-1
dedem öldüğünde yattım uyudum, yüzünü de görmedim öldükten sonra, bakmadım bakamadım, çocuktum zaten; en son mezara toprak örtüldüğünde adam akıllı mutsuz oldum, ağladım sümküre sümküre; sonra ölümler tekrarladı birbirini ve mutlu hayatımın arasına ekşi tatlar girdi bazı zamanlarda, başkaları da öldü, ölümler kimi zaman üstüste geldi, mutluluğumun bölünmesi hoş olmadı hiç bir zaman ama; arada yaşanılan acılar hep son buldu ta ki sınav zamanlarıyla tanışana kadar.
hiç bir şey önemli değil hayatta annem o kadar uğraştı babannem de halam ananem bile hatta teyzem... sülalenin bütün kadınları bi baltaya sap olmam için ellerinden geleni yaptılar şimdi uçuk kaçık planlar kuruyorum kendimi rahatlatmak için ama içten içe ölüyorum da, hayat zor değil hamallık da olsa yaparım ben ama umutlarını söndüresi gelmiyor insanın -ne kendinin ne başkasının- okul bitmeli ben kafayı yemeden, 4 senelik okulda her yıl sınıfta kaldım ve okul her sene dersleri almama izin verdi son sınıftayım şimdi tam manasıyla çift dikiş okuyorum ama bu o kadar zor ki kaldıramıyorum artık, aynı derslere vizede finalde bütte çalışmak ve çalışmış olmaya rağmen kalmak bırakan adama da kızamamak ve seneye aynı derslere bir daha bir daha çalışmak of of. devletler genel diye dönemlik bi dersten 9 kere sınava girdim neyi ekgib yaptığımı bilmiyorum ne istiyodu hoca acaba yine? çünkü bi daha kaldım ve bütte veremezsem seneye vize final büt üçgenine bi daha dahil olacak, icradan da kalmışım bi de 1700 sayfalık kitap yazmış adam anlıyorum söylediklerini adamın ama 40 alabilmişim ondan da 50 almak lazım geliyordu sadece 10 puan beni bi üçgene daha bağlayacak bütte de veremezsem yine, sınav dönemlerinde çalışıp da verememeye alışınca insan bi değişik oluyo normal zamanlarda tramvayda şakalaştığım küçük kız çocuklarına bile bakmaz oluyorum, gözümün değdiği yerde mutluluk görürüm devamlı ama elektrikler kesiliyor sınav zamanları; cengiz aytmatov mankurtlaşmaktan bahsediyordu bi kitabında, anasını tanıyamaz hale geliyor adam hafızasını kaybediyor çölde susuz bağlı kalıyor kafasına deve derisi geçiriliyor falan... o adam gibi hissediyorum daha doğrusu hissedemiyorum mutsuz değilim ama mutlu da değilim üzülüyorum halime ama en büyük sıkıntı hissedemiyor oluşum işte böyle zamanlarda en son ne zaman mutlu oldum hatırlamıyorum.
umurumda değil hiç bir şey, öğrendiğim kadarıyla okulda hukuk felsefesi ve sosyolojisi dersinden falan liberal burjuva öğretiye yeniliyorum durduğum yerde, insan hakları dersinden anladığım kadarıyla da haftada 43 kredi ders almam başlı başına işkence ve kötü muameleye giriyor aihm kollarını açmış beni bekliyor bense ısrarlı muhalefetimi öne sürdüğüm sözleşmelerin ek protokolleri bana uygulanmasa diye diretiyorum, sınav kağıdına 8.dönem yazıyorum kalın kalın dersin adını kanırta kanırta yazıyorum, yeri geliyo 8 sayfa yazıp 10 alıyorum şükür yine ilk sınavımda 4 sayfa doldurup 5 almıştım ama 0 alanlar da vardı büssürü hem de bi sınav 2 saat sürüyor hiç sürmezse çoğu da 3-3.5 falan oluyor cevap anahtarları 17-35 sayfa arası değişebiliyor duruma göre ve ben parmaklarımla dokunmayı özledim bi kağıdın üzerindeki pürüzlere ve bi çiçeğe sarılmayı özledim yağmurda yürümeyi bağıra bağıra ahmet kaya şarkıları söylemeyi sıçan gibi ıslanmışken ve yağmur bu kadar güzelken kaçışmaya çalışan insanları seyretmeyi özledim taksi durağında sabahlasam yine sabah çayından koysalar yine taksiciler önüme adamlar arasında dönen muhabetleri dinlesem sıcak çayı soğuk sabaha karşı yudumlarken nefes aldığımı anlasam keşke umursayabilsem şu zamanlarda yaşamayı.
Tümünü Göster