-
1.
+7 -218 yıl önce...
nereden başlayacağımı çok iyi biliyorum...
yasin, soyadı gibi "güzel" bir insandı.ve iyi ki benim arkadaşımdı...
insanı şaşkına çevirecek derecede enerjiyi bu çakır gözlü çocuk nereden buluyordu hala çözebilmiş değilim. üstelik hiç tükenmeden. bir keresinde ona, gülümseyerek "bi dur be çocuk, bi dur allah aşkına! " dediğimi hatırlıyorum.
muzip bir çocuktu yasin. girdiği ortamı kahkaya boğar, o gruptan ayrıldığında bizlerde dağılırdık. çünkü konuşacak hiçbir şeyimiz kalmaz, hiçbir muhabbet onun muhabbeti kadar lezzet vermezdi.
yasin, hem okul arkadaşım hem de sadece yazları gittiğim köydeki en yakın arkadaşımdı..
hiç unutmam. iki köyü birbirine bağlayan bozuk asfaltlı köy yolunda, gece zifiri karanlıkta bizler yol kenarındaki ağaçların arkasına saklanır, o nadiren yoldan geçen arabaların önlerinde -arabalar henüz ona çok yaklaşmamışken- bir ayağını yere sürterek sakat rolü yapar, sürücüleri korkutur bizi kahkaya boğardı. bir keresinde bir arabanın korkudan gelmekle gelmemek arasında kaldığını ve 5 kilometrelik yolu geri döndüğünü hatırlıyorum.
köyde gençlerin gece muhabbetleri geç saatlere kadar sürerdi. o gece yasin biraz tutuktu. nedenini sorduk. bize dün gece eve giderken mezarlığa baktığını (evi mezarlığın karşı çaprazında) ve kendini tuhaf hissettiğini söyledi ve ekledi " korktum hem de çok. bu gece beni eve siz bırakır mısınız?" tabi dedik. aslında gözükara bir çocuktu...
1 hafta sonra...
arkadaşlar okuyan olursa devam edicem 3-5 kişi yeterli
-
2.
0Yaz panpa okuyorum
-
3.
-1Anlatma amın feryadı
-
4.
0Yaz panpa
-
5.
0yaz panpa
-
6.
+1o gün erkenden kalktım. köy kahvesinin yan tarafındaki boşlukta gizli kapaklı sigara içiyorum. traktörle yasin geldi. beni görünce durdu. ve bana;Tümünü Göster
kardeşim sigaran var mı yanında, tarlaya zeytinleri sulamaya gideceğiz sigaram yok, yanıma para almadım dedi. birazdan babam da gelecek.
ayıpsın al kardeşim dedim ve paketimden 5 dal sigarayı ona uzattım. yeter mi? yeter yeter sağolasın...
yanımda çakmak yok. tarlada nasıl yakacağım sigaraları diye sordu.
yanımda kibrit vardı. içinden bir tutam kibrit ve yakma şeridinden bir parça yırtarak ona uzattım. teşekkür etti. babası geldi. tarlaya doğru yol aldılar.
akşam yemeğimi yedim. pek tabii babaannemin özel tatlısı kulike' yi de...
evde güzel muhabbet sonrası köy meydanına çıktım ve kendimi birdenbire belirli belirsiz bir panik halinin tam ortasında buldum. bakkalın önünde jandarmalar...
topal mehmet (babası) beni görünce gözleri parladı. kolumdan sımsıkı tuttu (acıttı) ve " yasin' i gördün mü? " diye sordu. sabah görmüştüm diye cevapladım. noldu ki? tarlaya zeytinleri sulamaya gittik. "bin kurusu öğle vakti tarladan kaçtı heralde" dedi. tabi zor geliyor çalışması. geldiğinde ben ona sorarım! (meğer zaman zaman tarladan kaçar eve gidermiş yasin). " heralde" derken topal mehmet' in tedirgin olduğu her halinden belliydi.
.
herkes bir şekilde yasin' e ulaşmaya çalışıyor vakit ilerledikçe tedirginlik yerini korkuya bırakıyordu.
birşeyler yapmalıydık.
murat, ismail, ben arabaya atladık ve zaman zaman bilardo oynamaya gittiğimiz 5 km uzaklıktaki kasabaya gittik. bakmadığımız oyun salonu ve onu sormadığımız yaşıtımız kalmadı.
yok! adam yer yarıldı yerin dibine girdi... onu bulabileceğimizi düşündüğümüz en güçlü seçeneğimizle beraber...
köye döndük.
yasin' in annesini balaban çeşmesinin yanındaki meydanda keşke o vaziyette görmeseydim diyorum. perişan bir hal ve yaşlı gözler. ve ağzından dökülenler... " çıkıver be annecim burdayım de.ben askerdeki abine ne derim? ne derim annecim. ne derim ben be annem. allah' ım yardım et oğlumu bana bağışla nolur"
etrafında umut aşılamaya çalısan teyzeler. ellerinde kolonya şişeleri...
dayanamadım. o vaziyet seneler geçse bile hafızamın derinliklerine mıhlanmıştı bir kere. bir köşeye çekilip ağladım. bir sigara yaktım. nasıl bir nefes çektiysem filtrenin sıcaklığını parmaklarımın arasında hissettim. -
7.
+1Kardes gecmis olsun insallah sifa bulur ölen arkadasin
-
8.
0devamı yok mu ?