Yakın tarihimizde 15 Temmuz gibi bir olay yaşadığımız ve milletten "darbe olsaydı ne olcekti len mq" gibi söylemler duyduğum için böyle bir yazı yazma ihtiyacı duydum.
Yönetim tartışmalarında ya da başka bir değişle bir kararı kim vermeli tartışmalarında iki önemli noktaya bakılır:
Birinci nokta KiM DOĞRU KARARI VERiR? Burada doğru karardan kasıt işin sonunda refah seviyesini arttıran karardır. Burada bazen demokrasiler, bazen de monarşiler üstte kalır. Örnek vermem gerekirse: - birçok kişi buna katılacağı için bu örneği veriyorum - şu anki mevcut demokrasi yönetimimiz Osmanlı'nın yıkılış dönemi monarşisinden iyi olsa da yükseliş dönemi monarşisinden kötüdür.
Burada başımıza iyi bir kral geleceğini varsayarsak "Doğru kararın refah seviyesini yükselteceğini bildiğimiz için bizi mutlu eder. Yani direktman doğru kararı vericek olan karar versin." şeklinde argümanla gelebilirsiniz ama bizi mutlu edecek başka bir nokta daha var:
ikinci nokta KARARI VERMEYi KiM HAKEDiYOR? Bu nokta da birinci nokta kadar önemli. Hatta bana kalırsa birinci noktadan daha önemli. Zaten başlıkta da bu nedenle böyle bir iddiada bulundum. Size neden böyle düşündüğümü bir örnekle açıklayacağım. Büyük ihtimalle siz de bana hak vereceksiniz. Birisi sizin paranızı daha iyi yönetebilir, yani işin sonunda daha çok mutluluk sağlayabilir ancak sizin para yönetiminize karışma hakkı yoktur. Çünkü o para birinci dereceden sizi ilgilendirir. Yönetimde de bu böyledir. Yani işin sonunda verilecek kararlardan tek bir kişi etkilenmeyecek. Bütün vatandaşlar etkilenecek. Bu yüzden vatandaşların karara karışma hakkı vardır.
Bu nedenle mevcut demokrasi ne kadar kötü olursa olsun işin sonunda halk tarafından seçilmiştir ve en iyi monarşiden üstündür.
Edit: Yazı tarafıma aittir. Asla (ç)alıntı değildir.
(bkz:
agus acilip beklenen)
(bkz:
takma adımın anlamı)