teslim ederek öğrenci kartlarınızı alıyorsunuz, kütüphane giriş şifrenizi alıyorsunuz, ayrıca departmanımıza giderek ordaki çalışan kişilerle tanışıyorsunuz. Okul çok güzel dizayn edilmiş, başta biraz karışık geldi ama sonradan heryeri öğrenmiştik. Kütüphane ayrı bir bina, 3 katlı kitaplarla dolu devasa bir bilgi hazinesi. Ayrıca öğrenciler için çok büyük içinde yüzme havuzu da bulunan spor kompleksi de mevcut. Departmandaki hocalarımızda, çalışanlarda birbirinden şeker, yardımsever insanlardı. Öğrenci klüpleri sizinle e-mail yoluyla iletişime geçerek her hafta eğlenceli organizasyonlar düzenliyor, bu sayede bir sürü ülkeden gelen yabancı öğrencilerle tanışarak hem dilinizi geliştirebilir hem de güzel arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Ayrıca yine Hollanda düşünen arkadaşlar için tavsiyem ilk günden bir bigiblet alsınlar, zaten herkesin kullandığı bigibletin oranın vazgeçilmezi oluduğunu göreceksiniz, Hollanda tam bir bigiblet ülkesi. 3 ayın sonuna doğru yaptığım araştırmayı tüm departman hocalarına ve çalışanlarına sunmuştum. Çok şirin bir ülke Hollanda, yel değirmenlerini bilmeyen yoktur. Küçük olduğundan trenle ülkenin tamdıbını gezebiliyorsunuz. Ayrıca Şengen vizesi sahibi olduğunuzdan istediğiniz ülkeye(ingiltere hariç) vize gerekmeden gidebilirsiniz. Benim için çok eğlenceli bir o kadar da deneyimle dolu, eğitici bir dönemdi. Erasmusun bendeki en büyük getirisi ise; yurtdışından ülkemize yeni bir bakış açısı kazanarak bakıp; eğitimimiz ve genel anlamda yaşantımızdaki eksileri-artıları değerlendirme, gelişmiş bir batı devleti ile kıyaslama fırsatı olmuştur. Yazımı bitirirken Erasmus ile yurtdışı deneyimi yaşayacak tüm arkadaşlara başarılar diliyorum. Ayrıca Hollanda düşünen arkadaşlar ekstra bilgi için çekinmeden benimle irtibata geçebilirler : emresar06@hotmail.com