en çok zevk aldığınız kitap ve cümleleri

alın buda sevdiğim kadın ve dinlediğim şarkı beyler: http://www.youtube.com/watch?v=ONLr-zweXH0 :(

ölü ozanlar derneğini izleyin beyler ,kelimeler kitaplar düşüncelerden nasıl zevk alacağınızı çok güzel anlatır o size not:orjinal dilinde izleyin
---kürk mantolu madonna---

beyler hayatımda kimseye saygı duymam ama bu adama gerçekten saygı duydum kelimeleri bu kadar güzel yan yana getirebildiği için :

--spoiler--
sabahları odamı düzelten hizmetçi kız bile benimle siyasetten konuşmaya kalkar , boş zamanlarında derhal gazetesini okumaya koyulurdu. onun da kendine göre ateşli kanaatleri vardı ve bunlardan bahsederken yüzü büsbütün kızarır, yumruğunu sıkarak havada sallardı.
--spoiler--

şu cümlede "bizi siyasetten soğutan" asıl nedeni ne kadarda güzel anlatmış beyler, siyaseti hakkıyla aslında gücü elinde olanlar yapar. sen kimsin o küçük yumruğunu havada sallamak kim diyor yazar .

--spoiler--
verdiğim kadının nefsini nasıl pazara çıkardığını görünce boş hülyalarımdan kurtulacağımı ümit ediyordum.
--spoiler--

yalnızlığın basşkasına açılmama ve kendi yalnızlığına geri dönme çabalarını ve korkusunu ne kadar güzel ifade etmiş yazar.

edit:

ölü ozanlardan hocanın yerde konuşmasından bir kesit:

--spoiler--

şiiri okumaz birer bal damlası gibi dilimizden dökülmesini sağlardık, bal gibi...

ruhlar coşar, kadınlar kendinden geçer ve tanrılar yaratılırdı beyler.
--spoiler--

sex falan isteğim yok gerçekten panpalar hatta bütün kalbimle doğru söylediğimden eminim şu kızı alacaksın sadece ama sadece seveceksin !

http://www.youtube.com/watch?v=dGR65RWwzg8

--spoiler--
dünyada bana hiçbir şey tabiattan melül bir insanın zorla gülmeye çalışması kadar acı gelmemiştir.
--spoiler--

bundan önceki sahneyi okuduysanız bunun ne kadar anlamlı bir söz olduğunu anlarsınız. para uğruna bile olsa zorla gülmenin ne kadar acı olduğunu anlatmış yazar.

--spoiler--
fakat yüzünde en küçük bir tereddüt, hafızasını araştırdığına delalet edecek bir dalgınlık yoktu. tam bir emniyetle gözlerimin içine bakmış, sonra gülmüştü.
--spoiler--

vay amk bi kız bize gülmeyeli çok olmuş , ama aşkı kitaptan okumakta güzel amk.

--spoiler--
karşımdaki iskemleye oturdu. Yanaklarına dökülen saçlarını geri atmak için başını silkti, sonra gözlerini bana dikerek:
--spoiler--

betimlemenin güzelliğini görüyor musunuz ?

yanaklarından dökülen saçlarını geri atmak için , kelimenin güzelliğine bakın sevgilinin saçlarını göz önüne getiriyor.

ölü ozanlar derneğinde diyorki "kelimelerin ağzımızdan akışını izlerdik, bal gibi akardı" gibi bişeydi , ama güzel bu kitabı böyle okuyunca gerçekten zevk alıyorsunuz.

--spoiler--
-yüzüme bakmadınız ki
+hayır zannetmem, nasıl olur ?
-evet bir kaç kere baktınız .. Ama nasıl ? .. Sanki görmemek için !
--spoiler--

görmemek için bakmak neden olur bunu çok iyi biliyoruz öyle değil mi ?

--spoiler--
gözlerimiz karşılaşıverince , "gördüklerimden memnunum " demek isteyen tasvipkar bir gülümseme ile bakışmakta devam ediyorduk.
--spoiler--

gördüklerimden memnunum bakışı bunu anlamak baya bi zor ancak anlamak paha biçilemez.

--spoiler--
"size sadece isminizle hitap etmek fırsatını bu kadar çabuk elde ettiğim için bahtiyarım" diyordu.
--spoiler--

bazen birine ismiyle hitap etmek isteriz ama ömür boyu edemeyiz ya işte burada ismiyle hitap edebilmekten doğan mutluluğu ne güzel anlatmış yazar. bu duyguları 40 yıl düşünsek belki bi kağıt parçasına aktaramayız.

--spoiler--
yatağında nasıl uzandığını nasıl ağır ağır nefes aldığını, saçlarının yastığa nasıl serildiğini tasavvur ediyor ve hayatta bu manzarayı görmekten daha büyük bir saadet olamayacağını düşünüyordum
--spoiler--

aşık olan insanın kurduğu hayallerdeki aldığı en büyük zevklerden birini resmetmiş ve bize bunu tekrar hatırlatmış

şahsen bunu unutalı bir hayli zaman olmuştu.

--spoiler--
insanlara ne kadar çok muhtaç olursam onlardan kaçmak ihtiyacımda o kadar artıyordu
--spoiler--

kürk mantolu madonnadan alıntı

--spoiler--
mühimce mevkilere geçen adamların esaslı adetlerinden biri de galiba eski -ve kendilerinden geri kalmış- arkadaşlarına karşı gösterdikleri bu birazda şuurlu dalgınlıktı. sonra o zamana kadar "siz" diye hitap ettikleri dostlarına birdenbire ahbapça "sen" diyecek kadar alçakgönüllü ve babacan oluvermek, karşısındakinin sözünü yarıda kesip rastgele manasız birşey sormak ve bunu gayet tabii olarak, hatta çok kere şefkat ve merhamet dolu bir tebessümle birlikte yapmak
--spoiler--

paranın insanlar üzerindeki etkisiyle gelen ahlaksızlık ve saygısızlığını hatta kaba bir tabirle gök görmemişliğini ne kadar güzel açıklamış

--spoiler--
fakat bu sırada beyaz önlüklü, başörtülü,yaşlı köylü kadın , yamalı siyah çoraplarıyla, hiç ses çıkarmadan kahve getirdi.
--spoiler--

@15 açıklama yapma dedi o yüzden yazmıyorum ama bu konuda düşünce beyan edenlerin düşüncelerini memnuniyetle dinlerim.

buda farkedilmeyen önemlilerden sırf bu cümleden bile 1 kitap yazılır .

--spoiler--
Bir keresinde Pokrovsky ona kitaplarına dokunmamasını söyleyince, zavallı adamın nasıl korktuğuna tanık olmuştum. Şaşırmış, telaşla oralarda oyalanmış, kitabı yerine ters koymuş sonra düzeltmeye çalışmış, becerememiş, cilt kısmını içeriye doğru yerleştirmişti. Zavallıcık kızarıp bozarmış, gülümseyip suçunu nasıl örtbas edeceğini bilememişti.
--spoiler--

şuda dostoyevskinin bir eserindendi ama yeraltından notlar mı yoksa diğer aklıma gelmeyenden miydi bilemedim kaydetmiştim sadece.

bir insanın başka bir insan karşısında nasıl alçalabileceğini ve korkabileceğini , ürkebileceğini anlatıyor o insanın duygularından yeni bir hayat çıkar aslında.

--spoiler--
Lizzie'ye teklif ettiği şey, onun kendisine teklif ettiğinin yanında o kadar bayağı kalıyordu ki, para, sadece para. Lizzie ona şerefsizlik ve utancı ve günahı göze alıp, cennet ümitlerinden vazgeçmeye razı olarak kendini teklif ederken, o, Liz-zie'ye hiçbir ıstırap duymadan terk edebileceği kendi dişindaki bir şeyi teklif etmişti.
--spoiler--

buda dostoyevskinin bir eserindendi,

paranın ne kadar basit olabildiğini resmetmiş.

--spoiler--
yaşama olan aşırı sevgimizden
umut ve korkudan kurtulan bizler
hiç bir yaşamın sonsuz olmadığı
ölülerin asla dirilmediği
ki en yorgun ırmak bile
denizle birleşir bi yerde
bu yüzden tanrılara şükranlarımızı sunarız
--spoiler--

şuda martin edenden intihar etmeden önce okuduğu şiirdir.

--spoiler--
“yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. iinsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu görüşlere sahip olduğu zaman kendini yalnız hisseder..”
--spoiler--

bu hangi kitap vs bilmiyorum internette okumuştum. ama her okuduğumda yalnızlığım bir kere daha vücut bulur.

--spoiler--
her yaşın kendine göre bir güzelliği yoktu. emin olduğun, farkında olduğun hiçbir yaşın güzelliği yoktu. yaş öyle bir şey olacaktı ki, sen bilmeyecektin. sana yaşını sorduklarında şaşıracaktın, şöyle bir durup hesaplamak zorunda kalacaktın. yaş günü hediyesi verenlere ajan provokatör gözüyle bakacaktın.benim yıllarımı paketlemeyin ulaan, bırakın incin kalsın!diye bağıracaktın.
--spoiler--

aynı şekilde bunu da internetten aşırdım beyler.

facebooktaki sahte yaş günü kutlamalarına bu yazıylada "hasgibtir amuna koduum" diyebilirsiniz.

--spoiler--
"geceler bitti. yolculuklar bitti. yeni yerler, yeni sabahlar bitti...
senden önceki haline döndü kalabalık."
--spoiler--

buda internet hırsızlıklarımdan, aşkın hayatın merkezinde olduğuna ibretlik kanıtlar vol 5 tir. olmayabilir de tabi orası kesin değil.

--spoiler--
aylar sonra ilk defa gözlerim bir işe yarayacak seni görerek...
--spoiler--

buda çalıntı

--spoiler--
kendimi tak gibi hissediyordum ama mutlu bir taktum - anita blake
--spoiler--

buda çalıntı anlamı vardır benim için

--spoiler--
"bu günlerde en cesur şeyin sessizlik olduğunu düşünüyorum. çok konuştum, izin verirsen susabilir miyim?"
--spoiler--

tabiki çalıntı

--spoiler--
Önce bir ellerin vardı yaşnızlığımla benim aramda
Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
Sonra yüzün onun ardından gözlerin dudakların
Sonra her şey çıkıp geldi
Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
Sen çıkardın utancını duvara astın
Ben masanın üstüne kodum kuralları
Her şey işte böyle oldu önce
--spoiler--

üvercinkadan okudum şiir derseniz benim için birinci gelir.