Aşkindan ictim kendimden gectim derdine dustum eyvallah

Öyle zayıfsın ki Tayyip’e sarıldın ayıp Türk

Aşk bu kızılötesi yaralı müzesi hareket edemem

nurettin Rençber : Ben Sende Ülkemi Sevdim.

Seni benden almaya senin de gücün yetmez
Şu yaralı kalbime benim de sözüm geçmez

Anlamasan da beni, dinlemesen de olur
Başkasını sevemem saçmalama ne olur

Anılar kilitlemiş sana
Resimler delil gibi bana
Allahım da şahit buna
Gel içimden seni alsana
Kolaysa sen unutsana
Yazıklar olsun bana
Seviyorum, seviyorum seni çok

Karanlıklar ülkesindeyim
Işıkların hep sende kalmış
Çekilmeyen dertlerimleyim
Sevinçlerim hep sende kalmış

Ellerimde sıcaklığın
Saçlarımda baharların
Yüreğimde umutların
Gözlerinde gözlerim kalmış

Her böyle başlık açılışında aynı sözleri yazarım

Yani olmuyor, olmuyor istesem de. Kimse gelmiyor, beklesem de.
Fırat tanış yani

insanlar kaçıyor bari sen burda kal, tertemiz duygularım şimdi neden illegal

Roll Hall of Fame
Even though I walk in the church and burst in a ball of flames
Only Hall of Fame I be inducted in is the alcohol of fame
On the wall of shame
You fags think it's all a game 'til I walk a flock of flames
Off of planking, tell me what in the fuck are you thinking?

içimde öyle güzelsin ki
Onu kirletmiycem seninle

Gitme sana muhtacım gözümde nursun başında tacın

neşet dede seni sılaya girip gömdüler
emdiler
kanını şarap gibi emdiler
içimizden geçmiyordu çağdaş türküler
salya sümük ağlamayınca.
fareler
fare dağa küsmüş
dağ fareye
kampüs boylarında genç hergele
kim inanır senin doğduğun çehre
ne gölgesinden ne ötesinden
ne öyküsünden ne türküsünden

cana yetenleri gelsin gelsin gelsin.
asa erenleri gelsin gelsin gelsin.
yok muuuuuuu
bir kulu bile mevlanın
şu karabasan kalabalığında
şüpheleri keskin kılıç, aklını açmaya yarar
kaostan birikintileri seyreden damlalar
güzel insan yetiştirmeye yarayan tezgahlar
sarhoş atlar zamanını bize çok gördü
ölü pegamberlerin ölü müdavimleri
yaşayan Kur'anları bak bu turanları
kaygan zemberekte kegib damarları
abdulaziz gibi beyler mi bekler
abdulaziz gibi beyler mi bekler
abdulaziz gibi beyler mi bekler

sünepe korkusuyla yaşayan ve yürütmekten çok aciz
arkadaş herkes insan olmaya layık mı
sünepe kaygılarıyla
kendini yaratamaz kendini ötekinin yerine koymaz
yaratamaz
bırak
kendini yaratamaz kendinden bir insan yaratmaz
yaratamaz
bırak
saçma
saçmalama
dokunma
bırak
saçma
saçmalama
dokunma
bırak
saçma
saçmalama
dokunma
bırak
saçma
saçmalama
dokunma

sağırları gibecek
küfür için küfüre girecek
adam gerekecek
rapin anlamı yok
kulakları dikili
kulakları dikili
seyredecek
seyreyle güzel kudreti mevlam neler neler neler yaratmış
ay yüzleri dost içleri
düşmandan usandık
düşmandan usandık
düşmandan usandık

seyreyle güzel kudreti mevlam
Kaf-ha-ya ayn-sad
seyreyle güzel kudreti mevlam
Kaf-ha-ya ayn-sad
seyreyle güzel kudreti mevlaya
Kaf-ha-ya ayn-sad

rabbe rabbe rabbena ne düşünür mevla bunlara
senin de derdin dert mi
duvar
duvar
yürüyen duvar
yürüyen duvar
yürüyen duvar da var
etten duvar da var.

Bir umuttur yaşatan insanı...

baharim solmadan eskidi omrum
cikmaz bir sokaga benzedi omrum
leyla’si olmayan mecnuna dondum
olsan icmez miydin benim yerimde

Ben sigara dumanının altında yana yana en sonunda kül oldum
Sen kibritin hiç yanmayan ucunda birinin hayatından geçmiş oldun
-Şebnem

Sen o huur gülüşlerin ve kahkaların altında ağlarken ben seni gibmiş olacağım

Şimdi seni gasp edecekler bir yüzük ve müstakil evle
Benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak
O zaman çöküp bir sigara yakabilirim bu kentte
Yağmurlar yağdırabilirim taze simit kuyruklarına

Gidişine korunamadığım gibi, dönüşünü de savunamam
Yokluğuna dayanabilirim, ancak sade bir fotoğraf olarak
Köprüler de ayrılabiliyor, nehirler de sevgilim
Hayat böyle; bir yerden sonra ne kadar karışsan da kalabalıklara

sanırım sensiz bir geceye daha hoşgeldim.

Sen çıldırmış şairlerin titreyen mısralarında bahs ettiği o perisin