-
1.
-1ama tamamen arkadaşımın mutluluğu için yapıyorum bunu beyler.
arkadaşımın erken boşalma sorunu olduğu için karısıyla araları bozulmuştu. nice doktorlara, pgibologlara gitti bir şey düzelmedi. ama eşi gün geçtikçe hırçınlaşmaya başlamıştı, ayrılmak üzerelerdi. kankam bana içini döktü, eşini çok seviyor, ayrılmak istemiyordu.
ben de kankama biraz daha zaman tanıması için hatunla konuşmaya gittim... -
2.
-1@5 panpa hatunla ilişkimiz filan yok.
-
3.
-1ne diyordum... ha evet, en yakın arkadaşımla eşi ayrılma noktasına geldiklerinde, hatunla konuşmaya gittim.
konuşma boyunca kızcağızın gözyaşları dinmedi. o da kankamı çok seviyordu, dünyada ondan daha ideal bir eş olamayacağını, onu kaybetmek istemediğini söylerken hıçkırıklara boğuluyordu. ama işte o da sağlıklı bir kadındı, ihtiyaçları vardı. kankamı çok çekici bukuyor, ama ne zaman sevişmeye başlasalar tam azmaya başladığı anda kocası boşalıyordu, kızcağız sürekli olarak uyarılıp uyarılıp ortada kalıyordu. bu durum onun pgibolojisini bozmuş ve onu hırçınlaştırmıştı.
utana sıkıla "kendin rahatlayamıyor musun" diye sordum. yapamıyormuş. o da utana sıkıla, zor orgazm olduğunu söyledi. sevişmenin heyecanını masturbasyonda bulamadığı için konsantrasyon sağlayamıyormuş.
bu itirafların üzerine, çaresizce önümüze bakıp bir süre sustuk. -
4.
-1@8 copy/paste olduğunu kanıtlayamazsan huur çocuğusun
-
5.
-1söylenecek bir şey kalmamıştı. sorun ortadaydı, bir çözümü yok gibiydi.
sessizliği bozan taraf ben oldum. erken boşalma sorununun çok yaygın olduğunu söyleyerek, kendimce arkadaşımı savunmaya çalıştım. ama sorunun yaygın olması neyi değiştirecekti ki? boş konuştuğumun farkına varmıştım. dikkatle yüzüme baktı. "sende de mi aynı sorun var?" diye sordu. biraz affallamıştım, beklemediğim bir soruydu. kekeleyerek "ha-hayır" dedim, başımı önüme eğdim.
bir süre daha sessizlik oldu. bu sefer sessizliği o bozdu "ne kadar sürüyor?" diye sordu. gerçekten merak ettiği için böyle bir soru yönelttiği bakışlarından anlaşılıyordu. nedense, doğruları söylersem daha çok yardımcı olabileceğim hissine kapıldım ve "değişiyor" dedim "10 dakika sürdüğü de oluyor 1 saat sürdüğü de oluyor... " düşünceli düşünceli yüzüme bakıp "yaaa? ne kadar çokmuş" dedi. "önemli olan tutkudur, ne kadar sürdüğü önemli değildir" gibisinden bir şeyler söylemeyi aklımdan geçirdim. ama kimi kandıracaktım ki? samimi olmadığımı anlayacağı için diyalog kurup yardımcı olma şansımı yitirecektim.
bir süre daha sustuk, düşüncelere daldık... -
6.
-1kaç dakika öyle geçti anımsamıyorum. ama başımı kaldırdığımda yüzüme bakıyordu. bu bende gerginlik yaratmıştı. o kasvetli havayı dağıtmak istedim ve "kankamın mutluluğu için her şeyi yapabilirim ama işte bazı sorunlar çözümsüz oluyor" dedim. "peki sencee.." dedi ve bir süre susup "öff çok saçma, neler düşünüyorum böyle" diyerek sinirli bir şekilde sigarasını ateşledi. "lütfen" dedim "saçma da olsa aklından geçenleri paylaş. belki bir çözüm buluruz bu sayede. durum öyle çaresiz ki saçma, uçuk fikirleri bile paylaşmamız gerekiyor"
sigarasından aceleci 2 nefes çekip dikkatle gözlerimin içine baktı. "belki bu sorunu ikimiz çözebiliriz." dedi. "nasıl?" diye sordum. "kankan için her şeyi yapabileceğini söylemiştin. onun mutluluğu için, bizim mutluluğumuz için sır saklayabilir misin?"
meraklanmıştım. hiç düşünmeden "elbette" dedim "hem de mezara kadar saklayabilirim".
samimi olduğumu görünce biraz gevşedi. "tek sorun" dedi "benim rahatlayamamam. eğer rahatlarsam, eşimle mutlu mesud yaşamamız için önümüzde hiçbir engel kalmaz. rahatlamam için bana yardımcı olur musun?"
saniyenin yüzde biri kadar bir zaman zarfında lavlara daldırılıp çıkarılmış gibi hissettim kendimi. ama, şu an düşününce beni bile şaşırtan bir cesaretle "sana yardımcı olurum" dedim "nedir aklındaki?"... -
7.
0artık gerginliği tamamen üzerinden atmıştı. sigarasını çabucak söndürerek naif bir gülümsemeyle yüzüme baktı ve hafifçe yaklaşıp "bak bazı şeyleri baştan peşinen söyleyeyim. sen eşimin yakın arkadaşısın, çok iyi bir insansın ve benim için her zaman öyle olacaksın. yanlış anlama, sana karşı duygusal anlamda hissettiğim bir şey yok. sadece pire için yorgan yakmak yerine mutlu bir evlilik yaşayabilmenin yollarını arıyorum. senden istediğim şeyi anlamışsındır. bana istediğimi verebileceksen ama bunu yaparken de her şeyi eskisi gibi sürdürebileceksen yapalım bu işi. kendine dair en ufak bir şüphen varsa unutalım gitsin."
nedense bu sözler bende bir "meydan okuma" hissi uyandırmıştı. tuhaf bir şekilde hırslanıp "seni çok iyi anlıyorum" dedim "içimde sana karşı en ufak bir duygusal eğilim yok. sizin mutluluğunuz için akıl ve mantık dahilinde her şeyi yapmaya hazırım!"
"peki" dedi gülümseyerek "onu üzmeden nasıl yapabiliriz bu işi?".. -
8.
0artık ikimiz de çözüme yaklaştığımızı hissederek hem sevinmiş, hem de heyecanlanmıştık. bu heyecanın bize aceleci ve mantıksız kararlar aldırmasından ürktüğüm için müsade istedim. ikimiz de sakin kafayla bu çözüm üzerine düşünmeli ve yapabildiğimiz en mantıklı planı yapıp paylaşmalıydık.
her zaman olduğu gibi el sıkışıp gülümseyerek vedalaştık. dışarı adımımı attığım ilk anda "tanrım neler saçmalıyoruz biz" diye düşündüm ve içimi kısa süreli bir korku kapladı. lakin eve varıp yatağıma uzandığımda, bu çözümün işe yarar bir çözüm olabileceğine ikna olup mantıklı bir plan kurmaya çalıştım.
birkaç gün sonra tekrar buluşuğumuzda planım bana göre kusursuzdu ve işe yarayacağına dair en ufak bir şüphem yoktu. -
9.
0planım şöyleydi...
ikimiz de sahte birer e-mail hesabı oluşturacaktık ve bu mevzuyu sadece e-mail yoluyla paylaşacaktık. mail yazarken kesinlikle kendi isimlerimizi kullanmayacak, söylemek istediklerimizi 3. şahıslardan bahseder gibi ifade edecektik. ben yalnız yaşadığım için görüşmelerimiz her zaman benim evimde olacaktı. arkadaşlık ilişkimizin zarar görmemesi için, duygusal bir tepkiye yol açabilecek her şeyi önceden kestirip önlemimizi almak zorundaydık. bu yüzden, görüşmelerimizde yüzlerimizi gizleyecektik. o görüşmeye geldiği zaman evin için zifiri karanlık olacaktı, en ufak bir ışık kaynağı dahi bulunmayacaktı. karanlıktan sıkılırsak maske kullanacaktık. başbaşa kaldığımızda asla birbirimize ismimizle hitap etmeyecek, konuşmak gerektiğinde mümkün olduğunca farklı ses tonlarıyla konuşmaya çalışacaktık. hatta birbirimize farklı isimlerle hitap etmek işin fantezisi olacak, sevişirken başkalarını hayal edebilmemizi sağlayacaktı. -
10.
0bunlara benzer birçok detayı konuştuktan sonra planımızın kusursuzluğundan emin olduk ve bu bizi çok rahatlattı. bu rahatlamanın büyüsü bozulmasın diye çabucak vedalaşıp işimize gücümüze döndük.
birkaç gün sonra sahte e-mail hesabıma onun adresinden bir posta düştü. mesaj şöyleydi "dilek cumartesi günü tiyatroya mı gidecekmiş?". akıllıca bir mesajdı ve beni güldürmüştü. hemen yanıt verdim "evet galiba oyun saat 4'teymiş"...
cumartesi günü saat 4'ü biraz geçe kapım çalındı. evimi, özellikle yatak odasını çoktan karartmıştım bile. diyafondan "kim o?" diye sordum. kart bir ses tonuyla "dileek" dedi. otomatiğe basıp dairemin kapısını hafif açık bıraktım ve direkt yatak odasına geçtim. kısa bir süre sonra dış kapının kapandığını duydum ve hafif çatallı bir ses tonuyla "burdayım dileek" diye bağırdım.
yatak odasına girip kapıyı kapattığında, algılayabildiğim tek şey nefis bir parfümle karışık kadınsı, baştan çıkarıcı bir ten kokusuydu... -
11.
0vay amk kimse okumuyormuş, kendi kendime yazıyormuşum... neyse artık, ne yapalım...
-
12.
+3(izleyicim az olsa da profesyonelliğe tak sürdürmeyip devam ediyorum amk)
gözlerim karanlığa biraz alışmıştı. o sanki kör olmuş gibi sağa sola tutunmaya çalışırken ben onun kokusuna ve belli belirsiz görebildiğim silüetine doğru ilerledim. iyice yaklaştığımda teninin kokusu başımı döndürmeye başlamıştı, orada arkadaşımın eşinin değil de çok daha alımlı bir başka kadının durduğuna yemin edebilirdim. usulca arkasından yaklaşıp saçlarını yana sıyırdım ve ellerimi belinde kavuştururken burnumu boynuna dayayarak kulaklarının arkasını öpmeye başladım. öpücüklerime hafif bir ürperti ile karşılık verdi. ellerimi kasıklarında ve göğüslerinde gezdirirken, o bir eliyle beni ensemden kavrayıp yüzümü boynuna bastırıyor, diğer eliyle de kemerimden tutup kendine çekiyordu. dolgun kalçalarını indirip kaldırırken, hafif hafif, tatlı tatlı vücuduma sürtünüyordu.
bir elimi bluzünün içine sokup sütyenin üzerinden göğüslerini okşamaya, diğer elimle de eteğini kaldırıp külodunun üzerinden klitorisinin belirgin hatlarını hissetmeye koyuldum. nefesi aniden hızlanıp düzensizleşmişti. dudaklarını dudaklarımın arasına alıp ateş gibi yanan dilini emerken, sütyenin tek kupunu sıyırıp göğüs uçlarını parmaklarımın arasında hafifçe ezerek onları şişirip sertleştirmeye başladım... -
13.
+1yuh ulan! hiç mi tepki olmaz arkadaş? bir şey söyleyin panpalar, nedir beğenmediniz mi amk?!
-
14.
0@38 ahaha güldüm bin. evet aynen öyle oldu. hadi şimdi sktirip gidin.
-
15.
0göğüs uçları semsert ve nemliydi, yıllardır orgazma aç olan kadınlığı ise iştahla kabarıp külodunu ıslatmıştı. sert bir şekilde onu kendime çevirip yeniden dudaklarına yapıştım. bir yandan da ıslak külodunu yana sıyırıp parmaklarımıın ucuyla şişkin ve kaygan klitorisinin üzerinde hızlı ve seri bir şekilde gelgitler yapıyordum. dudaklarımı emerken yalvarır gibi inliyor, bacakları yaprak gibi titriyordu. bu şekilde yavaş yavaş yatağa zütürüp onu sırt üstü yatağa düşürdüm. külodunu ve ayakkabılarını çabucak çıkarıp ayaklarını avuçlarımın içine aldım, ayak bileklerini öpmeye, bacaklarını yalamaya başladım...
dilim iki bacağının birleştiği noktaya vardığında bacaklarının arası zevkten sırılsıklam olmuştu. ıslaklığını dilimle, dudaklarımla emiyor, tüm arzumu dilimin ucundan klitoris duvarlarına oradan da vücudunun içine akıtıyordum. saçlarımı yüzümü okşuyor, zaman zaman başımı avuçlarına alıp bacaklarının arasına bastırıyordu. onun tatlı ve ateşli kadınlığını gitgide daha hızlı, daha sert emmeye başladım. kısa bir süre sonra vücudu müthiş bir şekilde titredi ve başımı hızlıca itip bacaklarının arasından uzaklaştırdı. muhtemelen bu şekilde boşalmak istemiyordu.
üzerine çıkıp bluzünü sıyırdım ve göğüslerini emmeye başladım. o bu sırada pantolonumun düğmelerini çözmüştü ve pantolonumu külodumla beraber bacaklarımdan sıyırmaya çalışıyordu. -
16.
0pantolon ve külottan kurtulur kurtulmaz, sertlikten yanan gibimi sağ eliyle kavrayıp hızlı bir şekilde beni yukarı, kendisini aşağı çekti. şehvetli öpücüklerimle şişip kavrulmuş dudaklarını hayalarımda gezidiriyor, ıslak dilinin ucunu baştan başa gibimde dolaştırıp, sert başını ağzına alıp alıp çıkarıyordu. kasıklarım, hayalarım adeta alev almıştı. gibimi boğazına kadar alıp ağdalı ve kaygan bir şekilde ıslattıktan sonra sağ eliyle onu sıvazlamaya ve başını emmeye koyuldu. buna uzun süre dayanamayacağımı anlayıp onu yukarı çekerken yatağa oturdum ve kalçalarından kavrayıp kucağıma aldım. gibimi sırılsıklam ve şişkin klitorisi üzerinde yavaş yavaş kaydırırken, o hızlı bir şekilde üzerimizdeki son kıyafet parçalarını da çıkardı. çırılçıplak ve ateş gibi sıcak bedenlerimiz birleşti. teninin kokusu gibi hissi de harikaydı. göğüslerinin dimdik başlarını göğüslerimde, güçlü ve kalın bacaklarını kalçalarımda hissederken dudaklarını emiyordum.
ve sonunda onu tekrar sırt üstü yatırıp bacaklarını açtım. azgınlıktan taş kesilmiş gibimi sımsıcak, kaygan ve şişkin dıbının içine doğru yavaş yavaş sokarken klitoris duvarlarının bir kalp gibi attığını, zevkle gibimi kavrayıp bıraktığını hissediyor, acele etmeden anın tadını çıkarıyordum... -
17.
0@46 o zaman sen film de izleme, kitap da okuma amk.
-
painful anal izleyen efendi erkek
-
dexerin sonu saddam gibi olacak
-
sitede kimss yok bengidiyom
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 23 12 2024
-
faizden para kazananların parası dağıtılsın
-
mahkeme kararıyla gibişleri iptal ettiricem
-
clint eastwood öl artik huur cocugu
-
beyler aylık 45 bin maaş alıyorum ama
-
150 kez ciks yalanı
-
traş makinaları zamanın gerisinde kalmış
-
yillardir stresle yaşadım yaşiyorum ama hala
-
atatürkçü seküler kürt erkeği prototip
-
suriye hükümeti ypgyi dehleyecek
-
2028 seçimlerinde akp mhp dem ittifak yapar mı
-
damacananın ağzı neden sivri değil
-
webcam taklu anal ferresi izledim
-
micheal caine öl artik huur cocugu
-
kurtlar vadisinde ömer baba allahsız
-
acaba sözlükteki herkes
-
gran torino gel hele gel
-
blake blossom
-
gelecekteki kariniz banyoda agliyor
-
bi domuz milleti olduğunuz halde
-
20 yaşındayım elimlen beraber olmaktan sıkıldım
-
sportingisbin macinda korner iynayacakfim
-
pek bi tadı tuzu yok sözlüğün
-
beyler 31 çekmekten penisim yara oldu
-
beyaz adama verseydi ölmeyecekti
-
kadın okuryazarlığında arabistandan gerideyiz
-
kafkas man sende güvenlik olsana
- / 2