/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +57 -9
    ingilterenin Enfield köyü...

    Olaylar başladığında boşanmış bir anne olan Peggy Harper ve dört çocuğundan oluşan beş kişilk aile Einfield’daki 3 odalı bir evde yaşıyorlardı. Hadiseler Ağustos 1977′de çocuklardan ikisi olan Janet ve Pete’nin annelerine yataklarının kendi kendilerine hareket ettiklerini söylemesiyle başladı. Peggy çocukların yatak odalarını araştırdığında yatakları herzamanki yerlerinde görünce çocuklarının hikaye uydurduğunu düşünmüştü.

    Ancak bir sonraki gece çocuklar tekrar annelerini çağırıp bu seferde odalarının içinde hışırtılar duyduklarını söylemişlerdi.. Bu hışırtılar çocukların tarifine gore bir sandalyenin odanın içinde noydan boya yürüklenerek hareket ettirilmesine benziyordu. Peggy onları rahatlatmak için sandalyenin yerini değiştirip ışığı kapatıp odadan çıkmaya hazırlandığında aynı sesi o da işitir. Işığı tekrar açtığında ses durur. Ancak kapadığında sesi tekrar duyar. O anda olanlar Peggy’nin gözü önünde gelişerek devam edecektir.. Duvardan dört defa yükses sesli vuruş duyulur ve şifoniyer kendiliğinden hareket eder. Peggy’nin şifoniyeri tekrar yerine duvarın kenarına itmesi bir işe yaramaz ve şifoniyer tekrar hareket eder. Peggy’nin ikinci kez şifoniyeri yerine itmeye çalışması sonuçsuz kalır ve soğukkanlılığını bir anda kaybedeb Peggy çocuklarına yataktan çıkmalarını söyleyerek hep beraber yardım istemek için komşularına koşarlar.
    Komşuları evi araştırdıklarında aynı vuruş seslerini onlarda duyarlar. Evi ve bahçeyi araştırmaları sonuçsuz kalır ve bunun üzerine polise başvururlar. Polis geldiğinde aynı sesleri duyar hatta polis memurlarından biri bir sandalyenin kendi kendine hareket ettiğine şahit olur.

    Olaylar çoğalarak devam eder. Fenomene aile dışından bir çok kişi şahit olur. Yerel din adamı polis yerel medyum ve Daily Mirror gazetesinden gelen muhabirler de bu şahitlerin arasındadır. Sonunda Psişik Araştırma Derneği üyelerinden Maurice Grosse’le olayı araştırması için bağlantı kurar. Grosse Harper ailesinin evinde kaldığı ilk günler içinde herhangi bir olay olmaz. Birjkaç gün sonra çocukların odasındaki bir sandalyenin bulunduğu yerden kaldırılıp fırlatılmasıyla olaylar başlar. Olay olduğunda çocuklardan biri odada uyumaktadır. Sandalyeyi yerine geri koyarlar. Birkaç saat sonra olay tekrarlandığında evde kalan fotorafçılardan biri hareketin fotorafını yakalar.

    Olay Daily Mirror gazetesinin ön sayfasına yansır ve Londra’daki ana radyo istasyonlarından biri Peggy Grosse ve olaya şahit olan komşularla birlikte ikibuçuk saat süren bir gece programı yapar. Program boyunca olay konuşulur. Harper ailesi gittikçe ünlenir ve Enfield olayı gün geçtikça daha da ilgi çeker. Yazar Guy Lyon da Grosse’nin sona ermeden evvel iki sene süren garip olayı incelediği araştırmasına katar.

    Olayların devam ettiği iki sene boyunca duvarlardaki vuruş sesleri neredeyse günlük olan olaylar haline gelmiştir. Mobilyalar kendi kedilerine hareket eder ve merdivenlerden aşağı fırlatılırlar objeler odanın bir ucundan diğer ucuna uçar çarşaflar ve battaniyeler kendiliğinden yataklardan sıyrılır yerlerde nerden geldiği belirsiz su birikintileri oluşur çocuklar yataklarından kaldırılıp odanın diğer köşelerine fırlatılır ve bunun gibi bir çok hadise gerçekleşir. Çocukların uğradığı saldırılara Peggy çoğu kez şahit olur.

    Aktivitelerin çoğu görünüşe göre 11 yaşındaki Janet’te odaklanmıştır. Janet odanın içinde oradan oraya fırlatılır perdeler boğazına dolanarak boğmaya çalışırlar. Bir süre sonra Janet garip kalın bir erkek sesiyle konuşmaya başlar söylediği adının Bill olduğu ve o evde öldüğüdür.

    Doktorlar ve pgibiyatristler aileyi muayene ederler. Gerçekten de kalın erkek sesi Janet’in boğazından gelmektedir. Kalın erkek sesiyle saatlerce konuştuğu halde normal sesine dönebilmesi ve boğazında zorlanmaya dair herhangi bir zarar görülmemesinin sebebi açıklanamaz. Janet akıl sağlığı ve pgibolojik durumunda anormallikler olup olmadığı incelenmek üzere 6 hafta güney Londra’daki Maudsley Hastanesine testlere tabi tutulur. Hiçbir anormallik bulunamaz. Ancak Janet’in yokluğunda evdeki hadiseler durmuştur. Bunun üzerine bütün şüpherel Janet üzerine yoğunlaşır.

    Çocukların odasına gizli kamera yerleştirilir ve bunlardan biri Janet’i elleriyle kaşığı eğip sonra da demir bir çubuğu eğemeye çalışırken görüntüler. Psişik Araştırma Derneğinden gelen diğer araştırmacılar Jane’in odasını araştırmak istediklerinde yüzelini çocuklardan öteye çevirmeye zorlanırlar. Çocukların gülüşleriyle birlikte objeler havada uçarak araştırmacılara çarpar. Araştırmacılar çocukların yüzlerini çarçaflara gizlemelerinin sebebini yaptıklarının görülmesini istememelerin olduğunu düşünürler.

    Araştırmacılardan biri olan Anita Gregory çocukların amcalarının olaylara Janet’in sebebiyet verdiğine inandığını idda eder. Amcaya göre Janet küçüklüğünden beri ilgi çekmeyi ve insanları korkutmayı sevmektedir. Ona göre fenomenin sebebi Janet’tir.

    Her şekilde olayalar iki uzun senenin ardından aniden kesilir. Sorular ise cevapsız kalır. Belki gerçek bir fenomen yada çocuklar tarafından yaratılmış bir yalan veya her ikisinin karışımı da olabilir. Çoğu kişinin kanısına göre belirsiz nedenlerele fenomen başlar ve bir süre sonra biter ilgi çekmek isteyen çocuklar fenomeni kendilerince devam ettirir. Yine de fenomenin iki sene sonra aniden sona erip ailenin normal yaşama dönmelerine izin vermesi akıl karıştırıcıdır.
    Sahte veya değil Enfield hala ilgi çeken ve araştırmacıların kafasını meşgul eden en ünlü paranormal olaylardan biridir..
    Ayrıca bu hikaye Korku Seansı 2'ye konu olmuştur.

    Edit : Beyler 50 şuku oldugunda devam edicem.
    ···
  1. 2.
    +6 -1
    At yalanı gibeyim ananı
    ···
    1. 1.
      +2
      mısır parşömeni gibi yazmış dıbına koduğum
      ···
      1. 1.
        0
        konunun yalan oldugu dusunuluyormus, simdi okudum.
        ···
    2. 2.
      0
      Hikaye bitene kadar bitsede Conjuring 2 yazsam diyordum. Filmi izlediğim belli olacaktı. Sabırsızlıkla en sona geldim ve kendi yazmıştı...
      ···
  2. 3.
    0
    Hay anani gibiyim
    ···
    1. 1.
      0
      Çalıntı amk
      http://www.incisozluk.com.tr/w/enfield-poltergeist/
      ···
  3. 4.
    +1
    Ohaaa ohaaa yuuuuuhhh cuşşş
    ···
  4. 5.
    +2 -1
    Rönesans tablosu gibi amk
    ···
  5. 6.
    +3
    lan devam edimi böyle tek partta hikayelere? bu entrye yazicam.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam pnp
      ···
  6. 7.
    0
    Uzun yazı tutar
    ···
  7. 8.
    +6 -1
    ZUZULA CiNLERi

    Marid ırkına mensup olan şeytanın fikirlerini benimsemiş fakat ona tabi olmamış bir kabiledir. Genellikle insanlara karşı en insafsız olmalarıyla bilinirler. Çoğu yerde bu kabilenin adı geçmez bile. Hatta bazı yerlerde simge ve işaretlerle gösterilir. Bu sebeple 66 rakamı, bazı kültürlerde lanetlenmiştir. 666 rakamı şeytanı simgelerken 66 da bu kabileyi simgeler. Şeytandan sonra en tehlikeli varlık olarak gösterilmektedir.

    Definelerin yerlerini bulurlar. Ülkemizin birçok yerinde çok eskilerden beri saklanan altınların bu kabile tarafından gömüldüğü ve bunların çıkarabileceği de söyleniyor.
    ···
    1. 1.
      -1
      Dediğin şey doğru bizim köyde çok eskiden yabancılar yaşarken köyü terk rtmek zorunda kalmışlar ve hazinelerini bu cinlere emanet etmişler hazinelerini bulup da cinlerle anlaşamayan çarpılıyor ve eski hallerine dönemiyorlar
      ···
  8. 9.
    0
    trend + up
    ···
  9. 10.
    +2
    Ammar

    Bu tür cinler genelde evlerde yaşarlar. Bu tür cinnler, bir ev de hemen hemen evde yaşayan ailenin evde ki içki ile birlikte yenen yemekler de ve Allâh’ın adının anılmadığı yemeklerde ailenin yemeklerine katılır, nadiren evin niteliğine bağlı olarak hareket ederler.

    Genelde insanlara yakın yaşarlar ne etliye ne sütlüye karışırlar fakat yine doğaları gereği insanı pek sevmezler, onları rahatsız etmedikçe veya zarar vermedikçe pek varlıklarını belli etmezler. Davetlere icabet etseler de çok yalan söylediklerinden davet edenin başına ilerde illaki bir iş gelir.

    Bunların çoğu insanların meşruiyetine girmeyerek kendi hallerinde Allâh’ın adının anılmadığı yemek ve işlemlerde insanlara katılırlar, bazıları çocuklarla oynarlar, bazıları da ev halkından rahatsız olmaları sebebiyle geceleri gürültüler, takırtılar, hışırtılar yaparak ev halkını rahatsız edip kendilerine konak etmeye çalışırlar. Bunlara bazı insanlar gürültücü ruhlar diyerek zamanında ve günümüzde poltergeist adı altında ölmüşlerin ruhlarının orada hala yaşadığını düşünmüşlerdir.
    ···
  10. 11.
    +3
    ifrit

    Cinlerin en güçlülerinden olan soyut varlıklardır.

    ifrit; insanın bedenine girenlerdir ve savaş başlatıp istila edenlerdendir, genelde girdiği bedenin sahibini delirtir ve cürüm hale düşürür. En büyük ameli cinselliktir ele geçirdiği beden ile ilişkiye girer veledi zina türemesini sağlar. Besmelesiz yatan insanın eşi ile paylaşımda bulunur ve yuvasını bozar elde eder.[5]

    ifritler, tehlike sınıfında en üst düzeyde olan cinlerdir. Zarar verme yönünden ölümcül sonuçlar doğurur. Kişiye hastalık verebilir, gerekirse öldürebilirler. Ancak bu durum onlar için yasaklanmıştır.(Bu yasağa uymayan kabilelerde mevcuttur)

    ifritlerin, alim kişilere olan haseti bilindiğinden, eski dönem alimlerin ifritlerden korunmak için çeşitli dua ve sembolleri üzerlerinde taşıdığı bilinir. ifritler, ormanın çok sık iç kesimlerinde ve derinliklerinde yaşarlar. Yaşadıkları bölgede vahşi hayvanların ve kuşların barınamadığı söylenir. Asla kendi bölgelerinden insanların yaşadıkları kalabalık yerlere gelmezler. insanların kılığına girmezler ve yakın tarihte bir musallat olayları da olmamıştır.
    ···
  11. 12.
    +3 -1
    1/4

    Her yıl yaz mevsiminde köye gider hayvancılık ve daha çok buğday ve yonca ekimi yapardık. Bir gün ektiğimiz bir tarlanın suyunu kontrol etmek için tarlaya gitmiştim. Gittiğim tarla büyük ve düz bir dağın üzerindeydi köye yaklaşık 2 Km uzakta. Tarlaya vardığımda suyun gelmediğini gördüm gidip bakayım dedim. Tarlaya gelen su ise köyümüzde bulunan en büyük dağın dibinden kaynak suyu gibi gelir.

    Suyun en başından tarlaya gelen su patlak vermişti onardıktan sonra suyun akışı ile beraber tarlaya doğru yavaş yavaş yürüyerek bir sigara yakmak istedim. Hava rüzgârlı olmamasına rağmen yaktığım her kibrit sönüyor. Ya bir gariplik vardı ya da bana öyle gelmişti kibriti bitirmeme rağmen ateş yanmıyor ve arkamdan gerçekten bir enerji hissediyordum. Ben suyun gittiğini düşünürken bir baktım su kesilmiş bir daha patlak verdi diye geçirdim içimden. Geri döndüm bir daha, bir adım atayım derken bana çok çok yakın bir ses adımı telaffuz etti. Etrafıma baktım ıssız dağlardan başka bir şey yok. Bir daha aynı ses ve aynı bu 5 defa tekrarlandı.

    Korkmuştum aldırmamaya çalışıyor şarkı mırıldanıyordum. Su kaynağına ulaştım su aynı yerden patlak vermiş yine onarıp suyun akışı ile beraber gitmeye başladım. Sanıyorsam 10 adım atmadan su yine patlak verdi. Bir gariplik olduğunu biliyordum. Kibrit yanmıyor, su gelmiyor, birileri adımı telaffuz ediyordu, bizim arkadaşların oyunudur diye söylenirken içimden. Tekrar arkamı döndüm suyun kaynağına uzun boylu yabancı kirli sakallı biri oturmuş eliyle su içiyor gözlerini dikmiş bana bakıyor. Acayip ürkmüştüm buda kim dedim kendi kendime gerçekten adamda alışagelmişin dışında garip bir tip vardı. Herhalde halüsinasyon görüyorum sandım. Çünkü suyun kaynağındaki dağda zehirli otlar olduğu için kimse koyun otlatmaya gelmez ve o dağda yol varken kimse başka köye yaya yürümez dedim. Ben suyla ilgileniyor gibi yapıp korkuyla düşünüyorken kafamı kaldırdım ki yok nereye gitti acaba. Biraz öteye baktım dağın diğer ucundan aşağı iniyordu. Ama yürümesi bile çok garip sanki koşuyordu.
    ···
    1. 1.
      0
      Bunu daha önce okudum çalıntı
      ···
    2. 2.
      0
      Bunu daha önce okudum çalıntı
      ···
    3. 3.
      0
      Çalıntııı
      ···
    4. diğerleri 1
  12. 13.
    0
    Okudum güzel kopi pest
    ···
  13. 14.
    +1
    Liverpoll yeahhhh
    ···
  14. 15.
    +2 -1
    2/4

    Ama her bakışımda başka his uyandırıyor inanın tarif edemiyorum. Ne yapacağını izledim, aşağıya vardığında yere eğilip eline tırpan aldığını gördüm. Ohh dedim bizim köydekilerden biri tutmuş bunu ot biçmesi için dedim kendi kendime, eee ama daha ot biçilecek sezonda değil yaklaşık 25 güne yakın bir zaman var peki kim bu o tırpan ne Allah’ım yardım et. Tabanlara kuvvet köye kadar koştum. Korkuyla eve gittim. Korkum geçmişti, bir sigara içtim köyün gençleriyle. 15 dakika falan geçmişti aradan az önce söz ettiğim ot tarlasının sahibi geçti metin amca dedim, sen ne ara amele getirdin daha erken değil mi ne amelesi dedi. Valla dedim demin ben tarla suyu için kaynağa gittim bir adam senin otunu biçiyordu. Yok öyle bir şey dedi, istersen git bak dedim bana sende gel dedi tamam dedim. Atına bindi bende arkasına bindim gittik. Baktı ot falan biçilmemiş her şey normal hatta benim tarlanın suyu bile tarlaya ulaşmış. Hâlbuki en son patlak verdiğinde yapmadan köye kaçmıştım. Metin amca bana baktı hani nerde dalgamı geçiyorsun dedi şimdi anlatsam inanmaz kusura bakma ben öyle gördüm neyse deyip köye gittik. Akşam çıktım dışarı elektrikler kegib gene sigara yaktım arkamdan bir ses la dedi, arkama baksam da karanlıktan başka bir şey yok, dondum kaldım yerimde. inanın bedenimde hissediyordum bir şeylerin bana dokunduğunu. Döndüm kapı kapanmış kibrit yakıyorum sönene kadar. Aydınlığa bakıyorum kimse yok.. la diyor anldıbını bilmiyorum Arapçada hayır demekmiş. O kadar korktum ki gözlerimi açtığımda korkuda ağzımın yamulduğunu tüm köyün başımda olduğunu gördüm. Metin yanıma geldi bana doğru söyle bugün tarlada ne gördün hatırlamak bile istemiyorum korkuyorum geçiştirdim bir şey görmedim boş ver falan dedim. bende gördüm anlat ne gördün dedi kafaya mı alıyor bilmiyorum ama, rahat bırak beni deyip yatağıma gittim uyudum.. Sabah olmuş kalktım dışarı çıktım çeşmede su akıntısı ohh yüzümü yıkayayım dedim elimi suyun akışına bırakıyorum elim ıslanmıyor anlatılamaz kadar korkunç ve garipti.
    ···
    1. 1.
      0
      Gördüm çalıntı
      ···
  15. 16.
    +2
    3/4

    kafamı kaldırmamla o şeyi görmem bir oldu çığlık attım uyandım meğer rüyaymış. Dışarı çıktım reenkarnasyon gibi rüyanın aynısı sabah olmuş aynı suyun akıntısı ve suya doğru gidiyorum elimi suya attım merakla ellerim ıslandı güldüm kendi kendime rüyayı unutup yüzümü yıkadım su içtim başımı bir kaldırdım ki ah o gün o anı keşke yaşamasaydım. Aynı rüyadaki adam elleri arkaya doğru uzanmış siyah tenli gözlerine bakmak istemedim sanki dudağı patlamış. Bağırdım ama sesim çıkmıyor bedenime bir kere vurduğunu gördüm yere düştüğümde ayaklarının sanki ağaç kökü gibi olduklarını gördüm. Ben en son gözümü açtığımda Van’da hastanedeyim ortopedi doktoru yanıma geldi alınan yara izlerinde sana vuran at çok kuvvetliymiş şansın var dedi doktor ne atı dedim. Sabah görenler olmuş sana bir atın vurduğunu ama ben gördüklerimden emindim at değildi ve halen vurduğu yerde 3 yıldır iz var isteyen olursa fotoğrafını bile gönderebilirim ve 3 yıldır köye gitmiyorum. O olaydan kısa süre sonra deprem oldu. Pazar günü saat 2 suları müthiş bir sarsıntı camdan baktığımda tüm binalar sanki oyun oynuyormuş gibi sallanıyordu deprem durdu, bizler kaçmaya başladık en son tüm kardeşlerimden emin olmak için odalara bakıyordum. Girdiğim en son odada yine onu gördüm ama sadece gözlerimi açıp kapayana kadar sonra kayboldu.
    ···
    1. 1.
      0
      Çalıntı gördüm
      ···
  16. 17.
    0
    Resme 10 posta
    ···
  17. 18.
    +3
    4/4

    Daha sonra Diyarbakır’daki dayımlara gittik ailecek oradan dayımın yardımıyla çok dindar bir hocaya gittim yalnız başıma olayları anlattım.

    Sana neden böyle bir şey yaptıklarını bilemem ama at konusuna gelince fiziksel dokunuşları olduğu zaman insan gözüyle bile herkes tarafından görülebilirler ve insanlar o garip şeyin sana vurması at vuruyor gibi görmeleri sağlanmış. Senin gördüğünü ise Allah kimseye göstermesin dedi kur-an (a.ş.) dan bir ayet yazıp muska yaptı o günden bugüne hiç görmedim.
    ···
  18. 19.
    0
    Rezervasyon
    ···
  19. 20.
    0
    Korku seansi 2
    ···