sözlüğün en etkileyici hikayesi olacağından eminim. şimdiden ön koltuklardan yerinizi kapın. bu hikayede herşey var: mizah, dram, trajedi, aşk, intihar ve uzun uzun yollar. Çünkü bu benim sıradışı hayat hikayem.

5 kişi toplaşınca başlıyorum.

herşey kıbrısta başladı beyler. öss'den sonra kıbrısta özel bi üninin burslu mühendisliklerinden birini kazandım. ailecek paramızda var denemez. içimde garip bir heyecan gittik okula kaydolduk, okuldaki yurda kaydolduk. zamanla dersler başladı. odada 4 kişiydik ve ikisinden ciddi şekilde rahatsızdım neden olduğu bir sonraki entryde geliyor.

diğer oğlanlara ad verelim. deniz, özhan ve barış olsun. deniz çapkın bi binti genelde kızların evinde kalırdı yüzünü pek görmezdik. özhanın ciddi pgibolojik sorunları vardı, sabahın 4 ünde kalkar bohem şarkılar dinler bazen kendi kendine konuşurdu. barış efsunlu bi tipti, millete fal bile bakardı kızlara. 3 harflileri oldugunu ima ederdi.

bunlarla 1 sene aynı odada yattım beyler ve neler neler yaşadık. denizle aram daha iyiydi. özhan bişiye üzülür noldu lan diye sordugumda senin yüzünden derdi amk. barışın zaten bakışlar bile garip.

bi gece uyumaya odaya girdiğimde barışın suratını töbe bismillah bi şekilde görüp korkudan bayıldığımda oldu.

bir gece odadayız yine özhanda yatağında gayet oturuyor gözler açık bildiğin uyanık gibi. şöyle bir diyalogumuz oldu.

arschimed: özhan lan uyumadın mı hala sen

özhan: yok abi uyutmadı beni . yatağın altında köpek var abi. onu kovsan uyurum.

benim orada bi terler boşandı sırttan zaten. özhan aslında uyuyor rüya görüyordu ama gayet uyanık ve gözleri açık görünümdeydi. gözleri bomboş ve cansız bakıyordu. kendimi topladım ve bi şi yok yatakta yat dedim öylece yattı.

bu tipler arasında okula gidip derslere giriyordum. kıbrısın binleride üni öğrencileride genelde zengindir abi. clup clup gezer check in olurlar sende kampüste çürürsün. çünkü ulaşım bile yok taksi parası en az 100 lira.
neyse yavaş yavaş alışıyordum alışmak zorundaydım eve çıkacak param yoktu. denizle karı muhabbeti dönüyordu o odada olunca seviniyordum amk. alışverişe çıkardık arada onunla yolda bi bira çakardık keyifli olurdu. yine öyle bi günde odadakilerin geyiğini yaparken deniz ister misin şimdi kapıdan bi giriyomusuz barış mumları yakmış ayin yapıyormuş dedi. güldük tabi. biraz yürüyüşten sonra odaya vardık. kapıyı açtım. kanımız dondu. barış onlarca mumu yakmış şalvarımsı bi şi giymiş , alnına değişik bi şekil çizmiş bi şiler okuyordu. korkudan sıçtık oraya bize öyle bir bakış fırlattı ki hiç bir şey demeden.

böyle olaylar birikince denizde bende iyiden huylanmaya başladık. denizin o ara düzenli takıldığı zengin bebesi bi hatun vardı. büyükçe bir evde yaşıyordu dereboyu caddesine yakın. deniz artık neredeyse hiç odaya gelmiyordu orada takılıyordu. haklıydı oğlan benimde öyle bi şansım olsa da kaçsaydım keşke. arada onlarda ya da başka arkadaşların evlerinde kalıyordum fırsat buldukça. yurt müdürü desen dalyarağın biriydi odamı değiştirmedi ne desem.

neyse beyler gel zaman git zaman barışta sık sık dışarı çıkmaya başladı. o tiple nasıl yapıyorsa zengin kızları kendine aşık ediyordu bin. sanki o karıymışçasına odaya pahalı pahalı hediyeler gelirdi. simsiyah şeytani gözleri vardı korkardım abi. pek konuşmazdık zaten. dönemin son aylarında özhanla ben odadaydık genelde. özhan ise anlamadığım şekilde bana yavşıyordu. yani on senelik kankaymışız gibi. en azından barış gibi değil sadece pgibolojisi bozuk diye düşündüğümden bende idare ettim. deniz yok diye sıkılıyordum zaten özhanla takıldık . gayet iyiydi, güleryüzler, bana not vermeler fln. ( aynı bölümdeydik.) ama tabi bunun altında yatan bi sebep varmış ben saflığımdan sonra öğrendim.

özhan duygusal bohem bi tipti. birini sever söyleyemez sonra kendini kahrederdi mal gibi. ezikti kısacası. bi gün bira içiyoruz gibindirik bi köy barında bana açıldı. okulda benim liseden tanıdıgım bi hatun vardı iyi bi kızdı. ondan hoşlanıyormuş bizimki. o an bana olan değişken tavırlarının sebebini anladım. üzülme olum ayarlarız dedim. sevindi delicesine. o günden sonraki haftasonu kıza buluşalım mı dedim eskilerden konuşuruz o da sağolsun tabi dedi geldi. ben buluşmaya özhan ile gittim.

özhanın üzerine sümüğünü at yapışmazdı amk. kızda havalı bi tipti ama liseden beridir tanırım yumuşak kalpliydi kıramazdı kimseyi kolay kolay. resmen benim hatrıma çıktı özhanla. özhanda çok fakirdi amk yani biz öyle sanıyormuşuz. hıyara kıyafetlerimi giysin diye izinde verirdim. neyse, kızla çıkmaya başladığından beri bana karşı çok iyi olan özhan bi anda değişmişti. ben odaya girince hemen dışarı çıkıyor kapıları yüzüme çarpıyordu. içimden amcığa bak diyordum anlayamıyordum.

sorun nedir diye sordurmuyordu bile bende odada o yokmuş gibi davranmaya başladım mecburen. çok uzatmıyım beyler kız buna 10 gün dayanabildi zaten. bu yine eski triplerine geri döndü fln gibimde değildi zaten haziran tatiline iki hafta fln kalmıştı artık. yavaştan depolardan eşyalar çıkıyordu bavul yapıyorduk. özhan bavul yaparken şok geçirdim amk. binin en az on çift orijinal marka ayakkabısı vardı benim ayakkabıların biri bile marka değil amk. depodan çıkardı bavula koydu hiç bi şi yokmuş gibi. bir sene boyunca hergün çok fakirimi oynadı amcık.

hikayenin esas kısımlarına 2. seneye geliyoruz beyler.

2. sene farklı bi yurda geçtim iki kişi kalacaktık. bir kişi bi sorun olmaz diye düşünüp seviniyordum. bu arada yeni bir kanka edinmiştim, deniz hala aynı hatunlaydı arada karşılaşıyorduk sadece. kankam mert yan odamda kalıyordu. oda arkadaşımın can çok iyi bi oğlandı. okuldaki ilk senesi yeni kayıt olmuş, yakışıklı, kültürlü ve çok zekiydi. iyi anlaştık binle herşey yolunda gibiydi ama sadece on gün birlikteydik ve onuncu gün kanla bitti.

can ben mert bizim odanın balkonunda oturur sigara tüttürür muhabbet ederdik hoş olurdu. odalar 2. kat ve yanyana zaten. canın okuduğu kitaplar izlediği filmler bizi aşardı. oğlan yazılımcıydı zaten. her cümlesi çok doluydu pek severdik. bana arada isviçrede okuyan kız arkadaşından bahsederdi, ne kadar özlediğinden.

bi haftasonu bizim deniz çağırdı gel bahçede mangal yapıcaz diye bende gittim amk. can odada tekti selamlaşıp çıktım gece gelcen mi dedi gelirim mert yanda zaten sıkılırsan dedim. tamam dedi. gittim yedim içtim gece 3 gibi odaya döndüm beyler. kapıyı açtım. uyudugumuz odaya girdim ve kalakaldım. can yatakta sırtüstü kafası aşağı doğru yatıyordu. gözbebekleri küçücük kalmıştı kıpkırmızıydı ağzı açık boşluğa bakıyordu.

arschimed: can noldu lan can iyi misin ?
can: abii sevgilim ölmüş abii mervem ölmüş
arschimed: nasıl yani oğlum nolmuş nasıll?
can: abi aradılar polisler aradılar ankara eskişehir yolunda trafik kazası geçirmiş.

ben şok tabi. çok üzüldüm. sarıldım ayağa kaldırdım zar zor. su getirdim fln. abi kalk doktora zütüreyim seni bi sakinleştirici versinler dediğim an kafama bardağı yedim. gözleri sinirle parladı. bende şokta diye bi şi demedim. ne yapacağımı bilemeyip merti çağırdım.

mert uyuyormuş bin haberi alınca birden ayaklandı geldi sağolsun.

mert: can abi başın sağolsun nasıl olmuş
can: abi ankarada kaza yapmış. ben bittim ben yandım mervem gitti
mert : tamam abi sakin ol sen şu telefonunu ver bakalım.

candan telefonunu aldık yatağa yatırdık. mert içeri gel diye el işareti çaktı bana . diğer odaya geçtik mert ile.

mert: abi son arayanlara baktım en son 3 gün önce annem diye arama var başka yok. ayrıca bana sevgilisini melis diye anlattı ve kız ingilterede okuyor dedi. merve ve ankara ne alaka amk

can: abi bana da merve ve isviçrede diye anlattı nasıl yani amk.

o an baya bi beyin amcıklaması yaşadık beyler.

neyse içeri geçtik mert mal bir şekilde

mert: abi biz aramalara baktık da öyle bi şi yok sen rüya fln mı gördün acaba

tabi can sinirle havaya fırladı, hayır aradılar fln. neyse biz sevgilim diye kaydetmiş oldugu numarayı aramaya karar verdik. telefonun karşısındaki ses böyle bir numara yok dedi.

biz iyiden tırstık beyler. ailesini arıyalım dedik. annem diye kayıtlı numarayı aradık . canın ana baba doktor bu arada normalde ankara bilkentte yaşıyorlar. kadın uykulu bir şekilde açtı biz olayı anlattık kadın hiç şaşırmadı bana verin onu dedi umarsızca. hoparlörden duyduk konuşma şöyle.

anne: canım nooldu bebeğim
can: annee merve ölmüş anne trafik kazası olmuş ben ölmek istiyorum
anne: canım benim olaydan haberim var hastanedeyim şuan mervenin kolu kırılmış sadece ben ilgileniyorum, yarın sabah olsun seni arar o zaten annem meraklanma
can : anneciğim gerçekten mi ? çok sevindim. yarın akşam yanına gelicem söyle onu çok seviyorum.

ve can sakinleşti.

anlayacağınız üzere gerçekte bir sevgili yok. ve ana baba çocuklarının hastalığından haberdarlar ve giblemiyorlar parayla ülke dışına göndermişler. neyse biz canı yatırdık mertin odaya geçtik sabah 6 gibi sinirler yıprandı az uzak kalalım dedik. mertin odaya bi girdik abi mertin karyolasının baş kısmında söndürülmüş sigaralar var. mert sigara içmez oda arkadaşı da okulu bıraktığından tek takılıyor bin. can ise baca gibi içer. kriz geçirirken beni bulamamış balkondan balkona geçmiş mert uyurken başında 3 sigara içmiş. bunu anlayınca daha bi gerildik.