-
1.
+4Etraftaki insanların meraklı bakışları arasında gözlerimi açtım. Bacaklarımda, başımda ve vücudumda dayanılmaz derecede acı hissediyordum. Sokağın başından gelen ambulansın sesini duydum ve gelir gelmez beni sedyeye aldılar, ambulansa bindirdiler. Vücudumdaki ağrıyan yerleri ve bir şeye alerjim olup olmadığını sordular bende zor bir şekilde bacaklarım, başımın ve vücudumun ağrıdını söyledim, alerjim olmadığını ekledim.Bir kaç saniye sonra iğne yaptılar, yani son hatırladığım şey oydu.
-
2.
+3Uyandığımda başımdaki ağrı hala devam ediyordu. Kolumda serum ve vücudumda bir sürü kablo vardı. Uyandığımda bir hışımla kalkan 3 kişi gördüm ama hiçbirini tanımıyordum. Kalktığımı gördükten sonraki mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Yeşil gözlü,1.67 boylarında 20 yaş civarı bir kız,60 lı yaşlarda eski giyinimli karı-koca olduğunu düşündüğüm üç kişi.Ama ben söylediğim gibi tanımıyordum onları. Uyanır uyanmaz kız bana yavaşça sarıldı şükür uyandın, çok korktuk dedi. Karı-koca olduğunu düşündüğüm insanlarda benzeri şeyleri tekrarladılar. Ardından doktor geldi ve çok fazla darbe almışsınız fakat şanslı olmalısınız ki hemen bizi aramışlar dedi ve ekledibaşınıza çok fazla darbe almışsınız geçici bir hafıza kaybı yaşıyor olabilirsiniz sakın korkmayın.Şimdi anlamıştım neden o insanları tanımadığımı...
-
3.
+2Doktor gidince ben direk benim adım ne?diye sordum yaşlı amcaya. Neden ona sordum bilmiyorum daha yakın geldi o an belkide. ismimin Fatih olduğunu söyledi. Peki siz benim neyim oluyorsunuz diye sordum.Biz senin annen ve babanız buda senin nişanlın dedi. Gerçi o an bana ne deseler inanırdım ya.isimlerini sordum babamın ismi Aydın, annemin ismi Ayşe, nişanlımın ismide Yağmurmuş.O an kendimi denizin ortasına atılmış gibi hissediyorum, düşünsenize isminizi bile bilmiyorsunuz. Yüzümün düştüğünü farkeden nişanlım bana yine yavaşça sarıldı ve biz buradayız mesajı vermeye çalıştı. Peki ben nasıl bu hale geldim, anlatır mısınız? dedim. Onlarda tam olarak bilmediklerini ama görenlerin benim 5-6 kişilik bir gruptan ben bayılana kadar dayak yediğimi ve ben bayılınca kaçtıklarını söylediler.Şimdide bu çıkmıştı acaba neden beni dövmüşlerdi,bu kadar acımasızca?
-
4.
+2iyi geceler. Okuyorsanız okuduğunuzu belli ederseniz sevinirim. Saygılar..
-
5.
+2Birkaç gün sonra hastaneden çıkış işlemleri tamamlandı, annem ve babamla eve döndük.3 katlı binanın bodrum katında oturuyorduk. Annem ve babam binanın işleriyle uğraşıyorlardı yani bir nevi kapıcılık. Annem beni yatağıma yatırdı ve ardından kapı çaldı.1.70 boylarında esmer bir tip yatağın köşesine oturdu ve bana kardeşim benim çok korkuttun bizi dedi.Üstü kir içinde ve buram buram alkol kokuyordu. Kardeşimden bahsetmemişlerdi her ne kadar alkolik olduğunu düşünsemde kardeşim olduğunu bilmek sevindiriciydi. Ardından annem yemeğimi yatağıma getirdi ve Emrah senin yemeğin içerde sen içeride yiyeceksin dedi. Emrah gidince annem baş ucuma oturdu Buda kardeşin olacak herif dedi, hazır unutmuşken böyle bir kardeşin olduğunu söylemek istemedim dedi ve güldük.O günden beri ilk defa gülmüştüm.Ama kafamda hala bir sürü soru vardı ama iyileşince her şeyi yavaş yavaş anlayacaktım. Hatta beklemediğim şeyleri...
-
6.
+22 haftaya kadar artık kendi başıma tuvalete gidebiliyor ve yıkanabiliyordum. insanın parazit gibi yaşaması ne kadar zor tahmin bile edemezsiniz. Babam sabahları apartmanın siparişlerini dağıtıyor, annemde apartmanın temizliği ile ilgileniyordu.2 hafta süresince nişanlım hergün geldi ve hafiften hoşlanmaya başlamıştım belki önceden ona aşıktım ama. Emrah gece geç geliyor ve yanımdaki yer yatağında sızıyordu annemin neden ona böyle davrandığını yavaş yavaş anlıyordum.Hem çalışmıyor hemde kazanılan azıcık parayıda alkole yatırıyordu. Artık evde dolaşıyor ve yavaş yavaş anneme babama yardım etmeye başlamıştım. Birgün Emrah'ı yatak odasında annemin sakladığı paraları araklarken yakaladım ve ardından dışarı çıktı bende ardından çıktım.
Ben:Emrah bu yaptığın yakışıyor mu sana
Emrah:Sana mı sorucam neyin yakıştığını ***.
Dedi ve uzaklaştı.Bu Emrahtanda ileride bir şeyler çıkacaktı hissediyordum. -
7.
+3Biraz mahalleyi dolaşmak ve 2 haftadır yatıyor olmanın hamlığını atmak için montumu alıp dışarı çıktım. Telefonum yoktu ve yağmurun evini bilmediğim için onunla dolaşmaya niyetlensemde yanına gidemedim. Sokakta oynayan çocuklar vardı, yanlarından geçtim fakat hiçbiri beni tanımıyordu bu bana biraz garip gelmişti çünkü uzun zamandır burada oturduğumuzu söylemişti annem. Kahveye gittim oturdum millete selam verdim, selam aldılar fakat onlarında beni tanımadığını düşündüm.Çayımı içip biraz daha dolaştım eve doğru giderken bizim apartmanın önünde son model bir Mercedes gördüm. Babam arkasından el sallıyor annem ise su döküyordu. Yanlarına gittim kimdi o diye sordum. Babam,annemin yıllarca onların hasta çocuğuna baktığını çocuk vefat edince annemin işi bıraktığını ve Ankaraya gelmişken onlarıda ziyarete geldiğini söyledi. içimden vay be dedim, demek ki hala böyle insanlar var. içeri geçtik, yemek yedik. Emrah yine gelmemişti akşam yemeğine, babam yemekten sonra keyif sigarasını yakarken pekekent yine gelmedi dedi, annemde onu desteklerce kafasını salladı. Birkaç saat sonra uyudum. Gece feryatlarla ve itfaiyenin sesiyle uyandım.Her yer duman içerisindeydi.
-
8.
+2Yataktan bir süre kalkamadım şoka girmiştim resmen. Annemin feryatlarıyla kendime geldim neredeyse bütün ev alev alev yanıyordu.Öksürüğe boğulmuştum kendimi çok çaresiz hissettim ama bütün ailem hayatı bana bağlıydı. Kardeşimi yanan perdenin kenarında kafası kanarken yarı baygın buldum.Her ne kadar şerefsiz alkoliğin tekide olsa kardeşimdi. Kapıya yakın olduğu için zorda olsa kucakladım.O kadar çok duman vardı ki kapıyı bile bulamadım bir süre. Ardından kapı kırıldı içeri itfaiye erleri girdi. Hemen îkimizi çıkarttılar dışarı, içeri tekrar girmeye çalıştım ama sokmadılar. Ağlıyorum,annem babam içeride belkide cayır cayır yanıyordu ve ben bir b*k yapamıyordum. Birkaç dakika sonra annemi çıkarttılar dışarı, hemen yanına koştum nefes almakta zorlanıyordu sadece iyi sayılırdı. Uzun bir süre geçmesine rağmen babam hala çıkmamıştı. Belkide o an bana çok uzun gelmişti bilemiyorum. Babamı çıkarttıklarında ölü gibiydi ve ben ağlamaktan başka bir şey yapamıyordum. Ardından başım dönmeye başladı.
-
9.
+2Uyandığımda yine hastanedeydim. içimden küfür ettim yine mi ***.Ardından bağırdım hemşire, doktor!Koşarak hemşire içeri girdi, beyefendi strese girmiş ve bayılmışsınız. Annem,babam, kardeşim nerede başlatma şimdi *** dedim. Anneniz ve kardeşiniz uyandı babanızı müşaide altına aldık durumu biraz kritik dedi.O an dünya başıma yıkıldı. Hafızamı kaybetmiştim şimdide babamı kaybedemezdim. Kalkmaya çalıştım, hemşire doktor kontrol etmeden olmaz dedi.Çabuk çağır şu doktoru diye bağırdım kadına.O an tek düşündüğüm ailemdi kimseyi düşünecek halde değildim, kendimi bile. Doktor geldi kontrol etti vs.Yine başım ağrıyordu, kapıdan çıktım ve hemşireye babamın odası nerede dedim. Hemşireyle beraber gittik. Annem ve Emrah orada duruyordu. ikisinede sarıldım, gözlerim dolmuştu. Babama camın arkasından bakabiliyorduk sadece. Kalacak yerimizde yoktu ve hastanenin masraflarıda cabası. Acilen para ve kalacak yer bulmam gerekiyordu. Doktora gidip babamın ne kadar bu durumda kalacağını sordum.Oda en az bir hafta daha burada kalacağını söyledi. Vezneye gidip ne kadar tutabileceğini öğrenmeye çalıştım. Veznedar bana borcunuz ödendi beyefendi dedim. Ulan kim ödemişti bu borcu?
-
-
1.
+1Kesin mercedesli reyiz ödedi
-
1.
-
10.
+1Annem ve Emrahın yanına döndüm. Anne birisi hastane masraflarını ödemiş dedim. ikiside şaşırmamıştı. Biliyorum,haberim var dedi. Zaten bir benim haberim yoktu hiçbir şeyden. Peki kim ödedi dedim.Bir aile dostumuz ödedi dedi. Peki şimdi nerede kalıcaz anne ödeyen kişi onuda düşünmüş mü bari dedim sinirlenerek.Çünkü aileme bakamıyordum ve bu bana çok koyuyordu. Hiç beklemediğim şekilde annem evet onlar bize iş ve kalacak yer ayarlayacaklar dedi. Fakat iş istanbulda diye ekledi. Nereden çıkmıştı şimdi bu.Anneme Ankaranın suyu mu çıktı dedim. Bana bir dinle beni dedi ve ekledi burada aç kalmayacak kadar kazanıyorduk, orada güzel bir malikanede yine yaptığımız işi yapıcaz ve iyide para alıcaz dedi.ilk başta sinirlensemde mantıklı geldi. Anne peki Yağmur dedim,o ne olacak? Oğlum Yağmur artık buralarda değil dedi.O an dondum kaldım. Nasıl yani,ne demek o?
-
11.
+2Yağmur seni terketti ve bir adamla kaçtı dedi. Aaaann an ne diyerek kekeledim. Yağmur senin son durumunlarından sonra kendini kötü hissediyordu, önceden siz hergün gezerdiniz,o seni çok seviyordu ve bir sürü şey söyledi dinlememiştim gitti lafından sonra söylediklerinin bir önemi yoktu çünkü. Sadece kimle diyebildim, önceyi hatırlamadığım için ondan sadece hoşlanıyordum nişanlım olması yüzünden belkide zorunda hissediyordum kendimi. Baya zengin bir adamın onu uzun süredir istediğini ve ailesinin ona baskı yaptığını son olaylardan sonra her şeyi herkesi bırakıp kaçmak istediğini ve o adamla yurt dışına gittiğini söyledi.O an daha önemli şeyler ardı o yüzden fazla üstünde durmamaya ve güçlü olmaya çalıştım, ailem bir kızdan daha önemliydi sonuçta.1,5 hafta sonra babam sağ salim taburcu oldu.O süre zarfında annem ve Emrah istanbula gidip yerleştiler ama ben babamın çıkmasını bekledim. Bütün eşyalarımız yandığı için iki parça alışveriş yapıp otobüse bindik. Molada babam, oğlum benim zamanım geliyor, annen ve Emrah sana emanet dedi. Birşey demedim sarıldım sadece baba hayat bu belki ben ölürüm baksana her hafta hastanedeyim maşallah dedim gülüştük ve yolcular otobüse binmeye başladı.
-
12.
+1Beyler fark ettiyseniz şuku yada başka bir şey beklemiyorum.Ama en azından emeğe saygı olarak okuduğunuzu belli ederseniz ve ekgib gördüğünüz yerleri vs yorum yaparsanız sevinirim. Saygılar...
-
13.
+2Muavin kek ve kahve servisi yaptı. Durumumuzdan dolayı çok iyi beslenemiyordum, yani protein alamıyordum bu yüzdende cılız biriydim. hastaneden beri hiç kendime adam akıllı dikkat etmemiştim. Otobüsten indik sora sora gideceğimiz yere vardık. Babam ve benim tepkilerimiz aynıydı tahminimce karşımızda büyük siyah kapılı, güvenlikli, bembeyaz bir köşk vardı. Bahçedeki havuz beni biraz korkutmuştu içgüdüsel olarak galiba yüzme bilmediğimi hatırladım o an bu zamana kadar hatırladığım tek şey buydu galiba. Bahçedeki garaj kapısı açık olan garajın içinde AUDi A6 yı görünce ağzımın suları akmıştı. içimden bir gün sende binersin belki dedim ve yine galiba yüzüm düştüki babam üzülme oğlum çok laf yalansız çok mal haramsız olmaz dedi, yani bir nevi züürt tesellisi verdi. Evin kapısını annem açtı, sarıldık.Emrah nerede dedim taksiye çıktı dedi. Emrahın işe başlamasına sevinmiştim, adam olmaya başlamıştı sonunda. Gerçekten istanbul değiştiriyor diye düşündüm insanı kimini iyi kimini kötü şekilde. Ardından ev sahibesi ve sahibi hoşgeldiniz tarzında bir şeyler söylediler.Çok havalı tiplerdi.Ev sahibesi bir kadına göre uzun ve yaşına göre alımlıydı,ev sahibi ise yani patron gözlüklü, şişko bürokrat tipli birine benziyordu. Ardından merdivenlerden kızı ve oğlu olduğunu tahmin ettiğim 2 kişi daha indi.
-
14.
+2Kızı gördüğümde içimden bu insansa biz neyiz demek geldi ama kendimi tuttum tabiki, oğlanda kaslı, zengin,havalı bir tipti. Aklıma annemle izlediğimiz diziler geldi. Dedim ulan hepsi mi aynı olur. insan 2 hafta evde olunca yapacak birşeyi olmuyor dizi izliyor tabiki. Bize malikanenin yanında üç odalı ve ayrıca tuvaleti olan ama odalar küçük bir yeri vermişlerdi. Babam bahçe ve evin tesisat işi ile ilgilenecekti bende araba sürmeyi hatırlayabilirsem ki 1-2 pratikten sonra hatırlayacağımı düşünüyordum şöförlük yapacaktım. Hayalim şimdiden gerçek olmuştu,A6 yı sürebilecektim. Emrah gece geç saatte geldi.O gün uyudum sabah kalktığımda havuzda patronun kızı yüzüyordu. Mart ayı yeni bitmişti hava yavaş yavaş ısınıyordu. Annem kahvaltıyı patronun isteğiyle bahçeye hazırlamıştı. Annem mutfağı ve çatal-kaşıkların yerimi tarif ettikten sonra gidip almamı istedi ve o babamı uyandırmak için bizim kaldığımız yere doğru gitti. Babam yorgundu normalde bu kadar uyumazdı. içeri geçip çatalları getirdikten sonra patronun kızının havuzdan çıkmaya niyetlendiğini gördüm. Sabah olduğu için rüzgar esiyordu ve kız benden havluyu uzatmamı istedi. Yanına zütürüp buyrun dedim ve kızın fiziğine bakakaldım galiba buda içgüdüsel bir olaydı. Kız durumu farketti bir şey mi oldu dedi. Hayır havuzda yılan varda sizi soktumu diye bakıyordum dedim. Kız korktu ve bağırarak hani nerde yılan ıyy falan dedi. Sonra bana komik mi diyerek bağırdı ve bidaha böyle saçma sapan bir haraketini görürsem gidersiniz bu evden bune terbiyesizlik dedi ve koşar adım eve doğru girdi. Halbuki ben sadece durumu çaktırmamak istemiştim ve böyle bir espri yaparsam ona baktığımı anlamaz hemde belki benden hoşlanır diye düşünmüştüm.Ama o güzel bedenin içinde bir EGO vardı işte.15 dakika sonra ev halkı kalktı ve kahvaltılarını bitirdikten sonra işe gittiler. Sadece patronun çocuları kaldı evde.iki saat arayla taksi çağırarak onlarda evden ayrıldı. Annem beni çağırdı, otur konuşalım dedi.
-
15.
+1Annemin yanına gittim, beraber bahçedeki hamağa oturduk. Karşımızda deniz ve orman yani hayatım boyunca sahip olamayacağım huzur vardı. Annem nasıl beğendin mi diye sordu. Bende beğendim ama evdekiler bir değişik dedim, gülüştük.Seni, senin geleceğin hakkında konuşmak için çağırdım dedi. Kardeşini biliyorsun ne zaman ne yapacağı belli değil, benim ve babanın bir ayağı çukurda, burada ne kadar kalabileceğimizde belli değil dedi.Bir şey diyemedim, hayatın kabul edemesekte bazı gerçekler vardı. Anne bunu zamanı gelince konuşuruz dedim, geçiştirdim.Anne isimlerini,ne iş yaptıklarını hiçbirşey bilmiyorum evdekiler hakkında biraz anlatır mısın dedim. Patronun adı Murad, patroniçenin adı Buketmiş. Kızın adı Melis, oğlanın adıda Efe. içimden öyle bir kızın adı Fatma olacak değil ya dedim. Patron ticaretle uğraşıyormuş, karısıda paraları yiyormuş. Anne sen bu kadar şeyi ne ara öğrendin dedim. Türk kadınları böyledir.,dedikodu oldumu akan sular durur dedi. ikimizde baya çok güldük hatta Melis gelmiş farketmemişiz o anda. Allah muhabbetinizi arttırsın, kapıyı ben açarım siz zahmet etmeyin vs yine saçma sapan konuştu bayan EGO. Bildiğiniz bize köpek muamelesi yapıyordu.Ama katlanmak lazımdı işte.
-
16.
+1Patron ilk gün olduğu için kendisi gitmişti ama ertesi gün ben zütürmek zorundaydım. Akşama doğru Efe altında son model bir arabayla geldi yani öyle tahmin ediyordum. Arabadan indi ve bana Porsche panamera çok beğendin heralde dedi sırıtarak,al hadi park et madem dedi anahtarı bana doğru fırlattı. Onaylarcasına kafamı salladım.Şaşkınlık ve korku içerisinde arabaya bindim. Araba kullanmayı tamamen unuttuğumu düşünmüyordum ama yinede korkuyordum. Arabayı yavaş yavaş park ettim. Akşam saatlerinde herkes evdeydi. Annem yemeği içeri hazırlamıştı,biz onlardan sonra kendi müştemilatımızda yiyorduk. Emrah geldiğinde çok sinirli gözüküyordu,ne oldu diye sordum gibtir git işine bak diye bağırdı. Fazla üstüne gitmedim ama yine bir şey yaptığı belliydi. Hava almak için dışarı çıktığımda Melisi telefonla konuşurken gördüm. Onun göremeyeceği bir yere pustuktan sonra dinlemeye koyuldum, bütün gün evde olunca insanın yapacağı en zevkli şey buydu çünkü. Aşkım anlıyorum ama sizde kalamam, babam duyarsa senide benide öldürür, hayır seni seviyorum tabiki saçmala vs konuşuyordu.Ne yani ayrılmak bu kadar basit mi yani bir telefonla mı olacaktı derken aman be Allah belanı versin diyerek telefonu kapatması bir oldu. Ağlamamıştı ama yani gerçekten sevse ağlardı diye düşünüyorum.Çantasından bir sigara çıkardı ve yaktı, hepiniz aynısınız ulan hepiniz dedi. Ardından babası seslendi ve içeri gecti.O gidince bende saklandığım yerden çıktım.
-
17.
+1Ertesi gün erken kalkıp, arabayı hazırladım. Patron kahvaltıdan sonra baya şık bir biçimde arabanın makam tarafına oturdu. istanbula yeni geldiğim için gideceği yeri o tarif ediyordu ama en kısa zamanda öğrenmem lazımdı istanbulu. Köprüden geçerken sanki burada daha önce yaşamışım gibi hissettim, belkide yaşamıştım dönünce anneme sormak lazım dedim içimden. Patron Murad izbe denebilecek bir yerde durdurdu arabayı ve bana bir yere kaybolma on Dakika'ya gelicem dedi. Etrafta kimse yoktu sadece sokak kedileri nisan başıda olsa bidaha dünyaya gelmeyeceklerini bilir gibi çiftleşiyordu. Hiç aksatmadan on dakika sonra elinde bir çantayla Murad Bey arabaya bindi. içimden adam ayarladı mı lan tam on dakika oldu diye düşündüm. Adamın bu kadar zengin olmasının sebebini anlamıştım, zamanı çok iyi kullanıyordu. Sür dedi bana yine tarif ederek.Şirketin önüne geldiğimizde dur dedi. Mertoğlu-Kaymakoğlu yazıyordu şirketin girişinde. Saat sekizde beni buradan al dedi ve indi. Sora sora eve gitmeyi başardım, daha çok zaman vardı çünkü. Melis bir arkadaşıyla bahçede oturuyordu,oda en az onun kadar güzeldi. Bana bakarak,biz iki tane orta Türk kahvesi istiyoruz çabuk olsun biraz dedi üstüne bastırarak. Emredersiniz dedim aynı şekilde. Kendimi tutamıyorum ama dilimi tutmam lazımdı. Anneme söyledim yaptıktan sonra yine ben zütürdüm kahveleri yanlarına suda koymuştum niye su yok demesin diye. Alara canım başka bir şey ister misin dedi arkadaşına bakarak oda benimle dalga geçmek ve ezmek için sen gelsene biraz buraya dedi. Melis saçmalama falan yapsada lütfen gel otur şuraya dedi karşısındaki yeri göstererek.Ne oluyor *** dedim içimden. Gittim,gösterdiği yere oturdum. Benim bir sevgilim var ona hediye almak istiyorum vs diyerek biraz sevgilisinden bahsetti. Bende pek anlamam ama falan desemde olsun hem bedenleriniz yakın birbirine seninde benimle alış-verişe gelmeni istiyorum dedi. Melis bu köylü nereden anlıcak canım amaan yaptı işte bardağın taştığı zamandı bu.Hiçbir şey demeden kalktım ve arabaya doğru yürüdüm. Arabaya biner binmez gözyaşlarımı tutamadım ağlamaya başladım. Gerçi kimin arabasını alıp, kime artistlik yapıyorsam diye düşündüm.Ama bende insandım, benimde duygularım vardı bu çok fazlaydı...
-
18.
+2Arabayı denize karşı sote bir yere çektim. Düşünmeye başladım, Allahım benim günahım ne,neden bir kere bile sevindirici bir şey olmuyor dedim arabanın içinde bağırarak. Denize baktım biraz, ardından radyoyu açtım. Göksel-Denize Bıraksam Kendimi çalıyordu, ekranda öyle yazıyordu yani. Ulan istanbul dedim bu kadar güzel olmasan kimse katlanamaz burada yaşamaya. Havan kirli, insanların değişik. Arabanın saatine baktım saat beşe geliyordu. Annem telefon almam için biraz para vermişti malum şöfördüm artık. Sarıyere inip biraz dolaştıktan sonra telefoncuya girip ucuz kameralı bir telefon aldım kendime ve birde hat tabiki. Saat 7:30 civarı şirketin önünde beklemeye başladım ve patron yine sektirmeden sekizde arabadaydı.Eve gittik. Yemek faslı bittikten birkaç saat sonra herkes odalarına çekildi. Bende yine hava almak için bahçeye çıktım,bu zamanlar hava çok güzel oluyordu ne sıcak ne soğuk. Hamağa oturdum gözlerimi kapattım, havayı içime çektim. Gözlerimi açtığımda karşımda Melis vardı, kalkıp gitmeye niyetlendim lütfen oturur musun dedi ve yanıma oturdu. Konuşmuyor,sadece yüzüne bakıyordum. Bana davranışım için özür dilerim dedi.O an dondum kaldı e diyeceğimi bilemedim bayan EGO benden özür diliyordu ve devam etti zor zamanlar geçiriyorum babam çok üstüme geliyor, sevgilimden ayrıldım, arkadaşlarım bir bir benimle küsüyor dedi.Ben yine susmaya devam ettim çünkü yediremedim kendime sürekli aşağılayıp, ezip özür dilemek çok adaletsizce geldi bana. Kalkıp gidemezdim ama susabilirdim ki öyle yaptım. Biliyorum yeni geldiniz buraya alışmaya çalışıyorsun, babam anlattı eviniz yanmış falan dedi. Elini uzattı arkadaş mıyız diye sordu. Bayan EGO beni ters köşeye yatırmıştı. Bende elimi uzattım sonuçta kız özür dilemişti hiç takmayabilirdide. Ardından kafamı salladım onay verircesine.iyi geceler dileyip eve girdi. Bende biraz daha yıldızlara baktıktan sonra gözlerimi kapattım, hamakta uyuya kalmışım.
-
19.
+2Sabah üzerimde battaniye ile uyandım.Her tarafım tutulmuş, birazda boğazlarım ağrıyordu. Telefonun saattine baktım saat 7 ye geliyordu.Eve gidip üzerimi değiştirdim, içeride biraz atıştırıp arabaya gittim. Patron bindi arabaya, nereye gidiyoruz efendim dedim. Sanki söylesem zütürebileceksin dedi baya bir züt olmuştum, sustum bir şey diyemedim hak etmiştim çünkü. Yine bizi izbe bir yere zütürdü yarım saate gelicem dedi ve arabadan indi. Yarım saat oldu adam gelmedi, dakik olduğu için biraz garibime gitti on dakika sonra silah sesi gelince hasgibtir sıçtık dedim sesli olarak. Kaçsam mı diye düşündüm fakat kaçamazdım, ihanet edemezdim kimseye. Ardından patron koşarak arabaya bindi.Çabuk sür diye bağırdı.Ama efendim silah dememe kalmadan kes sesini, konuşma sür diyerek yine bağırdı. Birkaç dakika sürdüm, dikiz aynasına baktım iki araba bizi takip ediyordu yada bana öyle gelmişti. Anlamak için saçma bir yola girdim ve onlarda peşimizden geldi. Patron napıyorsun sen, nereye gidiyoruz diye bağırdı. Beyefendi galiba takip ediliyoruz dedim. Adam arkasına döndü ve bana kurtulabilir misin bunlardan dedi. Cevap veremedim dondum kaldım o an.içimden neye düştüm ben böyle *** diyerek sövdüm. Patron bağırarak bir daha sordu kurtulabilir misin sana diyorum. Denerim dedim sadece. Adamlarda reklamda gördüğüm son model passat vardı ama altımdada AUDi A6 vardı boru değildi hani.Şehri bilmiyordum ama tanıdık geldiğini söylemiştim. Saçma sapan yol ayrımlara,ara sokaklara girdikten sonra dikiz aynasından bir daha baktığımda arabalar yoktu ama bende arabanın neredeyse her yanını sürtmüştüm kaçarken.Eve doğru sür dedi ve ardından telefonunu çıkardı Süleyman çocukları topla bizim eve gel dedi,ama eve girmeyin dışarıda bekleyin diye ekledi.Eve gidince bir daha aradı benim dün gittiğim sote mekanı tarif etti, oraya gelmelerini söyledi. Oraya gittik arabadan indi sen burda kal dedi bana. Korkudan altıma yaptığım için îlk işim torpidodaki peçetelerle pantolonumun ıslaklığını azaltmaya çalışmak oldu. Patron birkaç dakika sonra arabaya bindi ve eve gidelim dedi.
-
20.
+2Eve yaklaşınca arabayı sağa çek dedi, sağa çektim ve sustum onun konuşmasını bekledim. Sonunun o içeride ateş ettiğim adam gibi olmasını istemiyorsan kimseye bir şey söylemeyeceksin dedi, sözcükleri sakin ve tane tane söylüyordu.Öyle söyleyince adamdan daha çok korkmaya başlamıştım. Zaten daha ne kadar korkabilirdim altıma işemiştim korkudan. Beni anladın mı diye bağırdı bir anda. Yutkunarak anladım diyebildim sadece.Şimdi al şu parayı arabayı yaptır dedi ve telefon numaramı istedi. Gideceğim yerin adresinide aldıktan sonra onu eve bıraktım. Arabayı servise bırakıp dolmuşla eve döndü. Adam bana on beş tane iki yüzlük vermişti,ilk defa bu kadar çok parayı bir arada görmüştüm ama o arabada bu kadar ucuza tamir olmaz diye düşündüm demekki bu paraları ödül olarak vermişti. Saat daha sabah 11 idi. Alara ve Melis hamak keyfi yapıyor, annemde onlara servis yapıyordu.Ama melis eskisi gibi davranmıyordu anneme daha kibar konuşuyor, rica ediyordu bu haraketi önceki şeyleri unutturmaya yetmişti şimdilik. Paraları odamdaki çekmeceye sakladım ve kilitledim. Ardından babama yardım etmek için dışarı çıktığımda annem babamın alış verişe gittiğini söyledi. Anneme bundan sonra benim alış-verişe gideceğimi, babamın birdaha gitmemesini söyledim. Melis,Fatih bir bakabilir misin diye seslendi. Yanlarına gittim buyrun hanımefendi,ne istemiştiniz dedim.Ya ben sevmiyorum öyle lafları anneme söyle yaşlı işi one vs yine boş boş konuşuyordu. Tamam Melis dedim, yüzüme baktı aha yine bir şey diyecek diye beklerken tamam Fatihçim dedi gülümsedi. Alara peki artık alış-verişe gidebiliriz değil mi dedi.Ben yine bir şey demedim. Melis yarın gidiyoruz o zaman dedi ve ben biraz uyumak için odama geçtim. Malum o kadar olay oldu ve dışarıda rahat uyuyamadım. Uyandığımda saat akşamüstü beş civarıydı.
başlık yok! burası bom boş!