-
51.
+3Okula vardığımda bir şeyler yiyip Erdinç'i aradım oda kampüste dolanıyormuş birer çay içtik sınıflara dağıldık. Bu sefer başka bi yerde oturdum biraz uzak olmak istedim ders bitiminde Melis'in sevgili yaptığını öğrendim, hemen gidip yanına
SP- 'Hayırlı olsun Meliscim tebrik ederim, nerden tanışıyorsun hiç haberim yok'
diye yalandan laf attım.
Melis - Teşekkür ederim canım valla ani gelişti, ev arkadaşımın arkadaşı.
iyi güzel anlamında kafa salladım , fakat dikkatimi çeken Busenin yüzüme bakmayışı oldu
Yine ne oldu ?
Yine ne halt yedim ?
Düşüncesiyle sınıftan çıktım erdinçle yine cafe ye geçtik , sonra jeton düştü bu kaybetme korkusu her şeyin üst üste geliliyor oluşu Buseyi ihmal ettiğim günlerdir mesaj atmadığım aklıma geldi.
Sonra dan da baya sevindim aslında bakma trip atıyor bu bir olumlu işaret ti. Bu düşüncenin akabinde hemen içimdeki şeytan yine bi taklar oldu sen öyle düşüne dur diye seslendi
O 10 dakkalık molada 3-4 tane sigara yaktım sinirden
Belkide benim sorunum çok düşünüyor olmam olabilir miydi
Olmayacak şeyleri bile hesaba katmam
Her aydınlıkta bile nokta kadar da olsa bir karanlık arıyor oluşum
Bu muydu beni bitiren içim içimi yiyen şeyler yoksa
Gerçekten doğru bildiğim yanlış şeyler mi yapıyordum ? -
52.
+4Ben dobra bir insanım aslında dolandırmam lafları tak tak söylerim ama buseye karşı yapamadım o gün beceremedim hiçbir şey demedim uzak köşeye oturdum, kafamı dağıtmak için pür dikkat ders dinlemeye yeltendim.
Okulun bitmesine yakın Melis yanıma geldi havadan sudan konuştu, pek aldırış etmemekle beraber karşılık verdim.
Yanıma geliyordu Melis çünkü can çekiştiğimi görüyordu
Ne kadar üzgün olduğumun farkında, yaptıklarının farkında
Tek derdi neydi biliyor musun ? Beni kaybetmek uğruna
Buse ile yan yana gelememem, bunu fazlasıyla başardı
Melis o arada bana sevgilisinden bahsetti, aslında kafaların pek uyuşmadığı yakın zamanda bitebilecek bir ilişkiye başladığını söyledi.
Bunu bilmek zorunda değildim, hatta Buseye bile bahsetmemiştir
Neden ben ? Hala ne istiyor benden, amacına ulaşmadı mı ?
Tüm hayalimi, umutlarımı ucsuz bucaksız okyanusun içine fırlatan o değil miydi ?
Dayanımıyordum artık, bütün ibre aleyhime doğru dönmeye başlamıştı ve çırpınmam hiçbir şeye yetmiyordu.
Buse yi seyredip duruyordum oturduğum yerden o kadar güzel gülüyor ki , anlam veremediğim şekilde bende de aynı anda tebessüm oluşuyor, deli gibi hissediyor insan bi o kadar da mutlu ...
Kafamı dağıtmak için Erdinç le spora başladık haftada 3 gün kadar gitme kararı aldık, belkide başka şeylere yönelmek en iyisiydi bu aralar düşünmemi engelliyordu
Ne zaman düşünsem çıldırıcak gibi oluyordum çünkü , ve en sonunda sayamayacağım kadar soru işaretleri gözümün önünde beliriyordu ..
Karşına 3 tane yol çıkar birinden gidersin bakarsın sonu karanlık , korkarsın geri dönersin 2. yoldan gidersin biraz ilerler bakarsın sonu uçurum , tekrar döner son yoldan gitmeye karar verirsin tek çözümdür senin için biraz ilerler bakarsın sonu gözükmez yine korkarsın ya yolun sonuna gelemeden yere düşüp kalkamazsam diye .. -
53.
+4Biliyordum ki bir çok şey vardı bilmediğim , arkamdan dönen entrikalar gibi ve artık pes etmiştim, buseyi kafamdan silmeye hazırdım, olabilme ihtimali olsa bile Melis bunu yok etmişti. Bundan sonraki tüm çırpınışlarım benim daha hızlı batmamı sağlayacaktı.
Bir kaç hafta spora gittik geldik Erdinç ve Müslüm le okul dışında kalan zamanda sadece içiyorduk, rahatlıyorduk böylelikle , benim bir derdim vardı da içiyordum unutmak istiyordum, yeni bir sayfa açmak istiyordum tertemiz olanından
Bu mümkün müydü ?
Bilmiyorum ama imkansız değil di yılmak için pes etmek için çok erkendi
Peki Erdinç'in ne derdi vardı yada Müslüm'ün
Müslüm aslında çok bin duran gibi bir çocuktu ama her içişimizde bi o anlattı bi ben ikimizi de üzmüşlerdi zamanında, erken büyümüştük, erken anlamıştık insanlara güvenmemeyi
Oda inanmıyordu aşk yaşayabileceğine uzun gidecek mutlu huzurlu bir ilişki yaşayacağına
Bende aslında tam inandım demişken , izin vermediler inatla
Ne yapacağız ikimiz de yada bizim gibi insanlar yılarak vaz mı geçecek tüm hayallerinden, isteklerinden yoksa hala bir umut olacak mı içlerinde
Müslüm'ü bilmiyordum ama artık benim bir umudum yoktu kalbim duyguzlaşmaya başlamıştı
Haberi olmadan insanlar silinebiliyordu bir çırpıda ,
Böyle böyle mi gerçekten ?
Böyle böyle oldu mu gerçekten sistemin patronu diyen yok tu
Sadece görmezden gelmek vardı , sadece düşmanmış yabancıymış gibi davranmak vardı.
Maalesef bu kadar vefasızlıklarla ve acımasızlıklarla doluydu hayat -
54.
+6Bir çırpıda sileceğim demekle keşke silmek kolay olsaydı ama denemeye değerdi , artık düşünmüyordum onu derslere yönelmiştim ara sınavlar yaklaşmıştı.
Bir gün yine Erdinç le cafe oturuyoruz fakultemizin hemen yanındaki , Melis beni gördü yanıma geldi yanında bizim sınıftan Esra ile Tülay vardı onlarla çok muhattap değilim sınıfta
Aslında kimseyle değildim son zamanlarda çünkü bitmiş durumdaydım ve kimseye karşı rol yapacak gücüm yoktu o yüzden insanlardan kaçmak zorundaydım ve kaçtım.
3 kız 2 erkek oturuyoruz ders notlarımı almak için sınfa gitmiştim, o ara Buse gelmiş gözlerimle selam verip Erdinç'in yanına oturdum her şey o anda oldu aslında
Buse bi anda ayaklandı çay alacağım kendime isteyen var mı diye sordu
Tüm kızlar aynı şekilde bi anda ayaklandı ve gittiler.
Buse benimle aynı masada oturamayacak kadar ne olmuştu bilmiyorum
Ne yaptım dermişcesine Erdinç'e baktım
Erdinç benim gibi buz kesmişti ikimiz de şok olmuş durumdaydık , Her şeyin hatrına böyle bir şey yapılmaması gerekirdi diye düşünmüştüm yüz yüze bakıyorduk en azından diye aklımdan geçirdim
Ama o an kalbimden geçen giden tek şey ise Buse nin artık olmadığıydı çünkü o beni bu kadar kolay harcayabilirken onu düşünmem beni mahvederdi bunu kendime yapmayacaktım
Kafamdan silmeye çalıştığım Buse bi anda yaptığı şeyle yok olmuştu hiç olmamış gibiydi... -
55.
0Ben bunu biyerden hatırlıyom
-
56.
0Easy peasy
-
57.
0Anlatsana pampa
-
58.
0Rezervasyon
-
59.
0rezz devam iyi gidiyo
-
60.
+3Erdinç bu olay karşısında yorum yapmaktan kaçındı, beni düşünüyordu en son dayanamadı;
Erdinç - Kanka bu hep Melis'in tak yemesi..
Ağzından dökülen bunlardı, gücüm kalmamıştı, şok etkisi üzüntüye bırakmıştı kendini
"Olabilir" gibisinden kafa sallayabilmiştim sadece...
Sorgulamayı bırakmıştım artık, öğrenmek istemiyordum nedenleri kalbim epey kırılmıştı bırakmıştım her şeyi oluruna öyle yapmak gerekiyordu belkide artık..
O gün boyunca kimseyle konuşmadım, dersi dinlemeye çalıştım, kafamı dağıtmak için hocanın söylediklerinden anlayabildiğim kadar not bile almıştım
Melis'in her daim bana bakması dikkatimi çekiyordu,pek umursamadım çünkü biliyordum can çekişmemi seyretmekten zevk alıyordu
Ders bitmişti artık, ruh gibiydim sanki o masada bedenim zincirlenmiş gibi,
Erdinçle beraber durağa doğru gittik, Melis le aynı duraktan biniyorduk otobüse beni görünce bana doğru yürümeye başladı. Bunu görünce biraz afalladım
Hala ne istiyordu benden
Yetmedi çektiğim acı
Yetmedi mi yaptıkları
Melis - Sistemin patronu neden suratıma bakmıyorsun hayırdır ne oldu?
Dedi pişkin pişkin, bunu duyunca bi an kendimi kaybettim ama 10 larca tanıdık insanlar vardı çevremizde
Derin nefes alıp sakinleştim bikaç saniye
Sistemin patronu - Melis o yaptığınız neydi, niye kalktınız, çok zoruma gitti
Diyebilmiştim sadece içimde kopan 10 larca fırtınaya rağmen
Melis cevabımdan sonra sertleşti, kaşları çattı
Çok iyi bir oyuncuydu belkide, iyi yaptığı şeylerden biriydi farklı maskelerle gezmek
Sonra tekrar atıldı;
Melis - Sistemin patronu ne derdin varsa söyleceksin konuşmamak, darılmak nedir?
Demişti.. Neler oluyordu o an bilmiyorum ama bu yüzsüzlüğü gerçekten haddini aşmıştı
Kafa sallayarak pekala dermişcesine geçiştirdim,
Bu güçsüz halimle onunla başa çıkamazdım o an
Ama her şey yeni başlıyor Melis.. -
61.
+3Melis benim nasıl biri olduğum halde neden böyle tepki göstermişti
Amacı neydi?
Melis hakkında sabit karara varmıyordum bir türlü, evet her şeyi o planlanmıştı, bundan emindim ama yanındakiler destekçileri kimdi?
Olayları tüm haliyle düşününce ona yardım eden biri olduğu gerçeğiyle yüzleşiyordum.
Peki kimdi bunlar?
Kaç kişilerdi
Tülay, Esra mı?
Onlara konduramıyordum bu ithamları, çünkü ikisi de kendi halinde kızlardı.
Sonunda anlamıştım, birileri Melis le birlikte Buseyi bana karşı doldurmuştu
Son zamanlarda sınıfı pek süzemiyordum, ama dikkatimi çeken aldırış etmediğim bir şey vardı..
Sınıfta ki laçka erkek grubu
Kıs kıs güldüklerini görüyordum, üstüme alınmamıştım hiç zira bu gülmeleri Buse ile ters düştüğüm zaman başlamıştı
Peki hangisiydi epey kalabalıklar
Yavşak Berk mi?
Yoksa gitarla kız tavlama ya çalışan daha doğrusu Buse yi etkilemeye çalışan Burak mı? -
62.
+4Artık plan yapmanın zamanı gelmişti, ince ince, birer birer bütün komplo ları dökecektim ama önce neler olduğunu öğrenmem gerekiyordu
ilk işim o tayfaya yakın biriyle arkadaş olmam gerekiyor du, kurban olarak kendime birini seçmiştim bile
ismi Caner di bu eleman la az da olsa sohbetim vardı, izmirliydi o da ve efendi bir çocuktu ama sanıyorum ki dışlanmamak için o moron tayfasının yanında duruyordu...
Bunun dışında hayatımda yeni insanlar girmeye başladı, Muğlalı Tarkan var iyi çocuktu onla da arada takılıyordum yeni insanlar iyi geliyordu bu süreci atlatmamda
Çağatay la beraber aynı oda da kalan Hüseyin vardı, topik gibi duran bir o kadar da iyi çocuktur kendisi ama gel gelelim ki Çağatay la birbirlerine 'Ziya' derler bunu ilk de anlamamıştım sonra dan jeton düştü, ikiside efsane sallardı artık yurtta ikisinin de ismi Ziya olmuştu
Bu arada Erdinç stabil gidiyor du karı kız mevzularından epey uzakta kalıyor du kendi içinde yaşadığı bir çok şey vardı ama henüz Müslüm le bana bi şey paylaşmamıştı..
Müslüm ise üniversiteye çok hızlı başladı ve çok hızlı çakıldı, şu ana kadar 3-4 tane kıza yazdı ve hepsinin sonu hüsran oldu
Yavşak değildi aslında ama bahtı karaydı belkide.. -
63.
+3Artık Melis le ve Buse ile bir alakam kalmamıştı, avını uzaktan seyreden bir aslan gibiydim, bekliyordum öyle bir zemin gelmeliydi ki o zaman hakkım olanı almalıydım ama şuan için elim kolum bağlıydı..
Bu zamandan istifade sınıfta yalnız kalmışa benzer bir kız vardı, ismi Ezgi idi böyle afacan kızlar olur ya minyon tipli tam onlardandı
Kafama koymuştum artık Ezgi benim yeni yandaşım olacaktı..
Ertesi gün Ezgi her zaman ki gibi en ön sırada tek başına oturuyordu, selam verip yanına oturdum.
Ezgi fazla bir tepki vernemişti aslında onun da birine ihtiyacı vardı...
O gün boyunca gerek havadan sudan gerek de okul içi, önceki hayatımız hakkında konuşmuştuk, okul bitimine yakın uzun bir sessizlikten sonra Ezginin ağzından
Ezgi - Ya sistemin patronu sana gıcık oluyordum ama aslında cana yakın ve iyi bir insansın iyi ki oturdun bugün yanıma
Demişti..
Sistemin patronu - Teşekkür ederim ben hala senin gıcık biri olduğunu düşünüyorum
Dedim, ve baya gülüşmüştük
Belkide o gün iyi bir arkadaşlığın temeli atılmıştı..
Gerçekten benim sırdaşım olabilir miydi?
Güvenmek için erkendi ama güvenmek istiyordum.. -
64.
+3Ezgi ile telefonlarımızı vermiştik birbirimize o günün akşamı konuşmuştuk baya, gittikçe samimiyetimiz artıyordu ve öğrendim ki Caner ile de arkadaşlar mış ve bana bir çok şey söyledi sınıfta bilmediğim dönen şeyler
Meğer berk uzun süredir Buseye yazıyormuş, bunu duyunca çıldırdım ama pek belli etmedim, Ezgi öğrenmemliydi,
peki Ezgi neden bunları bana söylüyor du?
Güvenimi kazanmak yanımda olduğunu anlamak için mi?
Yoksa herkese ikili mi oynuyordu?
Bundan emin olamamıştım, ama bana bunları söylediği için ona minnettardım...
Gece anlaştık ve okul da dersten önce buluştuk yine müdavini olduğumuz cafe ye gitmiştik, hemen arkada Melis ve yanında tanımadığım bir kaç tane taş hatun olduğunu farkettim
Ama bunları Ezgi bana söyledikten sonra gelişmişti
Ezgi - Sistemin patronu ne bakıyor dik dik bu Melis bize döverimmm ya ben bu kızıııı
Ezgi- Sen bunla arkadaş değil miydin? Niye bakıyor bana dik hey sana diyorum
dedi
Ard arda
Dikkatimi çeken şey Melis in bana bakmayıp Ezgi yi öldürecek gibi bakmasıydı sanki kıskanıyor gibiydi...
Ezgiye ; Bilmiyorum valla bende canım diyerek geçiştirmiştim
Çünkü gerçekten kafam karışıktı, Melis hep öndeydi hep bir şeyler vardı kafasında ama bunu anlamak imkansıza yakındı... -
65.
+2Yeniden birilerinin fikirlerine almaya ihtiyacım vardı ve aklıma istanbul dan can dostum Oğuzhan geldi, Oğuzhan bir polis çocuğuydu odtü de okuyordu ve bi o kadar delikanlı bir arkadaşımdı, dostuz diye gerçekleri söylemekten çekinmezdi, aslında ihtiyacım olan tek şey de buydu...
O gün Oğuzhan ı aradım saatlerce konuşmuştuk, sağolsun hep iyi bir dinleyici olmuştur ama duydukları karşısında oda dona kalmıştı yorum yapamadı pek sadece dediği kilit şey düşmanlarının kim olduğunu öğrenmemdi...
Evet bu çok önemliydi benim için ve bu kapıyı açıcak kilit Ezgi ve Canerden geçiyordu.
Bu arada Müslüm yine dertli içelim içelim diye yakındı bana, tamam dedim ve gittik bi mekana
Dertlerimi unutuyordum, başkasının kini dinleyince, bakma aslında iyi de geliyordu, tek olmadığını anlıyordun böylece aslında biraz da güçleniyordun.
Arkadaşlar, dostlar bu kara günler içindir hep, o gün yoksa hiç olmasın diye de bir klişe vardır aslında çok da doğrudur
Müslüm Ilgım diye bir kızdan yakındı durdu gece boyunca
Bahsederdi arada ona göre her şey de iyi gidiyor du biz de onun adına mutlu da olurduk
Meğer kızın uzun bir ilişkisi varmış, bizim oğlan boşa umutlanmış, boşa kıza yazmış, ilk defa onu bu kadar kötü görmüştüm umarım en kısa zamanda toparlanır...
Zira hepimiz zütü başı daşıtırsak kimse bizi toplayamazdı çünkü belkide tek ortak noktamız deli oluşumuzdu... -
66.
+3Sanki 3 kafadar hepimiz lanetli gibiydik, hangi kapıyı aralasak sonunda üzülen yıpranan biz oluyorduk, belkide kader bu yüzden bizi birleştirdi...
Ezgiyle artık iyice yakınlaşmıştık, birbirimizi anlıyor dertlerimize ortak olabiliyorduk
Yine bir okul günü 1 saat kadar erken gittik okulun dışında ki bir cafe de Erdinç ve Müslüm le Ezgiyi tanıştırmak istedim, hoş sohbet geçmişti
4 farklı yerden gelen 4 üniversite öğrencisinin paylaşacağı birçok şey varmış bunları farkettim, ama dikkatimi çeken bir nokta Ezgiyle Müslüm ün birbirine zıt gitmesiydi yeni tanışan iki insanın ard arda birbirine gönderme yapması pek hayra alamet gibi durmuyordu
Cafeden hesaplarımızı ödeyip kalktık, sınıflarımıza dağıldımızda Ezginin bana ilk söylediği şey
Ezgi - Bu çocuk neyin kafasını yaşıyor, hiç sevmedim
Oldu..
Epey güldüm bu dediğine Ezginin, Ezgi de çok keskin bir karakter di aslında ya çok seversin ya hiç sevmezsin
O günün içinde aynı sözleri Müslüm den Ezgi için duyunca bu iki insanın bi araya kolay kolay getirmemenin en iyisi olduğunu düşündüm
Zira ikisi de sevdiğim arkadaşlarım dı arada kalmak sa en can sıkıcı konuydu... -
67.
+3O gün aslında çok ilginç ama alıştığım olaylar olmuştu, Moron erkek tayfası Buse ve Melis'e yazmaya başlamıştı, salak salak dönen espriler karşısında kızlara baktığımda gözlerinden okunan ifade netti ama artık onların bir sistemin patronu diye arkadaşı yoktu Onlar da mecbur du aslında salak saçma yapılan esprilere katlanmaya...
Yine dikkatimi çeken bir şey Melis in Ezgi yi dövecek gibi bakmasıydı, Melis neden böyle yapıyordu anlam veremiyorum,
Ne derdin varsa yüzüme söyle diyen o değil miydi?
Şimdi peki neden böyle uzaktan dövüşür oldu
Yine amacı neydi?
Bunları düşüne dururken Ezgi ye
Sistemin patronu - Melis le benim bilmediğim daha önceden bir problemin oldu mu?
Dedim.
Ezgi kafasını salladı, beklediğim cevaptı aslında, zira ikisi hiçbir zaman yan yana gelmemişlerdi.
Yine emin olduğum bi şey var ki olayların baş karakteri bendim habersiz şekilde... -
68.
+4Bazı günler 1 satır etmezken bazı günler vardır ki sayfalara sığmaz, yeterince hareketli bir güne son dakika da yeni bir hareket geldi
Son dersin bitimine 10 dakika kala Ezgi bir ingilizce metin okumak istedi akabinde Melis ten çok sesli olmasa da duyabilecek düzeyde
Melis - O ne anlar ya ingilizce den
Diye çıkış geldi, ben şaşırdım ama artık Melis ten her şeyi beklerdim, Melisin cümlesini Ezgi yarım yamalak duymuştu ve bir anda parladı, belini tutup sıraya sabitledim Ezgiyi
Çünkü Ezgi gerçekten deli dolu bir kızdı bakma sen onun 155 boyunda minyon bir kız olduğuna, Hoca olmasa ben tutmasam o gün Melis'i parçalardı...
Melis'in aslında istediği de tam da buydu mağdur rolüne bürünmek kendini aklamak, ona bu fırsatı asla vermeyeceğim... -
69.
0rezerved
-
70.
0devam kardeş ya 3 saat oldu
başlık yok! burası bom boş!