1. 76.
    0
    horoza sormuslar tawukmu yumurtadan cıkar yumurtamı tawukdan ? horz cevp wernıs ben koyar gecrım usta polemiğe grmem .
    ···
  2. 77.
    +1
    hasgibtir lan biz ekşi sözlükmüyüz muallak yaran fıkralar fln noluor senin dıbına koyam
    ···
  3. 78.
    0
    @33 güldürdün lan helal...
    ···
  4. 79.
    0
    nasrettin hoca bigün eşşeğe ters biniyomuş etraftakiler hocam ayıp oluyo ama demişler nasrettin hocada eşşek benim deil mi orrspu çocukları terste binerim düz de binerim demiş * *
    ···
  5. 80.
    +1
    Deli olduğu söylenen bir padişah ferman salmış dört bir yana.
    -"Eşeğimi güldürene bin altın vereceğim" diye. Ülkenin her köşesinden adaylar gelmiş uğraşmışlar, didinmişler ama bir türlü eşeği güldürmeyi başaramamışlar. En sonunda Nam-ı Kemal gelmiş eşeğin kulağına bir şeyler fısıldamış. Eşek başlamış kahkahalarla gülmeye. Nam-ı Kemal almış bin altını dönmüş evine. Eşek günler, haftalar hatta aylar geçtiği halde hala kahkahalarla gülmekteymiş. En sonunda padişah bir ferman daha yayınlatmış:
    -"Eşeğimi ağlatana ikibin altın" diye. Yine ülkenin dört bir tarafından adaylar gelmiş ama eşeği bir türlü ağlatamamışlar. En sonunda Nam-ı Kemal gelmiş.
    - Bizi eşekle yalnız bırakın, demiş. Ahırda geçen 1-2 dakikadan sonra eşek bağıra bağıra ağlamaya başlamış. Padişah ikibin altını verirken önce güldürmek, daha sonra ağlatmak için ne yaptığını sormuş. Cevap şöyle olmuş:
    - ilk gelişimde eşeğe "Benimki seninkinden büyük" dedim, eşek gülmeye başladı. ikinci gelişimde ise çıkartıp gösterdim...
    ···
  6. 81.
    0
    +pelinciğim sevişelimmi
    -ananla sevişsene
    ···
  7. 82.
    +2 -1
    Şapka satarak gecinen bir adamin yolu birgun bir ormana duşmuş... bi sure yurudukten sicaktan ve yorgunluktan bunalmiş, bir agacin altina oturmuş,
    Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş, ve uykuya dalmiş... Birkac Saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmiş.. bir de bakmiş ki yanindaki sepet bomboş, şapkalar gitmiş..!!
    Bir de kafasini kaldirip agaca bakmiş ki, agacin dallarinda bi suru maymun, herburak birinin kafasinda adamin şapkalari... adam duşunmeye başlamiş:
    "Ben şimdi napicam, şapkalari bu maymunlardan nasil alicam... ?"..
    Duşunceli bi şekilde kafasini kaşirken bi bakmiş maymunlarda adamin taklidini yapiyolar kafalarini kaşiyolar... adam ellerini havaya kaldirmiş , maymunlar da aynisini yapmişlar.. derken adam napicagini bulmuş.. kendi başindaki şapkasini cikartip yere atmiş, tabi maymunlar da kafalarindaki şapkalari hemen yere atmişlar.. adam boylece butun şapkalari toplayip sepetine koymuş...
    Aradan 50 yil gecmiş... artik adamin bir torunu varmiş, o da dedesi gibi şapka saticisi olmuş... gunlerden birgun onun da yolu ayni ormana duşmuş. Hava yine cok sicakmiş ve genc adam bir agacin altina oturmuş, şapkalarla dolu sepetini yanina koymuş ve uykuya dalmiş... bir saat sonra uyanmiş bir de bakmiş sepetin icinde şapkalar yok!!!.. derken tuhaf sesler duymuş bir de kafasini kaldirmiş ki agacin ustunde bi suru maymun, hepsinin kafasinda birer şapka... adam duşunmuş:
    "Dedem yillar once bana bir hikaye anlatmişti... napicagimi cok iyi biliyorum...
    "Adam kafasini kaşimaya başlamış, maymunlar da aynisini yapmişlar... adam ellerini havaya kaldirmiş, maymunlar da ellerini kaldirmiş... ve adam gulumseyerek kendi başindaki şapkayi cikarmiş yere firlatmiş. o anda maymunlardan biri agactan inmiş , adamin yere attigi şapkayi kapmiş, adama da bi tokat atmişve :
    "Sadece senin mi deden var lan !..??"
    ···
  8. 83.
    +1
    @1 git ekşiden oku amk ekşide var o fıkranın aynısı
    ···
  9. 84.
    +5 -6
    Erbakan ölmüş ve cennete gitmiş..
    meleklerin karşısında cennetin kapısında dururken arkasında
    saatlerle dolu çok büyük bir kapı görmüş ve sormuş:

    -Bu saatler ne böyle?' melekler cevap vermiş:

    -Bunlar yalan saatleri. Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardır.
    Her yalan söylediğinde saatteki ibre hareket eder.'

    Erbakan
    -Ooo, peki bu kimin saati?'

    -Bu ATATÜRK ün saati.. ibre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş.

    -inanılmaz' demiş Erbakan.

    -Peki bu kimin saati?' melekler cevap vermiş:

    -Bu ismet inönü'nün saati. ibre iki kez hareket etti, yani inönü tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi... '
    En sonunda Erbakan dayanamamış ve sormuş:

    -Peki Tayyibin saati nerede??'

    -Tayyibin saati Hz.muhafazidin ofisinde, Hz.muhafazid efendimiz onu vantilatör olarak kullanıyor..'
    ···
  10. 85.
    +1 -1
    bi gün lazla abaza hırsızlık yapıyolarmış , jandarma bunları enselemiş almış kadıya zütürmüş ,kadı sormuş n eyaptınız diye abaza başlamış valla çok ihtiyacımız vardı açtık zart zurt derken itiraf etmiş suçu , laz uyanık valla ben bişi yapmadım bu abaza beni kanırdı ben sadece kapıda bekledim falan diye satmış bunu kadıda komutana dönmüş abazayı asın lazı gibin almış komutan bunları ceza için zütürüyo abazayı ter basmış pabuç pahalı asılacak korkmuş komutana dönmüş demiş KOMUTAN ŞAŞIRAMAYASIN ONU ASIYOSUN BENi gibiYOSUN
    ···
  11. 86.
    +7 -1
    tavşan ormanda koşarken bir tilkiye rastlamış. bakmış tilki sigara içiyor. demiş;
    -tilki kardeş, ne pis bişey o öyle. bak hava ne güzel. orman ne güzel. gel beraber koşalım.
    tilki tamam demiş başlamışlar beraber koşmaya. biraz gittikten sonra çakala rastlamışlar. çakal da bi poşete uhuyu sıkmış çekmeye hazırlanıyormuş. tavşan bu sefer çakala yaklaşmış;
    -çakal kardeş yapma böyle. çok kötü bişey o. gel beraber güzel ormanımızda koşalım.
    neyse çakal da katılmış bunlara. biraz daha koştuktan sonra sırtlana rastlamışlar. sırtlan da cigaralığı sarmış içerken tavşan buna da yaklaşıp;
    -sırtlan kardeş, at o pis şeyi elinden. gel sen de katıl bizlere beraber ormanda koşalım.
    sırtlan da katılmış bunlara koşmaya başlamışlar. az ilerde aslanı görmüşler. aslan tam damardan eroini alacakken tavşan yaklaşmış;
    -aslan kardeş çok kötü bişey o. gel sen de katıl bizlere hep beraber ormanda koşalım.
    aslan şöyle bi kafasın kaldırmış ve bi pençe koymuş tavşana. sormuşlar;
    - ne yaptın aslan! niye vurdun ona??
    aslan demiş;
    -bu dıbına kodumunun çocuğu ne zaman bi ex atsa, bütün ormanı peşinden koşturuyo
    ···
  12. 87.
    0
    @21 verdim şükünü bin
    ···
  13. 88.
    +2
    nasrettin hoca bigün gölün kenarında yoğurt yiyomuş.onu gören vatandaşın biri yanına yaklaşmış ve hoca hoca,sen burda oturmuş yoğurt yiyosun ama aylardan ramazan.sen oruç tutmazmısın demiş. nasrettin hoca kaldırmış kafasını, bakmış adama ve demiş ki ya tutarsam?
    ···
  14. 89.
    0
    @20 yardın bni amk.
    ···
  15. 90.
    0
    ···
  16. 91.
    +2
    padişah hiç uyuyamıyormuş, 1 ay olmuş 2 ay olmuş uyuyamıyormuş. Daha sonra birgün tam uykuya daldığında sarayın önünden erik satan bi eleman geçiyormuş bağıra bağıra. Tabi padişah deli gibi sinirlenmiş yaverine emir vermiş
    "Getirin o erik satan ipneyi bana" diye.

    Getirmişler. Ve padişah erikleri adamın zütüne tek tek sokarken adam sürekli gülüyormuş, her sokuşunda biraz daha gülüyormuş adam.

    Ve padişah dayananamış sormuş:
    " Be dıbına kodugum zütüne erik sokuyorum neden gülüyorsun"

    Adamın cevabı ise:
    " Yok padişahım zütüme erik sokuyonuz diye gülmüyorum, arkadan karpuzcu geliyor ben onu düşünüyorum" demiş.
    ···
  17. 92.
    0
    jinekoloğun biri hastasıyla beraber olurken artık ona sürekli aynı şeyleri yapmaktan sıkıldığını ve daha fazla heyecan istediğini söylemiş. kadın da adama hayhay demiş nasıl bir şey istersin?
    - seni kocanın gözleri önünde gibmek istiyorum.
    - iyi de nasıl?
    - şimdi bak sen benim dediklerimi aynen yap. planını anlatır.

    kadının evinde:

    - kocacıııııım beni deniz kıyısına zütürür müsün?
    - tabi zütürürüm karıcım.

    sahilde kadın bacaklarını açmış yere oturur pozisyondayken kocası balık tutuyor..

    - aaaah! içime yengeç kaçtı kocacım!
    - ne ne ? nasıl napıcaz?
    - aaah jinekoloğuma gidelim
    - gidelim..

    doktor adamla, muayenehanedeki kadının durumunu konuşuyor..

    - beyefendi bu çok tehlikeli bir vaka.
    - yapacak bir şeyler olmalı doktor!
    - bir seçim yapmanız lazım. ya ameliyata alınacak ki ameliyat sonrasında bir daha karınızla ilişkiye giremezsiniz ya da kocası olarak siz gidip penisinizle yengeci yakalayacaksınız.
    - tamam da nasıl olacak o?
    - penisinizi karınızın vajinasına sokup yengecin penisinizi kıskacıyla yakalamasını bekleyeceksiniz ve yakaladığı gibi onu dışarı çekiceksiniz. tabii penisinizin kopma ihtimali de yüksek bir ihtimal..
    - hımmmmmm (bayağı bi uzun süre).. sen doktor değil misin kardeşim sen yap.. tıpta ayıp yoktur..
    - siz bilirsiniz beyefendi. dilerseniz hastanın durumunu camdan takip edebilirsiniz.

    tedavi sırasında.. doktor kadının arkasına geçmiştir. ilk birleşmede doktor biraz içeride bekledikten sonra acı bir bağırışla adama dönüp tuttu tuttu der.. adam sevinir tabii..

    - e hadi çıkar dışarı.
    - çıkarıyoruuummm (dikkatli bir şekilde)... bıraktı (adama dönerek)
    - hay allah
    - tutttuuu!... bıraktııı.
    - ... (bir aşağı bir yukarı yürüyerek sigara içiyor)
    - tutt.. bıraktıı.
    - ...

    iş artık iyice çığrından çıkmıştır. adam bağırıyor.. kadın bağırıyor.. tuttu bıraktı tuttu bıraktı iyice hızlanır.

    - tuttuuu bıraktıııı
    - ulan! yeteeer!
    - tuttuu laaaaaaaaaaaaaan. ıııaaah!
    - boşal da boğulsun bari pekekent! doktoooooor!!!
    ···
  18. 93.
    +1
    Bir lisede öğretmen, bir kız öğrencisine tip tip bakıyormuş. Kız bunu farketmiş ve şöyle demiş;

    - Hocam neden bana bakıyorsunuz, kendimi tren gibi hissettim.

    Kız lafı koyduğunu düşünmüş, arkadaşları "vay be hocayı öküz yerine koydu" diye düşünmüşler ve öğretmenden yanıt gelmiş;

    - Bana da günde 300-400 kişi binse ben de kendimi tren gibi hissederdim.
    ···
  19. 94.
    0
    wilson çivileri isminde bir çivi markası, satışlar kesat olunca insanların ilgisini çekecek bir reklam yapmaya karar verir. ama reklam sıradan olmamalıdır. genel müdür hemen fikirleri ister. satıştan sorumlu kişi;
    - efendim bir adam var tanıdığım. biraz dinine bağlı yalnız çok orjinal ve ilgi çekici fikirler üretebiliyor. ne derseniz harfiyen uyar.
    genel müdür düşündükten sonra bu teklife sıcak bakar. biraz dinci olmakta ne zarar vardır ki?

    ertesi gün reklam senaristi çağrılır, ekip kurulur. bir hafta müddet verilir. "çekim bittikten sonra bana izletin" der müdür.

    bir hafta sonra senarist çektiği reklamın kasediyle genel müdüre gider.
    ekranda yüzlerce roma askeri belirir. kamera bu kalabalığa yaklaştıkça kalabalık yarılır ve ekrana çarmıha gerilen isa gelir. çarmıha gelenlerden biri kameraya döner "wilson çivileri, çok sağlam" deyip gülümser.

    genel müdür kaset bitince çıkarıp fırlatır. "bu ne rezalet! çarmıh falan istemiyorum kardeşim ben reklamımda! çivi reklamı bu çivii!" der. senariste bir hafta daha müddet varilir.

    ertesi hafta elinde başka bir kasetle çıkagelen senarist, "bu kez çarmıh yok efendim" diyerek genel müdürde merak uyandırır.

    bu kez filmde onbinlerce roma askeri eifel kulesi etrafında toplanmıştır. kamera kuş bakışı çekmektedir. kuleye yaklaşınca roma askerlerinden birkaçının isayı eifel kulesine çiviledikleri görülür. askerlerden içi kameraya döner "wilson çivileri, en sağlam metalde bile etkili" der.

    genel müdür sinirden çıldıracak duruma gelir. zira onca masraf boşa gitmiştir. "yahu zeki dedik aldık angut herif! ben çivi reklamında çarmıha gerilen isa is-te-mi-yo-rum!" diye kükrer. senariste son bir hafta verilir.

    son hafta senarist kasedi getirir ve der ki "efendim çarmıha gerilen isa yok bu filmde" müdür tedirgin şekilde kasedi koyar, izlemeye başlar

    ekranda uzun saçlı, sakallı, her tarafı yara bele dolu bir adam var gücüyle koşmaktadır. biraz sonra arkasından yüzbinlerce roma askerinin koştuğu görülür. kamera, askerlerden birine zoomlar. asker kameraya dönerek der ki:

    "wilson çivilerini kullansaydık böyle olmayacaktı!"

    ---

    iki arkadaş dağa tırmanıyormuş. bunlardan biri kekemeymiş. kekeme olan "'çaçaçaça.." demeye başlamış. diğeri bunun üzerine "sus, sus yukarı çıkınca söylersin" demiş. yukarı çıktıkları zaman kekemeye sormuş; "ne var?" kekeme "çaçaçaçaçaççaçadırları aşağıda unuttum!" demiş. böylece diğeri "hadi iniyoruz" demiş. yine kekeme "şaşaşaşaşa.." diye kekelemeye başlamış. ama diğeri onu yine susturarak "aşağıda söylersin." demiş. aşağı indikleri zaman diğeri sormuş: "ne var?" kekeme cevap vermiş: "eeee... şaşaşaşaka yayayaptımmmmm!"

    ---

    temel ve dursun trabzon - izmir uçağı'ndaymış. bir süre sonra uçağın motorlarından biri yanmış. kaptan pilottan anons gelmiş "bagajlarınızı boşaltırsak uçak güvenli bir şekilde inecektir".
    herkes onay vermiş tabi.
    ancak yetmemiş. uçak hala irtifa kaybediyor. kaptan pilot anons yapmış "sadece 10 dakika yolumuz kaldı. şimdi hepiniz koltuğunuzun üstündeki bagaj yerleştirdiğiniz bölüme tutunun. uçağın alt kısmını söküp aşağı atmamız lazım"
    herkes tutunmuş.
    son üç dakika kala bir anons daha "içinizden iki gönüllü lazım atlayıp diğerlerinin hayatını kurtaracak"
    temel'le dursun birbirine hınzırca göz kırparak aynı anda bağırmışlar "biz ellerimizi bırakıyoruz!"
    bunun üzerine bütün trabzonlular deli gibi alkışlamaya başlamışlar...

    kalan yolcular düşünce telem dursuna dönmüş "ula dursun bi biz kurtulduk! çak!" demiş

    ve ikisi de ellerini havaya kaldırıp birbirlerinin ellerine vurmuşlar...
    Tümünü Göster
    ···
  20. 95.
    -1
    uludagdan başlık çalma binozki
    ···